[ { "ayetAhmedSamira" : "18:91. İşte böyle! Biz, onun yanında olan şeyleri bilgimizle kuşatmıştık. 18:91. Like that, and We had comprehended\/enveloped with what (is) at\/near him (with) knowledge .", "ayetIe" : "İşte böyledir; ve muhakkak kuşattık yanındakini onun; bir bilgi\/bir ilim.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 2 ve kad ve muhakkak وَقَدْ - 3 ehatna kuşattık أَحَطْنَا حوط 4 bima بِمَا - 5 ledeyhi yanındakini onun لَدَيْهِ - 6 hubran bir bilgi\/bir ilim خُبْرًا خبر", "ayetNo" : "91", "ayetNot" : "Yüce Allah Zülkarneyn’in yanında olan bir şeye dikkat çekiyor. Bunun ne olduğu konusunda bir fikir yürütmek zor. En doğrusunu Allah bilir. Ancak tahmin edebiliriz. II. Kiros’un sahip olduğu bilimden bu kavme aktarmak istemiş olması muhtemeldir. II. Kiros döneminde insanlığın sahip olduğu gelişmelerden bazılarının bu ilimsiz kavme aktarıldığı düşünülebilir.", "id" : "47", "kuranAyetNo" : "2229", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:97. Artık onu aşmaya ve yarıp geçmeye güç yetiremediler. 18:97. So they did not rise\/diffuse\/spread over (it, nor) that they mount\/ascend it , and they were not able (of) piercing\/penetration for it.", "ayetIe" : "Öyle ki, değildi güç yetirenler ki aşarlar onu; ve değildi güç yetirenler ona; bir delişe.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fema öyle ki değildi فَمَا - 2 stau güç yetirenler اسْطَاعُوا طوع 3 en ki أَنْ - 4 yezheruhu aşarlar onu يَظْهَرُوهُ ظهر 5 ve ma ve değildi وَمَا - 6 stetau güç yetirenler اسْتَطَاعُوا طوع 7 lehu ona لَهُ - 8 nekben bir delişe. نَقْبًا نقب", "ayetNo" : "97", "ayetNot" : "Dökme demirlerle destekli seddi Yacuc ve Macuc kavimleri geçemiyor, delemiyor: Anlaşılır ki setler gerçekten çok sağlam ve etkili yapılmıştır. Yacuc ve Macuc kavimleri bu iki seddi aşmaya ya da delmeye güç yetirememişlerdir.", "id" : "53", "kuranAyetNo" : "2235", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:5. Buna dair kendilerinin de atalarının da hiçbir bilgileri yoktur. Çok büyük söz ediyorlar. Yalandan başka bir şey söylemiyorlar. 18:5. Nothing from knowledge (is) to them with it (they have no knowledge of it) and nor to their fathers, a word\/speech\/sermon became big (that) emerges from their mouths, that they say except lies\/denials\/falsifications (about God).", "ayetIe" : "Yoktur onlara onun hakkında hiçbir bilgi; ve olmaz ataları için; büyüklenmiş bir kelime çıkar ağızlarından; ki söylerler onlar ancak bir yalan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ma yoktur مَا - 2 lehum onlara لَهُمْ - 3 bihi onun hakkında بِهِ - 4 min hiçbir مِنْ - 5 ilmin bilgi عِلْمٍ علم 6 ve la ve olmaz وَلَا - 7 liabaihim ataları için لِابَائِهِمْ ابو 8 keburat büyüklenmiş كَبُرَتْ كبر 9 kelimeten bir kelime كَلِمَةً كلم 10 tehrucu çıkar تَخْرُجُ خرج 11 min مِنْ - 12 efvahihim ağızlarından - أَفْوَاهِهِمْ فوه 13 in ki إِنْ - 14 yekulune söylerler يَقُولُونَ قول 15 illa ancak إِلَّا - 16 keziben bir yalan كَذِبًا كذب", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "Anlarız ki ‘’Allah bir çocuk edindi” sözü çok büyük bir günahtır. Yüce Allah o kadar yücedir ki onun bir çocuk edinmesi asla ama asla söz konusu olamaz. Bu sözü söyleyen Yahudiler ve Hristiyanlar hakkında hiçbir bilgileri olmayan bir konu üzerinden ahkâm kesmektedirler. Yahudiler ve Hristiyanların ataları da aynı durumdadır. Yüce Allah “Allah bir çocuk edindi.” diyenlerin yalan konuştuklarını yani doğru olmayan bir söz söylediklerini bildirmektedir.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "16", "kuranAyetNo" : "2143", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:17. Onlar, mağaranın geniş bir dehlizinde bulunurlarken, Güneş’in doğduğu zaman, mağaralarından sağa tarafa yöneldiğini, battığı zaman da sol tarafa doğru onları makaslayıp geçtiğini görürsün.1 Bu Allah’ın âyetlerindendir.2 Allah, kimi doğru yola iletirse3, işte o doğru yolu bulmuştur. Kimi de sapkınlıkta bırakırsa3, artık onun için yol gösteren bir veli4 bulamazsın. 1- Güneş hiçbir durumda onların üzerlerine vurup onları rahatsız etmiyor. 2-Mucizelerindendir. 3-. Allah, sapkınlığı hak edeni, sapkınlığı gerektiren şeyleri yapanı, sapkınlığı tercih edeni saptırır; doğru yola iletilmeyi hak edeni, doğru yola iletilmeyi gerektiren şeyleri yapanı, doğru yolu tercih edeni de doğru yola iletir. Kimin neyi hak ettiğine kararı Allah verir. Doğru yolu seçmek ve sapkınlık konusu insanın dilemesiyle ilgilidir. Sorumluluk insana aittir. 4- Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. 18:17. And you see the sun when it rose\/ascended\/appeared, it bends and curves\/visits on their cave that of the right, and when it departed\/declined\/set, it parallels\/crosses\/passes them that of the left, and they are in an opening from it; that (is) from God’s verses\/signs\/evidences; whom God guides so he is the guided, and whom He misguides\/who misguides (others) so you will never\/not find for him a guardian\/ally a correct\/right guide.", "ayetIe" : "Ve görürsün Güneş’i; doğduğu\/yükseldiği zaman eğilir mağaralarından onların sağa doğru; ve battığı (Güneş) zaman makaslar\/çaprazlar onları sola doğru; ve onlar içindedirler bir gedik\/bir oyuk onun (mağaranın); işte bu; ayetlerindendir Allah'ın; kimi kılavuzlar doğru yola Allah, öyle ki o doğru yolu bulandır; ve kimi saptırır, öyle ki asla bulamazsın ona bir veli28; bir doğruyu bulan60.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve tera ve görürsün وَتَرَى راي 2 ş-şemse Güneş’i الشَّمْسَ شمس 3 iza zaman إِذَا - 4 taleat doğduğu\/yükseldiği طَلَعَتْ طلع 5 tezaveru eğilir تَزَاوَرُ زور 6 an عَنْ - 7 kehfihim mağaralarından كَهْفِهِمْ كهف 8 zate doğru ذَاتَ - 9 l-yemini sağa الْيَمِينِ يمن 10 ve iza ve zaman وَإِذَا - 11 garabet battığı (Güneş) غَرَبَتْ غرب 12 tekriduhum makaslar\/çaprazlar onları تَقْرِضُهُمْ قرض 13 zate doğru ذَاتَ - 14 ş-şimali sola الشِّمَالِ شمل 15 vehum ve onlar وَهُمْ - 16 fi içindedirler فِي - 17 fecvetin bir gedik\/bir oyuk فَجْوَةٍ فجو 18 minhu onun (mağaranın) مِنْهُ - 19 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 20 min مِنْ - 21 ayati ayetlerindendir ايَاتِ ايي 22 llahi Allah'ın اللَّهِ - 23 men kimi مَنْ - 24 yehdi kılavuzlar doğru yola يَهْدِ هدي 25 llahu Allah اللَّهُ - 26 fe huve öyle ki o فَهُوَ - 27 l-muhtedi doğru yolu bulandır الْمُهْتَدِ هدي 28 ve men ve kimi وَمَنْ - 29 yudlil saptırır يُضْلِلْ ضلل 30 felen öyle ki asla فَلَنْ - 31 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد 32 lehu ona لَهُ - 33 veliyyen bir veli (yakın koruyucu) وَلِيًّا ولي 34 murşiden bir doğru yol\/bir olgunluk. مُرْشِدًا رشد", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "Yüce Allah bu ayette mağaranın pozisyonuyla ilgili muhteşem güzellikte bilgiler veriyor. Tek yapmamız gereken ayetleri doğru çevirip olduğu gibi yüce Allah’ın işaretlerini izlemektir. Bu ayette doğu ve batı yönleriyle birlikte sağ ve sol yönleri de işaret ediliyor. Doğu ve batı yönlerinde zaten bir sorun yok. Güneş’in doğduğu yer doğu, battığı yer batı olur. Ancak sağ ve sol yönleri için durum daha karmaşıktır. Bu nedenle ayette Rabb’imiz sağ ve sol yön işaretiyle hangi yönleri işaret etmiş öncelikle bunu bulmamız gereklidir. 'Ve görürsün Güneş’i” işareti önemlidir. Arapça gramer olarak ‘تَرَىٱلشَّمْسَ’, “tere ş-şemse” geçişindeki ‘تَرَى’ “tere” fiili ikinci şahıs tekil olarak gelmiştir. Sesleniş direkt olarak Muhammed peygamberedir. Muhammed peygambere olan seslenişi biz kendi üzerimize de alabiliriz. Bu nedenle ayetleri mağara ve rakim yoldaşları dışında bir kimsenin gözünden okumak durumdayız. Analiz mağara içindeki gençlerin gözünden yapılmamalıdır. Bu nokta çok önemlidir. Bu nedenle mağara içinde değil, mağarayı dışardan gören bir kimse olarak analiz yapmak durumundayız. Güneş’in doğuşunu izleyen ve Güneş’i sağına doğru eğildiğini gören bir kimse mutlak ki kuzey yarım kürededir. Sağ taraf da her zaman güney olur. Sol tarafsa her zaman kuzey olur. demek ki ayette geçen sağ güneyi, sol da kuzeyi işaret eder. Ayetin devamında “ve battığı (Güneş) vakit makaslar\/çaprazlar onları, sola doğru” buyrulmuştur. “Makaslar (çaprazlar) onları”, ‘تَّقْرِضُهُمْ’, ‘takrıduhum’ fiilindeki “onları” zamiri mağara içindeki gençleri işaret eder. Güneş’in batışı esnasında farklı bir durum oluştuğunu yüce Rabb’imiz bizlere bildiriyor. Güneş batarken Güneş ışınları mağara girişini içerideki gençlere göre çaprazlayacak şekilde aydınlatmaktadır. Bu makaslama sola doğru olmaktadır yani kuzeye doğru. Anlarız ki Güneş ışığı Güneş batarken mağara girişinin kuzey duvarının içine düşmektedir. Makaslama (çaprazlama) kelimesinden anlarız ki Güneş batımından bir süre önce mağara girişinin kuzey iç duvarı yönüne Güneş ışığı düşmeye başlamaktadır. Güneş’in batmak için eğilmesiyle birlikte bu aydınlanma mağara girişinin kuzey iç duvarında mağara içine doğru ve daha yükseğe doğru hareket etmektedir. Bu ışık hareketi mağara içindeki gençleri kuzey-sol duvardan çaprazlamaktadır. Açık olarak anlarız ki mağara içinde, mağaranın daha derinlerinde bir yarık, bir boşluk, bir gedik vardır. Gençler mağaraya sadece girmekle kalmamış onun en gizli, en derin, en görünmez yerine saklanmışlardır. Gençleri makaslayan\/çaprazlayan akşam güneşi onları soldan yani kuzeyden çaprazladığına göre mutlak ki bu gençler mağaranın güney yönüne doğru yerleşim gösteren bir oyuğa, bir gediğe, bir boşluğa, bir aralığa saklanmış olmalılardır. Bu şartlara uygun bir mağaranın girişi mutlak ki kuzey-batıya bakmalıdır. Yüce Allah’ın izniyle Kur’an’ın çok büyük bir mucizesine tanık olacaksınız. Gerçek Ashab-ı Kehf (Yedi Uyurlar) Mağarası nerede? Yüce Allah'ın gerçek Ashab-ı Kehf mağarasının GPS koordinatlarını 17. ayette vermesi 2023 yılı itibariyle tecelli etmiştir. Ayet 34 kelimeden oluşur. İşaret ettiği konuya göre 3 parçadan oluşur.  1. parça; 9 kelime ve 36 harften oluşur. Mağaranın dünya üzerindeki konumunu işaret eder. Mağara kuzey yarımkürededir. 2. parça; 10 kelime ve 38 harften oluşur. Gençlerin mağara içindeki konumunu işaret eder. Gençler mağaranın güneyindedir. 3. parça; 15 kelime ve 51 harften oluşur. Doğru yola kılavuzlu olanların gerçek mağarayı bulacağını işaret eder. Aşağıdaki resimde 1. kısmın 36. derece doğu boylamını işaret etmesi görülmektedir.      Aşağıdaki resimde 2. kısmın 38 derece kuzey enlemini işaret etmesi gösterilmiştir.    Aşağıdaki resimde 3. kısmın doğru mağaraya kılavuzlaması gösterilmiştir. Aşağıdaki resimde 17. ayetin işaretiyle ortaya çıkan Google Earth görüntüsü vardır. Afşin bölgesinin bu alanda kaldığı görülür. Mağaranın metresine kadar GPS değerini verecek olan şeyse ayetin künyesi olan 17. sayısıdır. 17 sayısı da gerçek ashab-ı kehf mağarasını metresine kadar gösterir. Mağara neden 17 metre daha batıda? Bunun nedeni Anadolu plakasının depremlerle batıya doğru kaymasındandır. Doğu Anadolu fay hattı boyunca Anadolu levhasının batıya doğru kayması yılda yaklaşık 18 mm’dir. Yani her yıl Anadolu levhası batıya doğru 1,8 cm kaymaktadır. Basit bir hesapla anlarız ki 34,6 metrelik batıya bir kayma yaklaşık olarak 1922 yılda gerçekleşebilir. Bu da Rabb’imizin bir işareti olarak karşımıza çıkar. Google Earth resmi 2022 yılında alındığına göre 2022 yılından 1922 yıl geriye gittiğimizde MS 100 yılını elde ederiz. Demek ki MS 100-150 yıllarında gençler mağaraya girmiş olmalıdır. 2023 yılı itibariyle büyük bir Kur'an mucizesi ortaya çıkmıştır. Elbette bu büyük mucize Yüce Allah'ın izniyle meydana gelmiştir. Ne mutlu Kur’an’a tanık olanlara! Ne mutlu mağara yoldaşları gibi tek tanrıcı olanlara! Hanif olanlara! Ne mutlu atalar dinini terk edenlere! Ne mutlu sadece Kur’an diyenlere!", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "28", "kuranAyetNo" : "2155", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:98. “Bu Rabb’imden bir rahmettir. Ama Rabb’imin uyarısı1 gerçekleştiği zaman, onu yerle bir eder. Ve Rabb’imin uyarısı gerçektir.” dedi. 1- Sözü edilen\/karar verilen an. 18:98. He said: \"That (is) mercy from my Lord, so if my Lord’s promise came, he made it flattened\/leveled off and my Lord’s promise was truthfully (truthful) .\"", "ayetIe" : "Dedi: “Bu, bir rahmettir271 Rabbimden4; öyle ki, geldiği zaman vaadi Rabbimin4; yaptı onu yerle bir\/dümdüz; ve oldu vaadi Rabbimin4 bir hak\/bir gerçek.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi قَالَ قول 2 haza bu هَٰذَا - 3 rahmetun Bir rahmettir رَحْمَةٌ رحم 4 min مِنْ - 5 rabbi Rabbimden رَبِّي ربب 6 feiza öyle ki, zaman فَإِذَا - 7 ca'e geldiği جَاءَ جيا 8 vea'du vaadi وَعْدُ وعد 9 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب 10 cealehu yaptı onu جَعَلَهُ جعل 11 dekka'e yerle bir\/dümdüz دَكَّاءَ دكك 12 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 13 vea'du vaadi وَعْدُ وعد 14 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب 15 hakkan bir hak\/bir gerçek حَقًّا حقق", "ayetNo" : "98", "ayetNot" : "Zülkarneyn, bu seddin Yüce Allah’tan gelen, zulme uğrayan bir kavim için bir rahmet olduğunu bildiriyor: Açık ve net olarak anlarız ki zulme uğrayan bir topluma Yüce Allah rahmet etmiştir. Zülkarneyn’i vesile kılarak bu topluma yardım etmiştir. Yüce Allah bir kavme rahmetini bağışladığı vakit artık o kavme bir korku, bir hüzün asla olmaz. Kötülüklerden uzak kalır. Ancak Yüce Allah bir toplumdan rahmetini çekti mi artık o kavmin yüzü asla gülmez. Zülkarneyn’in yaptığı seddi Yüce Allah bir zaman mutlaka yıkacaktır: Anlarız ki Yüce Allah bu seddi bir zaman mutlaka yıkacaktır. Bu vaat kesinlikle gerçekleşecek olan bir vaattir; bir gerçektir. Seddi Yacuc ve Macuc yıkmayacaktır. Yüce Allah’ın bizzat kendisi yıkacaktır. Yüce Allah’ın emir ve işleri uygulamasına Yüce Allah’ın sünneti diyoruz. Deprem gibi doğal afetler Yüce Allah’ın ayetleridir. Anlıyoruz ki deprem veya benzeri bir doğal afetle bu setler bir zaman kesin olarak yıkılacaktır. İki setten en az birisi ne zaman yıkıldı? Ayetleri iyi anlamak için Kur’an’ı bir bütün olarak anlamak zorundayız. Yacuc ve Macuc kavimleri Enbiya suresi 96. ayetinde de geçer. 21:96 Ta ki açıldığı vakit önü Yacucun ve Yacucun; ve onlar her bir tepeden inerler\/yayılırlar\/çoğalırlar\/ürerler. 21:97 Ve yaklaştı vaat, hak\/gerçek; öyle ki, o vakit o donup kalandır; kâfirlik etmiş kimselerin gözleri; vah bize! Muhakkak olduk bir gaflet içinde bundan; evet! Olduk zalimler. Kur’an bir bütün olarak okunmalıdır. Ayetler konu bütünlüğü dikkate alınmadan, cımbızla çeker gibi alınıp yorumlandığında yanlış anlaşılmalar kaçınılmazdır. Nitekim bu ayetler de yanlış anlaşılmıştır. 21:97 ayetindeki “vakterabel va’du” yani “ve yaklaştı vaat” geçişini kıyametin başlama zamanı olarak yanlış olarak anlarsak bu kez bir önceki ayette geçen Yacuc ve Macuc kavimlerinin önünün açılmasının kıyametin hemen öncesi olacağını anlamak zorunda kalırız. Bu anlayış yanlıştır. Kur’an’da kıyamet durumu saat kelimesi ile işaret edilmiştir. 54:1 ayetinde Yüce Allah ‘Yaklaştı saat’ buyurmuştur. Vaat ise daha geniş bir kelimedir. Saati de kapsar. Yüce Allah’ın dinozorları yok eden gök taşını dünyaya düşürmesi de bir vaattir. Ancak saat değildir. Saat, evrenin tamamen yok olma sürecidir. Lut peygamberin kavmini yok eden ve havada patlayan “airburst’’ gök taşı da bir vaattir. Ancak saat değildir. Vaadin yakın olduğu Rabb’imiz tarafından bildiriliyor. Vaat saat olmadığı için seddin yıkılması kıyamet gününe yakın olmak zorunda değildir. Hatta bu seddin Kur’an inmeden önce bir zamanda yıkılmış olduğu anlaşılabilir. Setler nasıl yıkılmış olabilir? Setleri depremlerin yıkmış olması en muhtemeldir. Arap yarımadası plakasıyla Avrupa plakası etkileşimi nedeniyle Kafkas Dağları depremler açısından son derece aktif ve büyük depremler üretebilen bir bölgedir. Yıkıcı depremlerin ciddi can ve mal kayıplarına yol açtığı bir bölgedir. Aşağıdaki resimde MS 50 ile 2013 yılı arasında bu bölgede gerçekleşmiş olan depremler gösterilmiştir. Açık mavi kareler moment büyüklüğü 5 < Mw ≤ 6,5 olan depremlerin merkez üslerini, kahverengi kareler ise 6,5 < Mw ≤ 8 olan depremlerin merkez üslerini göstermektedir. Görüldüğü üzere Daryal ve Derbent geçitleri tam da aktif fay hatları üzerindedir. Bu fayların da çok yıkıcı depremler oluşturmuş olduğu görülmektedir. Elimizde II. Kiros Dönemi ve daha sonrasını gösteren (En erken veri MS 50’ye kadar) bu bölgede gerçekleşmiş deprem kayıtları maalesef yoktur. Ancak Yüce Allah’ın iş ve oluşları doğa güçleri aracılığıyla gerçekleştirdiği düşünüldüğünde II. Kiros’un demir destekli onardığı veya sağlamlaştırdığı setlerin daha sonra depremler nedeniyle yıkıldığını söyleyebiliriz. II. Kiros’un inşa ettiği setlerin ne zaman yıkıldığını kesin olarak bilemiyoruz. Ancak tarihi kayıtlara göre Derbent bölgesinde MS 1 ve 3. yüzyıllar arası önemli bir refah dönemi yaşanmıştır. 4. yüzyılda göçebe akınlarının yeniden başladığı anlaşılmaktadır. Bu akınlara karşı 5. yüzyılda Sasani hükümdarlığı kale ve surlarla önlemler almaya çalışmıştır. Kesin olarak anlıyoruz ki Zülkarneyn’in inşa ettiği setler Kur’an inmeye başlamasından önce Yüce Allah tarafından yıkılmıştır. Yerle bir edilmiştir, dümdüz edilmiştir. Yacuc-Macuc kavimlerinin her tepeden yayılmaları (çoğalmaları): Yüce Allah’ın seddi bir zaman yıkmasıyla bu iki kavmin yani Kimmerler ve İskitlerin önündeki engel kalktığı için bu iki kavim tüm yeryüzüne yayılmıştır. Ayette geçen “yensilûn” kelimesinin yayılma dışında çoğalma anlamının da olması Kur’an’ın büyük bir mucizesidir. Bu kavimler yeryüzüne yayıldıkça nesiller olarak da çoğalmış ve yeryüzüne hâkim olmuştur. Genetik çalışmalar dikkate alındığında görülür ki günümüzde yeryüzünde yaşayan insanların çoğunluğu Y-DNA’sında haplo grup R taşımaktadır. Bu R haplo geni de Kimmerler (Yacuc) ve İskitlerle (Macuc) direkt olarak ilişkilidir. Diğer bir deyişle Yacuc ve Macuc kavimleri seddin açılmasıyla tüm yeryüzüne zaten yayılmışlardır.", "id" : "54", "kuranAyetNo" : "2236", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:13. Biz, sana onların hikâyesini bütün gerçekliği ile anlatıyoruz. Onlar Rabb’lerine iman eden gençlerdi. Biz de onlara hidayeti1 arttırdık. 1- Doğru yola yönelme bilinçlerini. 18:13. We narrate\/inform on (to) you their information\/news with the truth , that they truly are youths\/servants , they believed with their Lord, and We increased them guidance.", "ayetIe" : "Biz; kıssa430 haline getirdik sana onların haberini gerçekle\/hakla; doğrusu onlar Rablerine4 iman47 etmiş  gençlerdi; ve ziyade ettik\/artırdık onlara hidayeti.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 nehnu biz نَحْنُ - 2 nekussu kıssalaştırdık\/anlattık نَقُصُّ قصص 3 aleyke sana عَلَيْكَ - 4 nebeehum haberini onların نَبَأَهُمْ نبا 5 bil-hakki gerçekle\/hakla بِالْحَقِّ حقق 6 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 7 fityetun gençlerdi فِتْيَةٌ فتي 8 amenu inanmış امَنُوا امن 9 birabbihim Rablerine بِرَبِّهِمْ ربب 10 ve zidnahum ve ziyade ettik\/artırdık onlara وَزِدْنَاهُمْ زيد 11 huden hidayeti هُدًى هدي", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "Anlarız ki Kur’an’ın indiği dönemde de (MS 610-633) mağara yoldaşlarıyla ilgili çok sayıda yalan yanlış bilgi vardır. Gerçekten de Hristiyan kaynaklarına bakıldığında farklı bilgilerin varlığı görülür. Kıssa ilk olarak 5-6. yüzyılda Suruç (Urfa ilinin ilçesi) Piskoposu Mor Yakup ‘Jacob of Serugh’ (MS 451-521) tarafından anlatılmıştır. İlk anlatım Süryanicedir.  İlk anlatım doğuya ve batıya yayılarak dilden dile dolaşmış, farklı dillere çevrilmiş ve farklılaşma yaşamıştır. Tourslu Gregor (MS 538-594) “Passio Septem Dormientum” isimli eserinde Süryanice olan metni Latinceye çevirmiştir.  Kur’an’ın vereceği bilgiler tartışmasız şekilde haktır, gerçektir. Yüce Allah Kur’an’la son noktayı koyacağını, hak (gerçek) neyse ortaya çıkaracağını bildirmiştir. Mağara ve yazıt\/rakam yoldaşlarıyla ilgili hak bilgiyi Rabb’imiz bizlere kıssalaştırarak verecektir. Bu gençlerin yüce Allah katında kıymetli bir yere sahip oldukları bizzat yüce Allah’ın kendisi tarafından bildirilmiştir. Yüce Allah bu gençlere hidayeti artırdığını yani doğruyla yanlışı ayırabilme yetisi verdiğini bizlere bildirmektedir.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "24", "kuranAyetNo" : "2151", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:15. Hayır! Hayır! O alev alev yanan ateştir; 70:15. No, but that it is blazing\/flaming .", "ayetIe" : "Hayır! Doğrusu o (cehennem) harlı ateştir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kella hayır! كَلَّا - 2 inneha doğrusu o (cehennem) إِنَّهَا - 3 leza harlı   ateştir. لَظَىٰ -", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "", "id" : "73", "kuranAyetNo" : "5388", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:23. Hiçbir şey için, “Ben, yarın bunu kesinlikle yapacağım.” deme. 18:23. And do not say (E) to a thing: \"That I am making\/doing that tomorrow\/(in the) future.\"", "ayetIe" : "Ve deme bir şey için; şüphesiz ben yapıcıyım bunu yarın.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve la ve وَلَا - 2 tekulenne deme تَقُولَنَّ قول 3 lişey'in bir şey için لِشَيْءٍ شيا 4 inni şüphesiz ben إِنِّي - 5 failun yapıcıyım فَاعِلٌ فعل 6 zalike bunu ذَٰلِكَ - 7 gaden yarın غَدًا غدو", "ayetNo" : "23", "ayetNot" : "Ne muhteşem bir ayet! Demek ki her bir işimize yüce Allah’ın izniyle, yüce Allah dilerse diyerek başlamalıyız. Elbette bunu sadece dilimizle değil tüm kalbimizle söylemeliyiz.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "34", "kuranAyetNo" : "2161", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:2. Dosdoğru bir gözetici olarak; şiddetli azaba karşı uyarmak, erdemli ve doğru davranışlarda bulunan Mü’minlere, en iyi karşılığın onların olduğunu müjdelemek için katından indirdi. 18:2. A straight\/valuable (Book) to warn\/give notice (of) a severe power\/might from at Him, and (it) announces good news (to) the believers those who make\/do the correct\/righteous deeds , that (E) for them (is a) good\/beautiful reward .", "ayetIe" : "Kıyamdadır143; uyarması içindir onun (Allah'ın) katından\/indinden şiddetli bir perişanlığı\/bir kaygıyı; ve müjdeler müminleri27; sâlihât18 yapan kimseleri; ki onlaradır güzel bir ecir\/karşılık.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kayyimen dosdoğru ayakta قَيِّمًا قوم 2 liyunzira uyarması için لِيُنْذِرَ نذر 3 be'sen bir perişanlığı\/bir üzüntüyü\/bir kaygıyı بَأْسًا باس 4 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد 5 min مِنْ - 6 ledunhu katından\/indinden لَدُنْهُ لدن 7 ve yubeşşira ve müjdeler وَيُبَشِّرَ بشر 8 l-mu'minine müminleri\/itimat edenleri\/emin olanları الْمُؤْمِنِينَ امن 9 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 10 yea'melune yapan يَعْمَلُونَ عمل 11 s-salihati düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler الصَّالِحَاتِ صلح 12 enne ki أَنَّ - 13 lehum onlaradır لَهُمْ - 14 ecran bir ecir\/bir karşılık. أَجْرًا اجر 15 hasenen güzel حَسَنًا حسن", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "Kur’an âlemler için bir zikir yani bir hatırlatmadır. Kur’an “kayyimen” olmuştur. Yani dimdik, dosdoğru ayaktadır. Kur’an insanları uyarmaktadır. Perişanlık, üzüntü ve kaygı verecek olan bir günün geleceği konusunda âlemleri uyarmaktadır. Evrenimiz yaratılmadan önce hiperuzay ('hyper-dimensional bulk') denilen bir yerde yüce Allah’ımızla bilinçlerimiz arasında bir antlaşma yapıldı. Hiperuzay Kur’an’da arş olarak geçer. Evreni de içine alan bir kavramdır. Antlaşmanın özü şuydu; şeytanın adımlarını takip etmemek, yüce Allah’ın ilahlığına teslim olmak, onun astından asla ilahlar edinmemek, erdemli olmak, güzel ve barışa yönelik faaliyetlerde bulunmak ve yargılama gününün geleceği konusunda bilgili olmak. İşte Kur’an bu antlaşmayı hatırlatır bizlere. Bu antlaşmayı bozanlara yüce Allah katında bir azap vardır. Antlaşmaya sadık kalanlarsa bu sınavda başarılı olurlar. Bu sınavda başarılı olan müminlere yani delillerle iman etmiş ve şirke girmemiş olan kimselere güzel bir karşılık verileceği müjde olarak bildirilmektedir.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "13", "kuranAyetNo" : "2140", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:101. Ki onlar, bizim zikrimize1 karşı gözleri kapalı ve işitmeye tahammülü olmayanlardır. 1- Öğüdümüze. 18:101. Those who their eyes\/sights were in a cover\/concealment from My remembrance\/reminder, and they were not being able (of) hearing\/listening .", "ayetIe" : "Kimseler; oldu gözleri onların bir örtü içinde, zikrimden (Kur’an’ımdan); ve oldular güç yetiremeyenler bir işitmeye.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 kanet oldu كَانَتْ كون 3 ea'yunuhum gözleri onların أَعْيُنُهُمْ عين 4 fi içinde فِي - 5 gita'in bir örtü غِطَاءٍ غطو 6 an عَنْ - 7 zikri zikrimden (Kur’an’ımdan) ذِكْرِي ذكر 8 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 9 la لَا - 10 yestetiune yetiremeyenler يَسْتَطِيعُونَ طوع 11 sem'an bir işitmeye سَمْعًا سمع", "ayetNo" : "101", "ayetNot" : "", "id" : "57", "kuranAyetNo" : "2239", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:84. Doğrusu Biz, onu yeryüzünde güçlendirdik ve ona her şeyden bir sebep1 verdik. 1- Sonuca ulaşmayı sağlayacak şey. 18:84. We have highly positioned\/strengthened for him in the earth\/Planet Earth, and We gave\/brought him from every thing a reason\/motive\/connection .205", "ayetIe" : "Doğrusu biz, güçlendirdik\/kuvvetlendirdik onu yerde\/yeryüzünde; ve verdik ona her bir şeyden bir sebep.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inna doğrusu biz إِنَّا - 2 mekkenna güçlendirdik\/kuvvetlendirdik مَكَّنَّا مكن 3 lehu onu لَهُ - 4 fi فِي - 5 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 6 ve ateynahu ve verdik ona وَاتَيْنَاهُ اتي 7 min مِنْ - 8 kulli her bir كُلِّ كلل 9 şey'in şeyden شَيْءٍ شيا 10 sebeben bir sebep. سَبَبًا سبب", "ayetNo" : "84", "ayetNot" : "Kur’an’da “yer” yani “ard (arz)” kelimesi hiç şüphesiz Dünya için kullanılır. Bu da bize Zülkarneyn’in yeryüzünde (Dünya’da) yaşamış olduğunu gösterir. Zülkarneyn’in yeryüzünde geçerli olan bir kuvveti (bir gücü) olduğunu anlıyoruz. Gökte (uzayda, evrende) bir kuvveti veya bir gücü yoktur. Kendisine Yüce Allah tarafından bahşedilen güç (kuvvet) yeryüzü içinde verilmiştir. Kesindir ki Zülkarneyn uzayda oradan oraya gidebilen, zamanda yolculuk yapabilen bir uzaylı asla değildir. Şimdiden söyleyebiliriz ki uzaylı Zülkarneyn teorisi daha ilk ayetlerde çökmüştür. Bu güç (kuvvet) mutlak ki ancak bir hükümdarda (bir kralda, bir melikte) olabilir. Hükümdarların orduları olur, hükümdarlık ettiği topraklarda mutlak güç ve kuvvet sahibi olurlar. Ağızlarından çıkan sözler tüm halklar için bir emirdir. Ayetten anlaşılıyor ki Zülkarneyn’in hükümdarlığı kendi dönemindeki kuvvetli bir hükümdarlık olmalıdır. Sebeben (سَبَبًا) kelimesinin kökü سبب (sbb) olup gerekçe (occasion), sebep (cause, reason), motivasyon (motive) anlamındadır (Hans Wehr 4th ed., page 456 (of 1303)). Türkçeye de geçmiş bir kelimedir. Örneğin “Kristof Kolomb’un gemileriyle okyanusa açılmasının sebebi neydi? Neydi o sebep?” diye bir soru sorulduğunda ne anlıyorsunuz? Kristof Kolomb’un okyanusa açılma gerekçesini (motivasyonunu) sormuş oluyoruz. Cevap, yeni kıtalar keşfetmek, yeni sömürgeler elde etmek, ganimetler elde etmek, zulme uğrayan bir toplumu kurtarmak, isyanları bastırmak vb. olabilir. Zülkarneyn’eher bir şeyden bir gerekçe (sebep) verilmiştir. Açık olarak anlıyoruz ki yeryüzünde kendisine güç ve kuvvet bahşedilen Zülkarneyn’in hayatı sürekli bir mücadele içinde olmuştur. Mücadelesi hiç bitmemiştir. Sebepten sebebe, gerekçeden gerekçeye koşmuştur.", "id" : "40", "kuranAyetNo" : "2222", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:12. Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesapladığını ortaya çıkarmak için, onları tekrar uyandırdık. 18:12. Then We sent\/resurrected\/revived them to know which (of) the two groups\/parties (is) more counting\/controlling to what time they remained\/waited .", "ayetIe" : "Sonra uyandırdık onları; bilindik etmemiz için iki gruptan hangisi daha hesaplayıcı onların kaldıkları zamanı.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summe sonra ثُمَّ - 2 beasnahum uyandırdık\/gönderdik onları بَعَثْنَاهُمْ بعث 3 linea'leme bilmemiz için لِنَعْلَمَ علم 4 eyyu hangisi أَيُّ - 5 l-hizbeyni iki gruptan\/partiden الْحِزْبَيْنِ حزب 6 ehsa hesaplayıcı أَحْصَىٰ حصي 7 lima için لِمَا - 8 lebisu kaldıkları لَبِثُوا لبث 9 emeden zaman أَمَدًا امد", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "Yüce Allah ayette bu gençleri uyandırdığını bildirmektedir. Mağara yoldaşları olan bu gençler baygın durumdan çıkıp kendilerine gelince belli bir zaman sonra dışarı çıkmış olmalılar. Bu gençler mağaradan çıkınca insanlarla karşılaşmışlardır. Bu insanlardan iki grup bu gençlerin mağarada kaç sene kaldığını hesaplayacak olan insanlardır. Bu iki grup gençlerin mağarada kaç sene kaldıklarını hesaplamada ayrılığa düşen iki insan grubu olmalıdır.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "23", "kuranAyetNo" : "2150", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:22. Ancak “musallin”1 olanlar hariç. 1- Musallin olanların kim oldukları devam eden ayetlerde ifade edilmektedir. Çoğunlukla çevirilerde; “musallin” sözcüğüne, “namaz kılanlar” olarak anlam verilmekte ve bu ayetin çevirisi “Namaz kılanlar hariç” şeklinde yapılmaktadır. Oysaki bu ayetteki musallin sözcüğü; şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmek, ibadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak; yardımlaşmayı, dayanışmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak, Allah’ın davasını yüceltmek için bütün gücünü seferber etmek anlamındadır. 70:22. Except the praying.", "ayetIe" : "Dışındadır musallin112.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 illa dışındadır إِلَّا - 2 l-musalline salla edenler الْمُصَلِّينَ صلو", "ayetNo" : "22", "ayetNot" : "", "id" : "80", "kuranAyetNo" : "5395", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:14. Onların kalplerini pekiştirdik. Kıyam ederek1: “Bizim Rabb’imiz, göklerin ve yeryüzünün Rabb’idir” dediler. “Ondan başkasını asla ilah diye çağırmayız. Yoksa kesinlikle saçmalamış oluruz.” 1- Müşrik yönetime başkaldırarak. 18:14. And We strengthened\/braced , on their hearts\/minds , when they stood\/kept up , so they said: \"Our Lord, Lord (of) the skies\/space and the earth\/Planet Earth, we will never\/not call from other than Him, a god, (what) we had then said (is) being unjust\/excess of the limit .\"", "ayetIe" : "Ve bağladık kalplerini; kıyam167 ettikleri zaman; ve öyle ki dediler: “Rabbimiz4; Rabbidir4 göklerin ve yerin; asla çağırmayız O'nun astından bir ilâh74; muhakkak ki söylemiş oluruz o zaman sınırı aşan (bir söz).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve rabetna ve bağladık وَرَبَطْنَا ربط 2 ala üzerini عَلَىٰ - 3 kulubihim kalplerinin قُلُوبِهِمْ قلب 4 iz zaman إِذْ - 5 kamu kalktıkları\/dikeldikleri قَامُوا قوم 6 fe kalu ve öyle ki dediler فَقَالُوا قول 7 rabbuna Rabb’imiz رَبُّنَا ربب 8 rabbu Rabb’idir رَبُّ ربب 9 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 10 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 11 len asla لَنْ - 12 ned'ue çağırmayız نَدْعُوَ دعو 13 min مِنْ - 14 dunihi O'nun astından دُونِهِ دون 15 ilahen bir ilah إِلَٰهًا اله 16 lekad muhakkak ki لَقَدْ - 17 kulna söylemiş oluruz قُلْنَا قول 18 izen o zaman إِذًا - 19 şetaten sınırı aşan (söz). شَطَطًا شطط", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "Bu ayetlerle yüce Allah gençlerin mağaraya girmeden önce başlarından geçen olayları özetlemektedir. 18:13 ayetinde işaret edildiği gibi bu gençlerin hidayet sahibi oldukları ortadadır. Kalpleri birbirine bağlanmıştır. Gönülleri birdir, hedefleri birdir, kararları birdir. Ayette geçen ‘iz kâmû’ “kalktıkları\/dikeldikleri vakit” geçişini gençlerin uyandıktan sonra ayağa kalkmaları olarak anlamak yanlıştır. Gençlerin dikelmeleri müşrik ve kâfir olan sisteme karşı başkaldırmadır. Yönetime karşı ayağa kalkmaları, dikelmeleri, diklenmeleridir. Zaten sonrası gençler neden bu diklenmeyi yaptıklarını açıklamaktadırlar. Göklerin ve yerin Rabb’i varken onun astından bir ilah asla edinmeyeceklerini bildirmektedirler. Gençlerin şirke karşı bilinçli oldukları hemen anlaşılır. Doğruyu yanlıştan ayırma yetisi verilen bu gençler sistemin kendilerine dayattığı şirk dinini asla kabul etmeyeceklerini deklare etmişlerdir.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "25", "kuranAyetNo" : "2152", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:9. Yoksa sen, Kehf1 ve Rakîm2 Ashabı’nın3 Bizim en şaşılacak ayetlerimizden4 olduklarını mı sandın? 1- Mağara. 2- Yazıt\/kitabe\/yazılı levha arkadaşlarının. 3 – Arkadaş. 4-Mucize, ibret, kanıt. 18:9. Or (have) you thought\/supposed that (E) the cave’s and The Book’s\/inscription’s owners\/company , were (in) astonishment\/amazement from Our verses\/signs\/evidences? (Did you think that the cave’s and The Book’s people were strange or amazing?)", "ayetIe" : "Yoksa (sen) ki kehf468 (mağara) ve rakîm469 (yazıt\/rakam) yoldaşlarının ayetlerimizden237 bir acayip\/şaşılan olduğunu mu sandın?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 em yoksa أَمْ - 2 hasibte sandın (sen) حَسِبْتَ حسب 3 enne ki أَنَّ - 4 eshabe yoldaşları أَصْحَابَ صحب 5 l-kehfi kehf (mağara) الْكَهْفِ كهف 6 ve rrakimi ve rakim (yazıt\/rakamlayıcı) وَالرَّقِيمِ رقم 7 kanu oldular كَانُوا كون 8 min مِنْ - 9 ayatina ayetlerimizden ايَاتِنَا ايي 10 aceben bir acayip\/bir şaşılan! عَجَبًا عجب", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "Ayette geçen “ashab” ‘أَصْحَٰ’ kelimesinin anlamını en iyi veren kelime yoldaştır. Belirli bir amaç için birlikte hareket eden, bir zaman ve mekânda birlikte bulunan arkadaş topluluğu anlamındadır. Ayette 2 farklı yoldaş grubu işaret ediliyor. (ٱلْكَهْفِ) ‘l-kehf’ kelimesi kökü (كهف) olup mağara (cave), büyük mağara (cavern), çökkünlük (depression), oyuk (hollow), boşluk (cavity) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 989 (of 1303) (ٱلرَّقِيمِ) ‘r-rakim’ kelimesi kökü (رقم) olup yazmak (write), işaretlemek (mark), numaralandırmak-rakamlamak (number), damgalamak (örneğin bir atı) (brand), baskı yapmak (imprint) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 411 (of 1303) Anlaşılır ki ayette işaret edilen 2 yoldaş grubunun bir tanesi mağara yoldaşları, diğeriyse yazıcı (rakamlayıcı) yoldaşlarıdır. Bu iki grubunun başından geçen olayların şaşkınlık veren acayip bir durum olduğunu yüce Allah bizlere bildiriyor. Bu iki grup çok sıra dışı, mucizevi bir olay yaşamış olmalılardır. Bu çok ilginç, şaşılacak mucizevi olayı birlikte yaşamış olmaları gereklidir. Kehf suresi 9-26. ayetlerinde yüce Allah 7 gencin başından geçen mucizevi bir zaman yolculuk olayını bizlere bildirmektedir. Bu zaman yolculuğunu gençlere yaptıranlarsa rakim\/yazıt yoldaşları olup hiperuzayda bulunan Cibril benzeri şerefli varlıklardır.  Bu şerefli varlıklar yüce Allah'ın izniyle Levh-i Mahfuz'u kodlama yetkisi olan varlıklardır. ", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "20", "kuranAyetNo" : "2147", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "7:26. Ey âdemoğulları! Cesetlerinizi1 örtecek ve sizi süsleyecek libas2 indirdik.3 Takva libası4 ise daha hayırlıdır. İşte bu Allah’ın ayetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar. 1- Bedenlerinizi, (5:31). 2-Elbise. 3- Bağışladık. 4- Zihinsel tesettür. Takva elbisesi. Takva; korunmak, önlemek, saklamak. Kişinin vahye içtenlikle uyarak kendisini kötü, zararlı ve tehlikeli şeylere karşı koruması ve güvene almasıdır. Takva, sözcük olarak zarar verecek şey ile korunacak şey arasına konan engel demektir. 7:26. You Adam’s sons and daughters, We had descended on you a cover\/dress (that) hides\/conceals your shameful genital private parts, and feathers\/riches\/possessions, and the fear and obedience (of God’s) cover\/dress, that (is) better , and that (is) from God’s signs\/verses\/evidences, maybe\/perhaps they remember\/glorify .", "ayetIe" : "Ey âdemoğulları692! Muhakkak indirdik sizlere bir elbise; örter ayıp olan cinsel organ bölgelerinizi; ve bir süs; ve takva21 elbisesi; işte bu*; hayırlıdır; işte bu; ayetlerindendir237 Allah'ın; belki onlar zikrederler78.", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya beni ey oğulları يَابَنِي بني 2 ademe âdem ادَمَ - 3 kad muhakkak قَدْ - 4 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل 5 aleykum size عَلَيْكُمْ - 6 libasen bir elbise لِبَاسًا لبس 7 yuvari örter يُوَارِي - 8 sev'atikum ayıp olan cinsel organ bölgelerinizi سَوْاتِكُمْ سوا 9 ve rişen ve bir süs وَرِيشًا ريش 10 velibasu ve elbisesi وَلِبَاسُ لبس 11 t-tekva takva التَّقْوَىٰ وقي 12 zalike İşte bu ذَٰلِكَ - 13 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 14 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 15 min مِنْ - 16 ayati ayetlerindendir ايَاتِ ايي 17 llahi Allah'ın اللَّهِ - 18 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 19 yezzekkerune düşünüp öğüt alırlar. يَذَّكَّرُونَ ذكر", "ayetNo" : "26", "ayetNot" : "Takva kelimesi sakınmak demektir. Yüce Allah’ın razı olmayacağı eylemlerden sakınmaktır. Yüce Allah’ın emirlerine uymak demektir. Soru şudur; bu takva elbisesi nerededir ve nasıl giyilir? Yüce Allah bu takva elbisesini indirdiğini bildirmiştir. Bu da bize açıkça gösterir ki bu takva elbisesi Kur’an’ın ta kendisidir. Kur’an’ın emir ve yasaklarına uyan bir kimse takva elbisesini giymiş olur. Kur’an üzerinde düşünen kimselerin öğüt alma şansının olduğu ayette bildirilmiştir. Bir kitaptan öğüt alabilmek için onu anlamak için okumak gerektiği evrensel bir gerçektir. Demek ki Kur’an’ı anlayarak okuyacağız ve üzerinde düşüneceğiz. Bu düşünme bize bir öğüt, bir hatırlatma olacaktır. Takva elbisesini giymemize neden olacaktır. Takva elbisesi her şeyden daha hayırlıdır. Daha faydalıdır. Çünkü Yüce Allah’ın rızasını almaktan daha büyük ve daha değerli hiçbir şey olamaz.", "dateCeviri" : "2024-02-06", "id" : "7", "kuranAyetNo" : "980", "not1" : "*Takva elbisesi.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:16. “Mademki onlardan ve Allah’tan başka kulluk1 ettikleri şeylerden ayrılmayı tercih ettiniz, o halde mağaraya sığının ki, Rabb’iniz size rahmetini açsın ve size destek olarak işlerinizi kolaylaştırsın.” 1- Kulluk, kaçınılmaz, zorunlu bir durumdur, seçim kul olup olmamakla ilgili bir şey olmayıp, kulluğun kime yapılacağı ile ilgilidir. Kulluk; ya Allah’a özgü olur ya da Allah’ın dışında başka şeylere olur. Kulluğun Allah’a özgü olması özgürlüktür, Allah’tan başkasına ki bu bir güce, dünya malına, insanın kendi hevasına, iktidara, düşünceye, kişiye vs. olması ise köleliktir. Kulluk seçiminde tevhid gerçekleştirilmezse inanca dair her şey anlamını ve önemini yitirir, yaşam ve inanç şirke dönüşür. İnsanın yaşamında kulluğun kapsamadığı hiçbir alan yoktur. Müslüman için kulluk insanın ruhen ve bedenen bütün varlığı ile Allah’a bilinçli bir bağlılık ve yönelmesidir. İbadet, kulluğun mastar formudur. 18:16. And when you separated\/isolated\/withdrew yourselves from them and what they worship, except God, so takeshelter\/refuge to the cave , your Lord spreads\/extends for you from His mercy, and He prepares\/makes possible for you from your matter\/affair convenience\/benefit\/help.", "ayetIe" : "Ve uzaklaştığınız zaman onlardan; ve Allah’ın haricinde kulluk ettiklerinden; öyleyse sığının mağaraya; yaysın sizlere Rabbiniz4 rahmetinden271; ve hazırlasın sizlere emrinizden\/işinizden bir kolaylık\/rahatlık\/hoşluk.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve izi Ve zaman وَإِذِ - 2 a'tezeltumuhum uzaklaştığınız onlardan اعْتَزَلْتُمُوهُمْ عزل 3 ve ma ve وَمَا - 4 yea'budune ibadet ettiklerinden يَعْبُدُونَ عبد 5 illa haricinde إِلَّا - 6 llahe Allah’ın اللَّهَ - 7 fe'vu öyleyse sığının فَأْوُوا اوي 8 ila إِلَى - 9 l-kehfi mağaraya الْكَهْفِ كهف 10 yenşur yaysın يَنْشُرْ نشر 11 lekum sizlere لَكُمْ - 12 rabbukum Rabb’iniz رَبُّكُمْ ربب 13 min مِنْ - 14 rahmetihi rahmetinden رَحْمَتِهِ رحم 15 ve yuheyyi' ve hazırlasın وَيُهَيِّئْ هيا 16 lekum sizlere لَكُمْ - 17 min مِنْ - 18 emrikum emrinizden\/işinizden أَمْرِكُمْ امر 19 mirfekan bir kolaylık\/rahatlık\/hoşluk. مِرْفَقًا رفق", "ayetNo" : "16", "ayetNot" : "18:15 ayetinde gençleri dinleyen bir grubun gençleri bir mağaraya yönlendirdiği anlaşılmaktadır. Bu grup şirke dâhil olmayan, şirkten uzaklaşan gençlere yüce Allah’ın rahmetinden bağışlayacağını ve bu gençlere işlerinde kolaylık vereceğini bildirmektedir. Anlarız ki gençlere öğüt veren bu grup üyeleri de tek tanrıcı, yüce Allah’a teslim olmuş kimselerdir. Bu grup kimselerin gençlerin mağaraya girmesi sonrası başlarına bazı olayların geleceğini bilmeleri dikkat çekicidir. Hatta ayetten bu kimselerin gençleri yüce Allah’ın kendilerine hazırladığı rahmete yani kurtuluşa ulaşmaları için bir mağaraya yönlendirdikleri de anlaşılır. Gençleri mağaraya yönlendiren bu grup rakim\/yazıt yoldaşlarıdır. Cibril benzeri şerefli elçiler olan bu kimseler gençlere yardım etmektedirler.  Gençleri mağaraya yönlendiren bu grup rakim\/yazıt yoldaşlarıdır. Cibril benzeri şerefli elçiler olan bu kimseler gençlere yardım etmektedirler.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "27", "kuranAyetNo" : "2154", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "7:29. De ki: “Rabb’im bana haktan yana olmayı emretti.” Her mescitte yüzlerinizi1 O’na doğrultun ve dini yalnızca O’na has kılarak2 dua edin. Sizi ilk yarattığı gibi yine O’na döneceksiniz. 1- Bütün benliğinizi. 2- Literal olarak dini muhlis kılmak. Muhlis, Fitne işlemine tabi tutularak arıtılmış, saf, berrak, arı-duru, samimi, erdemli hale getirilmiş olan kullar. Şeytanların etki edemedikleri kullar. (Fitne; kıymetli madenlerin, ateşte eritilerek, içlerinde bulunan değersiz madenlerden ayrıştırılarak saf hale getirilmesi işlemidir. Allah da açlık, yokluk, savaş, mal, mülk, evlat, ün, vb. konularda Müslümanları fitnelendirerek samimiyet durumlarını ortaya koymaktadır.) 7:29. Say: \"My Lord ordered\/commanded with the just\/equitable, and stand your faces\/fronts at every mosque\/place of worshipping God, and call Him faithful\/loyal to Him (in) the religion, as\/like He started\/created you , you return.", "ayetIe" : "De ki: “Emretti Rabbim eşitliği; ve kaldırıp doğrultun yüzlerinizi her bir mescitte16; ve çağırın O’nu (Allah’ı); halis\/saf\/katıksız kılanlar olarak O'na dini; başladığı gibi sizleri (yaratmaya); dönersiniz.", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 emera emretti أَمَرَ امر 3 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 4 bil-kisti eşitliği بِالْقِسْطِ قسط 5 ve ekimu ve kaldırıp doğrultun وَأَقِيمُوا قوم 6 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه 7 inde عِنْدَ عند 8 kulli her كُلِّ كلل 9 mescidin bir mescitte مَسْجِدٍ سجد 10 ved'uhu ve çağırın O’nu (Allah’ı) وَادْعُوهُ دعو 11 muhlisine halis\/saf\/katıksız kılanlar olarak مُخْلِصِينَ خلص 12 lehu O'na لَهُ - 13 d-dine dini الدِّينَ دين 14 kema كَمَا - 15 bedeekum başladığı gibi sizleri (yaratmaya) بَدَأَكُمْ بدا 16 teudune dönersiniz تَعُودُونَ عود", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "dateCeviri" : "2024-02-06", "id" : "10", "kuranAyetNo" : "983", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:34. Onlar, salatlarını1 korurlar. 1- Bkz. 70:23 70:34. And those who, they are on their prayers (they are) protecting\/observing .", "ayetIe" : "Ve kimseler; onlar salâtlarını23 korurlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 ala عَلَىٰ - 4 salatihim salatlarını صَلَاتِهِمْ صلو 5 yuhafizune korurlar يُحَافِظُونَ حفظ", "ayetNo" : "34", "ayetNot" : "", "id" : "93", "kuranAyetNo" : "5407", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:15. “İşte bunlar, O’nun yanı sıra ilahlar edinenler bizim halkımızdır. Onların ilahlığını gösteren açık bir yetki belgesi getirselerdi ya! Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?” 18:15. Those (are) Our nation they took from other than Him gods, if only they come on them with a proof\/authority , clear\/shown\/explained, so who (is) more unjust\/oppressive than who fabricated\/cut and split on (about) God lies\/denials\/falsifications?", "ayetIe" : "Şunlar kavmimizdir; edindiler O'nun (Allah'ın) astında ilâhlar74; apaçık bir delille\/yetkiyle onlara gelmeleri gerekmez mi? Öyle ki kim daha zalimdir257 Allah'a karşı bir yalan iftira atan kimseden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ha'ula'i şunlar هَٰؤُلَاءِ - 2 kavmuna kavmimiz قَوْمُنَا قوم 3 ttehazu edindiler اتَّخَذُوا اخذ 4 min مِنْ - 5 dunihi O'nun astından دُونِهِ دون 6 aliheten ilahlar الِهَةً اله 7 levla gerekmez mi? لَوْلَا - 8 ye'tune gelmeleri يَأْتُونَ اتي 9 aleyhim onların عَلَيْهِمْ - 10 bisultanin bir delille\/yetkiyle بِسُلْطَانٍ سلط 11 beyyinin apaçık بَيِّنٍ بين 12 fe men öyle ki, kim فَمَنْ - 13 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم 14 mimmeni kimseden مِمَّنِ - 15 ftera iftira atan افْتَرَىٰ فري 16 ala karşı عَلَى - 17 llahi Allah'a اللَّهِ - 18 keziben bir yalan كَذِبًا كذب", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "Bu ayette gençler kendi kavimleri haricinde başka bir gruba kavimlerinin durumunu anlatmaktadırlar. Kavimlerini şikâyet etmektedirler. Apaçık bir delil (yetki) olmadan Allah’a karşı bir yalan iftira eden kimsenin zalim bir kimse olduğunu bildirmektedirler. Gençler şeytanın aldatması hakkında bizleri bilgilendirmektedir. Şirk konusu çok ama çok önemlidir. Yüce Allah'ın affetmem dediği bu günahın ne olduğunu iyi anlamak gereklidir. Bak;  https:\/\/kuranmucizeler.com\/sirk-nedir", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "26", "kuranAyetNo" : "2153", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:87. Zu’l-Karneyn: “Kim zulmederse ona azap edeceğiz. Sonra Rabb’ine döndürülür. Böylece ona daha şiddetli bir azapla azap edilir.” dedi. 18:87. He said: \"As for who caused injustice\/oppression, so we will\/shall torture him, then he be returned to his Lord, so He tortures him an awful\/obscene\/severe torture.\"", "ayetIe" : "Dedi: “Zulmetmiş kimseye gelince; öyle ki, yakında azap ederiz ona; sonra geri döndürülür Rabbine4; öyle ki, azap eder (Rabbi) ona bilinmeyen bir azapla.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi قَالَ قول 2 emma gelince أَمَّا - 3 men kimseye مَنْ - 4 zeleme zulmetmiş ظَلَمَ ظلم 5 fesevfe öyle ki, yakında فَسَوْفَ - 6 nuazzibuhu azap ederiz ona نُعَذِّبُهُ عذب 7 summe sonra ثُمَّ - 8 yuraddu geri döndürülür يُرَدُّ ردد 9 ila إِلَىٰ - 10 rabbihi Rabbine رَبِّهِ ربب 11 fe yuazzibuhu öyle ki, azap eder (Rabbi) ona فَيُعَذِّبُهُ عذب 12 azaben bir azapla عَذَابًا عذب 13 nukran bilinmeyen نُكْرًا نكر", "ayetNo" : "87", "ayetNot" : "Zülkarneyn zulmeden Lydia Kralı Kroisos’a karşı savaş kararı alıyor: 18:87 ayetinde “Dedi: “Zulmetmiş kimseye gelince; öyle ki yakında azap ederiz ona” buyrulmuştur. Arapça gramer olarak bakıldığında azap edilecek kimse tekil ve 3. eril şahıs olarak gelmiştir. Anlarız ki azaba uğrayacak kimse bir kavim değil, bir toplum değil bir kimsedir. Bu da Pers Kralı II. Kiros’un (Zülkarneyn’in) direkt olarak Lydia Kralı Kroisos’u hedef aldığını bizlere gösterir. Doğal olarak II. Kiros (Zülkarneyn)Kapadokya halkına zulmeden Lydia Kralı Kroisos’a karşı savaş ilan etmiştir. Ayetten anlarız ki Zülkarneyn hedefinde hemen başarılı olamayacaktır. Ayetteki “yakında” geçişi önemlidir. Bu da Zülkarneyn’in hedefine ulaşması için belirli bir zaman geçeceğini bizlere bildirir. Aşağıdaki resimde Kroisos tasviri görülmektedir. Kırmızı figürlü amfora, MÖ 500-490 civarı boyanmış. Bu kral zenginliğiyle ün salmıştır.  Lydia Krallığı topraklarındaki altın kaynaklarının fazlalığı nedeniyle Kroisos servetine servet katmıştı. Bu altın günümüz Bozdağ’dan (Tmolos Dağları) çıkan ve dönemin başkenti Sardis’ten geçen Sart Çayı’ndan (Paktolos) elde ediliyordu. Bu krallığın başkenti ülkemizin Manisa ili Salihli ilçesi Sart kasabasında bulunan Sardis antik şehridir.  Zülkarneyn’in Kapadokya halkına zulmeden Lydia Kralı Kroisos’a karşı savaş kararı almasıyla birlikte Sultan Sazlığında konaklayan II. Kiros’un ordusu Lydia Kralı Kroisos’un ordusuna doğru harekete geçmiştir. O dönemde Lydia Kralı Kroisos ve ordusu yeni fethettiği Kapadokya’nın başkenti olan Pteria (Yozgat ili\/Sorgun İlçesi Şahmuratlı Köyü'nde bulunan Kerkenes Harabeleri) şehrinde ve çevresindedir. II. Kiros Pteria şehrine geldiğinde hâlen bu bölgede olan Lydia Kralı Kroisos’un ordusuyla savaş için karşılaşmıştır. İki ordunun karşılaşması MÖ 547 sonbaharında olmuştur. Pteria yakınlarında yapılan savaşta yenen veya yenilen olmamıştır. Pers Kralı II. Kiros hedefine ulaşamamıştır. Lydia Kralı Kroisos geriye başkenti Sardis’e yani günümüz Manisa’nın Salihli ilçesi, Sart beldesine çekilmiştir. Amacı kış dönemini fırsat bilip güçlenmek, müttefikleri Babilliler, Mısırlılar ve özellikle Spartalılardan destek almaktır. Pers Kralı II. Kiros’un kendisini takip edeceğini düşünmemiştir. Ancak 18:87 ayetine göre Zülkarneyn’in zulmetmiş kimse olan Lydia Kralı Kroisos’un peşini bırakmaya niyeti yoktur. Yakın bir zamanda Zülkarneyn ve ordusu zalim Lydia Kralı Kroisos’a azabı tattıracaktır. Pers Kralı II. Kiros geriye dönmez ve savaşı devam ettirme kararı alır. Ege bölgesine doğru ordusunu ilerletir. MÖ 547 Aralık ayında Sardis'in kuzeyindeki ovada iki ordu tekrar karşılaşır. Lydia Kralı Kroisos ordusunu olabildiğince takviye etmiştir. Kroisos’un ordusu Pers Kralı II. Kiros’un ordusundan iki kat daha büyüktür. Ancak Pers Kralı II. Kiros zalim Lydia Kralı Kroisos’u buna rağmen mağlup etmiştir (Thymbra Muharebesi). Bu savaş belirleyici olmuştur ve 14 günlük Sardis kuşatmasından sonra şehir düşmüş ve Lydia Krallığı II. Kiros (Zülkarneyn) ve ordusu tarafından ele geçirilmiştir. Pers Kralı II. Kiros (Zülkarneyn) Lydia Kralı Kroisos’u ele geçirdikten sonra ne yaptı, onu öldürdü mü? 18:87 ayetinde “sonra geri döndürülür Rabbine; öyle ki azap eder (Rabbi) ona bir azapla; bilinmeyen” buyrulmuştur. Anlarız ki Zülkarneyn esir düşmüş olan Lydia Kralı Kroisos’u öldürtmemiştir. Zülkarneyn Lydia Kralı Kroisos’a sadece azabı tattırmıştır. Gramer açısından baktığımızda ayette “yureddu” yani “geri döndürülür” fiilinin geniş zaman ve pasif geldiğini görürüz. Bu da bizlere Zülkarneyn’in Lydia Kralı Kroisos’u öldürtmediğini, büyük azabı Yüce Allah’a bıraktığını düşündürür. Tarihî kayıtlarda, Yunan yazar Herodot'a göre, Pers Kralı II. Kiros savaştan sonra Lydia Kralı Kroisos’a iyi ve saygılı davranmıştır. Hatta onu yanında tutmuş, önemli konularda kendisine danışmıştır.", "id" : "43", "kuranAyetNo" : "2225", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:42. Sizi Sakar’a1 sürükleyen nedir? 1- Alevli ateş, Cehennem. 74:42. What made you enter\/follow in Hell ?", "ayetIe" : "Ne sürükledi sizleri Sekar’a111.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ma ne? مَا - 2 selekekum sürükledi sizleri سَلَكَكُمْ سلك 3 fi فِي - 4 sekara sekar’a سَقَرَ -", "ayetNo" : "42", "ayetNot" : "", "id" : "97", "kuranAyetNo" : "5535", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "1:4. O, Hesap Günü’nün sahibidir. 1:4. Owner\/possessor (of) the Judgment Day\/Resurrection Day .", "ayetIe" : "Din gününün109 Melik'idir96.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 maliki hükümdarı مَالِكِ ملك 2 yevmi gününün يَوْمِ يوم 3 d-dini din الدِّينِ دين", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "Melik kelimesi kökü (ملك) ‘mlk’ olup kral-hükümdar (king), hünkâr\/han (sovereign) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1082 (of 1303) Din kelimesi kökü (دين) ‘dyn’ olup din (religion), inanç öğretisi (creed) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 353 (of 1303) Yevm kelimesi kökü (يوم) olup gün (day), time-season (zaman\/dönem) demektir. Steingass, page 1242 (of 1241) ‘Din günü’ tamlaması insanların din konusunda yargılanacağı günü\/zamanı\/dönemi işaret eder. Ahiret evreninde yapılacak olan yargılama gününün baş konusu din olacaktır, inanç öğretisi olacaktır. Hangi dine\/inanç öğretisine tabi olundu onun yargılaması yapılacaktır. Yüce Allah’ın bizler için razı olduğu gerçek İslam dinine (5:3) mi tabi oldun yoksa Yüce Allah’ın biricik Kur’an’ı haricinde zan içeren, haktan asla bir şey getirmeyen hadis kitaplarına, mezheplere, tarikatlara mı tabi oldun; bunun yargılaması yapılacaktır. Yüce Allah bu yargılamanın hükümdarı olduğunu bizlere bildirmektedir. Bu da bize din dününde yapılan yargılamanın tek yetkilisinin, tek hükümdarının, tek hünkârının Yüce Allah olduğunu açıkça gösterir.", "id" : "61", "kuranAyetNo" : "4", "not1" : "", "surahName" : "Fâtiha", "sureNo" : "1" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:23. Onlar, salatlarında1 devamlıdırlar. 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmayı, dayanışmayı, ilgi duymayı, duyarlı olmayı, izleyici kalmamayı, Allah’a çağıranların yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır 70:23. Those who (are) on their prayers continuing\/lasting.", "ayetIe" : "Kimseler; onlar salâtlarında23 daimîlerdir\/devamlılardır.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 ala عَلَىٰ - 4 salatihim salatlarında صَلَاتِهِمْ صلو 5 daimune daimîlerdir\/devamlılardır دَائِمُونَ دوم", "ayetNo" : "23", "ayetNot" : "", "id" : "82", "kuranAyetNo" : "5396", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:11. Böylece onları yıllar yılı mağarada dış dünyadan habersiz yaptık. 18:11. So We stamped\/resided\/palpitated (refer to in dictionary) on their ears in the cave numerous years.", "ayetIe" : "Öyle ki darp ettik\/vurduk kulaklarına onların mağarada; bir dizi sayılı seneler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 federabna Öyle ki, vurduk فَضَرَبْنَا ضرب 2 ala عَلَىٰ - 3 azanihim kulaklarına اذَانِهِمْ اذن 4 fi فِي - 5 l-kehfi mağarada الْكَهْفِ كهف 6 sinine seneler سِنِينَ سنو 7 adeden bir dizi sayılı عَدَدًا عدد", "ayetNo" : "11", "ayetNot" : "Bu ayette yüce Allah bizlere gerçekten çok büyük bir işaret vermiştir. Mağara içinde belirli sayıda, belirli bir sene süresince bu gençlerin kulaklarına vurulduğu anlaşılmaktadır. Kulağa vurulmanın özellikle vurgulanması da boşuna değildir. Gençlerin mağarada kaldıkları bir dizi sene boyunca kulaklarının işlevselliğini yitirdiği işaret edilmektedir. Yüce Allah bu ayetle bizlere gençlerin zaman yolculuğunu yerçekimi marifetiyle yaptığının işaretini verir. Yüksek yerçekimine maruz kalma durumunda iç kulak içinden geçen 7. ve 8. kafa sinirleri iç akustik kanal olarak adlandırılan bir kanalda sıkışır. Bu da gençlerin korkunç bir duruma gelmesini ve bilinçsiz oldukları halde uyanık gibi gözlerinin açık olma durumunu açıklar. Yüce Allah sayılı senelerin kaç sene olduğunu 18:25 ayetinde bildirmiştir. 300 güneş yılı (309 ay yılı).", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "22", "kuranAyetNo" : "2149", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "45:20. Bu Kur’an, insanlar için gerçeği görme, gerçekten inanan halk için doğru yolu gösterme ve bir rahmettir. 45:20. That (is) mental perceptions\/evidences to the people, and guidance, and mercy to a nation being sure\/certain.", "ayetIe" : "Bu (Kur'an); aklî algılamalardır insanlar için; ve bir doğru yola kılavuz; ve bir rahmet271; bir kavim\/toplum için; kesinleşirler\/emin olurlar.", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 haza bu (Kur'an) هَٰذَا - 2 besairu aklî algılamalardır  بَصَائِرُ بصر 3 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس 4 ve huden ve bir doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي 5 ve rahmetun ve bir rahmet وَرَحْمَةٌ رحم 6 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 7 yukinune kesinleşirler\/emin olurlar يُوقِنُونَ يقن", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "(بَصَٰٓئِرُ) besairu kelimesi (بصر) bir şeyin iç yüzünü anlama (insight), iyice anlama-içine işleme (penetration), muhakeme yeteneği-ayırma yetisi (discernment), anlama-kavrama (understanding), aklî algılama (mental perception), aklî görüş (mental vision) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 75 (of 1303) ‘besairu’ kelimesi isim olarak gelmiş ve çoğuldur. Bu kelimenin anlamı düşünüldüğünde Kur'an’ın aklî algılamalar olduğu, aklî görüşler olduğu anlaşılır. Bu da bize Kur'an’ı akıl ile okumamız gerektiğinin en büyük delillerinden bir tanesini sunar. Kur'an akılla ve iyice anlaya anlaya okunmalıdır. Bak; https:\/\/kuranmucizeler.com\/bu-kuran-akli-algilamalardir-insanlar-icin-ve-dogru-yola-bir-kilavuz-ve-bir-rahmet-emin-olan-bir-kavim-için", "dateCeviri" : "2024-02-06", "id" : "6", "kuranAyetNo" : "4491", "not1" : "", "surahName" : "Câsiye", "sureNo" : "45" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:83. Sana, Zu’l-Karneyn’den1 soruyorlar. De ki: “Size ondan bir konu anlatacağım.” 1- Zu’l-Karneyn sözcüğü iki boynuz sahibi demektir. Zu’l-Karneyn’in kim olduğu konusunda Kur’an bir bilgi vermemektedir. 18:83. And they ask\/question you about (owner) of the two horns\/powers\/glories , Say: \"I will read\/recite on (to) you from him a reminder\/remembrance.\"", "ayetIe" : "Ve sual ederler\/sorarlar sana Zülkarneyn hakkında; de ki: “Okuyacağım sizlere ondan bir hatırlatma”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve yeseluneke ve sual ederler\/sorarlar sana وَيَسْأَلُونَكَ سال 2 an hakkında عَنْ - 3 zi ذِي - 4 l-karneyni Zülkarneyn الْقَرْنَيْنِ قرن 5 kul de ki قُلْ قول 6 seetlu okuyacağım سَأَتْلُو تلو 7 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 8 minhu ondan مِنْهُ - 9 zikran bir hatırlatma ذِكْرًا ذكر", "ayetNo" : "83", "ayetNot" : "Kesin olarak anlarız ki Muhammed peygambere Zülkarneyn hakkında bir soru sorulmuştur. Arapça gramer açısından incelediğimizde görürüz ki “Ve sual ederler (sorarlar) sana” geçişinin fiili (sual etme, sorma) 3. şahıs, çoğul ve eril olarak gelmiştir. Anlarız ki bu soruyu soran tek bir kişi değildir, en az 3 ve daha fazla kişiden oluşan bir grup insan bu soruyu sormuştur. Soruyu soran kişiler Zülkarneyn hakkında az da olsa bir duyum, bir bilgi sahibi olmalıdır. Aksi bir durum söz konusu olamaz. Zülkarneyn hakkında daha fazla bilgi öğrenmek istiyor olabilirler veya Muhammed peygamberin elçiliğini test etmek istiyor olabilirler. Her ne şekilde olursa olsun önemli olan bu soruyu soran kimselerin Zülkarneyn hakkında az da olsa bilgiye sahip olmaları gerekliliğidir. Bu nokta gerçekten çok önemlidir. Demek ki Zülkarneyn Kur’an öncesi yaşamış bir kimse olmalıdır. 18:83 ayetindeki de ki: “Okuyacağım sizlere ondan bir hatırlatma” geçişi de Kur’an aracılığı ile Zülkarneyn hakkında bir hatırlatma yapılacağını bizlere gösterir. Ayette geçen zikrân kelimesi bir zikir demektir. Zikir de hatırlatma demektir. Bu da bize daha önce yaşanmış olan olayların bir hatırlatmasının yapılacağını gösterir. Böylece kesin olarak anlarız ki Zülkarneyn ve onunla ilgili Kur’an’da işaret edilen olaylar Kur’an’ın indiği tarihten daha önceki bir tarihte gerçekleşmiş olmalıdır. Zülkarneyn'in kim olduğu konusu 1400 yıldır tam olarak anlaşılamamıştır. Çok sayıda tarihi şahsiyetin Zülkarneyn olduğu iddia edilmiştir. Makedon Kralı Büyük İskender'i bir koç boynuzu taktı diye Zülkarneyn ilan etmişlerdir. Oysa Kur'an'da işaret edilen gerçek Zülkarneyn'in kim olduğu şerefli Kur'an'ımızda ayan beya işaret edilmiştir. Aşağıdaki tabloda Zülkarneyn olduğu iddia edilen kimseler vardır.  Zülkarneyn olduğu iddia edilen kimseler Açıklama Makedon Kralı Büyük İskender Özellikle Araplar arasında kabul görmüş bir fikirdir. İran'ın efsanevi kahramanı Feridun El-Tabari’nin Afridhun ibn Athfiyan olarak yorumladığı kimse. Parth Kralı Kisrounis Pers İmparatoru Büyük Darius I. Darius, MÖ 549-MÖ 485 İmru el-Kays ibn Amr Lahmilerin prensi (Güney Mezopotamya'daki) Güney Arabistan Himyerî Kralı Sa'b Zü'l-Merâtid Güney Arabistan Himyerî Kralı Sa'b Zü'l-Merâtid Himyer Kralı Afrîkiş el-Himyerî Akkad Kralı Naram-Sin MÖ 2190 – 2154 Bilge Kağan ya da Oğuz Kağan Türk komutan Muhammed peygamberin bizzat kendisi Musa peygamber Zaman yolculuğu yapabilen uzay yolcusu Zülkarneyn kelimesinin anlamı: Zülkarneyn kelimesi Arapça ‘ذىالقرنين’ ‘ZY ELQRNYN’ olarak yazılır ve Zu’l-Karneyn olarak okunur. ‘Zu’ ‘ذى’ kelimesi Arapça ‘sahibi’ demektir. ‘القرنين’ ‘l-Karneyn’ kelimesi ise belirlilik takısı ile gelmiş olup kökü ‘قرن’ KRN’dir. KRN kökünden türeyen isim kelimesi boynuz (‘horn’) anlamındadır. Hayvanların boynuzu için kullanılır. Kelime tesniye ile yani iki şeyi işaretle gelmiştir. Böylece anlarız ki ‘ذىالقرنين’ ‘ZY ELQRNYN’ Zu’l-Karneyn (Zülkarneyn) iki boynuz sahibi demektir. Zülkarneyn hakkında ehli kitabın bilgisi vardı: Ehli Kitap olarak işaret edilen Yahudilerin ve Hristiyanların geçmiş peygamberler hakkında detaylı bilgi sahibi oldukları Kur’an tarafından doğrulanmıştır. Bu nedenle 18:83 ayetindeki “Ve sual ederler\/sorarlar sana Zülkarneyn hakkında” geçişinden anlarız ki Muhammed peygamberin gerçekten gönderilmiş bir elçi olup olmadığını anlamak için ona kitaplarından çok iyi bildikleri ancak herkesin bilemeyeceği bir kişiyle ilgili bir soru sormuşlardır. 16:43 Ve göndermedik senden önce adamlardan başkasını; vahyettik onlara, öyleyse sorun zikir ehline, eğer bilmiyor iseniz. 16:43 ayetinde konu daha önce gönderilmiş olan peygamberlerdir. Yüce Allah daha önceden gönderilmiş peygamberler konusunda yeterli bilgisi olmayan insanlara bu konuda daha fazla bilgisi olan zikir ehline yani kitap ehline bilgilenme amaçlı soru sormalarını önermiştir. Kuşkusuz ki o dönemde kitap ehli gönderilmiş olan peygamberler konusunda ellerindeki Tevrat'a ve İncil’e hâkim olmaları nedeniyle daha bilgiliydiler. Kısacası konuya hâkim ve konunun uzmanıydılar. Gönderilmiş olan bu peygamberlerle ilgili detaylı bilgi Tevrat ve İncil’de mevcuttur. Gönderilmiş elçiler konusunda bilgili olan, uzman olan zikir ehlinin Muhammed peygambere Zülkarneyn hakkında soru soran zümre olması mutlak ki en mantıklı olandır. Zikir ehli en iyi bildikleri Tevrat ve İncil’de geçmesine rağmen toplum tarafından çok az bilinen, sıra dışı bir kimseyi Muhammed peygambere sormuş olmalılardır. İncil’de veya Tevrat’ta diğer zikredilen peygamberlerden daha sıra dışı olarak işaret edilmiş bir kişi var mı? Evet, var. İncil’de geçen bir kimse var ki bu kimsenin Yahudiler arasında çok önemli bir yeri var. Kendisi bir İsrailoğlu (İsrail\/Yakup soyu) olmamasına rağmen İsrailoğullarının tanrısının kendisini mesih yaptığı, kendisiyle konuştuğu bir kimse var. Yahudileri İsrailoğullarının tanrısının emriyle kölelikten kurtaran, ülkelerine dönmelerine izin veren, yıkılan Süleyman Mabet’ini onarmalarına yardım eden bir kimse var. Bu kişi ehli kitapta geçen ismiyle Koreş’tir. Tarihteki ismiyle büyük Kiros’tur (Cyrus the Great). Perslerin büyük Kralı II. Kiros (Cyrus II of Persia). Yunanlılar tarafından Yaşlı Kiros olarak da bilinmektedir. Ehli kitabın bilgilerini özetlersek: ·     Kral Koreş, bir İsrailli yani RAB’ın halkına ait biri olmadığı hâlde tanrısal bir görevi yerine getirmek üzere RAB tarafından görevlendirilmiştir. ·     Bu kimseyi RAB Mesih olarak seçmiştir. Bir peygamberdir. ·     Ulusları onun önünde boyun eğdirecek, kralları silahsızlandıracak, kendisine kapanmayacak kapılar açacak bir güç, bir hükümdarlık vermiştir. ·     RAB bu kimseye yardım edecektir. Önündeki tüm engelleri kaldıracaktır. ·     Bu kimse başta RAB’ı bilmemektedir, tanımamaktadır. Ancak RAB kendisini bu kimseye tanıtmıştır. ‘Seni adınla çağırıp onurlu bir unvan vereceğim.’ geçişinden anlarız ki RAB bu kimseyi peygamberlik verecektir. ·     Bu kimse daha önce gidilmemiş yerlere gidecek, gizli kalmış zenginliklere sahip olacaktır. ·     Doğu ve batı bu kimse için zikredilmiştir. ·     Koreş doğrulukla hareket etmektedir. ·     Mısır’ın ve Etiyopya’nın ticaretini kontrol edecektir ve Sebelilere hâkim olacaktır. ·     Bu kimsenin yaptığı işleri bir ücret talep etmeden yani RAB rızası için yaptığı anlaşılmaktadır. ·     Kentleri onarmaktadır. Düzeltici (onarıcı) işler yapmaktadır. Doğum yılı hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte MÖ 600 ve sonrası doğmuş olduğu farklı tarihçiler tarafından yazılmıştır. MÖ 530 yılında vefat etmiştir. Yeryüzünün gördüğü ilk ve en büyük imparatorluğu kurmuştur. Bu imparatorluk bir Pers İmparatorluğu olan Ahameniş İmparatorluğu’dur. “Ve sual ederler\/sorarlar sana Zülkarneyn hakkında; de ki: “Okuyacağım sizlere ondan bir hatırlatma”: İşte zikir ehli yani ehli kitap Muhammed peygamberin gönderilmiş olup olmadığını anlamak için ellerindeki İncil’den bildikleri Koreş’i soruyorlar. Koreş İncil’de geçen diğer peygamberler gibi yaygın olarak bilinen bir kimse değil. İncil’i satır satır ezbere bilen birisi ancak bu kimse hakkında bilgi sahibi olabilir. Kitap ehlinin hakkında soru sorduğu ve Yüce Allah’ın Zülkarneyn kıssası Zülkarneyn insanlığın ilk kez tanık olduğu, en büyük ve en güçlü imparatorluk olan Ahameniş İmparatorluğu’nun ilk kurucusu olan, bir peygambere yakışan bir hayat sürmüş olan Pers Kralı II. Kiros’tur. Zülkarneyn: Pers Kralı II. Kiros’tur (Büyük Kiros). Yüce Allah’ın izniyle  ilerleyen bölümlerinde tüm delilleriyle göreceğiniz gibi Zülkarneyn Pers Kralı II. Kiros’tur. II. Kiros çift boynuzlu bir miğfer takmıştı: Zülkarneyn kelimesinin anlamının “çift boynuz sahibi” olduğunu Kur’an bizlere bildiriyor. Bir insan gerçek boynuzlara sahip olamayacağına göre bu da bizlere Zülkarneyn’in iki boynuz içeren bir miğfer taktığını düşündürür. Büyük Kiros'u temsil eden dört kanatlı koruyucu figürü aşağıda gösterilmiştir. Bu taş kabartma İran’ın Pasargad şehrindeki kapı sütunu üzerinde bulunan ve üzerinde bir zamanlar üç dilde \"Ben kral Kiros, bir Ahamenişliyim.\" cümlesinin yazılı olduğu taş kabartmadır. II. Kiros’un kafasına taktığı çift boynuzlu bir miğferle gösterildiği taş kabartmanın daha detaylı görünümü. II. Kiros’un kafasına taktığı çift boynuzlu bir miğferle gösterildiği taş kabartma.", "id" : "39", "kuranAyetNo" : "2221", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "96:14. Allah’ın kesinlikle her şeyi gördüğünü bilmiyor mu? 96:14. Does he not know with that (E) God sees\/understands?", "ayetIe" : "Bilmez mi o (engel olan kimse); ki Allah görür?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 elem أَلَمْ - 2 yea'lem bilmez mi o يَعْلَمْ علم 3 bienne ki بِأَنَّ - 4 llahe Allah اللَّهَ - 5 yera görür يَرَىٰ راي", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "", "id" : "70", "kuranAyetNo" : "6118", "not1" : "", "surahName" : "Alak", "sureNo" : "96" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:89. Sonra bir sebebe1 tabi oldu. 1- Amacına ulaştıracak bir yola koyuldu. 18:89. Then he followed a reason\/motive\/connection .", "ayetIe" : "Sonra, tabi oldu bir sebebe.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summe sonra ثُمَّ - 2 etbea tabi oldu أَتْبَعَ تبع 3 sebeben bir sebebe سَبَبًا سبب", "ayetNo" : "89", "ayetNot" : "Doğuya olan sefer “sonra, tabi oldu bir sebebe.” 18:89 ayetinde Zülkarneyn’in bir başka sebeple yani bir başka gerekçeyle hükmettiği toprakların en doğusuna bir sefer düzenlediği anlaşılıyor. Muhtemeldir ki bu sebep Lydia Kralının masum insanlara zulmetmesi gibi masum insanlara zulmeden bir kimse veya kimseler için yapılmıştır.", "id" : "45", "kuranAyetNo" : "2227", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:3. Onlar, orada1 ebediyen kalıcıdırlar. 1- Cennet’te. 18:3. (They) are remaining\/residing in it forever\/eternally (E).", "ayetIe" : "Kalıcılardır içinde onun (cennetin) ebediyen.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 makisine kalıcılar مَاكِثِينَ مكث 2 fihi onun içinde (cennetin) فِيهِ - 3 ebeden ebedî olarak أَبَدًا ابد", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "Müminlerin ve s-salihatı (güzel-barışa yönelik faaliyetler) yapanların son varış yerleri cennetlerdir. Cennet evrenleri yeni yaratılışla (yeni büyük patlamayla) oluşacaktır. Bu evrenlerin her biri farklı bir paralel evrendir. Bunların isimlerinin Adn (9:72, 13:23, 16:31, 18:31, 19:61, 20:76, 35:33, 38:50, 40:8, 61:12, 98:8), Me’vâ (32:19), Firdevs (18:107) ve Naim cennetleri (5:65, 10:9, 22:56, 26:85, 31:8, 37:43, 56:12, 68:34) olduğunu yüce Rabb’imiz bizlere bildirmiştir. Sabıklar ve sağın yoldaşları hesap görülen ahiret evreninden cennet evrenlerine geçmek için cennetlerin kapısına sevk edilecektir. Bu kapılar paralel evrenlere geçiş portallarıdır. Yüce Allah’ın cennetlerine girmeye hak kazanan kimseler kendileri için hazırlan cennet evreninden bir tanesine girecektir. Cennetlere girenlere cennetlerin görevlileri “Selam sizlere! İyi yapıldınız; girin oraya (cennete)” diyecektir. Ne muhteşem bir varış yeri. Ahiret evrenlerindeki paralel evrenlerden birisi olacak olan cennet evrenine ölümsüz olarak gireceklerdir. Ne güzel bir varış yeri!", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "14", "kuranAyetNo" : "2141", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "96:10. Salla1 ederken bir kulu! 1- Çağrıda bulunan. Salat sözcüğü, ilk bu ayette geçmektedir. Bu surenin, vahyedilen ilk sure olduğu dikkate alındığında, “salla” sözcüğüne namaz anlamı vermek önemli bir yanılgıdır. Bu yanılgı; bundan sonra da bu sözcüğe, geçtiği her yerde namaz anlamının verilmesine neden olmaktadır. Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmayı, dayanışmayı, ilgi duymayı, duyarlı olmayı, izleyici kalmamayı, Allah’a çağıranların yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır 96:10. A worshipper\/servant\/slave when\/if he prayed ?", "ayetIe" : "Bir kulu; salla13 ettiği zaman.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 abden bir kulu? عَبْدًا عبد 2 iza zaman إِذَا - 3 salla salla ettiği صَلَّىٰ صلو", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "66", "kuranAyetNo" : "6114", "not1" : "", "surahName" : "Alak", "sureNo" : "96" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:26. Onlar, Din Günü’nü1 tasdik ederler. 1- Hesaplaşma, hesap verme günü. 70:26. And those who believe\/confirm with the Judgment Day\/Resurrection Day .", "ayetIe" : "Ve kimseler; tasdik ederler din gününü109.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 yusaddikune tasdik ederler يُصَدِّقُونَ صدق 3 biyevmi gününü بِيَوْمِ يوم 4 d-dini din الدِّينِ دين", "ayetNo" : "26", "ayetNot" : "", "id" : "85", "kuranAyetNo" : "5399", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:32. Onlar1, emânetlerini ve ahitlerini gözetirler. 1- Musallin olanlar. (70:22) 70:32. And those who, to their deposits\/securities and their promise\/contracts , (they are) protecting\/observing .", "ayetIe" : "Ve kimseler; onlar emanetlerini ve ahitlerini\/sözleşmelerini gözetenlerdir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 liemanatihim emanetlerini لِأَمَانَاتِهِمْ امن 4 ve ahdihim ve ahitlerini\/sözleşmelerini وَعَهْدِهِمْ عهد 5 raune gözetenlerdir رَاعُونَ رعي", "ayetNo" : "32", "ayetNot" : "", "id" : "91", "kuranAyetNo" : "5405", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "60:4. Ancak İbrahim’in babasına: “Allah’tan olacak olana gücüm yetmez, fakat senin için bağışlanma dileyeceğim” sözü hariç1. İbrâhîm’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için iyi bir örnek vardır. Onlar halklarına şöyle demişlerdi: “Biz, sizden ve sizin Allah’ın yanı sıra kulluk2 ettiğiniz şeylerden kesinlikle uzağız. Biz, sizi reddediyoruz. Siz, ilahın yalnızca Allah olduğuna inanıncaya kadar bizimle sizin aranızda düşmanlık ve buğz3 devam edecektir. Rabb’imiz! Yalnız Sana dayandık, yalnız Sana yöneldik. Ve dönüş yalnızca Sana’dır.” 1- İbrahim’in bu isteği iyi bir örnek değildir. 2- Kulluk, kaçınılmaz, zorunlu bir durumdur; seçim, kul olup olmamakla ilgili bir şey olmayıp, kulluğun kime yapılacağı ile ilgilidir. Kulluk; ya Allah’a özgü olur ya da Allah’ın dışında başka şeylere olur. Kulluğun Allah’a özgü olması özgürlüktür, Allah’tan başkasına: bir güce, dünya malına, insanın kendi hevasına, iktidara, düşünceye, kişiye vs. olması ise köleliktir. Kulluk seçiminde tevhid gerçekleştirilmezse inanca dair her şey anlamını ve önemini yitirir, yaşam ve inanç şirke dönüşür. İnsanın yaşamında kulluğun kapsamadığı hiçbir alan yoktur. Müslüman için kulluk insanın ruhen ve bedenen bütün varlığı ile Allah’a bilinçli bir bağlılık ve yönelmesidir. İbadet, kulluğun mastar formudur. 3- Nefret, kınama. 60:4. A good example\/model (to follow) had been for you in Abraham and those with him, when they said to their nation: \"We are innocent\/separating from you, and from what you worship from other than God, we disbelieved with you, and the animosity and the intense hatred appeared between us and between you (for) ever (E), until you believe with (in) God alone.\" Except Abraham’s word\/statement to his father: \"I will ask for forgiveness for you, and I do not own\/possess for you from God from a thing, our Lord, on You we relied depended (on) , and to You we returned\/repented , and to You (is) the end\/destination.\"", "ayetIe" : "Muhakkak oldu sizlere güzel bir örnek\/bir rol model İbrahim'de; ve onunla birlikte (olan) kimseler (de); dedikleri zaman kavimlerine\/toplumlarına: “Doğrusu biz uzaklaşanlarız sizden ve kulluk46 eder olduğunuzdan; Allah'ın astından; örttük\/gizledik\/inkar ettik sizleri; ve görünür oldu\/açığa çıktı bizim aramızda ve sizin aranızda bir düşmanlık ve nefret; ebediyen\/sürekli; ta ki iman47 edersiniz bir tek Allah'a”; dışında sözü İbrahim'in babası için ‘Mutlak mağfiret dilerim sana; ve güç yetirir değilim sana Allah’tan (gelen) bir şeyden’; “Rabbimiz4! Sana tevekkül ettik; ve sana yöneldik; ve sanadır son varış.”", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kad muhakkak قَدْ - 2 kanet oldu كَانَتْ كون 3 lekum sizlere لَكُمْ - 4 usvetun bir örnek\/bir rol model أُسْوَةٌ اسو 5 hasenetun güzel حَسَنَةٌ حسن 6 fi فِي - 7 ibrahime İbrahim'de إِبْرَاهِيمَ - 8 vellezine ve kimseler (de) وَالَّذِينَ - 9 meahu onunla birlikte مَعَهُ - 10 iz zaman إِذْ - 11 kalu dedikleri قَالُوا قول 12 likavmihim kavimlerine\/toplumlarına لِقَوْمِهِمْ قوم 13 inna doğrusu biz إِنَّا - 14 bura'u uzaklaşanlarız بُرَاءُ برا 15 minkum sizden مِنْكُمْ - 16 ve mimma ve وَمِمَّا - 17 tea'budune kulluk eder olduğunuzdan تَعْبُدُونَ عبد 18 min مِنْ - 19 duni astından دُونِ دون 20 llahi Allah'ın اللَّهِ - 21 keferna örttük\/gizledik\/inkar ettik كَفَرْنَا كفر 22 bikum sizleri بِكُمْ - 23 ve beda ve görünür oldu\/açığa çıktı وَبَدَا بدو 24 beynena bizim aramızda بَيْنَنَا بين 25 ve beynekumu ve sizin aranızda وَبَيْنَكُمُ بين 26 l-adavetu bir düşmanlık الْعَدَاوَةُ عدو 27 velbegda'u ve nefret وَالْبَغْضَاءُ بغض 28 ebeden ebediyen\/sürekli أَبَدًا ابد 29 hatta ta ki حَتَّىٰ - 30 tu'minu iman edersiniz تُؤْمِنُوا امن 31 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 32 vehdehu bir tek وَحْدَهُ وحد 33 illa dışında إِلَّا - 34 kavle sözü قَوْلَ قول 35 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ - 36 liebihi babası için لِأَبِيهِ ابو 37 leestegfiranne mutlak mağfiret dilerim لَأَسْتَغْفِرَنَّ غفر 38 leke sana لَكَ - 39 vema ve değilim وَمَا - 40 emliku güç yetirir أَمْلِكُ ملك 41 leke sana لَكَ - 42 mine -tan مِنَ - 43 llahi Allah- اللَّهِ - 44 min مِنْ - 45 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا 46 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب 47 aleyke sana عَلَيْكَ - 48 tevekkelna tevekkül ettik تَوَكَّلْنَا وكل 49 ve ileyke ve sana وَإِلَيْكَ - 50 enebna yöneldik أَنَبْنَا نوب 51 ve ileyke ve sanadır وَإِلَيْكَ - 52 l-mesiru son varış الْمَصِيرُ صير", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "Bu ayette İbrahim peygamber müminlere bir örnek, bir rol model olarak gösterilmektedir. Tıpkı Muhammed peygamberin 33:21 ayetinde rol model olarak gösterilmesi gibi. Çok ilginç ki İbrahim peygamberden başka onun yanında olan mümin kimseler de örnek gösterilmiştir. Hatta 60:6 ayetinde bu kimselerin müminler için güzel bir örnek oluşu 2. kez vurgulanmaktadır. İbrahim peygamberin ve yanındaki kimselerin hangi özelliği en üst seviyede vurgulanmıştır? Ayetten anlarız ki bu kimselerin tek tanrıcı olmaları, tek\/sadece Yüce Allah’a kulluk etmeleri örnek alınmalıdır. Ayete çok önemli bir işaret daha göze çarpar. Tek tanrıcılar Yüce Allah’a ortak koşarak iman eden müşriklerden kendilerini ayırmalıdırlar. Müşrikleri kendilerine bir dost veya yakın koruyucu bir veli edinmemelidirler. Müşriklerin gücü ele geçirdiğinde hiç acımadan gerçek müminleri toptan katledeceği asla akılardan çıkarılmamalıdır. Gerçek müminler müşriklere karşı kalplerinde bir hoşnutsuzluk zaten hissederler. Bir düşmana karşı nasıl tedbir alınıyorsa müşriklere karşı da aynı tedbirler alınmalıdır. Tek tanrıcı kimseler toplumu şirk konusunda aydınlatmalıdır. Müşriklerin düşmanlığını kazanırım diye sadece Kur’an demeye korkmamalıdır. Hiç korkmadan İbrahim peygamberin yolu olan, tek tanrıcılık yolu olan sadece Kur’an’a davet etmelidir. Müşriklerle mücadele Kur’an’la yapılmalıdır. Bazı kimseler 33:21 ayetinde Muhammed resulün bir rol model olarak gösterilmesini söylentilere\/hadislere dayanak olarak ortaya koymak isterler. Oysa hemen anlaşılacağı gibi Muhammed resulü örnek almak sadece Kur’an demektir. Muhammed peygamberin yaşadığı dönemde asla yazdırmadığı, vefatından yaklaşık 230 sene sonra oradan buradan toplanan söylentileri örnek almak Muhammed peygamberi örnek almak asla değildir. Ayette İbrahim peygamberin müminler için örnek olmaması gereken bir davranışını Rabbimiz bizlere bildirmiştir. O da İbrahim peygamberin babası için mağfiret yani bağışlanma dilemesidir. Anlarız ki İbrahim peygamberin babası müşriktir. Müşrik olan bir kimse için; bu kimse babamız anamız, çocuklarımız da olsa onlar için mağfiret dilemek örnek bir davranış değildir. Müşrikler zalimdir. Yüce Allah'ın asla affetmeyeceğim buyurduğu bir günahı işlemişlerdir.    Bak; https:\/\/kuranmucizeler.com\/oldu-sizlere-allah-in-resulunde-guzel-bir-ornek-sirk-dininin-kaynagi-olan-hadislere-dayanak-yapilmaya-calisilan-bir-ayet", "dateCeviri" : "2024-02-06", "id" : "4", "kuranAyetNo" : "5152", "not1" : "", "surahName" : "Mümtehine", "sureNo" : "60" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:16. Derileri kavurup soyan; 70:16. Pulling away\/removing to the extremities\/outer layer of skin .", "ayetIe" : "Bir soyucu\/sıyırıcı kafatasını.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 nezzaaten bir soyucu\/sıyırıcı نَزَّاعَةً نزع 2 lişşeva kafatasını لِلشَّوَىٰ شوي", "ayetNo" : "16", "ayetNot" : "", "id" : "74", "kuranAyetNo" : "5389", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:4. Ve “Allah, çocuk edindi.” diyenleri uyarmak için. 18:4. And He\/it warns\/gives notice (to) those who said: \"God took\/received a child (a son).\"", "ayetIe" : "Ve uyarır kimseleri; dediler: “Edindi Allah bir çocuk”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve yunzira ve uyarır وَيُنْذِرَ نذر 2 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 3 kalu dediler قَالُوا قول 4 ttehaze edindi اتَّخَذَ اخذ 5 llahu Allah اللَّهُ - 6 veleden bir çocuk وَلَدًا ولد", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "Hiç şüphe yoktur ki yüce Allah’ın bir çocuk edindiğini ‘ttehazellâhu veledâ (veleden)’ iddia edenler Yahudiler ve Hristiyanlardır. Yahudiler Üzeyr peygamberin yüce Allah’ın oğlu olduğunu; Hristiyanlarsa Mesih’in (İsa’nın) yüce Allah’ın oğlu olduğunu söylemişlerdir. Bak; 9:30", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "15", "kuranAyetNo" : "2142", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:8. Yeryüzünde olan güzellikleri kupkuru toprak haline getireceğiz. 18:8. And We are making\/putting (E) what (is) on it destroyed\/infertile dust.", "ayetIe" : "Ve doğrusu biz mutlak yapıcılarız onun (yerin) üzerindekini kupkuru\/verimsiz bir kara\/yükselti.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا - 2 lecailune mutlak yapıcılarız لَجَاعِلُونَ جعل 3 ma مَا - 4 aleyha Onun üzerindekini (yerin) عَلَيْهَا - 5 saiyden bir kara\/yükselti صَعِيدًا صعد 6 curuzen kupkuru\/verimsiz جُرُزًا جرز", "ayetNo" : "8", "ayetNot" : "Yüce Allah mutlak ki zamanı geldiğinde Dünya gezegeninin üzerindeki bu muhteşem süsleri yok edecektir. Zamanı geldiğinde Dünya gezegeninin kendisi de yok olacaktır, evrenin kendisi de mutlak ki yok olacaktır.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "19", "kuranAyetNo" : "2146", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:29. Onlar, ferçlerini1 korurlar. 1 - Edep yerlerini, mahrem yerlerini, ırzlarını. 70:29. And those who to their genital parts (they are) protecting\/guarding .", "ayetIe" : "Ve kimseler; onlar bacak aralarındakileri110 koruyucudurlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 lifurucihim bacak aralarındakileri; لِفُرُوجِهِمْ فرج 4 hafizune koruyucudurlar حَافِظُونَ حفظ", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "88", "kuranAyetNo" : "5402", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:40. Cennetler içinde soracaklar; 74:40. In treed gardens\/paradises (are) asking\/questioning each other.", "ayetIe" : "Cennetlerde sorarlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fi فِي - 2 cennatin cennetlerde جَنَّاتٍ جنن 3 yetesa'elune sorarlar يَتَسَاءَلُونَ سال", "ayetNo" : "40", "ayetNot" : "", "id" : "95", "kuranAyetNo" : "5533", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:18. Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırsın. Ve biz onları sağ yanlarına ve sol yanlarına çeviririz. Köpekleri de avluda ön ayaklarını öne doğru uzatmıştı. Eğer sen onlarla karşılaşsaydın, gerisin geri kaçardın. Ve korkudan ürperirdin. 18:18. And you think\/suppose them (to be) awake\/alert, and they are asleep\/lying down, and We turn them\/turn them around that of the right (side), and that of the left (side), and their dog (is) spreading\/extending its two arms (paws) at the cave\/doorstep\/mountain , if you saw\/looked on\/over them you would have turned away from them escaping\/fleeing\/running away, and you would have been filled (by) terror\/fright from them.", "ayetIe" : "Ve sanırsın onlar uyanıklar; ve (oysa) onlar uykudadır; ve çeviririz onları sağlarına doğru ve sollarına doğru; ve köpekleri (ki) uzatmıştır iki ön ayağını kapı\/giriş eşiğinde; eğer karşılaşıp baksaydın onlara; mutlak sırt çevirirdin onlardan; bir firar (la)\/bir kaçış (la); ve mutlak dolardı içine onlardan bir korku\/bir dehşet.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve tehsebuhum ve sanırsın onlar وَتَحْسَبُهُمْ حسب 2 eykazen uyanıklar أَيْقَاظًا يقظ 3 vehum ve (oysa) onlar وَهُمْ - 4 rukudun uykudadır رُقُودٌ رقد 5 ve nukallibuhum ve çeviririz onları وَنُقَلِّبُهُمْ قلب 6 zate doğru ذَاتَ - 7 l-yemini sağlarına الْيَمِينِ يمن 8 ve zate ve doğru وَذَاتَ - 9 ş-şimali sollarına الشِّمَالِ شمل 10 vekelbuhum ve köpekleri وَكَلْبُهُمْ كلب 11 basitun uzatmıştır بَاسِطٌ بسط 12 ziraayhi ön ayaklarını ذِرَاعَيْهِ ذرع 13 bil-vesidi kapı\/giriş eşiğinde بِالْوَصِيدِ وصد 14 levi eğer لَوِ - 15 ttalea'te karşılaşıp baksaydın اطَّلَعْتَ طلع 16 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 17 levelleyte mutlak sırt çevirirdin لَوَلَّيْتَ ولي 18 minhum onlardan مِنْهُمْ - 19 firaran bir firar (la)\/bir kaçış (la) فِرَارًا فرر 20 velemuli'te ve mutlak içine dolardı وَلَمُلِئْتَ ملا 21 minhum onlardan مِنْهُمْ - 22 rua'ben bir korku\/bir dehşet. رُعْبًا رعب", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "Zaman yolculuğu için gerekli olan kara delik gücündeki yüksek yer çekiminin en azında çok küçük bir kısmına maruz kalan gençlerin 7. ve 8. kafa sinirlerinin kulak içindeki internal (iç) akustik kanalda sıkıştığı anlaşılır. 7. ve 8. kafa sinirleri sıkışmaya bağlı etkisiz hale gelmiştir; devreden çıkmıştır. 7 ve 8. kafa sinirlerinin etkisiz hale gelmesi bir insanda ne gibi problemlere olur? 8. sinir etkisiz hale gelirse kişi dış dünyadan hiçbir sesi duyamaz, dengesiyle ilgili veri alamadığı için sağa ve sola döndürülse de bunu fark edemez. Konumunu algılayamaz. Peki, 7. sinir etkisiz hale gelirse ne olur? Her iki 7. sinir etkisiz kaldığında kişi göz kapaklarını kapatamaz. Bu kimse bilinci yerinde olmasa bile, uyuyor olsa bile göz kapaklarını kapatamadığı için uyanıkmış gibi görünür. Yüz kaslarının çalışması mümkün olmadığından ağız kenarları aşağıya doğru kayar. Yüzde ifade kaybı gelişir. Gençlerin uyuyor oldukları hâlde sanki uyanık gibi görünmeleri 7. sinirin etkisiz hale geldiğine büyük işarettir. Her iki 7. siniri etkisiz hâle gelmiş bir insanın dış görünümü nasıl olur? Peygamberimiz gibi hayatında belki de çift taraflı 7. sinir felci geçiren bir kimseyi hiç görmemiş bir insanın bu şekilde görünen bir kişiyi karşısında gördüğünde içinin korkuyla dolması ve arkasını dönüp firar edecek olması gayet normaldir. Sadece peygamberimiz için değil, normal bir insanın içinin korkuyla dolması kaçınılmazdır. Çift taraflı fasyal paralizi görülme oranı 5 milyonda 1’dir. Çok çok nadir olarak görülür. Gençler neden sağa-sola çevrildi? Ayette “ve çeviririz onları sağlarına doğru ve sollarına doğru” buyrulmuştur. Ayetten yüce Allah’ın bu gençleri sağ tarafına ve sol tarafına doğru çevirdiği bildirilmektedir. Gençler tüm yönlerden eşit bir yer çekimi kuvvetine maruz kalmıştır. Böylece sanki uzayda serbest hareket eden astronotlar gibi anne karnında amniyon sıvısı içinde özgürce hareket eden bir cenin gibi hareket etmişlerdir. Gençleri etkileyen yer çekimi tüm yönlerden eşit olmasaydı bu gençler yer çekiminin güçlü olduğu tarafa doğru tabiri caizse yapışacaklardı. Asimetrik bir yer çekimi de bedenlerine zarar verecekti. Bir köpeğin yatış pozisyonu üzerinden verilen işaret: Ayette ”ve köpekleri; uzatmıştır iki ön ayağını, kapı\/giriş eşiğinde” buyrulmuştur. Anlarız ki köpek arka ayaklarını uzatmamıştır. Arka ayaklarını da uzatmış olsaydı bu kez karnı üzerine yatmış olacaktı. Bu yatış serinlemeye çalışan bir köpeğin yatış pozisyonudur. Oysa yüce Allah köpeğin sadece ön ayaklarını uzattığını bildirmektedir. Demek ki köpeğin arka iki ayağı topludur. Ön ayaklar uzatılmış, arka ayaklar toplu hâldeki duruşa aslan “sfenks” yatışı denir.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "29", "kuranAyetNo" : "2156", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:35. İşte onlar, Cennetlerde ağırlanacak olanlardır. 70:35. Those are in treed gardens\/paradises honoured.", "ayetIe" : "İşte bunlar cennetlerdedir; şereflendirilmişler\/onurlandırılmışlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 fi فِي - 3 cennatin cennetlerdedir جَنَّاتٍ جنن 4 mukramune şereflendirilmişler\/onurlandırılmışlar مُكْرَمُونَ كرم", "ayetNo" : "35", "ayetNot" : "", "id" : "94", "kuranAyetNo" : "5408", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:20. “Onlar sizi fark ederlerse, sizi taşa tutarlar veya kendi milletlerine1 döndürürler. O zaman, kesinlikle ebediyen kurtuluşa eremezsiniz.” 1- Bir halkın sahip olduğu uygarlık, inanç sistemi, yaşam biçimi, yol, sünnet. Millet sözcüğüne “din” anlamının verilmesi doğru değildir. 18:20. That they truly if they see and know of\/overcome on you, they stone you, or they return you in (to) their religion\/faith, and you will never\/not win\/succeed then ever (E).", "ayetIe" : "Doğrusu, eğer onlar sizlerin farkına varırlarsa; recm ederler\/taşlarlar sizleri ya da döndürürler kendi inançlarına\/dinlerine; ve asla iflah olmazsınız\/rahata kavuşmasınız o vakit; ebedî olarak.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 2 in eğer إِنْ - 3 yezheru farkına varırlarsa يَظْهَرُوا ظهر 4 aleykum sizlerin عَلَيْكُمْ - 5 yercumukum recm ederler\/taşlarlar sizleri يَرْجُمُوكُمْ رجم 6 ev ya da أَوْ - 7 yuiydukum döndürürler يُعِيدُوكُمْ عود 8 fi فِي - 9 milletihim kendi inançlarına\/dinlerine مِلَّتِهِمْ ملل 10 velen ve asla وَلَنْ - 11 tuflihu iflah olmazsınız\/rahata kavuşmasınız تُفْلِحُوا فلح 12 izen o zaman إِذًا - 13 ebeden ebedî olarak. أَبَدًا ابد", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "Bu ayette konuşanlar mağara yoldaşlarını uyaran rakim yoldaşlarıdır. Rakim yoldaşları gençlerin fark edilmesi durumunda gençlerin başlarına gelebilecekleri söyleyerek gençleri uyarmaktadır. Dikkat edilirse bu uyarıları yapanlar kendileri için bir endişe, bir korku duymamaktadırlar. Kendileri öğüt verir bir pozisyondadırlar.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "31", "kuranAyetNo" : "2158", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "3:154. Sonra O, üzüntünün ardından, sizden bir kısmınıza, güven duygusu, sarıp kuşatan bir iç dinginlik indirdi. Bir kısmınız da can kaygısına düşmüştü. Allah hakkında, tıpkı cahiliye1 dönemindekine benzer biçimde gerçeğe aykırı bir sanı besliyorlardı. “Bu işten bize ne?” diyorlardı. De ki: “Her şeyin takdiri yalnız Allah’ındır.” Sana, açıklamadıkları şeyleri içlerinde gizliyorlar. “Elimizden bir şey gelseydi buralarda öldürülmezdik.” diyorlar. De ki: “Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, üzerlerine öldürülme yazılmış2 olanlar düşüp ölecekleri yere kendiliğinden çıkıp gelirlerdi. Allah, bunu, göğüslerinizde olanı sınamak ve kalplerinizdekilerini arındırmak için yaptı. Allah, göğüslerin özünü bilir. 1- Kur’an; cehaleti, cahiliyeyi; bilgisizlik, bilmezlik, okuryazar olmamak anlamı ile değil; gerçeğin dışında bir şeye inanmak, yapılması gerekenin veya gerçeğin tersini yapmak anlamında kullanmaktadır. Diğer bir deyimle cahiliye, vahiy dışı yaşam biçimi demektir. 2- Gerekli görülmüş. göğüslerinizde وَلِيُمَحِّصَ ve açığa çıkarması içindir مَا o şey ki فِيقُلُوبِكُمْ kalblerinizin 3:154. Then (He) descended on you from after the grief\/depression safety\/security, slumbering\/dozing (to) cover\/make unconscious a group from you, and a group, their selves had interested\/concerned them, they suspect with God other than the truth , the pre-Islamic Paganism’s\/ignorance’s suspicion . They say: \"Is there for us from a thing from the matter\/affair?\" Say: \"That the matter\/affair, all of it (is) to God.\" They hide in themselves what they do not show to you. They say: \"If (there) was for us from the matter\/affair a thing, we would not (have) killed\/fought here here.\" Say: \"If you were in your houses\/homes, those who (it) was written\/decreed on them the fighting would have emerged\/appeared to their places of lying down (beds), and (for) God to test what is in their hearts (innermosts), and to purify\/clarify\/cleanse what is in your hearts\/minds and God (is) knowledgeable with of the chests (innermosts).", "ayetIe" : "Sonra indirdi sizlere o gamın\/o kederin ardından bir güven, bir uyuklama; örttü\/sardı bir tayfayı\/bir grubu sizden; ve bir tayfa\/bir grup, muhakkak ki kaygıyla\/endişeyle doldu onların nefisleri; zanda\/varsayımda bulunurlar Allah'a hak\/gerçek haricinde; cahiliye zannı; derler: “Var mı bize işimizden bir şey? De ki: “Doğrusu emrin\/işin tamamı Allah'adır”; gizlerler sana açık etmediklerini nefislerinde; derler: “Şayet olsaydı bize o işten\/emirden bir şey, katledilmiş35 olmazdık burada”; de ki: “Şayet olsaydınız evlerinizde; mutlak ortaya çıkardı onlar üzerine yazılmış olan katledilme35 onların yatma yerlerine doğru”; ve test etmesi içindir Allah'ın göğüslerinizdekini; ve berraklaştırıp açığa kavuşturur kalplerinizdekini; ve Allah bilendir göğüslerin zatîni\/özünü.", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summe sonra ثُمَّ - 2 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل 3 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 4 min مِنْ - 5 bea'di ardından بَعْدِ بعد 6 l-gammi o gamın\/o kederin الْغَمِّ غمم 7 emeneten bir güven أَمَنَةً امن 8 nuaasen bir uyuklama نُعَاسًا نعس 9 yegşa örttü\/sardı يَغْشَىٰ غشو 10 taifeten bir tayfayı\/bir grubu طَائِفَةً طوف 11 minkum sizden مِنْكُمْ - 12 vetaifetun ve bir tayfa\/bir grup وَطَائِفَةٌ طوف 13 kad muhakkak ki قَدْ - 14 ehemmethum kaygıyla\/endişeyle doldu onların أَهَمَّتْهُمْ همم 15 enfusuhum nefisleri أَنْفُسُهُمْ نفس 16 yezunnune zanda\/varsayımda bulunurlar يَظُنُّونَ ظنن 17 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 18 gayra haricinde غَيْرَ غير 19 l-hakki hak\/gerçek الْحَقِّ حقق 20 zenne zannı ظَنَّ ظنن 21 l-cahiliyyeti cahiliye الْجَاهِلِيَّةِ جهل 22 yekulune derler يَقُولُونَ قول 23 hel var mı هَلْ - 24 lena bize لَنَا - 25 mine مِنَ - 26 l-emri işimizden الْأَمْرِ امر 27 min مِنْ - 28 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا 29 kul de ki قُلْ قول 30 inne doğrusu إِنَّ - 31 l-emra emrin\/işin الْأَمْرَ امر 32 kullehu tamamı onun  كُلَّهُ كلل 33 lillahi Allah'adır لِلَّهِ - 34 yuhfune gizlerler يُخْفُونَ خفي 35 fi فِي - 36 enfusihim nefislerindekini أَنْفُسِهِمْ نفس 37 ma مَا - 38 la لَا - 39 yubdune açık etmediklerini يُبْدُونَ بدو 40 leke sana لَكَ - 41 yekulune derler يَقُولُونَ قول 42 lev şayet لَوْ - 43 kane olsaydı كَانَ كون 44 lena bize لَنَا - 45 mine مِنَ - 46 l-emri o işten\/emirden الْأَمْرِ امر 47 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا 48 ma مَا - 49 kutilna katledilmiş\/öldürülmüş olmazdık قُتِلْنَا قتل 50 hahuna burada هَاهُنَا - 51 kul de ki قُلْ قول 52 lev şayet لَوْ - 53 kuntum olsaydınız كُنْتُمْ كون 54 fi فِي - 55 buyutikum evlerinizde بُيُوتِكُمْ بيت 56 leberaze mutlak ortaya çıkardı لَبَرَزَ برز 57 ellezine olan الَّذِينَ - 58 kutibe yazılmış كُتِبَ كتب 59 aleyhimu onlar üzerine عَلَيْهِمُ - 60 l-katlu ölüm\/katledilme الْقَتْلُ قتل 61 ila doğru إِلَىٰ - 62 medaciihim yatma yerlerine onların مَضَاجِعِهِمْ ضجع 63 veliyebteliye ve test etmesi için وَلِيَبْتَلِيَ بلو 64 llahu Allah'ın اللَّهُ - 65 ma مَا - 66 fi فِي - 67 sudurikum göğüslerinizdekini صُدُورِكُمْ صدر 68 veliyumehhisa ve berraklaştırıp açığa kavuşturur وَلِيُمَحِّصَ محص 69 ma مَا - 70 fi فِي - 71 kulubikum kalplerinizdekini قُلُوبِكُمْ قلب 72 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 73 alimun bilendir عَلِيمٌ علم 74 bizati özüyle بِذَاتِ - 75 s-suduri göğüsleri الصُّدُورِ صدر", "ayetNo" : "154", "ayetNot" : "İnsana Yüce Allah’ın yazdığından başkası gelip çatmaz. Yüce Allah’ın dini için savaştan kaçmak isteyenlere Yüce Allah bu ayetle muhteşem bir ders vermektedir. Nerede olursa olsun bir nefse ölüm yazılmışsa o ölüm mutlaka gerçekleşir. Ölüm zamanı ve ölüm yeri Planck zamanı (5.39×10−44 saniye) hassasiyetiyle Levh-i Mahfuz’da (holografik evren prensibi çerçevesinde evrenimizi bir üst boyuttan saran, iki boyutlu, bilgi içeren zar\/membran) kayıtlıdır. Asla değişmez, değiştirilemez. Haklı bir sebebe dayanan savaştan ölüm korkusuyla kaçınmak asla doğru değildir. Ölüm yazılmışsa evde yatağında yatan bir kimse veya kaleler içerisinde saklanan bir kimse de olsa ölüm mutlaka ona ulaşır. Bu nedenle; hak yolda yürümekten, öldürülmekten korkmaya; bu nedenle endişelenmeye, kaygı yaşamaya asla gerek yoktur. Gerekli önlemler alındıktan sonra mücadeleye devam edilmelidir.", "dateCeviri" : "2024-02-03", "id" : "1", "kuranAyetNo" : "447", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetAhmedSamira" : "1:7. Nimet verdiklerinin yolunu. Gazabına uğrayanların ve sapkınların yolunu değil. 1:7. (The) way\/road (of) those You blessed on them, not (those) the angered on them, and nor the misguided.", "ayetIe" : "Kimselerin yoluna125 (ki) nimet verdin üzerlerine126; üzerlerine gazap edilenin127 değil; ve dalalet128 içindekilerin değil.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 sirata yoluna صِرَاطَ صرط 2 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 3 en'amte nimet verdin أَنْعَمْتَ نعم 4 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 5 gayri değil غَيْرِ غير 6 l-megdubi gazap edilen الْمَغْضُوبِ غضب 7 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 8 ve la ve değil وَلَا - 9 d-dalline sapkınların\/dalalet içinde olanların الضَّالِّينَ ضلل", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "Üzerine nimet verilen kimselerin yolu nedir? Yüce Rabbimiz dosdoğru yol olan Kur’an’a tabi olmamız gerektiğini bazı kimseleri işaret ederek bildirmektedir. Bu kimseler doğru yola kılavuzlanmış kimselerdir. Yüce Allah onları nimetlendirmiş; lütfundan, fazlından hidayet bağışlamıştır. Bu kimseler sadece Kur’an diyen ve kendisine değil de sadece Kur’an’a çağıran, sadece Kur’an yoluna davet eden kimselerdir. Kur’an’la cihat eden ve asla bir ücret\/bir ecir istemeyen kimselerdir. Ecirlerini sadece Yüce Allah katında bulma ümidinde olan kimselerdir. Şirke asla bulaşmayan, tek tanrıcı kimselerdir. Üzerine gazap edilen, sapkınların yoluna değil! ‘d-dâllîn’ kelimesinin kökü (ضلل) olup fiil olarak yolunu kaybetmek (lose one’s way), yanlış yola kılavuzlamak (misguide), yoldan çıkmak\/sapmak (go astray) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 635 (of 1303). Ayette aktif isim kelimesi ve çoğul olarak gelmiş olup ‘sapkınlar’, ‘yoldan çıkanlar’, ‘yolunu kaybedenler’, 'dalalet içinde olanlar' anlamındadır. Sadece Kur’an yerine onun astından dinde hüküm koyucu kitaplar (söylenti\/hadis kitapları), şeyhler, mezhep imamları, tarikat liderleri, imamlar edinenlerin tamamı sapkınlardır. Ayette geçen ‘d-dâllîn’ kelimesine muhataptırlar.  Sapmış kimseler üzerine Yüce Allah gazap eder; ‘l-magdûbi kelimesinin kökü (غضب) olup gazap\/öfke (wrath), kızgın (angry, exasperated) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 791 (of 1303). Ayette pasif isim, tekil kelime olarak gelmiş olup ‘gazap edilen’, ‘öfkelenilen’ anlamındadır. Anlaşılır ki Yüce Allah’ın ‘s-sırât l-mustakîm’ yolu olan sadece Kur’an’dan sapanlara Yüce Allah öfkelenir, gazap eder. Yüce Allah bu kimselere gazap eder. Üzerlerine pislik ve gazap yağdırır (7:71). Kur’an’ın açılış suresi olan kısacık bir sureyi bile anlamını bilerek okuduğumuzda bizi cehennemden uzak tutacak bilgiler içerdiğini rahatlıkla görebiliriz. Bir sureyi anlamını bilmeden binlerce kez okumak keramet değildir. Keramet anlamını bilerek okumak ve anladığımızı hayata geçirmektir.", "id" : "64", "kuranAyetNo" : "7", "not1" : "", "surahName" : "Fâtiha", "sureNo" : "1" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:24. Onlar, mallarında belirli bir pay ayıranlardır;1 1- Mallarında, ihtiyaç sahiplerinin de payları bulunduğunun bilincinde olanlardır. 70:24. And those who in their properties\/possessions (is) a known right\/share .", "ayetIe" : "Ve kimseler; mallarındadır onların bir hak; bildirilen\/malum edilen.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 fi فِي - 3 emvalihim mallarındadır onların أَمْوَالِهِمْ مول 4 hakkun bir hak حَقٌّ حقق 5 mea'lumun bildirilen\/malum edilen مَعْلُومٌ علم", "ayetNo" : "24", "ayetNot" : "", "id" : "83", "kuranAyetNo" : "5397", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:21. Böylece, Allah’ın verdiği sözün gerçek olduğunu, o Sâ’at’in1 kesin olduğunu bilmeleri için onları haberdar ettik. O zaman, onların durumu hakkında aralarında tartışıyorlardı. “Onların üzerlerine bir bina yapın; onların Rabb’leri, onları daha iyi bilir.” dediler. Düşünceleri kabul edilenler: “Onların üzerlerine bir mescid yapalım.” dediler. 1- Kıyamet. 18:21. And as\/like that We made be stumbled upon on them (We made them be stumbled upon) to know that God’s promise (is) truth , and that (E) the Hour\/Resurrection (there is) no doubt\/suspicion in it, when they dispute\/argue their matter\/affair between them, so they said: \"Build\/construct on them a building\/structure, their Lord (is) more knowledgeable with (of) them.\" Those who defeated\/overcame on their matter\/affair said: \"We will take (E) on them a mosque\/place of worshipping God.\"", "ayetIe" : "Ve işte böyledir; tökezlettik\/düşürdük\/rastlattık* onların üzerine; bilmeleri için ki Allah'ın vaadi haktır\/gerçektir; ve doğrusu saat470; yoktur şüphe onda; münazara ettikleri zaman kendi aralarında onların işlerini; öyle ki dediler: “Bina edin onların üstüne bir bina; Rableri bilir onlar hakkında; onların işine galip gelmiş kimseler dedi: “Mutlaka yaparız onların üzerine bir mescit16**.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kezalike Ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 ea'serna tökezlettik\/düşürdük\/rastlattık أَعْثَرْنَا عثر 3 aleyhim onların üzerine عَلَيْهِمْ - 4 liyea'lemu bilmeleri için لِيَعْلَمُوا علم 5 enne ki أَنَّ - 6 vea'de vaadi وَعْدَ وعد 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 hakkun hak\/gerçek حَقٌّ حقق 9 ve enne ve doğrusu وَأَنَّ - 10 s-saate saat السَّاعَةَ سوع 11 la yoktur لَا - 12 raybe şüphe رَيْبَ ريب 13 fiha onda فِيهَا - 14 iz zaman إِذْ - 15 yetenazeune münazara ettikleri يَتَنَازَعُونَ نزع 16 beynehum kendi aralarında بَيْنَهُمْ بين 17 emrahum onların işlerini أَمْرَهُمْ امر 18 fe kalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول 19 bnu bina edin ابْنُوا بني 20 aleyhim onların üstüne عَلَيْهِمْ - 21 bunyanen bir bina بُنْيَانًا بني 22 rabbuhum Rableri رَبُّهُمْ ربب 23 ea'lemu bilir أَعْلَمُ علم 24 bihim onlar hakkında بِهِمْ - 25 kale dedi قَالَ قول 26 ellezine kimseler الَّذِينَ - 27 galebu galip gelmiş غَلَبُوا غلب 28 ala عَلَىٰ - 29 emrihim onların işine أَمْرِهِمْ امر 30 lenettehizenne Mutlaka yaparız لَنَتَّخِذَنَّ اخذ 31 aleyhim yaparız onların üzerine عَلَيْهِمْ - 32 mesciden bir mescit\/bir teslim olma yeri. مَسْجِدًا سجد", "ayetNo" : "21", "ayetNot" : "Bu ayette mağara yoldaşları olan gençlerin mağara dışına çıkıp insanlarla karşılaşmaları konu edilmektedir. Bu gençlerin insanlarla karşılaştırılması da elbette boşuna değildir. Yüce Allah'ın vaadinin hak ve gerçek olduğunu insanlar elbette görecektir. Yüce Allah “saatin” geleceğini de vaat etmektedir. Mutlak ki evren de bir zaman gelip yer çekimi marifetiyle yok olacak ve ilk yaratılıştaki tekillik hâline döndürülecektir. Gençlerin başlarına daha sonra ne geldiği ayette bizlere bildirilmemiştir. Ayetten anlaşılır ki zaman yolculuğu yapmış olan gençlerle karşılaşan insanlar bir mucizeye tanık olduklarını anlamışlardır. Tartışmalar sonucunda gençlerin bulunduğu mağaranın üstüne kendi dinlerine özgü bir teslim olma mekânı (mescid) yapmışlardır.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "32", "kuranAyetNo" : "2159", "not1" : "*Başka insanların gençlere rastlaması. **Kilise.", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "1:5. Yalnız Sana kulluk eder ve yalnız Sen’den yardım dileriz. 1:5. (Only) You we worship, and (only) You we seek help from .", "ayetIe" : "Sana kulluk ederiz46; ve sana yardım* arz ederiz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 iyyake sana إِيَّاكَ - 2 na'budu kulluk ederiz نَعْبُدُ عبد 3 ve iyyake ve sana وَإِيَّاكَ - 4 nesteiynu istekte bulunuruz yardım için نَسْتَعِينُ عون", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "‘na’budu’ kelimesi kökü (عبد) olup ibadet etmek\/kulluk etmek\/tapınmak (worship), hizmet etmek (serve), ilahlaştımak\/taparcasına sevmek (idolize), köle olmak (enslave) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 685 (of 1303) Ayette fiil olarak, 1. şahıs çoğul, geniş zaman kipinde gelmiştir. ‘kulluk ederiz’ anlamına gelir. ‘İyyâke’ kelimesi ‘sadece sana’ demektir. Demek ki kulluk sadece ve sadece Yüce Allah’a yapılacaktır. Taparcasına sevmek, ilahlaştırmak\/tanrılaştırmak, kölelik yapmak, kul olmak sadece Yüce Allah’a özgülenecektir. O’nun astından hiçbir şeye bu paye verilmeyecektir. ‘nestaîn’ kelimesi kökü (عون) olup yardım etmek\/yardım talebinde bulunmak (help), yardım amaçlı destek vermek\/talep etmek (support) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 771 (of 1303) Ayette fiil olarak, 1. şahıs çoğul, geniş zaman kipinde gelmiştir. ‘istekte bulunuruz yardım için\/istekte bulunuruz destek için’ anlamına gelir. Demek ki ilahi yardım ve destek sadece ve sadece Yüce Allah’tan talep edilecektir. O’nun astından hiçbir şeyden ilahi bir yardım, destek istenmeyecektir. Yüce Allah’ın astından peygamberlerden, ölmüş kimselerden, evliyadan\/velilerden, imamlardan, tekkelerden, türbelerden, yatırlardan asla ilahi bir yardım istenmeyecektir. Ayetin anlamını saptıran bazı müşrikler yardım\/destek istemeyi ilahi anlamından çıkarıp sıradan işlerde de yarım istemenin işaret edildiğini iddia ederek müşrikliklerine kılıf hazırlarlar. Örneğin; düşüp ayağını kıran bir kimse yandan geçen insanlardan yardım\/destek isteyemez mi? Elbette ister. Derler ki: \"Öyleyse biz de bu ayete rağmen Yüce Allah'ın astından kimselerden ilahi yardım isteyebiliriz.\" Şeytanın aldatmacası ne de yaman!  Ayette kastedilen şüphesiz ilahi destektir; ilahi yardımdır. Bir insan elinden gelen her şeyi yapacaktır. Mücadele edecektir. İnsanlardan elbette yardım talep edebilir. Tevekkül ve ilahi destek\/yardım konusundaysa sadece Rabbinden yardım ve destek isteyecektir. Sadece ve sadece Rabbinden.", "id" : "62", "kuranAyetNo" : "5", "not1" : "*İlâhî yardım.", "surahName" : "Fâtiha", "sureNo" : "1" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:33. Onlar, tanıklıklarını dosdoğru yerine getirirler. 70:33. And those who, they are with their testimonies (they are) taking care of .", "ayetIe" : "Ve kimseler; onlar şahitliklerinde\/tanıklıklarında dosdoğrudurlar\/dimdiktirler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 bişehadatihim şahitliklerinde\/tanıklıklarında بِشَهَادَاتِهِمْ شهد 4 kaimune düzgünler\/dosdoğrular قَائِمُونَ قوم", "ayetNo" : "33", "ayetNot" : "", "id" : "92", "kuranAyetNo" : "5406", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:96. “Bana demir parçaları getirin. İki dağın arası eşit seviyeye gelinceye kadar körükleyin.” dedi. Onu bir ateş haline getirince, “Bana erimiş bakır getirin, onun üzerine dökeceğim.” dedi. 18:96. Give\/bring me the huge pieces of iron. Until when he straightened\/leveled\/equalized between the two sides\/directions\/mountain sides , he said: \"Blow.\" Until when he made it a fire, he said: \"Give\/bring me, I pour on it molten copper\/brass\/iron .\"", "ayetIe" : "Getirin bana demir kütleleri; ta ki seviyelendiği\/eşitlendiği zaman iki kenar arası, dedi: “Üfleyin!” Ta ki yaptığı zaman onu (demiri) bir ateş, dedi: “Getirin bana; dökeyim üzerine onun (demirin) katran\/zift”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 atuni getirin bana اتُونِي اتي 2 zubera kütleleri زُبَرَ زبر 3 l-hadidi demir الْحَدِيدِ حدد 4 hatta ta ki حَتَّىٰ - 5 iza zaman إِذَا - 6 sava seviyelendiği\/eşitlendiği سَاوَىٰ سوي 7 beyne arası بَيْنَ بين 8 s-sadefeyni iki kenar الصَّدَفَيْنِ صدف 9 kale dedi قَالَ قول 10 nfuhu üfleyin! انْفُخُوا نفخ 11 hatta ta ki حَتَّىٰ - 12 iza zaman إِذَا - 13 cealehu yaptığı onu (demiri) جَعَلَهُ جعل 14 naran bir ateş نَارًا نور 15 kale dedi قَالَ قول 16 atuni getirin bana اتُونِي اتي 17 ufrig dökeyim أُفْرِغْ فرغ 18 aleyhi onun (demirin) عَلَيْهِ - 19 kitran katran\/zift قِطْرًا قطر", "ayetNo" : "96", "ayetNot" : "Dökme demir normal demirden kat kat güçlüdür. Hem de daha esnektir. Aslında çelik de bir dökme demirdir. Yüce Allah’ın Davut peygambere dökme demir yapma yöntemini öğrettiğini Kur’an’dan öğreniyoruz. 34:10 Ve ant olsun; verdik Davut'a bizden bir fazl\/bir üstünlük; “Ey dağlar! geri dön onunla beraber; ve kuş”; ve yumuşattık ona demiri. Yukarıdaki ayetten demirin eritilerek dökme demir hâline getirilme yönteminin Davut peygambere öğretildiğini anlıyoruz. 18:96 ayetinden Zülkarneyn’in de dökme demir üretmeyi bildiğini anlıyoruz. Bu da bize çok önemli bir işaret verir. Zülkarneyn mutlak Davut peygamberden sonra yaşamış olmalıdır. Süleyman peygamberden de sonraki bir zamanda. Bu da bize Zülkarneyn’i demir çağında aramamız gerektiğini açık olarak gösterir.  Zülkarneyn erimiş saf demir üzerine neden katran döküyor? Katran eski çağlardan beri bilinmektedir. Katran hidrokarbon ve serbest karbondan oluşan koyu kahverengi veya siyah akışkan bir sıvıdır. Farklı yöntemlerle katran elde edilebilir. Petrol gibi doğal olarak yeryüzüne çıkan kaynaklardan elde edilebildiği gibi odundan ya da kömürden de elde edilebilir. Odundan elde edilen katran gemi ve teknelerin gövdelerini mühürlemek için antik dönemde kullanılmıştır. Kömürden de katran elde edilir. Kömür ve petrolden elde edilen katranın karbon oranı çok yüksektir. Ancak odundan elde edilen katranın karbon oranı daha düşüktür. Zülkarneyn’in hangi tip katran kullandığını tahmin etmek zor olsa da odundan elde edilen katranı kullanmış olması biraz daha yüksek ihtimaldir. Çünkü çelik üretimi için demire çok az bir oranda karbon eklemek gereklidir. Petrol ve kömürden elde edilen katran çok yüksek oranda karbon içerdiği için tercih edilmemiş olabilir. Diğer bir işaret ise demiri eritmek için kullanılmış olan odun kömürlerinin yapımı esnasında da katran oluşmasıdır. Bu oluşan katranın erimiş demir üzerine döküldüğünü düşünmek çok mantıklıdır.  II. Kiros’un demir ve bakır işlediğine yönelik arkeolojik kanıt var mı? Büyük kanıt yine bilimden geldi. İngiliz, Amerika ve Gürcü bilim insanlarından oluşan bilimsel bir grup 2020 yılında çok büyük bir keşif yaptılar. Makalenin künyesi: “Kafkasya'da erken dönem demir ve bakır alaşımlı eserlerin ortak üretimine dair doğrudan kanıtlar”[“Direct evidence for the co-manufacturing of early iron and copper-alloy artifacts in the Caucasus.” (Nathaniel L. Erb-Satullo, Dimitri Jachvliani, Kakha Kakhiani, Richard Newman. Journal of Archaeological Science Volume 123, November 2020.)] Bu makaleyi mutlaka okumanızı öneririm. Çalışmayı yapan bilim insanları Güney Kafkasya'da öyle bir yer keşfettiler ki gerçekten şaşkınlık yaşamamak mümkün değildir. Bu makalenin özeti kabaca şöyledir: Güney Kafkasya’da bir yerleşim alanı incelendi. Bu yerleşim alanın adı Mtsvane Gora’dır. Müstahkem bir tepe yerleşimi olan Mtsvane Gora'da yapılan yüzey araştırması ve kazılarda MÖ 8-6. yüzyıllara tarihlenen metalürjik yani metal işleme kalıntıları bulunmuştur. Bu bölge yakınlarında polimetalik yani çok sayıda metal cevherlerinin varlığı tespit edilmiştir. Optik mikroskop, elektron mikroskop taraması ve enerji-dalga boyu dağılım spektrometrisi incelemeleri bu bölgede demircilik ve alaşımlama dâhil olmak üzere hem demir hem de bakır alaşımlı metalürjiye dair kanıtlar ortaya koymuştur. Berrak demir döküm cürufları içinde hapsolmuş metal parçacıklarının bakır, arsenik ve kalayla karışmış olması, demir ve bakır alaşımı işlemenin aynı ocaklarda gerçekleştiğini göstermektedir. Bu maden ocaklarının yakınlarında pirit ve jarozitten gibi cevher yataklarından ham olarak yani işlenmemiş malzemeler de keşfedilmiştir. Bu da çıkarılan cevherin Mtsvane Gora'daki antik ocaklarında işlendiğini direkt olarak işaret etmektedir. Bölgedeki en eski demir kalıntıları Mtsvane Gora kalıntılarından daha önce de olabilir. Kafkasya'daki bu buluntular analitik olarak doğrulanmış, radyo karbonla tarihlendirilmiş en eski demir işleme ocak kalıntılarıdır. Araştırmacıların çalıştığı Mtsvane Gora bölgesi aşağıdaki haritada kare olarak gösterilmiştir. Bu bölgede yapılan kazılarda yumuşak demire şekil vermek için kullanıldığı düşünülen taştan yapılmış çekiçler bulunmuştur. Taşların yakındaki nehirden getirildiği düşünülmektedir. Taşların üzerinde demir dövmede kullanıldığını gösteren aşınmalar tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular bu bölgenin yakınlarından çıkarılan demir ve diğer madenlerin bu ocaklarla işlendiğini açık ve net olarak göstermiştir. Hatta demire katran (karbon) katılarak yapılan çelikleştirme işleminin de yapıldığının işaretleri tespit edilmiştir. Çalışmadaki 33004-1 numaralı metalik demir parçası, düşük karbonlu demir (%0-0,3 Karbon) aralığında bir karbon içeriğine sahiptir. Bu demir parçasının %0,2 karbon aralığında olduğu analiz sonucunda anlaşılmıştır. Günümüz modern metalurji (metal bilimi) karbon çeliğindeki karbon oranını %0,05 ile %2,1 arasında olmasını standart olarak benimsemiştir. Kalıntılarda bulunan bir demir parçası %0,2 oranında karbon içerdiğine göre bu demir ocağında çelik üretildiği kesin bir şekilde söylenebilir. Çok detaylı analizler bu bölgede metalürjik faaliyetlerin MÖ 8-6. yüzyıllarda yoğunlaşmış olduğunu ve MÖ 500 yıllarından sonra bu bölgedeki faaliyetlerin durduğunu, bu bölgenin terk edildiğini göstermiştir. Ayetlere göre II. Kiros yani Zülkarneyn Udinlere demir külçeleri getirmelerini söylüyor. Anlarız ki Udinler II. Kiros Dönemi’nde demir madenciliğini zaten yapıyorlardı. Makaleden anlaşılıyor ki Udinler bu bölgede MÖ 8-6. yüzyıllarda aktif olarak maden çıkarmışlar. Temel demir işleme yöntemlerini biliyor olmaları gerekir. Ancak II. Kiros daha farklı bir teknik gösteriyor. Erimiş saf demir üzerine katran yani karbon dökmek. Bu yöntem demiri çelik hâline getirmektedir. Çelik de demire göre daha hafif, daha esnek ve daha sağlamdır. Bu bölgede üretilen dökme demirin Derbent Geçidi’ndeki surun yapımı için de kullanıldığı rahatlıkla söylenebilir. Çün­kü demir işleme ocakları Derbent Geçidi’ne de uzak değildir. Ta ki seviyelendiği (eşitlendiği) vakit iki kenar arası: 18:96 ayetinde “ta ki seviyelendiği\/eşitlendiği vakit iki kenar arası” buyrulmuştur. Yüce Allah’ın bu işaretinden benim anladığım seddin yapımının iki taraftan ayrı ayrı başlatıldığıdır. Set iki kenardan yapılmaya başlamış ve arada bir yerde birleştirilmiş gibi görülüyor. Ya da iki taşın yan yana koyulması da işaret edilmiş olabilir.", "id" : "52", "kuranAyetNo" : "2234", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "1:6. Bize doğru yolu göster; 1:6. Guide us (to) the way\/road, the straight\/direct .", "ayetIe" : "Kılavuzla bizleri dosdoğru yola124.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ihdina kılavuzla bizleri اهْدِنَا هدي 2 s-sirata yola الصِّرَاطَ صرط 3 l-mustekime dosdoğru الْمُسْتَقِيمَ قوم", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "‘ihdina’ kelimesinin kökü (هدي) olup doğru yolda olmak (on the right way), kılavuzluk yapmak (guide), yönlendirmek (direct), göstermek (show) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1199 (of 1303) Ayette fiil olarak, 2. tekil şahıs özne ve 1. çoğul şahıs zamirle gelmiştir. ‘kılavuzla bizleri’ anlamı vardır. Özne şüphesiz Allah’ı işaret eder. ‘l-mustakîm’ kelimesinin kökü (قوم) olup ayağa kalkmak (get up), dikelmek (stand), dimdik (erect), dik\/doğru (upright) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 1199 (of 1303). Ayette aktif sıfat olarak gelmiştir. ‘s-sırât’ kelimesinin kökü (صرط) olup yol (way), gidişat\/yön (path) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 597 (of 1303). Ayette tekil isim kelimesi olarak gelmiştir. Anlarız ki kılavuzlanan yol dosdoğru, dimdik, eğik bükük olmayan, dimdik ayakta olan bir yol olmalıdır. Bu yol hiç şüphesiz Kur’an’ın ta kendisidir. ‘s-sırât’ kelimesinin tekil gelmesinden anlarız ki tek bir dosdoğru yol vardır. Başka bir dosdoğru yol asla yoktur. Bu yol da sadece Kur’an yoludur. Sadece Kur’an demek yerine tarikatlara, mezheplere, imamlara, şeyhlere, hadis\/söylenti kitaplarına tabi olanlar Yüce Allah’ın dosdoğru yolunda asla değillerdir. Dosdoğru yola kılavuzlu asla değillerdir. Şeytanın aldatmacası o kadar yaman ki milyarlarca insan 1. sure olan Fatiha suresini namazlarında Arapça olarak binlerce kez okur. Ancak maalesef anlamını bilmeden; Rableri kendilerine ne emretmiş bilmeden, tekerleme gibi okurlar. Çünkü Yüce Allah’ın vaadi haktır, gerçektir. İblisin zannı\/varsayımı doğru çıktı. İnsanların çoğunluğu cehennemdedir. Şeytanın üzerine oturduğu o ‘s-sırât l-mustakîm’ yolu Kur’an’dır. Şeytan Kur’an’ın anlaşılarak okunmasına engel olmuştur. İnsanların çoğu Yüce Allah’ın dosdoğru yolundan sapmıştır. Yapmamız gereken nedir?Kur’an’la aramızda olan tüm şeytanları yani saptırıcıları (hadis\/söylenti kitapları, şeyhler, tarikatlar, mezhepler, tekkeler, türbeler, veliler vb.) terk etmek ve sadece Kur’an demek. Kur’an’ı anladığımız dilde okumak ve anlamak. Sonrası anladığımıza uymak, anladığımıza tabi olmak. Kur’an bize yeter demek.", "id" : "63", "kuranAyetNo" : "6", "not1" : "", "surahName" : "Fâtiha", "sureNo" : "1" }, { "ayetAhmedSamira" : "7:27. Ey âdemoğulları!1 Şeytan kötülüklerini onlara göstermek için, elbilselerini2 soyarak2, ana babanızı cennetten3 çıkardığı gibi sizi de bir fitneye düşürmesin. O ve taraftarları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları iman etmeyenlere evliya4 kıldık. 1- Ey insanlar. 2- Literal olarak libaslarını. Burada söz konusu edinilen libas takva elbisesidir, insanın dünyaya tamaıyla yönelme, mal edinme hırsı, egonun, güçlü olma tutkusu ve bencilliğinin ortaya çıkması için takvadan uzaklaşması, takvâ elbiselerini çıkarması gerekir. Buradaki elbise ile kast edilen şey bedeni örtmek için giyilen elbise değildir. Örneğin Libas,Takva elbisesi 7:26; Açlık ve korku elbisesi 16:112; Gecenin elbise olması 78:10 gibi anlamlarında kullanılmaktadır. 3- Bağlık, bahçelik, huzur dolu mükemmel yaşam ortamı. 4- Yönlendirici, koruyucu, yardımcı, gözetici, destekleyici. 7:27. You Adam’s sons and daughters, (let) not the devil test\/misguide\/betray you as\/like he brought out your parents from the Paradise, he removes\/pulls away from them (B) their (B)’s cover\/dress to show them (B)\/make them (B) understand their (B)’s shameful genital private parts; that he sees you, he and his group\/tribe from where\/when you do not see them, that We made the devils guardians\/allies to those who do not believe.", "ayetIe" : "Ey âdemoğulları692! Baştan çıkarmasın sizi şeytân29; çıkardığı gibi ebeveynlerinizi* cennetten**; soyarak ikisinden* elbiselerini; göstermek için ikisine* çirkinliklerini; doğrusu o (şeytân) görür sizleri; o ve onun kabilesi; yerden (ki) görmezsiniz onları; doğrusu biz; yaptık şeytânları29 evliya\/veliler28; iman47 etmez kimseler için.", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya beni ey oğulları يَابَنِي بني 2 ademe âdem ادَمَ - 3 la لَا - 4 yeftinennekumu baştan çıkarmasın sizi يَفْتِنَنَّكُمُ فتن 5 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 6 kema gibi كَمَا - 7 ehrace çıkardığı أَخْرَجَ خرج 8 ebeveykum ebeveynlerinizi أَبَوَيْكُمْ ابو 9 mine -ten مِنَ - 10 l-cenneti cennet- الْجَنَّةِ جنن 11 yenziu soyarak يَنْزِعُ نزع 12 anhuma ikisinden عَنْهُمَا - 13 libasehuma elbiselerini لِبَاسَهُمَا لبس 14 liyuriyehuma göstermek için ikisine لِيُرِيَهُمَا راي 15 sev'atihima çirkinliklerini سَوْاتِهِمَا سوا 16 innehu doğrusu o (şeytan) إِنَّهُ - 17 yerakum görür sizleri يَرَاكُمْ راي 18 huve o هُوَ - 19 ve kabiluhu ve kabilesi onun وَقَبِيلُهُ قبل 20 min مِنْ - 21 haysu yerden (ki) حَيْثُ حيث 22 la لَا - 23 teravnehum göremezsiniz onları تَرَوْنَهُمْ راي 24 inna doğrusu biz إِنَّا - 25 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 26 ş-şeyatine şeytanları الشَّيَاطِينَ شطن 27 evliya'e evliya\/veliler أَوْلِيَاءَ ولي 28 lillezine kimseler için لِلَّذِينَ - 29 la لَا - 30 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "27", "ayetNot" : "", "dateCeviri" : "2024-02-06", "id" : "8", "kuranAyetNo" : "981", "not1" : "*Ana, baba. Bir üst soy. Bir katman üst soy. Bir önceki soy. İlk cennet evreninde bilinçlerimizi taşıyan bir üst soy erkek ve kadın bedenlerimiz. **İlk cennet evreni.  ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:92. Sonra bir sebebe tabi oldu. 18:92. Then he followed a reason\/motive\/connection.", "ayetIe" : "Sonra tabi oldu bir sebebe.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summe sonra ثُمَّ - 2 etbea tabi oldu أَتْبَعَ تبع 3 sebeben bir sebebe سَبَبًا سبب", "ayetNo" : "92", "ayetNot" : "Zülkarneyn için yine bir sefer sebebi (gerekçesi) ortaya çıkmıştır. Mutlak ki yine masum insanlara haksız yere zulmeden kimseleri durdurmak için Zülkarneyn harekete geçmiştir.", "id" : "48", "kuranAyetNo" : "2230", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:21. Mal-mülk sahibi olunca da ondan kimseyi yararlandırmaz. 70:21. And if the goodness touched him, (he is) often preventing\/prohibiting .", "ayetIe" : "Ve dokunduğu zaman hayır\/iyilik; bir mâni olan\/engelleyen.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 messehu dokunduğu مَسَّهُ مسس 3 l-hayru hayır\/iyilik الْخَيْرُ خير 4 menuan bir mâni olan\/engelleyen مَنُوعًا منع", "ayetNo" : "21", "ayetNot" : "", "id" : "79", "kuranAyetNo" : "5394", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "75:32. Fakat yalanladı ve köstekledi.1 1- Tevellâ, “salla” sözcüğünün karşıtıdır. Süreklilik ifade eden “tevellâ” sözcüğü, “sürekli geri durmak, sürekli ilgisiz kalmak, pasiflik göstermek, yapılan işleri kösteklemek” demektir. 75:32. And but lied\/denied and turned away.", "ayetIe" : "Fakat yalanladı; ve yüz çevirdi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 2 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب 3 ve tevella ve yüz çevirdi وَتَوَلَّىٰ ولي", "ayetNo" : "32", "ayetNot" : "", "id" : "72", "kuranAyetNo" : "5581", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:19. O insan1 hırslı yaratıldı.2 1- Bilinen insanlar, insanların bir kısmı. 2- Musallin olanlar hariç. (Bak: Bu surenin 22. ayeti) 70:19. That truly the human\/mankind was created worrisome\/frightened .", "ayetIe" : "Doğrusu insan yaratıldı; bir sabırsız\/endişeli.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 l-insane insan الْإِنْسَانَ انس 3 hulika yaratıldı خُلِقَ خلق 4 heluan bir sabırsız\/endişeli هَلُوعًا هلع", "ayetNo" : "19", "ayetNot" : "", "id" : "77", "kuranAyetNo" : "5392", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:24. Ancak, “Allah’ın dilemesiyle yapacağım.” de. Ve unuttuğun zaman Rabb’ini an. Ve “Umulur ki Rabb’im beni en doğru olanı yapmaya yöneltir.” de. 18:24. Except that (E) God wills\/wants, and mention\/remember your Lord if you forgot, and say: \"Maybe\/perhaps that (E) my Lord guides me to nearer\/closer than that (a) correct\/right guidance.\"", "ayetIe" : "Ancak eğer dilerse Allah; ve zikret\/an Rabb’ini4 unuttuğun zaman; ve de ki: “Belki de kılavuzlar beni Rabb’im4 bundan daha yakın bir reşada61”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 illa ancak إِلَّا - 2 en eğer أَنْ - 3 yeşa'e dilerse يَشَاءَ شيا 4 llahu Allah اللَّهُ - 5 vezkur ve zikret\/an وَاذْكُرْ ذكر 6 rabbeke Rabb’ini رَبَّكَ ربب 7 iza zaman إِذَا - 8 nesite unuttuğun نَسِيتَ نسي 9 ve kul ve de ki وَقُلْ قول 10 asa belki de عَسَىٰ عسي 11 en أَنْ - 12 yehdiyeni kılavuzlar beni يَهْدِيَنِ هدي 13 rabbi Rabb’im رَبِّي ربب 14 liekrabe daha yakın لِأَقْرَبَ قرب 15 min مِنْ - 16 haza bundan هَٰذَا - 17 raşeden bir doğruya\/bir olgunluğa رَشَدًا رشد", "ayetNo" : "24", "ayetNot" : "Unuttuğumuz zaman da Rabb’imizi hatırlamalıyız. O'ndan bizleri doğru yola kılavuzlamasını ummalıyız.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "35", "kuranAyetNo" : "2162", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "60:6. Ant olsun ki, onlar, sizin için ve Ahiret Günü’nü bekleyen kimseler için iyi bir örnektirler. Kim yüz çevirirse, bilsin ki kuşkusuz Allah; Hiçbir Şeye Muhtaç Olmayan’dır, Övgüye Değer Yegâne Varlık’tır. 60:6. A good example\/model (to follow) had been for you in them, to who was hoping\/expecting God, and the Day the Last\/Resurrection Day; and who turns away, so then God, He is the rich, the praiseworthy\/commendable.", "ayetIe" : "Ant olsun; oldu sizlere onlarda güzel bir örnek\/bir rol model; kimse için; oldu ümit eder\/arzular Allah’ı ve ahiret gününü; ve kim yüz çevirir; öyle ki doğrusu Allah’tır; O'dur Ganiyy106; Hamîd107.", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 kane oldu كَانَ كون 3 lekum sizlere لَكُمْ - 4 fihim onlarda فِيهِمْ - 5 usvetun bir örnek\/bir rol model أُسْوَةٌ اسو 6 hasenetun güzel حَسَنَةٌ حسن 7 limen kimse için لِمَنْ - 8 kane oldu كَانَ كون 9 yercu ümit eder\/arzular يَرْجُو رجو 10 llahe Allah'ı اللَّهَ - 11 velyevme ve gününü وَالْيَوْمَ يوم 12 l-ahira ahiret الْاخِرَ اخر 13 ve men ve kim وَمَنْ - 14 yetevelle yüz çevirir يَتَوَلَّ ولي 15 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 16 llahe Allah’tır اللَّهَ - 17 huve O'dur هُوَ - 18 l-ganiyyu gani\/zengin الْغَنِيُّ غني 19 l-hamidu en yüce övgüye\/methedilmeye değer الْحَمِيدُ حمد", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "Ayette geçen 'onlarda' kelimesi 60:4 ayetinde işaret edilen İbrahim peygamberle birlikte olan tek tanrıcı kimselerdir. Bak; 33:21", "dateCeviri" : "2024-02-06", "id" : "5", "kuranAyetNo" : "5154", "not1" : "", "surahName" : "Mümtehine", "sureNo" : "60" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:30. Eşleri veya antlaşma yolu ile1 sahip oldukları hariç. Şüphesiz onlar kınanmazlar.2 1- Yeminle hak sahibi olduğunuz. Sağ elinizin sahip olduğu. Eymân sağ el ve yeminler(sözleşmeler) anlamına gelen bir sözcüktür. Bu deyim, “antlaşma yoluyla sahip olunan” demektir. El, aynı zamanda deyim olarak “güç” demektir; güç yolu ile “üzerinde yetkili olma hakkına” sahip olduğunuz, antlaşma yoluyla sahip olunanlar, sorumluluğu üstlenilenler, bakmakla yükümlü olunanlar, meşru şekilde sahip olunanlar, himayeniz altında olan, sorumluluğunu üstlendiğiniz gibi anlamlara gelmektedir. Kur’an; kiminle olursa olsun, nikâh yapmaksızın ilişkiye girmeyi zina olarak tanımlamaktadır. Diğer bir deyimle “nikâhsız her birliktelik” zinadır. Toplumsal gerçekliğin verili kalıntısı olan kölelik ve cariyelik olgusu, İslam’ın kabul ettiği veya ön gördüğü bir olgu değildir. İslam, kölelik ve cariyeliği; cariye ve köle edinme yollarını ortadan kaldırarak kesinlikle yasaklamıştır. Verili durumun tasfiye edilmesi süreci olan uygulamaları ileri sürerek, İslam’da cariyeliğin ve köleliğin olduğunu söylemek, İslam’a iftira atmaktır. 2- “Antlaşma yolu ile sahip olunanlar” sürekli evin içinde bulundukları için muaf tutulmuşlardır. 70:30. Except on (for) their spouses and what their rights owned\/possessed (i.e.: care-givers of the sick, elderly and disabled under contract), so then they are not blameworthy\/blamed.", "ayetIe" : "Dışında; eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu77; doğrusu onlar değildir ayıplananlar*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 illa dışında إِلَّا - 2 ala عَلَىٰ - 3 ezvacihim eşleri أَزْوَاجِهِمْ زوج 4 ev ya da أَوْ - 5 ma مَا - 6 meleket malik olduğuna مَلَكَتْ ملك 7 eymanuhum sağ ellerinizin أَيْمَانُهُمْ يمن 8 feinnehum doğrusu onlar فَإِنَّهُمْ - 9 gayru değildir غَيْرُ غير 10 melumine ayıplananalar مَلُومِينَ لوم", "ayetNo" : "30", "ayetNot" : "‘mâ meleket eymânuhum’ ‘sağ ellerinin malik olduğu’ demektir. Bir sözleşme, bir antlaşma gereği bazı kimselerin emrinde ve hükmünde olan kimselerdir. Günümüzde evlerde ya da iş yerlerinde maaşla çalışan işçiler örnek verilebilir. Bir önceki ayette geçen ‘onlar bacak aralarındakileri koruyucudurlar’ işareti düşünüldüğünde bacak arasında bulunan cinsel organ bölgelerini ancak eşleri veya kendileriyle bir sözleşme içinde çalışan erkek ya da kadın kimseler görebilecektir. Olayın cinsel ilişkiyle, nikahla bir ilgisi yoktur. Olay bacak arasındakileri görebilecek kimseleri işaret eder. Bu ayette sözleşmeli olarak evde çalışan yaşlı bakıcılar, hasta bakıcıların gibi kimselerin işaret edildiği ortadadır. Çünkü hiçbir şekilde bu durum ayıplanmaz. Eşlerin veya bakıcıların gerektiği durumda bacak arasındaki bölgeyi temizlemek gibi amaçlar için görmesi gerekebilir.", "id" : "89", "kuranAyetNo" : "5403", "not1" : "*Yaşlı\/hasta bakımı yapanların (kadın\/erkek) gerektiğinde cinsel organları görmesi ayıplanmaz. ", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:20. Başına kötü bir şey geldiğinde sızlanmaya başlar.1 1- Sabretmesini bilmez. 70:20. If the bad\/evil\/harm touched him, (he is) worrying\/grievous and impatient.", "ayetIe" : "Dokunduğu zaman ona şer\/kötülük; bir kaygı\/sıkıntı\/endişe\/sabırsızlık.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 iza zaman إِذَا - 2 messehu dokunduğu ona مَسَّهُ مسس 3 ş-şerru şer\/kötülük الشَّرُّ شرر 4 cezuan bir kaygı\/sıkıntı\/endişe\/sabırsızlık جَزُوعًا جزع", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "", "id" : "78", "kuranAyetNo" : "5393", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:18. Mal, mülk edinip, onu biriktireni. 70:18. And gathered\/collected , so he comprehended\/accepted .", "ayetIe" : "Ve topladı o; öyle ki istifledi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve cemea Ve topladı o وَجَمَعَ جمع 2 fe ev'aa Öyle ki istifledi فَأَوْعَىٰ وعي", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "76", "kuranAyetNo" : "5391", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "96:9. Gördün mü şu alıkoyanı? 96:9. Did you see\/understand who forbids\/prevents?", "ayetIe" : "Gördün mü kimseyi? Yasaklar\/engel olur\/meneder.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 eraeyte gördün mü? أَرَأَيْتَ راي 2 llezi kimseyi الَّذِي - 3 yenha yasaklar\/engel olur\/meneder يَنْهَىٰ نهي", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "65", "kuranAyetNo" : "6113", "not1" : "", "surahName" : "Alak", "sureNo" : "96" }, { "ayetAhmedSamira" : "96:13. Gördün mü; ya yalanlayıp ve yüz çevirdi ise?1 1- Düşünsene, engelleme yapan kimsenin kendisi gerçeği yalanlıyorsa? 96:13. Did you see\/understand if he lied\/denied\/falsified and he turned away?", "ayetIe" : "Gördün mü? Eğer yalanladıysa o (engel olan kimse); ve yüz çevirdiyse.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 eraeyte gördün mü? أَرَأَيْتَ راي 2 in eğer إِنْ - 3 kezzebe yalanladıysa o (engel olan kimse) كَذَّبَ كذب 4 ve tevella ve yüz çevirdiyse وَتَوَلَّىٰ ولي", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "69", "kuranAyetNo" : "6117", "not1" : "", "surahName" : "Alak", "sureNo" : "96" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:94. “Ey Zu’l-Karneyn! Şüphesiz Ye’cûc ve Me’cûc1 yeryüzünde fesat çıkaranlardır. Onun için, onlarla bizim aramıza ücreti mukabilinde bir set yap, olmaz mı?” dediler. 1- “Ye’cûc ve Me’cûc, bir nitelemedir. Toplumsal kokuşmanın, topyekûn bir insanlığın tam bir hercümerç olması, ahlaki bozulmanın, sefaletin ve çöküntünün bütün bir toplumu kuşatmasının, bütün bir toplumun iş birliği halinde fesat çıkarmasının, kötülüğün her şeye nüfuz etmesinin genel adıdır. Bunu belli bir zamanla, mekânla, toplum veya güçle sınırlamak veya bu konuda gaybi bir beklentiye girmek anlamsızdır. Bu hayal görmekten başka bir şey değildir. Ye’cûc ve Me’cûc, her çağda ve her toplumda ortaya çıkabilecek bir durumdur.” 18:94. They said: \"You (owner) of the two horns\/powers\/glories, that Yagog and Magog (are) corrupting in the earth\/Planet Earth, so do we make\/put for you (a) royalty\/retainer\/expense\/tribute on that you put\/create between us and between them a barrier\/obstacle ?\"", "ayetIe" : "Dediler: “Ey Zülkarneyn! Doğrusu, Yacuc ve Macuc; fesatçılar\/bozguncular yerde\/yeryüzünde; öyleyse, yapar mıyız sana bir haraç, üzerine ki yaparsın bizim aramız ve onların arasına bir set?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kalu dediler قَالُوا قول 2 ya za يَاذَا - 3 l-karneyni ey Zülkarneyn الْقَرْنَيْنِ قرن 4 inne doğrusu إِنَّ - 5 ye'cuce Yacuc يَأْجُوجَ - 6 ve me'cuce ve Macuc وَمَأْجُوجَ - 7 mufsidune fesatçılar\/bozguncular مُفْسِدُونَ فسد 8 fi فِي - 9 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 10 fehel öyleyse فَهَلْ - 11 nec'alu yapar mıyız نَجْعَلُ جعل 12 leke sana لَكَ - 13 harcen bir haraç خَرْجًا خرج 14 ala üzerine عَلَىٰ - 15 en ki أَنْ - 16 tec'ale yaparsın تَجْعَلَ جعل 17 beynena bizim aramız بَيْنَنَا بين 18 ve beynehum ve onların arasına وَبَيْنَهُمْ بين 19 sedden bir set سَدًّا سدد", "ayetNo" : "94", "ayetNot" : "Ayetten anlaşılıyor ki Yacuc ve Macuc isimli 2 kavim yeryüzünde yani yerde fesat çıkarıyorlar, bozgunculuk yapıyorlar. Mutlak ki bu iki kavim bozguncu bir karaktere sahiptir. Daha doğrusu bozgunculuk yapmaya alışmış, bozgunculukla geçimini sağlayan bir kavimdir. “fîl ardı” kelimesinin kullanılması bu iki kavmin sadece Udinlerin bulunduğu yerde değil başka yerlerde de bozgunculuk yaptığını işaret eder. 18:94 ayetinde ‘yaparsın bizim aramız ve onların arasına bir set?’ buyrulmuştur. Udinler bu iki kavme karşı bir set yapılmasını Zülkarneyn’den istediğine göre anlarız ki bu iki fesatçı kavim Kuzey Kafkasya’da yaşamaktadır. Öyleyse bu kavimleri bulmak için yapmamız gereken şey Kuzey Kafkasya’dan Güney Kafkasya’ya geçiş yapan ve amaçları bozgunculuk yapmak olan hatta bozgunculukları (fesatçılıkları) artık bir karakterleri olmuş olan kavimleri incelemektir. Tarihî kaynaklara baktığımızda iki kavim ön plana çıkar. Bunlar Kimmerler ve İskitlerdir. Ayette sıralama “Yacuc ve Macuc” şeklindedir. Anlarız ki ilk bozguncular “Yacuc” olmalıdır. Ardından gelen bozguncular da “Macuc” olmalıdır. Kimmerler “Yacuc” kavmidir; Kimmerler MÖ 7. yüzyılın başlarından itibaren Kuzey Kafkasya’dan Kafkas Dağlarındaki Derbent ve Daryal geçitlerini kullanarak Güney Kafkasya’ya ve oradan da Anadolu'ya taşındılar. Geniş bir bölgede gerçekten bozgunculuk yaptılar. Ayette işaret edildiği gibi fesatçılık yaptılar. Gittikleri her yere acı götürdüler. Haksız olarak saldırma, yağmalama, ele geçirme, mallara el koyma ve ele geçirdikleri topraklarda daha önceden yaşayan halka zulmetme bu kavmin özelliğiydi. Kimmerlerin kılıç kullanmada, ok atmada ve balta kullanmada usta olduğu bilinmektedir. Kimmerlerden ilk söz eden Homeros Kimmerlerin ıssız dünyanın karanlık ve sisli ülkesinde yaşadıklarını yazmıştır. Bitmek tükenmez akınlarıyla Frigya-Muşki Krallığı’nın parçalanmasına sebep oldular. MÖ 696'da Frigya başkenti Gordion’u yağmaladılar. On yıllar boyunca Küçük Asya'nın Yunan şehir devletleri, Lydia Krallığı ve Asur İmparatorluğu için büyük bir tehdit oluşturdular. Kimmerler, Asur Kralı Esarhaddon tarafından MÖ 679 yılında Hubuşna (Ereğli) bölgesinde bozguna uğratıldıktan sonra daha batıya yönelerek Lydia’yı tehdide başladılar. Görüldüğü üzere bu bozguncu kavmin akınları bitmek tükenmek nedir bilmeden devam etmiştir. Uzun yıllar boyunca Derbent ve Daryal geçitlerini kullanarak akın akın Küçük Asya’ya geçişleri devam etmiştir. Elbette bozgunculuk yapmak için. Ele geçirdikleri kentleri yağmalamak için. MÖ 610-560 yılları arasında Lydia Kralı olan Alyattes Kimmerleri yenmiştir. Kimmerlerle ilgili genetik çalışmaların büyük işareti: Ekim 2018'de “Science Advances” isimli bir bilimsel dergide yayımlanan genetik bir çalışmada, MÖ 1000 ila 800 yılları arasında gömülmüş olan üç Kimmerlinin kalıntıları incelendi. Antik mezarlardan alınan diş ve kemik örneklerinden DNA elde edildi. İki Kimmerlinin Y-DNA (Babadan gelen DNA) örneği R1b haplo grubunun varlığını gösterdi. Günümüzde R1b haplo grubuna sahip insanların dağılımı aşağıda gösterilmiştir. Daha koyu alanlar Kimmerlerle daha ilişkili toplumları gösterir. Diğer Kimmerlinin Y-DNA örneği ise Q1 haplo grubunun varlığını göstermiştir. İskitler “Macuc” kavmidir; Ayette Kimmerler sonrası yani ‘Yacuc’ kavmi sonrası zikredildiği için bu kavmin de Kimmerlerden sonra akın akın bu geçitlerden geçerek bozgunculuk yaptıkları anlaşılır. Lydia Kralı Alyattes’in Kimmerleri yenmesinden sonra bu bölgeye olan bozguncu (fesatçı) akını durmamıştır. Kimmerlerin akrabaları olan hatta kardeş kavim olarak tanımlanabilecek olan başka bir bozguncu kavim Derbent ve Daryal geçitlerini kullanarak Güney Kafkasya’ya bitmek tükenmek bilmeyen akınlar yapmışlardır. Bu bozguncu kavim İskitlerdir. İskitler MÖ 8. yüzyıl ile MS 3. yüzyıl arasında Avrupa'nın doğusunda (Kırım ve Pontik bozkırları) yaşamışlardır. Hint-İran (eski ismi ile Aryan) kökenlidirler. İskitlerin yaptığı seferler gösterilmiştir.   İskitler atlı okçulardı. İskitlerin en bilinen silahları bileşik yaydı. Ayrıca kısa kılıç ve mızrak da kullanmışlardır. Erkekleriyle birlikte kadınlarının da savaştığı bilinmektedir. Tarihçi Herodot kitabında İskitlerin yaşadığı bölgedeki insanların kızıl saçlı ve gri gözlü olarak tanımlamıştır. Bir tıp doktoru Hipokrat ise İskitlerin açık tenli olduğunu söylemiştir. MÖ 3. yüzyılda Yunanistan’da yaşamış olan şair Kallimakhos ise İskitlerin yaşadığı bölgedeki insanların açık renkli saçlı oldukları tarif etmiştir. İskitleri kızıl saçlı, sarışın, mavi-gri gözlü ve uzun kimseler olarak tanımlayanlar da vardır (4. yüzyıl tarihçisi Romalı Ammianus Marcellinus, Bergamalı Galen, Yunan filozof Marcus Antonius Polemon, İskenderiyeli Klement). Epiktetos'un İskit okçusunu resmettiği kırmızı figürlü bir Attika vazosu, MÖ 520-500 İskitlerle ilgili genetik araştırmalar ne diyor? Antik dönemde yaşamış olan 16 İskit erkeğinin Y-DNA analizleri göstermiştir ki R1a haplo geni %43 oranında, I haplo geni %27 oranında saptanmıştır. Bu iki haplo grubuna birlikte sahip olan insanların günümüzde daha çok Ukrayna bölgesinde yaşadığı bilinmektedir. Çalışma ayrıca çok önemli bir sonuç sunmuştur. 16 İskit erkeğinin hiçbirinde haplo grup N tespit edilmemiştir. Haplo grup N Volga-Ural bölgesi ve Batı Sibirya'nın yanı sıra Moğollar ve Altaylılar arasında yaygın görülür. Haplo grup N’e Türkî topluluklarda sıkça rastlanılmaktadır. Türklerin en eski boylarından biri olup kendilerine Saha adını veren Yakutlar ve Rusya'nın Tuva Cumhuriyeti'nde ve Moğolistan'ın kuzeyinde yaşayan bir Türk halkı olan Tuvalar gibi Kuzey Rusya’da yaşayan Türk halklarda %75 gibi yüksek oranlarda bulunur. Türkmenlerde %10, Kırgızlarda %3, Azerilerde %5 gibi oranlarda bulunmaktadır. Haplo grup N oranı Türkiye Türklerinde %10'dan fazladır. Türkiye’de bulunan bir Türkmen köyü olan Afşar köyünde %30 gibi yüksek sayılabilecek oranda N1b haplo grubuna rastlanmıştır. Bilimsel genetik verilere göre kesin olarak söyleyebiliriz ki ne Kimmerler ne de İskitler Türk değildir.Kimmerler ve İskitlerin akraba oldukları her ikisinde de R1a haplo grubunun daha yüksek oranda varlığından anlaşılır. Ayette geçen “Yacuc ve Macuc”isimlerinin birbirine benzemesi bu iki kavim arasında benzerlik yani yakın akrabalık olduğunun bir göstergesi olabilir. Günümüzde R1a haplo grubunun dağılımı gösterilmiştir. Daha koyu olanlar daha yüksek oranı gösterir. Yacuc ve Macuc kavimleri Türkler değildir! Çok yeni bilimsel genetik verilerden açık ve net olarak görüldüğü üzere hem Kimmerler (Yacuc) hem de İskitler (Macuc) Türkler değildir. Uydurulmuş Yacuc-Macuc hadislerinin ima ettiği gibi Türkler kesinlikle değildir. Kur’an’ın dikkatli ve bilimsel verilerle okunması her zaman Yüce Allah’ın izniyle gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu noktada da gerçekler ortaya çıkmıştır. Fesatçı kavimler olan Yacuc ve Macuc’dan korunmak için seddin tamir edilmesi;18:94 ayetinde “...öyleyse, yapar mıyız sana bir haraç; üzerine ki yaparsın bizim aramız ve onların arasına bir set?” buyrulmuştur. Udinler bu fesatçı kavimlerin saldırılarına karşı Zülkarneyn’den yardım istemiştir. Biri veya her ikisi görev yapamayan setlerin tamir edilmesini veya güçlendirilmesini istemektedir. Bu hizmet için Zülkarneyn’e bir pay yani bir haraç teklif etmişlerdir.", "id" : "50", "kuranAyetNo" : "2232", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:100. İzin günü Cehennem’i Kâfirlere sunarız, tam bir sunuşla. 18:100. And We displayed\/presented Hell (on) that day to the disbelievers a display\/exhibition .", "ayetIe" : "Ve sunduk\/gösterdik cehennemi o gün kâfirler25 için; bir sunuş\/bir gösterme.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve aradna ve sunduk\/gösterdik وَعَرَضْنَا عرض 2 cehenneme cehennemi جَهَنَّمَ - 3 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 4 lilkafirine kâfirler لِلْكَافِرِينَ كفر 5 ardan bir sunuş\/bir gösterme. عَرْضًا عرض", "ayetNo" : "100", "ayetNot" : "", "id" : "56", "kuranAyetNo" : "2238", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:44. “Miskine yediren değildik.” 74:44. And we were not feeding the poorest of poor\/poor oppressed.", "ayetIe" : "Ve asla olmayız yedirir miskine113.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velem ve asla وَلَمْ - 2 neku olmayız نَكُ كون 3 nut'imu yedirir نُطْعِمُ طعم 4 l-miskine miskine الْمِسْكِينَ سكن", "ayetNo" : "44", "ayetNot" : "Miskin; açlık sınırında yaşayan.", "id" : "99", "kuranAyetNo" : "5537", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:10. Gençler, mağaraya sığındıkları zaman şöyle demişlerdi: “Rabb’imiz, bize kendi katından bir rahmet ver. İşimizde doğru olanı yapma bilinci lütfet.” 18:10. When the youths\/servants took shelter\/refuge to (in) the cave , so they said: \"Our Lord give\/bring us from at You mercy and prepare\/make possible for us from our matter\/affair (a) correct\/right guidance.\"", "ayetIe" : "Sığındığı zaman gençler468 mağaraya; öyle ki dediler: “Rabbimiz4! Ver bize katından\/indinden bir rahmet271; ve hazırla bize emrimizden\/işimizden bir doğruluk61.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 iz zaman إِذْ - 2 eva sığındığı أَوَى اوي 3 l-fityetu gençler الْفِتْيَةُ فتي 4 ila إِلَى - 5 l-kehfi mağaraya الْكَهْفِ كهف 6 fe kalu öyle ki, dediler فَقَالُوا قول 7 rabbena Rabb’imiz! رَبَّنَا ربب 8 atina ver bize اتِنَا اتي 9 min مِنْ - 10 ledunke katından\/indinden لَدُنْكَ لدن 11 rahmeten bir rahmet رَحْمَةً رحم 12 ve heyyi' ve hazırla وَهَيِّئْ هيا 13 lena bize لَنَا - 14 min مِنْ - 15 emrina emrimizden\/işimizden أَمْرِنَا امر 16 raşeden bir doğru yol\/bir olgunluk رَشَدًا رشد", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "Anlarız ki genç insanlardan oluşan bir grup insan bir şeyden veya şeylerden korunmak için bir mağaraya sığınmıştır. MS 125 yılında Afşin\/Kahramanmaraş'ta bulunan mağaraya girmişlerdir. MS 125 yıllarında Roma İmparatorluğu henüz bölünmemişti ve dev imparatorluğun başında İmparator Hadrianus vardı. Hadrianus MS 117-138 yılları arasında ülkeyi yönetmiştir. MS 125 yılları Yahudiye gölgesinin Roma İmparatorluğu tarafından şiddetli bir baskı altında olduğu dönemlerden birisidir. Roma’nın baskısı Yahudilere olduğu kadar mutlak ki Hristiyanlara da olmuş olmalıdır. Gençlerin gerçekten çok zor durumda oldukları ortadadır. Bu gençler bir mağaraya sığındıklarında yüce Allah’a dua ederek ondan rahmet dileyip yardım istemektedirler. Çok zorlu bir durumdan kendilerini kurtaracak olan doğru bir yol, doğru bir anlayış istemektedirler.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "21", "kuranAyetNo" : "2148", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "33:21. Ant olsun ki, sizden Allah’a ve Ahiret Günü’ne kavuşmayı uman ve Allah’ı çokça zikredenler1 için, Allah’ın Resûl’ünde iyi bir örnek vardır. 1- Allah’ın öğütlerini dikkate alanlar. Kitap’ına uyanlar. 33:21. (It) had been for you in God’s messenger a good example\/model to who was hoping\/expecting God, and the Day the Last\/Resurrection Day, and remembered\/mentioned God much.", "ayetIe" : "Ant olsun; oldu sizlere Allah'ın resûlünde418 güzel bir örnek\/bir rol model; kimse için; oldu ümit eder\/arzular Allah'ı ve ahiret gününü; ve andı Allah'ı çokça.", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 kane oldu كَانَ كون 3 lekum sizlere لَكُمْ - 4 fi فِي - 5 rasuli resulünde رَسُولِ رسل 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 usvetun bir örnek\/bir rol model أُسْوَةٌ اسو 8 hasenetun güzel حَسَنَةٌ حسن 9 limen kimse için لِمَنْ - 10 kane oldu كَانَ كون 11 yercu ümit eder\/arzular يَرْجُو رجو 12 llahe Allah'ı اللَّهَ - 13 velyevme ve gününü وَالْيَوْمَ يوم 14 l-ahira ahiret الْاخِرَ اخر 15 ve zekera ve andı وَذَكَرَ ذكر 16 llahe Allah'ı اللَّهَ - 17 kesiran çokça كَثِيرًا كثر", "ayetNo" : "21", "ayetNot" : "Yüce Allah'ın biricik Kur'an'ına teslim olmak varken resulün yaşadığı dönemde asla yazdırmadığı, vefat etmesinden yaklaşık 230 sene sonra oradan buradan toplanmış olan söylentileri Kur'an'a eş tutan kimseler bu ayetin anlamını kendi çıkarlarına göre saptırırlar. Resulün bir rol model olması gerektiği üzerinden resulün sünneti sanılan söylentilere bir pay çıkarmak isterler. Oysa resul sadece Kur'an demektir. Kur'an da resul demektir.  Aşağıdaki denklemler asla unutulmamalıdır.   Muhammed peygamber=Sadece Kur’an Kur’an=Muhammed peygamber Muhammed peygamber≠Hadisler Hadisler≠Muhammed peygamber Sadece Kur’an=Muhammed peygamberi örnek almak  Kur’an+Hadisler+İmamlar+Tarikat liderleri+vb...≠Muhammed peygamberi örnek almak  Özetle; Muhammed peygamberi örnek almak sadece Kur'an ile ahlaklanmaktır. Sadece Kur'an'a tabi olmaktır. İbrahim peygamber ve onun yanındaki kimselerin de bizler için güzel bir rol modeli olduğu Yüce Rabbimiz tarafından 60:4 ayetinde bildiriliyor. Söylentilere tabi olanların mantığına göre İbrahim peygamber ve yanındaki kimselerin de sünnetine tabi olmak zorundayız.     Bak; https:\/\/kuranmucizeler.com\/oldu-sizlere-allah-in-resulunde-guzel-bir-ornek-sirk-dininin-kaynagi-olan-hadislere-dayanak-yapilmaya-calisilan-bir-ayet", "dateCeviri" : "2024-02-05", "id" : "3", "kuranAyetNo" : "3552", "not1" : "", "surahName" : "Ahzâb", "sureNo" : "33" }, { "ayetAhmedSamira" : "11:87. Dediler ki: “Ey Şu’ayb! Atalarımızın kulluk ettiklerini bırakmamızı; mallarımızı, istediğimiz gibi kullanmaktan vazgeçmemizi senin salâtın1 mı buyuruyor? Oysaki sen yumuşak huylu, aklı başında bir adamsın.” 1- Dinin. “Salat” sözcüğü; namaz, destek, dua, ibadet, yardımlaşma, dayanışma, Allaha yönelme ve din gibi anlamları olan bir sözcüktür. Bu ayette, “din” anlamında kullanılmıştır. 11:87. They said: \"You Shu’aib, do your prayers order\/command you that we leave\/discard what our fathers worship, or that we do with our properties\/wealths\/possessions what we want, that you, you are (E) the clement , the correctly\/rightly guided.\"", "ayetIe" : "Dediler: “Ey Şuayb! Senin salâtın* mı emreder sana ki terk ederiz babalarımızın\/atalarımızın kulluk ettiğini; ya da ki faaliyet içinde oluruz mallarımızda; istediğimizi; doğrusu sen; mutlak sensin halim\/yumuşak huylu; olgun\/reşit.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kalu dediler قَالُوا قول 2 ya şuaybu Ey Şuayb يَاشُعَيْبُ - 3 esalatuke senin salatın mı أَصَلَاتُكَ صلو 4 te'muruke emreder sana تَأْمُرُكَ امر 5 en ki أَنْ - 6 netruke terk ederiz نَتْرُكَ ترك 7 ma مَا - 8 yea'budu kulluk ettiğini يَعْبُدُ عبد 9 aba'una babalarımızın\/atalarımızın ابَاؤُنَا ابو 10 ev ya da أَوْ - 11 en ki أَنْ - 12 nef'ale faaliyet içinde oluruz نَفْعَلَ فعل 13 fi فِي - 14 emvalina mallarımızda أَمْوَالِنَا مول 15 ma مَا - 16 neşa'u istediğimizi نَشَاءُ شيا 17 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 18 leente mutlak sensiz لَأَنْتَ - 19 l-halimu halim\/yumuşak huylu الْحَلِيمُ حلم 20 r-raşidu olgun\/reşit الرَّشِيدُ رشد", "ayetNo" : "87", "ayetNot" : "", "id" : "81", "kuranAyetNo" : "1558", "not1" : "*Hemen arkasından takip ettiğin (dini öğreti)", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:1. Hamd1, kendisinde hiçbir çelişki olmayan Kitap’ı indiren Allah’a aittir. 1- Övgüye ve teşekküre layık yegâne varlık. Bir nimetin ve güzelliğin kaynağı ve sahibi olan gücü, övgü ve yüceltmek sözleriyle anmaktır. Bu anlamıyla \"hamd\", verilen bir nimetten yararlanmak veya yapılan bir yardımla feraha çıkma karşılığı olmaktan çok, o nimeti veren yaratıcının sonsuz güç ve kuvvetine duyulan hayranlık sebebiyle dile getirilen bir övgüdür. 18:1. The praise\/gratitude (is) to God who descended on His worshipper\/slave The Book , and He did not make\/create for it crookedness\/indirectness .", "ayetIe" : "Hamd4 Allah'adır; ki indirdi kuluna* kitabı**; ve asla yapmadı ona (kitaba) bir eğrilik\/bir yamukluk.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 el-hamdu hamd\/en yüce övgü\/en yüce methetme) الْحَمْدُ حمد 2 lillahi Allah'adır لِلَّهِ - 3 llezi ki الَّذِي - 4 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل 5 ala عَلَىٰ - 6 abdihi kuluna عَبْدِهِ عبد 7 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 8 velem ve asla وَلَمْ - 9 yec'al yapmadı يَجْعَلْ جعل 10 lehu ona (kitaba) لَهُ - 11 ivecen bir eğrilik\/bir yamukluk. عِوَجًا عوج", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "“Hamd” övgü, methetme demektir. Bir şeyi övmek için öncelikle övülen şeyin gerçekten o övgüye veya övgülere layık olup olmadığı tam olarak anlaşılmalıdır. Bu nedenle övgüyü yapacak kimse övgüde bulunacağı konuda kendisini geliştirmelidir ki gerçek anlamda övgü yapabilsin. Rabb’imiz ki evreni\/evrenleri yarattı ve muhteşem bir düzen kurdu. Onu övebilmemiz için onun eserlerini iyi anlamamız gereklidir. Evren denilen kitabı ve Kur’an’ı iyi okumak durumundayız. Evreni ve Kur’an’ı anlamaya başladığımızda Rabb’imize olan saygımız, haşyetimiz kat ve kat artacaktır. Sözle 'El Hamdullah' demek Yüce Allah'ı hamd etmek asla değildir. O'nun eserlerini anlamak, O'nun yüceliğine tanık olmak O'nu hamd etmektir. Şu da bilinmelidir; kendisi dışında hiçbir şey onun yüceliğini tam olarak anlayamaz, idrak edemez, kavrayamaz. Ancak kendisi kendi yüceliğini tam olarak kuşatabilir. Bize düşen görev gücümüzün yettiği ölçüde evren kitabını ve Kur’an’ı anlayarak okumaktır.     Yüce Allah Kur’an’da bir yamukluk veya bir eğrilik asla yapmadığını bildirmektedir. Gerçekten de Kur’an bizlere ilahi olduğunu sayısız delille göstermektedir. Binlerce ayet içeren, 23 yılda parça parça inmiş bu kitapta tek bir çelişki yoktur. Mutlak ki bir beşer sözü olsaydı sayısız çelişki içerecekti. Bilgisayar çağında yaşıyoruz. Kur’an’ı milyonlarca insan bilgisayar yazılımlarıyla sürekli test ediyor. Ben de yıllardır kendi yazdığım bilgisayar programlarıyla Kur’an’ı didik didik inceliyorum. Tek bir çelişkiye rastlamadım. Çelişkiyi bırakın, gördüğüm sayısız mucize nedeniyle âlemlerin Rabb’ine teslim oldum. Bu Kur’an’ın yüce Allah katından geldiğine kalbim tam olarak ikna oldu. Yüce Allah’a sonsuz şükürler ederim.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "12", "kuranAyetNo" : "2139", "not1" : "*Nebi Muhammed **Kur'an'ı.", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:25. İsteyenler ve yoksun olanlar için. 70:25. For the asker\/beggar and the deprived.", "ayetIe" : "İsteyen için; ve mahrum bırakılmış için.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lissaili isteyen için لِلسَّائِلِ سال 2 velmehrumi ve mahrum bırakılmışlar için وَالْمَحْرُومِ حرم", "ayetNo" : "25", "ayetNot" : "", "id" : "84", "kuranAyetNo" : "5398", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "96:11. Gördün mü?1 Ya o doğru yolda ise! 1- Düşünsene. 96:11. Did you see\/understand if he was on the guidance?", "ayetIe" : "Gördün mü? Eğer olduysa o doğru yola kılavuz üzerine.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 eraeyte gördün mü? أَرَأَيْتَ راي 2 in eğer إِنْ - 3 kane olduysa o كَانَ كون 4 ala üzerine عَلَى - 5 l-huda doğru yola kılavuz الْهُدَىٰ هدي", "ayetNo" : "11", "ayetNot" : "", "id" : "67", "kuranAyetNo" : "6115", "not1" : "", "surahName" : "Alak", "sureNo" : "96" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:25. Onlar, mağaralarında, üç yüz yıl kaldılar ve dokuz yıl ilave ettiler.1 1- Bu sayı, tahmin yürütenlere aittir. Zira bir sonraki ayette böyle olduğu anlaşılmaktadır. Böyle tahmin edenlere bir sonraki ayette cevap verilmektedir. 18:25. And they stayed\/remained in their cave three hundred years and they were increased (by) nine (years).", "ayetIe" : "Ve kaldılar mağaralarında üç yüz sene; ve ziyade ettiler\/artırdılar; dokuz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velebisu Ve kaldılar وَلَبِثُوا لبث 2 fi فِي - 3 kehfihim mağaralarında كَهْفِهِمْ كهف 4 selase üç ثَلَاثَ ثلث 5 miaetin yüz مِائَةٍ ماي 6 sinine sene سِنِينَ سنو 7 vezdadu ve ziyade ettiler\/artırdılar وَازْدَادُوا زيد 8 tis'an dokuz تِسْعًا تسع", "ayetNo" : "25", "ayetNot" : "Yüce Allah tartışmalara bir son vermiştir. Gençlerin mağarada kaldıkları süreyi bizlere bildirmiştir. Bu ayet 18:12 ayetiyle birlikte okunmalıdır. 18:12 ayetinde yüce Allah “Sonra uyandırdık\/gönderdik onları; bilmemiz için iki gruptan\/partiden hangisi hesaplayıcı onların kaldıkları zaman için.” buyurarak bizlere bir işaret vermiştir. Gençlerin zaman yolculuğunu tamamlayıp mağaranın dışına çıkmasıyla karşılaştıkları insanlardan iki grup bu gençlerin mağarada kaç sene kaldığını hesaplamaya çalışmıştır. Yüce Allah gençlerin 300 sene mağarada kaldığını “Ve kaldılar mağaralarında üç yüz sene” geçişiyle bizlere bildirmiştir. Ayetin devamındaysa “ve ziyade ettiler\/artırdılar; dokuz.” buyrulmuştur. Dokuz sene ziyade edenler, artıranlar gençler değildir. Gençler 300 sene kaldıktan sonra uyanıp bir 9 sene daha mağarada kalmış değillerdir. Gençlerin mağarada kalma süresi olan 300 seneye 9 sene ekleyenler gençlerin mağarada ne kadar kaldığını ellerindeki varaklardan hesaplamaya çalışan iki gruptaki insanlardır. İşte bu noktada muhteşem bir işaret karşımıza çıkar. Neden 300 yıla 9 eklemişlerdir? 300 ile 309’un ne ilgisi olabilir? Ayet bize şunu işaret eder; gençlerin uyandığı dönemde hesaplama yapan insanlar güneş takvimini (solar takvimi) ve ay takvimini (lunar takvimini) aynı anda kullanmış olmalıdır. Güneş takvimi ve ay takviminin birlikte kullanımına ‘lunisolar’ takvim denir. Güneş döngüleriyle birlikte Ay’ın döngüleri de takip edilir. 300 güneş yılı kaç ay yılı yapar? 1 yılda 10,875125 günlük bir fark olduğuna göre 300 güneş yılında fark 9,2 ay yılı olur. Tam sayıyla 9 yıl yapar. Böylece anlarız ki;  300 güneş yılı=309 ay yılıdır. Anlaşılıyor ki o dönemde yaşayan insanlar mağaraya sığınan gençlerin mağarada kalma süresini 300 güneş yılı olarak tahmin etmişler. Daha sonra bunu 9 artırarak 309 ay yılına denk geldiğini de belirtmişler. Kur’an’da bu ince detayın tam olarak verilmesi Kur’an’ın büyük bir mucizesidir. Yüce Allah direkt olarak 309 sayısı yerine neden 300 ve 9 sayılarını ayrı olarak kullanmış olabilir? Kur’an’ın 19 asal sayısıyla kodlandığını yüce Allah bizlere sayısız delille göstermektedir. Bu delillerden bir tanesi de Kur’an’da geçen sayılardır. Kur’an’da tam sayı olarak toplam 30 farklı sayı geçer. Kesirli olarak toplam 8 farklı sayı geçer. Dolayısıyla toplamda 38 (19x2) adet farklı sayı geçer. Tam sayılar incelendiğinde bu sayıların rastgele seçilmediği rahatlıkla görülür. Aşağıdaki tabloda görülebileceği gibi Kur’an’da geçen bu 30 farklı sayının toplamı 162.146 olup 19’un tam katıdır. Kesirli sayıların paydalarını oluşturan 7 farklı sayının (2, 3, 4, 5, 6, 8, 10) toplamının da 38 (19x2) olduğu görülür.  # Tam Sayı Kesirli Sayı Sure No: Ayet No 1 1   2:61 2 2   5:106 3 3   19:10 4 4   2:226 5 5   18:22 6 6   7:54 7 7   2:29 8 8   28:27 9 9   17:101 10 10   2:196 11 11   12:4* 12 12   9:36 13 19   74:30* 14 20   8:65* 15 30   7:142 16 40   2:51 17 50   29:14* 18 60   58:4* 19 70   69:32 20 80   24:4* 21 99   38:23* 22 100   2:259 23 200   8:65 24 300   18:25* 25 1.000   2:96 26 2.000   8:66* 27 3.000   3:124* 28 5.000   3:125* 29 50.000   70:4* 30 100.000     37:147*   Toplam= 162.146 (19x)     31   1\/10 34:45* 32   1\/8 4:12* 33   1\/6 4:11 34   1\/5 8:41* 35   1\/4 4:12 36   1\/3 4:11 37   1\/2 2:237 38 (19x)   2\/3 4:176 Not: Sayıların ilk geçtiği ayetler örnek olarak gösterilmiştir. *Sadece bu ayette geçmektedir.     18:25 ayetinde yüce Allah 309 sayısını 300 sayısı ve 9 sayısı olarak iki sayıyla işaret ederek hem 309 ay yılının hem de 300 güneş yılının işaret edilmesini sağlamıştır. Kur’an’ın katmanlı yapısı bu noktada rahatlıkla görülebilir. Yüce Allah tek bir sayı yerine iki sayı kullanarak farklı şeyleri işaret ederken aynı zamanda yukarıdaki tablonun oluşmasını sağlıyor. Benzer durum başka bir ayette de görülür; 29:14 ayetindeyse Nuh peygamberin toplumu içinde kalma süresi direkt olarak 950 sene değil de 1000 senenin 50 yıl haricinde denilerek iki sayıyla (1000 sayısı ve 50 sayısı) işaret edilmiştir.  309 kelimenin büyük mucizesi: Kur’an’da “l-kehf”, (ٱلْكَهْفِ), “mağara” kelimesi tamamı 18. surede olacak şekilde 6 kez geçer. İlk geçiş 9. ayettedir. 18:9 Yoksa sandın (sen); ki yoldaşları kehf (mağara) ve rakim (yazıt\/rakamlayıcı); oldular ayetlerimizden bir acayip\/bir şaşılan! Mağaraya sığınan gençlerin mağarada 300 güneş yılı (309 ay yılı) kaldığını bildiren ayet 25. ayetti. 18:25 Ve kaldılar mağaralarında üç yüz sene; ve ziyade ettiler\/artırdılar; dokuz. Şimdi sıkı durun! Kur’an’da ilk kez geçen 18:9 ayetindeki mağara kelimesinden 309 ay yılı kalışın işaret edildiği 18:25 ayeti dâhil tam olarak 309 kelime vardır. Ayetteki Kelime Sayısı Kur’an Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet (ٱلْكَهْفِ) ‘l-kehf’, ‘mağara’ kelimesi, Kur’an'da tamamı 18. surede olacak şekilde 6 kez geçer. 9. ayette ilk kez geçer. 6 2147|18|9|ٱلْكَهْفِ وَٱلرَّقِيمِكَانُوا۟مِنْءَايَٰتِنَاعَجَبًا....... 18:9 …kehf (mağara) ve rakim (yazıt\/rakamlayıcı); oldular ayetlerimizden bir acayip\/bir şaşılan! 16 2148|18|10|إِذْأَوَىٱلْفِتْيَةُإِلَىٱلْكَهْفِفَقَالُوا۟رَبَّنَآءَاتِنَامِنلَّدُنكَرَحْمَةًوَهَيِّئْلَنَامِنْأَمْرِنَارَشَدًا 7 2149|18|11|فَضَرَبْنَاعَلَىٰٓءَاذَانِهِمْفِىٱلْكَهْفِسِنِينَعَدَدًا 9 2150|18|12|ثُمَّبَعَثْنَٰهُمْلِنَعْلَمَأَىُّٱلْحِزْبَيْنِأَحْصَىٰلِمَالَبِثُوٓا۟أَمَدًا 11 2151|18|13|نَّحْنُنَقُصُّعَلَيْكَنَبَأَهُمبِٱلْحَقِّإِنَّهُمْفِتْيَةٌءَامَنُوا۟بِرَبِّهِمْوَزِدْنَٰهُمْهُدًى 19 2152|18|14|وَرَبَطْنَاعَلَىٰقُلُوبِهِمْإِذْقَامُوا۟فَقَالُوا۟رَبُّنَارَبُّٱلسَّمَٰوَٰتِوَٱلْأَرْضِلَننَّدْعُوَا۟مِندُونِهِۦٓإِلَٰهًالَّقَدْقُلْنَآإِذًاشَطَطًا 18 2153|18|15|هَٰٓؤُلَآءِقَوْمُنَاٱتَّخَذُوا۟مِندُونِهِۦٓءَالِهَةًلَّوْلَايَأْتُونَعَلَيْهِمبِسُلْطَٰنٍۭبَيِّنٍفَمَنْأَظْلَمُمِمَّنِٱفْتَرَىٰعَلَىٱللَّهِكَذِبًا 19 2154|18|16|وَإِذِٱعْتَزَلْتُمُوهُمْوَمَايَعْبُدُونَإِلَّاٱللَّهَفَأْوُۥٓا۟إِلَىٱلْكَهْفِيَنشُرْلَكُمْرَبُّكُممِّنرَّحْمَتِهِۦوَيُهَيِّئْلَكُممِّنْأَمْرِكُممِّرْفَقًا 34 2155|18|17|وَتَرَىٱلشَّمْسَإِذَاطَلَعَتتَّزَٰوَرُعَنكَهْفِهِمْذَاتَٱلْيَمِينِوَإِذَاغَرَبَتتَّقْرِضُهُمْذَاتَٱلشِّمَالِوَهُمْفِىفَجْوَةٍمِّنْهُذَٰلِكَمِنْءَايَٰتِٱللَّهِمَنيَهْدِٱللَّهُفَهُوَٱلْمُهْتَدِوَمَنيُضْلِلْفَلَنتَجِدَلَهُۥوَلِيًّامُّرْشِدًا 22 2156|18|18|وَتَحْسَبُهُمْأَيْقَاظًاوَهُمْرُقُودٌوَنُقَلِّبُهُمْذَاتَٱلْيَمِينِوَذَاتَٱلشِّمَالِوَكَلْبُهُمبَٰسِطٌذِرَاعَيْهِبِٱلْوَصِيدِلَوِٱطَّلَعْتَعَلَيْهِمْلَوَلَّيْتَمِنْهُمْفِرَارًاوَلَمُلِئْتَمِنْهُمْرُعْبًا 38 2157|18|19|وَكَذَٰلِكَبَعَثْنَٰهُمْلِيَتَسَآءَلُوا۟بَيْنَهُمْقَالَقَآئِلٌمِّنْهُمْكَمْلَبِثْتُمْقَالُوا۟لَبِثْنَايَوْمًاأَوْبَعْضَيَوْمٍقَالُوا۟رَبُّكُمْأَعْلَمُبِمَالَبِثْتُمْفَٱبْعَثُوٓا۟أَحَدَكُمبِوَرِقِكُمْهَٰذِهِۦٓإِلَىٱلْمَدِينَةِفَلْيَنظُرْأَيُّهَآأَزْكَىٰطَعَامًافَلْيَأْتِكُمبِرِزْقٍمِّنْهُوَلْيَتَلَطَّفْوَلَايُشْعِرَنَّبِكُمْأَحَدًا 13 2158|18|20|إِنَّهُمْإِنيَظْهَرُوا۟عَلَيْكُمْيَرْجُمُوكُمْأَوْيُعِيدُوكُمْفِىمِلَّتِهِمْوَلَنتُفْلِحُوٓا۟إِذًاأَبَدًا 32 2159|18|21|وَكَذَٰلِكَأَعْثَرْنَاعَلَيْهِمْلِيَعْلَمُوٓا۟أَنَّوَعْدَٱللَّهِحَقٌّوَأَنَّٱلسَّاعَةَلَارَيْبَفِيهَآإِذْيَتَنَٰزَعُونَبَيْنَهُمْأَمْرَهُمْفَقَالُوا۟ٱبْنُوا۟عَلَيْهِمبُنْيَٰنًارَّبُّهُمْأَعْلَمُبِهِمْقَالَٱلَّذِينَغَلَبُوا۟عَلَىٰٓأَمْرِهِمْلَنَتَّخِذَنَّعَلَيْهِممَّسْجِدًا 33 2160|18|22|سَيَقُولُونَثَلَٰثَةٌرَّابِعُهُمْكَلْبُهُمْوَيَقُولُونَخَمْسَةٌسَادِسُهُمْكَلْبُهُمْرَجْمًۢابِٱلْغَيْبِوَيَقُولُونَسَبْعَةٌوَثَامِنُهُمْكَلْبُهُمْقُلرَّبِّىٓأَعْلَمُبِعِدَّتِهِممَّايَعْلَمُهُمْإِلَّاقَلِيلٌفَلَاتُمَارِفِيهِمْإِلَّامِرَآءًظَٰهِرًاوَلَاتَسْتَفْتِفِيهِممِّنْهُمْأَحَدًا 7 2161|18|23|وَلَاتَقُولَنَّلِشَا۟ىْءٍإِنِّىفَاعِلٌذَٰلِكَغَدًا 17 2162|18|24|إِلَّآأَنيَشَآءَٱللَّهُوَٱذْكُررَّبَّكَإِذَانَسِيتَوَقُلْعَسَىٰٓأَنيَهْدِيَنِرَبِّىلِأَقْرَبَمِنْهَٰذَارَشَدًا 8 2163|18|25|وَلَبِثُوا۟فِىكَهْفِهِمْثَلَٰثَمِا۟ئَةٍسِنِينَوَٱزْدَادُوا۟تِسْعًا 18:25 Ve kaldılar mağaralarında üç yüz sene; ve ziyade ettiler\/artırdılar; dokuz. Toplam=309 kelime (+) Monoteist\/hanif\/tek tanrıcı bu gençler Afşin’deki mağaraya ne zaman girdiler ve mağaradan ne zaman çıktılar? Bu gençler Romalılar arasında paganizm dininin, Hristiyanlar arasında teslis inancının hüküm sürdüğü Roma İmparatorluğu Dönemi’nde, MS 125 yılında mağaraya girmişlerdir ve Doğu Roma-Bizans İmparatorluğu Dönemi’nde MS 428 yıllarında uyanmışlardır.  Delillerimiz; Gençlerin mağaraya girmesi: MS 125 yılında Roma İmparatorluğu henüz bölünmemişti ve dev imparatorluğun başında İmparator Hadrianus vardı. Hadrianus MS 117-138 yılları arasında ülkeyi yönetmiştir. Hadrianus döneminde Yahudilere yönelik aşırı bir baskı mevcuttu. Bu dönemi anlamak için Kiştuş Savaşı’nı (veya Kitos Savaşı’nı) (MS 115-117) da anlamak gerekir. Yahudilerin büyük çapta bir isyanı İmparator Trajan tarafından çok ağır bir şekilde bastırılmıştı. Sonrası gelen Hadrianus’un Yahudi bölgesine baskısı artarak devam etmiştir. MS 132-136 yılları arasında Bar Kohba ayaklanması patlak vermiştir. Hadrianus ayaklanmayı zor da olsa çok ağır şekilde bastırmıştır. Tarihçi Cassius Dio'ya göre 580.000 Yahudi öldürülüp 50 kale ve 985 köy yerle bir edilmiştir. MS 128 yılları Yahudiye gölgesinin Roma İmparatorluğu tarafından şiddetli bir baskı altında olduğu dönemlerden birisidir. Roma’nın baskısı Yahudilere olduğu kadar mutlak ki Hristiyanlara da olmuş olmalıdır. Bu nedenle gençlerin Roma baskısının çok etkin olduğu MS 125 yılları civarında Afşin’deki mağaraya sığınmış olmaları en olası gözükmektedir.  Hristiyanlığın yeşerdiği topraklarda yaşayan müşrik Hristiyanlardan ve aynı zamanda zalim Roma yönetiminden kaçan gençler direkt olarak kuzeye doğru bir yol alarak Afşin’deki gerçek Ashab-ı Kehf Mağarası’na sığınmışlardır. Elbette yazıt (rakamlayıcı) yoldaşlarının yardımıyla ve yönlendirmesiyle. Gençlerin mağaradan çıkması: Roma İmparatorluğu MS 379 yılında resmî olarak Hristiyanlığı kabul etmiş ve paganizmi yasaklamıştı. MS 395 yılında da Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrılmıştır. Gençlerin uyandığı MS 425 yılında Doğu Roma İmparatoru, Bizans hükümdarı II. Theodosius’tu (II. Teodosyüs’tu). Tek tanrıcı gençler uyandıklarında toplumun tam olarak şirk içinde olduğunu gördüler. Teslis inancı Hristiyanlığı ele geçirmiş ve daha da büyümüştü. Bizans’ın resmî dini olan Hristiyanlık da tam olarak şirk diniydi. O dönemde müşrik Hristiyanlar hızını alamamış İsa Mesih’i doğuran Meryem’e Theotokos “Tanrı'yı doğuran” unvanı vermişlerdi. Gençlerin etkisiyle MS 431 yılında Efes konseyi Nestorius’un öncülük etmesiyle toplanmıştır. Nestorius ortada resmedilmiştir. Nestorius'un tek tanrıcıdır. Karşısında ise müşrik İskenderiyeli Aziz Kiril vardır. Konseyi müşrikler kazanır. II. Theodosius müşrik olan Kiril'i destekler. Tek tanrıcı olan Nestorius'un aforoz edilir. Mısır'a gönderilir. Ancak Nestorius sürgüne gönderildikten sonra da fikirlerinden vazgeçmemiştir. Nasturilik doktrini hayatta kalmıştır. Bu görüş diofizit öğretilerinin temeli hâline gelmiştir.    Kur’an’da “Münazara ederlerken kendi aralarında onların işlerini; dediler: “Bina edin onların üstüne bir bina; onların Rableri bilir onlar hakkında; onların işine galip gelmiş kimseler dedi: “Mutlaka yaparız onların üzerlerine bir mescit\/bir teslim olma yeri.” buyrulmuştur. Afşin’deki mağaranın üstüne bir kilise yapılması muhtemeldir ki Nestorius’la II. Theodosius’un hemfikir olduğu, Nestorius’un ülkenin başpiskoposu olduğu MS 428-431 yıllarında yapılmıştır. Hem dinî hem de yönetimsel onayla bu kilisenin yapılabileceği aşikardır. Zamanda yolculuk nasıl mümkün oldu? Hiperuzayda bulunan bu şerefli rakim yoldaşları (Cibril benzeri varlıklar) yüce Allah’ın izniyle gençlerle iletişime geçtiler. Muhtemel ki bir insan kılığında göründüler. Onları ve köpeklerini Afşin’in 6 km kuzeybatısındaki mağaraya yönlendirdiler. Bu gençlere yer çekimi gücünü kullanarak bir zaman yolculuğu yaptırdılar. Biz zaman küresi oluşturdular. Karadelik gücünde bir yüzey oluştu. Bu yüzeyin iç ve dışı normal yerçekimi gücündeydi. İçinde olanlar günün bir kısmı kadar bilinçsiz kalmalarına rağmen kürenin dışında 300 güneş yılı geçti.  Kürenin içinin her yerinde aynı yer çekimi oluşturulmalıdır ki gençler uzayda kendiliğinden hareket eden astronotlar gibi sağa ve sola doğru dönmüşlerdir. Serbest düşüş yapan kimseler gibi asılı kalmışlardır. Dalgıçların hareketi gibi hareket etmişlerdir. Bu noktada kesin olarak anlarız ki küre içindeki yer çekimi gençleri bayıltacak kadar kuvvetlidir. Ancak öldürecek kadar da güçlü değildir.      Zamanda yolculuk yapan başka bir kimse de Kur’an’da işaret ediliyor:Kur’an’ın 2. suresi olan Bakara suresinin 259. ayetinde yüce Allah bizlere yine muhteşem bir mucizesini göstermiştir. Bir kişinin başından geçen acayip, şaşkınlık veren, şaşılacak bir olayı bizlere bildirmiştir. Bu kişinin yüce Allah’ın bir elçisi (resulü) olması muhtemeldir.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "36", "kuranAyetNo" : "2163", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:99. İzin günü1 onları terk ederiz. Dalga dalga birbirlerine karışırlar. Ve Sûr’a üfürülür. Hepsini bir araya toplarız. 1- “Yevme izin”, terkibi, “Sadece Allah’ın belirlediği ilke ve kuralların geçerli olduğu gün,” 18:99. And We left some\/part of them (on) that day (to) trouble\/agitate (interlock) in some\/part, and the horn\/bugle\/instrument was blown in, so We gathered\/collected them all together .", "ayetIe" : "Ve terk ettik bir kısmını onların o gün; dalgalanır bir kısım içinde; ve üflenir Sur’a64; öyle ki, bir araya getirdik onları; tümden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve terakna ve terk ettik وَتَرَكْنَا ترك 2 bea'dehum bir kısmını onların بَعْضَهُمْ بعض 3 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 4 yemucu dalgalanır يَمُوجُ موج 5 fi içinde فِي - 6 bea'din bir kısım بَعْضٍ بعض 7 ve nufiha ve üflenir وَنُفِخَ نفخ 8 fi فِي - 9 s-suri Sur’a\/Borazan’a الصُّورِ صور 10 fecemea'nahum öyle ki, bir araya getirdik onları فَجَمَعْنَاهُمْ جمع 11 cem'an tümden جَمْعًا جمع", "ayetNo" : "99", "ayetNot" : "Zülkarneyn ile ilgili kıssa bir önceki ayetle bitmiştir. Ancak Kur’an’ı özensiz ve dikkatsiz okuyanlar, Kur’an hâricinde dinde hüküm koyan kitaplar okuyanlar hemen sonrası gelen 99, 100 ve 101. ayetleri Zülkarneyn kıssasına eklerler ki bu kesinlikle yanlıştır. Konu 99, 100 ve 101. ayetlerle “yevmeizin”, “o gün (o evre)” kelimesi ile işaret edilen sura üflemeye, kıyametin kopmasına, ahiret evreninde insanların toplanmasına ve cehennemin gösterilmesine dönmüştür. Bu 3 ayeti iyi anlamak için Yüce Allah’ın 18:99 ve 18:100 ayetlerinde işaret ettiği “yevmeizin” yani “o gün (o evre, o dönem)” kavramı ile neyi işaret ettiğini iyi anlamak gerekir. İlk dikkat çeken nokta 18:99 ayetinde geçen “yevmeizin” kelimesi ile sura üflemenin birlikte işaret edilmesidir. Diğer önemli bir nokta ise 18:100 ayetinde geçen “yevmeizin” kelimesi ile cehennemin kâfirlere gösterilmesi olayının birlikte işaret edilmesidir. Kur’an’da “yevmeizin” kelimesi toplam 70 kez geçer. Bu geçişlerden anlaşılır ki “yevmeizin” kelimesi yani “o gün (o evre, o dönem)” kelimesi geçtiği ayette işlenen konuya göre değişir. Açıkça anlarız ki 18:99 ve 18:100 ayetlerinde işaret edilen “o gün (o evre, o dönem)” evrenimizin yok olma sürecinin başlamasıyla başlayan (sura üfleme ile tetiklenen ve Kur’an’da “saat” olarak geçen olayın başlamasıyla başlayan) ahiret evreninde yeniden diriliş ve hesap görmeyle devam eden ve sonrası insanların cennet veya cehennem evrenlerine geçişiyle sonlanan dönemdir (evredir, gündür). Benzer geçişlere örnek olarak 4:42, 6:16, 7:8, 11:66, 14:49, 16:87, 20:102, 20:108, 20:109, 22:56, 23:101 ayetleri verilebilir. Kur’an’da kıssaların nasıl değiştiğine güzel bir örnek: Zülkarneyn kıssasından hemen önce 18:82 ayetiyle anlatılan kıssa bir şehirdeki iki yetim çocuğa ait olan bir hazinenin Yüce Allah tarafından korunması ve zamanı geldiğinde bu iki yetimin hazinelerini çıkarmaları kıssasıdır. 18:82 “Ve duvara gelince; öyle ki, o (duvar) şehirdeki iki yetim çocuk içindi; ve onun (duvarın) altındaydı bir hazine o ikisine; ve o ikisinin babaları bir salih\/bir iyiydi; öyle ki, diledi Rabbin ki erişsinler güçlü çağlarına ve çıkarsınlar hazinelerini; bir rahmet Rabbinden; yapmadım onu emrimden; işte budur tevili asla güç yetiremediğinin üzerine bir sabır.” Yüce Allah iki yetim kıssasını 18:82 ayetinde bitirip Zülkarneyn kıssasına “vav (وَ)” yani “ve” bağlacıyla girmiştir. 18:83 ayetinde “Ve sual ederler\/sorarlar sana Zülkarneyn hakkında…” buyurarak konuyu değiştirmiştir. Zülkarneyn kıssasını 18:83-18:98 ayetleri arasında bizlere bildirmiştir. Yüce Allah 18:99 ayetinde yine “vav (وَ)” yani “ve” bağlacıyla konuyu tekrar değiştirmiştir. Zülkarneyn konusunu bitirip konuyu ”yevmeizin (o gün, o dönem)” kelimesi işaretiyle sura üflemeye, kıyametin kopmasına, ahiret evreninde görülecek hesaba ve cehennemin gösterilmesine döndürmüştür. 18:99, 18:100 ve 18:101 ayetlerinin Zülkarneyn kıssası ile ilgisi yoktur. Bu 3 ayet Kur’an’ın genel mesajlarını içerir. 18:99 ayetinde işaret edilen, Yüce Allah’ın terk ettiği, birbirleri içinde dalgalanan kimselerin ve ahirette hesap için bir araya getirilen kimselerin Zülkarneyn kıssasıyla ilgisi yoktur. Açıktır ki bu ayetlerde işaret edilen kimseler kıyametin kopmasına yani “saate” tanık olan insanlardır. Ahirette topluca bir araya getirilenler de tüm insanlardır. 18:100 ayetinde de açıkça bildiriliyor ki bir araya getirilen insanlardan kâfirlik etmiş olanlara (gerçeği örtmüş, gizlemiş olanlara) cehennemin de gösterilmesi haktır. Sonuç olarak 18:99, 18:100 ve 18:101 ayetleri Zülkarneyn kıssasına katılmamalıdır.", "id" : "55", "kuranAyetNo" : "2237", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:90. Nihayet Güneş’in doğduğu yere vardığı zaman, onu, kendilerini Güneş’e karşı koruyacak bir örtü yapmadığımız bir halkın üzerine doğarken buldu. 18:90. Until when he reached the sun’s place and time of appearance\/ascent , he found it appears\/ascends\/rises on a nation We did not make\/put from other than it a cover\/protection\/shelter .", "ayetIe" : "Ta ki ulaştığı\/vardığı zaman doğduğu yere Güneş’in; ve buldu onu (Güneş’i); doğdu (Güneş) üzerine bir kavim; asla yapmayız onlara onun (Güneş’in) astından bir örtü\/bir siper.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 hatta ta ki حَتَّىٰ - 2 iza zaman إِذَا - 3 belega ulaştığı\/vardığı بَلَغَ بلغ 4 metlia doğduğu yere مَطْلِعَ طلع 5 ş-şemsi Güneş’in الشَّمْسِ شمس 6 ve cedeha ve buldu onu (Güneş’i) وَجَدَهَا وجد 7 tetluu doğdu (Güneş) تَطْلُعُ طلع 8 ala üzerine عَلَىٰ - 9 kavmin bir kavim قَوْمٍ قوم 10 lem asla لَمْ - 11 nec'al yapmayız نَجْعَلْ جعل 12 lehum onlara لَهُمْ - 13 min مِنْ - 14 duniha onun (Güneş’in) astından دُونِهَا دون 15 sitran bir örtü\/bir siper سِتْرًا ستر", "ayetNo" : "90", "ayetNot" : "Zülkarneyn hükmettiği toprakların en doğusuna sefer düzenliyor: Lydia’nın fethedilmesinden sonra Pers Kralı II. Kiros (Zülkarneyn) ülkesinin en doğusuna yani Güneş’in doğduğu yere seferler düzenlemiştir. Yukarıda anlatıldığı üzere Güneş’in battığı yer nasıl anlaşılması gerekiyorsa Güneş’in doğduğu yer de aynı şekilde anlaşılmalıdır. Böylece anlarız ki Güneş’in doğduğu yer Pers Kralı II. Kiros’un hükümdarlığının en doğu noktasıdır. Pers Kralı II. Kiros MÖ 545 ile MÖ 540 yılları arasında en doğuya bir sefer düzenledi. Doğudaki Gedrosia'ya karşı sefer düzenlemeye çalıştı ancak yenildi ve geri çekilmek zorunda kaldı. Gedrosia'daki başarısız girişimin ardından Pers Kralı II. Kiros, Baktriya, Arachosia, Sogdia, Saka, Chorasmia, Margiana ve doğudaki diğer vilayetleri ele geçirdi. MÖ 533'te Pers Kralı II. Kiros, Hindukuş dağlarını geçti ve İndus şehirlerini kendisine bağladı. Bu nedenle, Pers Kralı II. Kiros muhtemelen Hindistan'da vasallığa sahipti. Ülkesinin en doğusuna gelen Zülkarneyn seher vaktinde ufukta Güneş’i bir kavim üzerine doğarken görüyor; Ayette “doğdu (Güneş) üzerine bir kavim; asla yapmayız onlara onun (Güneş’in) astından bir örtü\/bir siper.” buyrulmuştur. Bu toplumda yaşayan insanların çıplak olduğunu anlıyoruz. Kadınlı erkekli, çoluk çocuk hepsi çıplaktır. Anlıyoruz ki Zülkarneyn’in rastladığı kavim antik Gedrosia'daki (Gedrosya’daki) günümüzdeki Belucistan ve Hindistan bölgesindeki ilkel kabilelerdir. Bu ilkel kabileler antik dönemde “balık yiyenler (Ichthyophagi)” olarak isimlendirilmiştir. Zülkarneyn’den çok sonra Büyük İskender'in (MÖ 356-323) doğu seferinden ülkesine dönüşü sırasında amirali Nearchus, Ichthyophagi “balık yiyiciler” adlı bir ırkın Gwadar ve Pasni bölgelerinin (Balochistan kıyıları) kıyılarında yaşadığından bahsetmiştir. 4. yüzyıl Peutinger Haritasında Belucistan sahil halkı olarak tanımlanırlar. Bu tür kabilelerin varlığı, bir İngiliz kâşif olan Sir Richard F. Burton tarafından doğrulanmıştır. Tarihçi Herodot da Babillilerin hükümdarlık toprakları içinde sadece balık yiyen üç kabileden bahsetmiştir. Mutlak anlarız ki II. Kiros döneminde de sadece balık yiyen, nehir ve deniz kenarlarında yaşayan ilkel kabileler varmış. 18:90 ayetinde geçen “lem” edatı önemlidir. Yüce Allah ‘asla yapmayız onlara onun (Güneş’in) astından bir örtü\/bir siper.’ buyurmuştur. Yüce Allah “lem” edatı kullanmış ise o eylemin asla ama asla gerçekleşmediğini ve asla gerçekleşmeyeceğini anlarız. 18:90 ayetinden anlarız ki bu bölgedeki bu kabilelerin varlığı kıyamete kadar devam edecektir. Onlarla Güneş arasına bir siper (örtü) koyulmayacaktır. Yani modern insanlar gibi kıyafet asla giymeyeceklerdir. Günümüzde de bu bölgelerde çıplak kabileler var mı? Evet, var. Günümüz Hindistan ülkesine yakın bölgelerin bazı adalarında Zülkarneyn’in gördüğüne benzer ilkel kabileler hâlen yaşamaktadır. Modern insanın vücudunda yerleşik hâlde bulunan virüs ve bakteriler bu ilkel kavimlerin insanları için ölümcül enfeksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle bu kavimlerle temas yasaklanmıştır. Yakın zamanda bir Amerikalı maceraperest bu kavimlerden bir tanesiyle temas kurmuş ancak bu ilkel kavim kâşifi öldürmüştür. Etini de yedikleri düşünülmektedir. Yüce Allah’ın Kur’an ayetleri her daim doğrudur. Bu bölgede kıyamete kadar giysi giymeyen kabileler yaşayacaktır. Hindistan’a bağlı Kuzey Sentinel Adasında bu satırlar yazılırken bile Yüce Allah’ın kendilerine Güneş’in astından bir siper yapmadığı yani çıplak olan ilkel kavimler yaşamaktadır. Bu kavimler bu şekilde yaşamaya devam da edeceklerdir.", "id" : "46", "kuranAyetNo" : "2228", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:31. Bunun ötesinde bir şey isteyenler, haddi aşanlardır. 70:31. So who desired\/wished beyond that, so those, they are the transgressors\/violators .", "ayetIe" : "Öyle ki kim aradı ötesinde bunun; öyle ki şunlar; onlardır sınırı aşanlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 femeni öyle ki kim فَمَنِ - 2 btega aradı ابْتَغَىٰ بغي 3 vera'e ötesinde وَرَاءَ وري 4 zalike bunun ذَٰلِكَ - 5 feulaike öyle ki bunlar فَأُولَٰئِكَ - 6 humu onlardır هُمُ - 7 l-aadune sınırı aşanlar الْعَادُونَ عدو", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "90", "kuranAyetNo" : "5404", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:26. De ki: “Onların ne kadar kaldıklarını en iyi Allah bilir.” Göklerin ve yerin bilinmezi yalnızca O’na aittir. En iyi gören ve en iyi işiten O’dur! Onlar için O’ndan başka veli1 yoktur. O, hükümranlığına2 kimseyi ortak etmez. 1- Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. Kur’an’da yer alan “Veli” ve velinin çoğulu olan “evliya” sözcüklerine dost, dostlar olarak anlam verilmesi doğru değildir. Bu sözcükler, etik anlamdaki dostluğu değil; siyasi bağlamda yönetmeyi, korumayı, gözetilmeyi ifade etmektedir. Kur’an, “dost” için “halil” sözcüğünü kullanmaktadır. (Örneğin: 2:254; 4:125; 17:73; 25:28.) 2- Egemenliğine, gaybı bilme gücüne. 18:26. Say: \"God (is) more knowledgeable with what they stayed\/remained , for Him (are) the skies’\/space’s and the earth’s\/Planet Earth’s unseen\/invisible , see\/look\/understand with Him, and make (to) hear\/listen, (there is) none for them from other than Him (as a) guardian\/ally , and He does not share\/make partners in His judgment\/rule anyone.", "ayetIe" : "De ki: “Allah en iyi bilendir kaldıklarını onların; O'nadır gaybı62 göklerin ve yerin; en iyi görür onu; ve en iyi işitir; yoktur onlara O'nun astından hiçbir veli28; ve ortak etmez kendi hükmüne birini.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kuli de ki قُلِ قول 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 ea'lemu en iyi bilendir أَعْلَمُ علم 4 bima بِمَا - 5 lebisu kaldıklarını onların لَبِثُوا لبث 6 lehu O'nundur لَهُ - 7 gaybu gaybı\/bilinmeyeni غَيْبُ غيب 8 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 9 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 10 ebsir en iyi görür أَبْصِرْ بصر 11 bihi onu بِهِ - 12 ve esmia' ve en iyi işitir وَأَسْمِعْ سمع 13 ma yoktur مَا - 14 lehum onlara لَهُمْ - 15 min مِنْ - 16 dunihi O'nun astından دُونِهِ دون 17 min hiçbir مِنْ - 18 veliyyin veli (yakın koruyucu) وَلِيٍّ ولي 19 ve la ve وَلَا - 20 yuşriku ortak etmez يُشْرِكُ شرك 21 fi فِي - 22 hukmihi kendi hükmüne حُكْمِهِ حكم 23 ehaden birini أَحَدًا احد", "ayetNo" : "26", "ayetNot" : "Yüce Allah bu ayette mağarada gençlerin ne kadar kaldığını en iyi kendisinin bilebileceğini, kendisi ancak dilerse başkalarının onun ilmini kuşatabileceğine vurgu yapmıştır. Gençler mağarada kaç sene kaldılar, nasıl zaman yolculuğu yaptılar gibi soruların elbette kesin cevabını bizlere Rabb’imiz verir. Bu cevapları da şerefli Kur’an’a yerleştirerek bizlere gösterir ki bizler Kur’an’ın yüce Allah katından geldiğine kesin olarak kanaat getirelim; sadece Kur’an’a teslim olalım. Sadece Kur’an’a teslim olma süreci başlarsa yüce Allah bizim velimiz olur; yakın koruyucumuz olur. Ayetin sonunda ‘ve ortak etmez kendi hükmüne birini’ geçişi o kadar önemlidir ki, bu geçiş herkese ders olmalıdır. Yüce Allah hükmü olan Kur’an haricinde hiçbir şeyi dinde hüküm koyucu olarak kabul etmez. Dinlerini parça etmiş olan; Ey Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbelî, Zahiri kardeşlerim! Ey Ezarika, Sufr’îyye, Necadat, Acaride, İbadiyye kardeşlerim! Ey Caferî, Zeydî, İsmailî kardeşlerim! Ey Alevi kardeşlerim! Ey Protestan, Katolik, Ortodoks Hristiyan kardeşlerim! Ey Hasidî, Ferisî, Sadukî, Essnî, Zelot, Rabbânî, İseviyye, Yudganiyye Yahudi kardeşlerim! Yüce Allah’a iman etmiş olan insanlar! Yüce Allah’ın bir rahmeti olan, bir hatırlatması olan Kur’an varken ne olur onun astından kitaplar edinmeyin. Hepiniz “en doğru mezhep benimkidir; en doğru mezhep benim tabi olduğum mezheptir, en doğru yol benim yolumdur; Allah’a en yakın yol benim yolumdur” diyorsunuz. Samimisiniz; biliyorum. Yüce Allah’a iman ediyorsunuz, ahirete iman ediyorsunuz, samimi olarak yüce Allah’a ibadet ediyorsunuz. Bazılarınız oruç tutuyor, namaz kılıyor. Ancak durum sizlerin düşündüğü gibi değildir. Ne yaparsanız yapın eğer en ufak bir şirk günahını işlerseniz tüm yaptıklarınız boşa gidecektir. Şeytan da bunu biliyor ve insanlara bu günahı işletmek için elinden geleni yapıyor. O da biliyor ki tüm ömrünü alnı secdede geçiren bir kimse secdede Yüce Allah’a yönelirken O’nun astından başkalarına da yönelirse tüm yaptıkları boşa gidecektir. 6:88 İşte bu, kılavuzudur Allah'ın; doğru yola iletir onunla kullarından dilediği kimseyi; ve eğer ortak koşsalardı mutlak boşa çıkardı onlardan yapmış oldukları. İnsanların çoğunluğu dinlerini parça parça edip hiziplere bölmüştür. 30:32 Kimselerden; parça parça ettiler dinlerini; ve oldular takipçiler; her bir hizip\/bölük yanındakiyle ferahlayanlar\/rahatlayanlardır. Oysa yüce Allah’ın katında sadece tek bir din vardır. O da İslam’dır. İslam da İbrahim peygamberin dinidir; Musa peygamberin dinidir, İsa peygamberin dinidir, Muhammed peygamberin dinidir. Tüm peygamberin dini tek dindir. O da İslam’dır. Sadece Kur’an’dır. Ahirette İslam’dan başka bir din asla kabul edilmeyecektir. 3:19 Doğrusu Allah indinde\/katında din İslam’dır; ve ayrılığa-ihtilafa düştüler\/farklılaştılar kitap verilen kimseler, onlara gelen ilim sonrasında; zorbalık\/baskı\/yozlaşma aralarında; başka değil; ve kim kâfirlik eder\/örter Allah'ın ayetlerini; öyle ki doğrusu Allah seridir\/çabuktur hesapta\/hesaplaşmada. 3:85 Ve kim arzular\/arar İslam’dan başka bir din; öyle ki asla kabul edilmez ondan; ve o ahirette hüsran içinde olanlardandır\/kaybedenlerdendir. 4:125 Ve kim daha güzeldir kimseden bir dinen? Teslim etti yüzünü Allah'a; ve o güzel işler yapandır; ve tabi oldu İbrahim’in inanç öğretisine; bir tek tanrıcı; ve edindi Allah İbrahim’i bir dost. 6:161 De ki: “Şüphesiz beni; doğruya kılavuzladı beni Rabb’im; dosdoğru bir yola; doğru\/düzgün bir dine; İbrahim'in inanç öğretisine; bir tek tanrıcı; ve değildi olmuş (İbrahim) müşriklerden\/ortak koşanlardan. Peygamber buyurdu ki diye başlayan, tamamı zan ve varsayım olan söylentileri\/sözleri\/hadisleri lütfen yüce Allah’ın sözü olan Kur’an’la bir tutmayın. Zannı tümden terk edin; çünkü resuller kendilerine indirilen kitaplar haricinde dinde hüküm koyucu tek bir kelime etmedi. Peygamberimiz de Kur’an haricinde dinde hüküm koyan asla bir şey söylemedi, okumadı. Yüce Allah’ın elçisi olarak görevini yaptı. Kur’an’ı okudu. Kur’an’ı söyledi. Kur’an haricinde din adına bir şey söyleseydi mutlak ki yüce Allah gereğini yapardı. 69:43 Bir indirilen (Kur’an); alemlerin Rabb’inden. 69:44 Ve eğer söylerse (resul Muhammed) bize karşı bazı sözler. 69:45 Mutlak alırdık ondan sağ eli. 69:46 Sonra mutlak keserdik ondan şah damarı. 69:47 Öyle ki, olamazdı sizden hiçbirisi; ondan (resul Muhammed’den) (onu) engelleyen. Kur’an bize yeter. Yüce Allah’ın kitabı bize yeter. Bana ne olmuş ki yüce Allah’ın biricik kitabı elimdeyken onun astından kitaplar edinecekmişim! Kur’an doğru yolu gösteren bir nurdur, aydınlıktır. Elbette sadece Kur’an’ın takip edilmesi gerekir. 5:15 Ey ehli kitap! Muhakkak ki geldi size resûlümüz; beyan eder\/bildirir\/deklere eder sizlere, kitaptan gizler\/saklar olduğunuzdan çoğunu; ve ki siler çoğunu; muhakkak geldi size Allah’tan bir nur; ve bir kitap (Kur’an); apaçık. 5:16 Kılavuzlar onunla (Kur’an’la) Allah, rızasına tabi olan kimseyi; barışcıl\/esenlikli\/güvenli yollara; ve çıkarır onları (Kur’an) karanlıklardan nura\/aydınlığa; izniyle O’nun (Allah’ın); ve kılavuzlar (Kur’an) dosdoğru bir yola. Muhammed peygamber kendisine indirilen Kur’an’ı okudu ve insanlara sadece Kur’an’ı deklere etti. Kur’an da kendisine tabi olan kimseleri karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kitabın sonlarına yaklaştık. Kur’an’ın birçok mucizesine tanık olduk. Artık sadece Kur’an’a teslim olma vakti geldi. Kur’an’ımızı anlayarak okuma vakti geldi. Kur’an’ı anlayabilmek, ona dokunabilmek için öncelikle kendimizi aklen temizlememiz gereklidir. Bu nedenle Kur’an haricinde dinî hüküm koyan; Kur’an’ın astından olan tüm kitapları, tüm bilgileri, tüm gelenekleri terk ederek Kur’an okumaya başlamalıyız.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "37", "kuranAyetNo" : "2164", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:88. “Kim iman eder ve salihâtı yaparsa, en iyi karşılık onundur. Biz, ona her türlü kolaylığı göstereceğiz.” 18:88. And as for who believed and made\/did correct\/righteous deeds, so to him the best’s\/goodnesses’ reward\/reimbursement , and we will say to him from our order\/matter ease\/flexibility.", "ayetIe" : "Ve iman47 etmiş; ve sâlihât18 yapmış kimseye gelince; onadır güzel bir ceza63; ve diyeceğiz ona emrimizden kolayını.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 veemma ve gelince وَأَمَّا - 2 men kimseye مَنْ - 3 amene inanmış امَنَ امن 4 ve amile ve yapmış وَعَمِلَ عمل 5 salihen düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler صَالِحًا صلح 6 felehu öyle ki onadır فَلَهُۥ  5 7 ceza'en bir ceza\/bir karşılık جَزَاءً جزي 8 l-husna güzel الْحُسْنَىٰ حسن 9 ve senekulu ve diyeceğiz وَسَنَقُولُ قول 10 lehu ona لَهُ - 11 min مِنْ - 12 emrina emrimizden أَمْرِنَا امر 13 yusran kolayını يُسْرًا يسر", "ayetNo" : "88", "ayetNot" : "İnanmış ve düzeltici (barışa yönelik) işler yapmış kimse kim? Pers Kralı II. Kiros (Zülkarneyn) zalim Lydia Kralı Kroisos’a karşı zafer kazandıktan sonra İonia ve Aiol Krallığı II. Kiros’a elçiler göndermiş ve Kroisos’a nasıl bağlılarsa II. Kiros’a da aynı şekilde bağlı kalacaklarını bildirmişler ve bazı ayrıcalıklı haklar istemişlerdir. II. Kiros zafer öncesi yaptığı teklifi reddettikleri için bu iki krallığın isteğini kabul etmemiştir. 12 İonia kentinden sadece tek bir kente özel haklar tanımıştır. Bu da Miletus yönetimidir. II. Kiros Lydia Krallığı’nı ele geçirdikten sonra burada yaşayan insanlara tanıdığı hakların aynısını Miletoslulara da tanımıştır. II. Kiros neden böyle bir ayrıcalık tanısın? Muhtemeldir ki Kroisos ile II. Kiros arasındaki savaştan önce Miletus’un başındaki kişi Kroisos’un yaptığı zulme karşı çıkmış olmalıdır. Savaş öncesi II. Kiros’un bu küçük yönetimlere yaptığı “Lydia Kralı Kroisos’un zulmüne ortak olayın; benim yanımda yer alın” teklifine diğer yönetimler gibi hayır dememiş olmalıdır. Herodot’a göre Miletuslular II. Kiros’tan korkmazlardı. II. Kiros’un komutanı olan Harpagos İonia kentlerini savaşarak ele geçirmiştir. Sadece Milatoslular II. Kiros’un onlara sağladığı haklar nedeni ile Harpagos ile savaşmak zorunda kalmadılar. Açıkça görülüyor ki II. Kiros’un batı seferinde bir yönetime (Milatos) güzel bir karşılık vermiştir. II. Kiros bu halka karşı iyi ve güzel emirler vermiş oluyor. II. Kiros’un komutanı Harpagos savaşarak Karialıları, Kaunosluları ve Lykialıları Pers Hükümdarlığı’na katar. Miletus’un II. Kiros’un bizzat kendisi ve emrinde olan Harpagos tarafından ayrıcalıklı bir muameleye muhatap olması gerçekten dikkat çekicidir. 18:88 ayetinde işaret edilen, inanmış ve düzeltici (iyileştirici, barışa yönelik) işler yapmış bu kimse Miletus kentinin MÖ 547 tarihinde (Lydia Krallığı’nı düştüğü tarihte) yöneticisi olan kimse olabilir.", "id" : "44", "kuranAyetNo" : "2226", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:6. Onlar, bu söze inanmıyorlar diye, onların durumlarına üzüntünden neredeyse kendini harap edeceksin! 18:6. So maybe\/perhaps you (are) exhausting\/destroying yourself from anger sorrowfully\/angrily on their tracks , if they do not believe with this the information\/speech.", "ayetIe" : "Öyle ki belki sen onların peşlerinde çaresizlikten öldürensin kendi nefsini; ki asla iman47 etmezler bu söze; bir kederdir\/pişmanlıktır.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 felealleke öyle ki, belki sen فَلَعَلَّكَ - 2 bahiun çaresizlikten öldürensin بَاخِعٌ بخع 3 nefseke kendi nefsini نَفْسَكَ نفس 4 ala عَلَىٰ - 5 asarihim peşlerinde onların اثَارِهِمْ اثر 6 in ki إِنْ - 7 lem asla لَمْ - 8 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن 9 bihaza bu بِهَٰذَا - 10 l-hadisi söze الْحَدِيثِ حدث 11 esefen bir keder أَسَفًا اسف", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "Anlaşılmaktadır ki Muhammed peygamber insanlar inansınlar diye kendini harap etmektedir. Sürekli peşlerindedir. Ancak pek umut yoktur. Peygamber çaresizlik, perişanlık içinde kıvranmaktadır. Yüce Allah Muhammed peygamber ne yaparsa yapsın o kimselerin inanmayacaklarını bildirmektedir. Ancak ortada büyük bir keder ve bir üzüntü vardır. Bu keder ve üzüntü ayetin sonunda işaret edilmiştir. Muhammed peygamberin kederi de işaret edilmiş olabilir ya da iman etmeyen kimselerin dünya hayatında ve ahiret hayatında karşılaşacakları keder de işaret edilmiş olabilir.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "17", "kuranAyetNo" : "2144", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:17. Haktan yüz çevirip, arkasını dönen kimseyi kendisine çağıran; 70:17. It calls who gave his back and turned away .", "ayetIe" : "Çağırır kimseyi; sırtını döndü o; ve yüz çevirdi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ted'u çağırır تَدْعُو دعو 2 men kimseyi مَنْ - 3 edbera sırtını döndü o أَدْبَرَ دبر 4 ve tevella ve yüz çevirdi o وَتَوَلَّىٰ ولي", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "75", "kuranAyetNo" : "5390", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:93. Nihayet iki set arasına ulaştığı zaman, onların yanı başında neredeyse hiç söz anlamayan bir halkla karşılaştı. 18:93. Until when he reached between the two barriers\/obstacles\/mountains , he found from other than them (B) a nation they are not about to\/almost understand a saying\/opinion and belief .", "ayetIe" : "Ta ki ulaştığı\/vardığı vakit arasına iki set; ve buldu ikisinin (iki seddin) astından bir kavim; olmazlar anlarlar bir söz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 hatta ta ki حَتَّىٰ - 2 iza zaman إِذَا - 3 belega ulaştığı\/vardığı بَلَغَ بلغ 4 beyne arasına بَيْنَ بين 5 s-seddeyni iki set السَّدَّيْنِ سدد 6 vecede ve وَجَدَ وجد 7 min مِنْ - 8 dunihima buldu ikisinin (iki seddin) astından دُونِهِمَا دون 9 kavmen bir kavim قَوْمًا قوم 10 la لَا - 11 yekadune olmazlar يَكَادُونَ كود 12 yefkahune anlarlar يَفْقَهُونَ فقه 13 kavlen bir söz قَوْلًا قول", "ayetNo" : "93", "ayetNot" : "Yüce Allah Güneş’in doğması ve batması geçişiyle Ahameniş İmparatorlu’ğunun en batısını ve en doğusunu işaret etmiştir. Kuzey veya güney yönüyse Güneş’in pozisyonuna göre belirlenemez. Bu nedenle Güneş’le ilgili bir ifade kullanılmamıştır. Kalbinde hastalık olan bazı kimseler Kur’an’da kuzey veya güney yönlerinin zikredilmemesini Kur’an’ın ilahi olmadığına bir kanıt olarak getirmeye çalışırlar. Bu kesinlikle yanlıştır. Kur’an evrenseldir. Kuzey ve güney yönünü Dünya’nın manyetik alanı belirler. Ancak kuzey ve güney yönleri insanların belirlediği bir kavramdır. Birleşmiş milletler bir karar alsa bugün kuzey yöne güney, güney yöne ise kuzey denilecek dese bu konuda hiçbir sorun olmaz. Ayrıca Dünya’nın manyetik alanı da binlerce yılda yön değiştirmektedir. Binlerce yıl sonra şu an için kullandığımız pusulalar kuzey yününü güney olarak, güney yönünü de kuzey olarak gösterecektir. Doğu ve batı için durum böyle değildir. Dünya’nın oluşmasından beri yani 4,6 milyar yıldır durum hiç değişmemiştir. Kıyamete kadar da asla değişmeyecektir. Güneş’in doğduğu yer her zaman doğu yönü olacaktır. Güneş’in battığı yer de her zaman batı yönü olacaktır. Bir milyon yıl sonra Kur’an’ı okuyan bir kimse de ayetlerdeki doğu ve batı yönünü anlamış olacaktır. Bu da elbette Kur’an’ın büyük bir mucizesidir. Kur’an’da asla çelişki olmaz. Anlarız ki Zülkarneyn’in diğer bir seferi doğu veya batı yönünde değildir. Elimizde 2 şık kalıyor. Zülkarneyn kuzey ya da güney yönüne doğru bir sefer yapmıştır. Yüce Allah ayette öyle bir işaret veriyor ki bizlere bu yerin neresi olduğunu bildiriyor. Anlarız ki Zülkarneyn halihazırda var olan iki set tarafına doğru bir sefer yapmıştır. Set niçin yapılır? Bir geçidi geçilmez yapmak için geçidin en dar ve en uygun yerine bir set yapılır. Geçit kapatılır. Böylece geçit kullanılamaz hâle gelir ve set iki bölgeyi birbirinden ayırır. Böylece saldırılara karşı, düşmana karşı bir kalkan yapılmış olur. Öyleyse bizim aramamız gereken yer bünyesinde 2 geçit bulunduran bir yer olmalıdır. İki coğrafyayı birbirinden ayıran, iki geçide sahip bir yer aramamız gereklidir. Dünya haritasına baktığımızda tüm insanlık için çok önemli olan iki geçit hemen dikkat çeker. Bu iki geçit büyük Kafkas Dağlarındaki Derbent ve Daryal geçitleridir. Kafkas Dağları yükseklikleri ve geçit vermez özellikleri nedeniyle Kuzey Kafkasya ile Güney Kafkasya’yı birbirinden tam olarak ayırır. Büyük Kafkas Dağları yaklaşık 1200 kilometre uzunluğunda ve 110-180 kilometre genişliğindedir; bu sıradağların en yüksek noktaları orta kesimdeki Elbruz (5642 metre) ve Kazbek (5033 metre) doruklarıdır. İki coğrafyayı kesin bir şekilde ayıran bu yüksek dağları geçmenin ancak 2 yolu vardır. Yüce Allah’ın doğal olarak oluşturduğu Derbent ve Daryal geçitleri. Bu doğal geçitleri birçok kavim Kuzey Kafkasya’dan Güney Kafkasya’ya geçmek için kullanmıştır. Bu geçitlere kavimler kapısı denir. Ayetten anladığımıza göre bu geçitleri kontrol eden iki set hâli hazırda zaten mevcutmuş. Zülkarneyn iki seddin astında yaşayan bir kavimle karşılaşıyor: Ayette “ve buldu ikisinin (iki seddin) astından bir kavim” buyrulmuştur. Bu iki seddin Kafkas Dağlarındaki Derbent ve Daryal geçitlerinde yapılmış olan kapılar olduğu ortadadır. Bu setlerden bir tanesi Derbent şehrindedir. Derbent günümüzde Dağıstan'da yer alan tarihî bir şehirdir. Derbent’in bu tarihî yapıları UNESCO tarafından 2003 yılında dünya mirası olarak kabul edilmiştir. Hudûd el-âlem min el-maşrik ila el-mağrib (حدودالعالممنالمشرقالیالمغرب) adındaki el yazması kitapta Derbent ”Kapıların kapısı” anlamına gelen “Bâb el-Abvâb” olarak isimlendirilir. Bu geçit Kafkasya'nın kuzeyini güneyine bağlayan en önemli yollarından birisidir. Tarih boyunca kavimlerin kuzeyden güneye ve güneyden kuzeye geçişleri bu bölgeden olmuştur. Derbent kelimesi Farsça bitişik geçiş anlamına gelen Darband [Farsça: دربند(dar kapı) + band: parmaklık kelime anlamı ile (parmaklıklı kapı)] kelimesinden türetilmiştir. Arapça metinlerde şehir \"Bāb al-Abwāb\" (Arapça: بَابٱلْأَبْوَاب) sade bir şekilde \"al-Bāb\" (Arapça: ٱلْبَاب) ya da \"Bāb al-Hadid\" (Arapça: بَابٱلْحَدِيد) demir kapı olarak geçer. Hazar Denizi ile Kafkas Dağları arasında olan üç kilometrelik dar bir arazi şeridindeki konumu, tüm Kafkasya bölgesi için stratejiktir. İnsanlık tarihinin her döneminde bu geçit önemli olmuştur. Bu geçidin kontrolünü ele geçirenler Avrasya stepleri (bozkırları) ile Orta Doğu arasındaki kara trafiğini kontrol edebilmişlerdir. Diğer set (sur, duvar) ise Kafkas Dağları’nın kullanılabilir diğer tek geçidi olan Daryal Geçidi üzerindedir. Daryal Geçidi bazı noktalarda 20-25 metre genişliğe kadar daralmaktadır. Aşağıdaki resimde bu iki geçit gösterilmiştir. Bu iki geçidin stratejik olarak ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz. Yüksek Kafkas Dağları sadece 2 dar yerde geçişe izin veriyor. Derbent ve Daryal geçitleri. Bu iki seddin astında yani rakım olarak daha alçağında bir kavim vardır. Kafkasya antik dönemde de Güney Kafkasya ve Kuzey Kafkasya olarak ikiye ayrılmaktaydı. Güney Kafkasya çok verimli topraklara sahipti. Kafkas Dağlarından çıkan nehirler Güney Kafkasya topraklarını besliyordu. Bu bölge başta demir ve bakır olmak üzere değerli madenler bakımından da çok zengindi. İki set arasında bir yere ulaşma: Yüce Allah 18:93 ayetinde ‘Ta ki ulaştığı\/vardığı vakit arasına iki set’ buyurmuştur. Anlarız ki Zülkarneyn (II. Kiros) Derbent ve Daryal geçitlerinin arasında olan bir yere gelmiştir. II. Kiros bu bölgeye güneyden yaklaştığına göre 2 set arasında olan bölge mavi renkli kalemle çizilen bölge olmalıdır (aşağıdaki resim). Pers Kralı II. Kiros’un (Zülkarneyn’in) yaşadığı zamanda bu iki geçidin yani Derbent ve Daryal geçitlerinin daha alçağında (rakım olarak) hangi kavim yaşıyordu? Sorunun cevabını bulmak için yukarıdaki resimde mavi çizgiyle gösterilen alanda II. Kiros döneminde hangi kavimler (toplumlar) yaşıyordu incelemek gereklidir. II. Kiros döneminde bu bölgede Utians yani Udinler yaşamaktaydı. Tarihçi Herodot Ahameniş İmparatorluğu’na vergi veren toplumları sayarken Udinleri de saymıştır. Udinler Kafkasya'nın en eski yerli halklarından olup günümüzde çoğunlukla Rusya ve Azerbaycan'da, daha küçük nüfuslarıyla da Gürcistan, Ermenistan, Kazakistan, Ukrayna ve diğer ülkelerde yaşamaktadırlar. Günümüzde toplam sayıları yaklaşık 10.000 kişidir. Kuzeydoğu Kafkas dil ailesine ait olan nadir bir dil olan Udi dilini konuşurlar. Klasik tarih yazarlarına göre Udinler doğu Kafkasya'da Hazar Denizi kıyısı boyunca, kuzeyde Kura (Kür) Nehri'ne kadar uzanan bir bölgede yaşıyorlardı. Bu toplum Gürcüler ve Ermeniler arasında asimile olmuşlardır. Bir kısmı Azeri dilini benimsemiş ve Müslüman olmuşlardır. Bazıları Hristiyan inancını benimsemiştir. Ermeni Apostolik Kilisesinin sadece Ermeni dilinde ayinler düzenlemesine yerel bir Udi rahibinin ilginç bir çıkışı çok dikkat çekicidir. II. Kiros’un 2 set arasına olan seferi. Udinler ile karşılaşması. Udinlerin sözden anlamamaları; II. Kiros birçok sefer yaptı, birçok kavimle karşılaştı. Elbette bu kavimlerin dilleri II. Kiros’un konuştuğu dilden farklıydı. Bu toplumlarla barış antlaşmaları da yapıldı. Savaşlar da yapıldı. Mutlaktır ki II. Kiros dilleri farklı olan birçok kavimle resmi olarak görüştü ve bu görüşmeler yazıya da döküldü. Mutlak ki antik dönem imparatorluklarında da günümüzde Dışişleri Bakanlıkları bünyesinde çalışan resmî tercümanlar gibi tercümanlar mevcuttu. Aksi düşünülemez. Ordunun gittiği her yere bu tercümanlar da gitmiş olmalıdır. Dili farklı olan bir kavme uygulanacak savaş şartları, teslim olma şartları, barış şartları gibi şeyler mutlak ki bu tercümanlar tarafından II. Kiros’un dilinden diğer dile çevrilmiştir. Tercümanlar dili farklı olan kraldan aldıkları mesajı mutlak ki II. Kiros’a kendi dilinde anlatıyorlardı. 18:98 ayetinden anladığımıza göre bu kavim hiçbir dilden anlamıyor. II. Kiros’un dev ordusunun içinde yer alan resmî ordu tercümanları bu kavmin dilini bir türlü anlamıyorlar. Bu kavim de II. Kiros’un konuştuğu dili anlamıyor. Her iki dili bilen ve aralarında çeviri yapabilecek bir tercüman yok. Bu nokta çok önemlidir. Anlarız ki bu kavmin konuştuğu dil yeryüzünde konuşulan dillerin en nadir olanlarından birisi olmalıdır. Pers Kralı II. Kiros’un (Zülkarneyn’in) konuştuğu dil neydi? Biliyoruz ki Pers Kralı II. Kiros’un kurduğu Ahameniş İmparatorlu’ğu eski Farsça konuşmaktaydı. Bu dil imparatorluk sınırları içerisinde çok geniş bir coğrafyada konuşulmuştur. Özellikle imparatorluğun resmi dili olduğu dönemde daha da yaygınlaşmıştır. 18. yüzyılda bile İngilizler yasaklayana kadar Hindistan'daki mahkemelerde resmî dil Farsçaydı. Eski Farsçaya dair bilinen en eski örnek Behistun Yazıtları’dır. Bu yazıtlar MÖ 500'lerde Ahameniş İmparatorluğu Dönemi’nde yazılmıştır. Eski Farsça, önceleri çivi yazısıyla yazılmış daha sonra da Pehlevi alfabesiyle yazılmaya başlanmıştır. Ahameniş İmparatorluğu'nun resmî dillerinden birisi olmuştur. Günümüze sadece taş üzerine oyulmuş örnekleri kalmıştır. Eski Farsça Hint-Avrupa ana dil grubuna aittir. Bu ana grubun alt grubu olan Hint-İran koluna aittir. Antik dönemde Medler de eski Farsça konuşuyorlardı. II. Kiros’un konuştuğu eski Farsçanın dahil olduğu Hint-İran dili günümüzde bile çok sayıda insan tarafından konuşulmaktadır. Udinler hangi dili konuşuyorlardı? Udinlerin dilleri yeryüzünde çok az insanın konuştuğu Kuzeydoğu Kafkas dillerine ait bir lehçe olan Udinceydi. Udi dili Kuzeydoğu Kafkas dilleri ana grubuna aittir. Alt gruplar olarak Lezgic, bir alt grup Samur ve bir alt grup doğu grubuna dâhildir. Eski çağlarda Udi dilinin konuşulduğu bölge aşağıdaki resimde gösterilmiştir. Görüldüğü üzere Udinlerin konuştukları dil olan Udince çok az insanın konuştuğu bir dildir. Yeryüzüne yayılmış olan ve günümüzde milyarlarca insan tarafından konuşulan Hint-Avrupa, Ural-Altay, Bantu, Çin-Tibet ve Hami-Sami dillerine göre çok izole kalmıştır. Udince günümüzde bile ancak yaklaşık 5-10 bin kişi tarafından konuşulmaktadır. Daryal Geçidi’ndeki seddin izleri: 2013 yılında bölgeyi araştıran 3 arkeolog (Eberhard Sauer, Lana Chologauri ve Davit Naskidashvili) ilginç keşifler yaptılar. Zorlu şartlar altında yapılan yolculuk sonrası keşiflerini Current World Archaeology dergisinde “Hazar Kapıları: Antik Dünyanın En Ünlü Dağ Vadisini Keşfetmek” (The Caspian Gates: Exploring the most famous mountain valley of the ancient World) başlığı ile yayınladılar. Bu araştırmacıların sonuçları şu şekilde özetlenebilir: Kalenin duvarları günümüzde bile görülebilmektedir. Bu kale ilk kez kimin tarafından yapıldı veya bu kaleden başka kale ve surlar var mı bilinmiyor. Arkeolojik kazılara ihtiyaç var. Ancak Gürcü kayıtlarına göre İberya (Doğu Gürcistan) krallarının MÖ 2. yüzyılın başlarında burayı kontrol ettiklerini iddia etmektedir. Daryal kalesinin duvarlarından bir kısmı görülmektedir. Resim Eberhard Sauer ve ark.nın makalesinden alınmıştır. Duvarın kalıntıları görülmektedir. Resim Eberhard Sauer ve ark.nın makalesinden alınmıştır. Derbent Geçidi’nde bir set var mı? Bu bölgede yapılan arkeolojik kanıtlar, muhtemelen İskit akınlarının etkisi altında, MÖ 8. yüzyılın sonlarında Derbent tepesinde müstahkem (tahkim edilmiş, korunmuş) bir yerleşimin kurulduğuna işaret etmektedir. Bu yerleşim başlangıçta tepenin sadece daha korunaklı olan kuzeydoğu tarafını (yaklaşık 4-5 hektar) kapsıyordu, ancak MÖ 6.-4. yüzyıllarda tüm yüzeyi (yaklaşık 15 hektar) kaplayacak şekilde genişletildi. Bu yerleşimin duvarları yaklaşık 2 metre yüksekliğinde ve maksimum 7 metre kalınlığındaydı ve dönem boyunca tekrarlanan yıkım ve yeniden inşa kanıtları vardı. Bu dönem II. Kiros’un yaşadığı dönemle uyumludur. Arkeolojik çalışmalar İskit istilası öncesi de MÖ 9. ve 6. yüzyıllar arasında savunma amaçlı yapıların inşa edildiğini göstermiştir. Kafkasya ve halkları isimli 1887 basım kitaptan; Derbent duvarı harita üzerinde gösterilmiştir. (Ölçek 1\/360,000) Kitaba göre duvar Derbent'in kendisinde başlar, Hazar Denizi'nin kıyısından sarp kayalık dağlara kadar uzanır. Yüzlerce adım genişliğindedir. Batıya doğru dik yükselen kayalık dağları genellikle dolambaçlı bir yönde izler. 600 metre ve daha fazla yüksekliğe kadar uzanan dağ sırasının iç kısımlarına doğru devam eder. Duvarın uzunluğu yaklaşık 60-70 kilometredir. Bu duvar güneyi kuzeyden ayırıyordu. Sadece güçlü bir halk ve enerjik bir hükümdar böyle bir yapı inşa edebilirdi. Derbent geçidinin Pers İmparatorluğu’ndaki durumuyla ilgili bir çizim. (Pers İmparatorluğu'nda Derbent) başlıklı illüstrasyon. Jacob Peeters tarafından 1690 yılında yayımlanmıştır.", "id" : "49", "kuranAyetNo" : "2231", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:85. Böylece bir sebebe tabi oldu. 18:85. So he followed a reason\/motive\/connection .", "ayetIe" : "Öyle ki, tabi oldu bir sebebe.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feetbea öyle ki tabi oldu فَأَتْبَعَ تبع 2 sebeben bir sebebe. سَبَبًا سبب", "ayetNo" : "85", "ayetNot" : "Bir gerekçeyle (sebeple) başlayan bir yolculuk: 18:85 ayetinde “…öyle ki, tabi oldu bir sebebe.” buyrulmuştur. Bir önceki ayette anlatıldığı üzere Zülkarneyn bir gerekçeyle (sebeple) en batıya doğru bir sefere başlamıştır. Bu seferin gerekçesi en batıda yaşayan bir kavmin zulme uğramasıdır. Zülkarneyn zulme uğrayan bu kavmi kurtarmak amacıyla batıya bir sefer düzenlemiştir. Zülkarneyn bunu mutlaka yapmış olmalıdır çünkü Yüce Allah Kur’an’da zulmeden kimselerle gerekirse savaşılması gerektiğini bizlere bildirmiştir. 49:9 Ve eğer iki gruptan inananlar kavga ederlerse-dövüşürlerse, o durumda düzeltin onların arasını; ancak zulmederse o ikisinden biri diğeri üzerine, öyleyse kavga edin-dövüşün zulmedenle, dönünceye kadar Allah'ın emrine; sonrası eğer dönerse, artık düzeltin onların arasını, ölçülü şekilde; ve eşitliği gözetin; çünkü Allah sever eşitliği gözetenleri. Yeryüzünde yaşayan insanlar Yüce Allah’ın sadece bu muhteşem ayetine bile uysalar gezegenimiz barış yurdu olurdu. Ancak Yüce Allah’ın ayetlerine gerçek anlamda uyan (teslim olan) çok az kimse vardır. Mutlak ki Zülkarneyn zulme uğrayanların yanında olmuş olmalıdır. Zulmeden kimse veya kimselerle gerekirse ölümüne savaşmış olmalıdır.", "id" : "41", "kuranAyetNo" : "2223", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:27. Ve sen, Rabb’inin Kitap’ından sana vahyedileni oku! O’nun kelimelerini1 değiştirecek yoktur. O’ndan başka sığınılacak da bulamazsın. 1- Takdir edilmiş hükmünü. “Allah’ın kelimeleri” deyimi “Allah’ın sözleri” anlamını değil, yarattığı şeyleri ve yaratma gücünü ifade etmektedir. Allah’ın sonsuz ilimi ve gücünü vurgulamaktadır. 18:27. And read\/recite what was inspired\/transmitted to you from your Lord’s Book , (there is) no exchanger\/replacer\/substitutor to His words\/expressions, and you will never\/not find from other than Him a shelter\/refuge.", "ayetIe" : "Ve oku vahyolunanı603 sana; Rabb’inin4 kitabından; yoktur değiştirici O’nun kelimelerini416; ve asla bulamazsın O'nun astından bir sığınak.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vetlu ve oku وَاتْلُ تلو 2 ma مَا - 3 uhiye vahyolunanı أُوحِيَ وحي 4 ileyke sana إِلَيْكَ - 5 min مِنْ - 6 kitabi kitabından كِتَابِ كتب 7 rabbike Rabb’inin رَبِّكَ ربب 8 la yoktur لَا - 9 mubeddile değiştirici مُبَدِّلَ بدل 10 likelimatihi O’nun kelimelerini لِكَلِمَاتِهِ كلم 11 velen ve asla وَلَنْ - 12 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد 13 min مِنْ - 14 dunihi O'nun astından دُونِهِ دون 15 multehaden bir sığınak مُلْتَحَدًا لحد", "ayetNo" : "27", "ayetNot" : "Ne muhteşem bir ayet. Yukarıda özetledik. Muhammed peygamber sadece Kur’an diyen bir resuldü. Aksi zaten düşünülemez. Kur’an’ın indiği dönemde kendisinden önce gelen İbrahim peygamberin, Musa peygamberin ve İsa peygamberin sünnetine yani hadislerine tabi olmuş değildi. Sadece Kur’an’a teslim olmuştu. 13:30 İşte böyledir; gönderdik seni bir ümmete; mutlak ki geçti onlardan önce milletler; okuman için onlara vahyettiğimizi sana; ve onlar kâfirlik ederler Rahman'a; de ki: “O Rabb’imdir; yoktur ilah O'nun dışında; O'na tevekkül ettim; ve O'nadır dönüş yerim. Rabb’imin sözünden daha doğru hangi söz olabilir? 4:87 Allah; yoktur ilah O'nun dışında; mutlak bir araya toplar sizi kıyamet gününde; yoktur şüphe onda; ve bir sözde\/bir hadiste Allah’tan daha doğru kim? Yüce Allah’ın tek bir hadisi\/sözü vardır. O da Kur’an’dır. Kur’an haricinde yüce Allah’ın bir sözü\/hadisi yoktur. Yüce Allah’ın ayetlerini yani Kur’an’ı etkisiz hale getirmeye çalışanlar her daim olacaktır. 28:87 Ve engellemesinler seni Allah'ın ayetlerinden; sana indirildikten sonra; ve davet et Rabb’ine; ve olma müşriklerden. Maalesef günümüzde yeryüzünde yaşayan insanların çoğunluğu yüce Allah’ın ayetlerinden engellenmiştir. Yahudiler içinden çıkılmaz bir bataklık olan Talmud kitaplarıyla; Hristiyanlar hikâyelerle, Müslümanlar da tamamı zan ve varsayım olan hadis kitaplarıyla yüce Allah’ın ayetlerinden koparılmıştır. Yüce Allah’ın kelimeleri olan Kur’an asla değiştirilemez. Kur’an kâğıt ve mürekkepten oluşan mushaf demek değildir. Levh-i Mahfuz’da matematiksel olarak kodlanmış, rakamlanmış bir kitaptır. Her bir harfi dizilişine kadar 19 matematiksel sistemiyle korunmaktadır.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "38", "kuranAyetNo" : "2165", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:45. “Batıl inançlara dalanlarla beraber biz de dalardık.” 74:45. And we were engaging in conversation with the engaging in conversation .", "ayetIe" : "Ve olduk dalar; dalanlarla birlikte.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kunna ve olduk وَكُنَّا كون 2 nehudu dalar نَخُوضُ خوض 3 mea birlikte مَعَ - 4 l-haidine dalanlarla الْخَائِضِينَ خوض", "ayetNo" : "45", "ayetNot" : "Haktan\/gerçekten bir şey getirmeyen, zan içeren şeylerin peşinden gitmek. Haktan bir şey getirmeyen zanlar içinde debelenmek, daldıkça dalmak.", "id" : "100", "kuranAyetNo" : "5538", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:19. Onları uyandırdık ve böylece birbirlerine sormaya başladılar. Onlardan biri şu soruyu sordu: “Ne kadar kaldınız?” “Bir gün veya günün bir bölümü kadar.” dediler. Kimisi de: “Ne kadar kaldığınızı Rabb’iniz bilir.” dedi. “Sizden birisini, gümüş paranızla şehre gönderin. Hangi yiyeceği seviyorsanız ondan yiyecek getirsin. Ve sizi kimseye sezdirmemeye dikkat etsin.” 18:19. And as\/like that We sent\/resurrected\/revived them to ask\/question each other between them, a speaker from them said: \"How much (have) you stayed\/remained ?\" They said: \"We stayed\/remained a day or part of a day.\" They said: \"Your Lord (is) more knowledgeable with what you stayed\/remained , so send one of you with this your paper\/money to the city\/town so he looks\/watches\/waits (E) which\/what (is a) more pure\/correct food, so he comes to you with a provision\/means of livelihood from it, and (he) should be courteous\/polite , and do not make anyone feel\/know\/sense with (about) you.\"", "ayetIe" : "Ve işte böyledir; uyandırdık onları sormaları için aralarında; dedi bir konuşan onlardan: “Ne kadar kaldınız?” Dediler: “Kaldık bir gün ya da günün bir parçası”; Dediler: “Rabb’iniz4 bilir kaldığınızı; öyleyse gönderin sizlerin birini varağınızla şu şehre; öyle ki baksın hangisi saf\/temiz bir yiyecek; öyle ki, getirsin size bir rızık ondan; ve latif olsun\/kibar-yumuşak davransın; ve sezdirmesin sizler hakkında birisine.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 beasnahum uyandırdık onları بَعَثْنَاهُمْ بعث 3 liyetesa'elu sormaları için لِيَتَسَاءَلُوا سال 4 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين 5 kale dedi قَالَ قول 6 kailun bir konuşan قَائِلٌ قول 7 minhum onlardan مِنْهُمْ - 8 kem ne kadar كَمْ - 9 lebistum kaldınız لَبِثْتُمْ لبث 10 kalu dediler قَالُوا قول 11 lebisna kaldık لَبِثْنَا لبث 12 yevmen bir gün يَوْمًا يوم 13 ev veya أَوْ - 14 bea'de bir parçası بَعْضَ بعض 15 yevmin günün يَوْمٍ يوم 16 kalu dediler قَالُوا قول 17 rabbukum Rabb’iniz رَبُّكُمْ ربب 18 ea'lemu bilir أَعْلَمُ علم 19 bima بِمَا - 20 lebistum kaldığınızı لَبِثْتُمْ لبث 21 feb'asu öyleyse gönderin فَابْعَثُوا بعث 22 ehadekum sizlerin birini أَحَدَكُمْ احد 23 biverikikum varağınızla بِوَرِقِكُمْ ورق 24 hazihi şu هَٰذِهِ - 25 ila إِلَى - 26 l-medineti şehre الْمَدِينَةِ مدن 27 fe lyenzur öyle ki baksın فَلْيَنْظُرْ نظر 28 eyyuha hangisi أَيُّهَا - 29 ezka saf\/temiz أَزْكَىٰ زكو 30 taaamen bir yiyecek طَعَامًا طعم 31 fe lye'tikum öyle ki, getirsin size فَلْيَأْتِكُمْ اتي 32 birizkin bir rızık بِرِزْقٍ رزق 33 minhu ondan مِنْهُ - 34 velyetelettaf ve latif olsun\/kibar-yumuşak davransın وَلْيَتَلَطَّفْ لطف 35 ve la ve وَلَا - 36 yuş'iranne sezdirmesin يُشْعِرَنَّ شعر 37 bikum sizler hakkında بِكُمْ - 38 ehaden birisine أَحَدًا احد", "ayetNo" : "19", "ayetNot" : "İlk bakışta hemen anlaşılır ki 18:19 ayetinde iki ayrı grup arasında bir konuşma geçmektedir. Bu iki grubun başından geçen olayların muhteşem bir acayip olay olduğu 18:9 ayetinde bildirilmişti. Bu iki grup kehf (mağara) yoldaşları ve rakim (yazıt\/rakamlayıcı) yoldaşlarıdır. Gençler uyandıklarında rakim yoldaşlarının da yanlarında hazır olduğu ayetten anlaşılır. Gençleri mağaraya yönlendirmiş olan bu rakim yoldaşları gençler uyandığında da yanlarındadır.  Zaman yolculuğundan çıkan mağara yoldaşları olan gençler durumdan henüz tam olarak haberdar değildir. Rakim yoldaşları da onlarla birliktedir. Aralarında konuşurlar. Rakim (yazıt, rakamlayıcı) yoldaşlarından bir konuşan kimse “Ne kadar kaldınız?” diye gençlere sormaktadır. Bu soruya gençler “Kaldık bir gün ya da günün bir parçası” olarak cevap vermiştir. Rakim (yazıt, rakamlayıcı) yoldaşlarının bu soruyu sormaları gençlerin her birinin cevabını tüm gençlerin duyması içindir. Zaten cevap hep bir ağızdan “Kaldık bir gün ya da günün bir parçası” olarak çıkmaktadır. Rakim (yazıt, rakamlayıcı) yoldaşları yüce Allah’tan aldıkları emri yerine getirmektedirler. Kaldıkları süreyi yüce Allah’ın belirlediğini, onun emriyle işlerin gerçekleştiğini bildirmek için “Rabb’iniz bilir kaldığınızı” demektedirler. Daha sonra “öyleyse gönderin sizlerin birini varağınızla şu şehre; öyle ki baksın hangisi saf, temiz bir yiyecek; öyle ki, getirsin size bir rızık ondan; ve latif olsun\/kibar-yumuşak davransın; ve sezdirmesin sizler hakkında birisine.” diyerek cevap vermişlerdir. Dikkat edilirse ayetteki zamirler iki grup arasında geçen bir konuşmayı işaret etmektedir. Sadece gençler arasında bir konuşma gerçekleşmiş olsaydı cümlelerin şu şekilde olması beklenirdi; “Ne kadar kaldık?”, “Kaldık bir gün ya da günün bir parçası”, “Rabb’imiz bilir kaldığımızı; öyleyse gönderelim bizlerden birini varağımızla şu şehre; öyle ki baksın hangisi saf\/temiz bir yiyecek; öyle ki, getirsin bize bir rızık ondan; ve latif olsun\/kibar-yumuşak davransın; ve sezdirmesin bizler hakkında birisine.” Açık ve net olarak anlaşılıyor ki zamanda yolculuk yapan mağara yoldaşlarının yanında onlardan başka bir grup daha vardır. Bu grup rakim (yazıt, rakamlayıcı) yoldaşlarıdır. Ayetten anlaşılır ki bu kimseler insanların yiyeceğinden; insanların rızkından yememektedirler. Ayrıca ilerleyen ayetlerde göreceğimiz gibi gençlerin fark edilmesi durumunda başlarına kötü olaylar geleceğini de bilmektedirler. Böylece anlarız ki bu rakim (yazıt, rakamlayıcı) yoldaşları insan değildir. Rakim (yazıt, rakamlayıcı) yoldaşları daha önce İbrahim ve Lut peygamberlere de gelmişti: 11:69 Ve ant olsun geldi resullerimiz\/elçilerimiz İbrahim'e müjdeyle; dediler: “Selam”; dedi (İbrahim): “Selam”; öyle ki, değildi kaldı (uzun süre), ki getirdi (İbrahim) kızartılmış bir buzağı. 11:70 Öyle ki, ne zaman gördü (İbrahim) ellerini onların; uzanmadı\/varmadı ona (kızarmış buzağıya); hoşlanmadı onlardan; ve endişelendi onlardan bir korku (-yla); dediler: “Endişelenme; doğrusu biz gönderildik Lut kavmine. Bu iki ayetten anlarız ki İbrahim peygambere gelen elçiler Kehf suresinde işaret edilen rakim yoldaşları benzeri bir gruptur. İbrahim peygambere gelen bu elçilerin yemek yemediklerine dikkat çekilmesi çok büyük bir işarettir. Yüce Allah’ın bu işareti vermesinin nedeni bu kimselerin insan olmadıklarını işaret etmek içindir. İbrahim peygamber sonrası Lut peygambere ulaşan bu elçilerle ilgili aşağıdaki ayetlerde bilgi verilmiştir. 11:77 Ve ne zaman ki geldi resullerimiz\/elçilerimiz Lut'a; kederlenip kötüleşti onlardan; ve daraldı göğsü onlardan bir sıkıntı (-yla); ve dedi: “Bu kritik\/zorlu bir gündür.” 11:81 Dediler: “Ey Lut! Doğrusu biz resulleriyiz\/elçileriyiz Rabb’inin; asla ulaşmazlar sana; öyle ki, yürü ailenle geceden bir kesimde; ve dönmesin sizden biriniz; ancak hanımın; doğrusu o vurur ona; onları vuran; doğrusu vadedilen vakit onlara sabahtır; değil midir sabah yakın?” 11:81 ayetinde de büyük bir işaret vardır. Bu işaret “asla” kelimesidir. Ayetin Arapçasında “len” olarak geçen “asla” kelimesi bir şeyin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı durumlar için kullanılır. Türkçede de “asla” kelimesi anlamı tam olarak veren bir kelimedir. Ayette konuşanlar elçilerdir. Bu elçilerin geleceği kesin olarak bildikleri aşikârdır. Lut kavminin başına gelecek felaketin sabah olacağını da kesin olarak bilmektedirler. Lut peygamberin karısının kurtulamayacağını da kesin olarak bilmektedirler. Bu nedenle bu elçiler insan olamaz. Bunlar İbrahim peygamberinin kızarmış buzağısından yemeyen, geleceği bilen ve hatta yüce Allah’ın izniyle rakamlanarak yazılmış bilgi deposu olan Levh-i Mahfuz’a müdahale yetkisi olan rakim yani rakamlayıcı (yazıcı) yoldaşlarıdır. Hiperuzayda bulunan Cibrîl benzeri şerefli varlıklardır. Gençlerin ellerinde olan varakları deri para olabilir mi? 18:19 ayetinde “öyleyse gönderin sizlerin birini varağınızla şu şehre” buyrulmaktadır. Kur’an’da altın (ٱلذَّهَبَ) (z-zeheb) olarak, gümüşse (ٱلْفِضَّةَ) (lfiddet) olarak geçmektedir. Kur’an’da (ورق) “vrq” kelimesi toplam 4 yerde geçer. 6:59, 7:22, 20:121 ayetlerinde yaprak olarak kullanılmıştır. Aynı geçiş tam olarak 18:19 ayetinde de geçmektedir. 18:19 ayetinde geçen “biverikikum” kelimesi tam olarak “varakınız ile” olarak çevrilebilir. Varak kelimesinin ilk anlamı düşünüldüğünde ayette farklı bir işaret olabilir. Varak kelimesi kâğıt parçası, deri parçası, papirüs gibi çok ince nesneler için kullanılır. Yüce Allah 18:19 ayetinde “şu varakınız ile” buyururken kâğıt para gibi ince, para yerine geçen çok ince deri parçasını işaret etmiş olabilir. Delillerimizi sunalım: Ayette paranın altın veya gümüş olduğu belirtilmemiştir. Yüce Allah dileseydi altın veya gümüş para buyurarak bize işaret verebilirdi elbette. Ayrıca Arapçada demir para (عملة) ve\/veya sikke (نقود) ayrı bir kelime olarak geçmektedir. Ama yüce Allah’ın bu parayı “varak” olarak işaret etmesi bu paranın kâğıt paraya benzer bir para olduğunu düşündürebilir.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "30", "kuranAyetNo" : "2157", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "75:31. Fakat o, ne onayladı ne de salla yaptı.1 1- Ayette yer alan “salla” sözcüğüne “namaz kılmak” anlamı verilmektedir. “Salla” sözcüğünün namaz kılmanın yanı sıra “sürekli destek olmak, izleyici kalmamak, sürekli ilgi duymak, yönelmek, tabi olmak” anlamları da bulunmaktadır. “Salla” sözcüğü, bu ayette, “namaz kılmak” anlamını değil, yönelmek, destek olmak anlamını ifade etmektedir. 75:31. So he did not give charity and nor he prayed.", "ayetIe" : "Öyle ki, doğruyu tasdiklemedi; ve salla13 etmedi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fe la öyle ki فَلَا - 2 saddeka doğruyu tasdiklemedi صَدَّقَ صدق 3 ve la ve وَلَا - 4 salla salla etmedi صَلَّىٰ صلو", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "71", "kuranAyetNo" : "5580", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetAhmedSamira" : "1:3. O’nun Rahmeti Bol ve Kesintisizdir 1:3. The merciful, the merciful\/most merciful.", "ayetIe" : "Rahmân'dır1; Rahîm'dir2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 er-rahmani Rahman الرَّحْمَٰنِ رحم 2 r-rahimi Rahim الرَّحِيمِ رحم", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "Bak; 1:1", "id" : "60", "kuranAyetNo" : "3", "not1" : "", "surahName" : "Fâtiha", "sureNo" : "1" }, { "ayetAhmedSamira" : "1:1. Rahmeti Bol ve Kesintisiz Olan Allah’ın Adıyla 1:1. By God’s Name, the Merciful, the Merciful\/Most Merciful .", "ayetIe" : "Allah'ın ismiyle49; Rahmân'dır1; Rahîm'dir2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 bismi adıyla بِسْمِ سمو 2 llahi Allah'ın اللَّهِ - 3 r-rahmani Rahman الرَّحْمَٰنِ رحم 4 r-rahimi Rahîm الرَّحِيمِ رحم", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "Şerefli Kur’an’ın ilk ayeti görüldüğü üzere besmeledir. Yüce Rabbimiz Kur'an'ı neden besmeleyle başlattı? Bu sorunun cevabını bulmak için Yüce Allah'ın besmelede işaret ettiği iki sıfatını iyi anlamak gereklidir. Rahman ve Rahîm ne demek? Her iki kelime de (رحم) ‘rhm’ kökünden türemiş tekil sıfat kelimesidir. Fiil olarak ‘rhm’ kök anlamı merhamet\/rahmet sahibi olmak (to have mercy), şefkat sahibi olmak (have compassion) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 384 (of 1303) Rahman (رحمن) kelimesi en yüce merhamet sahibi, yüce merhametli olarak Türkçeye çevrilebilir. Besmelede geçen Rahîm (رحيم) kelimesin anlamını iyi anlayabilmek için bu kökten türemiş olan kardeş bir kelimeyi anlamamız gereklidir. Yüce Allah’a çok şükürler olsun ki bize bu kardeş kelimenin anlamını tam olarak işaret etmiş. Bu kardeş kelime kadınlarda bulunan, bebeğin içinde büyüdüğü ‘rahim’ (رحم) organını işaret eder. Rahim kelimesi kadın rahmi\/uterus (womb), ilgili\/bağlantılı\/akraba (relationship) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 384 (of 1303) Hemen görüleceği üzere kadınlarda bulunan rahim kelimesinde uzatma ‘ye’ (ي) harfi yoktur. Besmelede geçen formunda ise uzatma ‘ye’ (ي) harfi vardır. Türkçeye çevirdiğimizde kadınlarda bulunan üreme organı olan rahim ‘rahim’ şeklinde; besmelede bulunan ‘rahîm’ de ‘rahîm’ şeklinde yazılabilir. Tek fark besmeledeki formunda şapkalı ‘î’ olmasıdır. Kur’an’da benzer yazılışı İbrahim kelimesi için de görürüz. İbrahim kelimesi 43 yerde ‘İbrahîm’ (ابرهيم) olarak yani uzatma ‘ye’ (ي) harfiyle yazılmışken (örnek 3:33), 15 yerde ‘ibrahim’ (ابرهم) olarak yani uzatma ‘ye’ (ي) harfi olmadan yazılmıştır (örnek 2:124).   Besmeledeki ‘Rahîm’ kelimesinin tabiri caizse kardeşi olan, kadınlarda bulunan rahimlerin özelliği iyi incelendiğinde besmelede geçen Rahîm kelimesinin işaretleri daha iyi anlaşılır. Kadın rahmi merhametin en üst seviyede tecelli etmesidir. Bir bebeği öyle bir sarar ki onu her türlü zararlıya karşı korur. İçerdiği güçlü kaslarla bebeği bir zırh gibi sarar. Ayrıca bebeği plasenta dediğimiz (bebeğin eşi) yapı aracılıyla besler. Gözle görünmeyen bir embriyodan doğuma kadar bebeğin ihtiyacı olan oksijeni, tüm elektrolitleri, tüm aminoasitleri, tüm yağ asitlerini, tüm karbonhidratları, tüm vitaminleri kısacası tüm atomları anne kanından alır ve bebeğe transfer eder. Bebeğin üretmiş olduğu karbondioksit gazını ve diğer atıkları anne kanına geçirir. Rahim içinde oluşan amniyon sıvısı sayesinde bebek ağırlıksız bir ortamdaymış gibi serbest olarak sıvı içinde yüzer ve dengeli bir şekilde, muhteşem bir güzellikte yaratılır. Zamanı geldiğinde rahim bebeğin olgunlaştığını anlar ve doğumu başlatır. Ritmik kasılmalarla bebeği kibarca vajinaya doğru iter. En sonunda bebek doğar. Göbek kordonu bağlanır ve kesilir. Rahim bebeğin eşini kibarca bırakır. Bebeğin eşi rahimden ayrılır ve vajinadan çıkar. Büyümüş olan rahim kendini kasarak kanamayı durdurur. Doğumdan 14 gün sonra eski halinde gelir. Kadın rahmi Yüce Allah’ın Rahman sıfatının tecelli etmiş halidir; vücut bulmuş, ortaya çıkmış halidir.   Ne muhteşemsin Yüce Allah’ım! SubhanAllah. Rahîm kelimesi Rahman sıfatının yani yüce merhamet sahibi olan Rabbimizin bu sıfatının tecelli etmesi, vücut bulmasıdır. Böylece anlarız ki besmele şu şekilde Türkçeye çevrilebilir 1:1 Allah’ın adıyla; yüce merhametli; yüce merhameti tecelli ettiren\/ortaya koyan\/vücut bulduran. Kur’an neden besmeleyle başladı? Rabbimizin bizlere işaret etmesiyle besmelenin anlamını tam olarak öğrendik. Kur’an’ı besmeleyle başlaması onun alemler için bir rahmet olmasındandır. Yüce Allah bu nedenle Rahmet sıfatını öncelikle işaret etmiş ve daha sonra bu sıfatın tecelli etmesini işaret eden Rahîm sıfatını işaret etmiştir. Şerefli Kur’an Rabbimizin Rahman sıfatının yine O’nun Rahîm sıfatıyla tecelli etmiş, vücut bulmuş, ortaya çıkmış halidir. Bir annenin rahmi bebeği nasıl sarıp koruyorsa; bebeğin ihtiyacı olan her şeyi yerine getiriyorsa Kur’an’da bir insan için anne rahmi gibidir. Bu nedenle Kur’an’ın besmeleyle başlaması gerçekten muhteşem bir güzelliktedir. Besmele Kur’an’ın en sık tekrar eden ayetidir. Kur’an’da 114 (19x6) besmele vardır. Bu besmelelerin 2 tanesi numaralıdır; 112 tanesiyse numarasızdır. Besmele 113 surenin başında bulunurken çok ilginç bir şekilde sadece 1 surenin başında bulunmaz. Bu da 9. suredir. Yüce Allah 1. surenin başındaki besmeleyi numaralı yaparak; 9. surenin başına da besmele koymayarak 19 sayısına bir dikkat çekmiştir. Başında besmele olmayan 9. sure 1. sure olarak alındığında tam 19. sure olan 27. surenin 30. ayetinde, sure içinde besmele geçirilir. Böylece Kur’an’daki en çok tekrar edilen besmele sayısı 114’e tamamlanır. Besmele 19 (19x1) harften oluşur (Tablo-1). Besmelede geçen Yüce Allah’ın isim ve sıfatları Kur’an’da tam olarak 19’un katı olacak şekilde geçer. Allah kelimesi 2698 (19x142) kez; Rahman kelimesi 57 (19x6) kez ve Rahîm kelimesi 114 (19x6) kez geçer (Tablo-2). Tablo-1. Besmeleyi oluşturan 4 kelimede toplam 19 Arapça harf vardır. 1. kelime Bismi BSM M S B م س ب 3 2 1 2. kelime Allah ALLH H L L A ه ل ل ا 7 6 5 4 3. kelime Er-Rahman EL-RHMN N M H R L E ن م ح ر ل ا 13 12 11 10 9 8 4. kelime Er-Rahîm EL-RHYM M Y H R L E م ي ح ر ل ا 19 18 17 16 15 14 Tablo-2. Yüce Allah’ın besmelede bulunan isim ve sıfatları tüm Kur’an’da 19’un katı olacak şekilde geçer. Kelime Geçiş sayısı (الله) Allah  2698 (142x19) (رحمن) Rahman  57 (3x19) (رحيم) Rahîm  114 (6x19) Bu işaretler neden var? Kur’an’ın 19 sayısı temelli bir sistemle örüntülendiğini Yüce Rabbimiz bizlere Müddesir suresinde bildirmiştir. 19 sayısı Kur’an’ın Yüce Allah katından geldiğine dair rasyonel, inkâr edilemez, kendisine hayran bırakan muhteşem matematiksel veriler sunar. Bu deliller imanı olanların imanını kat ve kat artırır (74:31). Yüce Rabbimin ayetlerine göre herkes 19 mucizesine tanık olamayacaktır. Tanık olanlar Yüce Allah katında bir kıdem, bir kademe kazanacaklardır (74:37).", "id" : "58", "kuranAyetNo" : "1", "not1" : "", "not2" : "1, 2, 3", "surahName" : "Fâtiha", "sureNo" : "1" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:43. “Musallin”1den olmadık.” dediler. 1- Musallin olanların kim oldukları devam eden ayetlerde ifade edilmektedir. Çoğunlukla çevirilerde; “musallin” sözcüğüne, “namaz kılanlar” olarak anlam verilmekte ve bu ayetin çevirisi “Namaz kılanlar hariç” şeklinde yapılmaktadır. Oysaki bu ayetteki musallin sözcüğü; şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmek, ibadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak; yardımlaşmayı, dayanışmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak, Allah’ın davasını yüceltmek için bütün gücünü seferber etmek anlamındadır. 74:43. They said: \"We were not from praying.\"", "ayetIe" : "Dediler: “Asla olmayız musallinden112”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kalu dediler ki قَالُوا قول 2 lem asla لَمْ - 3 neku olmayız نَكُ كون 4 mine مِنَ - 5 l-musalline musallinlerden الْمُصَلِّينَ صلو", "ayetNo" : "43", "ayetNot" : "", "id" : "98", "kuranAyetNo" : "5536", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:86. Nihayet o, Güneş’in battığı yere vardığı zaman, onu koyu bir suda batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir halkla karşılaştı. “Ey Zu’l-Karneyn! Dilersen onları cezalandırırsın, dilersen onlara iyilik edersin.1” dedik. 1- Ya zulmederek zalim olursun ya da adil davranarak, iyi bir kimse olursun. 18:86. Until when he reached the sun’s sunset\/west , he found it departing\/declining (setting) in (at a) water well\/spring mixed with black (foul) mud, and he found at it a nation, We said: \"You (owner) of the two horns\/powers\/glories, either that you torture, and either you take in them a goodness\/beauty.\"", "ayetIe" : "Ta ki ulaştığı\/vardığı zaman battığı yere Güneş’in; ve buldu onu (Güneş’i) uzaklaştı\/çekip gitti\/battı (Güneş) bir gözede\/bir pınarda, bir çamur; ve buldu yanında onun (gözenin) bir kavim; dedik Ey Zülkarneyn! Ya ki azap edersin veya ki tutarsın onlara bir güzellik.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 hatta ta ki حَتَّىٰ - 2 iza zaman إِذَا - 3 belega ulaştığı\/vardığı بَلَغَ بلغ 4 megribe battığı yere مَغْرِبَ غرب 5 ş-şemsi Güneş’in الشَّمْسِ شمس 6 vecedeha ve buldu onu (Güneş’i) وَجَدَهَا وجد 7 tegrubu uzaklaştı\/çekip gitti\/battı (Güneş) تَغْرُبُ غرب 8 fi فِي - 9 aynin bir gözede\/bir pınarda عَيْنٍ عين 10 hamietin bir çamur حَمِئَةٍ حما 11 ve vecede ve buldu وَوَجَدَ وجد 12 indeha yanında onun (gözenin) عِنْدَهَا عند 13 kavmen bir kavim قَوْمًا قوم 14 kulna dedik قُلْنَا قول 15 ya za يَاذَا - 16 l-karneyni ey Zülkarneyn! الْقَرْنَيْنِ قرن 17 imma إِمَّا - 18 en أَنْ - 19 tuazzibe ya ki azap edersin تُعَذِّبَ عذب 20 veimma veya وَإِمَّا - 21 en ki أَنْ - 22 tettehize tutarsın تَتَّخِذَ اخذ 23 fihim onlara فِيهِمْ - 24 husnen bir güzellik حُسْنًا حسن", "ayetNo" : "86", "ayetNot" : "Güneş’in battığı yer neresi? Ayetler Zülkarneyn’in gözünden anlatılmaktadır. Bu nokta çok önemlidir. Arapça gramer açısından incelendiğinde görülür ki “belega magribeş şemsi (ulaştı, vardı Güneş’in battığı yere), “vecedehâ (buldu onu)” gibi fiillerin öznesi tekil, eril ve 3. şahıs olan Zülkarneyn’dir. Zülkarneyn de bir insan olduğuna göre yeryüzünde yaşayan bir insan Güneş’i nasıl görüyorsa ayetlerin de o şekilde gelmesi beklenir. Ayetleri iyi anlamak için kendimizi Zülkarneyn’in yerine koymamız ve ayetleri onun gözleri ile bakıyormuş gibi düşünmemiz gereklidir. Bir hükümdar için Güneş’in battığı yer hükmettiği toprakların en batısıdır. Daha batıya gidemediği en batıdır. Gidemez çünkü daha batıda başka bir krallığın sınırları başlar. Zülkarneyn için Güneş’in battığı yer, Güneş’in Zülkarneyn’in hükümdarlığının en batı noktasında battığı yerdir. İlerleyen sayfalarda anlatılacağı üzere Zülkarneyn olduğunu tespit ettiğimiz kimsenin adının Güneş anlamına gelmesi de Yüce Allah’ın büyük bir işareti ve büyük bir mucizesidir. Bu kimse kendi adının battığı yani hükümdarlığının son bulduğu noktaya gitmiştir. Yüce Allah'ın bir işareti; Kiros adı, eski Farsça “Kūruš” adından türemiştir. Eski Yunan tarihçileri Ctesias ve Plutarhos, Kiros’un adının \"Güneş gibi\" (Khurvash) anlamında olduğunu belirtmişlerdir. Kuros Güneş demektir, vash eki ise benzerlik ekidir. Güneş'in Farsça ismi olan khor ile ilişkisine de dikkat çekerler. Kısacası Kiros’un kelime anlamı Güneş gibi demektir. Kiros’un adının Güneş gibi anlamına gelmesi Yüce Allah’ın ayetlerde neden Güneş’i özellikle işaret ettiğinin cevabını verir. 18:86 ayetinde “Ta ki ulaştığı\/vardığı vakit battığı yere Güneş’in” buyrulmuştur. Bu ayet için iki farklı ancak benzer analiz yapılabilir: 1.     Güneş’in II. Kiros’un kendisini işaret ettiği düşünülürse anlaşılır ki Güneş’in ışıklarının kaybolup battığı yer Pers Kralı II. Kiros’un gücünün yettiği; hükmettiği toprakların en batısındaki yerdir. 2.     Güneş batı yönünden batıp kaybolduğu için Ahameniş İmparatorluğu'nun en batı noktası Güneş’in battığı yer olur. Her iki analiz de doğrudur. Anlarız ki bu ayette geçen Güneş’in battığı yer Pers Kralı II. Kiros’un hükümdarlığının en batı noktasıdır. Bu yer de Ahameniş İmparatorluğunun en batıdaki satraplığı (eyaleti) olan Anadolu’daki Kapadokya’dır. Satraplık Ahameniş medeniyetinde ülke topraklarının idari birimlere, eyalet benzeri yapılara ayrılması durumudur. Perslerin imparatorluk yönetimini valiliklere bölmesi ve her bölgeye bir vali ataması olarak da adlandırabileceğimiz bir sistemdir. Satraplıkların her birinde bir Pers garnizonu bulunmaktaydı. Bu garnizonlar, bulundukları kavmin ya da ülkenin inançlarını ve geleneklerini devam ettirmelerinin garantisi olmuşlardır. Anlıyoruz ki Zülkarneyn ve ordusu hükümdarlığının en batısına (Güneş’in battığı yere) doğru bir sefer yapmıştır. Hükümdarlığının en batısına (Güneş’in battığı yere) geldiğinde bir su havzası ve bir bataklıkla karşılaşmıştır. Su havzası ve bataklık: Ayette “ve buldu onu (Güneş’i) uzaklaştı\/çekip gitti\/battı (Güneş) bir gözede\/bir pınarda, bir çamur” buyurulmuştur. Fî aynin hamietin geçişindeki aynin kelimesi göz (pınar, su kaynağı) anlamındadır. Hamietin kelimesi ise bir çamur demektir. Anlarız ki Zülkarneyn hükümdarlığının en batısına geldiğinde gün batımını görmüştür. Güneş ufuktan batarken Zülkarneyn onu seyretmiş olmalıdır. Güneş bir su havzası ve aynı zamanda bir bataklık olan bir yerin içine batıyormuş gibi görünmüş olmalıdır. Deniz kenarlarında nasıl ki Güneş ufuktan sanki denizin içine batıyormuş gibi görünür, Zülkarneyn de Güneş’i bir su havzası ve bataklığın içine batıyormuş gibi görmüş olmalıdır. Anlarız ki Zülkarneyn bir su havzası ve aynı zamanda bir bataklık olan yerin doğusundan bu yere yaklaşmıştır. Ayetlerin Zülkarneyn’in gözünden anlatıldığına lütfen dikkat edin. Ahameniş İmparatorluğu'nun  en batı noktasında yani Kapadokya’da  bulunan bir göze (pınar) ve bataklık: Lydia Kralı Kroisos (Croesus) Pers Kralı II. Kiros’un hükmettiği en batıya yani Ahameniş İmparatorluğu'nun en batı noktası olan Kapadokya'ya saldırdığı için II. Kiros kendisinin hükmettiği en batıya yani Güneş’in battığı yere ordusuyla birlikte ulaşmıştır (varmıştır).  Zülkarneyn'in (II. Kiros) hükümdarlığını bittiği yerde Güneş'i ufuktan batarken görmüştür.  Anlarız ki Pers Kralı II. Kiros Kapadokya’ya geldiğinde büyük bir su havzası ve bataklıkla karşılaşmıştır. Ayette göze\/pınar ve bataklık birlikte işaret edildiği için bu yer gerçekten büyük ve önemli bir yer olmalıdır. Pers Kralı II. Kiros ordusuyla birlikte doğu tarafından bu bölgeye yaklaştığında, batıya doğru baktığında ufukta bataklık alanlar içeren bu su havzasını görmüş olmalıdır. Öyle büyük olmalıdır ki Güneş ufuktan batarken bu bataklıklı su havzasına batıyormuş gibi görünmüş olmalıdır.  Kapadokya bölgesinde böyle bir su havzası, bataklık bölge var mı? Kapadokya bölgesinde, günümüz Kayseri’de bulunan Sultan Sazlığı tam da ayetteki işaret edilen göze, pınar ve bataklığın özelliğine uymaktadır. Sultan Sazlığı Yeşilhisar-Develi ovasının ortasında yer alır. Bu sulak alan, güney kesiminde sazlıklarla kaplı tatlı su bataklığı, kuzey kesiminde tuzlu Yay Gölü ve bu alanları çevreleyen arazilerden oluşmaktadır. Sultan Sazlığı sadece Türkiye’nin değil Orta Doğu ve Avrupa’nın en büyük ve en önemli sulak alanıdır. Sultan IV. Murat 1638-39 yıllarında Bağdat’ı ele geçiren Safevîlerin üzerine yürümüştür. Bu seferde ordusunu Sultan Sazlığı’nda 3 ay konaklatmıştır. Bu sazlığın adını bu olaydan aldığı rivayet edilir.   Tatlı ve tuzlu su eko sistemlerinin yan yana bulunduğu bu bölgede konaklayan kuş türlerinin sayısı 250 civarındadır. Develi kapalı havzasının en çukurunda yer alan Sultan Sazlığı tatlı, tuzlu ve hafif tuzlu açık su yüzeyleri, geniş sazlık ve bataklık alanlar içerir. Bu alanları çevreleyen bol miktarda sulak çayırlar yer almaktadır. Sultan Sazlığı’nın derinliği 2 metre civarındadır. Su seviyesi mevsimlere göre 40-60 cm kadar farklılık gösterir. Bu duruma bağlı olarak sazlığın yüzey alanı genişler veya daralır. Günümüzde bile bu bölgeyi besleyen akarsular üzerine barajlar yapılmış olsa bile bu bölge hâlen bataklık ve sazlık halinde olup çok büyük bir alanı kaplamaktadır. Milli park olarak korumaya alınan bu sazlığın yüzölçümü 243,6 km2dir. Sultan Sazlığı’nda Güneş’in batışı; Güneş sanki bir gözeye, sulak alana batıyormuş gibi görünmektedir. Bir atın üstüne olabilen II. Kiros Güneş'i Sultan Sazlığından batarken görmüştür. Su havzası yanında bulunan kavim: Kapadokyalılar 18:86 ayetinde “ve buldu yanında onun (gözenin) bir kavim” buyrulmuştur. Anlarız ki Sultan Sazlığı’nın yani sulak gözenin\/pınarın yanında bir kavim vardır. Bu kavim\/toplum Kapadokyalılardır. Aşağıdaki resimde Kapadokya Krallığı görülmektedir. Lydia Krallığı ile Media Krallığı MÖ 28 Mayıs 585 tarihinde karşılıklı barış yapmışlardı. Yapılan barışla Kızılırmak nehri iki krallık arasında sınır kabul edilmişti. Kızılırmak nehrinin doğusu Medlerin bir eyaleti şeklinde Kapadokyalılara bırakılmıştı. O dönemde günümüz Yozgat şehrinin Pteria bölgesi Kapadokya’nın başkentiydi. Kapadokya bölgesinde yaşayan bu kavme zulmeden kimse kimdir? Kapadokya bölgesinde yaşayan bu kavme yani Kapadokyalılara acımazca ve haksız şekilde zulmeden kimse yukarıda anlatıldığı üzere Lydia Kralı Kroisos’tur. Bu zulmü durdurmak için ülkesinin en batısına yani Güneş’in battığı yere gelen II. Kiros’a (Zülkarneyn’e) 18:86 ayetinden anladığımıza göre Yüce Allah şu şekilde vahyetmiştir: “Dedik Ey Zülkarneyn! Ya ki azap edersin veya ki tutarsın onlara bir güzellik”. Görüldüğü üzere Zülkarneyn’in önünde 2 seçenek vardır. 1. seçenek zulme karşı çıkmayarak Kapadokyalıların köleleşmesine yani zulme uğramasına dolaylı olarak katkıda bulunmak; dolayısı ile o kavme zulmetmek. Ya da güzel bir yol tutup Kapadokyalıları Lydia Kralı Kroisos’un zulmünden kurtarmak. Bu ayeti iyi anlayamayanlar Zülkarneyn’e masum insanlara, dilediği kavme zulmetme yetkisi verilmiş sanmışlardır. Bu mümkün değildir. Yüce Allah’ın sünnetinde asla bir değişiklik olmaz. Hiçbir resûl masum insanlara zulmetmez, edemez. Aksi takdirde resûl olmaz. Bu ayet mantık ve akıl ile okunduğunda durum netleşir. Zulme uğrayan bir kimseye veya topluma karşı tavır almamak o kimseye veya topluma zulmetmek demektir. 18:87 ayetinden anlıyoruz ki Zülkarneyn bir peygambere yakışanı yapmıştır. Zulme uğramış Kapadokya halkını zulümden kurtarma kararı almıştır.", "id" : "42", "kuranAyetNo" : "2224", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:7. Biz, hangisinin daha iyi şeyler yapacağına sınav olsun diye, yeryüzünde olan şeyleri ilgi çekici yaptık. 18:7. We have made\/put what (is) on the earth\/Planet Earth (as) decoration\/beauty for it, to test them which of them (is) better (in) a deed .", "ayetIe" : "Doğrusu biz yaptık yeryüzü üzerindekini bir süs ona (yere); test etmemiz içindir onları; hangisi onların daha güzeldir yapıp etmede\/amelde.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inna doğrusu biz إِنَّا - 2 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 3 ma مَا - 4 ala üzerindekini عَلَى - 5 l-erdi yer\/yeryüzü الْأَرْضِ ارض 6 zineten bir süs زِينَةً زين 7 leha ona (yere) لَهَا - 8 linebluvehum test etmemiz için onları لِنَبْلُوَهُمْ بلو 9 eyyuhum Hangisi onların أَيُّهُمْ - 10 ehsenu güzel أَحْسَنُ حسن 11 amelen amelli\/faaliyetli\/işli عَمَلًا عمل", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "Yüce Allah Dünya gezegeninin yaratılma nedeninin insanları test etmek için olduğunu bildiriyor. Evrenin\/evrenlerin ve içindekilerin yaratılış gayesi kendilerine sorumluk verilen bazı varlıkların test edilmesidir. Test edilen bu varlıkların bir tanesi de insandır. Dünya gezegeninin Güneş sistemimizdeki diğer gezegenlerden farkı aşikârdır. Yüce Allah bu gezegeni sadece yaratmakla kalmamış üzerini de canlıların yaşaması için süslemiştir. Venüs, Mars gibi kara gezegenlerine baktığımızda yüce Allah’ın Dünya gezegenini bizlere yuva yapmasıyla bizlere büyük bir lütufta bulunmuş olduğu görülür.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "18", "kuranAyetNo" : "2145", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:28. Rabb’lerinin azabından kimse emin olamaz. 70:28. That truly their Lord’s torture (is) not trusted\/safe .", "ayetIe" : "Doğrusu Rablerinin4 azabı değildir emin olunur.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 azabe azabı عَذَابَ عذب 3 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب 4 gayru değildir غَيْرُ غير 5 me'munin emin olunur مَأْمُونٍ امن", "ayetNo" : "28", "ayetNot" : "", "id" : "87", "kuranAyetNo" : "5401", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "7:30. Bir kısmını1 doğru yola iletti. Bir kısmı da sapkın yolu hak etti. Zira onlar, Allah’ın yanı sıra şeytanları evliya2 edindiler. Ve kendilerini de doğru yolda olduklarını sanıyorlar! 1- Doğru yolu hak edenleri. 2- Yönlendirici, koruyucu, gözetici, destekleyici, yardımcı. 7:30. A group\/party , He guided, and a group\/party (it) became fact\/deserved\/imminent on them the misguidance, that they took the devils (as) guardians\/allies from other than God, and they think\/suppose that they are guided.", "ayetIe" : "Bir fırka\/grup (ki) kılavuzladı doğru yola (Allah); ve bir fırka\/grup (ki) hak oldu onlar üzerine dalalet\/sapkınlık; doğrusu onlar tuttular\/edindiler şeytânları29 Allah'ın astından evliya\/veliler28; ve hesap ederler\/sanırlar ki onlar doğru yola kılavuzlular.", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ferikan bir fırka\/grup فَرِيقًا فرق 2 heda kılavuzladı doğru yola (Allah) هَدَىٰ هدي 3 ve ferikan ve bir fırka\/grup وَفَرِيقًا فرق 4 hakka hak oldu حَقَّ حقق 5 aleyhimu onlar üzerine عَلَيْهِمُ - 6 d-delaletu dalalet\/sapkınlık الضَّلَالَةُ ضلل 7 innehumu doğrusu onlar إِنَّهُمُ - 8 ttehazu tuttular\/edindiler اتَّخَذُوا اخذ 9 ş-şeyatine şeytanları الشَّيَاطِينَ شطن 10 evliya'e evliya\/veliler أَوْلِيَاءَ ولي 11 min مِنْ - 12 duni astından دُونِ دون 13 llahi Allah'ın اللَّهِ - 14 veyehsebune ve hesap ederler\/sanırlar وَيَحْسَبُونَ حسب 15 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 16 muhtedune doğru yola kılavuzlular مُهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "30", "ayetNot" : "", "dateCeviri" : "2024-02-06", "id" : "11", "kuranAyetNo" : "984", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:22. “Onlar üç kişidir, dördüncüsü köpekleridir.” diyecekler. Gayba taş atar gibi1 “Beş kişidir, altıncısı köpekleridir.” diyecekler, “Yedi kişidir, sekizincisi köpekleridir.” diyecekler. De ki: “Onların sayılarını Rabb’im bilir. Onları pek az kimseden başkası bilmez.” Onlar hakkında, Kur’an’ın verdiği bilgi dışında onlarla tartışma. Onlar hakkında tartışan hiç kimseden de bir açıklama isteme. 1- Gerçek bilgiye sahip olmadan, zanda bulunarak. 18:22. They will say: \"Three, their fourth (is) their dog.\" And they say: \"Five, their sixth (is) their dog.\" An unsubstantiated guess with the unseen\/absent , and they say: \"Seven and their eighth (is) their dog.\" Say: \"My Lord (is) more knowledgeable with (of) their number, none knows them except few\/little , so do not argue\/discuss in (about) them, except apparent\/visible argument\/discussion, and do not take (an) opinion\/a clarification (of)anyone from them in (about) them.\"", "ayetIe" : "Diyecekler: \"Üçtür, dördüncüleri onların köpekleridir\"; ve derler: \"Beştir, altıncıları onların köpekleridir\"; bir taş atmadır gayba\/bilinmeyene; ve derler: \"Yedidir, ve sekizincileri onların köpekleridir*\"; de ki: “Rabbim4 daha iyi bilir onların sayısını”; yoktur bilen onları, biraz dışında**; öyle ki münakaşa etme onlar hakkında; apaçık görünen\/açık kanıtlı bir münakaşa dışında; ve kesin biçimde ifade etme onlar hakkında onlardan birine.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 seyekulune diyecekler سَيَقُولُونَ قول 2 selasetun üçtür ثَلَاثَةٌ ثلث 3 rabiuhum dördüncüleri onların رَابِعُهُمْ ربع 4 kelbuhum köpekleridir كَلْبُهُمْ كلب 5 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 6 hamsetun beştir خَمْسَةٌ خمس 7 sadisuhum altıncıları onların سَادِسُهُمْ سدس 8 kelbuhum köpekleridir كَلْبُهُمْ كلب 9 racmen bir taş atma رَجْمًا رجم 10 bil-gaybi gayba\/bilinmeyene بِالْغَيْبِ غيب 11 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 12 seb'atun yedidir سَبْعَةٌ سبع 13 ve saminuhum ve sekizincileri onların وَثَامِنُهُمْ ثمن 14 kelbuhum köpekleridir كَلْبُهُمْ كلب 15 kul de ki قُلْ قول 16 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 17 ea'lemu daha iyi bilir أَعْلَمُ علم 18 biiddetihim sayılarını onların بِعِدَّتِهِمْ عدد 19 ma yoktur مَا - 20 yea'lemuhum bilen onları يَعْلَمُهُمْ علم 21 illa dışında إِلَّا - 22 kalilun biraz قَلِيلٌ قلل 23 fela öyle ki فَلَا - 24 tumari münakaşa etme تُمَارِ مري 25 fihim onlar hakkında فِيهِمْ - 26 illa dışında إِلَّا - 27 mira'en bir münakaşa مِرَاءً مري 28 zahiran apaçık görünen\/açık kanıtlı ظَاهِرًا ظهر 29 ve la ve وَلَا - 30 testefti kesin biçimde ifade etme تَسْتَفْتِ فتي 31 fihim onlar hakkında فِيهِمْ - 32 minhum onlardan مِنْهُمْ - 33 ehaden birine أَحَدًا احد", "ayetNo" : "22", "ayetNot" : "Ayete göre bu gençlerin sayısı hakkında gelecek nesiller tartışacaktır. Bazı grupların 3 kişi, bazı grupların 5 kişi, bazı grupların da 7 kişi olduklarını tahmin ederek iddiada bulunacakları belirtilmektedir. Bu gençlerin sayısını en iyi bilenin yüce Allah olduğu muhakkaktır. Ayette “deki: “Rabb’im daha iyi bilir sayısını onların” buyurarak yüce Allah net bir şekilde bunu göstermiştir. Fakat bu cümleden sonra \"yoktur bilen onları, biraz dışında\" buyurarak azınlıkta olan (sayısı az olan) bazı kimselerin gençlerin sayısını doğru olarak bilebileceklerini bildirmiştir. Demek ki bu gençlerin sayısı yüce Allah dışında bazı kimseler tarafından kesin olarak bilinebilecektir. Bu nasıl olacaktır? Elbette yine Kur’an’ın işaretiyle. Yüce Allah’ın Allah kelimesini Kur’an’da kasıtlı olarak yerleştirdiğini, bu yöntemle bizlere bazı işaretler verdiğine birçok yerde tanık olmuştuk. Bu mucizelerin bir kısmını örnek olması için verelim ki yüce Allah’ımızın mucizelerine herkes tanık olsun. Dişi bal arısının (kraliçe ve işçiler) 32 olan kromozom sayısının işaret edilmesi: 16. sure olan bal arısı (Nahl) suresinde sure başından dişi bal arısı kelimesinin geçtiği 68. ayete 32 Allah kelimesi geçmektedir. Bu geçiş sayısı da bize dişi işçi ve dişi kraliçe bal arısının kromozom sayısı olan 32’yi vermektedir. 16:68 Ve vahyetti Rabb’in dişi bal arısına; ki “edin evler dağlarda; ve ağaçlarda; ve yuva olarak inşa ettikleri (insanların) şeylerde.” Bal arısı suresinin 16. sure olması da yüce Allah tarafından ayarlanmıştır. 16 sayısı erkek bal arısının kromozom sayısını işaret etmektedir. https:\/\/kuranmucizeler.com\/bal-arisi-ve-kuran-mucizesi-32-allah-geçer Demir atomunun 26 olan atom numarasının işaret edilmesi: 57. sure olan demir (Hadid) suresinde sure başından demir kelimesinin geçtiği 25. ayete 26 Allah kelimesi geçmektedir. 57:25 Ant olsun gönderdik elçilerimizi açık kanıtlarla\/delillerle; ve indirdik onlarla birlikte kitabı; ve ölçüyü\/dengeyi; ayağa kaldırıp dikmesi için insanların eşitliği; ve indirdik demiri; sert\/sağlam bir güç\/kuvvet onda; ve menfaatler\/yararlar insanlar için; ve bilmesi\/bilindik kılması için Allah’ın kim yardım eder ona ve elçilerine, gaybda\/bilinmezde; doğrusu Allah güçlü\/kuvvetlidir; güç yetirendir. Demirin atom numarası olan 26 sayısının 26 Allah kelimesi geçirilerek işaret edilmesi gerçekten büyük bir delildir. https:\/\/kuranmucizeler.com\/demir-kuran-mucizesi-26-atom-numarasi-57-izotop Ayrıca Güneş ve Ay tutulması döngüsü olan Saros döngüsü 18 yıl, 11 gün, 8 saat olarak Allah kelimesiyle işaret edilmişti. Güneş'in kendi etrafında dönüş süresi olan 24 gün (Ekvatorial, Sidereal) gibi bilimsel verilerin Allah kelimesi geçişleriyle Kur’an'da bildirildiğini görmüştük. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgiler https:\/\/kuranmucizeler.com sitesinden öğrenilebilir. Görüldüğü üzere Allah kelimesinin geçişleri sistematik olarak bize bazı işaretler vermektedir. Kehf suresinde buna benzer bir işaret olabilir mi diye araştırdığımızda mucizevi şekilde bazı işaretler görürüz. Surenin başından gençlerin sayısının işaret edildiği 22. ayete kadar kaç Allah kelimesi geçiyor diye saydığımızda mucizevi bir şekilde 7 sayısına ulaşırız. Yüce Allah mağaraya sığınan gençlerin sayısını işaret ettiği 18:22 ayete 7 adet Allah kelimesi geçirmiştir. Bu 7 sayısı gençlerin sayısına büyük bir işarettir. 18:22 ayeti detaylı incelendiğinde; \"üçtür, dördüncüleri onların köpekleridir; ve derler; beştir, altıncıları onların köpekleridir\" diyenler önce zikredilmiş ve “recmen bil gayb” (bir taş atma gayba, bilinmeyene, bilinmeyen şey hakkında atıp tutmak) buyrularak bunu diyenlerin bilinmedik bir şey hakkında atıp tuttukları belirtilmiştir ve eleştirilmiştir. Fakat \"ve derler; yedidir, ve sekizincileri onların köpekleridir\" diyenlerle ilgili aynı ifade yüce Allah tarafından kullanılmamıştır. Bu nokta da yüce Allah'ın bir işareti olabilir. Ayetin devamında “münakaşa etme onlar hakkında; apaçık görünen\/açık kanıtlı bir münakaşa dışında; ve kesin biçimde ifade etme onlar hakkında onlardan birine.” buyrulmuştur. Gençler hakkında bir tartışma ancak apaçık delillerle yapılmalıdır. Şu şöyle söylemiş, bu böyle söylemiş gibi delilsiz hikayelerle bir tartışma asla yapılmamalıdır. Delilsiz bir tartışmanın kimseye bir faydası olmaz. Apaçık görünen, açık kanıtlı bir münakaşaysa doğruyu bulmamıza yardımcı olacaktır. Elbette gençlerle ilgili gerçekleri ancak ve ancak yüce Allah bizlere göstermeyi dilerse bizler onu kuşatabiliriz. En doğrusunu elbette yüce Rabb’imiz bilir. Allah kelimesi geçişlerini detaylı olarak verelim: Ayette geçen Allah kelimesi sayısı Kur’an Ayet No|Sure No|Ayet No|Ayet 1 2139|18|1|ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ ٱلَّذِىٓأَنزَلَعَلَىٰعَبْدِهِٱلْكِتَٰبَوَلَمْيَجْعَللَّهُۥعِوَجَا 1 2142|18|4|وَيُنذِرَٱلَّذِينَقَالُوا۟ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ وَلَدًا 1 2153|18|15|هَٰٓؤُلَآءِقَوْمُنَاٱتَّخَذُوا۟مِندُونِهِۦٓءَالِهَةًلَّوْلَايَأْتُونَعَلَيْهِمبِسُلْطَٰنٍۭبَيِّنٍفَمَنْأَظْلَمُمِمَّنِٱفْتَرَىٰعَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا 1 2154|18|16|وَإِذِٱعْتَزَلْتُمُوهُمْوَمَايَعْبُدُونَإِلَّا ٱللَّهَ فَأْوُۥٓا۟إِلَىٱلْكَهْفِيَنشُرْلَكُمْرَبُّكُممِّنرَّحْمَتِهِۦوَيُهَيِّئْلَكُممِّنْأَمْرِكُممِّرْفَقًا 2 2155|18|17|وَتَرَىٱلشَّمْسَإِذَاطَلَعَتتَّزَٰوَرُعَنكَهْفِهِمْذَاتَٱلْيَمِينِوَإِذَاغَرَبَتتَّقْرِضُهُمْذَاتَٱلشِّمَالِوَهُمْفِىفَجْوَةٍمِّنْهُذَٰلِكَمِنْءَايَٰتِ ٱللَّهِ مَنيَهْدِ ٱللَّهُ فَهُوَٱلْمُهْتَدِوَمَنيُضْلِلْفَلَنتَجِدَلَهُۥوَلِيًّامُّرْشِدًا 1 2159|18|21|وَكَذَٰلِكَأَعْثَرْنَاعَلَيْهِمْلِيَعْلَمُوٓا۟أَنَّوَعْدَ ٱللَّهِ حَقٌّوَأَنَّٱلسَّاعَةَلَارَيْبَفِيهَآإِذْيَتَنَٰزَعُونَبَيْنَهُمْأَمْرَهُمْفَقَالُوا۟ٱبْنُوا۟عَلَيْهِمبُنْيَٰنًارَّبُّهُمْأَعْلَمُبِهِمْقَالَٱلَّذِينَغَلَبُوا۟عَلَىٰٓأَمْرِهِمْلَنَتَّخِذَنَّعَلَيْهِممَّسْجِدًا Allah'ın gençlerin sayısına dikkat çektiği ayete kadar toplam 7 Allah kelimesi geçer. 2160|18|22|سَيَقُولُونَثَلَٰثَةٌرَّابِعُهُمْكَلْبُهُمْوَيَقُولُونَخَمْسَةٌسَادِسُهُمْكَلْبُهُمْرَجْمًۢابِٱلْغَيْبِوَيَقُولُونَسَبْعَةٌوَثَامِنُهُمْكَلْبُهُمْقُلرَّبِّىٓأَعْلَمُبِعِدَّتِهِممَّايَعْلَمُهُمْإِلَّاقَلِيلٌفَلَاتُمَارِفِيهِمْإِلَّامِرَآءًظَٰهِرًاوَلَاتَسْتَفْتِفِيهِممِّنْهُمْأَحَدًا Büyük bir mucizeye tanık olun; Ayetteki diğer bir mucizeyse 've derler; yedidir, ve sekizincileri onların köpekleridir' geçişidir. 7 Allah kelimesiyle gençlerin 7 kişi olduğunun işaretini aldık. Demek ki sekizincileri onların köpekmiş. 7 ve 8 rakamlarının bir araya gelmesi de büyük bir mucizedir. Çünkü köpeklerin 78 kromozomu vardır. İnsanlarınsa 46 kromozomu vardır. Köpeği işaret etmek için 78'den daha iyi bir sayı seçilemez.", "dateCeviri" : "2023-10-02", "id" : "33", "kuranAyetNo" : "2160", "not1" : "*Bu ayete kadar 7 Allah kelimesi geçer. Gençlerin 7 kişi olduğunu şerefli Kur'an bizlere matematikle bildirir. Sekizincileri ise köpektir. Köpeğin kromozom sayısı olan 78 sayısını 7 ve 8 rakamlarıyla işaret edilmesi de büyük bir mucizedir.  **Gençlerin gerçek sayısı olan 7 sayısına ilimde derinleşen az bir kimse ulaşacaktır. Matematik bizlere bildirmiştir.", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "1:2. Övülmeye değer olan yalnızca âlemlerin Rabb’i Allah’tır. 1:2. The gratitude\/thanks\/praise to God, the creation’s altogether’s\/(universe’s) Lord.", "ayetIe" : "Hamd3 Allah’adır; âlemlerin203 Rabbidir4.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 el-hamdu hamd الْحَمْدُ حمد 2 lillahi Allah'adır لِلَّهِ - 3 rabbi Rabbi رَبِّ ربب 4 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "Hamd kelimesinin kökü (حمد) ‘hmd’ olup övmek, methetmek (to praise) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 238 (of 1303) Ayetten en yüce övgünün\/methetmenin Yüce Allah’a ait olduğunu anlarız. İnsanların ağızlarıyla neredeyse her yerde ‘Hamd olsun Allah’a’ dediklerini görmekteyiz. Ağızla bu sözü söylemenin hiçbir kıymeti yoktur. Önemli olan bu sözün gerçek anlamına tanık olmak ve tecelli edenleri kalpten hissetmektir. Bir şeyi övmek için öncelikle övülen şeyin gerçekten o övgüye veya övgülere layık olup olmadığı tam olarak anlaşılmalıdır. Bu nedenle övgüyü yapacak kimse övgüde bulunacağı konuda kendisini geliştirmelidir ki gerçek anlamda övgü yapabilsin. Örneğin okuma yazma bilmeyen bir kimse genel görelilik teorisini geliştiren Albert Einstein’ı gerçek anlamda övebilir mi? Mümkün değil. Okuma yazma bilen ancak fizikten anlamayan bir kimse Albert Einstein’ı nasıl över? Diliyle bir şeyler söyler ancak kalbinde hissettiği yavandır. Güçlü bir duygu değildir. Sadece gerçek anlamda fizikçi olan bir kimse Albert Einstein’ı tam olarak övebilir. Albert Einstein’ın yaptıklarının anlamlarını tüm kalbiyle hisseder. Albert Einstein’a olan saygısı derinleşir. Rabbimiz ki evreni\/evrenleri yarattı ve muhteşem bir düzen kurdu. Onu övebilmemiz için onun eserlerini iyi anlamamız gereklidir. Evren denilen kitabı ve Kur’an’ı iyi okumak durumundayız. Evreni ve Kur’an’ı anlamaya başladığımızda Rabbimize olan saygımız, haşyetimiz kat ve kat artacaktır. En yüce övgüye sahip bir varlığı O’nun astından hiçbir şey hakkıyla, tam olarak övemez, takdir edemez. Ancak sadece kendisi hak ettiği bu övgüyü takdir edebilir, kuşatabilir. Bize düşen görev gücümüzün yettiği ölçüde evren kitabını ve Kur’an’ı anlayarak okumaktır. Rab kelimesi kökü (ربب) ‘rbb’ olup efendi\/patron olmak (to be master), kumanda etmek\/komuta etmek (command) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 370 (of 1303) Alem kelimesi kökü (علم) olup dünya (world), evren (universe), kâinat\/düzen (cosmos) anlamındadır. Ayette çoğul isim kelimesi olarak gelmiştir. Ayetten anlarız ki Yüce Allah’ın Rab sıfatı yaratılmış olan tüm alemleri komuta etmektedir. Yüce Allah bu alemlerdeki işlerin ve oluşların; her şeyin Rab sıfatıyla efendisidir, komutanıdır.", "id" : "59", "kuranAyetNo" : "2", "not1" : "", "surahName" : "Fâtiha", "sureNo" : "1" }, { "ayetAhmedSamira" : "25:77. De ki: “Başkasına yalvarmanız olmazsa Rabbim sizi ne yapsın?1” Oysaki siz yalanladınız. Bunun karşılığını yakında göreceksiniz. 1- “Başkasına yönelmez, onlardan yardım istemezseniz Allah sizi ne diye cezalandırsın!” Bkz. 4:147 25:77. Say: \"My Lord does not care\/bother with you, where it not for your call\/prayer so you had lied\/denied\/falsified, so (your punishment) will be (a) necessity\/obligation .\"", "ayetIe" : "De ki: “Önem verir\/mühimser değildir sizleri Rabbim4; şayet olmasaydı duanız80; öyle ki muhakkak yalanladınız; öyle ki yakında olur bir lüzum\/bir gereklilik.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 ma değildir مَا - 3 yea'beu önem verir\/mühimser يَعْبَأُ عبا 4 bikum sizleri بِكُمْ - 5 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 6 levla şayet olmasaydı لَوْلَا - 7 duaa'ukum duanız\/çağrınız دُعَاؤُكُمْ دعو 8 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 9 kezzebtum yalanladınız كَذَّبْتُمْ كذب 10 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ - 11 yekunu olur يَكُونُ كون 12 lizamen bir lüzum\/bir gereklilik لِزَامًا لزم", "ayetNo" : "77", "ayetNot" : "İnsanoğlunun duası yani Yüce Allah'a çağrısı olmasa kendisine değer verilecek bir yanı yoktur. İnsanı değerli kılan ona verilen akıldır, bilgeliktir. Bu akıl ve bilgelikle kendisini yaratan tek Yüce Allah'a dua ettiğinde Yüce Allah katında değerlenir. Ayetten anlıyoruz ki insanların çoğu bunu yalanlamıştır. Tek Rablerine dua edeceklerine O'nun astından da ilahlar edinmişler ve Yüce Allah'ın yetkisine bunları da ortak etmişlerdir. Şirke girmişlerdir. Müşrik olmuşlardır. Bu yalanlamanın da elbette yakında zamanda lüzumlu olarak bir karşılığı olacaktır. Bir gereklilik olarak verilecek bu karşılık bir azaptır. Yüce Allah'ın ayette 'لِزَامًۢا' 'lizâmâ' kelimesini kullanması da büyük bir işarettir. Anlaşılır ki Yüce Allah bu karşılığı isteyerek\/mutlu olarak vermemektedir. Gerekli olduğu için, lüzum olduğu için bu ceza verilir. Demek ki insanların çoğu Yüce Allah'la yaptıkları antlaşmayı ihlal etmiştir. Bu antlaşma gereği verilecek olan ceza\/karşılık da azap olmuştur. Bu antlaşma bilinçlerimiz avatar bedenlerimize transfer edilmeden önce, hiperuzayda yani Yüce Allah'ın arşında yapıldı. Antlaşmanın özü Yüce Allah'ı tek ilah olarak kabul etmek ve O'nun astlarından hiçbir şeyi O'nun hükmüne ortak etmemekti.", "dateCeviri" : "2024-02-05", "id" : "2", "kuranAyetNo" : "2930", "not1" : "", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetAhmedSamira" : "96:12. Veya takvayı1 buyuruyorsa? 1- Takva, Vahiy ile kötülükten korunmak, Allah’ın buyruklarına samimiyetle uymak demektir. Kişinin vahye içtenlikle uyarak kendisini kötü, zararlı ve tehlikeli şeylere karşı koruması ve güvene almasıdır. Takva, sözcük olarak zarar verecek şey ile korunacak şey arasına konan engel demektir. 96:12. Or he ordered\/commanded with the fear and obedience of God?", "ayetIe" : "Ya da emretti o takvayı21.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ev ya da أَوْ - 2 emera Emretti o أَمَرَ امر 3 bit-tekva takvayı (sakınmayı) بِالتَّقْوَىٰ وقي", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "", "id" : "68", "kuranAyetNo" : "6116", "not1" : "", "surahName" : "Alak", "sureNo" : "96" }, { "ayetAhmedSamira" : "7:28. Onlar bir fuhuş1 yaptıkları zaman, “Atalarımızdan böyle gördük ve Allah bize böyle emretti.” derler. De ki: “Allah fuhşu emretmez. Hakkında bilginiz olmayan şeyleri mi Allah’a yakıştırıyorsunuz?” 1- Her türlü aşırılık, haddi aşmak, hayâsızlık ve edepsizlik. 7:28. And if they made\/did an enormous\/atrocious deed , they said: \"We found our fathers on it, and God ordered\/commanded us with it.\" Say: \"That God does not order\/command with the enormous\/atrocious deeds , do you say on (about) God what you do not know?\"", "ayetIe" : "Ve öyle ki yaptıkları zaman çirkin\/kötü bir aşırılık; dediler: “Bulduk693 babalarımızı\/atalarımızı onun üzerinde; ve Allah emretti bize onu”; de ki: “Doğrusu Allah emretmez çirkin\/kötü aşırılığı; Allah'a karşı bilmediklerinizi mi söylersiniz?”", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 fealu öyle ki yaptılar فَعَلُوا فعل 3 fahişeten çirkin\/kötü bir aşırılık فَاحِشَةً فحش 4 kalu dediler قَالُوا قول 5 vecedna bulduk وَجَدْنَا وجد 6 aleyha üzerinde onun عَلَيْهَا - 7 aba'ena babalarımızı\/atalarımızı ابَاءَنَا ابو 8 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 9 emerana emretti bize أَمَرَنَا امر 10 biha onu بِهَا - 11 kul de ki قُلْ قول 12 inne doğrusu إِنَّ - 13 llahe Allah اللَّهَ - 14 la لَا - 15 ye'muru emretmez يَأْمُرُ امر 16 bil-fehşa'i çirkin\/kötü aşırılıkla بِالْفَحْشَاءِ فحش 17 etekulune mi söylersiniz أَتَقُولُونَ قول 18 ala karşı عَلَى - 19 llahi Allah'a اللَّهِ - 20 ma مَا - 21 la لَا - 22 tea'lemune bilmediklerinizi تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "28", "ayetNot" : "", "dateCeviri" : "2024-02-06", "dateRevizyon" : "2024-02-09", "id" : "9", "kuranAyetNo" : "982", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetAhmedSamira" : "70:27. Onlar, Rabb’lerinin azabından çekinirler. 70:27. And those whom they are from their Lord’s torture, are afraid\/guarding\/cautious .", "ayetIe" : "Ve kimselerdir (ki) onlar Rablerinin4 azabından korku474 duyanlardır.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 min -ndan مِنْ - 4 azabi azabı- عَذَابِ عذب 5 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب 6 muşfikune korkup çekinenlerdir مُشْفِقُونَ شفق", "ayetNo" : "27", "ayetNot" : "", "id" : "86", "kuranAyetNo" : "5400", "not1" : "", "surahName" : "Meâric", "sureNo" : "70" }, { "ayetAhmedSamira" : "18:95. “Rabb’imin, beni içinde bulundurduğu imkânlar daha hayırlıdır.” dedi. “Şimdi bana güç verin de sizinle onların arasına çok sağlam bir engel yapayım.” dedi. 18:95. He said: \"What my Lord highly positioned\/strengthened\/empowered me in it (is) best , so help\/support me with power\/strength , I make\/create\/put between you and between them a blockage\/barrier .\"", "ayetIe" : "Dedi: “İçinde güçlendirdiği\/kuvvetlendirdiği Rabbimin4, hayırlıdır; öyle ki yardım edin bana bir kuvvetle; yaparım sizin aranızla ve onlar arasına bir duvar\/bir set\/bir baraj.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi قَالَ قول 2 ma مَا - 3 mekkenni güçlendirdiği\/kuvvetlendirdiği مَكَّنِّي مكن 4 fihi içinde فِيهِ - 5 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب 6 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 7 feeiynuni öyle ki yardım edin bana فَأَعِينُونِي عون 8 bikuvvetin bir kuvvetle بِقُوَّةٍ قوي 9 ec'al yaparım أَجْعَلْ جعل 10 beynekum sizin aranızla بَيْنَكُمْ بين 11 ve beynehum ve onlar arasına وَبَيْنَهُمْ بين 12 radmen bir duvar\/bir set\/bir baraj رَدْمًا ردم", "ayetNo" : "95", "ayetNot" : "Zülkarneyn onların vereceği haracın önemsiz olduğunu, onların vereceği haraca ihtiyacı olmadığını, Yüce Allah’ın kendisini zaten güç ve kuvvet içinde kıldığını, bunun kendisine verilecek olan haraçtan daha hayırlı olduğunu bildirmiştir.Anlıyoruz ki Zülkarneyn setleri tamir etmeyi veya güçlendirmeyi kabul etmiştir. Setlerin tamiri için herkesin imece usulüyle, ellerinden gelen her türlü kuvvetle yardım etmesini istemiştir. Toplum için yapılan bir işte toplumun her bireyi aktif katkı sağlamalıdır.", "id" : "51", "kuranAyetNo" : "2233", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:41. Suçlulardan, 74:41. About the criminals\/sinners:", "ayetIe" : "Mücrimlerden674.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ani عَنِ - 2 l-mucrimine cürüm işleyenlerden\/ suçlulardan الْمُجْرِمِينَ جرم", "ayetNo" : "41", "ayetNot" : "", "id" : "96", "kuranAyetNo" : "5534", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "109:4. “Ben, sizin kulluk ettiğinize asla kulluk edecek değilim.” 109:4. And nor I am worshipping what you worshipped.", "ayetIe" : "\"Ve değilim ben bir kulluk46 eden; sizin kulluk46 ettiğinize.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve la ve değilim وَلَا - 2 ena ben أَنَا - 3 aabidun bir kulluk eden عَابِدٌ عبد 4 ma مَا - 5 abedtum sizin kulluk ettiğinize عَبَدْتُمْ عبد", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "172", "kuranAyetNo" : "6209", "not1" : "", "surahName" : "Kâfirûn", "sureNo" : "109" }, { "ayetAhmedSamira" : "21:73. Onları, buyruklarımızla doğru yolu gösteren önderler kıldık. Onlara hayırlar yapmayı, salâtı1 ikame etmeyi, zekâtı yapmayı1 vahyettik. Ve onlar yalnızca bize kulluk eden kimselerdi. 1- Bu terkip: İbadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak; Allah’a yönelmeyi, kulluğu, duayı ve ibadeti, “şirkten arınmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. Namazı kılın, zekâtı verin” şeklinde anlam verilen bu terkipteki “vermek” sözcüğünün kök harfleri أَتي (Elif-Te-Ye) olup, 549 yerde geçmektedir. Ve sözcük, ağırlıklı olarak şu üç anlamda kullanılmaktadır: Yapmak, getirmek ve vermek. (اتى) Âta, vermek, (أَتَى) Eta yapmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar bu terkipte,” vermek” anlamına gelen “Âtû” yer alsa da (اتى) âtû sözcüğüne, “yapmak” anlamının verilmesi de mümkündür. Zira arınmak, aklanmak, temizlenmek demek olan “zekât”, verilen bir şey değil, “yapılan” bir şeydir. Kur’an, zekât sözcüğünü “arınmak” anlamında kullanmaktadır. (Örneğin 19:13) Zekât, mali yardım değil, mali yardım yapılarak malın arınmasıdır. Mali yardım sadakadır. Sadaka verilirse, malın arınması gerçekleşmiş olacaktır 21:73. And We made them leaders\/examples guiding with Our order\/command, and We inspired\/transmitted to them making\/doing the goodnesses , and keeping up the prayers, and giving\/bringing the charity\/purification , and they were to Us worshipping.", "ayetIe" : "Ve yaptık onları emirler\/liderler; doğru yola kılavuzlarlar emrimizle; ve vahyettik603 onlara faaliyet yapmayı; hayırlar\/iyilikler; ve ikame572 edenler salâtı5; ve verenler zekâtı10; ve oldular bize kulluk46 edenler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve cealnahum ve yaptık onları وَجَعَلْنَاهُمْ جعل 2 eimmeten emirler\/liderler أَئِمَّةً امم 3 yehdune doğru yola kılavuzlarlar يَهْدُونَ هدي 4 biemrina emrimizle بِأَمْرِنَا امر 5 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي 6 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ - 7 fia'le faaliyet yapmayı فِعْلَ فعل 8 l-hayrati hayırlar\/iyilikler الْخَيْرَاتِ خير 9 ve ikame ve ikame edenler\/dikenler\/ayağa kaldıranlar وَإِقَامَ قوم 10 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو 11 ve ita'e ve verenler وَإِيتَاءَ اتي 12 z-zekati zekâtı الزَّكَاةِ زكو 13 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 14 lena bize لَنَا - 15 aabidine kulluk edenler عَابِدِينَ عبد", "ayetNo" : "73", "ayetNot" : "", "id" : "198", "kuranAyetNo" : "2554", "not1" : "", "surahName" : "Enbiyâ", "sureNo" : "21" }, { "ayetAhmedSamira" : "3:43. “Ey Meryem! Rabb’ine içtenlikle bağlan, secde et1 ve rukû2 edenlerle birlikte rukû et.” 1- İtaat etmek, emrine amade olmak, değerin takdir etmek, üstünlüğünü kabul etmek ve saygı göstermek. 2- Allah’a bağlılığı ortaya koymak, buyruklarına içtenlikle tabi olmak. 3:43. You Mary, obey humbly to your Lord, and prostrate, and bow with the bowing .", "ayetIe" : "\"Ey Meryem! Alçak gönüllü ol\/uysal ol Rabbine4; ve secde12 et; ve rükû11 et rükû11 edenlerle birlikte.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya meryemu ey Meryem يَامَرْيَمُ - 2 knuti alçak gönüllü ol\/uysal ol اقْنُتِي قنت 3 lirabbiki Rabbine لِرَبِّكِ ربب 4 vescudi ve secde et وَاسْجُدِي سجد 5 verkeiy ve rükû et وَارْكَعِي ركع 6 mea birlikte مَعَ - 7 r-rakiiyne rükû edenlerle الرَّاكِعِينَ ركع", "ayetNo" : "43", "ayetNot" : "Rükû için; bak 2:43", "id" : "131", "kuranAyetNo" : "336", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:153. Ey iman edenler! Sabır ve salâtla1 yardım dileyin. Kuşkusuz, Allah, sabredenlerle beraberdir. 1- Allah’tan destek almak için dua ederek. 2:153. You, you those who believed, seek help with the patience and the prayers that God (is) with the patient\/enduring.", "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Yardım\/destek isteyin sabırla51; ve salâtla5; doğrusu Allah birliktedir sabredenlerle51.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 steiynu yardım\/destek isteyin اسْتَعِينُوا عون 5 bis-sabri sabırla\/metanetli direnmeyle بِالصَّبْرِ صبر 6 ve ssalati ve salatla وَالصَّلَاةِ صلو 7 inne doğrusu إِنَّ - 8 llahe Allah اللَّهَ - 9 mea birliktedir مَعَ - 10 s-sabirine sabredenlerle\/metanetli direnenlerle الصَّابِرِينَ صبر", "ayetNo" : "153", "ayetNot" : "", "id" : "143", "kuranAyetNo" : "160", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "4:102. Sen de içlerinde bulunup; onlara salâtı ikame1 ettirdiğin zaman, onların bir kısmı seninle beraber salâta2 dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, secde edince, arkanıza geçsinler. Sonra, salat etmemiş olan diğer kısım gelsin, seninle beraber salâtı ikame etsin. Önlemlerini ve silahlarını da alsınlar. Kafirler, silahlarınızdan ve eşyalarınızdan uzak kalmanızı arzu ederler ki, size aniden baskın düzenlesinler.3 Eğer yağmurdan dolayı bir eziyet görürseniz veya hasta olursanız, önlemlerinizi alarak silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kuşkusuz, Allah Kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.4 1- Namazı kıldığınız. 2- Namaza. 3- Burada doğrudan bir çarpışma anından değil, savaş hazırlığı sürecinden, savaş alanına doğru seferde olma durumundan söz edilmektedir. Ki bu süreç günler, haftalar almaktaydı. 4- Ayetin ana mesajı, namazın önemidir. Ayetten de anlaşılacağı üzere, savaş koşulları da dâhil, namaz hiçbir koşulda terk edilmeyecek kadar önemli bir kulluktur. 4:102. And if you were in them, so you started for them the prayer, so a group from them should stand with you, and they should take their weapons\/arms, so if they prostrated, so they be from behind you, and another group should come (that) they did not pray, so they pray (E) with you, and they should take their caution, and their weapons\/arms; those who disbelieved, wished if you ignore\/neglect your weapons\/arms, and your belongings\/effects\/goods, so they lean on you one bend, and no offense\/guilt (is) on you if mild harm was with you from rain or you were sick\/diseased, that you lay your weapons\/arms, and take your caution, that God prepared to the disbelievers a degrading\/humiliating torture.", "ayetIe" : "Ve olduğun zaman onların içinde; öyle ki ikame572 et onlara salâtı5; öyle ki doğrulsun\/dikelsin\/ayağa kalksın bir tayfa\/bir bölük onlardan seninle birlikte; ve tutsunlar\/alsınlar silahlarını; öyle ki secde12 ettikleri zaman; öyle ki olsunlar onlar sizlerin arkasından\/ötesinden; gelsin diğer bir tayfa\/bir bölük; asla salla13 etmeyen; öyle ki salla13 etsinler seninle birlikte; ve tutsunlar\/alsınlar savunma tedbirlerini ve silahlarını; isterler kâfirlik25 etmiş kimseler keşke gaflet\/aymazlık içinde olsanız silahlarınızdan ve metalarınızdan\/eşyalarınızdan; öyle ki meyletseler üzerinize tek bir meyille; ve yoktur bir günah sizlere; eğer oldu sizlerle bir eziyet yağmurdan ya da oldunuz marazlılar\/hastalar ki bırakın\/koyun silahlarınızı; ve tutun\/alın savunma tedbirlerinizi; doğrusu Allah hazırladı kâfirler25 için utanç verici bir azap.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 kunte olduğun كُنْتَ كون 3 fihim onların içinde فِيهِمْ - 4 fe ekamte öyle ki doğrult\/dikelt\/ayağa kaldır فَأَقَمْتَ قوم 5 lehumu onlara لَهُمُ - 6 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 7 feltekum öyle ki doğrulsun\/dikelsin\/ayağa kalksın فَلْتَقُمْ قوم 8 taifetun bir tayfa\/bir bölük طَائِفَةٌ طوف 9 minhum onlardan مِنْهُمْ - 10 meake seninle birlikte مَعَكَ - 11 velye'huzu ve tutsunlar\/alsınlar وَلْيَأْخُذُوا اخذ 12 eslihatehum silahlarını أَسْلِحَتَهُمْ سلح 13 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 14 secedu secde ettikleri سَجَدُوا سجد 15 felyekunu öyle ki olsunlar onlar فَلْيَكُونُوا كون 16 min مِنْ - 17 veraikum sizlerin arkasından وَرَائِكُمْ وري 18 velte'ti gelsin وَلْتَأْتِ اتي 19 taifetun bir tayfa\/bir bölük طَائِفَةٌ طوف 20 uhra diğer أُخْرَىٰ اخر 21 lem asla لَمْ - 22 yusallu salla etmeyen يُصَلُّوا صلو 23 fe lyusallu öyle ki salla etsinler فَلْيُصَلُّوا صلو 24 meake seninle birlikte مَعَكَ - 25 velye'huzu ve tutsunlar\/alsınlar وَلْيَأْخُذُوا اخذ 26 hizrahum savunma tedbirlerini حِذْرَهُمْ حذر 27 ve eslihatehum ve silahlarını وَأَسْلِحَتَهُمْ سلح 28 vedde isterler وَدَّ ودد 29 ellezine kimseler الَّذِينَ - 30 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 31 lev keşke لَوْ - 32 tegfulune gaflet içinde olsanız تَغْفُلُونَ غفل 33 an عَنْ - 34 eslihatikum silahlarınızdan أَسْلِحَتِكُمْ سلح 35 ve emtiatikum ve metalarınızdan\/eşyalarınızdan وَأَمْتِعَتِكُمْ متع 36 feyemilune öyle ki meyletseler فَيَمِيلُونَ ميل 37 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 38 meyleten bir meyille مَيْلَةً ميل 39 vahideten tek وَاحِدَةً وحد 40 vela ve yoktur وَلَا - 41 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 42 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 43 in eğer إِنْ - 44 kane oldu كَانَ كون 45 bikum sizlerle بِكُمْ - 46 ezen bir eziyet أَذًى اذي 47 min مِنْ - 48 metarin yağmurdan مَطَرٍ مطر 49 ev ya da أَوْ - 50 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 51 merda marazlılar\/hastalar مَرْضَىٰ مرض 52 en ki أَنْ - 53 tedeu bırakın\/koyun تَضَعُوا وضع 54 eslihatekum silahlarınızı أَسْلِحَتَكُمْ سلح 55 vehuzu ve tutun\/alın وَخُذُوا اخذ 56 hizrakum savunma tedbirlerinizi حِذْرَكُمْ حذر 57 inne doğrusu إِنَّ - 58 llahe Allah اللَّهَ - 59 eadde hazırladı أَعَدَّ عدد 60 lilkafirine kâfirler için لِلْكَافِرِينَ كفر 61 azaben bir azap عَذَابًا عذب 62 muhinen utanç verici مُهِينًا هون", "ayetNo" : "102", "ayetNot" : "", "id" : "115", "kuranAyetNo" : "595", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetAhmedSamira" : "39:23. Allah, hadisin1 en iyisini; muteşâbih2, ikişerli3 bir Kitap halinde indirdi. Ondan, Rabb’lerine karşı içtenlikli saygısı olanların tüyleri ürperir. Ardından da benlikleri ve kalpleri Allah’ın öğüdü ile huzura kavuşur. İşte bu, Allah’ın doğru yolu gösteren kılavuzudur. Onunla hak edeni4 doğru yola iletir; Allah, kimi sapkınlıkta bırakırsa, artık ona doğru yolu gösteren bulunamaz. 1- Sözün. 2- Benzeşen, benzer, eş anlamlı, birden çok anlamlı, yoruma açık anlamlı, benzetmelerle anlamları açık ve anlaşılır olan, birbirinden güzel anlamlar içeren. 3- Anlatılan her konu karşıtı ile birlikte ele alınmaktadır. Örneğin gece gündüz, ödül ceza, iman küfür vb. 4- Literal olarak dilediğini: Dilediğini demek; hak edeni, doğru yolu bulma çabasında olanı anlamındadır. Allah, sapkınlığı gerektiren şeyleri yapanı saptırır; doğru yola iletilmeyi gerektiren şeyleri yapanı da doğru yola iletir, demektir. Kimin neyi hak ettiğine kararı Allah verir. Ayetteki “Şâe” sözcüğü, “dilediğini” anlamının yanı sıra, “şey edeni”, “gayret göstereni”, “bir şey yapmak isteyeni” anlamına da gelmektedir. 39:23. God descended the information’s\/speech’s best , a Book looking alike\/resembling\/ similar doubles of twos Koranic verses , (the) skins (of) those who fear their Lord tremble\/shiver from it, then their skins and their hearts\/minds soften to God’s remembrance\/reminder, that (is) God’s guidance, He guides with it whom He wills\/wants, and who God misguides so (there is) none from a guide for him.", "ayetIe" : "Allah indirdi en güzelini hadisin89; bir kitap (olarak); müteşâbih90, çift\/ikili; ürperir ondan derileri Rablerine4 haşyet53 duyan kimselerin; sonra yumuşar derileri ve kalpleri Allah'ın zikrine78; işte bu kılavuzudur Allah'ın; doğru yola iletir onunla dilediği kimseyi; ve kimi saptırırsa Allah öyle ki olmaz ona hiç bir kılavuz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 allahu Allah اللَّهُ - 2 nezzele indirdi نَزَّلَ نزل 3 ehsene en güzelini أَحْسَنَ حسن 4 l-hadisi hadisin\/sözün الْحَدِيثِ حدث 5 kitaben bir kitap (olarak) كِتَابًا كتب 6 muteşabihen birbirine benzer مُتَشَابِهًا شبه 7 mesaniye çift\/ikili مَثَانِيَ ثني 8 tekşeirru ürperir تَقْشَعِرُّ قشعر 9 minhu ondan مِنْهُ - 10 culudu derileri جُلُودُ جلد 11 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 12 yehşevne haşyet\/huşu duyan يَخْشَوْنَ خشي 13 rabbehum Rablerine رَبَّهُمْ ربب 14 summe sonra ثُمَّ - 15 telinu yumuşar تَلِينُ لين 16 culuduhum derileri جُلُودُهُمْ جلد 17 ve kulubuhum ve kalpleri وَقُلُوبُهُمْ قلب 18 ila إِلَىٰ - 19 zikri zikrine (Kur’an’a) ذِكْرِ ذكر 20 llahi Allah'ın اللَّهِ - 21 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 22 huda kılavuzudur هُدَى هدي 23 llahi Allah'ın اللَّهِ - 24 yehdi doğru yola iletir يَهْدِي هدي 25 bihi onunla بِهِ - 26 men kimseyi مَنْ - 27 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 28 ve men ve kimi وَمَنْ - 29 yudlili saptırırsa يُضْلِلِ ضلل 30 llahu Allah اللَّهُ - 31 fema öyle ki olmaz فَمَا - 32 lehu ona لَهُ - 33 min hiçbir مِنْ - 34 hadin bir kılavuz هَادٍ هدي", "ayetNo" : "23", "ayetNot" : "", "id" : "119", "kuranAyetNo" : "4079", "not1" : "", "surahName" : "Zümer", "sureNo" : "39" }, { "ayetAhmedSamira" : "46:29. Bir grup cinni1 Kur’an’ı dinlemeleri için sana yönlendirmiştik. Onlar, gelip Kur’an’ı dinlemeye başladıklarında birbirlerine, “sessiz olun, dinleyin.” dediler. Sonra da dinlemeleri bitince kendi halklarını uyarmak için geri döndüler. 1- Tanımadığın, yabancı bir topluluktan kimseleri; yabancı bir heyet. Bkz. 41:25. Ayetin dipnotu. 46:29. And when We diverted\/returned\/pushed to you a group (from 3-10)\/family\/tribe from the Jinns, they hear\/listen (to) the Koran , so when they attended\/came to it, they said: \"Listen quietly.\" So when it ended (the Koran in entirety), they turned away to their nation warning\/giving notice\/warners\/givers of notice.", "ayetIe" : "Ve yönlendirdiğimiz zaman sana bir grup\/bir birlik cinlerden91; dinlerler (-diye) Kur'an; öyle ki ne zaman eriştiler ona (Kur’an’a); dediler: “Kulak verin\/sessizce dinleyin”; öyle ki ne zaman tamamlandı o (Kur’an’ın dinlenmesi) döndüler kavimlerine uyaranlar (olarak).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 sarafna yönlendirdiğimiz صَرَفْنَا صرف 3 ileyke sana إِلَيْكَ - 4 neferan bir grup\/bir birlik نَفَرًا نفر 5 mine مِنَ - 6 l-cinni cinlerden\/bilindik olmayanlardan\/oralı olmayanlardan\/yabancılardan الْجِنِّ جنن 7 yestemiune dinlerler يَسْتَمِعُونَ سمع 8 l-kurane Kur'an الْقُرْانَ قرا 9 fe lemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 10 haderuhu eriştiler ona حَضَرُوهُ حضر 11 kalu dediler قَالُوا قول 12 ensitu kulak verin\/sessizce dinleyin أَنْصِتُوا نصت 13 fe lemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 14 kudiye tamamlandı o قُضِيَ قضي 15 vellev döndüler وَلَّوْا ولي 16 ila إِلَىٰ - 17 kavmihim kavimlerine قَوْمِهِمْ قوم 18 munzirine uyaranlar (olarak) مُنْذِرِينَ نذر", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "121", "kuranAyetNo" : "4537", "not1" : "", "surahName" : "Ahkaf", "sureNo" : "46" }, { "ayetAhmedSamira" : "19:55. Ve o kendisi ile birlikte olanlara salâtı ve zekâtı buyuruyordu1. Ve o Rabb’inin yanında kendisinden hoşnut olunmuşlardandı. 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmak, dayanışmak, ilgi duymak, duyarlı olmak, izleyici kalmamak, yanında yer almak, salatı (namaz) kılmak, dua etmek demektir. Salâtın hangi anlamı ifade ettiği, içinde yer aldığı ayet ve konu bağlamından rahatlıkla anlaşılabilir. Salatın ayrıca din ve havra anlamı da bulunmaktadır. Salatın zıddı tevellâdır. Tevellâ süreklilik ifade etmektedir; sürekli karşı çıkmak, ilgisiz ve duyarsız kalmak, köstek olmak, engellemeye çalışmak demektir. Namaz, Farsça bir sözcüktür ve bu sözcük Kur’an’da geçmez. Zekât, arınmak, arındırmak, arınmak temektir. Benliğin her türlü kötülükten arınması, temizlenmesi, arı duru hale gelmesi demektir. (Bkz. 19:13; 18:81; 23:4) “Zekât vermek” terkibinin anlamı, malı yardımda bulunmak değildir. Bir terkip olarak, arınmış, temizlenmiş, arı duru hale gelmiş bir benlikle Allah’ın emirlerine tabi olmak, demektir. 19:55. And (he) was ordering\/commanding his family\/people with the prayers and the charity\/purification, and (he) was at his Lord accepted\/approved.", "ayetIe" : "Ve oldu (İsmail); emreder ahalisine\/halkına salâtı5 ve zekâtı10; ve oldu (İsmail) Rabbi4 indinde\/katında razı olunan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kane ve oldu (İsmail) وَكَانَ كون 2 ye'muru emreder يَأْمُرُ امر 3 ehlehu ahalisine\/halkına أَهْلَهُ اهل 4 bis-salati salatı بِالصَّلَاةِ صلو 5 ve zzekati ve zekâtı وَالزَّكَاةِ زكو 6 ve kane ve oldu (İsmail) وَكَانَ كون 7 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 8 rabbihi Rabbi رَبِّهِ ربب 9 merdiyyen razı olunan مَرْضِيًّا رضو", "ayetNo" : "55", "ayetNot" : "", "id" : "185", "kuranAyetNo" : "2303", "not1" : "", "surahName" : "Meryem", "sureNo" : "19" }, { "ayetAhmedSamira" : "9:71. Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler.1 Ma’ruf olanı yaparlar, munkerden sakındırırlar.2 Salâtı ikâme ederler, zekâtı yaparlar.3 Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara, Allah rahmet edecektir. Allah, Mutlak Üstün Olan’dır, En İyi Hüküm Veren’dir. 1- Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. 2- “Emr-i b’il-ma’rûf nehy-i ani’l munker” terkip olarak: İyiliği yap ve telkin et, kötülükten sakındır ve engel ol demektir. Ma’rûf: İyi, doğru, yararlı, güzel olan, toplumsal değer yargılarına göre ve toplumsal uzlaşı ile doğru olduğu kabul edilen ve Vahye uygun olan demektir. Munker ise; kötü, eğri, zararlı, çirkin olan şey demektir. “Emr” fiilinin asıl anlamı iş yapmaktır. Bu anlam bağlamında ayetteki “Emr-i b’il-ma’rûf” terkibine “iyiliği emret” şeklinde anlam verilmesi doğru değildir. Bu terkip: İyi olan şeyleri yapmayı kendine iş edin, ahlak edin; kötü olan şeylerden uzak dur, kötülüklerden sakın; kötülüklerden uzak durmayı ve iyi olan şeyleri yapmayı ilke edin; iyiliğin yaygınlaşması ve kötülüğün önlenmesi için çaba göster demektir. 3- Bkz. 9:11. Ayetin dipnotu. 9:71. And the believers (M) and believers (F) some of them (are) guardians\/allies (to) some, they order\/command with the kindness\/generosity , and they forbid\/prevent from the defiance of God and His orders\/obscenity ,and they keep up the prayers, and they give the charity\/purification and they obey God and His messenger, those, God will have mercy upon them, that God (is) glorious\/mighty , wise\/judicious.", "ayetIe" : "Ve mümin27 erkekler; ve mümin27 kadınlar; onların bir kısmı velileridir28 bir kısmın; emrederler marufla291 ve engellerler münkeri82; ve ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve itaat ederler Allah'a ve O’nun resûlüne418; işte bunlar, rahmet271 edecektir onlara Allah; doğrusu Allah Azîzdir37; Hakîmdir9.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velmu'minune ve mümin erkekler وَالْمُؤْمِنُونَ امن 2 velmu'minatu ve mümin kadınlar وَالْمُؤْمِنَاتُ امن 3 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض 4 evliya'u velileridir أَوْلِيَاءُ ولي 5 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض 6 ye'murune emrederler يَأْمُرُونَ امر 7 bil-mea'rufi evrensel kabulleri\/normları بِالْمَعْرُوفِ عرف 8 ve yenhevne ve engellerler وَيَنْهَوْنَ نهي 9 ani عَنِ - 10 l-munkeri iğrençleştirilmişten\/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر 11 ve yukimune ve dikerler\/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُونَ قوم 12 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 13 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي 14 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 15 ve yutiune ve itaat ederler وَيُطِيعُونَ طوع 16 llahe Allah'a اللَّهَ - 17 ve rasulehu ve O’nun resulüne\/elçisine وَرَسُولَهُ رسل 18 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 19 seyerhamuhumu rahmet edecektir onlara سَيَرْحَمُهُمُ رحم 20 llahu Allah اللَّهُ - 21 inne doğrusu إِنَّ - 22 llahe Allah اللَّهَ - 23 azizun azîzdir عَزِيزٌ عزز 24 hakimun hakîmdir حَكِيمٌ حكم", "ayetNo" : "71", "ayetNot" : "", "id" : "168", "kuranAyetNo" : "1306", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:46. “Din Günü’nü1 yalanlardık.” 1- Hesaba çekilme gününü. 74:46. And we were denying with the Judgment Day\/Resurrection Day .", "ayetIe" : "Ve olduk yalanlar din gününü109.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kunna ve olduk وَكُنَّا كون 2 nukezzibu yalanlar نُكَذِّبُ كذب 3 biyevmi gününü بِيَوْمِ يوم 4 d-dini din الدِّينِ دين", "ayetNo" : "46", "ayetNot" : "", "id" : "101", "kuranAyetNo" : "5539", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "4:142. Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Oysa O, onların planlarını boşa çıkarandır. Onlar, “salâtı ikame ettikleri”1 zaman üşene üşene yaparlar” İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı da pek az zikrederler.2 1- Destek oldukları, yardım ettikleri. 2- Anarlar, öğütlerine uyarlar. 4:142. That the hypocrites deceive God, and He is deceiving them, and if they got up to the prayers, they got up lazy, they pretend\/show off (to) the people, and they do not mention\/remember God except a little.", "ayetIe" : "Doğrusu münâfıklar26 aldatmaya bakarlar Allah'ı; ve (oysa) O'dur (Allah'tır) aldatan425 onları; ve dikeldikleri\/ayağa kalktıkları zaman salâta5; dikeldiler\/ayağa kalktılar üşengeç\/umursamaz; gösteriş yaparlar insanlara; ve anmazlar Allah'ı; ancak biraz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 l-munafikine münafıklar الْمُنَافِقِينَ نفق 3 yuhadiune aldatmaya çalışırlar يُخَادِعُونَ خدع 4 llahe Allah'ı اللَّهَ - 5 ve huve ve O'dur (Allah'tır) وَهُوَ - 6 hadiuhum aldatan onları خَادِعُهُمْ خدع 7 ve iza ve zaman وَإِذَا - 8 kamu dikeldikleri\/ayağa kalktıkları قَامُوا قوم 9 ila إِلَى - 10 s-salati salata الصَّلَاةِ صلو 11 kamu dikeldiler\/ayağa kalktılar قَامُوا قوم 12 kusala üşengeç\/umursamaz كُسَالَىٰ كسل 13 yura'une gösteriş yaparlar يُرَاءُونَ راي 14 n-nase insanlara النَّاسَ نوس 15 ve la ve وَلَا - 16 yezkurune anmazlar يَذْكُرُونَ ذكر 17 llahe Allah'ı اللَّهَ - 18 illa ancak إِلَّا - 19 kalilen biraz قَلِيلًا قلل", "ayetNo" : "142", "ayetNot" : "", "id" : "150", "kuranAyetNo" : "635", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetAhmedSamira" : "109:6. “Sizin dininiz1 size, benim dinim1 de bana.” 1- Din kavramı; Kur’an’da, inanç sistemi, yaşam biçimi, toplumsal düzen, yasa, hesap, karşılık\/ceza vb. anlamlarda kullanılmıştır. Din, öncelikli anlamı itibariyle, yaşamı düzenleyen ilke ve kuralların referans alındığı değerler demektir. Kur’an’a göre, “yaşamı” düzenlemede vahyin değerlerini referans almayan her düşünce ve inanç küfürdür. Keza insanlar; yaşamlarını, düzenlerini hangi değerleri referans alarak belirliyorlarsa, referans aldıkları değerler onların dinidir. (Örneğin 3:73; 6:70; 7:51; 12:76; 40:26) Kur’an, nasıl ki Mekkeli müşriklerin cahiliye değerlerini referans alan düzenlerini, sistemlerini din olarak tanımlıyorsa; günümüzün Kur’an’ı referans almayan bütün düzen ve sistemleri de “birer dindirler.” Ancak şu gerçek göz ardı edilmemelidir: Allah, Kur’an’î değerleri referans almak koşulu ile yaşadığımız hayatı düzenlemeyi insana bırakmıştır: Nasıl bir yönetim biçimi, nasıl bir ekonomik sistem, nasıl bir yaşam biçimi vb. olması gerektiği konusunda yetki de görev de sorumluluk da insana aittir. Kur’an’ı referans almak koşulu ile günün koşul ve ihtiyaçlarına göre istediğimiz düzeni\/sistemi kurmak insana bırakılmış bir husustur. 109:6. For you (is) your religion, and for me (is) my religion.", "ayetIe" : "\"Sizedir sizin dininiz122; ve banadır benim dinim122.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lekum sizedir لَكُمْ - 2 dinukum sizin dininiz دِينُكُمْ دين 3 veliye ve banadır وَلِيَ - 4 dini benim dinim دِينِ دين", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "174", "kuranAyetNo" : "6211", "not1" : "", "surahName" : "Kâfirûn", "sureNo" : "109" }, { "ayetAhmedSamira" : "15:1. Elif, Lam, Râ. İşte bunlar, Kitap’ın1 ve Kur’an-ı Mubin’in2 ayetleridir. 1- Allah’ın (Ana Kitap\/Levh-i Mahfuzdaki) yasaları. Levh-i Mahfûz. Korunmuş levha. İlahi koruma. Yazı yazmaya uygun, düzgün yüzey demek olan lefvh ile korunmuş demek olan mahfûz sözcüklerinden oluşan Levh-i Mahfûz, Allah’ın sonsuz ilm ve takdirini ifade eden, her şeyin mevcut olduğu Kitap demektir. 2- Gerçekleri açıkça ortaya koyan. 15:1. A L R , those are The Book’s evidences\/verses , and (an) evident\/clear Koran .", "ayetIe" : "A-L-R44; şu; ayetleridir kitabın; ve Kur'an'ın; apaçık.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 Elif, Lam, Ra A-L-R الر - 2 tilke şu تِلْكَ - 3 ayatu ayetleridir ايَاتُ ايي 4 l-kitabi kitabın الْكِتَابِ كتب 5 ve kur'anin ve Kur'an'ın وَقُرْانٍ قرا 6 mubinin apaçık مُبِينٍ بين", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "188", "kuranAyetNo" : "1801", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:49. Onlara ne oluyor ki zikirden1 yüz çeviriyorlar. 1- Kur’an’ın öğütlerinden. 74:49. So what (is) for them (they are) from the reminder opposing\/objecting .", "ayetIe" : "Öyle ki ne oluyor onlara; hatırlatandan\/öğüt verenden (Kur’an’dan) engelleyenler\/yüz çevirenler\/uzaklaşanlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fema öyle ki ne oluyor فَمَا - 2 lehum onlara لَهُمْ - 3 ani عَنِ - 4 t-tezkirati hatırlatandan\/öğüt verenden (Kur’an’dan) التَّذْكِرَةِ ذكر 5 mua'ridine engelleyenler\/yüz çevirenler\/uzaklaşanlar. مُعْرِضِينَ عرض", "ayetNo" : "49", "ayetNot" : "‘mu’rıdîn’ kelimesi kökü (عرض) olup bir şeyden yüz çevirmek\/uzaklaşmak (turn away), engellemek (avert), kaçınmak\/sakınmak (avoid) anlamındadır. Ayette isim kelimesi ve çoğul olarak gelmiştir ve ‘engelleyenler\/yüz çevirenler\/uzaklaşanlar’ anlamındadır. Anlaşılır ki bu kimseler Kur’an’dan kendileri yüz gevirdikleri gibi Kur’an’a yönelmeyi de engelleme faaliyetlerindedirler. Hans Wehr 4th ed., page 705 (of 1303)", "id" : "104", "kuranAyetNo" : "5542", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "19:31. “Ve beni bulunduğum her yerde mübarek1 kıldı. Ve yaşadığım sürece bana salâtı2 ve zekâtı3 tavsiye etti.4” 1- Kutlu. 2- 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmak, dayanışmak, ilgi duymak, duyarlı olmak, izleyici kalmamak, yanında yer almak, salatı (namaz) kılmak, dua etmek demektir. 31- Zekât, arınma, arındırma, arınmak temektir. Benliğin her türlü kötülükten arınması, temizlenmesi, arı duru hale gelmesi demektir. (Bkz. 19:13; 18:81; 23:4.) 4- Hükme bağladı. 19:31. And He made me blessed, wherever I was\/am, and He directed\/commanded me with the prayers and the charity\/purification as long as I continued\/lasted alive.", "ayetIe" : "Ve yaptı (Allah) beni (İsa) bir mübarek\/bereketlendirilmiş, her nerede olduysam; ve vasiyet etti bana salâtı5 ve zekâtı10; daim olduğum (sürece) hayatta.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve cealeni ve yaptı (Allah) beni (İsa) وَجَعَلَنِي جعل 2 mubaraken bir bereketlendirilmiş مُبَارَكًا برك 3 eyne her nerede أَيْنَ - 4 ma مَا - 5 kuntu olduğum كُنْتُ كون 6 ve evsani ve vasiyet etti bana وَأَوْصَانِي وصي 7 bis-salati salatı بِالصَّلَاةِ صلو 8 ve zzekati ve zekâtı وَالزَّكَاةِ زكو 9 ma مَا - 10 dumtu daim olduğum دُمْتُ دوم 11 hayyen hayatta حَيًّا حيي", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "184", "kuranAyetNo" : "2279", "not1" : "", "surahName" : "Meryem", "sureNo" : "19" }, { "ayetAhmedSamira" : "33:56. Kuşkusuz Allah ve melekleri, Nebi’ye salat1 ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na salat edin. Tam bir bağlılıkla selam2 edin. 1- Destek olun, yardım edin. Allah ve melekleri, nebiye destek oluyorlar, siz de ona destek olun. 2 – Teslim olun. 33:56. That truly God and His angels bless and compliment on the prophet. You, you those who believed, pray and call for God’s blessing on him (the prophet) and great greetings.", "ayetIe" : "Doğrusu Allah ve melekleri onun salât22 ederler nebiye132; ey iman etmiş kimseler; salât83 edin ona; ve teslim olun bir teslim (-le).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah اللَّهَ - 3 ve melaiketehu ve melekleri onun وَمَلَائِكَتَهُ ملك 4 yusallune salla ederler يُصَلُّونَ صلو 5 ala عَلَى - 6 n-nebiyyi nebiye\/peygambere النَّبِيِّ نبا 7 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 8 ellezine kimseler الَّذِينَ - 9 amenu iman etmiş امَنُوا امن 10 sallu salla edin صَلُّوا صلو 11 aleyhi ona عَلَيْهِ - 12 ve sellimu ve teslim olun وَسَلِّمُوا سلم 13 teslimen bir teslim (-le) تَسْلِيمًا سلم", "ayetNo" : "56", "ayetNot" : "", "id" : "125", "kuranAyetNo" : "3587", "not1" : "", "surahName" : "Ahzâb", "sureNo" : "33" }, { "ayetAhmedSamira" : "22:40. Onlar, sadece “Rabb’imiz Allah’tır.” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah, insanların bazılarını bazılarıyla savmasaydı, içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı sevâmiu1, biyeûn2, selavat3, mescitler mutlaka yıkılırdı. Allah, kendisine yardım edene4 mutlaka yardım eder. Kuşkusuz Allah, Mutlak Güç Sahibi’dir, Mutlak Üstün Olan’dır. 1- Manastırlar. 2- Kiliseler. 3- Havralar. 4- Vahye içtenlikle uymayı esas alarak, Kendisine yönelene. Gösterdiği yoldan gidene. 22:40. Those who were brought\/driven out from their homes\/countries\/places without (a) right\/justice except that they say: \"Our Lord (is) God.\" And were it not for God’s pushing the people some of them with some elevated and secluded monasteries , and temples (for Jews and Christians), and prayers, and mosques\/places of worshipping God, God’s name is mentioned\/remembered in it much, would have been demolished\/torn down, and God will give victory\/aid (E) (to) who gives Him victory\/aid, that truly God (is) strong, glorious\/mighty .", "ayetIe" : "Kimseler; çıkarıldılar diyarlarından haksız yere; sadece ki derler: “Rabbimiz4 Allah'tır”; fakat olmasaydı defetmesi Allah'ın insanların bir kısmını onların bir kısmıyla; mutlak yıkılırdı manastırlar; ve kiliseler; ve salâtlar23; ve mescitler16; anılır orada Allah'ın ismi çokça; ve mutlak yardım eder Allah O’na (Allah’a) yardım eden kimseye; doğrusu Allah mutlak Kaviyy'dir72; Azîz'dir37.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 uhricu çıkarıldılar أُخْرِجُوا خرج 3 min مِنْ - 4 diyarihim diyarlarından\/yurtlarından دِيَارِهِمْ دور 5 bigayri بِغَيْرِ غير 6 hakkin haksız yere حَقٍّ حقق 7 illa sadece إِلَّا - 8 en ki أَنْ - 9 yekulu derler يَقُولُوا قول 10 rabbuna Rabbimiz رَبُّنَا ربب 11 llahu Allah'tır اللَّهُ - 12 velevla fakat وَلَوْلَا - 13 def'u olmasaydı defetmesi دَفْعُ دفع 14 llahi Allah'ın اللَّهِ - 15 n-nase insanların النَّاسَ نوس 16 bea'dehum bir kısmını onların بَعْضَهُمْ بعض 17 bibea'din bir kısmıyla بِبَعْضٍ بعض 18 lehuddimet mutlak yıkılırdı لَهُدِّمَتْ هدم 19 savamiu manastırlar صَوَامِعُ صمع 20 ve biyeun ve kiliseler وَبِيَعٌ بيع 21 ve salevatun ve salatlar وَصَلَوَاتٌ صلو 22 ve mesacidu ve mescitler وَمَسَاجِدُ سجد 23 yuzkeru anılır يُذْكَرُ ذكر 24 fiha orada  فِيهَا - 25 ismu ismi اسْمُ سمو 26 llahi Allah'ın اللَّهِ - 27 kesiran çokça كَثِيرًا كثر 28 veleyensuranne ve mutlak yardım eder وَلَيَنْصُرَنَّ نصر 29 llahu Allah اللَّهُ - 30 men kimseye مَنْ - 31 yensuruhu yardım eden O’na (Allah’a) يَنْصُرُهُ نصر 32 inne doğrusu إِنَّ - 33 llahe Allah اللَّهَ - 34 lekaviyyun mutlak kuvvetlidir لَقَوِيٌّ قوي 35 azizun azîzdir\/güç yetirendir. عَزِيزٌ عزز", "ayetNo" : "40", "ayetNot" : "", "id" : "200", "kuranAyetNo" : "2633", "not1" : "", "surahName" : "Hac", "sureNo" : "22" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:50. Sanki ürkmüş yabani eşekler gibidirler; 74:50. As if they are frightened\/running away donkeys.", "ayetIe" : "Sanki onlar eşekler gibidir; şuursuzca firar eden\/ürküp kaçan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 keennehum sanki onlar gibidir كَأَنَّهُمْ - 2 humurun eşekler حُمُرٌ حمر 3 mustenfiratun şuursuzca firar eden\/ürküp kaçan مُسْتَنْفِرَةٌ نفر", "ayetNo" : "50", "ayetNot" : "", "id" : "105", "kuranAyetNo" : "5543", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "14:31. İman eden kullarıma söyle: “İçinde alışverişin1 ve dostluğun olmadığı o gün gelmeden önce, salâtı ikame etsinler2, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli açık infak3 etsinler.” 1- Hiçbir pazarlığın. 2- Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmayı, dayanışmayı, ilgi duymayı, duyarlı olmayı, izleyici kalmamayı, Allah’a çağıranların yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır. 3- İhtiyaç sahiplerine yardım etsinler. 14:31. Say to My worshippers\/slaves those who believed: \"They (should) keep up the prayers and spend from what We provided for them secretly and publicly from before that a day comes, (where there is) no selling\/trading in it and nor differences in opinions\/friendships .", "ayetIe" : "De ki kullarıma; iman47 etmiş kimselere; ikame572 etsinler salâtı5; ve infak etsinler6 rızıklandırdığımızdan onları; sırlı şekilde\/gizlice ve alenen\/bildirerek; önceden ki gelir bir gün; yoktur bir alışveriş onda; ve yoktur bir dostluk.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 liibadiye kullarıma لِعِبَادِيَ عبد 3 ellezine kimselere الَّذِينَ - 4 amenu iman etmiş امَنُوا امن 5 yukimu diksinler\/ayağa kaldırsınlar يُقِيمُوا قوم 6 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 7 ve yunfiku ve infak etsinler\/harcasınlar وَيُنْفِقُوا نفق 8 mimma مِمَّا - 9 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق 10 sirran sırlı şekilde\/gizlice سِرًّا سرر 11 ve alaniyeten ve alenen\/bildirerek وَعَلَانِيَةً علن 12 min مِنْ - 13 kabli önce قَبْلِ قبل 14 en ki أَنْ - 15 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي 16 yevmun bir gün يَوْمٌ يوم 17 la yoktur لَا - 18 bey'un bir alışveriş بَيْعٌ بيع 19 fihi onda فِيهِ - 20 ve la ve yoktur وَلَا - 21 hilalun bir dostluk خِلَالٌ خلل", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "179", "kuranAyetNo" : "1779", "not1" : "", "surahName" : "İbrahim", "sureNo" : "14" }, { "ayetAhmedSamira" : "7:170. Kitap’a sımsıkı sarılıp, salatı ikame edenlere1 gelince; kuşkusuz Biz salih olanların emeklerini zayi etmeyiz. 1- İbadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmek. Bu yönelme: Sürekli destek olmak, dayanışmak. İlgi duymak, duyarlı olmak, izleyici kalmamak, yanında yer almak. 7:170. And those who hold fast\/grasp with The Book , and kept up the prayers, that We do not loose\/waste the correctings’\/repairings’ reward\/wage .", "ayetIe" : "Ve kimseler; sımsıkı sarılırlar\/yapışırlar kitaba (Kur’an’a); ve ikame572 ederler salâtı5; doğrusu biz; zayi etmeyiz muslihlerin30 ecrini\/karşılığını.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 yumessikune sımsıkı sarılırlar\/yapışırlar يُمَسِّكُونَ مسك 3 bil-kitabi kitaba (Kur’an’a) بِالْكِتَابِ كتب 4 ve ekamu ve dikerler\/ayağa kaldırırlar وَأَقَامُوا قوم 5 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 6 inna doğrusu biz إِنَّا - 7 la لَا - 8 nudiu zayi etmeyiz نُضِيعُ ضيع 9 ecra ecrini\/karşılığını أَجْرَ اجر 10 l-muslihine muslihlerin الْمُصْلِحِينَ صلح", "ayetNo" : "170", "ayetNot" : "", "id" : "160", "kuranAyetNo" : "1124", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetAhmedSamira" : "107:2. İşte o, yetimi itip kakar. 107:2. So that (is) who turns down\/repels the orphan .", "ayetIe" : "Öyle ki, işte bu kimsedir; kenara iter yetimi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fezalike öyle ki işte bu فَذَٰلِكَ - 2 llezi kimsedir الَّذِي - 3 yeduau kenara iter  يَدُعُّ دعع 4 l-yetime yetimi الْيَتِيمَ يتم", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "Kur’an dışında dinde kaynak edinen kimsenin aslında Kur’an’ın gerçek emri olan yetimleri kerimleştirmek\/yüceltmek ile ilgili bir derdi ve amacı yoktur. Kur’an’da yetimlerin yüceltilmesi, iş ve aş sahibi yapılmaları, yetişkin hale getirilmeleri, yetişkin olunca evlendirilmeleri, topluma kazandırılmaları emredilmişken bu kimseler yetimi korur gibi gözükürken yaptıkları eylemeler ile yetimleri toplumda bir kenara iterler. Yetimi toplumda baş tacı etmezler. Hatta ayetleri bile hadislerle\/söylentilerle bükerek yetim çocuklara tecavüz etme (özür dileyerek söylüyorum) peşindedirler. Çocuk yaşta yetim kalmış kızlarla evlenmek ancak onlara tecavüz etmek demektir. Başka hiçbir şeyle açıklanamaz. İsteği dışında sözde evlilik ile tecavüz edilen bu çocuk kızlar toplumun en kenarına, aşağılara itilir. Kaderlerine terk edilir. Oysa o kızın yüceltilmesi gerekirdi. Okutulup meslek sahibi yapılması gerekirdi. Yüce Allah'ın ayetleri olan matematik, fizik, kimya, astronomi gibi bilimleri öğrenmesi gerekirdi. Yetişkin olduğunda kendi seçeceği bir kimse ile evlendirilecekti. O da bir anne olacaktı. Toplumda bir kenara itilmek yerine toplumda kerim bir yerde bulunacaktı. Toplumuna da faydalı olan bir birey olacaktı. Ancak bunlar engellendi. Çünkü bu müşriklerin derdi inanın yetimi yüceltmek değildir.", "id" : "108", "kuranAyetNo" : "6197", "not1" : "", "surahName" : "Mâûn", "sureNo" : "107" }, { "ayetAhmedSamira" : "5:58. Salâta1 çağrıldığınız zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu, onların kesinlikle aklını kullanmayan bir topluluk olmalarındandır. 1- Namaza. 5:58. And if you called to (for) the prayers, they took it mockingly and playing\/amusement, that (is) with that they are a nation (that) do not reason\/understand\/comprehend.", "ayetIe" : "Ve davet\/çağrı aldıkları zaman salâta5; edindiler\/tuttular onu (salâtı) maskaraca* ve laubalice**; işte bu; olmalarıyladır onların akletmez562 bir kavim\/topluluk.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 nadeytum davet\/çağrı aldığınızda نَادَيْتُمْ ندو 3 ila إِلَى - 4 s-salati salata الصَّلَاةِ صلو 5 ttehazuha edindiler\/tuttular onu (salatı) اتَّخَذُوهَا اخذ 6 huzuven bir eğlence هُزُوًا هزا 7 veleiben ve oyun وَلَعِبًا لعب 8 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 9 biennehum olmalarıyladır onların بِأَنَّهُمْ - 10 kavmun bir kavim\/topluluk قَوْمٌ قوم 11 la لَا - 12 yea'kilune akletmezler يَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "58", "ayetNot" : "", "id" : "154", "kuranAyetNo" : "727", "not1" : "*Şerefsizce, onursuzca, haysiyetsizce, rezilce (kimse); şebekçe. **Davranışları ölçüsüz, olgun olmayan; ciddiyetsiz, gayriciddi.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetAhmedSamira" : "107:3. Miskini doyurmaya teşvik etmez.1 1- Çalışmaya gücü yetmeyenin, kendi malında bulunan payını vermez. 107:3. And does not urge\/insight\/influence on feeding the poorest of poor\/poor oppressed.", "ayetIe" : "Ve teşvik etmez\/motive etmez besini\/gıdası\/yiyeceği üzerine miskinin113.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve la ve وَلَا - 2 yehuddu teşvik etmez\/motive etmez يَحُضُّ حضض 3 ala üzerine عَلَىٰ - 4 taaami besini\/gıdası\/yiyeceği طَعَامِ طعم 5 l-miskini miskinin الْمِسْكِينِ سكن", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "Miskin demek açlık sınırında yaşayan insan demektir. Hayatını sürdürmek için gereken proteinleri, karbonhidratları, yağ asitlerini ve vitaminleri yeterli alamayan insan demektir. Hatta sağlıklı suya bile ulaşamayan insan demektir. Temiz suyla gerekli vücut temizliğini bile yapamayan insan demektir. İşte böyle kimselerin günlük olarak alması gereken gıdanın\/yiyeceğin toplumdaki herkes tarafından dert edinilmesi gerekir. Bir toplumda aç yatan insanlar var ise o topluma Yüce Allah rahmet etmez. Toplumda tek bir miskin (açlık sınırında yaşayan) insan kalmayıncaya kadar mücadele edilmelidir. Kamu yönetimi her şeyi bir kenara itip, her bir ailenin açlık sınırından daha fazla gelir elde etmesini sağlamalıdır. İş bulunabiliyorsa iş verilmelidir. İşsizlik devam ediyorsa açlık sınırını üstünde ücret sürekli verilmelidir. Toplumun kaynakları düzgün bir şekilde yönetildiğinde inanın o toplumda hiçbir miskin (açlık sınırında yaşayan insan) kalmayacaktır. ‘يَحُضُّ’ ‘yahuddu’ kelimesi “teşvik etmek, ateşlemek, fitillemek, motive etmek” demektir. Toplumda bu tip insanlara ihtiyaç vardır. Bu insanlar miskinin derdi ile dertlenir. “Komşum aç mı?” diye düşünür. Yaptıkları eylemler ile de toplumun diğer fertlerini motive ederler. Motivasyon oluşursa toplumsal bir uyarı ile kamu yönetiminin dikkati bu noktaya çekilmiş olur. Bireysel olarak elbette açlık sınırında yaşayan insanlara yardım edeceğiz. Ancak mutlaktır ki kesin olan çözüm kamu yönetimi düzeyinde, sistematik olarak yapılan mücadeledir. Ülkesinde açlık sınırında yaşayan insanlar bulunmasına rağmen bu konu hakkında dertlenmeyen, rahat uyuyan yöneticilerin vah haline!", "id" : "109", "kuranAyetNo" : "6198", "not1" : "", "surahName" : "Mâûn", "sureNo" : "107" }, { "ayetAhmedSamira" : "22:77. Ey iman edenler! Rukû1 edin, secde2 edin, Rabb’inize kulluk edin, hayır yapın ki kurtuluşa erebilesiniz. 1- Allah’a boyun eğip, itaat etmek; içtenlikle teslim olmak. 2- Saygı gösterip, değerini takdir etmek. 22:77. You, you those who believed, bow , and prostrate, and worship your Lord, and make\/do the good ,maybe\/perhaps you succeed\/win.", "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Ve rükû11 edin; ve secde12 edin; ve kulluk edin46 Rabbinize4; ve hayır\/iyilik faaliyetinde bulunun; belki de sizler felaha326 kavuşursunuz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 rkeu ve rükû edin\/eğilin\/dize gelin\/baş eğin ارْكَعُوا ركع 5 vescudu ve secde edin\/teslim olun وَاسْجُدُوا سجد 6 vea'budu ve kulluk edin وَاعْبُدُوا عبد 7 rabbekum Rabbinize رَبَّكُمْ ربب 8 vef'alu ve faaliyetinde bulunun وَافْعَلُوا فعل 9 l-hayra hayır\/iyilik الْخَيْرَ خير 10 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 11 tuflihune felaha\/kurtuluşa kavuşursunuz تُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "77", "ayetNot" : "Rükû için; bak 2:43", "id" : "132", "kuranAyetNo" : "2670", "not1" : "", "surahName" : "Hac", "sureNo" : "22" }, { "ayetAhmedSamira" : "4:43. Ey iman edenler! Sarhoşken ne dediğinizi bilinceye kadar; cünüpken -yolculukta olmanız hariç- yıkanıncaya kadar salâta1 yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolcuyken sizden biriniz tuvaletten geldiyse veya kadınlarınızla ilişkiye girdiyseniz; o anda su bulamadıysanız, temiz kumla teyemmüm edin; onunla ellerinizi ve yüzlerinizi mesh edin. Kuşkusuz Allah, Çok Affedici’dir ve Çok Bağışlayıcı’dır. 1- Namaza. Sarhoşken namaz kılmaktan alıkonulmak, namazın nasıl bir ibadet olduğunun en önemli göstergesidir. Namaz kılarken gözetilmesi gereken en önemli şey, içtenliktir, kime ve niçin yöneldiğinin bilincinde olmaktır. İçtenlik ve bilinç yoksa namaz, namaz olmaz. 4:43. You, you those who believed, do not approach the prayers and you are intoxicated , until you know what you are saying, and nor distant from God\/impure , except crossing a road\/way, until you wash yourselves with water , and if you were sick\/diseased or on a long distance travel, or any of you came from the safe and hidden depression in ground used for human discharge (toilet) or you touched repeatedly\/touched and felt repeatedly (could mean: had intercourse with) the women, so you did not find water, so wipe your hands and face with dust , pure\/good dust, so wipe with your faces and your hands, that God was\/is often forgiving\/pardoning, forgiving.", "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Yaklaşmayın salâta5; ve sizler sarhoşlar\/aklı örtmüşler (olarak); ta ki bilersiniz dediğinizi; ve de bir cünüp136 (-ken) -dışındadır bir yol gelip geçenler- ta ki guslederler\/yıkanırlar\/banyo yaparlar533; ve eğer oldunuz hastalar ya da bir sefer üzerine; ya da geldi biriniz sizden gaitadan\/dışkılamaktan533 ya da dokundunuz\/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara533; öyle ki asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin\/sürün iyi\/hoş\/yumuşak toprağa\/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize; doğrusu Allah oldu bir Afuv19; bir Gafûr20.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la لَا - 5 tekrabu yaklaşmayın تَقْرَبُوا قرب 6 s-salate salata الصَّلَاةَ صلو 7 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 8 sukara sarhoşlar\/aklı örtmüşler سُكَارَىٰ سكر 9 hatta ta ki حَتَّىٰ - 10 tea'lemu bilersiniz تَعْلَمُوا علم 11 ma مَا - 12 tekulune dediğinizi تَقُولُونَ قول 13 ve la ve de وَلَا - 14 cunuben bir cünüp (-ken)\/bir uzak (-ken) (temizlikten) جُنُبًا جنب 15 illa dışındadır إِلَّا - 16 aabiri gelip geçenler عَابِرِي عبر 17 sebilin bir yol سَبِيلٍ سبل 18 hatta ta ki حَتَّىٰ - 19 tegtesilu guslederler\/yıkanırlar\/banyo yaparlar تَغْتَسِلُوا غسل 20 ve in ve eğer وَإِنْ - 21 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 22 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض 23 ev ya da أَوْ - 24 ala üzerine عَلَىٰ - 25 seferin bir sefer سَفَرٍ سفر 26 ev ya da أَوْ - 27 ca'e geldi جَاءَ جيا 28 ehadun biriniz أَحَدٌ احد 29 minkum sizden مِنْكُمْ - 30 mine مِنَ - 31 l-gaiti gaitadan\/dışkılamaktan الْغَائِطِ غوط 32 ev ya da أَوْ - 33 lamestumu dokundunuz\/cinsel ilişkiye girdiniz لَامَسْتُمُ لمس 34 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو 35 fe lem öyle ki asla فَلَمْ - 36 tecidu bulamadınız تَجِدُوا وجد 37 maen bir su مَاءً موه 38 feteyemmemu öyle ki teyemmüm edin\/sürün فَتَيَمَّمُوا يمم 39 saiyden toprağa\/kuma صَعِيدًا صعد 40 tayyiben iyi\/hoş\/yumuşak طَيِّبًا طيب 41 femsehu öyle ki sıvazlayın فَامْسَحُوا مسح 42 bivucuhikum yüzlerinize بِوُجُوهِكُمْ وجه 43 ve eydikum ve ellerinize وَأَيْدِيكُمْ يدي 44 inne doğrusu إِنَّ - 45 llahe Allah اللَّهَ - 46 kane oldu كَانَ كون 47 afuvven afuv عَفُوًّا عفو 48 gafuran gafûr غَفُورًا غفر", "ayetNo" : "43", "ayetNot" : "Salât’a hangi kimseler yaklaşamaz; Sarhoş olmuşlar (alkol, hap, toz, uyuşturucu vb. nedeniyle), aklı örtülmüş olanlar yani sağlıklı karar veremeyenler ne dediklerini bilinceye kadar salâta katılamazlar. Katılmama nedenleri abuk sabuk konuşarak başka insanları rahatsız etmeleri, salâta engel olabilmeleridir. Bu kimseler salâttan da bir şey anlamayacaklardır. Ancak akılları başlarına gelince salâta katılabilirler. Cünüp ne demek? ‘cunuben’ (جنب) kelimesi kökü bir yana dönmek (turn aside), uzaklaşmak (ward off), uzak durmak (keep away, keep far), sakınmak (stun), uzak olmak (be distant), kenarda kalmak (be or remain by the side) anlamındadır. Ayette tekil, eril isim kelimesi gelmiş olup ‘uzak, kenar’ anlamındadır. Uzun zaman yıkanmamış, banyo yapamamış kimseler temizlikten uzaklaştıkları için cünüp olarak isimlendirilir. Yüce Allah bu kimselerin yıkanmasını emretmektedir. Cünüplüğün cinsel ilişkiyle ilgisi yoktur. Cünüp hale gelmiş yani temizlikten uzak kalmış olanlar yayabilecekleri pis koku nedeniyle salâta katılamazlar. Bu kimseler banyo yaparak temizleneceklerdir. Daha sonra abdest alma sürecine gireceklerdir. Eğer orada yaşamayan, gelip geçen bir kimseyse ve banyo yapma imkânı yoksa direkt olarak abdest alma sürecine girecektir. Abdest süreci; Abdesti Kur’an’a göre iki şey bozar. 1. Cinsel ilişki olmuşsa 2. Dışkılama olmuşsa yani gaita çıkışı olmuşsa. Abdest gerekirse; Su varsa; eller dirseklere kadar yıkanır. Yüz yıkanır. Baş mesh edilir. Ayaklar mesh edilir. Su yoksa ya da hastalık varsa ya da sefer hali varsa temiz ve yumuşak bir toprakla\/kumla eller ovuşturulur ve yüze sürülür. Şema olarak gösterilmesi; Abdest alma süreci;", "id" : "148", "kuranAyetNo" : "536", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetAhmedSamira" : "15:9. Zikri1 Biz indirdik ve kesinlikle onun koruyucusu2 da Biziz.3 1- Öğüt. 2- Kur’an’ın Allah tarafından korunduğuna dair referans gösterilen bu ayeti şu üç şekilde anlamak mümkündür: a. Allah, Zikri (Kur’an’ı) kendisinin koruduğunu söylemektedir. Ki genel kabul gören görüş de budur. b. Ayette yer alan لَهُ (lehu) daki hu zamiri ile, kast edilen şey “Zikrin korunması” değil, (yine bu surenin 6, 7 ve 8. Ayetlerinin devamı olarak) “Resûl’ün korunmasıdır.” c. “Zikrin korunması,” vahiy sona erdikten sonraki dönemde değil, vahyin iniş anı ile ilgilidir. Vahyin gönderilişi anında ona herhangi bir müdahalenin yapılmasına karşı korunduğu ifade edilmektedir. Şahsen, söz konusu korumanın, Kur’an’ın Mushaf halinin Allah tarafından korunduğu anlamının doğru olmadığı kanaatindeyim. Doğrusunu kuşkusuz Allah bilir. Kur’an elbette korunmuştur. Ancak bu koruma Tur suresinin 2. ve 3. Ayetlerinde de ifade edildiği gibi gelen vahiy anında işlenmiş deri üzerine yazıya geçirilerek bizzat Resûlullah tarafından koruma altına alınmıştır. Keza yüzlerce sahabe tarafından da ezberlenerek ikinci bir koruma sağlanmıştır. Ve Nebi’den günümüze kadar hiçbir değişikliğe uğramadan bize ulaşmıştır. Bunun en güzel kanıtı yeryüzündeki milyonlarca Mushaf’ın bire bir aynı olmasıdır. 3- Birçok ayette; Allah’a atfen “Biz”, “Biziz” çoğul zamirleri kullanılmaktadır. Kur’an’daki “Biz\/Biziz” zamirleri çokluğu değil, “yüceliği”, “gücü”, “büyüklüğü” ifade etmektedir. Biz çoğul zamirinin kullanıldığı hiçbir ayette Allah’ın zatı söz konusu edilmemektedir. Allah’ın zatından söz eden ayetlerin tamamında “ene”, “inni” (ben, beni\/bana) zamirleri gibi tekil şahıs zamirleri kullanılmaktadır. “Biz” zamiri ise, Allah’ın yaptıklarına veya yapacaklarına yönelik ayetlerde, Allah’ın gücünün, üstünlüğün ve büyüklüğün ifadesi olarak yer almaktadır. Bütün dillerde, gücü ve yönetimi elinde bulunduran erk, otorite kendi gücünden ve üstünlüğünden söz eden ifadelerde, açıklama ve buyruklarda “biz” zamirini kullanmaktadır. 15:9. That We, We descended the reminder\/remembrance, and that We (are) for it, protectors\/guards (E) .", "ayetIe" : "Doğrusu biziz; biz indirdik zikri\/hatırlatmayı (Kur’an’ı); ve doğrusu biziz ona (zikre\/hatırlatmaya\/Kur’an’a) mutlak koruyucular.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inna doğrusu biziz إِنَّا - 2 nehnu biz نَحْنُ - 3 nezzelna indirdik نَزَّلْنَا نزل 4 z-zikra zikri\/hatırlatmayı (Kur’an’ı) الذِّكْرَ ذكر 5 ve inna ve doğrusu biziz وَإِنَّا - 6 lehu ona (zikre\/hatırlatmaya\/Kur’an’a) لَهُ - 7 lehafizune mutlak koruyucular لَحَافِظُونَ حفظ", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "196", "kuranAyetNo" : "1809", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetAhmedSamira" : "5:55. Sizin veliniz; ancak Allah, O’nun Resûlü ve “salatı ikame edip rukû halinde zekât yapan”1 mü’minlerdir. 1- Bu cümleye, literal\/lafzi olarak diğer çevirilerde, “namaz kılan, zekât veren ve rukû eden” şeklinde verilen anlam doğru değildir. Oysaki ayette, sözcük anlamı itibariyle “salatı ikame edip rukû halinde zekât yapan” demek olan bu terkip; Şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmek, O’na kulluk etmek ve bunu, Allah’a bağlılığı ortaya koyarak, buyruklarına içtenlikle teslim olarak; arınmış, temizlenmiş bir benlikle yapmak demektir. 5:55. But your guardian\/patron\/ally (is) God, and His messenger; and those who believed they keep up the prayers, and they give the charity , and they are bowing .", "ayetIe" : "Veliniz28 sizin ancak Allah’tır; ve resûlüdür418 O'nun; ve iman47 etmiş kimselerdir; kimseler (ki) ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar rükû11 edenlerdir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 innema ancak إِنَّمَا - 2 veliyyukumu sizin veliniz وَلِيُّكُمُ ولي 3 llahu Allah'tır اللَّهُ - 4 ve rasuluhu ve resulüdür\/elçisidir onun وَرَسُولُهُ رسل 5 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 6 amenu İman etmiş امَنُوا امن 7 ellezine kimseler الَّذِينَ - 8 yukimune dikerler\/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم 9 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 10 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي 11 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 12 ve hum ve onlar وَهُمْ - 13 rakiune rükû edenlerdir رَاكِعُونَ ركع", "ayetNo" : "55", "ayetNot" : "", "id" : "135", "kuranAyetNo" : "724", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetAhmedSamira" : "15:8. Biz, melekleri ancak Hakk ile1 indiririz. O zaman da işleri bitirilmiş olur. 1- İş olsun diye boş yere göndermeyiz. 15:8. We do not descend the angels except with the truth , and they (the disbelievers) were not then delayed\/waited .", "ayetIe" : "İndirir değiliz melekleri; ancak hakla\/gerçekle; ve olmuş değillerdir o zaman mühlet verilenler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ma değildir مَا - 2 nunezzilu indiririz نُنَزِّلُ نزل 3 l-melaikete melekleri الْمَلَائِكَةَ ملك 4 illa ancak إِلَّا - 5 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 6 ve ma ve değildir وَمَا - 7 kanu oldular كَانُوا كون 8 izen o zaman إِذًا - 9 munzerine mühlet verilenler مُنْظَرِينَ نظر", "ayetNo" : "8", "ayetNot" : "", "id" : "195", "kuranAyetNo" : "1808", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetAhmedSamira" : "4:162. Ancak, onlardan ilimde derinleşmiş1 olanlar ve Mü’minler, sana ve senden önce indirilene inanırlar. Salâtı ikame edenler, zekâtı yapanlar2, Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman edenler; işte onlara büyük bir ödül vereceğiz. 1- Gerçeği idrak etmiş olanlar. Gerçeğin vahiy olduğuna inananlar. Kur’an’da yer alan ilim ve âlim sözcükleri; Allah’ın, nasıl bir Allah olduğunu; yüceliğini, üstünlüğünü ve gücünü idrak etmek, ayırdına varmak; kesin, doğru ve gerçek bilgi kaynağının vahiy olduğuna inanmak, tevhidi bilince sahip olmak; gerçeği görmenin, bilmenin ve kavramanın bilincinde olmak demektir. Bu nedenle, Kur’an’da yer alan her âlim sözcüğüne “bilgin”, ilim sözcüğüne de “bilgi” anlamı vermek kesinlikle doğru değildir. 2- Bkz: 2:43 Nolu ayetin dipnotu. 4:162. But the affirmed in the knowledge from them, and the believers, they believe with what was descended to you, and what was descended from before you, and the keeping up (of) the prayers, and the giving the charity , and the believing with God, and the Day the Last\/Resurrection Day, those, We will give\/bring them a great reward .", "ayetIe" : "Fakat onlardan* ilimde kök salanlar\/ilimde derinleşenler; ve müminler27; iman47 ederler sana indirilmişe** ve senden önce indirilmişe***; ve ikame572 edenlerdir salâtı5; ve verenlerdir zekâtı10; ve iman47 edenlerdir Allah'a ve ahiret gününe; işte bunlar; getireceğiz\/vereceğiz onlara bir büyük ecir\/karşılık.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lakini fakat لَٰكِنِ - 2 r-rasihune kök salanlar الرَّاسِخُونَ رسخ 3 fi فِي - 4 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم 5 minhum onlardan مِنْهُمْ - 6 velmu'minune ve müminler وَالْمُؤْمِنُونَ امن 7 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن 8 bima بِمَا - 9 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 10 ileyke sana إِلَيْكَ - 11 ve ma ve وَمَا - 12 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 13 min مِنْ - 14 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل 15 velmukimine ve dikenlerdir\/ayağa kaldıranlardır وَالْمُقِيمِينَ قوم 16 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 17 velmu'tune ve verenlerdir وَالْمُؤْتُونَ اتي 18 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 19 velmu'minune ve iman edenlerdir وَالْمُؤْمِنُونَ امن 20 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 21 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 22 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 23 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 24 senu'tihim getireceğiz\/vereceğiz onlara سَنُؤْتِيهِمْ اتي 25 ecran bir ecir\/karşılık أَجْرًا اجر 26 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "162", "ayetNot" : "", "id" : "151", "kuranAyetNo" : "655", "not1" : "*Kitap ehlinden. **Kur'an'a. ***Tevrât ve İncîl.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:125. Hani Biz, Beyt’i1 insanlar için toplanma yeri ve güvenli bir yer kıldık. “İbrahim’in makamından kendinize bir salât2 yeri edinin.” dedik. İbrahim ve İsmail’den, “Evimi tavaf edenler, kendilerini adamak amacıyla orda toplananlar, “rükû ve secde edenler”3 için temiz tutun.” diye söz aldık. 1- Kâbe’yi, Mescid-i Haram’ı. 2- Allah’a yönelme, namaz kılma, 3- Allah’a bağlılığı ortaya koyanlar, buyruklarına içtenlikle tabi olanlar, saygı gösterip, değerini takdir edenler. 2:125. And when We put The House (as) a reward\/replacement\/compensation to the people, and (a) safety\/security, and they took from Abraham’s place a prayer place , and We entrusted\/recommended to Abraham and Ishmael: \"That purify\/clean\/wash (B) My House for the circlers\/walkers around , and the devoting\/dedicating , and the bowing , the prostrating .\"", "ayetIe" : "Ve yaptığı zaman beyti\/evi32 bilinci geri döndürme yeri insanlara; ve bir güvenlik; ve edinin\/tutun\/alın İbrahim'in dikelme\/ayağa kalkma\/doğrulma yerinden bir salla13 yeri; ve antlaştık\/ahitleştik İbrahim’le ve İsmail'le ki o ikisi temizler evimi32; etrafta dolaşanlar için; ve adananlara\/kendini vakfedenlere; ve rükû11 edenlere; secde12 edenlere.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 3 l-beyte beyti\/evi الْبَيْتَ بيت 4 mesabeten bilinci geri döndürme yeri مَثَابَةً ثوب 5 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 6 ve emnen ve bir güvenlik وَأَمْنًا امن 7 vettehizu ve edinin\/tutun\/alın وَاتَّخِذُوا اخذ 8 min مِنْ - 9 mekami dikelme\/ayağa kalkma\/doğrulma yerinden مَقَامِ قوم 10 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ - 11 musallen bir salla yeri مُصَلًّى صلو 12 ve ahidna ve antlaştık\/ahitleştik وَعَهِدْنَا عهد 13 ila إِلَىٰ - 14 ibrahime İbrahim'le إِبْرَاهِيمَ - 15 ve ismaiyle ve İsmail'le وَإِسْمَاعِيلَ - 16 en ki أَنْ - 17 tahhira o ikisi temizler طَهِّرَا طهر 18 beytiye evimi بَيْتِيَ بيت 19 littaifine etrafta dolaşanlar için لِلطَّائِفِينَ طوف 20 vel'aakifine ve adananlar\/kendini vakfedenler وَالْعَاكِفِينَ عكف 21 ve rrukkei ve rükû edenler وَالرُّكَّعِ ركع 22 s-sucudi secde edenler السُّجُودِ سجد", "ayetNo" : "125", "ayetNot" : "(ثوب) dönmek (return), geri gelmek (come back), bir şeyin veya durumun geri gelmesi (come back a state or conditon), bilincin tekrar kazanılması (regain conciousness), duygunun iyileşmesi (recover a sense), ödüllendirmek (reward), tekrar ödemek (repay) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 130 (of 1303) (طوف) etrafta gitmek (go about), etrafta yürümek (walk around), etrafta gezinen (ride about) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 671 (of 1303)", "id" : "134", "kuranAyetNo" : "132", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "19:59. Bundan sonra arkalarından gelen sonraki nesil, salâtı zayi ettiler1 ve şehvetlerine2 uydular. Yakında kötülükleri kendilerine dönecektir. 1- “Salâtı zayi etmek”, çevirilerde ifade edildiği gibi, “namazı geçirmek, onu ihmal etmek” demek değildir. Zayi sözcüğü, “bir şeyin elden çıkması, yitirilmesi” demektir. Eğer kast edilen şey, namazı geçirmek, terk etmek olsaydı; geçirme sözcüğünün karşılığı olan “fevt” sözcüğü kullanılması gerekirdi. Burada kastedilen şey, salâtın tamamen terk edilmesi demektir. Ve terk edilen salât, bilinen anlamı ile namaz ibadeti değil; din anlamındadır, Allah’a şirksiz yönelme anlamındadır. Yani, dinden çıkmaktan, tevhitten uzaklaşmaktan diğer bir anlatımla “küfr”den söz edilmektedir. Allah’a yönelme, namaz, dua, destek gibi anlamları olan salâtın anlamlarından biri de “dindir.” Zaten bir sonraki ayette, “tövbe edip, iman etmekten” söz edilmektedir. Salâtı\/dini terk edenler iman etmeye davet edilmektedirler. İmana davet ise ancak Kâfir olanlar için söz konusu olabilir. 2- Şiddetli istek, tutku ve arzularına. 19:59. So succeeded\/followed from after them a succession , they lost\/wasted\/destroyed the prayers, and they212followed the lusts\/desires\/cravings, so they will\/shall meet\/find misguidance\/failure .", "ayetIe" : "Öyle ki halife65 oldu onlardan sonra bir halef65; zayi ettiler\/kaybettiler salâtı5; ve tabi oldular şehvetlerine; öyle ki yakında karşılaşırlar bir yanılmaya\/yanlışa sapmaya.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fehalefe öyle ki halife oldu\/ardından geldi فَخَلَفَ خلف 2 min مِنْ - 3 bea'dihim onlardan sonra بَعْدِهِمْ بعد 4 halfun bir halef\/ardından gelen خَلْفٌ خلف 5 edau zayi ettiler\/kaybettiler أَضَاعُوا ضيع 6 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 7 vettebeu ve tabi oldular وَاتَّبَعُوا تبع 8 ş-şehevati şehvetlerine الشَّهَوَاتِ شهو 9 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ - 10 yelkavne karşılaşırlar يَلْقَوْنَ لقي 11 gayyen bir yanılmaya\/yanlışa sapmaya غَيًّا غوي", "ayetNo" : "59", "ayetNot" : "", "id" : "186", "kuranAyetNo" : "2307", "not1" : "", "surahName" : "Meryem", "sureNo" : "19" }, { "ayetAhmedSamira" : "107:5. Onlar ki salatlarından1 gafletteler. 1- Yardım etme, destek olma bilincinden, erdeminden, samimiyetinden yoksundurlar. 107:5. Those whom they are about their prayers negligent\/inattentive .", "ayetIe" : "Kimseler; onlar salâtlarında119 gaflet içindedirler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 an عَنْ - 4 salatihim salatlarında صَلَاتِهِمْ صلو 5 sahune gaflet içindedirler. سَاهُونَ سهو", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "111", "kuranAyetNo" : "6200", "not1" : "", "surahName" : "Mâûn", "sureNo" : "107" }, { "ayetAhmedSamira" : "9:5. Haram aylar1 çıktığı zaman, artık “o müşrikleri” nerede bulursanız öldürün2, onları yakalayıp hapsedin, bütün geçit yerlerinde onları gözetleyin. Eğer tevbe edip3, salâtı ikame eder4, zekâtı yaparlarsa5 diledikleri yolu seçsinler. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir. 1- Savaşmanın haram olduğu aylar. Bkz. 9:2. 2- “Bulundukları yerde öldürülecek olanlar,” müşriklerin tamamı değil; “o müşrikler” denilerek, “belli olan, yanı antlaşmanın hükümlerine uymayan, antlaşmayı bozan müşriklerdir.” Bunlar aynı zamanda Müslümanların aleyhinde düşmanlarla iş birliği yapanlardır. Bir önceki ayette, bunların kimler oldukları bildirilmektedir. Bir sonraki ayette de korunma isteyen müşriklere, korunma sağlanması ve güven içinde istedikleri yere ulaştırılmaları istenmektedir. 3- Savaşmaktan vazgeçerlerse. 4- Samimi olarak pişman olup, size yardım ve dayanışma içinde olurlarsa. Salat sözcüğünün, namazın yanı sıra; dua, destek, din, yardımlaşma, dayanışma, davet, kulluk, itaat ve yaradılış amacına uygun hareket etmek gibi anlamları bulunmaktadır. 5- Benliklerini kötülüklerden arındırıp samimi ve dürüst olurlarsa. Buradaki zekât sözcüğü, ekonomik yardımı değil, ikiyüzlülükten arınmış olmayı ifade etmektedir. 9:5. So if the months the forbidden\/sacred ended\/passed , so fight\/kill the sharers\/takers of partners (with God) where\/when you found them, and take\/punish them and restrict\/confine them and remain\/be concerned and prepared\/beset for them (in) every lookout\/observatory , so if they repented, and kept up the prayers and gave\/brought the charity\/ purification , so free their way\/path , that God (is) forgiving, merciful.", "ayetIe" : "Öyle ki sonlandığı zaman haram aylar34; öyleyse katledin35 müşrikleri36 her nerede buldunuz onları; ve tutun\/alın onları; ve kuşatın\/sınırlayın onları; ve oturup bekleyin onları her bir rasat yerinde\/gözlem yerinde; öyle ki eğer tevbe33 ettilerse; ve ikame572 ettilerse salâtı5; ve verdilerse zekâtı10; öyle ki serbest bırakın yollarını onların; doğrusu Allah Gafûr'dur20; Rahîm'dir2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feiza öyle ki o zaman فَإِذَا - 2 nseleha sonlandığında انْسَلَخَ سلخ 3 l-eşhuru aylar الْأَشْهُرُ شهر 4 l-hurumu haram الْحُرُمُ حرم 5 fektulu öyle ki katledin فَاقْتُلُوا قتل 6 l-muşrikine müşrikleri الْمُشْرِكِينَ شرك 7 haysu her nerede حَيْثُ حيث 8 vecedtumuhum buldunuz onları وَجَدْتُمُوهُمْ وجد 9 ve huzuhum ve tutun\/alın وَخُذُوهُمْ اخذ 10 vehsuruhum ve kuşatın\/sınırlayın onları وَاحْصُرُوهُمْ حصر 11 vek'udu ve oturup bekleyin وَاقْعُدُوا قعد 12 lehum onları لَهُمْ - 13 kulle her bir كُلَّ كلل 14 mersadin rasat yerinde\/gözlem yerinde مَرْصَدٍ رصد 15 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 16 tabu tevbe ettilerse تَابُوا توب 17 ve ekamu ve diktilerse\/ayağa kaldırdılarsa وَأَقَامُوا قوم 18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 19 ve atevu ve verdilerse وَاتَوُا اتي 20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 21 fehallu öyle ki serbest bırakın فَخَلُّوا خلو 22 sebilehum yollarını onların سَبِيلَهُمْ سبل 23 inne doğrusu إِنَّ - 24 llahe Allah اللَّهَ - 25 gafurun gafûrdur غَفُورٌ غفر 26 rahimun rahîmdir. رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "164", "kuranAyetNo" : "1240", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetAhmedSamira" : "21:10. Ant olsun ki, gerçekten içinde sizin öğüdünüz1 olan bir kitap indirdik. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? 1- Sizin için bildirdiğimiz, yapmanız ve sakınmanız gereken bilgiler. \/Sizin öğüt kitabınız. 21:10. We had descended to you a Book in it (is) your memory\/mention , so do you not reason\/understand?", "ayetIe" : "Ant olsun indirdik sizlere bir kitap (Kur’an); içindedir onun bir zikir\/hatırlatma sizlere; öyleyse akletmez562 misiniz?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل 3 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ - 4 kitaben bir kitap (Kur’an) كِتَابًا كتب 5 fihi içindedir onun فِيهِ - 6 zikrukum bir zikir\/hatırlatma sizlere ذِكْرُكُمْ ذكر 7 efela öyleyse أَفَلَا - 8 tea'kilune akletmez misiniz? تَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "118", "kuranAyetNo" : "2491", "not1" : "", "surahName" : "Enbiyâ", "sureNo" : "21" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:83. Hani! Bir zaman İsrailoğulları’ndan, Allah’tan başkasına kulluk etmeyin; anne ve babaya, öksüzlere, düşkünlere iyilik yapın; insanlara iyi söz söyleyin, “salatı ikame edin, zekâtı yapın1”, diye kesin söz almıştık. Sonra, içinizden pek azınız hariç sözünüzden döndünüz. Ve sizler, döneklik yapanlarsınız. 1- Bkz: 2:43’ün dipnotu. 2:83. And when We took Israel’s sons’ and daughters’ promise\/covenant, \"Do not worship except God, and with the parents a goodness and of the relations\/near , and the orphans and the poorest of the poor\/poor oppressed , and say to the people goodness, and keep up\/take care of the prayers and give\/bring the charity\/purification.\" Then you turned away except (a) few from you and you are objecting\/opposing .", "ayetIe" : "Ve aldığımız zaman bir mîsâk281 İsrailoğullarından; kulluk46 etmeyesiniz; ancak Allah'a; ve ana babaya bir güzellik; ve yakınlık sahibine130 (de); ve yetimlere131 (de); ve miskinlere113 (de); ve deyin insanlar için güzelliği; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; sonra biraz dışında sizlerden döndünüz; ve sizler direnç gösterenlersiniz\/karşı çıkanlarsınız.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ 3 misaka bir sözleşme\/misak مِيثَاقَ وثق 4 beni oğullarından بَنِي بني 5 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 6 la لَا - 7 tea'budune kulluk etmeyesiniz تَعْبُدُونَ عبد 8 illa ancak إِلَّا - 9 llahe Allah'a اللَّهَ - 10 ve bil-valideyni ve ana babayla وَبِالْوَالِدَيْنِ ولد 11 ihsanen bir güzellik إِحْسَانًا حسن 12 ve zi ve sahibine (de) وَذِي - 13 l-kurba yakınlık الْقُرْبَىٰ قرب 14 velyetama ve yetimlere (de) وَالْيَتَامَىٰ يتم 15 velmesakini ve miskinlere\/açlık sınırında yaşayanlara (da) وَالْمَسَاكِينِ سكن 16 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول 17 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس 18 husnen güzelliği حُسْنًا حسن 19 ve ekimu ve dikin\/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم 20 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 21 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 22 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 23 summe sonra ثُمَّ - 24 tevelleytum döndünüz تَوَلَّيْتُمْ ولي 25 illa dışında إِلَّا - 26 kalilen bir az قَلِيلًا قلل 27 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 28 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ - 29 mua'ridune direnç gösterenlersiniz \/karşı çıkanlarsınız مُعْرِضُونَ عرض", "ayetNo" : "83", "ayetNot" : "", "id" : "141", "kuranAyetNo" : "90", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "5:6. Ey iman edenler! Salâta1 durduğunuz zaman, yüzlerinizi ve ellerinizi -dirseklerinizle beraber- yıkayın. Başlarınızı ve -aşık kemiklerinizle beraber- ayaklarınızı mesh edin.2 Eğer cünüpseniz; tam olarak temizlenin.3 Eğer hasta veya yolcukta iseniz veya tuvaletten4 gelmişseniz veya kadınlarınızla ilişkiye girdiyseniz ve o anda su bulamadıysanız, temiz kumla5 teyemmüm edin; onunla ellerinizi ve yüzlerinizi mesh edin. Allah size herhangi bir zorluk dilemiyor. Ancak sizi tertemiz etmek ve üzerinize nimetini tamamlamak istiyor. Umulur ki şükredersiniz. 1- Namaza. 2- Abdest alırken, esas olan şey ayakların mesh edilmesidir. Ayakları yıkamak, abdestin koşullarından değildir. Dikkat edilirse teyemmüm etmede abdest alırken yıkanan azalar sayılmıştır. Teyemmüm edilecek azalar arasında ayakların sayılmaması, abdest alırken ayakların yıkanmasının şart olmadığının göstergesidir. Ancak, isteğe bağlı olarak ayakların yıkanmasının bir sakıncası yoktur. Mesh, doğrudan ayağa yapılmalıdır. Başka bir nesnenin üzerine yapılan mesh geçerli değildir. 3- Boy abdesti alın. 4- Ayette geçen الغَائِطِ (ğâid) sözcüğünün kök harfi olan غَوْط (ğavt) oyuk, boşluk demektir. Ğavtâ ise kaka demektir. Ğaid ise tuvalet yolu demektir. Diğer bir ifade ile tuvalet demektir. Tuvalet küçük ve büyük abdestin yapıldığı yer olduğu için, sadece büyük abdest değil küçük abdestte de abdest almayı gerektirir. 5- İnce toprak. 5:6. You, you those who believed, if you started\/got up to the prayers, so wash with water your faces, and your hands to the elbows, and rub\/wipe with your heads and your feet to the two joints\/ankle bones, and if you wereimpure\/unclean , so be purified\/cleaned , and if you were sick\/diseased or on (a) journey\/trip\/voyage or one of you came from the safe hidden depression in the ground (toilet), or you touched and felt repeatedly the women, so you did not find water, so wipe your hands and face with dust good\/pure dust, so rub\/wipe with your faces and your hands from it, God does not want to make\/put on you strain\/hardship, and but He wants to purify you mentally and physically and to complete (E) His blessing on you, maybe\/perhaps you thank\/be grateful.", "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Dikeldiğiniz\/ayağa kalktığınız zaman salâta5; öyle ki533 gusledin\/yıkayın yüzlerinizi ve ellerinizi dirseğe doğru; ve mesh edin\/sıvazlayın başlarınızı ve ayaklarınızı iki topuğa doğru; ve eğer olduysanız bir cünüp136; öyle ki temizlenin\/yıkanın; ve eğer olduysanız hastalar; ya da bir sefer üzerinde; ya da geldi biriniz sizden gaitadan\/dışkılamaktan; ya da dokundunuz\/cinsel ilişkiye girdiniz kadınlara; ve asla bulamadınız bir su; öyle ki teyemmüm edin\/sürün iyi\/hoş\/yumuşak toprağa\/kuma; öyle ki sıvazlayın yüzlerinize ve ellerinize ondan (topraktan\/kumdan); razı olur değildir Allah yapmaya sizlere zorluktan\/darlıktan; fakat razı olur\/arzular temizlemeye sizleri ve tamamlamaya kendi nimetini sizlere; belki sizler şükredersiniz43.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 iza zaman إِذَا - 5 kumtum dikeldiğiniz\/ayağa kalktığınız قُمْتُمْ قوم 6 ila إِلَى - 7 s-salati salata الصَّلَاةِ صلو 8 fegsilu öyle ki yıkayın\/gusledin فَاغْسِلُوا غسل 9 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه 10 ve eydiyekum ve ellerinizi وَأَيْدِيَكُمْ يدي 11 ila doğru إِلَى - 12 l-merafiki dirseğe الْمَرَافِقِ رفق 13 vemsehu ve mesh edin\/sıvazlayın وَامْسَحُوا مسح 14 biru'usikum başlarınızı بِرُءُوسِكُمْ راس 15 ve erculekum ve ayaklarınızı وَأَرْجُلَكُمْ رجل 16 ila doğru إِلَى - 17 l-kea'beyni iki topuğa الْكَعْبَيْنِ كعب 18 vein ve eğer وَإِنْ - 19 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 20 cunuben bir cünüp\/bir uzak (temizlikten) جُنُبًا جنب 21 fettahheru öyle ki temizlenin\/yıkanın فَاطَّهَّرُوا طهر 22 vein ve eğer وَإِنْ - 23 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 24 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض 25 ev ya da أَوْ - 26 ala üzerinde عَلَىٰ - 27 seferin bir sefer سَفَرٍ سفر 28 ev ya da أَوْ - 29 ca'e geldi جَاءَ جيا 30 ehadun biriniz أَحَدٌ احد 31 minkum sizden مِنْكُمْ - 32 mine مِنَ - 33 l-gaiti gaitadan\/dışkılamaktan الْغَائِطِ غوط 34 ev ya da أَوْ - 35 lamestumu dokundunuz\/cinsel ilişkiye girdiniz لَامَسْتُمُ لمس 36 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو 37 fe lem ve asla فَلَمْ - 38 tecidu bulamadınız تَجِدُوا وجد 39 maen bir su مَاءً موه 40 feteyemmemu öyle ki teyemmüm edin\/sürün فَتَيَمَّمُوا يمم 41 saiyden toprağa\/kuma صَعِيدًا صعد 42 tayyiben iyi\/hoş\/yumuşak طَيِّبًا طيب 43 femsehu öyle ki sıvazlayın فَامْسَحُوا مسح 44 bivucuhikum yüzlerinize بِوُجُوهِكُمْ وجه 45 ve eydikum ve ellerinize وَأَيْدِيكُمْ يدي 46 minhu ondan (topraktan\/kumdan) مِنْهُ - 47 ma değildir مَا - 48 yuridu razı olur يُرِيدُ رود 49 llahu Allah اللَّهُ - 50 liyec'ale yapmaya لِيَجْعَلَ جعل 51 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 52 min مِنْ - 53 haracin zorluktan\/darlıktan حَرَجٍ حرج 54 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 55 yuridu razı olur\/arzular يُرِيدُ رود 56 liyutahhirakum temizlemeye sizleri لِيُطَهِّرَكُمْ طهر 57 veliyutimme ve tamamlamaya وَلِيُتِمَّ تمم 58 nia'metehu kendi nimetini نِعْمَتَهُ نعم 59 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 60 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 61 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "152", "kuranAyetNo" : "675", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:51. Aslandan kaçan. 74:51. It escaped\/fled from cruelty\/a lion .", "ayetIe" : "Firar etti\/kaçtı bir aslandan\/bir avcıdan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ferrat firar etti\/kaçtı فَرَّتْ فرر 2 min مِنْ - 3 kasveratin bir aslandan\/bir avcıdan قَسْوَرَةٍ قسر", "ayetNo" : "51", "ayetNot" : "", "id" : "106", "kuranAyetNo" : "5544", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "15:7. “Eğer doğru söylüyorsan, bize melekleri getir de görelim!”1 1- Melekler sana tanıklık etsinler. 15:7. If you (could) come to us with the angels , if you were from truthful! (expression of wonderment).", "ayetIe" : "“Neden gelir değilsin bizlere meleklerle; eğer olduysan doğrulardan.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lev neden لَوْ - 2 ma değilsin مَا - 3 te'tina gelir bizlere تَأْتِينَا اتي 4 bil-melaiketi meleklerle بِالْمَلَائِكَةِ ملك 5 in eğer إِنْ - 6 kunte olduysan كُنْتَ كون 7 mine مِنَ - 8 s-sadikine doğrulardan الصَّادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "", "id" : "194", "kuranAyetNo" : "1807", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetAhmedSamira" : "48:29. Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, Kâfirlere1 karşı sert, birbirlerine çok merhametlidirler. Onları; rükû ederken2, secde ederken3 ve Allah’tan bağışlanma ve hoşnutluk isterlerken görürsün. Onların belirtileri, yüzlerindeki secde izleridir.4 İşte bunlar, onların Tevrat’taki örnekleridir. İncil’deki örnekleri de filizini yarıp çıkaran, sonra onu güçlendirerek kalınlaşıp, gövdesi üzerinde yükselen ekin gibidir. Bu, ekincilerin hoşuna gider. Allah, Kâfirlere onlarla üzüntü vermektedir. Allah, inanıp salihatı5 yapan kimselere bağışlanma ve büyük bir ödül sözü vermiştir. 1- Bkz. 48:25. Ayetin dipnotu. 2- Şirk koşmaksızın Allah’a bağlılığı ortaya koymak, buyruklarına içtenlikle teslim olmak. 3- Şirk koşmaksızın Allah’a itaat etmek, emrine amade olmak, değerini takdir etmek, yüceliğini, üstünlüğünü kabul etmek ve saygı göstermek. İçtenlikle boyun eğmek. 4- Secde; tam bir teslimiyet içinde Allah’a bağlılık göstermek, emrine amade olmak, değerini takdir etmek, yüceliğini, üstünlüğünü kabul etmek ve saygı göstermek ve içtenlikle boyun eğmek demektir. Bütün bir varlığın Allah’ın evrene koyduğu işleyiş yasalarına tabi olması, boyun bükmesidir. 5- Bkz. 45:21. Ayetin dipnotu. 48:29. Mohammad (is) God’s messenger, and those who with him (are) strong over the disbelievers, merciful between them, you see them bowing, prostrating wishing\/desiring grace\/favour from God, and an acceptance\/approval , their marks\/identifications\/expressions (are) in their faces\/fronts from the prostration’s trace\/sign , that (is) their example in the Torah, and their example in the Bible\/New Testament , as\/like a plant\/crop, it brought out\/emerged its sprout\/shoot , so it surrounded and strengthened it, so it hardened\/thickened , so it straightened\/leveled on its stem, it pleases\/marvels the sowers\/seeders\/planters to anger\/enrage with it the disbelievers, God promised those who believed and made\/did the correct\/righteous deeds from them, forgiveness and a great reward.", "ayetIe" : "Muhammed resûlüdür418 Allah'ın; ve onunla birlikte (olan) kimseler şiddetlidirler kâfirlere25 karşı; merhametlidirler kendi aralarında; görürsün onları rükû11 edenler; secde12 edenler; ararlar bir fazıl\/lütuf Allah’tan; ve bir rıza; yüzlerindeki simaları onların eserindendir secdelerin12; işte bu; misalleridir onların Tevrât'ta; ve misalleridir onların İncîl’de; bir zer\/bir tohum (ki) çıkardı filizini; öyle ki kaplayarak güçlendirdi (filiz) onu (tohumu); öyle ki kalınlaştı\/sertleşti; öyle ki istiva etti\/seviyeledi gövdesinin üstüne; hayranlıkla zevk alır zer\/tohum ekenler; kızması için\/öfkelenmesi için onlara kâfirlerin25; vaat etti Allah kimselere; iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18 onlardan (iman edenlerden); bir mağfiret\/bir bağışlanma; ve büyük bir ecir\/karşılık.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 muhammedun Muhammed مُحَمَّدٌ - 2 rasulu resulüdür\/elçisidir رَسُولُ رسل 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 5 meahu birlikte onunla مَعَهُ - 6 eşidda'u şiddetlidirler أَشِدَّاءُ شدد 7 ala karşı عَلَى - 8 l-kuffari kâfirlere\/gerçeği örtüp gizleyenlere الْكُفَّارِ كفر 9 ruhama'u merhametlidirler رُحَمَاءُ رحم 10 beynehum kendi aralarında بَيْنَهُمْ بين 11 terahum görürsün onları تَرَاهُمْ راي 12 rukkean rükû edenler\/eğilenler\/dize gelenler\/baş eğenler رُكَّعًا ركع 13 succeden secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler سُجَّدًا سجد 14 yebtegune aranırlar يَبْتَغُونَ بغي 15 fedlen bir fazıl\/lütuf فَضْلًا فضل 16 mine مِنَ - 17 llahi Allah’tan اللَّهِ - 18 ve ridvanen ve bir rıza وَرِضْوَانًا رضو 19 simahum simaları onların سِيمَاهُمْ سوم 20 fi فِي - 21 vucuhihim yüzlerindeki وُجُوهِهِمْ وجه 22 min مِنْ - 23 eseri eserindendir أَثَرِ اثر 24 s-sucudi secdelerin\/teslim olmaların السُّجُودِ سجد 25 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 26 meseluhum misalleridir onların مَثَلُهُمْ مثل 27 fi فِي - 28 t-tevrati Tevrat'ta التَّوْرَاةِ - 29 ve meseluhum ve misalleridir onların وَمَثَلُهُمْ مثل 30 fi فِي - 31 l-incili İncil’de الْإِنْجِيلِ - 32 kezer'in bir zer\/bir tohum كَزَرْعٍ زرع 33 ehrace çıkardı أَخْرَجَ خرج 34 şetehu filizini شَطْأَهُ شطا 35 fe azerahu öyle ki kaplayarak güçlendirdi (filiz) onu (tohumu) فَازَرَهُ ازر 36 festegleze öyle ki kalınlaştı\/sertleşti فَاسْتَغْلَظَ غلظ 37 festeva öyle ki istiva etti\/seviyelendi فَاسْتَوَىٰ سوي 38 ala üstüne عَلَىٰ - 39 sukihi gövdesinin سُوقِهِ سوق 40 yua'cibu hayranlıkla keyf alır يُعْجِبُ عجب 41 z-zurraa zer\/tohum ekenler الزُّرَّاعَ زرع 42 liyegiyze kızması için\/öfkelenmesi için لِيَغِيظَ غيظ 43 bihimu onlara بِهِمُ - 44 l-kuffara kafirlerin\/gerçeği örtüp gizleyenlerin الْكُفَّارَ كفر 45 veade vaat etti وَعَدَ وعد 46 llahu Allah اللَّهُ - 47 ellezine kimselere الَّذِينَ - 48 amenu iman ettiler امَنُوا امن 49 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل 50 s-salihati düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler الصَّالِحَاتِ صلح 51 minhum onlardan (iman edenlerden) مِنْهُمْ - 52 megfiraten bir mağfiret\/bir bağışlanma مَغْفِرَةً غفر 53 ve ecran ve bir ecir\/karşılık وَأَجْرًا اجر 54 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "139", "kuranAyetNo" : "4610", "not1" : "", "surahName" : "Fetih", "sureNo" : "48" }, { "ayetAhmedSamira" : "4:77. Kendilerine, ellerinizi çekin1, salâtı ikâme edin, zekâtı yapın2 denilen kimseleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca3, içlerinden bir kısmı Allah’ın haşyeti gibi, hatta daha fazla insanlara haşyet4 duyarlar. Ve “Ey Rabb’imiz! Neden üzerimize savaş yazdın, bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya?” dediler. De ki: “Dünya geçimliği önemsizdir. Ahiret, takva sahibi kimseler için daha hayırlıdır.” Ve hurma çekirdeğinin içindeki lif kadar size haksızlık edilmez. 1- Kimseye dokunmayın. 2 - Namazı kılın, zekâtı verin” şeklinde anlam verilen bu terkipteki “vermek” sözcüğünün kök harfleri أَتي (Elif-Te-Ye) olup, 549 yerde geçmektedir. Ve sözcük, ağırlıklı olarak şu üç anlamda kullanılmaktadır: Yapmak, getirmek ve vermek. (اتى) Âta, vermek, (أَتَى) Eta yapmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar bu terkipte,” vermek” anlamına gelen “Âtû” yer alsa da (اتى) âtû sözcüğüne, “yapmak” anlamının verilmesi de mümkündür. Zira arınmak, aklanmak, temizlenmek demek olan “zekât”, verilen bir şey değil, “yapılan” bir şeydir. Kur’an, zekât sözcüğünü “arınmak” anlamında kullanmaktadır. (Örneğin 19:13) Zekât, mali yardım değil, mali yardım yapılarak malın arınmasıdır. Mali yardım sadakadır. Sadaka verilirse, malın arınması gerçekleşmiş olacaktır. Bu terkip: İbadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak; Allah’a yönelmeyi, kulluğu, duayı ve ibadeti, “şirkten arınmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. 3- Gerekli görülünce, zorunlu kılınınca. 4- Derin saygı ve içten sevgi besleyerek; onları Allah’tan üstün ve yüce görürler. Bu sözcüğe korkma anlamı vermek doğru değildir. Sözcük, “huşu” (içtenlik) samimiyet anlamındadır. 4:77. Did you not see to those who were said to them: \"Prevent\/stop your hands and keep up the prayers, and give the charity.\" So when the fighting\/killing was written\/decreed on them, then a group from them fear the people, as God’s fear, or stronger fear, and they said: \"Our Lord, for what (did) You write\/decree on us the fighting\/killing, if only You delayed us to (a) near term\/time.\" Say: \"The present world’s enjoyment (is) little, and the end (other life) (is) best to who feared and obeyed, and you do (will) not be caused injustice to\/oppressed (as little as) a cleft in a seed .\"", "ayetIe" : "Görmez misin kimseleri? Denildi onlara; çekin ellerinizi; ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; öyle ki ne zaman yazıldı onlara savaş; o zaman bir fırka\/bir bölük onlardan haşyet53 duyar insanlara; haşyet53 duyar gibi Allah'a; ya da daha şiddetli bir haşyet53 duyma; ve dediler: “Rabbimiz4! Niçin yazdın bize savaş? Keşke tehir etseydin\/erteleseydin bizi yakın bir ecele\/bir süreye”; de ki: “Dünya metası54 azdır; ve ahiret hayırlıdır; kimse için; takvalı21 oldu; ve zulmedilmez sizlere bir fitil\/bir sicim137 (kadar).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 elem أَلَمْ - 2 tera görmez misin تَرَ راي 3 ila إِلَى - 4 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 5 kile denildi قِيلَ قول 6 lehum onlara لَهُمْ - 7 kuffu çekin كُفُّوا كفف 8 eydiyekum ellerinizi أَيْدِيَكُمْ يدي 9 ve ekimu ve dikin\/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم 10 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 11 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 12 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 13 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 14 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب 15 aleyhimu onlara عَلَيْهِمُ - 16 l-kitalu savaş الْقِتَالُ قتل 17 iza o zaman إِذَا - 18 ferikun bir fırka\/bir grup فَرِيقٌ فرق 19 minhum onlardan مِنْهُمْ - 20 yehşevne haşyet duyar\/derin saygı duyar يَخْشَوْنَ خشي 21 n-nase insanlara النَّاسَ نوس 22 kehaşyeti haşyet duyar\/derin saygı duyar gibi كَخَشْيَةِ خشي 23 llahi Allah'a اللَّهِ - 24 ev ya da أَوْ - 25 eşedde daha şiddetli أَشَدَّ شدد 26 haşyeten bir haşyet duyma\/derin saygı duyma خَشْيَةً خشي 27 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 28 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 29 lime niçin لِمَ - 30 ketebte yazdın كَتَبْتَ كتب 31 aleyna bize عَلَيْنَا - 32 l-kitale savaş الْقِتَالَ قتل 33 levla keşke لَوْلَا - 34 ehhartena tehir etseydin\/erteleseydin bizi أَخَّرْتَنَا اخر 35 ila إِلَىٰ - 36 ecelin bir ecele\/bir süreye أَجَلٍ اجل 37 karibin yakın قَرِيبٍ قرب 38 kul de ki قُلْ قول 39 metau metası\/yararlanması مَتَاعُ متع 40 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 41 kalilun azdır قَلِيلٌ قلل 42 vel'ahiratu ve ahiret وَالْاخِرَةُ اخر 43 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 44 limeni kimse için لِمَنِ - 45 tteka takvalı oldu\/sakındı اتَّقَىٰ وقي 46 ve la ve وَلَا - 47 tuzlemune zulmedilmez sizlere تُظْلَمُونَ ظلم 48 fetilen bir fitil\/bir sicim (kadar) فَتِيلًا فتل", "ayetNo" : "77", "ayetNot" : "", "id" : "149", "kuranAyetNo" : "570", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetAhmedSamira" : "6:72. “Bir de salâtı ikame edin1 ve O’na karşı takvâlı2 olun. O’dur huzuruna varıp toplanacağınız.” 1- İbadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmek. Bu yönelme; sürekli destek olmak, dayanışmak, ilgi duymak, duyarlı olmak, izleyici kalmamak, yanında yer almak, ritüel salat (namaz kılmak), dua etmek şeklinde olmaktadır. Salâtın hangi anlamı ifade ettiği, içinde yer aldığı ayet ve konu bağlamından rahatlıkla anlaşılabilir. Salatın ayrıca din ve havra anlamı da bulunmaktadır. Namaz, Farsça bir sözcüktür ve bu sözcük Kur’an’da geçmez. Salatın zıddı tevellâdır. Tevellâ süreklilik ifade etmektedir; sürekli karşı çıkmak, ilgisiz ve duyarsız kalmak, köstek olmak, engellemeye çalışmak demektir. 2- Takva, korunmak, önlemek, saklamak. Kişinin vahye içtenlikle uyarak kendisini kötü, zararlı ve tehlikeli şeylere karşı koruması ve güvene almasıdır. Takva, sözcük olarak zarar verecek şey ile korunacak şey arasına konan engel demektir. 6:72. And that keep up the prayers and fear and obey Him, and He is who to Him you are being gathered\/collected.", "ayetIe" : "Ve ki ikame572 edin salâtı5; ve takvalı21 olun O’na (Allah'a); ve O ki; O’na haşredilirsiniz556.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve en ve ki وَأَنْ - 2 ekimu dikin\/ayağa kaldırın أَقِيمُوا قوم 3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 4 vettekuhu ve takvalı olun O’na وَاتَّقُوهُ وقي 5 ve huve ve O وَهُوَ - 6 llezi ki الَّذِي - 7 ileyhi O’na إِلَيْهِ - 8 tuhşerune haşr olunursunuz\/bir araya getirilirsiniz تُحْشَرُونَ حشر", "ayetNo" : "72", "ayetNot" : "", "id" : "157", "kuranAyetNo" : "861", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetAhmedSamira" : "33:43. Allah ve melekleri, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size salat1 etmektedir. O, Mü’minlere karşı çok merhametlidir. 1- Destek olmaktadır, yardım etmektedir. 33:43. He is who blesses and compliments on ( for) you and His angels to bring you out (E) from the darknesses to the light, and He was\/is with the believing merciful.", "ayetIe" : "O (Allah) ki salât22 eder sizlere; ve melekleri (de) onun; çıkarmak için sizleri karanlıklardan aydınlığa\/nura; ve oldu O (Allah) müminlere27 bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 huve O هُوَ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 yusalli salla eder يُصَلِّي صلو 4 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 5 ve melaiketuhu ve melekleri onun وَمَلَائِكَتُهُ ملك 6 liyuhricekum çıkarmak için sizleri لِيُخْرِجَكُمْ خرج 7 mine -dan مِنَ - 8 z-zulumati karanlıklar- الظُّلُمَاتِ ظلم 9 ila إِلَى - 10 n-nuri aydınlığa\/nura النُّورِ نور 11 ve kane ve oldu o (Allah) وَكَانَ كون 12 bil-mu'minine müminlere\/itimat edenlere\/emin olanlara بِالْمُؤْمِنِينَ امن 13 rahimen bir rahîm (rahman\/merhamet sıfatının anne rahminde tecelli etmesi gibi) رَحِيمًا رحم", "ayetNo" : "43", "ayetNot" : "", "id" : "124", "kuranAyetNo" : "3574", "not1" : "", "surahName" : "Ahzâb", "sureNo" : "33" }, { "ayetAhmedSamira" : "15:5. Hiçbir toplum, ecelini öne alamaz ve geciktiremez. 15:5. None from a nation precedes its term\/time, and they do not delay (it).", "ayetIe" : "Öne geçer değildir hiçbir ümmet305; kendi ecelini; ve değildir (onlar) geri bırakırlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ma değildir مَا - 2 tesbiku öne geçer تَسْبِقُ سبق 3 min hiçbir مِنْ - 4 ummetin ümmet أُمَّةٍ امم 5 eceleha kendi ecelini أَجَلَهَا اجل 6 ve ma ve değildir وَمَا - 7 yeste'hirune geri bırakırlar (onlar) يَسْتَأْخِرُونَ اخر", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "192", "kuranAyetNo" : "1805", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetAhmedSamira" : "10:87. Musa ve kardeşine vahyettik: “Halkınız için Mısır’da evler hazırlayın. Evlerinizi kıble1 yapın ve salâtı ikame edin.2 Mü’minleri müjdele.” 1- Bir araya gelme merkezleri, toplanma yerleri, birbirlerine yakın yerler. 2- Yardımlaşma ve dayanışmayı canlı ve diri tutun. 10:87. And We inspired\/transmitted to Moses and his brother that you (B) reside\/establish houses\/homes to your (B)’s nation by a city\/border\/region\/Egypt, and make your houses\/homes direction, and keep up the prayers, and announce good news (to) the believers.", "ayetIe" : "Ve vahyettik603 Musa'ya ve kardeşine ki yerleşim yeri edinin ikiniz kavminiz için; şehirde evler; ve yapın evlerinizi bir kıble14; ve ikame edin salâtı5; ve müjdele müminleri27.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي 2 ila إِلَىٰ - 3 musa Musa'ya مُوسَىٰ - 4 ve ehihi ve kardeşine وَأَخِيهِ اخو 5 en ki أَنْ - 6 tebevva yerleşim yeri edinin ikiniz تَبَوَّا بوا 7 likavmikuma kavminiz için لِقَوْمِكُمَا قوم 8 bimisra şehirde بِمِصْرَ مصر 9 buyuten evler بُيُوتًا بيت 10 vec'alu ve yapın وَاجْعَلُوا جعل 11 buyutekum evlerinizi بُيُوتَكُمْ بيت 12 kibleten bir kıble قِبْلَةً قبل 13 ve ekimu ve dikin\/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم 14 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر 16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "87", "ayetNot" : "", "id" : "176", "kuranAyetNo" : "1449", "not1" : "", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetAhmedSamira" : "9:84. Onlardan ölen hiçbir kimseye, asla salat1 etme ve kabirlerinin başında da durma. Çünkü onlar, Allah ve Resul’ünü Küfrettiler.2 Ve onlar fasık3 olarak öldüler. 1- Dua, cenaze salatı\/namazı. 2- Kâfir: İnançsız, inanmayan, gerçeğin üzerini örten, gerçeği kabul etmeyen, nankör. Allah’ı ve vahyi reddeden. Küfr, İman’ın karşıtıdır. 3- Günaha sapan. Vahyin belirlediği sınırların dışına çıkan; iyi, doğru, güzel ve temiz şeylerden uzak kalan. İnanç olarak inanan, yaşantı olarak Kâfir olan. 9:84. And do not ever pray on anyone from them (that) died, and do not stand on his grave\/burial place, that they truly disbelieved by God and His messenger, and they died and (while) they are debauchers .", "ayetIe" : "Ve salla52 edilmez onlardan ölen birine; ebediyen\/ilelebet; ve kıyam143 etme onun kabrinde; doğrusu onlar kâfirlik25 ettiler Allah'a ve resûlüne onun; ve öldüler; ve onlar fasıklar38 (olarak).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve la ve وَلَا - 2 tusalli salla edilmez تُصَلِّ صلو 3 ala عَلَىٰ - 4 ehadin birine أَحَدٍ احد 5 minhum onlardan مِنْهُمْ - 6 mate ölen مَاتَ موت 7 ebeden ebediyen\/ilelebet أَبَدًا ابد 8 ve la ve وَلَا - 9 tekum dikelme\/kıyam etme\/ayakta durma\/dikleşme تَقُمْ قوم 10 ala عَلَىٰ - 11 kabrihi onun kabrinde قَبْرِهِ قبر 12 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 13 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 14 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 15 ve rasulihi ve resulüne\/elçisine onun وَرَسُولِهِ رسل 16 ve matu ve öldüler وَمَاتُوا موت 17 vehum ve onlar وَهُمْ - 18 fasikune fasıklar فَاسِقُونَ فسق", "ayetNo" : "84", "ayetNot" : "", "id" : "122", "kuranAyetNo" : "1319", "not1" : "*Yüz çevirmemek, ilgisiz kalmamak, kale almak, umursamak, kayıtsız kalmamak, mühimsemek, tepkisiz kalmayarak üzerine titremek.", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetAhmedSamira" : "109:2. “Ben, sizin kulluk1 ettiğinize asla kulluk etmem.” 1- Kulluk, kaçınılmaz, zorunlu bir durumdur; seçim, kul olup olmamakla ilgili bir şey olmayıp, kulluğun kime yapılacağı ile ilgilidir. Kulluk; ya Allah’a özgü olur ya da Allah’ın dışında başka şeylere olur. Kulluğun Allah’a özgü olması özgürlüktür, Allah’tan başkasına: bir güce, dünya malına, insanın kendi hevasına, iktidara, düşünceye, kişiye vs. olması ise köleliktir. Kulluk seçiminde tevhid gerçekleştirilmezse inanca dair her şey anlamını ve önemini yitirir, yaşam ve inanç şirke dönüşür. İnsanın yaşamında kulluğun kapsamadığı hiçbir alan yoktur. Müslüman için kulluk insanın ruhen ve bedenen bütün varlığı ile Allah’a bilinçli bir bağlılık ve yönelmesidir. İbadet, kulluğun mastar formudur. 109:2. I do not worship what you worship.", "ayetIe" : "\"Kulluk46 etmem; kulluk46 eder olduğunuza.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 la لَا - 2 ea'budu kulluk etmem أَعْبُدُ عبد 3 ma مَا - 4 tea'budune kulluk eder olduğunuza تَعْبُدُونَ عبد", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "170", "kuranAyetNo" : "6207", "not1" : "", "surahName" : "Kâfirûn", "sureNo" : "109" }, { "ayetAhmedSamira" : "15:3. Bırak onları; yiyip, içip faydalansınlar; beklentileri onları oyalasın. Fakat yakında gerçeği anlayacaklar.1 1- Gerçekle karşı karşıya kalacaklar. 15:3. Leave them eat and they live long\/enjoy, and the hope distracts\/preoccupies them , so they will\/shall know.", "ayetIe" : "Bırak onları; yesinler ve yararlansınlar; ve oyalar onları emel\/ümit; öyle ki yakında bilirler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 zerhum bırak onları ذَرْهُمْ وذر 2 ye'kulu yesinler يَأْكُلُوا اكل 3 ve yetemetteu ve yararlansınlar وَيَتَمَتَّعُوا متع 4 ve yulhihimu ve oyalar onları وَيُلْهِهِمُ لهو 5 l-emelu emel\/ümit الْأَمَلُ امل 6 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ - 7 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "190", "kuranAyetNo" : "1803", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetAhmedSamira" : "107:1. Dini1 yalanlayanı görüyorsun değil mi? 1- Ceza\/karşılık. Hesap Günü’nü. Borcunu: Kendisine verilen nimetleri yok sananı gördün mü? Din, deyn\/borç sözcüğünden türemiştir. 107:1. Did you see\/understand who lies\/denies\/falsifies with the religion?", "ayetIe" : "Gördün mü kimseyi; yalanlar\/inkâr eder\/yanlış yönlendirir dini?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 eraeyte gördün mü? أَرَأَيْتَ راي 2 llezi kimseyi الَّذِي - 3 yukezzibu yalanlar\/inkâr eder\/yanlış yönlendirir dini? يُكَذِّبُ كذب 4 bid-dini dini بِالدِّينِ دين", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "Ayette işaret edilen kimse gerçek din olan İslam’ı yani sadece Kur’an demeyi yalanlamaktadır. https:\/\/kuranmucizeler.com\/kuran-a-gore-gercek-hak-din-nedir Sadece Kur’an demeyen herkes bu kimsenin tanımına girer. Ayette geçmiş zaman kipi ile ‘gördün mü?’ buyurulduğuna göre bu tip insanların Muhammed peygamberimiz zamanında yaşadığı kesindir. Ancak bu kimseler sadece o zamanda yaşamıştır, artık böyle kimseler yeryüzünde yoktur asla denilemez. Kur’an evrenseldir. Bu ayetlerin muhatapları her daim yeryüzünde bulunacaktır. Ayetten anladığımıza göre bu kimseler Yüce Allah’ın gerçek dini yanında farklı dinler edinmişlerdir. Yani müşriktirler. Yüce Allah’a şirk koşan insanlardır. Tamamı zan olan hadisleri\/söylentileri dinde kaynak edinerek dinlerini parça parça eden insanlar bu ayetin muhatabıdır.", "id" : "107", "kuranAyetNo" : "6196", "not1" : "", "surahName" : "Mâûn", "sureNo" : "107" }, { "ayetAhmedSamira" : "9:112. Tevbe edenler, kulluk edenler, hamd edenler1, seyahat edenler2, rukû edenler3, secde edenler4, mar’ûf olanı yapıp, münker olana engel olanlar;5 Allah’ın hudutlarını koruyanlardır. Mü’minleri müjdele. 1- Övgüyü, yalnızca Allah’a özgü kılanlar. 2- Yol birlikteliği yapanlar. Allah’ın dinine hizmet için sefere çıkanlar. 3- Allah’a bağlılığı ortaya koyanlar, buyruklarına içtenlikle teslim olanlar. 4- Saygı gösterip, değerini takdir edenler, O’nun emirlerine içtenlikle boyun eğenler. 5- Bkz. 9:71 Ayetin dipnotu.", "ayetIe" : "Tevbe33 edenler; kulluk edenler; hamd3 edenler; seyahat edenler (Allah için); rükû11 edenler; secde12 edenler; emredenler marufla291; ve engelleyenler\/yasaklayanlar münkeri82; ve koruyanlar Allah'ın hudutlarını; ve müjdele müminleri27.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 et-taibune tevbe edenler التَّائِبُونَ توب 2 l-aabidune kulluk edenler الْعَابِدُونَ عبد 3 l-hamidune hamd edenler الْحَامِدُونَ حمد 4 s-saihune seyahat edenler (Allah için) السَّائِحُونَ سيح 5 r-rakiune rükû edenler الرَّاكِعُونَ ركع 6 s-sacidune secde edenler السَّاجِدُونَ سجد 7 l-amirune emredenler الْامِرُونَ امر 8 bil-mea'rufi evrensel kabul edilmişle بِالْمَعْرُوفِ عرف 9 ve nnahune ve engelleyenler\/yasaklayanlar وَالنَّاهُونَ نهي 10 ani عَنِ - 11 l-munkeri iğrençleştirilmişten\/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر 12 velhafizune ve koruyanlar وَالْحَافِظُونَ حفظ 13 lihududi hudutlarını لِحُدُودِ حدد 14 llahi Allah'ın اللَّهِ - 15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر 16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "112", "ayetNot" : "", "id" : "136", "kuranAyetNo" : "1347", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetAhmedSamira" : "17:110. De ki: “İster Allah diye çağırın ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın en iyi isimler O’nundur.” Salatında1 ne fazla yükselt ne de fazla kıs.2 Bu ikisi arasında bir yol tut. 1- Duanda, Allah’tan yardım isteyişinde. 2- Sesini 17:110. Say: \"Call God, or call the merciful, whichever you call, so for Him (are) the names the best\/most beautiful (the good names), and do not publicize\/declare\/raise (voice) with your prayers, and do not silence\/lower and hide with it, and wish\/desire between that a way\/method.\"", "ayetIe" : "De ki: “Dua80 edin Allah (diye) veya dua80 edin Rahmân1 (diye); dua80 ettiğiniz hangisiyse”; öyle ki O'nadır en güzel isimler49; sesini yükseltme salâtında5; sessiz (de) etme onu; bakın\/ara arasında bunun bir yol.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kuli de ki قُلِ قول 2 d'u çağırın\/dua edin ادْعُوا دعو 3 llahe Allah (diye) اللَّهَ - 4 evi veya أَوِ - 5 d'u çağırın\/dua edin ادْعُوا دعو 6 r-rahmane Rahman (diye) الرَّحْمَٰنَ رحم 7 eyyen hangisiyse أَيًّا - 8 ma مَا - 9 ted'u çağırdığınız\/dua ettiğiniz تَدْعُوا دعو 10 felehu öyle ki O'nadır فَلَهُ - 11 l-esma'u isimler الْأَسْمَاءُ سمو 12 l-husna en güzel الْحُسْنَىٰ حسن 13 ve la وَلَا - 14 techer sesini yükseltme تَجْهَرْ جهر 15 bisalatike salatında بِصَلَاتِكَ صلو 16 ve la وَلَا - 17 tuhafit sessiz (de) etme تُخَافِتْ خفت 18 biha onu بِهَا - 19 vebtegi bakın\/ara وَابْتَغِ بغي 20 beyne arasında بَيْنَ بين 21 zalike bunun ذَٰلِكَ - 22 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "110", "ayetNot" : "", "id" : "183", "kuranAyetNo" : "2137", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetAhmedSamira" : "5:91. Şeytan, hamr ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ın öğütlerini dinlemekten ve salâttan1 uzaklaştırmak ister. O halde bunlardan vazgeçmeyecek misiniz? 1- Namaz kılmaktan. 5:91. But the devil wants that he makes the animosity and the intense hatred fall between you, in (through use of) the intoxicants and the gambling, and he prevents\/obstructs you from God’s remembrance\/reminder, and from the prayers, so are you ending\/stopping?", "ayetIe" : "Ancak arzu eder şeytân29 ki düşürsün aranıza husumet\/düşmanlık ve nefret; hamr138 içinde; ve meysir359 (içinde); ve uzaklaştırmak\/alıkoymak Allah'ın zikrinden78 ve salâttan5; öyleyse sizler nehy edenler\/geri duranlar\/dizginleyenler misiniz?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 innema ancak إِنَّمَا - 2 yuridu arzu eder يُرِيدُ رود 3 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 4 en ki أَنْ - 5 yukia düşürsün يُوقِعَ وقع 6 beynekumu aranıza بَيْنَكُمُ بين 7 l-adavete husumet الْعَدَاوَةَ عدو 8 velbegda'e ve nefret وَالْبَغْضَاءَ بغض 9 fi فِي - 10 l-hamri aklı örten içinde الْخَمْرِ خمر 11 velmeysiri ve meysir وَالْمَيْسِرِ يسر 12 ve yesuddekum ve uzaklaştırmak\/alıkoymak وَيَصُدَّكُمْ صدد 13 an عَنْ - 14 zikri zikrinden ذِكْرِ ذكر 15 llahi Allah'ın اللَّهِ - 16 ve ani ve وَعَنِ - 17 s-salati ve salattan الصَّلَاةِ صلو 18 fehel öyleyse misiniz فَهَلْ - 19 entum sizler أَنْتُمْ - 20 muntehune nehy edenler\/geri duranlar\/dizginleyenler مُنْتَهُونَ نهي", "ayetNo" : "91", "ayetNot" : "", "id" : "155", "kuranAyetNo" : "760", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetAhmedSamira" : "8:35. Onların, Beyt’in1 yanındaki salâtları2, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. Öyleyse küfrünüzden dolayı azabı tadın. 1- Mescid-i Harâm\/Kâbe. 2- İbadetleri, namazları. 8:35. And their prayers at the House\/Home was not except whistling by mouth and echoing\/prolonging\/clapping ,so taste\/experience the torture with what you were disbelieving.", "ayetIe" : "Ve olmuş değildir onların* beytin\/evin32 yanındaki salâtı5 ancak ıslık çalma706 ve el çırpma706; öyleyse tadın azabı; kâfirlik25 eder olduğunuzla.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 salatuhum salatı onların صَلَاتُهُمْ صلو 4 inde yanındaki عِنْدَ عند 5 l-beyti beyt\/ev الْبَيْتِ بيت 6 illa ancak إِلَّا - 7 muka'en ıslık çalma مُكَاءً مكو 8 ve tesdiyeten ve el çırpma وَتَصْدِيَةً صدي 9 fezuku öyleyse tadın فَذُوقُوا ذوق 10 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب 11 bima بِمَا - 12 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون 13 tekfurune kâfirlik ederler تَكْفُرُونَ كفر", "ayetNo" : "35", "ayetNot" : "", "id" : "162", "kuranAyetNo" : "1195", "not1" : "*Ayetten anlarız ki müşrikler de vakitli zamanlarda haram evin yanında bir araya gelerek kendi salatlarını yani kendi dini öğretilerini takip ediyorlarmış.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:177. Yüzünüzü doğu ve batı tarafına çevirmeniz birr1 değildir. Ama birr: Allah’a, Ahiret Günü’ne, meleklere, kitaplara ve nebilere iman etmek; malını sevdiği halde onu yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yol oğluna2, yardım isteyenlere, rikâb olanlara3 vermek; “salâtı ikame etmek, zekât yapmak4”, söz verdiği zaman sözünü yerine getirmek, sıkıntıda, zorlukta ve felakete uğrama durumunda sabretmektir. İşte bunlar, sadık olanlardır. Ve işte bunlar, takva sahibi olanlardır. 1- İyi olan her şey, bütün iyilikler, bağış, doğruluk, adalet, gerçeklik, erdem, gönül. 1- “İbnu’s-sebili,” deyim olarak “yol oğlu” demektir. Bu deyime, “yolda kalanlar” anlamı verilmesi doğru değildir. Zira sebil, karayolu anlamında “yol” demek değildir. Sebil, bir konuda seçim yapmak anlamında “iki yol” dan birini seçmek yani “tercih edilen yol” demektir. Hakk veya Batıl yoldan birini tercih etmektir. Bu deyimin anlamı “yolda kalanlar” değil, büyün varlığı ile “Allah yolunda” çalışma yolunu tercih etmiş ve bundan dolayı yardıma muhtaç duruma düşmüş olanlar anlamındadır. Ayrıca yaptığı bir şeyi imkânsızlık nedeni yarım kalmış kimselere de denmektedir. 3- Boyunduruk altında bulunan ve özgürlüğüne kavuşmak isteyen kimse. Rekâbe, boyun demektir; özgürlüğü kısıtlı olan kimseler için kullanılmaktadır. Sözcük anlamı olarak; gözetlenmek, gözetlemek, korumak, korunmak anlamlarına gelmektedir. 2:177. The righteousness\/obedience is not that you turn your faces\/fronts facing the sunrise\/east, and the sunset\/west, and but the righteousness\/obedience (is) who believed with God, and the Day the Last\/Resurrection Day, and the angels and The Book , and the prophets, and brought\/gave the property\/possession\/wealth on his love\/like (to it), (to) of the relations\/near (ones), and the orphans, and the poorest of the poor\/poor oppressed, and the traveler\/stranded traveler , and the askers\/beggars , and in the necks’\/slaves’ (freeing) , and kept up\/performed the prayers, and gave\/brought the charity\/purification , and the fulfilling with the promise\/contract if they promised\/made a contract, and the patient in the misery\/hardship and the calamity\/disastrous distress , and (during the) time of the war\/hardship ,those are who were truthful, and those, those are the fearing and obeying (God).", "ayetIe" : "Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye14; fakat erdem kimsededir (ki) iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba (Kur’an’a); ve nebilere132; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna\/evsize; ve isteyenlere\/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve ikame572 etti salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir51 sefalette\/sıkıntıda; ve başı darda\/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri21.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 leyse değildir لَيْسَ ليس 2 l-birra erdem الْبِرَّ برر 3 en ki أَنْ - 4 tuvellu çevirirsiniz تُوَلُّوا ولي 5 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه 6 kibele kıbleye\/yönüne قِبَلَ قبل 7 l-meşriki doğu الْمَشْرِقِ شرق 8 velmegribi ve batı وَالْمَغْرِبِ غرب 9 velakinne fakat وَلَٰكِنَّ - 10 l-birra erdem الْبِرَّ برر 11 men kimsededir مَنْ - 12 amene iman etti امَنَ امن 13 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 14 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 15 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 16 velmelaiketi ve meleklere وَالْمَلَائِكَةِ ملك 17 velkitabi ve kitaba (Kur’an’a) وَالْكِتَابِ كتب 18 ve nnebiyyine ve nebilere\/peygamberlere وَالنَّبِيِّينَ نبا 19 ve ata ve verdi وَاتَى اتي 20 l-male malını الْمَالَ مول 21 ala üzerindedir عَلَىٰ - 22 hubbihi sevgisi حُبِّهِ حبب 23 zevi olanlara ذَوِي - 24 l-kurba yakında الْقُرْبَىٰ قرب 25 velyetama ve yetimlere وَالْيَتَامَىٰ يتم 26 velmesakine ve açlık sınırında yaşayanlara وَالْمَسَاكِينَ سكن 27 vebne ve oğluna وَابْنَ بني 28 s-sebili yolun السَّبِيلِ سبل 29 ve ssailine ve isteyenlere\/talep edenlere وَالسَّائِلِينَ سال 30 ve fi ve وَفِي - 31 r-rikabi boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir) الرِّقَابِ رقب 32 ve ekame ve dikti\/ayağa kaldırdı وَأَقَامَ قوم 33 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 34 ve ata ve verdi وَاتَى اتي 35 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 36 velmufune ve yerine getirenler وَالْمُوفُونَ وفي 37 biahdihim antlaşmalarını بِعَهْدِهِمْ عهد 38 iza zaman إِذَا - 39 aahedu antlaştıkları عَاهَدُوا عهد 40 ve ssabirine ve sabrederler\/metanetli direnirler وَالصَّابِرِينَ صبر 41 fi فِي - 42 l-be'sa'i sefalette\/sıkıntıda الْبَأْسَاءِ باس 43 ve dderra'i ve başı darda\/bunalımda وَالضَّرَّاءِ ضرر 44 ve hine ve zamanında وَحِينَ حين 45 l-be'si seferberlik الْبَأْسِ باس 46 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 47 ellezine kimseler الَّذِينَ - 48 sadeku doğrular صَدَقُوا صدق 49 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ - 50 humu onlardır هُمُ - 51 l-muttekune muttakiler الْمُتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "177", "ayetNot" : "", "id" : "145", "kuranAyetNo" : "184", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "5:12. Doğrusu Allah İsrailoğulları’ndan kesin söz aldı. Onlardan on iki temsilci gönderdik. Ve Allah, “Sizinle beraberim.” dedi. Ant olsun eğer salâtı ikame eder, zekâtı yapar1, resullerime iman eder ve onlara yardımcı olur, böylece Allah’a iyi bir ödünç verirseniz, o zaman elbette kötülüklerinizi örterim, muhakkak içinden ırmaklar akan Cennetlere koyarım. Bundan sonra, sizden kim küfrederse2 düz yoldan sapmış olur. 1- Namazı kılın, zekâtı verin” şeklinde anlam verilen bu terkipteki “vermek” sözcüğünün kök harfleri أَتي (Elif-Te-Ye) olup, 549 yerde geçmektedir. Ve sözcük, ağırlıklı olarak şu üç anlamda kullanılmaktadır: Yapmak, getirmek ve vermek. (اتى) Âta, vermek, (أَتَى) Eta yapmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar bu terkipte, “vermek” anlamına gelen “Âtû” yer alsa da (اتى) âtû sözcüğüne, “yapmak” anlamının verilmesi de mümkündür. Zira arınmak, aklanmak, temizlenmek demek olan “zekât”, verilen bir şey değil, “yapılan” bir şeydir. Kur’an, zekât sözcüğünü “arınmak” anlamında kullanmaktadır. (Örneğin 19:13) Zekât, mali yardım değil, mali yardım yapılarak malın arınmasıdır. Mali yardım sadakadır. Sadaka verilirse, malın arınması gerçekleşmiş olacaktır. Bu terkip: İbadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak; Allah’a yönelmeyi, kulluğu, duayı ve ibadeti, “şirkten arınmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. 2- Kâfir: İnançsız, inanmayan, gerçeğin üzerini örten, gerçeği kabul etmeyen, nankör. Allah’ı ve vahyi reddeden. Küfr, İman’ın karşıtıdır. 5:12. And God had taken Israel’s sons’ and daughters’ promise\/covenant, and We sent from them twelve heads\/chiefs\/representatives, and God said: \"I am with you, if (E) you kept up the prayers, and you gave the charity\/purification, and you believed with My messengers and you supported\/aided them, and you lent\/advanced God a good loan\/advance, I will substitute (E) from you your sins\/crimes and I will enter you (E) treed gardens the rivers flow from beneath it, so who disbelieved after that, from you, so (he) had misguided the way’s\/path’s straightness.\"", "ayetIe" : "Ve ant olsun aldı Allah bir mîsâk281 İsrailoğullarından; ve gönderdik onlardan on iki lider; ve dedi Allah; doğrusu ben sizinle birlikteyim; eğer ikame ettiniz salâtı5; ve verdiniz zekâtı10; ve iman47 ettiniz resûllerime418; ve desteklediniz onları; ve borç123 verdiniz Allah'a güzel bir borç123; mutlak kâfirlik25 ederim*; ve mutlak sokarım sizleri cennetlere; akar altından onun nehirler; öyle ki kim kâfirlik25 etti bundan sonra sizlerden; öyle ki muhakkak dalalet128 içinde oldu\/saptı dümdüz yoldan553.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 ehaze aldı أَخَذَ اخذ 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 misaka bir misak\/sözleşme مِيثَاقَ وثق 5 beni oğullarından بَنِي بني 6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 7 ve beasna ve gönderdik وَبَعَثْنَا بعث 8 minhumu onlardan مِنْهُمُ - 9 sney iki (on iki) اثْنَيْ ثني 10 aşera on (on iki) عَشَرَ عشر 11 nekiben lider نَقِيبًا نقب 12 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 13 llahu Allah اللَّهُ - 14 inni doğrusu ben إِنِّي - 15 meakum sizinle birlikteyim مَعَكُمْ - 16 lein eğer لَئِنْ - 17 ekamtumu diktiniz\/ayağa kaldırdınız أَقَمْتُمُ قوم 18 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 19 ve ateytumu ve verdiniz وَاتَيْتُمُ اتي 20 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 21 ve amentum ve iman ettiniz وَامَنْتُمْ امن 22 birusuli resullerime\/elçilerime بِرُسُلِي رسل 23 ve azzertumuhum ve desteklediniz onları وَعَزَّرْتُمُوهُمْ عزر 24 ve ekradtumu ve borç verdiniz وَأَقْرَضْتُمُ قرض 25 llahe Allah'a اللَّهَ - 26 kardan bir borç قَرْضًا قرض 27 hasenen güzel حَسَنًا حسن 28 leukeffiranne mutlak kâfirlik ederim لَأُكَفِّرَنَّ كفر 29 ankum sizlerden عَنْكُمْ - 30 seyyiatikum günahlarınızı سَيِّئَاتِكُمْ سوا 31 veleudhilennekum ve mutlak sokarım sizleri وَلَأُدْخِلَنَّكُمْ دخل 32 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن 33 tecri akar تَجْرِي جري 34 min مِنْ - 35 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت 36 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 37 femen öyle ki kim فَمَنْ - 38 kefera kâfirlik etti\/gerçeği örttü كَفَرَ كفر 39 bea'de sonra بَعْدَ بعد 40 zalike bundan ذَٰلِكَ - 41 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 42 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 43 delle dalalet içinde oldu\/saptı ضَلَّ ضلل 44 seva'e düz سَوَاءَ سوي 45 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "", "id" : "153", "kuranAyetNo" : "681", "not1" : "*Yüce Allah'ın mümin kimselerin bazı günahlarına kâfirlik edeceği yani örtüp gizleyeceği bu ayette bildirilir.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetAhmedSamira" : "109:1. De ki: “Ey kâfirler.1” 1- Kâfir, örten demektir. Gerçeğin üzerini örten, nankörlük eden, vahye inanmayan, güvenmeyen ve kabul etmeyen; Allah’ı ve vahyi reddeden kimse. Küfr, İman’ın, emin olmanın, güvenmenin, onaylamanın karşıtıdır. Kâfir, Kefere fiilinin ism-i failidir. Kâfir\/Küfr aynı kökten türemişlerdir. Kur’an, Kâfir sözcüğünü daha çok birincil anlamı olan “gerçeğin üzerini örtmek” ve “gerçeğe karşı nankörlük etmek anlamında kullanmaktadır. Karanlığı ile her şeyi örttüğü için geceye de kâfir denmiştir. Tohumu ektikten sonra üzerini toprakla örttükleri için çiftçiye de kâfir denmektedir. (57:20). 109:1. Say: \"You, you the disbelievers.\"", "ayetIe" : "De ki: “Ey kâfirler25!”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 3 l-kafirune kâfirler\/gerçeği örtüp gizleyenler! الْكَافِرُونَ كفر", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "169", "kuranAyetNo" : "6206", "not1" : "", "surahName" : "Kâfirûn", "sureNo" : "109" }, { "ayetAhmedSamira" : "15:2. Gün gelecek, Kâfirler1: “Keşke Müslüman olsaydık.” diye yakınacaklar. 1- Kâfir: İnançsız, inanmayan, gerçeğin üzerini örten, gerçeği kabul etmeyen, nankör. Allah’ı ve vahyi reddeden. Küfr, İman’ın karşıtıdır. 15:2. Maybe those who disbelieved wish\/love if they were Moslems\/submitters\/surrenderers.", "ayetIe" : "Belki ister\/arzu eder kâfirlik25 etmiş kimseler; keşke olsaydılar müslim45.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 rubema belki رُبَمَا - 2 yeveddu ister\/arzu eder يَوَدُّ ودد 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 keferu kâfirlik etmiş\/gerçeği örtüp gizlemiş كَفَرُوا كفر 5 lev keşke لَوْ - 6 kanu olsaydılar كَانُوا كون 7 muslimine müslüman مُسْلِمِينَ سلم", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "189", "kuranAyetNo" : "1802", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetAhmedSamira" : "20:14. “Ben Allah’ım. Benden başka ilah yoktur. Öyleyse yalnızca Bana kulluk et. Ve öğüdüm için salâtı1 ikame et.” 1- Mûsâ’ya nebilik görevinin yeni verildiği dikkate alınırsa buradaki salâtın namaz olmadığı görülmektedir. Salâtı ikame et ile söylenen şey öğüdün\/vahyin duyurulması görevini canlı ve diri tutmak, Allah’a çağrıda sürekli gayret göstermektir. 20:14. That I , I am God, no god except Me, so worship Me, and keep up\/start the prayers for mentioning\/remembering Me (E).", "ayetIe" : "Doğrusu ben; benim Allah; yoktur ilah benim dışında; öyle ki kulluk46 et bana; ve dik\/ayağa kaldır salâtı5; zikrim (Kur’an) için.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inneni doğrusu ben; إِنَّنِي - 2 ena benim أَنَا - 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 la yoktur لَا - 5 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 6 illa dışında إِلَّا - 7 ena benim أَنَا - 8 fea'budni öyle ki kulluk et bana فَاعْبُدْنِي عبد 9 ve ekimi ve dik\/ayağa kaldır وَأَقِمِ قوم 10 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 11 lizikri zikrim (Kur’an) için لِذِكْرِي ذكر", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "", "id" : "187", "kuranAyetNo" : "2360", "not1" : "", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetAhmedSamira" : "9:11. Eğer tevbe eder, “salâtı ikame eder1 ve zekâtı yaparlarsa”1, onlar artık dinde sizin kardeşlerinizdir. Biz, âyetleri, bilen bir kavim için böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz. 1- Namazı kılın, zekâtı verin” şeklinde anlam verilen bu terkipteki “vermek” sözcüğünün kök harfleri أَتي (Elif-Te-Ye) olup, 549 yerde geçmektedir. Ve sözcük, ağırlıklı olarak şu üç anlamda kullanılmaktadır: Yapmak, getirmek ve vermek. (اتى) Âta, vermek, (أَتَى) Eta yapmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar bu terkipte, “vermek” anlamına gelen “Âtû” yer alsa da (اتى) âtû sözcüğüne, “yapmak” anlamının verilmesi de mümkündür. Zira arınmak, aklanmak, temizlenmek demek olan “zekât”, verilen bir şey değil, “yapılan” bir şeydir. Kur’an, zekât sözcüğünü “arınmak” anlamında kullanmaktadır. (Örneğin 19:13.) Zekât, mali yardım değil, mali yardım yapılarak malın arınmasıdır. Mali yardım sadakadır. Sadaka verilirse, malın arınması gerçekleşmiş olacaktır. Bu terkip: İbadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak; Allah’a yönelmeyi, kulluğu, duayı ve ibadeti, “şirkten arınmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak” demektir. 9:11. So if they repented and kept up the prayers and gave\/brought the charity\/purification , so (they are) your brothers in the religion, and We detail\/explain the verses\/evidences to a nation knowing.", "ayetIe" : "Öyle ki eğer tevbe33 ettilerse; ve ikame572 ettilerse salâtı154; ve verdilerse zekâtı10; öyle ki kardeşlerdir sizlere dinde; ve detaylı açıklarız ayetleri; bilir bir kavim için.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 tabu tevbe ettilerse تَابُوا توب 3 ve ekamu ve diktilerse\/ayağa kaldırdılarsa وَأَقَامُوا قوم 4 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 5 ve atevu ve verdilerse وَاتَوُا اتي 6 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 7 feihvanukum öyle ki kardeşlerdir sizlere فَإِخْوَانُكُمْ اخو 8 fi فِي - 9 d-dini dinde الدِّينِ دين 10 ve nufessilu ve detaylı açıklarız وَنُفَصِّلُ فصل 11 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 12 likavmin bir kavim için لِقَوْمٍ قوم 13 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "11", "ayetNot" : "", "id" : "165", "kuranAyetNo" : "1246", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetAhmedSamira" : "108:3. Kuşkusuz o sana buğzeden1, sonu olmayanın ta kendisidir.2 1- Nefret eden, kin besleyen. 2- Sonu ebter\/beter olacak olandır. Sonu kötü olacak olan odur. 108:3. That truly your hater and enemy, he is the mean and despised\/of no good .", "ayetIe" : "Doğrusu nefret besleyen sana; odur kesik.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 şanieke nefret içinde olan sana شَانِئَكَ شنا 3 huve o هُوَ - 4 l-ebteru kesiktir الْأَبْتَرُ بتر", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "128", "kuranAyetNo" : "6205", "not1" : "", "surahName" : "Kevser", "sureNo" : "108" }, { "ayetAhmedSamira" : "46:30. “Ey halkımız! Kuşkusuz biz, Mûsâ’dan sonra indirilen ve kendinden öncekilerini onaylayan; gerçeği ve dosdoğru yolu gösteren bir kitap dinledik.” dediler. 46:30. They said: \"You our nation that we heard\/listened to a Book (that) was descended from after Moses, confirming to what (is) between his hands, it guides to the truth and to (a) straight\/direct road\/path .\"", "ayetIe" : "Dediler: “Ey kavmimiz! Doğrusu biz, dinledik bir kitap; indirildi Musa'dan sonra; doğrulayarak tasdikleyen iki elinin arasındakini; doğru yola kılavuzlar (kitap) hakka\/gerçeğe ve kıyam143 bir tarikata\/yola.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kalu dediler قَالُوا قول 2 ya kavmena ey kavmimiz يَاقَوْمَنَا قوم 3 inna doğrusu biz إِنَّا - 4 semia'na dinledik سَمِعْنَا سمع 5 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب 6 unzile indirildi أُنْزِلَ نزل 7 min مِنْ - 8 bea'di sonra بَعْدِ بعد 9 musa Musa'dan مُوسَىٰ - 10 musaddikan doğrulayarak tasdikleyen مُصَدِّقًا صدق 11 lima لِمَا - 12 beyne arasındakini بَيْنَ بين 13 yedeyhi İki elinin يَدَيْهِ يدي 14 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي 15 ila إِلَى - 16 l-hakki hakka\/gerçeğe الْحَقِّ حقق 17 ve ila ve وَإِلَىٰ - 18 tarikin bir tarikata\/yola طَرِيقٍ طرق 19 mustekimin dosdoğru\/kıyam olmuş\/dikleşmiş مُسْتَقِيمٍ قوم", "ayetNo" : "30", "ayetNot" : "", "id" : "120", "kuranAyetNo" : "4538", "not1" : "", "surahName" : "Ahkaf", "sureNo" : "46" }, { "ayetAhmedSamira" : "9:99. Bedevi Araplardan kimisi de Allah’a ve Ahiret Günü’ne inanır. İnfak ettiğini Allah katında yakınlığa ve Resûl’ün selâvatına1 vesile sayar. Gerçekten o, kendileri için yakınlık vesilesidir. Allah, onları rahmetine alacak. Allah, Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir. 1- Yardım, destek, yakınlık. 9:99. And from the Arabs who believes by God and the Day the Last\/Resurrection Day, and takes what he spends (as) approachment to God (offerings) at God, and the messenger’s prayers, is it not an approachment to God (offering) for them? God will make them enter in His mercy, that God (is) forgiving, merciful.", "ayetIe" : "Ve araplardan; kim iman47 eder Allah'a; ve ahiret gününe; ve tutar\/edinir infak6 ettiğini Allah’ın indinde\/katında yakınlıklar; ve salâtları142 resûlün; doğrusu o bir yakınlıktır onlara değil mi?; sokacak onları Allah rahmetinin271 içine; doğrusu Allah Gafûr'dur20; Rahîm'dir2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vemine ve وَمِنَ - 2 l-ea'rabi araplardan الْأَعْرَابِ عرب 3 men kim مَنْ - 4 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن 5 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 6 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 7 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 8 ve yettehizu ve tutar\/edinir وَيَتَّخِذُ اخذ 9 ma مَا - 10 yunfiku infak ettiğini يُنْفِقُ نفق 11 kurubatin yakınlıklar قُرُبَاتٍ قرب 12 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 13 llahi Allah’ın اللَّهِ - 14 ve salevati ve salatları وَصَلَوَاتِ صلو 15 r-rasuli resulün\/elçinin الرَّسُولِ رسل 16 ela değil mi أَلَا - 17 inneha doğrusu o إِنَّهَا - 18 kurbetun bir yakınlıktır قُرْبَةٌ قرب 19 lehum onlara لَهُمْ - 20 seyudhiluhumu sokacak onları سَيُدْخِلُهُمُ دخل 21 llahu Allah اللَّهُ - 22 fi içine فِي - 23 rahmetihi rahmetinin رَحْمَتِهِ رحم 24 inne doğrusu إِنَّ - 25 llahe Allah اللَّهَ - 26 gafurun gafûrdur غَفُورٌ غفر 27 rahimun rahîmdir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "99", "ayetNot" : "", "id" : "175", "kuranAyetNo" : "1334", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetAhmedSamira" : "17:78. Güneş’in batmasından1 gecenin karanlığı bastırıncaya kadar salâtı ikame et.2 Ve fecrin kuranı;3 kuşkusuz fecrin kuranı4 tanıklıdır. 1- Ayette geçen ve “Güneşin dönmesi (zeval vakti)” olarak anlam verilen “duluk” sözcüğü, “batmak” demektir. “Dulûku’ş-şems” deyimi ise Güneşin batması demektir. Yani, “Güneşin batma anı” anlamına gelmektedir. Dolayısı ile bu ayet, öğlenden akşama kadar geçen bir zaman dilimini değil, akşam salatının\/namazının vaktini; yani akşam salatının\/namazının başlangıç ve bitim zamanını belirlemektedir. 2- Namaz kıl. 3- “Kur’âne’l-Fecri,” tamlamasındaki kur’ân sözcüğü fecrin, yani sabah şafağının iyice “yoğunlaşıp toplanması” anlamındadır. Zira kur’ân, sözcük anlamı olarak toplamak, bir araya getirmek, içinde tutmak demektir. 4- Fecrin, yani sabah şafağının iyice yoğunlaştığı zaman sabah namazının kılınacağını söylemektedir. Şafağın yoğunlaşmasının görülen bir şey olduğu ifade edilmektedir. 17:78. Start\/keep up the prayers to the sun’s nearing setting to the night’s darkness, and the dawn’s Koran, that the dawn’s Koran was\/is being witnessed.", "ayetIe" : "İkame572 et salâtı5; Güneş’in batmasından gecenin171 karanlığına; ve fecrin55 toplanması (da); doğrusu fecrin55 toplanması oldu bir tanık\/şahit olunan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ekimi dik\/ayağa kaldır أَقِمِ قوم 2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 3 liduluki batmasından لِدُلُوكِ دلك 4 ş-şemsi Güneş’in الشَّمْسِ شمس 5 ila إِلَىٰ - 6 gaseki karanlığına غَسَقِ غسق 7 l-leyli gecenin اللَّيْلِ ليل 8 ve kur'ane ve toplanması (da) وَقُرْانَ قرا 9 l-fecri fecrin\/şafağın\/tanyerinin\/seherin الْفَجْرِ فجر 10 inne Doğrusu إِنَّ - 11 kur'ane toplanması قُرْانَ قرا 12 l-fecri fecrin\/şafağın\/tanyerinin\/seherin الْفَجْرِ فجر 13 kane oldu كَانَ كون 14 meşhuden tanık\/şahit olunan مَشْهُودًا شهد", "ayetNo" : "78", "ayetNot" : "", "id" : "182", "kuranAyetNo" : "2105", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetAhmedSamira" : "109:3. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk etmezsiniz.” 109:3. And you are not worshipping what I worship.", "ayetIe" : "\"Ve değilsiniz sizler kulluk46 edenler; benim kulluk46 eder olduğuma.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve la ve değilsiniz وَلَا - 2 entum sizler أَنْتُمْ - 3 aabidune kulluk edenler عَابِدُونَ عبد 4 ma مَا - 5 ea'budu benim kulluk eder olduğuma أَعْبُدُ عبد", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "171", "kuranAyetNo" : "6208", "not1" : "", "surahName" : "Kâfirûn", "sureNo" : "109" }, { "ayetAhmedSamira" : "20:132. Ehline salâtı buyur.1 Kendin de onun üzerinde sabırlı ol. Senden rızık istemiyoruz. Seni, Biz rızıklandırıyoruz. Sonuç takva2 içindir. 1- Seninle birlikte hareket edenlere, yanında yer alanlara, Allah’a yönelmelerini, Allah’tan istemelerini buyur. Birbirlerine destek olmalarını, yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalarını öğütle. Salât sözcüğü, namaz kılmak, dua etmek, din, kulluk, yardım etmek, destek olmak gibi anlamlara gelmektedir. Bu ayette; salât sözcüğü, ayetin bağlamı dikkate alındığında; “rızkın Allah’tan istenmesi, isteğin Allah’a yönelmesi” ve yardımlaşıp, birbirlerine destek olunması, dayanışma içinde güç birliği yapılması anlamına gelmektedir. Dünya hayatının gayri meşru yollarla elde edilen zenginliğine, servetine imrenmek yerine, az da olsa helal kazançla, kendi emeğimizle ve hak ederek kazandıklarımızla yetinmenin sonuç olarak daha kazançlı ve hayırlı olduğu uyarısı yapılmaktadır. Bu ayetin, söylendiği gibi “Aile bireylerine namaz kılmalarını emretmek” ile bir ilgisi yoktur. 2- Korunmak; Allah’ın buyruklarına içtenlikle uyarak; o buyruklarla, kötü ve zararlı şeylere karşı kendisini korumaya, güvenceye almak. 20:132. And order\/command your family\/people with the prayers and endure patience on it, We do not ask\/question you (for) a provision\/means of livelihood , We provide for you, and the end (result is) to the fear and obedience (of God).", "ayetIe" : "Ve emret ahaline\/halkına salâtı5; ve bağlan sabırla51 ona (salâta); sormayız sana bir rızık; biz rızıklandırırız seni; ve akıbet\/son takvalılaradır21.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve'mur ve emret وَأْمُرْ امر 2 ehleke ahaline\/halkına أَهْلَكَ اهل 3 bis-salati salatı بِالصَّلَاةِ صلو 4 vestabir ve bağlan sabırla وَاصْطَبِرْ صبر 5 aleyha ona (salata) عَلَيْهَا - 6 la لَا - 7 neseluke sormayız sana نَسْأَلُكَ سال 8 rizkan bir rızık رِزْقًا رزق 9 nehnu biz نَحْنُ - 10 nerzukuke rızıklandırırız seni نَرْزُقُكَ رزق 11 vel'aakibetu ve akıbet\/son وَالْعَاقِبَةُ عقب 12 littekva takvalılaradır\/sakınanlaradır لِلتَّقْوَىٰ وقي", "ayetNo" : "132", "ayetNot" : "", "id" : "197", "kuranAyetNo" : "2478", "not1" : "", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetAhmedSamira" : "108:1. Kuşkusuz Biz1 sana kevseri2 verdik. 1- Birçok ayette; Allah’a atfen “Biz”, “Biziz” çoğul zamirleri kullanılmaktadır. Kur’an’daki “Biz\/Biziz” zamirleri çokluğu değil, “yüceliği”, “gücü”, “büyüklüğü” ifade etmektedir. Biz çoğul zamirinin kullanıldığı hiçbir ayette Allah’ın zatı söz konusu edilmemektedir. Allah’ın zatından söz eden ayetlerin tamamında “ene”, “inni” (ben, beni\/bana) zamirleri gibi tekil şahıs zamirleri kullanılmaktadır. “Biz” zamiri ise, Allah’ın yaptıklarına veya yapacaklarına yönelik ayetlerde, Allah’ın gücünün, üstünlüğün ve büyüklüğün ifadesi olarak yer almaktadır. Bütün dillerinde, gücü ve yönetimi elinde bulunduran erk, otorite kendi gücünden ve üstünlüğünden söz eden ifadelerde, açıklama ve buyruklarda “biz” zamirini kullanmaktadır. 2- Pek çok hayırlı ve güzel nimetleri, Kur’an’ı. Kevser, sözcük olarak çokluk demektir. Bu çokluk, “sayısal” şeyler için olabileceği gibi; değerli olma, önemli olma gibi şeyler için de olabilir. 108:1. We (E), We gave\/granted you the abundance (of goodness).", "ayetIe" : "Doğrusu biz; verdik sana kevseri121.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inna doğrusu biz إِنَّا - 2 ea'taynake verdik sana أَعْطَيْنَاكَ عطو 3 l-kevsera kevseri\/bol bol\/çok olanı\/Kur’an’ı الْكَوْثَرَ كثر", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "126", "kuranAyetNo" : "6203", "not1" : "", "surahName" : "Kevser", "sureNo" : "108" }, { "ayetAhmedSamira" : "15:4. Biz, hiçbir kenti, bilinen bir kitabı1 olmaksızın helak etmedik. 1- Yasası, hükmü; Allah’ın koyduğu yasalara dayanmaksızın. 15:4. And We did not destroy from a village\/urban city , except and for it (is) a known Book .", "ayetIe" : "Ve helak etmiş değiliz hiçbir kenti; dışında (ki) ve onadır (kentedir) bir kitap; bilinen.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ma ve değiliz وَمَا - 2 ehlekna helak ettik أَهْلَكْنَا هلك 3 min hiçbir مِنْ - 4 karyetin kenti قَرْيَةٍ قري 5 illa dışında (ki) إِلَّا - 6 veleha ve onadır (kentedir) وَلَهَا - 7 kitabun bir kitap كِتَابٌ كتب 8 mea'lumun bilinen مَعْلُومٌ علم", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "191", "kuranAyetNo" : "1804", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:43. Salâtı ikame edin, zekâtı yapın.1 Ve rukû edenlerle birlikte rukû edin.2 1- Namazı kılın, zekâtı verin” şeklinde anlam verilen bu terkipteki “vermek” sözcüğünün kök harfleri أَتي (Elif-Te-Ye) olup, 549 yerde geçmektedir. Ve sözcük ağırlıklı olarak şu üç anlamda kullanılmaktadır: Yapmak, getirmek ve vermek. (اتى) Âta, vermek, (أَتَى) Eta yapmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar bu terkipte, “vermek” anlamına gelen “Âtû” yer alsa da (اتى) âtû sözcüğü “yapmak” anlamının verilmesi de mümkündür. Zira arınmak demek olan “zekât”, verilen bir şey değil, “yapılan” bir şeydir. Kur’an, zekât sözcüğünü “arınmak” anlamında kullanmaktadır. (Örneğin 19:13) Zekât, mali yardım değil, mali yardım yapılarak malın arınmasıdır. Mali yardım sadakadır. Sadaka verilirse, malın arınması gerçekleşmiş olacaktır. Bu terkip: İbadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak; Allah’a yönelmeyi, kulluğu, duayı ve ibadeti, “şirkten arınmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir.” 2- Allah’a bağlılığı ortaya koyanlarla, buyruklarına içtenlikle tabi olanlarla birlikte olun. 2:43. And keep up\/take care of the prayers and give\/bring the charity\/purification and bow with the bowing.", "ayetIe" : "Ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve rükû11 edin rükû11 edenlerle birlikte.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ekimu ve dikin\/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم 2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 3 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 4 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 5 verkeu ve rükû edin وَارْكَعُوا ركع 6 mea birlikte مَعَ - 7 r-rakiiyne rükû edenlerle الرَّاكِعِينَ ركع", "ayetNo" : "43", "ayetNot" : "‘rkeu’ kelimesi kökü (ركع) reverans\/selam ya da teşekkür anlamına eğilme ya da diz kırma biçiminde yapılan hareket (bow), diz çökmek (kneel), teslim olmak\/kabullenmek (submit), dize gelmek (surrender), olup namazda başı ve omurgayı eğmek (rüku etmek) (bow in pray), alçakgönüllülük ve kibirden yoksun olmayı belirtmek için başı eğmek (ibadette veya başka durumlarda) (to denote humility and self-abasement either in worship or in other cases.), yaşlanmaya bağlı başın eğilmesi (he lowered his head and he (an old man) bowed himself, or bent himself, or became bowed or bent, by reason of age), yorgun devenin başını eğmesi, hurma ağacının eğilmesi, zengin birisinin daha sonradan fakirleşmesi sonrası önceki yeterliliğini, durumunun azalması, alçalması) anlamındadır. Lane's Lexicon, page 1153 (of 3039)", "id" : "130", "kuranAyetNo" : "50", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "38:24. “Gerçekten, senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle doğrusu sana haksızlık etmiştir. Ortakların çoğu, birbirlerine haksızlık ediyorlar. Ancak iman edenler ve salihatı1 yapanlar haksızlık etmezler. Ancak onlar da ne kadar azdır!” dedi. Dâvud, kendisini fitnelendirdiğimizi2 iyice anladı. Hemen Rabbinden bağışlanma3 diledi, ruku4 ederek, tam bir teslimiyetle Rabb’ine yöneldi.5 1- Bozuk olan şeyi düzeltmek, düzelticilik yapmak, yapıcı olmak, düzeltmeye yönlendirmek, teşvik etmek. 2- Baskı ve zulüm. Samimiyet sınavı. Aldatma, aldatılma. Ateşte yakmak anlamındaki fetn kökünden türemiştir. Fitne, “Altın, gümüş gibi değerli maddelerin kendileriyle kaynaşmış olan değersiz maddelerinden ayrıştırılması, yani saflaştırılması amacı ile yüksek ateşte eritilmesi işlemidir.” Fitne sözcüğü, kişinin samimiyetinin iç yüzünün ortaya çıkması için; savaş, baskı, zulüm, zenginlik, yoksulluk, hastalık, ölüm, ün, mevki, mal, mülk gibi konularda tabi tutulduğu samimiyet sınavıdır. 3- Haksızlık yapan kişi için. 4- Boyun eğip, itaat etmek. Tam teslim olmak. 5- Nebi Dâvud ile ilgili tefsir kitaplarında yer alan hikâyelerin tamamı yalan ve iftiradır. Tamamı İsrâîliyyât kaynaklıdır. Bu kaynaklarda, zani (zina eden erkek) olarak gösterilen Nebi Dâvud’u, Kur’an şu şekilde tanımlamaktadır: “Çok sabırlı kulumuz,” “Evvab (sürekli Allah’a yönelen),” “Salihatı yapan, kendisine hikmet verilen, Allah’ın koruması altında bulunan, Allah katında güzel bir yere sahip olan.” Nebi Dâvud, bu özellikleri ile Nebi Muhammed’e örnek gösterilen bir şahsiyettir. Söz konusu 23. ve 24. ayetlerde Dâvud Nebi’nin iki tarafı dinlemeden karar vermesi eleştirilmektedir.", "ayetIe" : "Dedi (Davut): “Ant olsun, zulmetti sana sormakla\/istemekle dişi koyununu senin kendi koyunlarına; ve doğrusu, çoğu karışanlardan\/ortaklardan mutlak güçlü gelir bir kısmı onların diğer bir kısmı üzerine; kimseler dışında; inandılar ve yaptılar sâlihâlt18; ve ne azdır onlar; ve zannetti Davut o durumda denediğimizi onu; öyle ki mağfiret diledi\/bağışlanma diledi Rabbinden; ve kapandı yere rükû11 ederek; ve tevbe33 etti.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale Dedi (Davut) قَالَ قول 2 lekad ant olsun لَقَدْ - 3 zelemeke zulmetti sana ظَلَمَكَ ظلم 4 bisu'ali sormakla\/istemekle بِسُؤَالِ سال 5 nea'cetike dişi koyununu senin نَعْجَتِكَ نعج 6 ila إِلَىٰ - 7 niaacihi kendi koyunlarına نِعَاجِهِ نعج 8 ve inne ve doğrusu, وَإِنَّ - 9 kesiran çoğu كَثِيرًا كثر 10 mine مِنَ - 11 l-huleta'i karışanlardan\/ortaklardan الْخُلَطَاءِ خلط 12 leyebgi mutlak güçlü gelir لَيَبْغِي بغي 13 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض 14 ala üzerine عَلَىٰ - 15 bea'din diğer bir kısmı بَعْضٍ بعض 16 illa dışında إِلَّا - 17 ellezine kimseler الَّذِينَ - 18 amenu inandılar امَنُوا امن 19 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل 20 s-salihati düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler الصَّالِحَاتِ صلح 21 ve kalilun ve ne azdır وَقَلِيلٌ قلل 22 ma مَا - 23 hum onlar هُمْ - 24 ve zenne ve zannetti وَظَنَّ ظنن 25 davudu Davut دَاوُودُ - 26 ennema أَنَّمَا - 27 fetennahu o durumda denediğimizi onu فَتَنَّاهُ فتن 28 festegfera öyle ki mağfiret diledi\/bağışlanma diledi فَاسْتَغْفَرَ غفر 29 rabbehu Rabbinden رَبَّهُ ربب 30 ve harra ve kapandı yere وَخَرَّ خرر 31 rakian rükû ederek\/eğilerek\/dize gelerek\/baş eğerek رَاكِعًا ركع 32 ve enabe ve döndü\/tevbe etti. وَأَنَابَ نوب", "ayetNo" : "24", "ayetNot" : "", "id" : "138", "kuranAyetNo" : "3992", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:238. Salâtları1 ve salâtı vustayı2 koruyucu olun. Allah için içtenlikli olmaya özen gösterin. 1- Namazları (Sabah, akşam, gece namazlarını). “Salavât” “Salâtın” çoğuludur. Arapça dil yapısına göre çokluk üç ve üçten fazla sayıyı ifade etmektedir. 2- En hayırlı, en yararlı salâtı. Vusta, sözcük olarak “hayırlı, üstün, adaletli, faziletli” gibi anlamlara gelmektedir. “Salâtı Vusta” “Cum’a Salâtıdır.” Cum’a salâtı, diğer salâtlara kıyasla daha önemli olduğu için, daha hayırlı ve daha üstün olarak nitelendirilmiştir. Vustaya “orta” anlamı verilse de bu mesafe ve zaman olarak iki şeyin ortasını ifade etmenin yanı sıra bir şeyin en önemli, en güzel, en üstün veya en yararlı olan yerini, bölgesini de ifade etmektedir. 2:238. Observe\/guard on the prayers, and the prayers the middle, and stand\/call to God obeying\/worshipping humbly .", "ayetIe" : "Koruyun\/muhafaza edin salâtları23; ve vusta* salâtını24 (da); ve dikelin\/ayağa kalkın Allah için; kanaat edenler (olarak).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 hafizu koruyun\/muhafaza edin حَافِظُوا حفظ 2 ala عَلَى - 3 s-salevati salatları الصَّلَوَاتِ صلو 4 ve ssalati ve salatı وَالصَّلَاةِ صلو 5 l-vusta orta\/en iyi الْوُسْطَىٰ وسط 6 ve kumu ve dikelin\/ayağa kalkın وَقُومُوا قوم 7 lillahi Allah için لِلَّهِ - 8 kanitine kanaat edenler (olarak) قَانِتِينَ قنت", "ayetNo" : "238", "ayetNot" : "", "id" : "146", "kuranAyetNo" : "245", "not1" : " *Orta\/en iyi. Arapçada orta kelimesi en iyi, en hayırlı şeyi işaret etmek için kullanılır.   ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "5:106. Ey iman edenler! Eğer birinizde ölüm belirtileri ortaya çıkarsa, vasiyet anında içinizden adalet sahibi iki kişi aranızda tanıklık etsin. Veya yeryüzünde yolculuk ederken1 ölüm size isabet ederse, sizden olmayan iki kişi tanıklık etsin. Eğer kuşku duyarsanız o iki kişiyi salâttan2 sonra alıkoyun. “Yakınımız da olsa tanıklığımızı hiçbir bedele satmadık ve Allah’ın tanıklığını gizlemedik. Yoksa öyle yaparsak, günahkârlardan oluruz.” diye Allah’a yemin etsinler. 1- Gurbette olduğunuzda. 2- Cenaze duasından, töreninden. 5:106. You, you those who believed testimony between you if the death attended any of you (at the) time of the bequest\/will (bring) two of justice from you or two others from other than you, if you, you moved\/mixed in the Earth\/land, so the death’s\/liflessness’s disaster struck you , you prevent\/withhold them (B) from after the prayers, so they (B) swear\/make oath with God: \"If you become doubtful\/suspicious we do not buy volunteer (ourselves) with it a price, and even if (he or she was) of the relations\/near, and we do not hide\/conceal God’s witness\/certification , that we are then from (E) the sinners\/criminals.\"", "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Şahitlik\/tanıklık (olsun) aranızda; geldiği\/ulaştığı\/ziyaret ettiği zaman sizlerden birine ölüm; vasiyet esnasında adil iki kişi (olsun) sizlerden; ya da başka iki kişi sizlerden olmayan; eğer sizler darp ettiyseniz\/vurduysanız (ayakları) yerde\/yeryüzünde; o durumda isabet etti size ölüm musibeti311; tutun o ikisini salâttan5 sonra; öyle ki yemin etsin o ikisi Allah'a eğer şüphelendiyseniz; satmayız onu (yemini) bir bedele; ve eğer olsa (da) yakınlık sahibi ve de gizlemeyiz şahitliğini Allah'ın; doğrusu biz o zaman mutlak günahkâr kimselerdeniz (diye).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 şehadetu şahitlik\/tanıklık (olsun) شَهَادَةُ شهد 5 beynikum aranızda بَيْنِكُمْ بين 6 iza zaman إِذَا - 7 hadera geldiği\/ulaştığı\/ziyaret ettiği حَضَرَ حضر 8 ehadekumu sizlerden birine أَحَدَكُمُ احد 9 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت 10 hine esnasında حِينَ حين 11 l-vesiyyeti vasiyyet الْوَصِيَّةِ وصي 12 snani iki اثْنَانِ ثني 13 zeva kişi ذَوَا - 14 adlin adil عَدْلٍ عدل 15 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 16 ev ya da أَوْ - 17 aharani başka iki kişi اخَرَانِ اخر 18 min مِنْ - 19 gayrikum sizlerden olmayan غَيْرِكُمْ غير 20 in eğer إِنْ - 21 entum sizler أَنْتُمْ - 22 derabtum darp ettiniz\/vurdunuz (ayakları) ضَرَبْتُمْ ضرب 23 fi فِي - 24 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 25 feesabetkum öyle ki isabet etti size فَأَصَابَتْكُمْ صوب 26 musibetu musibeti مُصِيبَةُ صوب 27 l-mevti ölüm الْمَوْتِ موت 28 tehbisunehuma tutun o ikisini تَحْبِسُونَهُمَا حبس 29 min مِنْ - 30 bea'di sonra بَعْدِ بعد 31 s-salati salattan الصَّلَاةِ صلو 32 fe yuksimani öyle ki yemin etsinler o ikisi فَيُقْسِمَانِ قسم 33 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 34 ini eğer إِنِ - 35 rtebtum şüphelendiniz ارْتَبْتُمْ ريب 36 la لَا - 37 neşteri satmayız نَشْتَرِي شري 38 bihi onu (yemini) بِهِ - 39 semenen bir bedele ثَمَنًا ثمن 40 velev ve eğer وَلَوْ - 41 kane olsa (da) كَانَ كون 42 za ذَا - 43 kurba yakınlık sahibi قُرْبَىٰ قرب 44 ve la ve de وَلَا - 45 nektumu gizlemeyiz نَكْتُمُ كتم 46 şehadete şahitliğini شَهَادَةَ شهد 47 llahi Allah'ın اللَّهِ - 48 inna doğrusu biz إِنَّا - 49 izen o zaman إِذًا - 50 lemine mutlak kimselerdeniz لَمِنَ - 51 l-asimine günahkâr الْاثِمِينَ اثم", "ayetNo" : "106", "ayetNot" : "", "id" : "156", "kuranAyetNo" : "775", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:48. Artık şefaatçilerin1 şefaati2 onlara yarar sağlamaz. 1- Yardımcıların. 2- Hiçbir yardımcının yardımı. 74:48. So the mediators’ mediation does not benefit them.", "ayetIe" : "Öyle ki, fayda verir değildir onlara şefâati114; şefâatçilerin114.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fema öyle ki değildir فَمَا - 2 tenfeuhum fayda verir onlara تَنْفَعُهُمْ نفع 3 şefaatu şefaati شَفَاعَةُ شفع 4 ş-şafiiyne şefaatçilerin الشَّافِعِينَ شفع", "ayetNo" : "48", "ayetNot" : "Şefaat kavramı Kur’an’ın bütününden saptırılmıştır. Şeytan hadislerle\/söylentilerle insanları şefaat ile kandırmıştır. Şefaat etme hakkı tümüyle\/bütünüyle Yüce Allah’a aittir. Yargılamaya sadece Yüce Allah müdahale etme hakkına sahiptir. Hiçbir beşerin, hiçbir nebinin\/peygamberin, hiçbir resulün\/elçinin, hiçbir kimsenin şefaat etme yetkisi yoktur. Şefaat kavramı için bak; https:\/\/kuranmucizeler.com\/seytanin-en-buyuk-tuzagi-sefaat-aldatmacasi-sefaatin-ne-oldugunu-kutsal-kitabimiz-kuran-imizdan-öğreniyoruz", "id" : "103", "kuranAyetNo" : "5541", "not1" : "", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "14:40. “Rabbim! Beni ve soyumu salâtı ikame eden1 kıl. Rabbimiz isteğimi kabul et.” 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmayı, dayanışmayı, ilgi duymayı, duyarlı olmayı, izleyici kalmamayı, Allah’a çağıranların yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır 14:40. My Lord make me continuing\/keeping up the prayers, and from my descendants, our Lord, and accept my call\/prayer .", "ayetIe" : "Rabbim!4 Yap beni (İbrahim) ikame572 eden salâtı5; ve zürriyetimden\/soyumdan; Rabbimiz!4 Ve kabul et duamı80.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 rabbi Rabbim! رَبِّ ربب 2 c'alni yap beni (İbrahim) اجْعَلْنِي جعل 3 mukime diken\/ayağa kaldıran مُقِيمَ قوم 4 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو 5 ve min وَمِنْ - 6 zurriyeti ve zürriyetimden ذُرِّيَّتِي ذرر 7 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب 8 ve tekabbel ve kabul et وَتَقَبَّلْ قبل 9 duaa'i çağrımı\/duamı دُعَاءِ دعو", "ayetNo" : "40", "ayetNot" : "", "id" : "181", "kuranAyetNo" : "1788", "not1" : "", "surahName" : "İbrahim", "sureNo" : "14" }, { "ayetAhmedSamira" : "9:103. Onların mallarından sadaka al; bununla onları temizleyip arındırırsın. Ve onlara salli1 ol, kuşkusuz senin salatın1 onlara dinginlik verir. Allah, Her Şeyi Duyan’dır, Her Şeyi Bilen’dir. 1- Destek ol, ilgi ve yakınlık göster. 9:103. Take\/receive from their properties\/wealths charity, to purify\/clean them mentally and physically , and to purify\/correct\/commend them with it, and pray\/call (for) God’s blessings on them, that your prayers (are) tranquillity\/security for them, and God (is) hearing\/listening, knowledgeable.", "ayetIe" : "Al mallarından onların bir sadaka39; temizler onları (sadaka); ve arındırır onları (sadaka) kendisiyle; ve salli141 et onlara; doğrusu senin salâtın142 sakinlik\/dinginlik verir onlara; ve Allah Semî'dir41; Alîm'dir8.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 huz al خُذْ اخذ 2 min مِنْ - 3 emvalihim mallarından onların أَمْوَالِهِمْ مول 4 sadekaten bir sadaka صَدَقَةً صدق 5 tutahhiruhum temizler onları (sadaka) تُطَهِّرُهُمْ طهر 6 ve tuzekkihim ve arındırır onları (sadaka) وَتُزَكِّيهِمْ زكو 7 biha kendisiyle (sadakayla) بِهَا - 8 ve salli ve salli et وَصَلِّ صلو 9 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 10 inne doğrusu إِنَّ - 11 salateke senin salatın صَلَاتَكَ صلو 12 sekenun sakinlik\/dinginlik verir سَكَنٌ سكن 13 lehum onlara لَهُمْ - 14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 15 semiun semîdir سَمِيعٌ سمع 16 alimun alîmdir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "103", "ayetNot" : "", "id" : "123", "kuranAyetNo" : "1338", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetAhmedSamira" : "15:6. “Ey! Kendisine Zikir1 indirildiğini söyleyen, sen gerçekten mecnunsun!”2 dediler. 1- Vahiy, öğüt. 2- Cinlenmiş, deli. 15:6. And they said: \"You, you who the reminder\/remembrance was descended on him, that you are mad\/insane (E).\"", "ayetIe" : "Ve dediler: “Ey kendisine zikir\/hatırlatma (Kur’an) indirilen kimse! Doğrusu sen mutlak mecnunsun\/aklı gizlenmişsin.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 3 llezi kimse الَّذِي - 4 nuzzile indirilen نُزِّلَ نزل 5 aleyhi kendisine عَلَيْهِ - 6 z-zikru zikir\/hatırlatma (Kur’an) الذِّكْرُ ذكر 7 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 8 lemecnunun mutlak mecnunsun\/aklı gizlenmişsin. لَمَجْنُونٌ جنن", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "193", "kuranAyetNo" : "1806", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:45. Sabır1 ve salâtla2 yardım isteyin. Kuşkusuz bu içtenlikle itaat edenlerden başkasına ağır gelir. 1- Sabır; dayanma, direnme, yılgınlık ve usanç göstermeme, kararlı ve azimli olma anlamına gelmektedir. 2- Allah’tan destek dilemekle. Ayette sabrettikten sonra ayrıca salâtla yani dua ile Allah’tan yardım dileme, O’na sığınma istenmektedir. Dolayısıyla bu ayetteki “salât” sözcüğü ile kast edilen şey, “namaz” değil yardım, destek isteme duasıdır. 2:45. And seek support with the patience and the prayers and that it truly is a great\/burden (E) except on the humble .", "ayetIe" : "Ve yardım\/destek isteyin sabırla51; ve salâtla5; ve doğrusu o (salât) mutlak bir büyüktür (yüktür); dışındadır haşyetliler\/huşulular53 üzerine (olanı).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vesteiynu ve yardım\/destek isteyin وَاسْتَعِينُوا عون 2 bis-sabri sabırla بِالصَّبْرِ صبر 3 ve ssalati ve salatla وَالصَّلَاةِ صلو 4 ve inneha ve doğrusu o (salat) وَإِنَّهَا - 5 lekebiratun mutlak bir büyüktür(yüktür) لَكَبِيرَةٌ كبر 6 illa dışındadır إِلَّا - 7 ala üzerine (olan) عَلَى - 8 l-haşiiyne haşyet الْخَاشِعِينَ خشع", "ayetNo" : "45", "ayetNot" : "", "id" : "140", "kuranAyetNo" : "52", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:277. İman edip, sâlihâtı yapanların1, salâtı ikame edenlerin ve zekâtı yapanların2 ödülleri kuşkusuz Rabb’lerinin yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. 1- Salihat, davranış yolu ile bütünüyle dışa yansıyan imandır. Bu sözcüğün karşıtı “seyyiat” yani kötülük sözcüğüdür. Salihat, kötülüğe karşı mücadele etmek, bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, yapıcı olmak, iyi olmak ve iyiye yönlendirmek demektir. 2- Bkz. 2:43. ayetin dipnotu. 2:277. That those who believed and made\/did the correct\/righteous deeds, and kept up\/performed the prayers, and gave\/brought the charity\/purification , for them at their Lord (is) their reward\/wage , and no fear\/fright on them and nor they be sad\/grieving.", "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve verdiler zekâtı10; onlaradır ecirleri\/karşılıkları Rablerinin4 indinde\/katında; ve yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman ettiler امَنُوا امن 4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل 5 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح 6 ve ekamu ve diktiler\/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم 7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 8 ve atevu ve verdiler وَاتَوُا اتي 9 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 10 lehum onlaradır لَهُمْ - 11 ecruhum ecirleri\/karşılıkları أَجْرُهُمْ اجر 12 inde indindedir\/katındadır عِنْدَ عند 13 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب 14 ve la ve yoktur وَلَا - 15 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 16 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 17 ve la وَلَا - 18 hum ve onlar هُمْ - 19 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن", "ayetNo" : "277", "ayetNot" : "", "id" : "147", "kuranAyetNo" : "284", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "14:37. “Rabbimiz! Gerçekten ben, neslimden bir kısmını sahipsiz, ekine elverişli olmayan vadiye; Beyt-i Harâm’ın1 yanına yerleştirdim; Rabb’imiz! Salâtı ikame etsinler2. İnsanlardan bir kısmının gönlünü onlara yönelt. Ve onları kimi ürünlerle rızıklandır. Umulur ki onlar şükrederler.” 1- Kutsal Ev’in, Kâbe’nin. 2- Şirkten arınmış tevhidi bir bilinçle Allah’a yönelsinler; ibadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inansınlar. 14:37. Our Lord, that I resided\/inhabited from my descendants at a valley of no plants\/crops at Your House\/Home, the Forbidden\/Respected\/Sacred. Our Lord to stand\/keep up the prayers, so make hearts from the people fall\/drop to them, and provide for them, from the fruits, perhaps they thank\/be grateful.", "ayetIe" : "Rabbimiz!4 Doğrusu ben (İbrahim) yerleştirdim bir vadiye zürriyetimden; olmayan ekin sahibi; senin haram* edilmiş beytinin\/evinin32 yanında; Rabbimiz!4 İkame572 etmeleri için salâtı5; öyle ki yap kalp gözleri insanlardan; kılavuzlanır onlara doğru; ve rızıklandır onları meyvelerden; belki onlar şükrederler43.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 2 inni doğrusu ben إِنِّي - 3 eskentu yerleştirdim أَسْكَنْتُ سكن 4 min مِنْ - 5 zurriyeti zürriyetimden ذُرِّيَّتِي ذرر 6 bivadin bir vadiye بِوَادٍ ودي 7 gayri olmayan غَيْرِ غير 8 zi sahibi ذِي - 9 zer'in ekin زَرْعٍ زرع 10 inde yanında عِنْدَ عند 11 beytike senin evinin بَيْتِكَ بيت 12 l-muharrami haram edilmiş الْمُحَرَّمِ حرم 13 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 14 liyukimu dikmeleri\/ayağa kaldırmaları için لِيُقِيمُوا قوم 15 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 16 fec'al öyle ki yap فَاجْعَلْ جعل 17 ef'ideten kalp gözleri أَفْئِدَةً فاد 18 mine مِنَ - 19 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 20 tehvi kılavuzlanır تَهْوِي هوي 21 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ - 22 verzukhum ve rızıklandır onları وَارْزُقْهُمْ رزق 23 mine مِنَ - 24 s-semerati meyvelerden الثَّمَرَاتِ ثمر 25 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 26 yeşkurune şükrederler يَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "37", "ayetNot" : "", "id" : "180", "kuranAyetNo" : "1785", "not1" : "*Günah işlemenin haram olduğu, yasak olduğu.", "surahName" : "İbrahim", "sureNo" : "14" }, { "ayetAhmedSamira" : "3:39. O1, mihrapta salat2 ederken, melekler: “ Kuşkusuz Allah, seni Yahya ile müjdeliyor. O, Allah’tan gelen kelimeyi tasdik eden, toplumuna öncülük yapan, kendisine sahip olan, iyilerden bir nebi olacak.” diye seslendiler. 1- Zekeriya. 2- Namaz. Allah’a yöneliş. 3:39. So the angels called him, and he is standing\/keeping praying, in the prayer’s niche : \"That God announces good new to you with John confirming with a word from God and a master and restricting himself (chaste) , and a prophet from the correct\/righteous people.\"", "ayetIe" : "Öyle ki nida etti\/seslendi ona melekler133; -ve o (Zekeriyyâ) kıyamken143; salât5 ederken mihrapta\/özel alanda-; “Doğrusu Allah müjdeler sana Yahyâ'yı; musaddıktır140 Allah’tan bir kelimeye416; ve bir liderdir\/önderdir; ve bir kısıtlayandır\/sınırlayandır*; ve bir nebidir132 ; iyilerdendir\/salihlerdendir.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fenadethu öyle ki nida etti\/seslendi ona فَنَادَتْهُ ندو 2 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك 3 vehuve ve o (Zekeriyya) وَهُوَ - 4 kaimun bir dik\/doğru\/kıyam قَائِمٌ قوم 5 yusalli salat eder يُصَلِّي صلو 6 fi فِي - 7 l-mihrabi mihrapta\/özel alanda الْمِحْرَابِ حرب 8 enne doğrusu أَنَّ - 9 llahe Allah اللَّهَ - 10 yubeşşiruke müjdeler sana يُبَشِّرُكَ بشر 11 biyehya Yahya'yı بِيَحْيَىٰ - 12 musaddikan doğrulayıp tasdikleyici مُصَدِّقًا صدق 13 bikelimetin bir kelimeyi بِكَلِمَةٍ كلم 14 mine -tan مِنَ - 15 llahi Allah- اللَّهِ - 16 ve seyyiden ve bir lider\/önder وَسَيِّدًا سود 17 ve hasuran ve bir kısıtlayan\/sınırlayan (nefsini) وَحَصُورًا حصر 18 ve nebiyyen ve bir nebi\/peygamber وَنَبِيًّا نبا 19 mine مِنَ - 20 s-salihine iyilerden-salihlerden الصَّالِحِينَ صلح", "ayetNo" : "39", "ayetNot" : "", "id" : "114", "kuranAyetNo" : "332", "not1" : "*Nefsini.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetAhmedSamira" : "107:4. Vay haline salat edenlerin!1 1- Destek olanların, yardım edenlerin! Gösteriş olsun diye veya çıkarları için yardım edenlerin vay haline. Söz konusu bu kimseler, Mekkeli müşriklerdir. Ayete, “Gösteriş yapmak için namaz kılanların vay haline.” şeklinde anlam verilmesi doğru değildir. Mekke koşullarında Müslim olduğunu bile gizlemek zorunda olanların, gösteriş için namaz kılmaları söz konusu edilemez. Surenin, bu ve bundan sonraki ayetlerinin Medeni olduğunu söylemek ise, bu yanılgıdaki tutarsızlığı izah etme düşüncesinden kaynaklanan ikinci bir yanılgıdır. Bu yanılgının esas nedeni, karşılaşılan her “salat” sözcüğüne “namaz” anlamı verilmesinden kaynaklanmaktadır. Oysaki Bu ayetteki salat sözcüğünün anlamı “yardım etmek, destek olmak” tır. 107:4. So calamity\/scandal\/woe to the prayers (praying people).", "ayetIe" : "Öyleyse, vay haline musallinlerin118.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feveylun öyle ki vay haline فَوَيْلٌ - 2 lilmusalline musallinlerin لِلْمُصَلِّينَ صلو", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "110", "kuranAyetNo" : "6199", "not1" : "", "surahName" : "Mâûn", "sureNo" : "107" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:3. Onlar; gayba1 inanırlar, salâtı ikame ederler2 ve verdiğimiz rızıktan infak3 ederler. 1- Ebedi hayata dair verilen bilgiler. Gizli, görünmeyen, bilinemeyen, algılanamayan, gelecekte olacak şeyler. 2- İbadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanarak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelirler. Salat, ritüel salat (namaz) anlamının yanı sıra Allah’a yönelmek, dua, destek, dayanışma, yardım, yakından ilgi duyma ve din anlamına gelmektedir. “Salât” sözcüğüne, yalnızca “namaz” olarak anlam verilmesini doğru değildir. Kur’an’da namaz sözcüğü yoktur. Namaz, Farsça bir sözcüktür. Salâtın hangi anlamı ifade ettiği, içinde yer aldığı ayet ve konu bağlamından rahatlıkla anlaşılabilir. 3- İhtiyacı olanlara karşılıksız yardım etmek. 2:3. Those who believe with the unseen\/hidden and they keep up\/call for the prayers and from what We provided for them they spend.", "ayetIe" : "Kimseler (ki) iman47 ederler gayba62*; ve ikame572 ederler salâtı5; ve rızıklandırdığımızdan onları infak6 ederler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن 3 bil-gaybi gayba\/görünmeyene\/gizliye بِالْغَيْبِ غيب 4 ve yukimune ve dikerler\/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُونَ قوم 5 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 6 ve mimma ve وَمِمَّا - 7 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق 8 yunfikune infak ederler\/harcarlar يُنْفِقُونَ نفق", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "129", "kuranAyetNo" : "10", "not1" : "*Rablerini gözleriyle göremeseler de O'nun tecelli etmiş olan isimlerine\/sıfatlarına tanık olarak iman ederler\/emin olurlar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "6:92. Bu, şehirlerin anası ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendisinden öncekileri doğrulayan kutlu bir Kitap’tır. Ahirete iman edenler, buna da iman ederler. Ve onlar salâtlarını1 korurlar. 1- İbadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmek. Bu yönelme: Sürekli destek olmak, dayanışmak. İlgi duymak, duyarlı olmak, izleyici kalmamak, yanında yer almak. 6:92. And that (is) a Book , We descended it blessed, confirming (with) what (is) between his hands, and to warn\/give notice (E) (to the) mother\/origin of villages (Bekka) and who (is) around\/surrounding it, and those who believe with the end (other life), they believe with it, and they are on their prayers observing .", "ayetIe" : "Ve bu; bir kitaptır*; indirdik onu*; bir mübarektir139; bir musaddıktır140 iki elleri arasında olana; ve uyarman içindir kentlerin anasını; ve kimseyi (ki) çevresindedir onun; ve kimseleri (ki) iman47 ederler ahirete; iman47 ederler buna (kitaba); ve onlar salâtlarını23 korurlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve haza ve bu وَهَٰذَا - 2 kitabun bir kitaptır كِتَابٌ كتب 3 enzelnahu indirdik onu أَنْزَلْنَاهُ نزل 4 mubarakun mübarektir مُبَارَكٌ برك 5 musaddiku doğrulayıp tasdik edicidir مُصَدِّقُ صدق 6 llezi olanı الَّذِي - 7 beyne arasında بَيْنَ بين 8 yedeyhi iki elleri يَدَيْهِ يدي 9 velitunzira ve uyarman içindir وَلِتُنْذِرَ نذر 10 umme anası أُمَّ امم 11 l-kura kentlerin الْقُرَىٰ قري 12 ve men ve kimseyi وَمَنْ - 13 havleha çevresinde onun حَوْلَهَا حول 14 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 15 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن 16 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر 17 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن 18 bihi buna (kitaba) بِهِ - 19 ve hum ve onlar وَهُمْ - 20 ala عَلَىٰ - 21 salatihim salatlarını صَلَاتِهِمْ صلو 22 yuhafizune korurlar يُحَافِظُونَ حفظ", "ayetNo" : "92", "ayetNot" : "", "id" : "158", "kuranAyetNo" : "881", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetAhmedSamira" : "107:6. Onlar gösteriş yapanlardır. 107:6. Those whom they are pretending\/showing off (what they are not).", "ayetIe" : "Kimseler; onlar gösteriş yaparlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 yura'une gösteriş yaparlar يُرَاءُونَ راي", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "112", "kuranAyetNo" : "6201", "not1" : "", "surahName" : "Mâûn", "sureNo" : "107" }, { "ayetAhmedSamira" : "22:26. Bir zamanlar İbrahim’e evin1 yerini göstererek; “Bana hiçbir şeyi ortak koşma. Evimi tavâf edenler, kaim olanlar2, rukû3 edenler, secde edenler4 için arındır.”5 demiştik. 1- Kâbe. 2- Hakkını vermek, canlı ve diri tutmak, ayakta tutmak. 3- Şirk koşmaksızın Allah’a bağlılığı ortaya koymak, buyruklarına içtenlikle tabi olmak demektir. 4- Allah’a itaat etmek, emrine amade olmak, değerini takdir etmek, yüceliğini, üstünlüğünü kabul etmek ve saygı göstermek. İçtenlikle boyun eğmek. Allah’ın evrene koyduğu işleyiş yasalarına tabi olmak. Yere kapanmak. 5- “Tahhir” sözcüğüne “temizle, temiz tut” anlamının verilmesi doğru değildir. Tahir; fiziki değil, değersel \/manevi bir temizliği ifade eder. Tıpkı bir kimseye, “Temiz insan dendiğinde; bedensel bir temizlikten değil, ahlaksal bir temizlikten söz etmiş olmak gibi.” Bir kimseye; temiz insan dendiğinde, dürüst insan, güvenilir insan vs. denmek istenmektedir. Evin\/Beytin temiz tutulması da bu anlamdadır. Silinip süpürülmesi anlamında değil, her türlü şirkten, çıkarcılıktan, kötülükten ve yanlış şeylerden arındırmaktır. 22:26. And when We established\/assigned to Abraham the House\/Home’s place\/position , that do not share\/make partners with Me (in) a thing, and purify\/clean My House\/Home to the circlers\/walkers around,232and the standing\/keeping up , and the bowing , and the prostrating.", "ayetIe" : "Ve saptadığımız\/tespit ettiğimiz zaman İbrahim'e beytin32 mekanını\/yerini; ki şirk koşma71 benimle bir şey; ve temizle beytimi32*; etrafta dolaşanlar için; ve dikelmişler\/ayağa kalkmışlar\/doğrulmuşlar (için); ve rükû11 edenler (için); secde12 edenler (için).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 bevve'na saptadık\/tespit ettik بَوَّأْنَا بوا 3 liibrahime İbrahim'e لِإِبْرَاهِيمَ - 4 mekane mekanını\/yerini مَكَانَ كون 5 l-beyti beytin\/evin الْبَيْتِ بيت 6 en ki أَنْ - 7 la لَا - 8 tuşrik ortak etme\/ortaklaştırma تُشْرِكْ شرك 9 bi benimle بِي - 10 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 11 ve tahhir ve temizle وَطَهِّرْ طهر 12 beytiye beytimi\/evimi بَيْتِيَ بيت 13 littaifine etrafta dolaşanlar için لِلطَّائِفِينَ طوف 14 velkaimine ve dikelmişler\/ayağa kalkmışlar\/doğrulmuşlar (için) وَالْقَائِمِينَ قوم 15 ve rrukkei ve rükû edenler\/eğilenler\/dize gelenler\/baş eğenler (için) وَالرُّكَّعِ ركع 16 s-sucudi secde edenler\/teslim olanlar (için). السُّجُودِ سجد", "ayetNo" : "26", "ayetNot" : "", "id" : "137", "kuranAyetNo" : "2619", "not1" : "*Kimseye ait olmayan, topluma ait olan.", "surahName" : "Hac", "sureNo" : "22" }, { "ayetAhmedSamira" : "13:22. Ve o kimseler, sabırla Rabb’lerine yönelirler ve salâtı ikâme ederler1, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık infak2 ederler, kötülüğü iyilikle savarlar; dünya yurdunun sonucu onlar içindir. 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmak, dayanışmak, ilgi duymak, duyarlı olmak, izleyici kalmamak, yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır. 1- İhtiyacı olanlara karşılıksız yardım etmek. 13:22. And those who were patient desiring their Lord’s direction\/face , and kept up the prayers, and they spent from what We provided for them secretly and openly\/publicly , and they drive away\/repel the sin\/crime with the good\/goodness, those, for them (are) the home’s\/house’s end\/turn (result).", "ayetIe" : "Ve kimseler; sabrederler51; arayan Rablerinin4 yüzünü; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve infak ettiler6 rızıklandırdığımızdan onları; sırlı şekilde\/gizlice ve alenen\/bildirerek; ve savarlar\/defederler güzellikle rezilliği\/iğrençliği; işte bunlar; onlaradır sonu* diyarın\/yurdun.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 saberu sabrederler\/metanetle direnirler صَبَرُوا صبر 3 btiga'e arayan ابْتِغَاءَ بغي 4 vechi yüzünü وَجْهِ وجه 5 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب 6 ve ekamu ve diktiler\/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم 7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 8 ve enfeku ve infak ettiler\/harcadılar وَأَنْفَقُوا نفق 9 mimma مِمَّا - 10 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق 11 sirran sırlı şekilde\/gizlice سِرًّا سرر 12 ve alaniyeten ve alenen\/bildirerek وَعَلَانِيَةً علن 13 ve yedra'une ve savarlar\/defederler وَيَدْرَءُونَ درا 14 bil-haseneti güzellikle بِالْحَسَنَةِ حسن 15 s-seyyiete rezilliği\/iğrençliği السَّيِّئَةَ سوا 16 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 17 lehum onlaradır لَهُمْ - 18 ukba sonu عُقْبَى عقب 19 d-dari diyarın\/yurdun الدَّارِ دور", "ayetNo" : "22", "ayetNot" : "", "id" : "178", "kuranAyetNo" : "1727", "not1" : "*Selam diyarı\/yurdu sonrası girilecek olan son yurt\/diyar olan cennet yurdu\/diyarı.", "surahName" : "Ra'd", "sureNo" : "13" }, { "ayetAhmedSamira" : "74:47. “Bize yakîn1 gelene kadar.” 1- Gerçek olan ölüm gelip çatana kadar. 74:47. Until the assurance\/certainty (death) came to us.", "ayetIe" : "Ta ki geldi bizlere kesin olan*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 hatta ta ki حَتَّىٰ - 2 etana geldi bizlere أَتَانَا اتي 3 l-yekinu kesin olan الْيَقِينُ يقن", "ayetNo" : "47", "ayetNot" : "Gerçekleşmesi kesin ve şüphesiz olan ölüm.", "id" : "102", "kuranAyetNo" : "5540", "not1" : "*Ölüm.", "surahName" : "Müddessir", "sureNo" : "74" }, { "ayetAhmedSamira" : "108:2. O halde Rabb’in için salat1 et ve zorlukları göğüsle.2 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmak, dayanışmak, ilgi duymak, duyarlı olmak, izleyici kalmamak, yanında yer almak, salatı (namaz) kılmak, dua etmek demektir. Salâtın hangi anlamı ifade ettiği, içinde yer aldığı ayet ve konu bağlamından rahatlıkla anlaşılabilir. Salatın ayrıca din ve havra anlamı da bulunmaktadır. Salatın zıddı tevellâdır. Tevellâ süreklilik ifade etmektedir; sürekli karşı çıkmak, ilgisiz ve duyarsız kalmak, köstek olmak, engellemeye çalışmak demektir. Namaz, Farsça bir sözcüktür ve bu sözcük Kur’an’da geçmez. 2- Çevirilerin, ayette geçen “venhar” sözcüğüne “kurban kes” anlamını vermeleri, ayetin bağlamını dikkate almamaktan kaynaklanan bir yanılgıdır. Surenin vahyedildiği dönem ve koşullar dikkate alındığında “kurban kesmekten” söz etmenin mümkün olmayacağını da anlamak gerekir. Nahr, sözcük olarak, “göğüs, gerdan, göğüslemek, deveyi göğsünden kesmek, elleri göğse değdirmek” gibi anlamlara gelmektedir. “Nahr” sözcüğü, burada “zorlukları göğüslemek, göğüs germek” anlamına gelmektedir. 108:2. So pray to your Lord, and be perfect\/excellent\/slaughter (for charity) .", "ayetIe" : "Öyle ki salla13 et Rabbine; ve göğüsleyerek karşı dur.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fesalli öyle ki salla et فَصَلِّ صلو 2 lirabbike Rabbine لِرَبِّكَ ربب 3 venhar ve göğüslerek karşı dur وَانْحَرْ نحر", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "127", "kuranAyetNo" : "6204", "not1" : "", "surahName" : "Kevser", "sureNo" : "108" }, { "ayetAhmedSamira" : "77:48. Onlara, “Rukû1 edin.” denildiği zaman rukû etmezler. 1- Şirk koşmaksızın Allah’a itaat etmek, emrine amade olmak, değerini takdir etmek, yüceliğini, üstünlüğünü kabul etmek ve saygı göstermek. İçtenlikle boyun eğmek. Cahiliye Arapları, puta tapmayıp yalnızca Allah’a tapanlara “rakea ilellah”; Allah’a rukû etti, derlerdi. Ayetteki rukûunun, namazdaki rukû ile bir ilgisi yoktur. 77:48. And when\/if (it) was said to them: \"Bow .\" They do not bow .", "ayetIe" : "Ve denildiği zaman onlara rükû11 edin; rükû11 etmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 kile denildiği قِيلَ قول 3 lehumu onlara لَهُمُ - 4 rkeu rükû edin\/eğilin\/dize gelin\/baş eğin ارْكَعُوا ركع 5 la لَا - 6 yerkeune rükû etmezler\/eğilmezler\/dize gelmezler\/baş eğmezler يَرْكَعُونَ ركع", "ayetNo" : "48", "ayetNot" : "Rükû için; bak 2:43", "id" : "133", "kuranAyetNo" : "5668", "not1" : "", "surahName" : "Mürselât", "sureNo" : "77" }, { "ayetAhmedSamira" : "8:32. Bir de dediler ki: “Allah’ım! Eğer bu Senin tarafından gelen bir gerçekse1, gökten üzerimize taş yağdır veya bize can yakıcı bir azap ver.” 1- Mademki Senden geldiği iddia ediliyor. 8:32. And when they said: \"Oh God if that was it, the truth from at you, so rain on us stones from the sky\/space or come\/bring to us with a painful torture.\"", "ayetIe" : "Ve dedikleri zaman: “Ya Allah! Eğer olduysa bu; o (ki) (Kur’an) bir hak\/gerçek senin indinden\/katından; öyle ki yağdır\/boşalt üzerimize bir taş gökten; ya da gel bize acıklı\/elim bir azapla.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve وَإِذْ - 2 kalu dedikleri zaman قَالُوا قول 3 llahumme ya Allah! اللَّهُمَّ - 4 in eğer إِنْ - 5 kane olduysa كَانَ كون 6 haza bu هَٰذَا - 7 huve o (Kur'an) هُوَ - 8 l-hakka bir hak\/gerçek الْحَقَّ حقق 9 min مِنْ - 10 indike senin katından\/indinden عِنْدِكَ عند 11 feemtir öyle ki yağdır\/boşalt فَأَمْطِرْ مطر 12 aleyna üzerimize عَلَيْنَا - 13 hicaraten bir taş حِجَارَةً حجر 14 mine مِنَ - 15 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو 16 evi ya da أَوِ - 17 'tina gel bize ائْتِنَا اتي 18 biazabin bir azapla بِعَذَابٍ عذب 19 elimin acıklı\/elim أَلِيمٍ الم", "ayetNo" : "32", "ayetNot" : "", "id" : "163", "kuranAyetNo" : "1192", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetAhmedSamira" : "11:114. Gündüzün iki tarafında1 ve gecenin yakınlarında2 salâtı ikame et3. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür. 1- Sabah ve Akşam namazı. Namaz, vakitleri belirlenmiş bir farzdır. (4: 103). Sabah namazı (Salâti’l Fecri, 24:58. Salâti’l Fecri’in vakti, tan yerinin ağarmaya başlamasından Güneş’in doğuş anına kadardır.) Ve akşam namazı (Salâti’l İşâi 24:58). Salâti’l İşâi’nin vakti, Güneş’in batışından gecenin karanlığının iyice çöktüğü zamana kadardır. “İşâ” nın akşam demek olduğuna dair ayetler: 12:16; 79:46. 2- Gece\/Yatsı namazı. Gecenin ilk bölümünde. (Salâti’l Leyli\/ gece(yatsı) namazı, 11:114). Gece namazının vakti, gece karanlığının tam çökme anından gecenin ortasına kadardır. Bu ve salatı\/namazı konu edinen diğer ayetlerden namazın; “sabah”, “akşam” ve “gece” olmak üzere günde üç vakit olduğu anlaşılmaktadır. Bu ayette geçen “zulef” sözcüğünün çoğul yani üç ve üçten fazla bir anlama sahip olmasından hareketle, namazın beş vakit olduğu söylense de “zulef” sözcüğü gecenin üç bölümünü ifade etmektedir; gecenin ilk bölümü, gecenin ortası ve gecenin son bölümü. (Örneğin 73:2,3,4; 73:20.) Dolayısı ile gecenin yakınlarından kasıt, gecenin ilk bölümüdür. Günümüzde cemaatle kılınan namazlara bakıldığında da namazların aslında üç vakit ve ikişer rekât olduğu anlaşılmaktadır. Dikkat edilirse namazların farzları olarak sabah namazı iki rekât ve ikisi de sesli; öğlen namazı dört rekât, dördü de sessiz; ikindi namazı dört rekât, dördü de sessiz; akşam namazı üç rekât, ikisi sesli, biri sessiz; yatsı namazı dört rekât, ikisi sessiz ikisi sesli kılınmaktadır. Kılınan namazlarda, sesli olarak kılınanlar sabah iki, akşam iki ve yatsı iki şeklindedir. Yani günde üç vakit ve ikişer rekât sesli kılınmaktadır. Sessiz kılınanlar sonradan yapılan ilavelerdir. Bu ilaveleri çıkarırsak geriye namazın vakitleri ve rekât sayıları kalmaktadır. 3- Namazı gereği gibi kıl, canlı ve diri tut. 11:114. And keep up the prayers to (the) ends\/edges (of) the daytime (to) parts from the night from the night; that the goodnesses wipe off\/eliminate the sins\/crimes, that (is) a remembrance\/reminder to the praising\/glorifying .", "ayetIe" : "Ve ikame572 et salâtı5 iki tarafında gündüzün170; ve yakınlarında gecenin171; doğrusu güzellikler giderir rezillikleri\/iğrençlikleri; işte bu bir zikirdir\/hatırlatmadır hatırlayanlara.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ekimi ve dik\/ayağa kaldır وَأَقِمِ قوم 2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 3 tarafeyi iki tarafında طَرَفَيِ طرف 4 n-nehari gündüzün النَّهَارِ نهر 5 ve zulefen ve yakınlarında وَزُلَفًا زلف 6 mine مِنَ - 7 l-leyli gecenin اللَّيْلِ ليل 8 inne doğrusu إِنَّ - 9 l-hasenati güzellikler الْحَسَنَاتِ حسن 10 yuzhibne giderir يُذْهِبْنَ ذهب 11 s-seyyiati rezillikleri\/iğrençlikleri السَّيِّئَاتِ سوا 12 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 13 zikra bir zikirdir\/hatırlatmadır ذِكْرَىٰ ذكر 14 lizzakirine hatırlayanlara لِلذَّاكِرِينَ ذكر", "ayetNo" : "114", "ayetNot" : "", "id" : "177", "kuranAyetNo" : "1585", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetAhmedSamira" : "109:5. “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.” 109:5. And nor you are worshipping what I worship.", "ayetIe" : "\"Ve değilsiniz sizler kulluk46 edenler; benim kulluk46 eder olduğuma.\"", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve la ve değilsiniz وَلَا - 2 entum sizler أَنْتُمْ - 3 aabidune kulluk edenler عَابِدُونَ عبد 4 ma مَا - 5 ea'budu benim kulluk eder olduğuma أَعْبُدُ عبد", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "173", "kuranAyetNo" : "6210", "not1" : "", "surahName" : "Kâfirûn", "sureNo" : "109" }, { "ayetAhmedSamira" : "107:7. Ve küçük, basit, sıradan yardımı bile esirgerler. 107:7. And they prevent\/stop the charity .", "ayetIe" : "Ve mâni olurlar mâûna120.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve yemneune ve mâni olurlar وَيَمْنَعُونَ منع 2 l-maune maddi anlamda iyiliğe الْمَاعُونَ معن", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "Sureye ismini veren ‘ٱلْمَاعُونَ’ ‘l-mâûn.’ kelimesi her türlü maddi yardım\/destek\/iyilik demektir. Topluma gelecek olan maddi destek demektir. Kamu\/toplum açısından bakıldığında ilk akla gelen ‘l-mâûn’ zekâttır. Zekât vergi demektir. Kamu yönetimi ihtiyacına göre zekât oranı belirler. Gelir elde eden kimseler bu gelirlerinin belirli bir oranını toplumun hakkı olarak yönetime verirler. Yönetimin görevi bu zekâtların doğru şekilde toplanması ve doğru şekilde harcanmasıdır. Ayetlerde işaret dilen müşrik insanların bir diğer özelliği de ‘l-mâûn’ olarak isimlendirilen, topluma dönecek olan her türlü maddi iyiliğe engel olmalarıdır. Bu engelleme 2 açıdan incelenebilir; • Yöneticiler açısından. • Zekât-vergi veren kimseler açısından. Uydurulmuş dinde zekât tam olarak saptırılmıştır. Müşriklerin zekât şu şekildedir; bir kimse 1 yıl boyunca elde edilen gelirinden tüm giderlerini düşer. Geri kalan paradan 1 yıllık geçimini ayırır. O sene yeni bir Ferrari araba almış ise (binek) onu da gidere yazar. 3 yıl önce almış olduğu 20 milyonluk villanın (barınak) kredilerini de düşer. Bankalara borçlanarak başka evler de alır. Hep borçludur. Ancak elinde az bir para kalırsa onun 1\/40’ını zekât olarak verir. Toplumun hakkı olarak. İşte Yüce Allah aklını kullanmayanların üzerine pisliği bu şekilde bırakıyor. Uydurulmuş dinde bu şekilde. Bakın topluma gidecek olan maddi iyilik\/destek\/yardım (l-mâûn) nasıl engellendi. Peki gerçek dinimiz olan sadece Kuran’da Yüce Allah bizlere ne buyuruyor? Zekât gelir elde edilir edilmez verilir. O geliri elde etmek için için önceden bir harcama yapılmış ise elbette o miktar gider olarak düşülür. Ferrari araba ve lüks villa maalesef düşülemiyor:) . Kalan gelirin %20’si yani 1\/5'i zekât olarak verilir. Yüce Allah gelirlerden toplum için verilecek oranı 1\/5 olarak belirlemiştir. Yüce Allah 8:41 ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır; 8:41 Ve bilin ki; bir şeyden ganimet aldığınız; o durumda ki onun beşte biri Allah için ve resûlü için; ve içindir yakınlık sahipleri ve yetimler ve miskinler ve yolun oğlu; eğer olmuşsanız inanmış Allah'a ve kulumuz üzerine indirdiğimize-ayrılma (hak ile batılın) günü; iki topluluğun karşılaştığı gün-; ve Allah her bir şey üzerine güç yetirendir. Can pahasına alınan ganimetlerin bile tamamı ganimet elde eden kimseye kalmıyor. Toplumun hakkı olan 1\/5 oranı hemen verildikten sonra kalan ganimet elde eden kişiye veriliyor. 1\/5 olan toplumun hakkı hemen veriliyor. 1 sene\/yıl bekledikten sonra değil. 8:41 ayetini akıl ve mantık ile okuduğumuzda açık ve net olarak anlarız ki elde ettiğimiz her gelirin 1\/5 oranını topluma tekrar ulaştıracağız. Topluma geri vereceğiz. Zekât olarak yani vergi olarak vereceğiz. Kamu yönetimi o gelir kaleminden vergi almıyorsa o durumda yine elde ettiğimiz gelirin 1\/5 oranını toplumdaki ihtiyaç sahiplerine dağıtacağız. Buna sadaka denir. Diyelim ki bahçemizden 100 kilo domates elde ettik. Bu gelirin vergisi olmayacağı için bu domatesin 1\/5 oranı olan 20 kiloyu yakın çevremizdeki ihtiyacı olan insanlara dağıtacağız. Toplumun hakkını vermeliyiz. Domatesleri toplar toplamaz bu 1\/5 oranı hemen verilmelidir. Detaylı okuma aşağıdaki makalelerden yapılabilir; • Sadaka nedir? • İnfak nedir? • Zekât nedir? • Kamuya verilen verginin (zekâtın) oranı ne olmalı? Kuran’da bir işaret var mı? Vergi oranı kamu yönetiminin gücüne göre değişebilir elbette. Çok zengin bir ülke söz konu ise (petrol zengini ülkeler gibi) kamu yönetimi halktan vergi almayabilir bile. Ancak kamu yönetimi toplumun ihtiyaçlarını karşılayamıyor ise elbette vergi alacaktır. Zekât’ı\/vergiyi vermemeye çalışanlar; Günümüzde de yukarıdaki ayetlerde anlatılan insanları her yerde görebilirsiniz. Vergi vermemek için bin takla atarlar. Fatura kesmezler. Her sene araba değiştirirler ki vergiden düşelim diye. Her şeyi gider göstermeye çalışırlar. Daha da ileri gidenler sahte fatura bile kullanır. Böylece toplumdaki ihtiyaç sahiplerine ulaşacak olan mâûnu engellerler. Toplanan zekâtı\/vergiyi toplumdaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayan yöneticiler; Bu kesimin yatacak yeri yoktur. Toplumdan elde edilen emanet vergi gelirlerini toplumun faydasına değil de lüks konutlara (kamu binaları), lüks taşıtlara (makam arabaları, uçaklar, gemiler vb.) harcayanlar surenin tam olarak muhataplarıdır. İsraf büyük günahtır. Ülkesinde açlık sınırında yaşayan insanlar varken, elde edilen vergilerin bu kimselere ulaştırılmasını sağlamayan kamu yöneticileri ahirette kesinlikle hesap veremeyeceklerdir. Düzgün bir kamu yönetici kadrosu vergilerin doğru yerlere ulaşmasını garanti etmelidir. Toplanan vergilerin tek bir kuruşunun bile doğru yere, doğru şekilde harcandığını takip etmelidir. Örneğin; ihaleye süreçlerinde toplumun aleyhine olabilecek en ufak bir kayba neden olmamalıdır. Göz yummamalıdır. Asla ve asla rüşvet almamalıdır. Kamu yöneticilerinin en önemli ve ilk amacı ülkelerinde açlık sınırı altında, miskin olarak yaşayan tek bir insan bırakmamak olmalıdır. 107:7 ayetinin mesajı evrenseldir. Bir kimse sabah yatağından kalktığında acaba bu gün mâûnun (her türlü maddi iyiliğin) ihtiyacı olanlara gitmesini engelliyor muyum diye kendisine sormalıdır.", "id" : "113", "kuranAyetNo" : "6202", "not1" : "", "surahName" : "Mâûn", "sureNo" : "107" }, { "ayetAhmedSamira" : "22:35. Onlar ki1 Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir, başlarına gelene sabrederler2, salâtı ikame ederler3, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infak4 ederler. 1-Samimi insanlar. 2- Dayanmak, direnmek, yılgınlık ve usanç göstermemek, kararlı ve azimli olmak, sıkıntılara göğüs germek. 3- Yardımlaşmayı, dayanışmayı, destek olmayı canlı ve diri tutarlar. 4- İhtiyacı olana karşılıksız yardım ederler. 22:35. Those whom if God was mentioned their hearts\/minds became afraid\/apprehensive, and the patient on what struck them , and the keeping up the prayers, and from what We provided for them they spend.", "ayetIe" : "Kimseler; anıldığı zaman Allah korkar kalpleri; ve sabredenler51 kendileri üzerine isabet edene; ve ikame edenler salâtı5; ve rızıklandırdığımızdan onları infak6 ederler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 iza zaman إِذَا - 3 zukira anıldığı ذُكِرَ ذكر 4 llahu Allah اللَّهُ - 5 vecilet korkar وَجِلَتْ وجل 6 kulubuhum kalpleri قُلُوبُهُمْ قلب 7 ve ssabirine ve sabrederler\/metanetli direnenler وَالصَّابِرِينَ صبر 8 ala üzerine عَلَىٰ - 9 ma مَا - 10 esabehum isabet edene onlara أَصَابَهُمْ صوب 11 velmukimi ve dikenler\/ayağa kaldıranlar وَالْمُقِيمِي قوم 12 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو 13 ve mimma ve وَمِمَّا - 14 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق 15 yunfikune infak ederler\/harcarlar يُنْفِقُونَ نفق", "ayetNo" : "35", "ayetNot" : "", "id" : "199", "kuranAyetNo" : "2628", "not1" : "", "surahName" : "Hac", "sureNo" : "22" }, { "ayetAhmedSamira" : "4:103. Salâtı ikame ettikten1 sonra ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde Allah’ı anın. Güvene kavuştuğunuz zaman, salâtı gereği gibi ikame edin. Kuşkusuz salât, belirlenmiş vakitlerde2 Mü’minler üzerine yazılmıştır.3 1- Namazı kıldıktan. 2- Kur’an’da geçen namaz vakitleri üçtür: Sabah, akşam ve gece. Bir de cuma günü, cuma namazı. Ancak isteyen, kendisine özgü olarak bu vakitlerin dışında da istediği zamanlarda ve istediği kadar namaz kılabilir. 3- Farz kılındı. Zorunlu kılındı. Takdir edildi, belirlendi. 4:103. So if you (P) accomplished the prayers, so mention\/remember God standing, and sitting, and on your sides, so if you became secured, so keep up the prayers, that the prayers was\/is on the believers decreed (at) appointed times . (NOTE: THE SIGNIFICANCE OF PRAYERS, ITS TIMES, AND THE IMPORTANCE OF REPEATEDLY MENTIONING GOD THROUGHOUT THE DAY IN THE PRECEDING VERSE)", "ayetIe" : "Öyle ki, tamamladığınız zaman salâtı5; öyle ki zikredin\/hatırlayın Allah'ı kıyam143 halindeler (olarak) ve oturan (olarak) ve yanlarınız üzerine (yatar halde); öyle ki sakinleştiğiniz zaman; öyle ki ikame572 edin salâtı5; doğrusu salât5 oldu müminler27 üzerine vakitli* bir kitap**.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 2 kadeytumu tamamladınız قَضَيْتُمُ قضي 3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 4 fezkuru öyle ki zikredin\/hatırlayın فَاذْكُرُوا ذكر 5 llahe Allah'ı اللَّهَ - 6 kiyamen kıyam halindeler\/dikelmişler\/doğrulmuşlar\/ayaktalar (olarak) قِيَامًا قوم 7 ve kuuden ve oturan (olarak) وَقُعُودًا قعد 8 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ - 9 cunubikum yanlarınız (yatar durumda) جُنُوبِكُمْ جنب 10 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 11 tme'nentum sakinleştiğiniz اطْمَأْنَنْتُمْ طمن 12 feekimu öyle ki doğrultun\/dikleştirin\/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم 13 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 14 inne doğrusu إِنَّ - 15 s-salate salat الصَّلَاةَ صلو 16 kanet oldu كَانَتْ كون 17 ala üzerine عَلَى - 18 l-mu'minine müminler الْمُؤْمِنِينَ امن 19 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب 20 mevkuten vakitli مَوْقُوتًا وقت", "ayetNo" : "103", "ayetNot" : "", "id" : "117", "kuranAyetNo" : "596", "not1" : "*Vakitli (sabah ve akşam) salat ve haftalık salat sadece müminlerin yapacağı bir iştir. **Yazgı, kitap, üzerinde bilgiler olan yazılı şey.    ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetAhmedSamira" : "6:162. De ki: “Benim salâtım1, nusukum2, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabb’i olan Allah içindir.” 1- Duam, Allah’a yönelmem, desteğim. 2. Kurbanım. Nusûk, Allah’a yaklaşmaya vesile olan her şeydir. 6:162. Say: \"That my prayers and my rituals or methods of worship , and my life, and my death\/time of death, (is) to the creations altogether’s\/(universes’) Lord.\"", "ayetIe" : "De ki: “Doğrusu benim salâtım5; ve adanmış tarzım; ve hayatım; ve ölümüm643*; Allah içindir; alemlerin Rabbi4.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 inne doğrusu إِنَّ - 3 salati benim salatım صَلَاتِي صلو 4 ve nusuki ve adanmış tarzım وَنُسُكِي نسك 5 ve mehyaye ve hayatım وَمَحْيَايَ حيي 6 ve memati ve ölümüm وَمَمَاتِي موت 7 lillahi Allah içindir لِلَّهِ - 8 rabbi Rabbi رَبِّ ربب 9 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "162", "ayetNot" : "", "id" : "159", "kuranAyetNo" : "951", "not1" : "*Ölümün işaret edilmesi illaki resûl Muhammed'in öleceği yada öldürüleceği anlamına gelmez. 'Öleceksem de, ölürsem de' anlamı vardır. Çünkü cennete girenler bu dünyada ölüm tatmazlar. Mutlak ki resûl Îsâ gibi, tüm resûller gibi resûl Muhammed de ölmemiştir. Sadece vefat ettirilmiştir. Selam yurdunda\/diyarında rızıklandırılmaktadırlar. Her nefis ölümü tadıcıdır. Her nefis 1. ölümü yani ilk cennetten çıkış anındaki ölümü zaten tatmıştır. Resûller de dahil.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:110. Salâtı ikâme edin ve zekâtı yapın.1 Kendiniz için her ne iyilik yaparsanız onu Allah katında bulacaksınız. Kuşkusuz Allah, bütün yaptıklarınızı görmektedir. 1- Bkz. 2: 43. 2:110. And keep up the prayers and give the charity\/purification and what you advance to yourselves from goodness, you find it at God, that God (is) with what you make\/do seeing\/understanding .", "ayetIe" : "Ve ikame572 edin salâtı5 ve verin zekâtı10; ve nefisleriniz için hayırdan önceden gönderdiklerinizi; bulursunuz onu Allah'ın indinde\/katında; doğrusu Allah yaptıklarınızı görendir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ekimu ve dikin\/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم 2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 3 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 4 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 5 ve ma ve وَمَا - 6 tukaddimu önceden gönderdiklerinizi تُقَدِّمُوا قدم 7 lienfusikum nefisleriniz için لِأَنْفُسِكُمْ نفس 8 min مِنْ - 9 hayrin hayırdan خَيْرٍ خير 10 teciduhu bulursunuz onu تَجِدُوهُ وجد 11 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 12 llahi Allah'ın اللَّهِ - 13 inne doğrusu إِنَّ - 14 llahe Allah اللَّهَ - 15 bima بِمَا - 16 tea'melune yaptıklarınızı تَعْمَلُونَ عمل 17 besirun görendir بَصِيرٌ بصر", "ayetNo" : "110", "ayetNot" : "", "id" : "142", "kuranAyetNo" : "117", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "8:3. Onlar, salatı1 ikâme eden2 ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak3 edenlerdir. 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmak, dayanışmak, ilgi duymak, duyarlı olmak, izleyici kalmamak, yanında yer almak, salatı (namaz) kılmak, dua etmek demektir. Salâtın hangi anlamı ifade ettiği, içinde yer aldığı ayet ve konu bağlamından rahatlıkla anlaşılabilir. Salatın ayrıca din ve havra anlamı da bulunmaktadır. Salatın zıddı tevellâdır. Tevellâ süreklilik ifade etmektedir; sürekli karşı çıkmak, ilgisiz ve duyarsız kalmak, köstek olmak, engellemeye çalışmak demektir. Namaz, Farsça bir sözcüktür ve bu sözcük Kur’an’da geçmez. 2- Yerine getiren, gerçekleştiren. 3- İhtiyacı olanlara karşılıksız yardım etmek. 8:3. Those who keep up the prayers and from what We provided for them they spend.", "ayetIe" : "Kimseler; ikame572 ederler salâtı5; ve rızıklandırdığımızdan onları infak6 ederler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yukimune dikerler\/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم 3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 4 ve mimma ve وَمِمَّا - 5 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق 6 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "161", "kuranAyetNo" : "1163", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetAhmedSamira" : "4:101. Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, eğer Kâfirlerin1 size kötülük yapmalarından korkarsanız, salâtı2 kısaltmanızda3 bir sakınca yoktur. Kuşkusuz, gerçeği yalanlayan nankörler sizin apaçık düşmanınızdır. 1- Kâfir: İnançsız, inanmayan, gerçeğin üzerini örten, gerçeği kabul etmeyen, nankör. Allah’ı ve vahyi reddeden. Küfr, İman’ın karşıtıdır. 2- Namazı. 3- Burada bir tehlike anında namazın kısaltılabilineceğinden söz edilmektedir: Kısaltma, rekat sayısı ikiden bire düşürümesidir. Namazı kısaltmanın tek koşulu “tehlikenin olmasıdır.” Bunun dışında İslam (!) Fıkhında yer alan “seferilikte” (normal yolculukta) namazı kısaltma kuralı doğru değildir. Ayette de ifade edildiği gibi kısaltma yapmak için bir tehlikenin; korkulacak bir durumun söz konusu olması gerekir. Hele hele yolculuk esnasında farz namazları kısaltıp, sünnet namazları kısaltmadan kılmak “akla ziyan” bir durumdur. 4:101. And if you (P) moved in the Earth\/land, so offense\/guilt is not on you, that you shorten\/reduce from the prayers if you feared that those who disbelieved betray\/torture you , that the disbelievers are\/were to you an evident, an enemy. (NOTE: THE CONDITION FOR REDUCTION OR SHORTENING OF PRAYERS DURING TRAVEL IN THE PRECEDING VERSE)59", "ayetIe" : "Ve darp ettiğiniz\/vurduğunuz zaman (ayakları) yerde\/yeryüzünde; öyle ki yoktur sizlere bir günah ki kısarsınız salâttan5; eğer korkarsanız\/tedirgin olursanız ki işkence ederler kâfirlik25 etmiş kimseler; doğrusu kâfirler25 oldular sizlere apaçık bir düşman.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 derabtum darp ettiğiniz\/vurduğunuz (ayakları) ضَرَبْتُمْ ضرب 3 fi فِي - 4 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 5 feleyse öyle ki yoktur فَلَيْسَ ليس 6 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 7 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح 8 en ki أَنْ - 9 teksuru kısarsınız تَقْصُرُوا قصر 10 mine -dan مِنَ - 11 s-salati salat- الصَّلَاةِ صلو 12 in eğer إِنْ - 13 hiftum korkarsanız\/tedirgin olursanız خِفْتُمْ خوف 14 en ki أَنْ - 15 yeftinekumu işkence ederler يَفْتِنَكُمُ فتن 16 ellezine kimseler الَّذِينَ - 17 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 18 inne doğrusu إِنَّ - 19 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر 20 kanu oldular كَانُوا كون 21 lekum sizlere لَكُمْ - 22 aduvven bir düşman عَدُوًّا عدو 23 mubinen apaçık مُبِينًا بين", "ayetNo" : "101", "ayetNot" : "Yola ya da sefere çıktığınızda.", "id" : "116", "kuranAyetNo" : "594", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetAhmedSamira" : "2:157. İşte Rabb’lerinden, onlara salatlar1 ve rahmet vardır. İşte onlar, doğru yolu bulanlardır. 1- Destek. 2:157. Those, on them (are) prayers from their Lord and a mercy , and those are the guided.", "ayetIe" : "İşte bunlar; onlaradır salâtlar22 Rablerinden4; ve bir rahmet271; ve işte bunlar; onlardır doğru yola kılavuzlular.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 aleyhim onlaradır عَلَيْهِمْ - 3 salevatun salatlar صَلَوَاتٌ صلو 4 min مِنْ - 5 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب 6 ve rahmetun ve bir rahmet وَرَحْمَةٌ رحم 7 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ - 8 humu onlardır هُمُ - 9 l-muhtedune doğru yola kılavuzlular الْمُهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "157", "ayetNot" : "", "id" : "144", "kuranAyetNo" : "164", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "9:54. İnfaklarının1 kabul edilmesine engel şey, onların, Allah’a ve Resûl’üne karşı küfretmeleri2, salâta3 üşene üşene gelmeleri4 ve istemeyerek infak etmeleridir. 1- Yardımların. 2- Nankörlük etmeleri. 3- Destek olmaya, yardımlaşma ve dayanışmaya. 4- İsteksizce hareket etmeleri. 9:54. And nothing prevented\/prohibited them that their expenses\/expenditures that (E) be accepted\/received from them, except that they disbelieved by God, and with His messenger and they do not come (to) the prayers except and (while) they are lazy, and they do not spend except and (while) they are hating.", "ayetIe" : "Ve mâni olmuş\/engel olmuş değildir onlara ki kabul edilir onlardan infakları6; ancak Allah'a ve O’nun resûlüne kâfirlik25 etmelerindendir; ve gelmezler salâta5; ve ancak onlar üşengeç\/umursamazlardır; ve infak6 etmezler; ve ancak onlar kerhendirler697.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 meneahum mâni oldu\/engel oldu onlara مَنَعَهُمْ منع 3 en ki أَنْ - 4 tukbele kabul edilir تُقْبَلَ قبل 5 minhum onlardan مِنْهُمْ - 6 nefekatuhum infakları نَفَقَاتُهُمْ نفق 7 illa ancak إِلَّا - 8 ennehum onların أَنَّهُمْ - 9 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 10 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 11 ve birasulihi ve resulüne\/elçisine O’nun وَبِرَسُولِهِ رسل 12 ve la ve وَلَا - 13 ye'tune gelmezler يَأْتُونَ اتي 14 s-salate salata الصَّلَاةَ صلو 15 illa dışında إِلَّا - 16 vehum ve onlar وَهُمْ - 17 kusala üşengeç\/umursamaz كُسَالَىٰ كسل 18 ve la ve وَلَا - 19 yunfikune infak etmezler يُنْفِقُونَ نفق 20 illa dışında إِلَّا - 21 vehum ve onlar وَهُمْ - 22 karihune kerhen\/ istemeye istemeye كَارِهُونَ كره", "ayetNo" : "54", "ayetNot" : "", "id" : "167", "kuranAyetNo" : "1289", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetAhmedSamira" : "9:18. Allah’ın mescitlerini, ancak Allah ’a ve Ahiret Günü’ne iman edip, salâtı ikame eden, zekâtı yapan1 ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar edebilirler. Onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur. 1- Bkz 9: 11. Ayetin in dipnotu. 9:18. But (those who) tend to\/visit God’s mosques\/places of worshipping God (are) who believed by God and the Day the Last\/Resurrection Day, and kept up the prayers, and gave\/brought the charity\/purification , and did not fear except God, so maybe\/perhaps that those they be from the guided.", "ayetIe" : "İmar eder Allah'ın mescitlerini16; ancak (bir) kimse (ki); iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve ikame572 etti salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve asla haşyet53 duymaz o; ancak Allah'a; öyle ki belki bunlar; ki olurlar doğru yola kılavuzlananlardan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 innema ancak إِنَّمَا - 2 yea'muru imar eder يَعْمُرُ عمر 3 mesacide mescitlerini مَسَاجِدَ سجد 4 llahi Allah'ın اللَّهِ - 5 men kimse مَنْ - 6 amene iman etti امَنَ امن 7 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 8 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 9 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 10 ve ekame ve dikti\/ayağa kaldırdı وَأَقَامَ قوم 11 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 12 ve ata ve verdi وَاتَى اتي 13 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 14 velem ve asla وَلَمْ - 15 yehşe haşyet\/çekince hissetmez يَخْشَ خشي 16 illa ancak إِلَّا - 17 llahe Allah'a اللَّهَ - 18 feasa öyle ki belki فَعَسَىٰ عسي 19 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ - 20 en ki أَنْ - 21 yekunu olurlar يَكُونُوا كون 22 mine مِنَ - 23 l-muhtedine doğru yola kılavuzlananlardan الْمُهْتَدِينَ هدي", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "166", "kuranAyetNo" : "1253", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetAhmedSamira" : "24:58. Ey iman edenler! Antlaşma yoluyla sahip olduğunuz1 kimseler, sizden erginlik yaşına gelmemiş olanlar;2 şu üç vakitte, yanınıza girmek için sizden izin istesinler; sabah salatından3 önce, gün ortasında elbiselerinizi çıkardığınızda, akşam salatından4 sonra. Bu üç vakit “avret”5 vaktidir. Bunlar dışında birbirinizin yanına girip çıkmanızda siz ve onlar için bir sakınca yoktur. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklıyor. Allah, Her Şeyi Bilen’dir, En İyi Hüküm Veren’dir. 61- Yeminle hak sahibi olduğunuz. Sağ elinizin sahip olduğu. Eymân sağ el ve yeminler(sözleşmeler) anlamına gelen bir sözcüktür. Bu deyim, “antlaşma yoluyla sahip olunan” demektir. El, aynı zamanda deyim olarak “güç” demektir; güç yolu ile “üzerinde yetkili olma hakkına” sahip olduğunuz, antlaşma yoluyla sahip olunanlar, sorumluluğu üstlenilenler, bakmakla yükümlü olunanlar, meşru şekilde sahip olunanlar, himayeniz altında olan, sorumluluğunu üstlendiğiniz gibi anlamlara gelmektedir. Kur’an; kiminle olursa olsun, nikâh yapmaksızın ilişkiye girmeyi zina olarak tanımlamaktadır. Diğer bir deyimle “nikâhsız her birliktelik” zinadır. Toplumsal gerçekliğin verili kalıntısı olan kölelik ve cariyelik olgusu, İslam’ın kabul ettiği veya ön gördüğü bir olgu değildir. İslam, kölelik ve cariyeliği; cariye ve köle edinme yollarını ortadan kaldırarak kesinlikle yasaklamıştır. Verili durumun tasfiye edilmesi süreci olan uygulamaları ileri sürerek, İslam’da cariyeliğin ve köleliğin olduğunu söylemek, İslam’a iftira atmaktır. . 2- Diğer büyük aile fertleri gibi henüz çocuk olanlar da izin istesinler. (24:28; 24:59) 3- Sabah namazı. 4- Akşam namazı. 5- Mahremiyet vakti. Özel zaman. Araplar genellikle gün ortasında öğle uykusuna yatarlardı. 24:58. You, you those who believed, those who your rights (hands) owned\/possessed (i.e. care-givers under contract), and those who did not reach the puberty\/sexual maturity from you should ask for your permission three times, from before the dawn’s prayers, and when you put your clothes\/garments (on) from the noon\/midday, and from after the evening\/first darkness prayers, three shameful genital parts (protective times are) for you, an offense\/sin is not on you, and nor on them after them (the three times) circling\/walking around on you, some of you to some, as\/like that God clarifies\/shows\/explains for you the verses\/evidences , and God (is) knowledgeable, wise\/judicious.", "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! İzin istesin sizlerden kimseler; malik oldu sağ elleriniz77; ve kimseler; asla ulaşmayanlar erginliğe sizlerden; üç vakitlerde; fecir55 salâtı5 öncesinde; ve öğlende elbiselerinizi bir kenara bıraktığınız zaman; ve sonrasında akşam56 salâtı5; üçtür avret\/edep (zamanı) sizlere; yoktur sizlere; ve yoktur onlara bir günah bunlardan sonra; bir kısmınızın bir kısım üzerine dolaşmaları; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetleri; ve Allah Alîm'dir8; Hakîm'dir9.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 liyeste'zinkumu izin istesin sizlerden لِيَسْتَأْذِنْكُمُ اذن 5 ellezine kimseler الَّذِينَ - 6 meleket malik oldu مَلَكَتْ ملك 7 eymanukum sağ elleriniz أَيْمَانُكُمْ يمن 8 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 9 lem asla لَمْ - 10 yeblugu ulaşmazlar يَبْلُغُوا بلغ 11 l-hulume erginliğe الْحُلُمَ حلم 12 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 13 selase üç ثَلَاثَ ثلث 14 merratin vakitlerde مَرَّاتٍ مرر 15 min مِنْ - 16 kabli öncesinde قَبْلِ قبل 17 salati salatı صَلَاةِ صلو 18 l-fecri fecir\/şafak\/tanyeri\/seher الْفَجْرِ فجر 19 ve hine ve zaman وَحِينَ حين 20 tedeune bir kenara bıraktığınız تَضَعُونَ وضع 21 siyabekum elbiselerinizi ثِيَابَكُمْ ثوب 22 mine مِنَ - 23 z-zehirati öğlende الظَّهِيرَةِ ظهر 24 ve min ve وَمِنْ - 25 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 26 salati salatı صَلَاةِ صلو 27 l-işa'i akşam الْعِشَاءِ عشو 28 selasu üçtür ثَلَاثُ ثلث 29 avratin avret\/edep (zamanı) عَوْرَاتٍ عور 30 lekum sizlere لَكُمْ - 31 leyse yoktur لَيْسَ ليس 32 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 33 ve la ve yoktur وَلَا - 34 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 35 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح 36 bea'dehunne onlardan sonra بَعْدَهُنَّ بعد 37 tavvafune dolaşmalar طَوَّافُونَ طوف 38 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 39 bea'dukum bir kısmınızın بَعْضُكُمْ بعض 40 ala عَلَىٰ - 41 bea'din bir kısım üzerine بَعْضٍ بعض 42 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 43 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين 44 llahu Allah اللَّهُ - 45 lekumu sizlere لَكُمُ - 46 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 48 alimun alîmdir\/bilendir عَلِيمٌ علم 49 hakimun hakîmdir\/bilgedir. حَكِيمٌ حكم", "ayetNo" : "58", "ayetNot" : "", "id" : "208", "kuranAyetNo" : "2847", "not1" : "", "surahName" : "Nûr", "sureNo" : "24" }, { "ayetIe" : "Kitap ehlinden135 kıyamda143 bir ümmet305 (ki) olmadılar aynı seviyede\/farksız (kitap ehlinden diğerleriyle); okurlar (onlar) ayetlerini454 Allah'ın gece zamanları455; ve onlar secde12 ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leysu olmadılar لَيْسُوا ليس 2 seva'en aynı سَوَاءً سوي 3 min -nden مِنْ - 4 ehli ehli- أَهْلِ اهل 5 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب 6 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم 7 kaimetun kıyamdadır\/ayaktadır\/ قَائِمَةٌ قوم 8 yetlune okurlar  يَتْلُونَ تلو 9 ayati ayetlerini ايَاتِ ايي 10 llahi Allah'ın اللَّهِ - 11 ana'e zamanları انَاءَ اني 12 l-leyli gece اللَّيْلِ ليل 13 ve hum ve onlar وَهُمْ - 14 yescudune secde ederler يَسْجُدُونَ سجد", "ayetNo" : "113", "ayetNot" : "", "id" : "224", "kuranAyetNo" : "406", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kimseler; olurlar gece171 Rablerine4; secde12 edenler ve dikelenler\/ayağa kalkanlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine kimseler وَالَّذِينَ - 2 yebitune gece olurlar\/yaparlar يَبِيتُونَ بيت 3 lirabbihim Rablerine لِرَبِّهِمْ ربب 4 succeden secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سُجَّدًا سجد 5 ve kiyamen ve dikelenler\/ayağa kalkanlar (olarak) وَقِيَامًا قوم", "ayetNo" : "64", "ayetNot" : "", "id" : "263", "kuranAyetNo" : "2917", "not1" : "", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetAhmedSamira" : "62:9. Ey iman edenler! Cuma1 günü salat2 için seslenildiği zaman, alışverişi3 bırakıp, hemen Allah’ın öğüdüne koşun. Eğer bilirseniz, bu, sizin için hayırlı olandır. 1- Toplanma günü. 2- Cuma Namazı için. Ayette yer alan “salat”tan kasıt, namazdır. Adına Cuma namazı denilen bu namaz, diğer namazlardan “önem”, “amaç” ve “içerik” olarak farklıdır. Bu namaz: Şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmek, dayanışma ve yardımlaşmayı gerçekleştirmek; bilgilenmeyi, bilinçlenmeyi, haftalık gündemi paylaşmayı amaçlayan bir namazdır. Kur’an’ın, Bakara Suresi 238. ayette “es-salâtu’l-vustâ” yani en hayırlı, en yararlı namaz dediği bu namaz, haftada bir kez tekrarlanan, sosyal ve siyasal dayanışmayı gerçekleştirmek için toplumu bir araya getiren bir namazdır. 3- Tüm işlerinizi. 62:9. You, you those who believed, if (it) was called to the prayers from the Friday’s\/gathering’s day\/time, so hasten\/move quickly to God’s reminder\/mention, and leave the selling\/trading, that (is) best for you, if you were knowing.", "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler; nida edildiğiniz\/çağrıldığınız zaman salât108 için toplanma\/cuma günü; öyle ki yürüyün\/hareketlenin Allah'ı zikrine78 doğru; ve bırakın alışverişi; işte bunlarsınız; hayırlıdır sizlere; eğer olduysanız bilenler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 iza zaman إِذَا - 5 nudiye nida edildiğiniz\/çağrıldığınız نُودِيَ ندو 6 lissalati salat için لِلصَّلَاةِ صلو 7 min مِنْ - 8 yevmi günü يَوْمِ يوم 9 l-cumuati toplanma\/cuma الْجُمُعَةِ جمع 10 fes'av öyle ki yürüyün\/hareketlenin فَاسْعَوْا سعي 11 ila doğru إِلَىٰ - 12 zikri zikrine\/hatırlatmasına ذِكْرِ ذكر 13 llahi Allah'ı اللَّهِ - 14 ve zeru ve bırakın وَذَرُوا وذر 15 l-bey'a alışverişi الْبَيْعَ بيع 16 zalikum işte bunlarsınız ذَٰلِكُمْ - 17 hayrun hayırdır خَيْرٌ خير 18 lekum sizlere لَكُمْ - 19 in eğer إِنْ - 20 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 21 tea'lemune bilenler تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "219", "kuranAyetNo" : "5184", "not1" : "", "surahName" : "Cum'a", "sureNo" : "62" }, { "ayetIe" : "Bakmazlar mı Allah'ın yarattığına doğru bir şeyden? Geri döner gölgeleri onun sağdan ve soldan; secde12 edenler (olarak) Allah’a; ve onlardır düzleşip serilenler.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "48", "ayetNot" : "Doğu yönü her zaman Güneş’in doğduğu yöndür. Batı yönüyse her zaman Güneş’in battığı yöndür. Ancak sağ ve sol yönleri bir kimsenin baktığı yöne göre değişir. Bu nedenle Kur’an’da sağ-sol kavramı kuzey-güney ya da güney-kuzey yönlerini işaret eder. Örnek olarak; Kuzey yarımkürede olan bir direğin gölgesi Güneş’in doğmasıyla en uzun halindedir. Güneş’in sağa yani güneye eğilerek yükselmesiyle birlikte gölge kuzeyden güneye doğru kısalır. Güneş’in batmak için eğilmesiyle birlikte gölge uzayarak kuzey yönüne doğru tekrar geri gelir. Güney yarımkürede olan bir direğin gölgesi Güneş’in doğmasıyla en uzun halindedir. Güneş’in sola yani kuzeye eğilerek yükselmesiyle birlikte gölge güneyden kuzeye doğru kısalır. Güneş’in batmak için eğilmesiyle birlikte gölge uzayarak güney yönüne doğru tekrar geri gelir. Anlarız ki Yüce Allah gölgelerin sağ-sol yani kuzey-güney ya da güney kuzey yönlerinde kısalıp uzayarak geri dönmesini işaret etmektedir.", "id" : "260", "kuranAyetNo" : "1947", "not1" : "", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "Edindiler kendi din adamlarını ve kendi rahiplerini rabler4; astından Allah'ın; ve Meryem oğlu Mesih'i; ve emredilmiş değillerdi, ancak kulluk etmeleri tek bir ilaha; yoktur ilah O’nun dışında; Subhân'dır7 O; şirk koşarlar olduklarından\/ortak koşarlar olduklarından (ayrıdır).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ittehazu edindiler اتَّخَذُوا اخذ 2 ehbarahum kendi din adamlarını أَحْبَارَهُمْ حبر 3 ve ruhbanehum ve kendi rahiplerini وَرُهْبَانَهُمْ رهب 4 erbaben rabler أَرْبَابًا ربب 5 min مِنْ - 6 duni astından دُونِ دون 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 velmesiha ve Mesih'i وَالْمَسِيحَ - 9 bne oğlu ابْنَ بني 10 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 11 ve ma ve değildiler وَمَا - 12 umiru emredildiler أُمِرُوا امر 13 illa ancak إِلَّا - 14 liyea'budu kulluk etmeleri لِيَعْبُدُوا عبد 15 ilahen bir ilah إِلَٰهًا اله 16 vahiden tek وَاحِدًا وحد 17 la yoktur لَا - 18 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 19 illa dışında إِلَّا - 20 huve O'nun هُوَ - 21 subhanehu subhândır O سُبْحَانَهُ سبح 22 amma عَمَّا - 23 yuşrikune şirk koşarlar olduklarından\/ortak koşarlar olduklarından (ayrıdır) يُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "295", "kuranAyetNo" : "1266", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetIe" : "Ve geceden171; öyle ki secde12 et O'na (Allah’a); ve tesbih31 et O'nu (Allah’ı) bir gece171; uzunca.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve mine ve وَمِنَ - 2 l-leyli geceden اللَّيْلِ ليل 3 fescud öyle ki secde et\/diz çöküp boyun eğ فَاسْجُدْ سجد 4 lehu O'na (Allah’a) لَهُ - 5 ve sebbihhu ve tesbih et O'nu (Allah’ı) وَسَبِّحْهُ سبح 6 leylen bir gece لَيْلًا ليل 7 tavilen uzunca طَوِيلًا طول", "ayetNo" : "26", "ayetNot" : "", "id" : "235", "kuranAyetNo" : "5615", "not1" : "", "surahName" : "İnsan", "sureNo" : "76" }, { "ayetIe" : "Dedi en hayırlısı\/ortası onlardan: “Demez miyim sizlere; niye tesbih31 etmezsiniz?”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi قَالَ قول 2 evsetuhum en hayırlısı\/ortası onlardan أَوْسَطُهُمْ وسط 3 elem أَلَمْ - 4 ekul demez miyim أَقُلْ قول 5 lekum sizlere لَكُمْ - 6 levla niye لَوْلَا - 7 tusebbihune tesbih etmezsiniz تُسَبِّحُونَ سبح", "ayetNo" : "28", "ayetNot" : "", "id" : "287", "kuranAyetNo" : "5297", "not1" : "", "surahName" : "Kalem", "sureNo" : "68" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; kimselerdir (ki) nimet verdi Allah üzerlerine; nebilerden132; zürriyetinden Âdem’in50; ve Nûh’la birlikte taşıdığımız kimseden; ve zürriyetinden İbrahim’in ; ve İsrâîl’in (Yakûb'un); ve doğru yola kılavuzladığımız kimseden; ve seçtiğimiz (-den); okunduğu zaman onlara Rahmân'ın1 ayetleri; kapandılar secde12 edenler (olarak); ve ağlayanlar\/göz yaşı dökenler (olarak).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 3 en'ame nimet verdi أَنْعَمَ نعم 4 llahu Allah اللَّهُ - 5 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 6 mine مِنَ - 7 n-nebiyyine nebilerden النَّبِيِّينَ نبا 8 min مِنْ - 9 zurriyyeti zürriyetinden\/neslinden ذُرِّيَّةِ ذرر 10 ademe Adem ادَمَ - 11 ve mimmen ve kimseden وَمِمَّنْ - 12 hamelna taşıdık حَمَلْنَا حمل 13 mea birlikte مَعَ - 14 nuhin Nuh نُوحٍ - 15 ve min ve وَمِنْ - 16 zurriyyeti zürriyetinden\/neslinden ذُرِّيَّةِ ذرر 17 ibrahime İbrahim’in إِبْرَاهِيمَ - 18 ve israile ve İsrail’in (Yakub’un) وَإِسْرَائِيلَ - 19 ve mimmen ve kimseden وَمِمَّنْ - 20 hedeyna doğru yola kılavuzladık هَدَيْنَا هدي 21 vectebeyna ve seçtiğimiz (-den) وَاجْتَبَيْنَا جبي 22 iza zaman إِذَا - 23 tutla okunduğu تُتْلَىٰ تلو 24 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 25 ayatu ayetleri ايَاتُ ايي 26 r-rahmani Rahman'ın الرَّحْمَٰنِ رحم 27 harru kapandılar خَرُّوا خرر 28 succeden secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سُجَّدًا سجد 29 ve bukiyyen ve ağlayanlar\/göz yaşı dökenler (olarak) وَبُكِيًّا بكي", "ayetNo" : "58", "ayetNot" : "", "id" : "254", "kuranAyetNo" : "2306", "not1" : "", "surahName" : "Meryem", "sureNo" : "19" }, { "ayetAhmedSamira" : "62:10. Salatı kaza1 ettikten sonra, hemen yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ın öğütlerini hiç unutmayın. Umulur ki, böylece kurtuluşa erersiniz. 1- Namazı kıldıktan sonra. 62:10. So if the prayers were accomplished\/ended , so spread\/spread out in the Earth\/land , and ask\/wish\/desire from God’s grace\/favour\/blessing, and mention\/remember\/praise\/ glorify God much, maybe\/perhaps you succeed\/win.", "ayetIe" : "Öyle ki tamamlandığı zaman salât108; öyle ki dağılın yeryüzüne; ve arayın\/bakının fazlından\/lütfundan Allah'ın; ve zikredin78 Allah'ı çokça; belki sizler felaha326 kavuşursunuz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 2 kudiyeti tamamlandığı\/sonlandığı قُضِيَتِ قضي 3 s-salatu salat الصَّلَاةُ صلو 4 fenteşiru öyle ki dağılın فَانْتَشِرُوا نشر 5 fi فِي - 6 l-erdi yeryüzüne الْأَرْضِ ارض 7 vebtegu ve arayın\/bakının وَابْتَغُوا بغي 8 min مِنْ - 9 fedli fazlından\/lütfundan فَضْلِ فضل 10 llahi Allah'ın اللَّهِ - 11 vezkuru ve anın وَاذْكُرُوا ذكر 12 llahe Allah'ı اللَّهَ - 13 kesiran çokça كَثِيرًا كثر 14 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 15 tuflihune felaha erersiniz\/başarırsınız تُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "220", "kuranAyetNo" : "5185", "not1" : "", "surahName" : "Cum'a", "sureNo" : "62" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) anarlar Allah'ı dikelenler\/ayaktalar (olarak); ve oturan (olarak); ve yanlarına üzerine (olarak); ve fikir yürütürler göklerin162 ve yerin yaratılışına; Rabbimiz4! Yaratmış değilsin bunu boşuna; Subhân'sın7 sen; öyle ki sakındır bizleri ateş azabından.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yezkurune anarlar يَذْكُرُونَ ذكر 3 llahe Allah'ı اللَّهَ - 4 kiyamen dikelenler\/ayaktalar قِيَامًا قوم 5 ve kuuden ve oturan وَقُعُودًا قعد 6 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ - 7 cunubihim yanlarına جُنُوبِهِمْ جنب 8 ve yetefekkerune ve fikir yürütürler وَيَتَفَكَّرُونَ فكر 9 fi فِي - 10 halki yaratılışına خَلْقِ خلق 11 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 12 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 13 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 14 ma değilsin مَا - 15 halekte yaratmış خَلَقْتَ خلق 16 haza bunu هَٰذَا - 17 batilen boşuna بَاطِلًا بطل 18 subhaneke subhânsın sen سُبْحَانَكَ سبح 19 fekina öyle ki sakındır bizleri فَقِنَا وقي 20 azabe azabından عَذَابَ عذب 21 n-nari ateş النَّارِ نور", "ayetNo" : "191", "ayetNot" : "", "id" : "292", "kuranAyetNo" : "484", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve emredilmişler değildiler; ancak kulluk46 etmeleri Allah'a; has kılanlar O’na (Allah’a) dini; hanifler117; ve ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve işte budur kıyam143 din.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ma ve değildiler وَمَا - 2 umiru emredilmişler أُمِرُوا امر 3 illa dışında إِلَّا - 4 liyea'budu kulluk etmeleri için لِيَعْبُدُوا عبد 5 llahe Allah'a اللَّهَ - 6 muhlisine has kılanlar مُخْلِصِينَ خلص 7 lehu O’na لَهُ - 8 d-dine dini الدِّينَ دين 9 hunefa'e hanifler\/tek tanrıcılar\/monoteistler حُنَفَاءَ حنف 10 ve yukimu ve dikerler\/ayağa kaldırırlar وَيُقِيمُوا قوم 11 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 12 ve yu'tu ve verirler وَيُؤْتُوا اتي 13 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 14 ve zalike ve işte budur وَذَٰلِكَ - 15 dinu din دِينُ دين 16 l-kayyimeti doğru\/kıyam\/dik الْقَيِّمَةِ قوم", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "222", "kuranAyetNo" : "6133", "not1" : "", "surahName" : "Beyyine", "sureNo" : "98" }, { "ayetAhmedSamira" : "27:3. Onlar, salâtı ikame ederler, zekâtı yaparlar.1Onlar, ahirete kesin olarak inanırlar. 1- Bu terkip: İbadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak; Allah’a yönelmeyi, kulluğu, duayı ve ibadeti, “şirkten arınmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. Namazı kılın, zekâtı verin” şeklinde anlam verilen bu terkipteki “vermek” sözcüğünün kök harfleri أَتي (Elif-Te-Ye) olup, 549 yerde geçmektedir. Ve şu anlamlarda kullanılmıştır: yapmak, vermek, gelmek, getirmek, geçmek, rastlamak, işlemek, varmak, sürdürmek, ortaya koymak, göstermek, gitmek, katılmak, karşılamak ve ulaşmak. Bu sözcük, ağırlıklı olarak şu üç anlamda kullanılmaktadır: Yapmak, getirmek ve vermek. (اتى) Âta, vermek, (أَتَى) Eta yapmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar bu terkipte,” vermek” anlamına gelen “Âtû” yer alsa da (اتى) âtû sözcüğüne, “yapmak” anlamının verilmesi de mümkündür. Zira arınmak, aklanmak, temizlenmek demek olan “zekât”, verilen bir şey değil, “yapılan” bir şeydir. Kur’an, zekât sözcüğünü “arınmak” anlamında kullanmaktadır. (Örneğin 19:13.) Zekât, mali yardım değil, mali yardım yapılarak malın arınmasıdır. Mali yardım sadakadır. Sadaka verilirse, malın arınması gerçekleşmiş olacaktır. 27:3. Those who keep up the prayers and give\/bring the charity\/purification , and they are with the end (other life), they are sure\/certain.", "ayetIe" : "Kimseler (ki) ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler\/emin olurlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yukimune dikerler\/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم 3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 4 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي 5 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 6 ve hum ve onlar وَهُمْ - 7 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر 8 hum onlar هُمْ - 9 yukinune kesinleşirler\/emin olurlar يُوقِنُونَ يقن", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "209", "kuranAyetNo" : "3160", "not1" : "", "surahName" : "Neml", "sureNo" : "27" }, { "ayetIe" : "Sizler mi inşa ettiniz ağacını onun; yoksa biz mi inşa edenleriz?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 eentum sizler mi? أَأَنْتُمْ - 2 enşe'tum inşa ettiniz أَنْشَأْتُمْ نشا 3 şecerateha ağacını onun شَجَرَتَهَا شجر 4 em yoksa أَمْ - 5 nehnu biz mi نَحْنُ - 6 l-munşiune inşa edenleriz الْمُنْشِئُونَ نشا", "ayetNo" : "72", "ayetNot" : "", "id" : "283", "kuranAyetNo" : "5049", "not1" : "", "surahName" : "Vâkıa", "sureNo" : "56" }, { "ayetIe" : "Ve eğer ki kitap verilmiş kimselere gelsen her türlü ayetle; tabi olur değillerdir senin kıblene14; ve sen (de) değilsin bir tabi olan onların kıblesine14; ve bir kısmı onların tabi olan değillerdir bir kısmının kıblesine14; ve eğer ki tabi olursan hevalarına onların sana gelen ilimden sonrasında; doğrusu sen (olursun) o zaman mutlak zalimlerden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velein ve eğer ki وَلَئِنْ - 2 eteyte gelsen أَتَيْتَ اتي 3 ellezine kimselere الَّذِينَ - 4 utu verildiler أُوتُوا اتي 5 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 6 bikulli her türlü بِكُلِّ كلل 7 ayetin ayetle ايَةٍ ايي 8 ma değildir مَا - 9 tebiu tabi olurlar تَبِعُوا تبع 10 kibleteke kıblene senin قِبْلَتَكَ قبل 11 ve ma ve değilsin وَمَا - 12 ente sen أَنْتَ - 13 bitabiin bir tabi olan بِتَابِعٍ تبع 14 kibletehum kıblesine onların قِبْلَتَهُمْ قبل 15 ve ma ve değildir وَمَا - 16 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض 17 bitabiin tabi olanlar بِتَابِعٍ تبع 18 kiblete kıblesine قِبْلَةَ قبل 19 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض 20 veleini ve eğer ki وَلَئِنِ - 21 ttebea'te tabi olursan اتَّبَعْتَ تبع 22 ehva'ehum hevalarına onların أَهْوَاءَهُمْ هوي 23 min مِنْ - 24 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 25 ma مَا - 26 ca'eke sana gelen جَاءَكَ جيا 27 mine مِنَ - 28 l-ilmi ilimden الْعِلْمِ علم 29 inneke doğrusu sen (olursun) إِنَّكَ - 30 izen o zaman إِذًا - 31 lemine mutlak لَمِنَ - 32 z-zalimine zalimlerden الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "145", "ayetNot" : "", "id" : "265", "kuranAyetNo" : "152", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Görmez misin? Ki Allah'a; secde70 eder O'na, kimse göklerdeki ve kimse yerdeki; ve Güneş; ve Ay; ve yıldızlar; ve dağlar; ve ağaç92; ve hareketli canlılar; ve insanlardan çoğu; ve çoğu (insan) hak etti üzerine azabı; ve kimse (ki) aşağılar Allah; öyle ki olmaz ona hiçbir değer veren; doğrusu Allah yapar dilediğini.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 elem أَلَمْ - 2 tera görmez misin? تَرَ راي 3 enne ki أَنَّ - 4 llahe Allah'a اللَّهَ - 5 yescudu secde eder\/diz çöküp boyun eğer يَسْجُدُ سجد 6 lehu O'na لَهُ - 7 men kimse مَنْ - 8 fi فِي - 9 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 10 ve men ve kimse وَمَنْ - 11 fi فِي - 12 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 13 ve şşemsu ve Güneş وَالشَّمْسُ شمس 14 velkameru ve Ay وَالْقَمَرُ قمر 15 ve nnucumu ve yıldızlar وَالنُّجُومُ نجم 16 velcibalu ve dağlar وَالْجِبَالُ جبل 17 ve şşeceru ve ağaç وَالشَّجَرُ شجر 18 ve ddevabbu ve hareketli canlılar وَالدَّوَابُّ دبب 19 ve kesirun ve çoğu وَكَثِيرٌ كثر 20 mine -dan مِنَ - 21 n-nasi insanlar- النَّاسِ نوس 22 vekesirun ve çoğu وَكَثِيرٌ كثر 23 hakka hak etti حَقَّ حقق 24 aleyhi üzerine عَلَيْهِ - 25 l-azabu azabı الْعَذَابُ عذب 26 ve men ve kimse وَمَنْ - 27 yuhini aşağılar يُهِنِ هون 28 llahu Allah اللَّهُ - 29 fema öyle ki olmaz فَمَا - 30 lehu ona لَهُ - 31 min hiçbir مِنْ - 32 mukrimin değer veren مُكْرِمٍ كرم 33 inne doğrusu إِنَّ - 34 llahe Allah اللَّهَ - 35 yef'alu yapar يَفْعَلُ فعل 36 ma مَا - 37 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "228", "kuranAyetNo" : "2611", "not1" : "*Kozmik ağ. Dallanmış budaklanmış galaksiler sistemi.", "surahName" : "Hac", "sureNo" : "22" }, { "ayetIe" : "Ve tevekkül79 et diri olana; ki ölmez; ve tesbih31 et hamd3 ile O’nu; ve kâfidir\/yeterlidir (Allah) ona (elçisine); kullarının günahların(-dan) haberdar (olmasıyla).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve tevekkel ve tevekkül et وَتَوَكَّلْ وكل 2 ala عَلَى - 3 l-hayyi diri olana الْحَيِّ حيي 4 llezi ki الَّذِي - 5 la لَا - 6 yemutu ölmez يَمُوتُ موت 7 ve sebbih ve tesbih et وَسَبِّحْ سبح 8 bihamdihi hamd ile O’nu بِحَمْدِهِ حمد 9 ve kefa ve kafidir\/yeterlidir (Allah) وَكَفَىٰ كفي 10 bihi ona (elçisine) بِهِ - 11 bizunubi günahların (-dan) بِذُنُوبِ ذنب 12 ibadihi kullarının عِبَادِهِ عبد 13 habiran haberdar (olmasıyla) خَبِيرًا خبر", "ayetNo" : "58", "ayetNot" : "", "id" : "272", "kuranAyetNo" : "2911", "not1" : "", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetAhmedSamira" : "42:38. Rabb’lerinin çağrısına uyarlar ve salatı ikâme1 ederler. Onlar, işlerini birbirlerine şûrâ2 ile yaparlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan infak3 ederler. 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmayı, dayanışmayı, ilgi duymayı, duyarlı olmayı, izleyici kalmamayı, Allah’a çağıranların yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır. 2- İstişare, danışma. Ortak\/kolektif akıl. Sözcük olarak toplamak, ortaya çıkarmak; kapalı olanı, örtülü olanı açığa çıkarmak demektir. Arının çiçeklerden bal çıkarmasın ve kovanlardan bal çıkarmaya da şûrâ denmektedir. 3- Harcarlar; hayırlı işlere ve ihtiyaç sahiplerine yardım ederler. 42:38. And those who answered\/replied to their Lord and they kept up the prayers, and their matter\/affair (is by) consultation\/advice between them, and from what We provided for them, they spend.", "ayetIe" : "Ve kimseler; cevap verdiler\/icabet ettiler Rablerine4; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve işleri\/emirleri şuradır\/danışmadır aralarında; ve rızıklandırdığımızdan infak6 ederler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 stecabu cevap verdiler\/icabet ettiler اسْتَجَابُوا جوب 3 lirabbihim Rablerine لِرَبِّهِمْ ربب 4 ve ekamu ve diktiler\/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم 5 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 6 ve emruhum ve işleri\/emirleri وَأَمْرُهُمْ امر 7 şura şuradır\/danışmadır شُورَىٰ شور 8 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين 9 ve mimma ve وَمِمَّا - 10 razeknahum rızıklandırdığımızdan رَزَقْنَاهُمْ رزق 11 yunfikune infak ederler\/harcarlar يُنْفِقُونَ نفق", "ayetNo" : "38", "ayetNot" : "", "id" : "217", "kuranAyetNo" : "4308", "not1" : "", "surahName" : "Şûrâ", "sureNo" : "42" }, { "ayetIe" : "Öyle ki sabret51 onların dedikleri üzerine; ve tesbih31 et hamd3 ile Rabbini4; Güneş’in doğuşu öncesi; ve batışı öncesi onun (Güneş’in).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fesbir öyle ki sabret\/metanetle diren فَاصْبِرْ صبر 2 ala üzerine عَلَىٰ - 3 ma مَا - 4 yekulune dediklerine onların يَقُولُونَ قول 5 ve sebbih ve tesbih et وَسَبِّحْ سبح 6 bihamdi hamd ile بِحَمْدِ حمد 7 rabbike Rabbini رَبِّكَ ربب 8 kable öncesi قَبْلَ قبل 9 tului doğuşu طُلُوعِ طلع 10 ş-şemsi Güneş’in الشَّمْسِ شمس 11 ve kable ve öncesi وَقَبْلَ قبل 12 l-gurubi batışı onun (Güneş’in) الْغُرُوبِ غرب", "ayetNo" : "39", "ayetNot" : "", "id" : "278", "kuranAyetNo" : "4667", "not1" : "", "surahName" : "Kaf", "sureNo" : "50" }, { "ayetIe" : "Tesbih57 eder O'nu (Allah’ı) yedi gökler ve yer; ve onlardaki kimse*; ve yoktur bir şeyden, ancak tesbih57 eder hamd4 ile O’nu (Allah’ı); fakat anlamazsınız tesbihlerini57 onların; doğrusu O (Allah) oldu Halîm58; Gafûr20.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 tusebbihu tesbih eder تُسَبِّحُ سبح 2 lehu O'nu (Allah’ı) لَهُ - 3 s-semavatu gökler السَّمَاوَاتُ سمو 4 s-seb'u yedi السَّبْعُ سبع 5 vel'erdu ve yer وَالْأَرْضُ ارض 6 ve men ve kimse وَمَنْ - 7 fihinne onlardaki فِيهِنَّ - 8 ve in ve yoktur وَإِنْ - 9 min مِنْ - 10 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا 11 illa ancak إِلَّا - 12 yusebbihu tesbih eder يُسَبِّحُ سبح 13 bihamdihi hamd ile O’nu (Allah’ı) بِحَمْدِهِ حمد 14 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 15 la لَا - 16 tefkahune anlamazsınız تَفْقَهُونَ فقه 17 tesbihahum tesbihlerini onların تَسْبِيحَهُمْ سبح 18 innehu doğrusu O (Allah) إِنَّهُ - 19 kane oldu كَانَ كون 20 halimen halîm\/yumuşak huylu حَلِيمًا حلم 21 gafuran gafûr\/bağışlayan غَفُورًا غفر", "ayetNo" : "44", "ayetNot" : "", "id" : "266", "kuranAyetNo" : "2071", "not1" : "*Evrenimizde bizlerden başka akıl sahibi kimselerin olduğuna büyük bir işarettir. ", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "De ki: “İman47 edin ona (Kur’an’a) ya da iman47 etmeyin; doğrusu önceden ilim verilen kimselere; okunduğu zaman onlara; kapandılar çeneleri üstüne; secde12 edenler (olarak).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 aminu iman edin امِنُوا امن 3 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ - 4 ev veya أَوْ - 5 la لَا - 6 tu'minu iman etmeyin تُؤْمِنُوا امن 7 inne doğrusu إِنَّ - 8 ellezine kimseler الَّذِينَ - 9 utu verildiler أُوتُوا اتي 10 l-ilme ilim الْعِلْمَ علم 11 min مِنْ - 12 kablihi önceden قَبْلِهِ قبل 13 iza zaman إِذَا - 14 yutla okunur يُتْلَىٰ تلو 15 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 16 yehirrune kapandılar يَخِرُّونَ خرر 17 lilezkani çeneleri üstüne لِلْأَذْقَانِ ذقن 18 succeden secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سُجَّدًا سجد", "ayetNo" : "107", "ayetNot" : "", "id" : "261", "kuranAyetNo" : "2134", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Ve okunduğu zaman onlara Kur'an; secde12 etmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 kurie okunduğu قُرِئَ قرا 3 aleyhimu onlara عَلَيْهِمُ - 4 l-kuranu Kur'an الْقُرْانُ قرا 5 la لَا - 6 yescudune secde etmezler\/diz çöküp boyun eğmezler يَسْجُدُونَ سجد", "ayetNo" : "21", "ayetNot" : "", "id" : "236", "kuranAyetNo" : "5903", "not1" : "", "surahName" : "İnşikak", "sureNo" : "84" }, { "ayetAhmedSamira" : "35:29. Kuşkusuz Allah’ın Kitap’ını okuyanlar, salatı ikame edenler ve rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık olarak ihtiyaç sahiplerine verenler, asla kesilmeyecek bir kazanç umabilirler. 35:29. That truly those who read\/recite God’s Book and kept up the prayers, and they spent from what We provided for them secretly and openly\/publicly , they hope\/expect (a) commercial trade it will never\/not be destroyed\/fail .", "ayetIe" : "Doğrusu kimseler okurlar Allah'ın kitabını; ve ikame572 ettiler salâtı5; ve infak6 ettiler rızıklandırdığımızdan onları; sırlı şekilde\/gizlice; ve alenen\/bildirerek; umarlar bir ticaret; asla perişan olmaz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 yetlune okurlar يَتْلُونَ تلو 4 kitabe kitabını كِتَابَ كتب 5 llahi Allah'ın اللَّهِ - 6 ve ekamu ve diktiler\/ayağa kaldırdılar وَأَقَامُوا قوم 7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 8 ve enfeku ve infak ettiler\/harcadılar وَأَنْفَقُوا نفق 9 mimma مِمَّا - 10 razeknahum rızıklandırdığımızdan onları رَزَقْنَاهُمْ رزق 11 sirran sırlı şekilde\/gizlice سِرًّا سرر 12 ve alaniyeten ve alenen\/bildirerek وَعَلَانِيَةً علن 13 yercune umarlar يَرْجُونَ رجو 14 ticaraten bir ticaret تِجَارَةً تجر 15 len asla لَنْ - 16 tebura perişan olmaz تَبُورَ بور", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "216", "kuranAyetNo" : "3687", "not1" : "", "surahName" : "Fâtır", "sureNo" : "35" }, { "ayetIe" : "Ve yükseltti (Yusuf) ana-babasını tahtın üstüne; ve kapandılar ona secde12 edenler (olarak)”; ve dedi: “Ey babam! İşte bu; tevilidir401 önceki rüyamın; muhakkak yaptı onu (rüyayı) Rabbim bir hak\/gerçek; ve muhakkak güzellik yaptı (Allah) bana; çıkardığı zaman beni zindandan; ve getirdi sizleri çölden; ki şeytânın29 benim aramla ve kardeşlerim arasına nifak sokması sonrasında; doğrusu Rabbim4 Latîf'tir40 dilediği için; doğrusu O; O’dur Alîm8; Hakîm9.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve rafea ve yükseltti وَرَفَعَ رفع 2 ebeveyhi ana-babasını أَبَوَيْهِ ابو 3 ala üstüne عَلَى - 4 l-arşi tahtın الْعَرْشِ عرش 5 ve harru ve kapandılar وَخَرُّوا خرر 6 lehu ona لَهُ - 7 succeden secdeler (-le)\/diz çöküp boyun eğmeler (-le); سُجَّدًا سجد 8 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 9 ya ebeti ey babam يَاأَبَتِ ابو 10 haza işte bu هَٰذَا - 11 te'vilu tevilidir\/yorumudur تَأْوِيلُ اول 12 ru'yaye rüyamın رُؤْيَايَ راي 13 min مِنْ - 14 kablu önceki قَبْلُ قبل 15 kad muhakkak قَدْ - 16 cealeha yaptı onu جَعَلَهَا جعل 17 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 18 hakkan bir hak\/gerçek حَقًّا حقق 19 ve kad ve muhakkak وَقَدْ - 20 ehsene güzellik yaptı أَحْسَنَ حسن 21 bi bana بِي - 22 iz zaman إِذْ - 23 ehraceni çıkardı beni أَخْرَجَنِي خرج 24 mine -dan مِنَ - 25 s-sicni zindan- السِّجْنِ سجن 26 ve ca'e ve getirdi وَجَاءَ جيا 27 bikum sizleri بِكُمْ - 28 mine -den مِنَ - 29 l-bedvi çöl- الْبَدْوِ بدو 30 min مِنْ - 31 bea'di sonradan بَعْدِ بعد 32 en ki أَنْ - 33 nezega nifak soktu نَزَغَ نزغ 34 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 35 beyni benim aramla بَيْنِي بين 36 ve beyne ve arasına وَبَيْنَ بين 37 ihveti kardeşlerim إِخْوَتِي اخو 38 inne doğrusu إِنَّ - 39 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 40 letifun latiftir\/kibardır\/incedir\/yumuşaktır لَطِيفٌ لطف 41 lima için لِمَا - 42 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 43 innehu doğrusu O إِنَّهُ - 44 huve O’dur هُوَ - 45 l-alimu alîm\/bilen الْعَلِيمُ علم 46 l-hakimu hakîm\/bilge الْحَكِيمُ حكم", "ayetNo" : "100", "ayetNot" : "", "id" : "252", "kuranAyetNo" : "1694", "not1" : "", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Olmuş değildir Allah'a ki edinir hiçbir çocuk; Subhân'dır7 O; kadere\/karara bağladığı zaman bir emri; öyle ki ancak der ona: “Ol!”; öyle ki olur o.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "35", "ayetNot" : "", "id" : "299", "kuranAyetNo" : "2283", "not1" : "", "surahName" : "Meryem", "sureNo" : "19" }, { "ayetAhmedSamira" : "31:4. Onlar, salâtı ikame ederler ve zekâtı yaparlar1. Onlar ahirete kesin olarak iman ederler. 1- Bu terkip: İbadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak; Allah’a yönelmeyi, kulluğu, duayı ve ibadeti, “şirkten arınmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. Namazı kılın, zekâtı verin” şeklinde anlam verilen bu terkipteki “vermek” sözcüğünün kök harfleri أَتي (Elif-Te-Ye) olup, 549 yerde geçmektedir. Ve şu anlamlarda kullanılmıştır: yapmak, vermek, gelmek, getirmek, geçmek, rastlamak, işlemek, varmak, sürdürmek, ortaya koymak, göstermek, gitmek, katılmak, karşılamak ve ulaşmak. Bu sözcük, ağırlıklı olarak şu üç anlamda kullanılmaktadır: Yapmak, getirmek ve vermek. (اتى) Âta, vermek, (أَتَى) Eta yapmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar bu terkipte,” vermek” anlamına gelen “Âtû” yer alsa da (اتى) âtû sözcüğüne, “yapmak” anlamının verilmesi de mümkündür. Zira arınmak, aklanmak, temizlenmek demek olan “zekât”, verilen bir şey değil, “yapılan” bir şeydir. Kur’an, zekât sözcüğünü “arınmak” anlamında kullanmaktadır. (Örneğin 19:13) Zekât, mali yardım değil, mali yardım yapılarak malın arınmasıdır. Mali yardım sadakadır. Sadaka verilirse, malın arınması gerçekleşmiş olacaktır. 31:4. Those who keep up\/start the prayers and give\/bring the charity\/purification , and they are with the end (other life) they are sure\/certain.", "ayetIe" : "Kimseler; ikame572 ederler salâtı5; ve verirler zekâtı10; ve onlar; ahirete onlar; kesinleşirler\/emin olurlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yukimune dikerler\/ayağa kaldırırlar يُقِيمُونَ قوم 3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 4 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي 5 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 6 ve hum ve onlar وَهُمْ - 7 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر 8 hum onlar هُمْ - 9 yukinune kesinleşirler\/emin olurlar يُوقِنُونَ يقن", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "212", "kuranAyetNo" : "3471", "not1" : "", "surahName" : "Lokman", "sureNo" : "31" }, { "ayetIe" : "Öyle ki, kavrattık onu Süleyman'a; ve her birine verdik bir hüküm67; ve bir bilgi; ve boyun eğdirdik Davut'la birlikte dağları; tesbih57 ederler; ve kuşu; ve olduk yapanlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fe fehhemnaha öyle ki, kavrattık onu فَفَهَّمْنَاهَا فهم 2 suleymane Süleyman'a سُلَيْمَانَ - 3 ve kullen ve her birine وَكُلًّا كلل 4 ateyna verdik اتَيْنَا اتي 5 hukmen bir hüküm حُكْمًا حكم 6 ve ilmen ve bir bilgi وَعِلْمًا علم 7 ve sehharna ve boyun eğdirdik وَسَخَّرْنَا سخر 8 mea birlikte مَعَ - 9 davude Davut'la دَاوُودَ - 10 l-cibale dağları الْجِبَالَ جبل 11 yusebbihne tesbih ederler يُسَبِّحْنَ سبح 12 ve ttayra ve kuşu وَالطَّيْرَ طير 13 ve kunna ve olduk وَكُنَّا كون 14 failine yapanlar فَاعِلِينَ فعل", "ayetNo" : "79", "ayetNot" : "", "id" : "270", "kuranAyetNo" : "2560", "not1" : "", "surahName" : "Enbiyâ", "sureNo" : "21" }, { "ayetIe" : "Ve geceden171; öyle ki tesbih31 et O’nu (Allah'ı); ve secde12 arkalarında.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve mine ve وَمِنَ - 2 l-leyli geceden اللَّيْلِ ليل 3 fesebbihhu öyle ki tesbih et O’nu فَسَبِّحْهُ سبح 4 ve edbara ve arkalarında وَأَدْبَارَ دبر 5 s-sucudi secde السُّجُودِ سجد", "ayetNo" : "40", "ayetNot" : "", "id" : "238", "kuranAyetNo" : "4668", "not1" : "", "surahName" : "Kaf", "sureNo" : "50" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer büyüklendilerse; öyle ki kimseler; Rabbinin4 indinde\/katında; tesbih57 ederler O'nu (Allah’ı); geceyle171 ve gündüzle170; ve onlar bıkmazlar\/yorulmazlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feini öyle ki eğer فَإِنِ - 2 stekberu büyüklendilerse اسْتَكْبَرُوا كبر 3 fellezine öyle ki kimseler فَالَّذِينَ - 4 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 5 rabbike Rabbinin رَبِّكَ ربب 6 yusebbihune tesbih ederler يُسَبِّحُونَ سبح 7 lehu O'nu (Allah’ı) لَهُ - 8 bil-leyli geceyle بِاللَّيْلِ ليل 9 ve nnehari ve gündüzle وَالنَّهَارِ نهر 10 ve hum ve onlar وَهُمْ - 11 la لَا - 12 yesemune bıkmazlar\/yorulmazlar يَسْأَمُونَ سام", "ayetNo" : "38", "ayetNot" : "", "id" : "276", "kuranAyetNo" : "4254", "not1" : "", "surahName" : "Fussilet", "sureNo" : "41" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Rabbin4 bilir ki sen dikelirsin\/ayağa kalkarsın gecenin171 üçte ikisinden yakınına; ve yarısında onun (gecenin); ve üçte birinde onun (gecenin); ve bir grup\/tayfa (da) seninle birlikte (olan) kimselerden; ve Allah takdir eder\/ölçeklendirir geceyi171 ve gündüzü170; bildi ki asla sayamazsınız\/kapsayamazsınız onu; öyle ki tevbe33 etti sizlere; öyleyse okuyun\/çalışın kolay geleni Kur'an’dan; bildi ki olacak içinizden hastalar; ve başkaları, darp ederler\/vururlar (ayakları) yerde\/yeryüzünde; aranırlar\/bakınırlar fazlından\/lütfundan Allah'ın; ve başkaları, katlederler35 Allah yolunda; öyleyse okuyun\/çalışın kolay geleni ondan (Kur’an’dan); ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve borç verin123 Allah'a; güzel bir borç123; ve taktim ettikleriniz\/verdikleriniz hayırdan kendi nefsiniz içindir; bulursunuz onu Allah’ın indinde\/katında; o (borç) hayırlıdır; ve en büyük bir ecirdir\/karşılıktır; ve mağfiret\/bağışlanma dileyin Allah'tan; doğrusu Allah Gafûr'dur20; Rahîm'dir2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 rabbeke Rabbin رَبَّكَ ربب 3 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 4 enneke ki sen أَنَّكَ - 5 tekumu dikelirsin\/ayağa kalkarsın تَقُومُ قوم 6 edna yakınına أَدْنَىٰ دنو 7 min مِنْ - 8 suluseyi 2\/3’ünden ثُلُثَيِ ثلث 9 l-leyli gecenin اللَّيْلِ ليل 10 ve nisfehu ve yarısında onun (gecenin) وَنِصْفَهُ نصف 11 ve sulusehu ve 1\/3’ünde onun (gecenin) وَثُلُثَهُ ثلث 12 ve taifetun ve bir grup\/tayfa وَطَائِفَةٌ طوف 13 mine مِنَ - 14 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 15 meake seninle birlikte مَعَكَ - 16 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 17 yukaddiru takdir eder\/ölçeklendirir يُقَدِّرُ قدر 18 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل 19 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر 20 alime bildi عَلِمَ علم 21 en ki أَنْ - 22 len asla لَنْ - 23 tuhsuhu sayamazsınız\/kapsayamazsınızonu تُحْصُوهُ حصي 24 fetabe öyle ki tevbe etti\/döndü فَتَابَ توب 25 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 26 fekra'u öyle ki okuyun\/çalışın فَاقْرَءُوا قرا 27 ma مَا - 28 teyessera kolay geleni تَيَسَّرَ يسر 29 mine -dan مِنَ - 30 l-kurani Kur'an- الْقُرْانِ قرا 31 alime bildi عَلِمَ علم 32 en ki أَنْ - 33 seyekunu olacak سَيَكُونُ كون 34 minkum içinizden مِنْكُمْ - 35 merda hastalar مَرْضَىٰ مرض 36 ve aharune ve başkaları وَاخَرُونَ اخر 37 yedribune darp ederler\/vururlar (ayakları) يَضْرِبُونَ ضرب 38 fi فِي - 39 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 40 yebtegune aranırlar\/bakınırlar يَبْتَغُونَ بغي 41 min مِنْ - 42 fedli fazlından\/lütfundan فَضْلِ فضل 43 llahi Allah'ın اللَّهِ - 44 ve aharune ve başkaları وَاخَرُونَ اخر 45 yukatilune katlederler\/savaşırlar يُقَاتِلُونَ قتل 46 fi فِي - 47 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 48 llahi Allah اللَّهِ - 49 fekra'u öyle ki okuyun\/çalışın فَاقْرَءُوا قرا 50 ma مَا - 51 teyessera kolay geleni تَيَسَّرَ يسر 52 minhu ondan (Kur’an’dan) مِنْهُ - 53 ve ekimu ve dikin\/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم 54 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 55 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 56 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 57 ve ekridu ve borç verin وَأَقْرِضُوا قرض 58 llahe Allah'a اللَّهَ - 59 kardan bir borç قَرْضًا قرض 60 hasenen güzel حَسَنًا حسن 61 ve ma ve وَمَا - 62 tukaddimu taktim ettikleriniz\/verdikleriniz تُقَدِّمُوا قدم 63 lienfusikum kendi nefsiniz içindir لِأَنْفُسِكُمْ نفس 64 min -dan مِنْ - 65 hayrin hayır- خَيْرٍ خير 66 teciduhu bulursunuz onu تَجِدُوهُ وجد 67 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 68 llahi Allah اللَّهِ - 69 huve o (borç) هُوَ - 70 hayran hayırlıdır خَيْرًا خير 71 ve ea'zeme ve en büyük وَأَعْظَمَ عظم 72 ecran bir ecirdir\/karşılıktır أَجْرًا اجر 73 vestegfiru ve mağfiret\/bağışlanma dileyin وَاسْتَغْفِرُوا غفر 74 llahe Allah'tan اللَّهَ - 75 inne doğrusu إِنَّ - 76 llahe Allah اللَّهَ - 77 gafurun gafûrdur\/bağışlayandır غَفُورٌ غفر 78 rahimun rahîmdir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "", "id" : "221", "kuranAyetNo" : "5493", "not1" : "", "surahName" : "Müzzemmil", "sureNo" : "73" }, { "ayetIe" : "Ve yaptılar Allah'a ortaklar cinni210; ve (oysa) yarattı (Allah) onları; ve yalan uydurdular O'na (Allah’a) oğullar ve kızlar olmaksızın bir ilim\/bilgi; Subhân'dır7 O; ve yüceldi\/üstün oldu (Allah) vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve cealu ve yaptılar وَجَعَلُوا جعل 2 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 3 şuraka'e ortaklar شُرَكَاءَ شرك 4 l-cinne cinni\/gizliyi\/bilinmeyeni الْجِنَّ جنن 5 vehalekahum ve yarattı (Allah) onları وَخَلَقَهُمْ خلق 6 ve haraku ve yalan uydurdular وَخَرَقُوا خرق 7 lehu O'na (Allah’a) لَهُ - 8 benine oğullar بَنِينَ بني 9 ve benatin ve kızlar وَبَنَاتٍ بني 10 bigayri değildir بِغَيْرِ غير 11 ilmin bir ilim\/bilgi عِلْمٍ علم 12 subhanehu subhândır O سُبْحَانَهُ سبح 13 ve teaala ve yüceldi\/üstün oldu (Allah) وَتَعَالَىٰ علو 14 amma عَمَّا - 15 yesifune vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden يَصِفُونَ وصف", "ayetNo" : "100", "ayetNot" : "", "id" : "294", "kuranAyetNo" : "889", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "O; Allah’tır; Hâliktir103; Bârî'dir104; Musavvir'dir105; O'nadır güzel isimler49; tesbih57 ederler O'nu göklerdeki ve yerdeki; ve O (Allah); Azîz'dir37; Hakîm'dir9.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 huve O هُوَ - 2 llahu Allah’tır اللَّهُ - 3 l-haliku hâliktir\/yaratandır الْخَالِقُ خلق 4 l-bariu bârî'dir\/başlatıp yapandır الْبَارِئُ برا 5 l-musavviru musavvirdir\/şekillendirendir\/biçimlendirendir الْمُصَوِّرُ صور 6 lehu O'nadır لَهُ - 7 l-esma'u isimler الْأَسْمَاءُ سمو 8 l-husna en güzel الْحُسْنَىٰ حسن 9 yusebbihu tesbih ederler يُسَبِّحُ سبح 10 lehu O'nu لَهُ - 11 ma مَا - 12 fi فِي - 13 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 14 vel'erdi ve yerdeki وَالْأَرْضِ ارض 15 ve huve ve O وَهُوَ - 16 l-azizu azîzdir\/güç yetirendir. الْعَزِيزُ عزز 17 l-hakimu hakîmdir\/bilgedir الْحَكِيمُ حكم", "ayetNo" : "24", "ayetNot" : "", "id" : "286", "kuranAyetNo" : "5148", "not1" : "", "surahName" : "Haşr", "sureNo" : "59" }, { "ayetIe" : "Kimse midir o? Kanaat edendir gece171 vakitleri; secde12 eden; ve dikelen\/ayakta duran; hazırlanır ahirete; ve rica eder\/talep eder Rabbinin4 rahmetini271; de ki: “Seviyesi aynı olur mu? Kimseler (ki) bilirler; ve kimseler (ki) bilmezler; doğrusu ancak elbâb88 sahipleri hatırlar\/öğüt alır.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 emmen kimse midir? أَمَّنْ - 2 huve o هُوَ - 3 kanitun kanaat edendir قَانِتٌ قنت 4 ana'e vakitleri انَاءَ اني 5 l-leyli gece اللَّيْلِ ليل 6 saciden secde eden\/diz çöküp boyun eğen سَاجِدًا سجد 7 ve kaimen ve dikelen\/ayakta duran وَقَائِمًا قوم 8 yehzeru hazırlanır يَحْذَرُ حذر 9 l-ahirate ahirete الْاخِرَةَ اخر 10 ve yercu ve rica eder\/talep eder وَيَرْجُو رجو 11 rahmete rahmetini رَحْمَةَ رحم 12 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب 13 kul de ki قُلْ قول 14 hel mu? هَلْ - 15 yestevi Seviyesi eşit olur يَسْتَوِي سوي 16 ellezine Kimseler (ki) الَّذِينَ - 17 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم 18 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ - 19 la لَا - 20 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم 21 innema doğrusu ancak إِنَّمَا - 22 yetezekkeru hatırlar\/öğüt alır يَتَذَكَّرُ ذكر 23 ulu sahipleri أُولُو اول 24 l-elbabi mantık الْأَلْبَابِ لبب", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "259", "kuranAyetNo" : "4065", "not1" : "", "surahName" : "Zümer", "sureNo" : "39" }, { "ayetIe" : "Ve tesbih31 edin O'nu (Allah’ı) sabah\/ilk aydınlanma (-yla)\/seher (-le); ve gün batımı öncesi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve sebbihuhu ve tesbih edin O'nu (Allah’ı) وَسَبِّحُوهُ سبح 2 bukraten sabah\/ilk aydınlanma (-yla)\/seher (-le) بُكْرَةً بكر 3 ve esilen ve gün batımı öncesi وَأَصِيلًا اصل", "ayetNo" : "42", "ayetNot" : "", "id" : "273", "kuranAyetNo" : "3573", "not1" : "", "surahName" : "Ahzâb", "sureNo" : "33" }, { "ayetIe" : "Ve geceden171; öyle ki uyanık kal onda; nafile\/gerekli olandan fazla yapılan olarak sana; mümkündür ki sevk eder seni Rabbin4 mahmûd59 bir makama.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve mine ve وَمِنَ - 2 l-leyli geceden اللَّيْلِ ليل 3 fetehecced öyle ki uyanık kal فَتَهَجَّدْ هجد 4 bihi onda بِهِ - 5 nafileten nafile\/gerekli olandan fazla yapılan olarak نَافِلَةً نفل 6 leke sana لَكَ - 7 asa mümkündür عَسَىٰ عسي 8 en ki أَنْ - 9 yeb'aseke sevk eder seni يَبْعَثَكَ بعث 10 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب 11 mekamen bir makama مَقَامًا قوم 12 mehmuden övgüye\/methetmeye değer مَحْمُودًا حمد", "ayetNo" : "79", "ayetNot" : "", "id" : "223", "kuranAyetNo" : "2106", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Duaları80 onları orada (cennette); “Subhân'sın7 sen; ey Allah'ım!”’dır; ve esenlemeleri onların orada (cennette); “selâm”’dır; ve çağrılarının\/dualarının sonu ki “hamd3 alemlerin Rabbi4 Allah'a”’dır.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 dea'vahum çağrıları\/duaları onları دَعْوَاهُمْ دعو 2 fiha orada (cennette) فِيهَا - 3 subhaneke subhânsın sen سُبْحَانَكَ سبح 4 llahumme ey Allah'ım اللَّهُمَّ - 5 ve tehiyyetuhum ve esenlemeleri onların وَتَحِيَّتُهُمْ حيي 6 fiha orada (cennette) فِيهَا - 7 selamun selâm'dır سَلَامٌ سلم 8 ve ahiru ve sonu وَاخِرُ اخر 9 dea'vahum çağrılarının\/dualarının دَعْوَاهُمْ دعو 10 eni ki أَنِ - 11 l-hamdu hamd الْحَمْدُ حمد 12 lillahi Allah'adır لِلَّهِ - 13 rabbi Rabbi رَبِّ ربب 14 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "296", "kuranAyetNo" : "1372", "not1" : "", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "İman47 etmeniz için Allah'a; ve resûlüne418 O’nun (Allah’ın); ve yardım edersiniz O’na (Allah’a); ve vakarlı olursunuz\/oturaklı olursunuz O’na (Allah’a); ve tesbih31 edersiniz O’na (Allah’a); sabah\/ilk aydınlanma (-yla)\/seher (-le); ve gün batımı öncesi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 litu'minu iman etmeniz için لِتُؤْمِنُوا امن 2 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 3 ve rasulihi ve resulüne\/elçisine O’nun وَرَسُولِهِ رسل 4 ve tuazziruhu ve yardım edersiniz O’na وَتُعَزِّرُوهُ عزر 5 ve tuvekkiruhu ve vakarlı olursunuz\/oturaklı olursunuz O’na وَتُوَقِّرُوهُ وقر 6 ve tusebbihuhu ve tesbih edersiniz O’na وَتُسَبِّحُوهُ سبح 7 bukraten sabah\/ilk aydınlanma (-yla)\/seher (-le) بُكْرَةً بكر 8 ve esilen ve gün batımı öncesi وَأَصِيلًا اصل", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "277", "kuranAyetNo" : "4590", "not1" : "", "surahName" : "Fetih", "sureNo" : "48" }, { "ayetIe" : "Ey Âdemoğulları692! Alın ziynetlerinizi* her bir mescit16 yanında; ve yiyin; ve için; ve israf etmeyin; doğrusu O (Allah) sevmez müsrifleri\/israf edenleri.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya beni Ey oğulları يَابَنِي بني 2 ademe Adem ادَمَ - 3 huzu alın خُذُوا اخذ 4 zinetekum ziynetlerinizi\/süslerinizi زِينَتَكُمْ زين 5 inde yanında عِنْدَ عند 6 kulli her كُلِّ كلل 7 mescidin bir mescit مَسْجِدٍ سجد 8 ve kulu ve yiyin وَكُلُوا اكل 9 veşrabu ve için وَاشْرَبُوا شرب 10 vela ve وَلَا - 11 tusrifu israf etmeyin تُسْرِفُوا سرف 12 innehu doğrusu O (Allah) إِنَّهُ - 13 la لَا - 14 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 15 l-musrifine müsrifleri\/israf edenleri الْمُسْرِفِينَ سرف", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "244", "kuranAyetNo" : "985", "not1" : "*Süslerinizi.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetAhmedSamira" : "58:13. Gizli bir şey konuşmadan önce sadaka vermek ağır geldi değil mi? Bunu yapamayınca Allah, size tevbe etti.1. Artık salatı ikame edin, zekâtı yapın2; Allah’a ve Resûl’üne itaat edin.3 Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 1- Allah sizin hatadan dönüşünüzü kabul etti. 2- Bkz. 2:43. Ayetin dipnotu. 3- Bkz. 3:32. Ayetin dipnotu. 58:13. Have you (been) cautious\/guarding against that (E) you advance\/present between your confidential talk’s\/secret conversation’s hand, charities, so if you do not make\/do , and God forgave on you, so keep up the prayers, and give\/bring the charity\/ purification , and obey God and His messenger, and God (is) expert\/experienced with what you make\/do .", "ayetIe" : "Tasalandınız mı? Ki takdim edersiniz eliniz arasında, gizli konuşmanızda sadakalar95; öyle ki o zaman asla faaliyete geçemezsiniz; ve tevbe33 etti Allah sizlere; öyle ki ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve itaat edin Allah'a ve resûlüne76; ve Allah haberdardır yaptıklarınızdan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 eeşfektum tasalandınız mı أَأَشْفَقْتُمْ شفق 2 en ki أَنْ - 3 tukaddimu takdim edersiniz تُقَدِّمُوا قدم 4 beyne arasında بَيْنَ بين 5 yedey eliniz يَدَيْ يدي 6 necvakum gizli konuşmanızda نَجْوَاكُمْ نجو 7 sadekatin sadakalar\/harçlar صَدَقَاتٍ صدق 8 feiz öyle ki o zaman فَإِذْ - 9 lem asla لَمْ - 10 tef'alu faaliyete geçemezsiniz تَفْعَلُوا فعل 11 ve tabe ve tevbe etti\/döndü\/bağışladı وَتَابَ توب 12 llahu Allah اللَّهُ - 13 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 14 feekimu öyle ki dikin\/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم 15 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 16 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 17 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 18 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع 19 llahe Allah'a اللَّهَ - 20 ve rasulehu ve resulüne\/elçisine وَرَسُولَهُ رسل 21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 22 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر 23 bima بِمَا - 24 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "218", "kuranAyetNo" : "5115", "not1" : "", "surahName" : "Mücâdele", "sureNo" : "58" }, { "ayetIe" : "Ve sabret51 Rabbinin4 hükmüne; öyle ki doğrusu sen gözlerimizin önündesin; ve tesbih31 et hamd3 ile Rabbini4; zaman (ki); dikelirsin\/ayağa kalkarsın.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vesbir ve sabret\/metanetle diren وَاصْبِرْ صبر 2 lihukmi hükmüne لِحُكْمِ حكم 3 rabbike Rabbinin رَبِّكَ ربب 4 feinneke öyle ki doğrusu sen فَإِنَّكَ - 5 biea'yunina gözlerimizin önündesin بِأَعْيُنِنَا عين 6 ve sebbih ve tesbih et وَسَبِّحْ سبح 7 bihamdi hamd ile بِحَمْدِ حمد 8 rabbike Rabbini رَبِّكَ ربب 9 hine zaman حِينَ حين 10 tekumu dikelirsin\/ayağa kalkarsın تَقُومُ قوم", "ayetNo" : "48", "ayetNot" : "", "id" : "279", "kuranAyetNo" : "4781", "not1" : "", "surahName" : "Tûr", "sureNo" : "52" }, { "ayetIe" : "Ve yıldız93; ve ağaç92; secde70 eder o ikisi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve nnecmu ve yıldız وَالنَّجْمُ نجم 2 ve şşeceru ve ağaç وَالشَّجَرُ شجر 3 yescudani secde eder\/diz çöküp boyun eğer o ikisi يَسْجُدَانِ سجد", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "234", "kuranAyetNo" : "4905", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve öğretti* Âdem'e50 isimleri49; tamamını onun; sonra sundu onları (isimleri) melekler48 üzerine; ve dedi: “Haber verin bana bunların isimlerini49; eğer olduysanız sâdıklar182.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve alleme ve öğretti وَعَلَّمَ علم 2 ademe Adem'e ادَمَ - 3 l-esma'e isimleri الْأَسْمَاءَ سمو 4 kulleha tamamını onun كُلَّهَا كلل 5 summe sonra ثُمَّ - 6 aradehum sundu onları (isimleri) عَرَضَهُمْ عرض 7 ala üzerine عَلَى - 8 l-melaiketi melekler- الْمَلَائِكَةِ ملك 9 fekale ve dedi فَقَالَ قول 10 enbiuni haber verin bana أَنْبِئُونِي نبا 11 biesma'i isimlerini بِأَسْمَاءِ سمو 12 ha'ula'i bunların هَٰؤُلَاءِ - 13 in eğer إِنْ - 14 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 15 sadikine doğrular صَادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "290", "kuranAyetNo" : "38", "not1" : "*Yüce Allah'ın sıfatları ve nasıl tecelli ettikleri öğretildi. Bu öğretme süreci evrenimiz yaratılmadan önce Yüce Allah'ın arşında bir yerde gerçekleşti.  ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "35:18. Yük taşıyan birisi,1 bir başkasının yükünü taşımaz.1 Yükü ağır olan kimse, bir başkasını yardıma çağırsa, çağırdığı yakını da olsa ona yardım etmez.2 Sen, ancak görmedikleri halde Rabb’ine içtenlikle saygı duyan ve salatı3 ikame edenleri uyarırsın. Her kim arınırsa4 kendisi için arınmış olur. Dönüş Allah’adır. 1- Hiçbir günahkâr bir başkasının günahını taşımaz. 2- Sorumluluk kişiseldir, hiç kimse yakını da olsa başkasının yaptığından sorumlu değildir. Ve hiç kimsenin bir başkasına yardım etmesi; hiç kimsenin başkasının günahını yüklenmesi de mümkün değildir. 3- Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmayı, dayanışmayı, ilgi duymayı, duyarlı olmayı, izleyici kalmamayı, Allah’a çağıranların yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır. 4- Arınma\/Tezkiye; kişinin, kendisini şirk, günah, pislik, cehalet, kötü duygu ve düşüncelerden temizlemesidir. 35:18. And no sinner\/loader\/burdener (F) (self) carries\/bears\/sins (F) another’s sin\/load\/burden , and if she\/it calls (a) burdened\/loaded (F) (self) to (remove) her\/its weight\/load , nothing from it (will) be carried\/lifted a thing, and even if it was\/is (to) of relations , truly\/indeed you warn\/give notice (to) those who fear their Lord with the unseen\/hidden and they kept up the prayers, and who purifies , so but he purifies to\/for him self, and to God (is) the end\/destination.", "ayetIe" : "Ve üstlenmez\/yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve eğer çağırsa bir ağır yük yüklenen, yüklenmeye onu (yükü); yüklenmez (çağrılan) ondan (yükten) bir şey; kaldı ki olsa (bile) yakınlık sahibi; ancak uyarırsın kimseleri; haşyet53 duyarlar Rablerinden4 gaybla62*; ve ikame572 ederler salâtı5; ve kim zekâtlanırsa10 (verirse zekâtı) ; öyle ki ancak zekâtlanmış10 olur (vermiş olur zekâtı) kendi nefsin için; ve Allah'a doğrudur dönüş yeri.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve la ve وَلَا - 2 teziru üstlenmez\/yüklenmez تَزِرُ وزر 3 vaziratun bir yüklenici وَازِرَةٌ وزر 4 vizra yükünü وِزْرَ وزر 5 uhra başkasının أُخْرَىٰ اخر 6 ve in ve eğer وَإِنْ - 7 ted'u çağırsa تَدْعُ دعو 8 muskaletun bir ağır yük yüklenen مُثْقَلَةٌ ثقل 9 ila إِلَىٰ - 10 himliha yüklenmeye onu (yükü) حِمْلِهَا حمل 11 la لَا - 12 yuhmel yüklenmez يُحْمَلْ حمل 13 minhu ondan (yükten) مِنْهُ - 14 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا 15 velev kaldı ki (bile) وَلَوْ - 16 kane olsa كَانَ كون 17 za sahibi ذَا - 18 kurba yakınlık قُرْبَىٰ قرب 19 innema ancak إِنَّمَا - 20 tunziru uyarırsın تُنْذِرُ نذر 21 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 22 yehşevne haşyet duyarlar\/korkarlar يَخْشَوْنَ خشي 23 rabbehum Rablerinden رَبَّهُمْ ربب 24 bil-gaybi gaybla\/görünmezle\/bilinmezle (gözleriyle görmedikleri halde) بِالْغَيْبِ غيب 25 ve ekamu ve dikerler\/ayağa kaldırırlar وَأَقَامُوا قوم 26 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 27 ve men ve kim وَمَنْ - 28 tezekka zekâtlanırsa\/arınırsa (verirse zekâtı) تَزَكَّىٰ زكو 29 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا - 30 yetezekka zekâtlanmış\/arınmış olur (vermiş olur zekâtı) يَتَزَكَّىٰ زكو 31 linefsihi kendi nefsin için لِنَفْسِهِ نفس 32 ve ila ve وَإِلَى - 33 llahi Allah'a doğrudur اللَّهِ - 34 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "215", "kuranAyetNo" : "3676", "not1" : "*Gözleriyle görmedikleri halde.", "surahName" : "Fâtır", "sureNo" : "35" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Rabbinin4 indindedir\/katındadır kimseler695; (ki) büyüklenmezler kulluk etmekten O’na (Allah’a); ve tesbih31 ederler O'nu (Allah’ı); ve O’na (Allah’a) secde12 ederler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 4 rabbike Rabbinin رَبِّكَ ربب 5 la لَا - 6 yestekbirune büyüklenmezler يَسْتَكْبِرُونَ كبر 7 an عَنْ - 8 ibadetihi kulluk etmekten O’na (Allah'a) عِبَادَتِهِ عبد 9 ve yusebbihunehu ve tesbih ederler O'nu (Allah'ı) وَيُسَبِّحُونَهُ سبح 10 ve lehu ve O’na (Allah'â) وَلَهُۥ 11 yescudune secde ederler يَسْجُدُونَ سجد", "ayetNo" : "206", "ayetNot" : "", "id" : "225", "kuranAyetNo" : "1160", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve geceden171; öyle ki tesbih31 et O’nu (Allah’ı); ve yıldızlar163 ardında*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve mine ve وَمِنَ - 2 l-leyli geceden اللَّيْلِ ليل 3 fesebbihhu öyle ki tesbih et O’nu (Allah’ı) فَسَبِّحْهُ سبح 4 ve idbara ve ardında وَإِدْبَارَ دبر 5 n-nucumi yıldızlar النُّجُومِ نجم", "ayetNo" : "49", "ayetNot" : "", "id" : "280", "kuranAyetNo" : "4782", "not1" : "*Yıldızlar görünür hale geldikten sonra.", "surahName" : "Tûr", "sureNo" : "52" }, { "ayetAhmedSamira" : "22:78. Allah yolunda gerektiği gibi cihad1 edin. O sizi seçti. Dinde size bir zorluk yüklemedi. Bu atanız İbrahim’in milleti2. O, daha önce de şimdi de sizi Müslümanlar olarak isimlendirdi. Resûl, size tanık olsun, siz de diğer insanlara. Öyleyse salâtı ikame edin, zekâtı yapın3 ve Allah’a sımsıkı bağlanın. O, sizin mevlanızdır4. Ne güzel Mevla ne güzel yardımcıdır. 1- Gayret gösterin, çaba harcayın; bütün gücünüzle çalışın. 2- Yolu, sünneti, inanç sistemi, yaşam biçimi. 3- Bkz: 22:41’in dipnotu. 4- Kendisine dayanılan, gözetici, destekleyici, koruyan, sırdaş, yönetici demektir. Veli sözcüğünün eş anlamlısıdır. “El-Mevlâ”, Allah’ın sıfatlarındandır. 22:78. And struggle\/do (your) utmost His deserved\/true struggle , He chose\/purified you, and He did not make\/put on you in the religion from strain\/hardship , your father Abraham’s religion\/faith, He named\/identified you the Moslems\/submitters\/surrenderers from before, and in this the Messenger to be a witness\/present on you, and you be witnessing\/testifying\/witnesses\/testifiers on the people, so stand\/keep up the prayers, and give\/bring the charity\/ purification , and hold fast\/take shelter with\/by God, He is your master\/ally , so blessed\/praised (is) the master\/ally , and blessed\/praised (is) the victorior\/savior .", "ayetIe" : "Ve mücadele edin Allah uğrunda, gerçek\/hak mücadelesi (-yle) onun; O seçti sizi; ve yapmış değildir üzerinize dinde hiçbir güçlük\/zorluk; babanız İbrâhîm'in inanç öğretisi; O (Allah) önceden isimlendirdi sizi, müslim45; ve bunda, olması için resûlün418 üzerinize bir tanık\/bir şahit; ve olmanız için sizin tanıklar\/şahitler insanlar üzerine; öyleyse ikame572 edin utun salâtı5 ve verin zekâtı10; ve sarılın Allah'a; O'dur mevlânız68. Öyle ki bir muhteşem mevlâ68; ve bir muhteşem nasîr69.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve cahidu ve mücadele edin وَجَاهِدُوا جهد 2 fi uğrunda فِي - 3 llahi Allah اللَّهِ - 4 hakka gerçek\/hak حَقَّ حقق 5 cihadihi mücadelesi (-yle) onun جِهَادِهِ جهد 6 huve O هُوَ - 7 ctebakum seçti sizi اجْتَبَاكُمْ جبي 8 ve ma ve değildir وَمَا - 9 ceale yapmış جَعَلَ جعل 10 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 11 fi فِي - 12 d-dini dinde الدِّينِ دين 13 min hiç bir مِنْ - 14 haracin güçlük\/zorluk حَرَجٍ حرج 15 millete inanç öğretisi مِلَّةَ ملل 16 ebikum babanız أَبِيكُمْ ابو 17 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ - 18 huve O هُوَ - 19 semmakumu isimlendirdi sizi سَمَّاكُمُ سمو 20 l-muslimine Müslümanlar الْمُسْلِمِينَ سلم 21 min مِنْ - 22 kablu önceden قَبْلُ قبل 23 ve fi ve وَفِي - 24 haza bunda هَٰذَا - 25 liyekune olması için لِيَكُونَ كون 26 r-rasulu resûlün\/elçinin الرَّسُولُ رسل 27 şehiden şahid\/tanık شَهِيدًا شهد 28 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 29 ve tekunu ve olmanız için sizin وَتَكُونُوا كون 30 şuheda'e şahitler\/tanıklar شُهَدَاءَ شهد 31 ala üzerine عَلَى - 32 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 33 feekimu öyle ki dikin\/ayağa kaldırın فَأَقِيمُوا قوم 34 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 35 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 36 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 37 vea'tesimu ve sarılın وَاعْتَصِمُوا عصم 38 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 39 huve O'dur هُوَ - 40 mevlakum mevlânız\/sahibiniz مَوْلَاكُمْ ولي 41 fenia'me öyle ki bir muhteşem فَنِعْمَ نعم 42 l-mevla mevlâ\/sahip الْمَوْلَىٰ ولي 43 ve nia'me ve bir muhteşem وَنِعْمَ نعم 44 n-nesiru yardımcı النَّصِيرُ نصر", "ayetNo" : "78", "ayetNot" : "", "id" : "202", "kuranAyetNo" : "2671", "not1" : "", "surahName" : "Hac", "sureNo" : "22" }, { "ayetIe" : "Ve kaldırdık\/yükselttik üzerlerine onların turu\/dağı; mîsâkları281 (gereği) onların; ve dedik onlara: “Girin kapıdan secde12 edenler (olarak)”; ve dedik onlara: “Sınırı aşmayın şabatta\/dinlenme döneminde”; ve aldık onlardan sağlam bir mîsâk281.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve rafea'na ve kaldırdık\/yükselttik وَرَفَعْنَا رفع 2 fevkahumu üzerlerine onların فَوْقَهُمُ فوق 3 t-tura turu\/dağı الطُّورَ طور 4 bimisakihim misakları\/antlaşmaları (gereği) onların بِمِيثَاقِهِمْ وثق 5 ve kulna ve dedik وَقُلْنَا قول 6 lehumu onlara لَهُمُ - 7 dhulu girin ادْخُلُوا دخل 8 l-babe kapıdan الْبَابَ بوب 9 succeden secde edenler (olarak) سُجَّدًا سجد 10 ve kulna ve dedik وَقُلْنَا قول 11 lehum onlara لَهُمْ - 12 la لَا - 13 tea'du sınırı aşmayın تَعْدُوا عدو 14 fi فِي - 15 s-sebti şabatta\/dinlenme döneminde السَّبْتِ سبت 16 ve ehazna ve aldık وَأَخَذْنَا اخذ 17 minhum onlardan مِنْهُمْ - 18 misakan bir antlaşma\/misak مِيثَاقًا وثق 19 galizen sağlam غَلِيظًا غلظ", "ayetNo" : "154", "ayetNot" : "", "id" : "248", "kuranAyetNo" : "647", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetAhmedSamira" : "23:2. Onlar, salatlarında1 huşu2 içinde olan kimselerdir. 1- Namazlarında. 2- Allah’a karşı derin saygı, içten sevgi duymak, cani gönülden Allah’a yönelmek, alçak gönüllü, bilinçli ve duyarlı olmak. Derin saygı ve içten sevgi beslediği; üstün ve yüce görmenin sonucu olarak hayranlık duyduğu yüce varlıktan ayrı düşme, uzak kalma endişesini\/korkusunu taşımak. 23:2. Those who in their prayers they are humble\/submissive .", "ayetIe" : "Kimseler; onlar salâtlarında23 haşyetlilerdir53.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 fi فِي - 4 salatihim salatlarında صَلَاتِهِمْ صلو 5 haşiune huşu içindedirler\/alçak gönüllülükle boyun eğenlerdir\/teslim olanlardır خَاشِعُونَ خشع", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "203", "kuranAyetNo" : "2673", "not1" : "", "surahName" : "Mü'minûn", "sureNo" : "23" }, { "ayetIe" : "Ey ehli kitap135! Sınırı aşmayın dininizde; ve demeyin Allah üzerine hak\/gerçek dışında; ancak ki Mesih Îsâ; Meryem oğlu; resûlüdür418 Allah'ın; ve kelimesidir416 O’nun (Allah’ın); attı onu Meryem'e doğru; ve bir ruh O'ndan (Allah’tan); öyle ki iman47 edin Allah'a ve resûllerine418 O’nun; ve demeyin \"üç\"; yasaklayın\/engelleyin bir hayır\/iyilik (olarak) sizlere; ancak ki Allah bir tek ilâhtır74; Subhân'dır7 O; ki olmaz O’na bir çocuk; O'nadır göklerde olan ve yerde olan; ve kafî geldi\/yetti Allah bir vekîl (olarak).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya ehle ey ehli يَاأَهْلَ اهل 2 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 3 la لَا - 4 teglu sınırı aşmayın تَغْلُوا غلو 5 fi فِي - 6 dinikum dininizde دِينِكُمْ دين 7 ve la وَلَا - 8 tekulu ve demeyin تَقُولُوا قول 9 ala üzerine عَلَى - 10 llahi Allah اللَّهِ - 11 illa dışında إِلَّا - 12 l-hakka hak\/gerçek الْحَقَّ حقق 13 innema ancak ki إِنَّمَا - 14 l-mesihu Mesih الْمَسِيحُ - 15 iysa Îsa عِيسَى - 16 bnu oğlu ابْنُ بني 17 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 18 rasulu resulüdür\/elçisidir رَسُولُ رسل 19 llahi Allah'ın اللَّهِ - 20 ve kelimetuhu ve kelimesidir O’nun وَكَلِمَتُهُ كلم 21 elkaha attı onu أَلْقَاهَا لقي 22 ila doğru إِلَىٰ - 23 meryeme Meryem'e مَرْيَمَ - 24 ve ruhun ve bir ruh وَرُوحٌ روح 25 minhu O'ndan مِنْهُ - 26 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن 27 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 28 ve rusulihi ve resullerine\/elçilerine O’nun وَرُسُلِهِ رسل 29 ve la ve وَلَا - 30 tekulu demeyin تَقُولُوا قول 31 selasetun \"üçtür\" ثَلَاثَةٌ ثلث 32 ntehu yasaklayın\/engelleyin انْتَهُوا نهي 33 hayran bir hayır\/iyilik (olarak) خَيْرًا خير 34 lekum sizlere لَكُمْ - 35 innema ancak ki إِنَّمَا - 36 llahu Allah اللَّهُ - 37 ilahun bir ilahtır إِلَٰهٌ اله 38 vahidun tek وَاحِدٌ وحد 39 subhanehu subhândır O سُبْحَانَهُ سبح 40 en ki أَنْ - 41 yekune olmaz يَكُونَ كون 42 lehu O’na لَهُ - 43 veledun bir çocuk وَلَدٌ ولد 44 lehu O'nadır لَهُ - 45 ma مَا - 46 fi فِي - 47 s-semavati göklerde olan السَّمَاوَاتِ سمو 48 ve ma ve وَمَا - 49 fi فِي - 50 l-erdi yerde olan الْأَرْضِ ارض 51 ve kefa ve kafî geldi\/yetti وَكَفَىٰ كفي 52 billahi Allah بِاللَّهِ - 53 vekilen bir vekîl (olarak) وَكِيلًا وكل", "ayetNo" : "171", "ayetNot" : "", "id" : "293", "kuranAyetNo" : "664", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetAhmedSamira" : "30:31. O’na yönelin. O’na karşı takva1 sahibi olun. Salatı ikame edin2. Müşriklerden olmayın. 1- Vahiy ile kötülükten korunmak. Takva, korunmak, önlemek, saklamak. Kişinin vahye içtenlikle uyarak kendisini kötü, zararlı ve tehlikeli şeylere karşı koruması ve güvene almasıdır. Takva, sözcük olarak zarar verecek şey ile korunacak şey arasına konan engel demektir. 2- Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmayı, dayanışmayı, ilgi duymayı, duyarlı olmayı, izleyici kalmamayı, Allah’a çağıranların yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır. 30:31. Returning to God\/repenting\/obeying to Him, and fear and obey Him, and keep up\/start the prayers, and do not be from the sharers\/takers of partners (with God).", "ayetIe" : "Dönenler (olun) O'na (Allah'a); ve takvalı21 olun O'na ; ve ikame572 edin salâtı5; ve olmayın müşriklerden36.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 munibine dönenler (olun) مُنِيبِينَ نوب 2 ileyhi O'na إِلَيْهِ - 3 vettekuhu ve takvalı olun O'na وَاتَّقُوهُ وقي 4 ve ekimu ve dikin\/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم 5 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 6 ve la ve وَلَا - 7 tekunu olmayın تَكُونُوا كون 8 mine مِنَ - 9 l-muşrikine müşriklerden\/ortak koşanlardan الْمُشْرِكِينَ شرك", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "211", "kuranAyetNo" : "3438", "not1" : "", "surahName" : "Rûm", "sureNo" : "30" }, { "ayetIe" : "Ve her nereden çıktın; öyle ki çevir yüzünü haram mescide158 doğru; ve doğrusu o (Kur’an) mutlak haktır\/gerçektir Rabbinden4; ve Allah gâfil310 değildir yapar olduğunuzdan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve min ve وَمِنْ - 2 haysu her nereden  حَيْثُ حيث 3 haracte çıktın خَرَجْتَ خرج 4 fevelli öyle ki çevir فَوَلِّ ولي 5 vecheke yüzünü وَجْهَكَ وجه 6 şetra  doğru شَطْرَ شطر 7 l-mescidi mescit الْمَسْجِدِ سجد 8 l-harami haram الْحَرَامِ حرم 9 ve innehu ve doğrusu o (Kur’an) وَإِنَّهُ - 10 lelhakku mutlak haktır\/gerçektir لَلْحَقُّ حقق 11 min -den مِنْ - 12 rabbike Rabbin- رَبِّكَ ربب 13 ve ma ve değildir وَمَا - 14 llahu Allah اللَّهُ - 15 bigafilin gafil\/habersiz\/aymaz بِغَافِلٍ غفل 16 amma عَمَّا - 17 tea'melune yapar olduğunuzdan تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "149", "ayetNot" : "", "id" : "243", "kuranAyetNo" : "156", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki sabret51 üzerine ne derler onlar; ve tesbih31 et hamd3 ile Rabbini4; Güneş’in doğuşu öncesi; ve batışı öncesi onun; ve gece171 vakitlerinden; öyle ki tesbih31 et; ve taraflarında\/etrafında gündüzün170; belki sen razı olursun.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fesbir öyle ki sabret فَاصْبِرْ صبر 2 ala üzerine عَلَىٰ - 3 ma ne مَا - 4 yekulune derler onlar يَقُولُونَ قول 5 ve sebbih ve tesbih et وَسَبِّحْ سبح 6 bihamdi hamd ile بِحَمْدِ حمد 7 rabbike Rabbini رَبِّكَ ربب 8 kable öncesi قَبْلَ قبل 9 tului doğuşu طُلُوعِ طلع 10 ş-şemsi Güneş’in الشَّمْسِ شمس 11 ve kable ve öncesi وَقَبْلَ قبل 12 gurubiha batışı onun غُرُوبِهَا غرب 13 ve min ve وَمِنْ - 14 ana'i vakitlerinden انَاءِ اني 15 l-leyli gece اللَّيْلِ ليل 16 fe sebbih öyle ki tesbih et فَسَبِّحْ سبح 17 veetrafe ve taraflarında\/etfarında وَأَطْرَافَ طرف 18 n-nehari gündüzün النَّهَارِ نهر 19 lealleke belki sen لَعَلَّكَ - 20 terda razı olursun تَرْضَىٰ رضو", "ayetNo" : "130", "ayetNot" : "", "id" : "268", "kuranAyetNo" : "2476", "not1" : "", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "Öyle ki tesbih31 et adıyla\/ismiyle49 Rabbinin; azîm94.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fesebbih öyle ki tesbih et فَسَبِّحْ سبح 2 bismi adıyla بِاسْمِ سمو 3 rabbike Rabbinin رَبِّكَ ربب 4 l-azimi azîm\/büyük\/azametli الْعَظِيمِ عظم", "ayetNo" : "74", "ayetNot" : "", "id" : "281", "kuranAyetNo" : "5051", "not1" : "", "surahName" : "Vâkıa", "sureNo" : "56" }, { "ayetAhmedSamira" : "24:41. Göklerde ve yeryüzünde bulunanların, sürü sürü uçanların, Allah’ı nasıl tesbih1 ettiklerini görmüyor musun? Kuşkusuz hepsi salatını2 ve tesbîhini bilmektedir. Ve Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir. 1- Evrendeki canlı- cansız varlıkların tamamı, Allah’ın varlığına ve gücüne tanıklık etmekte, yaradılışlarına uygun hareket etmekte, varoluş amaçlarının dışına çıkmamakta ve O’nun yüceliğini ifade etmektedirler. Allah’ın koyduğu yasaların işleyişindeki kusursuzluk ve düzen, Allah’ın tesbîh edilmesidir. Bu, evrendeki tüm varlıkların Allah’ın her türlü kusurdan uzak olduğunun kanıtı olması demektir. Tesbîh,Yaratan’ı tüm nitelikleriyle tanımak ve tanıtmaktır. 2- O’na yönelmekte, O’na tabi olmakta, fıtratlarına uygun olanı yapmaktadırlar. 24:41. Do you see\/understand that God praises\/glorifies for Him whom (is) in the skies\/space and the earth\/Planet Earth, and birds (with) expanded and motionless wings in a row? Each had known its prayers and its praise\/glorification, and God (is) knowledgeable with what they make\/do.", "ayetIe" : "Görmez misin? Doğrusu Allah'ı; tesbih57 eder O’nu, göklerdeki162 ve yerdeki\/yeryüzündeki kimse; ve kuş164; saflar halinde; her biri muhakkak ki bildi kendi salâtını75; ve tesbihini57; ve Allah bilendir onların yaptıklarını.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 elem أَلَمْ - 2 tera görmez misin? تَرَ راي 3 enne doğrusu أَنَّ - 4 llahe Allah'ı اللَّهَ - 5 yusebbihu tesbih eder يُسَبِّحُ سبح 6 lehu onu لَهُ - 7 men kimse مَنْ - 8 fi فِي - 9 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 10 vel'erdi ve yerdeki\/yeryüzündeki وَالْأَرْضِ ارض 11 ve ttayru ve kuş وَالطَّيْرُ طير 12 saffatin saflar halinde صَافَّاتٍ صفف 13 kullun her biri كُلٌّ كلل 14 kad muhakkak ki قَدْ - 15 alime bildi عَلِمَ علم 16 salatehu kendi salatını صَلَاتَهُ صلو 17 ve tesbihahu ve tesbihini وَتَسْبِيحَهُ سبح 18 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 19 alimun bilendir عَلِيمٌ علم 20 bima بِمَا - 21 yef'alune onların yaptıklarını يَفْعَلُونَ فعل", "ayetNo" : "41", "ayetNot" : "", "id" : "206", "kuranAyetNo" : "2830", "not1" : "", "surahName" : "Nûr", "sureNo" : "24" }, { "ayetIe" : "Öyle ki çıktı karşısına kavminin\/toplumunun; mihraptan\/özel alandan; öyle ki vahyetti\/işaretle ilham etti onlara; ki tesbih31 edin sabah\/ilk aydınlanma (-yla)\/seher (-le) ve akşam\/Güneş’in batması (-yla).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feharace öyle ki çıktı فَخَرَجَ خرج 2 ala karşısına عَلَىٰ - 3 kavmihi kavminin\/toplumunun قَوْمِهِ قوم 4 mine مِنَ - 5 l-mihrabi mihraptan\/özel alandan الْمِحْرَابِ حرب 6 fe evha öyle ki vahyetti\/işaretle ilham etti فَأَوْحَىٰ وحي 7 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ - 8 en ki أَنْ - 9 sebbihu tesbih edin سَبِّحُوا سبح 10 bukraten sabah\/ilk aydınlanma (-yla)\/seher (-le) بُكْرَةً بكر 11 ve aşiyyen ve akşam\/Güneş’in batması (-yla). وَعَشِيًّا عشو", "ayetNo" : "11", "ayetNot" : "", "id" : "267", "kuranAyetNo" : "2259", "not1" : "", "surahName" : "Meryem", "sureNo" : "19" }, { "ayetIe" : "Gördünüz mü ateşi? Ki tutuşturursunuz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 eferaeytumu gördünüz mü? أَفَرَأَيْتُمُ راي 2 n-nara ateşi النَّارَ نور 3 lleti ki الَّتِي - 4 turune tutuşturursunuz تُورُونَ وري", "ayetNo" : "71", "ayetNot" : "", "id" : "282", "kuranAyetNo" : "5048", "not1" : "", "surahName" : "Vâkıa", "sureNo" : "56" }, { "ayetIe" : "Ve Allah'a secde12 eder kimse; göklerde ve yerde; gönüllü ve kerhen697; ve gölgeleri (de) onların; gün doğumu sonrası; gün batımı öncesi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velillahi ve Allah'a وَلِلَّهِ - 2 yescudu secde eder\/teslim olur يَسْجُدُ سجد 3 men kimse مَنْ - 4 fi فِي - 5 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو 6 vel'erdi ve yerde وَالْأَرْضِ ارض 7 tav'an gönüllü طَوْعًا طوع 8 vekerhen ve kerhen\/istemeyerek وَكَرْهًا كره 9 ve zilaluhum ve gölgeleri (de)  onların وَظِلَالُهُمْ ظلل 10 bil-guduvvi gün doğumu sonrası بِالْغُدُوِّ غدو 11 vel'asali gün batımı öncesi وَالْاصَالِ اصل", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "", "id" : "226", "kuranAyetNo" : "1720", "not1" : "", "surahName" : "Ra'd", "sureNo" : "13" }, { "ayetIe" : "Ve denildiği zaman onlara; secde12 edin Rahmân'a1; derler: “Ve nedir Rahmân1? Secde12 eder miyiz (hiç) senin emrettiğine bize”; ve ziyade eder\/artırır (denilen) onlara nefreti.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 kile denildiği قِيلَ قول 3 lehumu onlara لَهُمُ - 4 scudu secde edin\/diz çöküp boyun eğin اسْجُدُوا سجد 5 lirrahmani Rahman'a لِلرَّحْمَٰنِ رحم 6 kalu derler قَالُوا قول 7 ve ma ve nedir? وَمَا - 8 r-rahmanu Rahman الرَّحْمَٰنُ رحم 9 enescudu secde eder miyiz\/diz çöküp boyun eğer miyiz أَنَسْجُدُ سجد 10 lima لِمَا - 11 te'muruna senin emrettiğine bize تَأْمُرُنَا امر 12 ve zadehum ve ziyade eder\/artırır (denilen) onlara وَزَادَهُمْ زيد 13 nufuran nefreti نُفُورًا نفر", "ayetNo" : "60", "ayetNot" : "", "id" : "229", "kuranAyetNo" : "2913", "not1" : "", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetIe" : "Muhakkak görürüz yüz çevirmeni göğe; öyle ki döndürürüz seni bir kıbleye14; razı olursun ona; öyleyse döndür yüzünü haram mescit158 tarafına doğru; ve olduğunuz her yerde öyle ki döndürün yüzlerinizi o tarafa doğru; ve doğrusu kimseler; verildiler kitap; mutlak bilirler ki o (kitap) bir hak\/gerçek Rablerinden4; ve değildir Allah gâfil310 ne yaparlar onlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kad muhakkak قَدْ - 2 nera görürüz نَرَىٰ راي 3 tekallube çevirmeni تَقَلُّبَ قلب 4 vechike yüzünü وَجْهِكَ وجه 5 fi فِي - 6 s-semai göğe السَّمَاءِ سمو 7 felenuvelliyenneke öyle ki döndürürüz seni فَلَنُوَلِّيَنَّكَ ولي 8 kibleten bir kıbleye قِبْلَةً قبل 9 terdaha razı olursun ona تَرْضَاهَا رضو 10 fevelli öyleyse döndür فَوَلِّ ولي 11 vecheke yüzünü وَجْهَكَ وجه 12 şetra tarafına doğru شَطْرَ شطر 13 l-mescidi mescit\/secde edilen yer الْمَسْجِدِ سجد 14 l-harami haram الْحَرَامِ حرم 15 ve haysu ve her yerde وَحَيْثُ حيث 16 ma مَا - 17 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون 18 fevellu öyle ki döndürün فَوَلُّوا ولي 19 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه 20 şetrahu o tarafına doğru شَطْرَهُ شطر 21 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 22 ellezine kimseler الَّذِينَ - 23 utu verildiler أُوتُوا اتي 24 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 25 leyea'lemune mutlak bilirler لَيَعْلَمُونَ علم 26 ennehu ki o (kitap) أَنَّهُ - 27 l-hakku bir hak\/gerçek الْحَقُّ حقق 28 min مِنْ - 29 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب 30 ve ma ve değildir وَمَا - 31 llahu Allah اللَّهُ - 32 bigafilin gafil\/habersiz\/aymaz بِغَافِلٍ غفل 33 amma ne عَمَّا - 34 yea'melune yaparlar onlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "144", "ayetNot" : "", "id" : "241", "kuranAyetNo" : "151", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kapandılar sihirbazlar secde12 edenler (olarak).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feulkiye öyle ki kapandılar فَأُلْقِيَ لقي 2 s-seharatu sihirbazlar السَّحَرَةُ سحر 3 sacidine secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سَاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "46", "ayetNot" : "", "id" : "255", "kuranAyetNo" : "2976", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Ve buldum onu (Sebe melikesini) ve kavmini\/toplumunu; secde12 ederler Güneş’e, Allah'ın astından; ve süslemiş onlara şeytân29 amellerini-eylemlerini; ve onları engelleyip saptırmış yoldan; böylece onlar doğru yola kılavuzlanmazlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve cedtuha ve buldum onu (Sebe melikesini) وَجَدْتُهَا وجد 2 ve kavmeha ve kavmini\/toplumunu وَقَوْمَهَا قوم 3 yescudune secde ederler\/diz çöküp boyun eğerler يَسْجُدُونَ سجد 4 lişşemsi Güneş’e لِلشَّمْسِ شمس 5 min مِنْ - 6 duni astından دُونِ دون 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 ve zeyyene ve süslemiş وَزَيَّنَ زين 9 lehumu onlara لَهُمُ - 10 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 11 ea'malehum amellerini-eylemlerini أَعْمَالَهُمْ عمل 12 fe saddehum öyle ki engelleyip saptırmış فَصَدَّهُمْ صدد 13 ani عَنِ - 14 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل 15 fehum böylece onlar فَهُمْ - 16 la لَا - 17 yehtedune doğru yola kılavuzlanmazlar. يَهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "24", "ayetNot" : "", "id" : "230", "kuranAyetNo" : "3181", "not1" : "", "surahName" : "Neml", "sureNo" : "27" }, { "ayetIe" : "Ve dediğimiz zaman: “Girin şu kente; öyle ki yiyin oradan; her yerde; dilediğiniz (gibi) bolca; ve girin kapıdan secde12 edenler (olarak)”; ve deyin: “Hitta\/günahlardan-hatalardan bir arınma”; bağışlarız sizlere hatalarınızı; ve ziyade edeceğiz\/artıracağız güzel davrananlara.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 kulna dedik قُلْنَا قول 3 dhulu girin ادْخُلُوا دخل 4 hazihi şu هَٰذِهِ - 5 l-karyete kente الْقَرْيَةَ قري 6 fekulu öyle ki yiyin فَكُلُوا اكل 7 minha oradan مِنْهَا - 8 haysu her yerde حَيْثُ حيث 9 şi'tum dilediğiniz (gibi) شِئْتُمْ شيا 10 ragaden bolca رَغَدًا رغد 11 vedhulu ve girin وَادْخُلُوا دخل 12 l-babe kapıdan الْبَابَ بوب 13 succeden secde edenler (olarak) سُجَّدًا سجد 14 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول 15 hittatun hitta\/günahlardan-hatalardan bir arınma\/ حِطَّةٌ حطط 16 negfir bağışlarız نَغْفِرْ غفر 17 lekum sizlere لَكُمْ - 18 hatayakum hatalarınızı خَطَايَاكُمْ خطا 19 ve senezidu ve ziyade edeceğiz وَسَنَزِيدُ زيد 20 l-muhsinine güzel davrananlara الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "58", "ayetNot" : "", "id" : "247", "kuranAyetNo" : "65", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve denildiği zaman onlara: “Mesken edinin şu kentte; ve yiyin orada dilediğiniz (gibi) her yerden; ve deyin: “hitta\/günahlardan-hatalardan bir arınma“; ve girin kapıdan secde edenler12 (olarak)”; bağışlarız sizlere hatalarınızı; ziyade edeceğiz güzel davrananlara.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 kile denildi قِيلَ قول 3 lehumu onlara لَهُمُ - 4 skunu mesken edinin اسْكُنُوا سكن 5 hazihi şu هَٰذِهِ - 6 l-karyete kentte الْقَرْيَةَ قري 7 ve kulu ve yiyin وَكُلُوا اكل 8 minha orada مِنْهَا - 9 haysu her yerden حَيْثُ حيث 10 şi'tum dilediğiniz شِئْتُمْ شيا 11 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول 12 hittatun hitta\/günahlardan-hatalardan bir arınma حِطَّةٌ حطط 13 vedhulu ve girin وَادْخُلُوا دخل 14 l-babe kapıdan الْبَابَ بوب 15 succeden secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سُجَّدًا سجد 16 negfir bağışlarız نَغْفِرْ غفر 17 lekum sizlere لَكُمْ - 18 hatiyatikum hatalarınızı خَطِيئَاتِكُمْ خطا 19 senezidu ziyade edeceğiz سَنَزِيدُ زيد 20 l-muhsinine güzel davrananlara. الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "161", "ayetNot" : "", "id" : "250", "kuranAyetNo" : "1115", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kapandı sihirbazlar secde12 edenler (olarak); dediler: “İman45 ettik Rabbine4 Harun'un ve Musa'nın.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feulkiye öyle ki kapandı فَأُلْقِيَ لقي 2 s-seharatu sihirbazlar السَّحَرَةُ سحر 3 succeden secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سُجَّدًا سجد 4 kalu dediler قَالُوا قول 5 amenna iman ettik امَنَّا امن 6 birabbi Rabbine بِرَبِّ ربب 7 harune Harun'un هَارُونَ - 8 ve musa ve Musa'nın وَمُوسَىٰ -", "ayetNo" : "70", "ayetNot" : "", "id" : "262", "kuranAyetNo" : "2416", "not1" : "", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetAhmedSamira" : "29:45. Kitap’tan sana vahyolunan şeyi oku. Salatı ikame et.1 Salat2, fahşadan3 ve münkerden4 alıkoyar. Kesinlikle Allah’ın zikri5 daha büyüktür. Allah, yaptığınız6 şeyleri bilir. 1- Allah’a yönelmede, Allah’ın yasalarına bağlılıkta kararlı ol. Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmayı, dayanışmayı, ilgi duymayı, duyarlı olmayı, izleyici kalmamayı, Allah’a çağıranların yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır. 2- Allah’ın yasaları, dini. 3- Her türlü aşırılıktan, 4- Her türlü kötülükten. 5- Allah’ın öğütleri her şeyden daha önemlidir; O, yaptığınız her şeyin karşılığını verecektir. 6- Uğraştığınız şeyleri, çalışmalarınızı. 29:45. Read\/recite\/follow what was inspired\/transmitted to you from The Book , and start\/keep up the prayers, that (E) the prayers forbid\/prevent from the enormous\/atrocious deeds and the defiance of God and His orders\/obscenity , and God’s remembrance\/reminder (E) (is) greater , and God knows what you perform\/produce .", "ayetIe" : "Oku vahyedileni603 sana kitaptan; ve ikame572 et salâtı5; doğrusu salât5 engeller\/meneder fahşâttan81; ve münkerden82; ve mutlak ki zikri78 Allah'ı en büyüktür; ve Allah bilir ürettiklerinizi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 atlu oku اتْلُ تلو 2 ma مَا - 3 uhiye vahyedileni أُوحِيَ وحي 4 ileyke sana إِلَيْكَ - 5 mine -tan مِنَ - 6 l-kitabi kitap- الْكِتَابِ كتب 7 ve ekimi ve dik\/ayağa kaldır وَأَقِمِ قوم 8 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 s-salate salat الصَّلَاةَ صلو 11 tenha engeller\/men eder تَنْهَىٰ نهي 12 ani عَنِ - 13 l-fehşa'i vahşetten\/fuhuştan\/ahlaksızlıktan الْفَحْشَاءِ فحش 14 velmunkeri ve iğrençleştirilmişten\/çirkinleştirilmişten وَالْمُنْكَرِ نكر 15 velezikru ve mutlak ki zikri وَلَذِكْرُ ذكر 16 llahi Allah'ı اللَّهِ - 17 ekberu en büyüktür أَكْبَرُ كبر 18 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 19 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 20 ma مَا - 21 tesneune ürettiklerinizi تَصْنَعُونَ صنع", "ayetNo" : "45", "ayetNot" : "", "id" : "210", "kuranAyetNo" : "3383", "not1" : "", "surahName" : "Ankebût", "sureNo" : "29" }, { "ayetIe" : "Tesbih57 etti Allah'ı göklerdeki; ve yerdeki; ve O; Azîz'dir37; Hakîm'dir9.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 sebbeha tesbih etti سَبَّحَ سبح 2 lillahi Allah'ı لِلَّهِ - 3 ma مَا - 4 fi فِي - 5 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 6 vel'erdi ve yerdeki وَالْأَرْضِ ارض 7 ve huve ve O وَهُوَ - 8 l-azizu azîzdir\/güç yetirendir. الْعَزِيزُ عزز 9 l-hakimu hakîmdir\/bilgedir. الْحَكِيمُ حكم", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "285", "kuranAyetNo" : "5074", "not1" : "", "surahName" : "Hadid", "sureNo" : "57" }, { "ayetAhmedSamira" : "31:17. “Ey oğulcuğum! Salatı ikame et1, ma’ruf2 olanı yap, münker olandan sakındır.2 Karşılaştığın zorluklara sabret.3 Bunlar kararlılık göstermen gereken şeylerdir.” 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Sürekli destek olmayı, dayanışmayı, ilgi duymayı, duyarlı olmayı, izleyici kalmamayı, Allah’a çağıranların yanında yer almayı canlı ve diri tutmaktır. 2- “Emr-i b’il-ma’rûf nehy-i ani’l munker,” terkip olarak: İyiliği yap ve telkin et, kötülükten sakındır ve engel ol demektir. ” Ma’rûf: İyi, doğru, yararlı, güzel olan, toplumsal değer yargılarına göre ve toplumsal uzlaşı ile doğru olduğu kabul edilen ve Vahye uygun olan demektir. Munker ise; kötü, eğri, zararlı, çirkin olan şey demektir. “Emr” fiilinin asıl anlamı iş yapmaktır. Bu anlam bağlamında ayetteki “Emr-i b’il-ma’rûf terkibine “iyiliği emret” şeklinde anlam verilmesi doğru değildir. Bu terkip: İyi olan şeyleri yapmayı kendine iş edin, ahlak edin; kötü olan şeylerden uzak dur, kötülüklerden sakın; kötülüklerden uzak durmayı ve iyi olan şeyleri yapmayı ilke edin; iyiliğin yaygınlaşması ve kötülüğün önlenmesi için çaba göster demektir. 3- Dayan, diren, yılgınlığa düşme. 31:17. You my son, keep up\/start the prayers, and order\/command with the kindness\/known , and forbid\/prevent from the defiance of God and His orders\/obscenity, and be patient on what struck\/hit you , that (is) from the matter’s\/affair’s decisiveness\/determination .", "ayetIe" : "Ey oğlum! İkame572 et salâtı5; ve emret marûfla73; ve engelle\/yasakla münkerden82; ve sabret51 sana isabet eden üzerine; doğrusu bu azimden* emirlerdir\/işlerdir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya buneyye ey oğlum يَابُنَيَّ بني 2 ekimi dik\/ayakta tut أَقِمِ قوم 3 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 4 ve'mur ve emret وَأْمُرْ امر 5 bil-mea'rufi evrensel kabulleri\/normları بِالْمَعْرُوفِ عرف 6 venhe ve engelle\/yasakla وَانْهَ نهي 7 ani عَنِ - 8 l-munkeri iğrençleştirilmişten\/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر 9 vesbir ve sabret\/metanetle diren وَاصْبِرْ صبر 10 ala üzerine عَلَىٰ - 11 ma مَا - 12 esabeke isabet edene أَصَابَكَ صوب 13 inne doğrusu إِنَّ - 14 zalike bunlar ذَٰلِكَ - 15 min مِنْ - 16 azmi azimden\/engelleri aşma kararlılığından عَزْمِ عزم 17 l-umuri işlerdir الْأُمُورِ امر", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "213", "kuranAyetNo" : "3484", "not1" : "*Engelleri aşma kararlılığından.", "surahName" : "Lokman", "sureNo" : "31" }, { "ayetIe" : "Alçalmış\/kibri kırılmış gözleri onların; yetişir onlara bir zillet; ve muhakkak ki olmuşlardı davet edilirler secdelere12; ve onlar salimler (-di)\/sağlıklılar (-dı).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 haşiaten alçalmış\/kibri kırılmış خَاشِعَةً خشع 2 ebsaruhum gözleri onların أَبْصَارُهُمْ بصر 3 terhekuhum yetişir onlara تَرْهَقُهُمْ رهق 4 zilletun bir zillet ذِلَّةٌ ذلل 5 ve kad ve muhakkak ki وَقَدْ - 6 kanu olmuşlardı كَانُوا كون 7 yud'avne davet edilirler يُدْعَوْنَ دعو 8 ila إِلَى - 9 s-sucudi secdelere السُّجُودِ سجد 10 vehum ve onlar وَهُمْ - 11 salimune salimler (-di)\/sağlıklılar (-dı). سَالِمُونَ سلم", "ayetNo" : "43", "ayetNot" : "", "id" : "240", "kuranAyetNo" : "5312", "not1" : "", "surahName" : "Kalem", "sureNo" : "68" }, { "ayetIe" : "Dediği zaman Yusuf babasına: “Ey babam! Doğrusu ben gördüm on bir parlak gök cismi; ve Güneş’i; ve Ay’ı; gördüm onları bana secde12 edenler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 iz o zaman إِذْ - 2 kale dedi قَالَ قول 3 yusufu Yusuf يُوسُفُ - 4 liebihi babasına لِأَبِيهِ ابو 5 ya ebeti Ey babam! يَاأَبَتِ ابو 6 inni doğrusu ben إِنِّي - 7 raeytu gördüm رَأَيْتُ راي 8 ehade (on) bir أَحَدَ احد 9 aşera on (bir) عَشَرَ عشر 10 kevkeben parlak gök cismi كَوْكَبًا كوكب 11 ve şşemse ve Güneş’i وَالشَّمْسَ شمس 12 velkamera ve Ay’ı وَالْقَمَرَ قمر 13 raeytuhum gördüm onları رَأَيْتُهُمْ راي 14 li bana لِي - 15 sacidine secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler سَاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "251", "kuranAyetNo" : "1598", "not1" : "", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Diyecek insanlardan sefihler304: “Ne çevirdi onları kıblelerinden14 ki olmuştular üzerinde onun?”; de ki: “Allah'adır doğu ve batı; kılavuzlar (Allah) dilediği kimseyi dosdoğru bir yola doğru.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 seyekulu diyecek سَيَقُولُ قول 2 s-sufeha'u ahmaklar السُّفَهَاءُ سفه 3 mine -dan مِنَ - 4 n-nasi insanlar- النَّاسِ نوس 5 ma ne مَا - 6 vellahum çevirdi onları وَلَّاهُمْ ولي 7 an -nden عَنْ - 8 kibletihimu kıbleleri- قِبْلَتِهِمُ قبل 9 lleti ki الَّتِي - 10 kanu oldular كَانُوا كون 11 aleyha üzerinde onun عَلَيْهَا - 12 kul de ki قُلْ قول 13 lillahi Allah'adır لِلَّهِ - 14 l-meşriku doğu الْمَشْرِقُ شرق 15 velmegribu ve batı وَالْمَغْرِبُ غرب 16 yehdi kılavuzlar (Allah) يَهْدِي هدي 17 men kimseyi مَنْ - 18 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 19 ila doğru إِلَىٰ - 20 siratin bir yol- صِرَاطٍ صرط 21 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم", "ayetNo" : "142", "ayetNot" : "", "id" : "264", "kuranAyetNo" : "149", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve yaparlar Allah'a kızları; subhândır7 O; ve onlaradır arzuladıkları.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve yec'alune ve yaparlar وَيَجْعَلُونَ جعل 2 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 3 l-benati kızları الْبَنَاتِ بني 4 subhanehu subhândır O\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir O سُبْحَانَهُ سبح 5 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 6 ma مَا - 7 yeştehune arzuladıkları يَشْتَهُونَ شهو", "ayetNo" : "57", "ayetNot" : "", "id" : "297", "kuranAyetNo" : "1956", "not1" : "", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "Ve çevirmelerini (yüzünü göğe); secde12 edenler içinde.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve tekallubeke ve çevirmelerini   (yüzünü göğe) وَتَقَلُّبَكَ قلب 2 fi içinde فِي - 3 s-sacidine secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler السَّاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "219", "ayetNot" : "", "id" : "257", "kuranAyetNo" : "3149", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Öyle ki sabret51; doğrusu Allah'ın vaadi haktır\/gerçektir; ve istiğfar et\/bağışlanma dile günahların için; ve tesbih31 et hamd3 ile Rabbini4; akşamla\/gün batımı sonrasıyla; sabahla\/ilk aydınlanmayla\/seherle.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fesbir öyle ki sabret\/metanetle diren فَاصْبِرْ صبر 2 inne doğrusu إِنَّ - 3 vea'de vaadi وَعْدَ وعد 4 llahi Allah'ın اللَّهِ - 5 hakkun haktır\/gerçektir حَقٌّ حقق 6 vestegfir ve istiğfar et\/bağışlanma dile وَاسْتَغْفِرْ غفر 7 lizenbike günahları için لِذَنْبِكَ ذنب 8 ve sebbih ve tesbih et وَسَبِّحْ سبح 9 bihamdi hamd ile بِحَمْدِ حمد 10 rabbike Rabbini رَبِّكَ ربب 11 bil-aşiyyi akşamla\/gün batımı sonrasıyla بِالْعَشِيِّ عشو 12 vel'ibkari sabahla\/ilk aydınlanmayla \/seherle وَالْإِبْكَارِ بكر", "ayetNo" : "55", "ayetNot" : "", "id" : "275", "kuranAyetNo" : "4186", "not1" : "", "surahName" : "Mü'min", "sureNo" : "40" }, { "ayetAhmedSamira" : "24:37. Öyle kimseler vardır ki ne mal ne de alışveriş onları Allah’ın buyruklarına uymaktan, salatı ikame etmekten1 ve zekâtı yapmaktan1 alıkoyar. Onlar, kalplerin ve gözlerin altüst olacağı günden korkarlar. 1- “Salatı ikame etmek, Zekâtı yapmak” terkibi, ibadete layık yegâne ilah olarak Allah’a inanmak; kulluğu, Allah’a yönelmeyi, dua ve ibadeti şirkten arındırılmış bir bilinçle ve arınmış, temizlenmiş arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; yardımlaşmayı, destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. Zekât sözcüğü birçok ayette daha temiz, daha iyi, arınmak, temizlenmek, aklanmak, yüceltmek anlamında kullanılmıştır. (Örneğin: 2:151; 3:77; 4:49; 9:103; 19:13; 20:76; 24:21; 35:18; 53:32; 62:2; 80:3; 91:9.) Bkz. 2:43. ayetin dipnotu. 24:37. Men commercial trade and nor selling\/trading does not distract\/divert them from247mentioning\/remembering God, and keeping up the prayers and giving\/bringing the charity\/purification , they fear a day\/time the hearts\/minds and the eye sight\/knowledge turns around in it.", "ayetIe" : "Adamlar (ki); oyalamaz onları ticaret; ve de alışveriş; zikrinden Allah'ın; ve ikame572 edenlerdir salâtı5; ve verenlerdir zekâtı10; korkarlar bir günden; ters döner onda kalpler; ve gözler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ricalun adamlar (ki) رِجَالٌ رجل 2 la لَا - 3 tulhihim oyalamaz onları تُلْهِيهِمْ لهو 4 ticaratun ticaret تِجَارَةٌ تجر 5 ve la ve de وَلَا - 6 bey'un alışveriş بَيْعٌ بيع 7 an -den عَنْ - 8 zikri zikrinden ذِكْرِ ذكر 9 llahi Allah'ın اللَّهِ - 10 ve ikami ve ikame edenler\/dikenler\/ayağa kaldıranlar وَإِقَامِ قوم 11 s-salati salatı الصَّلَاةِ صلو 12 ve ita'i ve verenler وَإِيتَاءِ اتي 13 z-zekati zekâtı الزَّكَاةِ زكو 14 yehafune korkarlar يَخَافُونَ خوف 15 yevmen bir günden يَوْمًا يوم 16 tetekallebu ters döner تَتَقَلَّبُ قلب 17 fihi onda فِيهِ - 18 l-kulubu kalpler الْقُلُوبُ قلب 19 vel'ebsaru ve gözler وَالْأَبْصَارُ بصر", "ayetNo" : "37", "ayetNot" : "", "id" : "205", "kuranAyetNo" : "2826", "not1" : "", "surahName" : "Nûr", "sureNo" : "24" }, { "ayetAhmedSamira" : "22:41. Eğer yeryüzünde onları egemen kılarsak, salâtı ikame ederler1, zekâtı yaparlar1, ma’ruf olanı yapar, münkerden sakındırırlar.2 Bütün işlerin sonucu Allah’a dönecektir. 1- Bu terkip: İbadete layık yegâne ilahın yalnızca Allah olduğuna inanmak; Allah’a yönelmeyi, kulluğu, duayı ve ibadeti, “şirkten arınmış bir bilinçle; arınmış, arı duru hale gelmiş bir benlikle yapmak; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve destek olmayı canlı ve diri tutmak demektir. Namazı kılın, zekâtı verin” şeklinde anlam verilen bu terkipteki “vermek” sözcüğünün kök harfleri أَتي (Elif-Te-Ye) olup, 549 yerde geçmektedir. Ve şu anlamlarda kullanılmıştır: yapmak, vermek, gelmek, getirmek, geçmek, rastlamak, işlemek, varmak, sürdürmek, ortaya koymak, göstermek, gitmek, katılmak, karşılamak ve ulaşmak. Bu sözcük, ağırlıklı olarak şu üç anlamda kullanılmaktadır: Yapmak, getirmek ve vermek. (اتى) Âta, vermek, (أَتَى) Eta yapmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar bu terkipte,” vermek” anlamına gelen “Âtû” yer alsa da (اتى) âtû sözcüğüne, “yapmak” anlamının verilmesi de mümkündür. Zira arınmak, aklanmak, temizlenmek demek olan “zekât”, verilen bir şey değil, “yapılan” bir şeydir. Kur’an, zekât sözcüğünü “arınmak” anlamında kullanmaktadır. (Örneğin 19:13) Zekât, mali yardım değil, mali yardım yapılarak malın arınmasıdır. Mali yardım sadakadır. Sadaka verilirse, malın arınması gerçekleşmiş olacaktır. 2- “Emr-i b’il-ma’rûf nehy-i ani’l munker,” terkip olarak: İyiliği yap ve telkin et, kötülükten sakındır ve engel ol demektir. ” Ma’rûf: İyi, doğru, yararlı, güzel olan, toplumsal değer yargılarına göre ve toplumsal uzlaşı ile doğru olduğu kabul edilen ve Vahye uygun olan demektir. Munker ise; kötü, eğri, zararlı, çirkin olan şey demektir. “Emr” fiilinin asıl anlamı iş yapmaktır. Bu anlam bağlamında ayetteki “Emr-i b’il-ma’rûf terkibine “iyiliği emret” şeklinde anlam verilmesi doğru değildir. Bu terkip: İyi olan şeyleri yapmayı kendine iş edin, ahlak edin; kötü olan şeylerden uzak dur, kötülüklerden sakın; kötülüklerden uzak durmayı ve iyi olan şeyleri yapmayı ilke edin; iyiliğin yaygınlaşması ve kötülüğün önlenmesi için çaba göster demektir. 22:41. Those who if We highly positioned\/strengthened them in the land\/Earth , they stood\/kept up the prayers, and gave\/brought the charity\/purification , and they ordered\/commanded with the kindness\/known , and they forbid\/prevented from the defiance of God and His orders\/obscenity , and to God (are) the matters’\/affairs’ end\/turn (result).", "ayetIe" : "Kimseler; eğer güçlendirsek\/sağlam şekilde yerleştirsek yerde\/yeryüzünde; ikame572 ederlerdi salâtı5; ve verirlerdi zekâtı10; ve emrederlerdi marufla291; ve engellerlerdi\/yasaklarlardı münkeri82; ve Allah'adır akıbeti emirlerin\/işlerin.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 in eğer إِنْ - 3 mekkennahum güçlendirsek\/sağlam şekilde yerleştirsek onları مَكَّنَّاهُمْ مكن 4 fi فِي - 5 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 6 ekamu dikerlerdi\/ayağa kaldırırlardı أَقَامُوا قوم 7 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 8 ve atevu ve verirlerdi وَاتَوُا اتي 9 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 10 ve emeru ve emrederlerdi وَأَمَرُوا امر 11 bil-mea'rufi evrensel kabullerle\/normlarla بِالْمَعْرُوفِ عرف 12 ve nehev ve engellerlerdi \/yasaklarlardı وَنَهَوْا نهي 13 ani عَنِ - 14 l-munkeri iğrençleştirilmişten\/çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر 15 velillahi ve Allah'adır وَلِلَّهِ - 16 aakibetu akıbeti عَاقِبَةُ عقب 17 l-umuri emirlerin\/işlerin الْأُمُورِ امر", "ayetNo" : "41", "ayetNot" : "", "id" : "201", "kuranAyetNo" : "2634", "not1" : "", "surahName" : "Hac", "sureNo" : "22" }, { "ayetIe" : "Ve doğrusu mescitler16* Allah içindir; öyle ki çağırmayın219 Allah ile birlikte birini220.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve enne ve doğrusu وَأَنَّ - 2 l-mesacide mescitler الْمَسَاجِدَ سجد 3 lillahi Allah içindir لِلَّهِ - 4 fela öyle ki فَلَا - 5 ted'u çağırmayın تَدْعُوا دعو 6 mea ile birlikte مَعَ - 7 llahi Allah اللَّهِ - 8 ehaden birini أَحَدًا احد", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "246", "kuranAyetNo" : "5463", "not1" : "*Yüce Allah'ın mescitleri işaret etmesi sonrası çağrıyı\/duayı işaret etmesi anlamlıdır. Vakitli salâtlar sonrası (sabah salâtı, akşam salâtı ve toplantı salâtı) beynin secdesi sonrası (fiziksel bir secde eşlik edebilir veya etmeyebilir) Yüce Allah'a dua etmek gereklidir.", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Ve ayetlerindendir gece171 ve gündüz170; ve Güneş; ve Ay; secde12 etmeyin Güneş’e; ve de Ay’a; ve secde12 edin Allah'a; ki yarattı onları; eğer olduysanız sadece O'na (Allah’a) kulluk46 eder.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve min ve وَمِنْ - 2 ayatihi ayetlerindendir ايَاتِهِ ايي 3 l-leylu gece اللَّيْلُ ليل 4 ve nneharu ve gündüz وَالنَّهَارُ نهر 5 ve şşemsu ve Güneş وَالشَّمْسُ شمس 6 velkameru ve Ay وَالْقَمَرُ قمر 7 la لَا - 8 tescudu secde etmeyin\/diz çöküp boyun eğmeyin تَسْجُدُوا سجد 9 lişşemsi Güneş’e لِلشَّمْسِ شمس 10 ve la ve de وَلَا - 11 lilkameri Ay’a لِلْقَمَرِ قمر 12 vescudu ve secde edin\/diz çöküp boyun eğin وَاسْجُدُوا سجد 13 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 14 llezi ki الَّذِي - 15 halekahunne yarattı onları خَلَقَهُنَّ خلق 16 in eğer إِنْ - 17 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 18 iyyahu sadece O'na (Allah’a) إِيَّاهُ - 19 tea'budune kulluk eder تَعْبُدُونَ عبد", "ayetNo" : "37", "ayetNot" : "", "id" : "232", "kuranAyetNo" : "4253", "not1" : "", "surahName" : "Fussilet", "sureNo" : "41" }, { "ayetIe" : "Dediler: “Subhân'dır7 Rabbimiz4; doğrusu biz olduk zulmedenler.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kalu dediler قَالُوا قول 2 subhane subhândır\/tüm sıfatlarını tecelli ettiren سُبْحَانَ سبح 3 rabbina Rabbimiz رَبِّنَا ربب 4 inna doğrusu biz إِنَّا - 5 kunna olduk كُنَّا كون 6 zalimine zulmedenler ظَالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "288", "kuranAyetNo" : "5298", "not1" : "", "surahName" : "Kalem", "sureNo" : "68" }, { "ayetIe" : "Evlerdedir (kandil); izin verdi Allah ki yükseltilir ve anılır\/hatırlanır orada (kandilde) O’nun (Allah’ın) ismi49; tesbih31 eder (evdeki kimse) O'nu (Allah'ı) orada (kandilde); gün doğumu sonrası; ve gün batımı öncesi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fi فِي - 2 buyutin Evlerdedir (kandil) بُيُوتٍ بيت 3 ezine izin verdi أَذِنَ اذن 4 llahu Allah اللَّهُ - 5 en ki أَنْ - 6 turfea yükseltilir تُرْفَعَ رفع 7 ve yuzkera ve anılır\/hatırlanır وَيُذْكَرَ ذكر 8 fiha Orada (kandilde) فِيهَا - 9 ismuhu O’nun (Allah’ın) ismi اسْمُهُ سمو 10 yusebbihu tesbih eder (evdeki kimse) يُسَبِّحُ سبح 11 lehu O'nu (Allah'ı) لَهُ - 12 fiha orada (kandilde) فِيهَا - 13 bil-guduvvi gün doğumu sonrası بِالْغُدُوِّ غدو 14 vel'asali gün batımı öncesi وَالْاصَالِ اصل", "ayetNo" : "36", "ayetNot" : "", "id" : "271", "kuranAyetNo" : "2825", "not1" : "", "surahName" : "Nûr", "sureNo" : "24" }, { "ayetIe" : "Subhân'dır7 O; ve yüceldi\/üstün oldu onların dediklerinden; büyük bir ulviyet sahibidir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 subhanehu subhândır O\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir O سُبْحَانَهُ سبح 2 ve teaala ve yüceldi\/üstün oldu وَتَعَالَىٰ علو 3 amma عَمَّا - 4 yekulune onların dediklerinden يَقُولُونَ قول 5 uluvven bir ulviyet sahibidir عُلُوًّا علو 6 kebiran büyük كَبِيرًا كبر", "ayetNo" : "43", "ayetNot" : "", "id" : "298", "kuranAyetNo" : "2070", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "(Allah) ki görür seni; dikeldiğin\/ayağa kalktığın zaman.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezi ki (Allah) الَّذِي - 2 yerake görür seni يَرَاكَ راي 3 hine zaman حِينَ حين 4 tekumu dikeldiğin\/ayağa kalktığın تَقُومُ قوم", "ayetNo" : "218", "ayetNot" : "", "id" : "256", "kuranAyetNo" : "3148", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Ve Allah'a secde12 eder göklerdeki ve yerdeki bir debelenenden\/canlıdan; ve melekler48 (de); ve onlar büyüklenmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velillahi ve Allah'a وَلِلَّهِ - 2 yescudu secde eder\/teslim olur يَسْجُدُ سجد 3 ma مَا - 4 fi فِي - 5 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 6 ve ma ve وَمَا - 7 fi فِي - 8 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 9 min مِنْ - 10 dabbetin bir debelenenden\/canlıdan دَابَّةٍ دبب 11 velmelaiketu ve melekler (de) وَالْمَلَائِكَةُ ملك 12 ve hum ve onlar وَهُمْ - 13 la لَا - 14 yestekbirune büyüklenmezler يَسْتَكْبِرُونَ كبر", "ayetNo" : "49", "ayetNot" : "", "id" : "227", "kuranAyetNo" : "1948", "not1" : "", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "Öyleyse secde12 edin Allah'a; ve kulluk46 edin.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fescudu öyleyse secde edin\/diz çöküp boyun eğin فَاسْجُدُوا سجد 2 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 3 vea'budu ve kulluk edin وَاعْبُدُوا عبد", "ayetNo" : "62", "ayetNot" : "", "id" : "233", "kuranAyetNo" : "4844", "not1" : "", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Olmuş değildir müşrikler36 için; ki imar ederler mescitlerini16 Allah'ın; tanıklardır\/şahitlerdir kendi nefislerinin küfrüne\/kâfirliğine25 karşı; bunlar; boşa çıktı yaptıkları onların; ve ateşte; onlar ölümsüzlerdir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ma değildir مَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 lilmuşrikine müşrikler için لِلْمُشْرِكِينَ شرك 4 en ki أَنْ - 5 yea'muru imar ederler يَعْمُرُوا عمر 6 mesacide mescitlerini مَسَاجِدَ سجد 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 şahidine tanıklardır\/şahitlerdir شَاهِدِينَ شهد 9 ala karşı عَلَىٰ - 10 enfusihim kendi nefislerinin أَنْفُسِهِمْ نفس 11 bil-kufri küfrüne\/kafirliğine بِالْكُفْرِ كفر 12 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ - 13 habitat boşa çıktı حَبِطَتْ حبط 14 ea'maluhum yaptıkları onların أَعْمَالُهُمْ عمل 15 ve fi ve وَفِي - 16 n-nari ateşte النَّارِ نور 17 hum onlar هُمْ - 18 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "245", "kuranAyetNo" : "1252", "not1" : "", "surahName" : "Tevbe", "sureNo" : "9" }, { "ayetIe" : "Eğer olsaydı ikisinde ilahlar Allah'ın dışında mutlak fesada\/kargaşaya uğrardı o ikisi; öyle ki Subhân'dır7 Allah; arşın66 Rabbidir4; vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden (ayrıdır).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lev eğer لَوْ - 2 kane olsaydı كَانَ كون 3 fihima ikisinde فِيهِمَا - 4 alihetun ilahlar الِهَةٌ اله 5 illa dışında إِلَّا - 6 llahu Allah'ın اللَّهُ - 7 lefesedeta mutlak fesada\/kargaşaya uğrardı o ikisi لَفَسَدَتَا فسد 8 fesubhane öyle ki subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir فَسُبْحَانَ سبح 9 llahi Allah اللَّهِ - 10 rabbi Rabbidir رَبِّ ربب 11 l-arşi arşın الْعَرْشِ عرش 12 amma عَمَّا - 13 yesifune vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden (ayrıdır) يَصِفُونَ وصف", "ayetNo" : "22", "ayetNot" : "", "id" : "300", "kuranAyetNo" : "2503", "not1" : "", "surahName" : "Enbiyâ", "sureNo" : "21" }, { "ayetIe" : "O gün sıyrılıp kaldırılır (kas\/güç) bacaktan\/uyluktan; ve davet edilirler secdeye12; öyle ki itaat edemezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 yevme o gün يَوْمَ يوم 2 yukşefu sıyrılıp kaldırılır يُكْشَفُ كشف 3 an عَنْ - 4 sakin bacaktan\/uyluktan سَاقٍ سوق 5 ve yud'avne ve davet edilirler وَيُدْعَوْنَ دعو 6 ila إِلَى - 7 s-sucudi secdeye السُّجُودِ سجد 8 fela öyle ki فَلَا - 9 yestetiune itaat edemezler يَسْتَطِيعُونَ طوع", "ayetNo" : "42", "ayetNot" : "", "id" : "239", "kuranAyetNo" : "5311", "not1" : "", "surahName" : "Kalem", "sureNo" : "68" }, { "ayetAhmedSamira" : "24:56. Salâtı ikame edin, zekâtı yapın.1 Ve Resûl’e itaat edin. Umulur ki merhamet edilirsiniz. 1- Bkz: 22:41. ayetin dipnotu. 24:56. And keep up the prayers, and give\/bring the charity\/purification , and obey the messenger, maybe\/perhaps you attain mercy.", "ayetIe" : "Ve ikame572 edin salâtı5; ve verin zekâtı10; ve itaat edin resûle76; belki sizler merhamet edilirsiniz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ekimu ve dikin\/ayağa kaldırın وَأَقِيمُوا قوم 2 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 3 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 4 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 5 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع 6 r-rasule resule\/elçiye الرَّسُولَ رسل 7 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 8 turhamune merhamet edilirsiniz تُرْحَمُونَ رحم", "ayetNo" : "56", "ayetNot" : "", "id" : "207", "kuranAyetNo" : "2845", "not1" : "", "surahName" : "Nûr", "sureNo" : "24" }, { "ayetIe" : "Tesbih57 ederler gece171 ve gündüz170; gevşemezler\/dinmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 yusebbihune tesbih ederler يُسَبِّحُونَ سبح 2 l-leyle gece اللَّيْلَ ليل 3 ve nnehara ve gündüz وَالنَّهَارَ نهر 4 la لَا - 5 yefturune gevşemezler\/dinmezler يَفْتُرُونَ فتر", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "", "id" : "269", "kuranAyetNo" : "2501", "not1" : "", "surahName" : "Enbiyâ", "sureNo" : "21" }, { "ayetIe" : "Ve işte böyledir; yaptık sizleri bir ümmet305; vasat\/orta\/hayırlı; olmanız için şahitler\/tanıklar insanlar üzerine; ve olması için resûlün418 sizlere bir şahit\/tanık; ve yapmış değiliz bir kıble14 ki oldunuz üzerinde onun; ancak belli etmek\/bilmek için resûle418 tabi olan kimseyi kimseden; döner üzerinde iki topuğu; ve doğrusu oldu o (kıble) mutlak bir büyük (yük); dışında kimseye (ki) kılavuzladı doğru yola Allah; ve olmuş değildir Allah giderir\/boşa çıkarır imanınızı47 sizlerin; doğrusu Allah insanlara mutlak Raûf'tur15; Rahîm'dir2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 cealnakum yaptık sizleri جَعَلْنَاكُمْ جعل 3 ummeten bir ümmet أُمَّةً امم 4 veseten vasat\/orta\/hayırlı وَسَطًا وسط 5 litekunu olmanız için لِتَكُونُوا كون 6 şuheda'e şahitler\/tanıklar شُهَدَاءَ شهد 7 ala üzerine عَلَى - 8 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 9 ve yekune ve olması için وَيَكُونَ كون 10 r-rasulu resulün\/elçinin الرَّسُولُ رسل 11 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 12 şehiden bir şahit\/tanık شَهِيدًا شهد 13 ve ma ve değiliz وَمَا - 14 cealna yapmış جَعَلْنَا جعل 15 l-kiblete bir kıble الْقِبْلَةَ قبل 16 lleti ki الَّتِي - 17 kunte oldunuz كُنْتَ كون 18 aleyha üzerinde onun عَلَيْهَا - 19 illa ancak إِلَّا - 20 linea'leme belli etmek için لِنَعْلَمَ علم 21 men kimseyi مَنْ - 22 yettebiu tabi olur يَتَّبِعُ تبع 23 r-rasule resule\/elçiye الرَّسُولَ رسل 24 mimmen kimseden مِمَّنْ - 25 yenkalibu döner يَنْقَلِبُ قلب 26 ala üzerinde عَلَىٰ - 27 akibeyhi iki topuğu عَقِبَيْهِ عقب 28 ve in ve doğrusu وَإِنْ - 29 kanet oldu o (kıble) كَانَتْ كون 30 lekebiraten mutlak bir büyük (yük) لَكَبِيرَةً كبر 31 illa dışında إِلَّا - 32 ala üzerine عَلَى - 33 ellezine kimse الَّذِينَ - 34 heda kılavuzladı doğru yola هَدَى هدي 35 llahu Allah اللَّهُ - 36 ve ma ve değildir وَمَا - 37 kane olmuş كَانَ كون 38 llahu Allah اللَّهُ - 39 liyudiya giderir\/boşa çıkarır لِيُضِيعَ ضيع 40 imanekum imanınızı sizlerin إِيمَانَكُمْ امن 41 inne doğrusu إِنَّ - 42 llahe Allah اللَّهَ - 43 bin-nasi insanlara بِالنَّاسِ نوس 44 lera'ufun mutlak rauftur لَرَءُوفٌ راف 45 rahimun rahîmdir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "143", "ayetNot" : "", "id" : "242", "kuranAyetNo" : "150", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Dediler: “Subhân'sın7 sen; yoktur bilgi bizlere bize öğrettiğinin dışında; doğrusu sen; sensin Alîm8; Hakîm9.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kalu dediler قَالُوا قول 2 subhaneke subhânsın sen سُبْحَانَكَ سبح 3 la yoktur لَا - 4 ilme bilgi عِلْمَ علم 5 lena bizlere لَنَا - 6 illa dışında إِلَّا - 7 ma مَا - 8 allemtena bize öğrettiğin عَلَّمْتَنَا علم 9 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 10 ente sensin أَنْتَ - 11 l-alimu alîm الْعَلِيمُ علم 12 l-hakimu hakîm الْحَكِيمُ حكم", "ayetNo" : "32", "ayetNot" : "", "id" : "291", "kuranAyetNo" : "39", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetAhmedSamira" : "23:9. Onlar, salatlarını1 koruyan kimselerdir. 1- Salat, ibadete layık yegâne ilahın Allah olduğuna inanmak, şirkten arınmış bir bilinçle Allah’a yönelmektir. Bu yönelme: Namaz kılmak, sürekli destek olmak, dayanışmak, ilgi duymak, duyarlı olmak, izleyici kalmamak, yanında yer almak, dua etmek demektir. Salâtın hangi anlamı ifade ettiği, içinde yer aldığı ayet ve konu bağlamından rahatlıkla anlaşılabilir. Salatın ayrıca din ve havra anlamı da bulunmaktadır. Salatın zıddı tevellâdır. Tevellâ süreklilik ifade etmektedir; sürekli karşı çıkmak, ilgisiz ve duyarsız kalmak, köstek olmak, engellemeye çalışmak demektir. Namaz, Farsça bir sözcüktür ve bu sözcük Kur’an’da geçmez. 23:9. And those whom, they are on their prayers they are protecting\/observing .", "ayetIe" : "Ve kimseler; onlar kendi salâtlarını23 korurlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 hum onlar هُمْ - 3 ala عَلَىٰ - 4 salevatihim kendi salatlarını صَلَوَاتِهِمْ صلو 5 yuhafizune korurlar يُحَافِظُونَ حفظ", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "204", "kuranAyetNo" : "2680", "not1" : "", "surahName" : "Mü'minûn", "sureNo" : "23" }, { "ayetIe" : "Biz; yaptık onu bir hatırlatma\/öğüt; ve meta54; güç\/takviye sahibi olanlar için.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 nehnu biz نَحْنُ - 2 cealnaha yaptık onu جَعَلْنَاهَا جعل 3 tezkiraten bir hatırlatma\/öğüt تَذْكِرَةً ذكر 4 ve metaan ve meta\/faydalanma وَمَتَاعًا متع 5 lilmukvine güç\/takviye sahibi olanlar için لِلْمُقْوِينَ قوي", "ayetNo" : "73", "ayetNot" : "Ayette geçen ‘lilmukvine’ kelimesinin kökü (قوي) olup güçlenmek demektir. Türkçeye de takviye etmek olarak geçmiştir. Ayette Yüce Allah’ın ateşi insanlar için bir güç vesilesi yaptığı da ortadadır. Ateşin insanlığı sağladığı faydalar saymakla bitmez. Ateşte pişirilen etin çiğ ete göre çok daha fazla enerji verdiği de yakın zamanda bilim insanları tarafından ortaya çıkarılmıştır. Yüce Allah’ın ayetleri her daim doğrudur.", "id" : "284", "kuranAyetNo" : "5050", "not1" : "", "surahName" : "Vâkıa", "sureNo" : "56" }, { "ayetIe" : "Öyle ki tesbih31 et hamd3 ile Rabbini4; ve ol secde12 edenlerden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fesebbih öyle ki tesbih et فَسَبِّحْ سبح 2 bihamdi hamd ile بِحَمْدِ حمد 3 rabbike Rabbini رَبِّكَ ربب 4 ve kun ve ol وَكُنْ كون 5 mine مِنَ - 6 s-sacidine secde edenlerden\/diz çöküp boyun eğenlerden السَّاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "98", "ayetNot" : "", "id" : "253", "kuranAyetNo" : "1898", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Doğrusu biz boyun eğdirdik dağları onunla (Davut’la) birlikte; tesbih57 ederler akşamla\/gün batımı sonrasıyla ve gün doğumuyla.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inna doğrusu biz إِنَّا - 2 sehharna boyun eğdirdik سَخَّرْنَا سخر 3 l-cibale dağları الْجِبَالَ جبل 4 meahu onunla (Davut’la) birlikte مَعَهُ - 5 yusebbihne tesbih ederler يُسَبِّحْنَ سبح 6 bil-aşiyyi akşamla\/gün batımı sonrasıyla بِالْعَشِيِّ عشو 7 vel'işraki ve gün doğumuyla وَالْإِشْرَاقِ شرق", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "274", "kuranAyetNo" : "3986", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetAhmedSamira" : "33:33. Evlerinizde vakarlı olun.1 Cahiliye dönemindeki gösteriş gibi gösteriş yapmayın. Salâtı2 ikame edin, zekâtı2 yapın. Allah’a ve Resûl’üne itaat edin.3 Ey Nebi’nin ailesi! Allah sizden her türlü kirliliği giderip sizi tertemiz kılmak istiyor. 1- Yaşam biçiminize özen gösterin. Çevirilerde, “Vakarlı olma” (vekarna) buyruğuna, çoğunlukla “evinizde oturun” diye anlam verilmektedir. Oysaki ayette oturmaktan söz eden herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Ayet, evde oturmaktan değil, vakarlı olmaktan söz etmektedir. 2- Bkz. 2:43. ayetin dipnotu. 3- 3:32. ayet dipnotu. 33:33. And join\/dwell\/be respected in your houses\/homes, and do not show your beauty\/decoration, the first pre-Islamic paganism’s\/ignorance’s showing off (of) beauty\/decoration, and stand\/keep up (F) the prayers, and give\/bring the charity\/purification, and obey God and His messenger, truly God wants to eliminate\/wipe off from you the filth\/torture, people (of) the House\/Home, and He purifies you purification .", "ayetIe" : "Ve vakarlı olun\/oturaklı olun (kadınlar) evlerinizde; ve cazibe sergilemeyin (kadınlar) ilk cahiliye cazibe sergilemesi (gibi); ve ikame edin (kadınlar) salâtı5; ve verin (kadınlar) zekâtı10; ve itaat edin (kadınlar) Allah'a ve resûlüne76; ancak arzu eder Allah gidermek sizlerden pisliği; beyt\/ev32 ahalisi! Ve temizler sizleri bir temizlik (-le).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve karne ve vakarlı olun\/oturaklı olun (kadınlar) وَقَرْنَ قرر 2 fi فِي - 3 buyutikunne evlerinizde بُيُوتِكُنَّ بيت 4 ve la ve وَلَا - 5 teberracne cazibe sergilemeyin (kadınlar) تَبَرَّجْنَ برج 6 teberruce cazibe sergilemesi تَبَرُّجَ برج 7 l-cahiliyyeti cahiliye الْجَاهِلِيَّةِ جهل 8 l-ula önceki الْأُولَىٰ اول 9 ve ekimne ve dikin\/ayakta tutun (kadınlar) وَأَقِمْنَ قوم 10 s-salate salatı الصَّلَاةَ صلو 11 ve atine ve verin (kadınlar) وَاتِينَ اتي 12 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 13 ve etia'ne ve itaat edin (kadınlar) وَأَطِعْنَ طوع 14 llahe Allah'a اللَّهَ - 15 ve rasulehu ve resulüne\/elçisine وَرَسُولَهُ رسل 16 innema ancak إِنَّمَا - 17 yuridu arzu eder يُرِيدُ رود 18 llahu Allah اللَّهُ - 19 liyuzhibe gidermek için لِيُذْهِبَ ذهب 20 ankumu sizlerden عَنْكُمُ - 21 r-ricse pisliği الرِّجْسَ رجس 22 ehle ahalisi أَهْلَ اهل 23 l-beyti beyt\/ev الْبَيْتِ بيت 24 ve yutahhirakum ve temizler sizleri وَيُطَهِّرَكُمْ طهر 25 tethiran bir temizlik (-le) تَطْهِيرًا طهر", "ayetNo" : "33", "ayetNot" : "", "id" : "214", "kuranAyetNo" : "3564", "not1" : "", "surahName" : "Ahzâb", "sureNo" : "33" }, { "ayetIe" : "Hayır! İtaat etme ona; ve secde12 et; ve yaklaş.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kella hayır! كَلَّا - 2 la لَا - 3 tutia'hu itaat etme ona تُطِعْهُ طوع 4 vescud ve secde et\/diz çöküp boyun eğ وَاسْجُدْ سجد 5 vekterib ve yaklaş وَاقْتَرِبْ قرب", "ayetNo" : "19", "ayetNot" : "", "id" : "237", "kuranAyetNo" : "6123", "not1" : "", "surahName" : "Alak", "sureNo" : "96" }, { "ayetIe" : "Tesbih31 et adını\/ismini49 Rabbinin4; A’lâ116.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 sebbihi tesbih et سَبِّحِ سبح 2 isme adını اسْمَ سمو 3 rabbike Rabbinin رَبِّكَ ربب 4 l-ea'la en yüce\/üstün الْأَعْلَى علو", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "289", "kuranAyetNo" : "5947", "not1" : "", "surahName" : "A'lâ", "sureNo" : "87" }, { "ayetIe" : "Ve atıldılar\/kapandılar sihirbazlar secde edenler12 (olarak).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ulkiye ve atıldılar\/kapandılar وَأُلْقِيَ لقي 2 s-seharatu sihirbazlar السَّحَرَةُ سحر 3 sacidine secde edenler (olarak). سَاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "120", "ayetNot" : "", "id" : "249", "kuranAyetNo" : "1074", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Secde12 etmezler mi Allah’a? Ki çıkarır gizliyi\/saklıyı göklerde ve yerde; ve bilir gizlediklerini\/sakladıklarını; ve açığa vurduklarını.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ella أَلَّا - 2 yescudu secde etmezler mi? يَسْجُدُوا سجد 3 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 4 llezi ki الَّذِي - 5 yuhricu çıkarır يُخْرِجُ خرج 6 l-hab'e gizliyi\/saklıyı الْخَبْءَ خبا 7 fi فِي - 8 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو 9 vel'erdi ve yerde وَالْأَرْضِ ارض 10 ve yea'lemu ve bilir وَيَعْلَمُ علم 11 ma مَا - 12 tuhfune gizlediklerini\/sakladıklarını تُخْفُونَ خفي 13 ve ma وَمَا - 14 tua'linune ve açığa vurduklarını. تُعْلِنُونَ علن", "ayetNo" : "25", "ayetNot" : "", "id" : "231", "kuranAyetNo" : "3182", "not1" : "", "surahName" : "Neml", "sureNo" : "27" }, { "ayetIe" : "Ancak ayetlerimize iman47 eden kimseler; (Kur’an) hatırlatıldığı zaman onlara onunla (ayetle); kapandılar secde12 edenler (olarak); ve tesbih31 ettiler hamd3 ile Rablerini4; ve onlar büyüklenmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 innema ancak إِنَّمَا - 2 yu'minu iman eden يُؤْمِنُ امن 3 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي 4 ellezine kimseler الَّذِينَ - 5 iza zaman إِذَا - 6 zukkiru hatırlatıldığı onlara ذُكِّرُوا ذكر 7 biha onunla (ayetle) بِهَا - 8 harru kapanırlar خَرُّوا خرر 9 succeden secde edenler\/diz çöküp boyun eğenler (olarak) سُجَّدًا سجد 10 ve sebbehu ve tesbih ederler وَسَبَّحُوا سبح 11 bihamdi hamd ile\/en yüce övgüyle بِحَمْدِ حمد 12 rabbihim Rablerini رَبِّهِمْ ربب 13 ve hum ve onlar وَهُمْ - 14 la لَا - 15 yestekbirune büyüklenmezler يَسْتَكْبِرُونَ كبر", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "", "id" : "258", "kuranAyetNo" : "3516", "not1" : "", "surahName" : "Secde", "sureNo" : "32" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): “Ey Âdem50! Haber ver* onlara isimlerini49 onların (Yüce Allah'ın sıfatlarını)”; öyle ki ne zaman haber* verdi (Âdem) onlara (meleklere) isimlerini49 onların (Yüce Allah'ın sıfatlarını) dedi (Allah): “Dedim değil mi sizlere; doğrusu ben bilirim gaybını62 göklerin162 ve yerin; ve bilirim açık ettiğinizi ve gizler olduğunuzu.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 ya ademu Ey Adem! يَاادَمُ - 3 enbi'hum haber ver onlara أَنْبِئْهُمْ نبا 4 biesmaihim isimlerini onların بِأَسْمَائِهِمْ سمو 5 fe lemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 6 enbeehum haber verdi onlara أَنْبَأَهُمْ نبا 7 biesmaihim isimlerini onların بِأَسْمَائِهِمْ سمو 8 kale dedi (Allah) قَالَ قول 9 elem değil mi أَلَمْ - 10 ekul dedim أَقُلْ قول 11 lekum sizlere لَكُمْ - 12 inni doğrusu ben إِنِّي - 13 ea'lemu bilirim أَعْلَمُ علم 14 gaybe gaybını غَيْبَ غيب 15 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 16 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 17 ve ea'lemu ve bilirim وَأَعْلَمُ علم 18 ma مَا - 19 tubdune açık ettiğinizi تُبْدُونَ بدو 20 ve ma ve وَمَا - 21 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون 22 tektumune gizler تَكْتُمُونَ كتم", "ayetNo" : "33", "ayetNot" : "", "id" : "372", "kuranAyetNo" : "40", "not1" : "*Bilge insan prototipi olan Adem meleklerin yapamadığını yapmıştır. Yüce Allah'ın sıfatlarının isimlerini öğrenmiş ve onların nasıl tecelli ettiklerini şerefli meleklere haber vermiştir. İşte insanı değerli kılan da tam olarak budur. Yüce Allah'ın sıfatlarını kendisine bahşedilen akılla öğrenebilmek.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve denildiği zaman onlara; fesat çıkarmayın\/bozgunculuk yapmayın yerde\/yeryüzünde; dediler: “Bizler ancak muslihiz\/sâlih işler yapanlarız30”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 kile denildiği قِيلَ قول 3 lehum onlara لَهُمْ - 4 la لَا - 5 tufsidu fesat çıkarmayın\/bozgunculuk yapmayın تُفْسِدُوا فسد 6 fi فِي - 7 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 8 kalu dediler قَالُوا قول 9 innema ancak إِنَّمَا - 10 nehnu bizler نَحْنُ - 11 muslihune muslihleriz مُصْلِحُونَ صلح", "ayetNo" : "11", "ayetNot" : "", "id" : "352", "kuranAyetNo" : "18", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sağırlar; dilsizler; körler; öyle ki onlar dönmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summun sağırlar صُمٌّ صمم 2 bukmun dilsizler بُكْمٌ بكم 3 umyun körler عُمْيٌ عمي 4 fehum öyle ki onlar فَهُمْ - 5 la لَا - 6 yerciune dönmezler يَرْجِعُونَ رجع", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "359", "kuranAyetNo" : "25", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "De ki: “Sığınırım insanların Rabbine4.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 euzu sığınırım أَعُوذُ عوذ 3 birabbi Rabbine بِرَبِّ ربب 4 n-nasi insanların النَّاسِ نوس", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "391", "kuranAyetNo" : "6229", "not1" : "", "surahName" : "Nâs", "sureNo" : "114" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kaydırdı ikisini şeytân29* ondan (cennetten)**; öyle ki çıkardı ikisini içinde olduklarından; ve dedik: “Alçalın193 (insanlar); sizlerin bir kısmı bir kısma bir düşman (olarak); ve sizleredir yerde\/yeryüzünde bir kararlı yerleşim; ve bir meta54; bir süreye (kadar).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feezellehuma öyle ki kaydırdı ikisini فَأَزَلَّهُمَا زلل 2 ş-şeytanu şeytân الشَّيْطَانُ شطن 3 anha ondan (cennetten) عَنْهَا - 4 fe ehracehuma öyle ki çıkardı ikisini فَأَخْرَجَهُمَا خرج 5 mimma مِمَّا - 6 kana olduklarından كَانَا كون 7 fihi içinde فِيهِ - 8 ve kulna ve dedik وَقُلْنَا قول 9 hbitu alçalın (insanlar) اهْبِطُوا هبط 10 bea'dukum sizlerin bir kısmı بَعْضُكُمْ بعض 11 libea'din bir kısma لِبَعْضٍ بعض 12 aduvvun bir düşman عَدُوٌّ عدو 13 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ - 14 fi - فِي - 15 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 16 mustekarrun bir kararlı yerleşim مُسْتَقَرٌّ قرر 17 ve metaun ve bir meta وَمَتَاعٌ متع 18 ila إِلَىٰ - 19 hinin bir süreye حِينٍ حين", "ayetNo" : "36", "ayetNot" : "", "id" : "375", "kuranAyetNo" : "43", "not1" : "*İblîs **İblîs cennette bulunan Âdem ve eşine bulunduğu paralel evrenden fısıldayarak onları kandırmış ve cennetten çıkmalarına neden olmuştur.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve rahmetinden271; yaptı sizlere geceyi171 ve gündüzü170; sükûnet bulmanız için onda (gecede); ve aramanız için O'nun lütfundan; ve belki onlar şükrederler43.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve min ve وَمِنْ - 2 rahmetihi rahmetinden رَحْمَتِهِ رحم 3 ceale yaptı جَعَلَ جعل 4 lekumu sizlere لَكُمُ - 5 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل 6 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر 7 liteskunu sükûnet bulmanız için لِتَسْكُنُوا سكن 8 fihi onda (gecede) فِيهِ - 9 velitebtegu ve aramanız için وَلِتَبْتَغُوا بغي 10 min مِنْ - 11 fedlihi lütfundan O'nun فَضْلِهِ فضل 12 veleallekum ve belki onlar وَلَعَلَّكُمْ - 13 teşkurune şükrederler تَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "73", "ayetNot" : "", "id" : "340", "kuranAyetNo" : "3323", "not1" : "", "surahName" : "Kasas", "sureNo" : "28" }, { "ayetIe" : "Allah ki yarattı sizleri; sonra rızıklandırdı sizleri; sonra öldürür* sizleri; sonra diriltir sizleri; var mı şirk koştuklarınızdan71 kimse; yapar bunlardan bir şeyden? Subhân'dır7 O; ve yüceldi\/üstün oldu (Allah) şirk koştuklarından71.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 allahu Allah اللَّهُ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 halekakum yarattı sizleri خَلَقَكُمْ خلق 4 summe sonra ثُمَّ - 5 razekakum rızıklandırdı sizleri رَزَقَكُمْ رزق 6 summe sonra ثُمَّ - 7 yumitukum öldürür sizleri يُمِيتُكُمْ موت 8 summe sonra ثُمَّ - 9 yuhyikum diriltir sizleri يُحْيِيكُمْ حيي 10 hel var mı? هَلْ - 11 min مِنْ - 12 şurakaikum ortak koştuklarınızdan شُرَكَائِكُمْ شرك 13 men kimse مَنْ - 14 yef'alu yapar يَفْعَلُ فعل 15 min مِنْ - 16 zalikum bunlardan ذَٰلِكُمْ - 17 min مِنْ - 18 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا 19 subhanehu subhândır O\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir O سُبْحَانَهُ سبح 20 ve teaala ve yüceldi\/üstün oldu (Allah) وَتَعَالَىٰ علو 21 amma عَمَّا - 22 yuşrikune ortak-şirk koştuklarından يُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "40", "ayetNot" : "", "id" : "304", "kuranAyetNo" : "3447", "not1" : "*Her insan iki kez öldürülür. 1. ölüm ilk cennet evrenindeki ölümdür. İkinci ölüm ise bu evrendeki ölümdür. Ancak Yüce Allah yolunda katledilenler ve cennetlere girmeyi hak edenlere 2. ölüm yoktur. Sadece vefat ettirilirler. Selam yurduna\/diyarına sokulurlar.", "surahName" : "Rûm", "sureNo" : "30" }, { "ayetIe" : "Ve kendisinde ihtilafa\/anlaşmazlığa düştüğünüz bir şeyden; öyle ki hükmü onun Allah’adır; işte sizlere Allah; Rabbim4!; O'na tevekkül79 ettim ve O'na sürekli dönerim.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ma ve وَمَا - 2 hteleftum ihtilafa\/anlaşmazlığa düştüğünüz اخْتَلَفْتُمْ خلف 3 fihi kendisinde فِيهِ - 4 min مِنْ - 5 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا 6 fehukmuhu öyle ki hükmü onun فَحُكْمُهُ حكم 7 ila إِلَى - 8 llahi Allah'adır اللَّهِ - 9 zalikumu işte sizlere ذَٰلِكُمُ - 10 llahu Allah اللَّهُ - 11 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 12 aleyhi O'na عَلَيْهِ - 13 tevekkeltu tevekkül ettim تَوَكَّلْتُ وكل 14 ve ileyhi ve O'na وَإِلَيْهِ - 15 unibu sürekli dönerim أُنِيبُ نوب", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "337", "kuranAyetNo" : "4280", "not1" : "", "surahName" : "Şûrâ", "sureNo" : "42" }, { "ayetIe" : "Ve iman47 edin indirdiğime (Kur'an'a); bir musaddıktır140 sizlerin yanındakine (Tevrât’a); ve olmayın ilk kâfir25 ona (Kur’an’a); ve satmayın ayetlerimi az bir bedele; ve sadece bana; öyle ki takvalı21 olun (sadece) bana.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve aminu ve iman edin وَامِنُوا امن 2 bima بِمَا - 3 enzeltu indirdiğime أَنْزَلْتُ نزل 4 musaddikan bir musaddik مُصَدِّقًا صدق 5 lima لِمَا - 6 meakum sizlerin yanındakine (Tevrat’a) مَعَكُمْ - 7 ve la وَلَا - 8 tekunu ve olmayın تَكُونُوا كون 9 evvele ilk أَوَّلَ اول 10 kafirin kâfir كَافِرٍ كفر 11 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ - 12 ve la وَلَا - 13 teşteru ve satmayın تَشْتَرُوا شري 14 biayati ayetlerimi بِايَاتِي ايي 15 semenen bir bedele ثَمَنًا ثمن 16 kalilen az قَلِيلًا قلل 17 ve iyyaye ve sadece bana وَإِيَّايَ - 18 fettekuni öyle ki takvalı onu bana فَاتَّقُونِ وقي", "ayetNo" : "41", "ayetNot" : "", "id" : "380", "kuranAyetNo" : "48", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve şerrinden205 bir hasetçinin208; haset208 ettiği zaman.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "390", "kuranAyetNo" : "6228", "not1" : "", "surahName" : "Felâk", "sureNo" : "113" }, { "ayetIe" : "Ve diler\/ister değilsiniz dışında ki diler\/ister Allah; âlemlerin Rabbi4.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 teşa'une dilersiniz تَشَآءُونَ شيا 3 illa dışında إِلَّآ - 4 en ki أَن - 5 yeşa'e diler يَشَآءَ شيا 6 llahu Allah ٱللَّهُ - 7 rabbu Rabbi رَبُّ ربب 8 l-aalemine âlemlerin ٱلْعَـٰلَمِينَ علم", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "330", "kuranAyetNo" : "5827", "not1" : "", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman Rabbin4 meleklere48: “Doğrusu ben yapıcıyım yerde\/yeryüzünde bir halîfe189*.”; dediler (melekler): “Kimse mi yaparsın orada (yerde)? (ki) fesat çıkarır\/bozgunculuk yapar orada (yerde); ve döker kan; ve bizler tesbih57 ederiz seni hamd3 ile; ve takdis ederiz\/kutsarız seni”; dedi (Allah): “Doğrusu ben bilirim bilmediğinizi.”", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "30", "ayetNot" : "", "id" : "371", "kuranAyetNo" : "37", "not1" : "*Homo Sapiens yani bilge insan diğer insan türlerinin yerine halîfe olmuştur. 2:21 ayetinde işaret edilen insan türlerinin soyu kesilmiş ve onların yerine bilge insan yerin hâkimi yapılmıştır. Homo Sapiens öncesi Dünya gezegeninde yaşayan bu insan türleri takva sahibi değildi. Yaratılış gereği fücurlarıyla hareket ediyorlardı. Bilge insan değillerdi. Hayvansı iç güdülerle hareket ederek yerde kan döküyorlar, birbirlerini öldürüyorlar ve bozgunculuk yapıyorlardı. Melekler bunu gördüleri için Yüce Allah'a soru sormaktadırlar.    ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ant olsun indirdik ayetler; apaçık beyanlılar226; ve Allah kılavuzlar dilediği kimseyi dosdoğru bir yola.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل 3 ayatin ayetler ايَاتٍ ايي 4 mubeyyinatin apaçık beyanlılar مُبَيِّنَاتٍ بين 5 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 6 yehdi kılavuzlar يَهْدِي هدي 7 men kimseyi مَنْ - 8 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 9 ila إِلَىٰ - 10 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط 11 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم", "ayetNo" : "46", "ayetNot" : "", "id" : "323", "kuranAyetNo" : "2835", "not1" : "", "surahName" : "Nûr", "sureNo" : "24" }, { "ayetIe" : "Ve dediğimiz zaman meleklere48: “Secde70 edin Âdem'e50”; öyle ki secde70 ettiler (melekler); iblîs190 dışında; hoşlanmadı\/reddetti (iblîs); ve büyüklendi; ve oldu kâfirlerden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 kulna dediğimiz قُلْنَا قول 3 lilmelaiketi meleklere لِلْمَلَائِكَةِ ملك 4 scudu secde edin اسْجُدُوا سجد 5 liademe Adem'e لِادَمَ - 6 fesecedu öyle ki secde ettiler فَسَجَدُوا سجد 7 illa ancak إِلَّا - 8 iblise iblîs إِبْلِيسَ - 9 eba hoşlanmadı\/reddetti (iblis) أَبَىٰ ابي 10 vestekbera ve büyüklendi وَاسْتَكْبَرَ كبر 11 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 12 mine مِنَ - 13 l-kafirine kâfirlerden الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "34", "ayetNot" : "", "id" : "373", "kuranAyetNo" : "41", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "O; Allah'tır; ki yoktur ilâh74 O'nun dışında; Melik'tir96; Kuddûs'tür97; Selâm'dır98; Mûmin’dir99; Muheymin'dir100; Azîz'dir37; Cebbâr'dır101; Mutekebbir'dir102; Subhân'dır7Allah; şirk koştuklarından71 (ayrıdır).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 huve O هُوَ - 2 llahu Allah'tır اللَّهُ - 3 llezi ki الَّذِي - 4 la yoktur لَا - 5 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 6 illa dışında إِلَّا - 7 huve O'nun هُوَ - 8 l-meliku Melik'tir\/hükümdardır الْمَلِكُ ملك 9 l-kuddusu Kuddûs'tür\/mukaddestir\/kutsaldır الْقُدُّوسُ قدس 10 s-selamu Selâm'dır\/esenlik-güven bahşedendir السَّلَامُ سلم 11 l-mu'minu Mûmin’dir\/itimat-eminlik bahşedendir الْمُؤْمِنُ امن 12 l-muheyminu Muheymin'dir\/koruyucu-kollayıcıdır الْمُهَيْمِنُ همن 13 l-azizu Azîz'dir\/güç yetirendir الْعَزِيزُ عزز 14 l-cebbaru Cebbâr'dır\/zorla düzeltendir الْجَبَّارُ جبر 15 l-mutekebbiru Mutekebbir'dir\/büyüklenendir الْمُتَكَبِّرُ كبر 16 subhane subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir سُبْحَانَ سبح 17 llahi Allah اللَّهِ - 18 amma عَمَّا - 19 yuşrikune ortak\/şirk koştuklarından (ayrıdır) يُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "23", "ayetNot" : "", "id" : "315", "kuranAyetNo" : "5147", "not1" : "", "surahName" : "Haşr", "sureNo" : "59" }, { "ayetIe" : "O ki fısıldar insanların göğüslerinde209.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "395", "kuranAyetNo" : "6233", "not1" : "", "surahName" : "Nâs", "sureNo" : "114" }, { "ayetIe" : "Ve aldığı zaman (senin) Rabbin4 Âdemoğullarından; sırtlarından onların zürriyetlerini380; ve tanık\/şahit yaptı onları kendi nefisleri201 üzerine: “Değil miyim Rabbiniz4!”; dediler: “Evet! Tanık\/şahit olduk”; ki dersiniz kıyamet günü148: “Doğrusu biz olmuştuk bundan gâfil310.” (diye).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 ehaze aldı أَخَذَ اخذ 3 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب 4 min مِنْ - 5 beni oğullarından بَنِي بني 6 ademe Adem ادَمَ - 7 min مِنْ - 8 zuhurihim sırtlarından onların ظُهُورِهِمْ ظهر 9 zurriyyetehum zürriyetlerini\/nesillerini ذُرِّيَّتَهُمْ ذرر 10 ve eşhedehum ve tanık yaptı onları وَأَشْهَدَهُمْ شهد 11 ala üzerine عَلَىٰ - 12 enfusihim nefisleri أَنْفُسِهِمْ نفس 13 elestu değil miyim أَلَسْتُ ليس 14 birabbikum Rabbiniz بِرَبِّكُمْ ربب 15 kalu dediler قَالُوا قول 16 bela evet بَلَىٰ - 17 şehidna tanık\/şahit olduk شَهِدْنَا شهد 18 en ki أَنْ - 19 tekulu dersiniz تَقُولُوا قول 20 yevme günü يَوْمَ يوم 21 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 22 inna doğrusu biz إِنَّا - 23 kunna olduk كُنَّا كون 24 an عَنْ - 25 haza bundan هَٰذَا - 26 gafiline gâfil \/aymaz غَافِلِينَ غفل", "ayetNo" : "172", "ayetNot" : "", "id" : "336", "kuranAyetNo" : "1126", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Allah çekinmez; ki vurur\/ortaya koyar bir misal\/örnek; bir sivrisineği186; öyle ki onun üstündekini (de)186; öyle ki ancak iman47 etmiş kimseler; böylece bilirler ki o (örnek) haktır\/gerçektir Rablerinden4; ve ancak kâfirlik25 etmiş kimseler; öyle ki derler: “Neyi amaçladı\/arzuladı Allah bu misalle\/örnekle?”; saptırır (Allah) onunla (örnekle) bir çoğunu; ve doğru yola kılavuzlar onunla (örnekle) bir çoğunu; ve saptırır değildir (Allah) onunla (örnekle); ancak fâsıkları38.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah اللَّهَ - 3 la لَا - 4 yestehyi çekinmez يَسْتَحْيِي حيي 5 en ki أَنْ - 6 yedribe vurur\/ortaya koyar يَضْرِبَ ضرب 7 meselen bir misal\/örnek مَثَلًا مثل 8 ma مَا - 9 beudeten bir sivrisineği بَعُوضَةً بعض 10 fe ma öyle ki فَمَا - 11 fevkaha onun üstündekini (de) فَوْقَهَا فوق 12 feemma öyle ki ancak فَأَمَّا - 13 ellezine kimseler الَّذِينَ - 14 amenu iman etmiş امَنُوا امن 15 feyea'lemune böylece bilirler فَيَعْلَمُونَ علم 16 ennehu ki o أَنَّهُ - 17 l-hakku haktır\/gerçektir الْحَقُّ حقق 18 min مِنْ - 19 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب 20 ve emma ve ancak وَأَمَّا - 21 ellezine kimseler الَّذِينَ - 22 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 23 feyekulune öyle ki derler فَيَقُولُونَ قول 24 maza neyi مَاذَا - 25 erade amaçladı\/arzuladı أَرَادَ رود 26 llahu Allah اللَّهُ - 27 bihaza bu بِهَٰذَا - 28 meselen misalle\/örnekle مَثَلًا مثل 29 yudillu saptırır (Allah) يُضِلُّ ضلل 30 bihi onunla (örnekle) بِهِ - 31 kesiran bir çoğunu كَثِيرًا كثر 32 ve yehdi ve doğru yola kılavuzlar وَيَهْدِي هدي 33 bihi onunla (örnekle) بِهِ - 34 kesiran bir çoğunu كَثِيرًا كثر 35 ve ma ve değildir وَمَا - 36 yudillu Saptır (Allah) يُضِلُّ ضلل 37 bihi Onunla (örnekle) بِهِ - 38 illa dışında إِلَّا - 39 l-fasikine fâsıklar الْفَاسِقِينَ فسق", "ayetNo" : "26", "ayetNot" : "", "id" : "367", "kuranAyetNo" : "33", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve şerrinden205 karanlığın206; çöktüğü zaman.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve min ve وَمِنْ - 2 şerri şerrinden شَرِّ شرر 3 gasikin karanlığın غَاسِقٍ غسق 4 iza zaman إِذَا - 5 vekabe çöktüğü وَقَبَ وقب", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "388", "kuranAyetNo" : "6226", "not1" : "", "surahName" : "Felâk", "sureNo" : "113" }, { "ayetIe" : "Değil mi ki doğrusu onlar, kendileri fesatçılardır\/bozgunculardır; fakat anlamazlar\/farkına varmazlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ela değil mi أَلَا - 2 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 3 humu kendileri هُمُ - 4 l-mufsidune fesatçılardır\/bozgunculardır الْمُفْسِدُونَ فسد 5 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 6 la لَا - 7 yeş'urune anlamazlar\/farkına varmazlar يَشْعُرُونَ شعر", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "", "id" : "353", "kuranAyetNo" : "19", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Seviyelenmeniz\/binmeniz için sırtlarına doğru onun; sonra hatırlarsınız Rabbinizin4 nimetini; seviyelendiğiniz\/bindiğiniz zaman onun üzerine; ve dersiniz: “Subhân'dır7; ki (Allah) boyun eğdirdi bizlere bunu; ve olmuş değildik ona (boyun eğdirmeyle) bağlantılılar\/birliktelik sahipleri.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 litestevu seviyelenmeniz\/binmeniz için لِتَسْتَوُوا سوي 2 ala doğru عَلَىٰ - 3 zuhurihi sırtlarına onun ظُهُورِهِ ظهر 4 summe sonra ثُمَّ - 5 tezkuru hatırlarsınız تَذْكُرُوا ذكر 6 nia'mete nimetini نِعْمَةَ نعم 7 rabbikum Rabbinizin رَبِّكُمْ ربب 8 iza zaman إِذَا - 9 steveytum seviyelendiğiniz\/bindiğiniz اسْتَوَيْتُمْ سوي 10 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 11 ve tekulu ve dersiniz وَتَقُولُوا قول 12 subhane Subhândır\/ tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir سُبْحَانَ سبح 13 llezi ki (Allah) الَّذِي - 14 sehhara boyun eğdirdi سَخَّرَ سخر 15 lena bizlere لَنَا - 16 haza bunu هَٰذَا - 17 ve ma ve değildir وَمَا - 18 kunna olduk كُنَّا كون 19 lehu ona لَهُ - 20 mukrinine bağlantılılar\/birliktelik sahipleri مُقْرِنِينَ قرن", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "312", "kuranAyetNo" : "4336", "not1" : "", "surahName" : "Zuhruf", "sureNo" : "43" }, { "ayetIe" : "İnsanların İlâhına74.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ilahi İlâhına إِلَٰهِ اله 2 n-nasi insanların النَّاسِ نوس", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "393", "kuranAyetNo" : "6231", "not1" : "", "surahName" : "Nâs", "sureNo" : "114" }, { "ayetIe" : "Ve eğer dileseydik mutlak verirdik her bir nefse201, doğru yola kılavuzunu onun (nefsin); fakat hak oldu kelam\/söz benden; mutlak doldururum cehennemi cinden ve insanlardan topluca.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velev ve eğer وَلَوْ - 2 şi'na dileseydik شِئْنَا شيا 3 lateyna mutlak verirdik لَاتَيْنَا اتي 4 kulle her كُلَّ كلل 5 nefsin bir nefse نَفْسٍ نفس 6 hudaha doğru yola kılavuzunu onun (nefsin) هُدَاهَا هدي 7 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 8 hakka hak oldu حَقَّ حقق 9 l-kavlu söz الْقَوْلُ قول 10 minni benden مِنِّي - 11 leemleenne mutlak doldururum لَأَمْلَأَنَّ ملا 12 cehenneme cehennemi جَهَنَّمَ - 13 mine مِنَ - 14 l-cinneti cinden الْجِنَّةِ جنن 15 ve nnasi ve insanlardan وَالنَّاسِ نوس 16 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "398", "kuranAyetNo" : "3514", "not1" : "", "surahName" : "Secde", "sureNo" : "32" }, { "ayetIe" : "Şimşek261 neredeyse kapar görüşlerini; aydınlattığı (şimşek) zaman onları, yürüdüler onda (şimşekte); ve karardığı zaman (şimşek) üzerlerine, dikeldiler\/ayakta kalakaldılar; eğer dileseydi Allah mutlak giderirdi\/götürürdü işitmelerini ve görüşlerini; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr'dir177.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 yekadu neredeyse يَكَادُ كود 2 l-berku şimşek الْبَرْقُ برق 3 yehtafu kapar يَخْطَفُ خطف 4 ebsarahum görüşlerini أَبْصَارَهُمْ بصر 5 kullema zaman كُلَّمَا كلل 6 eda'e aydınlattığı (şimşek) أَضَاءَ ضوا 7 lehum onları لَهُمْ - 8 meşev yürüdüler مَشَوْا مشي 9 fihi onda (aydınlıkta) فِيهِ - 10 ve iza ve zaman وَإِذَا - 11 ezleme karardı (şimşek) أَظْلَمَ ظلم 12 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 13 kamu dikeldiler\/ayakta kalakaldılar قَامُوا قوم 14 velev eğer وَلَوْ - 15 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 lezehebe mutlak giderirdi\/götürürdü لَذَهَبَ ذهب 18 bisem'ihim işitmelerini بِسَمْعِهِمْ سمع 19 ve ebsarihim ve görüşlerini وَأَبْصَارِهِمْ بصر 20 inne doğrusu إِنَّ - 21 llahe Allah اللَّهَ - 22 ala üzerine عَلَىٰ - 23 kulli her bir كُلِّ كلل 24 şey'in şey شَيْءٍ شيا 25 kadirun kadîrdir. قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "", "id" : "361", "kuranAyetNo" : "27", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve doğrusu biz; mutlak biziz musebbih85.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا - 2 lenehnu mutlak biziz لَنَحْنُ - 3 l-musebbihune musebbih\/tesbih edenler الْمُسَبِّحُونَ سبح", "ayetNo" : "166", "ayetNot" : "", "id" : "317", "kuranAyetNo" : "3952", "not1" : "", "surahName" : "Sâffât", "sureNo" : "37" }, { "ayetIe" : "Ve yaptık orada (yerde) revâsiye146; yüksekler\/uzunlar; ve içirdik sizlere tatlı bir su.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve cealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل 2 fiha orada (yerde) فِيهَا - 3 ravasiye revâsiye رَوَاسِيَ رسو 4 şamihatin yüksekler\/uzunlar شَامِخَاتٍ شمخ 5 ve eskaynakum ve içirdik sizlere وَأَسْقَيْنَاكُمْ سقي 6 maen bir su مَاءً موه 7 furaten tatlı فُرَاتًا فرت", "ayetNo" : "27", "ayetNot" : "", "id" : "335", "kuranAyetNo" : "5647", "not1" : "", "surahName" : "Mürselât", "sureNo" : "77" }, { "ayetIe" : "O (Allah); ki yaptı sizlere geceyi171 sükûnet bulmanız için onda (gecede); ve görüş sağlayan gündüzü170; doğrusu bundadır mutlak ayetler; bir kavim\/toplum için; işitirler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 huve O هُوَ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 ceale yaptı جَعَلَ جعل 4 lekumu sizlere لَكُمُ - 5 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل 6 liteskunu sükûnet bulmanız için لِتَسْكُنُوا سكن 7 fihi onda (gecede) فِيهِ - 8 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر 9 mubsiran görüş sağlayan مُبْصِرًا بصر 10 inne doğrusu إِنَّ - 11 fi فِي - 12 zalike bundadır ذَٰلِكَ - 13 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي 14 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 15 yesmeune işitirler يَسْمَعُونَ سمع", "ayetNo" : "67", "ayetNot" : "", "id" : "338", "kuranAyetNo" : "1429", "not1" : "", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "Ve o gün ısırır zalim iki elini; der: “Ah! Keşke edinseydim resûlle418 birlikte bir yol.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve yevme ve o gün وَيَوْمَ يوم 2 yeaddu ısırır يَعَضُّ عضض 3 z-zalimu zalim الظَّالِمُ ظلم 4 ala عَلَىٰ - 5 yedeyhi iki elini يَدَيْهِ يدي 6 yekulu der يَقُولُ قول 7 ya leyteni ah! Keşke يَالَيْتَنِي - 8 ttehaztu edinseydim اتَّخَذْتُ اخذ 9 mea birlikte مَعَ - 10 r-rasuli resulle\/elçiyle الرَّسُولِ رسل 11 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "27", "ayetNot" : "", "id" : "319", "kuranAyetNo" : "2880", "not1" : "", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetIe" : "Nasıl kâfirlik25 edersiniz Allah'a; ve olmuştunuz ölüler615; öyle ki canlandırdı\/diriltti615 sizleri; sonra öldürür615 sizleri; sonra canlandırır\/diriltir615 sizleri; sonra O'na (Allah’a) döndürülürsünüz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 2 tekfurune kâfirlik edersiniz تَكْفُرُونَ كفر 3 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 4 vekuntum ve oldunuz وَكُنْتُمْ كون 5 emvaten ölüler أَمْوَاتًا موت 6 feehyakum öyle ki canlandırdı\/diriltti sizleri فَأَحْيَاكُمْ حيي 7 summe sonra ثُمَّ - 8 yumitukum öldürür sizleri يُمِيتُكُمْ موت 9 summe sonra ثُمَّ - 10 yuhyikum canlandırır\/diriltir sizleri يُحْيِيكُمْ حيي 11 summe sonra ثُمَّ - 12 ileyhi O'na (Allah’a) إِلَيْهِ - 13 turceune döndürülürsünüz تُرْجَعُونَ رجع", "ayetNo" : "28", "ayetNot" : "", "id" : "369", "kuranAyetNo" : "35", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; ve yalanladılar195 ayetlerimizi; işte bunlar; ateş ashâbıdır194; onlar orada (cehennemde) ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 3 ve kezzebu ve yalanladılar وَكَذَّبُوا كذب 4 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 5 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 6 eshabu ashâbıdır أَصْحَابُ صحب 7 n-nari ateş النَّارِ نور 8 hum onlar هُمْ - 9 fiha orada (cehennemde) فِيهَا - 10 halidune ölümsüzlerdir. خَالِدُونَ خلد", "ayetNo" : "39", "ayetNot" : "", "id" : "378", "kuranAyetNo" : "46", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) zannederler\/varsayarlar ki onlar karşılaşanlardır* Rablerine4; ve ki onlar O'na dönenlerdir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yezunnune varsayarlar يَظُنُّونَ ظنن 3 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 4 mulaku karşılaşanlar مُلَاقُو لقي 5 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب 6 ve ennehum ve ki onlar وَأَنَّهُمْ - 7 ileyhi O'na إِلَيْهِ - 8 raciune dönenler رَاجِعُونَ رجع", "ayetNo" : "46", "ayetNot" : "", "id" : "383", "kuranAyetNo" : "53", "not1" : "*Rablerinin huzuruna çıkacaklarını ve hesap vereceklerini varsayarak sürekli olarak Rablerine dönerler.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki Subhân'dır7 Allah; akşama girdiğiniz zaman; ve sabaha girdiğiniz zaman.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fesubhane öyle ki subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir فَسُبْحَانَ سبح 2 llahi Allah اللَّهِ - 3 hine zaman حِينَ حين 4 tumsune akşama girdiğiniz تُمْسُونَ مسو 5 ve hine ve zaman وَحِينَ حين 6 tusbihune sabaha girdiğiniz تُصْبِحُونَ صبح", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "303", "kuranAyetNo" : "3424", "not1" : "", "surahName" : "Rûm", "sureNo" : "30" }, { "ayetIe" : "Ve yer\/yeryüzü; yaydık\/genişlettik onu; ve attık orada (yerde) revâsiye146; ve bitirdik orada (yerde) her bir şeyden; mevzun\/ölçekli.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vel'erde ve yer\/yeryüzü وَٱلْأَرْضَ ارض 2 medednaha yaydık\/genişlettik onu مَدَدْنَـٰهَا مدد 3 ve elkayna ve attık وَأَلْقَيْنَا لقي 4 fiha orada (yerde) فِيهَا - 5 ravasiye revâsiye رَوَٰسِىَ رسو 6 ve enbetna ve bitirdik وَأَنۢبَتْنَا نبت 7 fiha orada (yerde) فِيهَا - 8 min مِن - 9 kulli her كُلِّ كلل 10 şey'in bir şeyden شَىْءٍۢ شيا 11 mevzunin mevzun\/ölçekli مَّوْزُونٍۢ وزن", "ayetNo" : "19", "ayetNot" : "", "id" : "332", "kuranAyetNo" : "1819", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "İşte bu; kitaptır*; yoktur şüphe onda; bir doğru yola kılavuzdur takva21 sahipleri için**.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 2 l-kitabu kitaptır الْكِتَابُ كتب 3 la yoktur لَا - 4 raybe şüphe رَيْبَ ريب 5 fihi onda (kitapta) فِيهِ - 6 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي 7 lilmuttekine muttakiler için لِلْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "344", "kuranAyetNo" : "9", "not1" : "*Kur'an. **Kur'an sadece takva sahiplerine yani muttakilere bir doğru yola kılavuzdur. Takva sahibi olmayan kimseler Kur'an'ın kılavuzluğundan asla faydalandırılmaz.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve işte bu gibidir\/böyledir; gösteririz İbrahim'e melekûtunu685 göklerin162 ve yerin; ve olması için onun kesinlerden\/eminlerden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kezalike ve işte bu gibidir\/böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 nuri gösteririz نُرِي راي 3 ibrahime İbrahim'e إِبْرَاهِيمَ - 4 melekute melekûtunu\/uçsuz bucaksız mülkünü مَلَكُوتَ ملك 5 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 6 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 7 veliyekune ve olması için onun وَلِيَكُونَ كون 8 mine مِنَ - 9 l-mukinine kesinlerden\/eminlerden الْمُوقِنِينَ يقن", "ayetNo" : "75", "ayetNot" : "", "id" : "306", "kuranAyetNo" : "864", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "\"Vah bana! Keşke asla tutmasaydım falanı\/filanı bir dost.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya veyleta vah bana! يَاوَيْلَتَىٰ - 2 leyteni keşke لَيْتَنِي - 3 lem asla لَمْ - 4 ettehiz tutmasaydım أَتَّخِذْ اخذ 5 fulanen falanı\/filanı فُلَانًا فلن 6 halilen bir dost خَلِيلًا خلل", "ayetNo" : "28", "ayetNot" : "", "id" : "320", "kuranAyetNo" : "2881", "not1" : "", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetIe" : "Yada kimdir; yaptı yeri\/yeryüzünü bir kararlı\/sakin\/dingin; ve yaptı yarığında\/açıklığında onun (yerin) nehirler; ve yaptı ona (yere) revâsiye146; ve yaptı bir perde\/bariyer\/haciz iki bol su236 arasına; bir ilâh74 mı Allah’la birlikte? Evet! Çokları onların bilmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 emmen yahut kim أَمَّن - 2 ceale yaptı جَعَلَ جعل 3 l-erde yeri\/yeryüzünü ٱلْأَرْضَ ارض 4 kararan bir kararlı\/sakin قَرَارًۭا قرر 5 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 6 hilaleha yarığında\/açıklığında onun خِلَـٰلَهَآ خلل 7 enharan nehirler أَنْهَـٰرًۭا نهر 8 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 9 leha ona (yere) لَهَا - 10 ravasiye revâsiye رَوَٰسِىَ رسو 11 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 12 beyne arasına بَيْنَ بين 13 l-behrayni iki bol su ٱلْبَحْرَيْنِ بحر 14 hacizen bir perde\/bariyer حَاجِزًاۗ حجز 15 eilahun bir ilâh mı أَءِلَـٰهٌۭ اله 16 mea ile birlikte مَّعَ - 17 llahi Allah ٱللَّهِۚ - 18 bel hayır! بَلْ - 19 ekseruhum çokları onların أَكْثَرُهُمْ كثر 20 la لَا - 21 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "61", "ayetNot" : "", "id" : "333", "kuranAyetNo" : "3218", "not1" : "", "surahName" : "Neml", "sureNo" : "27" }, { "ayetIe" : "Allah ki yaptı sizlere geceyi171 sükûnet bulmanız için onda (gecede); ve görüş sağlayan gündüzü170; doğrusu Allah mutlak sahibidir bir lütuf insanlara karşı; fakat insanların çoğu şükretmezler43.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 allahu Allah اللَّهُ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 ceale yaptı جَعَلَ جعل 4 lekumu sizlere لَكُمُ - 5 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل 6 liteskunu sükûnet bulmanız için لِتَسْكُنُوا سكن 7 fihi onda (gecede) فِيهِ - 8 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر 9 mubsiran görüş sağlayan مُبْصِرًا بصر 10 inne doğrusu إِنَّ - 11 llahe Allah اللَّهَ - 12 lezu mutlak sahibidir لَذُو - 13 fedlin bir lütuf فَضْلٍ فضل 14 ala karşı عَلَى - 15 n-nasi insanlara النَّاسِ نوس 16 velakinne fakat وَلَٰكِنَّ - 17 eksera çoğu أَكْثَرَ كثر 18 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 19 la لَا - 20 yeşkurune şükretmezler يَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "61", "ayetNot" : "", "id" : "341", "kuranAyetNo" : "4192", "not1" : "", "surahName" : "Mü'min", "sureNo" : "40" }, { "ayetIe" : "\"Muhakkak ki saptırdı beni zikirden78; sonrası geldiği zaman bana o (zikir); ve oldu şeytân29 insan için bir yüzüstü bırakan.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lekad muhakkak ki لَقَدْ - 2 edelleni saptırdı beni أَضَلَّنِي ضلل 3 ani عَنِ - 4 z-zikri zikirden\/öğütten\/hatırlatmadan (Kur’an’dan) الذِّكْرِ ذكر 5 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 6 iz إِذْ - 7 ca'eni geldiği zaman bana o (zikir\/öğüt\/hatırlatma) جَاءَنِي جيا 8 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 9 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 10 lilinsani insan için لِلْإِنْسَانِ انس 11 hazulen bir yüzüstü bırakan خَذُولًا خذل", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "321", "kuranAyetNo" : "2882", "not1" : "", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetIe" : "Ve dediğimiz zaman meleklere48; secde70 edin Âdem'e50; öyle ki secde70 ettiler iblîs190 dışında; oldu (iblîs) cinden210; öyle ki fâsık oldu\/saptı Rabbinin4 emrinden; öyle ki onu (iblisi) ve onun (iblisin) zürriyetini380 evliya212 mı edinirsiniz astımdan?; ve onlar sizlere düşmandır; ne perişan\/sefil bir bedel\/karşılık oldu zalimlere257.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 kulna dediğimiz قُلْنَا قول 3 lilmelaiketi meleklere لِلْمَلَائِكَةِ ملك 4 scudu secde edin اسْجُدُوا سجد 5 liademe Adem'e لِادَمَ - 6 fesecedu öyle ki secde ettiler فَسَجَدُوا سجد 7 illa dışında إِلَّا - 8 iblise iblis إِبْلِيسَ - 9 kane oldu كَانَ كون 10 mine مِنَ - 11 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن 12 fe fe seka öyle ki fasık oldu\/saptı فَفَسَقَ فسق 13 an عَنْ - 14 emri emrinden أَمْرِ امر 15 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب 16 efetettehizunehu öyle ki edinir misiniz onu أَفَتَتَّخِذُونَهُ اخذ 17 ve zurriyyetehu ve onun zürriyetini\/neslini\/soyunu وَذُرِّيَّتَهُ ذرر 18 evliya'e evliya\/veliler أَوْلِيَاءَ ولي 19 min مِنْ - 20 duni astımdan دُونِي دون 21 vehum ve onlar وَهُمْ - 22 lekum sizlere لَكُمْ - 23 aduvvun düşmanlık etti عَدُوٌّ عدو 24 bi'se perişan\/sefil oldu بِئْسَ باس 25 lizzalimine zalimler için لِلظَّالِمِينَ ظلم 26 bedelen bir bedel\/karşılık بَدَلًا بدل", "ayetNo" : "50", "ayetNot" : "", "id" : "400", "kuranAyetNo" : "2188", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetIe" : "De ki: “Sığınırım yarılışın204 Rabbine4”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 euzu sığınırım أَعُوذُ عوذ 3 birabbi Rabbine بِرَبِّ ربب 4 l-feleki yarılışın الْفَلَقِ فلق", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "386", "kuranAyetNo" : "6224", "not1" : "", "surahName" : "Felâk", "sureNo" : "113" }, { "ayetIe" : "Yarattı (Allah) gökleri; olmadan kendisini gördüğünüz bir destek\/direk; ve attı yere\/yeryüzüne revâsiye146; ki sarsar (yer) sizleri; ve yaydı orada (yerde) her bir canlıdan\/debelenenden; ve indirdik gökten bir su; ve bitirdik orada (yerde) her bir çiftten; cömert.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 haleka yarattı (Allah) خَلَقَ خلق 2 s-semavati gökleri ٱلسَّمَـٰوَٰتِ سمو 3 bigayri olmadan بِغَيْرِ غير 4 amedin bir destek\/direk عَمَدٍۢ عمد 5 teravneha görürsünüz onu تَرَوْنَهَاۖ راي 6 ve elka ve attı وَأَلْقَىٰ لقي 7 fi فِى - 8 l-erdi yere\/yeryüzüne ٱلْأَرْضِ ارض 9 ravasiye revâsiye رَوَٰسِىَ رسو 10 en ki أَن - 11 temide sarsar (yer) تَمِيدَ ميد 12 bikum sizleri بِكُمْ - 13 ve besse ve yaydı وَبَثَّ بثث 14 fiha orada (yerde) فِيهَا - 15 min مِن - 16 kulli her كُلِّ كلل 17 dabbetin bir canlıdan\/debelenenden دَآبَّةٍۢۚ دبب 18 ve enzelna ve indirdik وَأَنزَلْنَا نزل 19 mine مِنَ - 20 s-semai gökten ٱلسَّمَآءِ سمو 21 maen bir su مَآءًۭ موه 22 feenbetna ve bitirdik فَأَنۢبَتْنَا نبت 23 fiha orada (yerde) فِيهَا - 24 min - مِن - 25 kulli her كُلِّ كلل 26 zevcin çiftten زَوْجٍۢ زوج 27 kerimin cömert كَرِيمٍ كرم", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "329", "kuranAyetNo" : "3477", "not1" : "", "surahName" : "Lokman", "sureNo" : "31" }, { "ayetIe" : "Kalplerindedir bir maraz\/hastalık175; öyle ki ziyade etti\/artırdı onlara Allah marazı\/hastalığı; ve onlaradır elim\/acıklı bir azap; yalan söylerler olduklarından dolayı.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fi فِي - 2 kulubihim kalplerindedir قُلُوبِهِمْ قلب 3 meradun bir maraz\/hastalık مَرَضٌ مرض 4 fezadehumu öyle ki ziyade etti\/artırdı onlara فَزَادَهُمُ زيد 5 llahu Allah اللَّهُ - 6 meradan marazı\/hastalığı مَرَضًا مرض 7 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 8 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 9 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم 10 bima dolayı بِمَا - 11 kanu olduklarından كَانُوا كون 12 yekzibune yalan söylerler يَكْذِبُونَ كذب", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "351", "kuranAyetNo" : "17", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kavuştu\/karşılaştı Âdem50 Rabbinden4 kelimelere; öyle ki tevbe33 etti (Allah) ona (Âdem’e); doğrusu O (Allah); O’dur Tevvâb191; Rahîm2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fetelekka öyle ki kavuştu\/karşılaştı فَتَلَقَّىٰ لقي 2 ademu Âdem ادَمُ - 3 min مِنْ - 4 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب 5 kelimatin kelimelere كَلِمَاتٍ كلم 6 fetabe öyle ki tevbe etti (Allah) فَتَابَ توب 7 aleyhi ona عَلَيْهِ - 8 innehu doğrusu O إِنَّهُ - 9 huve O’dur هُوَ - 10 t-tevvabu Tevvâb التَّوَّابُ توب 11 r-rahimu Rahîm الرَّحِيمُ رحم", "ayetNo" : "37", "ayetNot" : "", "id" : "376", "kuranAyetNo" : "44", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve takvalı21 olun bir güne242; ceza\/karşılık almaz bir nefis201 bir nefisten201 bir şey; ve kabul edilmez ondan (nefisten) bir şefaat222; ve alınmaz ondan (nefisten) bir telafi\/tazmin; ve onlar yardım edilir değillerdir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 2 yevmen bir güne يَوْمًا يوم 3 la لَا - 4 teczi ceza\/karşılık almaz تَجْزِي جزي 5 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس 6 an عَنْ - 7 nefsin bir nefisten نَفْسٍ نفس 8 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 9 ve la ve وَلَا - 10 yukbelu kabul edilmez يُقْبَلُ قبل 11 minha ondan (nefisten) مِنْهَا - 12 şefaatun bir şefaat شَفَاعَةٌ شفع 13 ve la وَلَا - 14 yu'hazu ve alınmaz يُؤْخَذُ اخذ 15 minha ondan (nefisten) مِنْهَا - 16 adlun bir telafi\/tazmin عَدْلٌ عدل 17 ve la ve değildir وَلَا - 18 hum onlar هُمْ - 19 yunsarune yardım edilir يُنْصَرُونَ نصر", "ayetNo" : "48", "ayetNot" : "", "id" : "385", "kuranAyetNo" : "55", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki Subhân'dır7; ki (Allah’ın) elindedir melekûtu\/uçsuz bucaksız mülkü her bir şeyin; ve O'na döndürülürsünüz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fesubhane öyle ki subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir فَسُبْحَانَ سبح 2 llezi ki (Allah) الَّذِي - 3 biyedihi elindedir onun بِيَدِهِ يدي 4 melekutu melekûtu\/uçsuz bucaksız mülkü مَلَكُوتُ ملك 5 kulli her bir كُلِّ كلل 6 şey'in şeyin شَيْءٍ شيا 7 ve ileyhi ve O'na وَإِلَيْهِ - 8 turceune döndürülürsünüz تُرْجَعُونَ رجع", "ayetNo" : "83", "ayetNot" : "", "id" : "307", "kuranAyetNo" : "3786", "not1" : "", "surahName" : "Yâsin", "sureNo" : "36" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) iman47 ederler sana indirilmişe*; ve senden önce indirilmişe**; ve ahirete (de); onlar yakınlaşırlar\/kesinleşirler***.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن 3 bima بِمَا - 4 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 5 ileyke sana إِلَيْكَ - 6 ve ma ve وَمَا - 7 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 8 min مِنْ - 9 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل 10 ve bil-ahirati ve ahirete (de) وَبِالْاخِرَةِ اخر 11 hum onlar هُمْ - 12 yukinune kesinleşirler. يُوقِنُونَ يقن", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "345", "kuranAyetNo" : "11", "not1" : "*Kur'an'a **Tevrat'a ***Yakın olarak emin olurlar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Subhân'dır7; Rabbidir4 göklerin ve yerin; Rabbidir4 arşın66; vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden (ayrıdır).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 subhane subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir سُبْحَانَ سبح 2 rabbi Rabbidir رَبِّ ربب 3 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 4 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 5 rabbi Rabbidir رَبِّ ربب 6 l-arşi arşın الْعَرْشِ عرش 7 amma عَمَّا - 8 yesifune vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden (ayrıdır) يَصِفُونَ وصف", "ayetNo" : "82", "ayetNot" : "", "id" : "313", "kuranAyetNo" : "4405", "not1" : "", "surahName" : "Zuhruf", "sureNo" : "43" }, { "ayetIe" : "Ve müjdele kimseleri (ki) iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18 ki onlaradır cennetler; akar altından onun nehirler; her rızıklandırıldıklarında ondan (cennetten), meyveden; bir rızık (olarak); dediler: “Bu ki rızıklandırıldığımızdır önceden*”; ve (oysa) verilmişlerdi onun benzeri; ve onlaradır orada (cennette) eşler184; temiz kılınmış; ve onlar orada ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "25", "ayetNot" : "", "id" : "366", "kuranAyetNo" : "32", "not1" : "*Selam diyarında\/yurdunda verilen rızıklar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Misali\/örneği onların misali\/örneği gibidir kimse (ki) yaktı bir ateş; öyle ki ne zaman aydınlattı (ateş) çevresindekini onun (kimsenin); giderdi\/götürdü Allah nurunu\/aydınlığını onların; ve terk etti onları karanlıklarda; görmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 meseluhum misali\/örneği onların مَثَلُهُمْ مثل 2 kemeseli misali\/örneği gibidir كَمَثَلِ مثل 3 llezi kimse الَّذِي - 4 stevkade yaktı اسْتَوْقَدَ وقد 5 naran bir ateş نَارًا نور 6 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 7 eda'et aydınlattı (ateş) أَضَاءَتْ ضوا 8 ma مَا - 9 havlehu çevresindekini onun (kimsenin) حَوْلَهُ حول 10 zehebe giderdi\/götürdü ذَهَبَ ذهب 11 llahu Allah اللَّهُ - 12 binurihim nurunu\/aydınlığını onların بِنُورِهِمْ نور 13 ve terakehum ve terk etti onları وَتَرَكَهُمْ ترك 14 fi فِي - 15 zulumatin karanlıklarda ظُلُمَاتٍ ظلم 16 la لَا - 17 yubsirune görmezler يُبْصِرُونَ بصر", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "358", "kuranAyetNo" : "24", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve görürsün dağları; sanırsın o durağan\/sebatlı; ve o yürür\/dolaşır yürümesi\/dolaşması (gibi) bulutun; üretimidir Allah'ın ki mükemmelleştirdi her bir şeyi; doğrusu O haberdardır ne yaparsınız.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve tera ve görürsün وَتَرَى راي 2 l-cibale dağları ٱلْجِبَالَ جبل 3 tehsebuha sanırsın o تَحْسَبُهَا حسب 4 camideten durağan\/sebatlı جَامِدَةًۭ جمد 5 vehiye ve o (dağ) وَهِىَ - 6 temurru yürür\/dolaşır تَمُرُّ مرر 7 merra yürümesi\/dolaşması (gibi) مَرَّ مرر 8 s-sehabi bulutun ٱلسَّحَابِۚ سحب 9 sun'a üretimidir صُنْعَ صنع 10 llahi Allah'ın ٱللَّهِ - 11 llezi ki ٱلَّذِىٓ - 12 etkane mükemmelleştirdi أَتْقَنَ تقن 13 kulle her كُلَّ كلل 14 şey'in Bir şeyi شَىْءٍۚ شيا 15 innehu doğrusu O إِنَّهُۥ - 16 habirun haberdardır ne yaparsınız. خَبِيرٌۢ خبر 17 bima ne بِمَا - 18 tef'alune yaparsınız تَفْعَلُونَ فعل", "ayetNo" : "88", "ayetNot" : "", "id" : "326", "kuranAyetNo" : "3245", "not1" : "", "surahName" : "Neml", "sureNo" : "27" }, { "ayetIe" : "Ve dedik: “Ey Âdem50! Mesken edin\/otur sen ve eşin cennette*; ve yiyin ikiniz ondan (cennetten) kolaylıkla\/rahatlıkla; her neredeyse dilediniz ikiniz; ve yaklaşmayın ikiniz bu ağaca**; öyle ki olursunuz ikiniz zalimlerden257.”", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "35", "ayetNot" : "", "id" : "374", "kuranAyetNo" : "42", "not1" : "*Âdem, eşi ve tüm insanlar olarak bizler yaşadığımız evrene gönderilmeden önce başka bir cennet evreninde yaşamaktaydık. Kolay ve rahat bir şekilde. **Tekil gelmiş bir kelimedir. Dallanmış budaklanmış, ağaç dalları gibi ağ oluşturan. Evrenimizin ağacı kozmik ağdır; maddedir. Ayetten anlarız ki Yüce Allah bizlere bu şeye yaklaşmayı yasaklamıştır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve yer\/yeryüzü; yaydık\/genişlettik onu (yeri) ve attık orada (yerde) revâsiye146; ve bitirdik orada her bir çiftten (erkek-dişi); behîc147.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vel'erde ve yer\/yeryüzü وَٱلْأَرْضَ ارض 2 medednaha yaydık\/genişlettik onu مَدَدْنَـٰهَا مدد 3 ve elkayna ve attık وَأَلْقَيْنَا لقي 4 fiha orada (yerde) فِيهَا - 5 ravasiye revâsiye رَوَٰسِىَ رسو 6 ve enbetna ve bitirdik وَأَنۢبَتْنَا نبت 7 fiha orada فِيهَا - 8 min -ten مِن - 9 kulli her كُلِّ كلل 10 zevcin çift (erkek-dişi) زَوْجٍۭ زوج 11 behicin behîc بَهِيجٍۢ بهج", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "", "id" : "334", "kuranAyetNo" : "4635", "not1" : "", "surahName" : "Kaf", "sureNo" : "50" }, { "ayetIe" : "Mühürledi175 Allah kalplerinin üzerini; ve işitmelerinin üzerini; ve görüşlerinin üzerini; bir örtü\/bir kılıf (vardır); ve onlaradır büyük bir azap.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 hateme mühürledi خَتَمَ ختم 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 ala üzerini عَلَىٰ - 4 kulubihim kalplerinin قُلُوبِهِمْ قلب 5 ve ala ve üzerini وَعَلَىٰ - 6 sem'ihim işitmelerinin سَمْعِهِمْ سمع 7 ve ala ve üzerini وَعَلَىٰ - 8 ebsarihim görüşlerinin أَبْصَارِهِمْ بصر 9 gişavetun bir örtü\/bir kılıf غِشَاوَةٌ غشو 10 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 11 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 12 azimun büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "", "id" : "348", "kuranAyetNo" : "14", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ya da gökten bir yağmur fırtınası gibi; içinde onun (yağmur fırtınasının) karanlıklar; ve gök gürültüsü; ve şimşek261; koyarlar parmaklarını kulaklarının içine gök gürültüsü sesinden; ölüme hazır; ve Allah kuşatıp sarandır kâfirleri25.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ev ya da أَوْ - 2 kesayyibin bir yağmur fırtınası gibi كَصَيِّبٍ صوب 3 mine -ten مِنَ - 4 s-semai gök السَّمَاءِ سمو 5 fihi içinde onun (yağmur fırtınasının) فِيهِ - 6 zulumatun karanlıklar ظُلُمَاتٌ ظلم 7 ve raa'dun ve gök gürültüsü وَرَعْدٌ رعد 8 ve berkun ve şimşek وَبَرْقٌ برق 9 yec'alune yaparlar\/koyarlar يَجْعَلُونَ جعل 10 esabiahum parmaklarını أَصَابِعَهُمْ صبع 11 fi içine فِي - 12 azanihim kulaklarının اذَانِهِمْ اذن 13 mine مِنَ - 14 s-savaiki gök gürültüsü sesinden الصَّوَاعِقِ صعق 15 hazera hazır حَذَرَ حذر 16 l-mevti ölüme الْمَوْتِ موت 17 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 18 muhitun kuşatıp sarandır مُحِيطٌ حوط 19 bil-kafirine kâfirleri بِالْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "19", "ayetNot" : "", "id" : "360", "kuranAyetNo" : "26", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve şerrinden205; bağıtlara\/akitlere207 tükürenlerin*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve min ve وَمِنْ - 2 şerri şerrinden شَرِّ شرر 3 n-neffasati tükürenlerin النَّفَّاثَاتِ نفث 4 fi فِي - 5 l-ukadi akidlere الْعُقَدِ عقد", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "389", "kuranAyetNo" : "6227", "not1" : "*Bir şeye tükürerek, balgam çıkarıp tükürerek pisletmek, saflığını\/temizliğini bozmak. ", "surahName" : "Felâk", "sureNo" : "113" }, { "ayetIe" : "Ve insanlardan kimi der: “İman47 ettik Allah'a ve ahiret gününe”; ve (aslında) değildir onlar (gerçek) müminler27.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "8", "ayetNot" : "", "id" : "349", "kuranAyetNo" : "15", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Dışında kimse; rahmet271 etti Rabbin4; ve işte bunun için; yarattı onları ve tamamlandı Rabbinin4 kelimesi416; mutlak doldururum cehennemi cinden ve insanlardan topluca.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 illa dışında إِلَّا - 2 men kimse مَنْ - 3 rahime rahmet etti رَحِمَ رحم 4 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب 5 velizalike ve işte bunun için وَلِذَٰلِكَ - 6 halekahum yarattı onları خَلَقَهُمْ خلق 7 ve temmet ve tamamlandı وَتَمَّتْ تمم 8 kelimetu kelimesi\/sözü كَلِمَةُ كلم 9 rabbike Rabbinin رَبِّكَ ربب 10 leemleenne mutlak doldururum لَأَمْلَأَنَّ ملا 11 cehenneme cehennemi جَهَنَّمَ - 12 mine مِنَ - 13 l-cinneti cinden الْجِنَّةِ جنن 14 ve nnasi ve insanlardan وَالنَّاسِ نوس 15 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "119", "ayetNot" : "", "id" : "397", "kuranAyetNo" : "1590", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Öyle ki Allah'tan gayri\/başka bir hakem mi ararım?; Ve O (Allah) indirendir sizlere mufassal166 edilen kitabı; ve kimseler (ki) verdik onlara kitap; bilirler ki o* indirilendir (senin) Rabbinden4 hakla\/gerçekle; öyleyse olma kuşkulananlardan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 efegayra öyle ki gayri mi أَفَغَيْرَ غير 2 llahi Allah'tan اللَّهِ - 3 ebtegi ararım أَبْتَغِي بغي 4 hakemen bir hakem حَكَمًا حكم 5 vehuve ve O (Allah) وَهُوَ - 6 llezi ki الَّذِي - 7 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل 8 ileykumu sizlere إِلَيْكُمُ - 9 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 10 mufessalen mufassal edilen مُفَصَّلًا فصل 11 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 12 ateynahumu verdik onlara اتَيْنَاهُمُ اتي 13 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 14 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم 15 ennehu ki o (kitap) أَنَّهُ - 16 munezzelun indirilendir مُنَزَّلٌ نزل 17 min مِنْ - 18 rabbike Rabbinden رَبِّكَ ربب 19 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 20 fela öyleyse فَلَا - 21 tekunenne olma تَكُونَنَّ كون 22 mine مِنَ - 23 l-mumterine kuşkulananlardan الْمُمْتَرِينَ مري", "ayetNo" : "114", "ayetNot" : "", "id" : "342", "kuranAyetNo" : "903", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "İnsanlara dürüstlüğü mü emredersiniz200? Ve unutursunuz nefislerinizi201; ve sizler okursunuz (da) kitabı*; öyle ki akletmez562 misiniz?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ete'murune emreder misiniz? أَتَأْمُرُونَ امر 2 n-nase insanlara النَّاسَ نوس 3 bil-birri dürüstlüğü بِالْبِرِّ برر 4 ve tensevne ve unutursunuz وَتَنْسَوْنَ نسي 5 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس 6 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 7 tetlune okursunuz تَتْلُونَ تلو 8 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 9 efela öyle ki أَفَلَا - 10 tea'kilune akletmez misiniz? تَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "44", "ayetNot" : "", "id" : "382", "kuranAyetNo" : "51", "not1" : "*Tevrat", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Allah alay eder onlarla; ve genişletir\/yayar onları taşkınlıklarında; şaşkın\/abuk sabuk sayıklarlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 allahu Allah اللَّهُ - 2 yestehziu alay eder يَسْتَهْزِئُ هزا 3 bihim onlarla بِهِمْ - 4 ve yemudduhum ve genişletir\/yayar onları وَيَمُدُّهُمْ مدد 5 fi فِي - 6 tugyanihim taşkınlıklarında طُغْيَانِهِمْ طغي 7 yea'mehune şaşkın\/abuk sabuk sayıklarlar يَعْمَهُونَ عمه", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "", "id" : "356", "kuranAyetNo" : "22", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey insanlar*! Kulluk46 edin Rabbinize4 ki yarattı sizleri ve sizden önceki kimseleri** belki sizler takvalı21 olursunuz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَاأَيُّهَا - 2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 3 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد 4 rabbekumu Rabbinize رَبَّكُمُ ربب 5 llezi ki الَّذِي - 6 halekakum yarattı sizleri خَلَقَكُمْ خلق 7 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 8 min مِنْ - 9 kablikum sizden önceki قَبْلِكُمْ قبل 10 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 11 tettekune takvalı olursunuz تَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "21", "ayetNot" : "", "id" : "362", "kuranAyetNo" : "28", "not1" : "*Homo Sapiens. **Homo Sapiens öncesi yeryüzünde yaşayan ve soyları kesilen Homo Heidelbergensis, Homo Rudolfensis, Homo Habilis, Homo Floresiensis, Homo Erectus ve Homo Neanderthalensis gibi insan türleri. Günümüzde dünyaya egemen olan insan türünden (Homo Sapiens) önce yaşamış olan insan türleri", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ki yaptı sizlere yeri\/yeryüzünü bir döşek\/yatak181; ve göğü180* bir bina; ve indirdi gökten180* bir su179; öyle ki çıkardı onunla (suyla) meyvelerden; bir rızık sizlere; öyleyse yapmayın Allah'a eşler\/denkler; ve sizler bilirsiniz (de bunu).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezi ki الَّذِي - 2 ceale yaptı جَعَلَ جعل 3 lekumu sizlere لَكُمُ - 4 l-erde yeri\/yeryüzünü الْأَرْضَ ارض 5 firaşen bir döşek\/yatak فِرَاشًا فرش 6 ve ssemae ve göğü وَالسَّمَاءَ سمو 7 bina'en bir bina بِنَاءً بني 8 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل 9 mine -ten مِنَ - 10 s-semai gök السَّمَاءِ سمو 11 maen bir su مَاءً موه 12 feehrace öyle ki çıkardı فَأَخْرَجَ خرج 13 bihi onunla (suyla) بِهِ - 14 mine مِنَ - 15 s-semerati meyvelerden الثَّمَرَاتِ ثمر 16 rizkan bir rızık رِزْقًا رزق 17 lekum sizlere لَكُمْ - 18 fela öyleyse فَلَا - 19 tec'alu yapmayın تَجْعَلُوا جعل 20 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 21 endaden eşler\/denkler أَنْدَادًا ندد 22 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 23 tea'lemune bilirsiniz تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "22", "ayetNot" : "", "id" : "363", "kuranAyetNo" : "29", "not1" : "* Evren ve Dünya atmosferi.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Subhân'dır7 senin Rabbin4; Rabbidir4 izzetin\/ululuğun; vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden (ayrıdır).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 subhane subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir سُبْحَانَ سبح 2 rabbike senin Rabbin رَبِّكَ ربب 3 rabbi Rabbidir رَبِّ ربب 4 l-izzeti izzetin\/ululuğun الْعِزَّةِ عزز 5 amma عَمَّا - 6 yesifune vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden (ayrıdır) يَصِفُونَ وصف", "ayetNo" : "180", "ayetNot" : "", "id" : "309", "kuranAyetNo" : "3966", "not1" : "", "surahName" : "Sâffât", "sureNo" : "37" }, { "ayetIe" : "Cinden210 ve insanlardan.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 mine مِنَ - 2 l-cinneti cinden الْجِنَّةِ جنن 3 ve nnasi ve insanlar(-dan) وَالنَّاسِ نوس", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "396", "kuranAyetNo" : "6234", "not1" : "", "surahName" : "Nâs", "sureNo" : "114" }, { "ayetIe" : "", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "86", "ayetNot" : "", "id" : "324", "kuranAyetNo" : "1680", "not1" : "", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Ve karşılaştıkları zaman iman47 etmiş kimselere dediler: “İman47 ettik”; ve yalnız kaldıkları zaman şeytânlarıyla29 dediler: “Doğrusu bizler beraberiz sizlerle; ancak bizler alay edenleriz.”", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "", "id" : "355", "kuranAyetNo" : "21", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Görmezler mi? Ki biz yaptık geceyi171 sükûnet bulmaları için onda (gecede); ve görüş sağlayan gündüzü170; doğrusu bundadır mutlak ayetler bir kavim\/toplum için; iman47 ederler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 elem أَلَمْ - 2 yerav görmezler mi يَرَوْا راي 3 enna ki biz أَنَّا - 4 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 5 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل 6 liyeskunu sukûnet bulmaları için لِيَسْكُنُوا سكن 7 fihi onda (gecede) فِيهِ - 8 ve nnehara ve gündüzü وَالنَّهَارَ نهر 9 mubsiran görüş sağlayan مُبْصِرًا بصر 10 inne doğrusu إِنَّ - 11 fi فِي - 12 zalike bundadır ذَٰلِكَ - 13 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي 14 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 15 yu'minune iman ederler. يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "86", "ayetNot" : "", "id" : "339", "kuranAyetNo" : "3243", "not1" : "", "surahName" : "Neml", "sureNo" : "27" }, { "ayetIe" : "İnsanların Melikine96.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 meliki melikine مَلِكِ ملك 2 n-nasi insanların النَّاسِ نوس", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "392", "kuranAyetNo" : "6230", "not1" : "", "surahName" : "Nâs", "sureNo" : "114" }, { "ayetIe" : "Ve yaptılar O’nun (Allah’ın) arasında ve cin arasında bir nesep211; ant olsun bildi cin ki onlar mutlak iştirak ettirilenlerdir\/katılmaya getirilenlerdir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve cealu ve yaptılar وَجَعَلُوا جعل 2 beynehu O’nun arasında بَيْنَهُ بين 3 ve beyne ve arasında وَبَيْنَ بين 4 l-cinneti cin الْجِنَّةِ جنن 5 neseben bir nesep نَسَبًا نسب 6 velekad ant olsun وَلَقَدْ - 7 alimeti bildi عَلِمَتِ علم 8 l-cinnetu cin الْجِنَّةُ جنن 9 innehum ki onlar إِنَّهُمْ - 10 lemuhderune mutlak iştirak ettirilenlerdir\/katılmaya getirilenlerdir. لَمُحْضَرُونَ حضر", "ayetNo" : "158", "ayetNot" : "", "id" : "399", "kuranAyetNo" : "3944", "not1" : "", "surahName" : "Sâffât", "sureNo" : "37" }, { "ayetIe" : "Ve eğer olduysanız şüphe içinde kulumuz üzerine indirdiğimizden172; öyleyse gelin bir sureyle183 mislinden\/örneğinden onun (Kur'an'ın); ve çağırın şahitlerinizi\/tanıklarınızı Allah’ın astından; eğer olduysanız sâdıklar182.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 3 fi içinde فِي - 4 raybin şüphe رَيْبٍ ريب 5 mimma مِمَّا - 6 nezzelna indirdiğimizden نَزَّلْنَا نزل 7 ala üzerine عَلَىٰ - 8 abdina kulumuz عَبْدِنَا عبد 9 fe'tu öyleyse gelin فَأْتُوا اتي 10 bisuratin bir sureyle بِسُورَةٍ سور 11 min مِنْ - 12 mislihi mislinden\/örneğinden مِثْلِهِ مثل 13 ved'u ve çağırın وَادْعُوا دعو 14 şuheda'ekum şahitlerinizi\/tanıklarınızı شُهَدَاءَكُمْ شهد 15 min مِنْ - 16 duni astından دُونِ دون 17 llahi Allah’ın اللَّهِ - 18 in eğer إِنْ - 19 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 20 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "23", "ayetNot" : "", "id" : "364", "kuranAyetNo" : "30", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar, kimselerdir (ki) satın alıp takas ettiler dalaleti128 doğru yola kılavuzla; öyle ki kazanmış değildi ticaretleri; ve olmuş değillerdi muhtedler176.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "16", "ayetNot" : "", "id" : "357", "kuranAyetNo" : "23", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dedi resûl418: “Ey Rabbim4! Doğrusu benim kavmim; tuttular bu Kur'an'ı bir terk edilmiş.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 2 r-rasulu resul\/elçi الرَّسُولُ رسل 3 ya rabbi ey Rabbim! يَارَبِّ ربب 4 inne doğrusu إِنَّ - 5 kavmi Benim kavmim قَوْمِي قوم 6 ttehazu tuttular اتَّخَذُوا اخذ 7 haza bu هَٰذَا - 8 l-kurane Kur'an'ı الْقُرْانَ قرا 9 mehcuran bir terk edilmiş مَهْجُورًا هجر", "ayetNo" : "30", "ayetNot" : "", "id" : "322", "kuranAyetNo" : "2883", "not1" : "", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun doğru çıkardı onlar* üzerine iblîs84 zannını\/varsayımını; öyle ki tabi oldular ona**; dışında bir fırka\/bir grup; iman83 edenlerden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 saddeka doğru çıkardı صَدَّقَ صدق 3 aleyhim onlar üzerine عَلَيْهِمْ - 4 iblisu İblis إِبْلِيسُ - 5 zennehu zannını\/varsayımını ظَنَّهُ ظنن 6 fettebeuhu öyle ki tabi oldular ona فَاتَّبَعُوهُ تبع 7 illa dışında إِلَّا - 8 ferikan bir fırka\/bir grup فَرِيقًا فرق 9 mine مِنَ - 10 l-mu'minine iman edenlerden الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "", "id" : "318", "kuranAyetNo" : "3624", "not1" : "*İnsanlar. **İblîs'e.", "surahName" : "Sebe'", "sureNo" : "34" }, { "ayetIe" : "Ve sahibi NuN*; gittiği zaman kızgın; öyle ki zannetti ki asla güç yetirmeyiz ona; o durumda nida etti karanlıklar içinde ki: “Yoktur ilah senin dışında; Subhân'sın7 sen; doğrusu ben oldum zalimlerden.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve za ve sahibi وَذَا - 2 n-nuni NuN النُّونِ نون 3 iz zaman إِذْ - 4 zehebe gittiği ذَهَبَ ذهب 5 mugadiben kızgın مُغَاضِبًا غضب 6 fe zenne öyle ki zannetti فَظَنَّ ظنن 7 en ki أَنْ - 8 len asla لَنْ - 9 nekdira güç yetirmeyiz نَقْدِرَ قدر 10 aleyhi ona عَلَيْهِ - 11 fenada o durumda nida etti فَنَادَىٰ ندو 12 fi içinde فِي - 13 z-zulumati karanlıklar الظُّلُمَاتِ ظلم 14 en ki أَنْ - 15 la yoktur لَا - 16 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 17 illa dışında إِلَّا - 18 ente senin أَنْتَ - 19 subhaneke subhânsın sen\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirensin sen سُبْحَانَكَ سبح 20 inni doğrusu ben إِنِّي - 21 kuntu oldum كُنْتُ كون 22 mine مِنَ - 23 z-zalimine zalimlerden الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "87", "ayetNot" : "", "id" : "301", "kuranAyetNo" : "2568", "not1" : "*İki N harfi sahibi. Yunus peygamber işaret edilmiştir.", "surahName" : "Enbiyâ", "sureNo" : "21" }, { "ayetIe" : "Subhân'dır7; ki (Allah) yarattı çiftler hepsinden onun; bitirdiğinden yerin\/yeryüzünün; ve nefislerinden onların; ve bilmediklerinden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 subhane subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir سُبْحَانَ سبح 2 llezi ki (Allah) الَّذِي - 3 haleka yarattı خَلَقَ خلق 4 l-ezvace çiftler الْأَزْوَاجَ زوج 5 kulleha hepsinden onun كُلَّهَا كلل 6 mimma مِمَّا - 7 tunbitu bitirdiğinden تُنْبِتُ نبت 8 l-erdu yerin\/yeryüzünün الْأَرْضُ ارض 9 ve min ve وَمِنْ - 10 enfusihim nefislerinden onların أَنْفُسِهِمْ نفس 11 ve mimma ve وَمِمَّا - 12 la لَا - 13 yea'lemune bilmediklerinden يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "36", "ayetNot" : "", "id" : "305", "kuranAyetNo" : "3739", "not1" : "", "surahName" : "Yâsin", "sureNo" : "36" }, { "ayetIe" : "Ve elbise giydirir gibi örtmeyin\/katıştırmayın hakkı\/gerçeği batılla199; ve gizlemeyin hakkı\/gerçeği; ve sizler bilirsiniz (de bunu).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve la ve وَلَا - 2 telbisu elbise giydirir gibi örtmeyin\/katıştırmayın تَلْبِسُوا لبس 3 l-hakka hakkı\/gerçeği الْحَقَّ حقق 4 bil-batili batılla بِالْبَاطِلِ بطل 5 ve tektumu ve gizlemeyin وَتَكْتُمُوا كتم 6 l-hakka hakkı الْحَقَّ حقق 7 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 8 tea'lemune bilirsiniz تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "42", "ayetNot" : "", "id" : "381", "kuranAyetNo" : "49", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Şerrinden205 yarattığının.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 min مِنْ - 2 şerri şerriden شَرِّ شرر 3 ma مَا - 4 haleka yarattığının خَلَقَ خلق", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "387", "kuranAyetNo" : "6225", "not1" : "", "surahName" : "Felâk", "sureNo" : "113" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; aynı seviyedir\/farksızdır onlara, uyarsan da onları ya da asla uyarmasan da; iman47 etmezler.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "347", "kuranAyetNo" : "13", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer asla yapmazsınız; ve asla yapamazsınız; öyle ki takvalı21 olun ateşe ki yakıtı onun insanlar ve taşlardır; hazırlandı kâfirler25 için.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 lem asla لَمْ - 3 tef'alu yapamazsınız تَفْعَلُوا فعل 4 velen ve asla وَلَنْ - 5 tef'alu yapamazsınız تَفْعَلُوا فعل 6 fetteku öyle ki takvalı olun فَاتَّقُوا وقي 7 n-nara ateşe النَّارَ نور 8 lleti ki الَّتِي - 9 vekuduha yakıtı onun وَقُودُهَا وقد 10 n-nasu insanlardır النَّاسُ نوس 11 velhicaratu ve taşlardır وَالْحِجَارَةُ حجر 12 uiddet hazırlandı أُعِدَّتْ عدد 13 lilkafirine kâfirler için لِلْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "24", "ayetNot" : "", "id" : "365", "kuranAyetNo" : "31", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Eğer amaçlasaydı Allah bir çocuk edinmeyi; mutlak saflaştırırdı yarattığından dilediğini; Subhân'dır7 O; O; Allah'tır; Vâhid'tir86; Kahhâr'dır87.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lev eğer لَوْ - 2 erade amaçlasaydı أَرَادَ رود 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 en أَنْ - 5 yettehize edinmek يَتَّخِذَ اخذ 6 veleden bir çocuk وَلَدًا ولد 7 lastafa mutlak saflaştırırdı لَاصْطَفَىٰ صفو 8 mimma مِمَّا - 9 yehluku yarattığından يَخْلُقُ خلق 10 ma مَا - 11 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا 12 subhanehu subhândır o\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir O سُبْحَانَهُ سبح 13 huve O هُوَ - 14 llahu Allah'tır اللَّهُ - 15 l-vahidu vâhidtir\/tektir الْوَاحِدُ وحد 16 l-kahharu kahhârdır الْقَهَّارُ قهر", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "310", "kuranAyetNo" : "4060", "not1" : "", "surahName" : "Zümer", "sureNo" : "39" }, { "ayetIe" : "Subhân'dır7 Allah; vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden (ayrıdır).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 subhane subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir سُبْحَانَ سبح 2 llahi Allah اللَّهِ - 3 amma عَمَّا - 4 yesifune vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden (ayrıdır) يَصِفُونَ وصف", "ayetNo" : "159", "ayetNot" : "", "id" : "308", "kuranAyetNo" : "3945", "not1" : "", "surahName" : "Sâffât", "sureNo" : "37" }, { "ayetIe" : "Şerrinden205; gizlice fısıldayanın.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 min مِنْ - 2 şerri şerrinden شَرِّ شرر 3 l-vesvasi fısıldayan\/vesvese veren الْوَسْوَاسِ وسوس 4 l-hannasi gizlice الْخَنَّاسِ خنس", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "394", "kuranAyetNo" : "6232", "not1" : "", "surahName" : "Nâs", "sureNo" : "114" }, { "ayetIe" : "Aldatmaya bakarlar Allah'ı ve iman47 etmiş kimseleri; ve değillerdir aldatmaya bakarlar ancak kendi nefislerini201; ve değillerdir anlarlar\/farkına varırlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 yuhadiune aldatmaya bakınırlar يُخَادِعُونَ خدع 2 llahe Allah'ı اللَّهَ - 3 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 4 amenu iman etmiş امَنُوا امن 5 ve ma ve değillerdir وَمَا - 6 yehdeune aldatmaya bakarlar يَخْدَعُونَ خدع 7 illa ancak إِلَّا - 8 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس 9 ve ma ve değillerdir وَمَا - 10 yeş'urune anlarlar\/farkına varırlar يَشْعُرُونَ شعر", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "350", "kuranAyetNo" : "16", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "A L M44*", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 Elif, Lam, Mim Elif Lâm Mîm الم -", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "343", "kuranAyetNo" : "8", "not1" : "*Elif, Lam, Mim.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey İsrâîloğulları197! Hatırlayın nimetimi ki nimet verdim üzerinize; ve doğrusu ben faziletli202 kıldım sizleri âlemler203* üzerine.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "47", "ayetNot" : "", "id" : "384", "kuranAyetNo" : "54", "not1" : "*Bu ayette dünya hayatının farklı çağları\/zamanları işaret edilmiştir. Yoksa İsrâîloğulları evrenin her yerindeki yaşamlara fazlalıklı kılınmıştır demek değildir.  ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; Rablerinden4 bir doğru yola kılavuz üzerinedir; ve işte bunlar; onlardır muflih\/kurtuluşa kavuşanlar174.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ala üzerinedir عَلَىٰ - 3 huden Bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي 4 min -nden مِنْ - 5 rabbihim Rableri- رَبِّهِمْ ربب 6 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ - 7 humu onlardır هُمُ - 8 l-muflihune muflih الْمُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "346", "kuranAyetNo" : "12", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey İsrâîloğulları197! Hatırlayın nimetimi; ki nimet verdim üzerinize; ve tutun ahdimi187; tutarım (ben) ahdinizi*; ve sadece bana; öyle ki korku474 duyun (sadece) bana.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya beni ey oğulları يَابَنِي بني 2 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 3 zkuru hatırlayın اذْكُرُوا ذكر 4 nia'metiye nimetimi نِعْمَتِيَ نعم 5 lleti ki الَّتِي - 6 en'amtu nimetlendirdim أَنْعَمْتُ نعم 7 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 8 ve evfu ve tutun وَأَوْفُوا وفي 9 biahdi ahdimi بِعَهْدِي عهد 10 ufi tutarım أُوفِ وفي 11 biahdikum ahdinizi بِعَهْدِكُمْ عهد 12 ve iyyaye ve sadece bana وَإِيَّايَ - 13 ferhebuni öyle ki korkun duyun bana فَارْهَبُونِ رهب", "ayetNo" : "40", "ayetNot" : "", "id" : "379", "kuranAyetNo" : "47", "not1" : "*İnsanlar Yüce Allah'a olan sözlerini tutarlarsa Yüce Allah da mutlak ki onlara olan ahdini yerine getirir; hak edeni cennetlerine sokar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve yaptık yerde\/yeryüzünde revâsiye146; ki sarsar (yer) onları (insanları); ve yaptık orada (yerde) geçitler; yollar; belki onlar doğru yola kılavuzlanırlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve cealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل 2 fi فِى - 3 l-erdi yerde\/yeryüzünde ٱلْأَرْضِ ارض 4 ravasiye revâsiye رَوَٰسِىَ رسو 5 en ki أَن - 6 temide sarsar (yer) تَمِيدَ ميد 7 bihim onları (insanları) بِهِمْ - 8 ve cealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل 9 fiha orada (yerde) فِيهَا - 10 ficacen geçitler فِجَاجًۭا فجج 11 subulen yollar سُبُلًۭا سبل 12 leallehum belki onlar لَّعَلَّهُمْ - 13 yehtedune doğru yola kılavuzlanırlar يَهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "327", "kuranAyetNo" : "2512", "not1" : "", "surahName" : "Enbiyâ", "sureNo" : "21" }, { "ayetIe" : "O durumda eğer ki o (Yunus) olmasaydı musebbihden85.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fe levla o durumda eğer فَلَوْلَا - 2 ennehu ki o (Yunus) أَنَّهُ - 3 kane olmasaydı كَانَ كون 4 mine مِنَ - 5 l-musebbihine musebbihden\/tesbih edenlerden الْمُسَبِّحِينَ سبح", "ayetNo" : "143", "ayetNot" : "", "id" : "316", "kuranAyetNo" : "3929", "not1" : "", "surahName" : "Sâffât", "sureNo" : "37" }, { "ayetIe" : "Dedik: “Alçalın193 oradan (cennetten) topluca; öyle ki geldiği* zaman sizlere benden doğru yola bir kılavuz192; öyle ki kim tabi oldu doğru yola kılavuzuma192; öyle ki yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kulna dedik قُلْنَا قول 2 hbitu alçalın اهْبِطُوا هبط 3 minha oradan (cennetten) مِنْهَا - 4 cemian topluca جَمِيعًا جمع 5 fe imma öyle ki zaman فَإِمَّا - 6 ye'tiyennekum geldiği يَأْتِيَنَّكُمْ اتي 7 minni benden مِنِّي - 8 huden doğru yola bir kılavuz هُدًى هدي 9 femen öyle ki kim فَمَنْ - 10 tebia tabi oldu تَبِعَ تبع 11 hudaye doğru yola kılavuzuma هُدَايَ هدي 12 fela öyle ki yoktur فَلَا - 13 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 14 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 15 ve la ve وَلَا - 16 hum onlar هُمْ - 17 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن", "ayetNo" : "38", "ayetNot" : "", "id" : "377", "kuranAyetNo" : "45", "not1" : "*Yüce Allah alçak bir evrene indirilen ve yeniden bir sınava tabi tutulan, 2. bir şans verilen insanları doğru yola kılavuzlayacak olan kutsal kitaplar indireceğini açıkta bildirmektedir. Kim bu kutsal kitaplara uyarsa, tabi olursa 2. şansında hata yapmadan başarılı olur. Cennetlere girmeyi hak eder.   ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve O'dur; ki yaydı\/genişletti yeri\/yeryüzünü; ve yaptı orada (yerde) revâsiye146; ve nehirler; ve her meyveden; yaptı orada iki çift (erkek-dişi); örter (Allah) geceyi171 gündüze170; doğrusu bundadır mutlak ayetler bir kavim\/toplum için (ki) fikir yürütürler\/derinlemesine düşünürler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve huve ve O'dur وَهُوَ - 2 llezi ki ٱلَّذِى - 3 medde yaydı\/genişletti مَدَّ مدد 4 l-erde yeri\/yeryüzünü ٱلْأَرْضَ ارض 5 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 6 fiha orada (yerde) فِيهَا - 7 ravasiye revâsiye رَوَٰسِىَ رسو 8 ve enharan ve nehirler وَأَنْهَـٰرًۭا ۖ نهر 9 ve min ve وَمِن - 10 kulli her كُلِّ كلل 11 s-semerati meyveden ٱلثَّمَرَٰتِ ثمر 12 ceale yaptı جَعَلَ جعل 13 fiha orada فِيهَا - 14 zevceyni çift (erkek-dişi) زَوْجَيْنِ زوج 15 sneyni iki ٱثْنَيْنِ ۖ ثني 16 yugşi örter (Allah) يُغْشِى غشو 17 l-leyle geceyi ٱلَّيْلَ ليل 18 n-nehara gündüze ٱلنَّهَارَ ۚ نهر 19 inne doğrusu إِنَّ - 20 fi فِى - 21 zalike bundadır ذَٰلِكَ - 22 layatin mutlak ayetler لَـَٔايَـٰتٍۢ ايي 23 likavmin bir kavim\/toplum için لِّقَوْمٍۢ قوم 24 yetefekkerune fikir yürütürler\/derinlemesine düşünürler يَتَفَكَّرُونَ فكر", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "331", "kuranAyetNo" : "1708", "not1" : "", "surahName" : "Ra'd", "sureNo" : "13" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) bozdular ahdi\/antlaşmayı Allah'a (olan) mîsâkının129 sonrasında; ve kestiler emrettiğini Allah'ın; ki onunla (mîsâkla) birleştirmesini187 (emretti); ve fesat çıkarırlar\/bozgunculuk yaparlar yerde\/yeryüzünde; işte bunlar; onlardır kaybedenler\/zarara uğrayanlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yenkudune bozdular يَنْقُضُونَ نقض 3 ahde ahdi\/antlaşmayı عَهْدَ عهد 4 llahi Allah'a اللَّهِ - 5 min مِنْ - 6 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 7 misakihi mîsâkı مِيثَاقِهِ وثق 8 ve yektaune ve kestiler وَيَقْطَعُونَ قطع 9 ma مَا - 10 emera emrettiğini أَمَرَ امر 11 llahu Allah'ın اللَّهُ - 12 bihi onunla (mîsâkla) بِهِ - 13 en ki أَنْ - 14 yusale birleştirmesini يُوصَلَ وصل 15 ve yufsidune ve fesat çıkarırlar\/bozgunculuk yaparlar وَيُفْسِدُونَ فسد 16 fi فِي - 17 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 18 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 19 humu onlardır هُمُ - 20 l-hasirune kaybedenler\/zarara uğrayanlar الْخَاسِرُونَ خسر", "ayetNo" : "27", "ayetNot" : "", "id" : "368", "kuranAyetNo" : "34", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun yere\/yeryüzüne; çatlak\/yarık\/fissür\/kırık sahibi", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vel'erdi ve ant olsun yere\/yeryüzüne وَٱلْأَرْضِ ارض 2 zati sahibi ذَاتِ - 3 s-sad'i çatlak\/yarık\/fissür\/kırık ٱلصَّدْعِ صدع", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "", "id" : "325", "kuranAyetNo" : "5941", "not1" : "", "surahName" : "Târık", "sureNo" : "86" }, { "ayetIe" : "O (Allah) ki yarattı sizlere yerdekini\/yeryüzündekini topluca; sonra istiva188 etti göğe180*; öyle ki istiva188 etti onlara; yedi göklere161**; ve O (Allah) her bir şeye bir Alîm'dir8.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 huve O (Allah) هُوَ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 haleka yarattı خَلَقَ خلق 4 lekum sizlere لَكُمْ - 5 ma مَا - 6 fi فِي - 7 l-erdi yerdekini\/yeryüzündekini الْأَرْضِ ارض 8 cemian topluca جَمِيعًا جمع 9 summe sonra ثُمَّ - 10 steva istiva etti اسْتَوَىٰ سوي 11 ila إِلَى - 12 s-semai göğe السَّمَاءِ سمو 13 fe sevvahunne öyle ki istiva etti onlara فَسَوَّاهُنَّ سوي 14 seb'a yedi سَبْعَ سبع 15 semavatin göklere سَمَاوَاتٍ سمو 16 ve huve ve O (Allah) وَهُوَ - 17 bikulli her bir بِكُلِّ كلل 18 şey'in şeye شَيْءٍ شيا 19 alimun bir Alîm'dir. عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "370", "kuranAyetNo" : "36", "not1" : "*Dünya atmosferi işaret edilmiştir. Yer yani Dünya gezegeni yaratıldığında bir atmosfere yani göğe sahip değildi. Dünya atmosferinin oluşumu sonradan gerçekleşmiştir. **Güneş sistemimizdeki diğer gezegenlerin gökleri de Dünya atmosferimizle aynı zamanda düzenlenmiştir. Çoklu gökler bu ayette Güneş sistemdeki gezegenlerin gökleri için kullanılmıştır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve attı yere\/yeryüzüne revâsiye146; ki sarsar (yer) sizlerle; ve nehirler; ve yollar; belki sizler doğru yola kılavuzlanırsınız.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve elka ve attı وَأَلْقَىٰ لقي 2 fi فِى - 3 l-erdi yere\/yeryüzüne ٱلْأَرْضِ ارض 4 ravasiye revâsiye رَوَٰسِىَ رسو 5 en ki أَن - 6 temide sarsar (yer) تَمِيدَ ميد 7 bikum sizlerle بِكُمْ - 8 ve enharan ve nehirler وَأَنْهَـٰرًۭا نهر 9 ve subulen ve yollar وَسُبُلًۭا سبل 10 leallekum belki sizler لَّعَلَّكُمْ - 11 tehtedune doğru yola kılavuzlanırsınız تَهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "", "id" : "328", "kuranAyetNo" : "1914", "not1" : "", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "Edinmiş değildir Allah hiçbir çocuk; ve olmuş değildir O'nunla birlikte hiçbir ilâh74; o zaman; mutlak götürürdü\/ilerletirdi her bir ilâh74 yarattığını; ve mutlak yücelirdi\/üstünleşirdi bir kısmı onların bir kısım üzerine; Subhân'dır7 Allah; vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden (ayrıdır).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ma değildir مَا - 2 ttehaze edinmiş اتَّخَذَ اخذ 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 min مِنْ - 5 veledin bir çocuktan وَلَدٍ ولد 6 ve ma ve değildir وَمَا - 7 kane olmuş كَانَ كون 8 meahu O'nunla birlikte مَعَهُ - 9 min hiçbir مِنْ - 10 ilahin ilah إِلَٰهٍ اله 11 izen o zaman إِذًا - 12 lezehebe mutlak götürürdü\/ilerletirdi لَذَهَبَ ذهب 13 kullu her كُلُّ كلل 14 ilahin bir tanrı إِلَٰهٍ اله 15 bima بِمَا - 16 haleka yarattığını خَلَقَ خلق 17 veleala ve mutlak yücelirdi\/üstünleşirdi وَلَعَلَا علو 18 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض 19 ala üzerine عَلَىٰ - 20 bea'din bir kısım بَعْضٍ بعض 21 subhane subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir سُبْحَانَ سبح 22 llahi Allah اللَّهِ - 23 amma عَمَّا - 24 yesifune vasıflandırdıklarından\/nitelediklerinden(ayrıdı) يَصِفُونَ وصف", "ayetNo" : "91", "ayetNot" : "", "id" : "302", "kuranAyetNo" : "2762", "not1" : "", "surahName" : "Mü'minûn", "sureNo" : "23" }, { "ayetIe" : "Onlara mı bir ilâh74? Allah'tan gayri\/başka; Subhân'dır7 Allah; şirk koştuklarından71 (ayrıdır).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 em mı أَمْ - 2 lehum onlara لَهُمْ - 3 ilahun bir ilah إِلَٰهٌ اله 4 gayru gayri\/başka غَيْرُ غير 5 llahi Allah'tan اللَّهِ - 6 subhane subhândır\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir سُبْحَانَ سبح 7 llahi Allah اللَّهِ - 8 amma عَمَّا - 9 yuşrikune ortak\/şirk koştuklarından (ayrıdır) يُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "43", "ayetNot" : "", "id" : "314", "kuranAyetNo" : "4776", "not1" : "", "surahName" : "Tûr", "sureNo" : "52" }, { "ayetIe" : "Ve takdir etmiş değildiler Allah'ı; hak\/gerçek kadrini\/değerini O’nun; ve yer; topluca avucundadır O’nun; kıyam günü144; ve gökler; dürülenlerdir sağ elinde O’nun; Subhân'dır7 O; ve yüceldi\/üstün oldu (Allah) şirk koştuklarından71.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 kaderu takdir ettiler قَدَرُوا قدر 3 llahe Allah'ı اللَّهَ - 4 hakka hak\/gerçek حَقَّ حقق 5 kadrihi kadrini\/değerini onun قَدْرِهِ قدر 6 vel'erdu ve yer وَالْأَرْضُ ارض 7 cemian topluca جَمِيعًا جمع 8 kabdetuhu avucundadır onun قَبْضَتُهُ قبض 9 yevme günü يَوْمَ يوم 10 l-kiyameti kıyam\/ayağa kalkma\/diriliş الْقِيَامَةِ قوم 11 ve ssemavatu ve gökler وَالسَّمَاوَاتُ سمو 12 metviyyatun dürülenlerdir مَطْوِيَّاتٌ طوي 13 biyeminihi sağ elinde onun بِيَمِينِهِ يمن 14 subhanehu subhândır O\/tüm isimlerini-sıfatlarını tecelli ettirendir O سُبْحَانَهُ سبح 15 ve teaala ve yüceldi\/üstün oldu (Allah) وَتَعَالَىٰ علو 16 amma عَمَّا - 17 yuşrikune ortak\/şirk koştuklarından يُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "67", "ayetNot" : "", "id" : "311", "kuranAyetNo" : "4123", "not1" : "", "surahName" : "Zümer", "sureNo" : "39" }, { "ayetIe" : "Ve denildiği zaman onlara; iman47 edin iman47 etmiş insanlar gibi; dediler: “İman47 eder miyiz (hiç) iman47 etmiş ahmaklar\/aptallar gibi”; değil mi ki doğrusu onlar, kendileri ahmaklardır\/aptallardır; fakat bilmezler.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "354", "kuranAyetNo" : "20", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "21", "ayetNot" : "", "id" : "467", "kuranAyetNo" : "4920", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öğretti253 Kur'an'ı.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 alleme öğretti\/bildirdi عَلَّمَ علم 2 l-kurane Kur'an'ı الْقُرْانَ قرا", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "449", "kuranAyetNo" : "4901", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yarıldığı zaman gök180*; öyle ki oldu (gök) bir gül rengi**; yağlı boyama*** (tablosu) gibi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 2 nşekkati yarıldığı انْشَقَّتِ شقق 3 s-semau gök السَّمَاءُ سمو 4 fe kanet öyle ki oldu (gök) فَكَانَتْ كون 5 verdeten bir gül rengi وَرْدَةً ورد 6 kaddihani yağlı boyama (tablosu) gibi كَالدِّهَانِ دهن", "ayetNo" : "37", "ayetNot" : "", "id" : "486", "kuranAyetNo" : "4936", "not1" : "*Evren **Kırmızı, pembe.  ***Dihân, yağlamak, boyamak, sürtmek, greslemek (katı yağla yağlamak), sıvamak, boyamak.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve yarattı cini mâricten233; ateşten225.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve haleka ve yarattı وَخَلَقَ خلق 2 l-canne cini الْجَانَّ جنن 3 min مِنْ - 4 maricin mâricten مَارِجٍ مرج 5 min -ten مِنْ - 6 narin ateş- نَارٍ نور", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "", "id" : "461", "kuranAyetNo" : "4914", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ondadır fâkih246; ve hurma; kabuklar sahibi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fiha ondadır فِيهَا - 2 fakihetun meyve فَاكِهَةٌ فكه 3 ve nnehlu ve hurma وَالنَّخْلُ نخل 4 zatu sahibi ذَاتُ - 5 l-ekmami kabuklar الْأَكْمَامِ كمم", "ayetNo" : "11", "ayetNot" : "", "id" : "457", "kuranAyetNo" : "4910", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "42", "ayetNot" : "", "id" : "491", "kuranAyetNo" : "4941", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve Süleyman içindi rüzgâr; sabah gidişi onun (rüzgârın) bir ay; ve akşam gidişi onun (rüzgârın) bir ay; ve akıttık ona katran pınarını\/gözünü; ve cinden91 kimse, yaptı\/faaliyet gösterdi (cinden kimse) iki elinin arasında onun (Süleyman'ın) Rabbinin izniyle; ve emrimizden sapan kimseye (cinden kimseye) onlardan, tattırırız ona alevli azaptan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velisuleymane ve Süleyman içindi وَلِسُلَيْمَانَ - 2 r-riha rüzgar الرِّيحَ روح 3 guduvvuha sabah gidişi onun (rüzgârın) غُدُوُّهَا غدو 4 şehrun bir ay شَهْرٌ شهر 5 ve ravahuha ve akşam gidişi onun (rüzgârın) وَرَوَاحُهَا روح 6 şehrun bir ay شَهْرٌ شهر 7 ve eselna ve akıttık وَأَسَلْنَا سيل 8 lehu ona لَهُ - 9 ayne pınarını\/gözünü عَيْنَ عين 10 l-kitri katran الْقِطْرِ قطر 11 ve mine ve وَمِنَ - 12 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن 13 men kimse مَنْ - 14 yea'melu yaptı يَعْمَلُ عمل 15 beyne arasında بَيْنَ بين 16 yedeyhi iki elinin onun يَدَيْهِ يدي 17 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن 18 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب 19 ve men ve kimse وَمَنْ - 20 yezig sapar يَزِغْ زيغ 21 minhum onlardan مِنْهُمْ - 22 an - عَنْ - 23 emrina emrimizden أَمْرِنَا امر 24 nuzikhu tattırırız ona نُذِقْهُ ذوق 25 min مِنْ - 26 azabi azaptan عَذَابِ عذب 27 s-seiyri alevli السَّعِيرِ سعر", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "", "id" : "405", "kuranAyetNo" : "1133", "not1" : "", "surahName" : "Sebe'", "sureNo" : "34" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "23", "ayetNot" : "", "id" : "469", "kuranAyetNo" : "4922", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "45", "ayetNot" : "", "id" : "494", "kuranAyetNo" : "4944", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "İşte bu cehennemdir; ki yalanlar244 onu suçlular.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 hazihi işte bu هَٰذِهِ - 2 cehennemu cehennemdir جَهَنَّمُ - 3 lleti ki الَّتِي - 4 yukezzibu yalanlar يُكَذِّبُ كذب 5 biha onu بِهَا - 6 l-mucrimune suçlular الْمُجْرِمُونَ جرم", "ayetNo" : "43", "ayetNot" : "", "id" : "492", "kuranAyetNo" : "4942", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyle ki o gün243 sual edilmez\/sorulmaz* günahından\/suçundan bir insana; ve de bir cinne.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feyevmeizin öyle ki o gün فَيَوْمَئِذٍ - 2 la لَا - 3 yuselu sual edilmez\/sorulmaz يُسْأَلُ سال 4 an عَنْ - 5 zenbihi günahından\/suçundan ذَنْبِهِ ذنب 6 insun bir insana إِنْسٌ انس 7 ve la ve de وَلَا - 8 cannun bir cinne جَانٌّ جنن", "ayetNo" : "39", "ayetNot" : "", "id" : "488", "kuranAyetNo" : "4938", "not1" : "*Her şey ortadadır. Artık sadece ceza\/karşılık verme zamanıdır. Günahlar\/suçlar için bir açıklama, bir tevbe isteği yapılmaz. ", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve haşredildi\/bir araya getirildi Süleyman için orduları onun (Süleyman’ın); cinden91 ve insandan; ve kuş (da); öyle ki onlar sevk edilirler.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "408", "kuranAyetNo" : "3174", "not1" : "", "surahName" : "Neml", "sureNo" : "27" }, { "ayetIe" : "Tavaf ederler\/dolaşırlar onun (cehennemin) arası ve kaynama derecesinde bir haşlayan arası.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 yetufune tavaf ederler\/dolaşırlar يَطُوفُونَ طوف 2 beyneha arasında onun (cehennemin) بَيْنَهَا بين 3 ve beyne ve arası وَبَيْنَ بين 4 hamimin bir haşlayan حَمِيمٍ حمم 5 anin kaynama derecesinde انٍ اني", "ayetNo" : "44", "ayetNot" : "", "id" : "493", "kuranAyetNo" : "4943", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ancak* bir tebligat\/mesaj\/bildiri\/ültimatom221 Allah’tan ve risâletleri223 O’nun; ve kim isyan etti Allah'a ve resûlüne418 (O’nun); öyle ki doğrusu onadır cehennem ateşi; ölümsüzler185 orada (cehennemde); ebediyen.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 illa ancak إِلَّا - 2 belagan bir mesaj\/bildiri\/ultimatom بَلَاغًا بلغ 3 mine -tan مِنَ - 4 llahi Allah- اللَّهِ - 5 ve risalatihi ve risâletleri O’nun وَرِسَالَاتِهِ رسل 6 ve men ve kim وَمَنْ - 7 yea'si isyan etti يَعْصِ عصي 8 llahe Allah'a اللَّهَ - 9 ve rasulehu ve resulüne (O’nun) وَرَسُولَهُ رسل 10 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 11 lehu onadır لَهُ - 12 nara ateşi نَارَ نور 13 cehenneme cehennem جَهَنَّمَ - 14 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 15 fiha Orada (cehennemde) فِيهَا - 16 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد", "ayetNo" : "23", "ayetNot" : "", "id" : "437", "kuranAyetNo" : "5468", "not1" : "*\"Resuller postacı mı? Sadece kitapları mı getirdiler? Onlar bizlere kutsal kitapları açıklar, uygulamalarıyla kitapta olmayanları bizlere öğretirler\" diyenler 72:21\/22\/23 ayetleri iyi okusun. Resuller sadece postacıdır. Yüce Allah'tan aldıkları vahyi harfi harfine deklere ederler, beyan ederler, insanların anlayacağı dilde okurlar.", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Gönderilir ikiniz üzerine bir yayılan alaz\/alev ateşten*; ve bakırlı bir kılıf\/örtü\/kaplama**; öyle ki yardımlaşamazsınız ikiniz***.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 yurselu gönderilir يُرْسَلُ رسل 2 aleykuma ikiniz üzerine عَلَيْكُمَا - 3 şuvazun bir yayılan alaz\/alev شُوَاظٌ شوظ 4 min -ten مِنْ - 5 narin ateş- نَارٍ نور 6 ve nuhasun ve bakırlı bir kılıf\/örtü\/kaplama وَنُحَاسٌ نحس 7 fe la öyle ki فَلَا - 8 tentesirani yardımlaşamazsınız ikiniz تَنْتَصِرَانِ نصر", "ayetNo" : "35", "ayetNot" : "", "id" : "484", "kuranAyetNo" : "4934", "not1" : "*İki paralel evren arasında yakıcı ve yayılan bir radyasyon varlığı iki paralel evren arasındaki iletişim bağlarını koparabilir. **Nuhâs, bakırla örtmek, kaplamak. Bakır atomu temelli bir örtü\/kılıf\/kaplama da iki paralel evren arasındaki iletişim bağlarını koparabilir.  ***Yardımlaşma işaret edildiği için gönderilen insanları ve cinleri yok etmek için değildir. Yardımlaşmayı yani iletişimi engellemek içindir.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): “Girin ümmetlere\/topluluklara; muhakkak ki halife65 oldu sizlerden önce ateşe (cehenneme); cinden91 ve insandan”; ne zaman girdi bir ümmet305; lanet etti (ümmet) kız kardeşine; ta ki yakaladıkları\/yetiştikleri* zaman orada (cehennemde) topluca; dedi sonraki (ümmet) onların önceki (ümmeti) için: “Rabbimiz4! Bunlar dalalete128 sürüklediler bizleri; öyle ki ver onlara bir kat (daha) azap ateşten; dedi (Allah): “Hepsi içindir bir kat; fakat (sizler) bilmezsiniz.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 dhulu girin ادْخُلُوا دخل 3 fi فِي - 4 umemin ümmetlere\/topluluklara أُمَمٍ امم 5 kad muhakkak قَدْ - 6 halet halife oldu خَلَتْ خلو 7 min مِنْ - 8 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل 9 mine مِنَ - 10 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن 11 vel'insi ve insandan وَالْإِنْسِ انس 12 fi فِي - 13 n-nari ateşe النَّارِ نور 14 kullema ne zaman كُلَّمَا كلل 15 dehalet girdi دَخَلَتْ دخل 16 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم 17 leanet lanet etti (ümmet) لَعَنَتْ لعن 18 uhteha kız kardeşine أُخْتَهَا اخو 19 hatta ta ki حَتَّىٰ - 20 iza zaman إِذَا - 21 ddaraku yakaladıkları\/yetiştikleri ادَّارَكُوا درك 22 fiha orada (cehennemde) فِيهَا - 23 cemian topluca جَمِيعًا جمع 24 kalet dedi قَالَتْ قول 25 uhrahum sonraki (ümmet) onların أُخْرَاهُمْ اخر 26 liulahum onların önceki (ümmeti) için لِأُولَاهُمْ اول 27 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب 28 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ - 29 edelluna dalalete sürüklediler bizleri أَضَلُّونَا ضلل 30 fe atihim öyle ki ver onlara فَاتِهِمْ اتي 31 azaben bir azap عَذَابًا عذب 32 dia'fen bir kat ضِعْفًا ضعف 33 mine مِنَ - 34 n-nari ateşten النَّارِ نور 35 kale dedi (Allah) قَالَ قول 36 likullin hepsi içindir لِكُلٍّ كلل 37 dia'fun bir kat ضِعْفٌ ضعف 38 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 39 la لَا - 40 tea'lemune bilmezsiniz تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "38", "ayetNot" : "", "id" : "404", "kuranAyetNo" : "992", "not1" : "*Birbirlerini, birbirlerine.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve cinni; yarattık onu önceden* ateşten225; alazlı esen.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velcanne ve cinni وَالْجَانَّ جنن 2 haleknahu yarattık onu خَلَقْنَاهُ خلق 3 min مِنْ - 4 kablu önceden قَبْلُ قبل 5 min -ten مِنْ - 6 nari ateş- نَارِ نور 7 s-semumi alazlı esen السَّمُومِ سمم", "ayetNo" : "27", "ayetNot" : "", "id" : "447", "kuranAyetNo" : "1827", "not1" : "*Cinlerin insanların yaratılmasından daha önce yaratıldığı net bir şekilde anlaşılır.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "\"Ve bizler (cinler) ki; bizdendir müslim45; ve bizdendir eşit-tarafsız durmayanlar\/doğru olmayanlar; öyle ki kim İslam218 oldu; öyle ki işte bunlar; aradı\/kovaladı\/izledi doğruyu.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve enna ve ki bizler وَأَنَّا - 2 minna bizdendir مِنَّا - 3 l-muslimune müslim الْمُسْلِمُونَ سلم 4 ve minna ve bizdendir وَمِنَّا - 5 l-kasitune eşitsizler\/doğru olmayanlar\/tarafsız olmayanlar الْقَاسِطُونَ قسط 6 fe men öyle ki kim فَمَنْ - 7 esleme islam oldu أَسْلَمَ سلم 8 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 9 teharrav aradı\/kovaladı\/izledi تَحَرَّوْا حري 10 raşeden doğruyu رَشَدًا رشد", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "", "id" : "429", "kuranAyetNo" : "5459", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "34", "ayetNot" : "", "id" : "483", "kuranAyetNo" : "4933", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "\"Ve O (Allah) ki ; yüceldi ihtişamı; Rabbimizdir4; edinmiş değildir bir yoldaş; ve de bir çocuk.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ennehu ve ki O (Allah) وَأَنَّهُ - 2 teaala yüceldi تَعَالَىٰ علو 3 ceddu ihtişamı جَدُّ جدد 4 rabbina Rabbimizdir رَبِّنَا ربب 5 ma değil مَا - 6 ttehaze Edilmedi اتَّخَذَ اخذ 7 sahibeten eş صَاحِبَةً صحب 8 ve la Ve de وَلَا - 9 veleden bir çocuk وَلَدًا ولد", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "419", "kuranAyetNo" : "5448", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "“Kılavuzlar (Kur’an) doğruya; öyle ki iman47 ettik ona (Kur’an’a); ve asla ortak koşmayız71 Rabbimize4 birini.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 yehdi kılavuzlar (Kur’an) يَهْدِي هدي 2 ila إِلَى - 3 r-ruşdi doğruya الرُّشْدِ رشد 4 fe amenna öyle ki iman ettik فَامَنَّا امن 5 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ - 6 velen ve asla وَلَنْ - 7 nuşrike ortak koşmayız نُشْرِكَ شرك 8 birabbina Rabbimize بِرَبِّنَا ربب 9 ehaden birini أَحَدًا احد", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "418", "kuranAyetNo" : "5447", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Ve gök180*; yükseltti231 onu (göğü); ve koydu mizanı228.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "", "id" : "453", "kuranAyetNo" : "4906", "not1" : "*Evren", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "25", "ayetNot" : "", "id" : "475", "kuranAyetNo" : "4924", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Saldı iki bol suyu236; karşılaşır\/kavuşur ikisi*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 merace saldı مَرَجَ مرج 2 l-behrayni iki bol suyu الْبَحْرَيْنِ بحر 3 yeltekiyani karşılaşır\/kavuşur ikisi يَلْتَقِيَانِ لقي", "ayetNo" : "19", "ayetNot" : "", "id" : "465", "kuranAyetNo" : "4918", "not1" : "*İki farklı denizin karşılaşma gölgesi. Cebelitarık bölgesi örnek olarak gösterilebilir.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "51", "ayetNot" : "", "id" : "500", "kuranAyetNo" : "4950", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ey cin210 ve insan klanı\/kabilesi! \"Asla gelmez mi (oldu) sizlere kendinizden resûller418? Naklederler sizlere ayetlerimi; ve uyarırlar sizleri karşılaşma gününüze; buna (bu güne)\"; dediler*: “Şahit olduk\/tanık olduk nefislerimiz201 üzerine”; ve aldattı onları dünya hayatı; ve şahit oldular\/tanık oldular kendi nefisleri201 üzerine; doğrusu onlar oldular kâfirler25.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "130", "ayetNot" : "", "id" : "403", "kuranAyetNo" : "919", "not1" : "*Cinler ve insanlar.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "De ki: “Mutlak ki, eğer toplansa\/bir araya gelse insan ve cin210 üzere getirmeye mislini\/benzerini bu Kur'an'ın; getiremezler214 mislini\/benzerini onun (Kur’an’ın); ve eğer olsa da bir kısmı onların bir kısmı için bir yardımcı\/arka çıkan\/destekçi.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 leini mutlak ki eğer لَئِنِ - 3 ctemeati toplansa\/bir araya gelse اجْتَمَعَتِ جمع 4 l-insu insan الْإِنْسُ انس 5 velcinnu ve cin وَالْجِنُّ جنن 6 ala üzere عَلَىٰ - 7 en ki أَنْ - 8 ye'tu getirirler يَأْتُوا اتي 9 bimisli mislini\/benzerini بِمِثْلِ مثل 10 haza bu هَٰذَا - 11 l-kurani Kur'an'ın الْقُرْانِ قرا 12 la لَا - 13 ye'tune getiremezler يَأْتُونَ اتي 14 bimislihi mislini\/benzerini onun بِمِثْلِهِ مثل 15 velev ve eğer وَلَوْ - 16 kane olsa da كَانَ كون 17 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض 18 libea'din bir kısmı için لِبَعْضٍ بعض 19 zehiran bir yardımcı\/arka çıkan\/destekçi ظَهِيرًا ظهر", "ayetNo" : "88", "ayetNot" : "", "id" : "407", "kuranAyetNo" : "2115", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "\"Ve bizler (cinler) ki; ne zaman ki işittik doğru yola kılavuzu (Kur'an’ı) iman47 ettik ona (Kur’an’a); öyle ki kim iman47 eder Rabbine4; öyle ki korku duymaz bir kayba\/eksilmeye; ve ne de bir aşırı talebe\/isteğe.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve enna ve ki bizler وَأَنَّا - 2 lemma ne zaman ki لَمَّا - 3 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع 4 l-huda doğru yola kılavuzu (Kur'an’ı) الْهُدَىٰ هدي 5 amenna iman ettik امَنَّا امن 6 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ - 7 fe men öyle ki kim فَمَنْ - 8 yu'min iman eder يُؤْمِنْ امن 9 birabbihi Rabbine بِرَبِّهِ ربب 10 fela öyle ki فَلَا - 11 yehafu korku duymaz يَخَافُ خوف 12 behsen bir kayba\/eksilmeye بَخْسًا بخس 13 ve la ve ne de وَلَا - 14 rahekan bir aşırı talebe\/isteğe رَهَقًا رهق", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "428", "kuranAyetNo" : "5458", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Ve haşrettiği556 gün* onları (Allah) topluca; “Ey cin210 klanı\/kabilesi! Muhakkak çoğaldınız sayıca insandan”; ve dedi** evliyası212 onların insandan; “Rabbimiz! Yararlandık bir kısmımız bir kısımdan; ve ulaştık ecelimize ki tayin ettin\/erteledin bize”; dedi (Allah): “Ateştir meskenleriniz; ölümsüzler orada (cehennemde)”; dışındadır Allah'ın dilediği; doğrusu Rabbin Hakîm’dir9; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve yevme ve o gün وَيَوْمَ يوم 2 yehşuruhum haşreder\/bir araya getirir onları (Allah) يَحْشُرُهُمْ حشر 3 cemian topluca جَمِيعًا جمع 4 ya mea'şera ey klanı\/kabilesi يَا مَعْشَرَ عشر 5 l-cinni cin الْجِنِّ جنن 6 kadi muhakkak قَدِ - 7 steksertum çoğaldınız sayıca اسْتَكْثَرْتُمْ كثر 8 mine مِنَ - 9 l-insi insandan الْإِنْسِ انس 10 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 11 evliya'uhum evliyası onların أَوْلِيَاؤُهُمْ ولي 12 mine -dan مِنَ - 13 l-insi insan الْإِنْسِ انس 14 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 15 stemtea yararlandık اسْتَمْتَعَ متع 16 bea'duna bir kısmımız بَعْضُنَا بعض 17 bibea'din bir kısımdan بِبَعْضٍ بعض 18 ve belegna ve ulaştık وَبَلَغْنَا بلغ 19 ecelena ecelimize أَجَلَنَا اجل 20 llezi ki الَّذِي - 21 eccelte tayin ettin\/erteledin أَجَّلْتَ اجل 22 lena bize لَنَا - 23 kale dedi (Allah) قَالَ قول 24 n-naru ateştir النَّارُ نور 25 mesvakum meskenleriniz مَثْوَاكُمْ ثوي 26 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 27 fiha orada (cehennemde) فِيهَا - 28 illa dışında إِلَّا - 29 ma مَا - 30 şa'e dilediği شَاءَ شيا 31 llahu Allah'ın اللَّهُ - 32 inne doğrusu إِنَّ - 33 rabbeke Rabbin رَبَّكَ ربب 34 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم 35 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "128", "ayetNot" : "", "id" : "402", "kuranAyetNo" : "917", "not1" : "*Bir önceki ayette geçen selâm diyarının\/yurdunu haşrediliş gününden önce olduğu anlaşılır. **Diğer insanlara ve cinlere evliya\/veliler olmuş olan insanlar konuşmaktadır.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Rahmân1*", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 er-rahmanu Rahman الرَّحْمَٰنُ رحم", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "448", "kuranAyetNo" : "4900", "not1" : "*Surenin Yüce Allah'ın Rahmân sıfatıyla başlaması asla boşuna değildir. En yüce merhamete sahip olan Rabbimiz bu sıfatını Rahîm sıfatıyla tecelli ettirmektedir. Bir anne rahminin bebeği için rahmetin tecelli etmiş hali olması gibi Rabbimizin Rahmân sıfatı da evrenimizi ve paralel evrenleri kendi arşında bir anne rahmi gibi sarmış kuşatmıştır. Tüm ihtiyaçlarını karşılamaktadır.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Güneş* ve Ay*; bir hesap227 iledir.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "452", "kuranAyetNo" : "4904", "not1" : "*Antik uygarlıklar Güneş ve Ay’ın asla şaşmayan, daha önceden hesaplanmış gibi hareketler yaptığını tespit etmişlerdi. Günümüzde modern astronomi bilimi Güneş ve Ay’ın binlerce yıl sonra nerede olacaklarını saniyesine kadar hesaplayabilmektedirler. Mutlak ki bu durum Güneş ve Ay’ın bir hesap ile olması nedeniyledir; Yüce Allah izin vermesiyledir. Yüce Allah ayette Güneş ve Ay’ın hesabını çözebilirseniz onların hareketlerini anlayabilirsiniz buyurmaktadır. Kur’an her daim insanlığı bilime yönlendirir.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "*Ve eşit-tarafsız durmayanlara\/doğru olmayanlara gelince; öyle ki oldular cehennem için bir odun.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve emma ve gelince وَأَمَّا - 2 l-kasitune eşit-tarafsız durmayanlara\/doğru olmayanlara الْقَاسِطُونَ قسط 3 fekanu öyle ki oldular فَكَانُوا كون 4 licehenneme cehennem için لِجَهَنَّمَ - 5 hataben bir odun حَطَبًا حطب", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "", "id" : "430", "kuranAyetNo" : "5460", "not1" : "*Yüce Allah dedi:", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Ve hedefledik\/tanımladık\/atadık onlara kardeşler; öyle ki süslediler onlara iki ellerinin arasındakini ve arkalarındakini215; ve hak\/gerçek oldu söz\/kelam ümmetler305 üzerlerine; muhakkak ki halife65 oldu onlardan önce cinden210 ve insandan; doğrusu onlar oldular hüsrana uğrayanlar.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "25", "ayetNot" : "", "id" : "412", "kuranAyetNo" : "4241", "not1" : "", "surahName" : "Fussilet", "sureNo" : "41" }, { "ayetIe" : "\"Ve bizler (cinler) ki; zannettik ki asla söylemez insan ve cin Allah'a karşı bir yalan.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve enna ve doğrusu biz وَأَنَّا - 2 zenenna zannettik ظَنَنَّا ظنن 3 en ki أَنْ - 4 len asla لَنْ - 5 tekule söylemez تَقُولَ قول 6 l-insu insan الْإِنْسُ انس 7 velcinnu ve cin وَالْجِنُّ جنن 8 ala karşı عَلَى - 9 llahi Allah'a اللَّهِ - 10 keziben bir yalan كَذِبًا كذب", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "421", "kuranAyetNo" : "5450", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "\"Ve bizler (cinler) ki; dokunduk göğe; öyle ki bulduk onu (göğü) doldurulmuş (gök); şiddetli bir koruma ve bir alaz\/alev\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve enna ve ki biz وَأَنَّا - 2 lemesna dokunduk لَمَسْنَا لمس 3 s-semae göğe السَّمَاءَ سمو 4 fevecednaha öyle ki bulduk onu (göğü) فَوَجَدْنَاهَا وجد 5 muliet doldurulmuş (gök) مُلِئَتْ ملا 6 harasen bir koruma (-yla) حَرَسًا حرس 7 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد 8 ve şuhuben ve bir alaz\/alev وَشُهُبًا شهب", "ayetNo" : "8", "ayetNot" : "", "id" : "424", "kuranAyetNo" : "5453", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "\"Ve o (kimse) ki, oldu söyler -ahmağımızdır\/aptalımızdır- Allah üzerine aşırı\/sınır aşan.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ennehu ve ki o وَأَنَّهُ - 2 kane oldu كَانَ كون 3 yekulu söyler يَقُولُ قول 4 sefihuna ahmağımız\/aptalımız سَفِيهُنَا سفه 5 ala üzerine عَلَى - 6 llahi Allah اللَّهِ - 7 şetaten aşırı\/sınır aşan شَطَطًا شطط", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "420", "kuranAyetNo" : "5449", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Yarattı insanı salsâlinden224; çömlekçi çamuru gibi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 haleka yarattı خَلَقَ خلق 2 l-insane insanı الْإِنْسَانَ انس 3 min مِنْ - 4 salsalin salsâlinden- صَلْصَالٍ صلصل 5 kalfehhari çömlekçi çamuru gibi كَالْفَخَّارِ فخر", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "", "id" : "460", "kuranAyetNo" : "4913", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "İkisindedir iki göz\/pınar; akar ikisi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fihima ikisindedir فِيهِمَا - 2 aynani iki göz\/pınar عَيْنَانِ عين 3 tecriyani akar ikisi تَجْرِيَانِ جري", "ayetNo" : "50", "ayetNot" : "", "id" : "499", "kuranAyetNo" : "4949", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve ayağa kaldırın\/dikin229 ölçüyü\/tartıyı eşitlikle230; ve hüsrana neden olmayın ölçüde\/tartıda.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ekimu ve ayağa kaldırın\/dikin وَأَقِيمُوا قوم 2 l-vezne ölçüyü\/tartıyı الْوَزْنَ وزن 3 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط 4 ve la ve وَلَا - 5 tuhsiru kayba\/eksilmeye neden olmayın تُخْسِرُوا خسر 6 l-mizane ölçüde\/tartıda الْمِيزَانَ وزن", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "455", "kuranAyetNo" : "4908", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Zaman ayıracağız sizlere ey iki yüklü\/ağırlıklı (klan\/kabile)254!", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 senefrugu zaman ayıracağız سَنَفْرُغُ فرغ 2 lekum sizlere لَكُمْ - 3 eyyuhe ey أَيُّهَ - 4 s-sekalani iki yüklü\/ağırlıklı (klan\/kabile) الثَّقَلَانِ ثقل", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "481", "kuranAyetNo" : "4930", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Edindiler\/tuttular yeminlerini\/sözleşmelerini bir örtü\/gizleme; öyle ki saptırdılar\/döndürdüler Allah'ın yolundan; öyle ki onlaradır yıpratan\/çöktüren bir azap.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ittehazu edindiler\/tuttular اتَّخَذُوا اخذ 2 eymanehum yeminlerini\/sözleşmelerini أَيْمَانَهُمْ يمن 3 cunneten bir örtü\/gizleme جُنَّةً جنن 4 fesaddu öyle ki saptırdılar\/döndürdüler فَصَدُّوا صدد 5 an عَنْ - 6 sebili yolumdan سَبِيلِ سبل 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 felehum öyle ki onlaradır فَلَهُمْ - 9 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 10 muhinun yıpratan\/çöktüren مُهِينٌ هون", "ayetNo" : "16", "ayetNot" : "", "id" : "444", "kuranAyetNo" : "5118", "not1" : "", "surahName" : "Mücâdele", "sureNo" : "58" }, { "ayetIe" : "Sahibidir ikisi (iki cennet) dallılar\/çatallılar245.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 zevata sahibidir ikisi (iki cennet) ذَوَاتَا - 2 efnanin dallılar\/çatallılar أَفْنَانٍ فنن", "ayetNo" : "48", "ayetNot" : "", "id" : "497", "kuranAyetNo" : "4947", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Dediler (melekler): “Subhân’sın7 sen; sensin velimiz28”; alçaklıklarından\/aşağılıklarından onların; evet! Oldular kulluk46 eder cinne210; çokları onların (insanların) onlara (cinlere) müminlerdir*.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "41", "ayetNot" : "", "id" : "411", "kuranAyetNo" : "3645", "not1" : "*Alçak\/aşağılık bazı insanlar Yüce Allah'a ve Kur'an'a iman edip müminlerden olacaklarına kendilerine fısıldayan cinlere iman ederler; onlara mümin olurlar; onlara tabi olurlar. Yüce Allah'ı ve Kur'an'ı terk ederler. ", "surahName" : "Sebe'", "sureNo" : "34" }, { "ayetIe" : "De ki: “Bilmem* yakın mı vaat edildiğiniz? Ya da yapar\/koyar ona Rabbim4 uzun bir final\/limit noktası”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 in إِنْ - 3 edri bilmem أَدْرِي دري 4 ekaribun yakın mı? أَقَرِيبٌ قرب 5 ma مَا - 6 tuadune vaat edildiğiniz تُوعَدُونَ وعد 7 em ya da أَمْ - 8 yec'alu yapar\/koyar يَجْعَلُ جعل 9 lehu ona لَهُ - 10 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 11 emeden uzun bir final noktası\/limit أَمَدًا امد", "ayetNo" : "25", "ayetNot" : "", "id" : "439", "kuranAyetNo" : "5470", "not1" : "*Resullerin, şeyhlerin, tarikat liderlerinin geleceği bildiklerini iddia etmek büyük bir şirktir. Ayetten açık ve net olarak anlarız ki şerefli Kur'an'la şereflendirilmiş olan Muhammed peygamber bile geleceği bilememektedir. ", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; kimselerdir; hak\/gerçek oldu üzerlerine söz\/kelam ümmetlerdeki305*; muhakkak ki halef oldu onlardan önce cinden210 ve insandan; doğrusu onlar oldular hüsrana uğrayanlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 3 hakka hak\/gerçek oldu حَقَّ حقق 4 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 5 l-kavlu söz\/kelam الْقَوْلُ قول 6 fi فِي - 7 umemin ümmetlerdeki\/topluluklardaki أُمَمٍ امم 8 kad muhakkak ki قَدْ - 9 halet halef oldu خَلَتْ خلو 10 min مِنْ - 11 kablihim önce onlardan قَبْلِهِمْ قبل 12 mine -den مِنَ - 13 l-cinni cin الْجِنِّ جنن 14 vel'insi ve insandan وَالْإِنْسِ انس 15 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 16 kanu oldular كَانُوا كون 17 hasirine hüsrana uğrayanlar. خَاسِرِينَ خسر", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "414", "kuranAyetNo" : "4526", "not1" : "*Ümmetlere verilen söz mutlak ki onlara da geldi.", "surahName" : "Ahkaf", "sureNo" : "46" }, { "ayetIe" : "Arasındadır ikisinin bir berzah\/engel*; sınırı aşmaz ikisi (iki bol su).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 beynehuma arasındadır ikisinin بَيْنَهُمَا بين 2 berzehun bir berzah\/engel بَرْزَخٌ - 3 la لَا - 4 yebgiyani sınırı aşmaz ikisi (iki bol su) يَبْغِيَانِ بغي", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "", "id" : "466", "kuranAyetNo" : "4919", "not1" : "*Ayette iki denizin (tuzlu suyun) birbiriyle karşılaşma bölgeleri işaret edilmiştir. Atlantik okyanusuyla Akdeniz arasındaki Cebelitarık bölgesi örnek olarak gösterilebilir. İki denizin tuz yoğunlukları farklı olduğu için iki deniz arasında bir sınır, bir berzah\/engel oluşmaktadır. 35:12 ve 25:53 ayetlerinde ise tatlı su ile tuzlu suyun karşılaşma bölgeleri işaret edilmiştir. ayetleri okurken bu farka dikkat etmek gereklidir.      ", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Dışındadır kimse; razı oldu (Allah); bir resûlden418; öyle ki doğrusu O (Allah) iğne deliğinden geçirir gibi sokar iki elinin arasından onun (resûlün) ve arkasından onun (resûlün)215 bir gözetleyen.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "27", "ayetNot" : "", "id" : "441", "kuranAyetNo" : "5472", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "\"Ve bizler (cinler) ki; olduk oturur\/kalan oturma\/kalma yerlerinde ondan (gökten); işitmek\/dinleme için; öyle ki kim işitir\/dinler şimdi, bulur ona gözetleyen bir alaz\/alev.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve enna ve ki biz وَأَنَّا - 2 kunna olduk كُنَّا كون 3 nek'udu oturur\/kalan نَقْعُدُ قعد 4 minha ondan (gökten) مِنْهَا - 5 mekaide oturma\/kalma yerlerinde مَقَاعِدَ قعد 6 lissem'i işitmek\/dinleme için لِلسَّمْعِ سمع 7 femen öyle ki kim فَمَنْ - 8 yestemii işitir\/dinler يَسْتَمِعِ سمع 9 l-ane şimdi الْانَ - 10 yecid bulur يَجِدْ وجد 11 lehu ona لَهُ - 12 şihaben bir alaz\/alev شِهَابًا شهب 13 rasaden bir gözetleyen رَصَدًا رصد", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "425", "kuranAyetNo" : "5454", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Ve kimse içindir; korktu (o) makamından\/ayakta durma yerinden* Rabbinin4; iki cennet*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velimen ve kimse için وَلِمَنْ - 2 hafe korktu خَافَ خوف 3 mekame makamından\/ayakta durma yerinden مَقَامَ قوم 4 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب 5 cennetani iki cennet جَنَّتَانِ جنن", "ayetNo" : "46", "ayetNot" : "", "id" : "495", "kuranAyetNo" : "4945", "not1" : "*Rabbinin mekanında, O'nun huzurunda hesap vermek için durulan yerde olmaktan. **İki cennet evreninin işaret edilmesi insan ve cinlerin cennetlerinin farklı olacağını düşündürür. Cennetlere girmeyi hak eden insan ve cin klanından bireyler kendilerine özgü cennetlere gireceklerdir.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "464", "kuranAyetNo" : "4917", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "*Ve onlar (cinler) ki; zannettiler zannettiğiniz gibi sizlerin (insanların); ki asla yeniden ortaya çıkarmaz Allah birini.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ennehum ve ki onlar (cinler) وَأَنَّهُمْ - 2 zennu zannettiler ظَنُّوا ظنن 3 kema كَمَا - 4 zenentum zannettiğiniz gibi sizlerin ظَنَنْتُمْ ظنن 5 en ki أَنْ - 6 len asla لَنْ - 7 yeb'ase yeniden ortaya çıkarmaz يَبْعَثَ بعث 8 llahu Allah اللَّهُ - 9 ehaden birin أَحَدًا احد", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "", "id" : "423", "kuranAyetNo" : "5452", "not1" : "*Yüce Allah dedi:", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "“Ve bizler (cinler) ki; bilmeyiz, bir şerre205 mi razı olundu yerdeki\/yeryüzündeki kimseye; ya da razı oldu onlara Rableri4 bir doğruya.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve enna ve bizler ki وَأَنَّا - 2 la لَا - 3 nedri bilmeyiz نَدْرِي دري 4 eşerrun bir şerre mi أَشَرٌّ شرر 5 uride razı olundu أُرِيدَ رود 6 bimen kimseye بِمَنْ - 7 fi فِي - 8 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 9 em ya da أَمْ - 10 erade razı oldu أَرَادَ رود 11 bihim onlara بِهِمْ - 12 rabbuhum Rabbleri رَبُّهُمْ ربب 13 raşeden bir doğruya رَشَدًا رشد", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "443", "kuranAyetNo" : "5455", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Sual eder\/istekte bulunur ona (Allah’a); kimse göklerdeki162 ve yerdeki; her bir gün242 O (Allah) bir iştedir\/oluştadır.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "479", "kuranAyetNo" : "4928", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "38", "ayetNot" : "", "id" : "487", "kuranAyetNo" : "4937", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "De ki: “Sadece Rabbimi çağırırım219; ve ortak koşmam71 O'na birini”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 innema sadece إِنَّمَا - 3 ed'u çağırırım أَدْعُو دعو 4 rabbi Rabbimi رَبِّي ربب 5 ve la ve وَلَا - 6 uşriku ortak koşmam أُشْرِكُ شرك 7 bihi O'na بِهِ - 8 ehaden birini أَحَدًا احد", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "", "id" : "434", "kuranAyetNo" : "5465", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Yarattı* insanı.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 haleka yarattı خَلَقَ خلق 2 l-insane insanı الْإِنْسَانَ انس", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "450", "kuranAyetNo" : "4902", "not1" : "*Kur'an öğretilen bilinçlerin transfer edileceği avatar bedenler yerden\/yeryüzünden evrim süreciyle milyarlarca yılda hazır hale getirildi.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "40", "ayetNot" : "", "id" : "489", "kuranAyetNo" : "4939", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "*Ve o (olan) ki; oldu insandan adamlar sığınırlar cinden adamlara; öyle ki ziyade ettiler\/artırdılar (cinler) onlara (insanlara) aşırı talebi\/isteği.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ennehu ve ki o وَأَنَّهُ - 2 kane oldu كَانَ كون 3 ricalun adamlar رِجَالٌ رجل 4 mine -dan مِنَ - 5 l-insi insan الْإِنْسِ انس 6 yeuzune sığınırlar يَعُوذُونَ عوذ 7 biricalin adamlara بِرِجَالٍ رجل 8 mine مِنَ - 9 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن 10 fezaduhum öyle ki ziyade ettiler\/artırdılar (cinler) onlara (insanlara) فَزَادُوهُمْ زيد 11 rahekan aşırı talebi\/isteği رَهَقًا رهق", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "422", "kuranAyetNo" : "5451", "not1" : "*Yüce Allah dedi:", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "49", "ayetNot" : "", "id" : "498", "kuranAyetNo" : "4948", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ey cin210 ve insan klanı\/kabilesi; eğer yapabilirseniz ki delip geçersiniz çaplarından216 göklerin162 ve yerin*; öyle ki delip geçin; delip geçemezsiniz; ancak bir sultânla660**.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "33", "ayetNot" : "", "id" : "416", "kuranAyetNo" : "4932", "not1" : "*Yerin çaplarının işaret edilmesi Dünya gezegeninin küre şeklinde olduğuna işarettir. Gökler de evrenimizi işaret eder. Evreni delip geçmek için bir üst boyuta doğru çıkmak gereklidir. Evrenimiz bir Picard hunisi şeklinde olup bu huninin yüzeyindedir. Picard hunisinin enine kesiti bir çemberdir. Evreni delip geçmek için de çapların işaret edilmesi gerçekten büyük bir mucizedir.   **Dünya gezegenini çapından delip karşısına çıkmak mutlak ki büyük bir güç, kuvvet ve bilim ister. Aynı şekilde evreni de delip geçmek muazzam bir sultan yani yetki, güç ve kuvvet ister. Yüce Allah yerin çaplarından delinebileceğini ve evrenin dışına çıkılabileceğini bizlere bildirmiştir.  ", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ta ki gördükleri zaman vaat edildiklerini; öyle ki bileceklerdir kim daha zaaflıdır\/düşkündür yardımda; ve daha azdır adetçe\/sayıca.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 hatta ta ki حَتَّىٰ - 2 iza zaman إِذَا - 3 raev gördükleri رَأَوْا راي 4 ma مَا - 5 yuadune vaat edildiklerini يُوعَدُونَ وعد 6 feseyea'lemune öyle ki bileceklerdir فَسَيَعْلَمُونَ علم 7 men kim مَنْ - 8 ed'afu daha zaaflıdır\/düşkündür أَضْعَفُ ضعف 9 nasiran yardımda نَاصِرًا نصر 10 ve ekallu ve daha azdır وَأَقَلُّ قلل 11 adeden adetçe\/sayıca عَدَدًا عدد", "ayetNo" : "24", "ayetNot" : "", "id" : "438", "kuranAyetNo" : "5469", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Rabbidir4 iki doğunun235; ve Rabbidir4 iki batının235.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "463", "kuranAyetNo" : "4916", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Akanlara*; dönüp saklananlara.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 el-cevari akanlara الْجَوَارِ جري 2 l-kunnesi dönüp saklananlara الْكُنَّسِ كنس", "ayetNo" : "16", "ayetNot" : "", "id" : "473", "kuranAyetNo" : "5814", "not1" : "*(ٱلْبَحْرِ) l-cevâri kelimesi kökü (جري) olup akmak (flow), cereyan yapmak (stream) anlamındadır. Ayette isim kelimesi ve çoğul olarak gelmiş olup ‘akanlar’ anlamındadır. Ayrıca 55:24 ayetinde de geçer.", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Ve yaratmış değilim cinni210 ve insanı; ancak kulluk46 etmeleri için bana.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ma ve değil وَمَا - 2 halektu yarattım خَلَقْتُ خلق 3 l-cinne cinni الْجِنَّ جنن 4 vel'inse ve insanı وَالْإِنْسَ انس 5 illa dışında إِلَّا - 6 liyea'buduni kulluk etmeleri için bana لِيَعْبُدُونِ عبد", "ayetNo" : "56", "ayetNot" : "", "id" : "415", "kuranAyetNo" : "4729", "not1" : "", "surahName" : "Zâriyât", "sureNo" : "51" }, { "ayetIe" : "Ve ki eğer dikelselerdi\/doğrulsalardı tarikata\/yola doğru; mutlak içirirdik\/verirdik onlara bol bir su.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve en levi ve ki eğer وَأَنْلَوِ - 2 stekamu dikelselerdi\/doğrulsalardı اسْتَقَامُوا قوم 3 ala doğru عَلَى - 4 t-tarikati tarikata\/yola الطَّرِيقَةِ طرق 5 leeskaynahum mutlak içirirdik\/verirdik   onlara لَأَسْقَيْنَاهُمْ سقي 6 maen bir su مَاءً موه 7 gadekan bol غَدَقًا غدق", "ayetNo" : "16", "ayetNot" : "", "id" : "431", "kuranAyetNo" : "5461", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Ki aşmayın sınırı* mizanda228.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ella ki أَلَّا - 2 tetgav taşkınlık yapmayın\/aşmayın denge sınırını تَطْغَوْا طغي 3 fi فِي - 4 l-mizani mizanda الْمِيزَانِ وزن", "ayetNo" : "8", "ayetNot" : "", "id" : "454", "kuranAyetNo" : "4907", "not1" : "*Yüce Allah'ın evrene koymuş olduğu sabitler (55:7) evrenin bir denge içinde akıp gitmesini sağlar. Ayette insanoğluna çok önemli bir uyarı yapılmaktadır. Evrenin bu sabitlerle oluşmuş olan dengesinin sınırlarının aşılmaması gerektiği bildirilmektedir. Mutlak ki Yüce Rabbimiz doğru söylemiştir. İnsanların Rahman'ın uyarısını dinlemediği de ortadadır. Atmosferse atom bombası patlatan bu tür Rabbinin emrini çiğnemiştir. Tek tanrıcılar olarak; sadece Kur'an diyen kimseler olarak Rabbimizin emrine uymalıyız. Dünyamızın dengesini bozmamalıyız. Düzeltmek için çalışmalıyız. ", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer korktuysanız; öyle ki yürüyenler ya da binenler (olarak); öyle ki ne zaman emin\/güvende oldunuz; öyle ki anın\/zikredin* Allah'ı; öğrettiği\/bildirdiği gibi** sizlere; asla bilir olmadığınızı.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 2 hiftum korktunuzsa خِفْتُمْ خوف 3 fericalen yürüyenler فَرِجَالًا رجل 4 ev ya da أَوْ - 5 rukbanen binenler رُكْبَانًا ركب 6 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 7 emintum emin\/güvende oldunuz أَمِنْتُمْ امن 8 fezkuru öyle ki anın\/zikredin فَاذْكُرُوا ذكر 9 llahe Allah'ı اللَّهَ - 10 kema gibi كَمَا - 11 allemekum öğrettiği\/bildirdiği sizlere عَلَّمَكُمْ علم 12 ma مَا - 13 lem asla لَمْ - 14 tekunu olmazsınız تَكُونُوا كون 15 tea'lemune bilirler تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "239", "ayetNot" : "", "id" : "472", "kuranAyetNo" : "246", "not1" : "*Korku durumu varsa emin\/güvende oluncaya kadar salâtlarda öğrenilen Kur'an'ın hatırlanması\/zikredilmesi ertelenebilir. 238 ayetinde işaret edilen salâtlar asla durdurulamaz. Ancak savaş durumunda kısaltılabilir (4:101-102). Salâtlarda yani vakitli Kur'an derslerinde öğrenilen Kur'an salât sonrası hatırlanacaktır. Yürürken de, binekler üzerindeyken de. Her durumda. Ancak korku varsa Kur'an'ın hatırlanması emin\/güvende oluncaya kadar ertelenebilir.     **Yüce Allah insana Kur'an'ı öğrettiğini, bildirdiğini 55:2 ayetinde açık ve net olarak bildirmiştir. Salâtta öğrettiği Kur'an'daki gibi. ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Bilmesi\/bilindik kılması için (Allah’ın) ki muhakkak tebliğ ettiler (resûller) Rablerinin4 risâletini223; ve kuşattı\/sardı (Allah) onlarla (resûllerle) olanı; ve saydı\/hesapladı (Allah) her bir şeyi adetçe\/sayıca.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 liyea'leme bilmesi\/\/bilindik kılması için (Allah’ın) لِيَعْلَمَ علم 2 en ki أَنْ - 3 kad muhakkak قَدْ - 4 eblegu tebliğ ettiler (resuller) أَبْلَغُوا بلغ 5 risalati risaletini رِسَالَاتِ رسل 6 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب 7 ve ehata ve kuşattı\/sardı وَأَحَاطَ حوط 8 bima بِمَا - 9 ledeyhim onlarla (resullerle) olanı لَدَيْهِمْ - 10 ve ehsa ve saydı\/hesapladı وَأَحْصَىٰ حصي 11 kulle her bir كُلَّ كلل 12 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 13 adeden bir adetçe\/sayıca عَدَدًا عدد", "ayetNo" : "28", "ayetNot" : "", "id" : "442", "kuranAyetNo" : "5473", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun yarattık insanı salsâlinden224; topraktan*; şekillendirilmiş**.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 halekna yarattık خَلَقْنَا خلق 3 l-insane insanı الْإِنْسَانَ انس 4 min مِنْ - 5 salsalin salsâlinden صَلْصَالٍ صلصل 6 min مِنْ - 7 hamein topraktan حَمَإٍ حما 8 mesnunin şekillendirilmiş مَسْنُونٍ سنن", "ayetNo" : "26", "ayetNot" : "", "id" : "446", "kuranAyetNo" : "1826", "not1" : "*Molekülleri oluşturan atomlar topraktan\/yerden\/yeryüzünden gelmektedir. **Her bir molekül farklı bir şekildedir.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "36", "ayetNot" : "", "id" : "485", "kuranAyetNo" : "4935", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Çıkar ikisinden inci255 ve mercan249.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 yehrucu çıkar يَخْرُجُ خرج 2 minhuma ikisinden مِنْهُمَا - 3 l-lu'lu'u inci اللُّؤْلُؤُ لالا 4 velmercanu ve mercan وَالْمَرْجَانُ مرج", "ayetNo" : "22", "ayetNot" : "", "id" : "468", "kuranAyetNo" : "4921", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "\"Ve bizler (cinler) ki; varsayımda* bulunduk ki asla aciz bırakamayız Allah'ı yerde\/yeryüzünde; ve asla aciz bırakamayız O’nu (Allah’ı); bir kaçışta\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve enna ve ki biz وَأَنَّا - 2 zenenna varsayımda bulunduk ظَنَنَّا ظنن 3 en ki أَنْ - 4 len asla لَنْ - 5 nua'cize aciz bırakamayız نُعْجِزَ عجز 6 llahe Allah'ı اللَّهَ - 7 fi فِي - 8 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 9 velen ve asla وَلَنْ - 10 nua'cizehu aciz bırakamayız O’nu (Allah’ı) نُعْجِزَهُ عجز 11 heraben bir kaçış (-la) هَرَبًا هرب", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "", "id" : "427", "kuranAyetNo" : "5457", "not1" : "*İşaretlerle kanaat getirdik.", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "459", "kuranAyetNo" : "4912", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "*Ve O'nadır (Allah’adır) akanlar238; yükseltilenler bol suda236; dağlar gibi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velehu ve O'nadır (Allah’adır) وَلَهُ - 2 l-cevari akanlar الْجَوَارِ جري 3 l-munşatu yükseltilenler الْمُنْشَاتُ نشا 4 fi فِي - 5 l-behri bol suda الْبَحْرِ بحر 6 kalea'lami dağlar gibi كَالْأَعْلَامِ علم", "ayetNo" : "24", "ayetNot" : "", "id" : "470", "kuranAyetNo" : "4923", "not1" : "*Bol suda yani denizlerde bulunan, yükseltilmiş, dağ gibi yükselen ve alçalan akanlar sayesinde dünya balıkçılığının %25'i sağlanmaktadır. Bu yükselen akanları takip eden deniz ürünleri Rabbimizin nimetlerindendir. Tam olarak 31 kez \"Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini (siz ikiniz) yalanlarsınız?\" tekrarı işte bu nedenledir.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "30", "ayetNot" : "", "id" : "480", "kuranAyetNo" : "4929", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öğretti ona beyanı226*", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 allemehu bildirdi\/öğretti ona (insana) عَلَّمَهُ علم 2 l-beyane beyanı الْبَيَانَ بين", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "451", "kuranAyetNo" : "4903", "not1" : "*İnsanı diğer türlerden ayrıcalıklı yapan şey yaratılış özelliği olan beynidir. Beyin de avatar bedenin evrimleşmesi sürecinde gelişti ve insan düşünebilen, akledebilen bir varlık oldu. Düşüncelerini ve fikirlerini diğer insanlara beyan ederek aktarabilir hale geldi. Bu aktarma sureci insanın edinmiş olduğu deneyimleri bir sonraki nesillere aktarabilme olanağı da sağladı. Bu da insanoğlunun gelişmiş bir varlık olmasını sağladı. Ayette insanın beyan etme yeteneğinin vurgulanması gerçekten büyük bir mucizedir. ", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Edindiler\/tuttular yeminlerini\/sözleşmelerini bir örtü\/gizleme; öyle ki saptırdılar\/döndürdüler Allah'ın yolundan; doğrusu onlardır; kötüleşti yapar oldukları.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ittehazu edindiler\/tuttular اتَّخَذُوا اخذ 2 eymanehum yeminlerini\/sözleşmelerini أَيْمَانَهُمْ يمن 3 cunneten bir örtü\/gizleme جُنَّةً جنن 4 fesaddu öyle ki saptırdılar\/döndürdüler فَصَدُّوا صدد 5 an عَنْ - 6 sebili yolundan سَبِيلِ سبل 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 9 sa'e kötüleşti سَاءَ سوا 10 ma مَا - 11 kanu oldukları كَانُوا كون 12 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "445", "kuranAyetNo" : "5188", "not1" : "", "surahName" : "Münâfikûn", "sureNo" : "63" }, { "ayetIe" : "Baki kalır* Rabbinin4 yüzü; Celâl239 ve İkrâm240 sahibi241.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 veyebka baki kalır وَيَبْقَىٰ بقي 2 vechu yüzü وَجْهُ وجه 3 rabbike Rabbinin رَبِّكَ ربب 4 zu sahibi ذُو - 5 l-celali celâl الْجَلَالِ جلل 6 vel'ikrami ve ikrâm وَالْإِكْرَامِ كرم", "ayetNo" : "27", "ayetNot" : "", "id" : "477", "kuranAyetNo" : "4926", "not1" : "*Asla yok olmaz, eksilmez, zarar görmez.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve o (Muhammed peygamber) ki; ne zaman ki ayağa kalktı\/dikeldi; Allah'ın kuludur; çağırdığında219 O’nu (Allah’ı); neredeyse olurlar (cinler) onun üzerine kalın bir bulut kümesi\/pamuk yığını.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ennehu ve ki o وَأَنَّهُ - 2 lemma ne zaman ki لَمَّا - 3 kame ayağa kalktı\/dikeldi قَامَ قوم 4 abdu kulu عَبْدُ عبد 5 llahi Allah'ın اللَّهِ - 6 yed'uhu çağırır O’nu (Allah’ı) يَدْعُوهُ دعو 7 kadu neredeyse كَادُوا كود 8 yekunune olurlar يَكُونُونَ كون 9 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ - 10 libeden kalın bir bulut kümesi\/pamuk yığını لِبَدًا لبد", "ayetNo" : "19", "ayetNot" : "", "id" : "433", "kuranAyetNo" : "5464", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Ve tahıl; sap-yaprak sahibi; ve reyhan*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velhabbu ve tahıl وَالْحَبُّ حبب 2 zu sahibi ذُو - 3 l-asfi sap-yaprak الْعَصْفِ عصف 4 ve rrayhanu ve reyhan وَالرَّيْحَانُ روح", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "", "id" : "458", "kuranAyetNo" : "4911", "not1" : "*Reyhanın\/fesleğenin işaret edilmesi boşuna değildir. Kur'an’da reyhan\/fesleğen (ocimum basilicum) neden işaret edilmiş olabilir? Rahatlatıcı\/sakinleştirici özelliği işaret edilmiş olabilir mi?", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Dedi cinlerden91 bir ifrit (tilki gibi kurnaz\/cingöz): “Ben gelirim sana onunla; öncesi ki kalkarsın makamından; ve doğrusu benim onun üzerine mutlak yeten; güvenilir\/emin.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi قَالَ قول 2 ifritun bir ifrit عِفْرِيتٌ عفر 3 mine -den مِنَ - 4 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن 5 ena ben أَنَا - 6 atike gelirim sana اتِيكَ اتي 7 bihi onunla بِهِ - 8 kable öncesi قَبْلَ قبل 9 en ki أَنْ - 10 tekume kalkarsın تَقُومَ قوم 11 min -dan مِنْ - 12 mekamike makamın- مَقَامِكَ قوم 13 ve inni doğrusu benim وَإِنِّي - 14 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ - 15 lekaviyyun mutlak kuvvetli لَقَوِيٌّ قوي 16 eminun güvenilir\/emin أَمِينٌ امن", "ayetNo" : "39", "ayetNot" : "", "id" : "409", "kuranAyetNo" : "3196", "not1" : "", "surahName" : "Neml", "sureNo" : "27" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun ektik\/tohumladık cehennem için birçoğunu cinden210 ve insandan; onlaradır* kalpler213 akletmezler562 onunla; ve onlaradır gözler bakmazlar onunla; ve onlaradır kulaklar işitmezler onunla; işte bunlar; en'âmdır645; evet! Onlar daha dalalet128 içindedir; işte bunlar; onlardır gâfiller310.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "179", "ayetNot" : "", "id" : "406", "kuranAyetNo" : "1133", "not1" : "*'Onlaradır geçişi önemlidir. Bu zamir hem cinleri hem de insanları kapsar. Bu durumda cinlerin insanların kalp, göz ve kulak organlarının işlevini yapan, benzer özelliklere sahip, kendilerine özgü mekanizmalara sahip olduklarını anlarız. Kendi yaratılış özelliklerine göre bu varlıkların kendi iradelerinin olduğunu, çevrelerinde olan şeylerden görme ve işitme gibi özellikler gibi farkındalık sahibi olduklarını anlarız.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman tamamladık ona (Süleyman’a) ölümü644*; göstermiş değildi onlara ölümünü* (Süleyman’ın); değneğini\/bastonunu (Süleyman’ın) yiyen bir yer\/yeryüzü canlısı dışında; öyle ki ne zaman yere kapandı (Süleyman); beyan oldu226 cinne91; ki eğer olsalardı bilirler bilinmeyeni\/görünmeyeni\/gaybı; kalır değillerdi alçaltıcı\/yıkıcı azapta.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 kadeyna karara bağladık قَضَيْنَا قضي 3 aleyhi ona (Süleyman’a) عَلَيْهِ - 4 l-mevte ölümü الْمَوْتَ موت 5 ma değildi مَا - 6 dellehum göstermiş onlara, دَلَّهُمْ دلل 7 ala عَلَىٰ - 8 mevtihi ölümünü (Süleyman’ın) مَوْتِهِ موت 9 illa dışında إِلَّا - 10 dabbetu bir yer canlısı دَابَّةُ دبب 11 l-erdi yer\/yeryüzü الْأَرْضِ ارض 12 te'kulu yer تَأْكُلُ اكل 13 minseetehu değneğini\/bastonunu onun مِنْسَأَتَهُ نسا 14 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 15 harra yere kapandı (Süleyman) خَرَّ خرر 16 tebeyyeneti beyan oldu\/deklere oldu تَبَيَّنَتِ بين 17 l-cinnu cinne الْجِنُّ جنن 18 en ki أَنْ - 19 lev eğer لَوْ - 20 kanu olsalardı كَانُوا كون 21 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم 22 l-gaybe bilinmeyeni\/görünmeyeni\/gaybı الْغَيْبَ غيب 23 ma değil مَا - 24 lebisu kalırlar لَبِثُوا لبث 25 fi فِي - 26 l-azabi azapta الْعَذَابِ عذب 27 l-muhini alçaltıcı\/yıkıcı الْمُهِينِ هون", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "", "id" : "410", "kuranAyetNo" : "3618", "not1" : "*Sizin ölüm olarak tanımladığınız şeyi. Tüm resûller tıpkı resûl Îsâ gibi sadece vefat ettirilmiştir. İnsanların ölüm tanımı gibi bir olay gerçekleşse de gerçek anlamda ölmemişlerdir. Bilinçleri kaybolmadan Yüce Allah'ın indinde\/katında bulunan selam diyarına\/yurduna yerleştirilmişlerdir ve orada Rableri tarafından rızıklandırılmaktadırlar. Tıpkı Yüce Allah yolunda katledilen kimseler gibi. İnsanlar Yüce Allah yolunda katledilen kimseleri kendi tanımlarıyla ölü olarak görseler de aslında o kimseler gerçek anlamda ölmemektedirler. İnsanlar sadece bu durumun şuuruna varamamaktadırlar; anlayamamaktadırlar.", "surahName" : "Sebe'", "sureNo" : "34" }, { "ayetIe" : "Ve ayetlerindendir237 O’nun (Allah'ın); akanlar238 bol suda236; dağlar gibi.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "32", "ayetNot" : "", "id" : "474", "kuranAyetNo" : "4302", "not1" : "", "surahName" : "Şûrâ", "sureNo" : "42" }, { "ayetIe" : "Eğer dilerse (Allah) sakinleştirir rüzgarı; öyle ki kalakalırlar (akanlar) hareketsiz\/durağan; arka tarafına doğru onun (bol suyun); doğrusu bundadır mutlak ayetler her bir sabreden51, şükreden43 için.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 in eğer إِنْ - 2 yeşe' dilerse (Allah) يَشَأْ شيا 3 yuskini sakinleştirir يُسْكِنِ سكن 4 r-riha rüzgarı الرِّيحَ روح 5 feyezlelne öyle ki kalakalır فَيَظْلَلْنَ ظلل 6 ravakide hareketsiz\/durağan رَوَاكِدَ ركد 7 ala عَلَىٰ - 8 zehrihi arka tarafına doğru onun (bol suyun) ظَهْرِهِ ظهر 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 fi فِي - 11 zalike bundadır ذَٰلِكَ - 12 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي 13 likulli her bir için لِكُلِّ كلل 14 sabbarin sabreden صَبَّارٍ صبر 15 şekurin şükreden شَكُورٍ شكر", "ayetNo" : "33", "ayetNot" : "", "id" : "471", "kuranAyetNo" : "4303", "not1" : "", "surahName" : "Şûrâ", "sureNo" : "42" }, { "ayetIe" : "\"Ve bizler (cinler) ki; bizdendir sâlihler217; ve bizdendir bunun alçağı\/aşağısı; olduk tarikatlar\/yollar; parçalara dağılanlar.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve enna ve ki bizler وَأَنَّا - 2 minna bizdendir مِنَّا - 3 s-salihune salihler الصَّالِحُونَ صلح 4 ve minna ve bizdendir وَمِنَّا - 5 dune alçağı\/aşağısı دُونَ دون 6 zalike bunun ذَٰلِكَ - 7 kunna olduk كُنَّا كون 8 taraika tarikatlar\/yollar طَرَائِقَ طرق 9 kideden parçalara dağılanlar قِدَدًا قدد", "ayetNo" : "11", "ayetNot" : "", "id" : "426", "kuranAyetNo" : "5456", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "De ki: “Vahyedildi603 bana; ki onu (Kur’an’ı) dinledi cinden bir takım\/grup; öyle ki dediler: “Doğrusu biz dinledik bir Kur'an; acayip\/şaşılan.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 uhiye vahy edildi أُوحِيَ وحي 3 ileyye bana إِلَيَّ - 4 ennehu ki onu (Kur’an’ı) أَنَّهُ - 5 stemea dinledi اسْتَمَعَ سمع 6 neferun bir takım نَفَرٌ نفر 7 mine مِنَ - 8 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن 9 fe kalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول 10 inna doğrusu biz إِنَّا - 11 semia'na dinledik سَمِعْنَا سمع 12 kur'anen bir Kur'an قُرْانًا قرا 13 aceben acayip\/şaşılan عَجَبًا عجب", "ayetNo" : "1", "ayetNot" : "", "id" : "417", "kuranAyetNo" : "5446", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Fitnelendirmemiz için orada; ve kim yüz çevirirse Rabbinin4 zikrinden78; bir delikten geçirir gibi sokar (Rabbi) onu yükselen\/dikleşen\/tırmanan* bir azaba.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lineftinehum fitnelendirmemiz için لِنَفْتِنَهُمْ فتن 2 fihi orada فِيهِ - 3 ve men ve kim وَمَنْ - 4 yua'rid yüz çevirirse يُعْرِضْ عرض 5 an عَنْ - 6 zikri Zikrinden ذِكْرِ ذكر 7 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب 8 yeslukhu iğne deliğinden\/delikten geçirir gibi sokar onu يَسْلُكْهُ سلك 9 azaben bir azaba عَذَابًا عذب 10 saaden yükselen\/dikleşen\/tırmanan صَعَدًا صعد", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "432", "kuranAyetNo" : "5462", "not1" : "*Şiddeti giderek yükselen, tırmanan bir azap.", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "De ki: “Doğrusu ben; asla koruyamaz222 beni Allah’tan birisi; ve asla bulamam O’nun astından bir sığınak.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 inni doğrusu ben إِنِّي - 3 len asla لَنْ - 4 yucirani koruyamaz beni يُجِيرَنِي جور 5 mine -tan مِنَ - 6 llahi Allah- اللَّهِ - 7 ehadun birisi أَحَدٌ احد 8 velen ve asla وَلَنْ - 9 ecide bulamam أَجِدَ وجد 10 min مِنْ - 11 dunihi astından O’nun دُونِهِ دون 12 multehaden bir sığınak مُلْتَحَدًا لحد", "ayetNo" : "22", "ayetNot" : "", "id" : "436", "kuranAyetNo" : "5467", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Her kimse; üzerinde onun (yerin\/yeryüzünün); fânilerdir\/yok olanlardır.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kullu her كُلُّ كلل 2 men kimse مَنْ - 3 aleyha üzerinde onun (yerin) عَلَيْهَا - 4 fanin fânilerdir\/yok olanlardır فَانٍ فني", "ayetNo" : "26", "ayetNot" : "", "id" : "476", "kuranAyetNo" : "4925", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "De ki: “Doğrusu ben malik olmam\/yetki sahibi olmam sizlere; bir zarara\/hasara; ve ne de bir doğruya.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 inni doğrusu ben إِنِّي - 3 la لَا - 4 emliku malik olmam\/sahip olmam أَمْلِكُ ملك 5 lekum sizlere لَكُمْ - 6 derran bir zarara\/hasara ضَرًّا ضرر 7 ve la ve ne de وَلَا - 8 raşeden bir doğruya رَشَدًا رشد", "ayetNo" : "21", "ayetNot" : "", "id" : "435", "kuranAyetNo" : "5466", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Ve dedi kâfirlik25 etmiş kimseler: “Rabbimiz4! Göster bize ikisini; dalalete128 sürükledi ikisi bizleri; cinden210 ve insandan; koyalım\/yapalım ikisini ayaklarımızın altına; olmaları için sefillerden.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 4 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب 5 erina göster bize أَرِنَا راي 6 l-lezeyni ikisini اللَّذَيْنِ - 7 edellana dalalete sürükledi ikisi bizleri أَضَلَّانَا ضلل 8 mine مِنَ - 9 l-cinni cinden الْجِنِّ جنن 10 vel'insi ve insandan وَالْإِنْسِ انس 11 nec'alhuma yapalım ikisini نَجْعَلْهُمَا جعل 12 tehte altına تَحْتَ تحت 13 ekdamina ayaklarımızın أَقْدَامِنَا قدم 14 liyekuna olmaları için لِيَكُونَا كون 15 mine مِنَ - 16 l-esfeline sefillerden الْأَسْفَلِينَ سفل", "ayetNo" : "29", "ayetNot" : "", "id" : "413", "kuranAyetNo" : "4245", "not1" : "", "surahName" : "Fussilet", "sureNo" : "41" }, { "ayetIe" : "Bilendir gaybı62; öyle ki zahir\/belli etmez kendi gaybı62 üzerine birini.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 aalimu bilendir عَالِمُ علم 2 l-gaybi gaybı الْغَيْبِ غيب 3 fela öyle ki فَلَا - 4 yuzhiru zahir\/belli etmez يُظْهِرُ ظهر 5 ala üzerine عَلَىٰ - 6 gaybihi gaybı onun\/kendi غَيْبِهِ غيب 7 ehaden birine أَحَدًا احد", "ayetNo" : "26", "ayetNot" : "", "id" : "440", "kuranAyetNo" : "5471", "not1" : "", "surahName" : "Cin", "sureNo" : "72" }, { "ayetIe" : "Bilinir\/tanınır suçlular simalarıyla\/yüzleriyle; öyle ki tutulur perçemleriyle ve ayaklarıyla.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 yua'rafu bilinir\/tanınır يُعْرَفُ عرف 2 l-mucrimune suçlular الْمُجْرِمُونَ جرم 3 bisimahum simalarıyla\/yüzleriyle بِسِيمَاهُمْ سوم 4 fe yu'hazu öyle ki tutulur فَيُؤْخَذُ اخذ 5 bin-nevasi perçemleriyle بِالنَّوَاصِي نصي 6 vel'ekdami ve ayaklarıyla وَالْأَقْدَامِ قدم", "ayetNo" : "41", "ayetNot" : "", "id" : "490", "kuranAyetNo" : "4940", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve işte böyledir; yaptık her bir nebiye132 bir düşman; şeytânlar29, insan ve cin210 (-den); fısıldar bir kısmı onların bir kısım üzerine süslü sözler; bir aldatma\/kandırmadır; ve eğer dileseydi Rabbin yapamazlardı onu; öyleyse bırak\/terk et onları ve uydurdukları yalanları.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 3 likulli her لِكُلِّ كلل 4 nebiyyin bir nebiye نَبِيٍّ نبا 5 aduvven bir düşman عَدُوًّا عدو 6 şeyatine şeytanlar شَيَاطِينَ شطن 7 l-insi insan الْإِنْسِ انس 8 velcinni ve cin وَالْجِنِّ جنن 9 yuhi fısıldar يُوحِي وحي 10 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض 11 ila إِلَىٰ - 12 bea'din bir kısım üzerine بَعْضٍ بعض 13 zuhrufe süslü زُخْرُفَ زخرف 14 l-kavli sözler الْقَوْلِ قول 15 gururan bir aldatma\/kandırma غُرُورًا غرر 16 velev ve eğer وَلَوْ - 17 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 18 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب 19 ma مَا - 20 fealuhu yapmazlardı onu فَعَلُوهُ فعل 21 fezerhum öyleyse bırak\/terk et onları فَذَرْهُمْ وذر 22 ve ma ve وَمَا - 23 yefterune uydurdukları yalanları يَفْتَرُونَ فري", "ayetNo" : "112", "ayetNot" : "", "id" : "401", "kuranAyetNo" : "901", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "47", "ayetNot" : "", "id" : "496", "kuranAyetNo" : "4946", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve yer\/yeryüzü; koydu\/yaydı\/alçalttı232 onu; yaratıklar için.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vel'erde ve yeri\/yeryüzünü وَالْأَرْضَ ارض 2 vedeaha koydu onu وَضَعَهَا وضع 3 lilenami yaratıklar için لِلْأَنَامِ انم", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "456", "kuranAyetNo" : "4909", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "16", "ayetNot" : "", "id" : "462", "kuranAyetNo" : "4915", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "28", "ayetNot" : "", "id" : "478", "kuranAyetNo" : "4927", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "32", "ayetNot" : "", "id" : "482", "kuranAyetNo" : "4931", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve karşılaştıkları zaman iman47 etmiş kimselere; dediler: ”İman47 ettik”; ve yalnız kaldığı zaman; bazısı onların bazısına doğru dediler: ”Onlara Allah'ın sizlere açtığını* mı söylersiniz**? Tartışarak mağlup etmeleri*** için sizleri onunla (Allah'ın açtığıyla) Rabbinizin indinde\/katında”; öyleyse akletmez562 misiniz****?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 leku karşılaştıkları لَقُوا لقي 3 ellezine kimselere الَّذِينَ - 4 amenu iman etmiş امَنُوا امن 5 kalu dediler قَالُوا قول 6 amenna iman ettik امَنَّا امن 7 veiza ve zaman وَإِذَا - 8 hala yalnız kaldığı خَلَا خلو 9 bea'duhum bazısı onların بَعْضُهُمْ بعض 10 ila doğru إِلَىٰ - 11 bea'din bazısına بَعْضٍ بعض 12 kalu dediler قَالُوا قول 13 etuhaddisunehum söyler misiniz onlara أَتُحَدِّثُونَهُمْ حدث 14 bima بِمَا - 15 feteha açtığını فَتَحَ فتح 16 llahu Allah'ın اللَّهُ - 17 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 18 liyuhaccukum argümanla\/tartışarak mağlup ederler sizleri لِيُحَاجُّوكُمْ حجج 19 bihi onunla بِهِ - 20 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 21 rabbikum Rabbinizin رَبِّكُمْ ربب 22 efela Öyle ki أَفَلَا - 23 tea'kilune akletmez misiniz? تَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "76", "ayetNot" : "", "id" : "558", "kuranAyetNo" : "83", "not1" : "*Kutsal kitapların ayetleri. Hidayetin yollarını açarlar; cennetlerin yolunu açarlar. **Ayetleri halkan\/toplumdan gizleyelim. Ayetleri açık etmeyelim. Toplum anlamasın ayetleri. Bizim kontrolümüzde olsunlar.   ***Sizler ayetleri onlara açık ederseniz onlar da bu ayetleri Rabbinizin katında sizlere karşı kullanır ve sizlere galip gelirler. ****Yüce Allah bu düşüncenin toptan akılsızlık, beyinsizlik olduğunu vurgulamaktadır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve katlettiğiniz35 zaman bir nefsi201; öyle ki püskürttünüz\/reddettiniz (suçlamaları) onun (nefsin) hakkındaki; ve Allah çıkarandır gizler olduğunuzu.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 kateltum katlettiniz قَتَلْتُمْ قتل 3 nefsen bir nefsi نَفْسًا نفس 4 feddara'tum öyle ki geri püskürttünüz\/reddettiniz فَادَّارَأْتُمْ درا 5 fiha hakkında onun (nefsin) فِيهَا - 6 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 7 muhricun çıkarandır مُخْرِجٌ خرج 8 ma مَا - 9 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون 10 tektumune gizlersiniz تَكْتُمُونَ كتم", "ayetNo" : "72", "ayetNot" : "", "id" : "554", "kuranAyetNo" : "79", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve asla temenni etmezler onu (ölümü) ebediyen; önceden gönderdiğinden\/yolladığından dolayı ellerinin; ve Allah bilendir zalimleri257.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velen ve asla وَلَنْ - 2 yetemennevhu temenni etmezler onu يَتَمَنَّوْهُ مني 3 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد 4 bima dolayı بِمَا - 5 kaddemet önceden gönderdiğinden\/yolladığından قَدَّمَتْ قدم 6 eydihim ellerinin أَيْدِيهِمْ يدي 7 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 8 alimun bilindir عَلِيمٌ علم 9 biz-zalimine zalimleri بِالظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "95", "ayetNot" : "", "id" : "576", "kuranAyetNo" : "102", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun verdik Musa'ya kitabı*; ve gönderdik resûller418 kafiyeli\/ahenkli (olarak)** ardından onun (Musa’nın); ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanlar226; ve destekledik onu kutsal ruhla279; öyle (değil) mi? Her ne zaman geldi\/ulaştı sizlere bir resûl418, nefislerinizin201 hevâsına278 uymayanla; büyüklendiniz\/kibirlendiniz; öyle ki bir fırka\/grup yalanlarsınız195; ve bir fırka\/grup katledersiniz35.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 ateyna verdik اتَيْنَا اتي 3 musa Musa'ya مُوسَى - 4 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 5 ve kaffeyna ve gönderdik kafiyeli\/ahenkli وَقَفَّيْنَا قفو 6 min مِنْ - 7 bea'dihi ardından onun (Musa’nın) بَعْدِهِ بعد 8 bir-rusuli resuller بِالرُّسُلِ رسل 9 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي 10 iysa Îsa'ya عِيسَى - 11 bne oğlu ابْنَ بني 12 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 13 l-beyyinati beyanlar\/deklarasyonlar الْبَيِّنَاتِ بين 14 ve eyyednahu ve destekledik onu وَأَيَّدْنَاهُ ايد 15 biruhi ruhla بِرُوحِ روح 16 l-kudusi kutsal الْقُدُسِ قدس 17 efekullema öyle mi? her ne zaman أَفَكُلَّمَا كلل 18 ca'ekum geldi\/ulaştı sizlere جَاءَكُمْ جيا 19 rasulun bir resul رَسُولٌ رسل 20 bima بِمَا - 21 la لَا - 22 tehva hevâsına uymayanla تَهْوَىٰ هوي 23 enfusukumu nefislerinizin أَنْفُسُكُمُ نفس 24 stekbertum büyüklendiniz\/kibirlendiniz اسْتَكْبَرْتُمْ كبر 25 feferikan öyle ki bir fırka\/grup فَفَرِيقًا فرق 26 kezzebtum yalanlarsınız كَذَّبْتُمْ كذب 27 ve ferikan ve bir fırka\/grup وَفَرِيقًا فرق 28 tektulune katledersiniz تَقْتُلُونَ قتل", "ayetNo" : "87", "ayetNot" : "", "id" : "568", "kuranAyetNo" : "94", "not1" : "*Tevrat **Bir düzene bağlı şekilde.  ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Bereketlendi252 Rabbinin4 adı\/ismi49; Celâl239 ve İkrâm240 sahibi241.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "78", "ayetNot" : "", "id" : "527", "kuranAyetNo" : "4977", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve dediğiniz zaman: “Ey Musa! Asla sabretmeyiz51 tek bir yemeğe; öyle ki dua80 et bizlere; Rabbine4; çıkarsın bizlere bitirdiğinden yerin baklagilinden; ve hıyarından\/kabağından; ve sarımsağından; ve mercimeğinden; ve soğanından onun”; dedi (Musa): “Takas mı edersiniz o ast\/aşağı olanı o hayır olanla? İnin bir şehre; öyle ki doğrusu sizleredir sual ettiğiniz\/sorduğunuz”; ve vuruldu üzerlerine aşağılık\/alçaklık ve miskinlik113; ve maruz kaldılar Allah’tan bir gazaba; işte bu; nedeniyledir ki kâfirlik25 eder oldular Allah'ın ayetlerine; ve katleder35 (oldular) nebileri132 hak değilken; işte bu; nedeniyledir (ki) isyan ettiler ve sınırı aşar oldular.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 kultum dediniz قُلْتُمْ قول 3 ya musa ey Musa يَا مُوسَىٰ - 4 len asla لَنْ - 5 nesbira sabretmeyiz نَصْبِرَ صبر 6 ala عَلَىٰ - 7 taaamin bir yemeğe طَعَامٍ طعم 8 vahidin tek وَاحِدٍ وحد 9 fed'u öyle ki dua et فَادْعُ دعو 10 lena bizlere لَنَا - 11 rabbeke Rabbine رَبَّكَ ربب 12 yuhric çıkarsın يُخْرِجْ خرج 13 lena bizlere لَنَا - 14 mimma مِمَّا - 15 tunbitu bitirdiğinden تُنْبِتُ نبت 16 l-erdu yerin الْأَرْضُ ارض 17 min مِنْ - 18 bekliha baklagilinden بَقْلِهَا بقل 19 vekissaiha ve hıyarından\/kabağından وَقِثَّائِهَا قثا 20 vefumiha ve sarımsağından وَفُومِهَا فوم 21 veadesiha ve mercimeğinden وَعَدَسِهَا عدس 22 ve besaliha ve soğanından onun وَبَصَلِهَا بصل 23 kale dedi (Musa) قَالَ قول 24 etestebdilune takas mı edersiniz أَتَسْتَبْدِلُونَ بدل 25 llezi olan الَّذِي - 26 huve o هُوَ - 27 edna ast\/aşağı\/ أَدْنَىٰ دنو 28 billezi' olanla بِالَّذِي - 29 huve o هُوَ - 30 hayrun hayır خَيْرٌ خير 31 hbitu inin اهْبِطُوا هبط 32 misran bir şehre مِصْرًا مصر 33 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 34 lekum sizleredir لَكُمْ - 35 ma مَا - 36 seeltum sual ettiğiniz\/sorduğunuz سَأَلْتُمْ سال 37 ve duribet ve vuruldu وَضُرِبَتْ ضرب 38 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 39 z-zilletu aşağılık\/alçaklık الذِّلَّةُ ذلل 40 velmeskenetu ve miskinlik وَالْمَسْكَنَةُ سكن 41 ve ba'u ve maruz kaldılar\/ وَبَاءُوا بوا 42 bigadebin bir gazaba بِغَضَبٍ غضب 43 mine -tan مِنَ - 44 llahi Allah- اللَّهِ - 45 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 46 biennehum doğrusu onların nedeniyledir بِأَنَّهُمْ - 47 kanu oldular كَانُوا كون 48 yekfurune Kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر 49 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي 50 llahi Allah'ın اللَّهِ - 51 ve yektulune ve katlederler وَيَقْتُلُونَ قتل 52 n-nebiyyine nebileri النَّبِيِّينَ نبا 53 bigayri başka بِغَيْرِ غير 54 l-hakki hak\/gerçek الْحَقِّ حقق 55 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 56 bima nedeniyledir بِمَا - 57 asav isyan ettiler عَصَوْا عصي 58 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 59 yea'tedune sınırı aştılar يَعْتَدُونَ عدو", "ayetNo" : "61", "ayetNot" : "", "id" : "541", "kuranAyetNo" : "68", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki dedik: “Vurun ona274 (ölü adama) bir parçasıyla onun (dişi sığırın)”; işte böyledir; diriltir\/canlandırır Allah ölüleri; ve gösterir sizlere ayetlerini*; belki sizler akledersiniz.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "73", "ayetNot" : "", "id" : "555", "kuranAyetNo" : "80", "not1" : "*Yüce Allah'ın Kur'an'da prekordiyal vuruşu işaret etmesi de gelecek nesiller için büyük bir ayet\/mucize olmuştur. ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "61", "ayetNot" : "", "id" : "510", "kuranAyetNo" : "4960", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve kim daha zalimdir kimseden (ki) meneder\/engel olur (o) Allah'ın mescitlerinde16; ki zikredilir orada* O’nun ismi; ve uğraştı\/çabaladı (o) harap olmasında onun*; işte şunlar; olmuş değildir onlara ki girerler ona* ancak korkanlar (olarak); onlaradır dünyada bir hazin\/hüzün; ve onlaradır ahirette büyük bir azap.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم 3 mimmen kimseden مِمَّنْ - 4 menea men eder\/engel olur مَنَعَ منع 5 mesacide mescitlerinde مَسَاجِدَ سجد 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 en ki أَنْ - 8 yuzkera zikredilir يُذْكَرَ ذكر 9 fiha orada فِيهَا - 10 ismuhu ismi O’nun اسْمُهُ سمو 11 ve seaa ve uğraştı\/çabaladı وَسَعَىٰ سعي 12 fi فِي - 13 harabiha harap olmasında onun خَرَابِهَا خرب 14 ulaike işte şunlar أُولَٰئِكَ - 15 ma değildir مَا - 16 kane oldu كَانَ كون 17 lehum onlara لَهُمْ - 18 en ki أَنْ - 19 yedhuluha girerler ona يَدْخُلُوهَا دخل 20 illa dışında إِلَّا - 21 haifine korkanlar خَائِفِينَ خوف 22 lehum onlaradır لَهُمْ - 23 fi فِي - 24 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 25 hizyun bir hazin\/hüzün خِزْيٌ خزي 26 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 27 fi فِي - 28 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 29 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 30 azimun büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "114", "id" : "598", "kuranAyetNo" : "121", "not1" : "*Dişil zamirle işaret edilen mescit değildir. Mescitlerde ayağa kaldırılan salattır. Mescitlere salat eylemi gerçekleştirmek için girilir ve Yüce Allah zikredilir.  ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Dediler: “Dua80 et bizlere; Rabbine4; beyan226 etsin bizlere nedir rengi onun*”; dedi (Musa): doğrusu O (Allah) der ki: “Doğrusu o* bir sığırdır; sarı; göz alıcı parlak; rengi onun mutluluk\/haz verir bakanlara.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "69", "ayetNot" : "", "id" : "551", "kuranAyetNo" : "76", "not1" : "*Dişi sığır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Cezası\/karşılığı ihsânın250; ihsân250 dışında mıdır?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 hel mıdır هَلْ - 2 ceza'u cezası\/karşılığı جَزَاءُ جزي 3 l-ihsani ihsânın الْإِحْسَانِ حسن 4 illa dışında إِلَّا - 5 l-ihsanu ihsân الْإِحْسَانُ حسن", "ayetNo" : "60", "ayetNot" : "", "id" : "509", "kuranAyetNo" : "4959", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve verdiğimiz*zaman Musa'ya kitap** ve furkan259; belki sizler doğru yola kılavuzlanırsınız.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 ateyna verdik اتَيْنَا اتي 3 musa Musa'ya مُوسَى - 4 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 5 velfurkane ve furkan وَالْفُرْقَانَ فرق 6 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 7 tehtedune doğru yola kılavuzlanırsınız تَهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "53", "ayetNot" : "", "id" : "533", "kuranAyetNo" : "60", "not1" : "*Anlaşılır ki Tevrat 40 gecede indirilmiştir. **Tevrat", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "59", "ayetNot" : "", "id" : "508", "kuranAyetNo" : "4958", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Arzular\/ister değildir kâfirlik25 etmiş kimseler -kitap ehlinden135 ve müşriklerden36 (de)-; ki indirilir sizlere Rabbinizden4 herhangi bir hayır\/iyilik\/yarar; ve Allah tahsis eder\/özgüler* rahmetini271 dilediği kimseye; ve Allah Zul** Fadlil285 Azîm94dir286.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ma değildir مَا - 2 yeveddu arzu eder يَوَدُّ ودد 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 5 min مِنْ - 6 ehli ehlinden أَهْلِ اهل 7 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 8 ve la وَلَا - 9 l-muşrikine ve müşriklerden (de) الْمُشْرِكِينَ شرك 10 en ki أَنْ - 11 yunezzele indirilir يُنَزَّلَ نزل 12 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 13 min مِنْ - 14 hayrin hayırdan خَيْرٍ خير 15 min -den مِنْ - 16 rabbikum rabbiniz- رَبِّكُمْ ربب 17 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 18 yehtessu tahsis eder\/özgüler يَخْتَصُّ خصص 19 birahmetihi rahmetini بِرَحْمَتِهِ رحم 20 men kimseye مَنْ - 21 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 23 zu sahibidir ذُو - 24 l-fedli Fadlil الْفَضْلِ فضل 25 l-azimi Azîm الْعَظِيمِ عظم", "ayetNo" : "105", "id" : "586", "kuranAyetNo" : "112", "not1" : "*Sadece ona özgüler, ona ayırır, sadece ona hususi ve özel yapar. **Sahibidir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman Musa kavmine: “Doğrusu Allah emreder sizlere ki kesersiniz bir sığır”; dediler: “Bizleri bir alay konusu mu edinirsin?”; dedi (Musa): “Sığınırım Allah'a; cahillerden olmaktan.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 kale dedi قَالَ قول 3 musa Musa مُوسَىٰ - 4 likavmihi kavmine لِقَوْمِهِ قوم 5 inne doğrusu إِنَّ - 6 llahe Allah اللَّهَ - 7 ye'murukum emreder sizlere يَأْمُرُكُمْ امر 8 en ki أَنْ - 9 tezbehu kesersiniz تَذْبَحُوا ذبح 10 bekaraten bir sığır بَقَرَةً بقر 11 kalu dediler قَالُوا قول 12 etettehizuna edinir misin bizleri أَتَتَّخِذُنَا اخذ 13 huzuven bir alay konusu mu هُزُوًا هزا 14 kale dedi قَالَ قول 15 euzu sığınırım أَعُوذُ عوذ 16 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 17 en ki أَنْ - 18 ekune olurum أَكُونَ كون 19 mine مِنَ - 20 l-cahiline cahillerden الْجَاهِلِينَ جهل", "ayetNo" : "67", "ayetNot" : "", "id" : "549", "kuranAyetNo" : "74", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Bilmez misin? Ki Allah’a; O’nadır göklerin162* ve yerin mülkü; ve yoktur sizlere Allah'ın astından hiçbir veli28; ve de bir yardımcı.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 elem أَلَمْ - 2 tea'lem bilmez misin? تَعْلَمْ علم 3 enne ki أَنَّ - 4 llahe Allah’a اللَّهَ - 5 lehu O’nadır لَهُ - 6 mulku mülkü مُلْكُ ملك 7 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 8 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 9 ve ma ve yoktur وَمَا - 10 lekum size لَكُمْ - 11 min مِنْ - 12 duni astından دُونِ دون 13 llahi Allah'ın اللَّهِ - 14 min hiçbir مِنْ - 15 veliyyin bir veli وَلِيٍّ ولي 16 ve la ve de وَلَا - 17 nesirin bir yardımcı نَصِيرٍ نصر", "ayetNo" : "107", "id" : "588", "kuranAyetNo" : "114", "not1" : "*Evren.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "69", "ayetNot" : "", "id" : "518", "kuranAyetNo" : "4968", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Doğrusu iman47 etmiş kimseler; ve yahudileşmiş267 kimseler; ve Nasârâlılar268; ve Sâbiîler266; kim iman etti Allah'a ve ahiret gününe ve yaptı sâlihât18; öyle ki onlaradır ecirleri\/karşılıkları Rableri4 indinde\/katında; ve yoktur bir korku onlar üzerine; ve onlar hüzünlenmezler269.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman ettiler امَنُوا امن 4 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 5 hadu yahudileştiler هَادُوا هود 6 ve nnesara ve Nasârâlılar\/Hristiyanlar وَالنَّصَارَىٰ نصر 7 ve ssabiine ve Sâbiîler وَالصَّابِئِينَ صبا 8 men kim مَنْ - 9 amene iman etti امَنَ امن 10 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 11 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 12 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 13 ve amile ve yaptı وَعَمِلَ عمل 14 salihen sâlîhat صَالِحًا صلح 15 felehum öyle ki onlaradır فَلَهُمْ - 16 ecruhum ecirleri\/karşılıkları أَجْرُهُمْ اجر 17 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 18 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب 19 ve la ve yoktur وَلَا - 20 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 21 aleyhim onlar üzerine عَلَيْهِمْ - 22 ve la ve وَلَا - 23 hum onlar هُمْ - 24 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن", "ayetNo" : "62", "ayetNot" : "", "id" : "542", "kuranAyetNo" : "69", "not1" : "Not: 2:62, 5:69, 22:17 ayetleri cennetlere girmenin minimum\/asgari\/en az şartlarını bildirmektedir. 22:17 ayetinde ayrıca cehenneme girmemenin yolu olan şirke günahına bir vurgu vardır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "55", "ayetNot" : "", "id" : "504", "kuranAyetNo" : "4954", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Sonra siz; şunlar; öldürürsünüz nefislerinizi201; ve çıkarırsınız diyarlarından\/yurtlarından bir grubu\/bir fırkayı sizlerden; dayanışma\/destekleşme içinde olursunuz onlara karşı günahla ve ihlalle\/sınırı aşmayla\/düşmanlıkla; ve eğer gelirlerse sizlere esirler olarak; fidye alırsınız onlara (serbest bırakmak için onları); ve (oysa) o haram\/yasak edilendir sizlere; ihracı\/çıkarılması (da) onların; iman47 edersiniz bir kısmına kitabın* ve kâfirlik25 edersiniz bir kısmına; öyle mi?  Öyle ki, nedir cezası\/karşılığı kimsenin (ki) yapar bunu sizlerden; ancak bir rezalet dünya hayatında ve diriliş gününde; geri döndürülür en şiddetli azaba doğru; ve değildir Allah gâfil310 yaptıklarınızdan.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "85", "ayetNot" : "", "id" : "566", "kuranAyetNo" : "92", "not1" : "*Kutsal kitap.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve ne zaman ki geldi onlara bir kitap* Allah’ın indinden\/katından; bir musaddıktır140 yanlarındakine** onların; -ve daha önceden kâfirlik25 etmiş kimselere karşı yardım ister olmuşlardı*** -; öyle ki ne zaman geldi onlara bildikleri\/arif oldukları*; kâfirlik25 ettiler ona*; öyleyse laneti280 Allah'ın üzerinedir kâfirlerin25.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "89", "ayetNot" : "", "id" : "570", "kuranAyetNo" : "96", "not1" : "*Kur'an. **Tevrat. ***Kur'an inmeden önce kâfirlere karşı Allah'tan yardım aranırlardı; Yüce Allah'a yardım için çağrıda bulunurlardı. ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman Musa kavmine: “Ey kavmim! Doğrusu sizler zulmettiniz257 nefislerinize201; tutmanızla\/edinmenizle buzağıyı258; öyle ki tevbe33 edin yaratıcınıza doğru; öyle ki katledin35 nefislerinizi201; işte bu; yaratıcınız indinde\/katında bir hayırdır sizlere; öyle ki tevbe33 etti (Allah) sizlere; doğrusu O; O’dur Tevvâb191; Rahîm2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 kale dedi قَالَ قول 3 musa Musa مُوسَىٰ - 4 likavmihi kavmine لِقَوْمِهِ قوم 5 ya kavmi ey kavmim! يَا قَوْمِ قوم 6 innekum doğrusu sizler إِنَّكُمْ - 7 zelemtum zulmettiniz ظَلَمْتُمْ ظلم 8 enfusekum nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس 9 biattihazikumu tutmanızla\/edinmenizle بِاتِّخَاذِكُمُ اخذ 10 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل 11 fetubu öyle ki tevbe edin فَتُوبُوا توب 12 ila doğru إِلَىٰ - 13 bariikum yaratıcınıza بَارِئِكُمْ برا 14 fektulu öyle ki katledin فَاقْتُلُوا قتل 15 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس 16 zalikum bu ذَٰلِكُمْ - 17 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير 18 lekum sizlere لَكُمْ - 19 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 20 bariikum yaratıcınız بَارِئِكُمْ برا 21 fetabe öyle ki tevbe etti\/döndü\/vazgeçti فَتَابَ توب 22 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 23 innehu doğrusu O إِنَّهُ - 24 huve O هُوَ - 25 t-tevvabu Tevvâb’tır التَّوَّابُ توب 26 r-rahimu Rahîm’dir. الرَّحِيمُ رحم", "ayetNo" : "54", "ayetNot" : "", "id" : "534", "kuranAyetNo" : "61", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "75", "ayetNot" : "", "id" : "524", "kuranAyetNo" : "4974", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve su istediği zaman Musa kavmi için; öyle ki dedik: “Vur asanla taşa; öyle ki fışkırdı ondan (taştan) on iki göze\/pınar; muhakkak ki bildi insanların hepsi kendi içme yerlerini; yiyin ve için Allah'ın rızkından; ve küstahlaşmayın* yerde\/yeryüzünde fesatçılar265 (olarak).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve izi ve o zaman وَإِذِ - 2 steska su istedi اسْتَسْقَىٰ سقي 3 musa Musa مُوسَىٰ - 4 likavmihi kavmi için لِقَوْمِهِ قوم 5 fekulna öyle ki dedik فَقُلْنَا قول 6 drib darp et اضْرِبْ ضرب 7 biasake asanla بِعَصَاكَ عصو 8 l-hacera taşa الْحَجَرَ حجر 9 fenfecerat öyle ki fışkırdı فَانْفَجَرَتْ فجر 10 minhu ondan (taştan) مِنْهُ - 11 sneta اثْنَتَا ثني 12 aşrate on iki عَشْرَةَ عشر 13 aynen göze\/pınar عَيْنًا عين 14 kad muhakkak ki قَدْ - 15 alime bildi عَلِمَ علم 16 kullu hepsi كُلُّ كلل 17 unasin insanların أُنَاسٍ انس 18 meşrabehum kendi içme yerlerini مَشْرَبَهُمْ شرب 19 kulu yiyin كُلُوا اكل 20 veşrabu ve için وَاشْرَبُوا شرب 21 min مِنْ - 22 rizki rızkından رِزْقِ رزق 23 llahi Allah'ın اللَّهِ - 24 ve la ve وَلَا - 25 tea'sev küstahlaşmayın تَعْثَوْا عثو 26 fi فِي - 27 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 28 mufsidine fesatçılar (olarak) مُفْسِدِينَ فسد", "ayetNo" : "60", "ayetNot" : "", "id" : "539", "kuranAyetNo" : "67", "not1" : "*Saygısız, kaba, kural tanımaz, terbiyesiz.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki vay haline kimselerin*; yazarlar kitabı elleriyle; sonra derler: “Bu (kitap) indindendir\/katındandır Allah’ın; satmak için onu (kitabı) az bir bedele; öyle ki vay haline onların*; yazdıklarından dolayı ellerinin; ve vay haline onların*; kazandıklarından dolayı.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 feveylun öyle ki vay haline فَوَيْلٌ - 2 lillezine kimselerin لِلَّذِينَ - 3 yektubune yazarlar يَكْتُبُونَ كتب 4 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 5 bieydihim elleriyle بِأَيْدِيهِمْ يدي 6 summe sonra ثُمَّ - 7 yekulune derler يَقُولُونَ قول 8 haza bu هَٰذَا - 9 min مِنْ - 10 indi indindendir\/katındandır\/ عِنْدِ عند 11 llahi Allah’ın اللَّهِ - 12 liyeşteru satmak için لِيَشْتَرُوا شري 13 bihi onu (kitabı) بِهِ - 14 semenen bir ücrete ثَمَنًا ثمن 15 kalilen az قَلِيلًا قلل 16 feveylun öyle ki vay haline فَوَيْلٌ - 17 lehum onların لَهُمْ - 18 mimma dolayı مِمَّا - 19 ketebet yazdıklarından كَتَبَتْ كتب 20 eydihim ellerinin أَيْدِيهِمْ يدي 21 ve veylun Ve vay haline وَوَيْلٌ - 22 lehum onların لَهُمْ - 23 mimma dolayı مِمَّا - 24 yeksibune kazandıklarından يَكْسِبُونَ كسب", "ayetNo" : "79", "ayetNot" : "", "id" : "561", "kuranAyetNo" : "86", "not1" : "*Kutsal kitaplar yerine dinde hüküm koyucu kitaplar yazan kimseler. Tevrat yerine Talmud'u yazanlar. İncil yerine masalları\/mektupları yazanlar. Kur'an yerine tamamı zan ve insan sözü olan söylenti\/hadis kitaplarını yazanlar. Bu kimseler elleriyle yazdıkları kitapların Yüce Allah katından olduğunu iddia ederler. Bu kitapları az bir bedel\/ücret karşılığında kutsal kitapmış gibi halka sunarlar; kazanç sağlarlar.   ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Evet! Kim teslim etti* yüzünü Allah'a; ve o bir muhsindir294; öyle ki onadır ecri\/karşılığı onun Rabbinin4 indinde\/katında; ve yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 bela evet! بَلَىٰ - 2 men kim مَنْ - 3 esleme teslim etti أَسْلَمَ سلم 4 vechehu yüzünü وَجْهَهُ وجه 5 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 6 ve huve ve o وَهُوَ - 7 muhsinun bir muhsin مُحْسِنٌ حسن 8 fe lehû öyle ki onadır 9 ecruhu ecri\/karşılığı onun أَجْرُهُ اجر 10 inde indindedir\/katındadır عِنْدَ عند 11 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب 12 ve la ve yoktur وَلَا - 13 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 14 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 15 ve la ve وَلَا - 16 hum onlar هُمْ - 17 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن", "ayetNo" : "112", "id" : "596", "kuranAyetNo" : "119", "not1" : "*İslam oldu. Kutsal kitapların getirdiği İslam dinine teslim olarak Yüce Allah'a yüzünü teslim etti. ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ya da arzularsınız\/istersiniz ki sual edersiniz\/sorarsınız resûlünüze418*; Musa’nın sual edildiği\/sorulduğu gibi önceden; ve kim değiştirir kâfirliği25 imanla47; öyle ki mutlak saptırdı (o) dümdüz yolu553.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 em ya da أَمْ - 2 turidune arzularsınız تُرِيدُونَ رود 3 en ki أَنْ - 4 teselu sual edersiniz\/sorarsınız تَسْأَلُوا سال 5 rasulekum resulünüze رَسُولَكُمْ رسل 6 kema gibi كَمَا - 7 suile sual edildiği\/sorulduğu سُئِلَ سال 8 musa Musa'nın مُوسَىٰ - 9 min مِنْ - 10 kablu önceden قَبْلُ قبل 11 ve men ve kim وَمَنْ - 12 yetebeddeli değiştirir يَتَبَدَّلِ بدل 13 l-kufra kâfirliği الْكُفْرَ كفر 14 bil-imani imanla بِالْإِيمَانِ امن 15 fekad öyle ki mutlak فَقَدْ - 16 delle saptırdı (o) ضَلَّ ضلل 17 seva'e düz سَوَاءَ سوي 18 s-sebili yolu السَّبِيلِ سبل", "ayetNo" : "108", "id" : "589", "kuranAyetNo" : "115", "not1" : "*Resul Muhammed.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve gök180*; bina ettik onu kuvvetlerle**; ve doğrusu biz mutlak genişleticileriz***.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "47", "ayetNot" : "", "id" : "528", "kuranAyetNo" : "4720", "not1" : "*Evren **Çoğul olarak gelmiştir. Evren 4 temel kuvvetle bina edilmiştir. Bunlar; zayıf nükleer güç, kuvvetli nükleer güç, elektromanyetizma ve kütle çekim kuvvetidir. ***İsim kelimesi ve çoğul olarak gelmiştir. Evrenimiz karanlık enerji tarafından hızlanarak genişletilmektedir. Evrenin şişmesi-genişlemesi ve Kur'an", "surahName" : "Zâriyât", "sureNo" : "51" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: “Edindi Allah bir çocuk”; Subhân’dır7 O; Evet! O’nadır göklerdeki162* ve yerdeki; hepsi O'na boyun eğenlerdir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 ttehaze edindi اتَّخَذَ اخذ 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 veleden bir çocuk وَلَدًا ولد 5 subhanehu Subhan’dır O سُبْحَانَهُ سبح 6 bel Evet! بَلْ - 7 lehu O’nadır لَهُ - 8 ma مَا - 9 fi فِي - 10 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 11 vel'erdi ve yerdeki وَالْأَرْضِ ارض 12 kullun hepsi كُلٌّ كلل 13 lehu O'na لَهُ - 14 kanitune boyun eğenlerdir قَانِتُونَ قنت", "ayetNo" : "116", "id" : "600", "kuranAyetNo" : "123", "not1" : "*Evren.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; işte bunlar; yoldaşlarıdır cennet; onlar orada (cennette) ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 amenu iman ettiler امَنُوا امن 3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل 4 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح 5 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 6 eshabu yoldaşlarıdır أَصْحَابُ صحب 7 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن 8 hum onlar هُمْ - 9 fiha orada (cennette) فِيهَا - 10 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد", "ayetNo" : "82", "ayetNot" : "", "id" : "564", "kuranAyetNo" : "89", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun bildiniz sınırı aşmış kimseleri sizlerden sebtte272; öyle ki dedik onlara: “Olun maymunlar273; dışlanan\/reddedilen*.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 alimtumu bildiniz عَلِمْتُمُ علم 3 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 4 a'tedev sınırı aştılar اعْتَدَوْا عدو 5 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 6 fi فِي - 7 s-sebti sebtte\/dinlenmede السَّبْتِ سبت 8 fekulna öyle ki dedik فَقُلْنَا قول 9 lehum onlara لَهُمْ - 10 kunu olun كُونُوا كون 11 kiradeten maymunlar قِرَدَةً قرد 12 hasiine dışlanmış\/reddedilmiş خَاسِئِينَ خسا", "ayetNo" : "65", "ayetNot" : "", "id" : "547", "kuranAyetNo" : "72", "not1" : "*Dışlanan, reddedilen maymunlara işaret de anlamlıdır. Maymunlar topluluk halinde yaşarlar. Hiyerarşi söz konusudur. Bazı maymunlar lider tarafından topluluktan kovulur. Bu reddedilen maymunlarda stres, huzursuzluk çok daha yüksektir. Bir türlü huzur bulamazlar.  ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Yaslananlardır yeşil yastıklara\/döşeklere doğru; ve rengârenk işlenmiş halılara; müthiş güzel.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 muttekiine yaslananlar مُتَّكِئِينَ وكا 2 ala doğru عَلَىٰ - 3 rafrafin yastıklara\/döşeklere رَفْرَفٍ رفرف 4 hudrin yeşil خُضْرٍ خضر 5 ve abkariyyin ve işlenmiş rengârenk halılara وَعَبْقَرِيٍّ عبقر 6 hisanin müthiş güzel. حِسَانٍ حسن", "ayetNo" : "76", "ayetNot" : "", "id" : "525", "kuranAyetNo" : "4975", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Dediler: “Dua80 et bizlere; Rabbine4; beyan226 etsin bizlere nedir o”; dedi (Musa): “Doğrusu O (Allah) der ki: “Doğrusu o* bir sığırdır; değildir bir yaşlı; ve değildir bir körpe**; bir orta yaşlıdır bunun arasında; öyleyse yapın emredildiğinizi.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kalu dediler قَالُوا قول 2 d'u dua et ادْعُ دعو 3 lena bizlere لَنَا - 4 rabbeke Rabbine رَبَّكَ ربب 5 yubeyyin beyan etsin يُبَيِّنْ بين 6 lena bizlere لَنَا - 7 ma nedir مَا - 8 hiye o هِيَ - 9 kale dedi (Musa) قَالَ قول 10 innehu doğrusu O (Allah) إِنَّهُ - 11 yekulu der ki يَقُولُ قول 12 inneha doğrusu o إِنَّهَا - 13 bekaratun bir sığırdır بَقَرَةٌ بقر 14 la değil لَا - 15 faridun bir yaşlı فَارِضٌ فرض 16 ve la ve değil وَلَا - 17 bikrun bir körpe بِكْرٌ بكر 18 avanun bir orta yaşlı عَوَانٌ عون 19 beyne arasında بَيْنَ بين 20 zalike bunun ذَٰلِكَ - 21 fef'alu öyleyse yapın فَافْعَلُوا فعل 22 ma مَا - 23 tu'merune emredildiğinizi تُؤْمَرُونَ امر", "ayetNo" : "68", "ayetNot" : "", "id" : "550", "kuranAyetNo" : "75", "not1" : "*Dişi sığır. **Yavruluktan yeni çıkmış.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Allah bilir taşıdığını* her bir dişinin**; ve azalttığını*** rahimlerin ve artırdığını***; ve her bir şey onun katında bir miktarladır\/ölçüyledir****.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "8", "ayetNot" : "", "id" : "540", "kuranAyetNo" : "1713", "not1" : "*Hamile olup olmadığını, hamileyse nasıl bir bebeğe halime olduğunu bebeğin göz rengine, parmak ucuna kadar bilir. Tüm DNA'sını bilir. **Dişinin işaret edilmesi tüm memeli türlerini de kapsar. ***Rahim iç zarı (endometrium) âdetin başlamasıyla birlikte 14 gün içinde kabararak 8-13 mm kalınlığa ulaşır. Gebelik oluşmazsa âdet görmeyle birlikte tekrar 3-4 mm kalınlığa iner. Bu döngü her ay olur. Rahimlerin azaltıp artırdığı şey rahim iç zarıdır. Bu zar gebelik için çok önemlidir. En iyi gebelik sağlayan rahim iç zarı kalınlığı 8-13 mm'dir ki ayetin 13-8 künyesi büyük bir mucize olarak bunu işaret eder. ****Rahim içi zarının azalıp artmasının bir ölçüyle olduğunu Rabbimiz bizlere bildirmektedir. Embriyonun rahim iç zarına yapışıp yapışmayacağına rahim iç zarı karar verir. Bu zarın kalınlığının gebelik için çok önemli olacağını Rabbimiz bizlere ayette bildirmiştir. Modern kadın doğum bilimi bizlere göstermiştir ki en iyi gebelik oranı rahim iç zarı 8-13 mm arasında olduğunda gerçekleşmektedir. Ayetin künyesinin 13-8 olması da çok büyük bir Kur'an mucizesidir.       ", "surahName" : "Ra'd", "sureNo" : "13" }, { "ayetIe" : "Ve dedi Yahudiler295: “Nasârâlılar296 bir şey üzerinde değildir”; ve dedi Nasârâlılar296: “Yahudiler295 bir şey üzerinde değildir”; ve onlar okurlar (da) kitabı*; işte böyledir; bilmeyen kimseler (de) onların söyleminin mislini\/benzerini dedi; öyle ki Allah hükmeder aralarında kıyamet148 günü242; kendisinde ihtilafa** düşerler olduklarında.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kaleti ve dedi وَقَالَتِ قول 2 l-yehudu Yahudiler الْيَهُودُ - 3 leyseti değildir لَيْسَتِ ليس 4 n-nesara Nasârâlılar النَّصَارَىٰ نصر 5 ala üzerinde عَلَىٰ - 6 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 7 ve kaleti ve dedi وَقَالَتِ قول 8 n-nesara Nasârâlılar النَّصَارَىٰ نصر 9 leyseti değildir لَيْسَتِ ليس 10 l-yehudu Yahudiler الْيَهُودُ - 11 ala üzerinde عَلَىٰ - 12 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 13 vehum ve onlar وَهُمْ - 14 yetlune okuyorlar يَتْلُونَ تلو 15 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 16 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 17 kale dedi قَالَ قول 18 ellezine kimseler الَّذِينَ - 19 la لَا - 20 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم 21 misle mislini\/benzerini مِثْلَ مثل 22 kavlihim söylemini onların قَوْلِهِمْ قول 23 fallahu öyle ki Allah فَاللَّهُ - 24 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم 25 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين 26 yevme günü يَوْمَ يوم 27 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 28 fima فِيمَا - 29 kanu olduklarında كَانُوا كون 30 fihi kendisinde فِيهِ - 31 yehtelifune ihtilafa düşerler يَخْتَلِفُونَ خلف", "ayetNo" : "113", "id" : "597", "kuranAyetNo" : "120", "not1" : "*Tevrat'ı ve İncil'i. **Anlaşmazlığa.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İkisindedir bir fâkih246; ve hurma ağacı; ve nar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fihima ikisindedir فِيهِمَا - 2 fakihetun bir fâkih فَاكِهَةٌ فكه 3 ve nehlun ve hurma ağacı وَنَخْلٌ نخل 4 ve rummanun ve nar وَرُمَّانٌ رمن", "ayetNo" : "68", "ayetNot" : "", "id" : "517", "kuranAyetNo" : "4967", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun geldi sizlere Musa beyanlarla226; sonra edindiniz buzağıyı onun (Musa’nın) ardından; ve sizler zalimlersiniz257.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 3 musa Musa مُوسَىٰ - 4 bil-beyyinati beyanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين 5 summe sonra ثُمَّ - 6 ttehaztumu edindiniz اتَّخَذْتُمُ اخذ 7 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل 8 min مِنْ - 9 bea'dihi ardından onun (Musa’nın) بَعْدِهِ بعد 10 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ - 11 zalimune zalimlersiniz. ظَالِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "92", "ayetNot" : "", "id" : "573", "kuranAyetNo" : "99", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Dedi (Musa): “Doğrusu O (Allah) der ki: “Doğrusu o* bir sığırdır; boyunduruk altında değildir (ki) sürer yeri; ve sulamaz tarla; kusursuzdur; yoktur alaca\/leke\/farklı renk onda””; dediler: “Şimdi geldin hakla\/gerçekle”; ve boğazladılar onu*; ve olmuş değillerdi yaparlar**.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi (Musa) قَالَ قول 2 innehu doğrusu O (Allah) إِنَّهُ - 3 yekulu der ki يَقُولُ قول 4 inneha doğrusu o إِنَّهَا - 5 bekaratun bir sığırdır بَقَرَةٌ بقر 6 la değildir لَا - 7 zelulun bir boyunduruklu ذَلُولٌ ذلل 8 tusiru sürer تُثِيرُ ثور 9 l-erde yeri الْأَرْضَ ارض 10 ve la ve وَلَا - 11 teski sulamaz تَسْقِي سقي 12 l-harse tarla الْحَرْثَ حرث 13 musellemetun kusursuz مُسَلَّمَةٌ سلم 14 la yoktur لَا - 15 şiyete alaca\/leke\/farklı renk شِيَةَ وشي 16 fiha onda فِيهَا - 17 kalu dediler قَالُوا قول 18 l-ane şimdi الْانَ - 19 ci'te geldin جِئْتَ جيا 20 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 21 fezebehuha ve boğazladılar onu (dişi sığırı) فَذَبَحُوهَا ذبح 22 ve ma Ve değillerdi وَمَا - 23 kadu oldular كَادُوا كود 24 yef'alune yaparlar يَفْعَلُونَ فعل", "ayetNo" : "71", "ayetNot" : "", "id" : "553", "kuranAyetNo" : "78", "not1" : "*Dişi sığır. **Zorla yaptılar. Yoksa kendiliklerinden yapmayacaklardı.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ne bedbahtlıktır\/perişanlıktır! Satın alıp takas ettiler onu nefisleri201 (için); ki kâfirlik25 ederler Allah'ın indirdiğine; bir sınırı aşmadır\/ihlaldir; ki indirir Allah fazlından kullarından dilediği kimse üzerine; öyle ki geri döndüler\/oturup kaldılar gazap\/öfke üstüne bir gazapla\/öfkeyle; ve kâfirler25 içindir yıpratan\/çöktüren bir azap.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 bi'sema ne bedbahtlıktır\/perişanlıktır بِئْسَمَا باس 2 şterav satın alıp takas ettiler اشْتَرَوْا شري 3 bihi onu بِهِ - 4 enfusehum nefislerine onların أَنْفُسَهُمْ نفس 5 en ki أَنْ - 6 yekfuru kâfirlik ederler يَكْفُرُوا كفر 7 bima بِمَا - 8 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل 9 llahu Allah'ın اللَّهُ - 10 begyen bir sınırı aşma\/ihlal بَغْيًا بغي 11 en ki أَنْ - 12 yunezzile indirir يُنَزِّلَ نزل 13 llahu Allah اللَّهُ - 14 min مِنْ - 15 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل 16 ala üzerine عَلَىٰ - 17 men kimse مَنْ - 18 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 19 min مِنْ - 20 ibadihi kullarından عِبَادِهِ عبد 21 feba'u öyle ki geri döndüler\/oturup kaldılar فَبَاءُوا بوا 22 bigadebin bir gazapla\/öfkeyle بِغَضَبٍ غضب 23 ala üstüne عَلَىٰ - 24 gadebin bir gazap\/öfke غَضَبٍ غضب 25 velilkafirine ve kâfirler içindir وَلِلْكَافِرِينَ كفر 26 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 27 muhinun yıpratan\/çöktüren مُهِينٌ هون", "ayetNo" : "90", "ayetNot" : "", "id" : "571", "kuranAyetNo" : "97", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve mutlak bulursun onları insanların en ihtiraslısı* hayata karşı; ve ortak koşmuş kimselerden (bile); ister\/arzular her biri onların olsa yaşatılsın bin sene; ve değildir o kıpırdatıp uzaklaştıran onu azaptan; ki uzun yaşatılsa (da); Allah görendir onların yaptıklarını.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 veletecidennehum ve mutlak bulursun onları وَلَتَجِدَنَّهُمْ وجد 2 ehrasa en ihtiraslısı أَحْرَصَ حرص 3 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 4 ala karşı عَلَىٰ - 5 hayatin hayata حَيَاةٍ حيي 6 ve mine ve وَمِنَ - 7 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 8 eşraku ortak koştular أَشْرَكُوا شرك 9 yeveddu ister\/arzular يَوَدُّ ودد 10 ehaduhum her biri onların أَحَدُهُمْ احد 11 lev olsa لَوْ - 12 yuammeru uzun yaşatılsın يُعَمَّرُ عمر 13 elfe bin أَلْفَ الف 14 senetin sene سَنَةٍ سنو 15 vema ve değildir وَمَا - 16 huve o هُوَ - 17 bimuzehzihihi kıpırdatıp uzaklaştıran onu بِمُزَحْزِحِهِ زحزح 18 mine مِنَ - 19 l-azabi azaptan الْعَذَابِ عذب 20 en ki أَنْ - 21 yuammera uzun yaşatılsa (da) يُعَمَّرَ عمر 22 vallahu Allah وَاللَّهُ - 23 besirun görendir بَصِيرٌ بصر 24 bima بِمَا - 25 yea'melune yaptıklarını يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "96", "ayetNot" : "", "id" : "577", "kuranAyetNo" : "103", "not1" : "*Aşırı, güçlü istekli, tutkulu.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve denildiği zaman onlara: “İman47 edin indirdiğine Allah'ın”; dediler: “İman47 ederiz üzerimize indirilmişe”; ve kâfirlik25 ederler onun (Tevrât’ın) ardındakine (Kur’an’a); ve o (Kur’an) haktır\/gerçektir; bir musaddıktır140 onların yanlarındaki (Tevrât) için; de ki: “Öyleyse neden katledersiniz35 Allah'ın nebilerini132 daha önceden; eğer olduysanız müminler27?”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve o zaman وَإِذَا - 2 kile denildi قِيلَ قول 3 lehum onlara لَهُمْ - 4 aminu iman edin امِنُوا امن 5 bima بِمَا - 6 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل 7 llahu Allah'ın اللَّهُ - 8 kalu dediler قَالُوا قول 9 nu'minu iman ederiz نُؤْمِنُ امن 10 bima بِمَا - 11 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 12 aleyna bizlere عَلَيْنَا - 13 ve yekfurune ve kâfirlik ederler وَيَكْفُرُونَ كفر 14 bima بِمَا - 15 vera'ehu onun (Tevrat’ın) ardındakine (Kur’an’a) وَرَاءَهُ وري 16 vehuve ve o (Kur’an) وَهُوَ - 17 l-hakku haktır\/gerçektir الْحَقُّ حقق 18 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق 19 lima لِمَا - 20 meahum onların yanlarındaki için (Tevrat) مَعَهُمْ - 21 kul de ki قُلْ قول 22 felime öyleyse neden فَلِمَ - 23 tektulune katledersiniz تَقْتُلُونَ قتل 24 enbiya'e nebilerini أَنْبِيَاءَ نبا 25 llahi Allah'ın اللَّهِ - 26 min مِنْ - 27 kablu daha öncesinde قَبْلُ قبل 28 in eğer إِنْ - 29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 30 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "91", "ayetNot" : "", "id" : "572", "kuranAyetNo" : "98", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Asla temas etmez onlara251 bir insan; öncesinde onların (insanların); ve de bir cin.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 lem asla لَمْ - 2 yetmishunne temas etmez onlara يَطْمِثْهُنَّ طمث 3 insun bir insan إِنْسٌ انس 4 kablehum öncesinde onların (insanların) قَبْلَهُمْ قبل 5 ve la ve de وَلَا - 6 cannun bir cin جَانٌّ جنن", "ayetNo" : "74", "ayetNot" : "", "id" : "523", "kuranAyetNo" : "4973", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyle ki takas etti zulmetmiş257 kimseler bir sözü\/kelamı, onlara denilenden başkasıyla*; öyle ki indirdik zulmetmiş257 kimseler üzerine gökten bir pislik; fâsıklık38 ederler olmuş olmalarından.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febeddele öyle ki takas etti فَبَدَّلَ بدل 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم 4 kavlen bir söz\/kelam قَوْلًا قول 5 gayra başka غَيْرَ غير 6 llezi ki الَّذِي - 7 kile denildi قِيلَ قول 8 lehum onlara لَهُمْ - 9 feenzelna Öyle ki indirdik فَأَنْزَلْنَا نزل 10 ala üzerine عَلَى - 11 ellezine kimseler الَّذِينَ - 12 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم 13 riczen bir pislik رِجْزًا رجز 14 mine مِنَ - 15 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو 16 bima nedeniyle بِمَا - 17 kanu oldukların كَانُوا كون 18 yefsukune fasıklık ederler يَفْسُقُونَ فسق", "ayetNo" : "59", "ayetNot" : "", "id" : "538", "kuranAyetNo" : "66", "not1" : "*Yüce Allah'ın sözünü başka sözle takas ettiler. Yüce Allah'ın kutsal kitabı olan Tevrat'ı başka sözlere takas ettiler. Böylece saptılar, doğru yol olan Tevrat'tan uzaklaştılar. Bu nedenle üzerlerine gökten pislik yağdı. ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "73", "ayetNot" : "", "id" : "522", "kuranAyetNo" : "4972", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Hûriler251; kısıtlayanlar* (kendilerini) konak yerlerinde**.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "72", "ayetNot" : "", "id" : "521", "kuranAyetNo" : "4971", "not1" : "*Çoğul ve aktif isim kelimesi olarak gelmiştir. Hûrilerin zorla değil kendilerinin isteğiyle kendilerini kısıtladıkları anlaşılır.  **Bulundukları yerleşim yerinden hiçbir zaman uzaklaşmayan, ayrılmayan, terk etmeyen.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Değil mi ki ne zaman ahitleştiler\/sözleştiler bir ahde\/sözleşmeye; savurup fırlattı onu bir fırka\/grup onlardan; evet! Çokları onların iman47 etmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 evekullema Değil mi ne zaman أَوَكُلَّمَا كلل 2 aahedu ahitleştileri\/sözleştileri عَاهَدُوا عهد 3 ahden bir ahde\/sözleşmeye عَهْدًا عهد 4 nebezehu savurup fırlattı onu نَبَذَهُ نبذ 5 ferikun bir fırka\/grup فَرِيقٌ فرق 6 minhum onlardan مِنْهُمْ - 7 bel evet بَلْ - 8 ekseruhum çokları onların أَكْثَرُهُمْ كثر 9 la لَا - 10 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "100", "ayetNot" : "", "id" : "581", "kuranAyetNo" : "107", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve eğer ki onlar iman47 etselerdi; ve takvalı21 olsalardı; mutlak ki sevaptı* Allah'ın indinden\/katından; bir hayır (da); eğer olsaydılar bilirler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velev ve eğer وَلَوْ - 2 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 3 amenu iman etselerdi امَنُوا امن 4 vettekav ve takvalı olsalardı وَاتَّقَوْا وقي 5 lemesubetun mutlak sevaptı لَمَثُوبَةٌ ثوب 6 min مِنْ - 7 indi indinden\/katından عِنْدِ عند 8 llahi Allah'ın اللَّهِ - 9 hayrun bir hayır (da) خَيْرٌ خير 10 lev eğer لَوْ - 11 kanu olsaydılar كَانُوا كون 12 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "103", "id" : "584", "kuranAyetNo" : "110", "not1" : "*Ödül, karşılık, ecir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Tamah* mı edersiniz ki iman47 ederler sizlere? Muhakkak ki bir fırka\/grup onlardan işitir oldular Allah'ın kelamını\/sözünü**; sonra tahrif276 ettiler onu (kelamı\/sözü); akletmelerinin562 ardından onu (kelamı\/sözü); ve onlar bilenlerdir***.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "75", "ayetNot" : "", "id" : "557", "kuranAyetNo" : "82", "not1" : "*Çok istemek. **Kutsal kitaplar. ***Bilerek tahrif ettiler. Kutsal kitapları anladıkları halde. Yüce Allah'ın kelamını tahrif etmenin yasak olduğunu bilmelerine rağmen. ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve aldığımız zaman mîsâklarını281; ve yükselttik üstlerine onların turu\/dağı; “Tutun\/edinin verdiğimizi sizlere bir kuvvetle; ve işitin”; dediler: “İşittik ve isyan ettik”; ve içirildi\/emdirildi kalplerine buzağı kâfirlikleriyle25; de ki: “Ne bedbahtlıktır\/perişanlıktır; emretti sizlere onu imanınız; eğer olduysanız müminler*.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ 3 misakakum mîsâklarını مِيثَاقَكُمْ وثق 4 ve rafea'na ve yükselttik وَرَفَعْنَا رفع 5 fevkakumu üstlerine onların فَوْقَكُمُ فوق 6 t-tura turu\/dağı الطُّورَ طور 7 huzu tutun\/edinin خُذُوا اخذ 8 ma مَا - 9 ateynakum verdiğimizi sizlere اتَيْنَاكُمْ اتي 10 bikuvvetin bir kuvvetle بِقُوَّةٍ قوي 11 vesmeu ve işitin وَاسْمَعُوا سمع 12 kalu dediler قَالُوا قول 13 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع 14 ve asayna ve isyan ettik وَعَصَيْنَا عصي 15 ve uşribu ve içirildi\/emdirildi وَأُشْرِبُوا شرب 16 fi فِي - 17 kulubihimu kalplerine قُلُوبِهِمُ قلب 18 l-icle buzağı الْعِجْلَ عجل 19 bikufrihim kâfirlikleriyle بِكُفْرِهِمْ كفر 20 kul de ki قُلْ قول 21 bi'sema Ne bedbahtlıktır\/perişanlıktır بِئْسَمَا باس 22 ye'murukum emretti sizlere يَأْمُرُكُمْ امر 23 bihi onu بِهِ - 24 imanukum imanınızın إِيمَانُكُمْ امن 25 in eğer إِنْ - 26 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 27 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "93", "ayetNot" : "", "id" : "574", "kuranAyetNo" : "100", "not1" : "*Gerçekten bu şekilde iman etmişseniz, kalpten iman etmişseniz durumunuz vahim demektir. ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Dışındadır kimseler; iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; ve tavsiye ettiler hakkı\/gerçeği; ve tavsiye ettiler sabrı51.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 illa dışındadır إِلَّا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman ettiler امَنُوا امن 4 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل 5 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح 6 ve tevasav ve tavsiye ettiler وَتَوَاصَوْا وصي 7 bil-hakki hakkı\/gerçeği بِالْحَقِّ حقق 8 ve tevasav ve tavsiye ettiler وَتَوَاصَوْا وصي 9 bis-sabri sabrı بِالصَّبْرِ صبر", "ayetNo" : "3", "id" : "593", "kuranAyetNo" : "6177", "not1" : "", "surahName" : "Asr", "sureNo" : "103" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "63", "ayetNot" : "", "id" : "512", "kuranAyetNo" : "4962", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Siyahımsı yeşil ikisi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 mudhammetani siyahımsı yeşil ikisi مُدْهَامَّتَانِ دهم", "ayetNo" : "64", "ayetNot" : "", "id" : "513", "kuranAyetNo" : "4963", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Yaslananlardır serilip döşenenlere doğru; içleri onun brokardandır247; ve hasadı iki cennetin yakındır\/alçaktır*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 muttekiine yaslananlardır مُتَّكِئِينَ وكا 2 ala doğru عَلَىٰ - 3 furuşin serilip döşenenlere فُرُشٍ فرش 4 betainuha içleri onun بَطَائِنُهَا بطن 5 min مِنْ - 6 istebrakin brokardandır إِسْتَبْرَقٍ - 7 ve cena ve hasadı وَجَنَى جني 8 l-cenneteyni iki cennetin الْجَنَّتَيْنِ جنن 9 danin yakındır\/alçaktır دَانٍ دنو", "ayetNo" : "54", "ayetNot" : "", "id" : "503", "kuranAyetNo" : "4953", "not1" : "*Kolayca ulaşılabilir.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "65", "ayetNot" : "", "id" : "514", "kuranAyetNo" : "4964", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Sanki onlar yakut248 ve mercan249.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "58", "ayetNot" : "", "id" : "507", "kuranAyetNo" : "4957", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Doğrusu iman47 etmiş kimseler; ve yahudileşmiş267 kimseler; ve Sâbiîler266; ve Nasârâlılar268; kim iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe ve yaptı sâlihât18; öyle ki yoktur bir korku onlar üzerine; ve onlar hüzünlenmezler269.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman ettiler امَنُوا امن 4 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 5 hadu yahudileştiler هَادُوا هود 6 ve ssabiune ve Sâbiîler وَالصَّابِئُونَ صبا 7 ve nnesara ve Nasârâlılar وَالنَّصَارَىٰ نصر 8 men kim مَنْ - 9 amene İman etti امَنَ امن 10 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 11 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 12 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 13 ve amile ve yaptı وَعَمِلَ عمل 14 salihen sâlihât صَالِحًا صلح 15 fela öyle ki yoktur فَلَا - 16 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 17 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 18 ve la ve وَلَا - 19 hum onlar üzerine هُمْ - 20 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن", "ayetNo" : "69", "ayetNot" : "", "id" : "543", "kuranAyetNo" : "738", "not1" : "Not: 2:62, 5:69, 22:17 ayetleri cennetlere girmenin minimum\/asgari\/en az şartlarını bildirmektedir. 22:17 ayetinde ayrıca cehenneme girmemenin yolu olan şirke günahına bir vurgu vardır.  ", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "İkisindedir (iki cennettedir) kısaltanlar bakışları*; asla temas etmez onlara251 bir insan öncesinde onların (insanların); ve de bir cin.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fihinne ikisindedir (iki cennette) فِيهِنَّ - 2 kasiratu kısaltanlar قَاصِرَاتُ قصر 3 t-tarfi bakışları الطَّرْفِ طرف 4 lem asla لَمْ - 5 yetmishunne temas etmez onlara يَطْمِثْهُنَّ طمث 6 insun bir insan إِنْسٌ انس 7 kablehum onlardan önce قَبْلَهُمْ قبل 8 ve la ve de وَلَا - 9 cannun bir cin جَانٌّ جنن", "ayetNo" : "56", "ayetNot" : "", "id" : "505", "kuranAyetNo" : "4955", "not1" : "*İlgisi, alakası, sevgisi, bakışı asla uzağa gitmeyen, uzaklaşmayan.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Dediler: “Dua80 et bizlere; Rabbine4; beyan226 etsin bizlere nedir o; doğrusu (o) sığır benzer geldi bizlere; ve doğrusu bizler; eğer dilerse Allah; mutlak muhtedleriz.176”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kalu dediler قَالُوا قول 2 d'u dua et ادْعُ دعو 3 lena bizlere لَنَا - 4 rabbeke Rabbine رَبَّكَ ربب 5 yubeyyin beyan etsin يُبَيِّنْ بين 6 lena bizlere لَنَا - 7 ma nedir مَا - 8 hiye o هِيَ - 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 l-bekara sığır الْبَقَرَ بقر 11 teşabehe benzeşti تَشَابَهَ شبه 12 aleyna bizlere عَلَيْنَا - 13 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا - 14 in eğer إِنْ - 15 şa'e dilerse شَاءَ شيا 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 lemuhtedune mutlak muhtedleriz لَمُهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "70", "ayetNot" : "", "id" : "552", "kuranAyetNo" : "77", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve yardığımız zaman sizlere bol suyu236; böylece kurtardık sizleri; ve batırdık firavun ailesini\/taraftarlarını; ve sizler bakarken*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 ferakna yardık فَرَقْنَا فرق 3 bikumu sizlere بِكُمُ - 4 l-behra bol suyu الْبَحْرَ بحر 5 feenceynakum böylece kurtardık sizleri فَأَنْجَيْنَاكُمْ نجو 6 ve egrakna ve batırdık وَأَغْرَقْنَا غرق 7 ale ailesini\/taraftarlarını الَ اول 8 fir'avne firavun فِرْعَوْنَ - 9 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 10 tenzurune görür (-ken) تَنْظُرُونَ نظر", "ayetNo" : "50", "ayetNot" : "", "id" : "530", "kuranAyetNo" : "57", "not1" : "*Gözlerinizle bakıyordunuz, görüyordunuz, tanık oluyordunuz.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu iman47 etmiş kimseler; ve yahudileşmiş267 kimseler; ve Sâbiîler266; ve Nasârâlılar268; ve Mecûsiler270; ve kimseler (ki) ortak koştular\/şirke girdiler71; doğrusu Allah ayırır* arasını onların kıyamet günü148; doğrusu Allah her bir şey üzerine şahittir\/tanıktır.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "544", "kuranAyetNo" : "2610", "not1" : "*Yüce Allah ortak koşarak Yüce Allah'a iman etmiş kimseleri diğerlerinden direkt olarak ayırır. Bu kimseler cehenneme girdirilir. Not: 2:62, 5:69, 22:17 ayetleri cennetlere girmenin minimum\/asgari\/en az şartlarını bildirmektedir. 22:17 ayetinde ayrıca cehenneme girmemenin yolu olan şirke günahına bir vurgu vardır.  ", "surahName" : "Hac", "sureNo" : "22" }, { "ayetIe" : "Ve asra*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vel'asri ve asra وَالْعَصْرِ عصر", "ayetNo" : "1", "id" : "591", "kuranAyetNo" : "6175", "not1" : "*Zamana, çağa, devire.", "surahName" : "Asr", "sureNo" : "103" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; satın alarak takas etmiş kimselerdir dünya hayatını ahiretle; öyle ki hafifletilmez onlardan azap; ve onlara yardım edilmez.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 şteravu satın alarak takas ettiler اشْتَرَوُا شري 4 l-hayate hayatını الْحَيَاةَ حيي 5 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 6 bil-ahirati ahiretle بِالْاخِرَةِ اخر 7 fela Öyle ki فَلَا - 8 yuhaffefu hafifletilmez يُخَفَّفُ خفف 9 anhumu onlardan عَنْهُمُ - 10 l-azabu azap الْعَذَابُ عذب 11 ve la ve وَلَا - 12 hum onlara هُمْ - 13 yunsarune yardım edilmez يُنْصَرُونَ نصر", "ayetNo" : "86", "ayetNot" : "", "id" : "567", "kuranAyetNo" : "93", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dediğiniz zaman: “Ey Musa! Asla iman etmeyiz sana; ta ki görürüz Allah'ı perdesiz\/açıkça; öyle ki yakaladı sizleri yıldırım260; ve sizler bakarken*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 kultum dediniz قُلْتُمْ قول 3 ya musa ey Musa! يَا مُوسَىٰ - 4 len asla لَنْ - 5 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن 6 leke sana لَكَ - 7 hatta ta ki حَتَّىٰ - 8 nera görürüz نَرَى راي 9 llahe Allah'ı اللَّهَ - 10 cehraten perdesiz\/açıkça جَهْرَةً جهر 11 Feehazetkumu öyle ki yakaladı sizleri فَأَخَذَتْكُمُ اخذ 12 s-saikatu yıldırım الصَّاعِقَةُ صعق 13 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 14 tenzurune bakarsınız تَنْظُرُونَ نظر", "ayetNo" : "55", "ayetNot" : "", "id" : "535", "kuranAyetNo" : "62", "not1" : "*Gözlerinizle bakıyordunuz, görüyordunuz, tanık oluyordunuz.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sonra affettik sizleri bunun ardından; belki sizler şükredersiniz43.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summe sonra ثُمَّ - 2 afevna affettik عَفَوْنَا عفو 3 ankum sizi عَنْكُمْ - 4 min مِنْ - 5 bea'di ardından بَعْدِ بعد 6 zalike bunun ذَٰلِكَ - 7 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 8 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "52", "ayetNot" : "", "id" : "532", "kuranAyetNo" : "59", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: “Asla girmez cennete dışında kimse (ki) oldu (o) bir Yahudi295 ya da Nasârâlı296”; şu (ki); temennileridir onların; de ki: “Verin\/getirin burhânınızı293; eğer olduysanız sâdıklar182.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 len asla لَنْ - 3 yedhule girmez يَدْخُلَ دخل 4 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن 5 illa dışında إِلَّا - 6 men kimse مَنْ - 7 kane oldu كَانَ كون 8 huden bir Yahudi هُودًا هود 9 ev ya da أَوْ - 10 nesara Nasârâlı نَصَارَىٰ نصر 11 tilke şu (ki) تِلْكَ - 12 emaniyyuhum temennileridir onların أَمَانِيُّهُمْ مني 13 kul de ki قُلْ قول 14 hatu verin\/getirin هَاتُوا هات 15 burhanekum burhânınızı بُرْهَانَكُمْ برهن 16 in eğer إِنْ - 17 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 18 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "111", "id" : "595", "kuranAyetNo" : "118", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve tabi oldular şeytânların29* okuduğuna; Süleyman'ın mülkü üzerine; ve kâfirlik25 etmiş değildi Süleyman; fakat şeytânlar29* kâfirlik25 ettiler; öğretirler (şeytânlar) insanlara sihri283; ve indirileni\/bahşedileni iki melik** üzerine; Babil'de***; Harut284 ve Marut284; ve öğretir değildi o ikisi bir şeyden; ancak der ikisi: “Doğrusu biz bir fitneyiz\/bir testiz\/bir sınavız****; öyle ki; kâfirlik25 etme”; öyle ki öğrenirler (şeytânlar) ikisinden şeyi ki ayırırlar onunla adam ve eşinin arasını*****; ve değildir onlar (şeytânlar) zarar verenler onunla bir şeyden; ancak Allah’ın izniyle; ve öğrenirler zarar vereni kendilerine; ve yarar vermez kendilerine; ant olsun bildiler; mutlak ki kim satın aldı onu yoktur ona ahirette bir nasipten; ve mutlak kötüdür satın almış oldukları onunla; kendi nefislerine; keşke olmuş olsalardı bilirler.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "102", "ayetNot" : "", "id" : "583", "kuranAyetNo" : "109", "not1" : "*Doğrudan saptırıcı, iyiyi bozucu, iyiden uzaklaştırıcı insanlar. **Hükümdar, hünkâr, kral. ***Antik Babil. MÖ 1300 yılları. Irak’ın başkenti Bağdat’ın 100 km güneyinde bulunan antik Babil krallığının başkenti. Antik Yahudiya krallığıyla komşu.   ****Öğrenilen telkin ve hipnoz teknikleri iyi ya da kötü yönde kullanılabilir. Öğrenen kimse için büyük bir fitne\/test\/sınav olacaktır. *****Telkin hipnoz teknikleri öyle etkilidir ki karı-koca arasındaki sıkı bağı bile koparır. Bir kocaya eşinin kendisini aldattığı yönünde telkin verilirse mutlak ki etkisi çok fazla olur.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve yaptık onu (maymunlaşmayı) ibretlik bir ders; önündekini onun* (maymunlaşmanın) ve arkasındakini onun* (maymunlaşmanın); ve bir vaaz653 takva21 sahipleri için.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fecealnaha ve yaptık onu (maymunlaşmayı) فَجَعَلْنَاهَا جعل 2 nekalen ibretlik bir ders نَكَالًا نكل 3 lima لِمَا - 4 beyne arasındaki بَيْنَ بين 5 yedeyha iki elinin onun يَدَيْهَا يدي 6 ve ma ve وَمَا - 7 halfeha arkasındaki onun خَلْفَهَا خلف 8 ve mev'izeten ve bir vaaz\/tavsiye وَمَوْعِظَةً وعظ 9 lilmuttekine müttakiler için لِلْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "66", "ayetNot" : "", "id" : "548", "kuranAyetNo" : "73", "not1" : "*Maymunlaşma sürecinin öncesi ve sonrası. Akılsızca taklit etmenin sonuçları muttakiler için bir vaazdır, tavsiyedir.  ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve kurtardığımız zaman sizleri firavun ailesinden\/taraftarlarından; uygulamaya koyarlarken sizlere kötü\/fena azabı; boğazlarlarken oğullarınızı; ve sağ\/canlı bırakırlarken kadınlarınızı; ve bundadır Rabbinizden4 büyük bir bela256.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 necceynakum kurtardığımız sizleri نَجَّيْنَاكُمْ نجو 3 min مِنْ - 4 ali ailesinden\/yakınlarından الِ اول 5 fir'avne firavun فِرْعَوْنَ - 6 yesumunekum uygulamaya koyarlar sizlere يَسُومُونَكُمْ سوم 7 su'e kötü\/fena سُوءَ سوا 8 l-azabi azabı الْعَذَابِ عذب 9 yuzebbihune boğazlarlar يُذَبِّحُونَ ذبح 10 ebna'ekum oğullarınızı أَبْنَاءَكُمْ بني 11 ve yestehyune ve sağ bırakırlar وَيَسْتَحْيُونَ حيي 12 nisa'ekum kadınlarınızı نِسَاءَكُمْ نسو 13 ve fi ve وَفِي - 14 zalikum bundadır ذَٰلِكُمْ - 15 bela'un bir bela بَلَاءٌ بلو 16 min مِنْ - 17 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 18 azimun bir büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "49", "ayetNot" : "", "id" : "529", "kuranAyetNo" : "56", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "57", "ayetNot" : "", "id" : "506", "kuranAyetNo" : "4956", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Görmez misin ki Allah indirdi gökten180 bir su179; öyle ki çıkardık onunla (suyla) meyveler; çeşit çeşit\/muhtelif renkleri; ve dağlardan yollar289; beyaz* ve kırmızı**; çeşit çeşit\/muhtelif renkleri***; ve simsiyah\/kuzguni kara****.", "ayetNo" : "27", "id" : "594", "kuranAyetNo" : "3685", "not1" : "*Bentonit vb. **Bakır vb. ***Çok farklı renklerde elementler. ****Kömür vb.", "surahName" : "Fâtır", "sureNo" : "35" }, { "ayetIe" : "*Ey iman47 etmiş kimseler! Demeyin “güt** bizleri”; ve deyin “bak\/ilgi göster*** bizlere”; ve işitin; ve kâfirler25 içindir elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman ettiler امَنُوا امن 4 la لَا - 5 tekulu demeyin تَقُولُوا قول 6 raina güt bizleri رَاعِنَا رعي 7 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول 8 nzurna bak\/ilgi göster bizlere انْظُرْنَا نظر 9 vesmeu ve işitin وَاسْمَعُوا سمع 10 velilkafirine ve kâfirler içindir وَلِلْكَافِرِينَ كفر 11 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 12 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "104", "id" : "585", "kuranAyetNo" : "111", "not1" : "*Gerçek iman etmiş kimseler kimsenin çiftlik hayvanı olmaz. Güdülen bir küçük baş veya büyük baş hayvan asla olmaz. Yüce Allah'ın resulü bile olsa kimseden güdülmek için kendilerine çobanlık yapmasını istemezler. İşlerini şura yani danışmayla birlikte yaparlar. **Hayvanları merada otlatmak, gütmek, çobanlık yapmak. ***Resulün ilgi göstermesi, onları gözünün önünde bulundurması mutlak ki müminlere dinginlik verir. Sakinlik verir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İkisindedir iki göz\/pınar; fışkıran ikisi.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fihima ikisindedir فِيهِمَا - 2 aynani iki göz\/pınar عَيْنَانِ عين 3 neddahatani fışkıran ikisi نَضَّاخَتَانِ نضخ", "ayetNo" : "66", "ayetNot" : "", "id" : "515", "kuranAyetNo" : "4965", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "İster kitap ehlinden135 birçoğu; eğer ki geri döndürseler sizleri imanınızdan47 sonra kâfirlere25; bir hasettir208 nefislerinin201 yanından; beyan\/deklere226 olandan sonra onlara hak\/gerçek; öyleyse affedin; el sıkışın\/temas kurun kibarca; ta ki getirir Allah emrini; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vedde ister وَدَّ ودد 2 kesirun bir çoğu كَثِيرٌ كثر 3 min مِنْ - 4 ehli ehli- أَهْلِ اهل 5 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 6 lev eğer ki لَوْ - 7 yeruddunekum geri döndürseler sizleri يَرُدُّونَكُمْ ردد 8 min مِنْ - 9 bea'di sonra بَعْدِ بعد 10 imanikum imanınızdan إِيمَانِكُمْ امن 11 kuffaran kâfirler كُفَّارًا كفر 12 haseden bir haset حَسَدًا حسد 13 min مِنْ - 14 indi yanından عِنْدِ عند 15 enfusihim kendi nefisleri أَنْفُسِهِمْ نفس 16 min مِنْ - 17 bea'di sonra بَعْدِ بعد 18 ma مَا - 19 tebeyyene beyan\/deklere olandan تَبَيَّنَ بين 20 lehumu onlara لَهُمُ - 21 l-hakku hak\/gerçek الْحَقُّ حقق 22 fea'fu öyleyse affedin فَاعْفُوا عفو 23 vesfehu el sıkışın\/dokunun kibarca وَاصْفَحُوا صفح 24 hatta ta ki حَتَّىٰ - 25 ye'tiye getirir يَأْتِيَ اتي 26 llahu Allah اللَّهُ - 27 biemrihi emrini بِأَمْرِهِ امر 28 inne doğrusu إِنَّ - 29 llahe Allah اللَّهَ - 30 ala üzerine عَلَىٰ - 31 kulli her bir كُلِّ كلل 32 şey'in şey شَيْءٍ شيا 33 kadirun Kadîr’dir. قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "109", "id" : "590", "kuranAyetNo" : "116", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve aldığımız zaman mîsâkınızı281; dökmeyesiniz kanlarınızı; ve çıkarmayasınız nefislerinizi201 diyarlarınızdan\/yurtlarınızdan; sonra karara bağladınız; ve sizler şahit\/tanık olursunuz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ 3 misakakum mîsâkınızı مِيثَاقَكُمْ وثق 4 la لَا - 5 tesfikune dökmeyesini تَسْفِكُونَ سفك 6 dima'ekum kanlarınızı دِمَاءَكُمْ دمو 7 ve la ve وَلَا - 8 tuhricune çıkarmayasınız تُخْرِجُونَ خرج 9 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس 10 min مِنْ - 11 diyarikum diyarlarınızdan\/yurtlarınızdan دِيَارِكُمْ دور 12 summe sonra ثُمَّ - 13 ekrartum karara bağladınız أَقْرَرْتُمْ قرر 14 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 15 teşhedune şahitler olursunuz\/tanık olursunuz تَشْهَدُونَ شهد", "ayetNo" : "84", "ayetNot" : "", "id" : "565", "kuranAyetNo" : "91", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sonra sırt çevirdiniz* bunun ardından; öyle ki eğer olmasaydı fazlı202 Allah'ın sizlere; ve rahmeti271 O’nun; mutlak olurdunuz hüsrana uğrayanlardan.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "64", "ayetNot" : "", "id" : "546", "kuranAyetNo" : "71", "not1" : "*Mîsâka uymadınız.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "53", "ayetNot" : "", "id" : "502", "kuranAyetNo" : "4952", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun indirdik sana ayetler; beyanlı\/bildirmeli\/deklarasyonlu; ve kâfirlik25 eder değildir ona (ayete) fâsıklar38 dışında.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل 3 ileyke sana إِلَيْكَ - 4 ayatin ayetler ايَاتٍ ايي 5 beyyinatin beyanlı\/bildirmeli\/deklarasyonlu بَيِّنَاتٍ بين 6 ve ma ve değildir وَمَا - 7 yekfuru kâfirlik eder يَكْفُرُ كفر 8 biha ona (ayete) بِهَا - 9 illa ancak إِلَّا - 10 l-fasikune fâsıklar الْفَاسِقُونَ فسق", "ayetNo" : "99", "ayetNot" : "", "id" : "580", "kuranAyetNo" : "106", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "77", "ayetNot" : "", "id" : "526", "kuranAyetNo" : "4976", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "İkisindedir bir hayır; bir güzellik.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fihinne ikisindedir فِيهِنَّ - 2 hayratun bir hayır خَيْرَاتٌ خير 3 hisanun bir güzellik حِسَانٌ حسن", "ayetNo" : "70", "ayetNot" : "", "id" : "519", "kuranAyetNo" : "4969", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Nesh288 ettiğimizi\/sildiğimizi bir ayetten287; ya da unuttururuz onu (ayeti); getiririz hayırlısını ondan (ayetten) ya da mislini\/benzerini onun (ayetin); bilmez misin ki Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ma مَا - 2 nenseh sildiğimizi نَنْسَخْ نسخ 3 min مِنْ - 4 ayetin bir ayetten ايَةٍ ايي 5 ev ya da أَوْ - 6 nunsiha unuttururuz onu نُنْسِهَا نسي 7 ne'ti getiririz نَأْتِ اتي 8 bihayrin hayırlısını بِخَيْرٍ خير 9 minha ondan (ayetten) مِنْهَا - 10 ev ya da أَوْ - 11 misliha mislini\/benzerini onun مِثْلِهَا مثل 12 elem أَلَمْ - 13 tea'lem bilmez misin? تَعْلَمْ علم 14 enne ki أَنَّ - 15 llahe Allah اللَّهَ - 16 ala üzerine عَلَىٰ - 17 kulli her bir كُلِّ كلل 18 şey'in şey شَيْءٍ شيا 19 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "106", "id" : "587", "kuranAyetNo" : "113", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve gölgelendirdik üzerinize bulutu264; ve indirdik üzerinize menne262; ve bıldırcın263; yiyin rızıklandırdığımızın güzellerinden sizleri; ve zulmetmiş* değillerdi bize; fakat oldular nefislerine201 zulmederler257.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve zellelna ve gölgelendirdik وَظَلَّلْنَا ظلل 2 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ - 3 l-gamame bulutu الْغَمَامَ غمم 4 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل 5 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ - 6 l-menne menne الْمَنَّ منن 7 ve sselva ve bıldırcın وَالسَّلْوَىٰ سلو 8 kulu yiyin كُلُوا اكل 9 min مِنْ - 10 tayyibati güzellerden طَيِّبَاتِ طيب 11 ma مَا - 12 razeknakum rızıklandırdığımızın sizleri رَزَقْنَاكُمْ رزق 13 ve ma ve değildi وَمَا - 14 zelemuna zulmettiler bize ظَلَمُونَا ظلم 15 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 16 kanu oldular كَانُوا كون 17 enfusehum nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس 18 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "57", "ayetNot" : "", "id" : "537", "kuranAyetNo" : "64", "not1" : "*İnsan Yüce Allah'a ne zarar verebilir ne de fayda verebilir. Hiçbir etkide bulunamaz. İnsan ne yaparsa kendine yapar. Yüce Allah'a şirk koşarak, O'na ortak koşarak ancak kendine zulmeder.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: \"Kalplerimiz örtülenlerdir\/sarılanlardır175\" evet! mutlak lanetledi280 onları Allah kâfirlikleriyle25; öyle ki pek azdır* iman47 ettikleri.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 kulubuna kalplerimiz قُلُوبُنَا قلب 3 gulfun örtülenlerdir\/sarılanlardır غُلْفٌ غلف 4 bel Evet! بَلْ - 5 leanehumu mutlak lanetledi onları لَعَنَهُمُ لعن 6 llahu Allah اللَّهُ - 7 bikufrihim kâfirlikleriyle onların بِكُفْرِهِمْ كفر 8 fekalilen öyle ki azdır فَقَلِيلًا قلل 9 ma مَا - 10 yu'minune İman ettikleri يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "88", "ayetNot" : "", "id" : "569", "kuranAyetNo" : "95", "not1" : "*Kutsak kitapların ayetlerinin pek azına gerçekten iman ederler. Çoğuna iman etmezler. Kutsal kitaplar yerine Talmud gibi kitaplara iman ederler.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sonra katılaştı kalpleriniz bunun* ardından; öyle ki o (kalp) taş gibi ya da daha sert katı; ve doğrusu taştan275; mutlak ki fışkırır ondan (taştan) nehirler; ve doğrusu ondan (taştan) mutlak ki yarılarak ayrılır (su); böylece çıkar ondan su; ve doğrusu ondan (taştan) mutlak ki iner (su); Allah’ın haşyetinden53; ve Allah gâfil\/aymaz değildir yaptıklarınızdan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summe sonra ثُمَّ - 2 kaset katılaştı قَسَتْ قسو 3 kulubukum kalpleriniz قُلُوبُكُمْ قلب 4 min مِنْ - 5 bea'di ardından بَعْدِ بعد 6 zalike bunun ذَٰلِكَ - 7 fehiye öyle ki o (kalp) فَهِيَ - 8 kalhicarati taş gibi كَالْحِجَارَةِ حجر 9 ev ya da أَوْ - 10 eşeddu daha sert أَشَدُّ شدد 11 kasveten katı قَسْوَةً قسو 12 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 13 mine مِنَ - 14 l-hicarati taştan الْحِجَارَةِ حجر 15 lema mutlak ki لَمَا - 16 yetefecceru fışkırır يَتَفَجَّرُ فجر 17 minhu ondan (taştan) مِنْهُ - 18 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 19 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 20 minha ondan (taştan) مِنْهَا - 21 lema mutlak ki لَمَا - 22 yeşşekkaku yarılarak ayrılır (su) يَشَّقَّقُ شقق 23 feyehrucu böylece çıkar فَيَخْرُجُ خرج 24 minhu ondan مِنْهُ - 25 l-mau su الْمَاءُ موه 26 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 27 minha ondan (taştan) مِنْهَا - 28 lema mutlak ki لَمَا - 29 yehbitu iner (su) يَهْبِطُ هبط 30 min مِنْ - 31 haşyeti haşyetinden خَشْيَةِ خشي 32 llahi Allah’ın اللَّهِ - 33 ve ma ve değildir وَمَا - 34 llahu Allah اللَّهُ - 35 bigafilin gafil\/aymaz بِغَافِلٍ غفل 36 amma عَمَّا - 37 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "74", "ayetNot" : "", "id" : "556", "kuranAyetNo" : "81", "not1" : "*Dirilme mucizesi", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kim oldu bir düşman Allah'a; ve meleklerine; ve resûllerine418; ve Cibrîl'e282; ve Mikail'e; öyle ki doğrusu Allah (da) bir düşmandır kâfirlere25.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 men kim مَنْ - 2 kane oldu كَانَ كون 3 aduvven bir düşman عَدُوًّا عدو 4 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 5 ve melaiketihi ve meleklerine وَمَلَائِكَتِهِ ملك 6 ve rusulihi ve resullerine وَرُسُلِهِ رسل 7 ve cibrile ve Cibrîl'e وَجِبْرِيلَ - 8 ve mikale ve Mikail'e وَمِيكَالَ - 9 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 10 llahe Allah (da) اللَّهَ - 11 aduvvun bir düşmandır عَدُوٌّ عدو 12 lilkafirine kâfirlere لِلْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "98", "ayetNot" : "", "id" : "579", "kuranAyetNo" : "105", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu insan mutlak hüsrandadır.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 l-insane insan الْإِنْسَانَ انس 3 lefi mutlak لَفِي - 4 husrin hüsrandadır خُسْرٍ خسر", "ayetNo" : "2", "id" : "592", "kuranAyetNo" : "6176", "not1" : "", "surahName" : "Asr", "sureNo" : "103" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "71", "ayetNot" : "", "id" : "520", "kuranAyetNo" : "4970", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve ikisinin (iki cennetin) astından* iki cennet (daha).", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve min ve وَمِنْ - 2 dunihima ikisinin (iki cennetin) astından دُونِهِمَا دون 3 cennetani iki cennet (daha) جَنَّتَانِ جنن", "ayetNo" : "62", "ayetNot" : "", "id" : "511", "kuranAyetNo" : "4961", "not1" : "*Daha alçak seviyede.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ne zaman ki geldi onlara bir resûl418 Allah'ın indinden\/katından; bir musaddıktır140 onların yanındaki* için; savurup fırlattı bir fırka\/grup sırtlarının arkasına; kitap* verilmiş kimselerden; Allah'ın kitabını**; sanki onlar bilmezler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velemma ne zaman ki وَلَمَّا - 2 ca'ehum geldi onlara جَاءَهُمْ جيا 3 rasulun bir resul رَسُولٌ رسل 4 min مِنْ - 5 indi indinden\/katından عِنْدِ عند 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 musaddikun bir musaddık مُصَدِّقٌ صدق 8 lima için لِمَا - 9 meahum yanındaki onların مَعَهُمْ - 10 nebeze savurup fırlattı نَبَذَ نبذ 11 ferikun bir fırka\/grup فَرِيقٌ فرق 12 mine مِنَ - 13 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 14 utu verildiler أُوتُوا اتي 15 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 16 kitabe kitabı كِتَابَ كتب 17 llahi Allah'ın اللَّهِ - 18 vera'e arkasına وَرَاءَ وري 19 zuhurihim sırtlarının ظُهُورِهِمْ ظهر 20 keennehum sanki onlar كَأَنَّهُمْ - 21 la لَا - 22 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "101", "ayetNot" : "", "id" : "582", "kuranAyetNo" : "108", "not1" : "*Tevrat. **Kur'an.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: “Asla dokunmaz bizlere ateş adetli\/sayılı günler dışında”; de ki: “Allah’ın indinde\/katında bir ahit\/antlaşma mı edindiniz?”; öyle ki asla bozmaz Allah ahdini\/antlaşmasını; Allah üzerine bilmediğinizi mi söylersiniz?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 len asla لَنْ - 3 temessena dokunmaz bizlere تَمَسَّنَا مسس 4 n-naru ateş النَّارُ نور 5 illa dışında إِلَّا - 6 eyyamen günler أَيَّامًا يوم 7 mea'dudeten adetli\/sayılı مَعْدُودَةً عدد 8 kul de ki قُلْ قول 9 ettehaztum edindiniz mi أَتَّخَذْتُمْ اخذ 10 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 11 llahi Allah’ın اللَّهِ - 12 ahden bir ahit\/antlaşma عَهْدًا عهد 13 felen öyle ki asla فَلَنْ - 14 yuhlife bozmaz يُخْلِفَ خلف 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 ahdehu ahdini\/antlaşmasını عَهْدَهُ عهد 17 em أَمْ - 18 tekulune söyler misiniz تَقُولُونَ قول 19 ala üzerine عَلَى - 20 llahi Allah اللَّهِ - 21 ma مَا - 22 la لَا - 23 tea'lemune bilmediğinizi تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "80", "ayetNot" : "", "id" : "562", "kuranAyetNo" : "87", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve onlardan ümmiler277; bilmezler kitabı*; kuruntular292 dışında; ve değildir onlar (ümmiler) ancak zannederler\/varsayarlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ - 2 ummiyyune ümmiler أُمِّيُّونَ امم 3 la لَا - 4 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم 5 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 6 illa dışında إِلَّا - 7 emaniyye kuruntular أَمَانِيَّ مني 8 ve in ve değiller وَإِنْ - 9 hum onlar هُمْ - 10 illa dışında إِلَّا - 11 yezunnune zannederler\/varsayarlar يَظُنُّونَ ظنن", "ayetNo" : "78", "ayetNot" : "", "id" : "560", "kuranAyetNo" : "85", "not1" : "*Kutsal kitabı.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sonra ayılttık* sizleri ölümünüzün\/bilinçsizliğinizin** ardından; belki sizler şükredersiniz43.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summe sonra ثُمَّ - 2 beasnakum ayılttık sizleri بَعَثْنَاكُمْ بعث 3 min مِنْ - 4 bea'di ardından بَعْدِ بعد 5 mevtikum ölümünüzün مَوْتِكُمْ موت 6 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 7 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "56", "ayetNot" : "", "id" : "536", "kuranAyetNo" : "63", "not1" : "*Bayılan kimselerin ayılması, bilinçlerinin kendine gelmesi. **Yakınlarına yıldırım düşmesi nedeniyle baygınlık geçiren, bilinçlerini kaybeden kimseler.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "De ki: “Eğer olduysa sizlere ahiret diyarı\/yurdu Allah'ın indinde\/katında bir halis* (olarak) insanların dışında**; öyleyse temenni edin ölümü eğer olduysanız sâdıklar182.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 in eğer إِنْ - 3 kanet olduysa كَانَتْ كون 4 lekumu sizlere لَكُمُ - 5 d-daru diyarı\/yurdu الدَّارُ دور 6 l-ahiratu ahiret الْاخِرَةُ اخر 7 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 8 llahi Allah اللَّهِ - 9 halisaten halis\/saf\/has خَالِصَةً خلص 10 min مِنْ - 11 duni dışında دُونِ دون 12 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 13 fetemennevu öyleyse temenni edin فَتَمَنَّوُا مني 14 l-mevte ölümü الْمَوْتَ موت 15 in eğer إِنْ - 16 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 17 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "94", "ayetNot" : "", "id" : "575", "kuranAyetNo" : "101", "not1" : "*Saf, has, katıksız, karışıksız. **Diğer insanların haricinde, sadece sizlere özel, halis.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve aldığımız zaman mîsâkınızı281; ve yükselttik üstünüze turu\/dağı; alın verdiğimizi sizlere kuvvetle\/güçle; ve hatırlayın ondakini (mîsâkın içindekini); belki sizler takvalı21 olursunuz.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ 3 misakakum mîsâkınızı مِيثَاقَكُمْ وثق 4 ve rafea'na ve yükselttik وَرَفَعْنَا رفع 5 fevkakumu üstünüze فَوْقَكُمُ فوق 6 t-tura turu\/dağı الطُّورَ طور 7 huzu alın خُذُوا اخذ 8 ma مَا - 9 ateynakum verdiğimizi sizlere اتَيْنَاكُمْ اتي 10 bikuvvetin kuvvetle بِقُوَّةٍ قوي 11 vezkuru ve hatırlayın وَاذْكُرُوا ذكر 12 ma مَا - 13 fihi ondakini (mîsâkın içindekini ) فِيهِ - 14 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 15 tettekune takvalı olursunuz تَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "63", "ayetNot" : "", "id" : "545", "kuranAyetNo" : "70", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "De ki: “Kim oldu bir düşman Cibrîl'e282; öyle ki doğrusu o (Cibrîl) indirdi onu (Kur’an’ı) senin kalbine; Allah'ın izniyle”; bir musaddıktır140 onun iki elinin arasındakine*; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir müjdedir müminlere27.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kul de ki قُلْ قول 2 men kim مَنْ - 3 kane oldu كَانَ كون 4 aduvven bir düşman عَدُوًّا عدو 5 licibrile Cibril'e لِجِبْرِيلَ - 6 feinnehu öyle ki doğrusu o (Cibril) فَإِنَّهُ - 7 nezzelehu indirdi onu (Kur’an’ı) نَزَّلَهُ نزل 8 ala عَلَىٰ - 9 kalbike kalbine (senin) قَلْبِكَ قلب 10 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن 11 llahi Allah'ın اللَّهِ - 12 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق 13 lima لِمَا - 14 beyne arasındaki için بَيْنَ بين 15 yedeyhi iki ellenin onun يَدَيْهِ يدي 16 ve huden ve bir doğru yol kılavuz وَهُدًى هدي 17 ve buşra ve bir müjde وَبُشْرَىٰ بشر 18 lilmu'minine müminler için لِلْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "97", "ayetNot" : "", "id" : "578", "kuranAyetNo" : "104", "not1" : "*Tevrat", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve vaat ettiğimiz* zaman Musa’ya kırk gece**; sonra tuttunuz\/edindiniz buzağıyı258 onun (Musa’nın) ardından; ve sizler zalimlersiniz257.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "51", "ayetNot" : "", "id" : "531", "kuranAyetNo" : "58", "not1" : "*Çoğul olarak gelmiştir. Anlarız ki Yüce Allah'ın vaadi Cibrîl benzeri şerefli elçiler tarafından yerine getirilmiştir. **Musa peygamber 40 gece boyunca yalnız kalmış ve kendisine indirilen vahye odaklanmıştır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İkisindedir her bir fâkih246 çiftten*.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fihima ikisindedir فِيهِمَا - 2 min مِنْ - 3 kulli her كُلِّ كلل 4 fakihetin bir keyifli\/neşeli\/sevinçli فَاكِهَةٍ فكه 5 zevcani çiftten زَوْجَانِ زوج", "ayetNo" : "52", "ayetNot" : "", "id" : "501", "kuranAyetNo" : "4951", "not1" : "*Dişi ve erkek özelliği olan.", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Öyleyse Rabbinizin4 hangi nimetlerini (siz ikiniz)254 yalanlarsınız?234", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 febieyyi öyleyse hangi فَبِأَيِّ - 2 ala'i nimetlerini الَاءِ الو 3 rabbikuma Rabbinizin (ikinizin) رَبِّكُمَا ربب 4 tukezzibani yalanlarsınız (ikiniz) تُكَذِّبَانِ كذب", "ayetNo" : "67", "ayetNot" : "", "id" : "516", "kuranAyetNo" : "4966", "not1" : "", "surahName" : "Rahmân", "sureNo" : "55" }, { "ayetIe" : "Ve Allah’adır doğu ve batı*; öyle ki her nereyse döndüğünüz; öyle ki oradadır Allah'ın yüzü; doğrusu Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ - 2 l-meşriku doğu الْمَشْرِقُ شرق 3 velmegribu ve batı وَالْمَغْرِبُ غرب 4 feeynema öyle ki her nereye فَأَيْنَمَا - 5 tuvellu dönersiniz تُوَلُّوا ولي 6 fesemme öyle ki oradadır فَثَمَّ - 7 vechu yüzü وَجْهُ وجه 8 llahi Allah'ın اللَّهِ - 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 llahe Allah اللَّهَ - 11 vasiun Vâsi’dir وَاسِعٌ وسع 12 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "115", "id" : "599", "kuranAyetNo" : "122", "not1" : "*Zıt yönlerin birlikte işaret edilmesi her yönü işaret eder. Aşağı-yukarı, az-çok, sabah-akşam gibi.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Evet! Kim kazandı bir kötülük; ve kuşattı (kötülük) onu (kimseyi) hatasıyla\/yanlışıyla onun; öyle ki işte bunlar; yoldaşlarıdır ateş; onlar orada (cehennemde) ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 bela evet! بَلَىٰ - 2 men kim مَنْ - 3 kesebe kazandı كَسَبَ كسب 4 seyyieten bir kötülük سَيِّئَةً سوا 5 ve ehatat ve kuşattı (kötülük) وَأَحَاطَتْ حوط 6 bihi onu (kimseyi) بِهِ - 7 hatiyetuhu hatasıyla\/yanlışıyla onun خَطِيئَتُهُ خطا 8 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 9 eshabu yoldaşlarıdır أَصْحَابُ صحب 10 n-nari ateş النَّارِ نور 11 hum onlar هُمْ - 12 fiha orada (cehennemde) فِيهَا - 13 halidune ölümsüzler خَالِدُونَ خلد", "ayetNo" : "81", "ayetNot" : "", "id" : "563", "kuranAyetNo" : "88", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Bilmezler mi ki Allah bilir sırlayıp gizlediklerini; ve alenen açığa vurduklarını?", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 evela أَوَلَا - 2 yea'lemune bilmezler mi يَعْلَمُونَ علم 3 enne ki أَنَّ - 4 llahe Allah اللَّهَ - 5 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 6 ma مَا - 7 yusirrune sırlayıp gizlediklerini يُسِرُّونَ سرر 8 ve ma ve وَمَا - 9 yua'linune alenen açığa vurduklarını يُعْلِنُونَ علن", "ayetNo" : "77", "ayetNot" : "", "id" : "559", "kuranAyetNo" : "84", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu yaratılışında göklerin ve yerin; ve halifeliğinde* gece ve gündüzün; ve gemilerde -ki akar bol suda236; faydalı olmasıyla insanlara-; indirdiğinde Allah'ın gökten; bir sudan -öyle ki diriltti onunla (suyla) yeri; ölümü sonrası onun (yerin); ve yaydı orada (yerde) her bir debelenenden-; ve evirip çevirmesinde gök180 ve yer arasındaki emre hazırlanmış rüzgarları ve bulutları; mutlak (vardır) ayetler237 akleden bir kavim için.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "164", "id" : "649", "kuranAyetNo" : "171", "not1" : "*Yerine geçmesi.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ancak emreder (şeytan) onlara kötülüğü ve fâhşayı81; ve ki söylersiniz Allah üzerine bilmediğinizi.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 innema ancak إِنَّمَا - 2 ye'murukum emreder onlara يَأْمُرُكُمْ امر 3 bis-su'i kötülüğü بِالسُّوءِ سوا 4 velfehşa'i ve fahşayı وَالْفَحْشَاءِ فحش 5 ve en ve ki وَأَنْ - 6 tekulu söylersi niz تَقُولُوا قول 7 ala üzerine عَلَى - 8 llahi Allah اللَّهِ - 9 ma   مَا - 10 la   لَا - 11 tea'lemune bilmediğinizi تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "169", "id" : "654", "kuranAyetNo" : "176", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Hac327 malum343 aylardır*; öyle ki kim farz kıldı onlarda (aylarda) haccı327; öyle ki yoktur cinsellik içeren davranışlar; ve yoktur fasıklık38; ve yoktur dalaşma hacta; ve yaptığınızı hayırdan\/iyilikten bilir onu Allah; ve ikbal\/tedarik\/erzak edinin**; öyle ki doğrusu hayırlısı ikbalin\/tedarikin\/erzakın takvadır21; ve takvalı21 olun bana ey elbab\/mantık sahipleri!", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 el-haccu Hac الْحَجُّ حجج 2 eşhurun aylardır أَشْهُرٌ شهر 3 mea'lumatun malum مَعْلُومَاتٌ علم 4 femen öyle ki kim فَمَنْ - 5 ferade farz kıldı فَرَضَ فرض 6 fihinne onlarda فِيهِنَّ - 7 l-hacce haccı الْحَجَّ حجج 8 fela öyle ki yoktur فَلَا - 9 rafese cinsellik içeren davranışlar رَفَثَ رفث 10 ve la ve yoktur وَلَا - 11 fusuka fasıklık فُسُوقَ فسق 12 ve la ve yoktur وَلَا - 13 cidale dalaşma جِدَالَ جدل 14 fi   فِي - 15 l-hacci hacda الْحَجِّ حجج 16 ve ma ve وَمَا - 17 tef'alu yaptığınızı تَفْعَلُوا فعل 18 min   مِنْ - 19 hayrin hayırdan\/iyilikten خَيْرٍ خير 20 yea'lemhu bilir onu يَعْلَمْهُ علم 21 llahu Allah اللَّهُ - 22 ve tezevve du ve ikbal\/tedarik\/erzak edinin وَتَزَوَّدُوا زود 23 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 24 hayra hayırlısı خَيْرَ خير 25 z-zadi ikbalin\/tedariğin\/erzağın الزَّادِ زود 26 t-tekva takvadır التَّقْوَىٰ وقي 27 vettekuni ve takvalı olun bana وَاتَّقُونِ وقي 28 ya uli ey sahipleri يَا أُولِي اول 29 l-elbabi elbab\/mantık الْأَلْبَابِ لبب  ", "ayetNo" : "197", "id" : "684", "kuranAyetNo" : "204", "not1" : "*Arapça gramer gereği çoğul 3 ve üzerinde başlar. **Aylar boyunca sürecek olan hac için gerekli erzak hazır edilmelidir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kim değiştirdi onu (vasiyeti) işitmesi sonrası onu; öyle ki günahı onun ancak onu değiştiren kimselerin üzerinedir; doğrusu Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 femen öyle ki kim فَمَنْ - 2 beddelehu değiştirdi onu (vasiyeti) بَدَّلَهُ بدل 3 bea'dema sonrası بَعْدَمَا بعد 4 semiahu işitmesi onu سَمِعَهُ سمع 5 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا - 6 ismuhu günahı onun إِثْمُهُ اثم 7 ala üzerinedir عَلَى - 8 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 9 yubeddilunehu değiştirirler onu يُبَدِّلُونَهُ بدل 10 inne doğrusu إِنَّ - 11 llahe Allah اللَّهَ - 12 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع 13 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "181", "id" : "667", "kuranAyetNo" : "188", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) isabet ettiği zaman onlara bir musibet311 derler: “Doğrusu biz Allah içiniz; ve doğrusu biz O'na dönenleriz.”", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 iza zaman إِذَا - 3 esabethum isabet ettiği onlara   أَصَابَتْهُمْ صوب 4 musibetun bir musibet مُصِيبَةٌ صوب 5 kalu derler قَالُوا قول 6 inna doğrusu biz إِنَّا - 7 lillahi Allah içiniz لِلَّهِ - 8 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا - 9 ileyhi O'na إِلَيْهِ - 10 raciune dönenleriz رَاجِعُونَ رجع", "ayetNo" : "156", "id" : "641", "kuranAyetNo" : "163", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ancak haram kıldı318 sizlere ölüyü\/leşi; ve kanı; ve domuz etini; ve kendisi Allah'tan başkası için adak edilmişi; öyle ki kim zorlandı -aranmaksızın ve sınırı aşmaksızın- öyle ki yoktur günah onun üzerine; doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 innema ancak إِنَّمَا - 2 harrame haram kıldı حَرَّمَ حرم 3 aleykumu sizlere عَلَيْكُمُ - 4 l-meytete ölüyü\/leşi الْمَيْتَةَ موت 5 ve ddeme ve kanı وَالدَّمَ دمو 6 velehme ve etini وَلَحْمَ لحم 7 l-hinziri domuz الْخِنْزِيرِ خنزر 8 ve ma ve وَمَا - 9 uhille adak edilmişi أُهِلَّ <  10 bihi kendisi بِهِ - 11 ligayri başkası için لِغَيْرِ غير 12 llahi Allah'tan اللَّهِ - 13 femeni öyle ki kim فَمَنِ - 14 dturra zorlandı اضْطُرَّ ضرر 15 gayra   غَيْرَ غير 16 bagin aranmaksızın بَاغٍ بغي 17 ve la   وَلَا - 18 aadin ve sınırı aşmaksızın عَادٍ عدو 19 fela öyle ki yoktur فَلَا - 20 isme günah إِثْمَ اثم 21 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ - 22 inne doğrusu إِنَّ - 23 llahe Allah اللَّهَ - 24 gafurun Gafûr’dur. غَفُورٌ غفر 25 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "173", "id" : "658", "kuranAyetNo" : "180", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey insanlar! Yiyin yerdekinden\/yeryüzündekinden; güzel\/iyi bir helaldir; ve tabi olmayın şeytânın29 adımlarına; doğrusu o (şeytân) sizlere apaçık bir düşmandır.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 3 kulu yiyin كُلُوا اكل 4 mimma   مِمَّا - 5 fi   فِي - 6 l-erdi yerdekinden\/yeryüzündekinden الْأَرْضِ ارض 7 halalen bir helal حَلَالًا حلل 8 tayyiben güzel\/iyi طَيِّبًا طيب 9 ve la ve وَلَا - 10 tettebiu ve tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع 11 hutuvati adımlarına خُطُوَاتِ خطو 12 ş-şeytani şeytanın الشَّيْطَانِ شطن 13 innehu doğrusu o إِنَّهُ - 14 lekum sizlere لَكُمْ - 15 aduvvun düşmandır عَدُوٌّ عدو 16 mubinun apaçık مُبِينٌ بين", "ayetNo" : "168", "id" : "653", "kuranAyetNo" : "175", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Şu; bir ümmet305; muhakkak ki gelip geçti ona (ümmete) kazandıkları; ve sizleredir kazandığınız; ve sual edilmezsiniz\/sorulmazsınız yapar olduklarından.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 tilke şu تِلْكَ - 2 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم 3 kad muhakkak ki قَدْ - 4 halet gelip geçti خَلَتْ خلو 5 leha ona (ümmete) لَهَا - 6 ma مَا - 7 kesebet kazandıkları كَسَبَتْ كسب 8 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ - 9 ma مَا - 10 kesebtum kazandığınız كَسَبْتُمْ كسب 11 ve la ve وَلَا - 12 tuselune sual edilmezsiniz تُسْأَلُونَ سال 13 amma عَمَّا - 14 kanu olduklarından كَانُوا كون 15 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "141", "id" : "625", "kuranAyetNo" : "148", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Demeyin Allah yolunda336 katledilmiş35 kimse için; ölülerdir\/mevtalardır; evet! dirilerdir; ve lakin\/ancak (sizler) anlamazsınız.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve la   وَلَا - 2 tekulu demeyin تَقُولُوا قول 3 limen kimse için لِمَنْ - 4 yuktelu katledildi يُقْتَلُ قتل 5 fi -nda فِي - 6 sebili yolu- سَبِيلِ سبل 7 llahi Allah اللَّهِ - 8 emvatun ölüler\/mevtalar أَمْوَاتٌ موت 9 bel Evet بَلْ - 10 ehya'un dirilerdir أَحْيَاءٌ حيي 11 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 12 la   لَا - 13 teş'urune anlamazsınız تَشْعُرُونَ شعر", "ayetNo" : "154", "id" : "632", "kuranAyetNo" : "161", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki tamamladığınız zaman nusuklarınızı169; öyle ki zikredin\/anın Allah'ı zikretmeniz\/anmanız gibi atalarınızı; ya da daha şiddetli bir zikir\/anma; öyle ki insanlardan kimi der: \"Rabbimiz!4 Ver bizlere dünyada”; ve yoktur ona ahirette hiçbir nasip\/pay.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 2 kadeytum bitirdiğiniz قَضَيْتُمْ قضي 3 menasikekum nusuklarınızı مَنَاسِكَكُمْ نسك 4 fezkuru öyle ki zikredin\/anın فَاذْكُرُوا ذكر 5 llahe Allah'ı اللَّهَ - 6 kezikrikum zikretmeniz\/andımanız gibi كَذِكْرِكُمْ ذكر 7 aba'ekum atalarınızı ابَاءَكُمْ ابو 8 ev ya da أَوْ - 9 eşedde en şiddetli أَشَدَّ شدد 10 zikran bir zikir\/anma ذِكْرًا ذكر 11 fe mine öyle ki فَمِنَ - 12 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 13 men kim مَنْ - 14 yekulu der يَقُولُ قول 15 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 16 atina ver bizlere اتِنَا اتي 17 fi   فِي - 18 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 19 ve ma ve yoktur وَمَا - 20 lehu ona لَهُ - 21 fi   فِي - 22 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 23 min hiçbir مِنْ - 24 halakin nasib\/pay خَلَاقٍ خلق  ", "ayetNo" : "200", "id" : "687", "kuranAyetNo" : "207", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dendiği zaman ona takvalı21 ol Allah'a'; alır onu izzeti\/ululuğu günaha; öyle ki yeterlidir ona cehennem; ve mutlak ki perişan (bir) yataktır\/dinlenme yeridir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 kile dendiği قِيلَ قول 3 lehu ona لَهُ - 4 tteki takvalı ol اتَّقِ وقي 5 llahe Allah'a اللَّهَ - 6 ehazethu alır onu أَخَذَتْهُ اخذ 7 l-izzetu izzeti\/ululuğu الْعِزَّةُ عزز 8 bil-ismi günaha بِالْإِثْمِ اثم 9 fehasbuhu öyle ki yeterlidir ona فَحَسْبُهُ حسب 10 cehennemu cehennem جَهَنَّمُ - 11 velebi'se ve mutlak perişan وَلَبِئْسَ باس 12 l-mihadu yataktır\/dinlenme yeridir الْمِهَادُ مهد  ", "ayetNo" : "206", "id" : "693", "kuranAyetNo" : "213", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Yiyin sizleri rızıklandırdığımızın iyilerinden\/güzellerinden; ve şükredin43 Allah'a eğer olduysanız sadece O'na kulluk46 ederler.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 kulu yiyin كُلُوا اكل 5 min   مِنْ - 6 tayyibati iyisinden\/güzelinden طَيِّبَاتِ طيب 7 ma   مَا - 8 razeknakum rızıklandırdığımızın sizleri رَزَقْنَاكُمْ رزق 9 veşkuru ve şükredin وَاشْكُرُوا شكر 10 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 11 in eğer إِنْ - 12 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 13 iyyahu sadece ona إِيَّاهُ - 14 tea'budune kulluk edersiniz تَعْبُدُونَ عبد", "ayetNo" : "172", "id" : "657", "kuranAyetNo" : "179", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve yemeyin* mallarınızı aranızda batılla199; ve sarkıtıp sunmayın onu hükmedenlere doğru**; yemeniz için günahla bir fırkasını\/kısmını insanların mallarından***; ve sizler bilirsiniz (onu).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 te'kulu yemeyin تَأْكُلُوا اكل 3 emvalekum mallarınızı أَمْوَالَكُمْ مول 4 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين 5 bil-batili batılla بِالْبَاطِلِ بطل 6 ve tudlu ve sarkıtıp sunmayın وَتُدْلُوا دلو 7 biha onu بِهَا - 8 ila doğru إِلَى - 9 l-hukkami hükmedenlere الْحُكَّامِ حكم 10 lite'kulu yemeniz için لِتَأْكُلُوا اكل 11 ferikan bir fırkasını\/kısmını فَرِيقًا فرق 12 min   مِنْ - 13 emvali mallarından أَمْوَالِ مول 14 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 15 bil-ismi günahla بِالْإِثْمِ اثم 16 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 17 tea'lemune bilirsiniz (onu) تَعْلَمُونَ علم  ", "ayetNo" : "188", "id" : "674", "kuranAyetNo" : "195", "not1" : "*Başkasının malına haksız yere çökmeyin. **Hüküm verme yetkisi olan kimselere rüşvet vermeyin. ***Haksız yere insanların malına çöküp yemek günahtır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve insanlardan kiminin349 söylemi acayip (etkiler) seni dünya hayatında; ve tanık\/şahit eder Allah'ı kalbindekine karşı; ve o en gaddar* hasımdır**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve mine ve وَمِنَ - 2 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 3 men kimi مَنْ - 4 yua'cibuke acayip (etkiler) seni يُعْجِبُكَ عجب 5 kavluhu söylemi onun قَوْلُهُ قول 6 fi   فِي - 7 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي 8 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 9 ve yuşhidu ve tanık\/şahit eder وَيُشْهِدُ شهد 10 llahe Allah'ı اللَّهَ - 11 ala karşı عَلَىٰ - 12 ma   مَا - 13 fi   فِي - 14 kalbihi kalbindekine قَلْبِهِ قلب 15 ve huve ve o وَهُوَ - 16 eleddu en gaddar أَلَدُّ لدد 17 l-hisami hasımdır الْخِصَامِ خصم  ", "ayetNo" : "204", "id" : "691", "kuranAyetNo" : "211", "not1" : "*En acımasız, en azılı. **Düşman.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve infak6 edin Allah yolunda336; ve atmayın (kendinizi) ellerinizle tehlikeye doğru*; ve iyilik\/güzellik yapın**; doğrusu Allah sever iyilik\/güzellik yapanları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve enfiku ve infak edin وَأَنْفِقُوا نفق 2 fi   فِي - 3 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 4 llahi Allah اللَّهِ - 5 ve la  ve وَلَا - 6 tulku atmayın تُلْقُوا لقي 7 bieydikum ellerinizle بِأَيْدِيكُمْ يدي 8 ila doğru إِلَى - 9 t-tehluketi tehlikeye التَّهْلُكَةِ هلك 10 ve ehsinu ve iyilik\/güzellik yapın وَأَحْسِنُوا حسن 11 inne doğrusu إِنَّ - 12 llahe Allah اللَّهَ - 13 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب 14 l-muhsinine iyilik\/güzellik yapanları الْمُحْسِنِينَ حسن  ", "ayetNo" : "195", "id" : "682", "kuranAyetNo" : "202", "not1" : "*Göre göre tehlikeye doğru ilerlemek tek tanrıcı inancına uygun değildir. Tek tanrıcılar tehlikelere karşı tedbirli olur. **Tek tanrıcılar iyilik\/güzellik yapar. Bulundukları her yerde ve zamanda iyiliği ve güzelliği hakim kılarlar. Yüce Allah'ın da kendilerini sevdiğini tüm kalpleriyle hissederler. İyilik\/güzellik yapanlara Yüce Allah iyilikle\/güzellikle cevap verir; karşılık verir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ya da karanlıklar gibi; muazzam derin bir denizdeki*; kaplar onu (denizi) bir dalga; üstünden onun (dalganın) bir dalga; üstünden onun (denizin) bir bulut; karanlıklar; bir kısmı onun (karanlığın) bir kısmın üstünde; çıkardığı zaman (o kimse) elini asla yakın bile olmaz görür onu (elini); ve kimse (ki) asla yapmaz Allah ona bir nur; öyle ki olmaz ona hiçbir nur.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "40", "id" : "662", "kuranAyetNo" : "2829", "not1" : "*Okyanus.", "surahName" : "Nûr", "sureNo" : "24" }, { "ayetIe" : "Ramazan ayı ki indirildi onda Kur'a; bir doğru yola kılavuz insanlara; ve bir beyanat226 doğru yola kılavuzdan; ve furkan259; öyle ki kim tanık\/şahit oldu sizlerden o aya; öyle ki siyam\/oruç322 tutsun onda; ve kim oldu bir hasta ya da bir sefer üzerinde; öyle ki adetincedir başka günlerden; ister\/diler Allah sizlere kolaylık; ve istemez\/dilemez sizlere güçlük\/zorluk*; ve bütünlemeniz\/tamamlamanız içindir adeti\/sayıyı; ve yüceltmeniz içindir Allah'ı; sizleri doğru yola kılavuzlamasına karşı; ve belki sizler şükredersiniz43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 şehru ayı شَهْرُ شهر 2 ramedane ramazan رَمَضَانَ - 3 llezi ki الَّذِي - 4 unzile indirildi أُنْزِلَ نزل 5 fihi onda فِيهِ - 6 l-kuranu Kur'an الْقُرْانُ قرا 7 huden bir doğru yol kılavuz هُدًى هدي 8 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 9 ve beyyinatin ve bir beyanat وَبَيِّنَاتٍ بين 10 mine   مِنَ - 11 l-huda doğru yola kılavuzdan الْهُدَىٰ هدي 12 velfurkani ve furkan وَالْفُرْقَانِ فرق 13 femen öyle ki kim فَمَنْ - 14 şehide tanık\/şahit oldu شَهِدَ شهد 15 minkumu sizlerden مِنْكُمُ - 16 ş-şehra o aya الشَّهْرَ شهر 17 felyesumhu öyle ki savm\/oruç tutsun onda فَلْيَصُمْهُ صوم 18 ve men ve kim وَمَنْ - 19 kane oldu كَانَ كون 20 meridan bir hasta مَرِيضًا مرض 21 ev ya da أَوْ - 22 ala üzerinde عَلَىٰ - 23 seferin bir sefer سَفَرٍ سفر 24 feiddetun öyle ki adetincedir فَعِدَّةٌ عدد 25 min   مِنْ - 26 eyyamin günlerden أَيَّامٍ يوم 27 uhara başka أُخَرَ اخر 28 yuridu ister\/diler يُرِيدُ رود 29 llahu Allah اللَّهُ - 30 bikumu sizlere بِكُمُ - 31 l-yusra kolaylık الْيُسْرَ يسر 32 ve la ve وَلَا - 33 yuridu istemez\/dilemez يُرِيدُ رود 34 bikumu sizlere بِكُمُ - 35 l-usra güçlük\/zorluk الْعُسْرَ عسر 36 velitukmilu ve bütünlemeniz\/tamamlamanız için وَلِتُكْمِلُوا كمل 37 l-iddete adeti\/sayıyı الْعِدَّةَ عدد 38 velitukebbiru ve yüceltmeniz için وَلِتُكَبِّرُوا كبر 39 llahe Allah'ı اللَّهَ - 40 ala karşı عَلَىٰ - 41 ma   مَا - 42 hedakum doğru yola kılavuzlamasına sizleri هَدَاكُمْ هدي 43 veleallekum ve belki sizler وَلَعَلَّكُمْ - 44 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر  ", "ayetNo" : "185", "id" : "671", "kuranAyetNo" : "192", "not1" : "*Yüce Allah insanlara nerede bir kolaylık sağlamışsa şeytan o şeyi zorlaştırmaya çalışmıştır. Savm\/oruç da böyledir. İnsanlar Yüce Allah'ın kolay kıldığını sorularla, detaylarla zorlaştırmaktadır. Zorlaştırma şeytanın vesvesesidir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "\"Allah'ın boyası308; ve kim daha güzeldir Allah’ın bir boyasından308 (boyanmıştan); ve bizler O'na (Allah’a) kulluk46 edenleriz.\"", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 sibgate boyası صِبْغَةَ صبغ 2 llahi Allah'ın اللَّهِ - 3 ve men ve kim وَمَنْ - 4 ehsenu en güzeldir أَحْسَنُ حسن 5 mine مِنَ - 6 llahi Allah’ın اللَّهِ - 7 sibgaten boyasından صِبْغَةً صبغ 8 ve nehnu ve bizler وَنَحْنُ - 9 lehu O'na (Allah’a) لَهُ - 10 aabidune kulluk edenleriz عَابِدُونَ عبد", "ayetNo" : "138", "id" : "622", "kuranAyetNo" : "145", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dedi bilmeyen kimseler: “Eğer konuşmazsa bizlerle Allah; ya da getirmezse bizlere bir ayet287”; işte böyledir; onlardan önceki kimseler (de) onların söylemlerinin mislini\/benzerini dedi; benzeşti kalpleri onların; mutlak ki beyan226 ettik ayetleri237 bir kavim için (ki) kesinleşirler299 onlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 la لَا - 4 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم 5 levla eğer لَوْلَا - 6 yukellimuna konuşmazsa bizlerle يُكَلِّمُنَا كلم 7 llahu Allah اللَّهُ - 8 ev ya da أَوْ - 9 te'tina getirmezse bizlere تَأْتِينَا اتي 10 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي 11 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 12 kale dedi قَالَ قول 13 ellezine kimseler الَّذِينَ - 14 min مِنْ - 15 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل 16 misle mislini\/benzerini مِثْلَ مثل 17 kavlihim söylemlerini onların قَوْلِهِمْ قول 18 teşabehet benzeşti تَشَابَهَتْ شبه 19 kulubuhum Kalpleri onların قُلُوبُهُمْ قلب 20 kad Mutlak ki قَدْ - 21 beyyenna Beyan ettik\/deklere ettik بَيَّنَّا بين 22 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 23 likavmin kavim için لِقَوْمٍ قوم 24 yukinune kesinleşirler يُوقِنُونَ يقن", "ayetNo" : "118", "id" : "602", "kuranAyetNo" : "125", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Şu; bir ümmettir305; muhakkak ki gelip geçti ona (ümmete) kazandığı; ve sizleredir kazandığınız; ve sual edilmezsiniz\/sorulmazsınız yapar olduklarından.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 tilke şu; تِلْكَ - 2 ummetun bir ümmettir أُمَّةٌ امم 3 kad muhakkak قَدْ - 4 halet gelip geçti خَلَتْ خلو 5 leha ona (ümmete) لَهَا - 6 ma مَا - 7 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب 8 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ - 9 ma مَا - 10 kesebtum kazandığınız كَسَبْتُمْ كسب 11 ve la ve وَلَا - 12 tuselune sual edilmezsiniz تُسْأَلُونَ سال 13 amma عَمَّا - 14 kanu olduklarından كَانُوا كون 15 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "134", "id" : "618", "kuranAyetNo" : "141", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sual ederler\/sorarlar sana hilallerden; de ki: \"O belirlenmiş vakitlerdir insanlar için ve hac327 için; ve yoktur erdemlilik gelmenizde\/varmanızda evlere arkalarından onun (evin)328; velakin erdemlilik takvalı olmuş kimsedir; ve gelin\/varın evlere kapılarından onun (evin)328; ve takvalı21 olun Allah'a; belki sizler felaha326 kavuşursunuz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeseluneke sual ederler sana يَسْأَلُونَكَ سال 2 ani   عَنِ - 3 l-ehilleti hilallerden الْأَهِلَّةِ هلل 4 kul de ki قُلْ قول 5 hiye o هِيَ - 6 mevakitu belirlenmiş vakitlerdir مَوَاقِيتُ وقت 7 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس 8 velhacci ve hac için وَالْحَجِّ حجج 9 veleyse ve yoktur وَلَيْسَ ليس 10 l-birru erdemlilik الْبِرُّ برر 11 bien   بِأَنْ - 12 te'tu gelmenizde\/varmanızda تَأْتُوا اتي 13 l-buyute evlere الْبُيُوتَ بيت 14 min   مِنْ - 15 zuhuriha arkalarından onun ظُهُورِهَا ظهر 16 velakinne ve lakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 17 l-birra erdemlilik الْبِرَّ برر 18 meni kimsedir مَنِ - 19 tteka takvalı oldu اتَّقَىٰ وقي 20 ve'tu ve gelin\/varın وَأْتُوا اتي 21 l-buyute evlere الْبُيُوتَ بيت 22 min   مِنْ - 23 ebvabiha kapılarından onun أَبْوَابِهَا بوب 24 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 25 llahe Allah'a اللَّهَ - 26 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 27 tuflihune felaha kavuşursunuz تُفْلِحُونَ فلح  ", "ayetNo" : "189", "id" : "675", "kuranAyetNo" : "196", "not1" : "*Benzer bir deyim", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve asla razı olmaz senden Yahudiler295 ve de Nasârâlılar296; ta ki tabi olursun onların milletine301; de ki: “Doğrusu Allah'ın doğru yola kılavuzu; odur (gerçek) doğru yola kılavuz\"; ve eğer tabi olursan hevalarına onların, sana gelen ilimden* sonra; olmaz sana Allah'tan hiçbir bir veli28; ve de bir nasîr69.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velen ve asla وَلَنْ - 2 terda razı olmaz تَرْضَىٰ رضو 3 anke senden عَنْكَ - 4 l-yehudu Yahudiler الْيَهُودُ - 5 ve la ve de وَلَا - 6 n-nesara Nasârâlılar النَّصَارَىٰ نصر 7 hatta ta ki حَتَّىٰ - 8 tettebia tabi olursun تَتَّبِعَ تبع 9 milletehum milletine onların مِلَّتَهُمْ ملل 10 kul de ki قُلْ قول 11 inne doğrusu إِنَّ - 12 huda doğru yola kılavuzu هُدَى هدي 13 llahi Allah'ın اللَّهِ - 14 huve odur هُوَ - 15 l-huda doğru yola kılavuz الْهُدَىٰ هدي 16 veleini Ve eğer وَلَئِنِ - 17 ttebea'te tabi olursan اتَّبَعْتَ تبع 18 ehva'ehum hevalarına onların أَهْوَاءَهُمْ هوي 19 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 20 llezi ki الَّذِي - 21 ca'eke geldi sana جَاءَكَ جيا 22 mine -den مِنَ - 23 l-ilmi ilim- الْعِلْمِ علم 24 ma olmaz مَا - 25 leke sana لَكَ - 26 mine مِنَ - 27 llahi Allah'tan اللَّهِ - 28 min hiç bir مِنْ - 29 veliyyin bir veli وَلِيٍّ ولي 30 ve la ve de وَلَا - 31 nesirin bir nasir نَصِيرٍ نصر", "ayetNo" : "120", "id" : "604", "kuranAyetNo" : "127", "not1" : "*Kur'an. Kur'an ayetleri.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey iman etmiş kimseler!* Yazıldı üzerinize siyam\/oruç322; yazıldığı gibi sizden önceki kimseler üzerine**; belki sizler takvalı21 olursunuz***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب 5 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ - 6 s-siyamu siyam\/oruç الصِّيَامُ صوم 7 kema gibi كَمَا - 8 kutibe yazıldığı كُتِبَ كتب 9 ala üzerine عَلَى - 10 ellezine kimseler الَّذِينَ - 11 min   مِنْ - 12 kablikum sizden önceki قَبْلِكُمْ قبل 13 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 14 tettekune takvalı olursunuz تَتَّقُونَ وقي    ", "ayetNo" : "183", "id" : "669", "kuranAyetNo" : "190", "not1" : "*Siyam\/oruç sadece iman etmiş kimselere yazılmıştır. Kur'an'a iman etmemiş kimselere siyam\/oruç asla zorlanamaz. **Geçmiş ümmetlere de siyam\/oruç yazılmıştır. ***Siyam\/oruç Yüce Allah'ın razı olmayacağı davranışlardan sakınmak olan takvayı artırır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve katledin35 onları; ta ki olmaz bir fitne332; ve olur din122 Allah'ın; öyle ki eğer geri dururlarsa\/son verirlerse; öyle ki olmaz düşmanlık; dışındadır* zalimler üzerine (olan)334.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kâtilûhum ve katledin onları وَقَاتِلُوهُمْ قتل 2 hatta ta ki حَتَّىٰ - 3 la   لَا - 4 tekune olmaz تَكُونَ كون 5 fitnetun bir fitne فِتْنَةٌ فتن 6 ve yekune ve olur وَيَكُونَ كون 7 d-dinu din الدِّينُ دين 8 lillahi Allah'ın لِلَّهِ - 9 feini öyle ki eğer فَإِنِ - 10 ntehev geri dururlarsa\/son verirlerse انْتَهَوْا نهي 11 fela öyle ki olmaz فَلَا - 12 udvane düşmanlık عُدْوَانَ عدو 13 illa dışındadır إِلَّا - 14 ala üzerine عَلَى - 15 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم  ", "ayetNo" : "193", "id" : "680", "kuranAyetNo" : "200", "not1" : "*Zalimlere karşı her daim düşmanlık yapılır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Haram ay34 haram ayladır34; ve hürmetler kısaslıdır\/karşılıklıdır335; öyle ki, kim sınırı aştı sizlere; öyle ki sınırı aşın ona; sınırı aştığı misliyle\/benzeriyle sizlere; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah beraberdir takva21 sahipleriyle.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eş-şehru ay الشَّهْرُ شهر 2 l-haramu haram الْحَرَامُ حرم 3 biş-şehri ayladır بِالشَّهْرِ شهر 4 l-harami haram الْحَرَامِ حرم 5 velhurumatu ve hürmetler وَالْحُرُمَاتُ حرم 6 kisasun kısaslıdır قِصَاصٌ قصص 7 femeni öyle ki kim فَمَنِ - 8 a'teda sınırı aştı sizlere اعْتَدَىٰ عدو 9 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 10 fea'tedu öyle ki sınırı aşın فَاعْتَدُوا عدو 11 aleyhi ona عَلَيْهِ - 12 bimisli misliyle بِمِثْلِ مثل 13 ma   مَا - 14 a'teda sınırı aştığı اعْتَدَىٰ عدو 15 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 16 vetteku takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 17 llahe Allah'a اللَّهَ - 18 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 19 enne ki أَنَّ - 20 llahe Allah اللَّهَ - 21 mea beraberdir مَعَ - 22 l-muttekine muttakilerle الْمُتَّقِينَ وقي  ", "ayetNo" : "194", "id" : "681", "kuranAyetNo" : "201", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu safa ve merve şiarlarındandır312 Allah'ın; öyle ki kim hac etti beyti32 ya da ziyaret etti; öyle ki yoktur günah onun üzerine ki tavaf eder\/dolaşır o ikisini (safa ve merve); ve kim gönüllü oldu bir hayra\/iyiliğe öyle ki doğrusu Allah Şâkir’dir313; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 s-safa Safa الصَّفَا - 3 velmervete ve Merve وَالْمَرْوَةَ - 4 min   مِنْ - 5 şeaairi şiarlarındandır شَعَائِرِ شعر 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 femen öyle ki kim فَمَنْ - 8 hacce hacc etti حَجَّ حجج 9 l-beyte beyti الْبَيْتَ بيت 10 evi ya da أَوِ - 11 a'temera ziyaret etti اعْتَمَرَ عمر 12 fela öyle ki yoktur فَلَا - 13 cunaha günah جُنَاحَ جنح 14 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ - 15 en ki أَنْ - 16 yettavvefe tavaf eder\/dolaşır يَطَّوَّفَ طوف 17 bihima o ikisini بِهِمَا - 18 ve men ve kim وَمَنْ - 19 tetavvea gönüllü oldu تَطَوَّعَ طوع 20 hayran bir hayra خَيْرًا خير 21 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 22 llahe Allah اللَّهَ - 23 şakirun Şâkir’dir شَاكِرٌ شكر 24 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "158", "id" : "642", "kuranAyetNo" : "165", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Serbestleştiği zaman tabi olunmuş kimseler tabi olmuş kimselerden; ve gördüler azabı; ve kesildi onlarla bağlar.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 iz o zaman إِذْ - 2 teberrae özgürleşti\/serbest kaldı تَبَرَّأَ برا 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 ttubiu tabi olunmuş اتُّبِعُوا تبع 5 mine   مِنَ - 6 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 7 ttebeu tabi olmuş اتَّبَعُوا تبع 8 ve raevu ve gördüler وَرَأَوُا راي 9 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب 10 vetekattaat ve kesildi وَتَقَطَّعَتْ قطع 11 bihimu onlarla بِهِمُ - 12 l-esbabu bağlar الْأَسْبَابُ سبب", "ayetNo" : "166", "id" : "651", "kuranAyetNo" : "173", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler135; arif olup tanırlar onu arif olup tanıdıkları gibi kendi oğullarını; ve doğrusu bir fırka\/grup onlardan mutlak gizlerler hakkı\/gerçeği; ve onlar bilirler (de).", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 ateynahumu verdik onlara اتَيْنَاهُمُ اتي 3 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 4 yea'rifunehu arif olup tanırlar onu يَعْرِفُونَهُ عرف 5 kema gibi كَمَا - 6 yea'rifune arif olup tanıdıkları يَعْرِفُونَ عرف 7 ebna'ehum kendi oğullarını أَبْنَاءَهُمْ بني 8 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 9 ferikan bir fırka\/grup فَرِيقًا فرق 10 minhum onlardan مِنْهُمْ - 11 leyektumune mutlak gizlerler لَيَكْتُمُونَ كتم 12 l-hakka hakkı\/gerçeği الْحَقَّ حقق 13 vehum ve onlar وَهُمْ - 14 yea'lemune bilirler (de) يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "146", "id" : "626", "kuranAyetNo" : "153", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve belalandırdığı256 zaman İbrahim'i Rabbi4 kelimelerle; öyle ki tamamladı (Allah) onları (kelimeleri); dedi (Allah): “Doğrusu ben yapıcıyım seni insanlar için bir imam\/önder”; dedi (İbrahim): “Ve zürriyetimden* (de)”; dedi (Allah): “Ulaşmaz ahdim\/antlaşmam zalimlere.”", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "124", "id" : "608", "kuranAyetNo" : "131", "not1" : "*Soyumdan, sulbümden.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey zindan yoldaşlarım! İkinizden birisine gelince; öyle ki verip içirir rabbine* bir hamr138; ve diğerine gelince; öyle ki asılır\/idam edilir; öyle ki yer kuş başından onun; tamamlandı sorduğunuz (ikiniz) hakkındaki emir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya sahibeyi ey iki yoldaşım يَا صَاحِبَيِ صحب 2 s-sicni zindan السِّجْنِ سجن 3 emma gelince أَمَّا - 4 ehadukuma birisine ikinizden أَحَدُكُمَا احد 5 feyeski öyle ki verip içirir فَيَسْقِي سقي 6 rabbehu rabbine رَبَّهُ ربب 7 hamran bir hamr خَمْرًا خمر 8 ve emma ve gelince وَأَمَّا - 9 l-aharu diğerine الْاخَرُ اخر 10 feyuslebu öyle ki asılır\/idam edilir فَيُصْلَبُ صلب 11 fe te'kulu öyle ki yer فَتَأْكُلُ اكل 12 t-tayru kuş الطَّيْرُ طير 13 min مِنْ - 14 ra'sihi başından onun رَأْسِهِ راس 15 kudiye karara bağlandı قُضِيَ قضي 16 l-emru emri الْأَمْرُ امر 17 llezi ki الَّذِي - 18 fihi hakkında فِيهِ - 19 testeftiyani sordunuz ikiniz تَسْتَفْتِيَانِ فتي", "ayetNo" : "41", "id" : "633", "kuranAyetNo" : "1635", "not1" : "*Efendisine.", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Ve eğer geri dururlarsa\/sonlandırırlarsa; öyle ki doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feini ve eğer فَإِنِ - 2 ntehev geri dururlarsa\/sonlandırırlarsa انْتَهَوْا نهي 3 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 4 llahe Allah اللَّهَ - 5 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 6 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم  ", "ayetNo" : "192", "id" : "679", "kuranAyetNo" : "199", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Süslendi kâfirlik25 etmiş kimselere dünya hayatı; ve dudak bükerler (kâfirler) iman47 etmiş kimselerden ve takvalı21 olmuş kimselerden; (oysa) üstündedirler onların (kâfirlerin) kıyamet gününde148; ve Allah rızıklandırır dilediği kimseyi olmadan bir hesap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zuyyine ziynetlendi\/süslendi زُيِّنَ زين 2 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 4 l-hayatu hayatı الْحَيَاةُ حيي 5 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 6 ve yesharune ve dudak bükerler وَيَسْخَرُونَ سخر 7 mine   مِنَ - 8 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 9 amenu iman etmiş امَنُوا امن 10 vellezine ve kimselerden وَالَّذِينَ - 11 ttekav takvalı olmuş اتَّقَوْا وقي 12 fevkahum üstündedirler  onların فَوْقَهُمْ فوق 13 yevme gününde يَوْمَ يوم 14 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 16 yerzuku rızıklandırır يَرْزُقُ رزق 17 men kimseyi مَنْ - 18 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 19 bigayri olmadan بِغَيْرِ غير 20 hisabin bir hesap حِسَابٍ حسب  ", "ayetNo" : "212", "id" : "699", "kuranAyetNo" : "219", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve zikredin\/hatırlayın78 Allah'ı sayılı\/adetli* günlerde; öyle ki kim acele etti iki gündedir; öyle ki yoktur günah onun üzerine; ve kim tehir etti\/geriye bıraktı; öyle ki yoktur günah ona (da); takvalı21 olmuş kimse için; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki sizler O'na (Allah'a) haşredilirsiniz556.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vezkuru ve zikredin\/hatırlayın وَاذْكُرُوا ذكر 2 llahe Allah'ı اللَّهَ - 3 fi   فِي - 4 eyyamin günlerde أَيَّامٍ يوم 5 mea'dudatin sayılı\/adetli مَعْدُودَاتٍ عدد 6 femen öyle ki kim فَمَنْ - 7 teaccele acele etti تَعَجَّلَ عجل 8 fi   فِي - 9 yevmeyni iki günde يَوْمَيْنِ يوم 10 fela öyle ki yoktur فَلَا - 11 isme günah إِثْمَ اثم 12 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 13 ve men ve kim وَمَنْ - 14 teehhara tehir etti\/geriye bıraktı تَأَخَّرَ اخر 15 fela öyle ki yoktur فَلَا - 16 isme günah إِثْمَ اثم 17 aleyhi ona عَلَيْهِ - 18 limeni kimse için لِمَنِ - 19 tteka takvalı olmuş اتَّقَىٰ وقي 20 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 21 llahe Allah'a اللَّهَ - 22 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 23 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ - 24 ileyhi O'na إِلَيْهِ - 25 tuhşerune haşredilirsiniz تُحْشَرُونَ حشر  ", "ayetNo" : "203", "id" : "690", "kuranAyetNo" : "210", "not1" : "*En az 3 gün. Sayısı\/adeti belirlenmiş.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Helal kılındı sizlere siyam\/oruç322 gecesi cinsellik içeren davranışlar kadınlarınıza karşı; onlardır bir elbise sizlere; ve sizlersiniz bir elbise onlara; bildi Allah ki sizler kandırır\/aldatır\/hainlik eder oldunuz kendi nefislerinize201; öyle ki tevbe etti33 (Allah) üzerinize; ve affetti (Allah) sizleri; öyle ki şimdi cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara; ve arayın\/bakının Allah'ın sizlere yazdığına; ve yiyin; ve için; ta ki beyan olur sizlere beyaz iplik siyah iplikten; fecirde\/şafakta; sonra tamamlayın siyamı\/orucu322 geceye doğru; cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara ve sizler itikâf325 içindeler (-ken) mescitlerde16* işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; öyle ki yaklaşmayın ona; işte budur; beyan16 eder Allah ayetlerini insanlara; belki onlar takvalı21 olurlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 uhille helal kılındı أُحِلَّ حلل 2 lekum sizlere لَكُمْ - 3 leylete gecesi لَيْلَةَ ليل 4 s-siyami siyam\/oruç الصِّيَامِ صوم 5 r-rafesu cinsellik içeren davranışlar الرَّفَثُ رفث 6 ila karşı إِلَىٰ - 7 nisaikum kadınlarınıza نِسَائِكُمْ نسو 8 hunne onlardır هُنَّ - 9 libasun bir elbise لِبَاسٌ لبس 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 ve entum ve sizlersiniz وَأَنْتُمْ - 12 libasun bir elbise لِبَاسٌ لبس 13 lehunne onlara لَهُنَّ - 14 alime bildi عَلِمَ علم 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ - 17 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 18 tehtanune kandırır\/aldatır\/hainlik eder تَخْتَانُونَ خون 19 enfusekum kendi nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس 20 fetabe öyle ki tevbe etti فَتَابَ توب 21 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 22 ve afa ve affetti وَعَفَا عفو 23 ankum sizlerden عَنْكُمْ - 24 felane öyle ki şimdi فَالْانَ - 25 başiruhunne cinsellik içeren ten tene temas kurun onlara بَاشِرُوهُنَّ بشر 26 vebtegu ve arayın\/bakının وَابْتَغُوا بغي 27 ma   مَا - 28 ketebe yazdığını كَتَبَ كتب 29 llahu Allah'ın اللَّهُ - 30 lekum sizlere لَكُمْ - 31 ve kulu ve yiyin وَكُلُوا اكل 32 veşrabu ve için وَاشْرَبُوا شرب 33 hatta ta ki حَتَّىٰ - 34 yetebeyyene beyan olur يَتَبَيَّنَ بين 35 lekumu sizlere لَكُمُ - 36 l-haytu iplik الْخَيْطُ خيط 37 l-ebyedu beyaz الْأَبْيَضُ بيض 38 mine   مِنَ - 39 l-hayti iplikten الْخَيْطِ خيط 40 l-esvedi siyah الْأَسْوَدِ سود 41 mine   مِنَ - 42 l-fecri fecrin\/şafağın الْفَجْرِ فجر 43 summe sonra ثُمَّ - 44 etimmu tamamlayın أَتِمُّوا تمم 45 s-siyame siyamı\/orucu الصِّيَامَ صوم 46 ila doğru إِلَى - 47 l-leyli geceye اللَّيْلِ ليل 48 ve la   وَلَا - 49 tubaşiruhunne cinsellik içeren ten tene temas kurmayın onlara تُبَاشِرُوهُنَّ بشر 50 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 51 aakifune itikâf içindeler عَاكِفُونَ عكف 52 fi   فِي - 53 l-mesacidi mescitlerde الْمَسَاجِدِ سجد 54 tilke işte şu تِلْكَ - 55 hududu hudutlarıdır حُدُودُ حدد 56 llahi Allah'ın اللَّهِ - 57 fela öyle ki فَلَا - 58 tekrabuha yaklaşmayın ona تَقْرَبُوهَا قرب 59 kezalike işte budur كَذَٰلِكَ - 60 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين 61 llahu Allah اللَّهُ - 62 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي 63 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 64 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 65 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي  ", "ayetNo" : "187", "id" : "673", "kuranAyetNo" : "194", "not1" : "*Evin bir bölümünde yoğunlaşmış şekilde Kur'an çalışmak, Kur'an öğrenmek, Yüce Allah'a çağrı yapmak.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve takvalı21 olun bir güne242; ceza\/karşılık almaz bir nefis201 bir nefisten201 bir şey; ve kabul edilmez ondan (nefisten) bir telafi\/tazmin; ve fayda vermez ona (nefse) bir şefaat222; ve onlar yardım edilir değillerdir.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 2 yevmen bir güne يَوْمًا يوم 3 la لَا - 4 teczi ceza\/karşılık almaz تَجْزِي جزي 5 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس 6 an عَنْ - 7 nefsin Bir nefisten نَفْسٍ نفس 8 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 9 ve la ve وَلَا - 10 yukbelu kabul edilmez يُقْبَلُ قبل 11 minha ondan (nefisten) مِنْهَا - 12 adlun bir telafi\/tazmin عَدْلٌ عدل 13 ve la ve وَلَا - 14 tenfeuha fayda vermez ona (nefse) تَنْفَعُهَا نفع 15 şefaatun bir şefaat شَفَاعَةٌ شفع 16 ve la ve değildir وَلَا - 17 hum onlar هُمْ - 18 yunsarune yardım edilirler يُنْصَرُونَ نصر", "ayetNo" : "123", "id" : "607", "kuranAyetNo" : "130", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ölümsüzler185 orada (cehennemde); hafifletilmez onlardan azap; ve değildir onlar gözetilirler*.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 2 fiha orada فِيهَا - 3 la   لَا - 4 yuhaffefu hafifletilmez يُخَفَّفُ خفف 5 anhumu onlardan عَنْهُمُ - 6 l-azabu azap الْعَذَابُ عذب 7 ve la ve olmaz وَلَا - 8 hum onlar هُمْ - 9 yunzerune gözetilirler يُنْظَرُونَ نظر", "ayetNo" : "162", "id" : "647", "kuranAyetNo" : "169", "not1" : "*İlgilenilmez, bakılmaz.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) gizlerler Allah'ın indirdiğini kitaptan*; ve satarlar onu az bir bedele; işte bunlar; yer\/tüketir değillerdir karınlarında; ancak ateştir; ve konuşmaz onlara Allah kıyamet günü148; ve arındırmaz onları; ve onlaradır elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 yektumune gizlerler يَكْتُمُونَ كتم 4 ma   مَا - 5 enzele indirdiğini أَنْزَلَ نزل 6 llahu Allah'ın اللَّهُ - 7 mine   مِنَ - 8 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 9 ve yeşterune ve satarlar وَيَشْتَرُونَ شري 10 bihi onu بِهِ - 11 semenen değere ثَمَنًا ثمن 12 kalilen az bir قَلِيلًا قلل 13 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 14 ma değildir مَا - 15 ye'kulune yerler يَأْكُلُونَ اكل 16 fi   فِي - 17 butunihim karınlarında بُطُونِهِمْ بطن 18 illa ancak إِلَّا - 19 n-nara ateş النَّارَ نور 20 ve la ve وَلَا - 21 yukellimuhumu konuşmaz onlara يُكَلِّمُهُمُ كلم 22 llahu Allah اللَّهُ - 23 yevme günü يَوْمَ يوم 24 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 25 ve la   وَلَا - 26 yuzekkihim ve arındırmaz onları يُزَكِّيهِمْ زكو 27 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 28 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 29 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "174", "id" : "659", "kuranAyetNo" : "181", "not1" : "*Kutsal kitap.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve ilâhınız bir tek ilâhtır; yoktur ilâh O'nun dışında; Rahmân1; Rahîm2.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve ilahukum ve ilahınız وَإِلَٰهُكُمْ اله 2 ilahun ilahtır إِلَٰهٌ اله 3 vahidun bir tek وَاحِدٌ وحد 4 la yoktur لَا - 5 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 6 illa dışında إِلَّا - 7 huve O'nun هُوَ - 8 r-rahmanu Rahman الرَّحْمَٰنُ رحم 9 r-rahimu Rahîm الرَّحِيمُ رحم", "ayetNo" : "163", "id" : "648", "kuranAyetNo" : "170", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler; gizlerler indirdiğimizi beyanatlardan226 ve doğru yola kılavuzdan; beyan226 etmemizden sonra onu insanlara kitapta*; işte bunlardır, lanet280 eder onlara Allah; ve lanet280 eder onlara lanet280 edenler.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 yektumune gizlerler يَكْتُمُونَ كتم 4 ma مَا - 5 enzelna indirdiğimizi أَنْزَلْنَا نزل 6 mine مِنَ - 7 l-beyyinati beyenatlardan الْبَيِّنَاتِ بين 8 velhuda ve doğru yola kılavuzdan وَالْهُدَىٰ هدي 9 min مِنْ - 10 bea'di sonradan بَعْدِ بعد 11 ma مَا - 12 beyyennahu beyan ettik onu بَيَّنَّاهُ بين 13 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس 14 fi فِي - 15 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب 16 ulaike işte bunlardır أُولَٰئِكَ - 17 yel'anuhumu lanet eder onlara يَلْعَنُهُمُ لعن 18 llahu Allah اللَّهُ - 19 ve yel'anuhumu ve lanet eder onlara وَيَلْعَنُهُمُ لعن 20 l-lainune lanet edenler اللَّاعِنُونَ لعن", "ayetNo" : "159", "id" : "643", "kuranAyetNo" : "166", "not1" : "*Kutsal kitap.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kim korktu vasiyet321 edenden; bir yanlış\/sapma\/haksızlık veya bir günah (işlemesinden); öyle ki düzeltti aralarını onların*; öyle ki yoktur günah onun** üzerine; doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "  # Kelime Anlam Arapça Kök 1 femen öyle ki kim فَمَنْ - 2 hafe korktu خَافَ خوف 3 min   مِنْ - 4 musin vasiyet edenden مُوصٍ وصي 5 cenefen bir yanlış\/sapma\/haksızlık جَنَفًا جنف 6 ev veya أَوْ - 7 ismen bir günah (işlemesinden) إِثْمًا اثم 8 feesleha öyle ki düzelti فَأَصْلَحَ صلح 9 beynehum aralarını onların بَيْنَهُمْ بين 10 fela öyle ki yoktur فَلَا - 11 isme günah إِثْمَ اثم 12 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ - 13 inne doğrusu إِنَّ - 14 llahe Allah اللَّهَ - 15 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 16 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم  ", "ayetNo" : "182", "id" : "668", "kuranAyetNo" : "189", "not1" : "*Vasiyet eden kimseyle vasiyet edilen kimselerin hakkı çiğnemesine engel olup aralarını düzeltti. **Düzelten kimse.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Bedî’sidir298 göklerin162* ve yerin; ve tamamladığı zaman (Allah) bir emri; öyle ki ancak O’nun “Ol” dediği; öyle ki olur.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 bediu Bedî’sidir بَدِيعُ بدع 2 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 3 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 4 ve iza Ve zaman وَإِذَا - 5 kada tamamladığı قَضَىٰ قضي 6 emran bir emri أَمْرًا امر 7 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا - 8 yekulu dediği يَقُولُ قول 9 lehu O’nun لَهُ - 10 kun Ol كُنْ كون 11 fe yekunu öyle ki olur فَيَكُونُ كون", "ayetNo" : "117", "id" : "601", "kuranAyetNo" : "124", "not1" : "*Evrenin.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sual et\/sor İsrâîloğullarına197; nice verdik onlara beyanlı352 ayetten353; ve kimi (İsrâîloğullarından) değiştirdi* Allah'ın nimetini** ona gelenin sonrasında; öyle ki doğrusu Allah şiddetlidir akabinde***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 sel sual et\/sor سَلْ سال 2 beni oğullarına بَنِي بني 3 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 4 kem nice كَمْ - 5 ateynahum verdik onlara اتَيْنَاهُمْ اتي 6 min   مِنْ - 7 ayetin ayetten ايَةٍ ايي 8 beyyinetin beyanlı بَيِّنَةٍ بين 9 ve men ve kim وَمَنْ - 10 yubeddil değiştirdi يُبَدِّلْ بدل 11 nia'mete nimetini نِعْمَةَ نعم 12 llahi Allah'ın اللَّهِ - 13 min   مِنْ - 14 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 15 ma   مَا - 16 ca'ethu ona geldiğini جَاءَتْهُ جيا 17 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 18 llahe Allah اللَّهَ - 19 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد 20 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب  ", "ayetNo" : "211", "id" : "698", "kuranAyetNo" : "218", "not1" : "*Kutsal kitapların hükmünü resullere atılan yalan iftiralarla, tamamı zan olan söylentilerle değiştirdi. Tevrat'ın hükümlerini Talmud kitaplarıyla değiştirdi. Müslümanlar İsrâîloğullarının düştüğü hataya düşmemelidir. Kur'an'ın hükümlerini tamamı zan olan hadis kitaplarıyla değiştirmemelidir. **Kutsal kitabı. ***Sonrasında\/ardında.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Dediği zaman ona (İbrahim’e) Rabbi4: “İslam218 ol”; dedi (İbrahim): “İslam218 oldum alemlerin Rabbine4”", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 iz o zaman إِذْ - 2 kale dedi قَالَ قول 3 lehu ona (İbrahim’e) لَهُ - 4 rabbuhu Rabbi رَبُّهُ ربب 5 eslim İslam ol أَسْلِمْ سلم 6 kale dedi قَالَ قول 7 eslemtu İslam oldum أَسْلَمْتُ سلم 8 lirabbi Rabbine لِرَبِّ ربب 9 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "131", "id" : "615", "kuranAyetNo" : "138", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve döndüğü zaman başı çeker\/çabalar yerde\/yeryüzünde; fesat çıkarmak265 için orada (yerde); ve helak348 eder ekini ve nesli349; ve Allah sevmez fesadı265.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 tevella döndüğü تَوَلَّىٰ ولي 3 seaa başı çeker\/çabalar سَعَىٰ سعي 4 fi   فِي - 5 l-erdi yerde\/yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 6 liyufside fesat çıkarmak için لِيُفْسِدَ فسد 7 fiha orada (yerde) فِيهَا - 8 ve yuhlike ve helak eder وَيُهْلِكَ هلك 9 l-harse ekini الْحَرْثَ حرث 10 ve nnesle ve nesli وَالنَّسْلَ نسل 11 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 12 la   لَا - 13 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 14 l-fesade fesadı الْفَسَادَ فسد  ", "ayetNo" : "205", "id" : "692", "kuranAyetNo" : "212", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Rabbimiz4! Ve yap bizi iki teslim olan sana; ve zürriyetimizden bir ümmet*; teslim olan sana; ve göster bize nusuklarımızı169; ve tevbe33 et bizlere; doğrusu sen; sensin Tevvâb191; Rahîm2.", "ayetLatin" : "  # Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب 2 vec'alna ve yap bizi وَاجْعَلْنَا جعل 3 muslimeyni iki teslim olan مُسْلِمَيْنِ سلم 4 leke sana لَكَ - 5 ve min ve وَمِنْ - 6 zurriyyetina zürriyetimizden ذُرِّيَّتِنَا ذرر 7 ummeten bir ümmet أُمَّةً امم 8 muslimeten teslim olan مُسْلِمَةً سلم 9 leke sana لَكَ - 10 ve erina ve göster bize وَأَرِنَا راي 11 menasikena nusuklarımızı مَنَاسِكَنَا نسك 12 ve tub ve tevbe et وَتُبْ توب 13 aleyna bizlere عَلَيْنَا - 14 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 15 ente sensin أَنْتَ - 16 t-tevvabu Tevvâb التَّوَّابُ توب 17 r-rahimu Rahîm الرَّحِيمُ رحم  ", "ayetNo" : "128", "id" : "612", "kuranAyetNo" : "135", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler; kâfirlik25 ettiler; ve öldüler -ve onlar kâfirler25 (olarak)- işte bunlar; onların üzerinedir Allah'ın laneti280; ve meleklerin (de); ve insanların (da); topluca.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 4 ve matu ve öldüler وَمَاتُوا موت 5 vehum ve onlar وَهُمْ - 6 kuffarun bir kâfirler كُفَّارٌ كفر 7 ulaike işte bunlardır أُولَٰئِكَ - 8 aleyhim üzerinedir onların   عَلَيْهِمْ - 9 lea'netu laneti لَعْنَةُ لعن 10 llahi Allah'ın اللَّهِ - 11 velmelaiketi ve meleklerin وَالْمَلَائِكَةِ ملك 12 ve nnasi ve insanların وَالنَّاسِ نوس 13 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "161", "id" : "646", "kuranAyetNo" : "168", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "De ki: “Bizimle Allah’ın hakkında mı tartışırsınız? ; ve O (Allah) Rabbimizdir4; ve Rabbidir4 sizlerin; ve bizedir yaptıklarımız; ve sizedir yaptıklarınız; ve bizleriz O'na muhlis\/saflar\/katıksızlar309.\"", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "139", "id" : "623", "kuranAyetNo" : "146", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler; iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; mutlak yerleştiririz onları cennetten yüksek alanlara; akar altlarından nehirler; ölümsüzler185 orada (cennette); ne muhteşemdir ecri\/karşılığı (bunu) yapanların.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 amenu iman ettiler امَنُوا امن 3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل 4 s-salihati sâlihât الصَّالِحَاتِ صلح 5 lenubevviennehum mutlak yerleştiririz onları لَنُبَوِّئَنَّهُمْ بوا 6 mine   مِنَ - 7 l-cenneti cennetten الْجَنَّةِ جنن 8 gurafen yüksek odalara غُرَفًا غرف 9 tecri akar تَجْرِي جري 10 min -ndan مِنْ - 11 tehtiha altları- تَحْتِهَا تحت 12 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 13 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 14 fiha orada (cennette) فِيهَا - 15 nia'me ne muhteşemdir نِعْمَ نعم 16 ecru ecri\/karşılığı أَجْرُ اجر 17 l-aamiline (bunu) yapanların الْعَامِلِينَ عمل", "ayetNo" : "58", "id" : "639", "kuranAyetNo" : "3396", "not1" : "", "surahName" : "Ankebût", "sureNo" : "29" }, { "ayetIe" : "Sonra taşıp akın taşıp aktığı yerden insanların; ve istiğfar346 edin Allah'a; doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 efidu taşıp akın أَفِيضُوا فيض 3 min   مِنْ - 4 haysu yerden حَيْثُ حيث 5 efade taşıp aktığı أَفَاضَ فيض 6 n-nasu insanların النَّاسُ نوس 7 vestegfiru ve istiğfar edin وَاسْتَغْفِرُوا غفر 8 llahe Allah'a اللَّهَ - 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 llahe Allah اللَّهَ - 11 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 12 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم  ", "ayetNo" : "199", "id" : "686", "kuranAyetNo" : "206", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve sizleredir kısasta320 bir hayat*; ey mantık sahipleri! Belki sizler takvalı21 olursunuz.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ - 2 fi   فِي - 3 l-kisasi kısasta الْقِصَاصِ قصص 4 hayatun bir hayat حَيَاةٌ حيي 5 ya uli Ey sahipleri يَا أُولِي اول 6 l-elbabi mantık الْأَلْبَابِ لبب 7 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 8 tettekune takvalı olursunuz تَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "179", "id" : "665", "kuranAyetNo" : "186", "not1" : "*Katletmeye meyilli kimselerin kısasla sayılarının ve genetik geçirgenliklerinin azalması diğer insanlara hayat verir. Diğer insanların yaşama olasılığını artırır. Ayrıca caydırıcı bir ceza olması da insanların suç işleme oranını mutlak ki azaltır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Dışındadır kimseler; tevbe33 ettiler; ve ıslah316 oldular; ve beyan\/deklere ettiler*; öyle ki işte bunlardır; tevbe33 ederim onların üzerine; ve benim Tevvâb191; Rahîm2.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 illa dışındadır إِلَّا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 tabu tevbe ettiler تَابُوا توب 4 ve eslehu ve ıslah olduler وَأَصْلَحُوا صلح 5 ve beyyenu ve beyan\/deklere ettiler وَبَيَّنُوا بين 6 feulaike öyle ki işte bunlardır فَأُولَٰئِكَ - 7 etubu tevbe ederim أَتُوبُ توب 8 aleyhim onların üzerine عَلَيْهِمْ - 9 ve ena ve benim وَأَنَا - 10 t-tevvabu Tevvâb التَّوَّابُ توب 11 r-rahimu Rahîm الرَّحِيمُ رحم", "ayetNo" : "160", "id" : "644", "kuranAyetNo" : "167", "not1" : "*2:159 ayetinde işaret edilen, Yüce Allah'ın indirdiği beyanatları yani kutsal kitapları (Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'ı) katıksız, halis şekilde deklere ettiler.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İşte budur; ki Allah indirdi kitabı* hakla\/gerçekle; ve doğrusu kimseler anlaşmazlığa düştüler kitapta*; mutlak uzak bir ayrılık içindedirler.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 zalike işte budur ذَٰلِكَ - 2 bienne ki بِأَنَّ - 3 llahe Allah اللَّهَ - 4 nezzele indirdi نَزَّلَ نزل 5 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 6 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 7 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 8 ellezine kimseler الَّذِينَ - 9 htelefu anlaşmazlığa düştüler اخْتَلَفُوا خلف 10 fi   فِي - 11 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب 12 lefi mutlak لَفِي - 13 şikakin bir ayrılıktadır شِقَاقٍ شقق 14 beiydin uzak بَعِيدٍ بعد", "ayetNo" : "176", "id" : "661", "kuranAyetNo" : "183", "not1" : "*Kutsal kitap.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Yoktur üzerinize bir günah ki aranırsınız\/bakınırsınız bir fazilet\/üstünlük Rabbinizden4; öyle ki taşıp aktığınız* zaman arafattan345; öyle ki zikredin Allah'ı haram meş'ar344 yanında; ve zikredin O’nu (Allah'ı) doğru yola kılavuzladığı gibi sizleri; ve eğer olmuşsanız öncesinde onun mutlak dalalet128 içinde olanlardan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leyse yoktur لَيْسَ ليس 2 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 3 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح 4 en ki أَنْ - 5 tebtegu ararsınız\/bakınırsınız تَبْتَغُوا بغي 6 fedlen bir fazl\/üstünlük فَضْلًا فضل 7 min   مِنْ - 8 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 9 fe iza öyle ki zaman فَإِذَا - 10 efedtum taşıp aktığınız أَفَضْتُمْ فيض 11 min   مِنْ - 12 arafatin arafattan عَرَفَاتٍ - 13 fezkuru öyle ki zikredin فَاذْكُرُوا ذكر 14 llahe Allah'ı اللَّهَ - 15 inde yanında عِنْدَ عند 16 l-meş'ari Meş'ar-i الْمَشْعَرِ شعر 17 l-harami Haram الْحَرَامِ حرم 18 vezkuruhu ve zikredin O’nu وَاذْكُرُوهُ ذكر 19 kema gibi كَمَا - 20 hedakum doğru yola kılavuzladığı gibi sizleri هَدَاكُمْ هدي 21 vein ve eğer وَإِنْ - 22 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 23 min   مِنْ - 24 kablihi öncesinde onun قَبْلِهِ قبل 25 lemine mutlak لَمِنَ - 26 d-dalline dalalet içinde olanlardan الضَّالِّينَ ضلل  ", "ayetNo" : "198", "id" : "685", "kuranAyetNo" : "205", "not1" : "*Çok sayıda insanın bir yerden bir yere doğru birlikte akın ettiğini anlarız.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve girdi yanında onun (Yusuf’un) zindana iki genç; dedi birisi o ikisinden: “Doğrusu ben görürüm kendimi; sıkarım hamr138 ”; ve dedi diğeri: “Doğrusu ben görürüm kendimi; taşırım başımın üstünde bir ekmek; yer kuş ondan; haber ver bize tevilini401 onun doğrusu biz görürüz seni muhsinlerden.294 ”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve dehale ve girdi وَدَخَلَ دخل 2 meahu yanında onun (Yusuf’un) مَعَهُ - 3 s-sicne zindana السِّجْنَ سجن 4 feteyani iki genç فَتَيَانِ فتي 5 kale dedi قَالَ قول 6 ehaduhuma birisi o ikisinden أَحَدُهُمَا احد 7 inni doğrusu ben إِنِّي - 8 erani görürüm kendimi أَرَانِي راي 9 ea'siru sıkarım أَعْصِرُ عصر 10 hamran hamr خَمْرًا خمر 11 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 12 l-aharu diğeri الْاخَرُ اخر 13 inni doğrusu ben إِنِّي - 14 erani görürüm kendimi أَرَانِي راي 15 ehmilu taşırım أَحْمِلُ حمل 16 fevka üstünde فَوْقَ فوق 17 ra'si başımın رَأْسِي راس 18 hubzen bir ekmek خُبْزًا خبز 19 te'kulu yer تَأْكُلُ اكل 20 t-tayru kuş الطَّيْرُ طير 21 minhu ondan مِنْهُ - 22 nebbi'na haber ver bize نَبِّئْنَا نبا 23 bite'vilihi tevilini onun بِتَأْوِيلِهِ اول 24 inna doğrusu biz إِنَّا - 25 nerake görürüz seni نَرَاكَ راي 26 mine مِنَ - 27 l-muhsinine Muhsinlerden الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "36", "id" : "637", "kuranAyetNo" : "1630", "not1" : "", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Girin İslam’a218; istisnasız olarak tümden; ve tabi olmayın şeytânın29* adımlarına; doğrusu o (şeytan) sizlere apaçık bir düşmandır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 dhulu girin ادْخُلُوا دخل 5 fi   فِي - 6 s-silmi İslam’a السِّلْمِ سلم 7 kaffeten istisnasız tümden كَافَّةً كفف 8 ve la ve وَلَا - 9 tettebiu tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع 10 hutuvati adımlarına خُطُوَاتِ خطو 11 ş-şeytani şeytanın الشَّيْطَانِ شطن 12 innehu doğrusu o إِنَّهُ - 13 lekum sizlere لَكُمْ - 14 aduvvun bir düşmandır عَدُوٌّ عدو 15 mubinun apaçık مُبِينٌ بين  ", "ayetNo" : "208", "id" : "695", "kuranAyetNo" : "215", "not1" : "*İblîs.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve sual ettiği\/sorduğu zaman sana kullarım benden; öyle ki doğrusu ben yakınım323; cevap veririm duacının\/çağırıcının duasına\/çağrısına dua ettiği zaman bana; öyleyse cevap versinler324 bana; ve iman47 etsinler bana; belki onlar doğru\/olgun yola ulaşırlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 seeleke sual ettiği sana سَأَلَكَ سال 3 ibadi kullarım عِبَادِي عبد 4 anni benden عَنِّي - 5 feinni öyle ki doğrusu ben فَإِنِّي - 6 karibun yakınım قَرِيبٌ قرب 7 ucibu cevap veririm أُجِيبُ جوب 8 dea'vete duasına\/çağrısına دَعْوَةَ دعو 9 d-dai duacının\/çağırıcının الدَّاعِ دعو 10 iza zaman إِذَا - 11 deaani dua ettiği bana دَعَانِ دعو 12 felyestecibu öyleyse cevap versinler فَلْيَسْتَجِيبُوا جوب 13 li bana لِي - 14 velyu'minu ve iman etsinler وَلْيُؤْمِنُوا امن 15 bi bana بِي - 16 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 17 yerşudune doğru\/olgun yola ulaşırlar يَرْشُدُونَ رشد  ", "ayetNo" : "186", "id" : "672", "kuranAyetNo" : "193", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve onlardan kimi der: \"Rabbimiz!4 Ver bizlere dünyada bir güzellik\/iyilik; ahirette (de) bir güzellik\/iyilik; ve sakınmış kıl bizleri ateş azabına.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ - 2 men kimi مَنْ - 3 yekulu der يَقُولُ قول 4 rabbena Rabbimiz’ رَبَّنَا ربب 5 atina ver bizlere اتِنَا اتي 6 fi   فِي - 7 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 8 haseneten bir güzellik\/iyilik حَسَنَةً حسن 9 ve fi   وَفِي - 10 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 11 haseneten bir güzellik\/iyilik حَسَنَةً حسن 12 ve kina ve sakınmış kıl bizleri وَقِنَا وقي 13 azabe azabına عَذَابَ عذب 14 n-nari ateş النَّارِ نور  ", "ayetNo" : "201", "id" : "688", "kuranAyetNo" : "208", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Dedi (Yusuf): “Zirai faaliyet olarak ekersiniz yedi sene alışıldığı şekilde; öyle ki hasat ettiğinizi; öyle ki bırakın onu kendi başağında; dışındadır az bir yediğinizden.”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi (Yusuf) قَالَ قول 2 tezraune zirai faaliyet olarak ekersizin تَزْرَعُونَ زرع 3 seb'a yedi سَبْعَ سبع 4 sinine sene سِنِينَ سنو 5 deeben alışıldığı şekilde دَأَبًا داب 6 fe ma öyle ki فَمَا - 7 hasadtum hasat ettiğinizi حَصَدْتُمْ حصد 8 fezeruhu öyle ki bırakın onu فَذَرُوهُ وذر 9 fi فِي - 10 sunbulihi başağında kendi سُنْبُلِهِ سنبل 11 illa dışında إِلَّا - 12 kalilen az bir قَلِيلًا قلل 13 mimma مِمَّا - 14 te'kulune yediğinizden تَأْكُلُونَ اكل", "ayetNo" : "47", "id" : "634", "kuranAyetNo" : "1641", "not1" : "", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Ya da şahitler\/tanıklar (mı) oldunuz ulaştığı zaman Yakûb’a ölüm; dediği zaman (Yakûb) oğullarına: “Neye kulluk46 edersiniz benden sonra”; dediler: “Kulluk46 ederiz ilâhına74 senin; ve ilâhına74 ataların İbrahim; ve İsmâîl; ve İshâk'ın; tek bir ilâh74; ve bizler O'na Müslimiz45.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 em ya da أَمْ - 2 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 3 şuheda'e şahitler\/tanıklar شُهَدَاءَ شهد 4 iz zaman إِذْ - 5 hadera ulaştığı حَضَرَ حضر 6 yea'kube Yakup’a يَعْقُوبَ - 7 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت 8 iz o zaman إِذْ - 9 kale dedi (Yakup) قَالَ قول 10 libenihi oğullarına لِبَنِيهِ بني 11 ma neye مَا - 12 tea'budune kulluk edersiniz تَعْبُدُونَ عبد 13 min   مِنْ - 14 bea'di benden sonra بَعْدِي بعد 15 kalu dediler قَالُوا قول 16 nea'budu kulluk ederiz نَعْبُدُ عبد 17 ilaheke senin ilâhına إِلَٰهَكَ اله 18 ve ilahe ve ilâhına وَإِلَٰهَ اله 19 abaike ataların ابَائِكَ ابو 20 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ - 21 ve ismaiyle ve İsmail وَإِسْمَاعِيلَ - 22 ve ishaka ve İshak'ın وَإِسْحَاقَ - 23 ilahen bir ilâh إِلَٰهًا اله 24 vahiden tek وَاحِدًا وحد 25 ve nehnu ve bizler وَنَحْنُ - 26 lehu O'na لَهُ - 27 muslimune Müslimiz مُسْلِمُونَ سلم", "ayetNo" : "133", "id" : "617", "kuranAyetNo" : "140", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Deyin ki: “İman47 ettik Allah'a; ve üzerimize indirilmişe (Kur’an’a); ve indirilmişe İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve torunlara; ve verilene Mûsâ'ya; ve Îsâ'ya; ve verilene nebilere132 Rablerinden4; ayırmayız arasını onlardan (resûllerden) birinin308; ve bizler O'na (Allah’a) Müslimiz45.”", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kulu deyin ki قُولُوا قول 2 amenna iman ettik امَنَّا امن 3 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 4 ve ma ve وَمَا - 5 unzile indirilene (Kur’an’a) أُنْزِلَ نزل 6 ileyna bize إِلَيْنَا - 7 ve ma ve وَمَا - 8 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 9 ila   إِلَىٰ - 10 ibrahime İbrahim'e إِبْرَاهِيمَ - 11 ve ismaiyle ve İsmail'e وَإِسْمَاعِيلَ - 12 ve ishaka ve İshak'a وَإِسْحَاقَ - 13 ve yea'kube ve Yakub'a وَيَعْقُوبَ - 14 vel'esbati ve torunlara وَالْأَسْبَاطِ سبط 15 ve ma ve وَمَا - 16 utiye verilene أُوتِيَ اتي 17 musa Musa'ya مُوسَىٰ - 18 ve iysa ve Îsa'ya وَعِيسَىٰ - 19 ve ma ve وَمَا - 20 utiye verilene أُوتِيَ اتي 21 n-nebiyyune nebilere النَّبِيُّونَ نبا 22 min   مِنْ - 23 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب 24 la   لَا - 25 nuferriku ayırmayız نُفَرِّقُ فرق 26 beyne arasını بَيْنَ بين 27 ehadin birinin أَحَدٍ احد 28 minhum onlardan مِنْهُمْ - 29 ve nehnu ve bizler وَنَحْنُ - 30 lehu O'na لَهُ - 31 muslimune Müslimiz مُسْلِمُونَ سلم", "ayetNo" : "136", "ayetNot" : "", "id" : "620", "kuranAyetNo" : "143", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer iman47 ettilerse iman47 ettiğinizin misli\/benzeri (gibi) ona (Kur’an’a); öyle ki muhakkak doğru yola kılavuzlandılar; ve eğer sırt çevirdilerse; öyle ki doğrusu ancak onlar bölünme\/parçalanma içindedir; öyle ki kâfi\/yeterli gelecektir Allah sana onlara karşı; ve O (Allah) Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 amenu iman ettilerse امَنُوا امن 3 bimisli misli\/benzeri بِمِثْلِ مثل 4 ma مَا - 5 amentum iman ettiğinizin امَنْتُمْ امن 6 bihi ona (Kur’an’a) بِهِ - 7 fekadi öyle ki muhakkak فَقَدِ - 8 htedev doğru yola kılavuzlandılar اهْتَدَوْا هدي 9 vein ve eğer وَإِنْ - 10 tevellev sırt çevirdilerse تَوَلَّوْا ولي 11 feinnema öyle ki doğrusu ancak فَإِنَّمَا - 12 hum onlar هُمْ - 13 fi içindedir فِي - 14 şikakin bölünme\/parçalanma شِقَاقٍ شقق 15 feseyekfikehumu öyle ki kâfi\/yeterli gelecektir (Allah) sana onlara karşı فَسَيَكْفِيكَهُمُ كفي 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 ve huve ve O وَهُوَ - 18 s-semiu Semî’dir السَّمِيعُ سمع 19 l-alimu Alîm’dir. الْعَلِيمُ علم", "ayetNo" : "137", "id" : "621", "kuranAyetNo" : "144", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve vasiyet etti onu (milleti301) İbrahim kendi oğullarına; ve Yakup (da): “Ey oğullarım! Doğrusu Allah saflaştırdı sizlere dini*; öyle ki ölmeyin; ancak (ki) ve sizler Müslimsiniz.45”", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve vessa ve vasiyet etti وَوَصَّىٰ وصي 2 biha onu (milletini) بِهَا - 3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ - 4 benihi kendi oğullarına بَنِيهِ بني 5 ve yea'kubu ve Yakup (da) وَيَعْقُوبُ - 6 ya beniyye Ey oğullarım! يَا بَنِيَّ بني 7 inne doğrusu إِنَّ - 8 llahe Allah اللَّهَ - 9 stafa saflaştırdı اصْطَفَىٰ صفو 10 lekumu sizlere لَكُمُ - 11 d-dine dini الدِّينَ دين 12 fela öyle ki فَلَا - 13 temutunne ölmeyin تَمُوتُنَّ موت 14 illa ancak إِلَّا - 15 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 16 muslimune Müslimsiniz مُسْلِمُونَ سلم", "ayetNo" : "132", "id" : "616", "kuranAyetNo" : "139", "not1" : "*İslam'ı.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve her bir insana; tutturduk\/yapıştırdık ona kendi kuşunu329; boynuna onun; ve çıkarırız ona (insana) kıyamet günü148 bir kitap330; bulur (insan) onu (kitabı) neşredilmiş\/yayılmış.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kulle ve herbir وَكُلَّ كلل 2 insanin insana إِنْسَانٍ انس 3 elzemnahu tutturduk\/yapıştırdık ona أَلْزَمْنَاهُ لزم 4 tairahu kendi kuşunu طَائِرَهُ طير 5 fi   فِي - 6 unukihi boynuna onun عُنُقِهِ عنق 7 ve nuhricu ve çıkarırız وَنُخْرِجُ خرج 8 lehu ona لَهُ - 9 yevme günü يَوْمَ يوم 10 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 11 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب 12 yelkahu bulur onu يَلْقَاهُ لقي 13 menşuran neşredilmiş\/yayılmış مَنْشُورًا نشر  ", "ayetNo" : "13", "id" : "676", "kuranAyetNo" : "2040", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Doğrusu biz gönderdik seni hakla\/gerçekle; bir müjdeci ve bir uyarıcı; ve sual edilmezsin\/sorulmazsın (sen) cehennem ashabından\/yoldaşlarından.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 inna doğrusu biz إِنَّا - 2 erselnake gönderdik seni أَرْسَلْنَاكَ رسل 3 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 4 beşiran Bir müjdeleyen بَشِيرًا بشر 5 ve neziran ve bir uyarıcı وَنَذِيرًا نذر 6 ve la ve وَلَا - 7 tuselu sual edilmezsin\/sorulmazsın تُسْأَلُ سال 8 an عَنْ - 9 eshabi ashabından\/yoldaşlarından أَصْحَابِ صحب 10 l-cehimi cehennem الْجَحِيمِ جحم", "ayetNo" : "119", "id" : "603", "kuranAyetNo" : "126", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve tamamlayın haccı327 ve umreyi337 Allah için; öyle ki eğer kısıtlanırsanız o durumda kolayınıza gelenidir* hediyeden338; tıraş etmeyin başlarınızı339; ta ki ulaşır hediye338 kendi mahalline\/yerine; öyle ki kim oldu sizlerden bir hasta ya da (oldu) onda (kimsede) başından bir rahatsızlık341; öyle ki (vardır) bir fidye siyamdan\/oruçtan322 ya da sadakadan342** ya da nusuktan169; öyle ki emin olduğunuz zaman öyle ki kim metalandı\/faydalandı umreyle doğru\/kadar hacca; öyle ki (vardır) kolayına geldiği* hediyeden338; öyle ki kim asla bulamaz (hediye)340 öyle ki (vardır) bir siyam\/oruç üç gün hacta; ve (vardır) yedi döndüğünüz zaman; işte şu (ki) ondur tamamı340; işte bu***; kimseleredir (ki) asla olmaz ahalisi onun hazır (da) haram mescitte; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin; doğrusu Allah şiddetlidir akabinde.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve etimmu ve tamamlayın وَأَتِمُّوا تمم 2 l-hacce haccı الْحَجَّ حجج 3 vel'umrate ve umreyi وَالْعُمْرَةَ عمر 4 lillahi Allah için لِلَّهِ - 5 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 6 uhsirtum kısıtlanırsanız أُحْصِرْتُمْ حصر 7 fema öyle ki فَمَا - 8 steysera kolayınıza gelenidir اسْتَيْسَرَ يسر 9 mine   مِنَ - 10 l-hedyi hediyeden الْهَدْيِ هدي 11 ve la   وَلَا - 12 tehliku tıraş etmeyin تَحْلِقُوا حلق 13 ru'usekum başlarınızı رُءُوسَكُمْ راس 14 hatta ta ki حَتَّىٰ - 15 yebluga ulaşırsınız يَبْلُغَ بلغ 16 l-hedyu hediye الْهَدْيُ هدي 17 mehillehu mahalline\/yerine onun (hediyenin) مَحِلَّهُ حلل 18 femen öyle ki kim فَمَنْ - 19 kane oldu كَانَ كون 20 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 21 meridan bir hasta مَرِيضًا مرض 22 ev ya da أَوْ - 23 bihi onda بِهِ - 24 ezen bir eziyet\/rahatsızlık\/hasar\/ağrı أَذًى اذي 25 min   مِنْ - 26 ra'sihi başından onun رَأْسِهِ راس 27 fefidyetun öyle ki bir fidye فَفِدْيَةٌ فدي 28 min   مِنْ - 29 siyamin siyamdan\/oruçtan صِيَامٍ صوم 30 ev veya أَوْ - 31 sadekatin sadakadadan صَدَقَةٍ صدق 32 ev ya da أَوْ - 33 nusukin nusuktan نُسُكٍ نسك 34 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 35 emintum emin oldunuz أَمِنْتُمْ امن 36 femen öyle ki kim فَمَنْ - 37 temettea metalanır\/faydalanır تَمَتَّعَ متع 38 bil-umrati umreyle بِالْعُمْرَةِ عمر 39 ila doğru إِلَى - 40 l-hacci hacca الْحَجِّ حجج 41 fema öyle ki فَمَا - 42 steysera kolayına gelenidir اسْتَيْسَرَ يسر 43 mine   مِنَ - 44 l-hedyi hediyeden الْهَدْيِ هدي 45 femen öyle ki kim فَمَنْ - 46 lem asla لَمْ - 47 yecid bulamaz يَجِدْ وجد 48 fesiyamu öyle ki siyam\/oruç tutar فَصِيَامُ صوم 49 selaseti üç ثَلَاثَةِ ثلث 50 eyyamin gün أَيَّامٍ يوم 51 fi   فِي - 52 l-hacci hacta الْحَجِّ حجج 53 ve seb'atin ve yedidir وَسَبْعَةٍ سبع 54 iza zaman إِذَا - 55 racea'tum döndüğünüz رَجَعْتُمْ رجع 56 tilke işte şu تِلْكَ - 57 aşeratun ondur عَشَرَةٌ عشر 58 kamiletun tamamı كَامِلَةٌ كمل 59 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 60 limen kimseleredir لِمَنْ - 61 lem asla لَمْ - 62 yekun olmaz يَكُنْ كون 63 ehluhu ahalisi onun أَهْلُهُ اهل 64 hadiri hazır حَاضِرِي حضر 65 l-mescidi mescitte الْمَسْجِدِ سجد 66 l-harami haram الْحَرَامِ حرم 67 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 68 llahe Allah'tan اللَّهَ - 69 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 70 enne doğrusu أَنَّ - 71 llahe Allah اللَّهَ - 72 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد 73 l-ikabi akabinde\/arkasında الْعِقَابِ عقب  ", "ayetNo" : "196", "id" : "683", "kuranAyetNo" : "203", "not1" : "*Gücünüzün yettiğidir. **Tip 3 sadaka. ***Ayette işaret edilenler haram mescitte oturmayan, kendisinin bakımını sağlayacak olan hazırda akrabaları veya tanıdıkları olmayan kimseler içindir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Allah'ın ve meleklerin buluttan gölgeler içinde onlara gelmesi dışındakine mi bakarlar?; ve (oysa) tamamlandı* emir351; ve Allah'a döndürülür** emirler351.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hel   هَلْ - 2 yenzurune bakarlar mı يَنْظُرُونَ نظر 3 illa dışında إِلَّا - 4 en ki أَنْ - 5 ye'tiyehumu gelir onlara يَأْتِيَهُمُ اتي 6 llahu Allah اللَّهُ - 7 fi içinde فِي - 8 zulelin gölgeler ظُلَلٍ ظلل 9 mine   مِنَ - 10 l-gamami buluttan الْغَمَامِ غمم 11 velmelaiketu ve melekler وَالْمَلَائِكَةُ ملك 12 ve kudiye ve bitirildi وَقُضِيَ قضي 13 l-emru emir الْأَمْرُ امر 14 ve ila ve وَإِلَى - 15 llahi Allah'a اللَّهِ - 16 turceu döndürülür تُرْجَعُ رجع 17 l-umuru emirler الْأُمُورُ امر  ", "ayetNo" : "210", "id" : "697", "kuranAyetNo" : "217", "not1" : "*Emirde asla değişme olmaz. **Emir bir üst boyuta yani hiperuzaya\/arşa\/Yüce Allah'ın indine yükselerek tekrar geri döner.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve O ki saldı iki bol suyu236; bu tatlı, lezzetli*; ve bu tuzlu, acı**; ve yaptı ikisinin arasına bir engel\/berzah; ve yasaklanmış-menedilmiş bir bariyer.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve huve ve O وَهُوَ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 merace saldı مَرَجَ مرج 4 l-behrayni iki bol suyu الْبَحْرَيْنِ بحر 5 haza bu هَٰذَا - 6 azbun tatlı عَذْبٌ عذب 7 furatun lezzetli فُرَاتٌ فرت 8 ve haza ve bu وَهَٰذَا - 9 milhun tuzlu مِلْحٌ ملح 10 ucacun acı أُجَاجٌ اجج 11 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 12 beynehuma ikisinin arasına بَيْنَهُمَا بين 13 berzehen bir engel\/berzah بَرْزَخًا - 14 ve hicran ve bir bariyer وَحِجْرًا حجر 15 mehcuran yasaklanmış-men edilmiş مَحْجُورًا حجر", "ayetNo" : "53", "id" : "664", "kuranAyetNo" : "2906", "not1" : "*Tatlı su; nehirler, göller. **Tuzlu su; denizler.", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetIe" : "Ve kâfirlik25 etmiş kimselerin misali misali gibidir kimse (ki) haykırır işitmeze385; ancak bir çağırmadır ve bir nida\/sesleniştir sağırlara, dilsizlere, körlere; öyle ki onlar (kâfirler) akletmezler562.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve meselu ve misali وَمَثَلُ مثل 2 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 4 kemeseli misali gibidir كَمَثَلِ مثل 5 llezi kimsenin الَّذِي - 6 yen'iku haykırır يَنْعِقُ نعق 7 bima   بِمَا - 8 la   لَا - 9 yesmeu işitmeze يَسْمَعُ سمع 10 illa ancak إِلَّا - 11 duaa'en bir çağırma دُعَاءً دعو 12 ve nida'en ve bir nida\/sesleniş وَنِدَاءً ندو 13 summun sağırlara صُمٌّ صمم 14 bukmun dilsizlere بُكْمٌ بكم 15 umyun körlere عُمْيٌ عمي 16 fehum öyle ki onlar فَهُمْ - 17 la   لَا - 18 yea'kilune akletmezler يَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "171", "id" : "656", "kuranAyetNo" : "178", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Hak\/gerçek Rabbindendir4; öyle ki olma kuşkulananlardan\/şüphelenenlerden.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 el-hakku hak\/gerçek الْحَقُّ حقق 2 min مِنْ - 3 rabbike Rabbindendir رَبِّكَ ربب 4 fela öyle ki فَلَا - 5 tekunenne olma تَكُونَنَّ كون 6 mine مِنَ - 7 l-mumterine kuşkulananlardan\/şüphelenenlerden الْمُمْتَرِينَ مري", "ayetNo" : "147", "id" : "627", "kuranAyetNo" : "154", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "*Ve mutlak belalandırırız256 sizleri bir şeyle; korkudan; ve açlıktan; ve noksanlık\/eksilme mallardan ve nefislerden201; ve ürünlerden; ve müjdele sabredenleri51.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velenebluvennekum ve mutlak belalandırırız sizleri وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بلو 2 bişey'in bir şeyle بِشَيْءٍ شيا 3 mine مِنَ - 4 l-havfi korkudan الْخَوْفِ خوف 5 velcui ve açlıktan وَالْجُوعِ جوع 6 ve neksin ve noksanlık\/eksilme وَنَقْصٍ نقص 7 mine مِنَ - 8 l-emvali mallardan الْأَمْوَالِ مول 9 vel'enfusi ve nefislerden وَالْأَنْفُسِ نفس 10 vessemerati ve ürünlerinizin وَالثَّمَرَاتِ ثمر 11 vebeşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر 12 s-sabirine sabredenleri الصَّابِرِينَ صبر", "ayetNo" : "155", "id" : "640", "kuranAyetNo" : "162", "not1" : "*Detaylı inceleme için; Musibetler Allah’ın bilgisi ve izni ile gerçekleşir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve katledin35 Allah yolunda331 kimseleri (ki) katlederler35 sizleri; ve sınırı aşmayın; doğrusu Allah sevmez sınırı aşanları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve katilu ve katledin وَقَاتِلُوا قتل 2 fi   فِي - 3 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 4 llahi Allah اللَّهِ - 5 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 6 yukatilunekum katlederler sizleri يُقَاتِلُونَكُمْ قتل 7 ve la ve وَلَا - 8 tea'tedu sınırı aşmayın تَعْتَدُوا عدو 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 llahe Allah اللَّهَ - 11 la   لَا - 12 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 13 l-mua'tedine sınırı aşanları الْمُعْتَدِينَ عدو  ", "ayetNo" : "190", "id" : "677", "kuranAyetNo" : "197", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sonra gelir ardından bunun yedi şiddetliler\/çetinler; yiyip tüketir kendilerine önceden yaptığınızı (depoladığınızı); dışındadır az bir sakladığınızdan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summe sonra ثُمَّ - 2 ye'ti gelir يَأْتِي اتي 3 min مِنْ - 4 bea'di ardından بَعْدِ بعد 5 zalike bunun ذَٰلِكَ - 6 seb'un yedi سَبْعٌ سبع 7 şidadun şiddetliler\/çetinler شِدَادٌ شدد 8 ye'kulne yiyip tüketir يَأْكُلْنَ اكل 9 ma مَا - 10 kaddemtum önceden yaptığınızı (depoladığınızı) قَدَّمْتُمْ قدم 11 lehunne onlara\/kendilerine لَهُنَّ - 12 illa dışında إِلَّا - 13 kalilen az bir قَلِيلًا قلل 14 mimma مِمَّا - 15 tuhsinune sakladığınızdan تُحْصِنُونَ حصن", "ayetNo" : "48", "id" : "635", "kuranAyetNo" : "1642", "not1" : "", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Ve her birinedir (kimseye) bir yön; o (kimse) dönendir ona (yöne); öyle ki öne geçin hayırlarda olduğunuz her yerde; getirir sizleri Allah topluca; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 velikullin ve her birinedir (kimseye) وَلِكُلٍّ كلل 2 vichetun bir yön وِجْهَةٌ وجه 3 huve o هُوَ - 4 muvelliha dönendir ona (yöne) مُوَلِّيهَا ولي 5 festebiku öyle ki öne geçin فَاسْتَبِقُوا سبق 6 l-hayrati hayırlarda الْخَيْرَاتِ خير 7 eyne her yerde أَيْنَ - 8 ma مَا - 9 tekunu olduğunuz تَكُونُوا كون 10 ye'ti getirir يَأْتِ اتي 11 bikumu sizleri بِكُمُ - 12 llahu Allah اللَّهُ - 13 cemian topluca جَمِيعًا جمع 14 inne doğrusu إِنَّ - 15 llahe Allah اللَّهَ - 16 ala üzerine عَلَىٰ - 17 kulli her كُلِّ كلل 18 şey'in şey شَيْءٍ شيا 19 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "148", "id" : "628", "kuranAyetNo" : "155", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; kimselerdir (ki) satın aldılar dalaleti128 doğru yola kılavuzla*; ve azabı** (da) mağfiretle319; öyle ki onları ateşe karşı sabrettiren nedir!", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 3 şteravu satın aldılar اشْتَرَوُا شري 4 d-delalete dalaleti الضَّلَالَةَ ضلل 5 bil-huda doğru yola kılavuzla بِالْهُدَىٰ هدي 6 vel'azabe ve azapla وَالْعَذَابَ عذب 7 bil-megfirati mağfiretle بِالْمَغْفِرَةِ غفر 8 fema öyle ki فَمَا - 9 esberahum sabrettirendir onları أَصْبَرَهُمْ صبر 10 ala karşı عَلَى - 11 n-nari ateşe النَّارِ نور", "ayetNo" : "175", "id" : "660", "kuranAyetNo" : "182", "not1" : "*Doğru yolu verip sapkın yol olan dalaleti satın aldılar. **Mağfireti verip azabı satın aldılar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; onlaradır bir nasip\/pay kazandıklarından; ve Allah seridir\/çabuktur hesapta*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 lehum onlaradır لَهُمْ - 3 nesibun bir nasip\/pay نَصِيبٌ نصب 4 mimma   مِمَّا - 5 kesebu kazandıklarından كَسَبُوا كسب 6 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 7 seriu seridir سَرِيعُ سرع 8 l-hisabi hesapta الْحِسَابِ حسب  ", "ayetNo" : "202", "id" : "689", "kuranAyetNo" : "209", "not1" : "*Hesap görme, hesaplaşma.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Yazıldı üzerinize; geldiği\/ulaştığı\/ziyaret ettiği zaman birine sizlerden ölüm; eğer terk ettiyse\/bıraktıysa bir hayır; bir haktır* vasiyet321 anaya babaya ve yakınlık sahiplerine marufla291 ; takva sahipleri21 üzerinedir.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب 2 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 3 iza zaman إِذَا - 4 hadera geldiği\/ulaştığı\/ziyaret ettiği حَضَرَ حضر 5 ehadekumu birine sizlerden أَحَدَكُمُ احد 6 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت 7 in eğer إِنْ - 8 terake terk ettiyse\/bıraktıysa تَرَكَ ترك 9 hayran bir hayır خَيْرًا خير 10 l-vesiyyetu vasiyyet الْوَصِيَّةُ وصي 11 lilvalideyni anaya babaya لِلْوَالِدَيْنِ ولد 12 vel'ekrabine ve yakınlık sahiplerine وَالْأَقْرَبِينَ قرب 13 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 14 hakkan bir haktır\/gerçektir حَقًّا حقق 15 ala üzerine عَلَى - 16 l-muttekine muttakiler الْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "180", "id" : "666", "kuranAyetNo" : "187", "not1" : "*Vasiyet bırakmak engellenemez bir haktır. Ana-babanın ve yakınlık sahiplerinin bu vasiyette hakkı gözetilmelidir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve doğrusu kâfirlik25 etmiş kimseler âdeta\/neredeyse mutlak kaydırırlar seni bakışlarıyla; ne zaman ki işittiler zikri78; ve derler doğrusu o (Muhammed peygamber) mutlak bir mecnundur302.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve in ve doğrusu وَإِنْ - 2 yekadu neredeyse oldu يَكَادُ كود 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 5 leyuzlikuneke mutlak kaydırırlar seni لَيُزْلِقُونَكَ زلق 6 biebsarihim bakışlarıyla بِأَبْصَارِهِمْ بصر 7 lemma ne zaman ki لَمَّا - 8 semiu işittiler سَمِعُوا سمع 9 z-zikra zikri الذِّكْرَ ذكر 10 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 11 innehu doğrusu o إِنَّهُ - 12 lemecnunun mutlak bir mecnundur لَمَجْنُونٌ جنن", "ayetNo" : "51", "id" : "609", "kuranAyetNo" : "5320", "not1" : "", "surahName" : "Kalem", "sureNo" : "68" }, { "ayetIe" : "Rabbimiz4! Ve gönder\/yolla onlara bir resûl418 onlardan; okur onlara ayetlerini senin; ve bildirir onlara kitabı* ve hikmeti303; ve saflaştırır onları; doğrusu sen; sensin Azîz37; Hakîm9.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب 2 veb'as ve gönder\/yolla وَابْعَثْ بعث 3 fihim onlara فِيهِمْ - 4 rasulen bir resul رَسُولًا رسل 5 minhum onlardan مِنْهُمْ - 6 yetlu okur يَتْلُو تلو 7 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 8 ayatike ayetlerini senin ايَاتِكَ ايي 9 ve yuallimuhumu ve bildirir onlara وَيُعَلِّمُهُمُ علم 10 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 11 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم 12 ve yuzekkihim ve saflaştırır onları وَيُزَكِّيهِمْ زكو 13 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 14 ente sensin أَنْتَ - 15 l-azizu Azîz الْعَزِيزُ عزز 16 l-hakimu Hakîm الْحَكِيمُ حكم", "ayetNo" : "129", "id" : "613", "kuranAyetNo" : "136", "not1" : "*Kutsal kitaplar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Gönderdiğimiz gibi* içinizden bir resûl418; sizlerden; okur sizlere ayetlerimizi; ve saflaştırır sizleri; ve bilir yapar sizleri; kitabı ve hikmeti303; ve bilir yapar sizleri asla bilir olmadığınızı.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kema gibi كَمَا - 2 erselna gönderdiğimiz أَرْسَلْنَا رسل 3 fikum içinizden فِيكُمْ - 4 rasulen bir resul رَسُولًا رسل 5 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 6 yetlu okur يَتْلُو تلو 7 aleykum size عَلَيْكُمْ - 8 ayatina ayetlerimizi ايَاتِنَا ايي 9 ve yuzekkikum ve saflaştırır sizleri وَيُزَكِّيكُمْ زكو 10 ve yuallimukumu ve bilir yapar sizleri وَيُعَلِّمُكُمُ علم 11 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 12 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم 13 ve yuallimukum ve bilir yapar sizleri وَيُعَلِّمُكُمْ علم 14 ma مَا - 15 lem asla لَمْ - 16 tekunu olmazsınız تَكُونُوا كون 17 tea'lemune bilirsiniz تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "151", "id" : "630", "kuranAyetNo" : "158", "not1" : "*Doğru yola kılavuzlamayı Yüce Allah hikmet içeren kutsal kitaplarla yapar. Bu kitapları da resûller aracılığıyla deklere eder.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) verdik onlara kitap*; okurlar onu*; hak\/gerçek** okumayla onu*; işte bunlar; iman47 ederler ona*; ve kim kâfirlik25 eder ona*; öyle ki işte bunlar; onlardır hüsrana uğrayanlar\/kaybedenler.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "121", "id" : "605", "kuranAyetNo" : "128", "not1" : "*Kur'an **Anlayarak, derinlemesine düşünerek, aklı ve fikri kullanarak. Şerefli Kur'an ayetlerini anlamdan Arapçasından papağan gibi tekrar ederek okuyanlar ayetleri hak\/gerçek okuma yapmamış olur. ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman İbrahim: “Rabbim!4 Yap bunu (bu beldeyi) güvenli bir belde; ve rızıklandır ahalisini onun; meyvelerden; onlardan Allah'a ve ahiret gününe iman47 etmiş kimseye”; dedi (Allah) “ve kim kâfirlik25 etti öyle ki metalandırırım54 onu biraz; sonra zorlarım onu ateş azabına doğru; ve yıkım (yeri) oldu (o) varış yeri.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve o zaman وَإِذْ - 2 kale dedi قَالَ قول 3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ - 4 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 5 c'al yap اجْعَلْ جعل 6 haza bunu هَٰذَا - 7 beleden bir belde بَلَدًا بلد 8 aminen güvenli امِنًا امن 9 verzuk ve rızıklandır وَارْزُقْ رزق 10 ehlehu ahalisini onun أَهْلَهُ اهل 11 mine مِنَ - 12 s-semerati meyvelerden الثَّمَرَاتِ ثمر 13 men kim مَنْ - 14 amene iman etti امَنَ امن 15 minhum onlardan مِنْهُمْ - 16 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 17 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 18 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 19 kale dedi (Allah) قَالَ قول 20 ve men ve kim وَمَنْ - 21 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر 22 feumettiuhu öyle ki metalandırırm onu فَأُمَتِّعُهُ متع 23 kalilen bir az قَلِيلًا قلل 24 summe sonra ثُمَّ - 25 edtarruhu zorlarım onu أَضْطَرُّهُ ضرر 26 ila doğru إِلَىٰ - 27 azabi azabına عَذَابِ عذب 28 n-nari ateş النَّارِ نور 29 ve bi'se ve yıkım\/zarar\/hasar oldu وَبِئْسَ باس 30 l-mesiru varış yeri الْمَصِيرُ صير", "ayetNo" : "126", "id" : "610", "kuranAyetNo" : "133", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer kaydıysanız* sizlere gelen beyanatlardan226** sonra; öyle ki bilin ki Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 zeleltum kaydıysanız زَلَلْتُمْ زلل 3 min   مِنْ - 4 bea'di sonra بَعْدِ بعد 5 ma   مَا - 6 ca'etkumu gelenden sizlere جَاءَتْكُمُ جيا 7 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين 8 fea'lemu öyle ki bilin فَاعْلَمُوا علم 9 enne ki أَنَّ - 10 llahe Allah اللَّهَ - 11 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز 12 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم  ", "ayetNo" : "209", "id" : "696", "kuranAyetNo" : "216", "not1" : "*Hataya düşmek. **Kutsal kitaplar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Günlerdir sayılı\/adetli; öyle ki kim oldu sizlerden bir hasta ya da sefer üzerinde; öyle ki adetincedir başka günlerden; ve üzerinedir kimselerin -tâkatını kullanırlar- bir fidye; doyurur bir miskini; öyle ki kim gönüllü oldu bir hayra\/iyiliğe öyle ki o hayırdır\/iyiliktir ona; ve ki siyam\/oruç322 tutarsınız; hayırdır\/iyiliktir sizlere eğer olduysanız bilirler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eyyamen günlerdir أَيَّامًا يوم 2 mea'dudatin sayılı\/adetli مَعْدُودَاتٍ عدد 3 femen öyle ki kim فَمَنْ - 4 kane oldu كَانَ كون 5 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 6 meridan bir hasta مَرِيضًا مرض 7 ev ya da أَوْ - 8 ala   عَلَىٰ - 9 seferin sefer üzerinde سَفَرٍ سفر 10 feiddetun öyle ki adetince فَعِدَّةٌ عدد 11 min   مِنْ - 12 eyyamin günlerden أَيَّامٍ يوم 13 uhara başka أُخَرَ اخر 14 ve ala ve üzerinedir وَعَلَى - 15 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 16 yutikunehu tâkatını kullanırlar يُطِيقُونَهُ طوق 17 fidyetun bir fidye فِدْيَةٌ فدي 18 taaamu doyurur طَعَامُ طعم 19 miskinin bir miskini مِسْكِينٍ سكن 20 fe men öyle ki kim فَمَنْ - 21 tetavvea gönüllü oldu تَطَوَّعَ طوع 22 hayran bir hayra خَيْرًا خير 23 fehuve öyle ki o فَهُوَ - 24 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 25 lehu ona لَهُ - 26 ve en ve ki وَأَنْ - 27 tesumu savm\/oruç tutarsınız تَصُومُوا صوم 28 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 29 lekum sizlere لَكُمْ - 30 in eğer إِنْ - 31 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 32 tea'lemune bilirler تَعْلَمُونَ علم  ", "ayetNo" : "184", "id" : "670", "kuranAyetNo" : "191", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İnsanlar bir tek ümmet305 oldu; öyle ki gönderdi\/görevlendirdi nebileri132 Allah; müjdeleyiciler (olarak) ve uyarıcılar (olarak); ve indirdi onlarla beraber kitabı* hakla\/gerçekle; hükmetmek için insanlar arasında; kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; ve anlaşmazlığa düşmüş değildir onda; ancak kimseler (ki) verildiler (kitap); kendilerine gelen beyanatlardan352 sonra; aralarındadır onların baskı\/ihlal\/yolsuzluk; öyle ki doğru yola kılavuzladı Allah iman47 etmiş kimseleri kendisinde anlaşmazlığa düştüklerinde; (ki) haktandır\/gerçektendir;  O'nun (Allah'ın) izniyle; ve Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kane oldu كَانَ كون 2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 3 ummeten ümmet أُمَّةً امم 4 vahideten bir tek وَاحِدَةً وحد 5 febease öyle ki gönderdi\/görevlendirdi فَبَعَثَ بعث 6 llahu Allah اللَّهُ - 7 nebiyyîne nebileri النَّبِيِّينَ نبا 8 mubeşşirine müjdeleyiciler (olarak) مُبَشِّرِينَ بشر 9 ve munzirine ve uyarıcılar (olarak) وَمُنْذِرِينَ نذر 10 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل 11 meahumu onlarla beraber مَعَهُمُ - 12 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 13 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 14 liyehkume hükmetmek için لِيَحْكُمَ حكم 15 beyne arasında بَيْنَ بين 16 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 17 fima   فِيمَا - 18 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف 19 fihi kendisinde فِيهِ - 20 ve ma ve değildir وَمَا - 21 htelefe anlaşmazlığa düşmüş اخْتَلَفَ خلف 22 fihi onda فِيهِ - 23 illa dışında إِلَّا - 24 ellezine kimseler الَّذِينَ - 25 utuhu verildiler (kitap) أُوتُوهُ اتي 26 min   مِنْ - 27 bea'di sonrası بَعْدِ بعد 28 ma   مَا - 29 ca'ethumu gelenden onlara جَاءَتْهُمُ جيا 30 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين 31 begyen baskı\/ihlal\/yolsuzluk بَغْيًا بغي 32 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين 33 fe heda öyle ki doğru yola kılavuzladı فَهَدَى هدي 34 llahu Allah اللَّهُ - 35 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 36 amenu iman etmiş امَنُوا امن 37 lima   لِمَا - 38 htelefu anlaşmazlığa düştüklerinde اخْتَلَفُوا خلف 39 fihi kendisinde فِيهِ - 40 mine   مِنَ - 41 l-hakki haktan\/gerçekten الْحَقِّ حقق 42 biiznihi O’nu izniyle بِإِذْنِهِ اذن 43 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 44 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي 45 men kimseyi مَنْ - 46 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 47 ila doğru إِلَىٰ - 48 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط 49 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم  ", "ayetNo" : "213", "ayetNot" : "", "id" : "700", "kuranAyetNo" : "220", "not1" : "*Kutsal kitabı.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve katledin35 onları bulduğunuz yerde; ve çıkarın onları çıkardıkları yerden sizleri; ve fitne332 daha şiddetlidir katletmekten35; katletmeyin35 onları haram mescit158 yanında; ta ki katlederler35 sizleri orada; öyle ki eğer katlettiler35 sizleri öyle ki katledin35 onları; işte böyledir cezası\/karşılığı kâfirlerin25.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vektuluhum ve katledin onları وَاقْتُلُوهُمْ قتل 2 haysu yerde حَيْثُ حيث 3 sekiftumuhum buldunuz onları ثَقِفْتُمُوهُمْ ثقف 4 ve  ehricuhum ve çıkarın onları وَأَخْرِجُوهُمْ خرج 5 min   مِنْ - 6 haysu yerden حَيْثُ حيث 7 ehracukum çıkardılar sizleri أَخْرَجُوكُمْ خرج 8 velfitnetu ve fitne وَالْفِتْنَةُ فتن 9 eşeddu daha şiddetlidir أَشَدُّ شدد 10 mine   مِنَ - 11 l-katli katletmekten الْقَتْلِ قتل 12 ve la   وَلَا - 13 tukatiluhum katletmeyin onları تُقَاتِلُوهُمْ قتل 14 inde yanında عِنْدَ عند 15 l-mescidi mescit الْمَسْجِدِ سجد 16 l-harami haram الْحَرَامِ حرم 17 hatta ta ki حَتَّىٰ - 18 yukatilukum katlederler sizleri يُقَاتِلُوكُمْ قتل 19 fihi orada فِيهِ - 20 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 21 katelukum katlettiler sizleri قَاتَلُوكُمْ قتل 22 fektuluhum öyle ki katledin onları فَاقْتُلُوهُمْ قتل 23 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 24 ceza'u cezası\/karşılığı جَزَاءُ جزي 25 l-kafirine kâfirlerin الْكَافِرِينَ كفر  ", "ayetNo" : "191", "id" : "678", "kuranAyetNo" : "198", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve her nereden çıktın, öyle ki döndür yüzünü haram mescide158 doğru; ve her nereyse olduğunuz; öyle ki döndürün yüzlerinizi ona (mescide) doğru; olmaması için insanlara aleyhinizde bir tartışma; onlardan (insanlardan) zulmetmiş kimseler dışındadır*; öyle ki haşyet53 duymayın onlara; ve haşyet53 duyun bana; ve tamamlamam için nimetimi sizlere; ve belki sizler doğru yola kılavuzlanırsınız.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve min ve وَمِنْ - 2 haysu her nereden حَيْثُ حيث 3 haracte çıktın خَرَجْتَ خرج 4 fevelli öyle ki döndür فَوَلِّ ولي 5 vecheke yüzünü وَجْهَكَ وجه 6 şetra doğru شَطْرَ شطر 7 l-mescidi Mescide الْمَسْجِدِ سجد 8 l-harami Haram الْحَرَامِ حرم 9 ve haysu ve her nereyse وَحَيْثُ حيث 10 ma مَا - 11 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون 12 fevellu öyle ki döndürün فَوَلُّوا ولي 13 vucuhekum yüzlerinizi وُجُوهَكُمْ وجه 14 şetrahu ona (mescide) doğru شَطْرَهُ شطر 15 liella için لِئَلَّا - 16 yekune olmaması يَكُونَ كون 17 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 18 aleykum aleyhinizde عَلَيْكُمْ - 19 huccetun bir tartışma حُجَّةٌ حجج 20 illa dışındadır إِلَّا - 21 ellezine kimseler الَّذِينَ - 22 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم 23 minhum onlardan مِنْهُمْ - 24 fela öyle ki فَلَا - 25 tehşevhum haşyet duymayın onlara تَخْشَوْهُمْ خشي 26 vehşevni ve haşyet duyun bana وَاخْشَوْنِي خشي 27 veliutimme ve tamamlamam için وَلِأُتِمَّ تمم 28 nia'meti nimetimi نِعْمَتِي نعم 29 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 30 veleallekum ve belki sizler وَلَعَلَّكُمْ - 31 tehtedune doğru yola kılavuzlanırsınız تَهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "150", "id" : "629", "kuranAyetNo" : "157", "not1" : "*Zulmetmiş kimseler haksız yere aleyhinize bir tartışma her daim başlatır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Katletmelerde yazıldı üzerinize kısas320 ; hür hüredir; köle köleyedir; kadın kadınadır; öyle ki kim affedildi; kardeşinden ona bir şey (affetme); öyle ki bir tabi* olmadır marufa291; ve bir ödemedir** ona güzellikle; işte bu bir hafifletmedir Rabbinizden; ve rahmettir; öyle ki kim sınırı aşarsa bunun sonrası onadır elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب 5 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ - 6 l-kisasu kısas الْقِصَاصُ قصص 7 fi   فِي - 8 l-katla katletmelerde الْقَتْلَى قتل 9 l-hurru hür الْحُرُّ حرر 10 bil-hurri hüre بِالْحُرِّ حرر 11 vel'abdu köle وَالْعَبْدُ عبد 12 bil-abdi köleye بِالْعَبْدِ عبد 13 vel'unsa kadın وَالْأُنْثَىٰ انث 14 bil-unsa kadına بِالْأُنْثَىٰ انث 15 femen öyle ki kim فَمَنْ - 16 ufiye affedildi عُفِيَ عفو 17 lehu ona لَهُ - 18 min   مِنْ - 19 ehihi kardeşinden onun أَخِيهِ اخو 20 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا 21 fettibaun öyle ki bir tabi olma فَاتِّبَاعٌ تبع 22 bil-mea'rufi marufa بِالْمَعْرُوفِ عرف 23 veeda'un ve ödeme وَأَدَاءٌ ادي 24 ileyhi ona إِلَيْهِ - 25 biihsanin güzellikle بِإِحْسَانٍ حسن 26 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 27 tehfifun bir hafifletme تَخْفِيفٌ خفف 28 min   مِنْ - 29 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 30 ve rahmetun ve rahmettir وَرَحْمَةٌ رحم 31 femeni öyle ki kim فَمَنِ - 32 a'teda sınırı aşarsa اعْتَدَىٰ عدو 33 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 34 zalike bunun ذَٰلِكَ - 35 feluhu öyle ki onadır     36 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 37 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "178", "id" : "663", "kuranAyetNo" : "185", "not1" : "*Katleden kimse ölüm kısasından affedilirse bile toplumun marufla belirlediği cezaya çekmelidir. **Katleden kimse tazminat ödemelidir. Bu ödeme güzel bir anlaşmayla yapılmalıdır.  ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve insanlardan kim tutar\/edinir Allah'ın astından eşitler\/denkler (ki) severler onları sever gibi Allah'ı; ve iman47 etmiş kimseler (ise) şiddetlidir sevgide Allah’a; ancak, görür zulmetmiş kimseler gördükleri zaman azabı ki kuvvet\/güç Allah'adır topluca; ve doğrusu Allah şiddetlidir azapta.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve mine ve وَمِنَ - 2 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 3 men kim مَنْ - 4 yettehizu tutar\/edinir يَتَّخِذُ اخذ 5 min   مِنْ - 6 duni astından دُونِ دون 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 endaden eşitler\/denkler أَنْدَادًا ندد 9 yuhibbunehum severler onları يُحِبُّونَهُمْ حبب 10 kehubbi sever gibi كَحُبِّ حبب 11 llahi Allah'ı اللَّهِ - 12 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 13 amenu iman ettiler امَنُوا امن 14 eşeddu şiddetli أَشَدُّ شدد 15 hubben sevgisi حُبًّا حبب 16 lillahi Allah’a لِلَّهِ - 17 velev velev ki, وَلَوْ - 18 yera görse يَرَى راي 19 ellezine kimseler الَّذِينَ - 20 zelemu zulm ettiler ظَلَمُوا ظلم 21 iz zaman إِذْ - 22 yeravne gördükleri يَرَوْنَ راي 23 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب 24 enne doğrusu أَنَّ - 25 l-kuvvete kuvvet\/güç الْقُوَّةَ قوي 26 lillahi Allah'adır لِلَّهِ - 27 cemian topluca\/bütünüyle جَمِيعًا جمع 28 ve enne ve doğrusu وَأَنَّ - 29 llahe Allah'ın اللَّهَ - 30 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد 31 l-azabi azapta الْعَذَابِ عذب", "ayetNo" : "165", "id" : "650", "kuranAyetNo" : "172", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve insanlardan kimi satar kendi nefsini201; Allah'ın rızasını aramaya; ve Allah Raûf’tur15 kullarına.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve mine ve وَمِنَ - 2 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 3 men kimi مَنْ - 4 yeşri satar يَشْرِي شري 5 nefsehu kendi nefsini نَفْسَهُ نفس 6 btiga'e aramaya ابْتِغَاءَ بغي 7 merdati rızasını مَرْضَاتِ رضو 8 llahi Allah'ın اللَّهِ - 9 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 10 ra'ufun Raûf’tur رَءُوفٌ راف 11 bil-ibadi kullarına بِالْعِبَادِ عبد  ", "ayetNo" : "207", "id" : "694", "kuranAyetNo" : "214", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dedi tabi olmuş kimseler: “Keşke ki (olsa) bizlere bir dönüş; öyle ki serbestleşiriz onlardan; serbestleştikleri gibi bizden”; işte budur; gösterir onlara Allah eylemlerini\/yaptıklarını; hasretler* (vardır) onlara; ve onlar ateşten çıkanlar değildir.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 ttebeu tabi olmuş اتَّبَعُوا تبع 4 lev keşke لَوْ - 5 enne ki أَنَّ - 6 lena bizlere لَنَا - 7 kerraten bir dönüş كَرَّةً كرر 8 feneteberrae öyle ki serbestleşiriz فَنَتَبَرَّأَ برا 9 minhum onlardan مِنْهُمْ - 10 kema gibi كَمَا - 11 teberra'u serbestleştikleri تَبَرَّءُوا برا 12 minna bizden مِنَّا - 13 kezalike işte budur كَذَٰلِكَ - 14 yurihimu gösterir onlara يُرِيهِمُ راي 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 ea'malehum eylemlerini\/yaptıklarını onların أَعْمَالَهُمْ عمل 17 haseratin hasretler حَسَرَاتٍ حسر 18 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 19 ve ma ve değildir وَمَا - 20 hum onlar هُمْ - 21 biharicine çıkarlar بِخَارِجِينَ خرج 22 mine -ten مِنَ - 23 n-nari ateş- النَّارِ نور", "ayetNo" : "167", "id" : "652", "kuranAyetNo" : "174", "not1" : "*Dünyaya dönüp tek tanrıcılardan olma arzusu, isteği, hasreti.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve yükselttiği zaman İbrahim kaidelerini* beytin\/evin; ve İsmail (de): “Rabbimiz! Kabul et bizden; doğrusu sen; sensin Semî41; Alîm8”", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 yerfeu yükseltti يَرْفَعُ رفع 3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ - 4 l-kavaide kaidelerini الْقَوَاعِدَ قعد 5 mine   مِنَ - 6 l-beyti beytin\/evin الْبَيْتِ بيت 7 ve ismaiylu ve İsmail (de) وَإِسْمَاعِيلُ - 8 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 9 tekabbel kabul et تَقَبَّلْ قبل 10 minna bizden مِنَّا - 11 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 12 ente sensin أَنْتَ - 13 s-semiu Semî السَّمِيعُ سمع 14 l-alimu Alîm الْعَلِيمُ علم", "ayetNo" : "127", "id" : "611", "kuranAyetNo" : "134", "not1" : "*Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne; ayaklık, duraç, taban, tabanlık.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sonra gelir ardından bunun bir yıl; onda (yılda) yağdırılır yağmur insanlara; ve onda (yılda) sıkarlar.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 summe sonra ثُمَّ - 2 ye'ti gelir يَأْتِي اتي 3 min مِنْ - 4 bea'di ardından بَعْدِ بعد 5 zalike bunun ذَٰلِكَ - 6 aamun bir yıl عَامٌ عوم 7 fihi onda (yılda) فِيهِ - 8 yugasu yağdırılır yağmur يُغَاثُ غيث 9 n-nasu insanlara النَّاسُ نوس 10 ve fihi ve onda (yılda) وَفِيهِ - 11 yea'sirune sıkarlar يَعْصِرُونَ عصر", "ayetNo" : "49", "id" : "636", "kuranAyetNo" : "1643", "not1" : "", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Ey İsrâîloğulları!197 Hatırlayın nimetimi; üzerinize bağışladığım nimeti; ve doğrusu ben fazlalıklı kıldım sizleri âlemler203 üzerine.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya beni Ey oğulları يَا بَنِي بني 2 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 3 zkuru hatırlayın اذْكُرُوا ذكر 4 nia'metiye nimetimi نِعْمَتِيَ نعم 5 lleti ki الَّتِي - 6 en'amtu bağışladım nimeti أَنْعَمْتُ نعم 7 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 8 ve enni ve doğrusu ben وَأَنِّي - 9 feddeltukum fazlalıklı kıldım sizleri فَضَّلْتُكُمْ فضل 10 ala üzerine عَلَى - 11 l-aalemine alemler الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "122", "id" : "606", "kuranAyetNo" : "129", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve kim yüz çevirir İbrahim'in milletinden301; ancak kendi nefsine201 sefihlik304 etmiş kimsedir; ve ant olsun saflaştırdık onu (İbrahim’i) dünyada; ve doğrusu o (İbrahim) ahirette mutlak sâlihlerdendir217.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yergabu yüz çevirir يَرْغَبُ رغب 3 an   عَنْ - 4 milleti milletinden مِلَّةِ ملل 5 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ - 6 illa dışındadır إِلَّا - 7 men kimse مَنْ - 8 sefihe sefihlik etti سَفِهَ سفه 9 nefsehu kendi nefsine نَفْسَهُ نفس 10 velekadi ve ant olsun وَلَقَدِ - 11 stafeynahu saflaştırdık onu (İbrahim’i) اصْطَفَيْنَاهُ صفو 12 fi   فِي - 13 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 14 ve innehu ve doğrusu o (İbrahim) وَإِنَّهُ - 15 fi   فِي - 16 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 17 lemine mutlak لَمِنَ - 18 s-salihine salihlerdendir الصَّالِحِينَ صلح", "ayetNo" : "130", "id" : "614", "kuranAyetNo" : "137", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ya da söylersiniz ki İbrahim; ve İsmâîl; ve İshâk; ve Yakûb; ve torunlar oldular Yahudi306 ya da Nasârâlılar307; de ki: “Sizler misiniz en iyi bilen yoksa Allah mı?”; ve kim en zalimdir kimseden (ki) gizledi O’nun indinde\/katında (olan) bir şahitliği\/tanıklığı Allah’tan; ve Allah değildir gâfil310 yaptıklarınızdan.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 em ya da أَمْ - 2 tekulune söylersiniz تَقُولُونَ قول 3 inne ki إِنَّ - 4 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ - 5 ve ismaiyle ve İsmail وَإِسْمَاعِيلَ - 6 ve ishaka ve İshak وَإِسْحَاقَ - 7 ve yea'kube ve Yakub وَيَعْقُوبَ - 8 vel'esbata ve torunlar وَالْأَسْبَاطَ سبط 9 kanu oldular كَانُوا كون 10 huden Yahudi هُودًا هود 11 ev ya da أَوْ - 12 nesara Nasârâlılar نَصَارَىٰ نصر 13 kul de ki قُلْ قول 14 eentum sizler misiniz أَأَنْتُمْ - 15 ea'lemu en iyi bilen أَعْلَمُ علم 16 emi yoksa أَمِ - 17 llahu Allah mı اللَّهُ - 18 ve men ve kim وَمَنْ - 19 ezlemu en zalimdir أَظْلَمُ ظلم 20 mimmen kimseden مِمَّنْ - 21 keteme gizledi كَتَمَ كتم 22 şehadeten bir şahitliği\/tanıklığı شَهَادَةً شهد 23 indehu indinde\/katında O’nun (Allah’ın) عِنْدَهُ عند 24 mine مِنَ - 25 llahi Allah’tan اللَّهِ - 26 ve ma ve değildir وَمَا - 27 llahu Allah اللَّهُ - 28 bigafilin gafil بِغَافِلٍ غفل 29 amma عَمَّا - 30 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "140", "id" : "624", "kuranAyetNo" : "147", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve denildiği zaman onlara; tabi olun Allah'ın indirdiğine*; dediler: \"Evet! Tabi oluruz atalarımızı üzerinde bulduğumuza317”; şayet ataları onların akletmezler562 bir şey ve doğru yola kılavuzlanmazlar olmuş olsa da mı?", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 kile denildiği قِيلَ قول 3 lehumu onlara لَهُمُ - 4 ttebiu tabi olun اتَّبِعُوا تبع 5 ma   مَا - 6 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل 7 llahu Allah'ın اللَّهُ - 8 kalu dediler قَالُوا قول 9 bel Evet! بَلْ - 10 nettebiu tabi oluruz نَتَّبِعُ تبع 11 ma   مَا - 12 elfeyna bulduğumuza أَلْفَيْنَا لفو 13 aleyhi üzerinde عَلَيْهِ - 14 aba'ena atalarımızı ابَاءَنَا ابو 15 evelev şayet أَوَلَوْ - 16 kane olmuş olsa da mı كَانَ كون 17 aba'uhum ataları onların ابَاؤُهُمْ ابو 18 la   لَا - 19 yea'kilune akletmezler يَعْقِلُونَ عقل 20 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 21 ve la ve وَلَا - 22 yehtedune ve doğru yola kılavuzlanmazlar يَهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "170", "id" : "655", "kuranAyetNo" : "177", "not1" : "*Kutsal kitap.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Sakının\/uzak durun çoğu zandan314; doğrusu bir kısmı zannın314 günahtır; ve casusluk yapmayın\/gizlice bilgi edinmeye çalışmayın; ve gıybet315 etmesin bir kısmınız bir kısmı; sever mi biriniz ki yer ölü kardeşinin etini?; öyle ki iğrenç\/tiksindirici buldunuz onu; ve takvalı21 olun Allah'a; doğrusu Allah Tevvâb’tır191; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 ctenibu sakının\/uzak durun اجْتَنِبُوا جنب 5 kesiran çoğu كَثِيرًا كثر 6 mine مِنَ - 7 z-zenni zandan الظَّنِّ ظنن 8 inne doğrusu إِنَّ - 9 bea'de bir kısmı بَعْضَ بعض 10 z-zenni zannın الظَّنِّ ظنن 11 ismun bir günahtır إِثْمٌ اثم 12 ve la ve وَلَا - 13 tecessesu casusluk yapmayın\/bilgi edinmeye çalışmayın تَجَسَّسُوا جسس 14 ve la ve وَلَا - 15 yegteb gıybet etmesin يَغْتَبْ غيب 16 bea'dukum bir kısmınız بَعْضُكُمْ بعض 17 bea'dan bir kısmı بَعْضًا بعض 18 eyuhibbu sever mi? أَيُحِبُّ حبب 19 ehadukum biriniz أَحَدُكُمْ احد 20 en ki أَنْ - 21 ye'kule yer يَأْكُلَ اكل 22 lehme etini لَحْمَ لحم 23 ehihi kardeşinin أَخِيهِ اخو 24 meyten ölü مَيْتًا موت 25 fekerihtumuhu öyle ki iğrenç\/tiksindirici buldunuz onu فَكَرِهْتُمُوهُ كره 26 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 27 llahe Allah’a اللَّهَ - 28 inne doğrusu إِنَّ - 29 llahe Allah اللَّهَ - 30 tevvabun Tevvâb’tır تَوَّابٌ توب 31 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "12", "id" : "645", "kuranAyetNo" : "4622", "not1" : "", "surahName" : "Hucurât", "sureNo" : "49" }, { "ayetIe" : "Öyle ki zikredin\/hatırlayın beni; (ki) zikrederim\/hatırlarım sizleri; ve şükredin43 bana; ve kâfirlik25 etmeyin bana.", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 fezkuruni öyle ki zikredin\/hatırlayın beni فَاذْكُرُونِي ذكر 2 ezkurkum zikrederim\/hatırlarım sizleri أَذْكُرْكُمْ ذكر 3 veşkuru ve şükredin وَاشْكُرُوا شكر 4 li bana لِي - 5 ve la ve وَلَا - 6 tekfuruni kâfirlik etmeyin bana تَكْفُرُونِ كفر", "ayetNo" : "152", "id" : "631", "kuranAyetNo" : "159", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: “Olun bir Yahudi306 veya Nasârâlılar307; doğru yola kılavuzlanırsınız”; de ki: “Evet!* İbrahim'in milleti301 bir hanîftir117; ve olmuş değildi o (İbrahim) müşriklerden36”", "ayetLatin" : "#       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 kunu olun كُونُوا كون 3 huden bir Yahudi هُودًا هود 4 ev veya أَوْ - 5 nesara Nasârâlılar نَصَارَىٰ نصر 6 tehtedu doğru yola kılavuzlanırsınız تَهْتَدُوا هدي 7 kul de ki قُلْ قول 8 bel Evet! بَلْ - 9 millete milleti مِلَّةَ ملل 10 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ - 11 hanifen bir hanîf حَنِيفًا حنف 12 ve ma ve وَمَا - 13 kane olmuş değildi o كَانَ كون 14 mine مِنَ - 15 l-muşrikine müşriklerden الْمُشْرِكِينَ شرك", "ayetNo" : "135", "id" : "619", "kuranAyetNo" : "142", "not1" : "*Evet evet; siz öyle sanın.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Her bir nefis201 tadıcıdır ölümü*; sonra bize döndürülürsünüz.", "ayetLatin" : "  #        Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kullu her bir كُلُّ كلل 2 nefsin nefis نَفْسٍ نفس 3 zaikatu tadacıdır ذَائِقَةُ ذوق 4 l-mevti ölümü الْمَوْتِ موت 5 summe sonra ثُمَّ - 6 ileyna bize إِلَيْنَا - 7 turceune döndürülürsünüz تُرْجَعُونَ رجع", "ayetNo" : "57", "id" : "638", "kuranAyetNo" : "3395", "not1" : "*Her nefis ölümü zaten tatmıştır. İlk cennetten çıkarılırken ölerek çıkarıldık. Hepimiz günahkarız, hepimiz zalimiz. Ancak Yüce Allah yolunda katledilenler ve cennetlere girmeyi hak edenlere 2. ölüm yoktur. Yani du dünyada ölmezler. Sadece vefat ettirilirler. Selam yurduna\/diyarına vefat melekleri tarafından davet edilirler.", "surahName" : "Ankebût", "sureNo" : "29" }, { "ayetIe" : "Verir (Allah) hikmeti382 dilediği kimseye; ve kime verilir hikmet382; öyle ki muhakkak verildi (ona) bir hayır çokça; ve zikreder\/hatırlar değildir mantık sahipleri dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yu'ti verir (Allah) يُؤْتِي اتي 2 l-hikmete hikmeti الْحِكْمَةَ حكم 3 men kimseye مَنْ - 4 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 5 ve men ve kime وَمَنْ - 6 yu'te verilir يُؤْتَ اتي 7 l-hikmete hikmet الْحِكْمَةَ حكم 8 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 9 utiye verildi (ona) أُوتِيَ اتي 10 hayran bir hayır خَيْرًا خير 11 kesiran çokça كَثِيرًا كثر 12 ve ma ve değildir وَمَا - 13 yezzekkeru zikreder يَذَّكَّرُ ذكر 14 illa dışında إِلَّا - 15 ulu sahipleri أُولُو اول 16 l-elbabi mantık الْأَلْبَابِ لبب  ", "ayetNo" : "269", "id" : "754", "kuranAyetNo" : "276", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Bakın\/görün* ne var göklerde162 ve yerde; ve yeterli gelir değildir ayetler ve uyarılar iman47 etmeyen bir kavme\/topluluğa.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kuli de ki قُلِ قول 2 nzuru bakın\/görün انْظُرُوا نظر 3 maza ne var مَاذَا - 4 fi   فِي - 5 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو 6 vel'erdi ve yerde وَالْأَرْضِ ارض 7 vema ve değildir وَمَا - 8 tugni yeterli gelir تُغْنِي غني 9 l-ayatu ayetler الْايَاتُ ايي 10 ve nnuzuru ve uyarılar وَالنُّذُرُ نذر 11 an   عَنْ - 12 kavmin bir kavme\/topluluğa قَوْمٍ قوم 13 la   لَا - 14 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "101", "id" : "771", "kuranAyetNo" : "1463", "not1" : "*İnceleyin, araştırın.", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "Ve ne zaman barizleşti\/ortaya çıktı Câlût ve orduları onun; dediler: \"Rabbimiz! Dök\/yağdır üzerimize bir sabır51; ve sebat et\/sabitle ayaklarımızı; ve yardım et bizlere; kâfirler25 kavmine karşı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velemma ve ne zaman وَلَمَّا - 2 berazu barizleşti\/ortaya çıktı بَرَزُوا برز 3 licalute Câlût لِجَالُوتَ - 4 ve cunudihi ve orduları onun وَجُنُودِهِ جند 5 kalu dediler قَالُوا قول 6 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 7 efrig dök\/yağdır أَفْرِغْ فرغ 8 aleyna üzerimize عَلَيْنَا - 9 sabran bir sabır صَبْرًا صبر 10 ve sebbit ve sebat et\/sabitle وَثَبِّتْ ثبت 11 ekdamena ayaklarımızı أَقْدَامَنَا قدم 12 vensurna ve yardım et bizlere وَانْصُرْنَا نصر 13 ala karşı عَلَى - 14 l-kavmi kavmi الْقَوْمِ قوم 15 l-kafirine kafirler الْكَافِرِينَ كفر  ", "ayetNo" : "250", "id" : "735", "kuranAyetNo" : "257", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İşte şunlar; resûllerdir418; öyle ki faziletli kıldık onların bir kısmını onlardan bir kısma karşı; kimine kelam etti Allah; ve yükseltti (Allah) bir kısmını onların derecelerle; ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanatlar; ve destekledik onu (Îsa'yı) kutsal ruhla; velev\/eğer dileseydi Allah katletmiş olmazdı onların sonrasında (gelen) kimseler; onlara gelen beyanatlar sonrasında; velakin\/fakat ihtilafa düştüler; öyle ki onlardan kimi iman47 etti ve onlardan kimi kâfirlik25 etti; velev\/eğer dileseydi Allah katletmiş35 olmazlardı; velakin\/fakat Allah faaliyete geçirir dilediğini.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 tilke işte şunlar تِلْكَ - 2 r-rusulu resûllerdir الرُّسُلُ رسل 3 feddelna öyle ki faziletli kıldık فَضَّلْنَا فضل 4 bea'dehum bir kısmını onların بَعْضَهُمْ بعض 5 ala karşı عَلَىٰ - 6 bea'din bir kısma بَعْضٍ بعض 7 minhum onlardan مِنْهُمْ - 8 men kimine مَنْ - 9 kelleme kelam etti كَلَّمَ كلم 10 llahu Allah اللَّهُ - 11 ve rafea ve yükseltti (Allah) وَرَفَعَ رفع 12 bea'dehum bir kısmını onların بَعْضَهُمْ بعض 13 deracatin derecelerler دَرَجَاتٍ درج 14 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي 15 iysa Îsa'ya عِيسَى - 16 bne oğlu ابْنَ بني 17 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 18 l-beyyinati beyanatlar الْبَيِّنَاتِ بين 19 ve eyyednahu ve destekledik onu وَأَيَّدْنَاهُ ايد 20 biruhi ruhla بِرُوحِ روح 21 l-kudusi kutsal الْقُدُسِ قدس 22 velev velev\/eğer وَلَوْ - 23 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 24 llahu Allah اللَّهُ - 25 ma olmazdı مَا - 26 ktetele öldürmüş اقْتَتَلَ قتل 27 ellezine kimseler الَّذِينَ - 28 min   مِنْ - 29 bea'dihim sonrasında onların بَعْدِهِمْ بعد 30 min   مِنْ - 31 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 32 ma   مَا - 33 ca'ethumu gelen onlara جَاءَتْهُمُ جيا 34 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين 35 velakini velakin\/fakat وَلَٰكِنِ - 36 htelefu ihtilafa düştüler اخْتَلَفُوا خلف 37 feminhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ - 38 men kimi مَنْ - 39 amene iman etti امَنَ امن 40 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ - 41 men kimi مَنْ - 42 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر 43 velev velev\/eğer وَلَوْ - 44 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 45 llahu Allah اللَّهُ - 46 ma olmazlardı مَا - 47 ktetelu katlemiş اقْتَتَلُوا قتل 48 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 49 llahe Allah اللَّهَ - 50 yef'alu faaliyete geçirir يَفْعَلُ فعل 51 ma   مَا - 52 yuridu dilediğini يُرِيدُ رود  ", "ayetNo" : "253", "id" : "738", "kuranAyetNo" : "260", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve anneler emzirirler evlatlarını iki tam yıl*; kimse** içindir; istedi ki tamamlar emzirmeyi; ve evlat sahibi (baba) olanadır rızıkları (annelerin) ve giyecekleri (annelerin) marufla291; külfete sokulmaz bir nefis201 kapasitesi dışında; zarara sokulmaz bir anne evladıyla; ve ne de evlat sahibi (baba) olan evladıyla; ve varislerin\/mirasçıların üzerinedir misli\/benzeri bunun; öyle ki eğer istedilerse (anne-baba) kesmek\/ayırmak (sütten) o ikisinden (anne-baba) (olan) bir rızadan ve bir danışmadan (sonra); öyle ki olmaz bir günah o ikisi (anne-baba) üzerine; ve eğer isterseniz ki emzirtmek (süt anneye) evlatlarınızı; öyle ki olmaz bir günah üzerinize; selamladığınız zaman verdiğiniz (-le) (karşılığıyla), marufla291; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah yaptığınızı görendir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velvelidatu ve anneler وَالْوَالِدَاتُ ولد 2 yurdia'ne emzirirler يُرْضِعْنَ رضع 3 evladehunne evlatlarını أَوْلَادَهُنَّ ولد 4 havleyni iki yıl حَوْلَيْنِ حول 5 kamileyni tam كَامِلَيْنِ كمل 6 limen kimse içindir لِمَنْ - 7 erade istedi أَرَادَ رود 8 en ki أَنْ - 9 yutimme tamamlar يُتِمَّ تمم 10 r-radaate emzirmeyi الرَّضَاعَةَ رضع 11 ve ala ve وَعَلَى - 12 l-mevludi evlat sahibi (olan) الْمَوْلُودِ ولد 13 lehu onadır (babaların) لَهُ - 14 rizkuhunne rızıkları onların (annelerin) رِزْقُهُنَّ رزق 15 ve kisve tuhunne ve giyecekleri onların (annelerin) وَكِسْوَتُهُنَّ كسو 16 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 17 la   لَا - 18 tukellefu külfete sokulmaz تُكَلَّفُ كلف 19 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس 20 illa dışında إِلَّا - 21 vus'aha kapasitesi وُسْعَهَا وسع 22 la   لَا - 23 tudarra zarara sokulmaz تُضَارَّ ضرر 24 velidetun bir anne وَالِدَةٌ ولد 25 bivelediha evladıyla بِوَلَدِهَا ولد 26 ve la ve ne de وَلَا - 27 mevludun evlat sahibi (baba) مَوْلُودٌ ولد 28 lehu olan لَهُ - 29 biveledihi evladıyla بِوَلَدِهِ ولد 30 ve ala ve üzerindedir وَعَلَى - 31 l-varisi varislerin\/mirasçıların الْوَارِثِ ورث 32 mislu misli\/benzeri مِثْلُ مثل 33 zalike bunun ذَٰلِكَ - 34 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 35 erada istedilerse أَرَادَا رود 36 fisalen kesmek\/ayırmak فِصَالًا فصل 37 an   عَنْ - 38 teradin bir rızadan تَرَاضٍ رضو 39 minhuma o ikisinden (anne-baba) مِنْهُمَا - 40 ve teşavurin ve bir danışma وَتَشَاوُرٍ شور 41 fela öyle ki olmaz فَلَا - 42 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 43 aleyhima o ikisi (anne-baba) üzerine عَلَيْهِمَا - 44 ve in ve eğer وَإِنْ - 45 eradtum isterseniz أَرَدْتُمْ رود 46 en ki أَنْ - 47 testerdiu emzirtmek (süt anneye) تَسْتَرْضِعُوا رضع 48 evladekum evlatlarınızı أَوْلَادَكُمْ ولد 49 fela öyle ki olmaz فَلَا - 50 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 51 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 52 iza zaman إِذَا - 53 sellemtum selamladınız سَلَّمْتُمْ سلم 54 ma   مَا - 55 ateytum verdiğiniz (-le) (karşılığıyla) اتَيْتُمْ اتي 56 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 57 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 58 llahe Allah'a اللَّهَ - 59 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 60 enne ki أَنَّ - 61 llahe Allah اللَّهَ - 62 bima   بِمَا - 63 tea'melune yaptığınızı تَعْمَلُونَ عمل 64 besirun görendir بَصِيرٌ بصر  ", "ayetNo" : "233", "id" : "720", "kuranAyetNo" : "240", "not1" : "*Kur'an'ın 2 yıl emzirmeyi önermesi büyük bir mucizedir. Dünya Sağlık Cemiyeti (WHO) emzirmenin 2 yıl olması gerektiğini bilimsel verilerle önermektedir. İnsan cenininin ruhu ne zaman veriliyor? Kuran 2 yıl emzirme öneriyor. **Kimse edatı kadın ve erkek fark etmeksizin kullanılır. Ayette kadınlar için kullanıldığına güzel bir örnek vardır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Mükellef kılmaz Allah bir nefse201 kendi kapasitesi dışında; onadır (o nefsedir) kazandığı; ve aleyhinedir (o nefsin) kazandığı; \"Rabbimiz! Tutma bizleri (mükellef) eğer unutursak ya da hata edersek; Rabbimiz! Ve yükleme üzerimize bir ağırlık; bizden öncekilerden kimselerin üzerine yüklediğin gibi; Rabbimiz! Ve yükleme bizlere, kendisine takat\/dayanma gücü olmayanı bizlere; ve affet bizleri; ve mağfiret et bizlere; ve rahmet et bizlere; sensin Mevlâmız68; öyle ki yardım et bizlere kâfirler kavmine\/toplumuna karşı.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la   لَا - 2 yukellifu mükellef kılmaz يُكَلِّفُ كلف 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 nefsen bir nefse نَفْسًا نفس 5 illa dışında إِلَّا - 6 vus'aha kendi kapasitesi وُسْعَهَا وسع 7 leha onadır (o nefsedir) لَهَا - 8 ma   مَا - 9 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب 10 ve aleyha ve aleyhinedir (o nefsin) وَعَلَيْهَا - 11 ma   مَا - 12 ktesebet kazandığı اكْتَسَبَتْ كسب 13 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 14 la   لَا - 15 tu'ahizna tutma bizleri (mükellef) تُؤَاخِذْنَا اخذ 16 in eğer إِنْ - 17 nesina unutursak نَسِينَا نسي 18 ev ya da أَوْ - 19 ehta'na hata edersek أَخْطَأْنَا خطا 20 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 21 ve la ve  وَلَا - 22 tehmil yükleme تَحْمِلْ حمل 23 aleyna üzerimize عَلَيْنَا - 24 isran bir ağırlık إِصْرًا اصر 25 kema gibi كَمَا - 26 hameltehu yüklediğin حَمَلْتَهُ حمل 27 ala üzerine عَلَى - 28 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 29 min   مِنْ - 30 kablina bizden öncekilerden قَبْلِنَا قبل 31 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 32 vela ve وَلَا - 33 tuhammilna yükleme bizlere تُحَمِّلْنَا حمل 34 ma   مَا - 35 la olmayanı لَا - 36 takate takat طَاقَةَ طوق 37 lena bizlere لَنَا - 38 bihi kendisine بِهِ - 39 vea'fu ve affet وَاعْفُ عفو 40 anna bizleri عَنَّا - 41 vegfir ve mağfiret et وَاغْفِرْ غفر 42 lena bizlere لَنَا - 43 verhamna ve rahmet et bizlere وَارْحَمْنَا رحم 44 ente sen أَنْتَ - 45 mevlana mevlamızsın مَوْلَانَا ولي 46 fensurna öyle ki yardım et bizlere فَانْصُرْنَا نصر 47 ala karşı عَلَى - 48 l-kavmi kavmine\/toplumuna الْقَوْمِ قوم 49 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "286", "id" : "770", "kuranAyetNo" : "293", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "O ki indirdi sana kitabı*; ondan (kitaptan) ayetler muhkemlenmiştir392; onlar (muhkemlenmiş ayetler) anasıdır** kitabın*; ve diğerleri (diğer ayetler) müteşabihlerdir90; öyle ki ancak kalplerinde bir eğrilik (olan) kimseler; öyle ki tabi olurlar ondan (kitaptan) müteşabihleşene90; aranandır (o kimse) fitne332; ve (fitneyi) aranandır (o kimse) onun (kitabın) tevilinde401; ve bilir değildir onun (kitabın) tevilini401 Allah ve ilimde derinleşenler\/sağlam kök salanlar dışında; derler: \"İman47 ettik ona* (kitaba); hepsi Rabbimiz4 katındandır\/indindendir\"; zikreder\/hatırlar değildir mantık sahipleri haricinde.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 huve O هُوَ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل 4 aleyke sana عَلَيْكَ - 5 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 6 minhu ondan مِنْهُ - 7 ayatun ayetler ايَاتٌ ايي 8 muhkematun muhkemleşmiştirler مُحْكَمَاتٌ حكم 9 hunne onlar هُنَّ - 10 ummu anasıdır أُمُّ امم 11 l-kitabi kitabın الْكِتَابِ كتب 12 ve uharu ve diğerleri وَأُخَرُ اخر 13 muteşabihatun müteşabihtirler مُتَشَابِهَاتٌ شبه 14 feemma öyle ki ancak فَأَمَّا - 15 ellezine kimseler الَّذِينَ - 16 fi   فِي - 17 kulubihim kalblerinde قُلُوبِهِمْ قلب 18 zeygun eğrilik زَيْغٌ زيغ 19 feyettebiune öyle ki tabi olurlar فَيَتَّبِعُونَ تبع 20 ma   مَا - 21 teşabehe müteşabihleşmişe تَشَابَهَ شبه 22 minhu ondan (kitaptan) مِنْهُ - 23 btiga'e arananlardır ابْتِغَاءَ بغي 24 l-fitneti fitne الْفِتْنَةِ فتن 25 vebtiga'e ve arananlardır وَابْتِغَاءَ بغي 26 te'vilihi tevilinde onun (kitabın) تَأْوِيلِهِ اول 27 ve ma ve değildir وَمَا - 28 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 29 te'vilehu tevilini onun (kitabın) تَأْوِيلَهُ اول 30 illa ancak إِلَّا - 31 llahu Allah اللَّهُ - 32 ve rrasihune ve kök salanlar وَالرَّاسِخُونَ رسخ 33 fi   فِي - 34 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم 35 yekulune derler يَقُولُونَ قول 36 amenna iman ettik امَنَّا امن 37 bihi ona (kitaba) بِهِ - 38 kullun hepsi كُلٌّ كلل 39 min   مِنْ - 40 indi indindendir\/katındandır عِنْدِ عند 41 rabbina Rabbimiz رَبِّنَا ربب 42 ve ma ve değildir وَمَا - 43 yezzekkeru zikreder يَذَّكَّرُ ذكر 44 illa dışında إِلَّا - 45 ulu sahipleri أُولُو اول 46 l-elbabi mantık الْأَلْبَابِ لبب", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "", "id" : "780", "kuranAyetNo" : "300", "not1" : "*Kur'an. **Ana yasasıdır. Omurgasıdır.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Şeytân29 vaat eder sizlere fakirliği; ve emreder200 sizlere fahşayı81; ve Allah vaat eder sizlere bir mağfiret319 kendinden; ve bir fazl\/fazilet; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 2 yeidukumu vaat eder sizlere يَعِدُكُمُ وعد 3 l-fekra fakirliği الْفَقْرَ فقر 4 ve ye'murukum ve emreder sizlere وَيَأْمُرُكُمْ امر 5 bil-fehşa'i fahşayı بِالْفَحْشَاءِ فحش 6 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 7 yeidukum vaat eder  sizlere يَعِدُكُمْ وعد 8 megfiraten mağfiret مَغْفِرَةً غفر 9 minhu kendinden مِنْهُ - 10 ve fedlen ve bir fazl\/fazilet وَفَضْلًا فضل 11 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 12 vasiun Vâsi’dir وَاسِعٌ وسع 13 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "268", "id" : "753", "kuranAyetNo" : "275", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İster mi biriniz ki olur ona bir cennet379; hurmalardan ve üzümlerden; akar onun (cennetin) altından nehirler ona (kimseye); içindedir onun (cennetin) her bir meyveden; ve isabet etti ona (kimseye) yaşlılık\/ihtiyarlık; ve ondadır (kimsededir) acizler\/güçsüzler (olan) bir zürriyet380; öyle ki isabet etti ona (cennete) bir kasırga\/hortum381; ondadır (kasırgadadır\/hortumundadır) bir ateş381; öyle ki yaktı kül etti; işte böyledir; beyan eder Allah sizlere ayetleri; belki sizler derinlemesine fikir yürütürsünüz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eyeveddu ister mi أَيَوَدُّ ودد 2 ehadukum birisi sizlerden أَحَدُكُمْ احد 3 en ki أَنْ - 4 tekune olur تَكُونَ كون 5 lehu ona لَهُ - 6 cennetun bir cennet جَنَّةٌ جنن 7 min   مِنْ - 8 nehilin hurmalardan نَخِيلٍ نخل 9 ve ea'nabin ve üzümlerden وَأَعْنَابٍ عنب 10 tecri akar تَجْرِي جري 11 min   مِنْ - 12 tehtiha onun (cennetin) altından تَحْتِهَا تحت 13 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 14 lehu ona (kimseye) لَهُ - 15 fiha içindedir onun (cennetin) فِيهَا - 16 min   مِنْ - 17 kulli her bir كُلِّ كلل 18 s-semerati meyveden الثَّمَرَاتِ ثمر 19 ve esâbehul ve isabet eder ona وَأَصَابَهُ صوب 20 l-kiberu yaşlılık\/ihtiyarlık الْكِبَرُ كبر 21 ve lehu ve ondadır ذُرِّيَّةٌ ذرر 22 zurriyyetun zürriyet     23 duafa'u acizler\/güçsüzler ضُعَفَاءُ ضعف 24 feesabeha öyle ki isabet etti ona (cennete) فَأَصَابَهَا صوب 25 ia'sarun bir kasırga\/hortum إِعْصَارٌ عصر 26 fihi ondadır (kasırganın\/hortumun) فِيهِ - 27 narun bir ateş نَارٌ نور 28 fehterakat öyle ki yakar فَاحْتَرَقَتْ حرق 29 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 30 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين 31 llahu Allah اللَّهُ - 32 lekumu sizlere لَكُمُ - 33 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 34 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 35 tetefekkerune derinlemesine fikir yürütürsünüz تَتَفَكَّرُونَ فكر  ", "ayetNo" : "266", "id" : "751", "kuranAyetNo" : "273", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve boşanmışlar (kadınlar) bekletirler nefislerini üç mens\/âdet; ve helal olmaz onlara ki gizlerler Allah'ın rahimlerinde yarattığını; eğer olduysalar iman47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; ve kocalarına daha haktır döndürmeye onları (kadınları) bunun içinde (bekleme süresinde) eğer istedilerse bir ıslah316; ve onlaradır (kadınlaradır) benzeri (erkeklere verilen hak) ki onlar (kadınlar) üzerine maruf291 (olan); ve adamlar içindir onlar (kadınlar) üzerine bir derece*; ve Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velmutallekatu ve boşanmışlar (kadınlar) وَالْمُطَلَّقَاتُ طلق 2 yeterabbesne beklerler يَتَرَبَّصْنَ ربص 3 bienfusihinne nefisleriyle بِأَنْفُسِهِنَّ نفس 4 selasete üç ثَلَاثَةَ ثلث 5 kuru'in mens\/âdet قُرُوءٍ قرا 6 ve la ve وَلَا - 7 yehillu helal olmaz يَحِلُّ حلل 8 lehunne onlara لَهُنَّ - 9 en ki أَنْ - 10 yektumne gizlerler يَكْتُمْنَ كتم 11 ma   مَا - 12 haleka yarattığını خَلَقَ خلق 13 llahu Allah'ın اللَّهُ - 14 fi   فِي - 15 erhamihinne rahimlerinde onların أَرْحَامِهِنَّ رحم 16 in eğer إِنْ - 17 kunne olduysalar كُنَّ كون 18 yu'minne iman ederler يُؤْمِنَّ امن 19 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 20 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 21 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 22 ve buuletuhunne ve kocalarına onların وَبُعُولَتُهُنَّ بعل 23 ehakku daha haktır أَحَقُّ حقق 24 biraddihinne döndürmeye onları بِرَدِّهِنَّ ردد 25 fi   فِي - 26 zalike bunun içinde ذَٰلِكَ - 27 in eğer إِنْ - 28 eradu istedilerse أَرَادُوا رود 29 islahen bir ıslah إِصْلَاحًا صلح 30 velehunne ve onlara (kadınlaradır) وَلَهُنَّ - 31 mislu benzeri مِثْلُ مثل 32 llezi ki الَّذِي - 33 aleyhinne onlara (kadınlar) üzerine عَلَيْهِنَّ - 34 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 35 velirricali ve adamlar için وَلِلرِّجَالِ رجل 36 aleyhinne onlar (kadınlar) üzerine عَلَيْهِنَّ - 37 deracetun bir derece دَرَجَةٌ درج 38 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 39 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز 40 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم  ", "ayetNo" : "228", "id" : "715", "kuranAyetNo" : "235", "not1" : "*Bekleme süresinde eski eşlerle yeniden evlenme konusunda erkeklerin eski eşleri üzerinde bir derecesi vardır. ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Boşa çıkarmayın sadakalarınızı378; minnetle* (minnete neden olarak) ve eziyetle**(eziyete neden olarak); kimse gibi (ki) infak6 eder malını insanlara gösteriş (-le) ; iman47 etmez Allah'a ve ahiret gününe; öyle ki misali onun (kimsenin) misali gibidir saf\/düz bir kaya; üzerinde onun (kayanın) turabin\/toz; öyle ki isabet eder ona (kayaya) bir sağanak ; öyle ki bırakır onu semsert\/yaşamsız; güç yetiremez (o kimse) kazandıklarından bir şey üzerine; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz kâfirler25 kavmini\/toplumunu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 tubtilu boşa çıkarmayın تُبْطِلُوا بطل 6 sadekatikum sadakalarınızı صَدَقَاتِكُمْ صدق 7 bil-menni minnetle بِالْمَنِّ منن 8 vel'eza ve eziyetle وَالْأَذَىٰ اذي 9 kallezi kimseler gibi كَالَّذِي - 10 yunfiku infak eder يُنْفِقُ نفق 11 malehu malını مَالَهُ مول 12 ria'e gösteriş (-le) رِئَاءَ راي 13 n-nasi insanlara النَّاسِ نوس 14 ve la   وَلَا - 15 yu'minu iman etmez يُؤْمِنُ امن 16 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 17 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 18 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 19 femeseluhu öyleki misali onun فَمَثَلُهُ مثل 20 kemeseli misali gibidir كَمَثَلِ مثل 21 safvanin saf\/düz bir kaya صَفْوَانٍ صفو 22 aleyhi üzerinde onun عَلَيْهِ - 23 turabun toz تُرَابٌ ترب 24 feesabehu öyle ki isabet eder ona فَأَصَابَهُ صوب 25 vabilun bir sağanak وَابِلٌ وبل 26 feterakehu öyleki bırakır onu فَتَرَكَهُ ترك 27 salden semsert\/yaşamsız صَلْدًا صلد 28 la   لَا - 29 yekdirune güç yetiremez يَقْدِرُونَ قدر 30 ala üzerine عَلَىٰ - 31 şey'in bir şeye شَيْءٍ شيا 32 mimma   مِمَّا - 33 kesebu kazandıklarından كَسَبُوا كسب 34 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 35 la   لَا - 36 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي 37 l-kavme kavmini\/toplumunu الْقَوْمَ قوم 38 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر  ", "ayetNo" : "264", "id" : "749", "kuranAyetNo" : "271", "not1" : "*Minnet duyulması amacıyla yaparak. Minnet bekleyerek.  **Sıkıntı, eziyet, huzursuzluk vererek.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu halifeliği\/ardışık gelişi gece ve gündüzün; ve yarattığı Allah'ın göklerde ve yerde; mutlak ayetlerdir237 bir kavim\/toplum için (ki) takvalı olurlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 fi   فِي - 3 htilafi halifeliği\/yerine geçmesi اخْتِلَافِ خلف 4 l-leyli gece اللَّيْلِ ليل 5 ve nnehari ve gündüzün وَالنَّهَارِ نهر 6 ve ma ve وَمَا - 7 haleka yarattığı خَلَقَ خلق 8 llahu Allah'ın اللَّهُ - 9 fi   فِي - 10 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو 11 vel'erdi ve yerde وَالْأَرْضِ ارض 12 layatin mutlak ayetlerdir لَايَاتٍ ايي 13 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 14 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "6", "id" : "772", "kuranAyetNo" : "1368", "not1" : "", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "Ve dedi onlara kendi nebileri132; \"Doğrusu Allah muhakkak görevlendirdi sizlere Tâlût'u; bir melik (olarak); dediler: \"Nasıl olur ona (Tâlût'a) (bir) mülk\/hükümdarlık üzerimize; ve bizlere daha haktır mülk\/hükümdarlık ondan (Tâlût'tan); ve asla verilmedi (ona) maldan bir genişlik\"; dedi (nebi): \"Doğrusu Allah saflaştırıp seçti onu (Tâlût'u) üzerinize; ve artırdı ona (Tâlût'a) bolca, ilimde ve cisimde\/vücutta; ve Allah verir kendi mülkünü dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kale ve dedi ki وَقَالَ قول 2 lehum onlara لَهُمْ - 3 nebiyyuhum kendi nebileri نَبِيُّهُمْ نبا 4 inne doğrusu إِنَّ - 5 llahe Allah اللَّهَ - 6 kad muhakkak قَدْ - 7 bease görevlendirdi بَعَثَ بعث 8 lekum sizlere لَكُمْ - 9 talute Talut'u طَالُوتَ - 10 meliken bir melik مَلِكًا ملك 11 kalu dediler قَالُوا قول 12 enna nasıl أَنَّىٰ اني 13 yekunu olur يَكُونُ كون 14 lehu ona لَهُ - 15 l-mulku mülk الْمُلْكُ ملك 16 aleyna üzerimize عَلَيْنَا - 17 venehnu ve bizlere وَنَحْنُ - 18 ehakku daha haktır أَحَقُّ حقق 19 bil-mulki mülkü بِالْمُلْكِ ملك 20 minhu ondan مِنْهُ - 21 velem ve asla وَلَمْ - 22 yu'te verilmedi يُؤْتَ اتي 23 seaten genişlik سَعَةً وسع 24 mine -dan مِنَ - 25 l-mali mal- الْمَالِ مول 26 kale dedi قَالَ قول 27 inne doğrusu إِنَّ - 28 llahe Allah اللَّهَ - 29 stafahu saflaştırıp seçti onu اصْطَفَاهُ صفو 30 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 31 ve zadehu ve artırdı ona وَزَادَهُ زيد 32 bestaten bolca بَسْطَةً بسط 33 fi   فِي - 34 l-ilmi ilimde الْعِلْمِ علم 35 velcismi ve cisimde\/vücutta وَالْجِسْمِ جسم 36 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 37 yu'ti verir يُؤْتِي اتي 38 mulkehu kendi mülkünü مُلْكَهُ ملك 39 men kimseye مَنْ - 40 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 41 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 42 vasiun Vâsi’dir وَاسِعٌ وسع 43 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "247", "ayetNot" : "", "id" : "732", "kuranAyetNo" : "254", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Huyu\/alışkanlığı gibidir firavun ailesinin\/taraftarlarının ; ve onlardan önceki kimselerin (de); yalanladılar onlar ayetlerimizi195; öyle ki tuttu\/yakaladı onları Allah günahlarıyla; ve Allah şiddetlidir akabinde*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kede'bi huyu gibidir كَدَأْبِ داب 2 ali ailesi\/taraftarları الِ اول 3 fir'avne firavun فِرْعَوْنَ - 4 vellezine ve kimselerin وَالَّذِينَ - 5 min   مِنْ - 6 kablihim onlardan önceki قَبْلِهِمْ قبل 7 kezzebu yalanladılar onlar كَذَّبُوا كذب 8 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 9 feehazehumu öyle ki tuttu\/yakaladı فَأَخَذَهُمُ اخذ 10 llahu Allah اللَّهُ - 11 bizunubihim günahlarıyla بِذُنُوبِهِمْ ذنب 12 vallahu ve Allah'ın وَاللَّهُ - 13 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد 14 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب", "ayetNo" : "11", "ayetNot" : "", "id" : "784", "kuranAyetNo" : "304", "not1" : "*Arkasında, ardında.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kim (ki) o kimse borç verir123 Allah'a güzel bir borç; öyle ki katlar (Allah) onu (borcun karşılığını) ona (kimseye); çokça katlamalar (-la); ve Allah sıkar\/daraltır; ve yayar\/genişletir; ve O’na döndürülürsünüz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 men kimdir مَنْ - 2 za   ذَا - 3 llezi o kimse الَّذِي - 4 yukridu borç verir يُقْرِضُ قرض 5 llahe Allah'a اللَّهَ - 6 kardan bir borcu قَرْضًا قرض 7 hasenen güzel حَسَنًا حسن 8 feyudaifehu öyle ki katlar onu فَيُضَاعِفَهُ ضعف 9 lehu ona لَهُ - 10 ed'aafen bir katlama أَضْعَافًا ضعف 11 kesiraten çokça كَثِيرَةً كثر 12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 13 yekbidu sıkar\/daraltır يَقْبِضُ قبض 14 ve yebsutu ve yayar\/genişletir وَيَبْسُطُ بسط 15 ve ileyhi ve O’na وَإِلَيْهِ - 16 turceune döndürülürsünüz تُرْجَعُونَ رجع  ", "ayetNo" : "245", "id" : "730", "kuranAyetNo" : "252", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Allah velisidir28 iman47 etmiş kimselerin; çıkarır (Allah) onları karanlıklardan nura\/aydınlığa doğru; ve kâfirlik25 etmiş kimselerin kendi velileri28 tâgûttur375; çıkarırlar onları nurdan\/aydınlıktan karanlıklara doğru; işte bunlar; ashabıdır nar\/ateş; onlar orada (cehennemde) ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 allahu Allah اللَّهُ - 2 veliyyu velisidir وَلِيُّ ولي 3 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 4 amenu iman ettiler امَنُوا امن 5 yuhricuhum çıkarır (Allah) onları يُخْرِجُهُمْ خرج 6 mine   مِنَ - 7 z-zulumati karanlıklardan الظُّلُمَاتِ ظلم 8 ila doğru إِلَى - 9 n-nuri nura\/aydınlığa النُّورِ نور 10 vellezine ve kimselerin وَالَّذِينَ - 11 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 12 evliya'uhumu velileri onları أَوْلِيَاؤُهُمُ ولي 13 t-ttagutu tağuttur الطَّاغُوتُ طغي 14 yuhricunehum çıkarırlar onları يُخْرِجُونَهُمْ خرج 15 mine   مِنَ - 16 n-nuri nurda\/aydınlıktan النُّورِ نور 17 ila doğru إِلَى - 18 z-zulumati karanlıklara الظُّلُمَاتِ ظلم 19 ulaike İşte bunlar أُولَٰئِكَ - 20 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب 21 n-nari ateş النَّارِ نور 22 hum onlar هُمْ - 23 fiha orada (cehennemde) فِيهَا - 24 halidune ölümsüz خَالِدُونَ خلد  ", "ayetNo" : "257", "id" : "742", "kuranAyetNo" : "264", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) infak6 ederler mallarını Allah yolunda336; sonra tabi etmezler infak6 ettiklerini bir minnete ve de bir eziyete; onlaradır ecirleri* Rableri4 indinde\/katında; ve yoktur bir korku onların üzerine; ve onlar hüzünlenmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yunfikune infak eden يُنْفِقُونَ نفق 3 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول 4 fi   فِي - 5 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 6 llahi Allah اللَّهِ - 7 summe sonra ثُمَّ - 8 la   لَا - 9 yutbiune tabi etmezler يُتْبِعُونَ تبع 10 ma   مَا - 11 enfeku infak ettiklerini أَنْفَقُوا نفق 12 mennen bir minnete مَنًّا منن 13 ve la   وَلَا - 14 ezen ve de bir eziyete أَذًى اذي 15 lehum onlaradır لَهُمْ - 16 ecruhum ecirleri أَجْرُهُمْ اجر 17 inde indinde عِنْدَ عند 18 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب 19 ve la ve yoktur وَلَا - 20 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 21 aleyhim onların üzerine عَلَيْهِمْ - 22 ve la ve وَلَا - 23 hum onlar هُمْ - 24 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن  ", "ayetNo" : "262", "id" : "747", "kuranAyetNo" : "269", "not1" : "*Karşılık.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer asla faaliyete geçmezseniz; öyle ki farkına varın bir harbin Allah’tan ve resûlünden418*; ve eğer tevbe33 ederseniz; öyle ki sizleredir malınızın başlangıcı; haksızlık etmezsiniz; haksızlık edilmezsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 2 lem asla لَمْ - 3 tef'alu faaliyete geçmezseniz تَفْعَلُوا فعل 4 fe'zenu öyle ki farkına varın  فَأْذَنُوا اذن 5 biharbin bir harbin بِحَرْبٍ حرب 6 mine   مِنَ - 7 llahi Allah’tan اللَّهِ - 8 ve rasulihi ve resulünden وَرَسُولِهِ رسل 9 ve in ve eğer وَإِنْ - 10 tubtum tevbe ederseniz تُبْتُمْ توب 11 felekum öyle ki sizleredir فَلَكُمْ - 12 ru'usu başlangıç رُءُوسُ راس 13 emvalikum malınız أَمْوَالِكُمْ مول 14 la   لَا - 15 tezlimune haksızlık etmezsiniz تَظْلِمُونَ ظلم 16 ve la   وَلَا - 17 tuzlemune haksızlık edilmezsiniz تُظْلَمُونَ ظلم", "ayetNo" : "279", "id" : "763", "kuranAyetNo" : "286", "not1" : "*Kamu gücü ribaya savaş açar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Fakirler\/fukaralar içindir (infak); Allah yolunda336 kuşatılmış* kimseyedir; tabi olmazlar bir darba (ayakları vurmaya yere\/seyahate) yerde; sanır cahil (onları) zengin; iffetlerinden (dolayı); tanırsın onları simalarıyla; sual etmezler\/sormazlar insanlara sırnaşıkça; ve infak6 ettiğiniz bir hayırdan öyle ki doğrusu Allah bilendir onu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lilfukara'i fakirler\/fukaralar içindir لِلْفُقَرَاءِ فقر 2 ellezine kimselere الَّذِينَ - 3 uhsiru kuşatıldı أُحْصِرُوا حصر 4 fi   فِي - 5 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 6 llahi Allah اللَّهِ - 7 la   لَا - 8 yestetiune tabi olmazlar يَسْتَطِيعُونَ طوع 9 derben bir darba (ayakları vurmaya yere\/seyahate) ضَرْبًا ضرب 10 fi   فِي - 11 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 12 yehsebuhumu hesap eder\/sanar يَحْسَبُهُمُ حسب 13 l-cahilu cahil الْجَاهِلُ جهل 14 egniya'e zengin أَغْنِيَاءَ غني 15 mine   مِنَ - 16 t-teaffufi iffetlerinden التَّعَفُّفِ عفف 17 tea'rifuhum tanırsın onları تَعْرِفُهُمْ عرف 18 bisimahum simalarıyla بِسِيمَاهُمْ سوم 19 la   لَا - 20 yeselune sual etmezler\/sormazlar يَسْأَلُونَ سال 21 n-nase insanlara النَّاسَ نوس 22 ilhafen sırnaşık\/ısrarcı إِلْحَافًا لحف 23 ve ma ve وَمَا - 24 tunfiku infak ettiğiniz تُنْفِقُوا نفق 25 min مِنْ - 26 hayrin bir hayırdan خَيْرٍ خير 27 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 28 llahe Allah اللَّهَ - 29 bihi onu بِهِ - 30 alimun bilendir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "273", "id" : "758", "kuranAyetNo" : "280", "not1" : "*Baskı ve zulümle rızkını arayamaz, kazanamaz olmuş; fakirleştirilmiş. Eli ayağı bağlanmış.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Yoktur ikrâh374 dinde122; muhakkak beyan226 oldu doğruluk sapkınlıktan; öyle ki kim kâfirlik25 eder tâgûta375; ve iman47 eder Allah'a; muhakkak ki kaptı sapasağlam bir kulp; yoktur çatlak ona; ve Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la yoktur لَا - 2 ikrahe ikrah إِكْرَاهَ كره 3 fi   فِي - 4 d-dini dinde الدِّينِ دين 5 kad muhakkak قَدْ - 6 tebeyyene beyan oldu تَبَيَّنَ بين 7 r-ruşdu olgunluk\/doğruluk الرُّشْدُ رشد 8 mine   مِنَ - 9 l-gayyi sapkınlıktan الْغَيِّ غوي 10 femen öyle ki kim فَمَنْ - 11 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر 12 bit-taguti tağuta بِالطَّاغُوتِ طغي 13 ve yu'min ve iman eder وَيُؤْمِنْ امن 14 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 15 fekadi muhakkak ki o فَقَدِ - 16 stemseke kaptı اسْتَمْسَكَ مسك 17 bil-urveti bir kulpa بِالْعُرْوَةِ عرو 18 l-vuska sapasağlam الْوُثْقَىٰ وثق 19 la olmaz لَا - 20 nfisame çatlak انْفِصَامَ فصم 21 leha ona لَهَا - 22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 23 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع 24 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "256", "id" : "741", "kuranAyetNo" : "263", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dedi onlara nebileri132: \"Doğrusu onun hükümdarlığının ayeti287 gelmesidir sizlere tabutun; ondadır bir sakinlik\/dinginlik Rabbinizden4; ve bir bakiye\/kalan Musa ailesinin ve Harun ailesinin geride bıraktığından; yüklendi onu melekler366; doğrusu bundadır mutlak bir ayet287 sizlere; eğer olduysanız müminler27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 2 lehum onlara لَهُمْ - 3 nebiyyuhum nebileri نَبِيُّهُمْ نبا 4 inne doğrusu إِنَّ - 5 ayete ayeti ايَةَ ايي 6 mulkihi onun hükümdarlığının مُلْكِهِ ملك 7 en ki أَنْ - 8 ye'tiyekumu getirir sizlere يَأْتِيَكُمُ اتي 9 t-tabutu tabutu التَّابُوتُ - 10 fihi ondadır فِيهِ - 11 sekinetun bir sakinlik سَكِينَةٌ سكن 12 min   مِنْ - 13 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 14 ve bekiyyetun ve bir bakiye\/kalan وَبَقِيَّةٌ بقي 15 mimma -ndan مِمَّا - 16 terake geride bıraktığından تَرَكَ ترك 17 alu ailesinin الُ اول 18 musa Musa مُوسَىٰ - 19 ve alu ve ailesinin وَالُ اول 20 harune Harun هَارُونَ - 21 tehmiluhu yüklendi onu تَحْمِلُهُ حمل 22 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك 23 inne doğrusu إِنَّ - 24 fi   فِي - 25 zalike bundadır ذَٰلِكَ - 26 layeten mutlak bir ayet لَايَةً ايي 27 lekum sizlere لَكُمْ - 28 in eğer إِنْ - 29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 30 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن  ", "ayetNo" : "248", "ayetNot" : "", "id" : "733", "kuranAyetNo" : "255", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sabredenlerdir51; ve sâdıklardır182; ve kanaat398 edenlerdir; ve infak6 edenlerdir; ve istiğfar396 edenlerdir seherlerde397.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 es-sabirine sabredenlerdir الصَّابِرِينَ صبر 2 ve ssadikine ve sadıklardır وَالصَّادِقِينَ صدق 3 velkanitine ve kanaat edenlerdir وَالْقَانِتِينَ قنت 4 velmunfikine ve infak edenlerdir وَالْمُنْفِقِينَ نفق 5 velmustegfirine ve istiğfar edenlerdir وَالْمُسْتَغْفِرِينَ غفر 6 bil-eshari seherlerde بِالْأَسْحَارِ سحر", "ayetNo" : "17", "ayetNot" : "", "id" : "790", "kuranAyetNo" : "310", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Allah’tır; yoktur ilâh74 O’nun dışında; Hayy’dır371; Kayyûm’dur372.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 allahu Allah’tır اللَّهُ - 2 la yoktur لَا - 3 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 4 illa dışında إِلَّا - 5 huve O’nun هُوَ - 6 l-hayyu Hayy’dır. الْحَيُّ حيي 7 l-kayyumu Kayyum’dur. الْقَيُّومُ قوم", "ayetNo" : "2", "id" : "775", "kuranAyetNo" : "295", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Allah’adır göklerdeki162 ve yerdeki; ve eğer açık ederseniz nefislerinizdekini201 ya da gizlerseniz onu; hesaba çeker sizleri onunla Allah; öyle ki mağfiret eder dilediği kimseye; ve azapta bırakır dilediği kimseyi; ve Allah her bir şey üzerine Kadîr'dir177.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 2 ma   مَا - 3 fi   فِي - 4 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 5 ve ma ve  وَمَا - 6 fi   فِي - 7 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 8 ve in ve eğer وَإِنْ - 9 tubdu açık ederseniz تُبْدُوا بدو 10 ma   مَا - 11 fi   فِي - 12 enfusikum nefislerinizdekini أَنْفُسِكُمْ نفس 13 ev ya da أَوْ - 14 tuhfuhu gizlerseniz onu تُخْفُوهُ خفي 15 yuhasibkum hesaba çeker sizleri يُحَاسِبْكُمْ حسب 16 bihi onunla بِهِ - 17 llahu Allah اللَّهُ - 18 feyegfiru öyle ki mağfiret eder فَيَغْفِرُ غفر 19 limen kimseye لِمَنْ - 20 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 21 ve yuazzibu ve azapta bırakır وَيُعَذِّبُ عذب 22 men kimseyi مَنْ - 23 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 24 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 25 ala üzerine عَلَىٰ - 26 kulli her كُلِّ كلل 27 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 28 kadirun Kadîr'dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "284", "id" : "768", "kuranAyetNo" : "291", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Görmez misin kimseleri (ki) verildiler kitaptan bir nasip*; davet ederler\/çağırırlar Allah'ın kitabına**; hükmetmesi için (kitabın) aralarında; sonra yüz çevirir bir fırka\/grup onlardan; ve onlardır karşı çıkanlar.", "ayetLatin" : "  # Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem   أَلَمْ - 2 tera görmez misin تَرَ راي 3 ila   إِلَى - 4 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 5 utu verildiler أُوتُوا اتي 6 nesiben bir nasip نَصِيبًا نصب 7 mine   مِنَ - 8 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 9 yud'avne davet ederler يُدْعَوْنَ دعو 10 ila   إِلَىٰ - 11 kitabi Kitabına كِتَابِ كتب 12 llahi Allah'ın اللَّهِ - 13 liyehkume hükmetmesi için لِيَحْكُمَ حكم 14 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين 15 summe sonra ثُمَّ - 16 yetevella yüz çevirir يَتَوَلَّىٰ ولي 17 ferikun bir fırka فَرِيقٌ فرق 18 minhum onlardan مِنْهُمْ - 19 ve hum ve onlardır وَهُمْ - 20 mua'ridune karşı çıkanlar مُعْرِضُونَ عرض  ", "ayetNo" : "23", "ayetNot" : "", "id" : "796", "kuranAyetNo" : "316", "not1" : "*Kitabı anlayarak okumak, kitaptan bilgi edinmek. **Kutsal kitaba. Sadece Yüce Allah'ın kutsal kitabına. O'nun astından tamamı zan olan Talmud\/Hadis\/Söylenti kitaplarına asla!", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve eğer azmettilerse* boşanmaya; öyle ki doğrusu Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 azemu azmettilerse عَزَمُوا عزم 3 t-talaka boşanmaya الطَّلَاقَ طلق 4 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 5 llahe Allah اللَّهَ - 6 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع 7 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "227", "id" : "714", "kuranAyetNo" : "234", "not1" : "*Kesin karar verip arkasında durmak.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman İbrahim: \"Rabbim4! Göster bana; nasıl canlandırırsın ölüleri\"; dedi (Allah): \"Yoksa asla iman47 etmez misin? \"; dedi (İbrahim): \"Evet! (iman ettim); velakin\/fakat mutmain377 olması içindir kalbimin\"; dedi (Allah): \"Öyleyse tut dördünü kuştan; öyle ki meylettir* onları (dördünü) kendine; sonra koy her bir dağın üzerine onlardan (dördünden) bir parça\/cüz; sonra çağır onları (dördünü); gelirler (dördü) sana bir ivedi hareketlenme (-yle); ve bil ki Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 kale dedi قَالَ قول 3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ - 4 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 5 erini göster bana أَرِنِي راي 6 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 7 tuhyi canlandırırsın تُحْيِي حيي 8 l-mevta ölüleri الْمَوْتَىٰ موت 9 kale dedi قَالَ قول 10 evelem yoksa asla أَوَلَمْ - 11 tu'min iman etmez misin تُؤْمِنْ امن 12 kale dedi (İbrahim) قَالَ قول 13 bela evet (iman ettim) بَلَىٰ - 14 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 15 liyetmeinne mutmain olması içindir لِيَطْمَئِنَّ طمن 16 kalbi kalbimin قَلْبِي قلب 17 kale dedi قَالَ قول 18 fehuz öyleyse tut فَخُذْ اخذ 19 erbeaten dördünü أَرْبَعَةً ربع 20 mine   مِنَ - 21 t-tayri kuştan الطَّيْرِ طير 22 fe surhunne öyle ki meylettir onları (dördünü) فَصُرْهُنَّ صور 23 ileyke kendine إِلَيْكَ - 24 summe sonra ثُمَّ - 25 c'al yap اجْعَلْ جعل 26 ala üzerine عَلَىٰ - 27 kulli her كُلِّ كلل 28 cebelin bir dağın جَبَلٍ جبل 29 minhunne onlardan (dördünden) مِنْهُنَّ - 30 cuz'en bir parça\/cüz جُزْءًا جزا 31 summe sonra ثُمَّ - 32 d'uhunne çağır onları (dördünü) ادْعُهُنَّ دعو 33 ye'tineke gelirler (dördü) sana يَأْتِينَكَ اتي 34 sea'yen bir ivedi hareketlenme (-yle) سَعْيًا سعي 35 vea'lem ve bil وَاعْلَمْ علم 36 enne ki أَنَّ - 37 llahe Allah اللَّهَ - 38 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز 39 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم  ", "ayetNo" : "260", "id" : "745", "kuranAyetNo" : "267", "not1" : "*Alıştır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Allah'ım! Mülkün mâliki\/sahibi! Verirsin mülkü dilediğin kimseye; ve çeker alırsın mülkü dilediğin kimseden; ve zenginleştirirsin\/güçlendirirsin\/yüceltirsin dilediğin kimseyi; ve zillette* bırakırsın dilediğin kimseyi; elindedir senin hayır\/iyilik; doğrusu sen; her bir şey üzerine Kadîr’sin177.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kuli de ki قُلِ قول 2 llahumme Allah'ım اللَّهُمَّ - 3 malike maliki\/sahibi مَالِكَ ملك 4 l-mulki mülkün الْمُلْكِ ملك 5 tu'ti verirsin تُؤْتِي اتي 6 l-mulke mülkü الْمُلْكَ ملك 7 men kimseye مَنْ - 8 teşa'u dilediğin تَشَاءُ شيا 9 ve tenziu ve çeker alırsın وَتَنْزِعُ نزع 10 l-mulke mülkü الْمُلْكَ ملك 11 mimmen kimseden مِمَّنْ - 12 teşa'u dilediğin تَشَاءُ شيا 13 ve tuizzu ve zenginleştirirsin\/güçlendirirsin\/yüceltirsin وَتُعِزُّ عزز 14 men kimseyi مَنْ - 15 teşa'u dilediğin تَشَاءُ شيا 16 ve tuzillu ve zillette bırakırsın وَتُذِلُّ ذلل 17 men kimseyi مَنْ - 18 teşa'u dilediğin تَشَاءُ شيا 19 biyedike elindedir senin بِيَدِكَ يدي 20 l-hayru hayır الْخَيْرُ خير 21 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 22 ala üzerine عَلَىٰ - 23 kulli her bir كُلِّ كلل 24 şey'in şey شَيْءٍ شيا 25 kadirun Kadîr’sin قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "26", "id" : "799", "kuranAyetNo" : "319", "not1" : "*Hor görülmek. Aşağıda olmak.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! İnfak6 edin rızıklandırdığımızdan sizleri; önceden ki gelir bir gün; olmaz bir alışveriş onda; ve (de) bir dostluk; ve (de) bir şefaat114; ve kâfirleredir25; (ki) onlar zalimlerdir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 enfiku infak edin أَنْفِقُوا نفق 5 mimma   مِمَّا - 6 razeknakum rızıklandırdığımızdan sizleri رَزَقْنَاكُمْ رزق 7 min   مِنْ - 8 kabli önceden قَبْلِ قبل 9 en ki أَنْ - 10 ye'tiye gelir يَأْتِيَ اتي 11 yevmun bir gün يَوْمٌ يوم 12 la olmaz لَا - 13 bey'un bir alış veriş بَيْعٌ بيع 14 fihi içinde onun فِيهِ - 15 ve la ve (de) وَلَا - 16 hulletun bir dostluk خُلَّةٌ خلل 17 ve la ve (de) وَلَا - 18 şefaatun bir şefaat شَفَاعَةٌ شفع 19 velkafirune ve kafirleredir وَالْكَافِرُونَ كفر 20 humu onlar هُمُ - 21 z-zalimune zalimlerdir الظَّالِمُونَ ظلم  ", "ayetNo" : "254", "id" : "739", "kuranAyetNo" : "261", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Mallarını Allah yolunda336 infak6 eden kimselerin misali; misali gibidir bir tohum; yetiştirdi yedi başak; her başağındadır yüz tohum; ve Allah katlar dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 meselu misali مَثَلُ مثل 2 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 3 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق 4 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول 5 fi   فِي - 6 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 7 llahi Allah اللَّهِ - 8 kemeseli misali gibidir كَمَثَلِ مثل 9 habbetin bir tohum حَبَّةٍ حبب 10 enbetet yetiştirdi أَنْبَتَتْ نبت 11 seb'a yedi سَبْعَ سبع 12 senabile başak سَنَابِلَ سنبل 13 fi   فِي - 14 kulli her كُلِّ كلل 15 sunbuletin başağında سُنْبُلَةٍ سنبل 16 miaetu yüz مِائَةُ ماي 17 habbetin tohum حَبَّةٍ حبب 18 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 19 yudaifu katlar يُضَاعِفُ ضعف 20 limen kimseye لِمَنْ - 21 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 23 vasiun Vâsi’dir وَاسِعٌ وسع 24 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "261", "id" : "746", "kuranAyetNo" : "268", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve yoktur bir günah sizlere; açık etmenizde\/belirginleştirmenizde kadınlara teklifinizden (olanı); ya da gizlemenizde nefislerinizdekini201; bildi Allah ki sizler zikredeceksiniz onları (kadınları); ve lakin vaat etmeyin bir sırla\/gizlice; dışındadır ki söylersiniz bir söz marufla291; ve azmetmeyin nikah akdine; ta ki ulaşır kitap\/yazıt eceline*; ve bilin ki Allah bilir nefislerinizdekini201; öyle ki hazır olun O’na (Allah’a); ve bilin ki Allah Gafûr’dur20; Halîm’dir58.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve yoktur وَلَا - 2 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 3 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 4 fima   فِيمَا - 5 arradtum açık etmenizde\/belirginleştirmenizde عَرَّضْتُمْ عرض 6 bihi   بِهِ - 7 min   مِنْ - 8 hitbeti teklifinizden (olanın) خِطْبَةِ خطب 9 n-nisa'i kadınlara النِّسَاءِ نسو 10 ev ya da أَوْ - 11 eknentum gizlemenizden أَكْنَنْتُمْ كنن 12 fi   فِي - 13 enfusikum nefislerinizde أَنْفُسِكُمْ نفس 14 alime bildi عَلِمَ علم 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ - 17 setezkurunehunne zikredeceksiniz onları (kadınları) سَتَذْكُرُونَهُنَّ ذكر 18 velakin ve lakin وَلَٰكِنْ - 19 la   لَا - 20 tuvaiduhunne vaad etmeyin تُوَاعِدُوهُنَّ وعد 21 sirran bir sırla\/gizlice سِرًّا سرر 22 illa dışında إِلَّا - 23 en ki أَنْ - 24 tekulu söylersiniz تَقُولُوا قول 25 kavlen bir söz قَوْلًا قول 26 mea'rufen bir marufla مَعْرُوفًا عرف 27 ve la ve وَلَا - 28 tea'zimu ve azmetmeyin تَعْزِمُوا عزم 29 ukdete akdine عُقْدَةَ عقد 30 n-nikahi nikah النِّكَاحِ نكح 31 hatta ta ki حَتَّىٰ - 32 yebluga ulaşır يَبْلُغَ بلغ 33 l-kitabu kitap\/yazılan الْكِتَابُ كتب 34 ecelehu eceline أَجَلَهُ اجل 35 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 36 enne ki أَنَّ - 37 llahe Allah اللَّهَ - 38 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 39 ma   مَا - 40 fi   فِي - 41 enfusikum nesiflerinizdekini أَنْفُسِكُمْ نفس 42 fehzeruhu öyle ki hazır olun O’na (Allah’a) فَاحْذَرُوهُ حذر 43 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 44 enne ki أَنَّ - 45 llahe Allah اللَّهَ - 46 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 47 halimun Halîm’dir حَلِيمٌ حلم  ", "ayetNo" : "235", "id" : "722", "kuranAyetNo" : "242", "not1" : "*Sürenin sonuna.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve kimselerin misali (ki) infak6 ederler mallarını Allah'ın rızasını aramaya; ve (rızayı) nefislerinden201 tespitlemeye\/tutturmaya; misali gibidir bir cennet379; yüksekte\/gelişmiş; isabet etti ona bir sağanak; öyle ki verdi ürününü iki kat; öyle ki eğer asla isabet etmezse bile ona bir sağanak; öyle ki bir nem\/bir çiy (bile yeterlidir); ve Allah yaptıklarınızı görendir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve meselu ve misali وَمَثَلُ مثل 2 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 3 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق 4 emvalehumu mallarını أَمْوَالَهُمُ مول 5 btiga'e aramak ابْتِغَاءَ بغي 6 merdati rızasını مَرْضَاتِ رضو 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 ve tesbiten ve (rızayı) tespitlemeye\/sabitlemeye وَتَثْبِيتًا ثبت 9 min   مِنْ - 10 enfusihim nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس 11 kemeseli misali gibidir كَمَثَلِ مثل 12 cennetin bir cennet جَنَّةٍ جنن 13 birabvetin yüksekte\/gelişmiş بِرَبْوَةٍ ربو 14 esabeha isabet etti ona أَصَابَهَا صوب 15 vabilun bir sağanak وَابِلٌ وبل 16 fe atet öyle ki verdi فَاتَتْ اتي 17 ukuleha ürününü أُكُلَهَا اكل 18 dia'feyni iki kat ضِعْفَيْنِ ضعف 19 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 20 lem asla لَمْ - 21 yusibha isabet etmezse bile ona يُصِبْهَا صوب 22 vabilun bir sağanak وَابِلٌ وبل 23 fetallun öyle ki  bir nem\/bir çiy فَطَلٌّ طلل 24 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 25 bima   بِمَا - 26 tea'melune yaptıklarınızı تَعْمَلُونَ عمل 27 besirun görendir بَصِيرٌ بصر  ", "ayetNo" : "265", "id" : "750", "kuranAyetNo" : "272", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Allah'a; gizli kalmaz ona bir şey yerde ve de gökte180.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah'a اللَّهَ - 3 la   لَا - 4 yehfa gizli kalmaz يَخْفَىٰ خفي 5 aleyhi ona عَلَيْهِ - 6 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا 7 fi   فِي - 8 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 9 ve la   وَلَا - 10 fi   فِي - 11 s-semai ve ne de gökte السَّمَاءِ سمو", "ayetNo" : "5", "id" : "778", "kuranAyetNo" : "298", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İşte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetlerini389; belki sizler akledersiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 2 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 lekum sizlere لَكُمْ - 5 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي 6 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 7 tea'kilune akledersiniz تَعْقِلُونَ عقل  ", "ayetNo" : "242", "id" : "727", "kuranAyetNo" : "249", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İndirdi sana kitabı* hakla\/gerçekle; bir musaddıktır140 iki ellerinin arasındakine; ve indirdi Tevrât’ı; ve İncîl’i.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 nezzele indirdi نَزَّلَ نزل 2 aleyke sana عَلَيْكَ - 3 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب 4 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 5 musaddikan bir musaddıktır مُصَدِّقًا صدق 6 lima   لِمَا - 7 beyne arasındakini بَيْنَ بين 8 yedeyhi iki ellerinin يَدَيْهِ يدي 9 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل 10 t-tevrate Tevrat’ı التَّوْرَاةَ - 11 vel'incile ve İncil’i وَالْإِنْجِيلَ -", "ayetNo" : "3", "id" : "776", "kuranAyetNo" : "296", "not1" : "*Kur'an'ı.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ya da bir kent üzerine uğramış kimse gibi; ve o (kent) harap\/yıkıktır taşıyıcı yapıları üzerine; dedi (o kimse): “Nasıl canlandırır bunu Allah onun (kentin) ölümünden sonra?”; öyle ki öldürdü onu (o kimseyi) Allah bir yüz sene; sonra diriltti onu; dedi: “Ne kadar kaldın?”; dedi: “Kaldım bir gün ya da günün bir parçası; dedi (Allah): “Hayır! Kaldın bir yüz sene; öyle ki bak yiyeceğine ve içeceğine; alsa bozulmaz o; ve bak merkebine\/eşeğine; ve yapmamız için seni bir ayet287 insanlar için; ve bak kemiklere nasıl kaldırırız onu; sonra giydiririz ona et”; öyle ki ne zaman beyan226 oldu ona (o kimseye); dedi (o kimse): “Bildim ki doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr'dir 177.”", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "259", "id" : "744", "kuranAyetNo" : "266", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Şahit\/tanık oldu Allah ki O'dur; yoktur ilâh74 O’nun dışında; ve melekler (de); ve eşitliği ayağa diken\/kaldıran ilim sahipleri (de)*; (ki) yoktur ilâh74 O’nun dışında; Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 şehide şahit\/tanık oldu شَهِدَ شهد 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 ennehu ki O أَنَّهُ - 4 la yoktur لَا - 5 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 6 illa dışında إِلَّا - 7 huve O’nun هُوَ - 8 velmelaiketu ve melekler (de) وَالْمَلَائِكَةُ ملك 9 ve ulu ve sahipleri وَأُولُو اول 10 l-ilmi ilim (de) الْعِلْمِ علم 11 kaimen ayağa dikenler قَائِمًا قوم 12 bil-kisti eşitliği بِالْقِسْطِ قسط 13 la yoktur لَا - 14 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 15 illa dışında إِلَّا - 16 huve O’nun هُوَ - 17 l-azizu Azîz’dir الْعَزِيزُ عزز 18 l-hakimu Hakîm’dir الْحَكِيمُ حكم", "ayetNo" : "18", "ayetNot" : "", "id" : "791", "kuranAyetNo" : "311", "not1" : "*Şahit\/tanık oldular.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; asla yarar sağlamaz onlara malları; ne de evlatları Allah’tan bir şey; ve işte bunlar; onlardır ateşin yakıtı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 4 len asla لَنْ - 5 tugniye yarar sağlamaz تُغْنِيَ غني 6 anhum onlara عَنْهُمْ - 7 emvaluhum malları أَمْوَالُهُمْ مول 8 ve la ne de وَلَا - 9 evladuhum evlatları أَوْلَادُهُمْ ولد 10 mine   مِنَ - 11 llahi Allah’tan اللَّهِ - 12 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 13 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ - 14 hum onlar هُمْ - 15 vekudu yakıtıdırlar وَقُودُ وقد 16 n-nari ateşin النَّارِ نور", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "783", "kuranAyetNo" : "303", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve eğer olduysanız bir sefer üzerinde; ve asla bulamazsanız bir kâtip\/yazıcı; öyle ki tutulan\/alınan rehinelerdir (ipotek olarak); öyle ki eğer güvenirse bir kısmınız bir kısma öyle ki ödesin güvenilmiş kimse* emanetini**; ve takvalı21 olsun (güvenilmiş kimse) Allah’a; Rabbine4; gizlemeyin şahitliği\/tanıklığı; ve kim gizledi onu; öyle ki doğrusu o (kimse); bir günahkardır onun kalbi; Allah yaptıklarınızı bilendir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 3 ala üzerinde عَلَىٰ - 4 seferin bir sefer سَفَرٍ سفر 5 velem ve asla وَلَمْ - 6 tecidu bulamazsanız تَجِدُوا وجد 7 katiben bir kâtip\/yazıcı كَاتِبًا كتب 8 ferihanun öyle ki rehineler(ipotek yerine geçenler) فَرِهَانٌ رهن 9 mekbudetun tutulan\/alınan مَقْبُوضَةٌ قبض 10 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 11 emine güvenirse أَمِنَ امن 12 bea'dukum bir kısmınız بَعْضُكُمْ بعض 13 bea'dan bir kısma بَعْضًا بعض 14 felyu'eddi öyle ki ödesin فَلْيُؤَدِّ ادي 15 llezi kimse الَّذِي - 16 tumine güvenilmiş اؤْتُمِنَ امن 17 emanetehu emanetini  أَمَانَتَهُ امن 18 velyetteki ve takvalı olsun وَلْيَتَّقِ وقي 19 llahe Allah’a اللَّهَ - 20 rabbehu Rabbine رَبَّهُ ربب 21 ve la   وَلَا - 22 tektumu gizlemeyin تَكْتُمُوا كتم 23 ş-şehadete şahitliği\/tanıklığı الشَّهَادَةَ شهد 24 ve men ve kim وَمَنْ - 25 yektumha gizledi onu يَكْتُمْهَا كتم 26 feinnehu öyle ki doğrusu o فَإِنَّهُ - 27 asimun bir günahkardır اثِمٌ اثم 28 kalbuhu onun kalbi قَلْبُهُ قلب 29 vallahu Allah وَاللَّهُ - 30 bima   بِمَا - 31 tea'melune yaptıklarınız تَعْمَلُونَ عمل 32 alimun bilendir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "283", "id" : "767", "kuranAyetNo" : "290", "not1" : "*Kefil olan kimse. **Kefil olduğunu.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sokarsın geceyi gündüze404; ve sokarsın gündüzü geceye404; ve çıkarırsın diriyi\/hayatı ölüden; ve çıkarırsın ölüyü diriden\/hayattan405; ve rızıklandırırsın dilediğin kimseyi olmaksızın bir hesap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 tulicu sokarsın تُولِجُ ولج 2 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل 3 fi   فِي - 4 n-nehari gündüze النَّهَارِ نهر 5 ve tulicu ve sokarsın وَتُولِجُ ولج 6 n-nehara gündüzü النَّهَارَ نهر 7 fi   فِي - 8 l-leyli geceye اللَّيْلِ ليل 9 ve tuhricu ve çıkarırsın وَتُخْرِجُ خرج 10 l-hayye canlıyı\/diriyi الْحَيَّ حيي 11 mine   مِنَ - 12 l-meyyiti ölüden الْمَيِّتِ موت 13 ve tuhricu ve çıkarırsın وَتُخْرِجُ خرج 14 l-meyyite ölüyü الْمَيِّتَ موت 15 mine -den مِنَ - 16 l-hayyi canlıyı\/diriyi الْحَيِّ حيي 17 ve terzuku ve rızıklandırırsın وَتَرْزُقُ رزق 18 men kimseyi مَنْ - 19 teşa'u dilediğin تَشَاءُ شيا 20 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 21 hisabin bir hesap حِسَابٍ حسب", "ayetNo" : "27", "id" : "800", "kuranAyetNo" : "320", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman ayrıldı Tâlût ordularla dedi: \"Doğrusu Allah belalandırıcıdır256 sizleri bir nehirle; öyle ki kim içti ondan; öyle ki değildir benden; ve kim asla tatmaz ondan; öyle ki doğrusu o bendendir; dışındadır kim avuçladı bir avuç eliyle\"; öyle ki içtiler ondan onlardan biraz dışında; öyle ki ne zaman geçti (Tâlût) onu (nehri), o (Tâlût) ve onun (Tâlût’un) yanındaki iman etmiş kimseler; dediler (nehirden içenler): \"Takat yoktur bizlere bugün; Câlût'a ve ordularına (karşı); onların Allah'a kavuşanlar (olduğunu) zanneden\/varsayan kimseler dedi: \"Nice az bir grup galip geldi çok bir gruba; Allah'ın izniyle; ve Allah yanındadır sabredenlerin.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 fesale ayrıldı فَصَلَ فصل 3 talutu Talut طَالُوتُ - 4 bil-cunudi ordularla بِالْجُنُودِ جند 5 kale dedi قَالَ قول 6 inne doğrusu إِنَّ - 7 llahe Allah اللَّهَ - 8 mubtelikum belalandırıcıdır sizleri مُبْتَلِيكُمْ بلو 9 bineherin bir nehirle بِنَهَرٍ نهر 10 femen öyle ki kim فَمَنْ - 11 şeribe içti شَرِبَ شرب 12 minhu ondan مِنْهُ - 13 feleyse öyle ki değildir فَلَيْسَ ليس 14 minni benden مِنِّي - 15 ve men ve kim وَمَنْ - 16 lem asla لَمْ - 17 yet'amhu tatmazsa ondan يَطْعَمْهُ طعم 18 feinnehu öyle ki doğrusu o فَإِنَّهُ - 19 minni bendendir مِنِّي - 20 illa dışındadır إِلَّا - 21 meni kim مَنِ - 22 gterafe avuçladı اغْتَرَفَ غرف 23 gurfeten bir avuç غُرْفَةً غرف 24 biyedihi eliyle بِيَدِهِ يدي 25 feşeribu öyle ki içtiler فَشَرِبُوا شرب 26 minhu ondan مِنْهُ - 27 illa dışında إِلَّا - 28 kalilen biraz قَلِيلًا قلل 29 minhum onlardan مِنْهُمْ - 30 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 31 cavezehu geçti (Talut) onu (nehri) جَاوَزَهُ جوز 32 huve o (Talut) هُوَ - 33 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 34 amenu iman etmiş امَنُوا امن 35 meahu yanındaki onun (Talut’un) مَعَهُ - 36 kalu dediler (nehirden için diğerleri) قَالُوا قول 37 la   لَا - 38 takate takat yoktur طَاقَةَ طوق 39 lena bizlere لَنَا - 40 l-yevme bugün الْيَوْمَ يوم 41 bicalute Calut'a بِجَالُوتَ - 42 ve cunudihi ve ordularına وَجُنُودِهِ جند 43 kale dedi قَالَ قول 44 ellezine kimseler الَّذِينَ - 45 yezunnune zanneden\/varsayan يَظُنُّونَ ظنن 46 ennehum ki onların أَنَّهُمْ - 47 mulaku kavuşanlar (olduğunu) مُلَاقُو لقي 48 llahi Allah'a اللَّهِ - 49 kem nice كَمْ - 50 min   مِنْ - 51 fietin bir grup فِئَةٍ فاي 52 kaliletin biraz قَلِيلَةٍ قلل 53 galebet galib geldi غَلَبَتْ غلب 54 fieten bir gruba فِئَةً فاي 55 kesiraten birçok كَثِيرَةً كثر 56 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن 57 llahi Allah'ın اللَّهِ - 58 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 59 mea yanındadır مَعَ - 60 s-sabirine sabredenlerin الصَّابِرِينَ صبر  ", "ayetNo" : "249", "id" : "734", "kuranAyetNo" : "256", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve sual ederler\/sorarlar sana menstrüasyon\/âdet* hakkında; de ki: “O bir eziyettir**; öyle ki azledin\/uzaklaştırın kadınları*** menstrüasyonda\/âdette*; yaklaşmayın onlara*** ta ki temizlenirler****; öyle ki temizlendikleri zaman, öyle ki gelin onlara Allah'ın size emrettiği yerden*****”; doğrusu Allah sever tevbe33 edenleri ve sever temizlenenleri.", "ayetNo" : "222", "id" : "709", "kuranAyetNo" : "229", "not1" : "*Kadınların ortalama 28 günde bir periyodik olarak yaşadığı, 2-7 gün süren, miktarı 30-80 ml olan vajinal kanaması. **Adet dönemi kadınlar oldukça fazla kasık ağrısı yaşarlar. Ağrılara ek olarak bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı, baş dönmesi-sersemlik, uyum bozukluğu, fenalaşma ve yorgunluk görülebilir. Tam da Yüce Allah’ın ayette bildirdiği gibi; âdet dönemi kadınlar için bir eziyet, bir sıkıntıdır. Âdet döneminde cinsel ilişki kadında 'endometriosiz' olarak bilinen bir hastalığın oluşma riskini artırır. Ayrıca cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından da riski artırır. Bilimsel veriler âdet döneminde cinsel ilişkiyi asla önermez. ****Âdet döneminin bitmesi. *****Yüce Allah'ın emrettiği cinsel ilişki yeri kadın vajinasıdır. Kadınlar için bir eziyet olan adet döneminde cinsel ilişki neden yasaklandı? Endometriosiz, cinsel yolla geçen hastalıklar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kâfirlik25 etmiş kimselere de ki : \"Mağlup olacaksınız; ve sürülerek haşredilirsiniz556 cehenneme doğru\"; ve ne uğursuz\/perişan dinlenme yeridir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 4 setuglebune mağlup olacaksınız سَتُغْلَبُونَ غلب 5 ve tuhşerune ve sürülerek bir araya getirirsiniz وَتُحْشَرُونَ حشر 6 ila   إِلَىٰ - 7 cehenneme cehenneme doğru جَهَنَّمَ - 8 vebi'se ve ne uğursuz\/perişan وَبِئْسَ باس 9 l-mihadu dinlenme yeridir الْمِهَادُ مهد", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "", "id" : "785", "kuranAyetNo" : "305", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ya da hesap ettiniz ki girersiniz cennete; ve (sandınız ki) asla gelir değildir sizlere kimselerin misali\/örneği\/benzeri; geçtiler sizlerden önce; (oysa) dokundu onlara sıkıntı\/ıstırap\/biçarelik ve darlık; ve sarsıldılar; ta ki der ki resûl418 ve onunla (resûlle) birlikte iman47 etmiş kimseler: \"Ne zamandır Allah'ın yardımı”; değil mi (ki) doğrusu Allah'ın yardımı yakındır?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 em yoksa أَمْ - 2 hasibtum hesap ettiniz حَسِبْتُمْ حسب 3 en ki أَنْ - 4 tedhulu girersiniz تَدْخُلُوا دخل 5 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن 6 velemma ve asla değildir وَلَمَّا - 7 ye'tikum gelir sizlere يَأْتِكُمْ اتي 8 meselu misali\/örneği مَثَلُ مثل 9 ellezine kimseler الَّذِينَ - 10 halev geçtiler خَلَوْا خلو 11 min   مِنْ - 12 kablikum sizlerden önce قَبْلِكُمْ قبل 13 messethumu dokundu onlara مَسَّتْهُمُ مسس 14 l-be'sa'u sıkıntı\/ıstırap\/biçarelik الْبَأْسَاءُ باس 15 ve dderra'u ve darlık وَالضَّرَّاءُ ضرر 16 ve zulzilu ve sarsıldılar وَزُلْزِلُوا زلزل 17 hatta ta ki حَتَّىٰ - 18 yekule der يَقُولَ قول 19 r-rasulu resul الرَّسُولُ رسل 20 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 21 amenu iman etmiş امَنُوا امن 22 meahu birlikte onunla (resulle) مَعَهُ - 23 meta ne zamandır مَتَىٰ - 24 nesru yardımı نَصْرُ نصر 25 llahi Allah'ın اللَّهِ - 26 ela değil mi أَلَا - 27 inne doğrusu إِنَّ - 28 nesra yardımı نَصْرَ نصر 29 llahi Allah'ın اللَّهِ - 30 karibun yakındır قَرِيبٌ قرب  ", "ayetNo" : "214", "id" : "701", "kuranAyetNo" : "221", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sual ederler\/sorarlar sana haram ay34 hakkında; katletmeyi35 onda (haram ayda); de ki: \"Katletme35 onda bir büyüktür (günahtır); ve Allah'ın yolundan alıkoymak ve ona (haram aya) kâfirlik25 etmek (de); ve haram mescid (-e gelince), ve çıkarmak halkını (mescidin) ondan (mescitten) daha büyüktür (günahtır) Allah'ın katında\/indinde; ve fitne (-ye gelince), daha büyüktür katletmekten; vazgeçmezler (onlar); katlederler sizleri döndürünceye kadar dininizden sizleri eğer güç yetirseler; ve kim döner sizden dininden; öyle ki ölür (o) ve bir kâfir (olarak o); öyle ki işte bunlardır; boşa çıktı amelleri onların dünyada ve ahirette; ve işte bunlardır yoldaşları ateşin; onlar orada (cehennemde) ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "217", "id" : "704", "kuranAyetNo" : "224", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve boşadığınız zaman kadınları öyle ki ulaştılar (kadınlar) ecellerine*; öyle ki tutun onları marufla291 ya da salın onları marufla291; ve tutmayın onları bir zarar (vererek) sınırı aşmak için; ve kim yapar bunu muhakkak ki zulmetti nefsine201; ve edinmeyin Allah'ın ayetlerini istihza361; ve zikredin\/hatırlayın Allah'ın nimetini sizlere; ve indirdiğini sizlere hikmet303 (içeren) kitaptan**; vaaz653 eder onunla** (kitapla); ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki Allah her bir şeyi bilendir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 tallektumu boşadığınız طَلَّقْتُمُ طلق 3 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو 4 fe belegne öyle ki ulaştılar (kadınlar) فَبَلَغْنَ بلغ 5 ecelehunne ecellerine () أَجَلَهُنَّ اجل 6 feemsikuhunne öyle ki tutun onları فَأَمْسِكُوهُنَّ مسك 7 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف 8 ev ya da أَوْ - 9 serrihuhunne salın onları سَرِّحُوهُنَّ سرح 10 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف 11 ve la ve وَلَا - 12 tumsikuhunne tutmayın onları تُمْسِكُوهُنَّ مسك 13 diraran bir zarar ضِرَارًا ضرر 14 litea'tedu sınırı aşmak için لِتَعْتَدُوا عدو 15 ve men ve kim وَمَنْ - 16 yef'al yapar يَفْعَلْ فعل 17 zalike bunu ذَٰلِكَ - 18 fekad muhakkak ki فَقَدْ - 19 zeleme zulmetti ظَلَمَ ظلم 20 nefsehu nefsine نَفْسَهُ نفس 21 ve la ve وَلَا - 22 tettehizu edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ 23 ayati ayetlerini ايَاتِ ايي 24 llahi Allah'ın اللَّهِ - 25 huzuven istihza هُزُوًا هزا 26 vezkuru ve zikredin\/hatırlayın وَاذْكُرُوا ذكر 27 nia'mete nimetini نِعْمَتَ نعم 28 llahi Allah'ın اللَّهِ - 29 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 30 ve ma ve وَمَا - 31 enzele indirdiğini أَنْزَلَ نزل 32 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 33 mine -tan مِنَ - 34 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 35 velhikmeti ve hikmetli وَالْحِكْمَةِ حكم 36 yeizukum vaaz eder يَعِظُكُمْ وعظ 37 bihi onunla (kitapla) بِهِ - 38 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 39 llahe Allah'a اللَّهَ - 40 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 41 enne ki أَنَّ - 42 llahe Allah اللَّهَ - 43 bikulli her بِكُلِّ كلل 44 şey'in bir şeyi شَيْءٍ شيا 45 alimun bilendir عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "231", "id" : "718", "kuranAyetNo" : "238", "not1" : "*İddet süresinin sonu. **Kur'an.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kadınlarınız bir tarladır* sizlere; öyle ki gelin tarlanıza* istediğiniz uygun süre\/zaman (da)**; ve önceden gönderin nefisleriniz201 için; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin ki sizler kavuşanlarsınız O’na; ve müjdele müminleri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 nisa'ukum kadınlarınız نِسَاؤُكُمْ نسو 2 harsun bir tarla حَرْثٌ حرث 3 lekum sizlere لَكُمْ - 4 fe'tu öyle ki gelin فَأْتُوا اتي 5 harsekum tarlanıza حَرْثَكُمْ حرث 6 enna uygun zaman أَنَّىٰ اني 7 şi'tum istediğiniz شِئْتُمْ شيا 8 ve kaddimu ve önceden gönderin وَقَدِّمُوا قدم 9 lienfusikum nefisleriniz için لِأَنْفُسِكُمْ نفس 10 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 11 llahe Allah'a اللَّهَ - 12 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 13 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ - 14 mulakuhu kavuşanlarsınız O’na مُلَاقُوهُ لقي 15 ve beşşiri ve müjdele وَبَشِّرِ بشر 16 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن  ", "ayetNo" : "223", "id" : "710", "kuranAyetNo" : "230", "not1" : "*Ürün veren verimli, bereketli toprak. Rahim iç zarı humuslu bir toprak gibidir. Katmanlardan oluşur. Toprağın bir tohuma tüm ihtiyaçlarını sağlaması gibi insan tohumu olan embriyoya her türlü ihtiyaçlarını sağlar. **Ennâ kelimesi zaman\/süre\/periyod demektir. Ayrıca olgunlaşmak, uygun olmak, sabırlı olmak, acele etmemek anlamındadır. \"Kadınlarınız ürün veren bir toprak sizlere; öyleyse gelin ürün veren toprağınıza arzu ettiğiniz zaman”; muhteşem bilimsel deliller sunan ve kadınları yücelten ayetler.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve boşanmışlara (kadınlara) marufla bir meta bir haktır takva21 sahipleri üzerine.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velilmutallekati ve boşanmış kadınlara وَلِلْمُطَلَّقَاتِ طلق 2 metaun bir meta مَتَاعٌ متع 3 bil-mea'rufi marulla بِالْمَعْرُوفِ عرف 4 hakkan bir haktır حَقًّا حقق 5 ala üzerine عَلَى - 6 l-muttekine müttakiler الْمُتَّقِينَ وقي  ", "ayetNo" : "241", "id" : "726", "kuranAyetNo" : "248", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) infak6 ederler mallarını gece ve gündüz; sırlı\/gizli ve alenen\/açıkça; öyle ki onlaradır ecirleri Rableri4 indinde\/katında; ve yoktur bir korku onlar üzerine; ve onlar hüzünlenmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 2 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق 3 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول 4 bil-leyli gece بِاللَّيْلِ ليل 5 ve nnehari ve gündüz وَالنَّهَارِ نهر 6 sirran sırlı سِرًّا سرر 7 ve alaniyeten ve alenen وَعَلَانِيَةً علن 8 felehum öyle ki onlaradır فَلَهُمْ - 9 ecruhum ecirleri أَجْرُهُمْ اجر 10 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 11 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب 12 ve la ve yoktur وَلَا - 13 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 14 aleyhim onlar üzerine عَلَيْهِمْ - 15 ve la ve وَلَا - 16 hum ve onlar هُمْ - 17 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن  ", "ayetNo" : "274", "id" : "759", "kuranAyetNo" : "281", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Boşama iki defadır; öyle ki bir tutmadır marufla291 ya da bir salmadır güzellikle; helal olmaz sizlere ki edinirsiniz\/alırsınız verdiğinizden onlara (kadınlara) bir şey*; dışındadır eğer korkarlarsa (iki eş) koruyamazlar diye Allah'ın hudutlarını\/sınırlarını; (ya da) öyle ki eğer korktunuz (sizler) koruyamazlar (o iki eş) Allah'ın hudutlarını\/sınırlarını diye**; öyle ki (kadının) verdiği fidye*** hakkında ikisine (de) (eşlere) bir günah yoktur****; işte şunlar; hudutlarıdır\/sınırlarıdır Allah'ın; öyle ki aşmayın\/çiğnemeyin onu; ve kim aşar\/çiğner hudutlarını\/sınırlarını Allah'ın; öyle ki bunlar; onlardır zalimler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 et-talaku boşama الطَّلَاقُ طلق 2 merratani iki defadır مَرَّتَانِ مرر 3 feimsakun öyle ki bir tutma فَإِمْسَاكٌ مسك 4 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف 5 ev ya da أَوْ - 6 tesrihun bir salma تَسْرِيحٌ سرح 7 biihsanin güzellikle بِإِحْسَانٍ حسن 8 ve la   وَلَا - 9 yehillu helal olmaz يَحِلُّ حلل 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 en ki أَنْ - 12 te'huzu edinirsiniz\/alırsınız تَأْخُذُوا اخذ 13 mimma   مِمَّا - 14 ateytumuhunne verdiğinizden onlara (kadınlara) اتَيْتُمُوهُنَّ اتي 15 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 16 illa dışındadır إِلَّا - 17 en eğer أَنْ - 18 yehafa korkarlarsa (iki eş) يَخَافَا خوف 19 ella   أَلَّا - 20 yukima koruyamazlar (iki eş) diye يُقِيمَا قوم 21 hudude hududlarını\/sınırlarını حُدُودَ حدد 22 llahi Allah'ın اللَّهِ - 23 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 24 hiftum korktunuz خِفْتُمْ خوف 25 ella   أَلَّا - 26 yukima koruyamazlar (o iki eş) diye يُقِيمَا قوم 27 hudude hududlarını\/sınırlarını حُدُودَ حدد 28 llahi Allah'ın اللَّهِ - 29 fela öyle ki yoktur فَلَا - 30 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 31 aleyhima ikisine (eşlere) عَلَيْهِمَا - 32 fima   فِيمَا - 33 ftedet verdiği (kadının) fidye افْتَدَتْ فدي 34 bihi hakkında بِهِ - 35 tilke işte şunlar تِلْكَ - 36 hududu hududlarını\/sınırlarını حُدُودُ حدد 37 llahi Allah'ın اللَّهِ - 38 fela öyle ki فَلَا - 39 tea'teduha aşmayın\/çiğnemeyin onu تَعْتَدُوهَا عدو 40 ve men ve kim وَمَنْ - 41 yeteadde aşar\/çiğner يَتَعَدَّ عدو 42 hudude hududlarını\/sınırlarını حُدُودَ حدد 43 llahi Allah'ın اللَّهِ - 44 feulaike öyle ki bunlar فَأُولَٰئِكَ - 45 humu onlardır هُمُ - 46 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم  ", "ayetNo" : "229", "id" : "716", "kuranAyetNo" : "236", "not1" : "*Kadınlara evlilik sürecinde verilen şeyler geri alınmaz. Mehir de dahil. **Ancak bir hak ihlalinden korkulursa (eşlerin kendisi veya toplum fark ederse) bu durumda hak arama mücadelesine girilir. ***Kadın boşanmak istemişse evliliğin başında almış olduğu mehri boşanacağı kocasına geri vermelidir. Bu fidye ödemesi, evlilikten kendisini kurtarma karşılığıdır.   ****Boşanmak isteyen kadının verdiği fidyeyi erkeğin almasında bir günah yoktur.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve eğer boşadıysanız onları (kadınları) ki temas etmeden önce onlara (kadınlara); muhakkak ki belirlemiştiniz onlara bir farîdah362; yarısıdır belirlediğinizin (farîdahın) onlara (kadınlara); dışındadır ki affederler* (erkekler) ya da affeder kimse** (ki) iki elinin arasındadır onun nikah akdi***; ve ki affetmeniz daha yakındır takvaya; ve unutmayın fazileti aranızda; doğrusu Allah yaptıklarınızı görendir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 tallektumuhunne boşadıysanız onları (kadınları) طَلَّقْتُمُوهُنَّ طلق 3 min   مِنْ - 4 kabli öncesinde قَبْلِ قبل 5 en ki أَنْ - 6 temessuhunne temas ettiniz onlara (kadınlara) تَمَسُّوهُنَّ مسس 7 vekad muhakkak ki وَقَدْ - 8 feradtum belirlediniz فَرَضْتُمْ فرض 9 lehunne onlara لَهُنَّ - 10 ferideten bir farîdah فَرِيضَةً فرض 11 fenisfu yarısıdır فَنِصْفُ نصف 12 ma   مَا - 13 feradtum belirlediğinizi onlara فَرَضْتُمْ فرض 14 illa dışındadır إِلَّا - 15 en ki أَنْ - 16 yea'fune affederler (erkekler) يَعْفُونَ عفو 17 ev ya da أَوْ - 18 yea'fuve affeder يَعْفُوَ عفو 19 llezi kimse (kadın\/erkek) الَّذِي - 20 biyedihi iki elinin arasında onun بِيَدِهِ يدي 21 ukdetu akdi عُقْدَةُ عقد 22 n-nikahi nikah النِّكَاحِ نكح 23 ve en ve ki وَأَنْ - 24 tea'fu affetmeniz تَعْفُوا عفو 25 ekrabu daha yakındır أَقْرَبُ قرب 26 littekva takvaya لِلتَّقْوَىٰ وقي 27 ve la ve وَلَا - 28 tensevu unutmayın تَنْسَوُا نسي 29 l-fedle fazileti الْفَضْلَ فضل 30 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين 31 inne doğrusu إِنَّ - 32 llahe Allah اللَّهَ - 33 bima   بِمَا - 34 tea'melune yaptıklarınızı تَعْمَلُونَ عمل 35 besirun görendir بَصِيرٌ بصر  ", "ayetNo" : "237", "id" : "724", "kuranAyetNo" : "244", "not1" : "*Eril 3. şahıs çoğul olarak gelmiştir. Erkekleri işaret eder. Erkekler kendilerine düşen 1\/2 kısmı da kadınlara bağışlayabilir. **Kimse edatı gramer olarak eril olarak kullanılsa da hem erkek hem kadınları kapsar.  ***Nikah akdini elinde tutan kimse (kadın\/erkek) boşanmak isteyerek boşanma sürecini aktif olarak ilerleten kimsedir. Akdin akıbeti bu kimseye bağlıdır.  ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kadınlarından çekilen* kimseler içindir dört ay bekleme dönemi; öyle ki eğer dönerse** (o kimse); öyle ki doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lillezine kimseler için لِلَّذِينَ - 2 yu'lune çekilirler يُؤْلُونَ الو 3 min   مِنْ - 4 nisaihim kadınlarından نِسَائِهِمْ نسو 5 terabbusu bekleme dönemi تَرَبُّصُ ربص 6 erbeati dört أَرْبَعَةِ ربع 7 eşhurin ay أَشْهُرٍ شهر 8 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 9 fa'u dönerse (o kimse) فَاءُوا فيا 10 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 11 llahe Allah اللَّهَ - 12 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 13 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم  ", "ayetNo" : "226", "id" : "713", "kuranAyetNo" : "233", "not1" : "*Yemin ederek uzak duran, cinsel ilişkiye girmeyen. **4 ay bekleme yapamayıp dönerse.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Siler Allah ribayı383; ve riba383 eder sadakaları342*; ve Allah sevmez hiçbir günahkar kâfiri25.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yemhaku siler يَمْحَقُ محق 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 r-riba ribayı الرِّبَا ربو 4 ve yurbi ve riba eder وَيُرْبِي ربو 5 s-sadekati sadakaları الصَّدَقَاتِ صدق 6 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 7 la   لَا - 8 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 9 kulle her bir كُلَّ كلل 10 keffarin kâfiri كَفَّارٍ كفر 11 esimin günahkar أَثِيمٍ اثم  ", "ayetNo" : "276", "id" : "761", "kuranAyetNo" : "283", "not1" : "*Çoğul olarak gelmesi dikkat çekicidir.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Takvalı21 olun Allah’a; ve bırakın* neyse bakiye ribadan383; eğer olduysanız müminler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş! امَنُوا امن 4 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي 5 llahe Allah’a اللَّهَ - 6 ve zeru ve bırakın وَذَرُوا وذر 7 ma neyse مَا - 8 bekiye bakiye بَقِيَ بقي 9 mine -dan مِنَ - 10 r-riba riba- الرِّبَا ربو 11 in eğer إِنْ - 12 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 13 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "278", "id" : "762", "kuranAyetNo" : "285", "not1" : "*Riba olmayan kısım alın, riba olan kısmı bırakın, terk edin.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Görmez misin meleyi364 Musa sonrasında îsrailoğullarından197?, dedikleri zaman kendilerinden bir nebiye132; \"Görevlendir bizlere bir melik96; katledelim35 Allah yolunda331\"; dedi (nebileri): \"Olabilir misiniz ki eğer yazılırsa üzerinize katletme35 ki katletmezsiniz35?\"; dediler: \"ve ne (olmuş) bizlere ki katletmeyiz35 Allah yolunda331; muhakkak ki çıkarıldık365 diyarlarımızdan* ve oğullarımızdan\"; öyle ki ne zaman yazıldı üzerlerine katletme35; yüz çevirdiler biraz dışında onlardan; ve Allah bilir zalimleri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem   أَلَمْ - 2 tera görmez misin? تَرَ راي 3 ila   إِلَى - 4 l-melei meleye الْمَلَإِ ملا 5 min   مِنْ - 6 beni oğullarından بَنِي بني 7 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 8 min   مِنْ - 9 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 10 musa Musa مُوسَىٰ - 11 iz zaman إِذْ - 12 kalu dediler قَالُوا قول 13 linebiyyin bir nebilerine لِنَبِيٍّ نبا 14 lehumu kendi لَهُمُ - 15 b'as görevlendir ابْعَثْ بعث 16 lena bizlere لَنَا - 17 meliken bir melik مَلِكًا ملك 18 nukatil katledelim نُقَاتِلْ قتل 19 fi -nda فِي - 20 sebili yolu- سَبِيلِ سبل 21 llahi Allah اللَّهِ - 22 kale dedi (nebileri) قَالَ قول 23 hel   هَلْ - 24 aseytum olası mı ki sizler? عَسَيْتُمْ عسي 25 in eğer إِنْ - 26 kutibe yazılırsa كُتِبَ كتب 27 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ - 28 l-kitalu katletme الْقِتَالُ قتل 29 ella ki أَلَّا - 30 tukatilu katletmezsiniz تُقَاتِلُوا قتل 31 kalu dediler قَالُوا قول 32 ve ma ve ne وَمَا - 33 lena bizlerlere لَنَا - 34 ella ki أَلَّا - 35 nukatile katletmeyiz نُقَاتِلَ قتل 36 fi   فِي - 37 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 38 llahi Allah اللَّهِ - 39 vekad muhakkak ki وَقَدْ - 40 uhricna çıkarıldık أُخْرِجْنَا خرج 41 min   مِنْ - 42 diyarina diyarlarımızdan دِيَارِنَا دور 43 ve ebnaina ve oğullarımızdan وَأَبْنَائِنَا بني 44 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 45 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب 46 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 47 l-kitalu katletme الْقِتَالُ قتل 48 tevellev yüz çevirdiler تَوَلَّوْا ولي 49 illa dışında إِلَّا - 50 kalilen biraz قَلِيلًا قلل 51 minhum onlardan مِنْهُمْ - 52 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 53 alimun bilir عَلِيمٌ علم 54 biz-zalimine zalimleri بِالظَّالِمِينَ ظلم  ", "ayetNo" : "246", "ayetNot" : "", "id" : "731", "kuranAyetNo" : "253", "not1" : "**Yahudiye.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İşte bu; onların \"Asla temas etmez bizlere ateş adetli\/sayılı günler403 dışında\" dediklerinden dolayıdır; ve aldattı onları dinlerinde* iftira atar402 olmuş olmaları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 2 biennehum onların بِأَنَّهُمْ - 3 kalu dediler قَالُوا قول 4 len asla لَنْ - 5 temessena temas etmez bizlere تَمَسَّنَا مسس 6 n-naru ateş النَّارُ نور 7 illa dışında إِلَّا - 8 eyyamen günler أَيَّامًا يوم 9 mea'dudatin adetlenmiş\/sayılmış  مَعْدُودَاتٍ عدد 10 ve garrahum ve aldattı onları وَغَرَّهُمْ غرر 11 fi   فِي - 12 dinihim dinlerinde دِينِهِمْ دين 13 ma   مَا - 14 kanu oldukları كَانُوا كون 15 yefterune iftira atarlar يَفْتَرُونَ فري", "ayetNo" : "24", "id" : "797", "kuranAyetNo" : "317", "not1" : "*İftira, zan, yalan, söylenti\/hadis temelli uydurulmuş din.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve sual ederler\/sorarlar sana yetimler131 hakkında; de ki: \"Islah360 onlara bir hayırdır; ve eğer karışırsanız* onlara; öyle ki kardeşlerinizdir386 sizlerin; ve Allah (ayırmayı) bilir fesat265 edeni ıslah360 edenden; ve eğer dileseydi Allah mutlak zora\/sıkıntıya sokardı sizleri dünyada ve ahirette*; doğrusu Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fi   فِي - 2 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 3 vel'ahirati ve ahirette وَالْاخِرَةِ اخر 4 veyeseluneke ve sual ederler\/sorarlar sana وَيَسْأَلُونَكَ سال 5 ani hakkında عَنِ - 6 l-yetama yetimler الْيَتَامَىٰ يتم 7 kul de ki قُلْ قول 8 islahun ıslah إِصْلَاحٌ صلح 9 lehum onlara لَهُمْ - 10 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير 11 ve in ve eğer وَإِنْ - 12 tuhalituhum karışırsanız onlara تُخَالِطُوهُمْ خلط 13 feihvanukum öyle ki kardeşlerinizdir sizlerin فَإِخْوَانُكُمْ اخو 14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 15 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 16 l-mufside fesat edeni الْمُفْسِدَ فسد 17 mine -den مِنَ - 18 l-muslihi ıslah eden- الْمُصْلِحِ صلح 19 velev ve eğer وَلَوْ - 20 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 21 llahu Allah اللَّهُ - 22 leea'netekum mutlak zora\/sıkıntıya sokardı sizleri لَأَعْنَتَكُمْ عنت 23 inne doğrusu إِنَّ - 24 llahe Allah اللَّهَ - 25 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز 26 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم  ", "ayetNo" : "220", "id" : "707", "kuranAyetNo" : "227", "not1" : "*Ailenin bir üyesi yaparsanız, evlat edinirseniz. **'dünyada ve ahirette' geçişinin 'mutlak zora\/sıkıntıya sokardı sizleri ' sonrası olması gerekmektedir. Bu konuyla ilgili detaylı bilgi aşağıdaki makaleden okunabilir. Mushaftaki 2:220 ayeti ‘dünyada ve ahirette’ geçişi şeklinde mi başlamalı?   ", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve yapmayın Allah’ı bir gaye\/amaç* yeminlerinize; ki (o durumda) erdemli olursunuz; ve takvalı21 olursunuz; ve düzeltirsiniz\/iyileştirirsiniz insanların arasını; Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 tec'alu yapmayın تَجْعَلُوا جعل 3 llahe Allah’ı اللَّهَ - 4 urdeten bir gaye\/amaç عُرْضَةً عرض 5 lieymanikum yeminlerinize لِأَيْمَانِكُمْ يمن 6 en ki أَنْ - 7 teberru erdemli olursunuz تَبَرُّوا برر 8 ve tetteku ve takvalı olursunuz وَتَتَّقُوا وقي 9 ve tuslihu ve düzeltirsiniz\/iyileştirsiniz وَتُصْلِحُوا صلح 10 beyne arasını بَيْنَ بين 11 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 12 vallahu Allah وَاللَّهُ - 13 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع 14 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "224", "id" : "711", "kuranAyetNo" : "231", "not1" : "*Alet etmek.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Süslendi insanlara şehvetlerin\/aşırı arzulamaların sevgisi; kadınlardan ve oğullardan; ve kantarlardan\/yığınlardan kantarlı\/yığınlı altından ve gümüşten; ve cins atlardan; ve çiftlik hayvanlarından; ve ekinlerden; işte bunlar; metasıdır54 dünya hayatının; ve Allah'ın indindedir\/katındadır güzel geri dönüş yeri.", "ayetLatin" : "  # Kelime Anlam Arapça Kök 1 zuyyine süslendi زُيِّنَ زين 2 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 3 hubbu sevgisi حُبُّ حبب 4 ş-şehevati şehvetlerin\/arzulamaların الشَّهَوَاتِ شهو 5 mine   مِنَ - 6 n-nisa'i kadınlardan النِّسَاءِ نسو 7 velbenine ve oğullardan وَالْبَنِينَ بني 8 velkanatiri ve kantarlar\/yığınlar وَالْقَنَاطِيرِ قنطر 9 l-mukantarati kantarlı\/yığınla الْمُقَنْطَرَةِ قنطر 10 mine   مِنَ - 11 z-zehebi altından الذَّهَبِ ذهب 12 velfiddeti ve gümüşten وَالْفِضَّةِ فضض 13 velhayli ve atlardan وَالْخَيْلِ خيل 14 l-musevvemeti cins الْمُسَوَّمَةِ سوم 15 vel'en'aami ve çiftlik hayvanları وَالْأَنْعَامِ نعم 16 velharsi ve ekinlerden (gelen) وَالْحَرْثِ حرث 17 zalike işte bunlar ذَٰلِكَ - 18 metau metasıdır مَتَاعُ متع 19 l-hayati hayatının الْحَيَاةِ حيي 20 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 21 vallahu ve Allah'ın وَاللَّهُ - 22 indehu indindedir\/katındadır عِنْدَهُ عند 23 husnu güzel حُسْنُ حسن 24 l-mabi geri dönüle الْمَابِ اوب  ", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "", "id" : "787", "kuranAyetNo" : "307", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İman47 etti resûl418 Rabbinden4 kendisine indirilmişe; ve müminler27; hepsi iman47 etti Allah'a; ve meleklerine; ve kitaplarına; ve resûllerine418; \"ayırmayız resûllerinden418 birinin arasını\"; ve dediler: \"İşittik; ve itaat ettik; senin mağfiretin319. Rabbimiz4!; ve sanadır dönüş yeri.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 amene iman etti امَنَ امن 2 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل 3 bima   بِمَا - 4 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 5 ileyhi kendisine إِلَيْهِ - 6 min   مِنْ - 7 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب 8 velmu'minune ve müminler  وَالْمُؤْمِنُونَ امن 9 kullun hepsi كُلٌّ كلل 10 amene iman etti امَنَ امن 11 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 12 ve melaiketihi ve meleklerine وَمَلَائِكَتِهِ ملك 13 ve kutubihi ve kitaplarına وَكُتُبِهِ كتب 14 ve rusulihi ve resullerine وَرُسُلِهِ رسل 15 la   لَا - 16 nuferriku ayırmayız نُفَرِّقُ فرق 17 beyne arasını بَيْنَ بين 18 ehadin birinin أَحَدٍ احد 19 min   مِنْ - 20 rusulihi resullerinden رُسُلِهِ رسل 21 ve kalu ve dediler  وَقَالُوا قول 22 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع 23 ve etaa'na ve itaat ettik وَأَطَعْنَا طوع 24 gufraneke mağfiretin senin غُفْرَانَكَ غفر 25 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 26 ve ileyke ve sanadır وَإِلَيْكَ - 27 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير", "ayetNo" : "285", "id" : "769", "kuranAyetNo" : "292", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Borçlandığınız zaman borç; belirlenmiş bir ecele\/süreye kadar; öyle ki yazın onu (borcu); ve yazsın aranızdan bir kâtip\/yazıcı adaletle680; geri çevirmesin\/reddetmesin kâtip\/yazıcı; ki yazsın Allah'ın ona öğrettiği gibi*; öyle ki yazsın ve dikte etsin** (borçlu) kimse (ki) üzerindedir hak (borçlu); ve takvalı21 olsun (borçlu) Allah’a; Rabbine; ve azaltmasın (borçlu) ondan (borçtan) bir şey; öyle ki eğer üzerinde hak olmuş olan (borçlu) kimse bir aklı ermezse ya da bir zayıfsa\/acizse ya da o tabi olamazsa\/güç yetiremezse dikte etmeye**; öyle ki dikte etsin** velisi onun adaletle680; ve şahit\/tanık edin iki şahidi\/tanığı adamlarınızdan\/erkeklerinizden; öyle ki eğer asla olmazsa iki adam\/erkek; öyle ki bir adam\/erkek ve iki kadın384 şahitlerden; razı olduğunuz kimseden; ki dalalete düşer o ikisinin biri (bir kadın); öyle ki hatırlatır o ikisinin biri (kadın) diğerine384; ve geri çevirmesin\/reddetmesin şahitler davet edildikleri zaman; üşenmeyin yazmaya onu (borcu); az ya da çok; eceline kadar onun (borcun); işte bu; daha eşittir Allah’ın indinde\/katında; ve daha diktir\/ayaktadır\/kıyamdadır şahitliğe\/tanıklığa; ve daha yakındır kuşkulanmamamıza; dışındadır ki olur hazır bir ticaret***; değiş tokuş edersiniz onu aranızda; öyle ki yoktur üzerinize bir günah ki yazmazsınız onu; ve şahit\/tanık tutun alışveriş ettiğiniz**** zaman; ve de zarara uğratılmasın kâtip\/yazan; ve de şahit\/tanık; ve eğer faaliyet içinde olursanız (zarara uğratmaya); öyle ki doğrusu o (faaliyet) bir fâsıktır38 sizlere; ve takvalı21 olun Allah’a; ve öğretir sizlere Allah; ve Allah her bir şeyi bilendir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 iza zaman إِذَا - 5 tedayentum borçlandığınız تَدَايَنْتُمْ دين 6 bideynin borç بِدَيْنٍ دين 7 ila kadar إِلَىٰ - 8 ecelin ecele أَجَلٍ اجل 9 musemmen bir belirlenmiş مُسَمًّى سمو 10 fektubuhu öyle ki yazın onu فَاكْتُبُوهُ كتب 11 velyektub ve yazsın وَلْيَكْتُبْ كتب 12 beynekum aranızdan بَيْنَكُمْ بين 13 katibun bir kâtip\/yazıcı كَاتِبٌ كتب 14 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل 15 ve la   وَلَا - 16 ye'be geri çevirmesin\/reddetmesin يَأْبَ ابي 17 katibun kâtip\/yazıcı كَاتِبٌ كتب 18 en ki أَنْ - 19 yektube yazsın يَكْتُبَ كتب 20 kema gibi كَمَا - 21 allemehu ona öğrettiği عَلَّمَهُ علم 22 llahu Allah'ın اللَّهُ - 23 felyektub öyle ki yazsın فَلْيَكْتُبْ كتب 24 velyumlili ve dikte etsin وَلْيُمْلِلِ ملل 25 llezi kimse الَّذِي - 26 aleyhi üzerindedir onun عَلَيْهِ - 27 l-hakku hak الْحَقُّ حقق 28 velyetteki ve takvalı olsun وَلْيَتَّقِ وقي 29 llahe Allah’a اللَّهَ - 30 rabbehu Rabbi’ne رَبَّهُ ربب 31 ve la ve وَلَا - 32 yebhas azaltmasın يَبْخَسْ بخس 33 minhu ondan مِنْهُ - 34 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 35 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 36 kane oldu كَانَ كون 37 llezi kimse الَّذِي - 38 aleyhi üzerindedir onun عَلَيْهِ - 39 l-hakku hak الْحَقُّ حقق 40 sefihen bir aklı ermez سَفِيهًا سفه 41 ev ya da أَوْ - 42 deiyfen bir zayıf\/aciz ضَعِيفًا ضعف 43 ev ya da أَوْ - 44 la   لَا - 45 yestetiu tabi olmaz يَسْتَطِيعُ طوع 46 en ki أَنْ - 47 yumille dikte eder يُمِلَّ ملل 48 huve o هُوَ - 49 felyumlil öyle ki dikte etsin فَلْيُمْلِلْ ملل 50 veliyyuhu velisi onun وَلِيُّهُ ولي 51 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل 52 vesteşhidu ve şahit\/tanık edin وَاسْتَشْهِدُوا شهد 53 şehideyni iki şahidi\/tanığı شَهِيدَيْنِ شهد 54 min   مِنْ - 55 ricalikum adamlarınızdan رِجَالِكُمْ رجل 56 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 57 lem asla لَمْ - 58 yekuna olmazsa يَكُونَا كون 59 raculeyni iki adam رَجُلَيْنِ رجل 60 feraculun öyle ki bir adam فَرَجُلٌ رجل 61 vemraetani ve iki kadın وَامْرَأَتَانِ مرا 62 mimmen kimseden مِمَّنْ - 63 terdevne razı olursunuz تَرْضَوْنَ رضو 64 mine   مِنَ - 65 ş-şuheda'i şahidlerden الشُّهَدَاءِ شهد 66 en ki أَنْ - 67 tedille dalalate düşer (kadın) تَضِلَّ ضلل 68 ihdahuma  biri o ikisinin إِحْدَاهُمَا احد 69 fetuzekkira öyle ki hatırlatır فَتُذَكِّرَ ذكر 70 ihdahuma biri o ikisinin إِحْدَاهُمَا احد 71 l-uhra diğerine الْأُخْرَىٰ اخر 72 ve la ve وَلَا - 73 ye'be geri çevirmesin\/reddetmesin يَأْبَ ابي 74 ş-şuheda'u şahidler الشُّهَدَاءُ شهد 75 iza zaman إِذَا - 76 ma   مَا - 77 duu davet edildikleri دُعُوا دعو 78 ve la   وَلَا - 79 tesemu üşenmesinler تَسْأَمُوا سام 80 en ki أَنْ - 81 tektubuhu yazarsınız onu تَكْتُبُوهُ كتب 82 sagiran az صَغِيرًا صغر 83 ev ya da أَوْ - 84 kebiran çok كَبِيرًا كبر 85 ila kadar إِلَىٰ - 86 ecelihi eceline onun أَجَلِهِ اجل 87 zalikum işte bu ذَٰلِكُمْ - 88 eksetu daha eşittir أَقْسَطُ قسط 89 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 90 llahi Allah’ın اللَّهِ - 91 ve ekve mu ve daha diktir\/ayaktadır\/kıyamdadır وَأَقْوَمُ قوم 92 lişşehadeti şahitliğe\/tanıklığa لِلشَّهَادَةِ شهد 93 ve edna ve daha yakındır وَأَدْنَىٰ دنو 94 ella ki أَلَّا - 95 tertabu kuşkulanmazsınız تَرْتَابُوا ريب 96 illa dışında إِلَّا - 97 en ki أَنْ - 98 tekune olur تَكُونَ كون 99 ticaraten bir ticaret تِجَارَةً تجر 100 hadiraten hazır حَاضِرَةً حضر 101 tudiruneha değiş tokuş edersiniz onu تُدِيرُونَهَا دور 102 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين 103 feleyse öyle ki yoktur فَلَيْسَ ليس 104 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 105 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح 106 ella ki أَلَّا - 107 tektubuha  yazmazsınız onu تَكْتُبُوهَا كتب 108 ve eşhidu ve şahid\/tanık tutun وَأَشْهِدُوا شهد 109 iza zaman إِذَا - 110 tebayea'tum alışveriş edersiniz تَبَايَعْتُمْ بيع 111 ve la ve de وَلَا - 112 yudarra zarara uğratılmasın يُضَارَّ ضرر 113 katibun kâtip\/yazan كَاتِبٌ كتب 114 ve la ve de وَلَا - 115 şehidun şahik\/tanık شَهِيدٌ شهد 116 ve in ve eğer وَإِنْ - 117 tef'alu faaliyet içinde olursanız تَفْعَلُوا فعل 118 feinnehu öyle ki doğrusu o فَإِنَّهُ - 119 fusukun bir fasıktır فُسُوقٌ فسق 120 bikum sizlere بِكُمْ - 121 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 122 llahe Allah’a اللَّهَ - 123 ve yuallimukumu ve öğretir sizlere وَيُعَلِّمُكُمُ علم 124 llahu Allah اللَّهُ - 125 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 126 bikulli her bir بِكُلِّ كلل 127 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 128 alimun bilendir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "282", "id" : "766", "kuranAyetNo" : "289", "not1" : "*Yüce Allah'ın kendisine verdiği okuma yazma nimetini kullanarak ayette belirtildiği gibi yazsın. **Yazıyı takip etsin. Gerekirse sesli olarak okusun. ***Borçlanmadan yapılan peşin alışveriş. ****Borçlanarak yapılan alışveriş.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Görmez misin kimseleri (ki) çıktılar diyarlarından?; ve onlar binlercedir; ölüme* hazır; öyle ki dedi onlara Allah: \"Ölün*!\"; sonra hayat verdi* (Allah) onlara; doğrusu Allah mutlak sahibidir bir fazl\/fazilet insanlara karşı; velakin\/fakat insanların ekserisi\/çoğu\/geneli şükretmezler43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem   أَلَمْ - 2 tera görmez misin? تَرَ راي 3 ila   إِلَى - 4 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 5 haracu çıktılar خَرَجُوا خرج 6 min   مِنْ - 7 diyarihim diyarlarından دِيَارِهِمْ دور 8 ve hum ve onlar وَهُمْ - 9 ulufun binlercesi أُلُوفٌ الف 10 hazera hazır حَذَرَ حذر 11 l-mevti ölümle الْمَوْتِ موت 12 fekale öyle ki dedi فَقَالَ قول 13 lehumu onlara لَهُمُ - 14 llahu Allah اللَّهُ - 15 mutu Ölün! مُوتُوا موت 16 summe sonra ثُمَّ - 17 ehyahum hayat verdi (Allah) onlara أَحْيَاهُمْ حيي 18 inne doğrusu إِنَّ - 19 llahe Allah اللَّهَ - 20 lezu mutlak sahibidir لَذُو - 21 fedlin fazl\/fazilet فَضْلٍ فضل 22 ala karşı عَلَى - 23 n-nasi insanlara النَّاسِ نوس 24 velakinne velakin وَلَٰكِنَّ - 25 eksera ekserisi\/çoğu\/geneli أَكْثَرَ كثر 26 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 27 la   لَا - 28 yeşkurune şükretmezler يَشْكُرُونَ شكر  ", "ayetNo" : "243", "id" : "728", "kuranAyetNo" : "250", "not1" : "*Anlarız ki Yüce Allah ölümün eşiğinden bu insanları geri döndürmüştür. Hayatlarını bağışlamıştır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sual ederler\/sorarlar sana hamr138 ve meysir359 hakkında; de ki: \"İkisindedir büyük bir günah; ve menfaatler* insanlar için; ve günahı ikisinin daha büyüktür faydasından ikisinin”; ve sual ederler\/sorarlar neyi infak6 ederler; de ki: \"Af\/bağış358”; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetleri; belki sizler tefekkür357 edersiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeseluneke sual ederler\/sorarlar sana يَسْأَلُونَكَ سال 2 ani hakkında عَنِ - 3 l-hamri hamır الْخَمْرِ خمر 4 velmeysiri ve meysir وَالْمَيْسِرِ يسر 5 kul de ki قُلْ قول 6 fihima o ikisindedir فِيهِمَا - 7 ismun bir günah إِثْمٌ اثم 8 kebirun büyük كَبِيرٌ كبر 9 ve menafiu ve menfeat وَمَنَافِعُ نفع 10 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس 11 veismuhuma ve günahı o ikisinin وَإِثْمُهُمَا اثم 12 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر 13 min -ndan مِنْ - 14 nef'ihima faydasından o ikisinin نَفْعِهِمَا نفع 15 ve yeseluneke ve sual ederler\/sorarlar وَيَسْأَلُونَكَ سال 16 maza neyi مَاذَا - 17 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق 18 kuli de ki قُلِ قول 19 l-afve affedilen الْعَفْوَ عفو 20 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 21 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين 22 llahu Allah اللَّهُ - 23 lekumu sizlere لَكُمُ - 24 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 25 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 26 tetefekkerune fikir yürütürsünüz\/tefekkür edersiniz تَتَفَكَّرُونَ فكر  ", "ayetNo" : "219", "ayetNot" : "", "id" : "706", "kuranAyetNo" : "226", "not1" : "*Faydalar.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve nikahlamayın* (kadın) müşrikleri36; ta ki (o kadınlar) iman47 ederler; ve hizmetçi (kadın) bir mümin27 hayırlıdır (kadın) bir müşrikten36; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o kadın) sizleri; ve nikahlamayın** (erkek) müşrikleri36; ta ki (o erkekler) iman47 ederler; ve mutlak ki köle (erkek) bir mümin27 hayırlıdır bir (erkek) müşrikten36; ve eğer acayip etkilediyse (bile) (o erkek) sizleri; işte bunlar çağırırlar ateşe doğru; ve Allah çağırır cennete doğru; ve mağfirete; O’nun izniyle; ve beyan eder (Allah) ayetlerini insanlara; belki onlar zikrederler\/hatırlarlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 tenkihu nikahlamayın تَنْكِحُوا نكح 3 l-muşrikati (kadın) müşrikleri الْمُشْرِكَاتِ شرك 4 hatta ta ki حَتَّىٰ - 5 yu'minne (o kadınlar) iman ederler يُؤْمِنَّ امن 6 veleemetun ve hizmetçi وَلَأَمَةٌ امو 7 mu'minetun (kadın) bir mümin مُؤْمِنَةٌ امن 8 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 9 min   مِنْ - 10 muşriketin (kadın) bir müşrikten مُشْرِكَةٍ شرك 11 velev ve eğer وَلَوْ - 12 ea'cebetkum acayip etkilediyse (o kadın) sizleri أَعْجَبَتْكُمْ عجب 13 ve la ve وَلَا - 14 tunkihu nikahlamayın تُنْكِحُوا نكح 15 l-muşrikine (erkek) müşrikleri الْمُشْرِكِينَ شرك 16 hatta ta ki حَتَّىٰ - 17 yu'minu (o erkekler) iman ederler يُؤْمِنُوا امن 18 veleabdun ve mutlak ki bir köle وَلَعَبْدٌ عبد 19 mu'minun (erkek) bir mümin مُؤْمِنٌ امن 20 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 21 min -ten مِنْ - 22 muşrikin bir (erkek) müşrikten مُشْرِكٍ شرك 23 velev ve eğer وَلَوْ - 24 ea'cebekum acayip etkilediyse (o erkek) sizleri أَعْجَبَكُمْ عجب 25 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 26 yed'une çağırırlar يَدْعُونَ دعو 27 ila doğru إِلَى - 28 n-nari ateşe النَّارِ نور 29 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 30 yed'u çağırır يَدْعُو دعو 31 ila doğru إِلَى - 32 l-cenneti cennete الْجَنَّةِ جنن 33 velmegfirati ve mağfirete وَالْمَغْفِرَةِ غفر 34 biiznihi izniyle O’nun بِإِذْنِهِ اذن 35 ve yubeyyinu ve beyan eder وَيُبَيِّنُ بين 36 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي 37 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 38 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 39 yetezekkerune zikrederler\/hatırlarlar يَتَذَكَّرُونَ ذكر  ", "ayetNo" : "221", "id" : "708", "kuranAyetNo" : "228", "not1" : "*Eril çoğul olarak gelmiştir. Müşriklerle yapılan evliliklere toplum olarak engel olun buyurulmaktadır. Ayetin Arapça grameri bizlere toplumsal mesaj verildiğini apaçık gösterir.  **Eril çoğul olarak gelmiştir. Erkekler erkekleri kendilerine nikahlayamayacağına göre demek ki 'nikahlamayın' uyarısı bireysel değil toplumsaldır.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve katledin35 Allah yolunda331; ve bilin ki Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve katilu ve katledin وَقَاتِلُوا قتل 2 fi   فِي - 3 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 4 llahi Allah اللَّهِ - 5 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 6 enne ki أَنَّ - 7 llahe Allah اللَّهَ - 8 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع 9 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "244", "id" : "729", "kuranAyetNo" : "251", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler; vefat ettirilirler sizlerden; ve bırakırlar geride eşler; bir vasiyet (olsun) eşleri için; bir yıla kadar bir meta54; yoktur ihraç\/çıkarma; öyle ki eğer çıktılar (kadınlar) (isteyerek); öyle ki yoktur bir günah sizlere faal olduklarından; kendi nefislerindeki201 bir maruftan291; ve Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 yuteveffevne vefat ettirilirler يُتَوَفَّوْنَ وفي 3 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 4 ve yezerune ve bırakırlar geride وَيَذَرُونَ وذر 5 ezvacen eşler أَزْوَاجًا زوج 6 vesiyyeten bir vasiyettir وَصِيَّةً وصي 7 liezvacihim eşleri için لِأَزْوَاجِهِمْ زوج 8 metaan bir meta مَتَاعًا متع 9 ila kadar إِلَى - 10 l-havli bir yıla الْحَوْلِ حول 11 gayra yoktur غَيْرَ غير 12 ihracin ihraç\/çıkarma إِخْرَاجٍ خرج 13 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 14 haracne çıktılar (kadınlar) خَرَجْنَ خرج 15 fela öyle ki yoktur فَلَا - 16 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 17 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 18 fi   فِي - 19 ma   مَا - 20 fealne faal olduklarında فَعَلْنَ فعل 21 fi   فِي - 22 enfusihinne nefislerinde أَنْفُسِهِنَّ نفس 23 min   مِنْ - 24 mea'rufin bir maruftan مَعْرُوفٍ عرف 25 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 26 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز 27 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم  ", "ayetNo" : "240", "id" : "725", "kuranAyetNo" : "247", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer boşadıysa* (erkek) onu (kadını); öyle ki helal olmaz ona (erkeğe) sonrasında; ta ki nikahlar onu (kadını) bir eş (başka bir erkek) kendisi dışında; öyle ki eğer boşadıysa (yeni nikahlanmış erkek) onu (kadını); öyle ki yoktur bir günah ikisi (kadın-erkek) üzerine ki geri dönerler; eğer zannederlerse ki korurlar Allah'ın hudutlarını\/sınırlarını; ve işte şunlar; hudutlarıdır\/sınırlarıdır Allah'ın; beyan eder (Allah) bilen bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 tallekaha boşadıysa (erkek) onu (kadını) طَلَّقَهَا طلق 3 fela öyle ki فَلَا - 4 tehillu helal olmaz تَحِلُّ حلل 5 lehu ona (erkeğe) لَهُ - 6 min   مِنْ - 7 bea'du sonrasında بَعْدُ بعد 8 hatta ta ki حَتَّىٰ - 9 tenkiha nikahlar onu (kadını) تَنْكِحَ نكح 10 zevcen bir eş (başka bir erkek) زَوْجًا زوج 11 gayrahu kendisinin dışında غَيْرَهُ غير 12 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 13 tallekaha boşadıysa (başka erkek) onu (kadını) طَلَّقَهَا طلق 14 fela öyle ki yoktur فَلَا - 15 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 16 aleyhima ikisi (kadın-erkek) üzerine عَلَيْهِمَا - 17 en ki أَنْ - 18 yeteraceaa dönerler يَتَرَاجَعَا رجع 19 in eğer إِنْ - 20 zenna zannederlerse ظَنَّا ظنن 21 en ki أَنْ - 22 yukima korurlar يُقِيمَا قوم 23 hudude hudutlarını\/sınırlarını حُدُودَ حدد 24 llahi Allah'ın اللَّهِ - 25 ve tilke ve işte şunlar   وَتِلْكَ - 26 hududu hudutlarıdır\/sınırlarıdır حُدُودُ حدد 27 llahi Allah'ın اللَّهِ - 28 yubeyyinuha beyan eder (Allah) يُبَيِّنُهَا بين 29 likavmin bir kavim için لِقَوْمٍ قوم 30 yea'lemune bilen يَعْلَمُونَ علم  ", "ayetNo" : "230", "id" : "717", "kuranAyetNo" : "237", "not1" : "*İki kez boşanma gerçekleşmişse.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve eğer oldu (o borç alan) bir zorluk sahibi; öyle ki bakıp beklemedir bir kolaylığa doğru; ve ki sadaka378 ederseniz bir hayırdır sizlere; eğer olduysanız bilirler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 kane oldu (o) كَانَ كون 3 zu sahibi ذُو - 4 usratin bir zorluk عُسْرَةٍ عسر 5 feneziratun öyle ki bakıp bekleme  فَنَظِرَةٌ نظر 6 ila doğru إِلَىٰ - 7 meyseratin bir kolaylığa مَيْسَرَةٍ يسر 8 ve en ve ki وَأَنْ - 9 tesaddeku sadaka ederseniz تَصَدَّقُوا صدق 10 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير 11 lekum sizlere لَكُمْ - 12 in eğer إِنْ - 13 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 14 tea'lemune bilirler تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "280", "id" : "764", "kuranAyetNo" : "287", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve takvalı21 olun bir güne; döndürülürsünüz onda Allah'a; sonra tamamlanır her bir nefse201 kazandığı; ve onlara zulmedilmez.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 2 yevmen bir güne يَوْمًا يوم 3 turceune döndürülürsünüz تُرْجَعُونَ رجع 4 fihi onda فِيهِ - 5 ila   إِلَى - 6 llahi Allah'a اللَّهِ - 7 summe sonra ثُمَّ - 8 tuveffa tamamlanır تُوَفَّىٰ وفي 9 kullu her كُلُّ كلل 10 nefsin nefse نَفْسٍ نفس 11 ma   مَا - 12 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب 13 ve hum ve onlara وَهُمْ - 14 la   لَا - 15 yuzlemune zulmedilmez يُظْلَمُونَ ظلم", "ayetNo" : "281", "id" : "765", "kuranAyetNo" : "288", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Maruf291 bir kelime ve mağfiret* iyidir bir sadakadan378 (ki) tabi olur ona (sadakaya) bir eziyet**; ve Allah Ganiyy’dir106; Halîm’dir58.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kavlun bir kelime قَوْلٌ قول 2 mea'rufun maruf مَعْرُوفٌ عرف 3 ve megfiratun ve mağfiret وَمَغْفِرَةٌ غفر 4 hayrun iyidir خَيْرٌ خير 5 min   مِنْ - 6 sadekatin bir sadakadan صَدَقَةٍ صدق 7 yetbeuha tabi olur ona يَتْبَعُهَا تبع 8 ezen bir eziyet أَذًى اذي 9 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 10 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني 11 halimun Halîm’dir حَلِيمٌ حلم  ", "ayetNo" : "263", "id" : "748", "kuranAyetNo" : "270", "not1" : "*Bağışlama. **Sıkıntı, eziyet, huzursuzluk.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) yerler riba383; kalkmazlar (onlar) ancak kalkan kimse gibi; çarptı onu şeytan temasından; işte bu onların \"Doğrusu (ki) satış neyse riba383 (da) mislidir\/benzeridir\" demelerindendir; ve helal kıldı Allah satışı; ve haram etti ribayı383; öyle ki kim getirdi  kendine bir vaaz653 Rabbinden; öyle ki engelledi (o); öyle ki önceden geçeni ona; ve emri\/işi onun Allah'adır; ve kim geri döndü; öyle ki işte bunlar ateş ashabıdır; onlar orada (cehennemde) ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 2 ye'kulune yerler يَأْكُلُونَ اكل 3 r-riba riba الرِّبَا ربو 4 la   لَا - 5 yekumune kalkmazlar يَقُومُونَ قوم 6 illa dışında إِلَّا - 7 kema gibi كَمَا - 8 yekumu kalkar يَقُومُ قوم 9 llezi kimse الَّذِي - 10 yetehabbetuhu çarptı onu يَتَخَبَّطُهُ خبط 11 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 12 mine   مِنَ - 13 l-messi temasından الْمَسِّ مسس 14 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 15 biennehum onların ki بِأَنَّهُمْ - 16 kalu derler قَالُوا قول 17 innema doğrusu neyse إِنَّمَا - 18 l-bey'u satış الْبَيْعُ بيع 19 mislu mislidir\/benzeridir مِثْلُ مثل 20 r-riba riba الرِّبَا ربو 21 veehalle ve helal kıldı وَأَحَلَّ حلل 22 llahu Allah اللَّهُ - 23 l-bey'a satışı الْبَيْعَ بيع 24 veharrame ve haram etti وَحَرَّمَ حرم 25 r-riba ribayı الرِّبَا ربو 26 femen öyle ki kim فَمَنْ - 27 ca'ehu getirdi kendine جَاءَهُ جيا 28 mev'izetun bir vaaz\/tavsiye مَوْعِظَةٌ وعظ 29 min   مِنْ - 30 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب 31 fenteha öyle ki engelledi فَانْتَهَىٰ نهي 32 fe lehu öyle ki ona 33 ma   مَا - 34 selefe önceden geçeni سَلَفَ سلف 35 ve emruhu ve emri\/işi onun وَأَمْرُهُ امر 36 ila   إِلَى - 37 llahi Allah'adır اللَّهِ - 38 ve men ve kim وَمَنْ - 39 aade geri döndü عَادَ عود 40 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 41 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب 42 n-nari ateş النَّارِ نور 43 hum onlar هُمْ - 44 fiha orada (cehennemde) فِيهَا - 45 halidune ölümsüzler خَالِدُونَ خلد  ", "ayetNo" : "275", "id" : "760", "kuranAyetNo" : "282", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! İnfak6 edin iyilerinden kazandıklarınızın; ve çıkardığımızdan sizlere yerden; kalkışmayın\/yeltenmeyin kötüsüne ondan (ki) infak6 edersiniz; ve olmayın edinenler onu ancak ki göz kapatırsınız* ona (infak edilene); ve bilin ki doğrusu Allah Ganiyy’dir106; Hamîd’tir107.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 enfiku infak edin أَنْفِقُوا نفق 5 min   مِنْ - 6 tayyibati iyilerinden طَيِّبَاتِ طيب 7 ma   مَا - 8 kesebtum kazandıklarınızın كَسَبْتُمْ كسب 9 ve mimma ve وَمِمَّا - 10 ehracna çıkardığımızdan أَخْرَجْنَا خرج 11 lekum sizlere لَكُمْ - 12 mine -den مِنَ - 13 l-erdi yer- الْأَرْضِ ارض 14 ve la   وَلَا - 15 teyemmemu kalkışmayın\/yeltenmeyin تَيَمَّمُوا يمم 16 l-habise kötülere الْخَبِيثَ خبث 17 minhu ondan مِنْهُ - 18 tunfikune infak etmeye تُنْفِقُونَ نفق 19 velestum ve olmazsınız وَلَسْتُمْ ليس 20 biahizihi edinenler onu بِاخِذِيهِ اخذ 21 illa dışında إِلَّا - 22 en ki أَنْ - 23 tugmidu kör kapatırsınız تُغْمِضُوا غمض 24 fihi ona فِيهِ - 25 vea'lemu ve bilin ki وَاعْلَمُوا علم 26 enne doğrusu أَنَّ - 27 llahe Allah اللَّهَ - 28 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني 29 hamidun Hamîd’tir حَمِيدٌ حمد  ", "ayetNo" : "267", "id" : "752", "kuranAyetNo" : "274", "not1" : "*Kendiniz için gördüğünüzde asla almayacağınız.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Önceden (de) insanlar için bir doğru yola kılavuzu (da); ve indirmişti furkanı259; doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler Allah'ın ayetlerine400; onlaradır şiddetli bir azap; ve Allah Azîz’dir37; Zuntikâm’dır390.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 min   مِنْ - 2 kablu önceden قَبْلُ قبل 3 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي 4 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 5 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل 6 l-furkane furkanı الْفُرْقَانَ فرق 7 inne doğrusu إِنَّ - 8 ellezine kimselere الَّذِينَ - 9 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 10 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي 11 llahi Allah'ın اللَّهِ - 12 lehum onlaradır لَهُمْ - 13 azabun bir azab عَذَابٌ عذب 14 şedidun şiddetli شَدِيدٌ شدد 15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 16 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز 17 zu   ذُو - 18 ntikamin Zuntikâm’dır انْتِقَامٍ نقم", "ayetNo" : "4", "id" : "777", "kuranAyetNo" : "297", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve boşadığınız zaman kadınları; öyle ki ulaştılar ecellerine*; öyle ki engellemeyin onları ki nikahlanırlar (kadınlar) eşleriyle**; razı oldukları zaman aralarında marufla291; işte budur; vaaz653 edildi onunla sizlerden iman47 eder olmuş kimseye Allah'a ve ahiret gününe; bu daha uygun\/doğrudur sizlere ve daha temizdir; ve Allah bilir; ve sizler bilmezsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 tallektumu boşadığınız طَلَّقْتُمُ طلق 3 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو 4 fe belegne öyle ki ulaştılar فَبَلَغْنَ بلغ 5 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل 6 fela öyle ki فَلَا - 7 tea'duluhunne engellemeyin onları تَعْضُلُوهُنَّ عضل 8 en ki أَنْ - 9 yenkihne nikahlanırlar (kadınlar) يَنْكِحْنَ نكح 10 ezvacehunne eşleriyle أَزْوَاجَهُنَّ زوج 11 iza zaman إِذَا - 12 teradev razı oldukları تَرَاضَوْا رضو 13 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين 14 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 15 zalike işte budur ذَٰلِكَ - 16 yuazu vaaz edildi يُوعَظُ وعظ 17 bihi onunla بِهِ - 18 men kimseye مَنْ - 19 kane oldu كَانَ كون 20 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 21 yu'minu iman ederler يُؤْمِنُ امن 22 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 25 zalikum bu ذَٰلِكُمْ - 26 ezka daha uygun\/doğrudur أَزْكَىٰ زكو 27 lekum sizlere لَكُمْ - 28 ve etheru ve daha temizdir وَأَطْهَرُ طهر 29 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 30 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 31 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ - 32 la   لَا - 33 tea'lemune bilmezsiniz تَعْلَمُونَ علم  ", "ayetNo" : "232", "id" : "719", "kuranAyetNo" : "239", "not1" : "*İddet süresinin sonu. **Nikahlanacak olan yeni eş.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Yazıldı üzerinize katletme35; ve o (katletme) sevimsizdir sizlere; sevimsiz bulduğunuz bir şey belki de o bir hayırdır\/iyidir sizlere; ve sevdiğiniz bir şey belki de o bir şerdir\/kötüdür sizlere; ve Allah bilir; ve sizler bilmezsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kutibe yazıldı كُتِبَ كتب 2 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ - 3 l-kitalu katletme الْقِتَالُ قتل 4 vehuve ve o وَهُوَ - 5 kurhun sevimsiz\/antipatiktir كُرْهٌ كره 6 lekum sizlere لَكُمْ - 7 veasa ve belki de وَعَسَىٰ عسي 8 en   أَنْ - 9 tekrahu sevimsiz\/antipatik bulduğunuz تَكْرَهُوا كره 10 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 11 ve huve o وَهُوَ - 12 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير 13 lekum sizlere لَكُمْ - 14 ve asa ve belki de وَعَسَىٰ عسي 15 en   أَنْ - 16 tuhibbu sevdiğiniz تُحِبُّوا حبب 17 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 18 ve huve o وَهُوَ - 19 şerrun bir şerdir\/kötürür شَرٌّ شرر 20 lekum sizlere لَكُمْ - 21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 22 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 23 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 24 la   لَا - 25 tea'lemune bilmezsiniz تَعْلَمُونَ علم  ", "ayetNo" : "216", "id" : "703", "kuranAyetNo" : "223", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Muhakkak ki oldu sizlere bir ayet287 karşılaşan iki grupta; bir grup katleder Allah yolunda331; ve diğer (grup) kâfirdir25; göz bakışı (-yla) görürler (kâfirler) onları (Allah yolunda olanları) kendilerinin iki misli; ve Allah destekler\/arka çıkar kendi yardımıyla dilediği kimseye; doğrusu bundadır mutlak bir ibret; görüş sahipleri için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kad muhakkak قَدْ - 2 kane oldu كَانَ كون 3 lekum sizlere لَكُمْ - 4 ayetun bir ayet\/gösterge ايَةٌ ايي 5 fi   فِي - 6 fieteyni iki grupta فِئَتَيْنِ فاي 7 t-tekata karşılaştı ikisi الْتَقَتَا لقي 8 fietun bir grup فِئَةٌ فاي 9 tukatilu katleder (o grup) تُقَاتِلُ قتل 10 fi   فِي - 11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 12 llahi Allah اللَّهِ - 13 ve uhra ve diğer (grup) وَأُخْرَىٰ اخر 14 kafiratun kâfirdir كَافِرَةٌ كفر 15 yeravnehum görürler (kâfirler) onları يَرَوْنَهُمْ راي 16 misleyhim kendilerinin iki misli مِثْلَيْهِمْ مثل 17 ra'ye bakışı رَأْيَ راي 18 l-ayni göz الْعَيْنِ عين 19 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 20 yu'eyyidu destekler\/arka çıkar يُؤَيِّدُ ايد 21 binesrihi yardımıyla O’nun بِنَصْرِهِ نصر 22 men kimseye مَنْ - 23 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 24 inne doğrusu إِنَّ - 25 fi   فِي - 26 zalike bundadır ذَٰلِكَ - 27 leibraten mutlak bir ibret لَعِبْرَةً عبر 28 liuli sahipleri için لِأُولِي اول 29 l-ebsari görüşler الْأَبْصَارِ بصر", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "786", "kuranAyetNo" : "306", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Haber vereyim mi sizlere bunlardan hayırlısını? Rablerinin4 indinde\/katında takvalı21 olmuş kimseleredir cennetler; akar onun (cennetin) altından nehirler; ölümsüzlerdir185 orada (cennette); ve (vardır) tertemiz eşler184; ve Allah’tan bir rıza; ve Allah görendir kullarını.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 e'unebbiukum haber vereyim mi sizlere أَؤُنَبِّئُكُمْ نبا 3 bihayrin hayırlısını بِخَيْرٍ خير 4 min   مِنْ - 5 zalikum bunlardan ذَٰلِكُمْ - 6 lillezine kimseler için لِلَّذِينَ - 7 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي 8 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 9 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب 10 cennatun cennetler جَنَّاتٌ جنن 11 tecri akar تَجْرِي جري 12 min   مِنْ - 13 tehtiha altından onun (cennetin) تَحْتِهَا تحت 14 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 15 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 16 fiha orada (cennette) فِيهَا - 17 ve ezvacun ve eşler وَأَزْوَاجٌ زوج 18 mutahheratun tertemiz مُطَهَّرَةٌ طهر 19 ve ridvanun ve bir rıza وَرِضْوَانٌ رضو 20 mine   مِنَ - 21 llahi Allah’tan اللَّهِ - 22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 23 besirun görendir بَصِيرٌ بصر 24 bil-ibadi kullarını بِالْعِبَادِ عبد", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "", "id" : "788", "kuranAyetNo" : "308", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer hac376 ederlerse sana; öyleyse de ki: \"Teslim ettim yüzümü Allah'a; ve bana tabi olmuş kimse (de teslim etti yüzünü Allah'a)\"; ve de ki kendilerine kitap verilmişlere135 ve ümmilere277: \"Teslim oldunuz mu sizler?\"; öyle ki eğer teslim oldularsa öyle ki muhakkak doğru yola kılavuzlandılar; ve eğer yüz çevirdilerse öyle ki sanadır ancak belagat\/duyurma399; ve Allah kullarını görendir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 haccuke hacc ederlerse sana حَاجُّوكَ حجج 3 fekul öyle ki de ki فَقُلْ قول 4 eslemtu teslim ettim أَسْلَمْتُ سلم 5 vechiye yüzümü وَجْهِيَ وجه 6 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 7 ve meni ve kimse وَمَنِ - 8 ttebeani tabi oldu bana اتَّبَعَنِ تبع 9 ve kul ve de ki وَقُلْ قول 10 lillezine kendilerine لِلَّذِينَ - 11 utu verildiler أُوتُوا اتي 12 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 13 vel'ummiyyine ve ümmilere وَالْأُمِّيِّينَ امم 14 eeslemtum teslim oldunuz mu sizler أَأَسْلَمْتُمْ سلم 15 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 16 eslemu teslim oldularsa أَسْلَمُوا سلم 17 fekadi öyle ki muhakkak فَقَدِ - 18 htedev doğru yola kılavuzlandılar اهْتَدَوْا هدي 19 vein ve eğer وَإِنْ - 20 tevellev sırt çevirdilerse تَوَلَّوْا ولي 21 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا - 22 aleyke sanadır عَلَيْكَ - 23 l-belagu belagat\/duyurma الْبَلَاغُ بلغ 24 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 25 besirun görendir بَصِيرٌ بصر 26 bil-ibadi kullarını بِالْعِبَادِ عبد", "ayetNo" : "20", "ayetNot" : "", "id" : "793", "kuranAyetNo" : "313", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Yoktur (senin) üzerine doğru yola kılavuzlamak onları; velakin\/fakat Allah doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; ve infak6 ettiğiniz bir hayırdan; öyle ki nefisleriniz201 içindir; ve infak6 eder değilsiniz Allah'ın yüzünü arama\/bakınma dışında; ve bir hayırdan infak6 ettiğiniz, tamamlanır sizlere; ve sizler zulmedilmezsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leyse yoktur لَيْسَ ليس 2 aleyke üzerine (senin) عَلَيْكَ - 3 hudahum doğru yola kılavuzlamak onları هُدَاهُمْ هدي 4 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 5 llahe Allah'tır اللَّهَ - 6 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي 7 men kimseyi مَنْ - 8 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 9 ve ma Ve وَمَا - 10 tunfiku infak ettiğiniz تُنْفِقُوا نفق 11 min   مِنْ - 12 hayrin bir hayırdan خَيْرٍ خير 13 felienfusikum öyle ki nefisleriniz içindir فَلِأَنْفُسِكُمْ نفس 14 ve ma Ve değildir وَمَا - 15 tunfikune infak edersiniz تُنْفِقُونَ نفق 16 illa dışında إِلَّا - 17 btiga'e arama\/bakınma ابْتِغَاءَ بغي 18 vechi yüzünü وَجْهِ وجه 19 llahi Allah'ın اللَّهِ - 20 ve ma ve  وَمَا - 21 tunfiku infak ettiğiniz تُنْفِقُوا نفق 22 min   مِنْ - 23 hayrin bir hayırdan خَيْرٍ خير 24 yuveffe tamamlanır يُوَفَّ وفي 25 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ - 26 ve entum ve sizler وَأَنْتُمْ - 27 la   لَا - 28 tuzlemune zulmedilmezsiniz تُظْلَمُونَ ظلم", "ayetNo" : "272", "id" : "757", "kuranAyetNo" : "279", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Sual ederler\/sorarlar sana neyi infak6 ederler; de ki: \"İnfak6 ettiğiniz hayırdan öyle ki ana-baba içindir; ve yakınlık sahipleri130; ve yetimler131; ve miskinler113; ve yolun oğlu130 (içindir); ve hayırdan yaptığınızı öyle ki doğrusu Allah bilendir onu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeseluneke sual ederler\/sorarla sana يَسْأَلُونَكَ سال 2 maza neyi مَاذَا - 3 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق 4 kul de ki قُلْ قول 5 ma   مَا - 6 enfektum infak ettiğiniz أَنْفَقْتُمْ نفق 7 min   مِنْ - 8 hayrin hayırdan خَيْرٍ خير 9 felilvalideyni öyle ki ana-baba içindir فَلِلْوَالِدَيْنِ ولد 10 vel'ekrabine ve yakınlık sahipleri وَالْأَقْرَبِينَ قرب 11 velyetama ve yetimler وَالْيَتَامَىٰ يتم 12 velmesakini ve miskinler وَالْمَسَاكِينِ سكن 13 vebni ve oğlu وَابْنِ بني 14 s-sebili yolun السَّبِيلِ سبل 15 ve ma ve وَمَا - 16 tef'alu yaptığınızı تَفْعَلُوا فعل 17 min   مِنْ - 18 hayrin hayırdan خَيْرٍ خير 19 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 20 llahe Allah اللَّهَ - 21 bihi onu بِهِ - 22 alimun bilendir عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "215", "id" : "702", "kuranAyetNo" : "222", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) derler: \"Rabbimiz4! Doğrusu bizler iman47 ettik; öyle ki mağfiret319 et bizlere günahlarımızı; ve sakındır bizleri ateş azabından.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yekulune derler يَقُولُونَ قول 3 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 4 innena doğrusu biz إِنَّنَا - 5 amenna iman ettik امَنَّا امن 6 fegfir öyle ki mağfiret et فَاغْفِرْ غفر 7 lena bizlere لَنَا - 8 zunubena günahlarımızı ذُنُوبَنَا ذنب 9 ve kina ve sakındır bizleri وَقِنَا وقي 10 azabe azabından عَذَابَ عذب 11 n-nari ateş النَّارِ نور", "ayetNo" : "16", "ayetNot" : "", "id" : "789", "kuranAyetNo" : "309", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Görmez misin İbrahim'e hac376 etmiş kimseyi onun Rabbi4 hakkında; ki verdi ona Allah mülk\/hükümdarlık; dediği zaman İbrahim: \"Benim Rabbim4 ki yaşatır ve öldürür\"; dedi (kimse): \"Ben (de) yaşatırım ve öldürürüm\"; dedi İbrahim: \"Öyle ki doğrusu Allah getirir Güneş’i doğudan; öyle ki sen (de) getir onu (Güneş'i) batıdan; öyle ki afalladı kâfirlik25 etmiş kimse; Allah doğru yola kılavuzlamaz zalimler kavmini\/toplumunu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem   أَلَمْ - 2 tera görmez misin تَرَ راي 3 ila   إِلَى - 4 llezi kimseyi الَّذِي - 5 hacce hac etmiş حَاجَّ حجج 6 ibrahime İbrahim'e إِبْرَاهِيمَ - 7 fi hakkında فِي - 8 rabbihi onun Rabbi رَبِّهِ ربب 9 en ki أَنْ - 10 atahu verdi ona اتَاهُ اتي 11 llahu Allah اللَّهُ - 12 l-mulke mülk\/hükümdarlık الْمُلْكَ ملك 13 iz zaman إِذْ - 14 kale dedi قَالَ قول 15 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ - 16 rabbiye beni Rabbim رَبِّيَ ربب 17 llezi ki الَّذِي - 18 yuhyi yaşatır يُحْيِي حيي 19 ve yumitu ve öldürür وَيُمِيتُ موت 20 kale dedi قَالَ قول 21 ena ben (de) أَنَا - 22 uhyi yaşatırım أُحْيِي حيي 23 ve umitu ve öldürürüm وَأُمِيتُ موت 24 kale dedi قَالَ قول 25 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ - 26 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 27 llahe Allah اللَّهَ - 28 ye'ti getirir يَأْتِي اتي 29 biş-şemsi Güneş’i بِالشَّمْسِ شمس 30 mine   مِنَ - 31 l-meşriki doğudan الْمَشْرِقِ شرق 32 fe'ti öyle ki getir sen فَأْتِ اتي 33 biha onu بِهَا - 34 mine   مِنَ - 35 l-megribi batıdan الْمَغْرِبِ غرب 36 febuhite öyle ki afalladı فَبُهِتَ بهت 37 llezi kimse الَّذِي - 38 kefera kâfirlik etmiş كَفَرَ كفر 39 vallahu Allah وَاللَّهُ - 40 la   لَا - 41 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي 42 l-kavme kavmi الْقَوْمَ قوم 43 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم  ", "ayetNo" : "258", "id" : "743", "kuranAyetNo" : "265", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "A L M44*", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elif, Lam, mim Elif Lâm Mîm الم -", "ayetNo" : "1", "id" : "774", "kuranAyetNo" : "294", "not1" : "*Elif, Lam, Mim.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Tutmaz (sorumlu) sizleri Allah yeminlerinizdeki diyalektle\/jargonla\/ağızla; ve lakin tutar (sorumlu) sizleri kalplerinizin kazandığıyla; ve Allah Gafûr’dur20; Halîm’dir58.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la   لَا - 2 yu'ahizukumu tutmaz (sorumlu) sizleri يُؤَاخِذُكُمُ اخذ 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 bil-legvi diyalektle\/jargonla\/ağızla بِاللَّغْوِ لغو 5 fi   فِي - 6 eymanikum yeminlerinizdeki أَيْمَانِكُمْ يمن 7 velakin ve lakin وَلَٰكِنْ - 8 yu'ahizukum tutar (sorumlu) sizleri يُؤَاخِذُكُمْ اخذ 9 bima   بِمَا - 10 kesebet kazandığıyla كَسَبَتْ كسب 11 kulubukum kalplerinizin قُلُوبُكُمْ قلب 12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 13 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 14 halimun Halîm’dir حَلِيمٌ حلم  ", "ayetNo" : "225", "id" : "712", "kuranAyetNo" : "232", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Öyle ki nasıl (olur halleri) bir araya getirdiğimiz zaman onları bir gün için; yoktur şüphe onda; ve tastamam verilir her bir nefsin201 kazandığı; ve zulmedilmez onlara.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekeyfe öyle ki nasıl (olur halleri) فَكَيْفَ كيف 2 iza   إِذَا - 3 cemea'nahum bir araya getirdiğimiz  zaman onları جَمَعْنَاهُمْ جمع 4 liyevmin bir gün için لِيَوْمٍ يوم 5 la yoktur لَا - 6 raybe şüphe رَيْبَ ريب 7 fihi onda  فِيهِ - 8 ve vuffiyet ve tastamam verilir وَوُفِّيَتْ وفي 9 kullu her bir كُلُّ كلل 10 nefsin nefsin نَفْسٍ نفس 11 ma   مَا - 12 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب 13 ve hum ve onlara وَهُمْ - 14 la   لَا - 15 yuzlemune zulmedilmez يُظْلَمُونَ ظلم", "ayetNo" : "25", "id" : "798", "kuranAyetNo" : "318", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İş şunlar; ayetleridir Allah'ın; okuruz onu sana hakla\/gerçekle; ve doğrusu sen mutlak mürselindensin368.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 tilke şunlar; تِلْكَ - 2 ayatu ayetleridir ايَاتُ ايي 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 netluha okuruz onu نَتْلُوهَا تلو 5 aleyke sana عَلَيْكَ - 6 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 7 ve inneke ve doğrusu sen وَإِنَّكَ - 8 lemine mutlak لَمِنَ - 9 l-murseline murselindensin. الْمُرْسَلِينَ رسل  ", "ayetNo" : "252", "id" : "737", "kuranAyetNo" : "259", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler Allah'ın ayetlerine400; ve katlettiler35 nebileri132 olmaksızın bir hak; ve katlederler35 kimseleri (ki) emrederler eşitliği insanlardan; öyle ki müjdele onlara elim\/acıklı bir azabı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 yekfurune kâfirlik ettiler يَكْفُرُونَ كفر 4 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي 5 llahi Allah'ın اللَّهِ - 6 ve yektulune ve katlettiler وَيَقْتُلُونَ قتل 7 n-nebiyyine nebileri النَّبِيِّينَ نبا 8 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 9 hakkin hak حَقٍّ حقق 10 ve yektulune ve katlederler وَيَقْتُلُونَ قتل 11 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 12 ye'murune emrederler يَأْمُرُونَ امر 13 bil-kisti eşitliği بِالْقِسْطِ قسط 14 mine   مِنَ - 15 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 16 febeşşirhum öyle ki müjdele onlara فَبَشِّرْهُمْ بشر 17 biazabin bir azabı بِعَذَابٍ عذب 18 elimin elim\/acıklı أَلِيمٍ الم", "ayetNo" : "21", "ayetNot" : "", "id" : "794", "kuranAyetNo" : "314", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Görmezler mi kâfirlik25 etmiş kimseler ki gökler162 ve yer olmuştu bir bitişik\/yapışık387; öyle ki ayırdık* o ikisini; ve yaptık sudan her bir canlı şeyi387; öyle ki iman47 etmezler mi?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 evelem   أَوَلَمْ - 2 yera görmezler mi يَرَ راي 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 keferu kâfirlik ederler كَفَرُوا كفر 5 enne ki أَنَّ - 6 s-semavati gökler السَّمَاوَاتِ سمو 7 vel'erde ve yer وَالْأَرْضَ ارض 8 kaneta olmuştu كَانَتَا كون 9 ratkan bir bitişik\/yapışık رَتْقًا رتق 10 fefeteknahuma öyle ki ayırdık o ikisini فَفَتَقْنَاهُمَا فتق 11 ve cealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل 12 mine -dan مِنَ - 13 l-mai su- الْمَاءِ موه 14 kulle her bir كُلَّ كلل 15 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 16 hayyin canlı حَيٍّ حيي 17 efela öyle ki  أَفَلَا - 18 yu'minune iman etmezler mi يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "30", "id" : "773", "kuranAyetNo" : "2511", "not1" : "Bitişik olan yani tekillik ('singularity') halinde olan gökler ve yer 13.8 milyar yıl önce büyük patlamayla ayrıldı. Boyutlar oluştu. Tek bir kuvvet ayrılarak 4 temel kuvveti oluşturdu. ", "surahName" : "Enbiyâ", "sureNo" : "21" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Allah'ın indinde\/katında din122 İslam’dır218; ve ayrılığa düşmüş değildir kimseler (ki) verildiler kitap*; ancak onlara gelen ilim** sonrasında aralarında bir sınırı aşmadır\/ihlaldir; ve kim kâfirlik25 eder Allah'ın ayetlerine353; öyle ki doğrusu Allah seridir\/çabuktur hesapta***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 d-dine din الدِّينَ دين 3 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 4 llahi Allah اللَّهِ - 5 l-islamu İslam’dır الْإِسْلَامُ سلم 6 ve ma ve değildir وَمَا - 7 htelefe ayrılığa düştü اخْتَلَفَ خلف 8 ellezine kimseler الَّذِينَ - 9 utu verildiler أُوتُوا اتي 10 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 11 illa ancacak إِلَّا - 12 min   مِنْ - 13 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 14 ma   مَا - 15 ca'ehumu onlara gelen جَاءَهُمُ جيا 16 l-ilmu ilim الْعِلْمُ علم 17 begyen bir sınırı aşmadır\/ihlaldir بَغْيًا بغي 18 beynehum aralarındaki بَيْنَهُمْ بين 19 ve men ve kim وَمَنْ - 20 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر 21 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي 22 llahi Allah'ın اللَّهِ - 23 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 24 llahe Allah اللَّهَ - 25 seriu seridir سَرِيعُ سرع 26 l-hisabi hesapta الْحِسَابِ حسب", "ayetNo" : "19", "ayetNot" : "", "id" : "792", "kuranAyetNo" : "312", "not1" : "*Kutsal kitap. **Kutsal kitabın ilmi, bilimi. ***Hesaplaşmada, hesap görmede.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "\"Rabbimiz4! Doğrusu sen bir araya getirensin insanları bir gün* için; şüphe yoktur onda**; doğrusu Allah bozmaz mîâdı395.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 2 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 3 camiu bir araya getirensin جَامِعُ جمع 4 n-nasi insanları النَّاسِ نوس 5 liyevmin bir gün için لِيَوْمٍ يوم 6 la   لَا - 7 raybe şüphe yoktur رَيْبَ ريب 8 fihi onda فِيهِ - 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 llahe Allah اللَّهَ - 11 la   لَا - 12 yuhlifu bozmaz يُخْلِفُ خلف 13 l-miaade miadı الْمِيعَادَ وعد", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "782", "kuranAyetNo" : "302", "not1" : "*Din günü. Yargılamanın konusunun din olacağı gün\/evre\/dönem. **Şüphesiz olarak, kesin olarak gelecektir o gün.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Yoktur bir günah üzerinize; eğer boşadıysanız363 kadınları (ki) asla temas etmediğinizi*; ya da belirlediniz onlara (kadınlara) bir farîdah362; ve faydalandırın onları (kadınları) bir maruflu291 faydalandırmayla; üzerine genişlik olana kendi ölçüsüyledir; ve üzerine kıtlık olana kendi ölçüsüyledir; bir haktır muhsinler294 üzerine.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la yoktur لَا - 2 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 3 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 4 in eğer إِنْ - 5 tallektumu boşadıysanız طَلَّقْتُمُ طلق 6 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو 7 ma   مَا - 8 lem   لَمْ - 9 temessuhunne asla temas  etmediğiniz تَمَسُّوهُنَّ مسس 10 ev ya da أَوْ - 11 tefridu belirlediniz تَفْرِضُوا فرض 12 lehunne onlara (kadınlara) لَهُنَّ - 13 ferideten bir farîdah فَرِيضَةً فرض 14 ve mettiuhunne ve faydalandırın onları وَمَتِّعُوهُنَّ متع 15 ala üzerine عَلَى - 16 l-musii genişlik olan الْمُوسِعِ وسع 17 kaderuhu kendi ölçüsüyle قَدَرُهُ قدر 18 ve ala ve üzerini وَعَلَى - 19 l-muktiri kıt olan الْمُقْتِرِ قتر 20 kaderuhu kendi ölçüsüyle قَدَرُهُ قدر 21 metaan bir geçimlik مَتَاعًا متع 22 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 23 hakkan bir haktır حَقًّا حقق 24 ala üzerine عَلَى - 25 l-muhsinine muhsinlerin الْمُحْسِنِينَ حسن  ", "ayetNo" : "236", "id" : "723", "kuranAyetNo" : "243", "not1" : "*Cinsel temas.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Allah’tır; yoktur ilâh74 O'nun dışında; Hayy’dır371; Kayyûm’dur372; tutmaz O’nu bir uyuklama ve de bir uyku; O'nadır göklerdeki ve yerdeki; kimdir ki şefâat114 eder indinde\/katında O’nun; izni dışında O'nun; bilir ellerinin arasındakini ve arkalarındakini; ve kuşatmazlar bir şey ilminden O’nun dilediği dışında; kaplar kürsüsü370 O’nun gökleri ve yeri; ağır gelmez O’na koruyup gözetmek ikisini; ve O’dur Aliyy373; Azîm94.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 allahu Allah’tır اللَّهُ - 2 la yoktur لَا - 3 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 4 illa dışında إِلَّا - 5 huve O'nun هُوَ - 6 l-hayyu Hayy’dır الْحَيُّ حيي 7 l-kayyumu Kayyûm’dur الْقَيُّومُ قوم 8 la   لَا - 9 te'huzuhu tutmaz O’nu تَأْخُذُهُ اخذ 10 sinetun bir uyuklama سِنَةٌ وسن 11 vela ve de وَلَا - 12 nevmun bir uyku نَوْمٌ نوم 13 lehu O'nadır لَهُ - 14 ma   مَا - 15 fi   فِي - 16 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 17 ve ma ve وَمَا - 18 fi   فِي - 19 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 20 men kimdir مَنْ - 21 za   ذَا - 22 llezi ki الَّذِي - 23 yeşfeu şefaat eder يَشْفَعُ شفع 24 indehu indinde O’nun عِنْدَهُ عند 25 illa dışında إِلَّا - 26 biiznihi O’nun izni بِإِذْنِهِ اذن 27 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 28 ma   مَا - 29 beyne arasında بَيْنَ بين 30 eydihim ellerinin arasındakisini أَيْدِيهِمْ يدي 31 ve ma ve وَمَا - 32 halfehum arkalarındakini خَلْفَهُمْ خلف 33 ve la ve وَلَا - 34 yuhitune kuşatmazlar يُحِيطُونَ حوط 35 bişey'in bir şey بِشَيْءٍ شيا 36 min   مِنْ - 37 ilmihi ilminden O’nun عِلْمِهِ علم 38 illa dışında إِلَّا - 39 bima   بِمَا - 40 şa'e dilediği شَاءَ شيا 41 vesia kaplar وَسِعَ وسع 42 kursiyyuhu kürsüsü O’nun كُرْسِيُّهُ كرس 43 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو 44 vel'erde ve yeri وَالْأَرْضَ ارض 45 ve la   وَلَا - 46 yeuduhu ağır gelmez O’na يَئُودُهُ اود 47 hifzuhuma koruyup gözetmek ikisini حِفْظُهُمَا حفظ 48 ve huve ve O’dur وَهُوَ - 49 l-aliyyu Aliyy الْعَلِيُّ علو 50 l-azimu Azîm الْعَظِيمُ عظم  ", "ayetNo" : "255", "id" : "740", "kuranAyetNo" : "262", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve kimseler (ki) hicret ettiler355; ve cihat356 ettiler Allah yolunda336; işte bunlardır; umarlar rahmetini Allah'ın; ve Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir20.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman ettiler امَنُوا امن 4 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 5 haceru ve hicret ettiler هَاجَرُوا هجر 6 ve cahedu ve cihat ettiler وَجَاهَدُوا جهد 7 fi   فِي - 8 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 9 llahi Allah اللَّهِ - 10 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 11 yercune umarlar يَرْجُونَ رجو 12 rahmete rahmetini رَحْمَتَ رحم 13 llahi Allah'ın اللَّهِ - 14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 15 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 16 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم  ", "ayetNo" : "218", "id" : "705", "kuranAyetNo" : "225", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "\"Rabbimiz4! Saptırma kalplerimizi, bizleri doğru yola kılavuzladığın zaman sonrası; ve bahşet bizlere yanından bir rahmet271; doğrusu sen; sensin Vehhâb394.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 2 la   لَا - 3 tuzig saptırma تُزِغْ زيغ 4 kulubena kalblerimizi قُلُوبَنَا قلب 5 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 6 iz   إِذْ - 7 hedeytena doğru yola kılavuzladığın  zaman bizleri هَدَيْتَنَا هدي 8 ve heb ve bahşet وَهَبْ وهب 9 lena bizlere لَنَا - 10 min   مِنْ - 11 ledunke yanından لَدُنْكَ لدن 12 rahmeten bir rahmet رَحْمَةً رحم 13 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 14 ente sensin أَنْتَ - 15 l-vehhabu bahşeden الْوَهَّابُ وهب", "ayetNo" : "8", "ayetNot" : "", "id" : "781", "kuranAyetNo" : "301", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki hezimete uğrattılar onları Allah'ın izniyle; ve katletti Dâvud Câlût'u; ve verdi ona (Dâvud'a) Allah mülk\/hükümdarlık ve hikmet367; ve öğretti ona dilediğini; velev\/eğer defetmeseydi Allah insanların bir kısmını onların bir kısmıyla; mutlak fesada265 uğrardı yer\/yeryüzü; velakin\/fakat Allah fazl\/fazilet sahibidir alemlere karşı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fehezemuhum öyle ki hezimete uğrattılar onları فَهَزَمُوهُمْ هزم 2 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 ve katele ve katletti وَقَتَلَ قتل 5 davudu Davud دَاوُودُ - 6 calute Calut'u جَالُوتَ - 7 ve atahu ve verdi ona (Davud'a) وَاتَاهُ اتي 8 llahu Allah اللَّهُ - 9 l-mulke mülk\/hükümdarlık الْمُلْكَ ملك 10 velhikmete ve hikmetli وَالْحِكْمَةَ حكم 11 ve allemehu ve öğretti ona وَعَلَّمَهُ علم 12 mimma   مِمَّا - 13 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا 14 velevla velev\/eğer وَلَوْلَا - 15 def'u defetmeseydi دَفْعُ دفع 16 llahi Allah اللَّهِ - 17 n-nase insanların النَّاسَ نوس 18 bea'dehum bir kısmını onların بَعْضَهُمْ بعض 19 bibea'din bir kısmıyla بِبَعْضٍ بعض 20 lefesedeti mutlak fesada uğrardı لَفَسَدَتِ فسد 21 l-erdu yer الْأَرْضُ ارض 22 velakinne velakin\/ancak وَلَٰكِنَّ - 23 llahe Allah اللَّهَ - 24 zu sahibidir ذُو - 25 fedlin fazl\/fazilet فَضْلٍ فضل 26 ala karşı عَلَى - 27 l-aalemine alemlere الْعَالَمِينَ علم  ", "ayetNo" : "251", "id" : "736", "kuranAyetNo" : "258", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Ve sizlerden vefat ettirilen kimseler; ve geride bırakırlar eşlerini; beklerler (o kadınlar) kendi nefisleriyle201 dört ay ve on (gün); öyle ki ulaştıkları zaman ecellerine*; öyle ki yoktur bir günah sizlere (erkeklere) (kadınların) kendi nefislerinde201 faal olduklarına, marufla291; ve Allah yaptıklarınızdan haberdardır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 yuteveffevne vefat ettirilenlerin يُتَوَفَّوْنَ وفي 3 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 4 ve yezerune ve geride bırakırlar وَيَذَرُونَ وذر 5 ezvacen eşlerini أَزْوَاجًا زوج 6 yeterabbesne beklerler (kadınlar) يَتَرَبَّصْنَ ربص 7 bienfusihinne kendi nefisleriyle بِأَنْفُسِهِنَّ نفس 8 erbeate dört أَرْبَعَةَ ربع 9 eşhurin ay أَشْهُرٍ شهر 10 ve aşran ve on (gün) وَعَشْرًا عشر 11 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 12 belegne ulaştıkları بَلَغْنَ بلغ 13 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل 14 fela öyle ki yoktur فَلَا - 15 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 16 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 17 fima   فِيمَا - 18 fealne faal olduklarında (kadınların) فَعَلْنَ فعل 19 fi   فِي - 20 enfusihinne nefislerinde أَنْفُسِهِنَّ نفس 21 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 23 bima   بِمَا - 24 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل 25 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر  ", "ayetNo" : "234", "id" : "721", "kuranAyetNo" : "241", "not1" : "*Sürenin sonuna.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "O'dur ki şekillendirir sizleri rahimlerde391; nasılsa dilediği; yoktur ilâh74 O’nun dışında ; Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "6", "id" : "779", "kuranAyetNo" : "299", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve infak6 ettiğiniz bir infaktan6 ya da adarsınız bir adaktan; öyle ki doğrusu Allah bilir onu; ve yoktur zalimlere hiçbir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve ne وَمَا - 2 enfektum infak ettiğiniz أَنْفَقْتُمْ نفق 3 min   مِنْ - 4 nefekatin nifaktan نَفَقَةٍ نفق 5 ev ya da أَوْ - 6 nezertum adarsınız نَذَرْتُمْ نذر 7 min   مِنْ - 8 nezrin bir adaktan نَذْرٍ نذر 9 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 10 llahe Allah اللَّهَ - 11 yea'lemuhu bilir onu يَعْلَمُهُ علم 12 ve ma ve olmaz وَمَا - 13 lizzalimine zalimlere لِلظَّالِمِينَ ظلم 14 min hiçbir مِنْ - 15 ensarin yardımcı أَنْصَارٍ نصر  ", "ayetNo" : "270", "id" : "755", "kuranAyetNo" : "277", "not1" : "", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "Eğer açık ederseniz sadakaları378; öyle ki nimettir\/hoştur o; ve eğer gizlerseniz onu ve verirseniz onu fakirlere; öyle ki o bir hayırdır sizlere; ve kâfirlik25 eder* (Allah) sizden (bir kısmınıza), günahlarınızdan (bir kısmına); ve Allah yaptıklarınızdan haberdardır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 tubdu açık ederseniz تُبْدُوا بدو 3 s-sadekati sadakaları الصَّدَقَاتِ صدق 4 feniimma öyle ki nimettir\/hoştur فَنِعِمَّا نعم 5 hiye o هِيَ - 6 vein ve eğer وَإِنْ - 7 tuhfuha gizlerseniz onu تُخْفُوهَا خفي 8 ve tu'tuha ve verirseniz onu وَتُؤْتُوهَا اتي 9 l-fukara'e fakirlere الْفُقَرَاءَ فقر 10 fehuve öyle ki o فَهُوَ - 11 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير 12 lekum sizlere لَكُمْ - 13 ve yukeffiru ve kâfirlik eder (Allah) وَيُكَفِّرُ كفر 14 ankum sizden عَنْكُمْ - 15 min   مِنْ - 16 seyyiatikum günahlarınızdan سَيِّئَاتِكُمْ سوا 17 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 18 bima   بِمَا - 19 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل 20 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر  ", "ayetNo" : "271", "id" : "756", "kuranAyetNo" : "278", "not1" : "*Örter, gizler.", "surahName" : "Bakara", "sureNo" : "2" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; kimselerdir (ki) boşa çıktı amelleri\/yaptıkları onların dünyada ve ahirette; ve olmaz onlara yardım edenlerden.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 3 habitat boşa çıktı حَبِطَتْ حبط 4 ea'maluhum amelleri\/yaptıkları onların أَعْمَالُهُمْ عمل 5 fi   فِي - 6 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 7 vel'ahirati ve ahirette وَالْاخِرَةِ اخر 8 ve ma ve olmaz وَمَا - 9 lehum onlara لَهُمْ - 10 min   مِنْ - 11 nasirine yardım edenlerden نَاصِرِينَ نصر", "ayetNo" : "22", "ayetNot" : "", "id" : "795", "kuranAyetNo" : "315", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Edinmez müminler27 kâfirleri25 müminlerin27 astından evliya212; ve kim yapar bunu; öyle ki olmaz (o kimse) Allah’tan bir şeyde*; dışındadır ki sakınırsınız onlardan bir sakınma (-yla); ve hazırlar\/uyarır sizleri Allah kendi nefsine406; ve Allah'adır dönüş yeri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la   لَا - 2 yettehizi edinmez يَتَّخِذِ اخذ 3 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن 4 l-kafirine kâfirleri الْكَافِرِينَ كفر 5 evliya'e evliya\/veliler أَوْلِيَاءَ ولي 6 min   مِنْ - 7 duni astından دُونِ دون 8 l-mu'minine müminlerin  الْمُؤْمِنِينَ امن 9 ve men ve kim وَمَنْ - 10 yef'al yapar يَفْعَلْ فعل 11 zalike bu ذَٰلِكَ - 12 feleyse öyle ki olmaz (o) فَلَيْسَ ليس 13 mine   مِنَ - 14 llahi Allah’tan اللَّهِ - 15 fi   فِي - 16 şey'in bir şeyde شَيْءٍ شيا 17 illa dışındadır إِلَّا - 18 en ki أَنْ - 19 tetteku sakınırsınız تَتَّقُوا وقي 20 minhum onlardan مِنْهُمْ - 21 tukaten bir sakınma (-yla) تُقَاةً وقي 22 ve yuhazzirukumu ve hazırlar\/uyarır sizleri وَيُحَذِّرُكُمُ حذر 23 llahu Allah اللَّهُ - 24 nefsehu kendi nefsine (karşı) نَفْسَهُ نفس 25 ve ila   وَإِلَى - 26 llahi ve Allah'adır اللَّهِ - 27 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير", "ayetNo" : "28", "id" : "801", "kuranAyetNo" : "321", "not1" : "*Allah o kimsenin yanında olmaz.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman hissetti Îsâ onlardan küfrü422; dedi: \"Kimdir yardımcılar bana; Allah’a doğru423; dediler havariler: \"Bizleriz yardımcılar423 Allah’a; iman47 ettik Allah'a; ve şahit\/tanık ol (sen) ki bizler müslimiz45.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 ehasse hissetti أَحَسَّ حسس 3 iysa Îsâ عِيسَىٰ - 4 minhumu onlardan مِنْهُمُ - 5 l-kufra küfrü الْكُفْرَ كفر 6 kale dedi قَالَ قول 7 men kimdir مَنْ - 8 ensari yardımcılar bana أَنْصَارِي نصر 9 ila doğru إِلَى - 10 llahi Allah’a اللَّهِ - 11 kale dediler قَالَ قول 12 l-havariyyune Havariler الْحَوَارِيُّونَ حور 13 nehnu bizleriz نَحْنُ - 14 ensaru yardımcılar  أَنْصَارُ نصر 15 llahi Allah’a اللَّهِ - 16 amenna iman ettik امَنَّا امن 17 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 18 veşhed ve şahit\/tanık ol وَاشْهَدْ شهد 19 bienna ki bizler بِأَنَّا - 20 muslimune müslimiz مُسْلِمُونَ سلم", "ayetNo" : "52", "id" : "823", "kuranAyetNo" : "345", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve Ay’a*; takip ettiği zaman* onu**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velkameri ve Ay’a وَالْقَمَرِ قمر 2 iza   إِذَا - 3 telaha takip ettiği zaman onu (Güneş’i) تَلَاهَا تلو", "ayetNo" : "2", "id" : "859", "kuranAyetNo" : "6043", "not1" : "*Ay'a ve Ay'ın Güneş'i takip ettiği özel bir zamana işaret vardır. Güneş sistemindeki her bir gök cismi mutlak ki Dünya ve Ay da Güneş'in galaksimiz içindeki hareketini takip eder. Ancak ayette bir zaman işaret edildiği için Ay'ın Güneş'i tabiri caizse yakalayıp kapattığı tam Güneş tutulmasının işaret edildiğini düşünmek daha mantıklıdır. **Güneş'i.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Allah’adır göklerdeki162 ve yerdeki; ve Allah'a doğru döndürülür* emirler351.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velillahi Allah’adır وَلِلَّهِ - 2 ma   مَا - 3 fi   فِي - 4 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 5 ve ma ve وَمَا - 6 fi   فِي - 7 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 8 ve ila ve doğru وَإِلَى - 9 llahi Allah'a اللَّهِ - 10 turceu döndürülür تُرْجَعُ رجع 11 l-umuru emirler الْأُمُورُ امر", "ayetNo" : "109", "id" : "895", "kuranAyetNo" : "402", "not1" : "*Bir üst boyuttan evrene inen emir\/iş ve oluşlar yine bir üst boyuta (Yüce Allah'ın arşına) yükselir. Emir ışık hızındadır.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman melekler133: \"Ey Meryem! Doğrusu Allah saflaştırdı409 seni; ve temizledi415 seni; ve saflaştırdı409 seni alemlerin203 kadınları üzerine.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 kaleti dediği قَالَتِ قول 3 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك 4 ya meryemu Ey Meryem يَا مَرْيَمُ - 5 inne doğrusu إِنَّ - 6 llahe Allah اللَّهَ - 7 stafaki saflaştırdı seni اصْطَفَاكِ صفو 8 ve tahheraki ve temizledi seni وَطَهَّرَكِ طهر 9 vestafaki ve saflaştırdı seni وَاصْطَفَاكِ صفو 10 ala üzerine عَلَىٰ - 11 nisa'i kadınları نِسَاءِ نسو 12 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "42", "id" : "814", "kuranAyetNo" : "335", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yalanladılar onu (resûlü); öyle ki yaraladılar\/kısırlaştırdılar onu (dişi deveyi); öyle ki hiddetle salladı onları Rableri4 suçlarıyla; öyle ki düzledi onu*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekezzebuhu öyle ki yalanladılar onu (resûlü) فَكَذَّبُوهُ كذب 2 fe akaruha öyle ki yaraladılar\/kısırlaştırdılar onu (dişi deveyi) فَعَقَرُوهَا عقر 3 fedemdeme öyle ki hiddetle salladı فَدَمْدَمَ دمدم 4 aleyhim onların عَلَيْهِمْ - 5 rabbuhum Rableri رَبُّهُمْ ربب 6 bizenbihim suçlarıyla بِذَنْبِهِمْ ذنب 7 fe sevvaha öyle ki düzledi onu فَسَوَّاهَا سوي", "ayetNo" : "14", "id" : "871", "kuranAyetNo" : "6055", "not1" : "*Semûd'u.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Ve geceye; örttüğü zaman onu*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velleyli ve geceye وَاللَّيْلِ ليل 2 iza   إِذَا - 3 yegşaha örttüğü zaman onu (Güneş’i) يَغْشَاهَا غشو", "ayetNo" : "4", "id" : "861", "kuranAyetNo" : "6045", "not1" : "*Güneş'i.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Asla zarar vermezler sizlere bir eziyet dışında; ve eğer katletseler35 sizleri dönerler sizlere sırtlarını*; sonra yardım edilmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 len asla لَنْ - 2 yedurrukum zarar vermezler sizlere يَضُرُّوكُمْ ضرر 3 illa dışında إِلَّا - 4 ezen eziyet أَذًى اذي 5 ve in ve eğer وَإِنْ - 6 yukatilukum katletseler sizleri يُقَاتِلُوكُمْ قتل 7 yuvellukumu dönerler sizlere يُوَلُّوكُمُ ولي 8 l-edbara sırtlarını الْأَدْبَارَ دبر 9 summe sonra ثُمَّ - 10 la   لَا - 11 yunsarune yardım edilmezler يُنْصَرُونَ نصر", "ayetNo" : "111", "id" : "897", "kuranAyetNo" : "404", "not1" : "*Savaşın zorluğuna gelemezler. Sırtlarını dönüp kaçarlar.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Dedi (Zekeriyyâ): \"Rabbim4! Yap bana bir ayet287\"; dedi (Allah): \"Senin ayetin287 konuşmamamdır insanlara üç gün414; haricindedir bir işaret*\"; ve zikret\/an Rabbini4 çokça; ve tesbih57 et akşamla\/aşiyyle ve sabahla\/ilk aydınlanmayla\/seherle\/ibkârla413.\"", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "41", "id" : "813", "kuranAyetNo" : "334", "not1" : "*İşaret ederek, göstererek.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Eğer tabi olursanız bir fırkaya kimselerden (ki) verildiler kitap*; geri çevirirler sizleri imanınızdan47 sonra kâfirlere25.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 in eğer إِنْ - 5 tutiu tabi olursanız تُطِيعُوا طوع 6 ferikan bir fırkaya فَرِيقًا فرق 7 mine   مِنَ - 8 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 9 utu verildiler أُوتُوا اتي 10 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 11 yeruddukum geri çevirirler sizleri يَرُدُّوكُمْ ردد 12 bea'de sonra بَعْدَ بعد 13 imanikum imanınızdan إِيمَانِكُمْ امن 14 kafirine kâfirlere كَافِرِينَ كفر  ", "ayetNo" : "100", "id" : "886", "kuranAyetNo" : "393", "not1" : "*Kitap ehli.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Dediği zaman İmrân'ın karısı; \"Rabbim4! Doğrusu ben adadım sana karnımdakini; bir hür\/serbest (edilmiş olarak); öyle ki kabul et benden; doğrusu sen; sensin Semî41; Alîm8.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz   إِذْ - 2 kaleti dediği zaman قَالَتِ قول 3 mraetu karısı امْرَأَتُ مرا 4 imrane İmrân'ın عِمْرَانَ - 5 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 6 inni doğrusu ben إِنِّي - 7 nezertu adadım نَذَرْتُ نذر 8 leke sana لَكَ - 9 ma   مَا - 10 fi   فِي - 11 betni karnımdakini بَطْنِي بطن 12 muharraran bir hür\/serbest (olan) مُحَرَّرًا حرر 13 fetekabbel öyle ki kabul et فَتَقَبَّلْ قبل 14 minni benden مِنِّي - 15 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 16 ente sensin أَنْتَ - 17 s-semiu Sema السَّمِيعُ سمع 18 l-alimu Alim الْعَلِيمُ علم", "ayetNo" : "35", "id" : "808", "kuranAyetNo" : "328", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve yüzleri ağarmış kimselere gelince; öyle ki Allah'ın rahmeti271 içindedirler; onlar orada (cennette) ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veemma ve gelince وَأَمَّا - 2 ellezine kimselere الَّذِينَ - 3 byeddet ağardı ابْيَضَّتْ بيض 4 vucuhuhum yüzleri وُجُوهُهُمْ وجه 5 fefi öyle ki içinde فَفِي - 6 rahmeti rahmeti رَحْمَةِ رحم 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 hum onlar هُمْ - 9 fiha orada (cennette) فِيهَا - 10 halidune ölümsüzler خَالِدُونَ خلد  ", "ayetNo" : "107", "id" : "893", "kuranAyetNo" : "400", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve bir resûldür418 İsrâîloğullarına197; (der) \"ki ben muhakkak geldim sizlere Rabbinizden4 bir ayetle287; ki ben yaratırım sizlere ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey); öyle ki üflerim onun içine; öyle ki olur bir kuş419 Allah'ın izniyle; ve iyileştiririm doğuştan körü ve cüzzamı\/leprayı419; ve diriltirim\/canlandırırım ölüleri419 Allah'ın izniyle; ve haber veririm sizlere yediğinizi ve depoladığınızı evlerinizde419; doğrusu bundadır mutlak ayetler237 sizlere; eğer olduysanız müminler27.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve rasulen ve bir resuldür وَرَسُولًا رسل 2 ila   إِلَىٰ - 3 beni oğullarına بَنِي بني 4 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 5 enni ki ben أَنِّي - 6 kad muhakkak قَدْ - 7 ci'tukum geldim sizlere جِئْتُكُمْ جيا 8 biayetin ayetle بِايَةٍ ايي 9 min   مِنْ - 10 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 11 enni ki ben أَنِّي - 12 ehluku yaratırım أَخْلُقُ خلق 13 lekum sizlere لَكُمْ - 14 mine   مِنَ - 15 t-tini ıslak topraktan الطِّينِ طين 16 kehey'eti şekli gibi كَهَيْئَةِ هيا 17 t-tayri kuş الطَّيْرِ طير 18 feenfuhu öyle ki üflerim  فَأَنْفُخُ نفخ 19 fihi onun içine فِيهِ - 20 fe yekunu öyle ki olur o فَيَكُونُ كون 21 tayran bir kuş طَيْرًا طير 22 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن 23 llahi Allah'ın اللَّهِ - 24 ve ubriu ve iyileştiririm وَأُبْرِئُ برا 25 l-ekmehe doğuştan körü الْأَكْمَهَ كمه 26 vel'ebrasa ve cüzzamı\/leprayı وَالْأَبْرَصَ برص 27 ve uhyi ve diriltirim\/canlandırırım وَأُحْيِي حيي 28 l-mevta ölüleri الْمَوْتَىٰ موت 29 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن 30 llahi Allah'ın اللَّهِ - 31 ve unebbiukum ve haber veririm sizlere وَأُنَبِّئُكُمْ نبا 32 bima   بِمَا - 33 te'kulune yediğinizi تَأْكُلُونَ اكل 34 ve ma ve وَمَا - 35 teddehirune depoladığınızı تَدَّخِرُونَ ذخر 36 fi   فِي - 37 buyutikum evlerinizde بُيُوتِكُمْ بيت 38 inne doğrusu إِنَّ - 39 fi   فِي - 40 zalike bundadır ذَٰلِكَ - 41 layeten mutlak ayetler (vardır) لَايَةً ايي 42 lekum sizlere لَكُمْ - 43 in eğer إِنْ - 44 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 45 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "49", "id" : "820", "kuranAyetNo" : "342", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve göğe180; ve bina edene onu*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ssemai ve göğe وَالسَّمَاءِ سمو 2 ve ma ve وَمَا - 3 benaha bina edene onu (göğü) بَنَاهَا بني", "ayetNo" : "5", "id" : "862", "kuranAyetNo" : "6046", "not1" : "*Göğü.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "\"Ve kelam eder\/konuşur insanlara beşikte417 ve orta\/olgunluk yaşında; sâlihlerdendir217.\"", "ayetNo" : "46", "id" : "817", "kuranAyetNo" : "339", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve Güneş’e*; ve aydınlığına* onun**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veşşemsi Ve Güneş’e وَالشَّمْسِ شمس 2 ve duhaha ve aydınlığına onun وَضُحَاهَا ضحو", "ayetNo" : "1", "id" : "858", "kuranAyetNo" : "6042", "not1" : "*Güneş'e ve onun oluşturduğu aydınlığa bir işaret vardır. Yüce Allah tabiri caizse \"Güneş'i ve onun aydınlığını inceleyin; araştırın ki Kur'an'ın Güneş'in Rabbinden geldiğine tanık\/şahit olursunuz.\" buyurmaktadır. **Güneş'in.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ilham etti ona (nefse) fücûrunu440 onun; ve takvasını441 onun*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe elhemeha öyle ki ilham etti ona فَأَلْهَمَهَا لهم 2 fucuraha fücûrunu onun فُجُورَهَا فجر 3 ve tekvaha ve takvasını onun وَتَقْوَاهَا وقي", "ayetNo" : "8", "id" : "865", "kuranAyetNo" : "6049", "not1" : "*Nefsin.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Dedi (Meryem): \"Rabbim4! Nasıl olur bana bir çocuk; ve asla temas etmez* bana bir beşer\"; dedi: \"İşte böyledir; Allah yaratır dilediğini; karara bağladığı zaman bir emri; öyle ki ancak der ona: \"ol!\"; öyle ki olur o.\"", "ayetNo" : "47", "id" : "818", "kuranAyetNo" : "340", "not1" : "*Gramer olarak geniş zaman geldiği için öncesi ve sonrasını da kapsar. Meryem'e bir beşer dokunmadan gebe kalacaktır.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "\"Ve iman47 etmeyin kimse dışında (ki) tabi oldu sizin dininize122\"; de ki: \"Doğrusu doğru yola kılavuz Allah'ın doğru yola kılavuzlamasıdır\"; ki verilir birine misli\/benzeri sizlere verilenin* ya da hac376 ederler sizlere Rabbinizin4 indinde\/katında; de ki: \"Doğrusu fazl202 Allah'ın elindedir; verir onu dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la   وَلَا - 2 tu'minu ve iman etmeyin تُؤْمِنُوا امن 3 illa dışında إِلَّا - 4 limen kimse لِمَنْ - 5 tebia tabi oldu تَبِعَ تبع 6 dinekum sizin dininize دِينَكُمْ دين 7 kul de ki قُلْ قول 8 inne doğrusu إِنَّ - 9 l-huda doğru yola kılavuz الْهُدَىٰ هدي 10 huda doğru yol kılavuzlamasıdır هُدَى هدي 11 llahi Allah'ın اللَّهِ - 12 en ki أَنْ - 13 yu'ta verilir يُؤْتَىٰ اتي 14 ehadun birine أَحَدٌ احد 15 misle misli\/benzeri مِثْلَ مثل 16 ma   مَا - 17 utitum verilenin sizlere أُوتِيتُمْ اتي 18 ev ya da أَوْ - 19 yuhaccukum hac ederler sizlere يُحَاجُّوكُمْ حجج 20 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 21 rabbikum Rabbinizin رَبِّكُمْ ربب 22 kul de ki قُلْ قول 23 inne doğrusu إِنَّ - 24 l-fedle fazl\/lütuf الْفَضْلَ فضل 25 biyedi elindedir بِيَدِ يدي 26 llahi Allah'ın اللَّهِ - 27 yu'tihi verir onu يُؤْتِيهِ اتي 28 men kimseye مَنْ - 29 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 30 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 31 vasiun Vâsi’dir وَاسِعٌ وسع 32 alimun Alim’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "73", "id" : "844", "kuranAyetNo" : "366", "not1" : "*Tevrat ve İncîl'in.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki Allah'ın dininden437 gayrisine\/başkasına mı bakınırlar? Teslim oldu kimse436 göklerdeki162 ve yerdeki; gönüllü* ve kerhen697; ve O'na döndürülürler.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "83", "id" : "854", "kuranAyetNo" : "376", "not1" : "*İsteyerek.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; ve öldüler; ve onlar kâfirler25 (olarak); öyle ki asla kabul edilmez birisinden dünya dolusu altın; ve eğer fidye verse bile onu; işte bunlar; onlaradır elim\/acıklı bir azap; ve yoktur onlara hiçbir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 4 ve matu ve öldüler وَمَاتُوا موت 5 vehum ve onlar وَهُمْ - 6 kuffarun kâfirler كُفَّارٌ كفر 7 felen öyle ki asla فَلَنْ - 8 yukbele kabul edilmez يُقْبَلَ قبل 9 min   مِنْ - 10 ehadihim birisinden أَحَدِهِمْ احد 11 mil'u dolusu مِلْءُ ملا 12 l-erdi dünya الْأَرْضِ ارض 13 zeheben altın ذَهَبًا ذهب 14 velevi ve eğer وَلَوِ - 15 fteda fidye verse bile افْتَدَىٰ فدي 16 bihi onu بِهِ - 17 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 18 lehum onlaradır لَهُمْ - 19 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 20 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم 21 ve ma ve yoktur وَمَا - 22 lehum onlara لَهُمْ - 23 min   مِنْ - 24 nasirine yardımcılardan نَاصِرِينَ نصر", "ayetNo" : "91", "id" : "877", "kuranAyetNo" : "384", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Doğru söyledi Allah\"; öyleyse tabi olun bir hanîf117 (olan) İbrahim'in milletine; ve olmuş değildi (o) müşriklerden.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 sadeka doğru söyledi صَدَقَ صدق 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 fettebiu öyleyse tabi olun فَاتَّبِعُوا تبع 5 millete milletine مِلَّةَ ملل 6 ibrahime İbrahim!in إِبْرَاهِيمَ - 7 hanifen bir hanif (olan) حَنِيفًا حنف 8 ve ma ve değildi وَمَا - 9 kane olmuş كَانَ كون 10 mine   مِنَ - 11 l-muşrikine müşriklerden الْمُشْرِكِينَ شرك", "ayetNo" : "95", "id" : "881", "kuranAyetNo" : "388", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ölümsüzlerdir185 orada (cehennemde); hafifletilmez onlardan azap; ve onlar gözetilmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 2 fiha orada (cehennemde) فِيهَا - 3 la   لَا - 4 yuhaffefu hafifletilmez يُخَفَّفُ خفف 5 anhumu onlardan عَنْهُمُ - 6 l-azabu azab الْعَذَابُ عذب 7 ve la ve olmaz وَلَا - 8 hum onlar هُمْ - 9 yunzerune gözetilirler يُنْظَرُونَ نظر", "ayetNo" : "88", "id" : "874", "kuranAyetNo" : "381", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve gündüze; açık ettiği zaman onu*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve nnehari ve gündüze وَالنَّهَارِ نهر 2 iza   إِذَا - 3 cellaha açık ettiği zaman onu جَلَّاهَا جلو", "ayetNo" : "3", "id" : "860", "kuranAyetNo" : "6044", "not1" : "*Güneş'i.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Îsâ’nın misali Allah'ın indinde\/katında; misali gibidir Âdem'in429; yarattı onu (Âdem'i) turâbinden428; sonra dedi ona: \"Ol*!\"; ve olur** o.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 mesele misali مَثَلَ مثل 3 iysa Îsâ’nın عِيسَىٰ - 4 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 5 llahi Allah'ın اللَّهِ - 6 kemeseli misali gibidir كَمَثَلِ مثل 7 ademe Âdem'in ادَمَ - 8 halekahu yarattı onu (Âdemi) خَلَقَهُ خلق 9 min   مِنْ - 10 turabin turabinden تُرَابٍ ترب 11 summe sonra ثُمَّ - 12 kale dedi قَالَ قول 13 lehu ona لَهُ - 14 kun Ol! كُنْ كون 15 fe yekunu ve olur o فَيَكُونُ كون", "ayetNo" : "59", "id" : "830", "kuranAyetNo" : "352", "not1" : "*Meryem'in gebe kalmasında da Yüce Allah 'Ol!' demişti. Îsâ Yüce Allah'ın bir kelimesidir. 'Ol!' **Geniş zaman gelmesi sürecin sürekliliğine bir işaret olabilir.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İstedi kitap ehlinden135 bir tayfa; keşke dalalete128 sürüklesinler* sizleri; ve dalalete128 sürükler değillerdir kendi nefisleri201** dışında; ve değillerdir farkına varırlar\/anlarlar**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veddet istedi وَدَّتْ ودد 2 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف 3 min   مِنْ - 4 ehli ehli أَهْلِ اهل 5 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 6 lev eğer\/keşke لَوْ - 7 yudillunekum dalalete sürüklesinler sizleri يُضِلُّونَكُمْ ضلل 8 ve ma ve değildir وَمَا - 9 yudillune dalalete sürüklerler يُضِلُّونَ ضلل 10 illa ancak إِلَّا - 11 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس 12 ve ma ve değildir وَمَا - 13 yeş'urune farkına varırlar\/anlarlar يَشْعُرُونَ شعر", "ayetNo" : "69", "id" : "840", "kuranAyetNo" : "362", "not1" : "*Sadece Kur'an demekten uzaklaştırıp kendi Talmud benzeri kitaplara tabi etmek. Kendi sapkın yolları olan müşrikliğe sürüklemek. **Kendi nefislerini saptırırlar. Bu sapkınlıklarının da farkında değillerdir. Talmud kitaplarına gönülden iman ederler. Sapkınlıklarında samimidirler.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Hadi ki sizler; şunlar (ki) hac376 ettiniz onun (İbrahim’in) hakkında sizlerdeki bir ilim\/bilgi (-yle); öyle ki neden hac376 edersiniz onun (İbrahim’in) hakkında sizlere bir ilim\/bilgi olmayanda; ve Allah bilir; ve sizler bilmezsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ha entum ha ki sizler هَا أَنْتُمْ - 2 ha'ula'i şunlar (ki) هَٰؤُلَاءِ - 3 hacectum hacc ettiniz حَاجَجْتُمْ حجج 4 fima   فِيمَا - 5 lekum sizlerdeki لَكُمْ - 6 bihi onun (İbrahim’in) hakkında بِهِ - 7 ilmun bir ilim\/bilgi عِلْمٌ علم 8 felime öyle ki neden فَلِمَ - 9 tuhaccune hacc edersiniz تُحَاجُّونَ حجج 10 fima   فِيمَا - 11 leyse olmayanda لَيْسَ ليس 12 lekum sizlere لَكُمْ - 13 bihi onun (İbrahim’in) hakkında بِهِ - 14 ilmun bir ilim\/bilgi عِلْمٌ علم 15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 16 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 17 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 18 la   لَا - 19 tea'lemune bilmezsiniz تَعْلَمُونَ علم  ", "ayetNo" : "66", "id" : "837", "kuranAyetNo" : "359", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve doğrusu onlardan mutlak bir fırka\/grup eğip bükerler dillerini* kitaba**; sanmanız için onu (sözü\/hadisi) kitaptan**; ve o (söz\/hadis) değildir kitaptan**; ve derler o (söz\/hadis) Allah'ın indinden\/katındandır ; ve (oysa) değildir o (söz\/hadis) Allah'ın indinden\/katından; ve derler (o sözle\/hadisle) Allah'a karşı yalan; ve onlar bilirler (de).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 2 minhum onlardan مِنْهُمْ - 3 leferikan mutlak bir fırka\/grup لَفَرِيقًا فرق 4 yelvune eğip bükerler يَلْوُونَ لوي 5 elsinetehum dillerini أَلْسِنَتَهُمْ لسن 6 bil-kitabi kitapla بِالْكِتَابِ كتب 7 litehsebuhu zannedersiniz\/sanarsınız onu لِتَحْسَبُوهُ حسب 8 mine   مِنَ - 9 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 10 ve ma ve değildir وَمَا - 11 huve o هُوَ - 12 mine   مِنَ - 13 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 14 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 15 huve o هُوَ - 16 min   مِنْ - 17 indi indinden\/katındandır عِنْدِ عند 18 llahi Allah اللَّهِ - 19 vema ve değildir وَمَا - 20 huve o هُوَ - 21 min   مِنْ - 22 indi indinden\/katındandır dir عِنْدِ عند 23 llahi Allah اللَّهِ - 24 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 25 ala karşı عَلَى - 26 llahi Allah'a اللَّهِ - 27 l-kezibe yalan الْكَذِبَ كذب 28 vehum ve onlar وَهُمْ - 29 yea'lemune bilirler (de) يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "78", "id" : "849", "kuranAyetNo" : "371", "not1" : "*Dilleriyle söz\/hadis söylerler. Kutsal kitaplara alternatif olarak kendi elleriyle yazdıkları sözleri\/hadisleri (Talmud vb.) söylerler. Allah adına yalanlar içeren, Allah'ın katındandır dedikleri uyduruk kitapları söylerler. Kendilerine Kur'an verilen kimseler de bu ayete direkt olarak muhataptır. Kur'an'a tabi olduklarını düşünen çoğu kimse Kur'an yerine hadis\/söylenti kitaplarını Kur'an'la eş tutmuşlar ve müşrik olmuşlardır.  **Tevrât'a ve\/veya İncîl'e.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve nefse201; ve biçimlendirene* onu**.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "7", "id" : "864", "kuranAyetNo" : "6048", "not1" : "*Fücurun ve takvanın ilham edilmesiyle insan benliğinin, idrak etme yetisinin düzenlenmesi.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Dediği zaman melekler133: \"Ey Meryem! Doğrusu Allah müjdeler seni kendisinden bir kelimeyle416; ismi onun Mesîh'tir; Meryem oğlu Îsâ; seçkindir dünyada ve ahirette; ve yakınlaştırılanlardandır.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz zaman إِذْ - 2 kaleti dediği قَالَتِ قول 3 l-melaiketu Melekler الْمَلَائِكَةُ ملك 4 ya meryemu Ey Meryem يَا مَرْيَمُ - 5 inne doğrusu إِنَّ - 6 llahe Allah اللَّهَ - 7 yubeşşiruki müjdeler seni يُبَشِّرُكِ بشر 8 bikelimetin bir kelimeyle بِكَلِمَةٍ كلم 9 minhu O’ndan مِنْهُ - 10 ismuhu ismi onun اسْمُهُ سمو 11 l-mesihu Mesih'dir الْمَسِيحُ - 12 iysa Îsa عِيسَى - 13 bnu oğlu ابْنُ بني 14 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 15 vecihen seçkindir وَجِيهًا وجه 16 fi   فِي - 17 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 18 vel'ahirati ve ahirette وَالْاخِرَةِ اخر 19 ve mine ve وَمِنَ - 20 l-mukarrabine yakınlaştırılanlardandır الْمُقَرَّبِينَ قرب", "ayetNo" : "45", "id" : "816", "kuranAyetNo" : "338", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Yalanladı Semûd tûğyânıyla442 onun*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kezzebet yalanladı كَذَّبَتْ كذب 2 semudu Semud ثَمُودُ - 3 bitagvaha tuğyanıyla onun بِطَغْوَاهَا طغي", "ayetNo" : "11", "id" : "868", "kuranAyetNo" : "6052", "not1" : "*kendi. Semûd.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Ve yere; ve genişletip439 yayana onu*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vel'erdi ve yere وَالْأَرْضِ ارض 2 ve ma ve وَمَا - 3 tahaha genişletip yayana\/uzatana onu (yeri) طَحَاهَا طحو", "ayetNo" : "6", "id" : "863", "kuranAyetNo" : "6047", "not1" : "*Yeri.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Gündür (ki) ağarır yüzler; ve kararır yüzler; öyle ki yüzleri kararmış kimselere gelince; (denir:) \"Kâfirlik25 mi ettiniz imanınızdan47 sonra?; öyleyse tadın azabı kâfirlik25 eder olduğunuzla.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yevme gündür يَوْمَ يوم 2 tebyeddu ağarır تَبْيَضُّ بيض 3 vucuhun yüzler وُجُوهٌ وجه 4 ve tesve ddu ve kararır وَتَسْوَدُّ سود 5 vucuhun yüzler وُجُوهٌ وجه 6 feemma öyle ki ne gelince فَأَمَّا - 7 ellezine kimselere الَّذِينَ - 8 sveddet karardı اسْوَدَّتْ سود 9 vucuhuhum yüzleri onların وُجُوهُهُمْ وجه 10 ekefertum kâfirlik mi ettiniz أَكَفَرْتُمْ كفر 11 bea'de sonra بَعْدَ بعد 12 imanikum imanınızdan إِيمَانِكُمْ امن 13 fezuku öyleyse tadın فَذُوقُوا ذوق 14 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب 15 bima   بِمَا - 16 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون 17 tekfurune kâfirlik تَكْفُرُونَ كفر  ", "ayetNo" : "106", "id" : "892", "kuranAyetNo" : "399", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "\"Rabbimiz4! İman47 ettik indirdiğine*; ve tabi424 olduk resûle (Îsâ'ya); öyle ki yaz bizi şahitlerle\/tanıklarla** birlikte.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 2 amenna iman ettik امَنَّا امن 3 bima       بِمَا - 4 enzelte indirdiğine أَنْزَلْتَ نزل 5 vettebea'na ve tabi olduk وَاتَّبَعْنَا تبع 6 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل 7 fektubna öyle ki yaz bizi فَاكْتُبْنَا كتب 8 mea birlikte مَعَ - 9 ş-şahidine şahitlerle\/tanıklarla الشَّاهِدِينَ شهد", "ayetNo" : "53", "id" : "824", "kuranAyetNo" : "346", "not1" : "*İncîl'e **Kutsal kitapların Yüce Allah katından olduğuna ve resûllerin de O'nun elçisi olduğuna tanık olanlar\/şahit olanlar.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Dedi (Zekeriyyâ): \"Rabbim4! Nasıl olur bana bir gılmân412; ve muhakkak geldi\/ulaştı bana ihtiyarlık; ve karım (da) bir kısırdır\"; dedi (Allah) \"İşte böyledir; Allah faaliyete geçirir dilediğini\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Zekerriyyâ) قَالَ قول 2 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 3 enna nasıl? أَنَّىٰ اني 4 yekunu olur يَكُونُ كون 5 li bana لِي - 6 gulamun bir gılman غُلَامٌ غلم 7 ve kad ve muhakkak وَقَدْ - 8 beleganiye geldi\/ulaştı بَلَغَنِيَ بلغ 9 l-kiberu ihtiyarlık الْكِبَرُ كبر 10 vemraeti ve karım da وَامْرَأَتِي مرا 11 aakirun bir kısırdır عَاقِرٌ عقر 12 kale dedi (Allah) قَالَ قول 13 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 14 llahu Allah اللَّهُ - 15 yef'alu faaliyete geçirir يَفْعَلُ فعل 16 ma   مَا - 17 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا", "ayetNo" : "40", "id" : "812", "kuranAyetNo" : "333", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Ey kitap ehli135! Niçin kâfirlik25 edersiniz Allah'ın ayetlerine? Ve Allah bir tanıktır\/şahittir yaptığınız üzerine.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل 3 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 4 lime niçin لِمَ - 5 tekfurune kâfirlik edersiniz تَكْفُرُونَ كفر 6 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 9 şehidun bir tanıktır\/şahittir شَهِيدٌ شهد 10 ala üzerine عَلَىٰ - 11 ma   مَا - 12 tea'melune yaptığınız تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "98", "id" : "884", "kuranAyetNo" : "391", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Ey kitap ehli135! Yapışalım bir kelimeye* (ki) aynı seviyededir\/farksızdır bizim aramızda ve sizin aranızda; ki kulluk etmeyelim Allah dışında; ve ortak koşmayalım O'na bir şey; edinmesin bir kısmımız bir kısmı Allah'ın astından rabler4; öyle ki eğer yüz çevirdilerse öyle ki deyin: \"Şahit\/tanık olun ki bizler müslimiz45.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل 3 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب 4 teaalev yapışalım تَعَالَوْا علو 5 ila   إِلَىٰ - 6 kelimetin bir kelimeye كَلِمَةٍ كلم 7 seva'in aynı seviyede\/farksız سَوَاءٍ سوي 8 beynena bizim aramızda بَيْنَنَا بين 9 ve beynekum ve sizin aranızda وَبَيْنَكُمْ بين 10 ella ki أَلَّا - 11 nea'bude kulluk etmeyelim نَعْبُدَ عبد 12 illa dışında إِلَّا - 13 llahe Allah'a اللَّهَ - 14 ve la ve وَلَا - 15 nuşrike müşriklik etmeyelim نُشْرِكَ شرك 16 bihi O'na بِهِ - 17 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 18 ve la   وَلَا - 19 yettehize edinmesin يَتَّخِذَ اخذ 20 bea'duna bir kısmımız بَعْضُنَا بعض 21 bea'dan bir kısmı بَعْضًا بعض 22 erbaben rabler\/efendiler\/komuta edenler أَرْبَابًا ربب 23 min   مِنْ - 24 duni astından دُونِ دون 25 llahi Allah'ın اللَّهِ - 26 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 27 tevellev yüz çevirdilerse تَوَلَّوْا ولي 28 fekulu öyle ki deyin فَقُولُوا قول 29 şhedu şahit\/tanık olun اشْهَدُوا شهد 30 bienna ki bizler بِأَنَّا - 31 muslimune müslimiz مُسْلِمُونَ سلم  ", "ayetNo" : "64", "id" : "835", "kuranAyetNo" : "357", "not1" : "*Tek tanrıcı, monoteist, haniflik öğretisi.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve korkmaz (Allah) akabinde* onun**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 yehafu korkmaz (Allah) يَخَافُ خوف 3 ukbaha akabinde onun عُقْبَاهَا عقب", "ayetNo" : "15", "id" : "872", "kuranAyetNo" : "6056", "not1" : "*Ardından, sonrasında. **Semûd'un, Semûs'un başına gelenin.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "İşte şunlar; ayetleridir389 Allah’ın; okuruz onu sana hakla\/gerçekle; ve Allah arzular\/amaçlar değildir alemlere bir zulüm* .", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 tilke işte şunlar تِلْكَ - 2 ayatu ayetleridir ايَاتُ ايي 3 llahi Allah’ın اللَّهِ - 4 netluha okuruz onu نَتْلُوهَا تلو 5 aleyke sana عَلَيْكَ - 6 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 7 ve ma ve değildir وَمَا - 8 llahu Allah اللَّهُ - 9 yuridu arzular\/amaçlar يُرِيدُ رود 10 zulmen bir zulüm ظُلْمًا ظلم 11 lil'aalemine alemlere لِلْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "108", "id" : "894", "kuranAyetNo" : "401", "not1" : " *Acımasızlık, haksızlık.  ", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İşte böyledir; okuruz onu sana ayetlerden* ve hikmetli427 zikirden78**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ - 2 netluhu okuruz onu نَتْلُوهُ تلو 3 aleyke sana عَلَيْكَ - 4 mine   مِنَ - 5 l-ayati ayetlerden الْايَاتِ ايي 6 vezzikri ve zikirden وَالذِّكْرِ ذكر 7 l-hakimi hikmetli الْحَكِيمِ حكم", "ayetNo" : "58", "id" : "829", "kuranAyetNo" : "351", "not1" : "*Kur'an ayetlerinden. Hikmetli zikirle arasındaki 'vav' bağlacı vurgulama amaçlıdır. **Hikmetli Kur'an'dan.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu insanların İbrahim'e daha yakını mutlak kimselerdir (ki) tabi oldular ona (İbrahim’e); ve bu nebidir132 (Muhammed); ve kimselerdir (ki) iman47 ettiler; ve Allah velisidir28 müminlerin27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 evla daha yakını أَوْلَى ولي 3 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 4 biibrahime İbrahim'e بِإِبْرَاهِيمَ - 5 lellezine mutlak kimselerdir (ki) لَلَّذِينَ - 6 ttebeuhu tabi oldular ona (İbrahim’e) اتَّبَعُوهُ تبع 7 ve haza ve bu وَهَٰذَا - 8 n-nebiyyu nebidir (Muhammed’tir) النَّبِيُّ نبا 9 vellezine ve kimselerdir (ki) وَالَّذِينَ - 10 amenu iman ettiler امَنُوا امن 11 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 12 veliyyu velisidir وَلِيُّ ولي 13 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "68", "id" : "839", "kuranAyetNo" : "361", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Olmuş değildi İbrahim bir Yahudi; ne de bir Hristiyan; velakin\/fakat olmuştu hanîf117 bir Müslüman431; ve olmuş değildi müşriklerden36.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değildi مَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ - 4 yehudiyyen bier Yahudi يَهُودِيًّا - 5 ve la ne de وَلَا - 6 nesraniyyen bir Hristiyan نَصْرَانِيًّا نصر 7 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 8 kane oldu كَانَ كون 9 hanifen hanif حَنِيفًا حنف 10 muslimen bir müsliman مُسْلِمًا سلم 11 ve ma ve değildi وَمَا - 12 kane olmuş كَانَ كون 13 mine   مِنَ - 14 l-muşrikine müşriklerden الْمُشْرِكِينَ شرك", "ayetNo" : "67", "id" : "838", "kuranAyetNo" : "360", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Dışındadır kimseler (ki) tevbe33 ettiler bunun sonrasında; ve ıslah316 oldular; öyle ki doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 illa dışında إِلَّا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 tabu tevbe ettiler تَابُوا توب 4 min   مِنْ - 5 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 6 zalike bunun ذَٰلِكَ - 7 ve eslehu ve ıslah oldular وَأَصْلَحُوا صلح 8 feinne  öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 9 llahe Allah اللَّهَ - 10 gafurun Gâfur’dur غَفُورٌ غفر 11 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "89", "id" : "875", "kuranAyetNo" : "382", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve aldığı zaman Allah nebilerin132 mîsâkını281; (dedi Allah): \"Mutlak verdiğime sizlere kitaptan ve hikmetten303; sonra geldi sizlere musaddık140 bir resûl418 yanınızdakine*; mutlak iman47 edersiniz ona (resûle); ve mutlak yardım edersiniz ona (resûle)\"; dedi (Allah): \"İkrar\/kabul ettiniz mi ve aldınız mı üzerinize bunu, antlaşmamı?\"; dediler: \"İkrar\/kabul ettik\"; dedi (Allah): \"Öyleyse tanık\/şahit olun; ve ben (de) yanınızdayım şahit\/tanık olanlardan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 ehaze aldığı أَخَذَ اخذ 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 misaka mîsâkını\/antlaşmasını مِيثَاقَ وثق 5 n-nebiyyine nebilerin النَّبِيِّينَ نبا 6 lema mutlak  لَمَا - 7 ateytukum verdiğime sizlere اتَيْتُكُمْ اتي 8 min   مِنْ - 9 kitabin kitaptan كِتَابٍ كتب 10 ve hikmetin ve hikmetten وَحِكْمَةٍ حكم 11 summe sonra ثُمَّ - 12 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 13 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل 14 musaddikun musaddık مُصَدِّقٌ صدق 15 lima   لِمَا - 16 meakum yanınızdakine مَعَكُمْ - 17 letu'minunne mutlak iman edersiniz لَتُؤْمِنُنَّ امن 18 bihi ona (resûle)  بِهِ - 19 veletensurunnehu ve mutlak yardım edersiniz ona وَلَتَنْصُرُنَّهُ نصر 20 kale dedi (Allah) قَالَ قول 21 eekrartum ikrar\/kabul ettiniz mi?  أَأَقْرَرْتُمْ قرر 22 ve ehaztum ve aldınız mı وَأَخَذْتُمْ اخذ 23 ala üzerinize عَلَىٰ - 24 zalikum bunu  ذَٰلِكُمْ - 25 isri antlaşmamı إِصْرِي اصر 26 kalu dediler قَالُوا قول 27 ekrarna ikrar\/ kabul ettik أَقْرَرْنَا قرر 28 kale dedi قَالَ قول 29 feşhedu öyleyse tanık\/şahit olun فَاشْهَدُوا شهد 30 ve ena ve ben (de) وَأَنَا - 31 meakum yanınızdayım مَعَكُمْ - 32 mine   مِنَ - 33 ş-şahidine tanık olanlardan الشَّاهِدِينَ شهد", "ayetNo" : "81", "id" : "852", "kuranAyetNo" : "374", "not1" : "*Verilen hikmetli kutsal kitaba.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve bildirir* ona (Îsâ'ya) kitabı ve hikmeti303; ve Tevrât'ı** ve İncîl'i**", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve yuallimuhu ve bildirir ona وَيُعَلِّمُهُ علم 2 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 3 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم 4 ve ttevrate ve Tevrât'ı وَالتَّوْرَاةَ - 5 vel'incile ve İncîl'i وَالْإِنْجِيلَ -", "ayetNo" : "48", "id" : "819", "kuranAyetNo" : "341", "not1" : "*Bilir yapar onu. **Tevrât, İncîl ve Kur'an'ın özü Yüce Allah'ın biricik dini olan İslam'dır. Resûllerin dini olmaz.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve muhakkak heba* oldu kimse (ki) alçalttı onu**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kad ve muhakkak وَقَدْ - 2 habe heba oldu خَابَ خيب 3 men kimse (ki) مَنْ - 4 dessaha alçalttı onu دَسَّاهَا دسو", "ayetNo" : "10", "id" : "867", "kuranAyetNo" : "6051", "not1" : "*Ziyan etti, mahvoldu. **Nefsi.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Ve yanılttılar\/aldattılar; ve yanılttı\/aldattı Allah (da) (onların yanıltmasını\/aldatmasını); ve Allah hayırlısıdır\/iyisidir yanıltanların\/aldatanların425.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve mekeru ve yanılttılar\/aldattılar وَمَكَرُوا مكر 2 ve mekera ve yanılttı \/aldattı وَمَكَرَ مكر 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 5 hayru hayırlısıdır\/iyisidir خَيْرُ خير 6 l-makirine yanıltanların\/aldatanların الْمَاكِرِينَ مكر", "ayetNo" : "54", "id" : "825", "kuranAyetNo" : "347", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Allah saflaştırdı409 Âdem'i; ve Nûh'u; ve İbrahîm ailesini\/taraftarlarını; ve İmrân ailesini\/taraftarlarını alemler203 üzerine.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah اللَّهَ - 3 stafa saflaştırdı اصْطَفَىٰ صفو 4 ademe Adem'i ادَمَ - 5 ve nuhen ve Nuh'u وَنُوحًا - 6 ve ale ve ailesini وَالَ اول 7 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ - 8 ve ale ve ailesini وَالَ اول 9 imrane İmran عِمْرَانَ - 10 ala üzerine عَلَى - 11 l-aalemine alemler الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "33", "id" : "806", "kuranAyetNo" : "326", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu evveli\/ilki evin446 (ki) kuruldu insanlara Bekke'dekidir; mübarek139 kılınmış ve bir doğru yola kılavuzdur alemlere.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 evvele evveli\/ilki أَوَّلَ اول 3 beytin evin بَيْتٍ بيت 4 vudia kuruldu وُضِعَ وضع 5 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 6 lellezi ki لَلَّذِي - 7 bibekkete Bekke'dekidir بِبَكَّةَ - 8 mubaraken mübarek kılınmış مُبَارَكًا برك 9 ve huden ve bir doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي 10 lil'aalemine alemlere لِلْعَالَمِينَ علم  ", "ayetNo" : "96", "id" : "882", "kuranAyetNo" : "389", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey kitap ehli135! Neden giydirirsiniz hakka\/gerçeğe batılı199; ve gizlersiniz hakkı\/gerçeği; ve sizler bilirsiniz (de).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya ehle Ey ehli يَا أَهْلَ اهل 2 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 3 lime neden لِمَ - 4 telbisune giydirirsiniz تَلْبِسُونَ لبس 5 l-hakka hakka الْحَقَّ حقق 6 bil-batili batılı بِالْبَاطِلِ بطل 7 ve tektumune ve gizlersiniz وَتَكْتُمُونَ كتم 8 l-hakka hakkı\/gerçeği الْحَقَّ حقق 9 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 10 tea'lemune bilirsiniz تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "71", "id" : "842", "kuranAyetNo" : "364", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve kim bakındı\/aradı İslam'dan218 gayri\/başka bir din122; öyle ki asla kabul edilmez ondan; ve o (kimse) ahirette hüsrana uğrayanlardandır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yebtegi bakındı يَبْتَغِ بغي 3 gayra gayri\/başka غَيْرَ غير 4 l-islami İslam'dan الْإِسْلَامِ سلم 5 dinen bir din دِينًا دين 6 felen öyle ki asla فَلَنْ - 7 yukbele kabul edilmez يُقْبَلَ قبل 8 minhu ondan مِنْهُ - 9 ve huve ve o وَهُوَ - 10 fi   فِي - 11 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 12 mine   مِنَ - 13 l-hasirine hüsrana uğrayanlardandır الْخَاسِرِينَ خسر", "ayetNo" : "85", "id" : "856", "kuranAyetNo" : "378", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ondadır beyanlı352 ayetler237; İbrahim'in makamı448 (-nda); ve kim girdi ona (makama), olmuştur o (kimse) emin447; ve Allah’adır (Allah içindir) insanlar üzerine beyt\/ev446 haccı327* kimseye (ki) güç yetirebildi onun üzerine bir yol**; ve kim kâfirlik25 etti; öyle ki doğrusu Allah alemlerden Ganiyy’dir106.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fihi ondadır فِيهِ - 2 ayatun ayetler ايَاتٌ ايي 3 beyyinatun beyanatlı بَيِّنَاتٌ بين 4 mekamu makamın مَقَامُ قوم 5 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ - 6 ve men ve kim وَمَنْ - 7 dehalehu girdi ona دَخَلَهُ دخل 8 kane oldu كَانَ كون 9 aminen emin امِنًا امن 10 velillahi ve Allah’adır (içindir) وَلِلَّهِ - 11 ala üzerinde عَلَى - 12 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 13 hiccu hacc حِجُّ حجج 14 l-beyti beyte\/eve الْبَيْتِ بيت 15 meni kim مَنِ - 16 stetaa güç yetirebildi اسْتَطَاعَ طوع 17 ileyhi üzerine onun إِلَيْهِ - 18 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل 19 ve men ve kim وَمَنْ - 20 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر 21 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 22 llahe Allah اللَّهَ - 23 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني 24 ani   عَنِ - 25 l-aalemine alemlerden الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "97", "id" : "883", "kuranAyetNo" : "390", "not1" : "*İbrahim'e indirilen kutsal kitapla. Kur'an'ın özünü içeren. **Yöntem, ilerleyiş şekli.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "De ki: \"İman47 ettik Allah'a; ve üzerimize indirilmişe* ; ve indirilmişe İbrahim'e; ve İsmâîl’e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve torunlara; ve verilmişe Mûsâ’ya**; ve Îsâ’ya***; ve nebilere Rablerinden4; fırkalara bölmeyiz\/ayırmayız438 arasını birinin onlardan; ve bizler O'na müslimiz45.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 amenna iman ettik امَنَّا امن 3 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 4 ve ma ve وَمَا - 5 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 6 aleyna bizlere عَلَيْنَا - 7 ve ma ve وَمَا - 8 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 9 ala   عَلَىٰ - 10 ibrahime İbrahim'e إِبْرَاهِيمَ - 11 ve ismaiyle ve İsmâîl’e وَإِسْمَاعِيلَ - 12 ve ishaka ve İshâk'a وَإِسْحَاقَ - 13 ve yea'kube ve Yakûb'a وَيَعْقُوبَ - 14 vel'esbati ve torunlara وَالْأَسْبَاطِ سبط 15 ve ma ve  وَمَا - 16 utiye verilene أُوتِيَ اتي 17 musa Mûsâ’ya مُوسَىٰ - 18 ve iysa ve Îsâ’ya وَعِيسَىٰ - 19 ve nnebiyyune ve nebilere وَالنَّبِيُّونَ نبا 20 min   مِنْ - 21 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب 22 la   لَا - 23 nuferriku fırkalara bölmeyiz\/ayırmayız نُفَرِّقُ فرق 24 beyne arasını بَيْنَ بين 25 ehadin birinin أَحَدٍ احد 26 minhum onlardan مِنْهُمْ - 27 ve nehnu ve bizler وَنَحْنُ - 28 lehu O'na لَهُ - 29 muslimune müslimiz. مُسْلِمُونَ سلم", "ayetNo" : "84", "id" : "855", "kuranAyetNo" : "377", "not1" : "*Kur'an'a. **Tevrat. ***İncîl.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kim hac376 etti sana onda (Kur’an’da) ilimden sana gelenden sonrasında; öyleyse de ki: \"Gelin davet edelim oğullarımızı ve oğullarınızı; ve kadınlarımızı ve kadınlarınızı; ve nefislerimizi201 ve nefislerinizi201; sonra beddua edelim; öyle ki yapalım Allah'ın lanetini yalancıların üstüne.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 femen öyle ki kim فَمَنْ - 2 hacceke hacc etti sana حَاجَّكَ حجج 3 fihi onda (Kur’an’da) فِيهِ - 4 min   مِنْ - 5 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 6 ma   مَا - 7 ca'eke sana gelenden جَاءَكَ جيا 8 mine   مِنَ - 9 l-ilmi ilimden الْعِلْمِ علم 10 fekul öyleyse de ki فَقُلْ قول 11 teaalev gelin تَعَالَوْا علو 12 ned'u davet edelim نَدْعُ دعو 13 ebna'ena oğullarımızı أَبْنَاءَنَا بني 14 ve ebna'ekum ve oğullarınızı وَأَبْنَاءَكُمْ بني 15 ve nisa'ena ve kadınlarımızı وَنِسَاءَنَا نسو 16 ve nisa'ekum ve kadınlarınızı وَنِسَاءَكُمْ نسو 17 ve enfusena ve nefislerimizi\/kendimizi وَأَنْفُسَنَا نفس 18 ve enfusekum ve nefislerinizi\/kendinizi وَأَنْفُسَكُمْ نفس 19 summe sonra ثُمَّ - 20 nebtehil beddua edelim نَبْتَهِلْ بهل 21 fe nec'al öyle ki yapalım فَنَجْعَلْ جعل 22 lea'nete l'netini لَعْنَتَ لعن 23 llahi Allah'ın اللَّهِ - 24 ala üstüne عَلَى - 25 l-kazibine yalancıların الْكَاذِبِينَ كذب", "ayetNo" : "61", "id" : "832", "kuranAyetNo" : "354", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Yiyeceklerin hepsi helal olmuştu İsrâîloğullarına197 -dışındadır haram kılmış olduğu İsrâîl'in445 kendi nefsine201- önceden ki indirildi Tevrât*; de ki: \"Öyle ki gelin Tevrât’la; öyle ki okuyun onu**; eğer olduysanız sâdıklar182.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kullu hepsi كُلُّ كلل 2 t-taaami yiyeceklerinn الطَّعَامِ طعم 3 kane oldu كَانَ كون 4 hillen helal حِلًّا حلل 5 libeni oğullarına لِبَنِي بني 6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 7 illa dışında إِلَّا - 8 ma   مَا - 9 harrame haram kıldığı حَرَّمَ حرم 10 israilu İsrail'in إِسْرَائِيلُ - 11 ala   عَلَىٰ - 12 nefsihi kendi nefsine نَفْسِهِ نفس 13 min   مِنْ - 14 kabli önceden قَبْلِ قبل 15 en ki أَنْ - 16 tunezzele indirildi تُنَزَّلَ نزل 17 t-tevratu Tevrât التَّوْرَاةُ - 18 kul de ki قُلْ قول 19 fe'tu öyle ki gelin فَأْتُوا اتي 20 bit-tevrati Tevrât’la بِالتَّوْرَاةِ - 21 fetluha öyle ki okuyun onu فَاتْلُوهَا تلو 22 in eğer إِنْ - 23 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 24 sadikine sâdıklar صَادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "93", "id" : "879", "kuranAyetNo" : "386", "not1" : "*Tevrât yiyeceklerin tümünün helal olması hükmünü değiştirmiştir. Tevrât'la birlikte yiyeceklerde Yüce Allah tarafından haram kılınanlar olmuştur. Hayvanların iç yağlarının haram edilmesi gibi. Haram-helal kılma yetkisi sadece kutsal kitaplardadır. **Tevrât'ta İsrâîloğullarına önceden tüm yiyeceklerin helal kılınmış olduğu yazmaktadır.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki dedi onlara Allah'ın resûlü418; \"Dişi devesidir Allah'ın; ve içmesidir onun*.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekale öyle ki dedi فَقَالَ قول 2 lehum onlara لَهُمْ - 3 rasulu resûlü رَسُولُ رسل 4 llahi Allah'ın اللَّهِ - 5 nakate diși devesidir نَاقَةَ نوق 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 ve sukyaha ve içmesidir onun وَسُقْيَاهَا سقي", "ayetNo" : "13", "id" : "870", "kuranAyetNo" : "6054", "not1" : "*Dişi devenin.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Gün (ki) bulur her bir nefis201 yaptığını hayırdan; hazırlanmış\/sunulmuş (olarak); ve kötülükten yaptığını (da); ister (o nefis) keşke olsa onun (nefsinin) arası ve onun (kötülüğün) arasında uzak bir zaman periyodu\/dönemi; ve hazırlar\/uyarır sizleri Allah kendi nefsine406 (karşı); ve Allah Raûf’tur350 kullarına.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yevme Gün (ki) يَوْمَ يوم 2 tecidu bulur تَجِدُ وجد 3 kullu her bir كُلُّ كلل 4 nefsin nefis نَفْسٍ نفس 5 ma   مَا - 6 amilet yaptığını عَمِلَتْ عمل 7 min   مِنْ - 8 hayrin hayırdan خَيْرٍ خير 9 muhderan hazırlanmış\/sunulmuş مُحْضَرًا حضر 10 ve ma ve  وَمَا - 11 amilet yaptığı عَمِلَتْ عمل 12 min   مِنْ - 13 su'in kötülükten سُوءٍ سوا 14 teveddu ister (o nefis) تَوَدُّ ودد 15 lev keşke olsa لَوْ - 16 enne   أَنَّ - 17 beyneha arası onunla (nefesiyle) بَيْنَهَا بين 18 ve beynehu ve arası onun (kötülüğün) وَبَيْنَهُ بين 19 emeden bir zaman periyodu\/dönemi أَمَدًا امد 20 beiyden bir uzak بَعِيدًا بعد 21 ve yuhazzirukumu ve hazırlar\/uyarır sizleri وَيُحَذِّرُكُمُ حذر 22 llahu Allah اللَّهُ - 23 nefsehu kendi nefsine (karşı) نَفْسَهُ نفس 24 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 25 ra'ufun Raûf’tur رَءُوفٌ راف 26 bil-ibadi kullarına بِالْعِبَادِ عبد", "ayetNo" : "30", "id" : "803", "kuranAyetNo" : "323", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey kitap ehli135! Neden hac376 edersiniz İbrahim hakkında; ve indirilmiş değildi Tevrât ve İncîl; ancak ondan (İbrahim’den) sonradır; öyle ki akletmez562 misiniz?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya ehle Ey ehli يَا أَهْلَ اهل 2 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 3 lime neden لِمَ - 4 tuhaccune hacc edersiniz تُحَاجُّونَ حجج 5 fi hakkında فِي - 6 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ - 7 vema ve değildi وَمَا - 8 unzileti indirilmiş أُنْزِلَتِ نزل 9 t-tevratu Tevrât التَّوْرَاةُ - 10 vel'incilu ve İncîl وَالْإِنْجِيلُ - 11 illa ancak إِلَّا - 12 min   مِنْ - 13 bea'dihi ondan (İbrahim’den) sonra بَعْدِهِ بعد 14 efela öyle ki أَفَلَا - 15 tea'kilune akletmez misiniz? تَعْقِلُونَ عقل  ", "ayetNo" : "65", "id" : "836", "kuranAyetNo" : "358", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kışkırttığı zaman eşkıyası* onun**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 izi zaman إِذِ - 2 nbease kışkırttığı انْبَعَثَ بعث 3 eşkaha eşkiyası onun أَشْقَاهَا شقو", "ayetNo" : "12", "id" : "869", "kuranAyetNo" : "6053", "not1" : "*Haydut. **Semûd'un", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Ve olsun sizlerden bir ümmet\/topluluk (ki) davet ederler\/çağırırlar hayra doğru; ve emrederler200 marufla291; ve menederler münkerden82; ve işte bunlar; onlardır felaha326 ulaşanlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veltekun ve olsun وَلْتَكُنْ كون 2 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 3 ummetun bir ümmet\/topluluk أُمَّةٌ امم 4 yed'une davet ederler يَدْعُونَ دعو 5 ila doğru إِلَى - 6 l-hayri hayra الْخَيْرِ خير 7 veye'murune ve emrederler وَيَأْمُرُونَ امر 8 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 9 ve yenhevne ve men ederler وَيَنْهَوْنَ نهي 10 ani   عَنِ - 11 l-munkeri münkerden الْمُنْكَرِ نكر 12 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ - 13 humu onlar هُمُ - 14 l-muflihune felaha ulaşanlardır الْمُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "104", "id" : "890", "kuranAyetNo" : "397", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Olmuş değildir bir beşer432 için ki verir ona Allah kitap ve hikmet303; ve nebilik132; sonra der (o beşer) insanlara: \"Olun kullar46 bana Allah’ın astından\"; velakin\/ancak (der o beşer) \"Olun Rabbe4 kullar; kitaba* talim433 eder\/öğretim yapar olduğunuzla; ve ders434 yapar olduğunuzla\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değildir مَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 libeşerin bir beşer için لِبَشَرٍ بشر 4 en ki أَنْ - 5 yu'tiyehu verir ona يُؤْتِيَهُ اتي 6 llahu Allah اللَّهُ - 7 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 8 velhukme ve hikmet وَالْحُكْمَ حكم 9 ve nnubuvve te ve nebilik وَالنُّبُوَّةَ نبا 10 summe sonra ثُمَّ - 11 yekule der o  يَقُولَ قول 12 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 13 kunu olun كُونُوا كون 14 ibaden kullar عِبَادًا عبد 15 li bana لِي - 16 min   مِنْ - 17 duni astından دُونِ دون 18 llahi Allah’ın اللَّهِ - 19 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 20 kunu olun كُونُوا كون 21 rabbaniyyine Rabbe kullar رَبَّانِيِّينَ ربب 22 bima   بِمَا - 23 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون 24 tuallimune talim edersiniz\/öğretim yaparsınız تُعَلِّمُونَ علم 25 l-kitabe kitaba الْكِتَابَ كتب 26 ve bima ve وَبِمَا - 27 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون 28 tedrusune ders yaparsınız تَدْرُسُونَ درس", "ayetNo" : "79", "id" : "850", "kuranAyetNo" : "372", "not1" : "*Kur'an'a.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Orada dua80 etti Zekeriyyâ Rabbine4; dedi: \"Rabbim4! Bahşet bana yanından iyi bir zürriyet380; doğrusu sen işitensin duayı80.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hunalike orada هُنَالِكَ - 2 deaa dua etti دَعَا دعو 3 zekeriyya Zekeriyya زَكَرِيَّا - 4 rabbehu Rabbine رَبَّهُ ربب 5 kale dedi  قَالَ قول 6 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 7 heb bahşet هَبْ وهب 8 li bana لِي - 9 min   مِنْ - 10 ledunke yanından لَدُنْكَ لدن 11 zurriyyeten bir zürriyet ذُرِّيَّةً ذرر 12 tayyibeten iyi طَيِّبَةً طيب 13 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 14 semiu işitensin سَمِيعُ سمع 15 d-duaa'i duayı الدُّعَاءِ دعو", "ayetNo" : "38", "id" : "811", "kuranAyetNo" : "331", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Has kılar* rahmetini271 (Allah) dilediği kimseye; ve Allah Zul** Fadlil285 Azîm94'dir286.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yehtessu has kılar يَخْتَصُّ خصص 2 birahmetihi rahmetini بِرَحْمَتِهِ رحم 3 men kimseye مَنْ - 4 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 5 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 6 zu sahibidir ذُو - 7 l-fedli fazl الْفَضْلِ فضل 8 l-azimi büyük الْعَظِيمِ عظم", "ayetNo" : "74", "id" : "845", "kuranAyetNo" : "367", "not1" : "*Özgüler. **Sahibidir.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Eğer gizlerseniz göğüslerinizdekini209 ya da açığa vurursanız onu; bilir onu Allah; ve bilir göklerdekini162 ve yerdekini; Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 in eğer إِنْ - 3 tuhfu gizlerseniz تُخْفُوا خفي 4 ma   مَا - 5 fi   فِي - 6 sudurikum göğüslerinizdeki صُدُورِكُمْ صدر 7 ev ya da أَوْ - 8 tubduhu açığa vurursanız onu تُبْدُوهُ بدو 9 yea'lemhu bilir onu يَعْلَمْهُ علم 10 llahu Allah اللَّهُ - 11 ve yea'lemu ve bilir وَيَعْلَمُ علم 12 ma   مَا - 13 fi   فِي - 14 s-semavati göklerdekini السَّمَاوَاتِ سمو 15 ve ma ve وَمَا - 16 fi   فِي - 17 l-erdi yerdekini الْأَرْضِ ارض 18 vallahu Allah وَاللَّهُ - 19 ala üzerine عَلَىٰ - 20 kulli her bir كُلِّ كلل 21 şey'in şey شَيْءٍ شيا 22 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "29", "id" : "802", "kuranAyetNo" : "322", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Hak\/gerçek Rabbindendir4; öyle ki olma kuşkulananlardan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 el-hakku hak\/gerçek الْحَقُّ حقق 2 min   مِنْ - 3 rabbike Rabbindendir رَبِّكَ ربب 4 fela öyle ki  فَلَا - 5 tekun olma تَكُنْ كون 6 mine   مِنَ - 7 l-mumterine kuşkulananlardan الْمُمْتَرِينَ مري", "ayetNo" : "60", "id" : "831", "kuranAyetNo" : "353", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve hayırdan\/iyilikten faaliyet yaptıklarına; öyle ki asla kâfirlik* edilmez ona**; ve Allah bilendir muttakileri17.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve وَمَا - 2 yef'alu faaliyet ettiğiniz يَفْعَلُوا فعل 3 min   مِنْ - 4 hayrin hayırdan خَيْرٍ خير 5 felen öyle ki asla فَلَنْ - 6 yukferuhu kâfirlik edilmez ona يُكْفَرُوهُ كفر 7 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 8 alimun bilendir عَلِيمٌ علم 9 bil-muttekine muttakileri بِالْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "115", "id" : "900", "kuranAyetNo" : "408", "not1" : "*Örtmek, gizlemek, saklamak. **Yapılan hayra\/iyiliğe.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Zürriyet380 (ki) bir kısmı onun bir kısımdandır; Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zurriyyeten zürriyet (ki)  ذُرِّيَّةً ذرر 2 bea'duha bir kısmı onun بَعْضُهَا بعض 3 min   مِنْ - 4 bea'din bir kısımdandır بَعْضٍ بعض 5 vallahu Allah وَاللَّهُ - 6 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع 7 alimun Alîm’dir. عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "34", "id" : "807", "kuranAyetNo" : "327", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Dediği zaman Allah: \"Ey Îsâ! Doğrusu ben vefat ettirenim seni; ve yükseltenim seni bana doğru; ve temizleyenim seni kâfirlik25 etmiş kimselerden; ve yapanım sana tabi olmuş kimseleri kâfirlik25 etmiş kimselerin üstünde, kıyamet gününe148 kadar; sonra banadır dönüşünüz; öyle ki hükmederim aranızda kendisinde ihtilafa düşer olduğunuzda.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz zaman إِذْ - 2 kale dediği قَالَ قول 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 ya iysa Ey Îsâ يَا عِيسَىٰ - 5 inni doğrusu ben إِنِّي - 6 muteveffike vefat ettirenim seni مُتَوَفِّيكَ وفي 7 ve rafiuke ve yükseltenim seni وَرَافِعُكَ رفع 8 ileyye bana doğru إِلَيَّ - 9 ve mutahhiruke ve temizleyenim seni وَمُطَهِّرُكَ طهر 10 mine   مِنَ - 11 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 12 keferu kafirlik etmiş كَفَرُوا كفر 13 ve cailu ve yapanım وَجَاعِلُ جعل 14 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 15 ttebeuke tabi oldular sana اتَّبَعُوكَ تبع 16 fevka üstünde فَوْقَ فوق 17 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 18 keferu kafirlik etmiş كَفَرُوا كفر 19 ila kadar إِلَىٰ - 20 yevmi gününe يَوْمِ يوم 21 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 22 summe sonra ثُمَّ - 23 ileyye  banadır إِلَيَّ - 24 merciukum dönüşünüz مَرْجِعُكُمْ رجع 25 fe ehkumu öyle ki hükmederim فَأَحْكُمُ حكم 26 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين 27 fima   فِيمَا - 28 kuntum olduğunuzda كُنْتُمْ كون 29 fihi kendisinde فِيهِ - 30 tehtelifune ihtilafa düşersiniz تَخْتَلِفُونَ خلف", "ayetNo" : "55", "id" : "826", "kuranAyetNo" : "348", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Asla nail* olmazsınız erdemliliğe444 ta ki infak6 edersiniz sevdiğinizden; ve infak6 ettiğinizi bir şeyden öyle ki doğrusu Allah bilendir onu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 len asla لَنْ - 2 tenalu nail olmazsınız تَنَالُوا نيل 3 l-birra erdemliliğe الْبِرَّ برر 4 hatta taki حَتَّىٰ - 5 tunfiku infak edersiniz تُنْفِقُوا نفق 6 mimma   مِمَّا - 7 tuhibbune sevdiğinizden تُحِبُّونَ حبب 8 ve ma ve وَمَا - 9 tunfiku infak ettiğinizi تُنْفِقُوا نفق 10 min   مِنْ - 11 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا 12 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 13 llahe Allah اللَّهَ - 14 bihi onu بِهِ - 15 alimun bilendir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "92", "id" : "878", "kuranAyetNo" : "385", "not1" : "*Erişmiş, ele geçirmiş, başarmış, kazanmış, ulaşmış.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kim uydurdu\/türetti402 Allah'a karşı yalan*; sonrasında bunun**; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 femeni öyle ki kim فَمَنِ - 2 ftera uydurdu\/türetti افْتَرَىٰ فري 3 ala karşı عَلَى - 4 llahi Allah اللَّهِ - 5 l-kezibe yalan الْكَذِبَ كذب 6 min   مِنْ - 7 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 8 zalike bunun ذَٰلِكَ - 9 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 10 humu onlardır هُمُ - 11 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "94", "id" : "880", "kuranAyetNo" : "387", "not1" : "*Helal-haram konusunda kutsal kitaplarda olmayan hükümleri peygamberin sünneti adı altında Yüce Allah'ın emir ve yasaklarıymış gibi sunmak.  **Kutsal kitapların inmesinden sonra.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Muhakkak felaha326 ulaştı kimse (ki) geliştirdi\/saflaştırdı onu*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kad muhakkak قَدْ - 2 efleha felaha ulaştı أَفْلَحَ فلح 3 men kimse مَنْ - 4 zekkaha geliştirdi\/saflaştırdı onu زَكَّاهَا زكو", "ayetNo" : "9", "id" : "866", "kuranAyetNo" : "6050", "not1" : "*Nefsin.", "surahName" : "Şems", "sureNo" : "91" }, { "ayetIe" : "Ve nasıl kâfirlik25 edersiniz? Ve sizlere, okunur üzerinize Allah'ın ayetleri389; ve içinizdedir O'nun resûlü*; ve kim tutundu Allah'a; öyle ki muhakkak doğru yola kılavuzlandı; dosdoğru bir yola doğru.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve keyfe ve nasıl? وَكَيْفَ كيف 2 tekfurune kâfirlik edersiniz تَكْفُرُونَ كفر 3 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 4 tutla okunur تُتْلَىٰ تلو 5 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 6 ayatu ayetleri ايَاتُ ايي 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 ve fikum ve içinizdedir وَفِيكُمْ - 9 rasuluhu O'nun resûlü رَسُولُهُ رسل 10 ve men ve kim وَمَنْ - 11 yea'tesim tutundu يَعْتَصِمْ عصم 12 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 13 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 14 hudiye doğru yola kılavuzlandı هُدِيَ هدي 15 ila doğru إِلَىٰ - 16 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط 17 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم  ", "ayetNo" : "101", "id" : "887", "kuranAyetNo" : "394", "not1" : "*Muhammed.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu bu mutlak ki onun (Îsâ'nın) hak\/gerçek kıssasıdır430; ve yoktur hiçbir ilâh74 Allah dışında; ve doğrusu Allah; O’dur Azîz37; Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 haza budur هَٰذَا - 3 lehuve mutlak onun لَهُوَ - 4 l-kasasu kıssası الْقَصَصُ قصص 5 l-hakku hak\/gerçek الْحَقُّ حقق 6 ve ma ve yoktur وَمَا - 7 min hiçbir مِنْ - 8 ilahin ilâh إِلَٰهٍ اله 9 illa dışında إِلَّا - 10 llahu Allah اللَّهُ - 11 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 12 llahe Allah اللَّهَ - 13 lehuve O’dur لَهُوَ - 14 l-azizu Azîz الْعَزِيزُ عزز 15 l-hakimu Hakîm الْحَكِيمُ حكم", "ayetNo" : "62", "id" : "833", "kuranAyetNo" : "355", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Oldunuz insanlar için çıkarılmış hayırlı\/iyi bir ümmet305; emredersiniz200 marufla291; ve menedersiniz münkerden82; ve iman47 edesiniz Allah'a; ve eğer iman47 etseydi kitap ehli135; mutlak olurdu bir hayır onlara; onlardandır müminler451; ve ekserisi\/çoğu onların fâsıklardır38.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 2 hayra hayırlı خَيْرَ خير 3 ummetin bir ümmet أُمَّةٍ امم 4 uhricet çıkarılmış أُخْرِجَتْ خرج 5 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس 6 te'murune emredersiniz تَأْمُرُونَ امر 7 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 8 ve tenhevne ve men edersiniz وَتَنْهَوْنَ نهي 9 ani   عَنِ - 10 l-munkeri münkerden الْمُنْكَرِ نكر 11 ve tu'minune ve iman edesiniz وَتُؤْمِنُونَ امن 12 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 13 velev ve eğer وَلَوْ - 14 amene iman etseydi امَنَ امن 15 ehlu ehli أَهْلُ اهل 16 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب 17 lekane mutlak olurdu لَكَانَ كون 18 hayran bir hayır خَيْرًا خير 19 lehum onlara لَهُمْ - 20 minhumu onlardandır مِنْهُمُ - 21 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن 22 veekseruhumu ve ekserisi onların وَأَكْثَرُهُمُ كثر 23 l-fasikune fasıklardır الْفَاسِقُونَ فسق", "ayetNo" : "110", "id" : "896", "kuranAyetNo" : "403", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "\"Doğrusu Allah Rabbimdir4; ve Rabbinizdir4; öyle ki kulluk46 edin ona; budur dosdoğru yol.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah اللَّهَ - 3 rabbi Rabbimdir رَبِّي ربب 4 ve rabbukum ve Rabbinizdir وَرَبُّكُمْ ربب 5 fea'buduhu öyle ki kulluk edin ona فَاعْبُدُوهُ عبد 6 haza budur هَٰذَا - 7 siratun yol صِرَاطٌ صرط 8 mustekimun dosdoğru مُسْتَقِيمٌ قوم", "ayetNo" : "51", "id" : "822", "kuranAyetNo" : "344", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey kitap ehli135! Neden kâfirlik25 edersiniz Allah'ın ayetlerine; ve sizler şahit\/tanık olursunuz* (da buna).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya ehle Ey ehli يَا أَهْلَ اهل 2 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب 3 lime neden لِمَ - 4 tekfurune kâfirlik edersiniz تَكْفُرُونَ كفر 5 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 8 teşhedune şahit\/tanık olursunuz تَشْهَدُونَ شهد", "ayetNo" : "70", "id" : "841", "kuranAyetNo" : "363", "not1" : "*Yüce Allah'ın ayetleri olan Tevrât'a tanık\/şahit de oldunuz. Helen de oluyorsunuz.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve eğer yüz çevirdilerse; öyle ki doğrusu Allah bilendir fesatçıları265.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe in ve eğer فَإِنْ - 2 tevellev yüz çevirirlerse تَوَلَّوْا ولي 3 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 4 llahe Allah اللَّهَ - 5 alimun bilir عَلِيمٌ علم 6 bil-mufsidine fesatçıları بِالْمُفْسِدِينَ فسد", "ayetNo" : "63", "id" : "834", "kuranAyetNo" : "356", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve iman47 etmiş; ve sâlihâtı18 yapmış kimselere gelince; tastamam verir (Allah) onlara ecirlerini\/karşılıklarını; ve Allah sevmez zalimleri257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve emma ve gelince وَأَمَّا - 2 ellezine kimselere الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل 5 s-salihati salihatı الصَّالِحَاتِ صلح 6 feyuveffihim  tastamam verir (Allah) onlara فَيُوَفِّيهِمْ وفي 7 ucurahum ecirlerini\/karşılıklarını أُجُورَهُمْ اجر 8 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 9 la   لَا - 10 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 11 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "57", "id" : "828", "kuranAyetNo" : "350", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Evet! Kim tastamam yerine getirdi ahdini187; ve takvalı21 oldu; öyle ki doğrusu Allah sever takva21 sahiplerini.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 bela Evet! بَلَىٰ - 2 men kim مَنْ - 3 evfa tastamam yerine getirdi أَوْفَىٰ وفي 4 biahdihi ahdini بِعَهْدِهِ عهد 5 vetteka ve takvalı oldu وَاتَّقَىٰ وقي 6 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 7 llahe Allah اللَّهَ - 8 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب 9 l-muttekine takva sahiplerini الْمُتَّقِينَ وقي  ", "ayetNo" : "76", "id" : "847", "kuranAyetNo" : "369", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "De ki: \"İtaat76 edin Allah'a ve resûle418\"; öyle ki eğer yüz çevirdilerse; öyle ki doğrusu Allah sevmez kâfirleri25.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 etiu itaat edin أَطِيعُوا طوع 3 llahe Allah'a اللَّهَ - 4 ve rrasule ve resûle وَالرَّسُولَ رسل 5 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 6 tevellev yüz çevirdilerse تَوَلَّوْا ولي 7 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 8 llahe Allah اللَّهَ - 9 la   لَا - 10 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 11 l-kafirine kâfirleri الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "32", "id" : "805", "kuranAyetNo" : "325", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Eğer olduysanız (ki) seversiniz Allah'ı; öyle ki tabi olun bana408; sever sizleri Allah; ve bağışlar sizlere günahlarınızı\"; ve Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 in eğer إِنْ - 3 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 4 tuhibbune severler تُحِبُّونَ حبب 5 llahe Allah'ı اللَّهَ - 6 fettebiuni öyle ki tabi olun bana فَاتَّبِعُونِي تبع 7 yuhbibkumu sever sizleri يُحْبِبْكُمُ حبب 8 llahu Allah اللَّهُ - 9 ve yegfir ve bağışlar وَيَغْفِرْ غفر 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 zunubekum günahlarınızı ذُنُوبَكُمْ ذنب 12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 13 gafurun Gafur’dur غَفُورٌ غفر 14 rahimun Rahim’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "31", "id" : "804", "kuranAyetNo" : "324", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) satarlar Allah'a (olan) ahitlerini198 ve yeminlerini az bir ücrete; işte bunlar; yoktur bir pay onlara ahirette; kelam etmez* onlara Allah; bakmaz** onlara doğru kıyamet günü; ve artırmaz\/saflaştırmaz onları; ve onlaradır elim\/acıklı bir azap.", "ayetNo" : "77", "id" : "848", "kuranAyetNo" : "370", "not1" : "*Konuşmaz, iletişim kurmaz. Resûller göndermez. **Çağrılarına\/dualarına cevap vermez.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler imanları47 sonrası; sonra ziyade ettiler\/artırdılar küfrü422; asla kabul edilmez tevbeleri33 onların; ve işte bunlar; onlardır dalalet128 içinde olanlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 4 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 5 imanihim imanların إِيمَانِهِمْ امن 6 summe sonra ثُمَّ - 7 zdadu ziyade ettiler ازْدَادُوا زيد 8 kufran küfrü كُفْرًا كفر 9 len asla لَنْ - 10 tukbele kabul edilmez تُقْبَلَ قبل 11 tevbetuhum tevbeleri onların تَوْبَتُهُمْ توب 12 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ - 13 humu onlar هُمُ - 14 d-dallune dalalet içinde olanlardır الضَّالُّونَ ضلل", "ayetNo" : "90", "id" : "876", "kuranAyetNo" : "383", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve dedi bir tayfa kitap ehlinden135: \"İndirilmişe* iman47 edin; iman47 etmiş kimselere karşı gündüzün yüzünde; ve kâfirlik25 edin sonunda (gündüzün); belki onlar dönerler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalet ve dedi  وَقَالَتْ قول 2 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف 3 min -nden مِنْ - 4 ehli ehli- أَهْلِ اهل 5 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 6 aminu iman edin امِنُوا امن 7 billezi' ki بِالَّذِي - 8 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 9 ala karşı عَلَى - 10 ellezine kimseler الَّذِينَ - 11 amenu iman etmiş امَنُوا امن 12 veche yüzünde وَجْهَ وجه 13 n-nehari gündüzün النَّهَارِ نهر 14 vekfuru ve kâfirlik edin وَاكْفُرُوا كفر 15 ahirahu sonunda (gündüzün) اخِرَهُ اخر 16 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 17 yerciune dönerler يَرْجِعُونَ رجع", "ayetNo" : "72", "id" : "843", "kuranAyetNo" : "365", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İşte bu; haberlerindendir gaybın\/bilinmeyenin; vahyettik603 onu sana; ve olmuş değildin onların yanında attıkları zaman kalemlerini hangisi onların kefil olur (diye) Meryem'e; ve olmuş değildin onların yanında hasımlaştıkları\/tartıştıkları zaman.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 2 min   مِنْ - 3 enba'i haberlerindendir أَنْبَاءِ نبا 4 l-gaybi gaybın\/bilinmeyenin الْغَيْبِ غيب 5 nuhihi vahyettik onu نُوحِيهِ وحي 6 ileyke sana إِلَيْكَ - 7 ve ma ve değildin وَمَا - 8 kunte olmuş كُنْتَ كون 9 ledeyhim yanlarında onların لَدَيْهِمْ - 10 iz zaman إِذْ - 11 yulkune attıkları يُلْقُونَ لقي 12 eklamehum kalemlerini أَقْلَامَهُمْ قلم 13 eyyuhum onların hangisi أَيُّهُمْ - 14 yekfulu kefil olur يَكْفُلُ كفل 15 meryeme Meryem'e مَرْيَمَ - 16 ve ma ve değildin وَمَا - 17 kunte olmuş كُنْتَ كون 18 ledeyhim onların yanında لَدَيْهِمْ - 19 iz zaman إِذْ - 20 yehtesimune hasımlaştıkları\/tartıştıkları يَخْتَصِمُونَ خصم", "ayetNo" : "44", "id" : "815", "kuranAyetNo" : "337", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kâfirlik25 etmiş kimselere gelince; öyle ki azap ederim426 onlara şiddetli bir azap (-la) dünyada ve ahirette*; ve yoktur onlara hiçbir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feemma öyle ki gelince فَأَمَّا - 2 ellezine kimselere الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 4 feuazzibuhum öyle ki azap ederim onlara فَأُعَذِّبُهُمْ عذب 5 azaben bir azap عَذَابًا عذب 6 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد 7 fi   فِي - 8 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 9 vel'ahirati ve ahirette وَالْاخِرَةِ اخر 10 ve ma ve yoktur وَمَا - 11 lehum onlara لَهُمْ - 12 min   مِنْ - 13 nasirine yardımcılardan نَاصِرِينَ نصر", "ayetNo" : "56", "id" : "827", "kuranAyetNo" : "349", "not1" : "*Kâfirlik etmiş kimselerin azabı dünyada başlar. Ahirette devam eder.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve emretmez (o beşer) sizlere ki edinin melekleri133 ve nebileri132 rabler435; emreder mi size küfrü422 sizlerin müslim45 olmasından sonra?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la   وَلَا - 2 ye'murakum ve emretmez sizlere يَأْمُرَكُمْ امر 3 en ki أَنْ - 4 tettehizu edinin تَتَّخِذُوا اخذ 5 l-melaikete melekleri الْمَلَائِكَةَ ملك 6 ve nnebiyyine ve nebileri وَالنَّبِيِّينَ نبا 7 erbaben rambler أَرْبَابًا ربب 8 eye'murukum emreder mi size أَيَأْمُرُكُمْ امر 9 bil-kufri küfrü بِالْكُفْرِ كفر 10 bea'de sonra بَعْدَ بعد 11 iz zaman إِذْ - 12 entum sizler أَنْتُمْ - 13 muslimune müslim مُسْلِمُونَ سلم  ", "ayetNo" : "80", "ayetNot" : "", "id" : "851", "kuranAyetNo" : "373", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Takvalı21 olun Allah’a; O’nun takvasının21 hakkı (-yla); ölmeyin dışında (ki) ve sizler müslimsiniz45.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي 5 llahe Allah’a اللَّهَ - 6 hakka hakkı (-yla) حَقَّ حقق 7 tukatihi takvasına O’nun تُقَاتِهِ وقي 8 ve la   وَلَا - 9 temutunne ölmeyin تَمُوتُنَّ موت 10 illa dışında إِلَّا - 11 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 12 muslimune müslim مُسْلِمُونَ سلم", "ayetNo" : "102", "id" : "888", "kuranAyetNo" : "395", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Nasıl doğru yola kılavuzlar Allah bir kavmi\/toplumu? (ki) kâfirlik25 ettiler imanları47 sonrası; ve şahit\/tanık oldular ki resûl418 bir haktır\/gerçektir; ve geldi onlara beyanatlar226; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz zalimler257 kavmini\/toplumunu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 2 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِي هدي 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 kavmen bir kavmi\/toplumu قَوْمًا قوم 5 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 6 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 7 imanihim imanları إِيمَانِهِمْ امن 8 ve şehidu ve şahit\/tanık oldular وَشَهِدُوا شهد 9 enne ki أَنَّ - 10 r-rasule resûl الرَّسُولَ رسل 11 hakkun bir hak\/gerçek حَقٌّ حقق 12 ve ca'ehumu ve geldi onlara وَجَاءَهُمُ جيا 13 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين 14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 15 la   لَا - 16 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي 17 l-kavme kavmi الْقَوْمَ قوم 18 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "86", "id" : "857", "kuranAyetNo" : "379", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kabul etti onu (Meryem'i) Rabbi4 güzel bir kabulle; ve yetiştirdi (Rabbi) onu (Meryem'i) güzel bir bitki (olarak)*; ve kefil oldu ona (Meryem'e) Zekeriyyâ; her ne zaman girdi onun (Meryem'in) yanına Zekeriyyâ; mihraba\/özel alana; buldu (Zekeriyyâ) indinde\/yanında onun (Meryem'in) bir rızık; dedi (Zekeriyyâ): \"Ey Meryem! Neredendir sana bu?\"; dedi (Meryem): \"O indinden\/katındandır Allah'ın; doğrusu Allah rızıklandırır dilediği kimseyi; olmaksızın bir hesap.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fetekabbeleha kabul etti onu فَتَقَبَّلَهَا قبل 2 rabbuha Rabbi  رَبُّهَا ربب 3 bikabulin kabulle بِقَبُولٍ قبل 4 hasenin güzel bir حَسَنٍ حسن 5 ve enbeteha ve yetiştirdi onu وَأَنْبَتَهَا نبت 6 nebaten bir bitki (olarak) نَبَاتًا نبت 7 hasenen güzel حَسَنًا حسن 8 ve keffeleha ve kefil oldu ona وَكَفَّلَهَا كفل 9 zekeriyya Zekeriyya  زَكَرِيَّا - 10 kullema her zaman كُلَّمَا كلل 11 dehale girdiği دَخَلَ دخل 12 aleyha onun yanına عَلَيْهَا - 13 zekeriyya Zekeriyya زَكَرِيَّا - 14 l-mihrabe mihraba الْمِحْرَابَ حرب 15 vecede buldu (Zekeriyya) وَجَدَ وجد 16 indeha indinde onun عِنْدَهَا عند 17 rizkan bir rızık رِزْقًا رزق 18 kale dedi قَالَ قول 19 ya meryemu Ey Meryem يَا مَرْيَمُ - 20 enna nereden? أَنَّىٰ اني 21 leki sana لَكِ - 22 haza bu هَٰذَا - 23 kalet dedi (Meryem) قَالَتْ قول 24 huve o هُوَ - 25 min   مِنْ - 26 indi indinden\/katındandır عِنْدِ عند 27 llahi Allah اللَّهِ - 28 inne doğrusu إِنَّ - 29 llahe Allah اللَّهَ - 30 yerzuku rızıklandırır يَرْزُقُ رزق 31 men kimseye مَنْ - 32 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 33 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 34 hisabin bir hesap حِسَابٍ حسب", "ayetNo" : "37", "id" : "810", "kuranAyetNo" : "330", "not1" : "*Meryem'in bitkiye benzetilmesi onun hem dişil (46 XX) hem de eril (46 XY) kromozomlu hücreleri vücudunda bulundurması nedeniyledir. Bitkiler çiçeklerinde dişil ve eril üreme hücrelerini birlikte bulundurabilir. Meryem'in dış cinsiyet organlarının dişi olduğu gerçek bir hermafrodit olduğunun delilleri Kur'an'da işaret edilmiştir.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve olmayın kimseler* gibi (ki) fırkalara\/gruplara bölündüler450; ve ihtilafa450 düştüler onlara gelen beyanatlar352 sonrasında; ve işte bunlar; mutlak onlaradır büyük bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 tekunu olmayın تَكُونُوا كون 3 kallezine kimseler gibi كَالَّذِينَ - 4 teferraku fırkalara\/gruplara bölündüler تَفَرَّقُوا فرق 5 vehtelefu ve ihtilafa düştüler وَاخْتَلَفُوا خلف 6 min -dan مِنْ - 7 bea'di sonra بَعْدِ بعد 8 ma   مَا - 9 ca'ehumu gelenden onlara جَاءَهُمُ جيا 10 l-beyyinatu beyanatlar الْبَيِّنَاتُ بين 11 ve ulaike ve işte bunlar وَأُولَٰئِكَ - 12 lehum mutlak onlaradır لَهُمْ - 13 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 14 azimun büyük عَظِيمٌ عظم  ", "ayetNo" : "105", "id" : "891", "kuranAyetNo" : "398", "not1" : "*Kitap ehlinden kimseler.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "\"Ve bir musaddık140 (olarak) Tevrât’tan iki eliniz arasındakine; ve helal kılmak için sizlere bazısını ki haram kılındı üzerinize421; ve geldim sizlere Rabbinizden4 bir ayetle287; ve takvalı21 olun Allah’a; ve itaat edin bana420.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve musaddikan ve bir musaddık وَمُصَدِّقًا صدق 2 lima   لِمَا - 3 beyne arasındakine بَيْنَ بين 4 yedeyye iki eliniz يَدَيَّ يدي 5 mine   مِنَ - 6 t-tevrati Tevrat’tan التَّوْرَاةِ - 7 veliuhille ve helal kılmak için وَلِأُحِلَّ حلل 8 lekum sizlere لَكُمْ - 9 bea'de bazısını بَعْضَ بعض 10 llezi ki الَّذِي - 11 hurrime haram kılındı حُرِّمَ حرم 12 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 13 ve ci'tukum ve geldim sizlere وَجِئْتُكُمْ جيا 14 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي 15 min   مِنْ - 16 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 17 fetteku ve takvalı olun فَاتَّقُوا وقي 18 llahe Allah’a اللَّهَ - 19 ve etiuni ve itaat edin bana وَأَطِيعُونِ طوع", "ayetNo" : "50", "id" : "821", "kuranAyetNo" : "343", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kim yüz çevirdi sonrasında bunun; öyle ki işte bunlar; onlardır fâsıklar38.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 femen öyle ki kim فَمَنْ - 2 tevella yüz çevirdi تَوَلَّىٰ ولي 3 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد 4 zalike bunun ذَٰلِكَ - 5 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 6 humu onlardır هُمُ - 7 l-fasikune fasıklardır الْفَاسِقُونَ فسق", "ayetNo" : "82", "id" : "853", "kuranAyetNo" : "375", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman bıraktı\/doğurdu onu* dedi: \"Rabbim4! Doğrusu ben bıraktım\/doğurdum bir kız*\"; -ve Allah bilendir bıraktığını\/doğurduğunu (onun)**- \"ve olmaz erkek kız gibi; ve doğrusu ben Meryem ismini verdim ona; ve doğrusu ben sığındırırım onu* sana; ve zürriyetini380 (de) onun* racîm411 şeytândan29 \"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 vedeatha bıraktı\/doğurdu onu وَضَعَتْهَا وضع 3 kalet dedi قَالَتْ قول 4 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 5 inni doğrusu ben إِنِّي - 6 vedea'tuha bıraktım\/doğurdum وَضَعْتُهَا وضع 7 unsa bir kız أُنْثَىٰ انث 8 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 9 ea'lemu bilendir أَعْلَمُ علم 10 bima   بِمَا - 11 vedeat bıraktığını\/doğurduğunu وَضَعَتْ وضع 12 veleyse ve olmaz وَلَيْسَ ليس 13 z-zekeru erkek الذَّكَرُ ذكر 14 kalunsa kız gibi كَالْأُنْثَىٰ انث 15 ve inni ve doğrusu ben وَإِنِّي - 16 semmeytuha isim verdim ona  سَمَّيْتُهَا سمو 17 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 18 ve inni ve doğrusu ben وَإِنِّي - 19 uiyzuha sığındırırım onu أُعِيذُهَا عوذ 20 bike sana بِكَ - 21 ve zurriyyeteha ve zürriyetini onun وَذُرِّيَّتَهَا ذرر 22 mine   مِنَ - 23 ş-şeytani şeytandan الشَّيْطَانِ شطن 24 r-racimi racim الرَّجِيمِ رجم", "ayetNo" : "36", "id" : "809", "kuranAyetNo" : "329", "not1" : "*Dişil zamir ve kız işareti. Meryem'in annesinden doğduğunda dış cinsiyet organlarının tamamen dişil şeklinde görüldüğünü anlarız. **Yüce Allah'ın büyük bir işaretidir. Yüce Allah tabiri caizse; \"siz Meryem'i dıştan kız gibi görseniz de durum sizin sandığınız gibi değil. Meryem genetik olarak 46 XX\/46 XY'ye sahiptir. Vücudunda Y kromozomuna sahip hücreler de vardır. Erkek özelliği de taşımaktadır. Ben bilirim onu.\" buyurmaktadır. ", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve tutunun Allah'ın ipine topluca; ve fırkalaşmayın\/gruplaşmayın; ve hatırlayın Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; olduğunuz zaman düşmanlar\/hasımlar; öyle ki birleştirdi (Allah) kalblerinizin arasını; öyle ki sabaha ulaştınız O’nun nimetiyle kardeşler (olarak); ve olmuştunuz ateşten bir hafriyatın\/kazının kenarında; kurtardı sizleri (Allah) ondan; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetlerini389; belki sizler doğru yola kılavuzlanırsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vea'tesimu ve tutunun وَاعْتَصِمُوا عصم 2 bihabli ipine بِحَبْلِ حبل 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 cemian topluca جَمِيعًا جمع 5 ve la ve وَلَا - 6 teferraku fırkalaşmayın\/gruplaşmayın تَفَرَّقُوا فرق 7 vezkuru ve hatırlayın وَاذْكُرُوا ذكر 8 nia'mete nimetini نِعْمَتَ نعم 9 llahi Allah'ın اللَّهِ - 10 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 11 iz zaman إِذْ - 12 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون 13 ea'da'en düşmanlar\/hasımlar أَعْدَاءً عدو 14 feellefe öyle ki birleştirdi (Allah) فَأَلَّفَ الف 15 beyne arasını بَيْنَ بين 16 kulubikum kalblerinizin قُلُوبِكُمْ قلب 17 feesbehtum öyle ki sabaha ulaştınız فَأَصْبَحْتُمْ صبح 18 binia'metihi nimetiyle O’nun بِنِعْمَتِهِ نعم 19 ihvanen kardeşler (olarak) إِخْوَانًا اخو 20 ve kuntum ve oldunuz وَكُنْتُمْ كون 21 ala doğru عَلَىٰ - 22 şefa kenarına شَفَا شفو 23 hufratin bir hafriyatın\/kazının حُفْرَةٍ حفر 24 mine   مِنَ - 25 n-nari ateşten النَّارِ نور 26 feenkazekum kurtartıdı sizleri (Allah) فَأَنْقَذَكُمْ نقذ 27 minha ondan مِنْهَا - 28 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 29 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين 30 llahu Allah اللَّهُ - 31 lekum sizlere لَكُمْ - 32 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي 33 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 34 tehtedune doğru yola kılavuzlanırsınız تَهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "103", "id" : "889", "kuranAyetNo" : "396", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; cezasıdır onların ki üzerlerinedir laneti280 Allah'ın; ve meleklerin48; ve insanların; topluca.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ceza'uhum cezasıdır onların جَزَاؤُهُمْ جزي 3 enne ki أَنَّ - 4 aleyhim üzerlerinedir عَلَيْهِمْ - 5 lea'nete laneti لَعْنَةَ لعن 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 velmelaiketi ve meleklerin وَالْمَلَائِكَةِ ملك 8 ve nnasi ve insanların وَالنَّاسِ نوس 9 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "87", "id" : "873", "kuranAyetNo" : "380", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve kitap ehlinden135 kimse (ki) eğer emanet edersen ona kantarla\/yığınla; getirir\/ulaştırır onu sana; ve onlardan kimse (ki) eğer emanet edersen bir dinar; getirmez\/ulaştırmaz sana ancak daima\/sürekli durursun üzerine onun bir dikilme (-yle); işte bu onların demelerindendir (ki) \"yoktur bizlere ümmilerde277* bir yol**\"; ve derler Allah'a karşı yalan; ve onlar bilirler (de).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve min ve  وَمِنْ - 2 ehli ehli أَهْلِ اهل 3 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 4 men kimse مَنْ - 5 in eğer إِنْ - 6 te'menhu emanet edersen ona تَأْمَنْهُ امن 7 bikintarin kantarla بِقِنْطَارٍ قنطر 8 yu'eddihi getirir\/ulaştırır onu يُؤَدِّهِ ادي 9 ileyke sana إِلَيْكَ - 10 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ - 11 men kimse مَنْ - 12 in eğer إِنْ - 13 te'menhu emanet edersen تَأْمَنْهُ امن 14 bidinarin bir dinar بِدِينَارٍ دنر 15 la   لَا - 16 yu'eddihi getirmez\/ulaştırmaz يُؤَدِّهِ ادي 17 ileyke sana إِلَيْكَ - 18 illa ancak إِلَّا - 19 ma   مَا - 20 dumte daima\/sürekli durursun دُمْتَ دوم 21 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 22 kaimen bir dikilme (-yle) قَائِمًا قوم 23 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 24 biennehum onların بِأَنَّهُمْ - 25 kalu demelerindendir قَالُوا قول 26 leyse yoktur لَيْسَ ليس 27 aleyna bizlere عَلَيْنَا - 28 fi   فِي - 29 l-ummiyyine ümmilerde الْأُمِّيِّينَ امم 30 sebilun bir yol سَبِيلٌ سبل 31 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 32 ala karşı عَلَى - 33 llahi Allah'a اللَّهِ - 34 l-kezibe yalan الْكَذِبَ كذب 35 vehum ve onlar وَهُمْ - 36 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "75", "id" : "846", "kuranAyetNo" : "368", "not1" : "*Tevrat ve İncîl'e ümmi olanlar. Yahudiler Yahudi olmayanları 'Goy, Goyim' olarak tanımlamıştır. Akılsız, donuk, aptal, kalpsiz, kaba anlamına gelen aşağılayıcı bir terimdir.  **Onlarla ortak bir yolumuz olmaz. Allah bizleri onlara karşı yaptıklarımızdan sorumlu tutmaz.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Darp edildi\/vuruldu üzerlerine zillet452 bulundukları her nereyse; dışındadır Allah’tan bir ipe453 (tutunmaları) ve insanlardan bir ipe453 (tutunmaları); ve uğradılar Allah’tan bir gazaba; ve darp edildi\/vuruldu üzerlerine miskinlik*; işte böyledir**; onların kâfirlik25 eder olmuş olmalarındandır Allah'ın ayetlerine; ve katletmelerindendir35 nebileri132 olmaksızın bir hak; işte böyledir; isyan etmelerindendir; ve sınır aşar olmuş olmalarındandır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 duribet darb edildi\/vuruldu ضُرِبَتْ ضرب 2 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 3 z-zilletu zillet الذِّلَّةُ ذلل 4 eyne her nereyse أَيْنَ - 5 ma   مَا - 6 sukifu bulundukları ثُقِفُوا ثقف 7 illa dışında إِلَّا - 8 bihablin ipe بِحَبْلٍ حبل 9 mine   مِنَ - 10 llahi Allah’tan اللَّهِ - 11 ve hablin ve bir ipe وَحَبْلٍ حبل 12 mine   مِنَ - 13 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 14 ve ba'u ve uğradılar وَبَاءُوا بوا 15 bigadebin bir gazaba بِغَضَبٍ غضب 16 mine   مِنَ - 17 llahi Allah’tan اللَّهِ - 18 ve duribet ve darp edildi\/vuruldu وَضُرِبَتْ ضرب 19 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 20 l-meskenetu miskinlik (damgası) الْمَسْكَنَةُ سكن 21 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ - 22 biennehum onların بِأَنَّهُمْ - 23 kanu olmuş olmalarındandır كَانُوا كون 24 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر 25 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي 26 llahi Allah'ın اللَّهِ - 27 ve yektulune ve katletmelerinden وَيَقْتُلُونَ قتل 28 l-enbiya'e nebileri الْأَنْبِيَاءَ نبا 29 bigayri gayri بِغَيْرِ غير 30 hakkin hak حَقٍّ حقق 31 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ - 32 bima   بِمَا - 33 asav isyan etmelerindendir عَصَوْا عصي 34 ve kanu ve olmuş olmalaındandır وَكَانُوا كون 35 yea'tedune sınır aşarlar يَعْتَدُونَ عدو", "ayetNo" : "112", "id" : "898", "kuranAyetNo" : "405", "not1" : "*İmkansızlıktan hareketi kısıtlanmış. **Yüce Allah'ın kutsal kitaplarına (ayetlerine) kâfirlik etmek, nebileri öldürmek, haksız yere isyan etmek, sınırı aşmak mutlak ki zillet ve miskinlik getirir.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İman47 ederler* Allah'a ve ahiret gününe; ve emrederler200 marufla291; ve menederler münkerden82; ve seri\/çabuk olurlar hayırda; ve işte onlar456; sâlihlerdendir217.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن 2 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 3 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 4 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 5 ve ye'murune ve emrederler وَيَأْمُرُونَ امر 6 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 7 ve yenhevne ve men ederler وَيَنْهَوْنَ نهي 8 ani   عَنِ - 9 l-munkeri münkerden الْمُنْكَرِ نكر 10 ve yusariune ve acele ederler وَيُسَارِعُونَ سرع 11 fi   فِي - 12 l-hayrati hayırda الْخَيْرَاتِ خير 13 ve ulaike ve işte onlar وَأُولَٰئِكَ - 14 mine   مِنَ - 15 s-salihine salihlerdendir الصَّالِحِينَ صلح", "ayetNo" : "114", "id" : "899", "kuranAyetNo" : "407", "not1" : "*Kitap ehlinden bazı kimseler.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Ey kitap ehli135! Niçin engellersiniz Allah’ın yolundan336 iman47 etmiş kimseyi? Aranırsınız\/bakınırsınız bir eğriliğe; ve sizler şahitlersiniz tanıklarsınız (da); ve Allah gâfil310 değildir yaptıklarınızdan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 ya ehle ehli يَا أَهْلَ اهل 3 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 4 lime niçin لِمَ - 5 tesuddune engellersiniz تَصُدُّونَ صدد 6 an   عَنْ - 7 sebili yolundan سَبِيلِ سبل 8 llahi Allah’ın اللَّهِ - 9 men kimseyi مَنْ - 10 amene iman etmiş  امَنَ امن 11 tebguneha aranırsınız\/bakınırsınız تَبْغُونَهَا بغي 12 ivecen bir eğriliğe عِوَجًا عوج 13 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 14 şuheda'u şahitlersiniz\/tanıklarsınız شُهَدَاءُ شهد 15 ve ma ve değildir وَمَا - 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 bigafilin gafil بِغَافِلٍ غفل 18 amma   عَمَّا - 19 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "99", "id" : "885", "kuranAyetNo" : "392", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Sanmasın kâfirlik25 etmiş kimseler ki verdiğimiz uzunca bir süre onlara bir hayırdır nefisleri201 için; doğrusu verdiğimiz uzunca bir süre onlara ziyade etmesi\/artırması içindir günahı; ve onlaradır alçaltıcı bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la   وَلَا - 2 yehsebenne sanmasın يَحْسَبَنَّ حسب 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 5 ennema ki أَنَّمَا - 6 numli verdiğimiz uzunca bir süre نُمْلِي ملو 7 lehum onlara لَهُمْ - 8 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير 9 lienfusihim nefisleri için لِأَنْفُسِهِمْ نفس 10 innema doğrusu إِنَّمَا - 11 numli uzunca bir süre verdiğimiz نُمْلِي ملو 12 lehum onlara لَهُمْ - 13 liyezdadu ziyade etmesi içindir لِيَزْدَادُوا زيد 14 ismen günahı إِثْمًا اثم 15 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 16 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 17 muhinun alçaltıcı مُهِينٌ هون  ", "ayetNo" : "178", "id" : "962", "kuranAyetNo" : "471", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve Muhammed değildir bir resûl418 dışında; muhakkak geçti onun öncesinden* resûller418; öyle ki eğer ölür ya da katledilirse geri mi dönersiniz topuklarınız üzerinde?; ve kim geri döner iki topuğu üzerinde; öyle ki asla zarar vermez Allah'a bir şey; ve karşılığını verecek Allah şükredenlerin43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 muhammedun Muhammed مُحَمَّدٌ - 3 illa dışında إِلَّا - 4 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل 5 kad muhakkak قَدْ - 6 halet geçti خَلَتْ خلو 7 min   مِنْ - 8 kablihi onun öncesinden قَبْلِهِ قبل 9 r-rusulu resûller الرُّسُلُ رسل 10 efein mi öyle ki eğer  أَفَإِنْ - 11 mate ölür  مَاتَ موت 12 ev ya da أَوْ - 13 kutile katledilirse قُتِلَ قتل 14 nkalebtum geri dönersiniz انْقَلَبْتُمْ قلب 15 ala üzerinde عَلَىٰ - 16 ea'kabikum topuklarınız أَعْقَابِكُمْ عقب 17 ve men ve kim وَمَنْ - 18 yenkalib geri döner يَنْقَلِبْ قلب 19 ala üzerinde عَلَىٰ - 20 akibeyhi iki topuğu عَقِبَيْهِ عقب 21 felen öyle ki asla فَلَنْ - 22 yedurra zarar vermez يَضُرَّ ضرر 23 llahe Allah'a اللَّهَ - 24 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 25 ve seyeczi ve cezalandıracak وَسَيَجْزِي جزي 26 llahu Allah اللَّهُ - 27 ş-şakirine şükredenleri الشَّاكِرِينَ شكر", "ayetNo" : "144", "id" : "929", "kuranAyetNo" : "437", "not1" : "*Kur'an'da Muhammed nebi öncesinde yaşamış olan 26 nebinin ismi zikredilir. Bu resûller de bir insandı. Yaşadılar ve öldüler. Bâki olan kutsal kitaplar ve Yüce Allah'tır. ", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kesmesi içindir kâfirlik25 etmiş kimselerden bir tarafı\/kısmı; ya da bastırır onları; öyle ki geri dönerler umutsuzca.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 liyektaa kesmesi için لِيَقْطَعَ قطع 2 tarafen bir tarafı طَرَفًا طرف 3 mine   مِنَ - 4 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 5 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 6 ev ya da أَوْ - 7 yekbitehum bastırır onları يَكْبِتَهُمْ كبت 8 feyenkalibu öyle ki geri dönerler فَيَنْقَلِبُوا قلب 9 haibine umutsuzca خَائِبِينَ خيب", "ayetNo" : "127", "id" : "912", "kuranAyetNo" : "420", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ant olsun kavuşmanızdan önce ona (ölüme) temenni eder oldunuz ölümü; öyle ki muhakkak gördünüz onu (ölümü); ve sizler bakarsınız*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad andolsun ki وَلَقَدْ - 2 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 3 temennevne temenni eder تَمَنَّوْنَ مني 4 l-mevte ölümü الْمَوْتَ موت 5 min   مِنْ - 6 kabli önceden قَبْلِ قبل 7 en ki أَنْ - 8 telkavhu kavuşursunuz ona تَلْقَوْهُ لقي 9 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 10 raeytumuhu gördünüz onu رَأَيْتُمُوهُ راي 11 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 12 tenzurune bakarsınız تَنْظُرُونَ نظر", "ayetNo" : "143", "id" : "928", "kuranAyetNo" : "436", "not1" : "*Ölüm anında gözlerin odaklanması kaybolur. Gözler uzaklara boş boş bakar bir hal alır.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Yemeyin kat kat katmerli riba383; ve takvalı21 olun Allah’a; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 te'kulu yemeyin تَأْكُلُوا اكل 6 r-riba riba الرِّبَا ربو 7 ed'aafen kat kat أَضْعَافًا ضعف 8 mudaafeten katmerli مُضَاعَفَةً ضعف 9 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 10 llahe Allah’a اللَّهَ - 11 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 12 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "130", "id" : "915", "kuranAyetNo" : "423", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve hüzünlendirmesin seni kimseler (ki) acele ederler küfürde422; doğrusu onlar asla zarar vermezler Allah'a bir şey; yapmamak ister Allah onlara ahirette bir pay; ve onlaradır büyük bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la   وَلَا - 2 yehzunke ve hüzünlendirmesin seni يَحْزُنْكَ حزن 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 yusariune acele ederler يُسَارِعُونَ سرع 5 fi   فِي - 6 l-kufri küfürde الْكُفْرِ كفر 7 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 8 len asla لَنْ - 9 yedurru zarar vermezler يَضُرُّوا ضرر 10 llahe Allah'a اللَّهَ - 11 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 12 yuridu ister يُرِيدُ رود 13 llahu Allah اللَّهُ - 14 ella ki أَلَّا - 15 yec'ale yapmaz يَجْعَلَ جعل 16 lehum onlara لَهُمْ - 17 hazzen bir pay حَظًّا حظظ 18 fi   فِي - 19 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 20 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 21 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 22 azimun büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "176", "id" : "960", "kuranAyetNo" : "469", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin astınızdan (kimseleri) sırdaş; geri durmazlar onlar bir karıştırmaya*; isterler zorlanmanızı\/sıkıntıya düşmenizi; muhakkak ortaya çıktı ağızlarından bir nefret; ve göğüslerinde gizlenen daha büyüktür; muhakkak beyan ettik sizlere ayetleri389; eğer olduysanız akleder.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 tettehizu edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ 6 bitaneten sırdaş بِطَانَةً بطن 7 min   مِنْ - 8 dunikum astınızdan دُونِكُمْ دون 9 la   لَا - 10 ye'lunekum geri durmazlar onlar يَأْلُونَكُمْ الو 11 habalen bir karıştırma خَبَالًا خبل 12 veddu isterler وَدُّوا ودد 13 ma   مَا - 14 anittum zorlanmanızı\/sıkıntıya düşmenizi عَنِتُّمْ عنت 15 kad muhakkak قَدْ - 16 bedeti ortaya çıktı بَدَتِ بدو 17 l-begda'u nefret الْبَغْضَاءُ بغض 18 min   مِنْ - 19 efvahihim ağızlarından أَفْوَاهِهِمْ فوه 20 ve ma ve وَمَا - 21 tuhfi gizlenen تُخْفِي خفي 22 suduruhum göğüslerinde صُدُورُهُمْ صدر 23 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر 24 kad muhakkak قَدْ - 25 beyyenna beyan ettik بَيَّنَّا بين 26 lekumu sizlere لَكُمُ - 27 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 28 in eğer إِنْ - 29 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 30 tea'kilune akleder تَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "118", "id" : "903", "kuranAyetNo" : "411", "not1" : "*Kafa karıştırma. Akıl bulanıklığına neden olma.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve hazır olduğu zaman kısmeti yakınlık sahibinin130 ve yetimlerin131 ve miskinlerin113; rızıklandırın onları ondan*; ve deyin onlara maruf291 bir söz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve وَإِذَا - 2 hadera hazır olduğu zaman حَضَرَ حضر 3 l-kismete kısmeti الْقِسْمَةَ قسم 4 ulu sahibinin أُولُو اول 5 l-kurba yakınlık الْقُرْبَىٰ قرب 6 velyetama ve yetimlerin وَالْيَتَامَىٰ يتم 7 velmesakinu ve miskinlerin وَالْمَسَاكِينُ سكن 8 ferzukuhum rızıklandırın onları فَارْزُقُوهُمْ رزق 9 minhu ondan مِنْهُ - 10 ve kulu ve deyin وَقُولُوا قول 11 lehum onlara لَهُمْ - 12 kavlen bir söz قَوْلًا قول 13 mea'rufen maruf مَعْرُوفًا عرف", "ayetNo" : "8", "ayetNot" : "", "id" : "991", "kuranAyetNo" : "501", "not1" : "*Mirastan.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve asla tabi olamazsınız ki adaleti680 sağlamaya kadınlar arasında; velev\/fakat arzulasanız da (bir eşi) öyleyse meyletmeyin hepten (o eşe) meyil (-le); öyle ki bırakırsınız yalnız onu (diğer eşi) asılmış gibi; ve eğer düzeltirseniz ve takvalı21* olursanız öyle ki doğrusu Allah oldu bir Gafûr20; bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velen ve asla وَلَنْ - 2 testetiu tabi olamazsınız\/takip demezsiniz  تَسْتَطِيعُوا طوع 3 en ki أَنْ - 4 tea'dilu adaletli sağlamaya تَعْدِلُوا عدل 5 beyne arasında بَيْنَ بين 6 n-nisa'i kadınlar النِّسَاءِ نسو 7 velev velev\/fakat وَلَوْ - 8 harastum arzulasanız da حَرَصْتُمْ حرص 9 fela öyleyse  فَلَا - 10 temilu meyletmeyin تَمِيلُوا ميل 11 kulle hepten كُلَّ كلل 12 l-meyli meyil (-le) الْمَيْلِ ميل 13 fe tezeruha öyle ki bırakırsınız yalnız onu فَتَذَرُوهَا وذر 14 kalmuallekati asılmış gibi كَالْمُعَلَّقَةِ علق 15 ve in ve eğer وَإِنْ - 16 tuslihu düzeltirseniz تُصْلِحُوا صلح 17 ve tetteku ve takvalı olursanız وَتَتَّقُوا وقي 18 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 19 llahe Allah اللَّهَ - 20 kane oldu كَانَ كون 21 gafuran Gafûr. غَفُورًا غفر 22 rahimen Rahîm. رَحِيمًا رحم", "ayetNo" : "129", "id" : "1000", "kuranAyetNo" : "622", "not1" : "*4:1 ayetinde Yüce Allah toplumun kadınlara takvalı olması gerektiğini bildirmiştir. Kadınları incitmekten, zora sokmaktan sakınmak gereklidir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey insanlar! Takvalı21 olun Rabbinize4 O ki yarattı sizleri bir tek nefisten201; ve yarattı ondan* eşini** onun*; ve yaydı ikisinden birçok erkekler ve kadınlar; ve takvalı21 olun Allah’a -O ki sorarsınız\/istersiniz O’nunla (adıyla)- ve rahimlere479 (de takvalı olun); doğrusu Allah oldu üzerinize bir Rakîb484.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "1", "id" : "984", "kuranAyetNo" : "494", "not1" : "*Dişil zamirle geldiği için ilk yaratılan nefsin dişi olduğu anlaşılır. **Dişil olan ilk nefisten yaratılan eş de mutlak ki erildir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ant olsun minnet* etti Allah müminlere27 karşı; gönderdiği zaman içlerine bir resûl kendi nefislerinden201; okur onlara O’nun (Allah'ın) ayetlerini; ve arındırır\/saflaştırır onları; ve bilindik471 yapar onlara kitabı** ve hikmeti303; ve eğer olmuş olsalar (da) önceden mutlak apaçık bir dalalet128 içinde.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 menne minnet etti مَنَّ منن 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 ala karşı عَلَى - 5 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن 6 iz zaman إِذْ - 7 bease gönderdiği بَعَثَ بعث 8 fihim içlerine فِيهِمْ - 9 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل 10 min   مِنْ - 11 enfusihim kendi nefislerinden أَنْفُسِهِمْ نفس 12 yetlu okur يَتْلُو تلو 13 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 14 ayatihi ayetlerini O’nun ايَاتِهِ ايي 15 ve yuzekkihim ve arındırır\/saflaştırır onları وَيُزَكِّيهِمْ زكو 16 ve yuallimuhumu ve bilindik yapar onlara وَيُعَلِّمُهُمُ علم 17 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 18 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم 19 vein ve eğer وَإِنْ - 20 kanu olmuş olsalar (da) كَانُوا كون 21 min   مِنْ - 22 kablu önceden قَبْلُ قبل 23 lefi mutlak içinde لَفِي - 24 delalin bir dalalet ضَلَالٍ ضلل 25 mubinin apaçık مُبِينٍ بين", "ayetNo" : "164", "id" : "948", "kuranAyetNo" : "457", "not1" : "*Yapılana karşı kendini borçlu sayma. Bu borca karşılık gereğini yapma.   **Kutsal kitap.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Eğer dokunsa sizlere bir yara; öyle ki muhakkak dokundu (o) kavme\/topluma (da) onun misli bir yara; ve işte şu; günlerdir (ki) döndürürüz* onu** periyodik olarak insanlar arasında; ve bilindik kılması içindir Allah'ın iman47 etmiş kimseleri; ve edinmesi (içindir) sizlerden şahitler\/tanıklar***; ve Allah sevmez zalimleri257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 yemseskum dokunsa sizlere يَمْسَسْكُمْ مسس 3 karhun bir yara قَرْحٌ قرح 4 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 5 messe dokundu مَسَّ مسس 6 l-kavme kavme\/topluma الْقَوْمَ قوم 7 karhun bir yara قَرْحٌ قرح 8 misluhu misli onun مِثْلُهُ مثل 9 ve tilke ve işte şu وَتِلْكَ - 10 l-eyyamu günlerdir الْأَيَّامُ يوم 11 nudaviluha döndürürüz onu periyodik olarak نُدَاوِلُهَا دول 12 beyne arasında بَيْنَ بين 13 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 14 veliyea'leme ve bilindik kılması için وَلِيَعْلَمَ علم 15 llahu Allah'ın اللَّهُ - 16 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 17 amenu iman etmiş امَنُوا امن 18 ve yettehize ve edinmesi  وَيَتَّخِذَ اخذ 19 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 20 şuheda'e şahitler\/tanıklar شُهَدَاءَ شهد 21 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 22 la   لَا - 23 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 24 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "140", "id" : "925", "kuranAyetNo" : "433", "not1" : "*Sınav gereği toplumlar dalgalanma yaşar. Bazı günler sıkıntı çeker, bazı günler refah içinde olur.   **Sıkıntılı günü. ***Kendinizin tanık\/şahit olması için.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve Allah'adır mülkü göklerin162 ve yerin; ve Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velillahi ve Allah'adır وَلِلَّهِ - 2 mulku mülkü مُلْكُ ملك 3 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 4 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 5 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 6 ala üzerine عَلَىٰ - 7 kulli her كُلِّ كلل 8 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 9 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "189", "id" : "973", "kuranAyetNo" : "482", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve verin kadınlara sadakalarını\/mehirlerini485 bir (meşru) hediye (olarak); öyle ki eğer iyilik yaptılarsa sizlere ki bir şey ondan (sadakadan\/mehirden); (kendi) nefis201 (-lerinden); öyle ki yiyin onu afiyet (-le); lezzet (-le).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 2 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو 3 sadukatihinne sadakalarını\/mehirlerini onların صَدُقَاتِهِنَّ صدق 4 nihleten bir meşru hediye (olarak) نِحْلَةً نحل 5 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 6 tibne iyilik yaptılarsa طِبْنَ طيب 7 lekum sizlere لَكُمْ - 8 an ki عَنْ - 9 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 10 minhu ondan مِنْهُ - 11 nefsen nefisten نَفْسًا نفس 12 fekuluhu öyle ki yiyin onu   فَكُلُوهُ اكل 13 heniyen afiyetle هَنِيئًا هنا 14 meriyen lezzetle مَرِيئًا مرا", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "987", "kuranAyetNo" : "497", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Az bir metadır54; sonra sığınağı onların cehennemdir; ve ne perişan yataktır\/dinlenme yeridir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 metaun bir metadır مَتَاعٌ متع 2 kalilun bir az قَلِيلٌ قلل 3 summe sonra ثُمَّ - 4 me'vahum sığınağı onların مَأْوَاهُمْ اوي 5 cehennemu cehennemdir جَهَنَّمُ - 6 vebi'se ve ne perişan وَبِئْسَ باس 7 l-mihadu yataktır\/dinlenme yeridir الْمِهَادُ مهد", "ayetNo" : "197", "id" : "980", "kuranAyetNo" : "490", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve seri\/çabuk olun Rabbinizden4 bir mağfirete319 doğru; ve bir cennete; genişliği460 onun (cennetin) gökler162 ve yerdir; hazırlandı muttakiler17 için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve sariu ve  seri\/çabuk olun وَسَارِعُوا سرع 2 ila doğru إِلَىٰ - 3 megfiratin bir mağfirete مَغْفِرَةٍ غفر 4 min   مِنْ - 5 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 6 ve cennetin ve bir cennete وَجَنَّةٍ جنن 7 arduha genişliği onu عَرْضُهَا عرض 8 s-semavatu gökler السَّمَاوَاتُ سمو 9 vel'erdu ve yer وَالْأَرْضُ ارض 10 uiddet hazırlandı أُعِدَّتْ عدد 11 lilmuttekine muttakiler için لِلْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "133", "id" : "918", "kuranAyetNo" : "426", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve doğrusu kitap ehlinden135 mutlak (vardır) kimseler (ki) iman47 ederler Allah'a; ve sizlere indirilmişe*; ve kendilerine indirilmişe**; haşyet53 duyanlardır Allah'a; satmazlar Allah'ın ayetlerini454 az bir bedele; işte bunlar; onlaradır ecirleri\/karşılıkları Rableri4 indinde\/katında; doğrusu Allah seridir hesap (görmede).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 2 min   مِنْ - 3 ehli ehlinden أَهْلِ اهل 4 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 5 lemen mutlak kimselerdir لَمَنْ - 6 yu'minu iman ederler يُؤْمِنُ امن 7 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 8 ve ma ve وَمَا - 9 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 10 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ - 11 ve ma ve وَمَا - 12 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 13 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ - 14 haşiiyne haşyet duyanlardır خَاشِعِينَ خشع 15 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 16 la   لَا - 17 yeşterune satmazlar يَشْتَرُونَ شري 18 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي 19 llahi Allah'ın اللَّهِ - 20 semenen bedele ثَمَنًا ثمن 21 kalilen az bir قَلِيلًا قلل 22 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 23 lehum onlaradır لَهُمْ - 24 ecruhum ecirleri\/karşılıkları أَجْرُهُمْ اجر 25 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 26 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب 27 inne doğrusu إِنَّ - 28 llahe Allah اللَّهَ - 29 seriu seridir سَرِيعُ سرع 30 l-hisabi hesap الْحِسَابِ حسب", "ayetNo" : "199", "id" : "982", "kuranAyetNo" : "492", "not1" : "*Kur'an'a. **Tevrat'a ve İncil'e.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; asla kazandırmaz onlara malları ve ne de evlatları Allah’tan bir şey; ve işte onlar; ashabıdır\/yoldaşlarıdır ateş; onlar orada (cehennemde) ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 4 len asla لَنْ - 5 tugniye kazandırmaz تُغْنِيَ غني 6 anhum onlara عَنْهُمْ - 7 emvaluhum malları أَمْوَالُهُمْ مول 8 ve la ve ne de وَلَا - 9 evladuhum evladları أَوْلَادُهُمْ ولد 10 mine   مِنَ - 11 llahi Allah’tan اللَّهِ - 12 şey'en hiçbir şey شَيْئًا شيا 13 ve ulaike ve iş onlar وَأُولَٰئِكَ - 14 eshabu ashabı\/yoldaşları أَصْحَابُ صحب 15 n-nari ateş النَّارِ نور 16 hum onlar هُمْ - 17 fiha orada فِيهَا - 18 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد", "ayetNo" : "116", "id" : "901", "kuranAyetNo" : "409", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve bilindik kılması içindir kimseleri (ki) münafıklık26 ettiler; ve denildi onlara: \"Gelin; katledin35 Allah yolunda331 ya da defedin\/savın*\"; dediler: \"Eğer bilseydik bir katletmeyi35; mutlak tabi olurduk sizlere\"; onlar o gün küfre422 daha yakındılar; onlarda (olan) imandan47; kalplerinde olmayanı ağızlarıyla diyorlardı; ve Allah daha iyi bilendir gizlediklerini.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veliyea'leme ve bilindik kılması içindir وَلِيَعْلَمَ علم 2 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 3 nafeku münafıklık ettiler نَافَقُوا نفق 4 ve kile ve denildi وَقِيلَ قول 5 lehum onlara لَهُمْ - 6 teaalev gelin تَعَالَوْا علو 7 katilu katledin قَاتِلُوا قتل 8 fi   فِي - 9 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 10 llahi Allah اللَّهِ - 11 evi ya da أَوِ - 12 dfeu defedin\/savın ادْفَعُوا دفع 13 kalu dediler قَالُوا قول 14 lev eğer لَوْ - 15 nea'lemu bilseydik نَعْلَمُ علم 16 kitalen bir katletmeyi قِتَالًا قتل 17 lattebea'nakum mutlak tabi olurduk sizlere لَاتَّبَعْنَاكُمْ تبع 18 hum onlar هُمْ - 19 lilkufri küfre لِلْكُفْرِ كفر 20 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 21 ekrabu daha yakındılar أَقْرَبُ قرب 22 minhum onlardan مِنْهُمْ - 23 lilimani imana لِلْإِيمَانِ امن 24 yekulune derler يَقُولُونَ قول 25 biefvahihim ağızlarıyla بِأَفْوَاهِهِمْ فوه 26 ma   مَا - 27 leyse olmayanı لَيْسَ ليس 28 fi   فِي - 29 kulubihim kalplerinde قُلُوبِهِمْ قلب 30 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 31 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم 32 bima şeyi بِمَا - 33 yektumune sakladıklarını يَكْتُمُونَ كتم", "ayetNo" : "167", "id" : "951", "kuranAyetNo" : "460", "not1" : "*Savunmada görev alın.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve eğer katledilirseniz35 Allah'ın yolunda336 ya da ölürseniz; Allah’tan mutlak bir mağfiret319 ve rahmet271; hayırlıdır topladıklarından.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velein ve eğer وَلَئِنْ - 2 kutiltum katledilirseniz قُتِلْتُمْ قتل 3 fi   فِي - 4 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 5 llahi Allah اللَّهِ - 6 ev ya da أَوْ - 7 muttum ölürseniz مُتُّمْ موت 8 lemegfiratun mutlak bir mağfiret لَمَغْفِرَةٌ غفر 9 mine   مِنَ - 10 llahi Allah’tan اللَّهِ - 11 ve rahmetun ve rahmet وَرَحْمَةٌ رحم 12 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 13 mimma   مِمَّا - 14 yecmeune topladıklarından يَجْمَعُونَ جمع", "ayetNo" : "157", "id" : "941", "kuranAyetNo" : "450", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve eğer korktunuzsa ki eşitliği sağlayamazsınız yetimlerde*; öyle ki nikâhlayın483 iyi olmuş olanı sizlere kadınlardan** ikişer ve üçer ve dörder***; öyle ki eğer korktunuzsa ki adaleti680 sağlayamazsınız öyle ki tektir483 ya da malik\/sahip olduğudur sağ77 ellerinizin483; işte bu; daha yakındır ki doğru yoldan sapmazsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 hiftum korktunuzsa خِفْتُمْ خوف 3 ella ki أَلَّا - 4 tuksitu eşitliği sağlayamazsınız تُقْسِطُوا قسط 5 fi   فِي - 6 l-yetama yetimlerde الْيَتَامَىٰ يتم 7 fenkihu öyle ki nikahlayın فَانْكِحُوا نكح 8 ma   مَا - 9 tabe iyi olmuşu طَابَ طيب 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 mine   مِنَ - 12 n-nisa'i kadınlardan النِّسَاءِ نسو 13 mesna ikişer\/ikili مَثْنَىٰ ثني 14 vesulase ve üçer\/üçlü وَثُلَاثَ ثلث 15 verubaa ve dörder\/dörtlü وَرُبَاعَ ربع 16 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 17 hiftum korktunuzsa خِفْتُمْ خوف 18 ella ki أَلَّا - 19 tea'dilu adalet sağlayamazsınız تَعْدِلُوا عدل 20 fevahideten öyle ki tek (nikahlayın) فَوَاحِدَةً وحد 21 ev ya da أَوْ - 22 ma   مَا - 23 meleket malik\/sahip olduğu مَلَكَتْ ملك 24 eymanukum sağ ellerinizin أَيْمَانُكُمْ يمن 25 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 26 edna daha yakındır أَدْنَىٰ دنو 27 ella ki أَلَّا - 28 teulu doğru yoldan sapmazsınız تَعُولُوا عول", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "986", "kuranAyetNo" : "496", "not1" : "*Ayetin ana konusu yetimlerdir. Nikâh değildir. Yetimlerin hakları ve ayağa kaldırılmaları konusunda eşitlik esastır.   **Yetimlerin anneleri olan dul kadınlar. ***Üleştirme, gruplaştırma vezini (mesnâ ve sulâse ve rubâa).", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki verdi onlara Allah dünya sevabını464; ve güzel ahiret sevabını464; ve Allah sever muhsini294.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe atahumu öyle ki verdi onlara فَاتَاهُمُ اتي 2 llahu Allah  اللَّهُ - 3 sevabe sevabını ثَوَابَ ثوب 4 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 5 ve husne ve güzel وَحُسْنَ حسن 6 sevabi sevabını ثَوَابِ ثوب 7 l-ahirati ahiret الْاخِرَةِ اخر 8 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 9 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب 10 l-muhsinine muhsini الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "148", "id" : "933", "kuranAyetNo" : "441", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Sabredin51; ve yarışın sabırda51; ve bağlanın*; ve takvalı21 olun Allah’a; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman ettiler امَنُوا امن 4 sbiru sabredin اصْبِرُوا صبر 5 ve sabiru ve yarışın sabırda وَصَابِرُوا صبر 6 ve rabitu ve bağlanın وَرَابِطُوا ربط 7 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 8 llahe Allah’a اللَّهَ - 9 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 10 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "200", "id" : "983", "kuranAyetNo" : "493", "not1" : "*Tutunmak, ayakları yere sağlam basmak.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve verin yetimlere131 mallarını; ve değişmeyin kötüyü iyiyle; yemeyin onların mallarını mallarınıza doğru (katarak); doğrusu o oldu büyük bir günah.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve atu ve verin وَاتُوا اتي 2 l-yetama yetimlere الْيَتَامَىٰ يتم 3 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول 4 ve la ve وَلَا - 5 tetebeddelu değişmeyin تَتَبَدَّلُوا بدل 6 l-habise kötüyü الْخَبِيثَ خبث 7 bit-tayyibi iyiyle بِالطَّيِّبِ طيب 8 ve la   وَلَا - 9 te'kulu yemeyin تَأْكُلُوا اكل 10 emvalehum mallarını onların أَمْوَالَهُمْ مول 11 ila katarak إِلَىٰ - 12 emvalikum mallarınıza أَمْوَالِكُمْ مول 13 innehu doğrusu o إِنَّهُ - 14 kane oldu كَانَ كون 15 huben bir günahtır حُوبًا حوب 16 kebiran büyük كَبِيرًا كبر", "ayetNo" : "2", "id" : "985", "kuranAyetNo" : "495", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve eğer bir kadın korktuysa kendi kocasından bir uyuşmazlığa\/geçimsizliğe ya da bir yüz çevirmeye\/bırakmaya; öyle ki olmaz günah ikisine ki düzeltir ikisi* aralarını bir sulh** (-le); ve sulh** bir hayırdır; ve hazırlandı nefisler cimriliğe***; ve eğer güzelleştirir**** ve takvalı21 olursanız öyle ki doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr466.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ini ve eğer وَإِنِ - 2 mraetun bir kadın امْرَأَةٌ مرا 3 hafet korktuysa خَافَتْ خوف 4 min   مِنْ - 5 bea'liha kocasından onun بَعْلِهَا بعل 6 nuşuzen bir uyuşmazlık (evlilik ahidine uymayan davranışlar) نُشُوزًا نشز 7 ev ya da أَوْ - 8 ia'radan bir yüz çevirme\/bırakma إِعْرَاضًا عرض 9 fela öyle ki olmaz فَلَا - 10 cunaha günah جُنَاحَ جنح 11 aleyhima ikisine عَلَيْهِمَا - 12 en ki أَنْ - 13 yusliha düzeltir ikisi يُصْلِحَا صلح 14 beynehuma aralarını بَيْنَهُمَا بين 15 sulhen bir sulh (-le) صُلْحًا صلح 16 ve ssulhu ve sulh وَالصُّلْحُ صلح 17 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير 18 ve uhdirati ve hazırlandı وَأُحْضِرَتِ حضر 19 l-enfusu nefisler الْأَنْفُسُ نفس 20 ş-şuhha cimriliğe الشُّحَّ شحح 21 vein ve eğer وَإِنْ - 22 tuhsinu güzelleştirir تُحْسِنُوا حسن 23 ve tetteku ve takvalı olursanız وَتَتَّقُوا وقي 24 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 25 llahe Allah اللَّهَ - 26 kane oldu كَانَ كون 27 bima   بِمَا - 28 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل 29 habiran bir haberdar. خَبِيرًا خبر", "ayetNo" : "128", "id" : "999", "kuranAyetNo" : "621", "not1" : "*Mevcut kötü gidişe bir dur derler ve aralarını düzeltirler. Aralarını düzelterek barış içinde geçinip giderler ya da barış içinde boşanarak aralarını düzeltirler. **Barış. Geçimsizlik ya da evliliğin sonlanması durumları mutlaka barışla gerçekleşmelidir. Barışla evliliğe devam edilmeli ya da barışla ayrılma gerçekleşmelidir. ***Ayrılma sürecinde eşler birbirlerine karşı cimrilik etmeye meyillidir. Yüce Allah bunun yapılmaması gerektiğini bildirmektedir. ****Eşler birbirlerine karşı takvalı olursa (birbirlerini incitmekten sakınırlarsa) ve boşanma durumunda bile güzellikle boşanma gerçekleşirse bu durum onlar için hayırlıdır. Her ikisine de bir günah yoktur.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Aldatmasın seni kâfirlik25 etmiş kimselerin beldelerde (gezip) dolaşması.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la   لَا - 2 yegurranneke aldatmasın seni يَغُرَّنَّكَ غرر 3 tekallubu (gezip) dönmesi تَقَلُّبُ قلب 4 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 5 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 6 fi   فِي - 7 l-biladi beldelerde الْبِلَادِ بلد", "ayetNo" : "196", "id" : "979", "kuranAyetNo" : "489", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Olmayın kâfirlik25 etmiş kimseler gibi; ve (kardeşleri onların) darp ettikleri\/vurdukları zaman (ayakları) yerde ya da savaşanlar olan kardeşleri için: \"Eğer olsalardı bizim yanımızda ölmüş olmazlardı; ve katledilmiş35 olmazlardı\" diyenler (gibi); yapması içindir Allah'ın bunu kalplerinde bir hasret**; ve Allah yaşatır; ve öldürür; ve Allah yaptıklarınız görendir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 tekunu olmayın تَكُونُوا كون 6 kallezine kimseler gibi كَالَّذِينَ - 7 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 8 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 9 liihvanihim kardeşleri için لِإِخْوَانِهِمْ اخو 10 iza   إِذَا - 11 derabu darp ettikleri zaman ضَرَبُوا ضرب 12 fi   فِي - 13 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 14 ev ya da أَوْ - 15 kanu oldular كَانُوا كون 16 guzzen savaşanlar غُزًّى غزو 17 lev eğer لَوْ - 18 kanu olsalardı كَانُوا كون 19 indena yanımızda bizim عِنْدَنَا عند 20 ma olmazlardı مَا - 21 matu öldürülmüş مَاتُوا موت 22 ve ma ve olmazlardı وَمَا - 23 kutilu katledilmişler قُتِلُوا قتل 24 liyec'ale yapması içindir لِيَجْعَلَ جعل 25 llahu Allah’ın اللَّهُ - 26 zalike bunu ذَٰلِكَ - 27 hasraten bir hasret حَسْرَةً حسر 28 fi   فِي - 29 kulubihim kalplerinde قُلُوبِهِمْ قلب 30 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 31 yuhyi yaşatır يُحْيِي حيي 32 ve yumitu ve öldürür وَيُمِيتُ موت 33 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 34 bima   بِمَا - 35 tea'melune yaptıklarınız تَعْمَلُونَ عمل 36 besirun görendir بَصِيرٌ بصر", "ayetNo" : "156", "id" : "940", "kuranAyetNo" : "449", "not1" : "*Sefere çıktıkları. **Tasa.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve aldığı zaman Allah kitap verilmiş kimselerin mîsâkını281; \"mutlak beyan edersiniz onu insanlara ve gizlemezsiniz onu\" (diye) öyle ki attılar onu sırtlarının ardına; ve sattılar onu az bir bedele; öyle ki ne perişandır satın aldıkları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 ehaze aldığı أَخَذَ اخذ 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 misaka misakını مِيثَاقَ وثق 5 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 6 utu verildiler أُوتُوا اتي 7 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 8 letubeyyinunnehu mutlak beyan edersiniz onu لَتُبَيِّنُنَّهُ بين 9 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 10 ve la ve وَلَا - 11 tektumunehu gizlemezsiniz onu تَكْتُمُونَهُ كتم 12 fenebezuhu öyle ki attılar onu فَنَبَذُوهُ نبذ 13 vera'e ardına  وَرَاءَ وري 14 zuhurihim sırtlarının ظُهُورِهِمْ ظهر 15 veşterav ve sattılar وَاشْتَرَوْا شري 16 bihi onu بِهِ - 17 semenen bir bedele ثَمَنًا ثمن 18 kalilen az bir قَلِيلًا قلل 19 fe bi'se öyleki ne perişandır فَبِئْسَ باس 20 ma   مَا - 21 yeşterune satın aldıkları يَشْتَرُونَ شري", "ayetNo" : "187", "id" : "970", "kuranAyetNo" : "480", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ya da ne zaman isabet etti sizlere bir musibet311 (ki) muhakkak isabet ettirdiniz onlara iki mislini onun (musibetin); dediniz: \"Neredendir bu (musibet)?\"; de ki o (musibet) nefisleriniz201 indindendir\/yanındandır; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 evelemma ya da ne zaman أَوَلَمَّا - 2 esabetkum isabet etti sizlere أَصَابَتْكُمْ صوب 3 musibetun bir musibet مُصِيبَةٌ صوب 4 kad muhakkak قَدْ - 5 esabtum isabet ettirdiniz onlara أَصَبْتُمْ صوب 6 misleyha iki mislini onun مِثْلَيْهَا مثل 7 kultum dediniz قُلْتُمْ قول 8 enna neredendir أَنَّىٰ اني 9 haza bu هَٰذَا - 10 kul de ki قُلْ قول 11 huve o هُوَ - 12 min   مِنْ - 13 indi indinden\/yanındandır عِنْدِ عند 14 enfusikum nefisleriniz أَنْفُسِكُمْ نفس 15 inne doğrusu إِنَّ - 16 llahe Allah اللَّهَ - 17 ala üzerine عَلَىٰ - 18 kulli her كُلِّ كلل 19 şey'in şey شَيْءٍ شيا 20 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "165", "id" : "949", "kuranAyetNo" : "458", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Belalandırın* yetimleri ta ki ulaştıkları zaman nikâha**; öyle ki eğer farkına varırsanız onlardan bir reşitlik\/olgunluk\/doğruluk; öyle ki savuşturun*** onlara doğru mallarını; yemeyin onu bir israf (-la) ve bir telaş (-la) ki büyürler (diye); ve kim oldu bir gani\/zengin; öyle ki tutsun kendini\/sakınsın**** ve kim oldu bir fakir; öyle ki yesin marufla291; öyle ki savurduğunuz*** zaman onlar üzerine mallarını; öyle ki şahit tutun üzerlerine; ve kâfi geldi\/yetti Allah bir Hasîb486 olarak.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vebtelu belalandırın وَابْتَلُوا بلو 2 l-yetama yetimleri الْيَتَامَىٰ يتم 3 hatta ta ki حَتَّىٰ - 4 iza zaman إِذَا - 5 belegu ulaştılar بَلَغُوا بلغ 6 n-nikaha nikaha النِّكَاحَ نكح 7 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 8 anestum farkına vardıysanız انَسْتُمْ انس 9 minhum onlardan مِنْهُمْ - 10 ruşden bir reşitlik\/olgunluk\/doğruluk رُشْدًا رشد 11 fedfeu öyle ki savuşturun فَادْفَعُوا دفع 12 ileyhim onlara doğru إِلَيْهِمْ - 13 emvalehum mallarını onların أَمْوَالَهُمْ مول 14 ve la   وَلَا - 15 te'kuluha yemeyin onu تَأْكُلُوهَا اكل 16 israfen bir israf (-la) إِسْرَافًا سرف 17 ve bidaran ve bir telaş (-la)  وَبِدَارًا بدر 18 en ki أَنْ - 19 yekberu büyürler (diye)  يَكْبَرُوا كبر 20 ve men ve kim وَمَنْ - 21 kane oldu كَانَ كون 22 ganiyyen bir ganiyy\/zengin غَنِيًّا غني 23 felyestea'fif öyle ki tutsun kendini\/sakınsın فَلْيَسْتَعْفِفْ عفف 24 ve men ve kim وَمَنْ - 25 kane oldu كَانَ كون 26 fekiran bir fakir فَقِيرًا فقر 27 felye'kul öyle ki yesin فَلْيَأْكُلْ اكل 28 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 29 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 30 defea'tum savurdunuz onlar- دَفَعْتُمْ دفع 31 ileyhim üzerine إِلَيْهِمْ - 32 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول 33 feeşhidu öyle ki şahit tutun فَأَشْهِدُوا شهد 34 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 35 ve kefa ve yetti وَكَفَىٰ كفي 36 billahi Allah بِاللَّهِ - 37 hasiben bir hesap gören olarak حَسِيبًا حسب", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "989", "kuranAyetNo" : "499", "not1" : "*Test etmek, denemek. **Nikâh yaşına geldiklerinde. ***İtmek, uzaklaştırmak. ****Yetimlerin malından uzak dursun.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Rabbimiz!4 Ve ver vaat ettiğini bizlere; resûllerinin418 üzerine; ve perişan etme bizleri kıyamet148 günü; doğrusu sen bozmazsın vaadi.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب 2 ve atina ve ver وَاتِنَا اتي 3 ma   مَا - 4 veadtena vaat ettiğiniz bizlere وَعَدْتَنَا وعد 5 ala   عَلَىٰ - 6 rusulike resûllerinin üzerine رُسُلِكَ رسل 7 ve la ve وَلَا - 8 tuhzina perişan etme bizleri تُخْزِنَا خزي 9 yevme günü يَوْمَ يوم 10 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 11 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 12 la   لَا - 13 tuhlifu bozmazsın تُخْلِفُ خلف 14 l-miaade vaadi الْمِيعَادَ وعد  ", "ayetNo" : "194", "id" : "977", "kuranAyetNo" : "487", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Muhakkak geçti sizlerden önce yasalar\/kanunlar*; öyleyse dolaşın461 yeryüzünde; öyle ki bakın461 nasıl oldu yalancıların akıbeti**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kad muhakkak قَدْ - 2 halet geçti خَلَتْ خلو 3 min   مِنْ - 4 kablikum sizlerden önce قَبْلِكُمْ قبل 5 sunenun yasalar سُنَنٌ سنن 6 fesiru öyleyse dolaşın فَسِيرُوا سير 7 fi   فِي - 8 l-erdi yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 9 fenzuru öyle ki bakın فَانْظُرُوا نظر 10 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 11 kane oldu كَانَ كون 12 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب 13 l-mukezzibine yalancıların الْمُكَذِّبِينَ كذب", "ayetNo" : "137", "id" : "922", "kuranAyetNo" : "430", "not1" : "*İnsanoğlu yalan yanlış birçok yasa\/kanun uyguladı. **Sonrası, ardı.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve olmuş değildir bir nebiye132 ki aldatır; ve kim aldatırsa gelir aldattığıyla kıyamet günü148; sonra tamamlanır her bir nefse201 kazandığı; ve onlar zulme257 uğratılmazlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 linebiyyin bir nebiye لِنَبِيٍّ نبا 4 en ki أَنْ - 5 yegulle aldatır يَغُلَّ غلل 6 ve men ve kim وَمَنْ - 7 yeglul aldatırsa يَغْلُلْ غلل 8 ye'ti gelir يَأْتِ اتي 9 bima   بِمَا - 10 galle aldattığıyla غَلَّ غلل 11 yevme günü يَوْمَ يوم 12 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 13 summe sonra ثُمَّ - 14 tuveffa tamamlanır تُوَفَّىٰ وفي 15 kullu her كُلُّ كلل 16 nefsin nefse نَفْسٍ نفس 17 ma   مَا - 18 kesebet kazandığı كَسَبَتْ كسب 19 ve hum ve onlar وَهُمْ - 20 la   لَا - 21 yuzlemune zulme uğratılmazlar يُظْلَمُونَ ظلم  ", "ayetNo" : "161", "id" : "945", "kuranAyetNo" : "454", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve itaat* edin Allah'a ve resûlüne76; belki sizler rahmet271 edilirsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع 2 llahe Allah'a اللَّهَ - 3 ve rrasule ve resûlüne وَالرَّسُولَ رسل 4 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 5 turhamune rahmet edilirsiniz تُرْحَمُونَ رحم", "ayetNo" : "132", "id" : "917", "kuranAyetNo" : "425", "not1" : "*İndirilen kutsal kitaba. Kur'an'a. Allah'a itaat etmek O'nun emir ve yasaklarını içeren Kur'an dışında asla bir şey değildir. Resûl sadece Kur'an demekteydi.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Olmaz sana emirden bir şey459; ya tevbe33 eder (Allah) onlara ya da azap426 eder onlara; öyle ki doğrusu onlar zalimlerdir257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leyse olmaz لَيْسَ ليس 2 leke sana لَكَ - 3 mine   مِنَ - 4 l-emri emirden الْأَمْرِ امر 5 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا 6 ev ya أَوْ - 7 yetube tevbe eder (Allah) يَتُوبَ توب 8 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 9 ev ya da أَوْ - 10 yuazzibehum azap eder onlara يُعَذِّبَهُمْ عذب 11 feinnehum öyle ki doğrusu onlar فَإِنَّهُمْ - 12 zalimune zalimlerdir ظَالِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "128", "id" : "913", "kuranAyetNo" : "421", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu göklerin162 ve yerin yaratılışında; ve halife65 olmasında gecenin ve gündüzün (birbirine); mutlak (vardır) ayetler elbâb88 için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 fi   فِي - 3 halki yaratılışında خَلْقِ خلق 4 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 5 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 6 vehtilafi ve halife olmasında وَاخْتِلَافِ خلف 7 l-leyli gecenin اللَّيْلِ ليل 8 ve nnehari ve gündüzün وَالنَّهَارِ نهر 9 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي 10 liuli sahipleri için لِأُولِي اول 11 l-elbabi elbab\/mantık الْأَلْبَابِ لبب", "ayetNo" : "190", "id" : "974", "kuranAyetNo" : "483", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Mutlak belalandırılırsınız256 mallarınızda ve nefislerinizde201; mutlak işitirsiniz çokça bir eziyet\/inciten kimselerden (ki) verildiler kitap135 sizlerden önce ve kimselerden (ki) şirk koşarlar71; ve eğer sabrederseniz51; ve takvalı21 olursanız öyle ki doğrusu işte budur azmi gerektiren emirler\/işler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 letublevunne mutlak belalandırılırsınız لَتُبْلَوُنَّ بلو 2 fi   فِي - 3 emvalikum mallarınızda أَمْوَالِكُمْ مول 4 ve enfusikum ve nefislerinizde وَأَنْفُسِكُمْ نفس 5 veletesmeunne mutlak işitirisiniz وَلَتَسْمَعُنَّ سمع 6 mine   مِنَ - 7 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 8 utu verildiler أُوتُوا اتي 9 l-kitabe Kitap الْكِتَابَ كتب 10 min   مِنْ - 11 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل 12 ve mine ve وَمِنَ - 13 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 14 eşraku şirk koş أَشْرَكُوا شرك 15 ezen eziyet\/inciten أَذًى اذي 16 kesiran çokça كَثِيرًا كثر 17 ve in ve eğer وَإِنْ - 18 tesbiru sabrederseniz تَصْبِرُوا صبر 19 ve tetteku ve takvalı olursanız وَتَتَّقُوا وقي 20 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 21 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 22 min   مِنْ - 23 azmi azmi gerektiren عَزْمِ عزم 24 l-umuri işlerdir الْأُمُورِ امر", "ayetNo" : "186", "id" : "971", "kuranAyetNo" : "479", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ya da sandınız (mı) ki girersiniz cennete*; ve bilindik etmeden Allah sizlerden cihat356 etmiş kimseleri; ve bilindik etmeden sabredenleri51.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 em ya da أَمْ - 2 hasibtum sandınız  حَسِبْتُمْ حسب 3 en ki أَنْ - 4 tedhulu girersiniz تَدْخُلُوا دخل 5 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن 6 velemma ve  وَلَمَّا - 7 yea'lemi bilindik etmeden يَعْلَمِ علم 8 llahu Allah اللَّهُ - 9 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 10 cahedu cihat ettiler جَاهَدُوا جهد 11 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 12 ve yea'leme ve bilindik etmeden وَيَعْلَمَ علم 13 s-sabirine sabredenleri الصَّابِرِينَ صبر", "ayetNo" : "142", "id" : "927", "kuranAyetNo" : "435", "not1" : "*Cennete girmek mücadele gerektirir; eylem gerektirir. Zorluklara karşı metanetle direnme gerektirir.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Erkekleredir bir nasip terk ettiğinden* ana babanın ve akrabaların; ve kadınlaradır bir nasip terk ettiğinden* ana babanın ve akrabaların; azından ondan ya da çoğundan; önceden belirli bir nasip.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lirricali erkekleredir لِلرِّجَالِ رجل 2 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب 3 mimma   مِمَّا - 4 terake terk ettiğinden تَرَكَ ترك 5 l-validani ana babanın الْوَالِدَانِ ولد 6 vel'ekrabune ve akrabaların وَالْأَقْرَبُونَ قرب 7 velinnisa'i ve kadınlaradır وَلِلنِّسَاءِ نسو 8 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب 9 mimma   مِمَّا - 10 terake terk ettiğinden تَرَكَ ترك 11 l-validani ana babanın الْوَالِدَانِ ولد 12 vel'ekrabune ve akrabaların وَالْأَقْرَبُونَ قرب 13 mimma   مِمَّا - 14 kalle azından قَلَّ قلل 15 minhu ondan مِنْهُ - 16 ev ya da أَوْ - 17 kesura çoğundan كَثُرَ كثر 18 nesiben bir nasip نَصِيبًا نصب 19 mefrudan önceden belirli  مَفْرُوضًا فرض", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "", "id" : "990", "kuranAyetNo" : "500", "not1" : "*Ölüm nedeniyle kalan miras.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Vasiyet* eder481 Allah sizlere evlatlarınızda; erkeğedir misli\/benzeri iki kadın payı**; öyle ki eğer oldularsa kadınlar iki üzerinde öyle ki onlaradır (kadınlaradır) üçte ikisi (2\/3) terk ettiğinin (ölenin); ve eğer olduysa (kadın) tek öyle ki onadır yarısı (1\/2); ve ana babasınadır onun (ölenin) ikisinden (ana-baba) her bir tekine altıda biri (1\/6) terk ettiğinden (ölenin) eğer olduysa ona (ölene) bir evlat***; öyle ki eğer asla olmazsa ona (ölene) bir evlat**** ve varis oldu ana babası onun (ölenin) öyle ki anasınadır (ölenin) üçte bir (1\/3); öyle ki eğer olduysa ona kardeşler öyle ki anasınadır altıda bir (1\/6); sonrasındadır bir vasiyetten***** (ki) vasiyet eder (kimse) onunla ya da (sonrasındadır) borç*****; babalarınızı ve oğullarınızı (ki) bilmezsiniz hangisi daha yakındır sizlere faydada\/yararda; bir farzdır****** Allah’tan; doğrusu Allah oldu bir Alîm8; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yusikumu vasiyet eder sizlere يُوصِيكُمُ وصي 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 fi   فِي - 4 evladikum evlatlarınızda أَوْلَادِكُمْ ولد 5 lizzekeri erkeğedir لِلذَّكَرِ ذكر 6 mislu misli مِثْلُ مثل 7 hazzi pay حَظِّ حظظ 8 l-unseyeyni iki kadın الْأُنْثَيَيْنِ انث 9 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 10 kunne oldularsa كُنَّ كون 11 nisa'en kadınlar نِسَاءً نسو 12 fevka üzerinde فَوْقَ فوق 13 sneteyni iki اثْنَتَيْنِ ثني 14 felehunne öyle ki onlaradır (kadınlaradır) فَلَهُنَّ - 15 sulusa üçte ikisi ثُلُثَا ثلث 16 ma   مَا - 17 terake terk ettiğinin (ölenin) تَرَكَ ترك 18 ve in ve eğer وَإِنْ - 19 kanet olduysa (kadın) كَانَتْ كون 20 vahideten tek وَاحِدَةً وحد 21 feleha öyle ki onadır فَلَهَا - 22 n-nisfu yarısı النِّصْفُ نصف 23 veliebeveyhi ve ana babasınadır onu (ölenin) وَلِأَبَوَيْهِ ابو 24 likulli her bir لِكُلِّ كلل 25 vahidin tekine وَاحِدٍ وحد 26 minhuma ikisinden مِنْهُمَا - 27 s-sudusu altıda birinin السُّدُسُ سدس 28 mimma   مِمَّا - 29 terake terk ettiğinden (ölenin) تَرَكَ ترك 30 in eğer إِنْ - 31 kane olduysa كَانَ كون 32 lehu ona (ölene) لَهُ - 33 veledun bir evlat وَلَدٌ ولد 34 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 35 lem asla لَمْ - 36 yekun olmazsa يَكُنْ كون 37 lehu ona (ölene) لَهُ - 38 veledun bir evlat وَلَدٌ ولد 39 ve verisehu ve varis oldu وَوَرِثَهُ ورث 40 ebevahu ana babası onun (ölenin)  أَبَوَاهُ ابو 41 feliummihi öyle ki anasınadır (ölenin) فَلِأُمِّهِ امم 42 s-sulusu üçte bir الثُّلُثُ ثلث 43 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 44 kane olduysa كَانَ كون 45 lehu ona لَهُ - 46 ihvetun kardeşler إِخْوَةٌ اخو 47 feliummihi öyle ki anasınadır فَلِأُمِّهِ امم 48 s-sudusu altıda bir السُّدُسُ سدس 49 min   مِنْ - 50 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 51 vesiyyetin bir vasiyyetten وَصِيَّةٍ وصي 52 yusi vasiyet eder يُوصِي وصي 53 biha onunla بِهَا - 54 ev ya da أَوْ - 55 deynin borçtan دَيْنٍ دين 56 aba'ukum babalarınız ابَاؤُكُمْ ابو 57 ve ebna'ukum ve oğullarınız وَأَبْنَاؤُكُمْ بني 58 la   لَا - 59 tedrune bilmezsiniz تَدْرُونَ دري 60 eyyuhum hangisinin أَيُّهُمْ - 61 ekrabu daha yakındır أَقْرَبُ قرب 62 lekum sizlere لَكُمْ - 63 nef'an faydada\/yararda نَفْعًا نفع 64 ferideten bir farzdır فَرِيضَةً فرض 65 mine   مِنَ - 66 llahi Allah’tan اللَّهِ - 67 inne doğrusu إِنَّ - 68 llahe Allah اللَّهَ - 69 kane oldu كَانَ كون 70 alimen Alim عَلِيمًا علم 71 hakimen Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "11", "ayetNot" : "", "id" : "994", "kuranAyetNo" : "504", "not1" : "*Tavsiye eder. **Erkek kadının payının iki katı oranda pay alır. ***Sadece tek evlat varlığında. Ateistlerin miras ayetlerinde çelişki var diye bilip bilmeden konuşmaları bu kelimeye yanlış anlam veren mealler yüzündendir. Tek evlat varlığında ölenin anne ve babasına 1\/6 pay düşer. Evlat sayısı birden fazlaysa bu oran 1\/6 olmaz. ****Hiç evladı olmamış. Çocuksuz. *****Öncelikle borç varsa ödenir. Bir vasiyet bırakılmışsa o da yerine getirilir. Bunlardan sonra kalan miras Yüce Allah'ın tavsiyesine uygun olarak taksim edilir. ******Yüce Allah'ın bu vasiyeti\/tavsiyesi müminler üzerinde bir farzdır. Zorunludur.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Eğer dokunsa sizlere bir güzellik; kötülük verir (güzellik) onlara; ve eğer dokunsa sizlere bir kötülük; ferahlarlar onunla; ve eğer sabrederseniz51 ve takvalı21 olursanız; zarar vermez sizlere onların tezgâhları bir şey (-le); doğrusu Allah (onların) yaptıklarını kuşatandır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 temseskum dokunsa sizlere تَمْسَسْكُمْ مسس 3 hasenetun bir güzellik حَسَنَةٌ حسن 4 tesu'hum kötüleşir (güzellik) onlara تَسُؤْهُمْ سوا 5 ve in ve eğer وَإِنْ - 6 tusibkum dokunsa sizlere تُصِبْكُمْ صوب 7 seyyietun bir kötülük سَيِّئَةٌ سوا 8 yefrahu ferahlarlar يَفْرَحُوا فرح 9 biha onunla بِهَا - 10 ve in ve eğer وَإِنْ - 11 tesbiru sabrederseniz تَصْبِرُوا صبر 12 ve tetteku ve takvalı olursanız وَتَتَّقُوا وقي 13 la   لَا - 14 yedurrukum zarar vermez sizlere يَضُرُّكُمْ ضرر 15 keyduhum tezgahları onların كَيْدُهُمْ كيد 16 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 17 inne doğrusu إِنَّ - 18 llahe Allah اللَّهَ - 19 bima   بِمَا - 20 yea'melune yaptıklarını يَعْمَلُونَ عمل 21 muhitun kuşatmadır مُحِيطٌ حوط  ", "ayetNo" : "120", "id" : "905", "kuranAyetNo" : "413", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki Allah'ın rızasına tabi olmuş kimse, kimse gibi midir (ki) geri döndü Allah'tan bir hoşnutsuzlukla\/öfkeyle; ve sığınağı onun cehennemdir; ne perişan bir varış yeridir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 efemeni öyle ki kim mi? أَفَمَنِ - 2 ttebea tabi oldu اتَّبَعَ تبع 3 ridvane rızasına رِضْوَانَ رضو 4 llahi Allah'ın اللَّهِ - 5 kemen kimse gibi كَمَنْ - 6 ba'e uğrayan بَاءَ بوا 7 bisehatin hışmına بِسَخَطٍ   8 mine   مِنَ - 9 llahi Allah'ın اللَّهِ - 10 ve me'vahu ve yeri وَمَأْوَاهُ اوي 11 cehennemu cehennem (olan) جَهَنَّمُ - 12 ve bi'se ne kötü وَبِئْسَ باس 13 l-mesiru sonuçtur orası الْمَصِيرُ صير  ", "ayetNo" : "162", "id" : "946", "kuranAyetNo" : "455", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve sabah erkenden ayrıldığın zaman (sen) ahalinden\/ailenden (ki) yerleştirirken müminleri27 mekanlara* katletme35 için**; ve Allah Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 gadevte sabah erkenden ayrıldın غَدَوْتَ غدو 3 min   مِنْ - 4 ehlike ahalinden أَهْلِكَ اهل 5 tubevviu yerleştirirsin تُبَوِّئُ بوا 6 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن 7 mekaide mekanlara مَقَاعِدَ قعد 8 lilkitali katletmeye لِلْقِتَالِ قتل 9 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 10 semiun Semî’dir سَمِيعٌ سمع 11 alimun Alîm’dir. عَلِيمٌ علم  ", "ayetNo" : "121", "id" : "906", "kuranAyetNo" : "414", "not1" : "*Mevzilere. **Savaş başlatanlara karşı savaşmak için. ", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve sanma kimseleri ölüler (ki) katledildiler Allah yolunda336; evet! Diridirler; Rableri4 indinde\/katında rızıklandırılırlar472.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 tehsebenne sanma تَحْسَبَنَّ حسب 3 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 4 kutilu katledildiler قُتِلُوا قتل 5 fi   فِي - 6 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 7 llahi Allah اللَّهِ - 8 emvaten ölüler أَمْوَاتًا موت 9 bel Evet! بَلْ - 10 ehya'un diridirler أَحْيَاءٌ حيي 11 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 12 rabbihim Rableri رَبِّهِمْ ربب 13 yurzekune rızıklandırılırlar يُرْزَقُونَ رزق", "ayetNo" : "169", "id" : "953", "kuranAyetNo" : "462", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Rabbimiz!4 Doğrusu sen kimi girdirirsin ateşe; öyle ki muhakkak perişan ettin onu; ve yoktur zalimlere257 hiçbir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب 2 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 3 men kimi مَنْ - 4 tudhili girdirirsin تُدْخِلِ دخل 5 n-nara ateşe النَّارَ نور 6 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 7 ehzeytehu hazin\/hüzün ettin (sonunu) onun أَخْزَيْتَهُ خزي 8 ve ma ve yoktur وَمَا - 9 lizzalimine zalimlere لِلظَّالِمِينَ ظلم 10 min hiçbir مِنْ - 11 ensarin yardımcı أَنْصَارٍ نصر", "ayetNo" : "192", "id" : "975", "kuranAyetNo" : "485", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Eğer itaat ederseniz kimselere (ki) kâfirlik25 ettiler; döndürürler sizleri topuklarınız üzere; öyle ki dönersiniz hüsrana uğrayanlara.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 in eğer إِنْ - 5 tutiu itaat ederseniz تُطِيعُوا طوع 6 ellezine kimselere الَّذِينَ - 7 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 8 yeruddukum döndürürler sizleri يَرُدُّوكُمْ ردد 9 ala üzere عَلَىٰ - 10 ea'kabikum topuklarınız  أَعْقَابِكُمْ عقب 11 fetenkalibu öyle ki çevrilirsiniz فَتَنْقَلِبُوا قلب 12 hasirine hüsrana uğrayanlara خَاسِرِينَ خسر", "ayetNo" : "149", "id" : "934", "kuranAyetNo" : "442", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İşte şu (ki) hudutlarıdır\/sınırlarıdır Allah'ın; ve kim itaat eder Allah'a ve resûlüne76; sokar onu (Allah) cennetlere; akar altından nehirler; ölümsüzlerdir185 orada (cennette); ve işte budur büyük başarı\/zafer.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 tilke işte şu تِلْكَ - 2 hududu hudutlarıdır حُدُودُ حدد 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 ve men ve kim وَمَنْ - 5 yutii itaat eder يُطِعِ طوع 6 llahe Allah'a اللَّهَ - 7 ve rasulehu ve resûlüne O’nun وَرَسُولَهُ رسل 8 yudhilhu sokar onu (Allah) يُدْخِلْهُ دخل 9 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن 10 tecri akar تَجْرِي جري 11 min   مِنْ - 12 tehtiha altından تَحْتِهَا تحت 13 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 14 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 15 fiha orada (cennette) فِيهَا - 16 ve zalike ve işte budur وَذَٰلِكَ - 17 l-fevzu başarı\/zafer الْفَوْزُ فوز 18 l-azimu büyük الْعَظِيمُ عظم", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "996", "kuranAyetNo" : "506", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve yapmış değildir onu Allah; ancak (bir) müjdedir sizlere; ve tatmin olması içindir kalplerinizin onunla; ve yoktur yardım Allah'ın indinden\/katından başka; Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve وَمَا - 2 cealehu yapmış değildir onu جَعَلَهُ جعل 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 illa dışında إِلَّا - 5 buşra müjde بُشْرَىٰ بشر 6 lekum sizlere لَكُمْ - 7 velitetmeinne ve tatmin olması için وَلِتَطْمَئِنَّ طمن 8 kulubukum kalblerinizin قُلُوبُكُمْ قلب 9 bihi onunla بِهِ - 10 ve ma ve yoktur وَمَا - 11 n-nesru yardım النَّصْرُ نصر 12 illa dışında إِلَّا - 13 min   مِنْ - 14 indi indinden\/katından عِنْدِ عند 15 llahi Allah اللَّهِ - 16 l-azizi Azîz’dir الْعَزِيزِ عزز 17 l-hakimi Hakîm’dir. الْحَكِيمِ حكم", "ayetNo" : "126", "id" : "911", "kuranAyetNo" : "419", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Yükseliyorken* sizler; ve dönmüyordunuz** birine; ve resûl çağırıyordu sizleri arkanızdan; öyle ki geri döndü sizlere gam üstüne bir gam; ki (bu) hüzünlenmemeniz içindir sizlerden geçip giden\/kayıp kaçan üzerine; ve isabet edene sizlere; ve Allah Habîr'dir466 yaptıklarınıza.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz   إِذْ - 2 tus'idune yükseliyorken sizler تُصْعِدُونَ صعد 3 ve la ve وَلَا - 4 telvune dönmüyordunuz تَلْوُونَ لوي 5 ala   عَلَىٰ - 6 ehadin birine أَحَدٍ احد 7 verrasulu ve resûl وَالرَّسُولُ رسل 8 yed'ukum çağırıyordu sizleri يَدْعُوكُمْ دعو 9 fi   فِي - 10 uhrakum arkanızdan أُخْرَاكُمْ اخر 11 feesabekum öyle ki geri döndü sizlere فَأَثَابَكُمْ ثوب 12 gammen bir gam غَمًّا غمم 13 bigammin gam üstüne بِغَمٍّ غمم 14 likeyla ki لِكَيْلَا - 15 tehzenu hüzünlenmemeniz için تَحْزَنُوا حزن 16 ala üzerine عَلَىٰ - 17 ma   مَا - 18 fetekum geçip gidene\/kayıp kaçana sizlerden فَاتَكُمْ فوت 19 ve la ve  وَلَا - 20 ma   مَا - 21 esabekum isabet edene sizlere أَصَابَكُمْ صوب 22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 23 habirun Habir’dir خَبِيرٌ خبر 24 bima   بِمَا - 25 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "153", "id" : "938", "kuranAyetNo" : "446", "not1" : "*Tepeye, yamaca. **Yardım etmeye.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve fetva isterler senden kadınlar hakkında; de ki: \"Allah fetva verir* sizlere onlar hakkında; ve okunandır sizlere kitapta* yetimlerin131 kadınları** hakkında -ki onlara (yetimlerin kadınlarına) vermezsiniz kendilerine yazılanı*** ve (yine de) rağbet edersiniz nikâh kıymaya onlara-; ve zaaflı\/zayıf çocuklardan**** ve ki ayağa kaldırırsınız yetimleri131 eşitlikle****; ve faaliyet içinde olduğunuzu bir hayırdan; öyle ki doğrusu Allah oldu ona bir Alîm8.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve yesteftuneke ve fetva isterler senden وَيَسْتَفْتُونَكَ فتي 2 fi   فِي - 3 n-nisa'i kadınlarda النِّسَاءِ نسو 4 kuli de ki قُلِ قول 5 llahu Allah اللَّهُ - 6 yuftikum fetva verir sizlere يُفْتِيكُمْ فتي 7 fihinne onlarda فِيهِنَّ - 8 ve ma ve وَمَا - 9 yutla okunandır يُتْلَىٰ تلو 10 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 11 fi   فِي - 12 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب 13 fi   فِي - 14 yetama yetimler يَتَامَى يتم 15 n-nisa'i kadınlarında النِّسَاءِ نسو 16 l-lati onlara (ki) اللَّاتِي - 17 la   لَا - 18 tu'tunehunne vermezsiniz onlara تُؤْتُونَهُنَّ اتي 19 ma   مَا - 20 kutibe yazılanı كُتِبَ كتب 21 lehunne onlara لَهُنَّ - 22 ve tergabune ve rağbet edersiniz وَتَرْغَبُونَ رغب 23 en ki أَنْ - 24 tenkihuhunne nikah kıyarsınız onlara تَنْكِحُوهُنَّ نكح 25 velmusted'afine ve zaaflı\/zayıf وَالْمُسْتَضْعَفِينَ ضعف 26 mine   مِنَ - 27 l-vildani vildandan\/çocuklardan الْوِلْدَانِ ولد 28 ve en ve ki وَأَنْ - 29 tekumu kıyam edersiniz تَقُومُوا قوم 30 lilyetama yetimleri لِلْيَتَامَىٰ يتم 31 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط 32 ve ma ve وَمَا - 33 tef'alu faaliyet içinde olduğunuzu تَفْعَلُوا فعل 34 min   مِنْ - 35 hayrin bir hayırdan خَيْرٍ خير 36 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 37 llahe Allah اللَّهَ - 38 kane oldu كَانَ كون 39 bihi onu بِهِ - 40 alimen bir bilen عَلِيمًا علم", "ayetNo" : "127", "ayetNot" : "", "id" : "998", "kuranAyetNo" : "620", "not1" : "*Fetva verme yetkisi sadece Yüce Allah'tadır. Bu fetva da sadece kitaptadır; yani Kur'an'dadır. Kur'an harici kitaplarda fetva aramak şirktir. **Yetim kadınlar değil! Kadın yetimler değil! İki isim kelimesi bir arada gelmiştir. 'Yetimler kadınları' yani 'yetimlerin kadınları'; yetim çocukların anneleri olan kadınlar.' ***Mehir hakları. Yetimlerin anneleri olan dul kadınlarla evlenenlerin mehir vermeden evlenmek istedikleri anlaşılır. ****Kur'an'ın birçok yerinde verilen emir bir fetva olarak tekrar verilmiştir. Zaaflı\/zayıf çocuklardan başlayarak tüm yetimler kıyam haline getirilecektir. Tüm yetimler ayağa kaldırılacaktır. Eşit bir şekilde. Ayette Yüce Allah yetim sahibi dul kadınlarla evlenmeden daha önemli olanın yetimlerin ayağa kaldırılması olduğunu işaret etmektedir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve olmuş değildi onların sözleri; dışında ki dediler: \"Rabbimiz! Mağfiret319 et bizlere günahlarımızı ve israfımızı463 emrimizde\/işimizde; ve sabitle ayaklarımızı; ve yardım et bizlere kâfirler25 kavmine\/toplumuna karşı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildi وَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 kavlehum sözleri onların قَوْلَهُمْ قول 4 illa dışında إِلَّا - 5 en ki أَنْ - 6 kalu dediler قَالُوا قول 7 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 8 gfir mağfiret et  اغْفِرْ غفر 9 lena bizlere لَنَا - 10 zunubena günahlarımızı ذُنُوبَنَا ذنب 11 ve israfena ve ifrafımımzı وَإِسْرَافَنَا سرف 12 fi   فِي - 13 emrina emrimizde\/işimizde أَمْرِنَا امر 14 ve sebbit ve sabit tut وَثَبِّتْ ثبت 15 ekdamena ayaklarımızı أَقْدَامَنَا قدم 16 vensurna ve yardım et bizlere وَانْصُرْنَا نصر 17 ala karşı عَلَى - 18 l-kavmi kavmine\/toplumuna الْقَوْمِ قوم 19 l-kafirine kafirler الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "147", "id" : "932", "kuranAyetNo" : "440", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) yüz çevirdiler* sizlerden; toplanmış iki grubun karşılaştığı gün; ancak zillete452 düşürdüğüdür şeytânın29 (onların) kazandıklarının bir kısmıyla; ant olsun affetti Allah onlardan; doğrusu Allah Gafûr’dur20; Halîm’dir58.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 tevellev yüz çevirdiler تَوَلَّوْا ولي 4 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 5 yevme gün يَوْمَ يوم 6 t-teka karşılaştığı الْتَقَى لقي 7 l-cem'aani toplanmış iki grubun الْجَمْعَانِ جمع 8 innema ancak إِنَّمَا - 9 stezellehumu zillete düşürdüğüdür اسْتَزَلَّهُمُ زلل 10 ş-şeytanu şeytanın الشَّيْطَانُ شطن 11 bibea'di bir kısmıyla بِبَعْضِ بعض 12 ma   مَا - 13 kesebu kazandıklarının كَسَبُوا كسب 14 velekad ant olsun وَلَقَدْ - 15 afa affetti عَفَا عفو 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 anhum onlardan عَنْهُمْ - 18 inne doğrusu إِنَّ - 19 llahe Allah اللَّهَ - 20 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 21 halimun Halim’dir حَلِيمٌ حلم", "ayetNo" : "155", "id" : "939", "kuranAyetNo" : "448", "not1" : "*Sizlere katılmadılar. Sırt çevirdiler.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Dediğin zaman müminlere27; \"Asla kâfi gelmez mi sizlere Rabbinizin4  desteklemesi sizleri indirilmiş meleklerden458 üç binle.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz zaman إِذْ - 2 tekulu dedin تَقُولُ قول 3 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن 4 elen asla أَلَنْ - 5 yekfiyekum kafi gelmez mi sizlere يَكْفِيَكُمْ كفي 6 en ki أَنْ - 7 yumiddekum destekler sizleri يُمِدَّكُمْ مدد 8 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب 9 biselaseti üç بِثَلَاثَةِ ثلث 10 alafin bin الَافٍ الف 11 mine   مِنَ - 12 l-melaiketi meleklerden الْمَلَائِكَةِ ملك 13 munzeline indirilmiş مُنْزَلِينَ نزل", "ayetNo" : "124", "id" : "909", "kuranAyetNo" : "417", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Bu* bir beyandır226** insanlara; ve doğru yola kılavuzdur***; ve vaazdır653**** muttakiler17 için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 haza bu هَٰذَا - 2 beyanun bir beyandır بَيَانٌ بين 3 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 4 ve huden ve doğru yola kılavuzdur وَهُدًى هدي 5 ve mev'izetun ve vaazdır\/tavsiyedir وَمَوْعِظَةٌ وعظ 6 lilmuttekine muttakiler için لِلْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "138", "id" : "923", "kuranAyetNo" : "431", "not1" : "*Arkeolojik çalışmalardan elde edilen bilgiler. **Delil. ***Eski insanların kalıntılarını incelemek derinlemesine düşünen bir insan için doğru yola kılavuz olur. ****Takva sahipleri için arkeolojik deliller\/beyanlar bir derstir, tavsiyedir.  ", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve damıtması\/berraklaştırması* içindir Allah'ın iman47 etmiş kimseleri; ve silip gidermesi** (içindir) kâfirleri25.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veliyumehhisa ve damıtması\/berraklaştırması içindir وَلِيُمَحِّصَ محص 2 llahu Allah'ın اللَّهُ - 3 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 4 amenu iman etmiş امَنُوا امن 5 ve yemhaka ve silip gidermesi (içindir) وَيَمْحَقَ محق 6 l-kafirine kafirleri الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "141", "id" : "926", "kuranAyetNo" : "434", "not1" : "*Fitne\/test\/deneme\/sınav aracılığıyla iman etmiş kimseleri daha da saflaştırmak, damıtmak. Öz haline getirmek. **Kâfirler bu testi\/sınavı\/fitneyi geçemez. Başarısız olur. Silinir ve yok olup gider.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve sanmasın kimseler (ki) cimrilik ederler Allah’ın onlara verdiğine kendi fazlından202 (ki) o hayırdır onlara; evet! o (cimrilik ettikleri) şerdir onlara; kıyamet günü148 takılacak boyunlarına onların kendisiyle cimrilik ettikleri; ve Allah’adır göklerin162 ve yerin mirası; ve Allah yaptıklarınıza haberdardır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 yehsebenne sanmasın يَحْسَبَنَّ حسب 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 yebhalune cimrilik ederler يَبْخَلُونَ بخل 5 bima   بِمَا - 6 atahumu verdiğine onlara اتَاهُمُ اتي 7 llahu Allah’ın اللَّهُ - 8 min   مِنْ - 9 fedlihi kendi fazlından فَضْلِهِ فضل 10 huve o هُوَ - 11 hayran hayırdır خَيْرًا خير 12 lehum onlara لَهُمْ - 13 bel Evet! بَلْ - 14 huve o هُوَ - 15 şerrun şerdir شَرٌّ شرر 16 lehum onlara لَهُمْ - 17 seyutavvekune takılacak boyunlarına onların سَيُطَوَّقُونَ طوق 18 ma   مَا - 19 behilu cimrilik ettikleri بَخِلُوا بخل 20 bihi onunla بِهِ - 21 yevme günü يَوْمَ يوم 22 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 23 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ - 24 mirasu mirası مِيرَاثُ ورث 25 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 26 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 27 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 28 bima   بِمَا - 29 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل 30 habirun haberdardır خَبِيرٌ خبر", "ayetNo" : "180", "id" : "964", "kuranAyetNo" : "473", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve eğer öldüyseniz ya da katledildiyseniz35; mutlak ki  Allah'a karşı haşredilirsiniz556.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velein ve eğer وَلَئِنْ - 2 muttum öldüyseniz مُتُّمْ موت 3 ev ya da أَوْ - 4 kutiltum katledildiyseniz قُتِلْتُمْ قتل 5 leila mutlak karşı لَإِلَى - 6 llahi Allah'a اللَّهِ - 7 tuhşerune haşredilirsiniz تُحْشَرُونَ حشر", "ayetNo" : "158", "id" : "942", "kuranAyetNo" : "451", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) faaliyet yaptıkları zaman bir fahşâ81 ya da zulmettiler257 kendi nefislerine; hatırladılar (onlar) Allah'ı; öyle ki mağfiret319 dilediler günahlarına; \"Ve kimdir Allah’ın dışında (ki) mağfiret319 eder günahlara!\"; ve asla ısrar etmezler (onlar) faaliyet yaptıkları üzerine; ve onlar bilirler*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler  وَالَّذِينَ - 2 iza zaman إِذَا - 3 fealu faaliyet yaptılar  فَعَلُوا فعل 4 fahişeten bir fahşat فَاحِشَةً فحش 5 ev ya da أَوْ - 6 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم 7 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس 8 zekeru hatırladılar ذَكَرُوا ذكر 9 llahe Allah'ı اللَّهَ - 10 festegferu öyle ki mağfiret dilediler فَاسْتَغْفَرُوا غفر 11 lizunubihim günahlarına لِذُنُوبِهِمْ ذنب 12 ve men ve kim وَمَنْ - 13 yegfiru mağfiret eder يَغْفِرُ غفر 14 z-zunube günahlara الذُّنُوبَ ذنب 15 illa dışında إِلَّا - 16 llahu Allah’ın اللَّهُ - 17 velem ve asla وَلَمْ - 18 yusirru ve ısrar etmezler يُصِرُّوا صرر 19 ala üzerine عَلَىٰ - 20 ma   مَا - 21 fealu faaliyet yaptıkları فَعَلُوا فعل 22 vehum ve onlar وَهُمْ - 23 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "135", "id" : "920", "kuranAyetNo" : "428", "not1" : "*Bile bile fahşâ içinde olmazlar, bile bile kendilerine zulmetmezler.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu işte bundadır (ki) şeytân29 korku\/çekince verir475 kendi evliyasına212; öyle ki korku\/çekince duymayın onlara; ve korku\/çekince duyun474 bana eğer olduysanız müminler27.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "175", "id" : "959", "kuranAyetNo" : "468", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve sizleredir yarısı (1\/2) eşlerinizin (ölen kadınların) terk ettiğinin eğer asla olmazsa onlara (kadınlara) bir evlat; öyle ki eğer olduysa onlara (kadınlara) bir evlat öyle ki sizleredir dörtte biri (1\/4) bıraktıklarından (kadınların); sonrasındadır bir vasiyet (ki) vasiyet ederler (kadınlar) onunla ya da borç (sonrasında); ve onlaradır (kadınlaradır) dörtte biri (1\/4) terk ettiğinizden eğer asla olmazsa sizlere bir evlat*; öyle ki eğer olduysa sizlere bir evlat** öyle ki onlaradır (kadınlaradır) sekizde biri (1\/8) terk ettiğinizin; sonrasındadır bir vasiyet (ki) vasiyet edersiniz onunla ya da borç (sonrasında); ve eğer olduysa bir erkek (ki) miras bıraktı (ve o) bir kelâle482 ya da bir kadın (ki miras bıraktı ve o bir kelâle); bir erkek ya da bir kız kardeşe (sahipse) öyle ki her bir tekine onlardan (bir erkek ve bir kız kardeşe) altıda birdir (1\/6); öyle ki eğer oldularsa bundan çok*** (bir erkek ve bir kız kardeşten daha fazla sayıda erkek ve kız kardeşler) öyle ki onlaradır bir ortaklık üçte birde (1\/3); sonrasındadır bir vasiyetten (ki) yapıldı onunla ya da bir borç (sonrasında); dara\/sıkıntıya sokmayan bir vasiyettir481 Allah’tan; ve Allah Alîm’dir8; Halîm’dir58.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ - 2 nisfu yarısı نِصْفُ نصف 3 ma   مَا - 4 terake terk ettiğinin تَرَكَ ترك 5 ezvacukum eşlerinizin (ölen kadınlar) أَزْوَاجُكُمْ زوج 6 in eğer إِنْ - 7 lem asla لَمْ - 8 yekun olmazsa يَكُنْ كون 9 lehunne onlara (kadınlara) لَهُنَّ - 10 veledun bir evlat وَلَدٌ ولد 11 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 12 kane olduysa كَانَ كون 13 lehunne onlara (kadınlara) لَهُنَّ - 14 veledun bir evlat وَلَدٌ ولد 15 felekumu öyle ki sizleredir فَلَكُمُ - 16 r-rubuu dörtte biri الرُّبُعُ ربع 17 mimma   مِمَّا - 18 terakne terk ettiğinden (kadınların) تَرَكْنَ ترك 19 min   مِنْ - 20 bea'di sonrasıdır بَعْدِ بعد 21 vesiyyetin bir vasiyet وَصِيَّةٍ وصي 22 yusine vasiyet ederler يُوصِينَ وصي 23 biha onunla بِهَا - 24 ev ya da  أَوْ - 25 deynin borç دَيْنٍ دين 26 velehunne ve onlaradır (kadınlaradır) وَلَهُنَّ - 27 r-rubuu dörtte biri الرُّبُعُ ربع 28 mimma   مِمَّا - 29 teraktum terk ettiğinizden تَرَكْتُمْ ترك 30 in eğer إِنْ - 31 lem asla لَمْ - 32 yekun olmazsa يَكُنْ كون 33 lekum sizlere لَكُمْ - 34 veledun bir evlat وَلَدٌ ولد 35 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 36 kane olduysa كَانَ كون 37 lekum sizlere لَكُمْ - 38 veledun bir evlat وَلَدٌ ولد 39 felehunne öyle ki onlaradır (kadınlaradır) فَلَهُنَّ - 40 s-sumunu sekizde biri الثُّمُنُ ثمن 41 mimma   مِمَّا - 42 teraktum terk ettiğinizden تَرَكْتُمْ ترك 43 min   مِنْ - 44 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 45 vesiyyetin bir vasiyet وَصِيَّةٍ وصي 46 tusune vasiyet edersiniz تُوصُونَ وصي 47 biha onunla بِهَا - 48 ev ya da أَوْ - 49 deynin borç دَيْنٍ دين 50 ve in ve eğer وَإِنْ - 51 kane olduysa كَانَ كون 52 raculun bir erkek رَجُلٌ رجل 53 yurasu miras bıraktı يُورَثُ ورث 54 kelaleten (ve o) bir kelale كَلَالَةً كلل 55 evi ya da أَوِ - 56 mraetun bir kadın (ki o bir kelale) امْرَأَةٌ مرا 57 velehu onadır     58 ehun bir erkek أَخٌ اخو 59 ev ya da أَوْ - 60 uhtun bir kızkardeş أُخْتٌ اخو 61 felikulli öyle ki her bir فَلِكُلِّ كلل 62 vahidin tekine وَاحِدٍ وحد 63 minhuma onlardan مِنْهُمَا - 64 s-sudusu altıda bir السُّدُسُ سدس 65 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 66 kanu oldularsa كَانُوا كون 67 eksera çok أَكْثَرَ كثر 68 min   مِنْ - 69 zalike bundan ذَٰلِكَ - 70 fehum öyle ki onlaradır فَهُمْ - 71 şuraka'u ortaklık شُرَكَاءُ شرك 72 fi   فِي - 73 s-sulusi üçte birde الثُّلُثِ ثلث 74 min   مِنْ - 75 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 76 vesiyyetin bir vasiyetten وَصِيَّةٍ وصي 77 yusa yapıldı يُوصَىٰ وصي 78 biha onunla بِهَا - 79 ev ya da أَوْ - 80 deynin bir borç دَيْنٍ دين 81 gayra olmayan غَيْرَ غير 82 mudarrin dara\/sıkıntıya sokan مُضَارٍّ ضرر 83 vesiyyeten vasiyettir وَصِيَّةً وصي 84 mine   مِنَ - 85 llahi Allah’tan اللَّهِ - 86 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 87 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم 88 halimun Halîm’dir حَلِيمٌ حلم", "ayetNo" : "12", "ayetNot" : "", "id" : "995", "kuranAyetNo" : "505", "not1" : "*Hiç evladı olmamış.**Sadece bir evlat. ***Bir erkek ya da bir kız kardeş kelimelerinin sadece bir erkek kardeş ya da sadece bir kız kardeşi işaret ettiğine en büyük delildir. Bu nedenle 'veledun' kelimesi kesinlikle sadece bir evlat olarak anlaşılmalıdır. Evlat sayısı arttığı zaman 'veladun' 'sadece bir evlat' için verilen oranlar kullanılamaz.   ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ant olsun işitti Allah kimselerin sözünü (ki) dediler: 'Doğrusu Allah fakirdir; ve bizler ganileriz\/zenginleriz'; yazacağız dediklerini ve katletmelerini nebileri olmaksızın bir hak; ve deriz: 'Tadın harlı yanan azabı.'", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 semia işitti سَمِعَ سمع 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 kavle sözünü قَوْلَ قول 5 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 6 kalu dediler قَالُوا قول 7 inne doğrusu إِنَّ - 8 llahe Allah اللَّهَ - 9 fekirun fakirdir فَقِيرٌ فقر 10 venehnu ve bizler وَنَحْنُ - 11 egniya'u ganileriz\/zenginleriz أَغْنِيَاءُ غني 12 senektubu yazacağız سَنَكْتُبُ كتب 13 ma   مَا - 14 kalu dediklerini قَالُوا قول 15 ve katlehumu ve katletmesini onların وَقَتْلَهُمُ قتل 16 l-enbiya'e nebileri الْأَنْبِيَاءَ نبا 17 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 18 hakkin bir hak حَقٍّ حقق 19 ve nekulu ve deriz وَنَقُولُ قول 20 zuku tadın ذُوقُوا ذوق 21 azabe azabını عَذَابَ عذب 22 l-hariki harlı yanma الْحَرِيقِ حرق  ", "ayetNo" : "181", "id" : "965", "kuranAyetNo" : "474", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Bu dünya hayatındaki infak6 ettiklerinin misali\/benzeri misali\/benzeri gibidir bir rüzgar; içindedir onun bir dondurucu; isabet etti (rüzgar) ekinine bir kavmin\/toplumun (ki) zulmettiler kendi nefislerine; öyle ki helak etti (rüzgar) onu (ekini); ve zulmetmiş değildir Allah; velakin\/fakat kendi nefislerine zulmederler (onlar).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 meselu misali مَثَلُ مثل 2 ma   مَا - 3 yunfikune infak ettiklerinin يُنْفِقُونَ نفق 4 fi   فِي - 5 hazihi bu هَٰذِهِ - 6 l-hayati dünya الْحَيَاةِ حيي 7 d-dunya hayatındaki الدُّنْيَا دنو 8 kemeseli misali gibidir كَمَثَلِ مثل 9 rihin bir rüzgar رِيحٍ روح 10 fiha içinde onun فِيهَا - 11 sirrun dondurucu صِرٌّ صرر 12 esabet isabet etti أَصَابَتْ صوب 13 harse ekinine حَرْثَ حرث 14 kavmin bir kavmin قَوْمٍ قوم 15 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم 16 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس 17 feehlekethu öyle ki helak etti (rüzgar) onu (ekini) فَأَهْلَكَتْهُ هلك 18 ve ma ve değildir وَمَا - 19 zelemehumu zulme etmiş  ظَلَمَهُمُ ظلم 20 llahu Allah اللَّهُ - 21 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 22 enfusehum kendi nefislerine  أَنْفُسَهُمْ نفس 23 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "117", "id" : "902", "kuranAyetNo" : "410", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ant olsun sadık kaldı sizlere Allah; ve vaadinde (de); süpürüp bozguna uğratıyorken onları O’nun izniyle; ta ki cesaretinizi kaybettiğiniz zamana kadar; ve çekiştiniz emirde; ve isyan ettiniz sizlere gösterdiği sonrasında (Allah'ın) sevdiğinizi; sizlerden kimi arzuluyordu dünyayı; ve sizlerden kimi arzuluyordu ahireti; sonra uzaklaştırdı\/çevirdi sizleri onlardan; belalandırmak256 için sizleri; ant olsun affetti sizlerden; Allah Zû Fadli'dir465 müminlere27 karşı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ant olsun وَلَقَدْ - 2 sadekakumu sadık kaldı sizlere  صَدَقَكُمُ صدق 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 vea'dehu ve vaadinde وَعْدَهُ وعد 5 iz zaman إِذْ - 6 tehussunehum süpürüp bozguna uğratıyorken onları تَحُسُّونَهُمْ حسس 7 biiznihi O’nun izniyle بِإِذْنِهِ اذن 8 hatta ta ki حَتَّىٰ - 9 iza zamana kadar إِذَا - 10 feşiltum cesaretinizi kaybettiniz فَشِلْتُمْ فشل 11 ve tenazea'tum ve çekiştiniz وَتَنَازَعْتُمْ نزع 12 fi   فِي - 13 l-emri emirde الْأَمْرِ امر 14 ve asaytum ve isyan ettiniz وَعَصَيْتُمْ عصي 15 min   مِنْ - 16 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 17 ma   مَا - 18 erakum gösterdiği (Allah’ın) أَرَاكُمْ راي 19 ma   مَا - 20 tuhibbune sevdiğinizi تُحِبُّونَ حبب 21 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 22 men kimi مَنْ - 23 yuridu arzular يُرِيدُ رود 24 d-dunya dünyayı الدُّنْيَا دنو 25 ve minkum ve sizlerden وَمِنْكُمْ - 26 men kimi مَنْ - 27 yuridu arzular يُرِيدُ رود 28 l-ahirate ahireti الْاخِرَةَ اخر 29 summe sonra ثُمَّ - 30 sarafekum uzaklaştırdı\/çevirdi sizleri صَرَفَكُمْ صرف 31 anhum onlardan عَنْهُمْ - 32 liyebteliyekum belalandırmak için sizleri لِيَبْتَلِيَكُمْ بلو 33 velekad ant olsun وَلَقَدْ - 34 afa affetti عَفَا عفو 35 ankum sizlerden عَنْكُمْ - 36 vallahu Allah وَاللَّهُ - 37 zu Zû ذُو - 38 fedlin Fadli فَضْلٍ فضل 39 ala karşı عَلَى - 40 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "152", "ayetNot" : "", "id" : "937", "kuranAyetNo" : "445", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Evet! Allah Mevlâ'nızdır68; ve O hayırlısıdır yardımcıların.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 beli Evet! بَلِ - 2 llahu Allah'tır اللَّهُ - 3 mevlakum Mevlanız مَوْلَاكُمْ ولي 4 ve huve ve O'dur وَهُوَ - 5 hayru hayırlısıdır خَيْرُ خير 6 n-nasirine yardımcıların النَّاصِرِينَ نصر", "ayetNo" : "150", "id" : "935", "kuranAyetNo" : "443", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Sizlerden iki tayfanın* cesaretlerini kaybetmeye yüz tuttuğu zaman; ve Allah velisidir28 (velisiydi) ikisinin; Allah’a; öyle ki tevekkül79 etsin müminler27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz zaman إِذْ - 2 hemmet yüz tuttuğu هَمَّتْ همم 3 taifetani iki tayfa طَائِفَتَانِ طوف 4 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 5 en ki أَنْ - 6 tefşela cesaretlerini kaybederler ikisi تَفْشَلَا فشل 7 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 8 veliyyuhuma velisidir onların وَلِيُّهُمَا ولي 9 ve ala   وَعَلَى - 10 llahi Allah’a اللَّهِ - 11 felyetevekkeli öyle ki tevekkül etsinler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل 12 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "122", "id" : "907", "kuranAyetNo" : "415", "not1" : "*Aynı işi yapmak için bir araya gelen insan topluluğu.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Lakin\/fakat kimseler (ki) takvalı21 oldular Rablerine4; onlaradır cennetler (ki) akar altından onun nehirler; ölümsüzlerdir185 orada (cennette); bir indirmedir478 Allah’ın indinden\/katından; ve Allah indindeki\/katındaki bir hayırdır erdemlilere.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lakini  lakin\/fakat لَٰكِنِ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي 4 rabbehum Rablerine رَبَّهُمْ ربب 5 lehum onlaradır لَهُمْ - 6 cennatun cennetler جَنَّاتٌ جنن 7 tecri akar تَجْرِي جري 8 min   مِنْ - 9 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت 10 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 11 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 12 fiha orada (cennette) فِيهَا - 13 nuzulen bir indirme نُزُلًا نزل 14 min   مِنْ - 15 indi indinden\/katından عِنْدِ عند 16 llahi Allah’ın اللَّهِ - 17 ve ma ve وَمَا - 18 inde indindeki\/katındaki عِنْدَ عند 19 llahi Allah اللَّهِ - 20 hayrun bir hayıdır خَيْرٌ خير 21 lilebrari erdemlilere لِلْأَبْرَارِ برر", "ayetNo" : "198", "id" : "981", "kuranAyetNo" : "491", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) dediler: 'Doğrusu Allah ahdetti* bizlere ki iman47 etmeyiz bir resûle418; ta ki gelir bizlere bir kurbanla476 (ki) yer onu (kurbanı) ateş'; de ki: 'Muhakkak geldi sizlere resûller418 benden önce; beyanatlarla352 ve dediğinizle**; öyleyse niçin katlettiniz35 onları eğer olduysanız sâdıklar182.'", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 kalu dediler قَالُوا قول 3 inne doğrusu إِنَّ - 4 llahe Allah اللَّهَ - 5 ahide ahdetti عَهِدَ عهد 6 ileyna bizlere إِلَيْنَا - 7 ella ki أَلَّا - 8 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن 9 lirasulin bir resûle لِرَسُولٍ رسل 10 hatta ta ki حَتَّىٰ - 11 ye'tiyena gelir bizlere يَأْتِيَنَا اتي 12 bikurbanin bir kurbanla بِقُرْبَانٍ قرب 13 te'kuluhu yer onu تَأْكُلُهُ اكل 14 n-naru ateş النَّارُ نور 15 kul de ki قُلْ قول 16 kad muhakkak قَدْ - 17 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 18 rusulun resûller رُسُلٌ رسل 19 min   مِنْ - 20 kabli benden önce قَبْلِي قبل 21 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين 22 ve bil-lezi ve وَبِالَّذِي - 23 kultum dediğinizle قُلْتُمْ قول 24 felime öyleyse niçin فَلِمَ - 25 kateltumuhum katlettiniz onları قَتَلْتُمُوهُمْ قتل 26 in eğer إِنْ - 27 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 28 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق  ", "ayetNo" : "183", "id" : "967", "kuranAyetNo" : "476", "not1" : "*Söz vermek, antlaşma yapmak. **Sunulan kurbanın yağının yakılarak tüketildiği  tarafından yenildiği bir durumun daha önceden gerçekleşmiş olduğunu anlarız.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) dediler kardeşleri için ve oturmuşlar (-ken) onlar: \"Eğer itaat etselerdi bizlere katledilmiş35 olmazlardı\"; de ki: \"Öyleyse defedin\/savın kendi nefsinizden201 ölümü; eğer olduysanız sâdıklar182.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 kalu dediler قَالُوا قول 3 liihvanihim kardeşleri için لِإِخْوَانِهِمْ اخو 4 vekaadu ve oturdular وَقَعَدُوا قعد 5 lev eğer لَوْ - 6 etauna itaat etselerdi bizlere أَطَاعُونَا طوع 7 ma değillerdi مَا - 8 kutilu katledildiler قُتِلُوا قتل 9 kul de ki قُلْ قول 10 fedra'u öyleyse defedin\/savın فَادْرَءُوا درا 11 an   عَنْ - 12 enfusikumu kendi nefsinizden أَنْفُسِكُمُ نفس 13 l-mevte ölümü الْمَوْتَ موت 14 in eğer إِنْ - 15 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 16 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "168", "id" : "952", "kuranAyetNo" : "461", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve takvalı21 olun ateşe; ki hazırlandı kâfirler için25.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 2 n-nara ateşe النَّارَ نور 3 lleti ki الَّتِي - 4 uiddet hazırlandı أُعِدَّتْ عدد 5 lilkafirine kâfirler için لِلْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "131", "id" : "916", "kuranAyetNo" : "424", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Onlar* derece derecedir Allah’ın indinde\/katında; ve Allah görendir onların yaptıklarını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hum onlar هُمْ - 2 deracatun derece derecedir دَرَجَاتٌ درج 3 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 4 llahi Allah’ın اللَّهِ - 5 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 6 besirun görendir بَصِيرٌ بصر 7 bima   بِمَا - 8 yea'melune yaptıklarını onların يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "163", "id" : "947", "kuranAyetNo" : "456", "not1" : "*İnsanlar.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve haşyet53 duysun kimseler (ki) eğer terk etselerdi* kendilerinin ardından gelen zayıf\/perişan bir zürriyet380; korkarlardı onlar üzerine; öyleyse takvalı21 olsunlar Allah’a; ve desinler hedefi tam vuran bir söz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velyehşe ve haşyet duysun وَلْيَخْشَ خشي 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 lev eğer لَوْ - 4 teraku terk etseler تَرَكُوا ترك 5 min   مِنْ - 6 halfihim onların sonrasında gelen خَلْفِهِمْ خلف 7 zurriyyeten bir zürriyet ذُرِّيَّةً ذرر 8 diaafen zayıf\/perişan ضِعَافًا ضعف 9 hafu korkarlardı خَافُوا خوف 10 aleyhim onlar üzerine عَلَيْهِمْ - 11 felyetteku öyle ki takvalı olsunlar فَلْيَتَّقُوا وقي 12 llahe Allah’a اللَّهَ - 13 velyekulu ve desinler وَلْيَقُولُوا قول 14 kavlen söz قَوْلًا قول 15 sediden hedefi tam vuran سَدِيدًا سدد", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "992", "kuranAyetNo" : "502", "not1" : "*Ölüp gitseler.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İşte bu; kademe\/kıdem kazandığıdır ellerinizin; ve ki Allah zalim257 olmaz kullarına46.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 2 bima   بِمَا - 3 kaddemet kademe\/kıdem aldığınız\/ قَدَّمَتْ قدم 4 eydikum ellerinizin أَيْدِيكُمْ يدي 5 ve enne ve ki وَأَنَّ - 6 llahe Allah اللَّهَ - 7 leyse olmaz لَيْسَ ليس 8 bizellamin zalim بِظَلَّامٍ ظلم 9 lil'abidi kullarına لِلْعَبِيدِ عبد  ", "ayetNo" : "182", "id" : "966", "kuranAyetNo" : "475", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve kim isyan eder Allah'a ve resûlüne418; ve aşar hudutlarını O’nun (Allah'ın); sokar onu (Allah) bir ateşe; ölümsüzlerdir185 orada (cehennemde); ve onadır alçaltıcı\/perişan eden bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yea'si isyan eder يَعْصِ عصي 3 llahe Allah'a اللَّهَ - 4 ve rasulehu ve resulüne O’nun وَرَسُولَهُ رسل 5 ve yeteadde ve aşar وَيَتَعَدَّ عدو 6 hududehu hudutlarını O’nun حُدُودَهُ حدد 7 yudhilhu sokar onu (allah) يُدْخِلْهُ دخل 8 naran bir ateşe نَارًا نور 9 haliden ölümsüzler خَالِدًا خلد 10 fiha orada (cehennemde) فِيهَا - 11 velehu ve onadır     12 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 13 muhinun alçaltıcı\/perişan eden مُهِينٌ هون", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "", "id" : "997", "kuranAyetNo" : "507", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve Allah’adır göklerdeki161 ve yerdeki; mağfiret319 eder dilediği kimseye; ve azap eder dilediği kimseye; ve Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ - 2 ma   مَا - 3 fi   فِي - 4 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 5 ve ma ve وَمَا - 6 fi   فِي - 7 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 8 yegfiru mağfiret eder يَغْفِرُ غفر 9 limen kimseye لِمَنْ - 10 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 11 ve yuazzibu ve azap eder وَيُعَذِّبُ عذب 12 men kimseye مَنْ - 13 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 15 gafurun Gafur’dur غَفُورٌ غفر 16 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "129", "id" : "914", "kuranAyetNo" : "422", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Eğer yardım ederse sizlere Allah; öyle ki olmaz galipler* sizlere; ve eğer terk ederse sizleri; öyle ki kimdir kimse ki yardım eder sizlere O’nun sonrasında; ve Allah'ın üzerine öyleyse tevekkül79 etsinler müminler27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 yensurkumu yardım ederse sizlere يَنْصُرْكُمُ نصر 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 fela öyle ki olmaz فَلَا - 5 galibe galipler غَالِبَ غلب 6 lekum sizlere لَكُمْ - 7 ve in ve eğer وَإِنْ - 8 yehzulkum terk ederse sizleri يَخْذُلْكُمْ خذل 9 femen öyle ki kimdir فَمَنْ - 10 za   ذَا - 11 llezi kimse ki الَّذِي - 12 yensurukum yardım eder sizlere يَنْصُرُكُمْ نصر 13 min   مِنْ - 14 bea'dihi O’nun sonrasında بَعْدِهِ بعد 15 ve ala ve üzerine وَعَلَى - 16 llahi Allah اللَّهِ - 17 felyetevekkeli öyle ki tevekkül etsinler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل 18 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن  ", "ayetNo" : "160", "id" : "944", "kuranAyetNo" : "453", "not1" : "*Yenen, üstün gelen, başarı kazanan.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) yediler mallarını yetimlerin131 bir zulüm (-le)257; doğrusu yedikleri karınlarında bir ateştir; ve yanacaklar (onlar) çılgın bir alevde.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 ye'kulune yediler يَأْكُلُونَ اكل 4 emvale mallarını أَمْوَالَ مول 5 l-yetama yetimlerin الْيَتَامَىٰ يتم 6 zulmen bir zulümle ظُلْمًا ظلم 7 innema doğrusu إِنَّمَا - 8 ye'kulune yedikleri يَأْكُلُونَ اكل 9 fi   فِي - 10 butunihim karınlarında بُطُونِهِمْ بطن 11 naran bir ateş نَارًا نور 12 ve seyeslevne ve yanacaklar وَسَيَصْلَوْنَ صلي 13 seiyran çılgın bir alevde سَعِيرًا سعر", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "993", "kuranAyetNo" : "503", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Vermeyin ahmaklara480 mallarınızı ki yaptı Allah sizlere bir kıyam*; ve rızıklandırın onları onda; ve giydirin onları; ve deyin onlara maruf291 bir söz.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "988", "kuranAyetNo" : "498", "not1" : "*Ayakta\/dik durmanızı sağlayan mal.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Sanma kimseleri (ki) ferahlarlar* verildikleriyle\/kavuşturulduklarıyla; ve (onlar) severler** ki övülsünler asla faaliyet içinde olmadıklarıyla; öyle ki sanma onları zaferle çıkanlar azaptan; ve onlaradır elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "188", "id" : "972", "kuranAyetNo" : "481", "not1" : "*Kendilerine verilen şeylerle asla bir ferahlığa, huzura, başarıya ulaşamazlar. **İsterler\/arzularlar.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve nicedir bir nebiden (ki) katletti35 (o); onun (nebinin) yanındadır birçok rabbânî462; öyle ki gevşemiş değillerdi isabet edene onlara Allah yolunda336; ve zaafa* kapılmış değillerdi; ve boyun eğmiş değillerdi; ve Allah sever sabredenleri51.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve keeyyin ve nicedir  وَكَأَيِّنْ - 2 min   مِنْ - 3 nebiyyin bir nebiden نَبِيٍّ نبا 4 katele katletti (o) قَاتَلَ قتل 5 meahu onun yanındadır مَعَهُ - 6 ribbiyyune Rabbani رِبِّيُّونَ ربب 7 kesirun birçok كَثِيرٌ كثر 8 fema öyle ki değillerdi فَمَا - 9 vehenu gevşemiş وَهَنُوا وهن 10 lima   لِمَا - 11 esabehum isabet edene onlara أَصَابَهُمْ صوب 12 fi   فِي - 13 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 14 llahi Allah اللَّهِ - 15 ve ma ve değillerdi وَمَا - 16 deufu zaafa kapılmış ضَعُفُوا ضعف 17 ve ma ve değillerdi وَمَا - 18 stekanu boyun eğmiş اسْتَكَانُوا كين 19 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 20 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب 21 s-sabirine sabredenleri الصَّابِرِينَ صبر", "ayetNo" : "146", "id" : "931", "kuranAyetNo" : "439", "not1" : "*İrade kaybı, güçsüzlük, eksiklik, düşkünlük.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Her bir nefis201 tadıcıdır ölümü; ve ancak ki tamamlanır ecirleriniz\/karşılıklarınız kıyamet günü148; öyle ki kim itilip uzaklaştırıldı ateşten; ve sokuldu cennete; öyle ki muhakkak başardı (o); ve değildir dünya hayatı aldatan\/illüzyon* (bir) meta54 dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kullu her كُلُّ كلل 2 nefsin bir nefis نَفْسٍ نفس 3 zaikatu tadıcıdır ذَائِقَةُ ذوق 4 l-mevti ölümü الْمَوْتِ موت 5 ve innema ve ancak وَإِنَّمَا - 6 tuveffevne tamamlanır تُوَفَّوْنَ وفي 7 ucurakum ecirleriniz أُجُورَكُمْ اجر 8 yevme günü يَوْمَ يوم 9 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 10 femen öyle ki kim فَمَنْ - 11 zuhziha itilip uzaklaştırıldı زُحْزِحَ زحزح 12 ani   عَنِ - 13 n-nari ateşten النَّارِ نور 14 ve udhile ve sokuldu وَأُدْخِلَ دخل 15 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن 16 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 17 faze başardı فَازَ فوز 18 ve ma ve değildir وَمَا - 19 l-hayatu hayatı الْحَيَاةُ حيي 20 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 21 illa dışında إِلَّا - 22 metau meta مَتَاعُ متع 23 l-gururi aldatan\/ilüzyon الْغُرُورِ غرر", "ayetNo" : "185", "id" : "969", "kuranAyetNo" : "478", "not1" : "*Holografik evren prensibi kapsamında evrenimiz Levh-i Mahfuz'dan yani evrenimizi bir üst boyuttan saran 2D zardan\/membrandan gelen bilginin ışık hızında çalışan bir 3D yazıcı gibi canlanmasıyla gerçek hale gelir. Anlarız ki dünya hayatı, içinde yaşadığımız evren bir illüzyondur.   ", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve olmuş değildir bir nefse201 ki ölür (o nefis) Allah'ın izni dışında; ecellenmiş* bir kitaptır\/yazıttır; ve kim ister dünya sevabını464 veririz ona ondan; ve kim ister ahiret sevabını464 veririz ona ondan; ve karşılığını veririz şükredenlerin43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 linefsin bir nefse لِنَفْسٍ نفس 4 en ki أَنْ - 5 temute ölür (o nefis) تَمُوتَ موت 6 illa dışında إِلَّا - 7 biizni izni بِإِذْنِ اذن 8 llahi Allah'ın اللَّهِ - 9 kitaben bir kitaptır كِتَابًا كتب 10 mu'eccelen ecellenmiş مُؤَجَّلًا اجل 11 ve men ve kim وَمَنْ - 12 yurid ister يُرِدْ رود 13 sevabe sevabını (menfaatini) ثَوَابَ ثوب 14 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 15 nu'tihi veririz ona نُؤْتِهِ اتي 16 minha ondan مِنْهَا - 17 ve men ve kim وَمَنْ - 18 yurid ister يُرِدْ رود 19 sevabe sevabını ثَوَابَ ثوب 20 l-ahirati ahiret الْاخِرَةِ اخر 21 nu'tihi veririz ona نُؤْتِهِ اتي 22 minha ondan مِنْهَا - 23 ve seneczi ve cezalandırırız وَسَنَجْزِي جزي 24 ş-şakirine şükredenleri الشَّاكِرِينَ شكر", "ayetNo" : "145", "id" : "930", "kuranAyetNo" : "438", "not1" : "*Belirlenmiş bir süre. **Karşılığını vermek.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) satın aldılar küfrü422 imanla47; asla zarar vermezler Allah'a bir şey; ve onlaradır elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 şteravu satın aldılar اشْتَرَوُا شري 4 l-kufra küfrü الْكُفْرَ كفر 5 bil-imani imanla بِالْإِيمَانِ امن 6 len asla لَنْ - 7 yedurru zarar vermezler يَضُرُّوا ضرر 8 llahe Allah'a اللَّهَ - 9 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 10 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 11 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 12 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "177", "id" : "961", "kuranAyetNo" : "470", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ant olsun yardım etti sizlere Allah Bedir'de457; ve sizler zillet452 içindeydiniz*; öyle ki takvalı21 olun Allah’a; belki sizler şükredersiniz43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ant olsun وَلَقَدْ - 2 nesarakumu yardım etti sizlere نَصَرَكُمُ نصر 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 bibedrin Bedir'de بِبَدْرٍ - 5 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 6 ezilletun zillet içinde أَذِلَّةٌ ذلل 7 fetteku öyle ki takvalı olun فَاتَّقُوا وقي 8 llahe Allah’a اللَّهَ - 9 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 10 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "123", "id" : "908", "kuranAyetNo" : "416", "not1" : "*Zayıf, perişan.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Rabbimiz!4 Doğrusu bizler işittik bir nida* edeni (ki) nida* eder imana47 ki iman47 edin Rabbinize4 (diye); öyleyse iman47 ettik Rabbimize4; öyleyse mağfiret319 et bizlere günahlarımızı; ve kâfirlik** et kötülüklerimizi bizlerden; ve vefat ettir bizleri erdemlilerle birlikte.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 2 innena doğrusu bizler إِنَّنَا - 3 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع 4 munadiyen bir nida edeni مُنَادِيًا ندو 5 yunadi nida eder يُنَادِي ندو 6 lilimani imana لِلْإِيمَانِ امن 7 en ki أَنْ - 8 aminu iman edin امِنُوا امن 9 birabbikum Rabbinize بِرَبِّكُمْ ربب 10 fe amenna öyle ki iman ettik فَامَنَّا امن 11 rabbena Rabbimize رَبَّنَا ربب 12 fegfir öyleyse mağfiret et فَاغْفِرْ غفر 13 lena bizlere لَنَا - 14 zunubena günahlarımızı ذُنُوبَنَا ذنب 15 ve keffir ve kâfirlik et  وَكَفِّرْ كفر 16 anna bizlerden عَنَّا - 17 seyyiatina kötülüklerimizi سَيِّئَاتِنَا سوا 18 ve teve ffena ve vefat ettir bizleri وَتَوَفَّنَا وفي 19 mea birlikte مَعَ - 20 l-ebrari erdemlilerle الْأَبْرَارِ برر", "ayetNo" : "193", "id" : "976", "kuranAyetNo" : "486", "not1" : "*Seslenme, çağrı. **Ört, kapat, gizle.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) infak6 ederler mutlulukta\/refahta ve darlıkta; ve yutarlar öfkeyi; ve affederler insanları; ve Allah sever muhsini294.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 2 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق 3 fi   فِي - 4 s-serra'i mutlulukta\/refahta السَّرَّاءِ سرر 5 ve dderra'i ve darlıkta وَالضَّرَّاءِ ضرر 6 velkazimine ve yutarlar وَالْكَاظِمِينَ كظم 7 l-gayze öfkeyi الْغَيْظَ غيظ 8 vel'aafine ve affederler وَالْعَافِينَ عفو 9 ani   عَنِ - 10 n-nasi insanları النَّاسِ نوس 11 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 12 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب 13 l-muhsinine muhsini الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "134", "id" : "919", "kuranAyetNo" : "427", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve gevşemeyin; hüzünlenmeyin; ve sizlersiniz âlâlar\/daha üstünler; eğer olduysanız müminler27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 tehinu gevşemeyin تَهِنُوا وهن 3 ve la   وَلَا - 4 tehzenu hüzünlenmeyin تَحْزَنُوا حزن 5 ve entumu ve sizlersiniz وَأَنْتُمُ - 6 l-ea'levne âlâlar\/daha üstünler الْأَعْلَوْنَ علو 7 in eğer إِنْ - 8 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 9 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "139", "id" : "924", "kuranAyetNo" : "432", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Hadi ki sizler; şunlar (ki) seversiniz onları; ve (oysa) sevmez onlar sizleri*; ve (sizler) iman456 edersiniz kitaba**; hepsine onun (kitabın)***; ve karşılaştıkları zaman dediler (onlar): \"İman456 ettik\"; ve boş kaldıkları zaman öfkeden ısırdılar sizlere karşı parmak uçlarını; de ki: \"Ölün öfkenizle\"; doğrusu Allah bilendir göğüslerin zatîne\/özüne.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ha entum Hadi ki sizler;  هَا أَنْتُمْ - 2 ula'i şunlar (ki) أُولَاءِ - 3 tuhibbunehum seversiniz onları تُحِبُّونَهُمْ حبب 4 vela ve  وَلَا - 5 yuhibbunekum sevmez onlar sizleri يُحِبُّونَكُمْ حبب 6 ve tu'minune ve iman edersiniz وَتُؤْمِنُونَ امن 7 bil-kitabi kitaba بِالْكِتَابِ كتب 8 kullihi hepsine onun كُلِّهِ كلل 9 ve iza ve zaman وَإِذَا - 10 lekukum karşılaştıkları لَقُوكُمْ لقي 11 kalu dediler قَالُوا قول 12 amenna iman ettik امَنَّا امن 13 ve iza ve zaman وَإِذَا - 14 halev boş kaldılar خَلَوْا خلو 15 addu ısırdılar عَضُّوا عضض 16 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ - 17 l-enamile parmak uçlarını الْأَنَامِلَ نمل 18 mine   مِنَ - 19 l-gayzi öfkeden الْغَيْظِ غيظ 20 kul de ki قُلْ قول 21 mutu ölün مُوتُوا موت 22 bigayzikum öfkenizle بِغَيْظِكُمْ غيظ 23 inne doğrusu إِنَّ - 24 llahe Allah اللَّهَ - 25 alimun bilendir عَلِيمٌ علم 26 bizati sahip olduğunu بِذَاتِ - 27 s-suduri göğüslerin الصُّدُورِ صدر", "ayetNo" : "119", "id" : "904", "kuranAyetNo" : "412", "not1" : "*Sizler sevseniz de onlar sizi sevmezler. **Kutsal kitaba. ***Tüm kutsal kitaplara.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki Allah’tan bir rahmetle271 yumuşak davrandın onlara; velev\/fakat olsaydın kaba, haşin kalpli; mutlak saçılır\/dağılırlardı çevrenden; öyle ki affet onlardan; ve mağfiret319 dile onlara; ve danış467 onlara emirde\/işte; öyle ki azmettiğin zaman; öyle ki tevekkül79 et Allah'a doğru; doğrusu Allah sever tevekkül79 edenleri.", "ayetNo" : "159", "id" : "943", "kuranAyetNo" : "452", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve cevap verdi onlara Rableri4 ki ben zayi etmem sizlerden erkek ya da dişi yapanın yaptığını; bir kısmınız bir kısımdandır; öyle ki kimseler (ki) hicret ettiler; ve çıkarıldılar diyarlarından; ve eziyet edildiler benim yolumda336; ve katlettiler35; ve katledildiler35; mutlak kâfirlik25 ederim onlardan kötülüklerine; ve mutlak sokarım onları cennetlere (ki) akar altından nehirler; bir sevaptır464 Allah’ın indinden\/katından; ve Allah’ın kendi katındadır güzel sevaplar464.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 festecabe ve cevap verdi فَاسْتَجَابَ جوب 2 lehum onlara لَهُمْ - 3 rabbuhum Rableri رَبُّهُمْ ربب 4 enni ki ben أَنِّي - 5 la   لَا - 6 udiu zayi etmem أُضِيعُ ضيع 7 amele yaptığını عَمَلَ عمل 8 aamilin yapanın عَامِلٍ عمل 9 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 10 min   مِنْ - 11 zekerin erkek ذَكَرٍ ذكر 12 ev ya da أَوْ - 13 unsa dişi أُنْثَىٰ انث 14 bea'dukum bir kısmınız بَعْضُكُمْ بعض 15 min   مِنْ - 16 bea'din bir kızımdandır بَعْضٍ بعض 17 fellezine öyle ki kimseler فَالَّذِينَ - 18 haceru hicret etti هَاجَرُوا هجر 19 ve uhricu ve çıkarıldılar وَأُخْرِجُوا خرج 20 min   مِنْ - 21 diyarihim diyarlarından دِيَارِهِمْ دور 22 ve uzu ve eziyet edildiler وَأُوذُوا اذي 23 fi   فِي - 24 sebili benim yolumda سَبِيلِي سبل 25 ve katelu ve katlettiler وَقَاتَلُوا قتل 26 ve kutilu ve katledildiler وَقُتِلُوا قتل 27 leukeffiranne mutlak kâfirlik ederim لَأُكَفِّرَنَّ كفر 28 anhum onlardan عَنْهُمْ - 29 seyyiatihim kötülüklerini سَيِّئَاتِهِمْ سوا 30 veleudhilennehum ve mutlak sokarım onları وَلَأُدْخِلَنَّهُمْ دخل 31 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن 32 tecri akar تَجْرِي جري 33 min   مِنْ - 34 tehtiha altlarından تَحْتِهَا تحت 35 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 36 sevaben bir sevap ثَوَابًا ثوب 37 min   مِنْ - 38 indi indinden\/katından عِنْدِ عند 39 llahi Allah’ın اللَّهِ - 40 vallahu ve Allah’ın وَاللَّهُ - 41 indehu kendi katındadır عِنْدَهُ عند 42 husnu güzel حُسْنُ حسن 43 s-sevabi sevapların الثَّوَابِ ثوب  ", "ayetNo" : "195", "id" : "978", "kuranAyetNo" : "488", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve iki toplanmışın* karşılaştığı gün isabet eden** sizlere; öyle ki izniyledir Allah'ın; ve bilindik kılması içindir (Allah'ın) müminleri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve  وَمَا - 2 esabekum isabet eden sizlere أَصَابَكُمْ صوب 3 yevme gün يَوْمَ يوم 4 t-teka karşılaştığı الْتَقَى لقي 5 l-cem'aani toplanmış iki  الْجَمْعَانِ جمع 6 febiizni öyle ki izniyledir فَبِإِذْنِ اذن 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 veliyea'leme ve bilindik kılması içindir وَلِيَعْلَمَ علم 9 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "166", "id" : "950", "kuranAyetNo" : "459", "not1" : "*Bir araya gelmiş iki grup, ordu. **Musibet.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Müjdelerler473 Allah’tan bir nimeti ve fazlı202; ve ki Allah zayi* etmez müminlerin27 ecrini (diye).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yestebşirune müjdelerler يَسْتَبْشِرُونَ بشر 2 binia'metin bir nimeti بِنِعْمَةٍ نعم 3 mine   مِنَ - 4 llahi Allah’tan اللَّهِ - 5 ve fedlin ve fazlı وَفَضْلٍ فضل 6 ve enne ve ki وَأَنَّ - 7 llahe Allah'ın اللَّهَ - 8 la   لَا - 9 yudiu zayi etmez يُضِيعُ ضيع 10 ecra ecrini أَجْرَ اجر 11 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "171", "id" : "955", "kuranAyetNo" : "464", "not1" : "*Yitirmek, kaybetmek.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kimselere (ki) dedi onlara insanlar: \"Doğrusu insanlar muhakkak ki bir araya geldiler sizlere (karşı); öyleyse haşyet duyun onlara\"; öyle ki artırdı (dedikleri) onlara* imanı; ve dediler**: \"Yeterlidir Allah bizlere; ve ne muhteşem Vekil’dir.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimselere الَّذِينَ - 2 kale dedi قَالَ قول 3 lehumu onlara لَهُمُ - 4 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 5 inne doğrusu إِنَّ - 6 n-nase insanlar النَّاسَ نوس 7 kad muhakkak ki قَدْ - 8 cemeu bir araya geldiler جَمَعُوا جمع 9 lekum sizlere (karşı) لَكُمْ - 10 fehşevhum öyle ki haşyet duyun onlara فَاخْشَوْهُمْ خشي 11 fezadehum öyle ki artırdı onlara فَزَادَهُمْ زيد 12 imanen imanı إِيمَانًا امن 13 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 14 hasbuna yeter bizlere حَسْبُنَا حسب 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 ve nia'me ve ne muhteşem وَنِعْمَ نعم 17 l-vekilu Vekil’dir الْوَكِيلُ وكل", "ayetNo" : "173", "id" : "957", "kuranAyetNo" : "466", "not1" : "*Müminlere. **Müminler.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer yalanladılarsa seni; öyle ki muhakkak yalanlandı resûller418 senden önce (ki) geldiler beyanatlarla352; ve zeburla477; ve nurlu* kitapla**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 kezzebuke yalanladılarsa seni كَذَّبُوكَ كذب 3 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 4 kuzzibe yalanlandı كُذِّبَ كذب 5 rusulun resuller رُسُلٌ رسل 6 min   مِنْ - 7 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل 8 ca'u geldiler جَاءُوا جيا 9 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين 10 ve zzuburi ve zeburla وَالزُّبُرِ زبر 11 velkitabi ve kitabı وَالْكِتَابِ كتب 12 l-muniri nurlu الْمُنِيرِ نور", "ayetNo" : "184", "id" : "968", "kuranAyetNo" : "477", "not1" : "*Aydınlık veren. **Kutsal kitaplar.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Evet! Eğer sabrederseniz51 ve takvalı21 olursanız; ve gelseler (bile) sizlere birdenbire\/fevrice şu (anda); destekler sizleri Rabbiniz4 nişanlı meleklerden beş binle.", "ayetNo" : "125", "id" : "910", "kuranAyetNo" : "418", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; cezaları\/karşılıkları63 onların bir mağfirettir319 Rablerinden4; ve cennetlerdir (ki) akar altından onu (cennetin) nehirler; ölümsüzlerdir185 orada (cennette); ve ne muhteşemdir ecri\/ücreti yapanların*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ceza'uhum cezaları onların جَزَاؤُهُمْ جزي 3 megfiratun bir mağfirettir مَغْفِرَةٌ غفر 4 min   مِنْ - 5 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب 6 ve cennatun ve cennetler وَجَنَّاتٌ جنن 7 tecri akar تَجْرِي جري 8 min   مِنْ - 9 tehtiha altından onu (cennetin) تَحْتِهَا تحت 10 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 11 halidine ölümsüzlerdir خَالِدِينَ خلد 12 fiha orada فِيهَا - 13 ve nia'me ve ne muhteşemdir وَنِعْمَ نعم 14 ecru ecri\/ücreti أَجْرُ اجر 15 l-aamiline yapanların الْعَامِلِينَ عمل", "ayetNo" : "136", "id" : "921", "kuranAyetNo" : "429", "not1" : "*Sâlihâtı yapanlar.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ferahlayanlardır Allah'ın onlara fazlından202 verdiğine; ve müjdelerler473 kendilerine asla ulaşmamış arkalarından kimseleri ki yoktur bir korku onlara (diye); ve onlar hüzünlenmezler (diye).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ferihine ferahlamışlar فَرِحِينَ فرح 2 bima   بِمَا - 3 atahumu verdiğine onlara اتَاهُمُ اتي 4 llahu Allah'ın اللَّهُ - 5 min   مِنْ - 6 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل 7 ve yestebşirune ve müjdelerler وَيَسْتَبْشِرُونَ بشر 8 biellezine kimselere بِالَّذِينَ - 9 lem asla لَمْ - 10 yelhaku ulaşmamış يَلْحَقُوا لحق 11 bihim kendilerine بِهِمْ - 12 min   مِنْ - 13 halfihim arkalarından خَلْفِهِمْ خلف 14 ella ki yoktur أَلَّا - 15 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 16 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 17 ve la ve وَلَا - 18 hum onlar هُمْ - 19 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن", "ayetNo" : "170", "id" : "954", "kuranAyetNo" : "463", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) cevap verdiler Allah’a ve resûle418; onlara isabet eden yara* sonrasında; onlardan kimseleredir büyük bir ecir\/karşılık (ki) güzelleştirdiler** ve takvalı21 oldular.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 2 stecabu cevap verdiler اسْتَجَابُوا جوب 3 lillahi Allah’a لِلَّهِ - 4 ve rrasuli ve resûle وَالرَّسُولِ رسل 5 min   مِنْ - 6 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 7 ma   مَا - 8 esabehumu isabet eden أَصَابَهُمُ صوب 9 l-karhu bir yara الْقَرْحُ قرح 10 lillezine kimseler içindir لِلَّذِينَ - 11 ehsenu güzel yaptılar أَحْسَنُوا حسن 12 minhum onlardan مِنْهُمْ - 13 vettekav ve  takvalı oldular وَاتَّقَوْا وقي 14 ecrun bir ecir أَجْرٌ اجر 15 azimun büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "172", "id" : "956", "kuranAyetNo" : "465", "not1" : "*Bere, incinme, yaralanma. **Güzel yaptılar.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Olmuş değildir Allah bırakmak için müminleri27 sizlerin üzerinde (olduğunuza) karşı; ta ki ayırır kötüyü iyiden; ve olmuş değildir Allah (ki) görünür eder sizlere gaybı; velakin\/fakat Allah seçer resûllerinden418 dilediği kimseyi; öyle ki iman47 edin Allah'a ve resûllerine418 O'nun; ve eğer iman47 ederseniz ve takvalı21 olursanız, öyle ki sizleredir büyük bir ecir\/karşılık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değildir مَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 liyezera bırakmak için لِيَذَرَ وذر 5 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن 6 ala karşı عَلَىٰ - 7 ma (olduğunuza) مَا - 8 entum sizlerin أَنْتُمْ - 9 aleyhi üzerinde عَلَيْهِ - 10 hatta ta ki حَتَّىٰ - 11 yemize ayırır يَمِيزَ ميز 12 l-habise kötüyü الْخَبِيثَ خبث 13 mine   مِنَ - 14 t-tayyibi iyiyiden الطَّيِّبِ طيب 15 ve ma ve değildir وَمَا - 16 kane olmuş كَانَ كون 17 llahu Allah اللَّهُ - 18 liyutliakum sizi görünür eder sizlere لِيُطْلِعَكُمْ طلع 19 ala üzerine عَلَى - 20 l-gaybi gayb الْغَيْبِ غيب 21 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 22 llahe Allah اللَّهَ - 23 yectebi seçer يَجْتَبِي جبي 24 min   مِنْ - 25 rusulihi resûllerinden رُسُلِهِ رسل 26 men kimseyi مَنْ - 27 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 28 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن 29 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 30 ve rusulihi ve resûllerine onun وَرُسُلِهِ رسل 31 ve in ve eğer وَإِنْ - 32 tu'minu inanırsanız تُؤْمِنُوا امن 33 ve tetteku ve takvalı olursanız وَتَتَّقُوا وقي 34 felekum öyle ki sizleredir فَلَكُمْ - 35 ecrun bir emir\/karşılık أَجْرٌ اجر 36 azimun büyük عَظِيمٌ عظم    ", "ayetNo" : "179", "id" : "963", "kuranAyetNo" : "472", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Öyle ki geri döndüler bir nimetle Allah’tan ve bir fazl202 ile; asla temas etmiyordu onlara bir kötülük; ve tabi oldular Allah'ın rızasına; ve Allah Zûl Fadlîl Azîm'dir286.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fenkalebu öyle ki geri döndüler فَانْقَلَبُوا قلب 2 binia'metin bir nimetle بِنِعْمَةٍ نعم 3 mine   مِنَ - 4 llahi Allah’tan اللَّهِ - 5 ve fedlin ve fazl ile وَفَضْلٍ فضل 6 lem asla لَمْ - 7 yemseshum temas etmez onlara يَمْسَسْهُمْ مسس 8 su'un bir kötülük سُوءٌ سوا 9 vettebeu ve tabi oldular وَاتَّبَعُوا تبع 10 ridvane rızasına رِضْوَانَ رضو 11 llahi Allah'ın اللَّهِ - 12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 13 zu zu ذُو - 14 fedlin Fadlil فَضْلٍ فضل 15 azimin Azim عَظِيمٍ عظم  ", "ayetNo" : "174", "id" : "958", "kuranAyetNo" : "467", "not1" : "", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Atacağız kalplerine kâfirlik25 etmiş kimselerin terör\/korku\/panik; şirk71 koştuklarından (dolayı) Allah'a; kendisine* bir sultân660 asla indirmediği (-yle); ve sığınakları onların ateştir; ve ne perişandır zalimlerin257 meskeni.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 senulki atacağız سَنُلْقِي لقي 2 fi     - 3 kulubi kalblerine قُلُوبِ قلب 4 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 5 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 6 r-rua'be terör\/korku\/panik الرُّعْبَ رعب 7 bima   بِمَا - 8 eşraku şirk koştuklarından أَشْرَكُوا شرك 9 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 10 ma   مَا - 11 lem asla لَمْ - 12 yunezzil indirmediğine يُنَزِّلْ نزل 13 bihi ona بِهِ - 14 sultanen bir sultan\/yetki سُلْطَانًا سلط 15 ve me'vahumu ve sığınakları onların وَمَأْوَاهُمُ اوي 16 n-naru ateştir النَّارُ نور 17 ve bi'se ve perişan وَبِئْسَ باس 18 mesva mesken مَثْوَى ثوي 19 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "151", "id" : "936", "kuranAyetNo" : "444", "not1" : "*Kutsal kitaplar haricinde dinde hüküm koyucu her şey. Talmud, Pavlus'un yazıları, Kütüb-i Sitte, Riyâzu's Sâlihîn, Kütüb-i Erba’a vb. Yetki sadece Kur'an'dadır.", "surahName" : "Âl-i İmrân", "sureNo" : "3" }, { "ayetIe" : "Ve nedir sizlere olan (ki) katletmezsiniz35 Allah yolunda331; ve zaaflılar (olan) erkeklerden ve kadınlardan ve çocuklardan kimseler derler (ki): \"Rabbimiz! Çıkar bizi şu kentten; zalimdir257 ahalisi onun; ve yap bize yanından bir veli28; ve yap bize yanından bir nasîr69.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve ne وَمَا - 2 lekum sizlere olan لَكُمْ - 3 la   لَا - 4 tukatilune katletmezsiniz تُقَاتِلُونَ قتل 5 fi   فِي - 6 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 7 llahi Allah اللَّهِ - 8 velmusted'afine ve zaaflılar (olan) وَالْمُسْتَضْعَفِينَ ضعف 9 mine   مِنَ - 10 r-ricali erkeklerden الرِّجَالِ رجل 11 ve nnisa'i ve kadınlar وَالنِّسَاءِ نسو 12 velvildani ve çocuklardan وَالْوِلْدَانِ ولد 13 ellezine kimseler الَّذِينَ - 14 yekulune derler يَقُولُونَ قول 15 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 16 ehricna çıkar bizi أَخْرِجْنَا خرج 17 min   مِنْ - 18 hazihi şu هَٰذِهِ - 19 l-karyeti kentten الْقَرْيَةِ قري 20 z-zalimi zalimdir الظَّالِمِ ظلم 21 ehluha ahalisi onun أَهْلُهَا اهل 22 vec'al ve yap وَاجْعَلْ جعل 23 lena bize لَنَا - 24 min   مِنْ - 25 ledunke yanından لَدُنْكَ لدن 26 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي 27 vec'al ve yap وَاجْعَلْ جعل 28 lena bize لَنَا - 29 min   مِنْ - 30 ledunke yanından لَدُنْكَ لدن 31 nesiran bir nasir نَصِيرًا نصر", "ayetNo" : "75", "id" : "1060", "kuranAyetNo" : "568", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki olmaz! Ve (senin) Rabbine4 iman47 etmezler; ta ki (onlar) hakem belirlerler seni kendi aralarındaki dallanmış\/budaklanmışa; sonra bulmazlar\/hissetmezler nefislerinde201 bir darlık\/sıkılık (senin) sonuca bağladığından; ve teslim olurlar (sonuca bağladığına) bir teslim (-el).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fela öyle ki olmaz فَلَا - 2 verabbike ve Rabbine وَرَبِّكَ ربب 3 la   لَا - 4 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن 5 hatta ta ki حَتَّىٰ - 6 yuhakkimuke hakem belirlerler seni يُحَكِّمُوكَ حكم 7 fima   فِيمَا - 8 şecera dallanmış\/budaklanmışa شَجَرَ شجر 9 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين 10 summe sonra ثُمَّ - 11 la   لَا - 12 yecidu bulmazlar يَجِدُوا وجد 13 fi   فِي - 14 enfusihim nefislerinde أَنْفُسِهِمْ نفس 15 haracen bir darlık\/sıkılık حَرَجًا حرج 16 mimma   مِمَّا - 17 kadeyte sonuca bağladığından قَضَيْتَ قضي 18 ve yusellimu ve teslim olurlar وَيُسَلِّمُوا سلم 19 teslimen bir teslim (-el) تَسْلِيمًا سلم    ", "ayetNo" : "65", "id" : "1050", "kuranAyetNo" : "558", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) infak6 ederler mallarını insanlara göstermeye; ve iman47 etmezler Allah'a ve ahiret gününe; kime (ki) olur şeytân29 ona birleşik\/bağlantılı; öyle ki ne kötü (bir) birleşmedir\/bağlanmadır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق 3 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول 4 ria'e göstermeye رِئَاءَ راي 5 n-nasi insanlara النَّاسِ نوس 6 ve la ve وَلَا - 7 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن 8 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 9 ve la   وَلَا - 10 bil-yevmi ve gününe بِالْيَوْمِ يوم 11 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 12 ve men kimin وَمَنْ - 13 yekuni olur يَكُنِ كون 14 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 15 lehu ona لَهُ - 16 karinen birleşik\/bağlantılı قَرِينًا قرن 17 fesa'e öyle ki ne kötü فَسَاءَ سوا 18 karinen birleşik\/bağlantılı قَرِينًا قرن", "ayetNo" : "38", "id" : "1024", "kuranAyetNo" : "531", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Görmez misin kimseleri (ki) verildiler bir nasip kitaptan*; satın alırlar (onlar) dalaleti128 ve isterler ki dalalete128 düşün yolda.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem   أَلَمْ - 2 tera görmez misin تَرَ راي 3 ila   إِلَى - 4 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 5 utu verildiler أُوتُوا اتي 6 nesiben bir nasip نَصِيبًا نصب 7 mine   مِنَ - 8 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 9 yeşterune satın alırlar يَشْتَرُونَ شري 10 d-delalete delaleti الضَّلَالَةَ ضلل 11 ve yuridune ve isterler وَيُرِيدُونَ رود 12 en ki أَنْ - 13 tedillu delalete düşün تَضِلُّوا ضلل 14 s-sebile yolda السَّبِيلَ سبل", "ayetNo" : "44", "id" : "1029", "kuranAyetNo" : "537", "not1" : "*Kitap ehli.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve muhsanât492 kadınlardan (nikâh) (ki) -dışındadır* sağ ellerinizin malik\/sahip77 olduğu- Allah'ın kitabıdır\/yazgısıdır üzerine*; ve helal kılındı sizlere bunların ötesi\/arkası (da) ki bakınırsınız mallarınızla** muhsinîn496 (olmaya), olmaksızın musâfihin494; öyle ki metalanmanızdır54*** onunla (nikâhla) onlardan (sağ ellerinizin malik\/sahip olduklarından); öyle ki verin ecirlerini\/karşılıklarını**** bir farz497 (olarak); ve farz497 (olan) sonrasında olmaz bir günah üzerinize onunla (nikâhla) razı olduğunuzdakinde*****; doğrusu Allah oldu bir Alîm8; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velmuhsanatu ve muhsenât وَالْمُحْصَنَاتُ حصن 2 mine   مِنَ - 3 n-nisa'i kadınlardan النِّسَاءِ نسو 4 illa dışındadır إِلَّا - 5 ma   مَا - 6 meleket malik\/sahip olduğu مَلَكَتْ ملك 7 eymanukum sağ ellerinizin أَيْمَانُكُمْ يمن 8 kitabe kitabıdır\/yazmasıdır كِتَابَ كتب 9 llahi Allah'ın اللَّهِ - 10 aleykum üzerine عَلَيْكُمْ - 11 ve uhille ve helal kılındı وَأُحِلَّ حلل 12 lekum sizlere لَكُمْ - 13 ma   مَا - 14 vera'e ötesi\/arkası وَرَاءَ وري 15 zalikum bunların ذَٰلِكُمْ - 16 en ki أَنْ - 17 tebtegu bakınırsınız تَبْتَغُوا بغي 18 biemvalikum mallarınızla بِأَمْوَالِكُمْ مول 19 muhsinine muhsine (olmaya) مُحْصِنِينَ حصن 20 gayra olmaksızın غَيْرَ غير 21 musafihine musâfihin مُسَافِحِينَ سفح 22 fema öyle ki  فَمَا - 23 stemtea'tum metalandığınızdır اسْتَمْتَعْتُمْ متع 24 bihi onunla (nikahla)) بِهِ - 25 minhunne onlardan (kadınlardan) مِنْهُنَّ - 26 fe atuhunne öyle ki verin فَاتُوهُنَّ اتي 27 ucurahunne ecirlerini\/karşılıklarını أُجُورَهُنَّ اجر 28 ferideten bir farz (olarak) فَرِيضَةً فرض 29 ve la ve olmaz وَلَا - 30 cunaha bir günah جُنَاحَ جنح 31 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 32 fima   فِيمَا - 33 teradeytum razı olduğunuzdakinde تَرَاضَيْتُمْ رضو 34 bihi onunla (nikahla) بِهِ - 35 min   مِنْ - 36 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 37 l-ferideti farz (olan) الْفَرِيضَةِ فرض 38 inne doğrusu إِنَّ - 39 llahe Allah اللَّهَ - 40 kane oldu كَانَ كون 41 alimen Alîm عَلِيمًا علم 42 hakimen Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "24", "id" : "1011", "kuranAyetNo" : "517", "not1" : "*Müslüman erkeklere muhsanât kadınlarla nikâh yazılmıştır. Müminlerin ilk hedefi öncelikle müminât muhsanât kadınlarla nikâhlanmak olmalıdır. Müminât muhsanât kadınlarla nikâhlanma çabalamasına rağmen asla güç yetiremeyenler varsa sağ ellerin malik\/sahip olduğu kadınlardan birisiyle nikâhlanabilir. Elbette karşılıklı rızayla. 4:25 ayetinde sağ ellerin malik\/sahip olduğu genç kadınlardan müminât (iman etmiş) olanların tercih edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sağ ellerin malik\/sahip olduğu kadınlarla yapılan bu nikâh da çiftleri birbirine bağlayan bir nikâhtır (4:21). Geçici bir nikâh asla değildir. Çünkü bu nikâhtan çocuklar doğabilir. Çiftler nikâhın tüm sorumluluklarını ve şartlarını kabul etmiş sayılır. Boşanma şartları da mutlak ki Kur'an'da bildirilen kurallara tabidir. **Nikâhlanarak bir ev geçindirme gücünüz, kuvvetiniz ve malınız varsa.  ***Bir kadınla evlilik hayatı paylaşarak geçimlik sağlama. ****Muhsanât kadınlarla evlenmek için sadaka\/mehir verilir. Sağ ellerin malik\/sahip olduğu kadınlar için de nikâha bir karşılık\/ecir bir farz\/zorunluluk olarak verilmelidir. *****Farz olan ecir\/karşılık tamamlanırsa nikâh şekli çiftlerin dilediği gibi yapılabilir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Görmez misin kitaptan bir nasip verilmiş kimseleri135 (ki) iman47 ederler cibte507 ve tâğûta442; ve derler kâfirlik25 etmiş kimseler için: \"Bunlar* iman47 etmiş kimselerden** daha doğru bir yola kılavuzludur.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem   أَلَمْ - 2 tera görmez misin تَرَ راي 3 ila   إِلَى - 4 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 5 utu verildiler أُوتُوا اتي 6 nesiben bir nasip نَصِيبًا نصب 7 mine   مِنَ - 8 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 9 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن 10 bil-cibti cibt'e بِالْجِبْتِ جبت 11 ve ttaguti ve tağut'a وَالطَّاغُوتِ طغي 12 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 13 lillezine kimseler için لِلَّذِينَ - 14 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 15 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ - 16 ehda daha doğru kılavuzludur أَهْدَىٰ هدي 17 mine -den مِنَ - 18 ellezine kimseler- الَّذِينَ - 19 amenu iman etmiş امَنُوا امن 20 sebilen bir yola سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "51", "id" : "1036", "kuranAyetNo" : "544", "not1" : "*Kâfirlik etmiş kimseler. **Kur'an'a tabi olmuş.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Velev (şayet) ki yazsaydık üzerlerine ki katledin35 nefislerinizi201 ya da çıkın diyarlarınızdan; faaliyet içinde olmazlardı ona onlardan bir az dışında; eğer ki onlar faaliyet içinde olsalardı kendisiyle vaaz653 edilene; mutlak olurdu bir hayır onlara; ve (ki bu) daha şiddetli sebattır\/sağlam basmadır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev velev (şayet) وَلَوْ - 2 enna ki أَنَّا - 3 ketebna yazsaydık كَتَبْنَا كتب 4 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 5 eni ki أَنِ - 6 ktulu katledin اقْتُلُوا قتل 7 enfusekum nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس 8 evi ya da أَوِ - 9 hrucu çıkın اخْرُجُوا خرج 10 min   مِنْ - 11 diyarikum diyarlarınızdan دِيَارِكُمْ دور 12 ma değildir مَا - 13 fealuhu faaliyet içinde oldular ona فَعَلُوهُ فعل 14 illa dışında إِلَّا - 15 kalilun bir az قَلِيلٌ قلل 16 minhum onlardan مِنْهُمْ - 17 velev eğer وَلَوْ - 18 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 19 fealu faaliyet içinde olsalar فَعَلُوا فعل 20 ma   مَا - 21 yuazune vaaz edilene يُوعَظُونَ وعظ 22 bihi kendisiyle بِهِ - 23 lekane mutlak olurdu لَكَانَ كون 24 hayran bir hayır خَيْرًا خير 25 lehum onlara لَهُمْ - 26 ve eşedde ve daha şiddetli وَأَشَدَّ شدد 27 tesbiten sebattır\/sağlam basmadır تَثْبِيتًا ثبت  ", "ayetNo" : "66", "id" : "1051", "kuranAyetNo" : "559", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kimseleri (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; sokacağız onları cennetlere; akar altından onun nehirler; ölümsüzler185 orada ebediyen; onlaradır orada temizlenmiş eşler184; ve sokarız onları korunaklı* bir korunağa.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 2 amenu iman etmiş امَنُوا امن 3 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل 4 s-salihati saliha الصَّالِحَاتِ صلح 5 senudhiluhum sokacağız onları سَنُدْخِلُهُمْ دخل 6 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن 7 tecri akar تَجْرِي جري 8 min   مِنْ - 9 tehtiha altından تَحْتِهَا تحت 10 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 11 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 12 fiha orada فِيهَا - 13 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد 14 lehum onlaradır لَهُمْ - 15 fiha orada فِيهَا - 16 ezvacun eşler أَزْوَاجٌ زوج 17 mutahheratun tertemiz مُطَهَّرَةٌ طهر 18 ve nudhiluhum ve sokarız onları وَنُدْخِلُهُمْ دخل 19 zillen bir korunağa ظِلًّا ظلل 20 zelilen korunaklı ظَلِيلًا ظلل", "ayetNo" : "57", "id" : "1042", "kuranAyetNo" : "550", "not1" : "*Gölgeli olarak çevrilen bu kelimenin anlamı daha geniştir. Korunaklı, siperli anlamındadır. ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim yapar bir kötülük ya da zulmeder257 kendi nefsine201; sonra mağfiret319 sunar Allah’a; bulur (o) Allah'ı bir Gafûr20 ve bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yea'mel yapar يَعْمَلْ عمل 3 su'en bir kötülük سُوءًا سوا 4 ev ya da أَوْ - 5 yezlim zulmeder يَظْلِمْ ظلم 6 nefsehu kendi nefsine نَفْسَهُ نفس 7 summe sonra ثُمَّ - 8 yestegfiri mağfiret sunar يَسْتَغْفِرِ غفر 9 llahe Allah’a اللَّهَ - 10 yecidi bulur يَجِدِ وجد 11 llahe Allah'ı اللَّهَ - 12 gafuran bir Gafûr غَفُورًا غفر 13 rahimen ve bir Rahîm رَحِيمًا رحم", "ayetNo" : "110", "id" : "1091", "kuranAyetNo" : "603", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ne zaman esenlendiniz* bir esenlikle*; öyle ki esenleyin* daha iyisiyle ondan ya da geri döndürün onu; doğrusu Allah oldu her şey üzerine bir Hasîb486.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 huyyiytum esenlendiniz حُيِّيتُمْ حيي 3 bitehiyyetin bir esenlikle بِتَحِيَّةٍ حيي 4 fehayyu öyle ki esenleyin فَحَيُّوا حيي 5 biehsene daha iyisiyle بِأَحْسَنَ حسن 6 minha ondan مِنْهَا - 7 ev ya da  أَوْ - 8 rudduha geri döndürün onu رُدُّوهَا ردد 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 llahe Allah اللَّهَ - 11 kane oldu كَانَ كون 12 ala üzerine عَلَىٰ - 13 kulli her كُلِّ كلل 14 şey'in şey شَيْءٍ شيا 15 hasiben Hasib حَسِيبًا حسب", "ayetNo" : "86", "id" : "1070", "kuranAyetNo" : "579", "not1" : "*Sağlıklı, huzurlu, sıkıntısız hayat\/yaşam temenni etmek, bu amaca yönelik uygulamalar yapmak. Sadece sözle değil uygulamayla da esenlemek gereklidir. ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İstediler (ki) şayet kâfirlik25 ederseniz kâfirlik25 ettikleri gibi; öyle ki olursunuz onlarla aynı seviyeli\/farksız; öyle ki edinmeyin\/tutmayın onlardan evliya212 ta ki hicret ederler Allah yoluna; öyle ki eğer yüz çevirdilerse* öyle ki edinin\/tutun onları ve katledin35 onları nerede bulursanız**; ve edinmeyin\/tutmayın onlardan bir veli28 ne de bir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veddu istediler وَدُّوا ودد 2 lev şayet لَوْ - 3 tekfurune kâfirlik edersiniz تَكْفُرُونَ كفر 4 kema gibi كَمَا - 5 keferu kâfirlik ettikleri كَفَرُوا كفر 6 fe tekunune öyle ki olursunuz onlarla فَتَكُونُونَ كون 7 seva'en aynı seviyeli\/farksız سَوَاءً سوي 8 fela öyle i  فَلَا - 9 tettehizu edinmeyin\/tutmayın تَتَّخِذُوا اخذ 10 minhum onlardan مِنْهُمْ - 11 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي 12 hatta ta ki حَتَّىٰ - 13 yuhaciru hicret ederler يُهَاجِرُوا هجر 14 fi   فِي - 15 sebili yoluna سَبِيلِ سبل 16 llahi Allah اللَّهِ - 17 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 18 tevellev yüz çevirdilerse تَوَلَّوْا ولي 19 fehuzuhum öyle ki edinin\/tutun onları فَخُذُوهُمْ اخذ 20 vektuluhum ve katledin وَاقْتُلُوهُمْ قتل 21 haysu nerede حَيْثُ حيث 22 vecedtumuhum bulursanız onları وَجَدْتُمُوهُمْ وجد 23 ve la   وَلَا - 24 tettehizu ve edinmeyin\/tutmayın تَتَّخِذُوا اخذ 25 minhum onlardan مِنْهُمْ - 26 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي 27 ve la ne de وَلَا - 28 nesiran bir yardımcı نَصِيرًا نصر", "ayetNo" : "89", "id" : "1073", "kuranAyetNo" : "582", "not1" : "*Katletmeye devam ederlerse. Barışa yanaşmazlarsa. **4:90 ayeti incelendiğinde bu kimselerin müminleri katlettikleri görülmektedir. Anlaşılır ki karşılıklı bir savaş durumu vardır. Müslümanlar bir kurtuluş savaşı vermektedir. Kâfirler, müşrikler ve münâfıklar az sayıda olan müminleri yok etmek için katletmektedir. Yüce Allah savaş durumunda yapılması gerekeni bildirmiştir. Düşman askerleri aranıp bulunacak ve katledilecektir. Bu ayetleri bağlamından cımbız gibi çekerek kopararak \"bakın Kur'an kendisine iman etmeyenleri nerede bulursanız katledin emri vermiş\" diyenlerin yatacak yeri yoktur. Ayetler açıkça bizlere bir kurtuluş savaşı durumunu işaret etmektedir.    ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim baskı yapar\/ağırlaştırır resûle418 ona (kimseye) beyan olan doğru yola kılavuz sonrasında; ve tabi olur müminlerin27 yolu haricinde (başka bir yola); çeviririz yüzünü onun yüz çevirdiğine*; ve yanması için sunarız onu cehenneme; ve ne kötü bir varış yeridir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yuşakiki ağırlaştırır\/baskı yapar يُشَاقِقِ شقق 3 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل 4 min   مِنْ - 5 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 6 ma   مَا - 7 tebeyyene beyan olan تَبَيَّنَ بين 8 lehu ona لَهُ - 9 l-huda doğru yola kılavuz الْهُدَىٰ هدي 10 ve yettebia' ve tabi olur وَيَتَّبِعْ تبع 11 gayra haricinde غَيْرَ غير 12 sebili yolu سَبِيلِ سبل 13 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن 14 nuvellihi çeviririz yüzünü نُوَلِّهِ ولي 15 ma   مَا - 16 tevella yüz çevirdiğine تَوَلَّىٰ ولي 17 ve nuslihi ve yanması için sunarız onu وَنُصْلِهِ صلي 18 cehenneme cehenneme جَهَنَّمَ - 19 ve sa'et ve ne kötü وَسَاءَتْ سوا 20 mesiran bir varış yeridir مَصِيرًا صير", "ayetNo" : "115", "id" : "1096", "kuranAyetNo" : "608", "not1" : "*Dilediği gibi sapmasına izin veririz.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu biz indirdik sana kitabı (Kur'an'ı) hakla\/gerçekle; hükmetmen için insanlar arasında; gösterdiği gibi sana Allah'ın; ve olma hainler524 için (onların tarafında) bir hasım*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inna doğrusu biz إِنَّا - 2 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل 3 ileyke sana إِلَيْكَ - 4 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب 5 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 6 litehkume hükmetmen için لِتَحْكُمَ حكم 7 beyne arasında بَيْنَ بين 8 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 9 bima   بِمَا - 10 erake gösterdiği gibi sana أَرَاكَ راي 11 llahu Allah'ın اللَّهُ - 12 ve la ve وَلَا - 13 tekun olma تَكُنْ كون 14 lilhainine hainler için لِلْخَائِنِينَ خون 15 hasimen bir hasım خَصِيمًا خصم", "ayetNo" : "105", "id" : "1086", "kuranAyetNo" : "598", "not1" : "*Münakaşa eden, tartışan, savunan", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve olmuş değildir bir mümin27 için ki katleder35 bir mümini27; dışındadır bir hata (-yla olması); ve kim katletti35 bir mümini27 bir hata (-yla); öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe520; ve bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline*; dışındadır ki sadaka378 ederler (katledilenin ehli); öyle ki eğer olduysa sizlere bir düşman kavimden**; ve o (katledilen) bir müminse27; öyle ki serbestleştirmektir mümin bir rakabe520; ve eğer olduysa bir kavimden (ki) sizlerin arasında ve onların arasında (vardır) bir misak\/antlaşma***; öyle ki bir diyettir teslim edilen onun (katledilenin) ehline; ve serbestleştirmektir mümin bir rakabe520; öyle ki kim asla bulamaz; öyle ki siyamdır322 mütemadiyen**** iki ay; bir tevbedir33 Allah’tan; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 limu'minin bir mümin için لِمُؤْمِنٍ امن 4 en ki أَنْ - 5 yektule katleder يَقْتُلَ قتل 6 mu'minen bir mümini مُؤْمِنًا امن 7 illa dışındadır إِلَّا - 8 hataen bir hata خَطَأً خطا 9 ve men ve kim وَمَنْ - 10 katele katletti قَتَلَ قتل 11 mu'minen bir mümini مُؤْمِنًا امن 12 hataen bir hata (-yla) خَطَأً خطا 13 fetehriru öyle ki serbestleştirmedir فَتَحْرِيرُ حرر 14 rakabetin bir rakabe رَقَبَةٍ رقب 15 mu'minetin mümin مُؤْمِنَةٍ امن 16 ve diyetun ve bir diyet وَدِيَةٌ ودي 17 musellemetun teslim edilen مُسَلَّمَةٌ سلم 18 ila   إِلَىٰ - 19 ehlihi ehline onun أَهْلِهِ اهل 20 illa dışındadır إِلَّا - 21 en ki أَنْ - 22 yessaddeku sadaka ederler يَصَّدَّقُوا صدق 23 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 24 kane oldu كَانَ كون 25 min   مِنْ - 26 kavmin bir kavimden قَوْمٍ قوم 27 aduvvin düşman عَدُوٍّ عدو 28 lekum sizlere لَكُمْ - 29 ve huve ve o (katledilen) وَهُوَ - 30 mu'minun bir mümin مُؤْمِنٌ امن 31 fetehriru öyle ki serbestleştirmedir فَتَحْرِيرُ حرر 32 rakabetin bir rakabe رَقَبَةٍ رقب 33 mu'minetin mümin مُؤْمِنَةٍ امن 34 ve in ve eğer وَإِنْ - 35 kane oldu كَانَ كون 36 min   مِنْ - 37 kavmin bir kavimden قَوْمٍ قوم 38 beynekum arasında sizinle بَيْنَكُمْ بين 39 ve beynehum ve arasında onların وَبَيْنَهُمْ بين 40 misakun bir misak\/anlaşma مِيثَاقٌ وثق 41 fediyetun öyle ki bir diyet فَدِيَةٌ ودي 42 musellemetun teslim edilen مُسَلَّمَةٌ سلم 43 ila   إِلَىٰ - 44 ehlihi ehline onun أَهْلِهِ اهل 45 ve tehriru ve serbestleştirmedir وَتَحْرِيرُ حرر 46 rakabetin bir rakabe رَقَبَةٍ رقب 47 mu'minetin mümin مُؤْمِنَةٍ امن 48 fe men öyle ki kim فَمَنْ - 49 lem asla لَمْ - 50 yecid bulamaz يَجِدْ وجد 51 fesiyamu öyle ki siyamdır فَصِيَامُ صوم 52 şehrayni iki ay شَهْرَيْنِ شهر 53 mutetabiayni mütemadiyen مُتَتَابِعَيْنِ تبع 54 tevbeten bir tevbe تَوْبَةً توب 55 mine   مِنَ - 56 llahi Allah’tan اللَّهِ - 57 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 58 llahu Allah اللَّهُ - 59 alimen bir Alîm عَلِيمًا علم 60 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "92", "id" : "1076", "kuranAyetNo" : "585", "not1" : "*Ailesine. **Düşman bir kavimdense diyet verilmez. ***Antlaşma olan bir kavimdense diyet verilir. ****Ardışık. Aralıksız.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve eğer korktunuzsa yarılması (-ndan) ikisinin* arasının; öyle ki gönderin bir hakem onun (erkeğin) ehlinden; ve bir hakem (de) onun (kadının) ehlinden; eğer razı olurlarsa ikisi* ıslaha\/düzelmeye; uygunlaştırır Allah ikisinin* arasını; doğrusu Allah oldu bir Alîm8; bir Habîr466.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 hiftum korktunuzsa خِفْتُمْ خوف 3 şikaka yarılmasını شِقَاقَ شقق 4 beynihima ikisinin arasının بَيْنِهِمَا بين 5 feb'asu öyle ki gönderin فَابْعَثُوا بعث 6 hakemen bir hakem حَكَمًا حكم 7 min   مِنْ - 8 ehlihi onun (erkeğin) ehlinden أَهْلِهِ اهل 9 ve hakemen ve bir hakem وَحَكَمًا حكم 10 min   مِنْ - 11 ehliha onun ehlinden أَهْلِهَا اهل 12 in eğer إِنْ - 13 yurida razı olurlarsa ikisi يُرِيدَا رود 14 islahen islaha\/düzelmeye إِصْلَاحًا صلح 15 yuveffiki uygunlaştırır يُوَفِّقِ وفق 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 beynehuma ikisinin arasını بَيْنَهُمَا بين 18 inne doğrusu إِنَّ - 19 llahe Allah اللَّهَ - 20 kane oldu كَانَ كون 21 alimen Alim عَلِيمًا علم 22 habiran Habîr خَبِيرًا خبر", "ayetNo" : "35", "id" : "1021", "kuranAyetNo" : "528", "not1" : "*Karı koca.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Dışındadır zaaflı* bırakılanlar erkeklerden; ve kadınlardan; ve çocuklardan; (ki) itaat edemezler bir hale\/duruma\/değişime; ve doğru bir yola kılavuzlanamazlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 illa dışındadır إِلَّا - 2 l-musted'afine zaaflı bırakılanlar الْمُسْتَضْعَفِينَ ضعف 3 mine   مِنَ - 4 r-ricali erkeklerden الرِّجَالِ رجل 5 ve nnisa'i ve kadınlardan وَالنِّسَاءِ نسو 6 velvildani ve çocuklardan وَالْوِلْدَانِ ولد 7 la   لَا - 8 yestetiune itaat edemezler يَسْتَطِيعُونَ طوع 9 hileten bir hale\/duruma حِيلَةً حول 10 ve la   وَلَا - 11 yehtedune ve doğru yola kılavuzlanamazlar يَهْتَدُونَ هدي 12 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "98", "id" : "1082", "kuranAyetNo" : "591", "not1" : "*Güçsüz, zayıf.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Bak nasıl iftira atarlar402 Allah'a karşı yalan (-la); ve kâfi gelir\/yeter ona apaçık bir günah (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 unzur bak انْظُرْ نظر 2 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 3 yefterune iftira atarlar يَفْتَرُونَ فري 4 ala karşı عَلَى - 5 llahi Allah'a اللَّهِ - 6 l-kezibe yalan الْكَذِبَ كذب 7 ve kefa ve kafi gelir\/yeter وَكَفَىٰ كفي 8 bihi onunla (yalanla) بِهِ - 9 ismen bir günah إِثْمًا اثم 10 mubinen apaçık مُبِينًا بين", "ayetNo" : "50", "id" : "1035", "kuranAyetNo" : "543", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Görmez misin kimseleri saflaştırırlar\/büyütürler\/yüceltirler kendi nefislerini201; evet! Allah saflaştırır\/büyütür\/yüceltir dilediği kimseyi; ve zulmedilmez onlara bir fitil137* (kadar).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem   أَلَمْ - 2 tera görmez misin تَرَ راي 3 ila   إِلَى - 4 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 5 yuzekkune saflaştırılar\/büyütürler\/yüceltirler يُزَكُّونَ زكو 6 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس 7 beli Evet بَلِ - 8 llahu Allah اللَّهُ - 9 yuzekki saflaştırır\/büyütür\/yüceltir يُزَكِّي زكو 10 men kimseyi مَنْ - 11 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا 12 ve la ve  وَلَا - 13 yuzlemune zulmedilmez onlara يُظْلَمُونَ ظلم 14 fetilen bir fitil (kadar) فَتِيلًا فتل", "ayetNo" : "49", "id" : "1034", "kuranAyetNo" : "542", "not1" : "*Evrenin en küçük yapısı olan sicime\/fitile\/ipliksiye işaret büyük bir mucizedir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve Allah ister ki tevbe33 etsin sizlere; ve (oysa) şehvetlere tabi olan kimseler ister ki meyledersiniz (yanlışa) büyük bir meyil (-le).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 2 yuridu ister يُرِيدُ رود 3 en ki أَنْ - 4 yetube tevbe etsin يَتُوبَ توب 5 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 6 veyuridu ve ister وَيُرِيدُ رود 7 ellezine kimseler الَّذِينَ - 8 yettebiune tabi olurlar يَتَّبِعُونَ تبع 9 ş-şehevati şehvetlere الشَّهَوَاتِ شهو 10 en ki أَنْ - 11 temilu meyledersiniz (yanlışa) تَمِيلُوا ميل 12 meylen bir meyil (-le)  مَيْلًا ميل 13 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "27", "id" : "1013", "kuranAyetNo" : "520", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve nasıl edinirsiniz onu*; ant olsun sıkı fıkı oldunuz bir kısmınız bir kısma karşı; ve edindiler (kadınlar) sizlerden bir misak\/söz\/antlaşma** kalın bir bağlama (-yla)***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve keyfe ve nasıl وَكَيْفَ كيف 2 te'huzunehu edinirsiniz onu تَأْخُذُونَهُ اخذ 3 vekad ant olsun وَقَدْ - 4 efda sıkı fıkı oldunuz أَفْضَىٰ فضو 5 bea'dukum bir kısmınız بَعْضُكُمْ بعض 6 ila   إِلَىٰ - 7 bea'din bir kısma karşı بَعْضٍ بعض 8 ve ehazne ve edindiler (kadınlar) وَأَخَذْنَ اخذ 9 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 10 misakan bir misak\/söz\/Antlaşma مِيثَاقًا وثق 11 galizen kalın bir bağlama غَلِيظًا غلظ", "ayetNo" : "21", "id" : "1007", "kuranAyetNo" : "514", "not1" : "*Kadına verilmiş olan sadaka\/mehir. **Evlilik sözleşmesi\/antlaşması. ***Anlarız ki bir kadın ve erkeğin nikâhlanması her iki tarafı da bağlayan güçlü\/sağlam bir bağla olmalıdır. Mut'a nikâhı gibi ücret karşılığı bir günlük ilişkileri meşru hale getirenler fahişeliği Yüce Allah'ın tertemiz bağı olan nikâhla karıştırmaktadırlar.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve nedir onların üzerlerine (olan)*; eğer (ki) iman47 etselerdi Allah'a ve ahiret gününe ve infak6 etselerdi rızıklandırdığından onları Allah'ın; ve oldu Allah onlara bir Alîm8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve maza ve  nedir وَمَاذَا - 2 aleyhim onların üzerlerine عَلَيْهِمْ - 3 lev şayet لَوْ - 4 amenu iman etselerdi امَنُوا امن 5 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 6 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 7 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 8 ve enfeku ve infak etselerdi وَأَنْفَقُوا نفق 9 mimma   مِمَّا - 10 razekahumu rızıklandırdığından onları رَزَقَهُمُ رزق 11 llahu Allah'ın اللَّهُ - 12 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 13 llahu Allah اللَّهُ - 14 bihim onlara بِهِمْ - 15 alimen bir Alim عَلِيمًا علم", "ayetNo" : "39", "id" : "1025", "kuranAyetNo" : "532", "not1" : "*Ne oluyor onlara ki?", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ya da haset mi ederler insanlara, Allah'ın onlara verdiğine karşı kendi fazlından202; öyle ki muhakkak verdik İbrahim ailesine\/taraftarlarına kitap ve hikmet303* ; ve verdik onlara büyük bir mülk**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 em ya da أَمْ - 2 yehsudune hased mi ederler يَحْسُدُونَ حسد 3 n-nase insanlara النَّاسَ نوس 4 ala karşı عَلَىٰ - 5 ma   مَا - 6 atahumu verdiğini onlara اتَاهُمُ اتي 7 llahu Allah'ın اللَّهُ - 8 min   مِنْ - 9 fedlihi kendi fazlından  فَضْلِهِ فضل 10 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 11 ateyna verdik اتَيْنَا اتي 12 ale ailesine\/taraftarlarına الَ اول 13 ibrahime İbrahim إِبْرَاهِيمَ - 14 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 15 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم 16 ve ateynahum ve verdik  وَاتَيْنَاهُمْ اتي 17 mulken bir mülk مُلْكًا ملك 18 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "54", "id" : "1039", "kuranAyetNo" : "547", "not1" : "*İbrahim peygambere ve ailesine hikmet\/hüküm içeren kitabın verildi açıktır. **İbrahim peygambere ve\/veya ailesine hükümdarlık verildiği açıktır.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Haydi ki sizler; şunlarsınız ki tartıştınız\/savundunuz onlardan (yana) dünya hayatında; öyle ki kim tartışır\/savunur Allah'a karşı onlardan (yana) kıyamet günü ya da kim olur onlara bir vekil.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ha entum haydi ki sizler هَا أَنْتُمْ - 2 ha'ula'i şunlarsınız ki هَٰؤُلَاءِ - 3 cadeltum tartıştınız (yana)  جَادَلْتُمْ جدل 4 anhum onlardan عَنْهُمْ - 5 fi   فِي - 6 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي 7 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 8 femen öyle ki kim فَمَنْ - 9 yucadilu tartıtışır  يُجَادِلُ جدل 10 llahe Allah'a karşı (yana) اللَّهَ - 11 anhum onlardan عَنْهُمْ - 12 yevme günü يَوْمَ يوم 13 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 14 em ya da أَمْ - 15 men kim مَنْ - 16 yekunu olur يَكُونُ كون 17 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 18 vekilen bir vekil وَكِيلًا وكل", "ayetNo" : "109", "id" : "1090", "kuranAyetNo" : "602", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki katlet35 Allah yolunda; mükellef edilmezsin kendi nefsin201 dışında; ve teşvik et müminleri27; belki Allah ki kısıtlar\/sınırlar kâfirlik25 etmiş kimselerin gücünü\/kuvvetini; ve Allah daha şiddetlidir güçte\/kuvvette; ve daha şiddetlidir tenkîlde518.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekatil öyle ki katlet فَقَاتِلْ قتل 2 fi   فِي - 3 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 4 llahi Allah اللَّهِ - 5 la   لَا - 6 tukellefu mükellef edilmezsin تُكَلَّفُ كلف 7 illa dışında إِلَّا - 8 nefseke kendi nefsin نَفْسَكَ نفس 9 ve harridi ve teşvik et وَحَرِّضِ حرض 10 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن 11 asa belki عَسَى عسي 12 llahu Allah اللَّهُ - 13 en ki أَنْ - 14 yekuffe kısıtlat\/sınırlar يَكُفَّ كفف 15 be'se gücünü بَأْسَ باس 16 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 17 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 18 vallahu ve Allah'ın وَاللَّهُ - 19 eşeddu daha şiddetlidir أَشَدُّ شدد 20 be'sen güçte بَأْسًا باس 21 ve eşeddu ve daha şiddetlidir وَأَشَدُّ شدد 22 tenkilen tenkilde تَنْكِيلًا نكل", "ayetNo" : "84", "id" : "1068", "kuranAyetNo" : "577", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve olmadı kimseler için tevbe33 (ki) yaparlar kötülükler; ta ki hazır olduğu zaman birine onlardan ölüm; dedi: \"Doğrusu ben tevbe33 ettim şu anda\"; ve olmaz (bir tevbe) kimselere (ki) ölürler ve onlar kâfirlerdir25; işte bunlar; hazırladık onlara elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veleyseti ve olmadı وَلَيْسَتِ ليس 2 t-tevbetu tevbe التَّوْبَةُ توب 3 lillezine kimseler için لِلَّذِينَ - 4 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل 5 s-seyyiati kötülükler السَّيِّئَاتِ سوا 6 hatta ta ki  حَتَّىٰ - 7 iza zaman إِذَا - 8 hadera hazır oldu حَضَرَ حضر 9 ehadehumu birine onlardan أَحَدَهُمُ احد 10 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت 11 kale dedi قَالَ قول 12 inni doğrusu ben إِنِّي - 13 tubtu tevbe ettim تُبْتُ توب 14 l-ane şu anda الْانَ - 15 ve la ve olmaz وَلَا - 16 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 17 yemutune ölürler يَمُوتُونَ موت 18 vehum ve onlar وَهُمْ - 19 kuffarun kâfirler كُفَّارٌ كفر 20 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 21 ea'tedna hazırladık أَعْتَدْنَا عتد 22 lehum onlara لَهُمْ - 23 azaben bir azap عَذَابًا عذب 24 elimen elim أَلِيمًا الم", "ayetNo" : "18", "id" : "1004", "kuranAyetNo" : "511", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Kim itaat76 eder resûle418; öyle ki muhakkak itaat etti Allah'a; ve kim yüz çevirirdi; öyle ki göndermiş değiliz seni üzerlerine bir koruyucu\/gardiyan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 men kim مَنْ - 2 yutii itaat eder يُطِعِ طوع 3 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل 4 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 5 etaa ittat etti أَطَاعَ طوع 6 llahe Allah'a اللَّهَ - 7 ve men ve kim وَمَنْ - 8 tevella yüz çevirirdi تَوَلَّىٰ ولي 9 fema öyle ki değiliz فَمَا - 10 erselnake göndermiş değiliz seni أَرْسَلْنَاكَ رسل 11 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 12 hafizen bir koruyucu\/gardiyan حَفِيظًا حفظ", "ayetNo" : "80", "id" : "1064", "kuranAyetNo" : "573", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Aynı seviyede olmaz müminlerden27 oturanlar* -dışındadır hasar\/zarar** sahipleri- ve Allah yolunda mallarıyla ve nefisleriyle201 (cihat eden) mücâhitler521; faziletli kıldı Allah mücâhitleri521 mallarıyla ve nefisleriyle201 oturanlar üzerine bir derece; ve hepsine vadetti Allah iyilik; ve faziletli kıldı Allah mücâhitleri521 oturanlara* (karşı) büyük bir ecir (-le).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la olmaz لَا - 2 yestevi aynı seviyede\/farksız يَسْتَوِي سوي 3 l-kaidune oturanlar الْقَاعِدُونَ قعد 4 mine   مِنَ - 5 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن 6 gayru olmaksızın غَيْرُ غير 7 uli sahipleri أُولِي اول 8 d-derari hasar\/zarar الضَّرَرِ ضرر 9 velmucahidune ve mücahitler وَالْمُجَاهِدُونَ جهد 10 fi   فِي - 11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 12 llahi Allah اللَّهِ - 13 biemvalihim mallarıyla بِأَمْوَالِهِمْ مول 14 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس 15 feddele faziletli kıldı فَضَّلَ فضل 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 l-mucahidine mücahitleri الْمُجَاهِدِينَ جهد 18 biemvalihim mallarıyla onların بِأَمْوَالِهِمْ مول 19 ve enfusihim ve nefisleriyle وَأَنْفُسِهِمْ نفس 20 ala üzerine عَلَى - 21 l-kaidine oturanlar الْقَاعِدِينَ قعد 22 deraceten bir derece دَرَجَةً درج 23 ve kullen ve hepsine وَكُلًّا كلل 24 veade vadetti وَعَدَ وعد 25 llahu Allah اللَّهُ - 26 l-husna iyilik الْحُسْنَىٰ حسن 27 vefeddele ve faziletli kıldı وَفَضَّلَ فضل 28 llahu Allah اللَّهُ - 29 l-mucahidine mücahidleri الْمُجَاهِدِينَ جهد 30 ala   عَلَى - 31 l-kaidine oturanlar الْقَاعِدِينَ قعد 32 ecran bir ecir أَجْرًا اجر 33 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "95", "id" : "1079", "kuranAyetNo" : "588", "not1" : "*Sefere çıkmayan, mücadele için sefere çıkmayan. Sefere katılmak yerine evinde oturan.  **Sefere çıkamayacak kadar özürlü olan.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve göndermiş değiliz hiç bir resûlü418 itaat76 edilmesi dışında Allah'ın izniyle; velev (şayet) ki onlar zulmettikleri257 zaman kendi nefislerine201 gelseydiler sana; öyle ki mağfiret319 sunsalardı Allah'a; ve mağfiret319 isteseydi onlara resûl; mutlak bulurlardı Allah'ı bir Tevvâb191; bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değiliz وَمَا - 2 erselna göndermiş أَرْسَلْنَا رسل 3 min   مِنْ - 4 rasulin hiç bir resûl رَسُولٍ رسل 5 illa dışında إِلَّا - 6 liyutaa itaat edilmesi için لِيُطَاعَ طوع 7 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن 8 llahi Allah'ın اللَّهِ - 9 velev velev (fakat) وَلَوْ - 10 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 11 iz   إِذْ - 12 zelemu zulmettikleri zaman ظَلَمُوا ظلم 13 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس 14 ca'uke geldiler sana جَاءُوكَ جيا 15 festegferu öyle ki mağfiret istesinler فَاسْتَغْفَرُوا غفر 16 llahe Allah'a اللَّهَ - 17 vestegfera ve mağfiret isteseydi وَاسْتَغْفَرَ غفر 18 lehumu onlara لَهُمُ - 19 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل 20 levecedu mutlak bulurlardı لَوَجَدُوا وجد 21 llahe Allah'ı اللَّهَ - 22 tevvaben Tevvab تَوَّابًا توب 23 rahimen Rahim رَحِيمًا رحم  ", "ayetNo" : "64", "id" : "1049", "kuranAyetNo" : "557", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim faaliyet içinde olur buna bir düşmanlık (-la) ve bir zulüm (-le); öyle ki yakında yanması için sunacağız onu bir ateşe; ve oldu bu Allah'a karşı kolay (bir olay) .", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yef'al faaliyet içinde olur يَفْعَلْ فعل 3 zalike buna ذَٰلِكَ - 4 udvanen bir düşmanlık (-la) عُدْوَانًا عدو 5 ve zulmen ve bir zulüm (-le) وَظُلْمًا ظلم 6 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ - 7 nuslihi yanması için sunacağız  onu نُصْلِيهِ صلي 8 naran bir ateşe نَارًا نور 9 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 10 zalike bu ذَٰلِكَ - 11 ala karşı عَلَى - 12 llahi Allah'a اللَّهِ - 13 yesiran kolaydır يَسِيرًا يسر", "ayetNo" : "30", "id" : "1016", "kuranAyetNo" : "523", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ki çağırırlar O'nu astından ancak (bazı) dişileri526; ve ki çağırırlar ancak dirençli\/inatçı\/asi bir şeytânı29.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in ki إِنْ - 2 yed'une çağırırlar يَدْعُونَ دعو 3 min   مِنْ - 4 dunihi O'nu astından دُونِهِ دون 5 illa dışında إِلَّا - 6 inasen dişilere إِنَاثًا انث 7 ve in ve ki وَإِنْ - 8 yed'une çağırırlar يَدْعُونَ دعو 9 illa dışında إِلَّا - 10 şeytanen bir şeytana شَيْطَانًا شطن 11 meriden dirençli\/inatçı\/asi مَرِيدًا مرد", "ayetNo" : "117", "id" : "1098", "kuranAyetNo" : "610", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim hicret355 eder Allah yolunda; bulur yeryüzünde zorlanarak\/baskı yapılarak gidilen çokça (yer); ve genişlik\/bolluk (da); ve kim hicret355 eder evinden bir muhacir\/göçmen (olarak) Allah'a doğru ve O’nun resûlüne (doğru), sonra ulaşıp yakalar onu ölüm; öyle ki muhakkak vuku bulur onun ecri\/karşılığı Allah'a doğru; ve oldu Allah bir Gafûr20; bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim  وَمَنْ - 2 yuhacir hicret eder يُهَاجِرْ هجر 3 fi   فِي - 4 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 5 llahi Allah اللَّهِ - 6 yecid bulur يَجِدْ وجد 7 fi   فِي - 8 l-erdi yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 9 muragamen zorlanacak\/baskı yapılacak\/ مُرَاغَمًا رغم 10 kesiran çokça كَثِيرًا كثر 11 ve seaten ve genişlik وَسَعَةً وسع 12 ve men ve kim وَمَنْ - 13 yehruc hicret eder يَخْرُجْ خرج 14 min   مِنْ - 15 beytihi evinden بَيْتِهِ بيت 16 muhaciran bir muhacir\/göçmen (olarak) مُهَاجِرًا هجر 17 ila doğru إِلَى - 18 llahi Allah'a اللَّهِ - 19 ve rasulihi ve resûlüne O’nun وَرَسُولِهِ رسل 20 summe sonra ثُمَّ - 21 yudrikhu ulaşıp yakalar onu يُدْرِكْهُ درك 22 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت 23 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 24 vekaa vuku bulur وَقَعَ وقع 25 ecruhu onun ecri أَجْرُهُ اجر 26 ala doğru عَلَى - 27 llahi Allah'a اللَّهِ - 28 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 29 llahu Allah اللَّهُ - 30 gafuran Gafûr غَفُورًا غفر 31 rahimen Rahîm رَحِيمًا رحم", "ayetNo" : "100", "id" : "1084", "kuranAyetNo" : "593", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Eğer uzak durursanız kendisinden yasaklandığınızın büyüklerine (karşı); kâfirlik498 ederiz sizlerden kötülüklerinize; ve sokarız sizleri cömert* bir girişe**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 tectenibu uzak durursunuz تَجْتَنِبُوا جنب 3 kebaira büyüklerine كَبَائِرَ كبر 4 ma   مَا - 5 tunhevne yasaklandığınızın تُنْهَوْنَ نهي 6 anhu kendisinden عَنْهُ - 7 nukeffir kâfirlik ederiz نُكَفِّرْ كفر 8 ankum sizlerden عَنْكُمْ - 9 seyyiatikum kötülüklere سَيِّئَاتِكُمْ سوا 10 ve nudhilkum ve sokarız sizleri وَنُدْخِلْكُمْ دخل 11 mudhalen bir girişe مُدْخَلًا دخل 12 kerimen cömert كَرِيمًا كرم", "ayetNo" : "31", "id" : "1017", "kuranAyetNo" : "524", "not1" : "*Kerim. **Dünya hayatında ve ahiret hayatında cömert\/bereketli bir girişe girerler.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Mutlak lanet280 etti ona Allah; ve dedi (şeytân): \"Mutlak tutarım\/edinirim senin kullarından önceden belirli* bir nasip.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leanehu mutlak lanet etti ona لَعَنَهُ لعن 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 ve kale ve dedi (şeytan) وَقَالَ قول 4 leettehizenne mutlak tutarım\/edinirim لَأَتَّخِذَنَّ اخذ 5 min   مِنْ - 6 ibadike kullarından senin عِبَادِكَ عبد 7 nesiben bir nasip نَصِيبًا نصب 8 mefrudan önceden belirli مَفْرُوضًا فرض  ", "ayetNo" : "118", "id" : "1099", "kuranAyetNo" : "611", "not1" : "*Yüce Allah izin verdiği belirli bir nasip.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve mağfiret319 sun Allah’a; doğrusu Allah oldu bir Gafûr20; bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vestegfiri ve mağfiret sun وَاسْتَغْفِرِ غفر 2 llahe Allah’a اللَّهَ - 3 inne doğrusu إِنَّ - 4 llahe Allah اللَّهَ - 5 kane oldu كَانَ كون 6 gafuran Gafûr غَفُورًا غفر 7 rahimen Rahîm رَحِيمًا رحم", "ayetNo" : "106", "id" : "1087", "kuranAyetNo" : "599", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve iki erkek kimse (ki) işledi ikisi onu (eş cinsel fahişeliğini) sizlerden; öyleyse eziyet edin* ikisine488; öyle ki eğer tevbe33 ettilerse ikisi; ve düzelttilerse** ikisi; öyle ki dönün ikisinden; doğrusu Allah oldu bir Tevvâb191; bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezani ve iki erkek kimse وَاللَّذَانِ - 2 ye'tiyaniha işledi ikisi onu (eş cinsel fahişeliği) يَأْتِيَانِهَا اتي 3 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 4 fe azuhuma öyleyse eziyet edin ikisine فَاذُوهُمَا اذي 5 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 6 taba tevbe ettilerse ikisi تَابَا توب 7 ve esleha ve düzelttilerse ikisi وَأَصْلَحَا صلح 8 feea'ridu öyle ki dönün  فَأَعْرِضُوا عرض 9 anhuma ikisinden عَنْهُمَا - 10 inne doğrusu إِنَّ - 11 llahe Allah اللَّهَ - 12 kane oldu كَانَ كون 13 tevvaben Tevvab تَوَّابًا توب 14 rahimen Rahim رَحِيمًا رحم", "ayetNo" : "16", "id" : "1002", "kuranAyetNo" : "509", "not1" : "*Hayatlarını zorlaştıracak, sıkıntıya sokacak önlemler alın. **Psikoloji ve tıbbi tedaviyle düzelme.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "O gün ister kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler ve isyan* ettiler resûle**; şayet\/keşke aynı seviyede olsa onlarla yer***; ve gizleyemezler Allah’a bir hadis\/söz504.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 2 yeveddu isterler يَوَدُّ ودد 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 5 ve asavu ve isyan ettiler وَعَصَوُا عصي 6 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل 7 lev şayet لَوْ - 8 tusevva aynı seviyede olsa تُسَوَّىٰ سوي 9 bihimu onlarla بِهِمُ - 10 l-erdu yer  الْأَرْضُ ارض 11 ve la   وَلَا - 12 yektumune ve gizlemezler يَكْتُمُونَ كتم 13 llahe Allah’a اللَّهَ - 14 hadisen bir hadis\/söz حَدِيثًا حدث", "ayetNo" : "42", "id" : "1028", "kuranAyetNo" : "535", "not1" : "*Muhammed peygamberin getirdiği Kur'an'a isyan ettiler. Kur'an'ın ayetlerine isyan ettiler. Ayetleri yok saydılar. Ayetleri hadislerin hükmüyle yok ettiler.  **Muhammed peygambere. ***Yerin dibine geçseler.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Helal olmaz sizlere ki varis olursunuz kadınlara bir zorlama (-yla)*; zorlaştırmanız\/sorun yaratmanız (da) onlara (helal olmaz); alıp gitmek için bir kısmıyla kendilerine verdiğinizi**; dışındadır ki işlerler apaçık fahişelik; ve iç içe geçmiş\/müşterek şekilde geçinin onlarla marufla291; öyle ki eğer hoşlanmadınızsa onlardan*** öyle ki belki de ki hoşlanmadığınız bir şeyi; ve yapmıştır Allah onda çokça bir hayır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 yehillu helal olmaz يَحِلُّ حلل 6 lekum sizlere لَكُمْ - 7 en ki أَنْ - 8 terisu varis olursunuz تَرِثُوا ورث 9 n-nisa'e kadınlara النِّسَاءَ نسو 10 kerhen bir zorlama (-yla) كَرْهًا كره 11 ve la   وَلَا - 12 tea'duluhunne zorlaştırmanız problem yaratmanız  onlara (da) تَعْضُلُوهُنَّ عضل 13 litezhebu alıp gitmek için لِتَذْهَبُوا ذهب 14 bibea'di bir kısmıyla بِبَعْضِ بعض 15 ma   مَا - 16 ateytumuhunne verdiğinizi onlara اتَيْتُمُوهُنَّ اتي 17 illa dışında إِلَّا - 18 en ki أَنْ - 19 ye'tine işlerler يَأْتِينَ اتي 20 bifahişetin fahişelik بِفَاحِشَةٍ فحش 21 mubeyyinetin apaçık  مُبَيِّنَةٍ بين 22 ve aaşiruhunne ve onlarla geçinin وَعَاشِرُوهُنَّ عشر 23 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 24 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 25 kerihtumuhunne hoşlanmadınızsa onlarlardan كَرِهْتُمُوهُنَّ كره 26 feasa öyle ki belki de فَعَسَىٰ عسي 27 en ki أَنْ - 28 tekrahu hoşlanmadı تَكْرَهُوا كره 29 şey'en bir şeye شَيْئًا شيا 30 ve yec'ale ve yaptı وَيَجْعَلَ جعل 31 llahu Allah اللَّهُ - 32 fihi onda فِيهِ - 33 hayran bir hayır خَيْرًا خير 34 kesiran çokça كَثِيرًا كثر", "ayetNo" : "19", "id" : "1005", "kuranAyetNo" : "512", "not1" : "*Kadınların mallarına zorla varis olunamaz. Haramdır. Erkekler gibi kadınlar da ölmeden önce diledikleri şekilde vasiyet bırakma hakkına sahiptir. Vasiyet bırakmadan vefat gerçekleşirse 4:11, 4:12 ve 4:118 ayetleri devreye girer. Şüphesiz ki erkeklerde de durum aynıdır.  **2:229 ayetinden anlarız ki kadın boşanmak istemişse evliliğin başında almış olduğu mehri boşanacağı kocasına geri vermelidir. Bu fidye ödemesi, evlilikten kendisini kurtarma karşılığıdır. Boşanmak isteyen kadının verdiği fidyeyi erkeğin almasında bir günah yoktur. İşte kadınların evlilik hakkı olarak verilen sadakaların\/mehirlerin bir kısmını geri almak için geçimsizlik yaratarak kadınları kendi istekleriyle boşanmaya zorlamak helal değildir. ***Fahişelik haricindeki hoşa gitmeyen durumlarda bile geçinmek için her türlü özveri gösterilmelidir. Yüce Allah hoşa gitmeyen şeylere de çokça bir hayır, iyilik koymuş olduğunu bildirmektedir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki onlardan kimi iman47 etti ona (kitaba); ve onlardan kimi yüz çevirdi\/engelledi* ondan (kitaptan); öyle ki kâfi geldi\/yetti (ona) çılgın alevli cehennem.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feminhum öyle ki onlardan فَمِنْهُمْ - 2 men kimi مَنْ - 3 amene iman etti امَنَ امن 4 bihi ona (kitaba) بِهِ - 5 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ - 6 men kimi مَنْ - 7 sadde yüz çevirdi\/engelledi صَدَّ صدد 8 anhu ondan (kitaptan) عَنْهُ - 9 ve kefa öyle ki kâfi geldi\/yetti وَكَفَىٰ كفي 10 bicehenneme cehennem بِجَهَنَّمَ - 11 seiyran çılgın alevli سَعِيرًا سعر", "ayetNo" : "55", "id" : "1040", "kuranAyetNo" : "548", "not1" : "*Mani oldu, hüküm içeren kitabın hükümlerine engel oldu.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki nasıl (olur) getirdiğimiz zaman her bir ümmetten305 bir şahit\/tanık; ve getirdiğimizde seni bunlar* üzerine bir şahit\/tanık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekeyfe öyle ki nasıldır فَكَيْفَ كيف 2 iza zaman إِذَا - 3 ci'na getirdiğimiz  جِئْنَا جيا 4 min   مِنْ - 5 kulli her كُلِّ كلل 6 ummetin ümmetten أُمَّةٍ امم 7 bişehidin bir şahit بِشَهِيدٍ شهد 8 ve ci'na ve getirdiğimizde وَجِئْنَا جيا 9 bike seni بِكَ - 10 ala üzerine عَلَىٰ - 11 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ - 12 şehiden bir şahit شَهِيدًا شهد", "ayetNo" : "41", "id" : "1027", "kuranAyetNo" : "534", "not1" : "*Kendilerini Muhammed peygamberin ümmeti olarak kabul eden, dinlerini parça parça etmiş, mezheplere bölmüş olanlara karşı Muhammed peygamberin bir tanık\/şahit olarak dinleneceği anlaşılmaktadır. 25:30 ayetinde Muhammed peygamberin nasıl bir tanıklık ettiği bildirilmiştir. Muhammed peygamber ümmetinin Kur'an'ı terk edilmiş bir şekilde tuttuklarını, Kur'an'a gerçek anlamda tabi olmadıklarını deklere etmiştir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve her bir (kimse) için yaptık ardından gelen varisler* terk ettiğinden** ana babanın ve yakınlık sahiplerinin; ve kimselere (ki) bağladı\/bağıtladı sağ elleriniz77; öyle ki verin nasiplerini onların (sağ ellerinizin bağladığı kimselerin); doğrusu Allah oldu her bir şey üzerine bir Şehîd499.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velikullin ve her bir için وَلِكُلٍّ كلل 2 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 3 mevaliye ardından gelen varisler مَوَالِيَ ولي 4 mimma -ndan مِمَّا - 5 terake terkettik تَرَكَ ترك 6 l-validani ana babanın الْوَالِدَانِ ولد 7 vel'ekrabune ve yakınlık sahibi وَالْأَقْرَبُونَ قرب 8 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ - 9 akadet bağladı عَقَدَتْ عقد 10 eymanukum  sağ elleriniz أَيْمَانُكُمْ يمن 11 fe atuhum öyle ki verin فَاتُوهُمْ اتي 12 nesibehum nasiplerini onların نَصِيبَهُمْ نصب 13 inne doğrusu إِنَّ - 14 llahe Allah اللَّهَ - 15 kane oldu كَانَ كون 16 ala üzerine عَلَىٰ - 17 kulli her bir كُلِّ كلل 18 şey'in şeye شَيْءٍ شيا 19 şehiden bir Şahit شَهِيدًا شهد", "ayetNo" : "33", "id" : "1019", "kuranAyetNo" : "526", "not1" : "*Yakın koruyucular. **Bıraktığı mirastan.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Yemeyin mallarınızı aranızda batılla199; dışındadır ki oldu bir ticaret ki kendiniz razı oldunuz; ve katletmeyin199 kendi nefislerinizi201; doğrusu Allah oldu sizlere bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu  iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 te'kulu yemeyin تَأْكُلُوا اكل 6 emvalekum mallarınızı أَمْوَالَكُمْ مول 7 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين 8 bil-batili batılla  بِالْبَاطِلِ بطل 9 illa dışındadır إِلَّا - 10 en ki أَنْ - 11 tekune oldu تَكُونَ كون 12 ticaraten bir ticaret تِجَارَةً تجر 13 an ki عَنْ - 14 teradin razı oldunuz تَرَاضٍ رضو 15 minkum kendinizden مِنْكُمْ - 16 ve la ve وَلَا - 17 tektulu katletmeyin تَقْتُلُوا قتل 18 enfusekum kendi nefislerinizi أَنْفُسَكُمْ نفس 19 inne doğrusu إِنَّ - 20 llahe Allah اللَّهَ - 21 kane oldu كَانَ كون 22 bikum sizler بِكُمْ - 23 rahimen Rahîm رَحِيمًا رحم", "ayetNo" : "29", "id" : "1015", "kuranAyetNo" : "522", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve geldiği zaman onlara bir emir\/iş güvenden ya da korkudan; yaydılar onu; şayet döndürselerdi onu resûle ve kendilerinden (olan) emir sahiplerine; mutlak bilirdi onu (emrin\/işin iç yüzünü) kendilerinden kimseler (ki) derinlemesine araştırırlar onu (emri\/işi); şayet olmasa fazlı Allah'ın üzerinize; ve rahmeti (de); mutlak tabi olurdunuz şeytâna29 bir az dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 ca'ehum geldi onlara جَاءَهُمْ جيا 3 emrun bir emir\/iş أَمْرٌ امر 4 mine   مِنَ - 5 l-emni güvenden الْأَمْنِ امن 6 evi ya da  أَوِ - 7 l-havfi korkudan الْخَوْفِ خوف 8 ezau yaydılar أَذَاعُوا ذيع 9 bihi onu بِهِ - 10 velev şayet وَلَوْ - 11 radduhu döndürselerdi onu رَدُّوهُ ردد 12 ila   إِلَى - 13 r-rasuli resûle الرَّسُولِ رسل 14 ve ila ve وَإِلَىٰ - 15 uli sahiplerine أُولِي اول 16 l-emri emir الْأَمْرِ امر 17 minhum onlardan مِنْهُمْ - 18 lealimehu mutlak bilirdi onu لَعَلِمَهُ علم 19 ellezine kimseler الَّذِينَ - 20 yestenbitunehu derinlemesine araştırırlar onu يَسْتَنْبِطُونَهُ نبط 21 minhum onlardan مِنْهُمْ - 22 velevla şayet olmasa وَلَوْلَا - 23 fedlu fazlı فَضْلُ فضل 24 llahi Allah'ın اللَّهِ - 25 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 26 ve rahmetuhu ve rahmeti وَرَحْمَتُهُ رحم 27 lattebea'tumu mutlak tabi olurdunuz لَاتَّبَعْتُمُ تبع 28 ş-şeytane şeytana الشَّيْطَانَ شطن 29 illa dışında إِلَّا - 30 kalilen bir az قَلِيلًا قلل", "ayetNo" : "83", "id" : "1067", "kuranAyetNo" : "576", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve mutlak ki eğer isabet etse sizlere bir fazl202 Allah’tan; muhakkak der (o kimse) -sanki asla olmaz* sizin aranızda ve onun arasında bir sevgi\/dostluk-: \"Ah! Keşke ben olsaydım onlarla beraber; öyle ki başarsaydım büyük bir başarı.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velein ve mutlak ki eğer وَلَئِنْ - 2 esabekum isabet etse sizlere أَصَابَكُمْ صوب 3 fedlun bir fazl فَضْلٌ فضل 4 mine   مِنَ - 5 llahi Allah’tan اللَّهِ - 6 leyekulenne muhakkak der (o) لَيَقُولَنَّ قول 7 keen gibi ki كَأَنْ - 8 lem asla لَمْ - 9 tekun olmaz تَكُنْ كون 10 beynekum aranızla بَيْنَكُمْ بين 11 ve beynehu ve onun arasında وَبَيْنَهُ بين 12 meveddetun bir sevgi\/dostluk مَوَدَّةٌ ودد 13 ya leyteni  Ah keşke ben يَا لَيْتَنِي - 14 kuntu olsaydım كُنْتُ كون 15 meahum onlarla beraber مَعَهُمْ - 16 feefuze öyle ki başarsaydım فَأَفُوزَ فوز 17 fevzen bir başarı فَوْزًا فوز 18 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "73", "id" : "1058", "kuranAyetNo" : "566", "not1" : "*Daha önce asla olmamış gibi, daha sonra da asla olmayacak gibi.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İman47 etmiş kimseler (ki) katlederler35 Allah yolunda331; ve kâfirlik25 etmiş kimseler (ki) katlederler35 tâğût442 yolunda; öyle ki katledin35 şeytânın29 evliyasını212; doğrusu şeytânın29 hilesi\/taktiği oldu bir zaaflı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 amenu iman etmiş امَنُوا امن 3 yukatilune katlederler يُقَاتِلُونَ قتل 4 fi   فِي - 5 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 6 llahi Allah اللَّهِ - 7 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 8 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 9 yukatilune katlederler يُقَاتِلُونَ قتل 10 fi   فِي - 11 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 12 t-taguti tağut الطَّاغُوتِ طغي 13 fekatilu öyle ki katledin فَقَاتِلُوا قتل 14 evliya'e evliyasını أَوْلِيَاءَ ولي 15 ş-şeytani şeytanın الشَّيْطَانِ شطن 16 inne doğrusu إِنَّ - 17 keyde hilesi\/taktiği كَيْدَ كيد 18 ş-şeytani şeytanın الشَّيْطَانِ شطن 19 kane oldu كَانَ كون 20 deiyfen zaaflı ضَعِيفًا ضعف", "ayetNo" : "76", "id" : "1061", "kuranAyetNo" : "569", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Allah zulmetmez bir zerre503 ağırlığınca; ve eğer (ki) olur bir güzellik\/iyilik katlar onu; ve verir kendi yanından büyük bir ecir\/karşılık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah اللَّهَ - 3 la   لَا - 4 yezlimu zulmetmez يَظْلِمُ ظلم 5 miskale ağırlığında مِثْقَالَ ثقل 6 zerratin bir zerre ذَرَّةٍ ذرر 7 ve in ve eğer وَإِنْ - 8 teku olsa تَكُ كون 9 haseneten bir güzellik\/iyilik حَسَنَةً حسن 10 yudaifha katlar onu يُضَاعِفْهَا ضعف 11 ve yu'ti ve verir وَيُؤْتِ اتي 12 min   مِنْ - 13 ledunhu kendi yanından لَدُنْهُ لدن 14 ecran bir ecir\/karşılık أَجْرًا اجر 15 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "40", "id" : "1026", "kuranAyetNo" : "533", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Görmez misin kimseleri (ki) iddia ederler ki onlar iman47 ettiler sana indirilene (Kur'an'a) ve senden önce indirilene (Tevrât'a ve İncîl'e); isterler ki hakem edinsinler tâğûtu442; ve (o tâğûtla) muhakkak emredildiler ki kâfirlik etsinler ona (Kur’an’a); ve ister şeytan ki saptırsın onları uzak bir sapkınlığa.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "60", "id" : "1045", "kuranAyetNo" : "553", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Kim şefâat* eder iyi\/güzel bir şefâate*; olur ona bir nasip ondan; ve kim şefâat* eder kötü bir şefâate*; olur ona bir kefillik** ondan; ve oldu Allah her bir şey üzerine bir Mukît519.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 men kim مَنْ - 2 yeşfea' şefaat eder يَشْفَعْ شفع 3 şefaaten bir şefaate شَفَاعَةً شفع 4 haseneten bir iyi\/güzel حَسَنَةً حسن 5 yekun olur يَكُنْ كون 6 lehu ona لَهُ - 7 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب 8 minha ondan مِنْهَا - 9 ve men ve kim وَمَنْ - 10 yeşfea' şefaat eder يَشْفَعْ شفع 11 şefaaten bir şefaat شَفَاعَةً شفع 12 seyyieten bir kötü سَيِّئَةً سوا 13 yekun olur يَكُنْ كون 14 lehu ona لَهُ - 15 kiflun bir kefillik كِفْلٌ كفل 16 minha ondan مِنْهَا - 17 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 18 llahu Allah اللَّهُ - 19 ala üzerine عَلَىٰ - 20 kulli her bir كُلِّ كلل 21 şey'in şey شَيْءٍ شيا 22 mukiten bir Mukît مُقِيتًا قوت", "ayetNo" : "85", "id" : "1069", "kuranAyetNo" : "578", "not1" : "*Araya girip müdahale etmek, aracı olmak. **Sorumluluk, mükellefiyet.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Allah mağfiret319 etmez ki şirk71 koşulur O’na; ve mağfiret319 eder bunun astına\/aşağısına dilediği kimse için; ve kim şirk71 koşar Allah'a; öyle ki iftira etti büyük bir günah.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah اللَّهَ - 3 la   لَا - 4 yegfiru mağfiret etmez يَغْفِرُ غفر 5 en ki أَنْ - 6 yuşrake şirk koşulur يُشْرَكَ شرك 7 bihi O’na بِهِ - 8 veyegfiru ve mağfiret eder وَيَغْفِرُ غفر 9 ma   مَا - 10 dune astına دُونَ دون 11 zalike bunun ذَٰلِكَ - 12 limen kimse için لِمَنْ - 13 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 14 ve men ve kim وَمَنْ - 15 yuşrik şirk koşar يُشْرِكْ شرك 16 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 17 fekadi öyle ki  فَقَدِ - 18 ftera iftira etti افْتَرَىٰ فري 19 ismen bir günah إِثْمًا اثم 20 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "48", "id" : "1033", "kuranAyetNo" : "541", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve temenni* etmeyin fazlalıklı kıldığına Allah'ın kendisiyle bir kısmınızı bir kısma karşı; erkekleredir bir nasip kazandıklarından; ve kadınlaradır bir nasip kazandıklarından; ve sorun\/sual edin Allah’a fazlından\/lütfundan202 O’nun; doğrusu Allah oldu her bir şeye bir Alîm8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 tetemennev temenni etmeyin تَتَمَنَّوْا مني 3 ma   مَا - 4 feddele fazlalıklı kıldığına فَضَّلَ فضل 5 llahu Allah'ın اللَّهُ - 6 bihi onunla بِهِ - 7 bea'dekum bir kısmınızı بَعْضَكُمْ بعض 8 ala karşı عَلَىٰ - 9 bea'din bir kısma بَعْضٍ بعض 10 lirricali erkeklerdir لِلرِّجَالِ رجل 11 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب 12 mimma   مِمَّا - 13 ktesebu kazandıklarından اكْتَسَبُوا كسب 14 velinnisa'i ve kadınlaradır وَلِلنِّسَاءِ نسو 15 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب 16 mimma   مِمَّا - 17 ktesebne kazandıklarından اكْتَسَبْنَ كسب 18 veselu ve sorun\/sual edin وَاسْأَلُوا سال 19 llahe Allah’a اللَّهَ - 20 min   مِنْ - 21 fedlihi fazlından\/lütfundan O’Nun فَضْلِهِ فضل 22 inne doğrusu إِنَّ - 23 llahe Allah اللَّهَ - 24 kane oldu كَانَ كون 25 bikulli her  بِكُلِّ كلل 26 şey'in bir şeye شَيْءٍ شيا 27 alimen Alim عَلِيمًا علم", "ayetNo" : "32", "id" : "1018", "kuranAyetNo" : "525", "not1" : "*Arzulama, isteme.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve doğrusu sizlerden mutlak (bir) kimse (ki) muhakkak ağırdan alır\/ayak sürer*; öyle ki eğer isabet ettiyse sizlere bir musibet311; dedi: \"Muhakkak nimet** vermiş Allah üzerime; asla olmadığım zaman onlarla beraber şahit\/tanık.\"", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "72", "id" : "1057", "kuranAyetNo" : "565", "not1" : "*Çatışmaya\/savaşmaya gitmemek için yollar arar; elinden geleni yapar. **Onlarla birlikte olmamak Allah'ın bir nimetidir sanmaktadır.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve Allah daha iyi bilendir düşmanlarınızı; ve kâfi geldi\/yetti Allah bir Veli28 (olarak); kâfi geldi\/yetti Allah bir Nasîr69 (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 2 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم 3 biea'daikum düşmanlarınızı بِأَعْدَائِكُمْ عدو 4 ve kefa ve kafi geldi\/yetti  وَكَفَىٰ كفي 5 billahi Allah بِاللَّهِ - 6 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي 7 ve kefa kafi geldi\/yetti وَكَفَىٰ كفي 8 billahi Allah بِاللَّهِ - 9 nesiran bir yardımcı نَصِيرًا نصر", "ayetNo" : "45", "id" : "1030", "kuranAyetNo" : "538", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Haram kılındı491 sizlere analarınız; ve kızlarınız; ve kız kardeşleriniz; ve halalarınız; ve teyzeleriniz; ve erkek kardeş kızları; ve kız kardeş kızları; ve sizleri emzirmiş (olan) analarınız; ve sütten (olan) kız kardeşleriniz; ve karılarınızın anaları; ve kendileriyle duhul\/cinsel birleşme gerçekleştirdiğiniz karılarınızdan (gelen) himayenizdeki üvey kızlarınız; öyle ki eğer asla olmazsanız duhul\/cinsel birleşme yaşamış onlarla*; öyle ki olmaz bir günah üzerinize; ve helalleri oğullarınızın kimselerdir (ki) sulblerinizdendir**; ve ki bir araya getirmeniz iki kız kardeş arasını; dışındadır mutlak geçen; doğrusu Allah oldu bir Gafûr20; bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "23", "id" : "1009", "kuranAyetNo" : "516", "not1" : "*Nikâh olmuş ancak cinsel birleşme olmadan boşanma olmuşsa. **Soy bağı olan oğullar. Zürriyet.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Edinin hazırlıklarınızı; öyle ki savaşırsınız\/çatışırsınız* bölük bölük ya da savaşırsınız\/çatışırsınız* topluca.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 huzu edinin خُذُوا اخذ 5 hizrakum hazırlıklarınızı حِذْرَكُمْ حذر 6 fenfiru öyle ki savaşırsınız فَانْفِرُوا نفر 7 subatin bölük bölük ثُبَاتٍ ثبي 8 evi ya da أَوِ - 9 nfiru savaşırsınız انْفِرُوا نفر 10 cemian topluca جَمِيعًا جمع", "ayetNo" : "71", "id" : "1056", "kuranAyetNo" : "564", "not1" : "*Savaşmak, çatışmak, anlaşamama, savaşa gitmek.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve dendiği zaman onlara: \"Yükselin\/yücelin* Allah'ın indirdiğine** doğru; ve resûle (de)\"; görürsün münâfıkları26 yüz çevirirler senden büsbütün bir yüz çevirme (-yle)", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 kile dendiği قِيلَ قول 3 lehum onlara لَهُمْ - 4 teaalev yükselin\/yücelin تَعَالَوْا علو 5 ila doğru إِلَىٰ - 6 ma   مَا - 7 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل 8 llahu Allah'ın اللَّهُ - 9 ve ila ve وَإِلَى - 10 r-rasuli resûle الرَّسُولِ رسل 11 raeyte görürsün رَأَيْتَ راي 12 l-munafikine münafıkları الْمُنَافِقِينَ نفق 13 yesuddune yüz çevirdiklerini يَصُدُّونَ صدد 14 anke senden عَنْكَ - 15 sududen büsbütün bir yüz çevirme (-ylew) صُدُودًا صدد", "ayetNo" : "61", "id" : "1046", "kuranAyetNo" : "554", "not1" : "*Kelimenin ilk anlamı yücelmek, yükselmektir. Kur'an'a ve resûle itaat eden Yüce Allah'ın katında kademe olarak yükselir. **Kur'an'a.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseleri (ki) kâfirlik ettiler ayetlerimize400; yakında yakacağız onları bir ateş (-le); her piştiğinde ciltleri\/derileri509 onların; değiştirdik onları* (kimseleri) onun (cildin\/derinin) başkası (olan) ciltler (-le)\/deriler (-le); tatmaları için azabı; doğrusu Allah oldu bir Azîz37; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "56", "id" : "1041", "kuranAyetNo" : "549", "not1" : "*Gramere göre değişen insanlardır. Demek ki her cilt değişimi birbirinin aynısı olmamaktadır. Yeni gelen cilt\/deri o insanı farklılaştırmaktadır.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim katleder35 bir mümini27 kasıtlı\/amaçlı (olarak); öyle ki cezası\/karşılığı onun cehennemdir; ölümsüzdür orada; ve gazap etti Allah ona; ve lanetledi280 onu; ve hazırladı ona büyük bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yektul katleder يَقْتُلْ قتل 3 mu'minen bir mümini مُؤْمِنًا امن 4 muteammiden kasden مُتَعَمِّدًا عمد 5 feceza'uhu öyle ki cezası onun فَجَزَاؤُهُ جزي 6 cehennemu cehennemdir جَهَنَّمُ - 7 haliden ölümsüzdür خَالِدًا خلد 8 fiha orada فِيهَا - 9 ve gadibe ve gazap etti وَغَضِبَ غضب 10 llahu Allah اللَّهُ - 11 aleyhi ona عَلَيْهِ - 12 veleanehu ve lanetledi onu وَلَعَنَهُ لعن 13 ve eadde ve hazırladı وَأَعَدَّ عدد 14 lehu ona لَهُ - 15 azaben bir azap عَذَابًا عذب 16 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "93", "id" : "1077", "kuranAyetNo" : "586", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Allah emreder200 sizlere ki eriştirin\/aktarın emanetleri ehline onun511; ve hükmettiğiniz zaman insanlar arasında ki hükmedersiniz512 adaletle680 (diye); doğrusu Allah ne muhteşem vaaz653 eder sizlere onunla; doğrusu Allah oldu bir Semî41; bir Basîr513.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah اللَّهَ - 3 ye'murukum emreder sizlere يَأْمُرُكُمْ امر 4 en ki أَنْ - 5 tu'eddu eriştirin\/aktarın تُؤَدُّوا ادي 6 l-emanati emanetleri الْأَمَانَاتِ امن 7 ila   إِلَىٰ - 8 ehliha ehline onun أَهْلِهَا اهل 9 ve iza ve zaman وَإِذَا - 10 hakemtum hükmettiğiniz حَكَمْتُمْ حكم 11 beyne arasında بَيْنَ بين 12 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 13 en ki أَنْ - 14 tehkumu hükmetmenizi تَحْكُمُوا حكم 15 bil-adli adaletle بِالْعَدْلِ عدل 16 inne doğrusu إِنَّ - 17 llahe Allah اللَّهَ - 18 niimma ne muhteşem نِعِمَّا نعم 19 yeizukum vaaz eder sizlere يَعِظُكُمْ وعظ 20 bihi onunla بِهِ - 21 inne doğrusu إِنَّ - 22 llahe Allah اللَّهَ - 23 kane oldu كَانَ كون 24 semian Semî سَمِيعًا سمع 25 besiran Basîr بَصِيرًا بصر", "ayetNo" : "58", "id" : "1043", "kuranAyetNo" : "551", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey kitap verilmiş kimseler135! İman47 edin indirdiğimize (Kur’an’a); bir musaddıktır140 yanınızdakine; önceden ki sileriz yüzleri öyle ki döndürürüz onu arkası üzerine506; ya da lanetleriz280 onları lanetlediğimiz273* gibi sebt\/şabat272 yoldaşlarını; ve oldu emri Allah'ın faaliyete geçen.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 utu verildiler أُوتُوا اتي 4 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 5 aminu iman edin امِنُوا امن 6 bima   بِمَا - 7 nezzelna indirdiğimize (Kur’an’a) نَزَّلْنَا نزل 8 musaddikan bir musaddıktır مُصَدِّقًا صدق 9 lima   لِمَا - 10 meakum yanınızdakine sizlerin مَعَكُمْ - 11 min   مِنْ - 12 kabli önceden قَبْلِ قبل 13 en ki أَنْ - 14 netmise sileriz نَطْمِسَ طمس 15 vucuhen yüzleri وُجُوهًا وجه 16 fe neruddeha öyle ki döndürürüz onu فَنَرُدَّهَا ردد 17 ala üzerine عَلَىٰ - 18 edbariha arkası أَدْبَارِهَا دبر 19 ev ya da أَوْ - 20 nel'anehum lanetleriz onları نَلْعَنَهُمْ لعن 21 kema gibi كَمَا - 22 leanna lanetlediğimiz لَعَنَّا لعن 23 eshabe yoldaşları أَصْحَابَ صحب 24 s-sebti sebt\/şabat السَّبْتِ سبت 25 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 26 emru emri أَمْرُ امر 27 llahi Allah'ın اللَّهِ - 28 mef'ulen faaliyete geçen مَفْعُولًا فعل", "ayetNo" : "47", "id" : "1032", "kuranAyetNo" : "540", "not1" : "*Maymunlaşma.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Darp ettiğiniz\/vurduğunuz* zaman (ayakları) Allah yolunda331; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun**; ve demeyin kimseye (ki) attı\/fırlattı üzerinize selam\/selamet; \"Olmadın sen bir mümin27\"; bakınırsınız dünya hayatının sunumuma\/arzına; öyle ki indindedir Allah'ın çokça ganimetler; işte bu gibidir; olmuştunuz sizler (de) önceden (böyle); öyle ki minnet etti Allah üzerinize; öyle ki apaçık beyan üzerinde olun**; doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr466.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "94", "id" : "1078", "kuranAyetNo" : "587", "not1" : "*Ayakları yere vurduğunuz zaman yani sefere çıktığınız zaman. **Her zaman apaçık deliller üzerinden ilerleyin. Zanla, şüpheyle hareket etmeyin.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Nerede olursanız ulaşıp yakalar sizleri ölüm; ve eğer olmuş olsanız da heybetli yüksek burçlarda; ve eğer isabet etse onlara bir iyilik derler: \"Bu indinden\/katındandır Allah'ın\"; ve eğer isabet etse onlara bir kötülük derler: \"Bu indinden\/yanındandır senin\"; de ki hepsi indinden\/katındandır Allah'ın; öyle ki nedir bunlara (olan), (bu) kavme\/topluma; yanaşmazlar onlar anlamaya bir hadis\/söz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eynema her nerede أَيْنَمَا - 2 tekunu olursanız تَكُونُوا كون 3 yudrikkumu ulaşıp yakalar sizleri يُدْرِكْكُمُ درك 4 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت 5 velev ve eğer وَلَوْ - 6 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 7 fi   فِي - 8 burucin yüksek burçlarda بُرُوجٍ برج 9 muşeyyedetin heybetli مُشَيَّدَةٍ شيد 10 ve in ve eğer وَإِنْ - 11 tusibhum isabet etse onlara تُصِبْهُمْ صوب 12 hasenetun bir iyilik حَسَنَةٌ حسن 13 yekulu derler يَقُولُوا قول 14 hazihi bu هَٰذِهِ - 15 min   مِنْ - 16 indi indindendir\/katındandır عِنْدِ عند 17 llahi Allah اللَّهِ - 18 ve in ve eğer وَإِنْ - 19 tusibhum isabet etse onlara تُصِبْهُمْ صوب 20 seyyietun bir kötülük سَيِّئَةٌ سوا 21 yekulu derler يَقُولُوا قول 22 hazihi bu هَٰذِهِ - 23 min   مِنْ - 24 indike seni indinden\/yanındandır عِنْدِكَ عند 25 kul de ki قُلْ قول 26 kullun hepsi كُلٌّ كلل 27 min   مِنْ - 28 indi indindendir عِنْدِ عند 29 llahi Allah اللَّهِ - 30 femali öyle ki nedir  فَمَالِ - 31 ha'ula'i bunlar هَٰؤُلَاءِ - 32 l-kavmi kavim الْقَوْمِ قوم 33 la   لَا - 34 yekadune yanaşmazlar onlar يَكَادُونَ كود 35 yefkahune anlarlar onlar يَفْقَهُونَ فقه 36 hadisen bir hadis\/söz حَدِيثًا حدث", "ayetNo" : "78", "id" : "1062", "kuranAyetNo" : "571", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve eğer kastettinizse\/amaçladınızsa bir eş değişikliğine bir eş yerine*; ve vermiş (olsanız da) birine onlardan kantar (-la)**; öyle ki edinmeyin ondan** bir şey; edinir misiniz (ondan) kara çalarak*** ve (edinir misiniz) apaçık bir günah****?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 eradtumu kastettinizse\/amaçladınızsa أَرَدْتُمُ رود 3 stibdale değişikliğine اسْتِبْدَالَ بدل 4 zevcin bir eş زَوْجٍ زوج 5 mekane yerine مَكَانَ كون 6 zevcin bir eş زَوْجٍ زوج 7 ve ateytum ve verdiniz  وَاتَيْتُمْ اتي 8 ihdahunne birine onlardan إِحْدَاهُنَّ احد 9 kintaran kantar (-la) قِنْطَارًا قنطر 10 fela öyle ki  فَلَا - 11 te'huzu edinmeyin تَأْخُذُوا اخذ 12 minhu ondan مِنْهُ - 13 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 14 ete'huzunehu edinir misiniz أَتَأْخُذُونَهُ اخذ 15 buhtanen kara çalarak بُهْتَانًا بهت 16 ve ismen ve (ediniz misiniz) bir günah وَإِثْمًا اثم 17 mubinen apaçık مُبِينًا بين", "ayetNo" : "20", "id" : "1006", "kuranAyetNo" : "513", "not1" : "*Boşanılacak olan eş. **Yığınla. Çok miktarda sadaka\/mehir. ***Fahişelik yaptığı iftirasında bulunarak kadınlardan verilen sadaka\/mehirleri geri istemek. ****Bir kadına iftira atmak apaçık bir günahtır.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Allah'tır; yoktur ilâh74  O’nun dışında; mutlak bir araya getirir sizleri kıyamet gününde148 (ki) olmaz bir şüphe onda; ve kimdir daha sâdık182 Allah’tan; bir hadiste\/bir sözde*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 allahu Allah (ki) اللَّهُ - 2 la yoktur لَا - 3 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 4 illa dışında إِلَّا - 5 huve O’nun هُوَ - 6 leyecmeannekum mutlak bir araya getiri sizleri لَيَجْمَعَنَّكُمْ جمع 7 ila   إِلَىٰ - 8 yevmi gününde يَوْمِ يوم 9 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 10 la olmaz لَا - 11 raybe bir şüphe رَيْبَ ريب 12 fihi onda فِيهِ - 13 ve men ve kimdir وَمَنْ - 14 esdeku daha sadık أَصْدَقُ صدق 15 mine -tan مِنَ - 16 llahi Allah’tan اللَّهِ - 17 hadisen bir hadis\/bir söz حَدِيثًا حدث", "ayetNo" : "87", "id" : "1071", "kuranAyetNo" : "580", "not1" : "*Yüce Allah'ın sözü\/hadisi olan Kur'an'dan başka sözleri\/hadisleri dinde değişmez doğrular kabul etmek şirktir. Sadece Kur'an demeyen, Kur'an harici dinde hüküm koyan  şeylere de Kur'an'ın astından iman edenlerin tamamı müşrik olmuştur.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki katletsin35 (o kimse) Allah yolunda331; (o) kimseler (ki) satıp değişirler dünya hayatını ahiretle; ve kim katleder Allah yolunda331; öyle ki katledilir35 ya da galip gelir; öyle ki yakında vereceğiz ona büyük bir ecir\/karşılık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felyukatil öyle ki katletsin فَلْيُقَاتِلْ قتل 2 fi   فِي - 3 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 4 llahi Allah اللَّهِ - 5 ellezine kimseler الَّذِينَ - 6 yeşrune satış değişirler يَشْرُونَ شري 7 l-hayate hayatını الْحَيَاةَ حيي 8 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 9 bil-ahirati ahiretle بِالْاخِرَةِ اخر 10 ve men ve kim وَمَنْ - 11 yukatil katleder يُقَاتِلْ قتل 12 fi   فِي - 13 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 14 llahi Allah اللَّهِ - 15 feyuktel öyle ki katledilir فَيُقْتَلْ قتل 16 ev ya da أَوْ - 17 yeglib galib gelir يَغْلِبْ غلب 18 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ - 19 nu'tihi vereceğiz ona نُؤْتِيهِ اتي 20 ecran bir ecir\/karşılık أَجْرًا اجر 21 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "74", "id" : "1059", "kuranAyetNo" : "567", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) işlerler fuhuş\/fahişelik* kadınlarınızdan487; öyle ki dört şahit getirin onlara karşı sizlerden; öyle ki eğer şahitlik ettilerse; öyle ki tutun\/geri durdurun488 onları evlerde**; ta ki tamamlar buluşmasını onlara ölüm***; ya da yapar Allah onlara bir yol****.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellati ve kimseler (kadınlar) وَاللَّاتِي - 2 ye'tine işlerler يَأْتِينَ اتي 3 l-fahişete fuhuş\/fahişelik الْفَاحِشَةَ فحش 4 min مِنْ - 5 nisaikum kadınlarınızdan نِسَائِكُمْ نسو 6 festeşhidu öyle ki şahit getirin فَاسْتَشْهِدُوا شهد 7 aleyhinne onlara karşı عَلَيْهِنَّ - 8 erbeaten dört أَرْبَعَةً ربع 9 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 10 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 11 şehidu şahitlik ettilerse شَهِدُوا شهد 12 feemsikuhunne öyle ki  tutun\/geri durdurun onları فَأَمْسِكُوهُنَّ مسك 13 fi   فِي - 14 l-buyuti evlerde الْبُيُوتِ بيت 15 hatta ta ki حَتَّىٰ - 16 yeteveffahunne tamamlar sözünü onlara يَتَوَفَّاهُنَّ وفي 17 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت 18 ev ya da أَوْ - 19 yec'ale yapar يَجْعَلَ جعل 20 llahu Allah اللَّهُ - 21 lehunne onlara لَهُنَّ - 22 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "15", "id" : "1001", "kuranAyetNo" : "508", "not1" : "*Eş cinsel (lezbiyenlik) fahişeliği. **Ev hapsi uygulaması yapın. ***Eş cinsel (lezbiyenlik) fahişeliğini bırakma niyetleri yoksa ölünceye kadar ev hapsinde kalırlar. Hiç kimse bunu yapmayacağı için eş cinsel (lezbiyenlik) fahişeliğinden vazgeçmek tek yoldur. Psikolojik ve tıbbi tedaviyle Yüce Allah onlara bir tedavi yolu açabilir. ***Tevbe ederek eş cinsel (lezbiyenlik) fahişeliği açısından tedavi olurlarsa ev hapsi sonlandırılır.  ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Bir derece O’ndan (Allah'tan); ve bir mağfiret319 ve bir rahmet271; ve oldu Allah bir Gafûr20; bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 deracatin bir derece دَرَجَاتٍ درج 2 minhu O’ndan مِنْهُ - 3 ve megfiraten ve bir mağfiret وَمَغْفِرَةً غفر 4 ve rahmeten ve bir rahmet وَرَحْمَةً رحم 5 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 6 llahu Allah اللَّهُ - 7 gafuran Gafûr غَفُورًا غفر 8 rahimen Rahîm رَحِيمًا رحم", "ayetNo" : "96", "id" : "1080", "kuranAyetNo" : "589", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İster Allah beyan226 etmek sizlere; ve doğru yola kılavuzlamak sizleri sizden öncekilerden kimselerin yasalarına\/yollarına*; ve tevbe33 etmek (ister) üzerinize; ve Allah Alîm’dir8; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yuridu ister يُرِيدُ رود 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 liyubeyyine beyan etmek لِيُبَيِّنَ بين 4 lekum sizlere لَكُمْ - 5 ve yehdiyekum ve doğru yola kılavuzlamak sizleri وَيَهْدِيَكُمْ هدي 6 sunene yasalarına\/yollarına سُنَنَ سنن 7 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 8 min   مِنْ - 9 kablikum sizden öncekilerden قَبْلِكُمْ قبل 10 ve yetube ve tevbe etmek (ister) وَيَتُوبَ توب 11 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 13 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم 14 hakimun Hakîm’dir. حَكِيمٌ حكم", "ayetNo" : "26", "id" : "1012", "kuranAyetNo" : "519", "not1" : "*Sadece kutsal kitaplar demiş olan kimselerin yasalarına yani kutsal kitapların yasalarına.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Nikâhlamayın491 nikâhladığını* babalarınızın\/atalarınızın** kadınlardan; dışındadır geçmişte olan***; doğrusu o oldu bir fahişelik490; ve nefret; ve kötü bir yol.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "22", "id" : "1008", "kuranAyetNo" : "515", "not1" : "*Geçmiş zaman kipiyle geldiği için bir kez bile nikâhlanma yasağı aktif hale getirir.  **Öz babanın, öz baba tarafından dedenin (ve bu şekilde eski nesillere ilerletilebilir) daha önceden karıları olmuş olanlar. Öz ana tarafından dedenin (ve bu şekilde eski nesillere ilerletilebilir) daha önceden karıları olmuş olanlar. ***Ayet inmeden önce böyle bir yasağın olmadığı anlaşılmaktadır. Ayet öncesi gerçekleşmiş bu tarz nikâhlar aynen devam edecektir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve mutlak doğru yola kılavuzlardık onları; dosdoğru\/kıyamda\/ayakta bir yola124.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velehedeynahum ve mutlak doğru yola kılavuzlardık onları وَلَهَدَيْنَاهُمْ هدي 2 siraten bir yola صِرَاطًا صرط 3 mustekimen dosdoğru\/kıyamda\/ayakta مُسْتَقِيمًا قوم", "ayetNo" : "68", "id" : "1053", "kuranAyetNo" : "561", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki işte bunlardır; Allah belki mağfiret319 eder onlardan; ve oldu Allah bir Afuv19; bir Gafûr20.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 2 asa belki عَسَى عسي 3 llahu Allah'ın اللَّهُ - 4 en ki أَنْ - 5 yea'fuve mağfiret eder يَعْفُوَ عفو 6 anhum onlardan عَنْهُمْ - 7 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 8 llahu Allah اللَّهُ - 9 afuvven Afuv عَفُوًّا عفو 10 gafuran Gafûr غَفُورًا غفر", "ayetNo" : "99", "id" : "1083", "kuranAyetNo" : "592", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim itaat eder Allah'a ve resûle76; işte bunlar; yanındadır kimselerin (ki) nimetlendirdi Allah onları nebilerden132 ve sıddıklardan\/doğrulardan ve şahitlerden* ve sâlihlerden217; ve bunlar ne iyileşmiş arkadaşlıktır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yutii itaat eder يُطِعِ طوع 3 llahe Allah'a اللَّهَ - 4 ve rrasule ve resûle وَالرَّسُولَ رسل 5 feulaike işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 6 mea beraberdir مَعَ - 7 ellezine kimselerle الَّذِينَ - 8 en'ame nimetlendirdi أَنْعَمَ نعم 9 llahu Allah اللَّهُ - 10 aleyhim onları عَلَيْهِمْ - 11 mine   مِنَ - 12 n-nebiyyine nebilerleden النَّبِيِّينَ نبا 13 ve ssiddikine ve sıddıklardan وَالصِّدِّيقِينَ صدق 14 ve şşuheda'i ve şahitlerden وَالشُّهَدَاءِ شهد 15 ve ssalihine ve salihlerden وَالصَّالِحِينَ صلح 16 ve hasune ve ne iyi oldu وَحَسُنَ حسن 17 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ - 18 rafikan arkadaşlıktır رَفِيقًا رفق", "ayetNo" : "69", "id" : "1054", "kuranAyetNo" : "562", "not1" : "*Yüce Allah'ın kutsal kitaplarına tanık olmuş, şahit olmuşlar.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Hafilik* ederler insanlardan; ve hafilik* ederler Allah'tan; ve O (Allah) onlarla beraberdir geceleyin kurdukları\/kuluçkaya yatırdıkları zaman fikirlerini -O’nun istemediğini sözden- ve oldu Allah yaptıklarına onların bir Muhît525.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yestehfune gizlerler (hafi, gizli, üstü örtülü, saklı) يَسْتَخْفُونَ خفي 2 mine   مِنَ - 3 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 4 vela ve وَلَا - 5 yestehfune gizlerler (hafi, gizli, üstü örtülü, saklı) يَسْتَخْفُونَ خفي 6 mine   مِنَ - 7 llahi Allah'tan اللَّهِ - 8 ve huve ve O وَهُوَ - 9 meahum onlarla beraberdir مَعَهُمْ - 10 iz   إِذْ - 11 yubeyyitune geceleyin kurdukları\/kuluçkaya yatırdıkları zaman fikirlerini  يُبَيِّتُونَ بيت 12 ma   مَا - 13 la   لَا - 14 yerda istemediğini O’nun يَرْضَىٰ رضو 15 mine   مِنَ - 16 l-kavli sözden الْقَوْلِ قول 17 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 18 llahu Allah اللَّهُ - 19 bima   بِمَا - 20 yea'melune yaptıklarına يَعْمَلُونَ عمل 21 muhiten Muhît مُحِيطًا حوط", "ayetNo" : "108", "id" : "1089", "kuranAyetNo" : "601", "not1" : "*Gizlemek, örtmek, saklamak, ajanlık faaliyetinde bulunmak.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Allah mağfiret319 etmez ki şirk71 koşulur O’na; ve mağfiret319 eder bundan astındakine dilediği kimse için; ve kim şirk71 koşar Allah'a; öyle ki muhakkak dalalette128 düştü (o); uzak bir dalalete128.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah اللَّهَ - 3 la   لَا - 4 yegfiru mağfiret etmez يَغْفِرُ غفر 5 en ki أَنْ - 6 yuşrake şirk koşulur يُشْرَكَ شرك 7 bihi O’na بِهِ - 8 veyegfiru ve mağfiret eder وَيَغْفِرُ غفر 9 ma   مَا - 10 dune astındakini دُونَ دون 11 zalike bundan ذَٰلِكَ - 12 limen kimseye لِمَنْ - 13 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 14 ve men ve kim وَمَنْ - 15 yuşrik şirk koşarsa يُشْرِكْ شرك 16 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 17 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 18 delle dalalette düştü ضَلَّ ضلل 19 delalen bir dalalete ضَلَالًا ضلل 20 beiyden bir uzak بَعِيدًا بعد", "ayetNo" : "116", "id" : "1097", "kuranAyetNo" : "609", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve o zaman mutlak verirdik onlara yanımızdan büyük bir ecir\/karşılık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve izen ve o zaman وَإِذًا - 2 lateynahum mutlak verirdik onlara لَاتَيْنَاهُمْ اتي 3 min   مِنْ - 4 ledunna yanımızdan لَدُنَّا لدن 5 ecran bir ecir\/karşılık أَجْرًا اجر 6 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "67", "id" : "1052", "kuranAyetNo" : "560", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki nedir (olan) sizlere; münâfıklar26 hakkında iki grup (oldunuz); ve Allah geri bıraktı\/indirdi onları kazandıklarıyla; ister misiniz ki doğru yola iletirsiniz kimseyi (ki) dalalette128 bıraktı Allah? Ve kimi dalalete128 bırakırsa Allah; öyle ki asla bulamazsın ona bir yol.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fema öyle ki nedir فَمَا - 2 lekum sizlere لَكُمْ - 3 fi   فِي - 4 l-munafikine münafıklarda الْمُنَافِقِينَ نفق 5 fieteyni iki grup فِئَتَيْنِ فاي 6 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 7 erkesehum geri bıraktı\/geri attı\/çöktürdü أَرْكَسَهُمْ ركس 8 bima   بِمَا - 9 kesebu kazandıklarıyla كَسَبُوا كسب 10 eturidune ister misiniz أَتُرِيدُونَ رود 11 en ki أَنْ - 12 tehdu doğru yola iletmek تَهْدُوا هدي 13 men kimseyi مَنْ - 14 edelle dalalete bıraktığı أَضَلَّ ضلل 15 llahu Allah'ın اللَّهُ - 16 ve men ve kim وَمَنْ - 17 yudlili dalalete bırakırsa يُضْلِلِ ضلل 18 llahu Allah اللَّهُ - 19 felen öyle ki asla فَلَنْ - 20 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد 21 lehu ona لَهُ - 22 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "88", "id" : "1072", "kuranAyetNo" : "581", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Onların gizli konuşmalarından çoğunda olmaz (bir) hayır; dışındadır kimse (ki) emretti sadakayı342 ya da marufu291 ya da ıslahı360 insanlar arasında; ve kim faaliyet içinde olursa buna aranarak\/bakınarak Allah'ın rızasını; öyle ki yakında vereceğiz ona büyük bir ecir\/karşılık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la olmaz لَا - 2 hayra hayır خَيْرَ خير 3 fi   فِي - 4 kesirin çoğunda كَثِيرٍ كثر 5 min   مِنْ - 6 necvahum gizli konuşmalarından onların نَجْوَاهُمْ نجو 7 illa dışındadır إِلَّا - 8 men kimse مَنْ - 9 emera emretti أَمَرَ امر 10 bisadekatin sadakayı بِصَدَقَةٍ صدق 11 ev ya da أَوْ - 12 mea'rufin marufu مَعْرُوفٍ عرف 13 ev ya da أَوْ - 14 islahin ıslahı إِصْلَاحٍ صلح 15 beyne arasında بَيْنَ بين 16 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 17 ve men ve kim وَمَنْ - 18 yef'al faaliyet içinde olursa يَفْعَلْ فعل 19 zalike buna ذَٰلِكَ - 20 btiga'e aranarak\/bakınarak ابْتِغَاءَ بغي 21 merdati rızasını al مَرْضَاتِ رضو 22 llahi Allah'ın اللَّهِ - 23 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ - 24 nu'tihi vereceğiz ona نُؤْتِيهِ اتي 25 ecran bir ecir أَجْرًا اجر 26 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "114", "id" : "1095", "kuranAyetNo" : "607", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kulluk46 edin Allah'a; ve şirk koşmayın71 O'na bir şeyi; ve ana babayadır bir ihsân250 ve yakınlık sahibine; ve yetimlere131; ve miskinlere113; ve yakınlık sahibi komşuya; ve uzak komşuya; ve (aynı) taraf\/yönde yoldaşa; ve yolun oğluna354; ve malik\/sahip olduğuna sağ ellerinizin77; doğrusu Allah sevmez kimseyi (ki) oldu (o) bir kurumlanan*; bir gururlanan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vea'budu ve kulluk edin وَاعْبُدُوا عبد 2 llahe Allah'a اللَّهَ - 3 ve la ve وَلَا - 4 tuşriku şirk koşmayın تُشْرِكُوا شرك 5 bihi O'na بِهِ - 6 şey'en bir şeyi شَيْئًا شيا 7 ve bil-valideyni ve ana babaya وَبِالْوَالِدَيْنِ ولد 8 ihsanen bir ihsan إِحْسَانًا حسن 9 ve bizi ve وَبِذِي - 10 l-kurba yakınlık sahibine الْقُرْبَىٰ قرب 11 velyetama ve yetimlere وَالْيَتَامَىٰ يتم 12 velmesakini ve miskinlere وَالْمَسَاكِينِ سكن 13 velcari ve komşuya وَالْجَارِ جور 14 zi sahibi ذِي - 15 l-kurba yakınlık الْقُرْبَىٰ قرب 16 velcari ve komşuya وَالْجَارِ جور 17 l-cunubi uzak الْجُنُبِ جنب 18 ve ssahibi ve yoldaşa وَالصَّاحِبِ صحب 19 bil-cenbi (aynı) taraf بِالْجَنْبِ جنب 20 vebni ve oğluna وَابْنِ بني 21 s-sebili yolun السَّبِيلِ سبل 22 ve ma ve وَمَا - 23 meleket malik\/sahip olduğuna مَلَكَتْ ملك 24 eymanukum sağ ellerinizin أَيْمَانُكُمْ يمن 25 inne doğrusu إِنَّ - 26 llahe Allah اللَّهَ - 27 la   لَا - 28 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 29 men kimselerin مَنْ - 30 kane oldu كَانَ كون 31 muhtalen bir kurumlanan مُخْتَالًا خيل 32 fehuran bir gururlanan فَخُورًا فخر", "ayetNo" : "36", "id" : "1022", "kuranAyetNo" : "529", "not1" : "*Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) vefat ettirdi onları melekler522; (ki o kimseler) zalimlerdir257 kendi nefislerine201; dediler (melekler): \"İçinde olduğunuz nedir ki\"; dediler (kimseler): \"Olduk zaafa düşürülenler yeryüzünde\"; dediler (melekler) : \"Asla olamaz mıydı Allah'ın arzı\/yeri bir genişlik (olarak); öyle ki hicret ederdiniz orada (yerde)\"; öyle ki işte bunlar; sığınağı onların cehennemdir; ve ne kötü varış yeridir.", "ayetNo" : "97", "id" : "1081", "kuranAyetNo" : "590", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim kazanır bir günah; öyle ki ancak kazandığıdır kendi nefsine201 karşı; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yeksib kazanır يَكْسِبْ كسب 3 ismen bir günah إِثْمًا اثم 4 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا - 5 yeksibuhu kazandığıdır يَكْسِبُهُ كسب 6 ala karşı عَلَىٰ - 7 nefsihi kendi nefsine نَفْسِهِ نفس 8 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 9 llahu Allah اللَّهُ - 10 alimen bir Alîm عَلِيمًا علم 11 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "111", "id" : "1092", "kuranAyetNo" : "604", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a; ve itaat edin76 resûle; ve sizlerden emir sahiplerine514; öyle ki eğer çekişirseniz bir şeyde; öyle ki döndürün onu Allah ve resûl üzerine*; eğer olduysanız iman47 ederler Allah'a ve ahiret gününe; işte bu; bir hayırdır ve daha güzel bir tevildir401.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 etiu itaat edin أَطِيعُوا طوع 5 llahe Allah'a اللَّهَ - 6 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع 7 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل 8 ve uli ve sahibine وَأُولِي اول 9 l-emri emir الْأَمْرِ امر 10 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 11 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 12 tenazea'tum çekişirseniz تَنَازَعْتُمْ نزع 13 fi   فِي - 14 şey'in bir şeyde شَيْءٍ شيا 15 ferudduhu öyle ki döndürün onu فَرُدُّوهُ ردد 16 ila karşı إِلَى - 17 llahi Allah'a اللَّهِ - 18 ve rrasuli ve resûle وَالرَّسُولِ رسل 19 in eğer إِنْ - 20 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 21 tu'minune iman eder تُؤْمِنُونَ امن 22 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 25 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 26 hayrun bir hayrıdır خَيْرٌ خير 27 ve ehsenu ve daha güzel وَأَحْسَنُ حسن 28 te'vilen bir tevildir. تَأْوِيلًا اول", "ayetNo" : "59", "id" : "1044", "kuranAyetNo" : "552", "not1" : "*En büyük elçi olan Kur'an'a.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; kimselerdir (ki) bilir Allah kalplerindekini onların; öyle ki ilgini\/alakanı çek onlardan; ve vaaz653 et onlara; ve de\/söyle nefislerindekine201 onların bir söz; bir belagat515.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 3 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 4 llahu Allah اللَّهُ - 5 ma   مَا - 6 fi   فِي - 7 kulubihim kalplerindekini onların قُلُوبِهِمْ قلب 8 feea'rid öyle ki ilgini\/alakanı çek فَأَعْرِضْ عرض 9 anhum onlardan عَنْهُمْ - 10 ve izhum ve vaaz et onlara وَعِظْهُمْ وعظ 11 ve kul ve de  وَقُلْ قول 12 lehum onlara لَهُمْ - 13 fi   فِي - 14 enfusihim nefislerinde onların أَنْفُسِهِمْ نفس 15 kavlen bir söz قَوْلًا قول 16 beligan bir belagat بَلِيغًا بلغ", "ayetNo" : "63", "id" : "1048", "kuranAyetNo" : "556", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Gevşemeyin aranmada\/bakınmada* (düşman) kavmi\/toplumunu; eğer olursanız elem\/keder çekenler; öyle ki doğrusu onlar (da) elem\/keder çekerler; sizlerin elem\/keder çektiği gibi; ve umarsınız Allah'tan (onların) ummadıklarını**; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la   وَلَا - 2 tehinu gevşemeyin تَهِنُوا وهن 3 fi   فِي - 4 btiga'i aranmada\/bakınmada ابْتِغَاءِ بغي 5 l-kavmi kavmi\/toplumu الْقَوْمِ قوم 6 in eğer إِنْ - 7 tekunu olursanız تَكُونُوا كون 8 te'lemune elem\/keder çekersiniz تَأْلَمُونَ الم 9 feinnehum öyle ki doğrusu onlar (da) فَإِنَّهُمْ - 10 ye'lemune elem\/keder çekerler يَأْلَمُونَ الم 11 kema gibi كَمَا - 12 te'lemune elem\/keder çektiğiniz تَأْلَمُونَ الم 13 vetercune ve umarsınız وَتَرْجُونَ رجو 14 mine   مِنَ - 15 llahi Allah'tan اللَّهِ - 16 ma   مَا - 17 la   لَا - 18 yercune ummadıklarını يَرْجُونَ رجو 19 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 20 llahu Alah اللَّهُ - 21 alimen Alîm عَلِيمًا علم 22 hakimen Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "104", "id" : "1085", "kuranAyetNo" : "597", "not1" : "*Takip etmede, gözetlemede, istihbaratta. **Siz Yüce Allah'a karşı bir umma\/beklenti içinde olursunuz. Onlar sa bunu yapmazlar.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar kimselerdir (ki) mutlak lanetledi280 Allah; ve kimi lanetlerse280 Allah öyle ki asla bulamazsın ona bir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 3 leanehumu mutlak lanetledi onları لَعَنَهُمُ لعن 4 llahu Allah اللَّهُ - 5 ve men ve kimi وَمَنْ - 6 yel'ani lanetledi يَلْعَنِ لعن 7 llahu Allah اللَّهُ - 8 felen öyle ki asla فَلَنْ - 9 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد 10 lehu ona لَهُ - 11 nesiran bir yardımcı نَصِيرًا نصر", "ayetNo" : "52", "id" : "1037", "kuranAyetNo" : "545", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim asla güç yetiremez sizlerden bir uzanıp ulaşmaya ki nikâhlar müminât493 muhsanât492; öyle ki müminât493 fettanlarınızdan*, sağ ellerinizin malik\/sahip77 olduğundandır; ve Allah daha iyi bilir imanlarınızı; bir kısmınız bir kısımdandır; öyle ki nikâhlayın onları (sağ ellerinizin malik\/sahip olduklarını) ehlinin\/ahalisinin** izniyle; ve verin ecirlerini\/karşılıklarını*** marufla291; muhsanât291 (olsunlar) olmaksızın musâfihât494; ve edinmeyenler (olsunlar) gizli\/saklı arkadaş; öyle ki muhsanât492 oldukları zaman; öyle ki (sonrası) eğer işlerlerse bir fahişelik490 öyle ki onlar üzerinedir yarısı muhsanât492 üzerine (olan) azaptan; işte bu kimse içindir (ki) haşyet duyar zorluğa\/strese sizlerden; ve ki sabretmeniz**** bir hayırdır sizlere; ve Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 lem asla لَمْ - 3 yestetia' gücü yetiremez يَسْتَطِعْ طوع 4 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 5 tavlen bir uzanıp ulaşmaya طَوْلًا طول 6 en ki أَنْ - 7 yenkiha nikâhlar  يَنْكِحَ نكح 8 l-muhsanati muhsanât الْمُحْصَنَاتِ حصن 9 l-mu'minati müminât الْمُؤْمِنَاتِ امن 10 femin öyle ki  فَمِنْ - 11 ma   مَا - 12 meleket malik\/sahip olduğunuzdan مَلَكَتْ ملك 13 eymanukum sağ ellerinizin أَيْمَانُكُمْ يمن 14 min   مِنْ - 15 feteyatikumu fettanlarınızdan فَتَيَاتِكُمُ فتي 16 l-mu'minati müminât الْمُؤْمِنَاتِ امن 17 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 18 ea'lemu daha iyi bilir أَعْلَمُ علم 19 biimanikum imanlarınızı بِإِيمَانِكُمْ امن 20 bea'dukum bir kısmınız بَعْضُكُمْ بعض 21 min مِنْ - 22 bea'din bir kısımdandır بَعْضٍ بعض 23 fenkihuhunne öyle ki nikâhların onları فَانْكِحُوهُنَّ نكح 24 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن 25 ehlihinne ehlinin\/ahalisinin أَهْلِهِنَّ اهل 26 ve atuhunne ve verin وَاتُوهُنَّ اتي 27 ucurahunne ecirlerini أُجُورَهُنَّ اجر 28 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 29 muhsanatin muhsanât مُحْصَنَاتٍ حصن 30 gayra olmaksızın غَيْرَ غير 31 musafihatin musâfihât مُسَافِحَاتٍ سفح 32 ve la   وَلَا - 33 muttehizati ve edinmeyenler مُتَّخِذَاتِ اخذ 34 ehdanin gizli\/saklı arkadaş أَخْدَانٍ خدن 35 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 36 uhsinne muhsenât  أُحْصِنَّ حصن 37 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 38 eteyne işlerlerse أَتَيْنَ اتي 39 bifahişetin bir fahişelik بِفَاحِشَةٍ فحش 40 fealeyhinne öyle ki onlar üzerinedir فَعَلَيْهِنَّ - 41 nisfu yarısı نِصْفُ نصف 42 ma   مَا - 43 ala üzerine عَلَى - 44 l-muhsanati muhsanât الْمُحْصَنَاتِ حصن 45 mine   مِنَ - 46 l-azabi azaptan الْعَذَابِ عذب 47 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 48 limen kimse içindir لِمَنْ - 49 haşiye haşyet duyar خَشِيَ خشي 50 l-anete zorluğa\/strese الْعَنَتَ عنت 51 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 52 ve en ve ki وَأَنْ - 53 tesbiru sabretmeniz تَصْبِرُوا صبر 54 hayrun bir hayırdır خَيْرٌ خير 55 lekum sizlere لَكُمْ - 56 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 57 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 58 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "25", "id" : "1010", "kuranAyetNo" : "518", "not1" : "*Gençler. **Onlardan sorumlu olan ilgili kimselerin.  ***Muhsanât kadınlarla evlenmek için sadaka\/mehir verilir. Sağ ellerin malik\/sahip olduğu kadınlar için de nikâha bir karşılık\/ecir bir farz\/zorunluluk olarak verilmelidir. ****Müminât muhsanât kadınlarla evlenmek için gereken mücadeleyi sabırla devam etmek.  ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Erkekler kavvamdır501 kadınlara karşı; fazlalıklı kılmasıyla Allah'ın bir kısmı onlardan (insanlardan) bir kısma karşı ve mallarından infak6 ettikleriyle; öyle ki sâlih217 kadınlar kanaatkarlardır398; koruyanlardır gizliyi Allah'ın koruduğuyla (Allah'ın korunmasına hükmettiğiyle); ve o (kadınlardan) ki (eğer) korkarsanız kalkışmalar (dan)\/yüksekten bakmalar (dan); öyle ki vaaz653 edin onlara; ve terk edin (kendiniz terk ederek) onları\/ hicret edin onlardan yataklarda*; ve darbeyi vurun500 onlara; öyle ki itaat** ederlerse sizlere; öyle ki aramayın\/bakınmayın onların aleyhine bir yol; doğrusu Allah oldu bir Aliyy373; bir Kebîr502.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "34", "id" : "1020", "kuranAyetNo" : "527", "not1" : "*Yatağı ayırın. Cinsel ilişki kurmayın. **Boşanma darbesinin öne sürülmesiyle itaat ederlerse boşanmaktan vazgeçilir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Şayet olmasa (-ydı) fazlı202 Allah'ın senin üzerine; ve (de) rahmeti271; mutlak niyetlenmişti bir tayfa onlardan ki dalalete128 düşürürler seni; ve dalalete128 düşürür değillerdir kendi nefisleri201 dışında; ve zarar verir değillerdir sana hiçbir şeyde; ve indirdi Allah sana kitabı* ve hikmeti303; ve öğretti sana asla olmazsın bilir; ve oldu fazlı202 Allah'ın senin üzerine bir büyük** (şey).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velevla şayet olmasa وَلَوْلَا - 2 fedlu fazlı\/lütfu فَضْلُ فضل 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 aleyke senin üzerine عَلَيْكَ - 5 ve rahmetuhu ve rahmeti وَرَحْمَتُهُ رحم 6 lehemmet mutlak niyetlendi  لَهَمَّتْ همم 7 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف 8 minhum onlardan مِنْهُمْ - 9 en ki أَنْ - 10 yudilluke dalalete düşürürler seni يُضِلُّوكَ ضلل 11 vema ve değildir وَمَا - 12 yudillune dalalete düşürürler يُضِلُّونَ ضلل 13 illa dışında إِلَّا - 14 enfusehum kendi nefisleri أَنْفُسَهُمْ نفس 15 ve ma ve değildir وَمَا - 16 yedurruneke zarar verirler sana يَضُرُّونَكَ ضرر 17 min hiçbir مِنْ - 18 şey'in şey شَيْءٍ شيا 19 ve enzele ve indirdi وَأَنْزَلَ نزل 20 llahu Allah اللَّهُ - 21 aleyke sana عَلَيْكَ - 22 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 23 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم 24 ve allemeke ve öğretti sana وَعَلَّمَكَ علم 25 ma   مَا - 26 lem asla لَمْ - 27 tekun olamazsın تَكُنْ كون 28 tea'lemu bilir تَعْلَمُ علم 29 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 30 fedlu fazlı\/lutfu فَضْلُ فضل 31 llahi Allah'ın اللَّهِ - 32 aleyke üzerine senin عَلَيْكَ - 33 azimen bir büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "113", "id" : "1094", "kuranAyetNo" : "606", "not1" : "*Hüküm içeren kitabı indirerek sana öğretti ki asla dalalete düşmezsin.   **Kur'an'ın hükümlerine tabi olabilmek bir insan için Yüce Allah'ın büyük bir faziletidir. Her şeyin üzerinde büyük bir fazilettir. ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İşte bu; fazldır202 Allah’tan; ve kâfi geldi\/yetti Allah bir Alîm (olarak)8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 2 l-fedlu fazldır\/lütuftur الْفَضْلُ فضل 3 mine   مِنَ - 4 llahi Allah’tan اللَّهِ - 5 ve kefa ve kâfi geldi\/yetti وَكَفَىٰ كفي 6 billahi Allah بِاللَّهِ - 7 alimen bir Alîm (olarak) عَلِيمًا علم", "ayetNo" : "70", "id" : "1055", "kuranAyetNo" : "563", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Dışındadır kimseler (ki) birleştiler\/katıldılar* bir kavme\/topluma (ki) sizlerin arasında ve onların arasında (vardır) bir misak\/anlaşma ya da geldiler sizlere sarılmış** (olarak) sudurları\/göğüsleri ki katletmekten35 sizleri ya da katletmekten35 kendi kavimlerini\/toplumlarını; ve şayet dileseydi*** Allah mutlak güçlendirip atardı onları üzerinize; öyle ki mutlak katledelerdi35 sizleri; öyleyse eğer ki azlettilerse\/ayırdılarsa sizleri; öyle ki asla katletmezler35 (artık) sizleri; ve bulunurlar üzerinize selamet\/barış\/güven; öyleyse yapmış değildir Allah sizlere onlar aleyhine bir yol****.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 illa dışındadır إِلَّا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 yesilune birleştiler\/katıldılar يَصِلُونَ وصل 4 ila   إِلَىٰ - 5 kavmin bir kavme\/topluma قَوْمٍ قوم 6 beynekum aranızda sizleri بَيْنَكُمْ بين 7 ve beynehum ve arasında onların وَبَيْنَهُمْ بين 8 misakun bir misak\/anlaşma مِيثَاقٌ وثق 9 ev ya da أَوْ - 10 ca'ukum geldiler sizlere جَاءُوكُمْ جيا 11 hasirat sarılmış حَصِرَتْ حصر 12 suduruhum sudurları صُدُورُهُمْ صدر 13 en ki أَنْ - 14 yukatilukum katlederler sizleri يُقَاتِلُوكُمْ قتل 15 ev veya أَوْ - 16 yukatilu katlelerder يُقَاتِلُوا قتل 17 kavmehum kendi kavimlerini قَوْمَهُمْ قوم 18 velev ve şayet وَلَوْ - 19 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 20 llahu Allah اللَّهُ - 21 leselletahum mutlak güçlendirip atardı onları لَسَلَّطَهُمْ سلط 22 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 23 fe lekatelukum öyle ki mutlak katledelerdi sizleri فَلَقَاتَلُوكُمْ قتل 24 feini öyle ki eğer فَإِنِ - 25 a'tezelukum öyle ki azlettiler\/ayırdılar sizleri اعْتَزَلُوكُمْ عزل 26 fe lem öyle ki asla فَلَمْ - 27 yukatilukum katletmezler sizleri يُقَاتِلُوكُمْ قتل 28 ve elkav ve bulunurlar وَأَلْقَوْا لقي 29 ileykumu üzerinize إِلَيْكُمُ - 30 s-seleme selamet السَّلَمَ سلم 31 fema öyle ki değildir فَمَا - 32 ceale yapmış جَعَلَ جعل 33 llahu Allah اللَّهُ - 34 lekum sizlere لَكُمْ - 35 aleyhim onlar aleyhine عَلَيْهِمْ - 36 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "90", "id" : "1074", "kuranAyetNo" : "583", "not1" : "*Arada bir antlaşma bulunan bir kavme katıldıklarında artık o kavmin kurallarına uymak zorunda oldukları için katletmeye bir son vermek zorunda kalacaklardır. **Katletmekten göğüsleri sarılmış, sıkışmış, bunalmış olarak teslim olurlarsa, sizleri katletmeyi bıraktılarsa artık onlara karşı bir katletme asla yapamazsınız. Barış içinde geçinip gidin.  ***Yüce Allah dilemediği için onlar teslim oldular. İşleri ve oluşları ancak Yüce Allah yönetir. ****Onların aleyhine olacak bir yol aramayın.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İster Allah ki hafifletsin* sizlerden; ve yaratıldı insan zayıf\/güçsüz (olarak).", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "28", "id" : "1014", "kuranAyetNo" : "521", "not1" : "*Yüce Allah kullarına kaldıramayacağından ağır yük asla yüklemez. Yükü hafifletmek ister. İnsan ise Rabbinin reçetesi olan Kur'an'ı terk eder. Kur'an'ın hükümlerini hayatına geçirmez.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) cimrilik\/pintilik ederler; ve emrederler insanlara cimriliği\/pintiliği; ve gizlerler verdiğini onlara Allah'ın kendi fazlından202; ve hazırladık kâfirler25 için yıpratan\/çöktüren bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yebhalune cimrilik\/pintilik ederler يَبْخَلُونَ بخل 3 ve ye'murune ve emrederler وَيَأْمُرُونَ امر 4 n-nase insanlara النَّاسَ نوس 5 bil-buhli cimriliği\/pintiliği بِالْبُخْلِ بخل 6 ve yektumune ve gizlerler وَيَكْتُمُونَ كتم 7 ma   مَا - 8 atahumu verdiğini onlara اتَاهُمُ اتي 9 llahu Allah'ın اللَّهُ - 10 min   مِنْ - 11 fedlihi fazlından O’nun فَضْلِهِ فضل 12 ve ea'tedna ve hazırladık وَأَعْتَدْنَا عتد 13 lilkafirine kâfirler için لِلْكَافِرِينَ كفر 14 azaben bir azap عَذَابًا عذب 15 muhinen yıpratan\/çöktüren مُهِينًا هون", "ayetNo" : "37", "id" : "1023", "kuranAyetNo" : "530", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim kazanır bir hata ya da bir günah; sonra atar onu bir masuma\/suçsuza; öyle ki muhakkak yüklenir bir suçlama; ve apaçık bir günah.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yeksib kazanır يَكْسِبْ كسب 3 hatiyeten bir hata خَطِيئَةً خطا 4 ev ya da أَوْ - 5 ismen günah إِثْمًا اثم 6 summe sonra ثُمَّ - 7 yermi atar  يَرْمِ رمي 8 bihi onu بِهِ - 9 beriyen bir masuma\/suçsuza بَرِيئًا برا 10 fekadi öyle ki muhakkak فَقَدِ - 11 htemele yüklenir احْتَمَلَ حمل 12 buhtanen bir suçlama بُهْتَانًا بهت 13 ve ismen ve bir günah وَإِثْمًا اثم 14 mubinen apaçık مُبِينًا بين", "ayetNo" : "112", "id" : "1093", "kuranAyetNo" : "605", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki nasıldır; isabet ettiği zaman onlara bir musibet311 kendi ellerinin kazandığı kademeyle\/kıdemle; sonra geldiler sana (ki) yemin ederler Allah'a; \"ki istedik ancak bir ihsan\/iyilik ve bir uzlaşı.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekeyfe öyle ki nasıl فَكَيْفَ كيف 2 iza zaman إِذَا - 3 esabethum isabet ettiği onlara أَصَابَتْهُمْ صوب 4 musibetun bir musibet مُصِيبَةٌ صوب 5 bima   بِمَا - 6 kaddemet kademe kazandığıyla قَدَّمَتْ قدم 7 eydihim kendi ellerinin أَيْدِيهِمْ يدي 8 summe sonra ثُمَّ - 9 ca'uke geldiler sana جَاءُوكَ جيا 10 yehlifune yemin ederler يَحْلِفُونَ حلف 11 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 12 in ki إِنْ - 13 eradna istemiş أَرَدْنَا رود 14 illa dışında إِلَّا - 15 ihsanen bir ihsan\/iyilik إِحْسَانًا حسن 16 ve tevfikan ve bir uzlaşı وَتَوْفِيقًا وفق", "ayetNo" : "62", "id" : "1047", "kuranAyetNo" : "555", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Yahudileşmiş kimselerden (ki) tahrif ederler kelimeyi kendi yerlerinden; ve derler: \"İşittik ve isyan ettik\"; -ve işit olmaksızın işiten!- ve (derler) \"Güt300 bizi”; eğip bükme (-yle) dillerini ve ta’an* (-la) dinde; ve şayet ki onlar deselerdi: \"İşittik ve itaat ettik\" ve \"İşit ve gözet300 bizleri\"; mutlak olurdu bir hayır onlara ve (olurdu) daha dik\/ayakta\/kıyamda; fakat mutlak lanetledi280 onları Allah küfürleriyle25; öyle ki iman47 etmezler bir az dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 mine   مِنَ - 2 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 3 hadu yahudileşmiş هَادُوا هود 4 yuharrifune  tahrif ederler يُحَرِّفُونَ حرف 5 l-kelime kelimeyi الْكَلِمَ كلم 6 an   عَنْ - 7 mevadiihi kendi yerlerinden مَوَاضِعِهِ وضع 8 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 9 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع 10 ve asayna ve isyan ettik وَعَصَيْنَا عصي 11 vesmea' ve işit وَاسْمَعْ سمع 12 gayra olmaksızın غَيْرَ غير 13 musmein işiten مُسْمَعٍ سمع 14 ve raina ve “güt bizi” وَرَاعِنَا رعي 15 leyyen eğip bükme (-yle) لَيًّا لوي 16 bielsinetihim dillerini بِأَلْسِنَتِهِمْ لسن 17 ve taa'nen ve ta’an (-la) وَطَعْنًا طعن 18 fi   فِي - 19 d-dini dinde الدِّينِ دين 20 velev ve şayet  وَلَوْ - 21 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 22 kalu deselerdi قَالُوا قول 23 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع 24 ve etaa'na ve itaat ettik وَأَطَعْنَا طوع 25 vesmea' ve işit وَاسْمَعْ سمع 26 venzurna ve gözet bizleri وَانْظُرْنَا نظر 27 lekane mutlak olurdu لَكَانَ كون 28 hayran bir hayır خَيْرًا خير 29 lehum onlara لَهُمْ - 30 ve ekve me ve daha dik\/ayakta\/kıyamda وَأَقْوَمَ قوم 31 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 32 leanehumu mutlak lanetlerdi onları لَعَنَهُمُ لعن 33 llahu Allah اللَّهُ - 34 bikufrihim küfürleriyle بِكُفْرِهِمْ كفر 35 fela öyle ki فَلَا - 36 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن 37 illa dışında إِلَّا - 38 kalilen bir az قَلِيلًا قلل", "ayetNo" : "46", "id" : "1031", "kuranAyetNo" : "539", "not1" : "*İftiralarla delmek, hücum ederek delmek, delik deşik etmek.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki derinlemesine tartıp ele almazlar mı\/düşünüp taşınmazlar* mı Kur'an'ı; ve eğer olmasaydı Allah'ın indinden\/katından; mutlak bulurlardı onda (Kur’an'da) çokça ihtilaf**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 efela öyle ki أَفَلَا - 2 yetedebberune derinlemesine tartıp ele almazlar mı\/düşünüp taşınmazlar mı يَتَدَبَّرُونَ دبر 3 l-kurane Kur'an'ı الْقُرْانَ قرا 4 velev ve eğer وَلَوْ - 5 kane olsaydı كَانَ كون 6 min   مِنْ - 7 indi indinden\/katından عِنْدِ عند 8 gayri başkası غَيْرِ غير 9 llahi Allah'tan اللَّهِ - 10 levecedu mutlak bulurlardı لَوَجَدُوا وجد 11 fihi onda (Kur’an'da) فِيهِ - 12 htilafen ihtilaf اخْتِلَافًا خلف 13 kesiran çokça كَثِيرًا كثر", "ayetNo" : "82", "id" : "1066", "kuranAyetNo" : "575", "not1" : "*Kur'an derinlemesine incelendiğinde 6234 ayetin birbiriyle tam uyumlu olduğu görülür. Asla bir çelişki, uyumsuzluk görülmez. **Uyuşmazlık.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "\"Ve mutlak dalalete128 düşürürüm onları; ve mutlak temenniye* sokarım onları; ve mutlak emrederim200 onlara öyle ki mutlak keserler kulaklarını çiftlik hayvanlarının; ve mutlak emrederim200 öyle ki mutlak değiştirirler Allah'ın yaratışını\"; ve kim tutar\/edinir şeytânı29 bir veli28 astından Allah'ın; öyle ki muhakkak hüsrana uğrar; apaçık bir hüsrana.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veleudillennehum ve mutlak dalalete düşürürüm onları وَلَأُضِلَّنَّهُمْ ضلل 2 veleumenniyennehum ve mutlak temenni ettiririm onları وَلَأُمَنِّيَنَّهُمْ مني 3 velamurannehum ve mutlak emrederim onlara وَلَامُرَنَّهُمْ امر 4 feleyubettikunne öyle ki mutlak keserler فَلَيُبَتِّكُنَّ بتك 5 azane kulaklarını اذَانَ اذن 6 l-en'aami enamın الْأَنْعَامِ نعم 7 velamurannehum ve mutlak emrederim وَلَامُرَنَّهُمْ امر 8 feleyugayyirunne öyle ki mutlak değiştirirler فَلَيُغَيِّرُنَّ غير 9 halka yaratışını خَلْقَ خلق 10 llahi Allah'ın اللَّهِ - 11 ve men ve kim وَمَنْ - 12 yettehizi tutar\/edinir يَتَّخِذِ اخذ 13 ş-şeytane şeytanı الشَّيْطَانَ شطن 14 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي 15 min   مِنْ - 16 duni astından دُونِ دون 17 llahi Allah'ın اللَّهِ - 18 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 19 hasira hüsrana uğrar خَسِرَ خسر 20 husranen bir hüsran خُسْرَانًا خسر 21 mubinen bir apacık مُبِينًا بين  ", "ayetNo" : "119", "id" : "1100", "kuranAyetNo" : "612", "not1" : "*Bitmez tükenmez beklentiler.  ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İsabet eden sana bir iyilikten öyle ki Allah'tandır516; ve isabet eden sana kötülükten öyle ki kendi516 nefsindendir201; ve gönderdik seni insanlara bir resûl (olarak); ve kâfi geldi\/yetti Allah bir Şehîd499 (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma   مَا - 2 esabeke isabet eden sana أَصَابَكَ صوب 3 min   مِنْ - 4 hasenetin bir iyilikten حَسَنَةٍ حسن 5 femine öyle ki  فَمِنَ - 6 llahi Allah'tandır اللَّهِ - 7 ve ma ve وَمَا - 8 esabeke isabet eden sana أَصَابَكَ صوب 9 min her مِنْ - 10 seyyietin kötülük سَيِّئَةٍ سوا 11 femin öyle ki  فَمِنْ - 12 nefsike kendi nefsindendir نَفْسِكَ نفس 13 ve erselnake ve gönderdik sana وَأَرْسَلْنَاكَ رسل 14 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 15 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل 16 ve kefa ve kâfi etti\/yetti وَكَفَىٰ كفي 17 billahi Allah بِاللَّهِ - 18 şehiden bir şahid\/tanık (olarak) شَهِيدًا شهد", "ayetNo" : "79", "id" : "1063", "kuranAyetNo" : "572", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Bulacaksınız başkalarını; isterler ki emin olsunlar sizlere (karşı) ve emin olsunlar kendi kavimlerine (karşı); her bir döndürüldüklerinde fitneye332; geri bırakılırlar\/indirilirler* onda; öyle ki eğer asla azletmezler\/bırakmazlar sizleri; ve bulunmazlar üzerinize selamet**; ve sınırlamazlar\/geri durdurmazlar ellerini***; öyle ki edinin\/tutun onları; ve katledin35 onları nerede bulursanız****; ve işte sizlersiniz; yaptık sizlere onlara karşı bir yetki\/güç apaçık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 setecidune bulacaksınız سَتَجِدُونَ وجد 2 aharine başkalarını اخَرِينَ اخر 3 yuridune isterler يُرِيدُونَ رود 4 en ki أَنْ - 5 ye'menukum emin olsunlar sizlerden يَأْمَنُوكُمْ امن 6 ve ye'menu ve emin olsunlar  وَيَأْمَنُوا امن 7 kavmehum kendi kavimlerine قَوْمَهُمْ قوم 8 kulle her bir  كُلَّ كلل 9 ma   مَا - 10 ruddu döndürdüklerinde رُدُّوا ردد 11 ila doğru إِلَى - 12 l-fitneti fitneye الْفِتْنَةِ فتن 13 urkisu  geri bırakolırlar\/indirilirler أُرْكِسُوا ركس 14 fiha onda فِيهَا - 15 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 16 lem asla لَمْ - 17 yea'tezilukum azletmezler sizleri يَعْتَزِلُوكُمْ عزل 18 ve yulku ve bulunmazlar وَيُلْقُوا لقي 19 ileykumu üzerinize إِلَيْكُمُ - 20 s-seleme selamet السَّلَمَ سلم 21 ve yekuffu ve sınırlamazla\/geri durdurmazlar وَيَكُفُّوا كفف 22 eydiyehum ellerini أَيْدِيَهُمْ يدي 23 fehuzuhum öyle ki edinin\/tutun onları فَخُذُوهُمْ اخذ 24 vektuluhum ve katledin onları وَاقْتُلُوهُمْ قتل 25 haysu nerede حَيْثُ حيث 26 sekiftumuhum bulursanız ثَقِفْتُمُوهُمْ ثقف 27 ve ulaikum ve işte sizler وَأُولَٰئِكُمْ - 28 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 29 lekum sizlere لَكُمْ - 30 aleyhim onlara karşı عَلَيْهِمْ - 31 sultanen bir yetki\/güç سُلْطَانًا سلط 32 mubinen apaçık مُبِينًا بين", "ayetNo" : "91", "id" : "1075", "kuranAyetNo" : "584", "not1" : "*Alçaltılırlar. **Barış. ***4:90 ayetindeki işaret edilen yaptıkları şeyi yani katletmeyi durdurmazlar. ****Savaşı durdurma niyeti olmayan, barışa yanaşma niyeti olmayan bu kimseleri arayıp bulun ve nerede bulursanız katledin.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve derler: \"İtaattır\"; öyle ki dışarıya adımladıkları zaman senin yanından; geceleyin kurdu\/kuluçkaya yatırdı fikirlerini onlardan bir tayfa\/grup; ki senin dediğin olmaksızın; ve Allah yazar geceleyin kurduklarını\/kuluçkaya yatırdıklarını onların; öyle ki ilgini çek onlardan; ve tevekkül79 et Allah üzerine; ve kâfi geldi\/yetti Allah bir Vekîl517 (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 2 taatun itaattır طَاعَةٌ طوع 3 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 4 berazu dışarıya adımlardıklarında بَرَزُوا برز 5 min   مِنْ - 6 indike senin yanından عِنْدِكَ عند 7 beyyete geceleyin kurdu\/kuluçkaya yatırdı بَيَّتَ بيت 8 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف 9 minhum onlardan مِنْهُمْ - 10 gayra olmaksızın غَيْرَ غير 11 llezi ki الَّذِي - 12 tekulu senin dediğinin تَقُولُ قول 13 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 14 yektubu yazar يَكْتُبُ كتب 15 ma   مَا - 16 yubeyyitune geceleyin kurduklarını\/kuluçkaya yatırdıklarını يُبَيِّتُونَ بيت 17 feea'rid öyle ki sen ilgini çek فَأَعْرِضْ عرض 18 anhum onlardan عَنْهُمْ - 19 ve teve kkel ve tevekkül et وَتَوَكَّلْ وكل 20 ala üzerine عَلَى - 21 llahi Allah اللَّهِ - 22 ve kefa ve yettti وَكَفَىٰ كفي 23 billahi Allah بِاللَّهِ - 24 vekilen bir Vekil وَكِيلًا وكل", "ayetNo" : "81", "id" : "1065", "kuranAyetNo" : "574", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Yoksa onlara mı bir nasip mülkten; öyle ki (bir nasip olsa onlara) vermezler insanlara bir nakîr508.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 em yoksa أَمْ - 2 lehum onlara mı لَهُمْ - 3 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب 4 mine   مِنَ - 5 l-mulki mülkten الْمُلْكِ ملك 6 feizen öyle ki  فَإِذًا - 7 la   لَا - 8 yu'tune vermezler يُؤْتُونَ اتي 9 n-nase insanlara النَّاسَ نوس 10 nekiran nakir نَقِيرًا نقر", "ayetNo" : "53", "id" : "1038", "kuranAyetNo" : "546", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve tartışma\/savunma kimselerden (yana) (ki) hainlik523 ederler kendi nefislerine201; doğrusu Allah sevmez kimseyi (ki) oldu (o) bir hain524; bir günahkar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 tucadil tartışma تُجَادِلْ جدل 3 ani   عَنِ - 4 ellezine kimselerden (yana) الَّذِينَ - 5 yehtanune hainlik ederler يَخْتَانُونَ خون 6 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس 7 inne doğrusu إِنَّ - 8 llahe Allah اللَّهَ - 9 la   لَا - 10 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 11 men kimseyi مَنْ - 12 kane oldu كَانَ كون 13 havvanen bir hain خَوَّانًا خون 14 esimen bir günahkar أَثِيمًا اثم", "ayetNo" : "107", "id" : "1088", "kuranAyetNo" : "600", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ancak Allah'ın üzerine (olan) tevbe33 kimseler içindir (ki) yaparlar kötülük cahillikle489; sonra tevbe33 ederler yakından*; öyle ki işte bunlar; tevbe33 eder Allah onların üzerine; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 innema ancak إِنَّمَا - 2 t-tevbetu tevbe etmesi التَّوْبَةُ توب 3 ala üzerine عَلَى - 4 llahi Allah اللَّهِ - 5 lillezine kimseler içindir لِلَّذِينَ - 6 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل 7 s-su'e bir kötülük السُّوءَ سوا 8 bicehaletin cahillikle بِجَهَالَةٍ جهل 9 summe sonra ثُمَّ - 10 yetubune tevbe ederler يَتُوبُونَ توب 11 min   مِنْ - 12 karibin yakından قَرِيبٍ قرب 13 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 14 yetubu tevbe eder يَتُوبُ توب 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 aleyhim üzerilerine onların عَلَيْهِمْ - 17 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 18 llahu Allah اللَّهُ - 19 alimen Alim عَلِيمًا علم 20 hakimen Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "17", "id" : "1003", "kuranAyetNo" : "510", "not1" : "*İçtenlikle, yakın bir zamanda.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kim tevbe33 etti zulmü257* sonrasında; ve ıslah316 oldu; öyle ki doğrusu Allah tevbe33 eder onun üzerine; doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 femen öyle ki kim فَمَنْ - 2 tabe tevbe etti تَابَ توب 3 min   مِنْ - 4 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 5 zulmihi zulmünden ظُلْمِهِ ظلم 6 ve esleha ve ıslah oldu وَأَصْلَحَ صلح 7 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 8 llahe Allah اللَّهَ - 9 yetubu tevbe eder يَتُوبُ توب 10 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 11 inne doğrusu إِنَّ - 12 llahe Allah اللَّهَ - 13 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 14 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "39", "id" : "1187", "kuranAyetNo" : "708", "not1" : "*Hırsızlığın büyük günahlardan olduğunu anlarız. Şirk koşmak da bir zulümdür. Demek ki tevbe edilmez ve ıslah olunmazsa cehenneme götürme durumu olasılığı vardır. ", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) tutarlar\/edinirler kâfirleri25 müminlerin27 astından evliya212; bakınırlar\/ararlar onların yanında izzet\/şeref; öyle ki doğrusu izzet\/şeref topluca Allah’adır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 2 yettehizune tutarlar\/edinizrler يَتَّخِذُونَ اخذ 3 l-kafirine kâfirleri الْكَافِرِينَ كفر 4 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي 5 min   مِنْ - 6 duni astından دُونِ دون 7 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن 8 eyebtegune bakınırlar\/ararlar أَيَبْتَغُونَ بغي 9 indehumu onların yanında عِنْدَهُمُ عند 10 l-izzete izzet\/şeref الْعِزَّةَ عزز 11 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 12 l-izzete izzet\/şeref الْعِزَّةَ عزز 13 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 14 cemian topluca جَمِيعًا جمع", "ayetNo" : "139", "id" : "1117", "kuranAyetNo" : "632", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki Allah’a iman47 etmiş ve O'na yapışmış kimselere gelince; öyle ki sokacak (Allah) onları kendinden bir rahmete271 ve bir fazilete202; ve kılavuzlar onları kendisine; dosdoğru bir yola.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feemma öyle ki  فَأَمَّا - 2 ellezine kimselere الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 billahi Allah’a بِاللَّهِ - 5 vea'tesamu ve yapışmış وَاعْتَصَمُوا عصم 6 bihi O'na بِهِ - 7 feseyudhiluhum öyle ki sokacak onları فَسَيُدْخِلُهُمْ دخل 8 fi   فِي - 9 rahmetin bir rahmete رَحْمَةٍ رحم 10 minhu kendinden مِنْهُ - 11 ve fedlin ve bir fazla وَفَضْلٍ فضل 12 ve yehdihim ve kılavuzlar onları وَيَهْدِيهِمْ هدي 13 ileyhi kendisine إِلَيْهِ - 14 siraten bir yola صِرَاطًا صرط 15 mustekimen dosdoğru مُسْتَقِيمًا قوم", "ayetNo" : "175", "id" : "1150", "kuranAyetNo" : "668", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Bilmez misin asla ki Allah’a; O’nadır mülkü göklerin162 ve yerin; azap eder dilediği kimseye; ve mağfiret319 eder dilediği kimse için; ve Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem asla أَلَمْ - 2 tea'lem bilmez misin تَعْلَمْ علم 3 enne ki أَنَّ - 4 llahe Allah’a اللَّهَ - 5 lehu O’nadır لَهُ - 6 mulku mülkü مُلْكُ ملك 7 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 8 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 9 yuazzibu azabeder يُعَذِّبُ عذب 10 men kimseye مَنْ - 11 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 12 ve yegfiru ve mağfiret eder وَيَغْفِرُ غفر 13 limen kimse için لِمَنْ - 14 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 16 ala üzerine عَلَىٰ - 17 kulli her كُلِّ كلل 18 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 19 kadirun Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "40", "id" : "1188", "kuranAyetNo" : "709", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Olun kavvamlar501 Allah için eşitliğe şahitler\/tanıklar; ve cürüm işletmesin sizlere nefret\/kin bir kavme karşı ki (o durumda) adaleti gözetmez (olursunuz); adil680 olun; o daha yakındır takvaya21; ve takvalı21 olun Allah’a; doğrusu Allah bir Habîr’dir466 yaptıklarınıza.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 kunu olun كُونُوا كون 5 kavvamine kavvamlar  قَوَّامِينَ قوم 6 lillahi Allah için لِلَّهِ - 7 şuheda'e şahitler\/tanıklar شُهَدَاءَ شهد 8 bil-kisti eşitliğe بِالْقِسْطِ قسط 9 ve la ve وَلَا - 10 yecrimennekum cürüm işletmesin sizlere يَجْرِمَنَّكُمْ جرم 11 şenanu nefret\/kin شَنَانُ شنا 12 kavmin bir kavme قَوْمٍ قوم 13 ala karşı عَلَىٰ - 14 ella ki أَلَّا - 15 tea'dilu adaleti gözetmezsiniz تَعْدِلُوا عدل 16 a'dilu adil olun اعْدِلُوا عدل 17 huve o هُوَ - 18 ekrabu daha yakındır أَقْرَبُ قرب 19 littekva takvaya لِلتَّقْوَىٰ وقي 20 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 21 llahe Allah’a اللَّهَ - 22 inne doğrusu إِنَّ - 23 llahe Allah اللَّهَ - 24 habirun bir Habir’dir خَبِيرٌ خبر 25 bima   بِمَا - 26 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "8", "id" : "1158", "kuranAyetNo" : "677", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve olmuş değildir bir beşere ki kelam531 eder ona Allah; dışındadır bir vahiy603 ya da bir perde arkasından ya da gönderir (Allah) bir resûl*; öyle ki vahy eder (resûl) O’nun (Allah’ın) izniyle dilediğini ( Allah’ın); doğrusu O (Allah) Aliyy’dir373; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 libeşerin bir beşere لِبَشَرٍ بشر 4 en ki أَنْ - 5 yukellimehu kelam eder ona يُكَلِّمَهُ كلم 6 llahu Allah اللَّهُ - 7 illa dışındadır إِلَّا - 8 vehyen bir vahiy وَحْيًا وحي 9 ev ya da أَوْ - 10 min   مِنْ - 11 vera'i arkasından وَرَاءِ وري 12 hicabin bir perde حِجَابٍ حجب 13 ev ya da أَوْ - 14 yursile gönderir يُرْسِلَ رسل 15 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل 16 feyuhiye öyle ki vahyeder (elçi) فَيُوحِيَ وحي 17 biiznihi izniyle O’nun بِإِذْنِهِ اذن 18 ma   مَا - 19 yeşa'u dilediğini (Allah’ın) يَشَاءُ شيا 20 innehu doğrusu O (Allah) إِنَّهُ - 21 aliyyun Aliyy’dir عَلِيٌّ علو 22 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم", "ayetNo" : "51", "id" : "1139", "kuranAyetNo" : "4321", "not1" : "Cibrîl benzeri şerefli resûller\/elçiler.", "surahName" : "Şûrâ", "sureNo" : "42" }, { "ayetIe" : "Haram kılındı üzerinize ölmüş; ve kan; ve hınzır\/domuz eti; ve kendisine Allah’ın dışında başkasının (ismi) adanan\/sunulan; ve boğulan (ölen); ve ağır darbeyle\/hastalıkla (ölen); ve düşen (ölen); ve boynuzlanmış (ölen); ve yırtıcıların yediği; dışındadır boğazladığınız\/kestiğiniz; ve (haram kılındı) boğazlanan\/kesilen dikilmişler* üzerine -ve ki kısmet ararsınız fal oklarıyla**-; işte bunlar; bir fısktır38; gündür (ki) umudu kesti kâfirlik25 etmiş kimseler dininizden122; öyle ki haşyet53 duymayın onlara; ve haşyet53 duyun bana; bugün (ki) kemale erdirdim\/tamamladım sizlere dininizi122; ve kemale erdirdim\/tamamladım üzerinize nimetimi; ve razı oldum sizlere İslam’ı218 bir din122 (olarak); öyle ki kim daraldı açlıkta meyletmeksizindir günaha; öyle ki doğrusu Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hurrimet haram kılındı حُرِّمَتْ حرم 2 aleykumu üzerinize عَلَيْكُمُ - 3 l-meytetu ölmüş الْمَيْتَةُ موت 4 ve ddemu ve kan وَالدَّمُ دمو 5 velehmu ve eti وَلَحْمُ لحم 6 l-hinziri hınzır\/domuz الْخِنْزِيرِ خنزر 7 ve ma ve  وَمَا - 8 uhille sunulan\/adanan أُهِلَّ هلل 9 ligayri başkası için لِغَيْرِ غير 10 llahi Allah’ın اللَّهِ - 11 bihi kendisi üzerine بِهِ - 12 velmunhanikatu ve boğulan (ölen) وَالْمُنْخَنِقَةُ خنق 13 velmevkuzetu ve ağır darbeyle\/hastalıktan (ölen) وَالْمَوْقُوذَةُ وقذ 14 velmuteraddiyetu ve düşen (ölen) وَالْمُتَرَدِّيَةُ ردي 15 ve nnetihatu ve boynuzlanmış (ölen) وَالنَّطِيحَةُ نطح 16 ve ma ve  وَمَا - 17 ekele yediği أَكَلَ اكل 18 s-sebuu yırtıcıların السَّبُعُ سبع 19 illa dışındadır إِلَّا - 20 ma   مَا - 21 zekkeytum boğazladığınız\/kestiğini sizlerin ذَكَّيْتُمْ ذكو 22 ve ma ve وَمَا - 23 zubiha boğazlanan\/kesilen ذُبِحَ ذبح 24 ala üzerine عَلَى - 25 n-nusubi dikilmişler النُّصُبِ نصب 26 ve en ve ki وَأَنْ - 27 testeksimu kısmet ararsınız تَسْتَقْسِمُوا قسم 28 bil-ezlami fal oklarıyla بِالْأَزْلَامِ زلم 29 zalikum işte bunlar ذَٰلِكُمْ - 30 fiskun bir fısktır فِسْقٌ فسق 31 l-yevme gündür الْيَوْمَ يوم 32 yeise umudu kesti يَئِسَ ياس 33 ellezine kimseler الَّذِينَ - 34 keferu kâfirlik etmiş  كَفَرُوا كفر 35 min   مِنْ - 36 dinikum dininizden دِينِكُمْ دين 37 fela öyle ki  فَلَا - 38 tehşevhum haşyet duymayın onlara تَخْشَوْهُمْ خشي 39 vehşevni ve haşyet duyun bana وَاخْشَوْنِ خشي 40 l-yevme bugün الْيَوْمَ يوم 41 ekmeltu kemale erdirdim أَكْمَلْتُ كمل 42 lekum sizlere لَكُمْ - 43 dinekum dininizi دِينَكُمْ دين 44 ve etmemtu ve kemale erdirdim وَأَتْمَمْتُ تمم 45 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 46 nia'meti nimetimi نِعْمَتِي نعم 47 ve raditu ve razı oldum وَرَضِيتُ رضو 48 lekumu sizlere لَكُمُ - 49 l-islame İslam’ı الْإِسْلَامَ سلم 50 dinen bir din (olarak) دِينًا دين 51 femeni öyle ki kim فَمَنِ - 52 dturra daralırsa اضْطُرَّ ضرر 53 fi   فِي - 54 mehmesatin açlıkta مَخْمَصَةٍ خمص 55 gayra   غَيْرَ غير 56 mutecanifin meyletmeksizindir مُتَجَانِفٍ جنف 57 liismin günaha لِإِثْمٍ اثم 58 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 59 llahe Allah اللَّهَ - 60 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 61 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "3", "id" : "1154", "kuranAyetNo" : "672", "not1" : "*Kutsallık için dikilmiş, inşa edilmiş her şey. Tekkeler, türbeler, idoller, tapınaklar, sözde evliyaların mezar taşları vb.  **Anlaşılır ki bu yerlerde fal okları atılarak bir kısmet aranmaktadır. Büyük bir hurafe ve aldatmacadır. Günümüzde tekke ve türbelerde bazı ritüeller yaparak kısmet arayan kimseler vardır. Ağaçlara bezler bağlayanlar, mezarlarda mum yakanlar buna örnek verilebilir.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Asla geri durmaz Mesih* ki olur bir kul46 Allah'a; ve yakınlaştırılmış melekler48 (de); ve kim geri durur onun kulluğundan46 ve büyüklenir; öyle ki haşreder556 onları kendine topluca.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 len asla لَنْ - 2 yestenkife geri durmaz يَسْتَنْكِفَ نكف 3 l-mesihu Mesih الْمَسِيحُ - 4 en ki أَنْ - 5 yekune olur يَكُونَ كون 6 abden bir kul عَبْدًا عبد 7 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 8 ve la ve وَلَا - 9 l-melaiketu melekler (de) الْمَلَائِكَةُ ملك 10 l-mukarrabune yakınlaştırılmış الْمُقَرَّبُونَ قرب 11 ve men ve kim وَمَنْ - 12 yestenkif geri durur يَسْتَنْكِفْ نكف 13 an ki عَنْ - 14 ibadetihi kulluğuna onun عِبَادَتِهِ عبد 15 ve yestekbir ve büyüklenir وَيَسْتَكْبِرْ كبر 16 feseyehşuruhum öyle ki haşreder onları فَسَيَحْشُرُهُمْ حشر 17 ileyhi kendine إِلَيْهِ - 18 cemian topluca جَمِيعًا جمع", "ayetNo" : "172", "id" : "1147", "kuranAyetNo" : "665", "not1" : "*Meryem oğlu Îsâ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) iman47 ettiler Allah'a ve resûllerine418; ve asla ayırmazlar* onlardan birinin arasını; işte bunlardır; yakında verecek (Allah) ecirlerini\/karşılıklarını onların; ve oldu Allah bir Gafûr20; bir Rahîm2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 amenu iman ettiler امَنُوا امن 3 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 4 ve rusulihi ve resûllerine وَرُسُلِهِ رسل 5 velem ve asla وَلَمْ - 6 yuferriku ayırmazlar يُفَرِّقُوا فرق 7 beyne arasını بَيْنَ بين 8 ehadin birini أَحَدٍ احد 9 minhum onlardan مِنْهُمْ - 10 ulaike işte bunlardır أُولَٰئِكَ - 11 sevfe yakında سَوْفَ - 12 yu'tihim verecek يُؤْتِيهِمْ اتي 13 ucurahum ecirlerini\/karşılıklarını onların أُجُورَهُمْ اجر 14 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 gafuran bir Gafûr غَفُورًا غفر 17 rahimen bir Rahîm رَحِيمًا رحم", "ayetNo" : "152", "id" : "1129", "kuranAyetNo" : "645", "not1" : "*Hem resûllerin arasını hem de Yüce Allah ile resûllerin arasını ayırmazlar.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ne zaman ki işitti (kadın) hilelerini\/dalaverelerini onların* (kadınların); gönderdi** üzerlerine onların (kadınların); ve hazırladı onlara bir dayanaklı oturak; ve verdi her birine onlardan bir bıçak; ve dedi: \"Çık karşılarına onların\"; öyle ki ne zaman gördüler onu***; büyüttüler onu***; ve kestiler ellerini; ve dediler: \"Haşa\/geri durma\/engelleme Allah için; bu bir beşer değildir; ki bu ancak kerîm**** bir melektir*****.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma ne zaman ki فَلَمَّا - 2 semiat işitti (kadın) سَمِعَتْ سمع 3 bimekrihinne hilelerini\/daleverelerini onların بِمَكْرِهِنَّ مكر 4 erselet gönderdi أَرْسَلَتْ رسل 5 ileyhinne üzerlerine onların (kadınların) إِلَيْهِنَّ - 6 ve ea'tedet ve hazırladı وَأَعْتَدَتْ عتد 7 lehunne onlara لَهُنَّ - 8 muttekeen bir dayanaklı oturak مُتَّكَأً وكا 9 ve atet ve verdi وَاتَتْ اتي 10 kulle her كُلَّ كلل 11 vahidetin birine وَاحِدَةٍ وحد 12 minhunne onlardan مِنْهُنَّ - 13 sikkinen bir bıçak سِكِّينًا سكن 14 ve kaleti ve dedi وَقَالَتِ قول 15 hruc çık! اخْرُجْ خرج 16 aleyhinne karşılarına onların عَلَيْهِنَّ - 17 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 18 raeynehu gördüler onu رَأَيْنَهُ راي 19 ekbernehu büyüttüler onu أَكْبَرْنَهُ كبر 20 ve kattaa'ne ve kestiler وَقَطَّعْنَ قطع 21 eydiyehunne ellerini أَيْدِيَهُنَّ يدي 22 vekulne ve dediler وَقُلْنَ قول 23 haşe geri durma\/engelleme حَاشَ حوش 24 lillahi Allah için لِلَّهِ - 25 ma değildir مَا - 26 haza bu هَٰذَا - 27 beşeran bir beşer بَشَرًا بشر 28 in ki إِنْ - 29 haza bu هَٰذَا - 30 illa ancak إِلَّا - 31 melekun bir melektir مَلَكٌ ملك 32 kerimun kerim كَرِيمٌ كرم", "ayetNo" : "31", "ayetNot" : "", "id" : "1186", "kuranAyetNo" : "1625", "not1" : "*3 veya daha fazla sayıda kadın. **Muhtemel ki davetçiler. ***Yusuf peygamberi. ****Cömert. ****İnsan olamayacak kadar etkileyici bir varlıktır.", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Olun ayakta\/kıyamda tutanlar eşitliği şahitler\/tanıklar (olarak) Allah için; şayet kendi nefisleriniz201 üzerine\/aleyhine ya da ana babaya ve yakınlık sahiplerine (olsa bile); eğer olursa (o kimse) bir ganiyy\/zengin ya da bir fakir; öyle ki Allah daha yakındır ikisine; öyle ki tabi olmayın hevaya ki saparsınız; ve eğer eğip bükerseniz ya da karşı koyarsanız; öyle ki doğrusu Allah oldu yaptıklarınıza bir Habîr466.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 kunu olun كُونُوا كون 5 kavvamine ayakta tutanlar قَوَّامِينَ قوم 6 bil-kisti eşitliğe بِالْقِسْطِ قسط 7 şuheda'e şahitler\/tanıklar شُهَدَاءَ شهد 8 lillahi Allah için لِلَّهِ - 9 velev şayet وَلَوْ - 10 ala üzerine\/aleyhine عَلَىٰ - 11 enfusikum kendi nefisleriniz أَنْفُسِكُمْ نفس 12 evi ya da أَوِ - 13 l-valideyni ana babaya الْوَالِدَيْنِ ولد 14 vel'ekrabine ve yakınlık sahiplerine وَالْأَقْرَبِينَ قرب 15 in eğer إِنْ - 16 yekun olursa (o) يَكُنْ كون 17 ganiyyen bir ganiyy\/zengin غَنِيًّا غني 18 ev ya da أَوْ - 19 fekiran bir fakir فَقِيرًا فقر 20 fallahu öyle ki Allah فَاللَّهُ - 21 evla daha velidir أَوْلَىٰ ولي 22 bihima ikisine بِهِمَا - 23 fela öyle ki  فَلَا - 24 tettebiu tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع 25 l-heva hevaya الْهَوَىٰ هوي 26 en ki أَنْ - 27 tea'dilu saparsınız تَعْدِلُوا عدل 28 ve in ve eğer وَإِنْ - 29 telvu eğip bükerseniz تَلْوُوا لوي 30 ev ya da أَوْ - 31 tua'ridu karşı koyarsanız تُعْرِضُوا عرض 32 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 33 llahe Allah اللَّهَ - 34 kane oldu كَانَ كون 35 bima   بِمَا - 36 tea'melune yaptıklarınıza تَعْمَلُونَ عمل 37 habiran bir haberdar خَبِيرًا خبر", "ayetNo" : "135", "id" : "1113", "kuranAyetNo" : "628", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Dışındadır tarîkat532 (ki) cehenneme; ölümsüzler185 orada ebediyen; ve olur bu Allah'a bir kolay (oluş).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 illa dışındadır إِلَّا - 2 tarika tarikat طَرِيقَ طرق 3 cehenneme cehenneme جَهَنَّمَ - 4 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 5 fiha orada فِيهَا - 6 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد 7 ve kane ve olur وَكَانَ كون 8 zalike bu ذَٰلِكَ - 9 ala   عَلَى - 10 llahi Allah'a اللَّهِ - 11 yesiran bir kolay يَسِيرًا يسر", "ayetNo" : "169", "id" : "1145", "kuranAyetNo" : "662", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve yazdık üzerlerine onda (Tevrât’ta) ki nefis201 nefsedir201; ve göz gözedir; ve burun burunadır; ve kulak kulağadır; ve diş dişedir; ve yaralara (da) bir kısas320; öyle ki kim sadaka378 etti bunu öyle ki o bir kefarettir* ona; ve kim asla hükmetmez Allah'ın indirdiğiyle544; öyle ki işte bunlar; onlardır zalimler257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ketebna ve yazdık وَكَتَبْنَا كتب 2 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 3 fiha onda (Tevrât’ta) فِيهَا - 4 enne ki أَنَّ - 5 n-nefse nefis النَّفْسَ نفس 6 bin-nefsi nefse بِالنَّفْسِ نفس 7 vel'ayne ve göz وَالْعَيْنَ عين 8 bil-ayni göze بِالْعَيْنِ عين 9 vel'enfe ve burun وَالْأَنْفَ انف 10 bil-enfi buruna بِالْأَنْفِ انف 11 vel'uzune ve kulak وَالْأُذُنَ اذن 12 bil-uzuni kulağa بِالْأُذُنِ اذن 13 ve ssinne ve diş وَالسِّنَّ سنن 14 bis-sinni dişe بِالسِّنِّ سنن 15 velcuruha ve yaralara (da) وَالْجُرُوحَ جرح 16 kisasun bir kısas قِصَاصٌ قصص 17 femen öyle ki kim فَمَنْ - 18 tesaddeka sadaka etti تَصَدَّقَ صدق 19 bihi bunu بِهِ - 20 fehuve öyle ki o فَهُوَ - 21 keffaratun bir kefarettir كَفَّارَةٌ كفر 22 lehu ona لَهُ - 23 ve men ve kim وَمَنْ - 24 lem asla لَمْ - 25 yehkum hükmetmez يَحْكُمْ حكم 26 bima   بِمَا - 27 enzele indirdiğiyle أَنْزَلَ نزل 28 llahu Allah'ın اللَّهُ - 29 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 30 humu onlardır هُمُ - 31 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "45", "id" : "1193", "kuranAyetNo" : "714", "not1" : "*İşlenmiş bir günah, suç veya kabahatin bağışlanması.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; sığınağı onların cehennemdir; ve bulamazlar ondan bir kaçış.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 me'vahum sığınağı onların مَأْوَاهُمْ اوي 3 cehennemu cehennemdir جَهَنَّمُ - 4 ve la   وَلَا - 5 yecidune ve bulamazlar يَجِدُونَ وجد 6 anha ondan عَنْهَا - 7 mehisen bir kaçış مَحِيصًا حيص", "ayetNo" : "121", "id" : "1102", "kuranAyetNo" : "614", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Olmaz sizlerin temennileri ve (de) kitap ehlinin135 temennileri*; kim yapar bir kötülük; cezalandırılır onunla; ve bulamaz kendisine astından Allah’ın bir veli28 ne de bir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leyse olmaz لَيْسَ ليس 2 biemaniyyikum temennileriniz بِأَمَانِيِّكُمْ مني 3 ve la ve (de) وَلَا - 4 emaniyyi temennileri أَمَانِيِّ مني 5 ehli ehlinin أَهْلِ اهل 6 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب 7 men kim مَنْ - 8 yea'mel yapar يَعْمَلْ عمل 9 su'en bir kötülük سُوءًا سوا 10 yucze cezalandırılır يُجْزَ جزي 11 bihi onunla بِهِ - 12 ve la   وَلَا - 13 yecid ve bulamaz يَجِدْ وجد 14 lehu kendisine لَهُ - 15 min   مِنْ - 16 duni astından دُونِ دون 17 llahi Allah’ın اللَّهِ - 18 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي 19 ve la ne de وَلَا - 20 nesiran bir yardımcı نَصِيرًا نصر", "ayetNo" : "123", "id" : "1104", "kuranAyetNo" : "616", "not1" : "*İşler ve oluşlar temenni ederek olmaz. Gerçek neyse o olur.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve nasıl hakem ederler seni; ve (oysa) yanlarındandır onların Tevrât*; içindedir onun (Tevrât'ın) Allah'ın hükmü*; sonra yüz çevirirler sonrasında bunun; ve işte bunlar; değillerdir müminler27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vekeyfe ve nasıl وَكَيْفَ كيف 2 yuhakkimuneke hakem ederler seni يُحَكِّمُونَكَ حكم 3 veindehumu ve yanlarından onların وَعِنْدَهُمُ عند 4 t-tevratu Tevrât التَّوْرَاةُ - 5 fiha içinde onun فِيهَا - 6 hukmu hükmü حُكْمُ حكم 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 summe sonra ثُمَّ - 9 yetevellevne yüz çevirirler يَتَوَلَّوْنَ ولي 10 min   مِنْ - 11 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 12 zalike bunun ذَٰلِكَ - 13 ve ma ve değildir وَمَا - 14 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 15 bil-mu'minine müminler بِالْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "43", "id" : "1191", "kuranAyetNo" : "712", "not1" : "*Anlaşılır ki Kur'an'ın indiği dönemde Tevrât Yüce Allah'ın hükümlerini eksiksiz içermektedir. Ancak Kur'an'ın başına gelen Tevrât'ın da başına önceden gelmiştir. Talmud kitaplarıyla Tevrât'ın hükümleri yok hükmüne getirilmiştir. Günümüzde hadis\/söylenti kitapları da Kur'an'ı hükümlerini yok hükmüne getirmiştir.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dediler: \"Ey Musa! Doğrusu oradadır cabbâr538 bir kavim ; ve doğrusu bizler asla girmeyiz oraya; ta ki çıkar onlar oradan; öyle ki eğer çıkarlarsa oradan; öyle ki doğrusu bizler (oluruz) girenler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 ya musa ey Musa يَا مُوسَىٰ - 3 inne doğrusu إِنَّ - 4 fiha oradadır فِيهَا - 5 kavmen bir kavim قَوْمًا قوم 6 cebbarine cabbar جَبَّارِينَ جبر 7 ve inna ve doğrusu bizler وَإِنَّا - 8 len asla لَنْ - 9 nedhuleha girmeyiz oraya نَدْخُلَهَا دخل 10 hatta ta ki حَتَّىٰ - 11 yehrucu çıkar onlar يَخْرُجُوا خرج 12 minha oradan مِنْهَا - 13 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 14 yehrucu çıkarlarsa يَخْرُجُوا خرج 15 minha oradan مِنْهَا - 16 feinna öyle ki doğrusu biz فَإِنَّا - 17 dahilune girenleriz دَاخِلُونَ دخل", "ayetNo" : "22", "id" : "1171", "kuranAyetNo" : "691", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ederler ve yüz çevirirler\/engellerler Allah’ın yolundan336; muhakkak dalalete128 düştüler; uzak bir dalalete128.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik ederler كَفَرُوا كفر 4 ve saddu ve yüz çevirirler\/engellerler وَصَدُّوا صدد 5 an - عَنْ - 6 sebili yolundan سَبِيلِ سبل 7 llahi Allah’ın اللَّهِ - 8 kad muhakkak قَدْ - 9 dellu dalalete düştüler ضَلُّوا ضلل 10 delalen bir dalalete ضَلَالًا ضلل 11 beiyden uzak بَعِيدًا بعد", "ayetNo" : "167", "id" : "1143", "kuranAyetNo" : "660", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve ki hükmet aralarında Allah'ın indirdiğiyle (Kur'an'la); ve tabi olma hevalarına; ve hazırlıklı ol onlara ki ayartırlar547 seni Allah'ın senin üzerine indirdiğinin (Kur'an'ın) bir kısmından; öyle ki eğer yüz çevirdilerse; öyle ki bil ki ancak diler Allah ki vurur\/çarpar onları günahlarının bir kısmıyla; ve doğrusu insanlardan bir çoğu mutlak fâsıktır38.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve eni ve ki وَأَنِ - 2 hkum hükmet احْكُمْ حكم 3 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين 4 bima   بِمَا - 5 enzele indirdiğiyle أَنْزَلَ نزل 6 llahu Allah'ın اللَّهُ - 7 ve la ve وَلَا - 8 tettebia' tabi olma تَتَّبِعْ تبع 9 ehva'ehum hevalarına onların أَهْوَاءَهُمْ هوي 10 vehzerhum ve hazırlıklı ol onlara وَاحْذَرْهُمْ حذر 11 en ki أَنْ - 12 yeftinuke ayartırlar seni يَفْتِنُوكَ فتن 13 an   عَنْ - 14 bea'di bir kısmından بَعْضِ بعض 15 ma   مَا - 16 enzele indirdiğinin أَنْزَلَ نزل 17 llahu Allah'ın اللَّهُ - 18 ileyke senin üzerine إِلَيْكَ - 19 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 20 tevellev yüz çevirdilerse تَوَلَّوْا ولي 21 fea'lem öyle ki bil ki فَاعْلَمْ علم 22 ennema ancak أَنَّمَا - 23 yuridu diler يُرِيدُ رود 24 llahu Allah اللَّهُ - 25 en ki أَنْ - 26 yusibehum vurur\/çarpar onları يُصِيبَهُمْ صوب 27 bibea'di kısmıyla بِبَعْضِ بعض 28 zunubihim günahları onların ذُنُوبِهِمْ ذنب 29 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 30 kesiran bir çoğu كَثِيرًا كثر 31 mine   مِنَ - 32 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 33 lefasikune mutlak fâsıktır لَفَاسِقُونَ فسق", "ayetNo" : "49", "id" : "1197", "kuranAyetNo" : "718", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve ardından gönderdik izleri üzerine onların Meryem oğlu Îsâ'yı (ki) bir musaddıktır140 iki eli arasındakine Tevrât’tan; ve verdik ona İncîl'i; içindedir bir doğru yol kılavuz ve bir nur (ki) bir musaddıktır140 iki eli arasındakine Tevrât’tan; ve bir doğru yola kılavuz; ve bir vaaz653 muttakiler için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kaffeyna ve ardından gönderdik وَقَفَّيْنَا قفو 2 ala üzerine عَلَىٰ - 3 asarihim onların izleri اثَارِهِمْ اثر 4 biiysa Îsa'yı بِعِيسَى - 5 bni oğlu ابْنِ بني 6 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 7 musaddikan bir musaddık مُصَدِّقًا صدق 8 lima   لِمَا - 9 beyne arasındakine بَيْنَ بين 10 yedeyhi iki eli يَدَيْهِ يدي 11 mine   مِنَ - 12 t-tevrati Tevrat’tan التَّوْرَاةِ - 13 ve ateynahu ve verdik ona وَاتَيْنَاهُ اتي 14 l-incile İncîl'i الْإِنْجِيلَ - 15 fihi içindedir فِيهِ - 16 huden bir doğru yol kılavuz هُدًى هدي 17 ve nurun ve bir nur وَنُورٌ نور 18 ve musaddikan bir musaddık وَمُصَدِّقًا صدق 19 lima   لِمَا - 20 beyne arasındakine بَيْنَ بين 21 yedeyhi iki eli يَدَيْهِ يدي 22 mine   مِنَ - 23 t-tevrati Tevrat’tan التَّوْرَاةِ - 24 ve huden ve bir doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي 25 ve mev'izeten ve bir vaaz وَمَوْعِظَةً وعظ 26 lilmuttekine muttakilere لِلْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "46", "id" : "1194", "kuranAyetNo" : "715", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Sevmez* Allah açık etmeyi kötülüğü (bir) söylemden**; dışındadır kimse (ki) zulme*** uğradı; ve oldu Allah bir Semî41; bir Alîm8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la   لَا - 2 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 l-cehra açık etmeyi الْجَهْرَ جهر 5 bis-su'i kötülüğü بِالسُّوءِ سوا 6 mine   مِنَ - 7 l-kavli söylemden الْقَوْلِ قول 8 illa dışında إِلَّا - 9 men kimse مَنْ - 10 zulime zulme uğradı ظُلِمَ ظلم 11 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 12 llahu Allah اللَّهُ - 13 semian Semî سَمِيعًا سمع 14 alimen Alîm عَلِيمًا علم", "ayetNo" : "148", "id" : "1125", "kuranAyetNo" : "641", "not1" : "*Kötü sözlerin\/söylemlerin topluma yayılmasını, duyurulmasını, anons edilmesini. **Yapılan kötülüğün değil de söylemin\/sözün işaret edilmesi anlamlıdır. Ortada kötü bir eylem varsa durum değişebilir. Toplumun bu kötü eylemden haberdar edilmesi gerekebilir. ***Kötü söz\/söylem nedeniyle zulme uğrayan kimse hariçtir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ancak cezası63 kimselerin (ki) harp ederler Allah’a ve resûlüne*; ve çalışırlar yerde bir fesada; (o ceza) ki katledilirler539 ya da asılırlar539 ya da kesilir elleri ve ayakları çaprazdan539 ya da sürülürler\/sınır dışı edilirler539 yerden; işte bu; onlara bir hazin\/hüzündür dünyada; ve onlaradır ahirette büyük bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 innema ancak إِنَّمَا - 2 ceza'u cezası جَزَاءُ جزي 3 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 4 yuharibune harb eden يُحَارِبُونَ حرب 5 llahe Allah’a اللَّهَ - 6 ve rasulehu ve resûlüne وَرَسُولَهُ رسل 7 ve yes'avne ve çalışanların وَيَسْعَوْنَ سعي 8 fi   فِي - 9 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 10 fesaden bir fesat فَسَادًا فسد 11 en ki أَنْ - 12 yukattelu katledilirler يُقَتَّلُوا قتل 13 ev ya da أَوْ - 14 yusallebu aslılırlar يُصَلَّبُوا صلب 15 ev ya da أَوْ - 16 tukattaa kesilir تُقَطَّعَ قطع 17 eydihim elleri أَيْدِيهِمْ يدي 18 ve erculuhum ve ayakları وَأَرْجُلُهُمْ رجل 19 min   مِنْ - 20 hilafin çaprazdan خِلَافٍ خلف 21 ev ve ya أَوْ - 22 yunfev sürülürler\/sınır dışı edilirler يُنْفَوْا نفي 23 mine   مِنَ - 24 l-erdi yerden الْأَرْضِ ارض 25 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 26 lehum onlara لَهُمْ - 27 hizyun bir hazin\/hüzündür خِزْيٌ خزي 28 fi   فِي - 29 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 30 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 31 fi   فِي - 32 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 33 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 34 azimun büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "33", "id" : "1180", "kuranAyetNo" : "702", "not1" : "*Mûsâ peygamber.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dedi (Musa): \"Rabbim! Doğrusu ben malik* değilim nefsim201 ve kardeşim dışında; öyle ki ayır\/yar aramızı ve arasını fâsıklar38 kavminin\/toplumunun.", "ayetLatin" : "  #       Kelime         Anlam         Arapça      Kök  1 kale dedi قَالَ قول 2 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 3 inni doğrusu ben إِنِّي - 4 la   لَا - 5 emliku mâlik değilim أَمْلِكُ ملك 6 illa dışında إِلَّا - 7 nefsi nefsim نَفْسِي نفس 8 ve ehi ve kardeşim وَأَخِي اخو 9 fefruk öyle ki ayır\/yar فَافْرُقْ فرق 10 beynena aramızı بَيْنَنَا بين 11 ve beyne ve arasını وَبَيْنَ بين 12 l-kavmi kavmin\/toplumun الْقَوْمِ قوم 13 l-fasikine fasıklar الْفَاسِقِينَ فسق", "ayetNo" : "25", "id" : "1172", "kuranAyetNo" : "694", "not1" : "*Sahip.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Yalpalayanlardır bunun arasında; ne bunlara karşı ve ne de bunlara karşı; ve kimi dalalette128 bıraktı Allah; öyle ki asla bulamazsın ona bir yol*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 muzebzebine yalpalayanlardır مُذَبْذَبِينَ ذبذب 2 beyne arasında بَيْنَ بين 3 zalike bunun ذَٰلِكَ - 4 la ne لَا - 5 ila karşı إِلَىٰ - 6 ha'ula'i bunlara هَٰؤُلَاءِ - 7 ve la ve ne de وَلَا - 8 ila karşı إِلَىٰ - 9 ha'ula'i bunlara هَٰؤُلَاءِ - 10 ve men ve kimi وَمَنْ - 11 yudlili dalalette bıraktı يُضْلِلِ ضلل 12 llahu Allah اللَّهُ - 13 felen öyle ki asla فَلَنْ - 14 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد 15 lehu ona لَهُ - 16 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "143", "id" : "1120", "kuranAyetNo" : "636", "not1" : "*Bir çıkış, bir doğru yola kılavuz.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Allah'adır göklerdeki162 ve yerdeki; ve kâfi geldi\/yetti Allah bir Vekîl517 (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velillahi Allah’adır وَلِلَّهِ - 2 ma   مَا - 3 fi   فِي - 4 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 5 ve ma ve وَمَا - 6 fi   فِي - 7 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 8 ve kefa ve kâfi geldi\/yetti وَكَفَىٰ كفي 9 billahi Allah بِاللَّهِ - 10 vekilen bir Vekil (olarak) وَكِيلًا وكل", "ayetNo" : "132", "id" : "1110", "kuranAyetNo" : "625", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki nefsi201 itaat etti ona (ki) katletmeyi35 kardeşini; ve katletti35 onu; öyle ki sabahladı hüsrana uğrayanlardan (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fetavveat öyle ki itaat etti (nefsi) فَطَوَّعَتْ طوع 2 lehu ona لَهُ - 3 nefsuhu nefsine نَفْسُهُ نفس 4 katle katletmeyi قَتْلَ قتل 5 ehihi kardeşini أَخِيهِ اخو 6 fekatelehu ve katletti onu فَقَتَلَهُ قتل 7 fe esbeha öyle ki sabahladı فَأَصْبَحَ صبح 8 mine -dan مِنَ - 9 l-hasirine hüsrana uğrayanlardan (olarak) الْخَاسِرِينَ خسر", "ayetNo" : "30", "id" : "1177", "kuranAyetNo" : "699", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Anın\/zikredin78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; yeltendiği zaman bir kavim\/topluluk (ki) uzatmaya sizlere ellerini; öyle ki geri bıraktırdı (Allah) sizden ellerini onların ; ve takvalı21 olun Allah’a; ve Allah'a karşı öyle ki tevekkül79 etsinler müminler27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 zkuru anın\/zikredin اذْكُرُوا ذكر 5 nia'mete nimetini نِعْمَتَ نعم 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 8 iz zaman إِذْ - 9 hemme yeltenmişti هَمَّ همم 10 kavmun bir kavim\/topluluk قَوْمٌ قوم 11 en   أَنْ - 12 yebsutu uzatırlar يَبْسُطُوا بسط 13 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ - 14 eydiyehum ellerini أَيْدِيَهُمْ يدي 15 fekeffe öyle ki geri bıraktırdı (Allah) فَكَفَّ كفف 16 eydiyehum ellerini onların أَيْدِيَهُمْ يدي 17 ankum sizden عَنْكُمْ - 18 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 19 llahe Allah’a اللَّهَ - 20 ve ala ve karşı وَعَلَى - 21 llahi Allah'a اللَّهِ - 22 felyetevekkeli öyle ki tevekkül etsinler فَلْيَتَوَكَّلِ وكل 23 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "11", "id" : "1161", "kuranAyetNo" : "680", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Vaat etti Allah iman47 etmiş kimselere ve sâlihâtı18 yapmışlara; onlaradır bir mağfiret319 ve büyük bir ecir\/karşılık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veade vaad etti وَعَدَ وعد 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 ellezine kimselere الَّذِينَ - 4 amenu iman etmiş امَنُوا امن 5 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل 6 s-salihati sâlihâtı الصَّالِحَاتِ صلح 7 lehum onlarındır لَهُمْ - 8 megfiratun bir mağfiret مَغْفِرَةٌ غفر 9 ve ecrun ve bir ecir\/karşılık وَأَجْرٌ اجر 10 azimun büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "9", "id" : "1159", "kuranAyetNo" : "678", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin\/tutmayın Yahudileri295 ve Nasârâlıları268 evliya212; bir kısmı onların evliyasıdır212 bir kısmın; ve kim veli28 edinir onları sizlerden; öyle ki doğrusu o onlardandır; doğrusu Allah doğruya kılavuzlamaz zalim257 toplumu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 tettehizu edinmeyin\/tutmayın تَتَّخِذُوا اخذ 6 l-yehude yahudileri الْيَهُودَ - 7 ve nnesara ve Nasaralıları وَالنَّصَارَىٰ نصر 8 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي 9 bea'duhum bir kısmı onların بَعْضُهُمْ بعض 10 evliya'u evliyasıdır أَوْلِيَاءُ ولي 11 bea'din bir kısmın بَعْضٍ بعض 12 ve men ve kim وَمَنْ - 13 yetevellehum veli edinir onları يَتَوَلَّهُمْ ولي 14 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 15 feinnehu öyle ki doğrusu o فَإِنَّهُ - 16 minhum onlardandır مِنْهُمْ - 17 inne doğrusu إِنَّ - 18 llahe Allah اللَّهَ - 19 la   لَا - 20 yehdi doğruya kılavuzlamaz يَهْدِي هدي 21 l-kavme toplumu الْقَوْمَ قوم 22 z-zalimine zalim الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "51", "id" : "1199", "kuranAyetNo" : "720", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve eğer ayrılırsa ikisi; zengin eder Allah her birini kendi genişliğiyle; ve oldu Allah bir Vâsi297; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 yeteferraka ayrılırsa ikisi يَتَفَرَّقَا فرق 3 yugni zengin eder يُغْنِ غني 4 llahu Allah اللَّهُ - 5 kullen her birini كُلًّا كلل 6 min   مِنْ - 7 seatihi genişliğiyle O’nun سَعَتِهِ وسع 8 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 9 llahu Allah اللَّهُ - 10 vasian bir Vâsi وَاسِعًا وسع 11 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "130", "id" : "1108", "kuranAyetNo" : "623", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu biz vahyettik603 sana; vahyettiğimiz603 gibi Nûh'a; ve ondan (Nûh'tan) sonraki nebilere132; ve vahyettik603 İbrâhîm'e; ve İsmâîl'e; ve İshâk'a; ve Yakûb'a; ve sıbtlara*; ve Îsâ’ya; ve Eyyûb'a; ve Yûnûs'a; ve Hârun'a; ve Süleymân'a; ve verdik Dâvûd'a zeburu477.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inna doğrusu biz إِنَّا - 2 evhayna vahyettik أَوْحَيْنَا وحي 3 ileyke sana إِلَيْكَ - 4 kema gibi كَمَا - 5 evhayna vahyettiğimiz أَوْحَيْنَا وحي 6 ila   إِلَىٰ - 7 nuhin Nuh'a نُوحٍ - 8 ve nnebiyyine ve nebilere وَالنَّبِيِّينَ نبا 9 min   مِنْ - 10 bea'dihi ondan sonraki بَعْدِهِ بعد 11 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي 12 ila   إِلَىٰ - 13 ibrahime İbrâhîm'e إِبْرَاهِيمَ - 14 ve ismaiyle ve İsmâîl'e وَإِسْمَاعِيلَ - 15 ve ishaka ve İshâk'a وَإِسْحَاقَ - 16 ve yea'kube ve Yakûb'a وَيَعْقُوبَ - 17 vel'esbati ve sıbtlara وَالْأَسْبَاطِ سبط 18 ve iysa ve Îsâ’ya وَعِيسَىٰ - 19 ve eyyube ve Eyyûb'a وَأَيُّوبَ - 20 ve yunuse ve Yûnûs'a وَيُونُسَ - 21 ve harune ve Hârun'a وَهَارُونَ - 22 ve suleymane ve Süleymân'a وَسُلَيْمَانَ - 23 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي 24 davude Dâvûd'a دَاوُودَ - 25 zeburan Zebur'u زَبُورًا زبر", "ayetNo" : "163", "id" : "1138", "kuranAyetNo" : "656", "not1" : "*Yahudilerden bir grup\/klan.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; ve zulmettiler257; asla olmaz Allah mağfiret319 etmeye onlara; ve bir doğru tarîkata532 kılavuzlamaya.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 4 ve zelemu ve zulmettiler وَظَلَمُوا ظلم 5 lem asla لَمْ - 6 yekuni olmaz يَكُنِ كون 7 llahu Allah اللَّهُ - 8 liyegfira mağfiret etmeye لِيَغْفِرَ غفر 9 lehum onlara لَهُمْ - 10 ve la ve وَلَا - 11 liyehdiyehum doğru yola kılavuzlamaya لِيَهْدِيَهُمْ هدي 12 tarikan bir tarikata طَرِيقًا طرق", "ayetNo" : "168", "id" : "1144", "kuranAyetNo" : "661", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu indirdik Tevrât'ı (ki) ondadır* bir doğru yola kılavuz ve bir nur; hükmeder onunla* nebiler132 -İslam218 olmuş kimseler-; yahudileşmiş267 kimselere ve Rabbânîlere462 ve bilginlere; hafızlık etmeleriyle\/korumalarıyla** Allah'ın kitabından*; ve oldular onun* üzerine şahitler\/tanıklar; öyle ki haşyet53 duymayın insanlara543; haşyet53 duyun bana543; ve satmayın ayetlerimi az bir bedele; ve kim asla hükmetmez indirdiğiyle Allah'ın544; öyle ki işte bunlar; onlardır kâfirler25.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inna doğrusu إِنَّا - 2 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل 3 t-tevrate Tevrat'ı التَّوْرَاةَ - 4 fiha ondadır فِيهَا - 5 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي 6 ve nurun ve bir nur وَنُورٌ نور 7 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم 8 biha onunla بِهَا - 9 n-nebiyyune nebiler النَّبِيُّونَ نبا 10 ellezine kimseler الَّذِينَ - 11 eslemu İslam olmuşlar أَسْلَمُوا سلم 12 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 13 hadu yahudileştiler هَادُوا هود 14 ve rrabbaniyyune ve Rabbanilere وَالرَّبَّانِيُّونَ ربب 15 vel'ehbaru ve bilginlere وَالْأَحْبَارُ حبر 16 bima   بِمَا - 17 stuhfizu hafızlık etmeleriyle\/korumalarıyla اسْتُحْفِظُوا حفظ 18 min   مِنْ - 19 kitabi kitaptan كِتَابِ كتب 20 llahi Allah'ın اللَّهِ - 21 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 22 aleyhi üzerine onun (Tevrat’ın) عَلَيْهِ - 23 şuheda'e şahitler\/tanıklar شُهَدَاءَ شهد 24 fela öyle ki  فَلَا - 25 tehşevu haşyet duymayın تَخْشَوُا خشي 26 n-nase insanlara النَّاسَ نوس 27 vehşevni haşyet duyun bana وَاخْشَوْنِ خشي 28 ve la ve  وَلَا - 29 teşteru satmayın تَشْتَرُوا شري 30 biayati ayetlerimi بِايَاتِي ايي 31 semenen bir bedele ثَمَنًا ثمن 32 kalilen az bir قَلِيلًا قلل 33 ve men ve kim وَمَنْ - 34 lem asla لَمْ - 35 yehkum hükmetmez يَحْكُمْ حكم 36 bima ile بِمَا - 37 enzele indirdiği أَنْزَلَ نزل 38 llahu Allah'ın اللَّهُ - 39 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 40 humu onlar هُمُ - 41 l-kafirune kâfirlerdir الْكَافِرُونَ كفر", "ayetNo" : "44", "id" : "1192", "kuranAyetNo" : "713", "not1" : "*Tevrât. **Ezberleyerek, yazarak, zikrederek Tevrât'ın ayetlerinin sözlerle\/hadislerle kontamine olmasına engel olarak. Sadece Tevrât diyerek ayetlerin hükümlerini koruyarak. ", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve kimseleri (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; sokacağız onları cennetlere; akar altından onun (cennetin) nehirler; ölümsüzlerdir185 orada ebediyen; hak\/gerçek vaadidir Allah'ın; ve kim daha sâdıktır182 Allah’tan bir söz\/kelam (bakımından).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 2 amenu iman ettiler امَنُوا امن 3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل 4 s-salihati saliha الصَّالِحَاتِ صلح 5 senudhiluhum sokacağız onları سَنُدْخِلُهُمْ دخل 6 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن 7 tecri akar تَجْرِي جري 8 min   مِنْ - 9 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت 10 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 11 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 12 fiha orada فِيهَا - 13 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد 14 vea'de vaadidir  وَعْدَ وعد 15 llahi Allah'ın اللَّهِ - 16 hakkan hak\/gerçek حَقًّا حقق 17 ve men ve kim وَمَنْ - 18 esdeku daha sadıktır أَصْدَقُ صدق 19 mine   مِنَ - 20 llahi Allah’tan اللَّهِ - 21 kilen sözlü قِيلًا قول", "ayetNo" : "122", "id" : "1103", "kuranAyetNo" : "615", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve \"Doğrusu biz katlettik35 Meryem oğlu Îsâ Mesih'i, Allah'ın resûlünü418\" söylemleri (nedeniyledir); ve katletmiş35 değillerdi onu; ve asmış değillerdi onu; fakat benzeştirildi530 onlara; ve doğrusu kimseler (ki) ihtilaf ettiler onda; mutlak içindedirler tam bir kuşku\/şüphe ondan; yoktur onlara onda hiçbir ilim; ancak tabi olmadır zanna314; ve katletmiş35 değillerdi onu kesin (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kavlihim ve söylemleri وَقَوْلِهِمْ قول 2 inna doğrusu biz إِنَّا - 3 katelna katlettik قَتَلْنَا قتل 4 l-mesiha Mesih'i الْمَسِيحَ - 5 iysa Îsa عِيسَى - 6 bne oğlu ابْنَ بني 7 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 8 rasule resûlü رَسُولَ رسل 9 llahi Allah'ın اللَّهِ - 10 ve ma ve değildir وَمَا - 11 kateluhu katlettiler قَتَلُوهُ قتل 12 ve ma ve değildi وَمَا - 13 salebuhu asmadılar صَلَبُوهُ صلب 14 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 15 şubbihe benzeştirildi شُبِّهَ شبه 16 lehum onlara لَهُمْ - 17 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 18 ellezine kimseler الَّذِينَ - 19 htelefu ihtilaf ettiler اخْتَلَفُوا خلف 20 fihi onda فِيهِ - 21 lefi mutla içindedirler لَفِي - 22 şekkin tam bir kuşku\/şüphe شَكٍّ شكك 23 minhu ondan مِنْهُ - 24 ma değildir مَا - 25 lehum onlara لَهُمْ - 26 bihi onda بِهِ - 27 min hiç مِنْ - 28 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم 29 illa ancak إِلَّا - 30 ttibaa tabi olmadır اتِّبَاعَ تبع 31 z-zenni zanna الظَّنِّ ظنن 32 ve ma ve değildir وَمَا - 33 kateluhu katlettiler onu قَتَلُوهُ قتل 34 yekinen kesin يَقِينًا يقن", "ayetNo" : "157", "id" : "1133", "kuranAyetNo" : "650", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu münâfıklar26 daha sefil aşağı seviyededir ateşten; ve asla bulamazsın onlara bir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 l-munafikine münâfıklar الْمُنَافِقِينَ نفق 3 fi   فِي - 4 d-derki aşağıda seviyededir الدَّرْكِ درك 5 l-esfeli daha sefil الْأَسْفَلِ سفل 6 mine   مِنَ - 7 n-nari ateşten النَّارِ نور 8 velen ve asla وَلَنْ - 9 tecide bulamazsın تَجِدَ وجد 10 lehum onlara لَهُمْ - 11 nesiran bir yardımcı نَصِيرًا نصر", "ayetNo" : "145", "id" : "1122", "kuranAyetNo" : "638", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Resûller418 (ki) müjdeleyicilerdir ve uyarıcılardır; olmaması içindir insanlara bir hüccet\/hac376 Allah'a karşı; resûller sonrası; ve oldu Allah bir Azîz37; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rusulen resûller رُسُلًا رسل 2 mubeşşirine müjdeleyiciler مُبَشِّرِينَ بشر 3 ve munzirine ve uyarıcılar وَمُنْذِرِينَ نذر 4 liella için  لِئَلَّا - 5 yekune olmaması يَكُونَ كون 6 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 7 ala karşı عَلَى - 8 llahi Allah'a اللَّهِ - 9 huccetun bir hac حُجَّةٌ حجج 10 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 11 r-rusuli resûller الرُّسُلِ رسل 12 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 13 llahu Allah اللَّهُ - 14 azizen bir Azîz عَزِيزًا عزز 15 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "165", "id" : "1141", "kuranAyetNo" : "658", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve Allah’adır göklerdeki162 ve yerdeki; ve oldu Allah her bir şeye bir Muhît525.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ - 2 ma   مَا - 3 fi   فِي - 4 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 5 ve ma ve وَمَا - 6 fi   فِي - 7 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 8 ve kane ver oldu وَكَانَ كون 9 llahu Allah اللَّهُ - 10 bikulli herbir بِكُلِّ كلل 11 şey'in şeye شَيْءٍ شيا 12 muhiten bir Muhît مُحِيطًا حوط", "ayetNo" : "126", "id" : "1107", "kuranAyetNo" : "619", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! İman47 edin Allah'a ve resûlüne418*; ve kitaba** o ki (Allah) indirdi resulüne*; ve kitaba** (da) o ki (Allah) indirdi daha önceden; ve kim kâfirlik25 eder Allah’a; ve meleklerine; ve kitaplarına***; ve resûllerine****; ve ahiret gününü muhakkak dalalete128 düştü (o kimse); uzak bir dalalete128.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 aminu iman edin امِنُوا امن 5 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 6 ve rasulihi ve resûlüne O’nun وَرَسُولِهِ رسل 7 velkitabi ve kitaba وَالْكِتَابِ كتب 8 llezi o ki الَّذِي - 9 nezzele indirdi نَزَّلَ نزل 10 ala   عَلَىٰ - 11 rasulihi resulüne رَسُولِهِ رسل 12 velkitabi ve kitaba وَالْكِتَابِ كتب 13 llezi o ki الَّذِي - 14 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل 15 min   مِنْ - 16 kablu daha önceden قَبْلُ قبل 17 ve men ve kim وَمَنْ - 18 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر 19 billahi Allah’a بِاللَّهِ - 20 ve melaiketihi ve meleklerine O’nun وَمَلَائِكَتِهِ ملك 21 ve kutubihi ve kitaplarına O’nun وَكُتُبِهِ كتب 22 ve rusulihi ve resûllerine O’nun وَرُسُلِهِ رسل 23 velyevmi ve gününü وَالْيَوْمِ يوم 24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 25 fekad muhakkak فَقَدْ - 26 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل 27 delalen bir dalalet ضَلَالًا ضلل 28 beiyden uzak bir بَعِيدًا بعد", "ayetNo" : "136", "id" : "1114", "kuranAyetNo" : "629", "not1" : "*Muhammed peygamber. **Kur'an'a. **Tevrat ve İncil'e. ***Tüm kutsal kitaplara. ****Tüm resûllere.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey insanlar! Muhakkak geldi sizlere resûl418; hakla\/gerçekle Rabbinizden4; öyle ki iman47 edin; bir hayırdır sizlere; ve eğer kâfirlik25 ederseniz; öyle ki doğrusu Allah’adır göklerdeki162 ve yerdeki; ve oldu Allah bir Alîm8; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 3 kad muhakkak قَدْ - 4 ca'ekumu geldi sizlere جَاءَكُمُ جيا 5 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل 6 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 7 min   مِنْ - 8 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 9 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن 10 hayran bir hayırdır خَيْرًا خير 11 lekum sizlere لَكُمْ - 12 vein ve eğer وَإِنْ - 13 tekfuru kâfirlik ederseniz تَكْفُرُوا كفر 14 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 15 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 16 ma   مَا - 17 fi   فِي - 18 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 19 vel'erdi ve yerdeki وَالْأَرْضِ ارض 20 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 21 llahu Allah اللَّهُ - 22 alimen bir Alîm عَلِيمًا علم 23 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "170", "id" : "1146", "kuranAyetNo" : "663", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman Musa kavmine\/toplumuna: \"Ey kavmim\/toplumum! Anın\/zikredin78 Allah'ın üzerinize (olan) nimetini; zira yaptı içinizde enbiya\/nebiler132 ve yaptı sizlere bir mülk\/hükümdarlık; ve verdi sizlere alemlerden203 birine asla vermediğini.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 kale dedi قَالَ قول 3 musa Musa مُوسَىٰ - 4 likavmihi kavmine\/toplumuna لِقَوْمِهِ قوم 5 ya kavmi ey kavmim\/toplumum يَا قَوْمِ قوم 6 zkuru anın\/zikredin اذْكُرُوا ذكر 7 nia'mete nimetini نِعْمَةَ نعم 8 llahi Allah'ın اللَّهِ - 9 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 10 iz zaman إِذْ - 11 ceale yaptığı جَعَلَ جعل 12 fikum içinizde فِيكُمْ - 13 enbiya'e nebiler أَنْبِيَاءَ نبا 14 ve cealekum ve yaptı sizlere وَجَعَلَكُمْ جعل 15 muluken bir mülk\/hükümdarlık مُلُوكًا ملك 16 ve atakum ve verdi sizlere وَاتَاكُمْ اتي 17 ma   مَا - 18 lem asla لَمْ - 19 yu'ti vermediğini يُؤْتِ اتي 20 ehaden birine أَحَدًا احد 21 mine   مِنَ - 22 l-aalemine alemlerden الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "20", "id" : "1169", "kuranAyetNo" : "689", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Fetva isterler senden; de ki: \"Allah fetva verir sizlere kelâle482 hakkında; eğer bir kişi helak* olduysa; yoksa ona bir evlat**; ve onaysa bir kız kardeş; öyle ki onadır (kız kardeşedir) yarısı (1\/2) terk ettiğinin (ölen erkeğin); ve o (ölen erkek) miras bırakır ona (kız kardeşe) eğer asla olmazsa ona (kız kardeşe) bir evlat***; öyle ki eğer olduysa ikiler (kız kardeş) öyle ki o ikisinedir üçte ikisi (2\/3) bıraktığından (ölen erkeğin); ve eğer oldularsa kardeşler; erkekler ve kadınlar; öyle ki erkeğin payı iki kadın**** mislidir; beyan eder Allah sizlere dalalete128 düşersiniz diye; ve Allah her bir şeye bir Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yesteftuneke fetva isterler senden يَسْتَفْتُونَكَ فتي 2 kuli de ki قُلِ قول 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 yuftikum fetva verir sizlere يُفْتِيكُمْ فتي 5 fi   فِي - 6 l-kelaleti kelalede الْكَلَالَةِ كلل 7 ini eğer إِنِ - 8 mru'un bir kişi امْرُؤٌ مرا 9 heleke helak olduysa هَلَكَ هلك 10 leyse yoktur لَيْسَ ليس 11 lehu ona لَهُ - 12 veledun bir veled وَلَدٌ ولد 13 ve lehum ve onadır     14 uhtun bir kızkardeş أُخْتٌ اخو 15 feleha öyle ki onadır (kız kardeşe) فَلَهَا - 16 nisfu yarısı نِصْفُ نصف 17 ma   مَا - 18 terake terk ettiğinin (ölen erkeğin) تَرَكَ ترك 19 ve huve ve o وَهُوَ - 20 yerisuha miras bırakır ona (kız kardeşe) يَرِثُهَا ورث 21 in eğer إِنْ - 22 lem asla لَمْ - 23 yekun olmazsa يَكُنْ كون 24 leha ona (kız kardeşe) لَهَا - 25 veledun bir veled وَلَدٌ ولد 26 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 27 kaneta olduysa كَانَتَا كون 28 sneteyni iki (kız kardeş) اثْنَتَيْنِ ثني 29 felehuma öyle ki o ikisinedir فَلَهُمَا - 30 s-sulusani üçte ikisi الثُّلُثَانِ ثلث 31 mimma   مِمَّا - 32 terake bıraktığından (ölen erkeğin) تَرَكَ ترك 33 vein ve eğer وَإِنْ - 34 kanu oldularsa كَانُوا كون 35 ihveten kardeşler إِخْوَةً اخو 36 ricalen erkekler رِجَالًا رجل 37 ve nisa'en ve kadınlar وَنِسَاءً نسو 38 felizzekeri öyle ki erkek içindir فَلِلذَّكَرِ ذكر 39 mislu misli مِثْلُ مثل 40 hazzi payı حَظِّ حظظ 41 l-unseyeyni iki kadının الْأُنْثَيَيْنِ انث 42 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين 43 llahu Allah اللَّهُ - 44 lekum sizlere لَكُمْ - 45 en diye أَنْ - 46 tedillu dalalete düşersiniz تَضِلُّوا ضلل 47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 48 bikulli herbir بِكُلِّ كلل 49 şey'in şeye شَيْءٍ شيا 50 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "176", "id" : "1151", "kuranAyetNo" : "669", "not1" : "*Öldüyse. **Bir tek evlat. Kişi zaten kelale olduğu için birden fazla evladı da olamaz. Demek ki hiç evladı olmamış bir kimse tarif edilmektedir. ***Kız kardeşin hiç evladı olmamışsa. ****Miras paylaşımlarında ölen kimse bir vasiyet bırakmamışsa erkeğin payı her zaman iki kadın mislidir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Tamamlayın akitleri207; helal kılındı sizlere dört ayaklı çiftlik hayvanları; dışındadır üzerinize okunan (ki) \"helal edilmiş değillerdir avlanma* (-yla elde ettikleriniz) ve sizler ihramlılar534 (-ken)\"; doğrusu Allah hükmeder razı olduğuna.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 evfu tamamlayın أَوْفُوا وفي 5 bil-ukudi akitleri بِالْعُقُودِ عقد 6 uhillet helal kılındı أُحِلَّتْ حلل 7 lekum sizlere لَكُمْ - 8 behimetu dört ayaklı بَهِيمَةُ بهم 9 l-en'aami çiftlik hayvanları الْأَنْعَامِ نعم 10 illa dışındadır إِلَّا - 11 ma   مَا - 12 yutla okunan يُتْلَىٰ تلو 13 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 14 gayra değildir غَيْرَ غير 15 muhilli helal edilmişler مُحِلِّي حلل 16 s-saydi avlanma الصَّيْدِ صيد 17 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 18 hurumun ihramlılar حُرُمٌ حرم 19 inne doğrusu إِنَّ - 20 llahe Allah اللَّهَ - 21 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم 22 ma   مَا - 23 yuridu razı olduğuna يُرِيدُ رود", "ayetNo" : "1", "id" : "1152", "kuranAyetNo" : "670", "not1" : "*Hac\/hüccet döneminde avlanmak haramdır. Ancak Yüce Rabbimiz bizlere dört ayaklı çiftlik hayvanlarını yemeği kendi fazlından bu dönemde de helal kılmıştır.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Sual ederler* sana kitap ehli135 ki indirirsin üzerlerine bir kitap gökten180 (diye); öyle ki muhakkak sual* etmişlerdi Musa'ya daha büyüğünü bundan; öyle ki dediler: \"Göster bize Allah'ı açıkça\"; öyle ki yakaladı\/tuttu onları yıldırım260 zulümleriyle257; sonra tuttular\/edindiler buzağıyı258 onlara gelen beyanlar226 sonrasında; öyle ki affettik bundan**; ve verdik Musa'ya apaçık bir yetki\/güç.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeseluke sual ederler sana يَسْأَلُكَ سال 2 ehlu ehli أَهْلُ اهل 3 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب 4 en ki أَنْ - 5 tunezzile indirirsin تُنَزِّلَ نزل 6 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 7 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب 8 mine   مِنَ - 9 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو 10 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 11 seelu sual etmişlerdi سَأَلُوا سال 12 musa Musa'ya مُوسَىٰ - 13 ekbera daha büyüğünü أَكْبَرَ كبر 14 min   مِنْ - 15 zalike bundan ذَٰلِكَ - 16 fekalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول 17 erina göster bize أَرِنَا راي 18 llahe Allah'ı اللَّهَ - 19 cehraten açıkça جَهْرَةً جهر 20 feehazethumu öyle ki yakaladı\/tuttu onları فَأَخَذَتْهُمُ اخذ 21 s-saikatu yıldırım الصَّاعِقَةُ صعق 22 bizulmihim zulümleriyle بِظُلْمِهِمْ ظلم 23 summe sonra ثُمَّ - 24 ttehazu tuttular\/edindiler اتَّخَذُوا اخذ 25 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل 26 min   مِنْ - 27 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 28 ma   مَا - 29 ca'ethumu onlara gelen جَاءَتْهُمُ جيا 30 l-beyyinatu beyanlar الْبَيِّنَاتُ بين 31 feafevna öyle ki affettik فَعَفَوْنَا عفو 32 an   عَنْ - 33 zalike bundan ذَٰلِكَ - 34 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي 35 musa Musa'ya مُوسَىٰ - 36 sultanen bir yetki\/güç سُلْطَانًا سلط 37 mubinen apaçık مُبِينًا بين  ", "ayetNo" : "153", "id" : "1130", "kuranAyetNo" : "646", "not1" : "*Sorarlar, isterler, talep ederler. **Anlaşılır ki müşrik hale gelen kimseler vefatlarından önce tevbe ederlerse ve ıslah olurlarsa Yüce Allah onları affedebilir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İşte bundan dolayıdır; yazdık İsrâîloğulları197 üzerine; ki o; kim katletti35 bir nefsi201 olmaksızın* bir nefse201 ya da (olmaksızın) yeryüzünde bir fesada265; öyle ki sanki katletmiş35 gibidir insanları topluca; ve kim yaşattı (bir nefsi) öyle ki sanki yaşatmış gibidir insanları topluca; ve ant olsun geldiler resûllerimiz418 beyanlarla352; sonra doğrusu (ki) çoğu onlardan sonrasında bunun mutlak müsriflerdir yeryüzünde.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "32", "id" : "1179", "kuranAyetNo" : "701", "not1" : "*Bir nefsi ölümden korumak için ancak başka bir nefis öldürülebilir. Yeryüzünde fesat çıkaran nefisler de öldürülebilir.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Niye faaliyete geçirsin Allah azap etmeyi sizlere eğer şükrederseniz43 ve iman47 ederseniz; ve oldu Allah bir Şâkir313; bir Alîm8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma ne مَا - 2 yef'alu yapsın يَفْعَلُ فعل 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 biazabikum azap etmeyi sizlere بِعَذَابِكُمْ عذب 5 in eğer إِنْ - 6 şekertum şükrederseniz شَكَرْتُمْ شكر 7 ve amentum ve iman ederseniz وَامَنْتُمْ امن 8 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 9 llahu Allah اللَّهُ - 10 şakiran  Şâkir شَاكِرًا شكر 11 alimen Alîm عَلِيمًا علم", "ayetNo" : "147", "id" : "1124", "kuranAyetNo" : "640", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki iman47 etmiş ve sâlihâtı18 yapmış kimselere gelince; öyle ki tamamlanır ecirleri\/karşılıkları; ve ziyade eder\/artırır (Allah) fazlından202; ve geri durmuş ve büyüklenmiş kimselere gelince; öyle ki azap eder (Allah) onlara bir elim\/acıklı (azapla); ve bulamazlar kendilerine Allah'ın astından bir veli28; ve ne de bir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feemma öyle ki  فَأَمَّا - 2 ellezine kimselere الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş gelince امَنُوا امن 4 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل 5 s-salihati salihayı الصَّالِحَاتِ صلح 6 feyuveffihim öyle ki tamamlanır فَيُوَفِّيهِمْ وفي 7 ucurahum ecirleri\/karşılıkları أُجُورَهُمْ اجر 8 ve yeziduhum ve ziyade eder\/artırır وَيَزِيدُهُمْ زيد 9 min   مِنْ - 10 fedlihi fazlından فَضْلِهِ فضل 11 ve emma ve gelince وَأَمَّا - 12 ellezine kimselere الَّذِينَ - 13 stenkefu geri durdu اسْتَنْكَفُوا نكف 14 vestekberu ve büyükledi وَاسْتَكْبَرُوا كبر 15 feyuazzibuhum öyle ki azap eder onlara فَيُعَذِّبُهُمْ عذب 16 azaben bir  عَذَابًا عذب 17 elimen elim\/acıklı أَلِيمًا الم 18 ve la ve وَلَا - 19 yecidune ve bulamazlar يَجِدُونَ وجد 20 lehum kendilerine لَهُمْ - 21 min   مِنْ - 22 duni astından دُونِ دون 23 llahi Allah’ın اللَّهِ - 24 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي 25 ve la ve ne de  وَلَا - 26 nesiran bir yardımcı نَصِيرًا نصر", "ayetNo" : "173", "id" : "1148", "kuranAyetNo" : "666", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ederler Allah’a ve resûlüne; ve isterler ki ayırsınlar Allah ve resûllerinin arasını; ve derler: \"İman ederiz bir kısma; ve kâfirlik ederiz bir kısma; ve isterler ki tutsunlar\/edinsinler bunun arasında bir yol.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 yekfurune kâfirlik ederler يَكْفُرُونَ كفر 4 billahi Allah’a بِاللَّهِ - 5 ve rusulihi ve resûlüne وَرُسُلِهِ رسل 6 ve yuridune ve isterler وَيُرِيدُونَ رود 7 en ki أَنْ - 8 yuferriku ayırsınlar يُفَرِّقُوا فرق 9 beyne arasını بَيْنَ بين 10 llahi Allah اللَّهِ - 11 ve rusulihi ve resûllerinin وَرُسُلِهِ رسل 12 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 13 nu'minu iman ederiz نُؤْمِنُ امن 14 bibea'din bir kısmına بِبَعْضٍ بعض 15 ve nekfuru ve kâfirlik ederiz وَنَكْفُرُ كفر 16 bibea'din bir kısmına بِبَعْضٍ بعض 17 ve yuridune ve isterler وَيُرِيدُونَ رود 18 en ki أَنْ - 19 yettehizu tutarlar\/edinirler يَتَّخِذُوا اخذ 20 beyne arasında بَيْنَ بين 21 zalike bunun ذَٰلِكَ - 22 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "150", "id" : "1127", "kuranAyetNo" : "643", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve ki kitap ehlinden135 (kimse) dışındadır* (ki) mutlak iman47 eder** ona (Îsâ) kendi ölümü öncesinde***; ve kıyamet günü148 olur (Îsâ) aleyhlerinde**** bir şahit\/tanık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve ki وَإِنْ - 2 min   مِنْ - 3 ehli ehlinden أَهْلِ اهل 4 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 5 illa dışındadır (o kimse ki) إِلَّا - 6 leyu'minenne mutlak iman eder  لَيُؤْمِنَنَّ امن 7 bihi ona بِهِ - 8 kable öncesinde قَبْلَ قبل 9 mevtihi kendi ölümü مَوْتِهِ موت 10 ve yevme ve günü وَيَوْمَ يوم 11 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 12 yekunu olur يَكُونُ كون 13 aleyhim aleyhinde onların عَلَيْهِمْ - 14 şehiden bir şahit\/tanık شَهِيدًا شهد", "ayetNo" : "159", "id" : "1135", "kuranAyetNo" : "652", "not1" : "*4:155, 4:156 ve 4:157 ayetlerindeki kimseler gibi olmazlar. **Îsâ'nın başına gelenlere hak\/gerçek olan Kur'an'ın bildirdiği şekilde iman ederler. ***Ölmeden önce bu imana sahip olmalıdır. ****Îsâ bu imana sahip olmadan ölen kimselere karşı diriliş gününde olumsuz olarak şahitlik\/tanıklık edecektir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Kulak verenlerdir yalana; yiyenlerdir suht542; öyle ki eğer gelirlerse sana; öyle ki hükmet aralarında ya da yüz çevir onlardan; ve eğer yüz çevirirsen onlardan öyle ki asla zarar veremezler sana bir şey; ve eğer hakemlik edersen öyle ki hükmet aralarında eşitlikle; doğrusu Allah sever eşitliği gözetenleri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 semmaune kulak verenlerdir سَمَّاعُونَ سمع 2 lilkezibi yalana لِلْكَذِبِ كذب 3 ekkalune yiyenlerdir أَكَّالُونَ اكل 4 lissuhti suht\/haksız kazanç لِلسُّحْتِ سحت 5 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 6 ca'uke gelirlerse sana جَاءُوكَ جيا 7 fehkum öyle ki hükmet فَاحْكُمْ حكم 8 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين 9 ev ya da أَوْ - 10 ea'rid yüz çevir أَعْرِضْ عرض 11 anhum onlardan عَنْهُمْ - 12 ve in ve eğer وَإِنْ - 13 tua'rid yüz çevirirsen تُعْرِضْ عرض 14 anhum onlardan عَنْهُمْ - 15 felen öyle ki asla فَلَنْ - 16 yedurruke zarar veremezler sana يَضُرُّوكَ ضرر 17 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 18 ve in ve eğer وَإِنْ - 19 hakemte hakemlik edersen حَكَمْتَ حكم 20 fehkum öyle ki hükmet فَاحْكُمْ حكم 21 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين 22 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط 23 inne doğrusu إِنَّ - 24 llahe Allah اللَّهَ - 25 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب 26 l-muksitine eşitliği gözetenleri الْمُقْسِطِينَ قسط", "ayetNo" : "42", "id" : "1190", "kuranAyetNo" : "711", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Doğrusu ben isterim ki dönersin benim günahımla ve kendi günahınla; öyle ki olursun ateş ashâbından194; ve işte budur cezası63 zalimlerin257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inni doğrusu ben إِنِّي - 2 uridu isterim أُرِيدُ رود 3 en ki أَنْ - 4 tebu'e dönersin تَبُوءَ بوا 5 biismi benim günahımla بِإِثْمِي اثم 6 ve ismike ve kendi günahınla وَإِثْمِكَ اثم 7 fetekune öyle ki olursun فَتَكُونَ كون 8 min   مِنْ - 9 eshabi ashabından أَصْحَابِ صحب 10 n-nari ateş النَّارِ نور 11 ve zalike ve işte budur وَذَٰلِكَ - 12 ceza'u cezası جَزَاءُ جزي 13 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "29", "id" : "1176", "kuranAyetNo" : "698", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dışındadır kimseler (ki) tevbe33 ettiler; ve ıslah316 oldular; ve yapıştılar Allah'a; ve has kıldılar528 dinlerini Allah'a; öyle ki işte bunlar; birliktedir müminlerle27; ve yakında verecek Allah müminlere27 büyük bir ecir\/karşılık.", "ayetNo" : "146", "id" : "1123", "kuranAyetNo" : "639", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim yapar sâlihâttan18; erkekten veya kadından; ve O bir mümindir27; öyle ki işte bunlar; girerler cennete; zulmedilmezler bir nakîr508 (kadar).", "ayetNo" : "124", "id" : "1105", "kuranAyetNo" : "617", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve indirdik sana kitabı (Kur'an'ı) hakla\/gerçekle (ki) bir musaddıktır140 (onun) iki elinin arasındakine kitaptan (Tevrât'tan); ve bir tanık\/şahit olup hamilik* edendir (Kur'an) onun (Tevrât'ın) üzerine; öyle ki hükmet aralarında onların Allah'ın indirdiğiyle (Kur'an'la); ve tabi olma hevalarına sana gelen hakkında haktan\/gerçekten; her birinize yaptık kendinizden bir şeriat546 ve bir metot\/yöntem; şayet dileseydi Allah mutlak yapardı sizleri tek bir ümmet; fakat belalandırmak256 içindir sizleri sizlere verdiğinde; öyleyse koşun hayırlara; Allah'a karşıdır dönüş yeri topluca; öyle ki haber verir sizlere (Allah) kendisinde ihtilaf içinde olduğunuzu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل 2 ileyke sana إِلَيْكَ - 3 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب 4 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 5 musaddikan bir musaddıktır مُصَدِّقًا صدق 6 lima   لِمَا - 7 beyne arasındakine بَيْنَ بين 8 yedeyhi iki elinin onun يَدَيْهِ يدي 9 mine   مِنَ - 10 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 11 ve muheyminen ve bir gözetleyip\/tanık olup hamilik eden وَمُهَيْمِنًا همن 12 aleyhi onun üzerine عَلَيْهِ - 13 fehkum öyle ki hükmet فَاحْكُمْ حكم 14 beynehum aralarında onların بَيْنَهُمْ بين 15 bima   بِمَا - 16 enzele indirdiğiyle أَنْزَلَ نزل 17 llahu Allah'ın اللَّهُ - 18 ve la ve وَلَا - 19 tettebia' tabi olma تَتَّبِعْ تبع 20 ehva'ehum hevalarına onların أَهْوَاءَهُمْ هوي 21 amma hakkında عَمَّا - 22 ca'eke sana gelen جَاءَكَ جيا 23 mine   مِنَ - 24 l-hakki haktan\/gerçekten الْحَقِّ حقق 25 likullin her biriniz için لِكُلٍّ كلل 26 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 27 minkum kendinizden مِنْكُمْ - 28 şir'aten bir şeriat شِرْعَةً شرع 29 ve minhacen ve bir metod\/yöntem وَمِنْهَاجًا نهج 30 velev şayet وَلَوْ - 31 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 32 llahu Allah اللَّهُ - 33 lecealekum mutlak yapardı sizleri لَجَعَلَكُمْ جعل 34 ummeten ümmet أُمَّةً امم 35 vahideten bir tek وَاحِدَةً وحد 36 velakin fakat وَلَٰكِنْ - 37 liyebluvekum belalandırmak için sizleri لِيَبْلُوَكُمْ بلو 38 fi   فِي - 39 ma   مَا - 40 atakum verdiğinde sizlere اتَاكُمْ اتي 41 festebiku öyleyse koşun فَاسْتَبِقُوا سبق 42 l-hayrati hayırlara الْخَيْرَاتِ خير 43 ila karşıdır إِلَى - 44 llahi Allah'a اللَّهِ - 45 merciukum dönüş yeri مَرْجِعُكُمْ رجع 46 cemian topluca جَمِيعًا جمع 47 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا 48 bima   بِمَا - 49 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون 50 fihi kendisinde فِيهِ - 51 tehtelifune ihtilaf içinde تَخْتَلِفُونَ خلف", "ayetNo" : "48", "id" : "1196", "kuranAyetNo" : "717", "not1" : "*Koruyan, gözeten.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey kitap ehli! Muhakkak geldi sizlere resûlümüz418 (ki) beyan eder sizlere; (önceki) resûllerden418 yarılmaya\/açılmaya karşı ki dersiniz: \"Gelmiş değildi bizlere bir müjdeciden ve ne de bir uyarıcıdan\"; öyle ki muhakkak geldi sizlere bir müjdeci ve uyarıcı; ve Allah her bir şey üzerine bir Kadîr’dir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل 2 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 3 kad muhakkak قَدْ - 4 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 5 rasuluna resûlümüz رَسُولُنَا رسل 6 yubeyyinu beyan eder  يُبَيِّنُ بين 7 lekum sizlere لَكُمْ - 8 ala karşı عَلَىٰ - 9 fetratin yarıldığı\/açıldığı فَتْرَةٍ فتر 10 mine   مِنَ - 11 r-rusuli resûllerden الرُّسُلِ رسل 12 en ki أَنْ - 13 tekulu dersinize تَقُولُوا قول 14 ma değildi مَا - 15 ca'ena geldi bizlere جَاءَنَا جيا 16 min   مِنْ - 17 beşirin bir müjdeciden بَشِيرٍ بشر 18 ve la ve ne de وَلَا - 19 nezirin bir uyarıcıdan نَذِيرٍ نذر 20 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 21 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 22 beşirun bir müjdeci بَشِيرٌ بشر 23 ve nezirun ve uyarıcı وَنَذِيرٌ نذر 24 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 25 ala üzerine عَلَىٰ - 26 kulli her كُلِّ كلل 27 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 28 kadirun Kâdir’dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "19", "id" : "1168", "kuranAyetNo" : "688", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler ve yalanladılar ayetlerimizi; işte bunlar; cehennem ashâbıdır194.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ - 2 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 3 ve kezzebu ve yalanladılar وَكَذَّبُوا كذب 4 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 5 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 6 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب 7 l-cehimi cehennem الْجَحِيمِ جحم", "ayetNo" : "10", "id" : "1160", "kuranAyetNo" : "679", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Bugün (ki) helal kılındı sizlere iyiler; ve kitap verilmiş kimselerin135 yiyeceği bir helaldir sizlere; sizin yiyeceğiniz bir helaldir onlara; ve (helaldir) (kendinizden olan) müminâtlardan493 muhsanât492 kadınlar; ve sizden önce kitap verilmiş kimseler135 (olan) muhsanât492 kadınlar; verdiğiniz zaman onlara (kadınlara) ecirlerini\/karşılıklarını* muhsinler294 (olarak); olmaksızın musâfihin495; ve edinmeyin gizli dost; ve kim kâfirlik25 eder imana47; öyle ki muhakkak boşa çıktı ameli** onun; ve o ahirette hüsrana uğrayanlardandır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 el-yevme bugün (ki) الْيَوْمَ يوم 2 uhille helal kılındı أُحِلَّ حلل 3 lekumu sizlere لَكُمُ - 4 t-tayyibatu iyiler الطَّيِّبَاتُ طيب 5 ve taaamu ve yiyeceği وَطَعَامُ طعم 6 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 7 utu verildiler أُوتُوا اتي 8 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 9 hillun bir helaldir حِلٌّ حلل 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 ve taaamukum sizin yiyeceğiniz وَطَعَامُكُمْ طعم 12 hillun bir helaldir حِلٌّ حلل 13 lehum onlara لَهُمْ - 14 velmuhsanatu ve muhsenat kadınlar وَالْمُحْصَنَاتُ حصن 15 mine   مِنَ - 16 l-mu'minati müminatlardan الْمُؤْمِنَاتِ امن 17 velmuhsanatu ve muhsenat kadınlar وَالْمُحْصَنَاتُ حصن 18 mine   مِنَ - 19 ellezine kimseler الَّذِينَ - 20 utu verildiler أُوتُوا اتي 21 l-kitabe Kitap الْكِتَابَ كتب 22 min   مِنْ - 23 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل 24 iza   إِذَا - 25 ateytumuhunne verdiğiniz zaman onlara (kadınlara) اتَيْتُمُوهُنَّ اتي 26 ucurahunne ecirlerini\/karşılıklarını أُجُورَهُنَّ اجر 27 muhsinine muhsinler olarak مُحْصِنِينَ حصن 28 gayra olmaksızın غَيْرَ غير 29 musafihine musafihin مُسَافِحِينَ سفح 30 ve la   وَلَا - 31 muttehizi ve edinmeyin مُتَّخِذِي اخذ 32 ehdanin gizli dost أَخْدَانٍ خدن 33 ve men ve kim وَمَنْ - 34 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر 35 bil-imani imâna بِالْإِيمَانِ امن 36 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 37 habita boşa çıktı حَبِطَ حبط 38 ameluhu ameli onun عَمَلُهُ عمل 39 ve huve ve o وَهُوَ - 40 fi   فِي - 41 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 42 mine   مِنَ - 43 l-hasirine hüsrana uğrayanlardandır الْخَاسِرِينَ خسر", "ayetNo" : "5", "id" : "1156", "kuranAyetNo" : "674", "not1" : "*Mehirlerini. **Yaptığı.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Vaat eder (şeytân) onlara; ve temenni ettirir (şeytân) onlara; ve vaat eder değildir onlara şeytân29 bir aldatma dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeiduhum vaat eder onlara يَعِدُهُمْ وعد 2 ve yumennihim ve temenni ettirir وَيُمَنِّيهِمْ مني 3 ve ma ve değildir وَمَا - 4 yeiduhumu vaat eder onlara يَعِدُهُمُ وعد 5 ş-şeytanu şeytânın الشَّيْطَانُ شطن 6 illa ancak إِلَّا - 7 gururan bir aldatmadır غُرُورًا غرر", "ayetNo" : "120", "id" : "1101", "kuranAyetNo" : "613", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Takvalı21 olun Allah’a; ve arayın\/bakının O'na vesile\/fırsat\/sebep; ve cihat356 edin O'nun yolunda336; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي 5 llahe Allah’a اللَّهَ - 6 vebtegu ve arayın\/bakının وَابْتَغُوا بغي 7 ileyhi O'na إِلَيْهِ - 8 l-vesilete vesile الْوَسِيلَةَ وسل 9 ve cahidu ve cihat edin وَجَاهِدُوا جهد 10 fi   فِي - 11 sebilihi O'nun yolunda سَبِيلِهِ سبل 12 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 13 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "35", "id" : "1182", "kuranAyetNo" : "704", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Öyle ki mîsâklarını281 bozmaları; ve Allah'ın ayetlerine kâfirlik25 etmeleri; ve enbiyayı* bir hak olmaksızın katletmeleri35 ; ve \"kalplerimiz kılıflıdır\" sözlemleri nedeniyledir; evet! mühürledi175 Allah üzerini onun (kalbin) küfürleriyle**; öyle ki iman47 etmezler (onlar) biraz dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 febima öyle ki nedeniyledir فَبِمَا - 2 nekdihim bozmaları نَقْضِهِمْ نقض 3 misakahum misaklarını\/antlaşmalarını مِيثَاقَهُمْ وثق 4 ve kufrihim ve kâfirlik etmeleri وَكُفْرِهِمْ كفر 5 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 ve katlihimu ve katlettikleri وَقَتْلِهِمُ قتل 8 l-enbiya'e enbiyayı الْأَنْبِيَاءَ نبا 9 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 10 hakkin bir hak حَقٍّ حقق 11 ve kavlihim ve sözlemleri وَقَوْلِهِمْ قول 12 kulubuna kalplerimiz قُلُوبُنَا قلب 13 gulfun kılıflıdır غُلْفٌ غلف 14 bel evet بَلْ - 15 tabea mühürledi طَبَعَ طبع 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 aleyha üzerini onun (kalbin) عَلَيْهَا - 18 bikufrihim küfürleriyle onların بِكُفْرِهِمْ كفر 19 fela öyle ki  فَلَا - 20 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن 21 illa dışında إِلَّا - 22 kalilen biraz  قَلِيلًا قلل", "ayetNo" : "155", "id" : "1131", "kuranAyetNo" : "648", "not1" : "*Nebileri. **Kendi yaptıkları nedeniyle kalp mühürlenir. Yüce Allah sürece sadece izin verir. İnsanın kazandığı kendi yaptıkları nedeniyledir. ", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İsterler ki çıksınlar ateşten; ve onlar oradan (cehennemden) çıkanlar değillerdir; ve onlaradır kıyam olmuş\/dikelmiş\/ayakta bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yuridune isterler يُرِيدُونَ رود 2 en ki أَنْ - 3 yehrucu çıksınlar يَخْرُجُوا خرج 4 mine -ten مِنَ - 5 n-nari ateş- النَّارِ نور 6 vema ve değillerdir وَمَا - 7 hum onlar هُمْ - 8 biharicine çıkanlar بِخَارِجِينَ خرج 9 minha oradan مِنْهَا - 10 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 11 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 12 mukimun dikelmiş\/ayakta مُقِيمٌ قوم", "ayetNo" : "37", "id" : "1184", "kuranAyetNo" : "706", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey resûl418!* Hüzünlendirmesin seni kimseler (ki) koşarlar küfürde422; kimselerden (ki) dediler: \"İman47 ettik\"; ağızlarıyladır; ve asla iman47 etmez kalpleri onların; ve kimselerden (ki) yahudileştiler295; kulak verenlerdir yalana; kulak verenlerdir başka bir kavme (ki) asla gelmezler sana; tahrif276 ederler kelimelerin yerlerini sonradan; derler: \"Eğer verilirse sizlere bu; öyle ki tutun\/edinin onu; ve eğer asla verilmezse sizlere; öyle ki hazırlıklı olun\"; ve kime diledi Allah (bir) fitne332 ona; öyle ki asla malik** olamazsın ona Allah’tan bir şeye; işte bunlar; kimselerdir (ki) asla dilemez Allah ki temizler kalplerini; onlaradır dünyada bir hüzün; ve onlaradır ahirette büyük bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل 3 la   لَا - 4 yehzunke hüzünlendirmesin seni يَحْزُنْكَ حزن 5 ellezine kimseler الَّذِينَ - 6 yusariune koşarlar يُسَارِعُونَ سرع 7 fi   فِي - 8 l-kufri küfürde الْكُفْرِ كفر 9 mine   مِنَ - 10 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 11 kalu dediler قَالُوا قول 12 amenna iman ettik امَنَّا امن 13 biefvahihim ağızlarıyla بِأَفْوَاهِهِمْ فوه 14 velem ve asla وَلَمْ - 15 tu'min iman etmez تُؤْمِنْ امن 16 kulubuhum kalpleri onların قُلُوبُهُمْ قلب 17 ve mine ve وَمِنَ - 18 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 19 hadu yahudileştiler هَادُوا هود 20 semmaune kulak verenler سَمَّاعُونَ سمع 21 lilkezibi yalana لِلْكَذِبِ كذب 22 semmaune kulak verenler سَمَّاعُونَ سمع 23 likavmin bir kavme لِقَوْمٍ قوم 24 aharine başka اخَرِينَ اخر 25 lem asla لَمْ - 26 ye'tuke gelmezler sana يَأْتُوكَ اتي 27 yuharrifune tahrif ederler يُحَرِّفُونَ حرف 28 l-kelime kelimeleri الْكَلِمَ كلم 29 min   مِنْ - 30 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 31 mevadiihi yerlerini onun مَوَاضِعِهِ وضع 32 yekulune derler يَقُولُونَ قول 33 in eğer إِنْ - 34 utitum verilirse sizlere أُوتِيتُمْ اتي 35 haza bu هَٰذَا - 36 fehuzuhu öyle ki tutun\/edinin onu فَخُذُوهُ اخذ 37 vein ve eğer وَإِنْ - 38 lem asla لَمْ - 39 tu'tevhu verilmezse sizlere تُؤْتَوْهُ اتي 40 fehzeru öyle ki hazırlıklı olun فَاحْذَرُوا حذر 41 ve men ve kime وَمَنْ - 42 yuridi diledi يُرِدِ رود 43 llahu Allah اللَّهُ - 44 fitnetehu fitne ona فِتْنَتَهُ فتن 45 felen öyle ki asla فَلَنْ - 46 temlike malik olamazsın تَمْلِكَ ملك 47 lehu ona لَهُ - 48 mine   مِنَ - 49 llahi Allah’tan اللَّهِ - 50 şey'en bir şeye شَيْئًا شيا 51 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 52 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 53 lem asla لَمْ - 54 yuridi dilemez يُرِدِ رود 55 llahu Allah اللَّهُ - 56 en ki أَنْ - 57 yutahhira temizler (Allah) يُطَهِّرَ طهر 58 kulubehum kalblerini قُلُوبَهُمْ قلب 59 lehum onlaradır لَهُمْ - 60 fi   فِي - 61 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 62 hizyun bir hüzün خِزْيٌ خزي 63 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 64 fi   فِي - 65 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 66 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 67 azimun büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "41", "id" : "1189", "kuranAyetNo" : "710", "not1" : "*Muhammed peygamber. **Sahip.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Oku onlara iki Âdem oğlunun haberini hakla\/gerçekle; yakınlaştıran\/kurban sunduğu\/teklif ettiği zaman ikisi bir yakınlaştıran\/kurban; öyle ki kabul edildi ikisinin birinden; ve asla kabul edilmez diğerinden; dedi (kabul edilmeyen): \"Mutlak katlederim35 seni\"; dedi (kabul edilen): \"Allah ancak muttakilerden17 kabul eder.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vetlu oku وَاتْلُ تلو 2 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 3 nebee haberini نَبَأَ نبا 4 bney iki oğlunun ابْنَيْ بني 5 ademe Adem ادَمَ - 6 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 7 iz zaman إِذْ - 8 karraba yakınlaşma\/kurban sundu\/teklif etti قَرَّبَا قرب 9 kurbanen bir yakınlaştıran\/kurban قُرْبَانًا قرب 10 fe tukubbile öyle ki kabul edildi فَتُقُبِّلَ قبل 11 min   مِنْ - 12 ehadihima birinden ikisinin أَحَدِهِمَا احد 13 velem ve asla وَلَمْ - 14 yutekabbel kabul edilmez يُتَقَبَّلْ قبل 15 mine   مِنَ - 16 l-ahari diğerinden الْاخَرِ اخر 17 kale dedi قَالَ قول 18 leektulenneke mutlak katlederim seni لَأَقْتُلَنَّكَ قتل 19 kale dedi قَالَ قول 20 innema ancak إِنَّمَا - 21 yetekabbelu kabul eder يَتَقَبَّلُ قبل 22 llahu Allah اللَّهُ - 23 mine   مِنَ - 24 l-muttekine muttakileden الْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "27", "id" : "1174", "kuranAyetNo" : "696", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Öyle ki mîsâklarını281 bozmaları nedeniyledir; mutlak lanetledik280 onları ve yaptık kalplerini kaskatı175; tahrif ederler kelimeleri yerlerinden; ve unuttular bir payı zikredildiklerinden kendisiyle* (Tevrât'la); ve daima karşılaşırsın onlardan bir hainlik üzerine; dışındadır onlardan bir azı ; öyle ki affet onlardan; ve el sıkış\/dokun kibarca; doğrusu Allah sever muhsinleri294.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 febima öyle ki nedeniyledir فَبِمَا - 2 nekdihim bozmaları onların نَقْضِهِمْ نقض 3 misakahum misaklarını مِيثَاقَهُمْ وثق 4 leannahum mutlak lanetledik onları لَعَنَّاهُمْ لعن 5 ve cealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل 6 kulubehum kalplerini قُلُوبَهُمْ قلب 7 kasiyeten bir kaskatı قَاسِيَةً قسو 8 yuharrifune tahrif ederler يُحَرِّفُونَ حرف 9 l-kelime kelimeleri الْكَلِمَ كلم 10 an   عَنْ - 11 mevadiihi yerlerinden مَوَاضِعِهِ وضع 12 ve nesu ve unuttular وَنَسُوا نسي 13 hazzen bir payı حَظًّا حظظ 14 mimma   مِمَّا - 15 zukkiru zikredildiklerinden ذُكِّرُوا ذكر 16 bihi kendisiyle (kitap) بِهِ - 17 ve la ve  وَلَا - 18 tezalu daima تَزَالُ زيل 19 tettaliu karşılaşırsın تَطَّلِعُ طلع 20 ala üzerine عَلَىٰ - 21 hainetin bir hainlik خَائِنَةٍ خون 22 minhum onlardan مِنْهُمْ - 23 illa dışındadır إِلَّا - 24 kalilen bir az قَلِيلًا قلل 25 minhum onlardan مِنْهُمْ - 26 fea'fu öyle ki affet فَاعْفُ عفو 27 anhum onlardan عَنْهُمْ - 28 vesfeh ve el sıkış\/dokun kibarca وَاصْفَحْ صفح 29 inne doğrusu إِنَّ - 30 llahe Allah اللَّهَ - 31 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب 32 l-muhsinine muhsinleri الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "13", "id" : "1162", "kuranAyetNo" : "682", "not1" : "*Kendilerine verilen Tevrât'tan bir pay alamadılar. Onun yerine kendi elleriyle yazdıkları uyduruk anlatılar olan Talmud'a tabi oldular.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve anın\/zikredin78 nimetini Allah'ın sizlere; ve mîsâkını281 (da); O (Allah) ki ve mîsâkladı281 sizleri onunla dediğiniz zaman \"İşittik ve itaat ettik\"; ve takvalı21 olun Allah’a; doğrusu Allah bir Alîm’dir8 göğüslerin zatîne\/özüne.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vezkuru ve anın\/zikredin وَاذْكُرُوا ذكر 2 nia'mete ni'metini نِعْمَةَ نعم 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 5 ve misakahu ve misakını onun وَمِيثَاقَهُ وثق 6 llezi O ki الَّذِي - 7 vesekakum ve misakladı sizleri وَاثَقَكُمْ وثق 8 bihi onunla بِهِ - 9 iz zaman إِذْ - 10 kultum dediniz قُلْتُمْ قول 11 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع 12 ve etaa'na ve itaat ettik وَأَطَعْنَا طوع 13 vetteku  ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 14 llahe Allah’a اللَّهَ - 15 inne doğrusu إِنَّ - 16 llahe Allah اللَّهَ - 17 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم 18 bizati zatîne\/özüne بِذَاتِ - 19 s-suduri göğüslerin الصُّدُورِ صدر", "ayetNo" : "7", "id" : "1157", "kuranAyetNo" : "676", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Kim oldu (ki) ister dünya sevabını; öyle ki indindedir\/katındadır Allah’ın dünya ve ahiret sevabı; ve oldu Allah bir Semî41, bir Basîr513.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 men kim مَنْ - 2 kane oldu كَانَ كون 3 yuridu ister يُرِيدُ رود 4 sevabe sevabını ثَوَابَ ثوب 5 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 6 feinde öyle ki indindedir\/katındandır فَعِنْدَ عند 7 llahi Allah’ın اللَّهِ - 8 sevabu sevabı ثَوَابُ ثوب 9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 10 vel'ahirati ve ahiret وَالْاخِرَةِ اخر 11 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 12 llahu Allah اللَّهُ - 13 semian Semî سَمِيعًا سمع 14 besiran Basîr بَصِيرًا بصر", "ayetNo" : "134", "id" : "1112", "kuranAyetNo" : "627", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kâfirlik25 etmeleri; ve Meryem'e karşı büyük bir yalan itham\/suçlama söylemleri (nedeniyledir).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve bikufrihim ve kâfirlik etmeleri وَبِكُفْرِهِمْ كفر 2 ve kavlihim ve söylemleri وَقَوْلِهِمْ قول 3 ala karşı عَلَىٰ - 4 meryeme Meryem'e مَرْيَمَ - 5 buhtanen bir yalan itham\/suçlama بُهْتَانًا بهت 6 azimen büyük عَظِيمًا عظم", "ayetNo" : "156", "id" : "1132", "kuranAyetNo" : "649", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki cahiliye489 hükmüne mi bakınırlar\/aranırlar; ve kim daha güzeldir Allah’tan bir hüküm (de) yakınlaşan\/kesinleşen bir toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 efehukme öyle ki hükmüne mi أَفَحُكْمَ حكم 2 l-cahiliyyeti cahiliyye الْجَاهِلِيَّةِ جهل 3 yebgune bakınırlar\/aranırlar يَبْغُونَ بغي 4 ve men ve kimin وَمَنْ - 5 ehsenu daha güzel أَحْسَنُ حسن 6 mine   مِنَ - 7 llahi Allah’tan اللَّهِ - 8 hukmen bir hüküm حُكْمًا حكم 9 likavmin bir toplum için لِقَوْمٍ قوم 10 yukinune yakınlaşır\/kesinleşir يُوقِنُونَ يقن", "ayetNo" : "50", "id" : "1198", "kuranAyetNo" : "719", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve muhakkak indirdi üzerinize kitapta* ki işittiğiniz zaman Allah'ın ayetlerini (ki) kâfirlik25 ederler ona (ayete) ve maskaralık** ederler ona (ayete); öyle ki kalmayın\/oturmayın onlarla beraber ta ki dalarlar bir başka hadise\/söze; doğrusu sizler (olursunuz) o zaman onların misli\/benzeri; doğrusu Allah münâfıkları26 ve kâfirleri25 topluca cehennemde bir toplayandır\/bir araya getirendir .", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kad ve muhakkak وَقَدْ - 2 nezzele indirdi نَزَّلَ نزل 3 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 4 fi   فِي - 5 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب 6 en ki أَنْ - 7 iza zaman إِذَا - 8 semia'tum işittiğiniz سَمِعْتُمْ سمع 9 ayati ayetlerinin ايَاتِ ايي 10 llahi Allah'ın اللَّهِ - 11 yukferu kâfirlik ederler يُكْفَرُ كفر 12 biha ona بِهَا - 13 ve yustehzeu ve maskaralık ederler وَيُسْتَهْزَأُ هزا 14 biha ona بِهَا - 15 fela öyle ki  فَلَا - 16 tek'udu kalmayın تَقْعُدُوا قعد 17 meahum onlarla beraber مَعَهُمْ - 18 hatta ta ki  حَتَّىٰ - 19 yehudu dalarlar يَخُوضُوا خوض 20 fi   فِي - 21 hadisin bir söze\/hadise حَدِيثٍ حدث 22 gayrihi başka غَيْرِهِ غير 23 innekum doğrusu sizler (olursunuz) إِنَّكُمْ - 24 izen o zaman إِذًا - 25 misluhum misli onların مِثْلُهُمْ مثل 26 inne doğrusu إِنَّ - 27 llahe Allah اللَّهَ - 28 camiu topluca جَامِعُ جمع 29 l-munafikine münafıkları الْمُنَافِقِينَ نفق 30 velkafirine ve kafirleri وَالْكَافِرِينَ كفر 31 fi   فِي - 32 cehenneme cehennemde جَهَنَّمَ - 33 cemian bir Cemî’dir جَمِيعًا جمع", "ayetNo" : "140", "id" : "1118", "kuranAyetNo" : "633", "not1" : "*Kur'an. **Kendileri maskaradır.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kim daha iyidir bir din (olarak); kimseden (ki) teslim* etti yüzünü Allah'a; ve O bir muhsindir294; ve tabi oldu bir hanîf117 (olan) İbrahim'in milletine301; ve edindi\/tuttu Allah İbrahim'i bir halîl\/dost**.", "ayetNo" : "125", "id" : "1106", "kuranAyetNo" : "618", "not1" : "*İslam oldu. **Bir dost\/arkadaş kıdemine yükseltti.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Oysa Allah şahitlik\/tanıklık eder indirdiğine* sana; indirdi onu* kendi ilmiyle; ve melekler48 (de) şahitlik\/tanıklık eder; ve kâfi geldi\/yetti Allah bir tanık\/şahit (olarak).", "ayetLatin" : "> # Kelime Anlam Arapça Kök 1 lakini oysa لَٰكِنِ - 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 yeşhedu şahitlik\/tanıklık eder يَشْهَدُ شهد 4 bima   بِمَا - 5 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل 6 ileyke sana إِلَيْكَ - 7 enzelehu indirdi onu أَنْزَلَهُ نزل 8 biilmihi kendi ilmiyle بِعِلْمِهِ علم 9 velmelaiketu ve melekler de وَالْمَلَائِكَةُ ملك 10 yeşhedune şahitlik\/tanıklık eder يَشْهَدُونَ شهد 11 ve kefa ve kâfi geldi\/yetti وَكَفَىٰ كفي 12 billahi Allah بِاللَّهِ - 13 şehiden bir tanık\/şahit (olarak) شَهِيدًا شهد  ", "ayetNo" : "166", "id" : "1142", "kuranAyetNo" : "659", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve riba383 edinmeleri (ki) muhakkak men edildiler\/yasaklandılar ondan; ve insanların mallarının batılla* yemeleri; ve hazırladık kâfirlere25 kendilerinden** elem\/acıklı bir azap***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ehzihimu ve edinmeleri وَأَخْذِهِمُ اخذ 2 r-riba riba الرِّبَا ربو 3 vekad muhakkak ki وَقَدْ - 4 nuhu men edildiler نُهُوا نهي 5 anhu ondan عَنْهُ - 6 ve eklihim ve yemeleri وَأَكْلِهِمْ اكل 7 emvale mallarını أَمْوَالَ مول 8 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 9 bil-batili batılla بِالْبَاطِلِ بطل 10 ve ea'tedna ve hazırladık وَأَعْتَدْنَا عتد 11 lilkafirine kâfirlere لِلْكَافِرِينَ كفر 12 minhum kendilerinden مِنْهُمْ - 13 azaben bir azab عَذَابًا عذب 14 elimen elem\/acıklı أَلِيمًا الم", "ayetNo" : "161", "id" : "1137", "kuranAyetNo" : "654", "not1" : "*Gerçek olmayan, uydurulmuş söylenti\/hadislerle din sömürüsü yaparak. Tarikatlar bu duruma çok güzel bir örnektir.  **Azap yine kendi içlerinden çıkan kimseler veya şeylerle gerçekleşecektir. ***Anlarız ki ayette işaret edilen azap dünya hayatında gerçekleşecek olan büyük bir azaptır.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey insanlar! Muhakkak ki geldi sizlere bir delil\/kanıt Rabbinizden4; ve indirdik üzerinize apaçık bir nur*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 3 kad muhakkak قَدْ - 4 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 5 burhanun bir delil\/kanıt بُرْهَانٌ برهن 6 min   مِنْ - 7 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 8 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل 9 ileykum üzerinize إِلَيْكُمْ - 10 nuran bir nur نُورًا نور 11 mubinen apaçık مُبِينًا بين", "ayetNo" : "174", "id" : "1149", "kuranAyetNo" : "667", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve hükmetsin İncîl ehli Allah'ın indirdiğiyle onda (İncîl'de); ve kim asla hükmetmez544 Allah'ın indirdiğiyle; öyle ki işte bunlar; onlardır fâsıklardır38.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velyehkum ve hükmetsin  وَلْيَحْكُمْ حكم 2 ehlu ehli أَهْلُ اهل 3 l-incili İncîl الْإِنْجِيلِ - 4 bima   بِمَا - 5 enzele indirdiğiyle أَنْزَلَ نزل 6 llahu Allah'ın اللَّهُ - 7 fihi onda فِيهِ - 8 ve men ve kim وَمَنْ - 9 lem asla لَمْ - 10 yehkum hükmetmez يَحْكُمْ حكم 11 bima   بِمَا - 12 enzele indirdiğiyle أَنْزَلَ نزل 13 llahu Allah'ın اللَّهُ - 14 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 15 humu onlardır هُمُ - 16 l-fasikune fâsıklardır الْفَاسِقُونَ فسق                                                                                                    ", "ayetNo" : "47", "id" : "1195", "kuranAyetNo" : "716", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Öyle ki gönderdi Allah yerde aranır\/bakınır bir karga (ki) göstermek için ona nasıl örter\/gizler ayıp yerini\/cinsel organı* kardeşinin; dedi: \"Eyvah bana! Aciz miyim ki olurum şu karga benzeri; öyle ki örterim\/gizlerim ayıp yerini\/cinsel organı* kardeşimin\"; öyle ki sabahladı nedamet\/pişmanlık duyanlardan (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 febease öyle ki gönderdi فَبَعَثَ بعث 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 guraben bir karga غُرَابًا غرب 4 yebhasu aranır\/bakınır يَبْحَثُ بحث 5 fi   فِي - 6 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 7 liyuriyehu göstermek için ona لِيُرِيَهُ راي 8 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 9 yuvari örter\/gizler يُوَارِي - 10 sev'ete ayıp yerini\/cinsel organı سَوْءَةَ سوا 11 ehihi kardeşinin أَخِيهِ اخو 12 kale dedi قَالَ قول 13 ya veyleta eyvah bana يَا وَيْلَتَا - 14 eaceztu aciz miyim أَعَجَزْتُ عجز 15 en ki أَنْ - 16 ekune olurum أَكُونَ كون 17 misle benzeri مِثْلَ مثل 18 haza şu هَٰذَا - 19 l-gurabi karga الْغُرَابِ غرب 20 fe uvariye öyle ki örterim\/gizlerim فَأُوَارِيَ - 21 sev'ete ayıp yerini\/cinsel organı سَوْءَةَ سوا 22 ehi kardeşimin أَخِي اخو 23 feesbeha öyle ki sabahladı فَأَصْبَحَ صبح 24 mine   مِنَ - 25 n-nadimine nedamet\/pişmanlık duyanlardan (olarak) النَّادِمِينَ ندم", "ayetNo" : "31", "id" : "1178", "kuranAyetNo" : "700", "not1" : "*Anlaşılır ki ölü kişinin cinsel organı, ayıp yerleri açıktadır. Kardeşinin ölü bedeninin görüntüsünden (ayıp yerlerin görünmesi) rahatsız olmuş olmalı ki bundan bir an önce kurtulmak istemiştir.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve (erkek) hırsızın541; ve (kadın) hırsızın541; öyle ki kesin ellerini540 (ikisinin) kazandıklarına (ikisinin) bir ceza (olarak); ibretlik bir ders (olarak) Allah’tan; ve Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ssariku ve (erkek) hırsızın وَالسَّارِقُ سرق 2 ve ssarikatu ve (kadın) hırsızın وَالسَّارِقَةُ سرق 3 fektau öyle ki kesin فَاقْطَعُوا قطع 4 eydiyehuma ellerini ikisinin أَيْدِيَهُمَا يدي 5 ceza'en bir ceza جَزَاءً جزي 6 bima   بِمَا - 7 keseba kazandıklarına كَسَبَا كسب 8 nekalen ibretlik bir ders نَكَالًا نكل 9 mine   مِنَ - 10 llahi Allah’tan اللَّهِ - 11 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 12 azizun Azîz’dir عَزِيزٌ عزز 13 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم", "ayetNo" : "38", "ayetNot" : "", "id" : "1185", "kuranAyetNo" : "707", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve dediler Yahudiler306 ve Hristiyanlar296: \"Bizler Allah'ın oğullarıyız; ve sevdikleriyiz O’nun\"; de ki: \"Öyleyse niçin azap eder sizlere günahlarınızla?\"; Evet! Sizler (de) bir beşersiniz yarattığı kimseden; mağfiret319 eder dilediği kimseye; ve azap eder dilediği kimseye; ve Allah’adır mülkü göklerin162 ve yerin ve ikisi arasındakinin; ve O’nadır dönüş yeri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kaleti ve dediler وَقَالَتِ قول 2 l-yehudu Yahudiler الْيَهُودُ - 3 ve nnesara ve Hristiyanlar وَالنَّصَارَىٰ نصر 4 nehnu bizler نَحْنُ - 5 ebna'u oğullarıyız أَبْنَاءُ بني 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 ve ehibba'uhu ve sevdikleriyiz O’nun وَأَحِبَّاؤُهُ حبب 8 kul de ki قُلْ قول 9 felime öyleyse niçin فَلِمَ - 10 yuazzibukum azap eder sizlere يُعَذِّبُكُمْ عذب 11 bizunubikum günahlarınızla بِذُنُوبِكُمْ ذنب 12 bel evet! بَلْ - 13 entum sizlersiniz أَنْتُمْ - 14 beşerun bir beşer بَشَرٌ بشر 15 mimmen kimseden مِمَّنْ - 16 haleka yarattığı خَلَقَ خلق 17 yegfiru mağfiret eder يَغْفِرُ غفر 18 limen kimseye لِمَنْ - 19 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 20 ve yuazzibu ve azap eder وَيُعَذِّبُ عذب 21 men kimseye مَنْ - 22 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 23 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ - 24 mulku mülkü مُلْكُ ملك 25 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 26 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 27 ve ma ve  وَمَا - 28 beynehuma ikisi arasındakinin بَيْنَهُمَا بين 29 ve ileyhi ve O’nadır وَإِلَيْهِ - 30 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير", "ayetNo" : "18", "id" : "1167", "kuranAyetNo" : "687", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Eğer açık ederseniz bir hayrı\/iyiliği; ya da gizlerseniz onu (hayrı\/iyiliği); ya da affederseniz* bir kötülükten; öyle ki doğrusu Allah oldu bir Afuv19; bir Kadîr177.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 tubdu açık ederseniz تُبْدُوا بدو 3 hayran bir hayrı خَيْرًا خير 4 ev ya da أَوْ - 5 tuhfuhu gizlerseniz onu (hayrı) تُخْفُوهُ خفي 6 ev ya da أَوْ - 7 tea'fu affederseniz تَعْفُوا عفو 8 an   عَنْ - 9 su'in bir kötülükten سُوءٍ سوا 10 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 11 llahe Allah  اللَّهَ - 12 kane oldu كَانَ كون 13 afuvven bir Afuvv عَفُوًّا عفو 14 kadiran bir Kadîr قَدِيرًا قدر", "ayetNo" : "149", "id" : "1126", "kuranAyetNo" : "642", "not1" : "*Affedici olmak Yüce Allah'ın sevdiği, hoşnut olduğu bir davranıştır. Karşılığını da elbette affederek verir.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Halel getirmeyin* Allah'ın şiarlarına312; ve ne de haram aya34; ve ne de hediyeye338; ve ne de gerdanlara**; ve ne de haram eve535 gelenlere (ki) bakınırlar bir fazilete202 Rablerinden4 ve bir rızaya; ve sonlandırdığınız zaman ihramı534 öyle ki avlanın; cürüm işletmesin sizlere bir kavme (olan) nefret\/kin ki engellediler sizleri haram mescitten158 ki (o durumda) sınırı aşarsınız; ve yardımlaşın erdem ve takva21 üzerine; ve yardımlaşmayın günah üzerine; ve sınırı aşmayın; ve takvalı21 olun Allah’a; doğrusu Allah Şedîd'tir536 akabinde***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 tuhillu halel getirmeyin تُحِلُّوا حلل 6 şeaaira işaretlerine شَعَائِرَ شعر 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 ve la ve ne de وَلَا - 9 ş-şehra aya الشَّهْرَ شهر 10 l-harame haram الْحَرَامَ حرم 11 ve la ve ne de وَلَا - 12 l-hedye hediyeye الْهَدْيَ هدي 13 ve la ve ne de وَلَا - 14 l-kalaide gerdanlara الْقَلَائِدَ قلد 15 ve la ve ne de وَلَا - 16 ammine gelenlere امِّينَ امم 17 l-beyte eve الْبَيْتَ بيت 18 l-harame haram الْحَرَامَ حرم 19 yebtegune bakınırlar يَبْتَغُونَ بغي 20 fedlen bir fazilete فَضْلًا فضل 21 min   مِنْ - 22 rabbihim Rableriden رَبِّهِمْ ربب 23 ve ridvanen ve bir rızaya وَرِضْوَانًا رضو 24 ve iza ve zaman وَإِذَا - 25 haleltum sonlandırdınız ihramı حَلَلْتُمْ حلل 26 festadu öyle ki avlanın فَاصْطَادُوا صيد 27 ve la   وَلَا - 28 yecrimennekum cürüm işletmesin sizlere يَجْرِمَنَّكُمْ جرم 29 şenanu nefret\/kin شَنَانُ شنا 30 kavmin bir kavme قَوْمٍ قوم 31 en ki أَنْ - 32 saddukum engellediler sizleri صَدُّوكُمْ صدد 33 ani   عَنِ - 34 l-mescidi mescitten الْمَسْجِدِ سجد 35 l-harami haram الْحَرَامِ حرم 36 en ki أَنْ - 37 tea'tedu sınırı aşarsınız تَعْتَدُوا عدو 38 ve teaave nu ve yardımlaşın وَتَعَاوَنُوا عون 39 ala üzerine عَلَى - 40 l-birri erdem الْبِرِّ برر 41 ve ttekva ve takva وَالتَّقْوَىٰ وقي 42 vela ve وَلَا - 43 teaavenu yardımlaşmayın تَعَاوَنُوا عون 44 ala üzerine عَلَى - 45 l-ismi günah الْإِثْمِ اثم 46 vel'udvani ve sınırı aşma وَالْعُدْوَانِ عدو 47 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 48 llahe Allah’a اللَّهَ - 49 inne doğrusu إِنَّ - 50 llahe Allah اللَّهَ - 51 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد 52 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب", "ayetNo" : "2", "id" : "1153", "kuranAyetNo" : "671", "not1" : "*Bozmak. **Hediye olarak gönderilmiş hayvanlara işaretleme amacıyla takılan gerdanlıklar.  ***Ardında.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey kitap ehli135! Muhakkak geldi sizlere resûlümüz* (ki) beyan226 eder sizlere kitaptan** gizler olduğunuzdan çoğunu***; ve affeder çoğundan****; muhakkak geldi sizlere Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap*****.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل 2 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب 3 kad muhakkak قَدْ - 4 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 5 rasuluna resûlümüz رَسُولُنَا رسل 6 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين 7 lekum sizlere لَكُمْ - 8 kesiran çoğunu كَثِيرًا كثر 9 mimma   مِمَّا - 10 kuntum olduğunuzdan كُنْتُمْ كون 11 tuhfune gizlersiniz تُخْفُونَ خفي 12 mine   مِنَ - 13 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 14 ve yea'fu ve affeder وَيَعْفُو عفو 15 an   عَنْ - 16 kesirin çoğundan كَثِيرٍ كثر 17 kad muhakkak قَدْ - 18 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 19 mine   مِنَ - 20 llahi Allah’tan اللَّهِ - 21 nurun bir nur نُورٌ نور 22 ve kitabun ve kitap وَكِتَابٌ كتب 23 mubinun apaçık bir  مُبِينٌ بين                    ", "ayetNo" : "15", "id" : "1164", "kuranAyetNo" : "684", "not1" : "*Muhammed peygamber. **Tevrât ve İncîl. ***Kutsal kitapta yer almasına rağmen örterek unutturduğunuz, hükmünü uydurmalarla yok ettiğiniz hükümlerin çoğunu sizlere Kur'an ile tekrar deklere eder. ****Kutsal kitapla sizlere indirilen dinden şeriat hükümlerinin çoğundan Yüce Allah vazgeçmiştir. Affetmiştir. Bunları da Kur'an'la deklere eder. *****Kur'an. Alemler için bir nurdur, aydınlıktır. Bir deniz fenerinin nur üstüne nur olan ışığı gibi, evrendeki Quasarlar gibi yol gösterir. ", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) gözetleyip beklerler sizleri; öyle ki eğer olduysa sizlere bir fetih527 Allah'tan; dediler: \"Olmuyor muyuz asla sizlerle birlikte?\"; ve eğer olduysa kâfirlere25 bir nasip; dediler (kâfirlere): \"Asla cesaret vermiyor muyuz üzerinize ve geri durdurmuyor muyuz sizleri müminlerden27?\" öyle ki Allah hükmeder aranızda kıyamet148 günü; ve asla yapmaz Allah kâfirler25 için müminlere27 karşı bir yol*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 2 yeterabbesune gözetleyip beklerler يَتَرَبَّصُونَ ربص 3 bikum sizleri بِكُمْ - 4 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 5 kane olduysa كَانَ كون 6 lekum sizlere لَكُمْ - 7 fethun bir fetih فَتْحٌ فتح 8 mine   مِنَ - 9 llahi Allah'tan اللَّهِ - 10 kalu dediler قَالُوا قول 11 elem asla أَلَمْ - 12 nekun olmaz mıyız نَكُنْ كون 13 meakum sizlerler birlikte مَعَكُمْ - 14 vein ve eğer وَإِنْ - 15 kane olduysa كَانَ كون 16 lilkafirine kâfirlere لِلْكَافِرِينَ كفر 17 nesibun bir nasip نَصِيبٌ نصب 18 kalu dediler قَالُوا قول 19 elem asla  أَلَمْ - 20 nestehviz cesaretlendirmez miyiz نَسْتَحْوِذْ حوذ 21 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 22 ve nemnea'kum ve geri durdurmaz mıyız sizleri وَنَمْنَعْكُمْ منع 23 mine   مِنَ - 24 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن 25 fallahu öyle ki Allah فَاللَّهُ - 26 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم 27 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين 28 yevme günü يَوْمَ يوم 29 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 30 velen ve asla وَلَنْ - 31 yec'ale yapmaz يَجْعَلَ جعل 32 llahu Allah اللَّهُ - 33 lilkafirine kâfirlere لِلْكَافِرِينَ كفر 34 ala karşı عَلَى - 35 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن 36 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "141", "id" : "1119", "kuranAyetNo" : "634", "not1" : "*Kâfirler gerçek müminlere karşı asla zafer kazanamaz. Hiç bir yol\/çıkış edinemezler.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; onlar kâfirlerdir25 bir hak\/gerçek (olarak); ve hazırladık kâfirlere25 yıpratan\/çöktüren bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 humu onlar هُمُ - 3 l-kafirune kâfirlerdir الْكَافِرُونَ كفر 4 hakkan bir hak\/gerçek (olarak) حَقًّا حقق 5 ve ea'tedna ve hazırladık وَأَعْتَدْنَا عتد 6 lilkafirine kâfirlere لِلْكَافِرِينَ كفر 7 azaben bir azap عَذَابًا عذب 8 muhinen yıpratan\/çöktüren  مُهِينًا هون", "ayetNo" : "151", "id" : "1128", "kuranAyetNo" : "644", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Müjdele münâfıkları26 ki onlaradır elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 beşşiri müjdele بَشِّرِ بشر 2 l-munafikine münâfıkları الْمُنَافِقِينَ نفق 3 bienne ki بِأَنَّ - 4 lehum onlaradır لَهُمْ - 5 azaben bir azap عَذَابًا عذب 6 elimen elim\/acıklı أَلِيمًا الم  ", "ayetNo" : "138", "id" : "1116", "kuranAyetNo" : "631", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Sual ederler\/sorarlar sana neyin helal kılındığını onlara; de ki: \"Helal kılındı sizlere iyiler; ve avcı hayvanlardan* öğrettiğiniz (şey); avcı hayvanları eğitenler (ki) öğretirsiniz onları (avcı hayvanları) sizlere öğrettiğinden** Allah'ın; öyle ki yiyin tuttuklarından sizlere; ve anın\/zikredin78 Allah'ın ismini49 onun (avın) üzerine; ve takvalı21 olun Allah’a; doğrusu Allah seridir\/çabuktur hesapta.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeseluneke sual ederler sana يَسْأَلُونَكَ سال 2 maza neyin مَاذَا - 3 uhille helal kılındığını أُحِلَّ حلل 4 lehum onlara لَهُمْ - 5 kul de ki قُلْ قول 6 uhille helal kılındı أُحِلَّ حلل 7 lekumu sizlere لَكُمُ - 8 t-tayyibatu iyiler الطَّيِّبَاتُ طيب 9 ve ma ve وَمَا - 10 allemtum öğrettiğiniz عَلَّمْتُمْ علم 11 mine   مِنَ - 12 l-cevarihi avcı hayvanlardan الْجَوَارِحِ جرح 13 mukellibine avcı hayvanların eğitenler مُكَلِّبِينَ كلب 14 tuallimunehunne öğretirsiniz onları تُعَلِّمُونَهُنَّ علم 15 mimma   مِمَّا - 16 allemekumu sizlere öğretttiğinden عَلَّمَكُمُ علم 17 llahu Allah'ın اللَّهُ - 18 fekulu öyle ki yiyin فَكُلُوا اكل 19 mimma   مِمَّا - 20 emsekne tuttuklarından أَمْسَكْنَ مسك 21 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 22 vezkuru ve anın وَاذْكُرُوا ذكر 23 isme adını\/ismini اسْمَ سمو 24 llahi Allah'ın اللَّهِ - 25 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 26 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 27 llahe Allah’a اللَّهَ - 28 inne doğrusu إِنَّ - 29 llahe Allah اللَّهَ - 30 seriu seridir سَرِيعُ سرع 31 l-hisabi hesapta الْحِسَابِ حسب", "ayetNo" : "4", "id" : "1155", "kuranAyetNo" : "673", "not1" : "*Tazı, köpek, şahin, doğan, kartal gibi avcı hayvanlar. **Avcı hayvanların eğitilebilmesi mutlak ki Yüce Allah'ın bilgisi ve izniyle olmaktadır. İnsana kalemle yazmayı öğreten Rabbimiz bizlere başka şeyler de öğretti. ", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Eğer dilerse (Allah) giderir\/yok eder sizleri ey insanlar! Ve getirir başkalarını; ve oldu Allah bunun üzerine bir Kadîr177.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 yeşe' dilerse (Allah) يَشَأْ شيا 3 yuzhibkum giderir\/siler sizleri يُذْهِبْكُمْ ذهب 4 eyyuha ey أَيُّهَا - 5 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 6 ve ye'ti ve getirir وَيَأْتِ اتي 7 biaharine başkasını بِاخَرِينَ اخر 8 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 9 llahu Allah اللَّهُ - 10 ala   عَلَىٰ - 11 zalike bunun üzerine ذَٰلِكَ - 12 kadiran bir Kadîr قَدِيرًا قدر", "ayetNo" : "133", "id" : "1111", "kuranAyetNo" : "626", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki zulümle*; kimselerden (ki) yahudileştiler306; haram ettik** aleyhlerine onların iyileri (ki) helal kılındı*** onlara; ve yüz çevirmeleriyle\/engellemeleriyle**** Allah yolundan336 çokça.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 febizulmin öyle ki zulümle فَبِظُلْمٍ ظلم 2 mine   مِنَ - 3 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 4 hadu yahudileştiler هَادُوا هود 5 harramna haram ettik حَرَّمْنَا حرم 6 aleyhim aleyhlerine عَلَيْهِمْ - 7 tayyibatin iyileri (ki) طَيِّبَاتٍ طيب 8 uhillet helal kılınmıştı أُحِلَّتْ حلل 9 lehum onlara لَهُمْ - 10 ve bisaddihim ve yüz çevirmeleriyle\/engellemeleriyle وَبِصَدِّهِمْ صدد 11 an   عَنْ - 12 sebili yolundan سَبِيلِ سبل 13 llahi Allah اللَّهِ - 14 kesiran çokça كَثِيرًا كثر", "ayetNo" : "160", "id" : "1136", "kuranAyetNo" : "653", "not1" : "*En büyük zulüm insanın kendi nefsine yaptığı zulüm olan şirk koşmaktır. Müşrik olmaktır. Bu da Tevrât'ın astından hadis\/söylenti kitabı olan Talmud kitabını edinmeleriyle olmuştur.  **Tevrât'ta helal olan iyi\/güzel şeyleri uyduruk Talmud kitabıyla kendilerine haram ettiler. Kendi aleyhlerine işler yaptılar. Yüce Allah buna sadece izin vermiştir. Sapmalarına izin vermiştir. ***Tevrât'ta helal kılınmıştı. ****Tevrât'a giden yolun üzerine şeytan öğretileri olan Talmud kitabıyla.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ant olsun kâfirlik25 etti kimseler (ki) dediler: \"Doğrusu Allah (ki) O Meryem oğlu Mesih'tir\"; de ki: \"Öyle ki kim mülk\/hükümdarlık sahibi olur Allah’a karşı bir şey eğer helak etmek istediyse (Allah) Meryem oğlu Mesih'i ve annesini onun ve yeryüzündeki kimseleri topluca; ve Allah’adır mülkü hükümdarlığı göklerin162 ve yerin ve ikisi arasındakinin; yaratır dilediğini; ve Allah her bir şey üzerine bir Kadîr’dir177.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 kalu dediler قَالُوا قول 5 inne doğrusu إِنَّ - 6 llahe Allah اللَّهَ - 7 huve O هُوَ - 8 l-mesihu Mesih'tir الْمَسِيحُ - 9 bnu oğlu ابْنُ بني 10 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 11 kul de ki قُلْ قول 12 femen öyle ki kim فَمَنْ - 13 yemliku mülk\/hükümdarlık sahibi olur يَمْلِكُ ملك 14 mine karşı مِنَ - 15 llahi Allah’a اللَّهِ - 16 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 17 in eğer إِنْ - 18 erade istediyse أَرَادَ رود 19 en ki أَنْ - 20 yuhlike helak eder يُهْلِكَ هلك 21 l-mesiha Mesih'i الْمَسِيحَ - 22 bne oğlu ابْنَ بني 23 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 24 ve ummehu ve annesini onun وَأُمَّهُ امم 25 ve men ve kimseleri وَمَنْ - 26 fi   فِي - 27 l-erdi yeryüzündeki الْأَرْضِ ارض 28 cemian topluca جَمِيعًا جمع 29 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ - 30 mulku mülkü\/hükümdarlığı مُلْكُ ملك 31 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 32 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 33 ve ma ve وَمَا - 34 beynehuma ikisi arasındadakinin بَيْنَهُمَا بين 35 yehluku yaratır يَخْلُقُ خلق 36 ma   مَا - 37 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا 38 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 39 ala üzerine عَلَىٰ - 40 kulli her كُلِّ كلل 41 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 42 kadirun bir Kadîr’dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "17", "id" : "1166", "kuranAyetNo" : "686", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Mutlak ki eğer katletmek35 için uzatsan bana elini; sana elimi uzatan olmam ben katletmek35 için (seni); doğrusu ben korku474 duyarım Allah’a; alemlerin203 Rabbine4.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lein mutlak ki eğer لَئِنْ - 2 besette uzatsan بَسَطْتَ بسط 3 ileyye bana إِلَيَّ - 4 yedeke elini يَدَكَ يدي 5 litektuleni katletmek için beni لِتَقْتُلَنِي قتل 6 ma değilim مَا - 7 ena ben أَنَا - 8 bibasitin bir uzatan بِبَاسِطٍ بسط 9 yediye elimi يَدِيَ يدي 10 ileyke sana إِلَيْكَ - 11 liektuleke katletmek için seni لِأَقْتُلَكَ قتل 12 inni doğrusu ben إِنِّي - 13 ehafu korku duyarım أَخَافُ خوف 14 llahe Allah’a اللَّهَ - 15 rabbe Rabbine رَبَّ ربب 16 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "28", "id" : "1175", "kuranAyetNo" : "697", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Öyle ki doğrusu o (yer) haram edildi üzerlerine kırk sene*; başı boş\/şaşkın\/amaçsız dolaşırlar yerde\/arzda; öyle ki tasalanma fâsıklar38 kavmi\/toplumu üzerine.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 feinneha öyle ki doğrusu o (yer) فَإِنَّهَا - 3 muharrametun haram edildi مُحَرَّمَةٌ حرم 4 aleyhim üzerilerine عَلَيْهِمْ - 5 erbeiyne kırk أَرْبَعِينَ ربع 6 seneten sene سَنَةً سنو 7 yetihune başı boş\/şaşkın\/amaçsız dolaşırlar يَتِيهُونَ تيه 8 fi   فِي - 9 l-erdi yerde\/arzda الْأَرْضِ ارض 10 fela öyle ki  فَلَا - 11 te'se tasalanma تَأْسَ اسو 12 ala üzerine عَلَى - 13 l-kavmi kavmi\/toplumu الْقَوْمِ قوم 14 l-fasikine fâsıklar الْفَاسِقِينَ فسق", "ayetNo" : "26", "id" : "1173", "kuranAyetNo" : "695", "not1" : "*Yüce Allah'ın emrine itaat etmeyen bu kavim 40 yıl boyunca yurtsuz barksız, bir oraya bir buraya göç etmiştir. Bunun nedeni kendi yurtları için mücadele vermeyi reddetmeleridir. ", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Evet! Yükseltti onu Allah kendisine doğru; ve oldu Allah bir Azîz37; bir Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 bel Evet! بَلْ - 2 rafeahu yükseltti onu رَفَعَهُ رفع 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 ileyhi kendisine doğru إِلَيْهِ - 5 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 6 llahu Allah اللَّهُ - 7 azizen bir Azîz عَزِيزًا عزز 8 hakimen bir Hakîm حَكِيمًا حكم", "ayetNo" : "158", "id" : "1134", "kuranAyetNo" : "651", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Kılavuzlar onunla* (kitapla) Allah kendi (Allah'ın) rızasına tabi olmuş kimseyi esenlik\/selam yollarına; ve çıkarır onları karanlıklardan nura doğru kendi izniyle; ve kılavuzlar onları dosdoğru bir yola.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yehdi doğruya kılavuzlar يَهْدِي هدي 2 bihi onunla بِهِ - 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 meni kimseleri مَنِ - 5 ttebea tabi oldu اتَّبَعَ تبع 6 ridvanehu rızasına O’nun رِضْوَانَهُ رضو 7 subule yollarına سُبُلَ سبل 8 s-selami esenlik السَّلَامِ سلم 9 ve yuhricuhum ve çıkarır onları وَيُخْرِجُهُمْ خرج 10 mine   مِنَ - 11 z-zulumati karanlıklardan الظُّلُمَاتِ ظلم 12 ila   إِلَى - 13 n-nuri nura doğru النُّورِ نور 14 biiznihi kendi izniyle بِإِذْنِهِ اذن 15 ve yehdihim ve kılavuzlar onları وَيَهْدِيهِمْ هدي 16 ila doğru إِلَىٰ - 17 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط 18 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم", "ayetNo" : "16", "id" : "1165", "kuranAyetNo" : "685", "not1" : "*Kur'an'la.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; sonra kâfirlik25 ettiler; sonra iman47 ettiler; sonra kâfirlik25 ettiler; sonra ziyade* ettiler küfrü422; asla olmaz Allah mağfiret319 etmeye onlara; ve doğru bir yola kılavuzlamaya.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman ettiler امَنُوا امن 4 summe sonra ثُمَّ - 5 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 6 summe sonra ثُمَّ - 7 amenu iman ettiler امَنُوا امن 8 summe sonra ثُمَّ - 9 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 10 summe sonra ثُمَّ - 11 zdadu ziyade ettiler ازْدَادُوا زيد 12 kufran küfrü كُفْرًا كفر 13 lem asla لَمْ - 14 yekuni olmaz يَكُنِ كون 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 liyegfira mağfiret etmeye لِيَغْفِرَ غفر 17 lehum onlara لَهُمْ - 18 ve la ve وَلَا - 19 liyehdiyehum doğru yola kılavuzlamaya لِيَهْدِيَهُمْ هدي 20 sebilen bir yola سَبِيلًا سبل  ", "ayetNo" : "137", "id" : "1115", "kuranAyetNo" : "630", "not1" : "*Artırmak.", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve kimselerden (ki) dediler: \"Doğrusu bizler Nasârâlıyız268\"; aldık mîsâklarını281 onların ; öyle ki unuttular kendisiyle (İncîl'le) zikredildiklerinden bir payı*; öyle ki yapıştırdık aralarına onların düşmanlık ve nefret\/kin kıyamet gününe kadar; ve yakında haber verecek onlara Allah üretirler olduklarını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve mine ve وَمِنَ - 2 ellezine kimselerden (ki) الَّذِينَ - 3 kalu dediler قَالُوا قول 4 inna doğrusu bizler إِنَّا - 5 nesara Nasaralıyız نَصَارَىٰ نصر 6 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ 7 misakahum misaklarını onların  مِيثَاقَهُمْ وثق 8 fenesu öyle ki unuttular فَنَسُوا نسي 9 hazzen bir payı حَظًّا حظظ 10 mimma   مِمَّا - 11 zukkiru zikredildiklerinden ذُكِّرُوا ذكر 12 bihi kendisiyle (kitap) بِهِ - 13 feegrayna öyle ki yapıştırdık فَأَغْرَيْنَا غرو 14 beynehumu aralarına onların بَيْنَهُمُ بين 15 l-adavete düşmanlık الْعَدَاوَةَ عدو 16 velbegda'e ve nefret\/kin وَالْبَغْضَاءَ بغض 17 ila kadar إِلَىٰ - 18 yevmi gününe يَوْمِ يوم 19 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 20 ve sevfe ve yakında وَسَوْفَ - 21 yunebbiuhumu haber verecek onlara يُنَبِّئُهُمُ نبا 22 llahu Allah اللَّهُ - 23 bima   بِمَا - 24 kanu olduklarını كَانُوا كون 25 yesneune üretirler يَصْنَعُونَ صنع", "ayetNo" : "14", "id" : "1163", "kuranAyetNo" : "683", "not1" : "*Kendilerine verilen İncîl'den bir pay alamadılar. Onun yerine kendi elleriyle yazdıkları uyduruk anlatılara tabi oldular.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Allah'adır göklerdeki162 ve yerdeki; ve ant olsun vasiyet ettik kimselere (ki) verildiler kitap sizlerden önce; ve sizlere ki takvalı olun Allah'a; ve eğer kâfirlik ederseniz; öyle ki doğrusu Allah'adır göklerdeki ve yerdeki; ve oldu Allah bir Ganiyy106; bir Hamîd107.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velillahi Allah'adır وَلِلَّهِ - 2 ma   مَا - 3 fi   فِي - 4 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 5 ve ma ve وَمَا - 6 fi   فِي - 7 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 8 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 9 vessayna vasiyet ettik وَصَّيْنَا وصي 10 ellezine kimselere الَّذِينَ - 11 utu verildiler أُوتُوا اتي 12 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 13 min   مِنْ - 14 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل 15 ve iyyakum ve sadece sizlere وَإِيَّاكُمْ - 16 eni ki أَنِ - 17 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي 18 llahe Allah'a اللَّهَ - 19 vein ve eğer وَإِنْ - 20 tekfuru kâfirlik ederseniz تَكْفُرُوا كفر 21 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 22 lillahi Allah'adır لِلَّهِ - 23 ma   مَا - 24 fi   فِي - 25 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 26 ve ma ve وَمَا - 27 fi   فِي - 28 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 29 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 30 llahu Allah اللَّهُ - 31 ganiyyen Ganiyy غَنِيًّا غني 32 hamiden Hamîd حَمِيدًا حمد  ", "ayetNo" : "131", "id" : "1109", "kuranAyetNo" : "624", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Ve resûller418 (ki) muhakkak kıssalaştırdık430 onları sana önceden; ve resûller (ki) asla kıssalaştırmadık430 sana; ve kelam531 etti Allah Mûsâ'ya bir kelam (-la).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve rusulen ve resûller وَرُسُلًا رسل 2 kad muhakkak قَدْ - 3 kasasnahum kıssalaştırdık onları قَصَصْنَاهُمْ قصص 4 aleyke sana عَلَيْكَ - 5 min   مِنْ - 6 kablu önceden قَبْلُ قبل 7 ve rusulen ve resûller وَرُسُلًا رسل 8 lem asla لَمْ - 9 neksushum kıssalaştırmadık onları نَقْصُصْهُمْ قصص 10 aleyke sana عَلَيْكَ - 11 ve kelleme ve kelam etti وَكَلَّمَ كلم 12 llahu Allah اللَّهُ - 13 musa Musa'ya مُوسَىٰ - 14 teklimen bir kelam تَكْلِيمًا كلم", "ayetNo" : "164", "id" : "1140", "kuranAyetNo" : "657", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler; şayet ki onlara (olsa) yeryüzündeki topluca ve misli\/benzeri onun (yeryüzünün) onunla beraber; mutlak fidye verirler onu kıyamet günü148 azaptan (kurtulmaya); kabul edilmiş değildir onlardan; ve onlaradır elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 4 lev şayet لَوْ - 5 enne ki أَنَّ - 6 lehum onlara  لَهُمْ - 7 ma   مَا - 8 fi   فِي - 9 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 10 cemian topluca جَمِيعًا جمع 11 ve mislehu ve misli\/benzeri onun وَمِثْلَهُ مثل 12 meahu onunla beraber مَعَهُ - 13 liyeftedu mutlak fidye verirler لِيَفْتَدُوا فدي 14 bihi onu بِهِ - 15 min   مِنْ - 16 azabi azaptan (kurtulmaya) عَذَابِ عذب 17 yevmi gününün يَوْمِ يوم 18 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 19 ma değildir مَا - 20 tukubbile kabul edilmiş تُقُبِّلَ قبل 21 minhum onlardan مِنْهُمْ - 22 velehum ve onlaradır وَلَهُمْ - 23 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 24 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "36", "id" : "1183", "kuranAyetNo" : "705", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Tutmayın\/edinmeyin kâfirleri25 evliya212 müminlerin27 astından; ister misiniz ki yaparsınız Allah’a (karşı) aleyhinizde apaçık bir yetki\/delil\/güç.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 tettehizu tutmayın\/edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ 6 l-kafirine kâfirleri الْكَافِرِينَ كفر 7 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي 8 min   مِنْ - 9 duni astından دُونِ دون 10 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن 11 eturidune ister misiniz  أَتُرِيدُونَ رود 12 en ki أَنْ - 13 tec'alu yaparsınız تَجْعَلُوا جعل 14 lillahi Allah’a (karşı) لِلَّهِ - 15 aleykum aleyhinizde عَلَيْكُمْ - 16 sultanen bir delil سُلْطَانًا سلط 17 mubinen apaçık مُبِينًا بين", "ayetNo" : "144", "id" : "1121", "kuranAyetNo" : "637", "not1" : "", "surahName" : "Nisâ", "sureNo" : "4" }, { "ayetIe" : "Öyle ki görürsün kimseleri (ki) kalplerindedir bir maraz175; koşarlar onların içlerine (ki) derler: \"Haşyet duyarız ki isabet eder bizlere bir darlık; öyle ki belki Allah ki verir fetih527 ya da bir emir\/iş kendi katından\" ; öyle ki sabahlarlar sırlaştırdıkları\/gizledikleri üzerine nefislerinde201 bir nedamet (-le)\/pişmanlık (-la).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe tera öyle ki görürsün فَتَرَى راي 2 ellezine kimsleri الَّذِينَ - 3 fi   فِي - 4 kulubihim kalblerindedir قُلُوبِهِمْ قلب 5 meradun bir maraz مَرَضٌ مرض 6 yusariune koşarlar يُسَارِعُونَ سرع 7 fihim içlerine onların فِيهِمْ - 8 yekulune (ki) derler يَقُولُونَ قول 9 nehşa haşyet duyarız نَخْشَىٰ خشي 10 en ki أَنْ - 11 tusibena isabet eder bizlere تُصِيبَنَا صوب 12 dairatun bir darlık دَائِرَةٌ دور 13 feasa öyle ki belki فَعَسَى عسي 14 llahu Allah اللَّهُ - 15 en ki أَنْ - 16 ye'tiye verir يَأْتِيَ اتي 17 bil-fethi fetih بِالْفَتْحِ فتح 18 ev ya da أَوْ - 19 emrin bir emir\/iş أَمْرٍ امر 20 min   مِنْ - 21 indihi kendi katından عِنْدِهِ عند 22 feyusbihu öyle ki sabahlarlar فَيُصْبِحُوا صبح 23 ala üzerine عَلَىٰ - 24 ma   مَا - 25 eserru sırlaştırdıkları\/gizledikleri أَسَرُّوا سرر 26 fi   فِي - 27 enfusihim nefislerinde أَنْفُسِهِمْ نفس 28 nadimine bir nedamet\/pişmanlık نَادِمِينَ ندم", "ayetNo" : "52", "id" : "1200", "kuranAyetNo" : "721", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dışındadır* kimseler (ki) tevbe33 ettiler önceden ki güç yetirirsiniz üzerlerine; öyle ki bilin ki Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 illa dışındadır إِلَّا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 tabu tevbe ettiler تَابُوا توب 4 min   مِنْ - 5 kabli önceden قَبْلِ قبل 6 en ki أَنْ - 7 tekdiru güç yetirirsiniz تَقْدِرُوا قدر 8 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 9 fea'lemu öyle ki bilin فَاعْلَمُوا علم 10 enne ki أَنَّ - 11 llahe Allah اللَّهَ - 12 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 13 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "34", "id" : "1181", "kuranAyetNo" : "703", "not1" : "*İsrâîloğullarından 5:33 ayetinin işaret ettiği firavun döneminde uygulanan cezaya müstahak olmayan kimseler de vardır. Bu kimseler tevbe etmiş kimselerdir. Kendiliğinden tevbe eden kimseler firavun döneminde yaşamış olsalardı uygulanan bu cezaya o dönemde muhatap olmazlardı.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey kavmim! Girin mukaddes537 yere\/arza* ki yazdı Allah sizlere; ve dönmeyin arkanıza doğru; öyle ki dönersiniz hüsrana uğrayanlara.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya kavmi ey kavmim يَا قَوْمِ قوم 2 dhulu girin ادْخُلُوا دخل 3 l-erde arza الْأَرْضَ ارض 4 l-mukaddesete mukaddes الْمُقَدَّسَةَ قدس 5 lleti ki الَّتِي - 6 ketebe yazdı كَتَبَ كتب 7 llahu Allah'ın اللَّهُ - 8 lekum sizlere لَكُمْ - 9 ve la ve وَلَا - 10 terteddu dönmeyin تَرْتَدُّوا ردد 11 ala doğru عَلَىٰ - 12 edbarikum arkanıza أَدْبَارِكُمْ دبر 13 fetenkalibu öyle ki dönersiniz فَتَنْقَلِبُوا قلب 14 hasirine hüsrana uğrayanlara خَاسِرِينَ خسر", "ayetNo" : "21", "id" : "1170", "kuranAyetNo" : "690", "not1" : "*Evrende hiçbir yerin, hiçbir mekânın kendisi kutsal değildir. Bir yeri kutsal yapan o yerde Yüce Allah'a yapılan kulluktur. Anlaşılır ki Yüce Allah Musa'nın kavmine bir yeri  yurt olarak adamıştır, göstermiştir. O yerde tek tanrıcı inanç hakimdir.  ", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve dediler Yahudiler295: \"Allah'ın eli bağlanmıştır\/zincirlenmiştir\"; (oysa) bağlandı\/zincirlendi kendi elleri ve lanetlendiler280 dedikleriyle; evet! İki eli O’nun (Allah'ın) genişlemiştir\/yayılmıştır; infak* eder nasıl dilerse; ve Rabbinden4 sana indirilen (Kur'an) mutlak ziyade** eder çoğuna onlardan bir tûğyânı442 ve bir küfrü422; ve attık aralarına taşkınlık ve nefret kıyamet gününe148 kadar; her ne zaman yaktılar bir ateş harp için; söndürdü onu Allah; ve koşarlar yeryüzünde fesada265; ve Allah sevmez fesatçıları265.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kaleti ve dediler وَقَالَتِ قول 2 l-yehudu yahudiler الْيَهُودُ - 3 yedu eli يَدُ يدي 4 llahi Allah'ın اللَّهِ - 5 megluletun bağlanmıştır مَغْلُولَةٌ غلل 6 gullet bağlandı غُلَّتْ غلل 7 eydihim kendi elleri أَيْدِيهِمْ يدي 8 veluinu ve lanetlendiler وَلُعِنُوا لعن 9 bima   بِمَا - 10 kalu dedikleriyle قَالُوا قول 11 bel evet! بَلْ - 12 yedahu iki eli O’nun يَدَاهُ يدي 13 mebsutatani genişlemiştir\/yayılmıştır مَبْسُوطَتَانِ بسط 14 yunfiku infak eder يُنْفِقُ نفق 15 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 16 yeşa'u dilerse يَشَاءُ شيا 17 veleyezidenne ve mutlak ziyade der وَلَيَزِيدَنَّ زيد 18 kesiran çoğuna كَثِيرًا كثر 19 minhum onlardan مِنْهُمْ - 20 ma   مَا - 21 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 22 ileyke üzerine إِلَيْكَ - 23 min   مِنْ - 24 rabbike Rabbinden رَبِّكَ ربب 25 tugyanen bir tuğyanı طُغْيَانًا طغي 26 ve kufran ve bir küfrü وَكُفْرًا كفر 27 ve elkayna ve attık وَأَلْقَيْنَا لقي 28 beynehumu aralarına بَيْنَهُمُ بين 29 l-adavete taşkınlık الْعَدَاوَةَ عدو 30 velbegda'e ve nefret وَالْبَغْضَاءَ بغض 31 ila kadar إِلَىٰ - 32 yevmi gününe يَوْمِ يوم 33 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 34 kullema her ne zaman كُلَّمَا كلل 35 evkadu yaktılar أَوْقَدُوا وقد 36 naran bir ateş نَارًا نور 37 lilharbi harp için لِلْحَرْبِ حرب 38 etfeeha söndürdü onu أَطْفَأَهَا طفا 39 llahu Allah اللَّهُ - 40 ve yes'avne ve koşarlar وَيَسْعَوْنَ سعي 41 fi   فِي - 42 l-erdi yeryüzünde الْأَرْضِ ارض 43 fesaden fesada فَسَادًا فسد 44 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 45 la   لَا - 46 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 47 l-mufsidine fesatçıkları الْمُفْسِدِينَ فسد", "ayetNo" : "64", "id" : "1210", "kuranAyetNo" : "733", "not1" : "*Harcar. **Artırır.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ant olsun aldık bir mîsâk281 İsrâîloğullarından197; ve gönderdik onlara resûller418; her ne zaman geldi onlara bir resûl418 bir şey (-le) (ki) nefislerinin hevasına uymayan; bir fırka\/grup (ki) yalanladılar; ve bir fırka\/grup (ki) katlettiler35.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 ehazna aldık أَخَذْنَا اخذ 3 misaka bir misak مِيثَاقَ وثق 4 beni oğullarından بَنِي بني 5 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 6 ve erselna ve gönderdik وَأَرْسَلْنَا رسل 7 ileyhim onlara إِلَيْهِمْ - 8 rusulen resûller رُسُلًا رسل 9 kullema her ne zaman كُلَّمَا كلل 10 ca'ehum geldi onlara جَاءَهُمْ جيا 11 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل 12 bima bir şey بِمَا - 13 la   لَا - 14 tehva hevasına uymayan تَهْوَىٰ هوي 15 enfusuhum nefislerinin أَنْفُسُهُمْ نفس 16 ferikan bir fırka فَرِيقًا فرق 17 kezzebu yalanladı onlar كَذَّبُوا كذب 18 ve ferikan ve fırka وَفَرِيقًا فرق 19 yektulune katletti onlar يَقْتُلُونَ قتل                                                                                                              ", "ayetNo" : "70", "id" : "1215", "kuranAyetNo" : "739", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve sandılar ki olmaz bir fitne332; öyle ki âmâ\/kör oldular ve sağır kesildiler; sonra tevbe33 etti Allah üzerlerine; sonra âmâ\/kör oldular (tekrar) ve sağır kesildiler çoğu onlardan; ve Allah Basîr’dir513 yaptıklarına.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve hasibu ve sandılar وَحَسِبُوا حسب 2 ella ki أَلَّا - 3 tekune olmaz تَكُونَ كون 4 fitnetun bir fitne فِتْنَةٌ فتن 5 feamu öyle ki ama\/kör oldular فَعَمُوا عمي 6 ve sammu ve sağır kesildiler وَصَمُّوا صمم 7 summe sonra ثُمَّ - 8 tabe tövbe etti تَابَ توب 9 llahu Allah اللَّهُ - 10 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 11 summe sonra ثُمَّ - 12 amu ama\/kör oldular عَمُوا عمي 13 ve sammu ve sağır kesildiler وَصَمُّوا صمم 14 kesirun çoğu كَثِيرٌ كثر 15 minhum onlardan مِنْهُمْ - 16 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 17 besirun Bâsir’dir بَصِيرٌ بصر 18 bima ne ki بِمَا - 19 yea'melune yaptıkları يَعْمَلُونَ عمل  ", "ayetNo" : "71", "id" : "1216", "kuranAyetNo" : "740", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Doğrusu biz gönderdik Nûh’u kavmine\/toplumuna; ki \"uyar kendi kavmini\/toplumunu (diye)\"; gelmesi öncesinde onlara elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inna doğrusu biz إِنَّا - 2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل 3 nuhen Nûh’u نُوحًا - 4 ila   إِلَىٰ - 5 kavmihi kavmine قَوْمِهِ قوم 6 en ki أَنْ - 7 enzir uyarırsın أَنْذِرْ نذر 8 kavmeke kendi kavmini قَوْمَكَ قوم 9 min   مِنْ - 10 kabli önceden قَبْلِ قبل 11 en ki أَنْ - 12 ye'tiyehum gelir onlara يَأْتِيَهُمْ اتي 13 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 14 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "1", "id" : "1296", "kuranAyetNo" : "5418", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Ey kitap ehli!135 Olmadınız bir şey üzerinde; ta ki kıyam229 edersiniz\/dikersiniz Tevrât'ı ve İncîl'i; ve* indirileni sizlere Rabbinizden4; ve Rabbinden4 sana indirilen (Kur'an) mutlak ziyade eder** onlardan çoğuna tûğyânı442 ve küfrü422; öyle ki tasalanma kâfirler25 kavmine\/toplumuna karşı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل 3 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 4 lestum olmadınız لَسْتُمْ ليس 5 ala üzerinde عَلَىٰ - 6 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 7 hatta ta ki حَتَّىٰ - 8 tukimu kıyam edersiniz تُقِيمُوا قوم 9 t-tevrate Tevrat'ı التَّوْرَاةَ - 10 vel'incile ve İncil'i وَالْإِنْجِيلَ - 11 ve ma ve وَمَا - 12 unzile indirileni أُنْزِلَ نزل 13 ileykum sizlere إِلَيْكُمْ - 14 min   مِنْ - 15 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 16 veleyezidenne ve mutlak ziyade eder وَلَيَزِيدَنَّ زيد 17 kesiran çoğunu كَثِيرًا كثر 18 minhum onlardan مِنْهُمْ - 19 ma   مَا - 20 unzile indirilen أُنْزِلَ نزل 21 ileyke sana إِلَيْكَ - 22 min   مِنْ - 23 rabbike Rabbinden رَبِّكَ ربب 24 tugyanen tuğyanı طُغْيَانًا طغي 25 ve kufran ve küfrü وَكُفْرًا كفر 26 fela öyle ki  فَلَا - 27 te'se tasalanma تَأْسَ اسو 28 ala karşı عَلَى - 29 l-kavmi kavmine\/toplumuna الْقَوْمِ قوم 30 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "68", "id" : "1214", "kuranAyetNo" : "737", "not1" : "*Ve 'Vav' bağlacı vurgulama amaçlıdır. **Artırır.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Ey kitap ehli!135 Aşmayın\/taşmayın552 siz ikiniz* dininizde; olmaksızın hak\/gerçek\"; ve tabi olmayın hevâlarına278 bir kavmin\/toplumun (ki) muhakkak dalalete128 düştüler önceden; ve dalalete128 düştüler bir çoğu; ve dalalete128 düştüler dümdüz yoldan553.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل 3 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب 4 la   لَا - 5 teglu aşmayın\/taşmayın ikiniz تَغْلُوا غلو 6 fi   فِي - 7 dinikum dininizde دِينِكُمْ دين 8 gayra olmaksızın غَيْرَ غير 9 l-hakki hak\/gerçek الْحَقِّ حقق 10 ve la   وَلَا - 11 tettebiu ve tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع 12 ehva'e hevalarına أَهْوَاءَ هوي 13 kavmin bir kavmin قَوْمٍ قوم 14 kad muhakkak قَدْ - 15 dellu dalalete düştüler ضَلُّوا ضلل 16 min   مِنْ - 17 kablu önceden قَبْلُ قبل 18 ve edellu ve dalalete düştüler وَأَضَلُّوا ضلل 19 kesiran bir çoğu كَثِيرًا كثر 20 ve dellu ve dalalete düştüler وَضَلُّوا ضلل 21 an -ndan عَنْ - 22 seva'i düz سَوَاءِ سوي 23 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل", "ayetNo" : "77", "id" : "1222", "kuranAyetNo" : "746", "not1" : "*Fiilin 2. şahıs tesniye ile gelmesi iki grubu işaret eder. Yahudiler ve Hristiyanlar.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dedikleri zaman havâriler565: \"Ey Meryem oğlu Îsâ! Güç yetirir mi senin Rabbin4 ki indirir üzerimize bir sofra gökten?\"; dedi (Îsâ): \"Takvalı21 olun Allah’a eğer olduysanız müminler27.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz zaman إِذْ - 2 kale dedikleri قَالَ قول 3 l-havariyyune havariler الْحَوَارِيُّونَ حور 4 ya iysa ey Îsâ يَا عِيسَى - 5 bne oğlu ابْنَ بني 6 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 7 hel -mi? هَلْ - 8 yestetiu gücü yeter- يَسْتَطِيعُ طوع 9 rabbuke Rabbin senin رَبُّكَ ربب 10 en ki أَنْ - 11 yunezzile indirir يُنَزِّلَ نزل 12 aleyna üzerimize عَلَيْنَا - 13 maideten bir sofra مَائِدَةً ميد 14 mine   مِنَ - 15 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو 16 kale dedi قَالَ قول 17 tteku takvalı olun اتَّقُوا وقي 18 llahe Allah’a اللَّهَ - 19 in eğer إِنْ - 20 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 21 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "112", "id" : "1257", "kuranAyetNo" : "781", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey oğlum! Doğrusu o eğer olsa hardaldan bir tane ağırlığında; öyle ki olsa içinde bir kaya; ya da göklerde162; ya da yerde; getirir onu Allah; doğrusu Allah Latîf’tir40; Habîr’dir466.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya buneyye Ey oğlum يَا بُنَيَّ بني 2 inneha doğrusu o إِنَّهَا - 3 in eğer إِنْ - 4 teku oldu تَكُ كون 5 miskale ağırlığınca مِثْقَالَ ثقل 6 habbetin bir tane حَبَّةٍ حبب 7 min   مِنْ - 8 hardelin hardaldan خَرْدَلٍ خردل 9 fe tekun öyle ki olsa فَتَكُنْ كون 10 fi içinde فِي - 11 sahratin bir kaya صَخْرَةٍ صخر 12 ev ya da أَوْ - 13 fi   فِي - 14 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو 15 ev ya da أَوْ - 16 fi   فِي - 17 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 18 ye'ti getirir يَأْتِ اتي 19 biha onu بِهَا - 20 llahu Allah اللَّهُ - 21 inne doğrusu إِنَّ - 22 llahe Allah اللَّهَ - 23 letifun Latîf’tir لَطِيفٌ لطف 24 habirun Habîr’dir خَبِيرٌ خبر", "ayetNo" : "16", "id" : "1287", "kuranAyetNo" : "3483", "not1" : "", "surahName" : "Lokman", "sureNo" : "31" }, { "ayetIe" : "Ve sanayi olarak üret gemiyi gözlerimizin önünde ve vahyimiz603 (-le); ve hitap etme bana kimseler hakkında (ki) zulmettiler257; doğrusu onlar boğulanlardır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vesnei ve sanayi olarak üret وَاصْنَعِ صنع 2 l-fulke gemiyi الْفُلْكَ فلك 3 biea'yunina gözlerimizin önünde بِأَعْيُنِنَا عين 4 ve vehyina ve vahyimizle وَوَحْيِنَا وحي 5 ve la ve وَلَا - 6 tuhatibni hitap etme bana تُخَاطِبْنِي خطب 7 fi hakkında فِي - 8 ellezine kimseler الَّذِينَ - 9 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم 10 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 11 mugrakune boğulanlardır مُغْرَقُونَ غرق", "ayetNo" : "37", "id" : "1279", "kuranAyetNo" : "1508", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Ve yaptık zürriyetini380 onun (Nûh'un) (ki) onlar* bakilerdir567.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "77", "id" : "1271", "kuranAyetNo" : "3863", "not1" : "*Bir önceki ayetteki ahaliden kimseleri işaret etmesi daha olasıdır. Anlarız ki Nûh'la birlikte kurtulan kimselerin soyları da baki kalmıştır.", "surahName" : "Sâffât", "sureNo" : "37" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman Allah: \"Ey Meryem oğlu Îsâ! Sen mi dedin insanlara (ki) edinin beni ve annemi iki ilâh Allah’ın astından?\"; Dedi (Îsâ): \"Subhân’sın7 sen; olmuş değildir bana ki derim olmayanı bana bir hakla\/gerçekle; eğer demiş olsaydım onu; öyle ki muhakkak bilirdin onu; bilirsin sen nefsimdekini; ve bilmem ben senin nefsindekini; doğrusu sen; sensin Alîm (olan) gayba.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 kale dediği قَالَ قول 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 ya iysa ey Îsa يَا عِيسَى - 5 bne oğlu ابْنَ بني 6 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 7 eente sen mi? أَأَنْتَ - 8 kulte dedin قُلْتَ قول 9 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 10 ttehizuni edinin beni اتَّخِذُونِي اخذ 11 ve ummiye ve annemi وَأُمِّيَ امم 12 ilaheyni iki ilah إِلَٰهَيْنِ اله 13 min   مِنْ - 14 duni astından دُونِ دون 15 llahi Allah’ın اللَّهِ - 16 kale dedi قَالَ قول 17 subhaneke Subhan’sın sen سُبْحَانَكَ سبح 18 ma değildir مَا - 19 yekunu olmuş يَكُونُ كون 20 li bana لِي - 21 en ki أَنْ - 22 ekule derim أَقُولَ قول 23 ma   مَا - 24 leyse olmayanı لَيْسَ ليس 25 li bana لِي - 26 bihakkin bir hakla\/gerçekle بِحَقٍّ حقق 27 in eğer إِنْ - 28 kuntu olsaydım كُنْتُ كون 29 kultuhu dedim onu قُلْتُهُ قول 30 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 31 alimtehu bilirdim onu عَلِمْتَهُ علم 32 tea'lemu bilirsin تَعْلَمُ علم 33 ma   مَا - 34 fi   فِي - 35 nefsi nefsimdekini نَفْسِي نفس 36 ve la ve وَلَا - 37 ea'lemu bilmem ben أَعْلَمُ علم 38 ma olanı مَا - 39 fi   فِي - 40 nefsike nefsindekini senin نَفْسِكَ نفس 41 inneke doğrusu sen  إِنَّكَ - 42 ente sensin أَنْتَ - 43 allamu A عَلَّامُ علم 44 l-guyubi gizlileri الْغُيُوبِ غيب", "ayetNo" : "116", "id" : "1261", "kuranAyetNo" : "785", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Yaptı Allah Kabe'yi557; haram evi535 bir kıyam143 insanlar için; ve haram ayı34 (da) ve hediyeyi (de) ve gerdanlıkları (da); işte bu; bilmeniz içindir ki Allah bilir göklerdekini162 ve yerdekini; ve ki Allah her bir şeye Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ceale yaptı جَعَلَ جعل 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 l-kea'bete Ka'be'yi الْكَعْبَةَ كعب 4 l-beyte Beyt-i الْبَيْتَ بيت 5 l-harame Haram'ı الْحَرَامَ حرم 6 kiyamen bir kıyam قِيَامًا قوم 7 linnasi insanlar için لِلنَّاسِ نوس 8 ve şşehra ve ayı وَالشَّهْرَ شهر 9 l-harame haram الْحَرَامَ حرم 10 velhedye ve hediye وَالْهَدْيَ هدي 11 velkalaide ve gerdanlıkları وَالْقَلَائِدَ قلد 12 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 13 litea'lemu bilmeniz içindir لِتَعْلَمُوا علم 14 enne ki أَنَّ - 15 llahe Allah'ın اللَّهَ - 16 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 17 ma   مَا - 18 fi   فِي - 19 s-semavati göklerdekini السَّمَاوَاتِ سمو 20 ve ma ve وَمَا - 21 fi   فِي - 22 l-erdi yerdekini الْأَرْضِ ارض 23 ve enne ve ki وَأَنَّ - 24 llahe Allah اللَّهَ - 25 bikulli her بِكُلِّ كلل 26 şey'in bir şeye شَيْءٍ شيا 27 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "97", "id" : "1243", "kuranAyetNo" : "766", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "\"Ki kulluk46 edin Allah'a; ve takvalı21 olun O'na; ve itaat edin573 bana.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eni ki أَنِ - 2 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد 3 llahe Allah'a اللَّهَ - 4 vettekuhu ve takvalı olun وَاتَّقُوهُ وقي 5 ve etiuni ve itaat edin bana وَأَطِيعُونِ طوع", "ayetNo" : "3", "id" : "1298", "kuranAyetNo" : "5420", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Kim doğru yola kılavuzlandı; öyle ki ancak doğru yola kılavuzlanır kendi nefsi201 için; ve kim dalalete128 düştü öyle ki ancak dalalete128 düşer aleyhine onun (nefsin); ve yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; ve olmuş değiliz azap edenler; ta ki göndeririz bir resûl.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 meni kim مَنِ - 2 hteda doğru yola kılavuzlandı اهْتَدَىٰ هدي 3 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا - 4 yehtedi doğru yola kılavuzlanır يَهْتَدِي هدي 5 linefsihi kendi nefsi için لِنَفْسِهِ نفس 6 ve men ve kim وَمَنْ - 7 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل 8 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا - 9 yedillu dalalete düşer يَضِلُّ ضلل 10 aleyha aleyhine onun (nefsin) عَلَيْهَا - 11 ve la ve وَلَا - 12 teziru yüklenmez تَزِرُ وزر 13 vaziratun bir yüklenici وَازِرَةٌ وزر 14 vizra yükünü وِزْرَ وزر 15 uhra başkasının أُخْرَىٰ اخر 16 ve ma ve değiliz وَمَا - 17 kunna olduk كُنَّا كون 18 muazzibine azap edenler مُعَذِّبِينَ عذب 19 hatta ta ki حَتَّىٰ - 20 neb'ase göndeririz نَبْعَثَ بعث 21 rasulen bir resûl رَسُولًا رسل", "ayetNo" : "15", "id" : "1277", "kuranAyetNo" : "2042", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Ve Zekeriyyâ’yı ve Yahyâ'yı ve Îsâ'yı ve İlyâs'ı; hepsi sâlihlerdendi217.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve zekeriyya ve Zekeriyya’yı وَزَكَرِيَّا - 2 ve yehya ve Yahya'ya وَيَحْيَىٰ - 3 ve iysa ve Îsa وَعِيسَىٰ - 4 ve ilyase ve İlyas'a وَإِلْيَاسَ - 5 kullun her biri كُلٌّ كلل 6 mine   مِنَ - 7 s-salihine salihlerdendi الصَّالِحِينَ صلح", "ayetNo" : "85", "id" : "1273", "kuranAyetNo" : "874", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Muhakkak sordu onu bir kavim\/toplum sizlerden önce; sonra sabahladılar onunla kâfirler25 (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kad muhakkak قَدْ - 2 seeleha sordu onu سَأَلَهَا سال 3 kavmun bir kavim\/toplum قَوْمٌ قوم 4 min   مِنْ - 5 kablikum sizlerden önce قَبْلِكُمْ قبل 6 summe sonra ثُمَّ - 7 esbehu sabahladılar أَصْبَحُوا صبح 8 biha onunla بِهَا - 9 kafirine kâfirler (olarak) كَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "102", "id" : "1248", "kuranAyetNo" : "771", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Öyle ki seviyelendiğin* zaman sen ve senin yanındaki kimse gemi üzerine; öyle ki de ki: \"Hamd3 Allah’adır; o ki kurtardı bizleri zalim kavimden.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe iza öyle ki zaman فَإِذَا - 2 steveyte seviyelendiğin اسْتَوَيْتَ سوي 3 ente sen أَنْتَ - 4 ve men ve kimse وَمَنْ - 5 meake senin yanındaki مَعَكَ - 6 ala üzerine عَلَى - 7 l-fulki gemi الْفُلْكِ فلك 8 fekuli öyle ki  de ki فَقُلِ قول 9 l-hamdu hamd الْحَمْدُ حمد 10 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 11 llezi o ki الَّذِي - 12 neccana kurtardı bizleri نَجَّانَا نجو 13 mine   مِنَ - 14 l-kavmi kavimden الْقَوْمِ قوم 15 z-zalimine zalim الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "28", "id" : "1293", "kuranAyetNo" : "2699", "not1" : "*Bindiğin zaman.", "surahName" : "Mü'minûn", "sureNo" : "23" }, { "ayetIe" : "Ve kısıtlı\/ölçülü ol yürüyüşünde; ve kıs\/alçalt sesinden; doğrusu seslerin daha çirkini\/onaylanmayanı mutlak eşeklerin sesidir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veksid ve kısıtlı ol وَاقْصِدْ قصد 2 fi   فِي - 3 meşyike yürüyüşünde مَشْيِكَ مشي 4 vegdud ve kıs\/alçalt  وَاغْضُضْ غضض 5 min   مِنْ - 6 savtike sesinden صَوْتِكَ صوت 7 inne doğrusu إِنَّ - 8 enkera daha çirkini أَنْكَرَ نكر 9 l-esvati seslerin الْأَصْوَاتِ صوت 10 lesavtu mutlak sesidir لَصَوْتُ صوت 11 l-hamiri eşeklerin الْحَمِيرِ حمر", "ayetNo" : "19", "id" : "1289", "kuranAyetNo" : "3486", "not1" : "", "surahName" : "Lokman", "sureNo" : "31" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Kim dönerse sizlerden dininden122; öyle ki yakında getirecek Allah bir kavmi\/toplumu; sever (Allah) onları; ve sever onlar O’nu (Allah'ı); kibar\/alçak gönüllüdürler müminlere27 karşı; azametlidirler* kâfirlere25 karşı; cihat356 ederler Allah yolunda336; ve korkmazlar ayıplama (-sından) bir ayıplayanın; işte bu; bir fazlıdır202 Allah'ın; verir dilediği kimseye; ve Allah Vâsi’dir297; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 men kim مَنْ - 5 yertedde dönerse يَرْتَدَّ ردد 6 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 7 an   عَنْ - 8 dinihi dininden دِينِهِ دين 9 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ - 10 ye'ti getirecek يَأْتِي اتي 11 llahu Allah اللَّهُ - 12 bikavmin bir kavmi\/toplumu بِقَوْمٍ قوم 13 yuhibbuhum sever onları يُحِبُّهُمْ حبب 14 ve yuhibbunehu ve sever onlar O’nu وَيُحِبُّونَهُ حبب 15 ezilletin kibar\/alçak gönüllüdürler أَذِلَّةٍ ذلل 16 ala karşı عَلَى - 17 l-mu'minine müminlere الْمُؤْمِنِينَ امن 18 eizzetin azametlidirler أَعِزَّةٍ عزز 19 ala karşı عَلَى - 20 l-kafirine kâfirlere الْكَافِرِينَ كفر 21 yucahidune cihad ederler يُجَاهِدُونَ جهد 22 fi   فِي - 23 sebili yolunda سَبِيلِ سبل 24 llahi Allah اللَّهِ - 25 ve la ve وَلَا - 26 yehafune korkmazlar يَخَافُونَ خوف 27 levmete ayıplamasa لَوْمَةَ لوم 28 laimin bir ayıplayanın لَائِمٍ لوم 29 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 30 fedlu bir fazlıdır فَضْلُ فضل 31 llahi Allah'ın اللَّهِ - 32 yu'tihi verir يُؤْتِيهِ اتي 33 men kimseye مَنْ - 34 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 35 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 36 vasiun Vasî’dir وَاسِعٌ وسع 37 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "54", "id" : "1202", "kuranAyetNo" : "723", "not1" : "*Kurumlu, görkemli.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve taşıdık onu (Nûh’u) özü\/zatî levhalar ve çiviler\/bağlayıcılar (olan) üzerinde.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve hamelnahu ve taşıdık onu (Nûh’u) وَحَمَلْنَاهُ حمل 2 ala üzerinde عَلَىٰ - 3 zati özü\/zatî ذَاتِ - 4 elvahin levhalar أَلْوَاحٍ لوح 5 ve dusurin ve çiviler\/bağlamalar وَدُسُرٍ دسر", "ayetNo" : "13", "id" : "1278", "kuranAyetNo" : "4857", "not1" : "", "surahName" : "Kamer", "sureNo" : "54" }, { "ayetIe" : "Ve de ki: \"Rabbim!4 İndir beni bir mübarek139 inişe; ve sensin hayırlısı indirenlerin.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kul ve de ki وَقُلْ قول 2 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 3 enzilni indir beni أَنْزِلْنِي نزل 4 munzelen bir inişe مُنْزَلًا نزل 5 mubaraken bir mübarek مُبَارَكًا برك 6 ve ente ve sen وَأَنْتَ - 7 hayru hayırlısısın خَيْرُ خير 8 l-munziline indirenlerin الْمُنْزِلِينَ نزل", "ayetNo" : "29", "id" : "1294", "kuranAyetNo" : "2700", "not1" : "", "surahName" : "Mü'minûn", "sureNo" : "23" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Katletmeyin35 avı; ve sizler ihramlı534 (olarak); ve kim katletti35 onu (avı) sizlerden kasıtlı\/kasten; öyle ki bir cezadır misli\/benzeri katlettiğinin35 çiftlik hayvanlarından (ki) hükmeder ona sizlerden iki adalet680 sahibi; Kabe'ye ulaşan bir hediye (olarak); ya da bir kefaret (olarak) yedirmedir miskine113; ya da buna adil\/eşit\/denk bir oruçtur; tatması içindir vebalini (o kimsenin) emrini\/işini; affetti Allah geçeni; ve kim taştı\/sınırı aştı; intikam alır Allah ondan; ve Allah Azîz’dir37; Zuntikâmdır390.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 tektulu katletmeyin تَقْتُلُوا قتل 6 s-sayde avı الصَّيْدَ صيد 7 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 8 hurumun ihramlı حُرُمٌ حرم 9 ve men ve kim وَمَنْ - 10 katelehu ketletti onu (avı) قَتَلَهُ قتل 11 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 12 muteammiden kasıtlı\/kasten مُتَعَمِّدًا عمد 13 feceza'un öyle ki bir cezadır فَجَزَاءٌ جزي 14 mislu misli\/benzeri مِثْلُ مثل 15 ma   مَا - 16 katele katlettiğinin قَتَلَ قتل 17 mine   مِنَ - 18 n-neami enamdan\/çiftlik hayvanlarından النَّعَمِ نعم 19 yehkumu hükmeder يَحْكُمُ حكم 20 bihi ona بِهِ - 21 zeva iki sahibi ذَوَا - 22 adlin adalet عَدْلٍ عدل 23 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 24 hedyen bir hediye هَدْيًا هدي 25 baliga ulaşan بَالِغَ بلغ 26 l-kea'beti Kabe'ye الْكَعْبَةِ كعب 27 ev ya da أَوْ - 28 keffaratun bir kefarettir كَفَّارَةٌ كفر 29 taaamu yedirme طَعَامُ طعم 30 mesakine miskine مَسَاكِينَ سكن 31 ev ya da أَوْ - 32 adlu adil\/eşit\/denk عَدْلُ عدل 33 zalike buna ذَٰلِكَ - 34 siyamen bir oruçtur صِيَامًا صوم 35 liyezuka tatması için لِيَذُوقَ ذوق 36 vebale vebalini وَبَالَ وبل 37 emrihi emrini\/işini أَمْرِهِ امر 38 afa affeti عَفَا عفو 39 llahu Allah اللَّهُ - 40 amma   عَمَّا - 41 selefe geçeni سَلَفَ سلف 42 vemen ve kim وَمَنْ - 43 aade taştı\/sınırı aştı عَادَ عود 44 feyentekimu intikam alır فَيَنْتَقِمُ نقم 45 llahu Allah اللَّهُ - 46 minhu ondan مِنْهُ - 47 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 48 azizun Aziz’dir عَزِيزٌ عزز 49 zu sahibidir ذُو - 50 ntikamin intikam انْتِقَامٍ نقم", "ayetNo" : "95", "id" : "1241", "kuranAyetNo" : "764", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Haram etmeyin* iyileri; helal kıldığını Allah’ın sizlere*; ve sınırı aşmayın552; doğrusu Allah sevmez sınırı aşanları.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "87", "id" : "1232", "kuranAyetNo" : "756", "not1" : "*Kutsal kitaplarda helal edilmiş bir şeyi uyduruk hadislerle\/sözlerle haram etmeyin. Peygamber buyurdu ki diye başlayan, resûle iftira olan söylenti\/hadislere itibar etmeyin. Örnek: Midyeyi kendinize haram etmeyin. Kur'an size yiyecek konusunda neyin haram edildiğini bildirdi. Midye yemeği seven bir kimseye siz bu haramdır demeyin. Allah adına hüküm vermeyin.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dedi Meryem oğlu Îsâ: \"Allah'ım! Rabbimiz4! İndir üzerimize bir sofra gökten; olur bizlere bir festival öncemiz için ve sonramız için; ve bir ayet senden; rızıklandır bizleri; ve sensin hayırlısı rızıklandıranların.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 iysa Îsâ عِيسَى - 3 bnu oğlu ابْنُ بني 4 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 5 llahumme Allah'ım اللَّهُمَّ - 6 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 7 enzil indir أَنْزِلْ نزل 8 aleyna üzerimize عَلَيْنَا - 9 maideten bir sofra مَائِدَةً ميد 10 mine   مِنَ - 11 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو 12 tekunu olur تَكُونُ كون 13 lena bizlere لَنَا - 14 iyden bir festival عِيدًا عود 15 lievvelina öncemiz için لِأَوَّلِنَا اول 16 ve ahirina ve sonramız için وَاخِرِنَا اخر 17 ve ayeten ve ayet وَايَةً ايي 18 minke senden مِنْكَ - 19 verzukna rızıklandır bizleri وَارْزُقْنَا رزق 20 ve ente ve sen وَأَنْتَ - 21 hayru hayırlısı خَيْرُ خير 22 r-razikine rızıklandıranların الرَّازِقِينَ رزق", "ayetNo" : "114", "id" : "1259", "kuranAyetNo" : "783", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Oldular men etmezler\/engellemezler münkerden290; faaliyet içindedirler ona (münkere); ne kötüdür faaliyet içinde oldukları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kanu oldular كَانُوا كون 2 la   لَا - 3 yetenahevne men etmezler يَتَنَاهَوْنَ نهي 4 an   عَنْ - 5 munkerin münkerden مُنْكَرٍ نكر 6 fealuhu faaliyet içindedirler ona فَعَلُوهُ فعل 7 lebi'se ne kötü oldu لَبِئْسَ باس 8 ma   مَا - 9 kanu oldukları كَانُوا كون 10 yef'alune faliyet içinde oldukları يَفْعَلُونَ فعل", "ayetNo" : "79", "id" : "1224", "kuranAyetNo" : "748", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Yoktur iman47 etmiş ve sâlihât18 yapmış kimseler üzerine bir günah yediklerindekinde; zaman ki takvalı21 oldular ve iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; sonra (da) takvalı21 oldular ve iman47 ettiler; sonra (da) takvalı21 oldular; ve (bu) daha güzeldir; ve Allah sever muhsinleri294.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leyse yoktur لَيْسَ ليس 2 ala üzerine عَلَى - 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 amenu iman etmiş امَنُوا امن 5 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل 6 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح 7 cunahun bir günah جُنَاحٌ جنح 8 fima   فِيمَا - 9 taimu yediklerindekinde طَعِمُوا طعم 10 iza zaman إِذَا - 11 ma ki مَا - 12 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي 13 ve amenu ve iman ettiler وَامَنُوا امن 14 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل 15 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح 16 summe sonra ثُمَّ - 17 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي 18 ve amenu ve iman ettiler وَامَنُوا امن 19 summe sonra ثُمَّ - 20 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي 21 ve ehsenu ve daha güzeldir وَأَحْسَنُوا حسن 22 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 23 yuhibbu sever يُحِبُّ حبب 24 l-muhsinine muhsinleri الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "93", "id" : "1239", "kuranAyetNo" : "762", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Bilin ki Allah şiddetlidir akabinde*; ve ki Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 aa'lemu bilin اعْلَمُوا علم 2 enne ki أَنَّ - 3 llahe Allah اللَّهَ - 4 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد 5 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب 6 ve enne ve ki وَأَنَّ - 7 llahe Allah اللَّهَ - 8 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 9 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "98", "id" : "1244", "kuranAyetNo" : "767", "not1" : "*Ardında.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve der iman47 etmiş kimseler: \"Bunlar mı (o) kimseler (ki) kasem548 ettiler Allah'a güçlü yeminleriyle; doğrusu onlar (kendileri) mutlak sizlerle birliktedir (diye)\"; boşa çıktı yaptıkları onların; öyle ki sabahladılar hüsrana uğrayanlar (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve yekulu ve der وَيَقُولُ قول 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 eha'ula'i bunlar mı أَهَٰؤُلَاءِ - 5 ellezine kimseler الَّذِينَ - 6 eksemu kasem ederler أَقْسَمُوا قسم 7 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 8 cehde güçlü جَهْدَ جهد 9 eymanihim yeminleriyle أَيْمَانِهِمْ يمن 10 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 11 lemeakum mutlak sizlerle birliktedire لَمَعَكُمْ - 12 habitat boşa çıkmıştır حَبِطَتْ حبط 13 ea'maluhum yaptıkları onların أَعْمَالُهُمْ عمل 14 fe esbehu öyle ki sabahladılar فَأَصْبَحُوا صبح 15 hasirine hüsrana uğrayanlar (olarak) خَاسِرِينَ خسر", "ayetNo" : "53", "id" : "1201", "kuranAyetNo" : "722", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dedi Allah: \"Doğrusu ben indiriciyim onu üzerinize; öyle ki kim kâfirlik25 eder sonrasında sizden; öyle ki ben; azap ederim ona bir azapla (ki) azap etmem ona (olan azap gibi) başkasına alemlerden.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 inni doğrusu ben إِنِّي - 4 munezziluha indiriciyim onu مُنَزِّلُهَا نزل 5 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 6 femen öyle ki kim فَمَنْ - 7 yekfur kâfirlik eder يَكْفُرْ كفر 8 bea'du sonrasında بَعْدُ بعد 9 minkum sizden مِنْكُمْ - 10 feinni öyle ki ben فَإِنِّي - 11 uazzibuhu azap ederim ona أُعَذِّبُهُ عذب 12 azaben bir azapla عَذَابًا عذب 13 la   لَا - 14 uazzibuhu azap etmem on أُعَذِّبُهُ عذب 15 ehaden başkasına أَحَدًا احد 16 mine   مِنَ - 17 l-aalemine alemlerden الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "115", "id" : "1260", "kuranAyetNo" : "784", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dedi (Nûh'un oğlu): \"Sığınacağım bir dağa doğru; geri durdurur\/korur beni sudan\"; dedi (Nûh): \"Olmaz geri durduran\/koruyan bugün Allah’ın emrinden; dışındadır kimse (ki) rahmet271 etti (Allah)\"; ve gelip girdi ikisinin arasına dalga; öyle ki oldu (Nûh'un oğlu) boğulanlardan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 savi sığınacağım سَاوِي اوي 3 ila doğru إِلَىٰ - 4 cebelin bir dağa جَبَلٍ جبل 5 yea'simuni geri durdurur\/korur beni يَعْصِمُنِي عصم 6 mine   مِنَ - 7 l-mai sudan الْمَاءِ موه 8 kale dedi قَالَ قول 9 la olmaz لَا - 10 aasime geri durduran\/koruyan عَاصِمَ عصم 11 l-yevme bugün الْيَوْمَ يوم 12 min   مِنْ - 13 emri emrinden أَمْرِ امر 14 llahi Allah’ın اللَّهِ - 15 illa dışında إِلَّا - 16 men kimse مَنْ - 17 rahime rahmet etti (Allah) رَحِمَ رحم 18 ve hale ve gelip girdi وَحَالَ حول 19 beynehuma ikisinin arasına بَيْنَهُمَا بين 20 l-mevcu dalga الْمَوْجُ موج 21 fekane öyle ki oldu فَكَانَ كون 22 mine   مِنَ - 23 l-mugrakine boğulanlardan الْمُغْرَقِينَ غرق", "ayetNo" : "43", "id" : "1291", "kuranAyetNo" : "1514", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Ve denildiği zaman onlara; \"Gelin Allah'ın indirdiğine* doğru ve resûle408 doğru**\"; derler: \"Yeterlidir bizlere atalarımızı\/babalarımızı üzerinde bulduğumuz317\"; şayet olmuş olsa da mı ataları\/babaları onların (ki) bilmezler bir şey ve doğru yola kılavuzlanmazlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve  وَإِذَا - 2 kile denildiği zaman قِيلَ قول 3 lehum onlara لَهُمْ - 4 teaalev gelin تَعَالَوْا علو 5 ila doğru إِلَىٰ - 6 ma   مَا - 7 enzele indirdiğine أَنْزَلَ نزل 8 llahu Allah'ın اللَّهُ - 9 ve ila ve وَإِلَى - 10 r-rasuli resûle doğru الرَّسُولِ رسل 11 kalu derler قَالُوا قول 12 hasbuna yeterlidir bizlere حَسْبُنَا حسب 13 ma   مَا - 14 vecedna bulduğumuz وَجَدْنَا وجد 15 aleyhi üzerinde onun عَلَيْهِ - 16 aba'ena atalarımız\/babalarımızı ابَاءَنَا ابو 17 evelev şayet أَوَلَوْ - 18 kane olmuş olsada mı كَانَ كون 19 aba'uhum ataları\/babaları onların ابَاؤُهُمْ ابو 20 la   لَا - 21 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم 22 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 23 ve la ve وَلَا - 24 yehtedune doğru yola kılavuzlanmazlar يَهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "104", "id" : "1250", "kuranAyetNo" : "773", "not1" : "*Kur'an. **Kur'an eşittir Resûl; Resûl eşittir Kur'an. Resûl eşit değildir hadisler\/söylentiler. Hadisler\/söylentiler eşit değildir resûl. Resûle gelmek eşittir Kur'an'a gelmek. Hadislere\/söylentilere gelmek eşit değildir resûle gelmek.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Allah'adır mülkü göklerin162 ve yerin; ve onlardakinin; ve O (Allah) her bir şey üzerine Kadîr’dir177.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lillahi Allah'ındır لِلَّهِ - 2 mulku mülkü مُلْكُ ملك 3 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 4 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 5 ve ma ve وَمَا - 6 fihinne onlardakinin فِيهِنَّ - 7 ve huve ve O وَهُوَ - 8 ala üzerine عَلَىٰ - 9 kulli her كُلِّ كلل 10 şey'in şey شَيْءٍ شيا 11 kadirun Kadir’dir قَدِيرٌ قدر", "ayetNo" : "120", "id" : "1265", "kuranAyetNo" : "789", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve nedir bizlere (ki) iman47 etmeyiz Allah'a; ve haktan\/gerçekten bizlere gelmişe; ve umarız ki sokar bizleri Rabbimiz sâlihler217 kavmi (-yle)\/toplumu (-yla) beraber.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve nedir وَمَا - 2 lena bizlere لَنَا - 3 la   لَا - 4 nu'minu iman etmeyiz نُؤْمِنُ امن 5 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 6 ve ma ve nedir وَمَا - 7 ca'ena geldi bizlere جَاءَنَا جيا 8 mine   مِنَ - 9 l-hakki haktan\/gerçekten الْحَقِّ حقق 10 ve netmeu ve umarız  وَنَطْمَعُ طمع 11 en ki أَنْ - 12 yudhilena sokar bizleri يُدْخِلَنَا دخل 13 rabbuna Rabbimiz رَبُّنَا ربب 14 mea birlikte مَعَ - 15 l-kavmi kavim\/toplum الْقَوْمِ قوم 16 s-salihine salihler الصَّالِحِينَ صلح", "ayetNo" : "84", "id" : "1229", "kuranAyetNo" : "753", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve o (gemi) akıyordu onlarla dağlar gibi dalgalarda; ve nida* etti Nûh oğluna (ki) ve olmuştu (oğlu) bir kenarda; \"Ey oğlum! Bin bizimle birlikte; ve olma kâfirlerle25 birlikte.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve hiye ve o وَهِيَ - 2 tecri akıyordu تَجْرِي جري 3 bihim onlarla  بِهِمْ - 4 fi   فِي - 5 mevcin dalgalarda مَوْجٍ موج 6 kalcibali dağlar gibi كَالْجِبَالِ جبل 7 ve nada ve nida etti وَنَادَىٰ ندو 8 nuhun Nuh نُوحٌ - 9 bnehu oğluna ابْنَهُ بني 10 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 11 fi   فِي - 12 mea'zilin bir kenarda مَعْزِلٍ عزل 13 ya buneyye ey oğlum يَا بُنَيَّ بني 14 rkeb bin ارْكَبْ ركب 15 meana bizimle birlikte مَعَنَا - 16 ve la ve وَلَا - 17 tekun olma تَكُنْ كون 18 mea birlikte مَعَ - 19 l-kafirine kâfirlerle الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "42", "id" : "1290", "kuranAyetNo" : "1513", "not1" : "*Seslendi.", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Yapmış değildir Allah bir bahîreden558; ve ne de bir sâibeden559; ve ne de bir vasîleden560; ve ne de bir hâmdan561; velakin\/fakat kâfirlik25 etmiş kimseler uydururlar402 Allah'a karşı yalan; ve çokları onların akletmezler562.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değildir مَا - 2 ceale yapmış جَعَلَ جعل 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 min   مِنْ - 5 behiratin bir bahîreden بَحِيرَةٍ بحر 6 ve la ve ne de وَلَا - 7 saibetin bir sâibe سَائِبَةٍ سيب 8 ve la ve ne de وَلَا - 9 vesiletin bir vasîle وَصِيلَةٍ وصل 10 ve la ve ne de وَلَا - 11 hamin bir hâm حَامٍ حمي 12 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 13 ellezine kimseler الَّذِينَ - 14 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 15 yefterune uydururlar  يَفْتَرُونَ فري 16 ala karşı عَلَى - 17 llahi Allah'a اللَّهِ - 18 l-kezibe yalan الْكَذِبَ كذب 19 ve ekseruhum ve çokları onların وَأَكْثَرُهُمْ كثر 20 la   لَا - 21 yea'kilune akletmezler يَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "103", "id" : "1249", "kuranAyetNo" : "772", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ant olsun (ki) kâfirlik25 etmiş kimseler dediler: \"Doğrusu Allah (ki) O Meryem oğlu Mesih'tir\"; ve dedi Mesih: \"Ey İsrâîloğulları!197 Kulluk edin Allah'a; Rabbime4 ve Rabbinize4\"; doğrusu O’dur (ki) kim şirk koşar71 Allah'a; öyle ki muhakkak haram etti Allah ona cenneti; ve sığınağı onun ateştir*; ve yoktur zalimler257 için hiçbir yardımcı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 kalu dediler قَالُوا قول 5 inne doğrusu إِنَّ - 6 llahe Allah اللَّهَ - 7 huve o هُوَ - 8 l-mesihu Mesih'tir الْمَسِيحُ - 9 bnu oğlu ابْنُ بني 10 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 11 vekale ve dedi وَقَالَ قول 12 l-mesihu Mesih الْمَسِيحُ - 13 ya beni ey oğulları يَا بَنِي بني 14 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 15 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد 16 llahe Allah'a اللَّهَ - 17 rabbi Rabbime رَبِّي ربب 18 ve rabbekum ve Rabbinize وَرَبَّكُمْ ربب 19 innehu doğrusu O’dur (ki) إِنَّهُ - 20 men kim مَنْ - 21 yuşrik şirk koşar يُشْرِكْ شرك 22 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 23 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 24 harrame haram etti حَرَّمَ حرم 25 llahu Allah اللَّهُ - 26 aleyhi ona عَلَيْهِ - 27 l-cennete cenneti الْجَنَّةَ جنن 28 ve me'vahu ve sığınağı onun وَمَأْوَاهُ اوي 29 n-naru ateştir النَّارُ نور 30 ve ma ve yoktur وَمَا - 31 lizzalimine zalimler için لِلظَّالِمِينَ ظلم 32 min hiç مِنْ - 33 ensarin bir yardımcı أَنْصَارٍ نصر", "ayetNo" : "72", "id" : "1217", "kuranAyetNo" : "741", "not1" : "*Cehennemdir.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Edinmeyin\/tutmayın kimseleri evliya212 (ki) edindiler\/tuttular dininizi122 maskaraca* ve laubalice**; kimseleri135 (de ki) verildiler kitap sizden önce ve kâfirleri25 (de); ve takvalı21 olun Allah'a eğer olduysanız müminler21.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 tettehizu edinmeyin\/tutmayın تَتَّخِذُوا اخذ 6 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 7 ttehazu edinirler\/tutarlar اتَّخَذُوا اخذ 8 dinekum dininizi دِينَكُمْ دين 9 huzuven eğlence هُزُوًا هزا 10 veleiben ve bir laubali وَلَعِبًا لعب 11 mine   مِنَ - 12 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 13 utu verildiler أُوتُوا اتي 14 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 15 min   مِنْ - 16 kablikum sizden önce قَبْلِكُمْ قبل 17 velkuffara ve kâfirleri وَالْكُفَّارَ كفر 18 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي 19 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 20 llahe Allah'a اللَّهَ - 21 in eğer إِنْ - 22 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 23 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن  v", "ayetNo" : "57", "id" : "1204", "kuranAyetNo" : "726", "not1" : "*Şerefsizce, onursuzca, haysiyetsizce, rezilce (kimse); şebekçe. **Davranışları ölçüsüz, olgun olmayan; ciddiyetsiz, gayriciddi.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Öyle ki sevaplandırdı464 onları Allah söylemleri\/demeleri nedeniyle; cennetler (-le) (ki) akar altından nehirler; ölümsüzler185 orada; ve işte bu; cezasıdır63 muhsinlerin294.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feesabehumu öyle ki sevaplandırdı فَأَثَابَهُمُ ثوب 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 bima nedeniyle بِمَا - 4 kalu demeleri قَالُوا قول 5 cennatin cennetler جَنَّاتٍ جنن 6 tecri akar تَجْرِي جري 7 min   مِنْ - 8 tehtiha altından تَحْتِهَا تحت 9 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 10 halidine ölümsüzler خَالِدِينَ خلد 11 fiha orada فِيهَا - 12 ve zalike ve işte budur وَذَٰلِكَ - 13 ceza'u cezası جَزَاءُ جزي 14 l-muhsinine muhsinlerin الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "85", "id" : "1230", "kuranAyetNo" : "754", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Tutmaz (sorumlu) sizleri Allah yeminlerinizdeki diyalektle\/jargonla\/ağızla; velakin\/fakat tutar (sorumlu) sizleri akitlediğiniz207 yeminler nedeniyle; öyle ki kefareti onun yedirmedir on miskinki113 vasattan\/ortadan\/en iyisinden (ki) yedirirsiniz ehlinize\/ailenize ya da giydirmedir onları ya da hürriyetine kavuşturmadır rakabeyi520; öyle ki kim asla bulamaz öyle ki oruç tutar üç gün; işte budur; kefaretidir yeminlerinizin yemin ettiğiniz zaman; ve koruyun yeminlerinizi; işte böyledir; beyan226 eder Allah sizlere ayetlerini454; belki sizler şükredersiniz43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la   لَا - 2 yu'ahizukumu tutmaz sizleri يُؤَاخِذُكُمُ اخذ 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 bil-legvi diyalektle\/jargonla\/ağızla بِاللَّغْوِ لغو 5 fi   فِي - 6 eymanikum yeminlerinizdeki أَيْمَانِكُمْ يمن 7 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 8 yu'ahizukum tutar sizleri يُؤَاخِذُكُمْ اخذ 9 bima nedeniyle بِمَا - 10 akkadtumu akitlediğiniz عَقَّدْتُمُ عقد 11 l-eymane yeminler الْأَيْمَانَ يمن 12 fekeffaratuhu öyle ki kefareti onun فَكَفَّارَتُهُ كفر 13 it'aamu yedirmektir إِطْعَامُ طعم 14 aşerati on عَشَرَةِ عشر 15 mesakine miskinki مَسَاكِينَ سكن 16 min   مِنْ - 17 evseti vasattan\/ortadan أَوْسَطِ وسط 18 ma   مَا - 19 tut'imune yedirirsiniz تُطْعِمُونَ طعم 20 ehlikum ehlinize أَهْلِيكُمْ اهل 21 ev ya da أَوْ - 22 kisvetuhum giydirme onları كِسْوَتُهُمْ كسو 23 ev ya da أَوْ - 24 tehriru hürriyetine kavuşturma تَحْرِيرُ حرر 25 rakabetin rakibeyi رَقَبَةٍ رقب 26 femen öyle ki kim فَمَنْ - 27 lem asla لَمْ - 28 yecid bulamaz يَجِدْ وجد 29 fesiyamu öyle ki oruç tutar فَصِيَامُ صوم 30 selaseti üç ثَلَاثَةِ ثلث 31 eyyamin gün أَيَّامٍ يوم 32 zalike işte budur ذَٰلِكَ - 33 keffaratu keffaretidir كَفَّارَةُ كفر 34 eymanikum yeminlerinizin أَيْمَانِكُمْ يمن 35 iza   إِذَا - 36 haleftum yemin ettiğiniz zaman حَلَفْتُمْ حلف 37 vehfezu ve koruyun وَاحْفَظُوا حفظ 38 eymanekum yeminlerinizi أَيْمَانَكُمْ يمن 39 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 40 yubeyyinu beyan eder يُبَيِّنُ بين 41 llahu Allah اللَّهُ - 42 lekum sizlere لَكُمْ - 43 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي 44 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 45 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "89", "id" : "1234", "kuranAyetNo" : "758", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey Zekeriyyâ! Doğrusu biz müjdeleriz sana bir gılmân412; ismi onun Yahyâ'dır; asla yapmadık ona önceden bir (aynı) isimli.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya zekeriyya Ey Zekeriyyâ يَا زَكَرِيَّا - 2 inna doğrusu biz إِنَّا - 3 nubeşşiruke müjdeleriz sana نُبَشِّرُكَ بشر 4 bigulamin bir gılman بِغُلَامٍ غلم 5 ismuhu onun adı اسْمُهُ سمو 6 yehya Yahya'dır يَحْيَىٰ - 7 lem asla لَمْ - 8 nec'al yapmadık نَجْعَلْ جعل 9 lehu ona لَهُ - 10 min   مِنْ - 11 kablu önceden قَبْلُ قبل 12 semiyyen bir (aynı) isimli سَمِيًّا سمو", "ayetNo" : "7", "id" : "1236", "kuranAyetNo" : "2255", "not1" : "", "surahName" : "Meryem", "sureNo" : "19" }, { "ayetIe" : "Ant olsun gönderdik Nûh'u kavmine; öyle ki dedi: \"Ey kavmim\/toplumum! Kulluk edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh74 O’nun dışında; doğrusu ben korkarım (ki) üzerinizedir büyük bir günün azabı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل 3 nuhen Nuh'u نُوحًا - 4 ila   إِلَىٰ - 5 kavmihi kavmine قَوْمِهِ قوم 6 fe kale öyle ki dedi فَقَالَ قول 7 ya kavmi ey kavmim يَا قَوْمِ قوم 8 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد 9 llahe Allah'a اللَّهَ - 10 ma yoktur مَا - 11 lekum sizlere لَكُمْ - 12 min hiçbir مِنْ - 13 ilahin ilah إِلَٰهٍ اله 14 gayruhu O’nun dışında غَيْرُهُ غير 15 inni doğrusu ben إِنِّي - 16 ehafu korkarım (ki) أَخَافُ خوف 17 aleykum üzerinizedir عَلَيْكُمْ - 18 azabe azabı عَذَابَ عذب 19 yevmin bir günün يَوْمٍ يوم 20 azimin büyük عَظِيمٍ عظم", "ayetNo" : "59", "id" : "1274", "kuranAyetNo" : "1013", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Mutlak belalandırır256 Allah avlanmadan şeyle (ki) erişir elleriniz ve mızraklarınız\/zıpkınlarınız; bilindik kılması içindir Allah'ın (ki) kim korku474 duyar O'na gaybta62; öyle ki kim sınırı aştı\/taştı bunun sonrası öyle ki onadır elim\/acıklı bir azaptır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 leyebluvennekumu mutlak belalandırır لَيَبْلُوَنَّكُمُ بلو 5 llahu Allah اللَّهُ - 6 bişey'in bişeyle بِشَيْءٍ شيا 7 mine   مِنَ - 8 s-saydi avlanmadan الصَّيْدِ صيد 9 tenaluhu erişir تَنَالُهُ نيل 10 eydikum elleriniz أَيْدِيكُمْ يدي 11 ve rimahukum ve mızraklarınız\/zıpkınlarınız وَرِمَاحُكُمْ رمح 12 liyea'leme bilmek için لِيَعْلَمَ علم 13 llahu Allah اللَّهُ - 14 men kim مَنْ - 15 yehafuhu korku duyar kendisine يَخَافُهُ خوف 16 bil-gaybi gaybta بِالْغَيْبِ غيب 17 fe meni öyle ki kim فَمَنِ - 18 a'teda sınırı aştı\/taştı اعْتَدَىٰ عدو 19 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 20 zalike bunun ذَٰلِكَ - 21 felehu öyle ki onadır     22 azabun bir azaptır عَذَابٌ عذب 23 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "94", "id" : "1240", "kuranAyetNo" : "763", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ant olsun kâfirlik25 etmiş kimseler dediler: \"Doğrusu Allah üçüncüsüdür bir üçün\"; ve yoktur hiçbir ilâh74 tek bir ilâh74 dışında; ve eğer asla menetmezlerse* dediklerinden; mutlak temas eder kâfirlik2 etmiş kimselere onlardan elim\/acıklı bir azap", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lekad ant olsun لَقَدْ - 2 kefera kâfirlik etti كَفَرَ كفر 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 kalu dediler قَالُوا قول 5 inne doğrusu إِنَّ - 6 llahe Allah اللَّهَ - 7 salisu üçüncüsüdür ثَالِثُ ثلث 8 selasetin bir üçün ثَلَاثَةٍ ثلث 9 ve ma ve yoktur وَمَا - 10 min hiçbir مِنْ - 11 ilahin ilah إِلَٰهٍ اله 12 illa dışında إِلَّا - 13 ilahun ilahtan إِلَٰهٌ اله 14 vahidun tek bir وَاحِدٌ وحد 15 ve in ve eğer وَإِنْ - 16 lem asla لَمْ - 17 yentehu menetmezlerse يَنْتَهُوا نهي 18 amma   عَمَّا - 19 yekulune dediklerinden يَقُولُونَ قول 20 leyemessenne mutlak temas eder لَيَمَسَّنَّ مسس 21 ellezine kimselere الَّذِينَ - 22 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 23 minhum onlardan مِنْهُمْ - 24 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 25 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "73", "id" : "1218", "kuranAyetNo" : "742", "not1" : "*Yasaklamak, geri durmak\/durdurmak.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve kurtardık onu (Nûh'u) ve ahalisini568 büyük sıkıntıdan\/ızdıraptan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve necceynahu ve kurtardık onu وَنَجَّيْنَاهُ نجو 2 ve ehlehu ve ahalisini onun وَأَهْلَهُ اهل 3 mine   مِنَ - 4 l-kerbi sıkıntıdan\/ızdıraptan الْكَرْبِ كرب 5 l-azimi büyük الْعَظِيمِ عظم", "ayetNo" : "76", "id" : "1270", "kuranAyetNo" : "3862", "not1" : "", "surahName" : "Sâffât", "sureNo" : "37" }, { "ayetIe" : "Ve görürsün çoğunu onlardan (ki) koşarlar günaha ve taşkınlığa ve suht542 yemeğe; ne perişandır yapar oldukları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve tera ve görürsün وَتَرَىٰ راي 2 kesiran çoğunu كَثِيرًا كثر 3 minhum onlardan مِنْهُمْ - 4 yusariune koşarlar يُسَارِعُونَ سرع 5 fi   فِي - 6 l-ismi günaha الْإِثْمِ اثم 7 vel'udvani ve taşkınlığa وَالْعُدْوَانِ عدو 8 ve eklihimu ve yemeğe وَأَكْلِهِمُ اكل 9 s-suhte suht السُّحْتَ سحت 10 lebi'se ne perişandır لَبِئْسَ باس 11 ma   مَا - 12 kanu oldukları كَانُوا كون 13 yea'melune yapar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "62", "id" : "1208", "kuranAyetNo" : "731", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer fark edilirse ki hak oldu ikisi üzerine bir günah; öyle ki başka ikisidir; kıyam eder\/dikelir ikisi kendi kıyam\/dikilme yerlerine; kimselerdendir (ki) hak oldu üzerlerine onların (tanıklık\/şahitlik) daha layık; öyle ki kasem548 etsin ikisi Allah'a; \"Mutlak ki bizim şahitliğimiz\/tanıklığımız daha haktır\/doğrudur (önceki) ikisinin şahitliğinden\/tanıklığından; ve sınırı aşmış\/taşmış değiliz; doğrusu bizler o zaman mutlak zalimlerdeniz257.\" (diye)", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 usira fark edilirse عُثِرَ عثر 3 ala   عَلَىٰ - 4 ennehuma ki ikisi üzerine أَنَّهُمَا - 5 stehakka hak etti ikisi اسْتَحَقَّا حقق 6 ismen bir günah إِثْمًا اثم 7 fe aharani öyle ki başka ikisi فَاخَرَانِ اخر 8 yekumani kıyam eder ikisi يَقُومَانِ قوم 9 mekamehuma kıyam yerlerine ikisi مَقَامَهُمَا قوم 10 mine   مِنَ - 11 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 12 stehakka hak oldu اسْتَحَقَّ حقق 13 aleyhimu üzerlerine onların عَلَيْهِمُ - 14 l-evleyani daha layık الْأَوْلَيَانِ ولي 15 fe yuksimani öyle ki kasem etsin  ikisi فَيُقْسِمَانِ قسم 16 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 17 leşehadetuna mutlak şahitleriz\/tanıklarız لَشَهَادَتُنَا شهد 18 ehakku daha haktır\/doğrudur أَحَقُّ حقق 19 min   مِنْ - 20 şehadetihima şahitliklerinden\/tanıklıklarından ikisinin شَهَادَتِهِمَا شهد 21 ve ma ve değiliz وَمَا - 22 a'tedeyna sınırı aşmış\/taşmış اعْتَدَيْنَا عدو 23 inna doğrusu bizler إِنَّا - 24 izen o zaman إِذًا - 25 lemine mutlak  لَمِنَ - 26 z-zalimine zalimlerden الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "107", "id" : "1252", "kuranAyetNo" : "776", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yalanladılar onu (Nûh'u); öyle ki kurtardık onu (Nûh'u) ve gemide onunla birlikte (olan) kimseleri; ve boğduk kimseleri (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; doğrusu onlar oldular âmâ\/kör bir kavim\/toplum.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekezzebuhu öyle ki yalanladılar onu فَكَذَّبُوهُ كذب 2 feenceynahu öyle ki kurtardık onu فَأَنْجَيْنَاهُ نجو 3 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 4 meahu onunda birlikte مَعَهُ - 5 fi   فِي - 6 l-fulki gemide الْفُلْكِ فلك 7 ve egrakna ve boğduk وَأَغْرَقْنَا غرق 8 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 9 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 10 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 11 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 12 kanu oldular كَانُوا كون 13 kavmen bir kavim قَوْمًا قوم 14 amine âmâ\/kör عَمِينَ عمي", "ayetNo" : "64", "id" : "1275", "kuranAyetNo" : "1018", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Keşke meneder* olsalardı onları Rabbânîler462 ve bilginler; onların günah söylemlerinden ve suht542 yemelerinden; ne perişandır üretir oldukları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 levla keşke olsalardı لَوْلَا - 2 yenhahumu meneder onları يَنْهَاهُمُ نهي 3 r-rabbaniyyune Rabbaniler الرَّبَّانِيُّونَ ربب 4 vel'ehbaru ve bilginler وَالْأَحْبَارُ حبر 5 an   عَنْ - 6 kavlihimu söylemlerinden onların قَوْلِهِمُ قول 7 l-isme günah الْإِثْمَ اثم 8 ve eklihimu ve yemeleri وَأَكْلِهِمُ اكل 9 s-suhte suht السُّحْتَ سحت 10 lebi'se ne perişandır لَبِئْسَ باس 11 ma şey مَا - 12 kanu oldukları كَانُوا كون 13 yesneune ürettikleri يَصْنَعُونَ صنع", "ayetNo" : "63", "id" : "1209", "kuranAyetNo" : "732", "not1" : "*Engel olmak.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dediler: \"İsteriz ki yeriz ondan; ve tatmin olur kalplerimiz; ve biliriz ki muhakkak doğru oldun bizlere; ve oluruz onun üzerine şahitlerden\/tanıklardan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 nuridu isteriz نُرِيدُ رود 3 en ki أَنْ - 4 ne'kule yeriz نَأْكُلَ اكل 5 minha ondan مِنْهَا - 6 ve tetmeinne ve tatmin olur وَتَطْمَئِنَّ طمن 7 kulubuna kalblerimiz قُلُوبُنَا قلب 8 ve nea'leme ve biliriz وَنَعْلَمَ علم 9 en ki أَنْ - 10 kad muhakkak قَدْ - 11 sadektena doğru oldun bizlere صَدَقْتَنَا صدق 12 ve nekune ve oluruz وَنَكُونَ كون 13 aleyha onun üzerine عَلَيْهَا - 14 mine   مِنَ - 15 ş-şahidine şahitlerden\/tanıklardan الشَّاهِدِينَ شهد  ", "ayetNo" : "113", "id" : "1258", "kuranAyetNo" : "782", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve işittikleri zaman indirileni resûle418; görürsün gözlerini onların taşar akar göz yaşından; arif olmalarındandır\/bilmelerindendir haktan\/gerçekten; derler: \"Rabbimiz!4 İman47 ettik; öyle ki yaz bizleri şahitlerle\/tanıklarla birlikte\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve وَإِذَا - 2 semiu işittikleri zaman سَمِعُوا سمع 3 ma   مَا - 4 unzile indirileni أُنْزِلَ نزل 5 ila   إِلَى - 6 r-rasuli resûle الرَّسُولِ رسل 7 tera görürsün تَرَىٰ راي 8 ea'yunehum gözlerini onların أَعْيُنَهُمْ عين 9 tefidu taşar akar تَفِيضُ فيض 10 mine   مِنَ - 11 d-dem'i göz yaşından الدَّمْعِ دمع 12 mimma   مِمَّا - 13 arafu arif olmalarından عَرَفُوا عرف 14 mine   مِنَ - 15 l-hakki haktan\/gerçekten الْحَقِّ حقق 16 yekulune derler يَقُولُونَ قول 17 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 18 amenna iman ettik امَنَّا امن 19 fektubna öyle ki yaz bizleri فَاكْتُبْنَا كتب 20 mea birlikte مَعَ - 21 ş-şahidine şahitler\/tanıklarla  الشَّاهِدِينَ شهد", "ayetNo" : "83", "id" : "1228", "kuranAyetNo" : "752", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve fışkırttık yeri gözler* (-le); öyle ki buluştu su zaten kadere bağlanmış bir emir üzerine.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve feccerna ve fışkırttık وَفَجَّرْنَا فجر 2 l-erde yeri الْأَرْضَ ارض 3 uyunen gözler عُيُونًا عين 4 felteka öyle ki buluştu فَالْتَقَى لقي 5 l-mau su الْمَاءُ موه 6 ala üzerine عَلَىٰ - 7 emrin bir emir أَمْرٍ امر 8 kad zaten قَدْ - 9 kudira kadere bağlandı قُدِرَ قدر ", "ayetNo" : "12", "id" : "1284", "kuranAyetNo" : "4856", "not1" : "*Pınarlar, gözeler.", "surahName" : "Kamer", "sureNo" : "54" }, { "ayetIe" : "Ve armağan ettik ona (İbrâhîm'e) İshâk’ı ve Yakûb’u; hepsini doğru yola kılavuzladık; ve Nûh'u (ki) doğru yola kılavuzlamıştık önceden; ve zürriyetinden380 onun (Nûh'un) Dâvûd'u; ve Süleymân'ı; ve Eyyûb'u; ve Yûsuf'u; ve Mûsâ'yı; ve Hârûn'u; ve işte böyledir; cezalandırırız63 muhsinleri294.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve vehebna ve hediye ettik\/bağışladık وَوَهَبْنَا وهب 2 lehu ona لَهُ - 3 ishaka İshak'ı إِسْحَاقَ - 4 ve yea'kube ve Yakub'u da وَيَعْقُوبَ - 5 kullen hepsini كُلًّا كلل 6 hedeyna doğruya kılavuzladık هَدَيْنَا هدي 7 ve nuhen Nuh'a وَنُوحًا - 8 hedeyna doğru yola kılavuzladık هَدَيْنَا هدي 9 min   مِنْ - 10 kablu önceden قَبْلُ قبل 11 ve min ve وَمِنْ - 12 zurriyyetihi zürriyetinden onun ذُرِّيَّتِهِ ذرر 13 davude Davud’u دَاوُودَ - 14 ve suleymane ve Süleyman’ı وَسُلَيْمَانَ - 15 ve eyyube ve Eyyub’u وَأَيُّوبَ - 16 ve yusufe ve Yusuf’u وَيُوسُفَ - 17 ve musa ve Musa’yı وَمُوسَىٰ - 18 ve harune ve Harun’u وَهَارُونَ - 19 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 20 neczi cezalandırırız نَجْزِي جزي 21 l-muhsinine güzel davrananları الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "84", "id" : "1272", "kuranAyetNo" : "873", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve kim veli28 edinir Allah'ı ve resûlünü418 ve iman47 etmiş kimseleri; öyle ki doğrusu taraftarıdır\/partizanıdır Allah'ın; onlardır galip gelenler.", "ayetNo" : "56", "id" : "1203", "kuranAyetNo" : "725", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Olmaz aynı seviyede habis\/kötülük ve iyilik; şayet hayranlık\/şaşkınlık uyandırsa (da) sana çokluğu habisin\/kötülüğün; öyle ki takvalı21 olun Allah’a ey elbâb88 sahipleri!; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 la olmaz لَا - 3 yestevi aynı seviyede يَسْتَوِي سوي 4 l-habisu habis الْخَبِيثُ خبث 5 ve ttayyibu ve iyilik وَالطَّيِّبُ طيب 6 velev şayet وَلَوْ - 7 ea'cebeke hayranlık\/şaşkınlık uyandırsa sana أَعْجَبَكَ عجب 8 kesratu çokluğu كَثْرَةُ كثر 9 l-habisi habisin الْخَبِيثِ خبث 10 fetteku öyle ki takvalı olun فَاتَّقُوا وقي 11 llahe Allah’a اللَّهَ - 12 ya uli ey sahipleri يَا أُولِي اول 13 l-elbabi elbab الْأَلْبَابِ لبب 14 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 15 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "100", "id" : "1246", "kuranAyetNo" : "769", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Gündür (ki) bir araya getirir Allah resûlleri418; öyle ki der (Allah): \"Ne cevap verildi sizlere?\"; derler: \"Yoktur ilim\/bilgi bizlere563; doğrusu sen; sensin Alîm8 (olan) gayba62.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yevme gündür يَوْمَ يوم 2 yecmeu bir araya getirir يَجْمَعُ جمع 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 r-rusule resûlleri الرُّسُلَ رسل 5 fe yekulu öyle ki der فَيَقُولُ قول 6 maza ne? مَاذَا - 7 ucibtum cevap verildi sizlere أُجِبْتُمْ جوب 8 kalu derler قَالُوا قول 9 la yoktur لَا - 10 ilme ilim\/bilgi عِلْمَ علم 11 lena bizlere لَنَا - 12 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 13 ente sensin أَنْتَ - 14 allamu Alîm عَلَّامُ علم 15 l-guyubi gaybı الْغُيُوبِ غيب", "ayetNo" : "109", "id" : "1254", "kuranAyetNo" : "778", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Ey kitap ehli! Düşmanca intikam alma peşinde misiniz bizden; ancak ki (bizler) iman47 ettik Allah'a ve üzerimize indirilmişe*; ve bizden önce indirilmişe**; ve ki çoğunluğunuz fâsıklardır38.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 ya ehle ey ehli يَا أَهْلَ اهل 3 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب 4 hel   هَلْ - 5 tenkimune düşmanca intikam alma peşinde misiniz تَنْقِمُونَ نقم 6 minna bizden مِنَّا - 7 illa ancak إِلَّا - 8 en ki (bizler) أَنْ - 9 amenna iman ettik امَنَّا امن 10 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 11 ve ma   وَمَا - 12 unzile ve indirilmişe أُنْزِلَ نزل 13 ileyna üzerimize إِلَيْنَا - 14 ve ma ve وَمَا - 15 unzile indirilmişe أُنْزِلَ نزل 16 min   مِنْ - 17 kablu bizden önce قَبْلُ قبل 18 ve enne ve ki وَأَنَّ - 19 ekserakum çoğuluğunuz أَكْثَرَكُمْ كثر 20 fasikune fâsıklardır فَاسِقُونَ فسق", "ayetNo" : "59", "id" : "1205", "kuranAyetNo" : "728", "not1" : "*Kur'an'a. **Tevrât'a ve İncîl'e.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dedi iki adam korkan kimselerden (ki) nimet verdi Allah ikisi üzerine: \"Girin onların üzerine kapıdan; öyle ki girdiğiniz zaman oraya; öyle ki doğrusu sizler galiplersiniz; ve Allah'a karşı; öyle ki tevekkül edin eğer olduysanız müminler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 raculani iki adam رَجُلَانِ رجل 3 mine   مِنَ - 4 ellezine kimselerden الَّذِينَ - 5 yehafune korkarlar يَخَافُونَ خوف 6 en'ame nimet verdi أَنْعَمَ نعم 7 llahu Allah اللَّهُ - 8 aleyhima ikisi üzerine عَلَيْهِمَا - 9 dhulu girin ادْخُلُوا دخل 10 aleyhimu onların üzerine عَلَيْهِمُ - 11 l-babe kapıdan الْبَابَ بوب 12 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 13 dehaltumuhu girdiğiniz دَخَلْتُمُوهُ دخل 14 feinnekum öyle ki doğrusu sizler فَإِنَّكُمْ - 15 galibune galiplersiniz غَالِبُونَ غلب 16 ve ala ve karşı وَعَلَى - 17 llahi Allah'a اللَّهِ - 18 fetevekkelu öyle ki tevekkül edin فَتَوَكَّلُوا وكل 19 in eğer إِنْ - 20 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 21 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "23", "id" : "1266", "kuranAyetNo" : "692", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve sanayi olarak üretiyordu (Nûh) gemiyi; ve ne zaman uğradı onun (Nûh'un) üzerine meleler364 kavminden\/toplumundan onun (Nûh'un); maskaralık çıkardılar ondan (Nûh'tan); dedi (Nûh): \"Eğer maskaralık çıkarırsanız bizden; öyle ki doğrusu bizler maskaralık çıkarırız sizlerden; maskaralık çıkardığınız gibi.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve yesneu ve sanayi olarak üretiyordu (Nuh) وَيَصْنَعُ صنع 2 l-fulke gemiyi الْفُلْكَ فلك 3 ve kullema ve ne zaman وَكُلَّمَا كلل 4 merra uğradı مَرَّ مرر 5 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 6 meleun meleler مَلَأٌ ملا 7 min   مِنْ - 8 kavmihi kavminden onun قَوْمِهِ قوم 9 sehiru maskaralık çıkardılar سَخِرُوا سخر 10 minhu ondan مِنْهُ - 11 kale dedi  (Nuh) قَالَ قول 12 in eğer إِنْ - 13 tesharu maskaralık çıkarırsanız تَسْخَرُوا سخر 14 minna bizden مِنَّا - 15 feinna öyle ki doğrusu bizler فَإِنَّا - 16 nesharu maskaralık çıkarırız نَسْخَرُ سخر 17 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 18 kema gibi كَمَا - 19 tesharune maskaralık çıkardığınız تَسْخَرُونَ سخر", "ayetNo" : "38", "id" : "1280", "kuranAyetNo" : "1509", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "İşte bu; daha yakındır ki gelirler şahitlikle\/tanıklıkla yüzü üzerine (şahitliğin) ya da korkarlar ki reddedilir onların yeminleri yeminler sonrasında; ve takvalı21 olun Allah'a; ve işitin; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz fâsıklar38 kavmini\/toplumunu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 2 edna daha yakındır أَدْنَىٰ دنو 3 en ki أَنْ - 4 ye'tu gelirler يَأْتُوا اتي 5 biş-şehadeti şahitlikle\/tanıklıkla بِالشَّهَادَةِ شهد 6 ala üzerine عَلَىٰ - 7 vechiha yüzü (şahitliğin) وَجْهِهَا وجه 8 ev ya da  أَوْ - 9 yehafu korkarlar يَخَافُوا خوف 10 en ki أَنْ - 11 turadde reddedilir تُرَدَّ ردد 12 eymanun yeminler أَيْمَانٌ يمن 13 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 14 eymanihim yeminleri onları أَيْمَانِهِمْ يمن 15 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 16 llahe Allah'tan اللَّهَ - 17 vesmeu ve işitin وَاسْمَعُوا سمع 18 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 19 la   لَا - 20 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي 21 l-kavme kavmi\/toplumu الْقَوْمَ قوم 22 l-fasikine fasıklar الْفَاسِقِينَ فسق", "ayetNo" : "108", "id" : "1253", "kuranAyetNo" : "777", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve denildi: \"Ey yer! Yut suyunu; ve ey gök! Söküp uzaklaştır*\"; ve azaldı\/çekildi su; ve tamamlandı emir; ve seviyelendi (gemi) cudi üzerine; ve denildi: \"Uzaklık\/kaybolma\/yok olma zalimler257 kavminedir\/toplumunadır.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kile ve denildi وَقِيلَ قول 2 ya erdu ey yer يَا أَرْضُ ارض 3 bleiy yut ابْلَعِي بلع 4 maeki suyunu مَاءَكِ موه 5 ve ya semau ve ey gök وَيَا سَمَاءُ سمو 6 ekliiy söküp uzaklaştır أَقْلِعِي قلع 7 ve gide ve azaldı\/çekildi وَغِيضَ غيض 8 l-mau su الْمَاءُ موه 9 ve kudiye ve tamamlandı وَقُضِيَ قضي 10 l-emru emir الْأَمْرُ امر 11 vestevet ve seviyelendi وَاسْتَوَتْ سوي 12 ala üzerine عَلَى - 13 l-cudiyyi cudi الْجُودِيِّ - 14 ve kile ve denildi وَقِيلَ قول 15 bua'den uzaklık\/kaybolma\/yok olma بُعْدًا بعد 16 lilkavmi kavmine\/toplumuna لِلْقَوْمِ قوم 17 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "44", "id" : "1292", "kuranAyetNo" : "1515", "not1" : "*Bulutların çekilmesi.", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Helal kılındı sizlere bol su236 avı ve yiyeceği onun; bir metadır54 sizlere ve seyir halinde olanlara; ve haram edildi üzerinize kara avı daim olduğunuzda ihrama534; ve takvalı21 olun Allah’a; O ki O’na doğru haşredilirsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 uhille helal kılındı أُحِلَّ حلل 2 lekum sizlere لَكُمْ - 3 saydu avı صَيْدُ صيد 4 l-behri bol su الْبَحْرِ بحر 5 ve taaamuhu ve yiyeceği onun وَطَعَامُهُ طعم 6 metaan bir meta مَتَاعًا متع 7 lekum sizlere لَكُمْ - 8 velisseyyarati ve seyir halinde olanlara وَلِلسَّيَّارَةِ سير 9 ve hurrime ve haram edildi وَحُرِّمَ حرم 10 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 11 saydu avı صَيْدُ صيد 12 l-berri kara الْبَرِّ برر 13 ma   مَا - 14 dumtum daim olduğunuzda دُمْتُمْ دوم 15 hurumen ihrama حُرُمًا حرم 16 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 17 llahe Allah’a اللَّهَ - 18 llezi O ki الَّذِي - 19 ileyhi O’na doğru إِلَيْهِ - 20 tuhşerune haşredilirsiniz تُحْشَرُونَ حشر", "ayetNo" : "96", "id" : "1242", "kuranAyetNo" : "765", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Haber vereyim mi sizlere bundan şerrini\/kötüsünü bir karşılık (olarak) Allah'ın indinde\/katında; kime lanet280 etti Allah ve gazap127 etti onun üzerine; ve yaptı onlardan maymunlar273 ve domuzlar549; ve kul oldu (o kimse) tâğûta442; işte bunlar; bir şerdir\/kötüdür bir mekan\/yer (olarak) ve daha dalalettedir128 dümdüz yoldan553.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 hel   هَلْ - 3 unebbiukum haber vereyim mi sizlere أُنَبِّئُكُمْ نبا 4 bişerrin şerrini\/kötüsünü بِشَرٍّ شرر 5 min   مِنْ - 6 zalike bundan ذَٰلِكَ - 7 mesubeten bir karşılık مَثُوبَةً ثوب 8 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 9 llahi Allah اللَّهِ - 10 men kime مَنْ - 11 leanehu lanet etti لَعَنَهُ لعن 12 llahu Allah اللَّهُ - 13 ve gadibe ve gazab etti وَغَضِبَ غضب 14 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 15 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 16 minhumu onlardan مِنْهُمُ - 17 l-kiradete maymunlar الْقِرَدَةَ قرد 18 velhanazira ve domuzlar وَالْخَنَازِيرَ خنزر 19 ve abede ve kul oldu (o kimse) وَعَبَدَ عبد 20 t-tagute Tâğût'a الطَّاغُوتَ طغي 21 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 22 şerrun bir şerdir\/kötüdür شَرٌّ شرر 23 mekanen bir mekan (olarak) مَكَانًا كون 24 ve edellu ve daha dalalettedir وَأَضَلُّ ضلل 25 an   عَنْ - 26 seva'i düz سَوَاءِ سوي 27 s-sebili yoldan السَّبِيلِ سبل", "ayetNo" : "60", "id" : "1206", "kuranAyetNo" : "729", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve vahyettiğim603 zaman havârilere565 ki iman47 edin bana ve resûlüme418*; dediler: \"İman47 ettik; ve şahit ol bizlere ki (bizler) müslimiz45.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 evhaytu vahy ettim أَوْحَيْتُ وحي 3 ila   إِلَى - 4 l-havariyyine havarilere الْحَوَارِيِّينَ حور 5 en ki أَنْ - 6 aminu iman edin امِنُوا امن 7 bi bana بِي - 8 ve birasuli ve resûlüme وَبِرَسُولِي رسل 9 kalu dediler قَالُوا قول 10 amenna iman ettik امَنَّا امن 11 veşhed ve şahit ol وَاشْهَدْ شهد 12 biennena ki bizlere بِأَنَّنَا - 13 muslimune müslimleriz مُسْلِمُونَ سلم", "ayetNo" : "111", "id" : "1256", "kuranAyetNo" : "780", "not1" : "*Îsâ peygamber.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve dedi (Nûh): \"Binin ona (gemiye); Allah'ın ismiyledir akması onun ve sabitlendirilmesi onun; doğrusu Rabbim mutlak Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kale ve dedi  وَقَالَ قول 2 rkebu binin ارْكَبُوا ركب 3 fiha ona (gemiye) فِيهَا - 4 bismi ismiyledir بِسْمِ سمو 5 llahi Allah'ın اللَّهِ - 6 mecraha akması onun مَجْرَاهَا جري 7 ve mursaha ve sabitlendirilmesi onun وَمُرْسَاهَا رسو 8 inne doğrusu إِنَّ - 9 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 10 legafurun mutlak Gafûr’dur لَغَفُورٌ غفر 11 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "41", "id" : "1282", "kuranAyetNo" : "1512", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Ve vahyedildi603 Nûh'a ki ona asla iman47 etmez senin kavminden\/toplumundan dışındadır kimse (ki) zaten iman47 etti (diye); öyle ki tasalanma\/üzülme faaliyet içinde olduklarına onların (diye).", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "36", "id" : "1276", "kuranAyetNo" : "1507", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Denildi: \"Ey Nûh! İn\/alçal bir selamla* bizden; ve bereketlerle252 senin üzerine ve ümmetler305 üzerine (ki) seninle birlikte (olan) kimsedendir; ve ümmetler305 (ki) metalandıracağız54 onları; sonra temas eder onlara bizden elim\/acıklı bir azap.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kile denildi قِيلَ قول 2 ya nuhu ey Nûh يَا نُوحُ - 3 hbit in\/alçal اهْبِطْ هبط 4 biselamin bir selamla بِسَلَامٍ سلم 5 minna bizden مِنَّا - 6 ve berakatin ve bereketlerle وَبَرَكَاتٍ برك 7 aleyke üzerine عَلَيْكَ - 8 ve ala ve üzerine وَعَلَىٰ - 9 umemin ümmetler أُمَمٍ امم 10 mimmen kimseden مِمَّنْ - 11 meake seninle birlikte مَعَكَ - 12 veumemun ve ümmetler (ki) وَأُمَمٌ امم 13 senumettiuhum metalandıracağız onları سَنُمَتِّعُهُمْ متع 14 summe sonra ثُمَّ - 15 yemessuhum temas eder onlara يَمَسُّهُمْ مسس 16 minna bizden مِنَّا - 17 azabun bir azap عَذَابٌ عذب 18 elimun elim\/acıklı أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "48", "id" : "1295", "kuranAyetNo" : "1519", "not1" : "*Esenlikle, güvenlikle.", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) kâfirlik25 ettiler ve yalanladılar195 ayetlerimizi; işte bunlar; cehennem ashâbıdır194.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 3 ve kezzebu ve yalanladılar وَكَذَّبُوا كذب 4 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 5 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 6 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب 7 l-cehimi cehennem الْجَحِيمِ جحم", "ayetNo" : "86", "id" : "1231", "kuranAyetNo" : "755", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dediği zaman Allah: \"Ey Meryem oğlu Îsâ! Zikret\/an senin üzerine ve validene\/annene karşı (olan) nimetimi desteklediğim zaman seni kutsal ruhla279; kelam ediyordun insanlara beşikte417 ve yetişkinlikte; ve bilir yaptığım zaman seni kitabı ve hikmeti564 ve Tevrât'ı ve İncîl'i; ve yaratıyordun419 ıslak topraktan kuş şekli gibi (bir şey) iznimle419; öyle ki üflüyordun419 içine onun (kuş şekli gibi şeyin); öyle ki oluyordu bir kuş iznimle; ve iyileştiriyordun419 doğuştan körü ve cüzzamı\/leprayı iznimle; ve çıkarıyorken419 ölüleri iznimle; ve kısıtladığım\/sınırladığım zaman İsrâîloğullarını197 senden\"; geldiğin zaman onlara beyanlarla226; öyle ki dedi kâfirlik25 etmiş kimseler onlardan: \"Değildir bu apaçık bir sihir dışında.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz   إِذْ - 2 kale dediği zaman قَالَ قول 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 ya iysa ey Îsâ يَا عِيسَى - 5 bne oğlu ابْنَ بني 6 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 7 zkur zikret\/an اذْكُرْ ذكر 8 nia'meti nimetimi نِعْمَتِي نعم 9 aleyke senin üzerine عَلَيْكَ - 10 ve ala ve karşı وَعَلَىٰ - 11 velidetike validene\/annene وَالِدَتِكَ ولد 12 iz zaman إِذْ - 13 eyyedtuke destekledim seni أَيَّدْتُكَ ايد 14 biruhi ruhla بِرُوحِ روح 15 l-kudusi kutsal الْقُدُسِ قدس 16 tukellimu kelam ediyordun تُكَلِّمُ كلم 17 n-nase insanlarla النَّاسَ نوس 18 fi   فِي - 19 l-mehdi beşikte الْمَهْدِ مهد 20 ve kehlen ve yetiştiklikte وَكَهْلًا كهل 21 ve iz ve وَإِذْ - 22 allemtuke bilir yaptığım zaman seni عَلَّمْتُكَ علم 23 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 24 velhikmete ve hikmeti وَالْحِكْمَةَ حكم 25 ve ttevrate ve Tevrât'ı وَالتَّوْرَاةَ - 26 vel'incile ve İncil'i وَالْإِنْجِيلَ - 27 ve iz ve وَإِذْ - 28 tehluku yaratırken تَخْلُقُ خلق 29 mine   مِنَ - 30 t-tini  ıslak topraktan الطِّينِ طين 31 kehey'eti şekli gibi (bir şey) كَهَيْئَةِ هيا 32 t-tayri kuş الطَّيْرِ طير 33 biizni iznimle بِإِذْنِي اذن 34 fetenfuhu öyle ki üflüyordun فَتَنْفُخُ نفخ 35 fiha içine onun (kuşun) فِيهَا - 36 fe tekunu öyle ki oluyordu فَتَكُونُ كون 37 tayran bir kuş طَيْرًا طير 38 biizni iznimle بِإِذْنِي اذن 39 ve tubriu ve iyileştiriyordun وَتُبْرِئُ برا 40 l-ekmehe doğuştan körü الْأَكْمَهَ كمه 41 vel'ebrasa ve cüzzamı\/leprayı وَالْأَبْرَصَ برص 42 biizni iznimle بِإِذْنِي اذن 43 ve iz ve وَإِذْ - 44 tuhricu çıkarıyorken تُخْرِجُ خرج 45 l-mevta ölüleri الْمَوْتَىٰ موت 46 biizni iznimle بِإِذْنِي اذن 47 ve iz ve zaman وَإِذْ - 48 kefeftu kısıtladım\/sınırladım كَفَفْتُ كفف 49 beni oğullarını بَنِي بني 50 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 51 anke senden عَنْكَ - 52 iz zaman إِذْ - 53 ci'tehum geldiğin onlara جِئْتَهُمْ جيا 54 bil-beyyinati beyanlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين 55 fekale öyle ki dedi فَقَالَ قول 56 ellezine kimseler الَّذِينَ - 57 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 58 minhum onlardan مِنْهُمْ - 59 in değildir إِنْ - 60 haza bu هَٰذَا - 61 illa dışında إِلَّا - 62 sihrun bir sihir سِحْرٌ سحر 63 mubinun apaçık مُبِينٌ بين", "ayetNo" : "110", "id" : "1255", "kuranAyetNo" : "779", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun verdik Lokmân'a571 hikmet382 ki şükretsin43 Allah'a; ve kim şükreder43 öyle ki ancak şükreder43 kendi nefsi201 için; ve kim kâfirlik25 eder öyle ki doğrusu Allah Ganiyy’dir106; Hamîd’dir107.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 ateyna verdik اتَيْنَا اتي 3 lukmane Lokmân'a لُقْمَانَ - 4 l-hikmete hikmet الْحِكْمَةَ حكم 5 eni ki أَنِ - 6 şkur şükretsin اشْكُرْ شكر 7 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 8 ve men ve kim وَمَنْ - 9 yeşkur şükreder يَشْكُرْ شكر 10 feinnema öyle ki ancak فَإِنَّمَا - 11 yeşkuru şükreder يَشْكُرُ شكر 12 linefsihi kendi nefsi için لِنَفْسِهِ نفس 13 ve men ve kim وَمَنْ - 14 kefera kâfirlik eder كَفَرَ كفر 15 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 16 llahe Allah اللَّهَ - 17 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني 18 hamidun Hamid’dir حَمِيدٌ حمد", "ayetNo" : "12", "id" : "1286", "kuranAyetNo" : "3479", "not1" : "", "surahName" : "Lokman", "sureNo" : "31" }, { "ayetIe" : "Şayet ki onlar kıyam etselerdi\/dikselerdi Tevrât'ı ve İncîl'i; ve* Rablerinden4 üzerlerine indirileni; mutlak yerlerdi üstlerinden ve ayaklarının altından**; onlardandır muktesit550 bir ümmet305; ve onlardan çoğunun yaptıkları ne kötüdür.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev şayet وَلَوْ - 2 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 3 ekamu kıyam etselerdi\/dikselerdi أَقَامُوا قوم 4 t-tevrate Tevrât'ı التَّوْرَاةَ - 5 vel'incile ve İncîl'i وَالْإِنْجِيلَ - 6 ve ma ve وَمَا - 7 unzile indirileni أُنْزِلَ نزل 8 ileyhim üzerlerine إِلَيْهِمْ - 9 min   مِنْ - 10 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب 11 leekelu mutlak yerlerdi لَأَكَلُوا اكل 12 min   مِنْ - 13 fevkihim üstlerinden فَوْقِهِمْ فوق 14 ve min ve وَمِنْ - 15 tehti altından تَحْتِ تحت 16 erculihim ayaklarının أَرْجُلِهِمْ رجل 17 minhum onlardandır مِنْهُمْ - 18 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم 19 muktesidetun muktesit مُقْتَصِدَةٌ قصد 20 vekesirun ve çoğunluğun وَكَثِيرٌ كثر 21 minhum onlardan مِنْهُمْ - 22 sa'e ne kötüdür سَاءَ سوا 23 ma   مَا - 24 yea'melune yaptıkları يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "66", "id" : "1212", "kuranAyetNo" : "735", "not1" : "*Ve ('Vav') bağlacı vurgulama amaçlıdır. **Rızıklanırlardı nimetlerden.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve çevirme yanağını insanlara; ve yürüme yerde bir böbür\/kibir (-le); doğrusu Allah sevmez her bir tepeden bakanı; gururlananı\/onurlananı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve  وَلَا - 2 tusaair çevirme تُصَعِّرْ صعر 3 haddeke yanağını خَدَّكَ خدد 4 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 5 ve la ve وَلَا - 6 temşi yürüme تَمْشِ مشي 7 fi   فِي - 8 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 9 merahen bir böbür\/kibir (-le) مَرَحًا مرح 10 inne doğrusu إِنَّ - 11 llahe Allah اللَّهَ - 12 la   لَا - 13 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 14 kulle her bir كُلَّ كلل 15 muhtalin tepeden bakanı مُخْتَالٍ خيل 16 fehurin gururlanan\/onurlananı فَخُورٍ فخر", "ayetNo" : "18", "id" : "1288", "kuranAyetNo" : "3485", "not1" : "", "surahName" : "Lokman", "sureNo" : "31" }, { "ayetIe" : "Yoktur resûl418 üzerine belagat399 dışında; ve Allah bilir açık ettiğinizi ve gizlediğinizi.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "99", "id" : "1245", "kuranAyetNo" : "768", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Rabbidir4 göklerin162 ve yerin; ve ikisi arasındakinin; öyle ki kulluk46 et O’na; ve sabret51 kulluğuna46 O’nun*; bilir misin O’na bir (aynı) isimli49**?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbu Rabbidir رَبُّ ربب 2 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 3 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 4 ve ma ve وَمَا - 5 beynehuma ikisi arasındakinin بَيْنَهُمَا بين 6 fea'budhu öyle ki kulluk et O’na فَاعْبُدْهُ عبد 7 vestabir ve sabret وَاصْطَبِرْ صبر 8 liibadetihi kulluğuna O’nun لِعِبَادَتِهِ عبد 9 hel   هَلْ - 10 tea'lemu bilir misin? تَعْلَمُ علم 11 lehu O’na لَهُ - 12 semiyyen bir (aynı) isimli سَمِيًّا سمو", "ayetNo" : "65", "id" : "1237", "kuranAyetNo" : "2313", "not1" : "*O'na kulluk etmek zorludur, sabır gerektirir, mücadele gerektirir, metanetli direnme gerektirir. **İsim kelimesi Yüce Allah için kullanıldığında O'nun sıfatlarını işaret eder. O'nun sıfatlarına hiçbir şey sahip olamaz, benzeşemez.  ", "surahName" : "Meryem", "sureNo" : "19" }, { "ayetIe" : "Dedi (Nûh): \"Rabbim!4 Doğrusu ben davet ettim kavmimi\/toplumumu gece ve gündüz.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 3 inni doğrusu ben إِنِّي - 4 deavtu davet ettim دَعَوْتُ دعو 5 kavmi kavmimi\/toplumu قَوْمِي قوم 6 leylen gece لَيْلًا ليل 7 ve neharan ve gündüz وَنَهَارًا نهر", "ayetNo" : "5", "id" : "1300", "kuranAyetNo" : "5422", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Şayet ki kitap ehli135 iman47 etselerdi ve takvalı21 olsalardı; mutlak kâfirlik25 ederdik onlardan kötülüklerini; ve mutlak sokardık onları nimetli cennetlere.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev şayet وَلَوْ - 2 enne ki أَنَّ - 3 ehle ehli أَهْلَ اهل 4 l-kitabi Kitap الْكِتَابِ كتب 5 amenu iman etselerdi امَنُوا امن 6 vettekav ve takvalı olsalardı وَاتَّقَوْا وقي 7 lekefferna mutlak kâfirlik ederdik لَكَفَّرْنَا كفر 8 anhum onlardan عَنْهُمْ - 9 seyyiatihim kötülüklerini سَيِّئَاتِهِمْ سوا 10 vel'eedhalnahum ve mutlak sokardık onları وَلَأَدْخَلْنَاهُمْ دخل 11 cennati cennetlere جَنَّاتِ جنن 12 n-neiymi nimetli النَّعِيمِ نعم", "ayetNo" : "65", "id" : "1211", "kuranAyetNo" : "734", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey resûl!418* Belagat et\/anons et\/duyur sana indirileni Rabbinden4; ve eğer asla faaliyet içinde olmazsan öyle ki belagat etmiş\/anons etmiş\/duyurmuş olmazsın O'nun risâletini223; ve Allah korur seni insanlardan**; doğrusu Allah doğru yola kılavuzlamaz kâfirler25 kavmini\/toplumunu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 r-rasulu resûl الرَّسُولُ رسل 3 bellig belagat et\/anons et\/nota ver بَلِّغْ بلغ 4 ma   مَا - 5 unzile indirileni أُنْزِلَ نزل 6 ileyke sana إِلَيْكَ - 7 min   مِنْ - 8 rabbike Rabbinden رَبِّكَ ربب 9 ve in ve eğer وَإِنْ - 10 lem asla لَمْ - 11 tef'al faaliyet içinde olmazsan تَفْعَلْ فعل 12 fema öyle ki olmazsın فَمَا - 13 bellegte belagat et\/anons et\/nota ver بَلَّغْتَ بلغ 14 risaletehu risaletini onun رِسَالَتَهُ رسل 15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 16 yea'simuke korur seni يَعْصِمُكَ عصم 17 mine   مِنَ - 18 n-nasi insanlardan النَّاسِ نوس 19 inne doğrusu إِنَّ - 20 llahe Allah اللَّهَ - 21 la   لَا - 22 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي 23 l-kavme kavmi\/toplumu الْقَوْمَ قوم 24 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "67", "id" : "1213", "kuranAyetNo" : "736", "not1" : "*Muhammed peygamber. **Sadece Kur'an diyen insanlar asla boş duramaz. Kur'an'ın mesajını yani Yüce Allah'ın risâletini tüm dünyaya nota verir gibi deklere etmelidirler. Bu eylemleri nedeniyle insanlardan asla bir korku duymamalıdırlar. Çünkü Yüce Allah onları koruyacaktır.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Lanet280 edildi kâfirlik25 etmiş kimselere İsrâîloğullarından197; Dâvûd ve Meryem oğlu Îsâ'ya karşı dillerinden* (dolayı); işte budur; asilik etmiş ve haddi aşmış oldukları nedeniyledir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 luine lanet edildi لُعِنَ لعن 2 ellezine kimselere الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 4 min -ndan مِنْ - 5 beni oğulları- بَنِي بني 6 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 7 ala karşı عَلَىٰ - 8 lisani dili لِسَانِ لسن 9 davude Davud دَاوُودَ - 10 ve iysa ve Îsa وَعِيسَى - 11 bni oğlu ابْنِ بني 12 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 13 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 14 bima nedeniyle بِمَا - 15 asav asilik ettiler عَصَوْا عصي 16 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 17 yea'tedune haddi aştılar يَعْتَدُونَ عدو", "ayetNo" : "78", "id" : "1223", "kuranAyetNo" : "747", "not1" : "*Onlar hakkında uyduruk, yalan yanlış, şeytânî bir dil kullandıklarından.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Öyle ki tevbe33 etmezler mi Allah'a karşı ve mağfiret319 dilemezler mi O’na?; ve Allah Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 efela öyle ki  أَفَلَا - 2 yetubune tevbe etmezler mi يَتُوبُونَ توب 3 ila karşı إِلَى - 4 llahi Allah'a اللَّهِ - 5 ve yestegfirunehu ve mağfiret dilemezler mi O’na وَيَسْتَغْفِرُونَهُ غفر 6 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 7 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 8 rahimun Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "74", "id" : "1219", "kuranAyetNo" : "743", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Kendi nefisleriniz201 (kendi) üzerinizedir; zarar veremez sizlere dalalete128 düşmüş kimse doğruya kılavuzlandığınız zaman sizler; Allah'a doğrudur dönüş yeriniz sizlerin topluca; öyle ki haber verir sizlere yapmakta olduğunuzu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 aleykum üzerinizedir عَلَيْكُمْ - 5 enfusekum kendi nefisleriniz أَنْفُسَكُمْ نفس 6 la   لَا - 7 yedurrukum zarar veremez sizlere يَضُرُّكُمْ ضرر 8 men kim (ki) مَنْ - 9 delle dalalete düştü ضَلَّ ضلل 10 iza zaman إِذَا - 11 htedeytum doğruya kılavuzlandınız اهْتَدَيْتُمْ هدي 12 ila doğru إِلَى - 13 llahi Allah'a اللَّهِ - 14 merciukum dönüş yeriniz sizlerin مَرْجِعُكُمْ رجع 15 cemian topluca جَمِيعًا جمع 16 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا 17 bima   بِمَا - 18 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون 19 tea'melune yapmakta تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "105", "id" : "1251", "kuranAyetNo" : "774", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "\"Söylemiş değilim onlara kendisini emrettiğinin dışında ki kulluk edin Allah'a; Rabbime4 ve Rabbinize4; ve oldum üzerlerine bir şahit\/tanık olduğum sürece onların içinde; öyle ki ne zaman vefat ettirdin beni; oldun sen bir gözetleyen onları; ve sensin her bir şey üzerine bir şahit\/tanık.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değilim مَا - 2 kultu söylemiş قُلْتُ قول 3 lehum onlara لَهُمْ - 4 illa dışında إِلَّا - 5 ma   مَا - 6 emerteni emrettiğinin أَمَرْتَنِي امر 7 bihi kendisini بِهِ - 8 eni ki أَنِ - 9 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد 10 llahe Allah'a اللَّهَ - 11 rabbi Rabbime رَبِّي ربب 12 ve rabbekum ve Rabbinize وَرَبَّكُمْ ربب 13 ve kuntu ve oldum وَكُنْتُ كون 14 aleyhim üzerilerine عَلَيْهِمْ - 15 şehiden bir şahit\/tanık شَهِيدًا شهد 16 ma   مَا - 17 dumtu olduğum sürece دُمْتُ دوم 18 fihim onların içinde فِيهِمْ - 19 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 20 teveffeyteni vefat ettirdin beni تَوَفَّيْتَنِي وفي 21 kunte oldun كُنْتَ كون 22 ente sen أَنْتَ - 23 r-rakibe bir gözetleyen الرَّقِيبَ رقب 24 aleyhim onları عَلَيْهِمْ - 25 ve ente ve sen وَأَنْتَ - 26 ala üzerine عَلَىٰ - 27 kulli her كُلِّ كلل 28 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 29 şehidun bir şahit\/tanık شَهِيدٌ شهد", "ayetNo" : "117", "id" : "1262", "kuranAyetNo" : "786", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman Lokmân oğluna; ve o vaaz653 ediyordu ona; \"Ey oğlum! Asla şirk71 koşma Allah'a; doğrusu şirk71 mutlak büyük bir zulümdür257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve  وَإِذْ - 2 kale dediği zaman قَالَ قول 3 lukmanu Lokman لُقْمَانُ - 4 liabnihi oğluna لِابْنِهِ بني 5 vehuve ve o وَهُوَ - 6 yeizuhu vaaz ediyordu ona يَعِظُهُ وعظ 7 ya buneyye ey oğlum يَا بُنَيَّ بني 8 la asla لَا - 9 tuşrik şirk koşma تُشْرِكْ شرك 10 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 11 inne doğrusu إِنَّ - 12 ş-şirke şirk الشِّرْكَ شرك 13 lezulmun mutlak büyük bir zulümdür لَظُلْمٌ ظلم 14 azimun büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "13", "id" : "1285", "kuranAyetNo" : "3480", "not1" : "", "surahName" : "Lokman", "sureNo" : "31" }, { "ayetIe" : "Ve geldikleri zaman dediler: \"İman47 ettik\"; ve muhakkak girdiler küfürle422 ve onlar muhakkak çıktılar onunla (küfürle); ve Allah daha iyi bilendir gizler olduklarını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 ca'ukum geldikleri جَاءُوكُمْ جيا 3 kalu dediler قَالُوا قول 4 amenna iman ettik امَنَّا امن 5 vekad ve muhakkak وَقَدْ - 6 dehalu girdiler دَخَلُوا دخل 7 bil-kufri küfürle بِالْكُفْرِ كفر 8 ve hum ve onlar وَهُمْ - 9 kad muhakkak قَدْ - 10 haracu çıktılar خَرَجُوا خرج 11 bihi onunla بِهِ - 12 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 13 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم 14 bima   بِمَا - 15 kanu olduklarını كَانُوا كون 16 yektumune gizlerler يَكْتُمُونَ كتم", "ayetNo" : "61", "id" : "1207", "kuranAyetNo" : "730", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Zürriyetidir380 kimsenin (ki) taşıdık Nûh’la birlikte; doğrusu o (Nûh) oldu şükreden43 bir kul.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zurriyyete zürriyettir ذُرِّيَّةَ ذرر 2 men kimsenin (ki) مَنْ - 3 hamelna taşıdık حَمَلْنَا حمل 4 mea birlikte مَعَ - 5 nuhin Nuh’la نُوحٍ - 6 innehu doğrusu o (Nuh) إِنَّهُ - 7 kane oldu كَانَ كون 8 abden bir kul عَبْدًا عبد 9 şekuran bir şükreden شَكُورًا شكر", "ayetNo" : "3", "id" : "1269", "kuranAyetNo" : "2030", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Doğrusu hamr138; ve meysir359; ve anıtlar\/abideler\/idoller*; ve şans okları bir pisliktir şeytânın29 amelinden\/işinden; öyle ki uzak kalın ona; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 innema doğrusu إِنَّمَا - 5 l-hamru hamr الْخَمْرُ خمر 6 velmeysiru ve meysir وَالْمَيْسِرُ يسر 7 vel'ensabu ve anıtlar\/abideler\/idoller وَالْأَنْصَابُ نصب 8 vel'ezlamu ve şans okları وَالْأَزْلَامُ زلم 9 ricsun bir pisliktir رِجْسٌ رجس 10 min   مِنْ - 11 ameli amelinden\/işinden عَمَلِ عمل 12 ş-şeytani şeytan الشَّيْطَانِ شطن 13 fectenibuhu öyle ki uzak kalın ona  فَاجْتَنِبُوهُ جنب 14 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 15 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "90", "id" : "1235", "kuranAyetNo" : "759", "not1" : "*Tekkeler, türbeler, putlar, ölmüş insanların mezarları vb.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Meryem oğlu Mesih değildir bir resûl418 dışında; muhakkak gelip geçti onun öncesinden resûller418; ve annesi bir sıddıktır551; oldu ikisi yemek yer*; bak! nasıl beyan226 ederiz onlara ayetleri; sonra bak ki (nasıl) ters yüz edilirler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değildir مَا - 2 l-mesihu Mesih الْمَسِيحُ - 3 bnu oğlu ابْنُ بني 4 meryeme Meryem مَرْيَمَ - 5 illa dışında إِلَّا - 6 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل 7 kad muhakkak قَدْ - 8 halet gelip geçti خَلَتْ خلو 9 min   مِنْ - 10 kablihi onun öncesinde قَبْلِهِ قبل 11 r-rusulu resûller الرُّسُلُ رسل 12 ve ummuhu ve annesi وَأُمُّهُ امم 13 siddikatun bir sıddık صِدِّيقَةٌ صدق 14 kana oldu ikisi كَانَا كون 15 ye'kulani yer ikisi يَأْكُلَانِ اكل 16 t-taaame yemek الطَّعَامَ طعم 17 unzur bak انْظُرْ نظر 18 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 19 nubeyyinu beyan ederiz نُبَيِّنُ بين 20 lehumu onlara لَهُمُ - 21 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 22 summe sonra ثُمَّ - 23 unzur bak انْظُرْ نظر 24 enna ki أَنَّىٰ اني 25 yu'fekune ters yüz edilirler يُؤْفَكُونَ افك", "ayetNo" : "75", "id" : "1220", "kuranAyetNo" : "744", "not1" : "*Yemek yemeğe ihtiyaç duyan bir varlık nasıl bir ilâh olur?", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "\"Mağfiret319 eder sizlere günahlarınızdan; ve erteler belirli bir ecele* kadar; doğrusu Allah'ın eceli* geldiği zaman ertelenmez; biliyorlar olduysanız eğer.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yegfir mağfiret eder يَغْفِرْ غفر 2 lekum sizlere لَكُمْ - 3 min   مِنْ - 4 zunubikum günahlarınızdan ذُنُوبِكُمْ ذنب 5 ve yu'ehhirkum ve erteler وَيُؤَخِّرْكُمْ اخر 6 ila kadar إِلَىٰ - 7 ecelin bir ecele أَجَلٍ اجل 8 musemmen belirli مُسَمًّى سمو 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 ecele eceli أَجَلَ اجل 11 llahi Allah'ın اللَّهِ - 12 iza zaman إِذَا - 13 ca'e geldiği جَاءَ جيا 14 la   لَا - 15 yu'ehharu ertelenmez يُؤَخَّرُ اخر 16 lev şayet لَوْ - 17 kuntum oldunuzsa كُنْتُمْ كون 18 tea'lemune bilir تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "4", "id" : "1299", "kuranAyetNo" : "5421", "not1" : "*Süre.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Sormayın şeylerden (ki) eğer ortaya çıkarılırsa sizlere kötü eder\/huzursuz eder sizleri; ve eğer sorarsanız ondan indirilirken Kur'an; ortaya çıkarılır sizlere; affetti Allah ondan; ve Allah Gafûr’dur20; Halîm’dir58.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 teselu sormayın تَسْأَلُوا سال 6 an   عَنْ - 7 eşya'e şeylerden أَشْيَاءَ شيا 8 in eğer إِنْ - 9 tubde ortaya çıkarılırsa تُبْدَ بدو 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 tesu'kum kötü eder\/huzursuz eder sizleri تَسُؤْكُمْ سوا 12 ve in ve eğer وَإِنْ - 13 teselu sorarsanız تَسْأَلُوا سال 14 anha ondan عَنْهَا - 15 hine   حِينَ حين 16 yunezzelu indirilirken يُنَزَّلُ نزل 17 l-kuranu Kur'an الْقُرْانُ قرا 18 tubde ortaya çıkarılır تُبْدَ بدو 19 lekum sizlere لَكُمْ - 20 afa affetti  عَفَا عفو 21 llahu Allah اللَّهُ - 22 anha ondan عَنْهَا - 23 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 24 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 25 halimun Halim’dir حَلِيمٌ حلم", "ayetNo" : "101", "id" : "1247", "kuranAyetNo" : "770", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve yiyin rızıklandırdığından Allah'ın bir helal (olarak); bir iyi (olarak); ve takvalı21 olun Allah’a O ki sizler O’na müminlersiniz27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kulu ve yeyin وَكُلُوا اكل 2 mimma   مِمَّا - 3 razekakumu rızıklandırdığından رَزَقَكُمُ رزق 4 llahu Allah'ın اللَّهُ - 5 halalen bir helal (olarak) حَلَالًا حلل 6 tayyiben bir iyi (olarak) طَيِّبًا طيب 7 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 8 llahe Allah’a اللَّهَ - 9 llezi o ki الَّذِي - 10 entum sizler أَنْتُمْ - 11 bihi O’na بِهِ - 12 mu'minune müminlersiniz مُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "88", "id" : "1233", "kuranAyetNo" : "757", "not1" : "*Kur'an'da belirtilen haram yiyecekler dışında Yüce Allah'ın rızık olarak verdiği yiyeceklerden sizlere iyi geleni, sevdiğinizi rahatlıkla yiyin.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Kulluk mu edersiniz Allah'ı astından sizlere bir zarara ve bir faydaya\/yarara malik olmayana?\"; ve Allah (ki) O’dur Semî41; Alîm8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 etea'budune kulluk mu edersiniz أَتَعْبُدُونَ عبد 3 min   مِنْ - 4 duni astından دُونِ دون 5 llahi Allah'ı اللَّهِ - 6 ma   مَا - 7 la   لَا - 8 yemliku malik olmayana يَمْلِكُ ملك 9 lekum sizlere لَكُمْ - 10 derran bir zarar ضَرًّا ضرر 11 ve la ve  وَلَا - 12 nef'an fayda bir fayda\/yarar نَفْعًا نفع 13 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 14 huve O’dur هُوَ - 15 s-semiu Semî السَّمِيعُ سمع 16 l-alimu Alîm الْعَلِيمُ علم                                                                                          ", "ayetNo" : "76", "id" : "1221", "kuranAyetNo" : "745", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Öyle ki açtık kapılarını göğün180 boşalan bir suyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fefetehna öyle ki açtık فَفَتَحْنَا فتح 2 ebvabe kapılarını أَبْوَابَ بوب 3 s-semai göğün السَّمَاءِ سمو 4 bimain bir suyla بِمَاءٍ موه 5 munhemirin boşalan مُنْهَمِرٍ همر", "ayetNo" : "11", "id" : "1283", "kuranAyetNo" : "4855", "not1" : "", "surahName" : "Kamer", "sureNo" : "54" }, { "ayetIe" : "Ve verdik Musa'ya kitabı*; ve yaptık onu (kitabı) bir doğru yola kılavuz İsrâîloğullarına197 ki edinmeyin astımdan bir vekîl517.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ateyna ve verdik وَاتَيْنَا اتي 2 musa Musa'ya مُوسَى - 3 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب 4 ve cealnahu ve yaptık onu وَجَعَلْنَاهُ جعل 5 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي 6 libeni oğullarına لِبَنِي بني 7 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 8 ella ki أَلَّا - 9 tettehizu edinmeyin تَتَّخِذُوا اخذ 10 min   مِنْ - 11 duni astımdan دُونِي دون 12 vekilen bir vekil وَكِيلًا وكل", "ayetNo" : "2", "id" : "1268", "kuranAyetNo" : "2029", "not1" : "*Tevrât'ı.", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Dedi Allah: \"Bu gündür (ki) fayda sağlar sâdıklara182 sâdıklıkları182 onların; onlaradır cennetler; akar altından nehirler; ölümsüzler185 orada ebediyen\"; razı oldu Allah onlardan; ve razı oldular onlar O'ndan; işte budur büyük fazilet\/fazlalık.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "119", "id" : "1264", "kuranAyetNo" : "788", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dediler: \"Ey Musa! Doğrusu bizler asla girmeyiz ona ebediyen onlar orada olduğu sürece; kalkış sen ve Rabbin4; öyle ki katledin35 ikiniz; doğrusu bizler ha burada oturanlarız.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 ya musa ey Musa يَا مُوسَىٰ - 3 inna doğrusu bizler إِنَّا - 4 len asla لَنْ - 5 nedhuleha girmeyiz ona نَدْخُلَهَا دخل 6 ebeden ebediyen أَبَدًا ابد 7 ma   مَا - 8 damu onlar olduğu sürece دَامُوا دوم 9 fiha orada فِيهَا - 10 fezheb kalkış فَاذْهَبْ ذهب 11 ente sen أَنْتَ - 12 ve rabbuke ve Rabbin وَرَبُّكَ ربب 13 fe katila öyle ki katledin ikiniz فَقَاتِلَا قتل 14 inna doğrusu bizler إِنَّا - 15 hahuna ha burada هَاهُنَا - 16 kaidune oturanlarız قَاعِدُونَ قعد", "ayetNo" : "24", "id" : "1267", "kuranAyetNo" : "693", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Görürsün çoğunu onlardan (ki) veli28 edinirler kâfirlik25 etmiş kimseleri; ne kötüdür kademe aldıkları\/kıdem kazandıkları kendi nefislerine201; ki hışma\/gadaba uğrattı Allah onları; ve azapta onlar ölümsüzlerdir.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "80", "id" : "1225", "kuranAyetNo" : "749", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dedi (Nûh): \"Ey kavmim\/toplumum! Doğrusu ben sizlere apaçık bir uyarıcıyım\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 ya kavmi ey kavmim يَا قَوْمِ قوم 3 inni doğrusu ben إِنِّي - 4 lekum sizlere لَكُمْ - 5 nezirun bir uyarıcıyım نَذِيرٌ نذر 6 mubinun apaçık مُبِينٌ بين", "ayetNo" : "2", "id" : "1297", "kuranAyetNo" : "5419", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Şayet iman47 eder olsalardı Allah'a ve nebiye132 ve ona indirilene*; edinmiş olmazlardı onları evliya212; ve fakat çoğu onlardan fâsıklardır38.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev şayet وَلَوْ - 2 kanu olsalardı كَانُوا كون 3 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن 4 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 5 ve nnebiyyi ve nebiye وَالنَّبِيِّ نبا 6 ve ma ve وَمَا - 7 unzile indirilen أُنْزِلَ نزل 8 ileyhi ona إِلَيْهِ - 9 ma değildi مَا - 10 ttehazuhum edindiler onları اتَّخَذُوهُمْ اخذ 11 evliya'e evliya أَوْلِيَاءَ ولي 12 velakinne ve fakat وَلَٰكِنَّ - 13 kesiran çoğu كَثِيرًا كثر 14 minhum onlardan مِنْهُمْ - 15 fasikune fasıklardır فَاسِقُونَ فسق", "ayetNo" : "81", "id" : "1226", "kuranAyetNo" : "750", "not1" : "*Kutsal kitaplara gerçek anlamda iman edenler tek tanrıcı olurlar. Her zaman doğru yolda olurlar.", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ve itaat edin Allah'a; ve itaat edin76 resûle418; ve hazırlıklı olun; öyle ki eğer sırt çevirirseniz öyle ki bilin (ki) resûlümüz418 üzerine (olan) ancak apaçık belâgattır221.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع 2 llahe Allah'a اللَّهَ - 3 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع 4 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل 5 vehzeru ve hazırlıklı olun وَاحْذَرُوا حذر 6 fe in öyle ki eğer فَإِنْ - 7 tevelleytum dönerseniz تَوَلَّيْتُمْ ولي 8 fea'lemu öyle ki bilin فَاعْلَمُوا علم 9 ennema ancak أَنَّمَا - 10 ala üzerine عَلَىٰ - 11 rasulina resûlümüz رَسُولِنَا رسل 12 l-belagu belagattır الْبَلَاغُ بلغ 13 l-mubinu apaçık الْمُبِينُ بين", "ayetNo" : "92", "id" : "1238", "kuranAyetNo" : "761", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Mutlak bulursun Yahudileri295 ve şirk koşmuş71 kimseleri iman47 etmiş kimselere (karşı) düşmanlıkta daha şiddetli insanlar (olarak); ve mutlak bulursun \"bizler Nasâralıyız268\" diyen kimseleri daha yakın onlara; iman etmiş kimselere; sevgice\/arkadaşça; işte budur; ki onlardandır keşişler555 ve ruhbanlar\/rahipler554; ve onlar büyüklenmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 letecidenne mutlak bulursun لَتَجِدَنَّ وجد 2 eşedde daha şiddetli أَشَدَّ شدد 3 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 4 adaveten bir düşman عَدَاوَةً عدو 5 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 6 amenu iman etmiş امَنُوا امن 7 l-yehude yahudileri الْيَهُودَ - 8 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 9 eşraku şirk koşmuş أَشْرَكُوا شرك 10 veletecidenne ve mutlak bulursun وَلَتَجِدَنَّ وجد 11 ekrabehum daha yakın onlara أَقْرَبَهُمْ قرب 12 meveddeten sevgice\/arkadaşça مَوَدَّةً ودد 13 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 14 amenu iman etmiş امَنُوا امن 15 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 16 kalu derler قَالُوا قول 17 inna bizler إِنَّا - 18 nesara Nasaralıyız نَصَارَىٰ نصر 19 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 20 bienne ki بِأَنَّ - 21 minhum onlardandır مِنْهُمْ - 22 kissisine keşişler قِسِّيسِينَ قسس 23 ve ruhbanen ve ruhbanlar\/rahipler وَرُهْبَانًا رهب 24 ve ennehum ve onlar وَأَنَّهُمْ - 25 la   لَا - 26 yestekbirune büyüklenmezler يَسْتَكْبِرُونَ كبر", "ayetNo" : "82", "id" : "1227", "kuranAyetNo" : "751", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Ta ki geldiği zaman emrimiz; ve feveran* etti tandır570; dedik: \"Yükle ona (gemiye) her bir çiftten ikişer569 ve ahalini -dışındadır kimse (ki) öncelendi aleyhine onun bir kelam\/söz-; ve (yükle) iman47 etmiş kimseyi; ve iman47 etmiş değildi onunla (Nûh) birlikte bir az dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hatta ta ki حَتَّىٰ - 2 iza zaman إِذَا - 3 ca'e geldiği جَاءَ جيا 4 emruna emrimiz أَمْرُنَا امر 5 ve fara ve feveran etti  وَفَارَ فور 6 t-tennuru tandır التَّنُّورُ - 7 kulna dedik قُلْنَا قول 8 hmil yükle احْمِلْ حمل 9 fiha ona (gemiye) فِيهَا - 10 min   مِنْ - 11 kullin her bir كُلٍّ كلل 12 zevceyni çiftten زَوْجَيْنِ زوج 13 sneyni ikişer اثْنَيْنِ ثني 14 ve ehleke ve ahalini وَأَهْلَكَ اهل 15 illa dışındaki إِلَّا - 16 men kimse مَنْ - 17 sebeka öncelendi سَبَقَ سبق 18 aleyhi aleyhlerine عَلَيْهِ - 19 l-kavlu kelam\/söz الْقَوْلُ قول 20 ve men ve kim وَمَنْ - 21 amene iman etti امَنَ امن 22 ve ma ve değildi وَمَا - 23 amene iman etmiş امَنَ امن 24 meahu birlikte onunla (Nûh) مَعَهُ - 25 illa dışında إِلَّا - 26 kalilun bir az قَلِيلٌ قلل", "ayetNo" : "40", "id" : "1281", "kuranAyetNo" : "1511", "not1" : "*Kaynayıp taştı. Püskürdü.", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Eğer azap edersen onlara; öyle ki doğrusu onlar kullarındır46 senin; ve eğer mağfiret319 edersen onlara; öyle ki doğrusu sen; sensin Azîz37; Hakîm9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 tuazzibhum azap edersen onlara تُعَذِّبْهُمْ عذب 3 feinnehum öyle ki doğrus onlar  فَإِنَّهُمْ - 4 ibaduke kullarındır senin عِبَادُكَ عبد 5 ve in ve eğer وَإِنْ - 6 tegfir mağfiret edersen تَغْفِرْ غفر 7 lehum onlara لَهُمْ - 8 feinneke öyle ki doğrusu sen فَإِنَّكَ - 9 ente sensin أَنْتَ - 10 l-azizu Azîz الْعَزِيزُ عزز 11 l-hakimu Hakîm الْحَكِيمُ حكم", "ayetNo" : "118", "id" : "1263", "kuranAyetNo" : "787", "not1" : "", "surahName" : "Mâide", "sureNo" : "5" }, { "ayetIe" : "Dedi (Nûh): \"Rabbim!4 Doğrusu kavmim yalanladı beni.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Nuh) قَالَ قول 2 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 3 inne doğrusu إِنَّ - 4 kavmi kavmim قَوْمِي قوم 5 kezzebuni yalanladı beni كَذَّبُونِ كذب", "ayetNo" : "117", "id" : "1348", "kuranAyetNo" : "3047", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Ve ölçtükleri zaman onlara* veya tarttıkları (zaman) onlara* azaltırlar\/eksiltirler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veiza ve وَإِذَا - 2 kaluhum ölçtükleri zaman onlara كَالُوهُمْ كيل 3 ev ve ya أَوْ - 4 vezenuhum tarttılar onlara وَزَنُوهُمْ وزن 5 yuhsirune azaltırlar\/eksiltirler يُخْسِرُونَ خسر", "ayetNo" : "3", "id" : "1384", "kuranAyetNo" : "5849", "not1" : "*İnsanlara bir şey verirken\/sunarken.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Kimselerdir (ki) ölçtükleri zaman insanlara karşı* tam\/kusursuz olurlar.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "2", "id" : "1383", "kuranAyetNo" : "5848", "not1" : "*İnsanlardan bir şey alırken.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve dedi Nûh: \"Rabbim!4 Bırakma yerde* kâfirlerden25 bir diyar\/yurt** sakini.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kale ve dedi ki وَقَالَ قول 2 nuhun Nuh نُوحٌ - 3 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 4 la   لَا - 5 tezer bırakma تَذَرْ وذر 6 ala   عَلَى - 7 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 8 mine   مِنَ - 9 l-kafirine kâfirlerden الْكَافِرِينَ كفر 10 deyyaran bir diyar sakini دَيَّارًا دور                    ", "ayetNo" : "26", "id" : "1321", "kuranAyetNo" : "5443", "not1" : "*Nûh'un yaşamış olduğu yer. **Nûh'un diyarı\/yurdu.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Öyle ki muhakkak yalanladılar hakkı\/gerçeği ne zaman ki geldi o (hak\/gerçek\/) onlara; öyle ki yakında gelir onlara kendisiyle alay ederler olduklarının haberleri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 3 bil-hakki hakkı\/gerçeği بِالْحَقِّ حقق 4 lemma ne zaman ki لَمَّا - 5 ca'ehum geldi onlara جَاءَهُمْ جيا 6 fesevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ - 7 ye'tihim gelir onlara يَأْتِيهِمْ اتي 8 enba'u haberleri أَنْبَاءُ نبا 9 ma   مَا - 10 kanu oldukları كَانُوا كون 11 bihi kendisini بِهِ - 12 yestehziune alay ederler يَسْتَهْزِئُونَ هزا", "ayetNo" : "5", "id" : "1374", "kuranAyetNo" : "794", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dedi (Nûh): \"Ve nedir (ki) benim ilmim yapar olduklarına.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi  قَالَ قول 2 ve ma ve nedir وَمَا - 3 ilmi ilmim عِلْمِي علم 4 bima   بِمَا - 5 kanu olduklarına كَانُوا كون 6 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "112", "id" : "1343", "kuranAyetNo" : "3042", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "\"Ve medet eder\/genişletir\/destekler sizleri mallarla ve oğullarla; ve yapar sizlere cennetler*; ve yapar sizlere nehirler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve yumdidkum ve medet eder\/genişletir\/destekler وَيُمْدِدْكُمْ مدد 2 biemvalin mallarla بِأَمْوَالٍ مول 3 ve benine ve oğullarla وَبَنِينَ بني 4 ve yec'al ve yapar وَيَجْعَلْ جعل 5 lekum sizlere لَكُمْ - 6 cennatin cennetler جَنَّاتٍ جنن 7 ve yec'al ve yapar وَيَجْعَلْ جعل 8 lekum sizlere لَكُمْ - 9 enharan nehirler أَنْهَارًا نهر", "ayetNo" : "12", "id" : "1307", "kuranAyetNo" : "5429", "not1" : "*Cennetteki gibi bir hayat.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Dolaşın yerde; sonra bakın nasıl oldu yalanlayanların195 akıbeti.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 siru dolaşın سِيرُوا سير 3 fi   فِي - 4 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 5 summe sonra ثُمَّ - 6 nzuru bakın انْظُرُوا نظر 7 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 8 kane oldu كَانَ كون 9 aakibetu akıbeti عَاقِبَةُ عقب 10 l-mukezzibine yalanlayanların الْمُكَذِّبِينَ كذب", "ayetNo" : "11", "id" : "1380", "kuranAyetNo" : "800", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kıraat578 ettiğin zaman Kur’an’ı; öyle ki sığın Allah'a racîm411 şeytândan29.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feiza öyle ki  فَإِذَا - 2 karate' kıraat ettiğin zaman قَرَأْتَ قرا 3 l-kurane Kur’an’ı الْقُرْانَ قرا 4 festeiz öyle ki sığın فَاسْتَعِذْ عوذ 5 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 6 mine   مِنَ - 7 ş-şeytani şeytandan- الشَّيْطَانِ شطن 8 r-racimi racim الرَّجِيمِ رجم", "ayetNo" : "98", "id" : "1351", "kuranAyetNo" : "1997", "not1" : "", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "\"Doğrusu hesapları onların ancak Rabbime4 karşıdır; şayet farkına varırsanız.\"", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "113", "id" : "1344", "kuranAyetNo" : "3043", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Dedi kavminden\/toplumundan (Nûh'un) melesi364: \"Doğrusu bizler mutlak görürüz seni apaçık bir dalalette128.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 l-meleu melesi الْمَلَأُ ملا 3 min   مِنْ - 4 kavmihi kavminden\/toplumundan قَوْمِهِ قوم 5 inna doğrusu bizler إِنَّا - 6 lenerake mutlak görürüz seni لَنَرَاكَ راي 7 fi   فِي - 8 delalin bir dalalette ضَلَالٍ ضلل 9 mubinin apaçık مُبِينٍ بين", "ayetNo" : "60", "id" : "1324", "kuranAyetNo" : "1014", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "\"Sonra doğrusu ben alenileştirdim* onlara; ve sırlaştırdım** onlara bir sır (-la).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 inni doğrusu ben إِنِّي - 3 ea'lentu alenileştirdim أَعْلَنْتُ علن 4 lehum onlara لَهُمْ - 5 ve esrartu ve sırlaştırdım وَأَسْرَرْتُ سرر 6 lehum onlara لَهُمْ - 7 israran bir sır (-la) إِسْرَارًا سرر", "ayetNo" : "9", "id" : "1304", "kuranAyetNo" : "5426", "not1" : "*Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan. **Gizli, örtülü olarak.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Sonra doğrusu onlar yanması için mutlak sunulur cehenneme.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 3 lesalu mutlak yanması için sunulur  لَصَالُو صلي 4 l-cehimi cehenneme الْجَحِيمِ جحم", "ayetNo" : "16", "id" : "1396", "kuranAyetNo" : "5862", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve yaptı Ay'ı onlarda* bir nur**; ve yaptı Güneş’i bir sirac***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 2 l-kamera Ay'ı الْقَمَرَ قمر 3 fihinne onlarda فِيهِنَّ - 4 nuran bir nur نُورًا نور 5 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 6 ş-şemse Güneş’i الشَّمْسَ شمس 7 siracen bir sirac سِرَاجًا سرج", "ayetNo" : "16", "id" : "1311", "kuranAyetNo" : "5433", "not1" : "*Yedi göklerde, çoklu göklerde. Çoklu gökler içeren Güneş sistemimiz. **Aydınlık. ***Lamba. Işığını kendisi üreten.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "\"Öyle ki takvalı21 olun Allah’a; ve itaat573 edin bana.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fetteku öyle ki takvalı olun فَاتَّقُوا وقي 2 llahe Allah’a اللَّهَ - 3 ve etiuni ve itaat edin bana. وَأَطِيعُونِ طوع", "ayetNo" : "108", "id" : "1339", "kuranAyetNo" : "3038", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Göstereceğiz onlara ayetlerimizi âfâkta\/ufuklarda ve kendi nefislerinde201; ta ki beyan226 olur onlara ki o (Kur’an) haktır\/gerçektir; ve kâfi gelmez mi asla senin Rabbin4 ki O her bir şey üzerine Şehîd’tir499.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 senurihim göstereceğiz onlara سَنُرِيهِمْ راي 2 ayatina ayetlerimizi ايَاتِنَا ايي 3 fi   فِي - 4 l-afaki afakta الْافَاقِ افق 5 ve fi ve وَفِي - 6 enfusihim kendi nefislerinde أَنْفُسِهِمْ نفس 7 hatta ta ki حَتَّىٰ - 8 yetebeyyene beyan olur يَتَبَيَّنَ بين 9 lehum onlara لَهُمْ - 10 ennehu ki o (Kur’an) أَنَّهُ - 11 l-hakku hak\/gerçek الْحَقُّ حقق 12 evelem ve asla أَوَلَمْ - 13 yekfi kafi gelmez mi يَكْفِ كفي 14 birabbike seni Rabbin بِرَبِّكَ ربب 15 ennehu ki O أَنَّهُ - 16 ala üzerine عَلَىٰ - 17 kulli her كُلِّ كلل 18 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 19 şehidun Şehîd’tir شَهِيدٌ شهد", "ayetNo" : "53", "id" : "1358", "kuranAyetNo" : "4269", "not1" : "", "surahName" : "Fussilet", "sureNo" : "41" }, { "ayetIe" : "Okunduğu zaman ona ayetlerimiz353; dedi: \"Evvelkilerin* satırlarıdır\/hikayeleridir.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iza   إِذَا - 2 tutla okunduğu zaman تُتْلَىٰ تلو 3 aleyhi ona عَلَيْهِ - 4 ayatuna ayetlerimiz ايَاتُنَا ايي 5 kale dedi قَالَ قول 6 esatiru satırları\/hikayeleri أَسَاطِيرُ سطر 7 l-evveline evvelkilerin الْأَوَّلِينَ اول", "ayetNo" : "13", "id" : "1394", "kuranAyetNo" : "5859", "not1" : "*İlklerin, öncekilerin.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Yolculuk etmeniz için; oradandır* geniş\/açık yollar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 litesluku yolculuk etmeniz için لِتَسْلُكُوا سلك 2 minha oradan مِنْهَا - 3 subulen yollar سُبُلًا سبل 4 ficacen geniş\/açık فِجَاجًا فجج", "ayetNo" : "20", "id" : "1315", "kuranAyetNo" : "5437", "not1" : "*Yerden.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "\"Doğrusu sen eğer bırakırsan onları; dalalete128 düşürürler kullarını46 senin; ve doğurmazlar* dışında bir fücur440; bir kâfir25.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 2 in eğer إِنْ - 3 tezerhum bırakırsan onları تَذَرْهُمْ وذر 4 yudillu dalalete düşürürler يُضِلُّوا ضلل 5 ibadeke kullarını senin عِبَادَكَ عبد 6 ve la ve وَلَا - 7 yelidu doğurmazlar يَلِدُوا ولد 8 illa dışında إِلَّا - 9 faciran bir fucur\/ahlaksız فَاجِرًا فجر 10 keffaran bir kâfir كَفَّارًا كفر", "ayetNo" : "27", "id" : "1322", "kuranAyetNo" : "5444", "not1" : "*Fiziksel bir doğum değildir. Fiilin öznesi kadın değildir. Özne eril ve çoğuldur. Çoğaltma, çoğalma, bir şeyden türemeyi işaret eder. ", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Ve ne idrak ettirdi sana Siccîn586 ne!", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve ne وَمَا - 2 edrake idrak ettirdi sana أَدْرَاكَ دري 3 ma ne مَا - 4 siccinun Siccin سِجِّينٌ سجن", "ayetNo" : "8", "id" : "1389", "kuranAyetNo" : "5854", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Öyle ki çağırdı Rabbini4 ki: \"Ben bir mağlup edilenim; öyle ki yardım et.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fedeaa öyle ki çağırdı فَدَعَا دعو 2 rabbehu Rabbini رَبَّهُ ربب 3 enni ki ben أَنِّي - 4 meglubun bir mağlup edildim مَغْلُوبٌ غلب 5 fentesir öyle ki yardım et فَانْتَصِرْ نصر", "ayetNo" : "10", "id" : "1367", "kuranAyetNo" : "4854", "not1" : "", "surahName" : "Kamer", "sureNo" : "54" }, { "ayetIe" : "Asla görmezler mi (ki) nicesini helak ettik nesilden onlardan önce; imkanlar verdik onlara yerde; asla sağlamadığımız imkanı sizlere; ve serbest bıraktık\/gönderdik göğü üzerlerine bir bol akan\/yağmur (olarak); ve yaptık nehirler (ki) akar altlarından; öyle ki helak ettik onları günahlarıyla; ve inşa ettik onların ardından başka bir nesil.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem asla أَلَمْ - 2 yerav görmezler mi يَرَوْا راي 3 kem nicesini كَمْ - 4 ehlekna helak ettik أَهْلَكْنَا هلك 5 min   مِنْ - 6 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل 7 min -den مِنْ - 8 karnin nesiller- قَرْنٍ قرن 9 mekkennahum imkanlar verdik onlara مَكَّنَّاهُمْ مكن 10 fi   فِي - 11 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 12 ma   مَا - 13 lem asla لَمْ - 14 numekkin imkan sağlamadığımızı نُمَكِّنْ مكن 15 lekum sizlere لَكُمْ - 16 ve erselna ve serbest bıraktık\/gönderdik وَأَرْسَلْنَا رسل 17 s-semae göğü السَّمَاءَ سمو 18 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 19 midraran bir bol akan\/yağmur مِدْرَارًا درر 20 ve cealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل 21 l-enhara nehirler الْأَنْهَارَ نهر 22 tecri akar تَجْرِي جري 23 min   مِنْ - 24 tehtihim altlarından تَحْتِهِمْ تحت 25 feehleknahum öyle ki helak ettik onları فَأَهْلَكْنَاهُمْ هلك 26 bizunubihim günahlarıyla بِذُنُوبِهِمْ ذنب 27 ve enşe'na ve inşa ettik وَأَنْشَأْنَا نشا 28 min   مِنْ - 29 bea'dihim onların ardından بَعْدِهِمْ بعد 30 karnen bir nesil قَرْنًا قرن 31 aharine başka اخَرِينَ اخر", "ayetNo" : "6", "id" : "1375", "kuranAyetNo" : "795", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ki kulluk46 etmeyin Allah'ın dışında; doğrusu ben korkarım üzerinize (olan) elim\/acıklı bir günün azabından.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 en ki أَنْ - 2 la   لَا - 3 tea'budu kulluk etmeyin تَعْبُدُوا عبد 4 illa dışında إِلَّا - 5 llahe Allah’ın اللَّهَ - 6 inni doğrusu ben إِنِّي - 7 ehafu korkarım أَخَافُ خوف 8 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 9 azabe azabın عَذَابَ عذب 10 yevmin bir günün يَوْمٍ يوم 11 elimin elim\/acıklı أَلِيمٍ الم", "ayetNo" : "26", "id" : "1333", "kuranAyetNo" : "1497", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Bir kitaptır rakamlanmış587.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kitabun bir kitaptır كِتَابٌ كتب 2 merkumun rakamlanmış مَرْقُومٌ رقم", "ayetNo" : "20", "id" : "1400", "kuranAyetNo" : "5866", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: \"İndirilmeli değil miydi ona bir melek48?\"; şayet indirseydik bir melek48 mutlak tamamlanırdı emir\/iş*; sonra göz açtırılmazlardı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 levla değil miydi? لَوْلَا - 3 unzile indirilmeli أُنْزِلَ نزل 4 aleyhi O'na عَلَيْهِ - 5 melekun bir melek مَلَكٌ ملك 6 velev şayet وَلَوْ - 7 enzelna indirseydik أَنْزَلْنَا نزل 8 meleken bir melek مَلَكًا ملك 9 lekudiye mutlak kadere bağlanırdı لَقُضِيَ قضي 10 l-emru emir\/iş الْأَمْرُ امر 11 summe sonra ثُمَّ - 12 la   لَا - 13 yunzerune göz açtırılmaz يُنْظَرُونَ نظر", "ayetNo" : "8", "id" : "1377", "kuranAyetNo" : "797", "not1" : "*Hiperuzayda bulunan bu şerefli elçiler kendilerine verilen görevleri\/emirleri\/işleri yerine getirirler. Levh-i Mahfuz'u tekrar kodlama yetkisi verilen bu elçiler Rabblerinin emriyle dünya gezegenini ışık hızında aniden yok edebilirler. Yok etme süresi ışık hızında olduğu için göz açıp kapama süre bile çok uzun bir süre halinde gelir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve de ki: \"Hamd3 Allah’adır; gösterecek sizlere ayetlerini237 öyle ki tanırsınız\/bilirsiniz onu (ayeti); ve senin Rabbin4 gafil* değildir yaptıklarınıza.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kuli ve de ki وَقُلِ قول 2 l-hamdu hamd الْحَمْدُ حمد 3 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 4 seyurikum gösterecek sizlere سَيُرِيكُمْ راي 5 ayatihi ayetlerini ايَاتِهِ ايي 6 fe tea'rifuneha öyle ki tanırsınız\/bilirsiniz onu فَتَعْرِفُونَهَا عرف 7 ve ma ve değildir وَمَا - 8 rabbuke Rabbin senin رَبُّكَ ربب 9 bigafilin gafil بِغَافِلٍ غفل 10 amma   عَمَّا - 11 tea'melune yaptıklarınızdan تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "93", "id" : "1357", "kuranAyetNo" : "3250", "not1" : "*Aymaz.", "surahName" : "Neml", "sureNo" : "27" }, { "ayetIe" : "Bir kitaptadır meknûn579.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fi   فِي - 2 kitabin bir kitaptadır كِتَابٍ كتب 3 meknunin saklı مَكْنُونٍ كنن", "ayetNo" : "78", "id" : "1353", "kuranAyetNo" : "5055", "not1" : "", "surahName" : "Vâkıa", "sureNo" : "56" }, { "ayetIe" : "Ve mutlak bilirsiniz onun haberini bir zaman\/süre sonra.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veletea'lemunne ve mutlak bilirsiniz  وَلَتَعْلَمُنَّ علم 2 nebeehu onun haberini نَبَأَهُ نبا 3 bea'de sonra بَعْدَ بعد 4 hinin bir süre\/zaman حِينٍ حين", "ayetNo" : "88", "id" : "1362", "kuranAyetNo" : "4056", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "\"Ki ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in ki إِنْ - 2 ena ben أَنَا - 3 illa ancak إِلَّا - 4 nezirun bir uyarıcı نَذِيرٌ نذر 5 mubinun apaçık مُبِينٌ بين", "ayetNo" : "115", "id" : "1346", "kuranAyetNo" : "3045", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Dediği zaman onlara kardeşleri Nûh: \"Takvalı21 olmaz mısınız?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz   إِذْ - 2 kale dediği zaman قَالَ قول 3 lehum onlara لَهُمْ - 4 ehuhum kardeşleri أَخُوهُمْ اخو 5 nuhun Nuh نُوحٌ - 6 ela   أَلَا - 7 tettekune takvalı olmaz mısınız? تَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "106", "id" : "1337", "kuranAyetNo" : "3036", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: \"İndirilmeli değil miydi ona ayetler237 Rabbinden\"; de ki: \"Ayetler237 ancak Allah'ın indindendir\/katındandır; ve ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 levla değil miydi لَوْلَا - 3 unzile indirilmeli أُنْزِلَ نزل 4 aleyhi ona عَلَيْهِ - 5 ayatun ayetler ايَاتٌ ايي 6 min   مِنْ - 7 rabbihi Rabbinden onun رَبِّهِ ربب 8 kul de ki قُلْ قول 9 innema ancak إِنَّمَا - 10 l-ayatu ayetler الْايَاتُ ايي 11 inde indindedir\/katındadır عِنْدَ عند 12 llahi Allah'ın اللَّهِ - 13 ve innema ve ancak وَإِنَّمَا - 14 ena ben أَنَا - 15 nezirun bir uyarıcıyım نَذِيرٌ نذر 16 mubinun apaçık مُبِينٌ بين", "ayetNo" : "50", "id" : "1359", "kuranAyetNo" : "3388", "not1" : "", "surahName" : "Ankebût", "sureNo" : "29" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kurtardık onu (Nûh'u) ve gemi\/tekne ashâbını194; ve yaptık onu* alemlere bir ayet287 .", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feenceynahu öyle ki kurtardık onu فَأَنْجَيْنَاهُ نجو 2 ve eshabe ve ashabını وَأَصْحَابَ صحب 3 s-sefineti gemi\/tekne السَّفِينَةِ سفن 4 ve cealnaha ve yaptık onu وَجَعَلْنَاهَا جعل 5 ayeten bir ayet ايَةً ايي 6 lil'aalemine alemlere لِلْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "15", "id" : "1365", "kuranAyetNo" : "3353", "not1" : "*Dişil zamir gemiye\/tekneye gider.", "surahName" : "Ankebût", "sureNo" : "29" }, { "ayetIe" : "Yalanladı onlardan önce Nûh kavmi; öyle ki yalanladılar kulumuzu; ve dediler: \"Mecnundur302\"; ve geri durduruldu\/engellendi (Nûh).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kezzebet yalanladı كَذَّبَتْ كذب 2 kablehum onlardan önce قَبْلَهُمْ قبل 3 kavmu kavmi قَوْمُ قوم 4 nuhin Nuh نُوحٍ - 5 fe kezzebu öyle ki yalanladılar فَكَذَّبُوا كذب 6 abdena kulumuzu عَبْدَنَا عبد 7 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 8 mecnunun mecnundur مَجْنُونٌ جنن 9 vezducira ve geri durduruldu\/engellendi وَازْدُجِرَ زجر", "ayetNo" : "9", "id" : "1366", "kuranAyetNo" : "4853", "not1" : "", "surahName" : "Kamer", "sureNo" : "54" }, { "ayetIe" : "\"Ve dediler bırakmayın ilâhlarınızı74; ve bırakmayın577 vedd’i; ve ne de suvâ’ı; ve ne de yegûs'u; ve yeûk’u ve nesr'i.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 la   لَا - 3 tezerunne bırakmayın تَذَرُنَّ وذر 4 alihetekum ilahlarınızı الِهَتَكُمْ اله 5 ve la ve وَلَا - 6 tezerunne bırakmayın تَذَرُنَّ وذر 7 vedden vedd’i وَدًّا ودد 8 ve la ve ne de وَلَا - 9 suvaan suvâ’ı سُوَاعًا سوع 10 ve la ve ne de وَلَا - 11 yeguse ve yegûs'u يَغُوثَ - 12 ve yeuka ve yeûk’u وَيَعُوقَ - 13 ve nesran ve nesr'i وَنَسْرًا نسر", "ayetNo" : "23", "id" : "1318", "kuranAyetNo" : "5440", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Dedi (Nûh): \"Ey kavmim\/toplumum! Olmadı bende bir dalalet128; velakin\/fakat bir resûlüm418 alemlerin203 Rabbinden4.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Nuh) قَالَ قول 2 ya kavmi ey kavmim يَا قَوْمِ قوم 3 leyse yoktur لَيْسَ ليس 4 bi bende بِي - 5 delaletun bir dalalet ضَلَالَةٌ ضلل 6 velakinni velakin\/fakat وَلَٰكِنِّي - 7 rasulun bir resûlüm رَسُولٌ رسل 8 min   مِنْ - 9 rabbi Rabbinden رَبِّ ربب 10 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "61", "id" : "1325", "kuranAyetNo" : "1015", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun gönderdik Nûh'u kavmine; öyle ki kaldı onların içinde bir bin sene; dışındadır bir elli yıl; öyle ki tuttu onları tufan; ve onlardır zalimler257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل 3 nuhen Nuh'u نُوحًا - 4 ila   إِلَىٰ - 5 kavmihi kavmine قَوْمِهِ قوم 6 fe lebise öyle ki kaldı فَلَبِثَ لبث 7 fihim onların içinde فِيهِمْ - 8 elfe bir bin أَلْفَ الف 9 senetin sene سَنَةٍ سنو 10 illa dışındadır إِلَّا - 11 hamsine bir elli خَمْسِينَ خمس 12 aamen yıl عَامًا عوم 13 feehazehumu öyle ki tuttu onları فَأَخَذَهُمُ اخذ 14 t-tufanu Tufan الطُّوفَانُ طوف 15 vehum ve onlar وَهُمْ - 16 zalimune zalimler ظَالِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "14", "id" : "1364", "kuranAyetNo" : "3352", "not1" : "", "surahName" : "Ankebût", "sureNo" : "29" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun terk ettik onu* bir ayet (olarak); öyle ki var mı hiçbir zikredenden\/hatırlayandan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 teraknaha terk ettik onu تَرَكْنَاهَا ترك 3 ayeten bir ayet  ايَةً ايي 4 fehel öyle ki var mı فَهَلْ - 5 min hiçbir مِنْ - 6 muddekirin zikredenlerden\/hatırlayanlardan مُدَّكِرٍ ذكر", "ayetNo" : "15", "id" : "1369", "kuranAyetNo" : "4859", "not1" : "*Dişil zamir gemiye\/tekneye gider.", "surahName" : "Kamer", "sureNo" : "54" }, { "ayetIe" : "Dediler: \"İman47 eder miyiz sana? Ve tabi olur sana reziller\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 enu'minu iman eder miyiz  أَنُؤْمِنُ امن 3 leke sana لَكَ - 4 vettebeake ve tabi olur sana وَاتَّبَعَكَ تبع 5 l-erzelune reziller الْأَرْذَلُونَ رذل", "ayetNo" : "111", "id" : "1342", "kuranAyetNo" : "3041", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Ve Allah yaptı sizlere yeri bir genişlik\/uzunluk\/yaygınlık*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 2 ceale yaptı جَعَلَ جعل 3 lekumu sizlere لَكُمُ - 4 l-erde yeri الْأَرْضَ ارض 5 bisaten bir genişlik\/uzunluk\/yaygınlık بِسَاطًا بسط", "ayetNo" : "19", "id" : "1314", "kuranAyetNo" : "5436", "not1" : "*Dünyanın yüzey alanı Hadean döneminde yarıçapının artmasıyla 4πr² formülüne göre genişletilmiştir.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Sonra geri döndürür* sizleri oraya (yere); ve çıkarır sizleri bir çıkış** (-la).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 yuiydukum geri döndürür يُعِيدُكُمْ عود 3 fiha oraya فِيهَا - 4 ve yuhricukum ve çıkarır sizleri وَيُخْرِجُكُمْ خرج 5 ihracen bir çıkış (-la) إِخْرَاجًا خرج", "ayetNo" : "18", "id" : "1313", "kuranAyetNo" : "5435", "not1" : "*İnsanın atomları yere karışır. **Ahiret evreninde oluşan yerden tekrar bir çıkış söz konusudur. Yeni bedenlere bilinçlerin transfer edilmesiyle insan tekrar dirilir.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yalanladılar onu (Nûh'u); öyle ki kurtardık onu (Nûh'u); ve gemide onunla (Nûh'la) birlikte (olan) kimseyi; ve yaptık onları halifeler65; ve boğduk kimseleri (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; öyle ki bak! Nasıl oldu uyarılanların akıbeti.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekezzebuhu öyle ki yalanladılar onu فَكَذَّبُوهُ كذب 2 fenecceynahu öyle ki kurtardık onu فَنَجَّيْنَاهُ نجو 3 ve men ve kimseyi وَمَنْ - 4 meahu onunla birlikte مَعَهُ - 5 fi   فِي - 6 l-fulki gemide الْفُلْكِ فلك 7 ve cealnahum ve yaptık onları وَجَعَلْنَاهُمْ جعل 8 halaife halifeler خَلَائِفَ خلف 9 ve egrakna ve boğduk  وَأَغْرَقْنَا غرق 10 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 11 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 12 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 13 fenzur öyle ki bak فَانْظُرْ نظر 14 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 15 kane oldu كَانَ كون 16 aakibetu akibetleri عَاقِبَةُ عقب 17 l-munzerine uyarılanların الْمُنْذَرِينَ نذر", "ayetNo" : "73", "id" : "1330", "kuranAyetNo" : "1435", "not1" : "", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "\"Acayip mi oldunuz ki geldi sizlere bir zikir78 Rabbinizden4; sizlerden bir adam üzerine; uyarması için (onun) sizleri; ve takvalı21 olmanız için; ve belki sizler rahmet271 edilirsiniz.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eveacibtum bir acayip mi oldunuz أَوَعَجِبْتُمْ عجب 2 en ki أَنْ - 3 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 4 zikrun bir zikir ذِكْرٌ ذكر 5 min   مِنْ - 6 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 7 ala üzerine عَلَىٰ - 8 raculin bir adam رَجُلٍ رجل 9 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 10 liyunzirakum uyarması için (onun) sizleri لِيُنْذِرَكُمْ نذر 11 velitetteku ve takvalı olmanız için وَلِتَتَّقُوا وقي 12 veleallekum ve belki sizler وَلَعَلَّكُمْ - 13 turhamune rahmet edilirsiniz تُرْحَمُونَ رحم", "ayetNo" : "63", "id" : "1327", "kuranAyetNo" : "1017", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Hayır! Doğrusu erdemlilerin kitabı mutlak illiyyin589’dedir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kella hayır كَلَّا - 2 inne doğrusu إِنَّ - 3 kitabe kitabı كِتَابَ كتب 4 l-ebrari erdemlilerin الْأَبْرَارِ برر 5 lefi mutlak لَفِي - 6 illiyyine illiyyin’dedir عِلِّيِّينَ علو", "ayetNo" : "18", "id" : "1398", "kuranAyetNo" : "5864", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve Allah bitirdi* sizleri yerden bir bitki\/nebati576 (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 2 enbetekum bitirdi sizleri أَنْبَتَكُمْ نبت 3 mine   مِنَ - 4 l-erdi yerden الْأَرْضِ ارض 5 nebaten bir bitki\/nebati (olarak) نَبَاتًا نبت", "ayetNo" : "17", "id" : "1312", "kuranAyetNo" : "5434", "not1" : "*Yetiştirdi.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "O ki yarattı sizleri tinden582; sonra tamamladı bir ecele; ve bir ecele (ki) belirlenmiştir O’nun indinde\/katında; sonra sizler kuşkulanıp çekişirsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 huve O هُوَ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 halekakum yarattı sizleri خَلَقَكُمْ خلق 4 min   مِنْ - 5 tinin tininden طِينٍ طين 6 summe sonra ثُمَّ - 7 kada kadere bağladı قَضَىٰ قضي 8 ecelen bir ecele أَجَلًا اجل 9 ve ecelun ve bir ecele وَأَجَلٌ اجل 10 musemmen belirlenmiş مُسَمًّى سمو 11 indehu O’nun indinde\/katında عِنْدَهُ عند 12 summe sonra ثُمَّ - 13 entum sizler أَنْتُمْ - 14 temterune kuşkulanıp çekişirsiniz تَمْتَرُونَ مري", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "1371", "kuranAyetNo" : "791", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "\"Ve tuzak kurdular; büyük bir tuzak.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve mekeru ve tuzak kurdular وَمَكَرُوا مكر 2 mekran bir tuzak مَكْرًا مكر 3 kubbaran büyük كُبَّارًا كبر", "ayetNo" : "22", "id" : "1317", "kuranAyetNo" : "5439", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Şayet indirseydik sana bir kitap, bir kırtasiye583 (olarak); ve dokunsalardı ona elleriyle; mutlak derdi kâfirlik25 etmiş kimseler ki bu ancak apaçık bir sihirdir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev şayet وَلَوْ - 2 nezzelna indirseydik نَزَّلْنَا نزل 3 aleyke sana عَلَيْكَ - 4 kitaben bir kitap كِتَابًا كتب 5 fi   فِي - 6 kirtasin bir kırtasiye قِرْطَاسٍ قرطس 7 fe lemesuhu ve dokunsalardı ona فَلَمَسُوهُ لمس 8 bieydihim elleriyle بِأَيْدِيهِمْ يدي 9 lekale mutlak derdi لَقَالَ قول 10 ellezine kimseler الَّذِينَ - 11 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 12 in ki إِنْ - 13 haza bu هَٰذَا - 14 illa ancak إِلَّا - 15 sihrun bir sihirdir سِحْرٌ سحر 16 mubinun apaçık مُبِينٌ بين", "ayetNo" : "7", "id" : "1376", "kuranAyetNo" : "796", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Vay haline o gün yalanlayanların195.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veylun vay haline وَيْلٌ - 2 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 3 lilmukezzibine yalanlayanların لِلْمُكَذِّبِينَ كذب", "ayetNo" : "10", "id" : "1391", "kuranAyetNo" : "5856", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Oku onlara Nûh'un haberini; dediği zaman kavmine\/toplumuna: \"Ey kavmim\/toplumum! Eğer ağır\/külfetli gelmiş olduysa üzerinize kıyamım\/dikilmem143; ve zikretmem78 Allah'ın ayetlerini454; öyle ki Allah’ın üzerine tevekkül79 ettim (ben); öyle ki cem edin\/toplayın kendi emrinizi ve şirk koştuklarınızı; sonra olmasın emriniz sizlere bir gam\/keder; sonra tamamlayın (emrinizi) bana karşı; ve göz açtırmayın bana.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vetlu oku وَاتْلُ تلو 2 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 3 nebee haberini نَبَأَ نبا 4 nuhin Nûh'un نُوحٍ - 5 iz zaman إِذْ - 6 kale dediği zaman قَالَ قول 7 likavmihi kavmine لِقَوْمِهِ قوم 8 ya kavmi ey kavmim يَا قَوْمِ قوم 9 in eğer إِنْ - 10 kane olduysa كَانَ كون 11 kebura ağır\/külfetli geldi كَبُرَ كبر 12 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 13 mekami kıyamım\/dikilmem مَقَامِي قوم 14 ve tezkiri ve zikretmem وَتَذْكِيرِي ذكر 15 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي 16 llahi Allah'ın اللَّهِ - 17 feala öyle ki üzerine فَعَلَى - 18 llahi Allah’ın اللَّهِ - 19 tevekkeltu tevekkül ettim تَوَكَّلْتُ وكل 20 feecmiu öyle ki cemaat olun\/toplanın فَأَجْمِعُوا جمع 21 emrakum kendi emrinizi أَمْرَكُمْ امر 22 ve şuraka'ekum ve şirk koştuklarınızı وَشُرَكَاءَكُمْ شرك 23 summe sonra ثُمَّ - 24 la   لَا - 25 yekun olmaz يَكُنْ كون 26 emrukum emriniz أَمْرُكُمْ امر 27 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 28 gummeten bir gam\/keder غُمَّةً غمم 29 summe sonra ثُمَّ - 30 kdu kadere bağlayın اقْضُوا قضي 31 ileyye bana karşı إِلَيَّ - 32 ve la ve وَلَا - 33 tunziruni göz açtırmayın bana تُنْظِرُونِ نظر", "ayetNo" : "71", "id" : "1328", "kuranAyetNo" : "1433", "not1" : "", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "Şahid\/tanık olur ona* yaklaştırılanlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeşheduhu şahid\/tanık olur ona يَشْهَدُهُ شهد 2 l-mukarrabune yaklaştırılanlar الْمُقَرَّبُونَ قرب", "ayetNo" : "21", "id" : "1401", "kuranAyetNo" : "5867", "not1" : "*Rakamlanmış kitaba. Kendisi de rakamlanmış olan Kur'an'ın rakamsal mucizelerine de tanık olurlar; şahit olurlar. ", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer yüz çevirdinizse; öyle ki sual etmiş\/sormuş değilim sizlere hiçbir ecir\/karşılık; ki benim ecrim\/karşılığım ancak Allah'a karşıdır; ve emrolundum ki olurum müslimden45.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 tevelleytum yüz çevirdinizse تَوَلَّيْتُمْ ولي 3 fema öyle ki değilim فَمَا - 4 seeltukum sual etmiş سَأَلْتُكُمْ سال 5 min hiç bir مِنْ - 6 ecrin bir ecir\/karşılık أَجْرٍ اجر 7 in ki إِنْ - 8 ecriye benim ecrim\/karşılığım أَجْرِيَ اجر 9 illa ancak إِلَّا - 10 ala karşıdır عَلَى - 11 llahi Allah'a اللَّهِ - 12 ve umirtu ve emrolundum وَأُمِرْتُ امر 13 en ki أَنْ - 14 ekune olurum أَكُونَ كون 15 mine   مِنَ - 16 l-muslimine müslimden الْمُسْلِمِينَ سلم", "ayetNo" : "72", "id" : "1329", "kuranAyetNo" : "1434", "not1" : "", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "\"Ve ben müminleri27 kovan\/uzaklaştıran değilim.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değilim وَمَا - 2 ena ben أَنَا - 3 bitaridi kovan\/uzaklaştıran بِطَارِدِ طرد 4 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "114", "id" : "1345", "kuranAyetNo" : "3044", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Dedi Nûh: \"Rabbim!4 Doğrusu onlar asilik ettiler bana; ve tabi oldular bir kimseye (ki) asla artırmaz ona kendi malı ve kendi veledi\/çocuğu bir hüsran dışında.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 nuhun Nuh نُوحٌ - 3 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 4 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 5 asavni asilik ettiler bana عَصَوْنِي عصي 6 vettebeu ve tabi oldular وَاتَّبَعُوا تبع 7 men bir kimseye مَنْ - 8 lem asla لَمْ - 9 yezidhu artırmaz ona يَزِدْهُ زيد 10 maluhu kendi malı مَالُهُ مول 11 ve veleduhu ve kendi veledi وَوَلَدُهُ ولد 12 illa dışında إِلَّا - 13 hasaran bir hüsran خَسَارًا خسر", "ayetNo" : "21", "id" : "1316", "kuranAyetNo" : "5438", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Ve ne idrak ettirdi sana illiyyin589 ne.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve ne وَمَا - 2 edrake idrar ettirdi sana أَدْرَاكَ دري 3 ma   مَا - 4 illiyyune illiyyin ne عِلِّيُّونَ علو", "ayetNo" : "19", "id" : "1399", "kuranAyetNo" : "5865", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Hamd3 Allah’adır; O ki yarattı gökleri162 ve yeri; ve yaptı karanlıklar581 ve nur581; sonra kâfirlik25 etmiş kimseler Rablerine4. eşitlerler*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 el-hamdu hamd الْحَمْدُ حمد 2 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 3 llezi O ki الَّذِي - 4 haleka yarattı خَلَقَ خلق 5 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو 6 vel'erde ve yeri وَالْأَرْضَ ارض 7 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 8 z-zulumati karanlıklar الظُّلُمَاتِ ظلم 9 ve nnura ve nur وَالنُّورَ نور 10 summe sonra ثُمَّ - 11 ellezine kimseler الَّذِينَ - 12 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 13 birabbihim Rablerine بِرَبِّهِمْ ربب 14 yea'dilune eşitlerler يَعْدِلُونَ عدل", "ayetNo" : "1", "id" : "1370", "kuranAyetNo" : "790", "not1" : "*Rablerini inkar etmezler ancak O'na ortaklar koşarlar. Şirk koşarlar. Sözde O'na denk\/eşit sözde başka ilahlar edinirler. Kutsal kitapların astından kitapları Yüce Allah'ın ayetleriyle eşit tutarlar.  ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve gelmiş değildir onlara hiçbir ayet353 Rablerinin435 ayetlerinden353; ancak oldular ondan yüz çevirenler*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 te'tihim gelmiş تَأْتِيهِمْ اتي 3 min hiçbir مِنْ - 4 ayetin ayet ايَةٍ ايي 5 min   مِنْ - 6 ayati ayetlerden ايَاتِ ايي 7 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب 8 illa dışında إِلَّا - 9 kanu oldular كَانُوا كون 10 anha ondan عَنْهَا - 11 mua'ridine yüz çevirenler مُعْرِضِينَ عرض", "ayetNo" : "4", "id" : "1373", "kuranAyetNo" : "793", "not1" : "*İnsanların çoğu Rablerinin ayetleri olan kutsal kitaplara yüz çevirmiştir. ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun gönderdik Nûh'u kavmine\/toplumuna; doğrusu ben sizlere apaçık bir uyarıcıyım.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل 3 nuhen Nûh'u نُوحًا - 4 ila   إِلَىٰ - 5 kavmihi kavmine\/toplumuna قَوْمِهِ قوم 6 inni doğrusu ben إِنِّي - 7 lekum sizlere لَكُمْ - 8 nezirun bir uyarıcıyım نَذِيرٌ نذر 9 mubinun apaçık مُبِينٌ بين", "ayetNo" : "25", "id" : "1332", "kuranAyetNo" : "1496", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Doğrusu o mutlak kerim\/şerefli bir Kur’an’dır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 innehu doğrusu o إِنَّهُ - 2 lekur'anun mutlak bir Kur’an’dır لَقُرْانٌ قرا 3 kerimun kerim كَرِيمٌ كرم", "ayetNo" : "77", "id" : "1352", "kuranAyetNo" : "5054", "not1" : "", "surahName" : "Vâkıa", "sureNo" : "56" }, { "ayetIe" : "Bir indirilmedir alemlerin203 Rabbinden4.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 tenzilun bir indirilmedir تَنْزِيلٌ نزل 2 min   مِنْ - 3 rabbi Rabbinden رَبِّ ربب 4 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "80", "id" : "1355", "kuranAyetNo" : "5057", "not1" : "", "surahName" : "Vâkıa", "sureNo" : "56" }, { "ayetIe" : "Hatalarından dolayı boğuldular; öyle ki sokuldular ateşe; öyle ki asla bulamazlar kendilerine Allah’ın astından yardımcılar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 mimma dolayı مِمَّا - 2 hatiyatihim hatalarından خَطِيئَاتِهِمْ خطا 3 ugriku boğuldular أُغْرِقُوا غرق 4 feudhilu öyle ki sokuldular فَأُدْخِلُوا دخل 5 naran ateşe نَارًا نور 6 fe lem öyle ki asla فَلَمْ - 7 yecidu bulamazlar يَجِدُوا وجد 8 lehum kendilerine لَهُمْ - 9 min   مِنْ - 10 duni astından دُونِ دون 11 llahi Allah’ın اللَّهِ - 12 ensaran yardımcılar أَنْصَارًا نصر", "ayetNo" : "25", "id" : "1320", "kuranAyetNo" : "5442", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kurtardık onu (Nûh'u) ve onunla (Nûh'a) birlikte (olan) kimseleri yüklü gemide.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feenceynahu öyle ki kurtardık onu فَأَنْجَيْنَاهُ نجو 2 ve men ve kimseleri وَمَنْ - 3 meahu onunla birlikte مَعَهُ - 4 fi   فِي - 5 l-fulki gemide الْفُلْكِ فلك 6 l-meşhuni yüklü الْمَشْحُونِ شحن", "ayetNo" : "119", "id" : "1350", "kuranAyetNo" : "3049", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "\"Öyle ki asla artırmaz onlara benim davetim bir firar\/kaçış dışında.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felem öyle ki asla فَلَمْ - 2 yezidhum artırmaz onlara يَزِدْهُمْ زيد 3 duaai benim davetim دُعَائِي دعو 4 illa dışında إِلَّا - 5 firaran firarı\/kaçışı فِرَارًا فرر", "ayetNo" : "6", "id" : "1301", "kuranAyetNo" : "5423", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "\"Öyle ki dedim: \"İstiğfar\/mağfiret319 sunun Rabbinize4; doğrusu O oldu bir Gaffâr575.\"\"", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "10", "id" : "1305", "kuranAyetNo" : "5427", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Temas edemez ona (Kur'an'a) temizlenenler dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la   لَا - 2 yemessuhu temas edemez ona يَمَسُّهُ مسس 3 illa dışında إِلَّا - 4 l-mutahherune temizlerden الْمُطَهَّرُونَ طهر", "ayetNo" : "79", "id" : "1354", "kuranAyetNo" : "5056", "not1" : "", "surahName" : "Vâkıa", "sureNo" : "56" }, { "ayetIe" : "Asla görmez misin (ki) nasıl yarattı Allah yedi gökleri161 tabakalar* (-la).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem asla أَلَمْ - 2 terav görmez misin تَرَوْا راي 3 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 4 haleka yarattı خَلَقَ خلق 5 llahu Allah اللَّهُ - 6 seb'a yedi سَبْعَ سبع 7 semavatin gökleri سَمَاوَاتٍ سمو 8 tibakan tabakalar (-la) طِبَاقًا طبق", "ayetNo" : "15", "id" : "1310", "kuranAyetNo" : "5432", "not1" : "*Katman katman yaratılış. Bu yaratma şekli sadece göklerde değil her yerde karşımıza çıkmaktadır. Atom seviyesinde de katmanlı yaratılış mevcuttur.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Kâfi gelmez mi asla onlara ki biz indirdik sana kitabı (Kur'an'ı) (ki) okunur üzerlerine; doğrusu bundadır mutlak bir rahmet271 ve zikir\/hatırlatma iman47 eden bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 evelem asla أَوَلَمْ - 2 yekfihim kafi gelmez mi onlara يَكْفِهِمْ كفي 3 enna ki biz أَنَّا - 4 enzelna indirdik أَنْزَلْنَا نزل 5 aleyke sana عَلَيْكَ - 6 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب 7 yutla okunur يُتْلَىٰ تلو 8 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 fi   فِي - 11 zalike bundadır ذَٰلِكَ - 12 lerahmeten mutlak bir rahmet لَرَحْمَةً رحم 13 ve zikra ve zikir\/hatırlatma وَذِكْرَىٰ ذكر 14 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 15 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "51", "id" : "1360", "kuranAyetNo" : "3389", "not1" : "", "surahName" : "Ankebût", "sureNo" : "29" }, { "ayetIe" : "Aç\/arala benim aramla ve onların arasını bir açış (-la)\/bir aralama (-yla); ve kurtar beni ve benimle birlikte (olan) müminlerden27 kimseyi.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fefteh aç\/arala فَافْتَحْ فتح 2 beyni benim aramla بَيْنِي بين 3 ve beynehum ve onların arasını وَبَيْنَهُمْ بين 4 fethen bir açış (-la)\/bir aralama (-yla) فَتْحًا فتح 5 ve neccini ve kurtar beni وَنَجِّنِي نجو 6 ve men ve kimseyi وَمَنْ - 7 meiye benimle birlikte مَعِيَ - 8 mine   مِنَ - 9 l-mu'minine müminlereden الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "118", "id" : "1349", "kuranAyetNo" : "3048", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Şayet yapsaydık onu bir melek48; mutlak yapardık onu bir adam; ve mutlak elbise giydirirdik üzerlerine onların (meleklerin) giydikleriyle onların (insanların).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev şayet وَلَوْ - 2 cealnahu yapsaydık onu جَعَلْنَاهُ جعل 3 meleken bir melek مَلَكًا ملك 4 lecealnahu mutlak yapardık onu لَجَعَلْنَاهُ جعل 5 raculen bir adam رَجُلًا رجل 6 velelebesna ve mutlak giydirirdik وَلَلَبَسْنَا لبس 7 aleyhim üzerlerine onların عَلَيْهِمْ - 8 ma   مَا - 9 yelbisune giydiklerini يَلْبِسُونَ لبس  ", "ayetNo" : "9", "id" : "1378", "kuranAyetNo" : "798", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "\"Ve muhakkak ki dalalete128 düşürdüler çoğunu; ve artırmazsın sen* zalimlere257 dalalet128 dışında.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kad ve muhakkak ki وَقَدْ - 2 edellu dalalete düşürdüler أَضَلُّوا ضلل 3 kesiran çoğunu كَثِيرًا كثر 4 ve la ve وَلَا - 5 tezidi artırmaz تَزِدِ زيد 6 z-zalimine zalimlere الظَّالِمِينَ ظلم 7 illa dışında إِلَّا - 8 delalen dalalet ضَلَالًا ضلل", "ayetNo" : "24", "id" : "1319", "kuranAyetNo" : "5441", "not1" : "*Rabbim.", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Sonra gönderdik sonrasında onun (Nûh’un) resûlleri418 kavimlerine\/toplumlarına; öyle ki geldiler (resûller) beyanatlarla352; öyle ki olmuş değillerdi (kavimler\/toplumlar) iman47 etmeye önceden kendisini yalanladıklarına; işte böyledir; mühürleriz175 sınırı aşanların kalplerinin üzerini.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث 3 min   مِنْ - 4 bea'dihi sonrasında onun (Nûh’un) بَعْدِهِ بعد 5 rusulen resulleri رُسُلًا رسل 6 ila   إِلَىٰ - 7 kavmihim kavimlerine قَوْمِهِمْ قوم 8 fe ca'uhum öyle ki geldiler فَجَاءُوهُمْ جيا 9 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين 10 fema öyle ki değillerdi فَمَا - 11 kanu olmuş كَانُوا كون 12 liyu'minu iman etmek için لِيُؤْمِنُوا امن 13 bima   بِمَا - 14 kezzebu yalanladıklarına كَذَّبُوا كذب 15 bihi kendisini بِهِ - 16 min   مِنْ - 17 kablu önceden قَبْلُ قبل 18 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 19 netbeu mühürleriz نَطْبَعُ طبع 20 ala üzerini عَلَىٰ - 21 kulubi kalplerinin قُلُوبِ قلب 22 l-mua'tedine sınırı aşanları الْمُعْتَدِينَ عدو", "ayetNo" : "74", "id" : "1331", "kuranAyetNo" : "1436", "not1" : "", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "Sonra denir: \"İşte budur; o ki kendisini yalanlıyor olduğunuzdur.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 yukalu denir يُقَالُ قول 3 haza işte budur هَٰذَا - 4 llezi o ki الَّذِي - 5 kuntum olduğunuzdur كُنْتُمْ كون 6 bihi kendisini بِهِ - 7 tukezzibune yalanlıyordunuz تُكَذِّبُونَ كذب", "ayetNo" : "17", "id" : "1397", "kuranAyetNo" : "5863", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "\"Ve sual eder\/sorar değilim sizlere ona* karşı hiçbir ecir\/ücret ki ecrim\/ücretim ancak alemlerin Rabbine karşıdır.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değilim وَمَا - 2 eselukum sual eder\/sorar sizlere أَسْأَلُكُمْ سال 3 aleyhi ona karşı عَلَيْهِ - 4 min hiçbir مِنْ - 5 ecrin bir ecir\/ücret أَجْرٍ اجر 6 in ki إِنْ - 7 ecriye ecrim\/ücretim أَجْرِيَ اجر 8 illa dışında إِلَّا - 9 ala karşı عَلَىٰ - 10 rabbi Rabbine رَبِّ ربب 11 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "109", "id" : "1340", "kuranAyetNo" : "3039", "not1" : "*Yüce Allah'ın risâletini tebliğ etmeye. ", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) yalanlarlar din gününü588.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yukezzibune yalanlarlar يُكَذِّبُونَ كذب 3 biyevmi gününü بِيَوْمِ يوم 4 d-dini din الدِّينِ دين", "ayetNo" : "11", "id" : "1392", "kuranAyetNo" : "5857", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun yarattı sizleri evreler576 (-le).", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "14", "id" : "1309", "kuranAyetNo" : "5431", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Bir kitaptır rakamlanmış587.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kitabun bir kitaptır كِتَابٌ كتب 2 merkumun rakamlanmış مَرْقُومٌ رقم", "ayetNo" : "9", "id" : "1390", "kuranAyetNo" : "5855", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Hayır! Bilakis paslandı175 kalplerinin üzeri; kazanır olduklarına.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kella hayır! كَلَّا - 2 bel bilakis بَلْ - 3 rane paslandı رَانَ رين 4 ala üzeri عَلَىٰ - 5 kulubihim kalblerinin قُلُوبِهِمْ قلب 6 ma   مَا - 7 kanu oldukları كَانُوا كون 8 yeksibune kazanır يَكْسِبُونَ كسب", "ayetNo" : "14", "id" : "1395", "kuranAyetNo" : "5860", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "\"Belâgat221 ederim sizlere Rabbimin4 risâletini223; ve nasihat* ederim sizlere; ve bilirim Allah’tan sizlerin bilmediklerini.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ubelligukum belagat ederim sizlere أُبَلِّغُكُمْ بلغ 2 risalati risaletini رِسَالَاتِ رسل 3 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب 4 ve ensahu ve nasihat ederim وَأَنْصَحُ نصح 5 lekum sizlere لَكُمْ - 6 ve ea'lemu ve bilirim وَأَعْلَمُ علم 7 mine   مِنَ - 8 llahi Allah’tan اللَّهِ - 9 ma   مَا - 10 la   لَا - 11 tea'lemune bilmediklerinizi sizler تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "62", "id" : "1326", "kuranAyetNo" : "1016", "not1" : "*Öğüt veririm.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ki o (Kur'an) ancak bir zikirdir\/hatırlatmadır78 alemler203 için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in ki إِنْ - 2 huve O (Kur'an) هُوَ - 3 illa ancak إِلَّا - 4 zikrun bir zikir\/hatırlatma ذِكْرٌ ذكر 5 lil'aalemine alemler için لِلْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "87", "id" : "1361", "kuranAyetNo" : "4055", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Büyük bir gün için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 liyevmin bir gün için لِيَوْمٍ يوم 2 azimin büyük عَظِيمٍ عظم", "ayetNo" : "5", "id" : "1386", "kuranAyetNo" : "5851", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve yaz bizlere bu dünyada bir iyilik\/güzellik ve ahirette (de); doğrusu bizler kılavuzlandık sana; dedi (Allah) : \"Azabım (ki) isabet ettiririm onu dilediğim kimseye; ve rahmetim271 (ki) kuşattı her bir şeyi; öyle ki yazarım onu kimselere (ki) takvalı21 olurlar; ve verirler zekâtı10; ve kimselerdir (ki) onlar ayetlerimize iman47 ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vektub ve yaz وَاكْتُبْ كتب 2 lena bizlere لَنَا - 3 fi   فِي - 4 hazihi bu هَٰذِهِ - 5 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 6 haseneten bir iyilik\/güzellik حَسَنَةً حسن 7 ve fi ve وَفِي - 8 l-ahirati ahirette الْاخِرَةِ اخر 9 inna doğrusu bizler إِنَّا - 10 hudna kılavuzlandık هُدْنَا هود 11 ileyke sana إِلَيْكَ - 12 kale dedi (Allah) قَالَ قول 13 azabi azabım عَذَابِي عذب 14 usibu isabet ettiririm أُصِيبُ صوب 15 bihi onu بِهِ - 16 men kimseye مَنْ - 17 eşa'u dilediğim أَشَاءُ شيا 18 verahmeti ve rahmetim وَرَحْمَتِي رحم 19 vesiat kuşatmıştır وَسِعَتْ وسع 20 kulle her كُلَّ كلل 21 şey'in bir şeyi شَيْءٍ شيا 22 feseektubuha öyle ki yazarım onu فَسَأَكْتُبُهَا كتب 23 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 24 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي 25 ve yu'tune ve verirler وَيُؤْتُونَ اتي 26 z-zekate zekâtı الزَّكَاةَ زكو 27 vellezine ve kimselere وَالَّذِينَ - 28 hum onlar هُمْ - 29 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي 30 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "156", "id" : "1363", "kuranAyetNo" : "1110", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Vay haline mutaffifînin584.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "1", "id" : "1382", "kuranAyetNo" : "5847", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "\"Gönderir gökten180 üzerinize bol akan\/yağmur.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yursili gönderir يُرْسِلِ رسل 2 s-semae gökten السَّمَاءَ سمو 3 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 4 midraran bol akan مِدْرَارًا درر", "ayetNo" : "11", "id" : "1306", "kuranAyetNo" : "5428", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Kimedir göklerdeki162 ve yerdeki\"; de ki: \"Allah’adır\"; yazdı kendi nefsi406 üzerine rahmeti271; mutlak bir araya getirir sizleri kıyamet gününde; yoktur şüphe onda; kimseler (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini201; öyle ki onlar iman47 etmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 limen kimedir لِمَنْ - 3 ma   مَا - 4 fi   فِي - 5 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 6 vel'erdi ve yerdeki وَالْأَرْضِ ارض 7 kul de ki قُلْ قول 8 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 9 ketebe yazdı كَتَبَ كتب 10 ala üstüne عَلَىٰ - 11 nefsihi kendi nefsi نَفْسِهِ نفس 12 r-rahmete rahmeti الرَّحْمَةَ رحم 13 leyecmeannekum mutlak bir araya getirir sizleri لَيَجْمَعَنَّكُمْ جمع 14 ila   إِلَىٰ - 15 yevmi gününde يَوْمِ يوم 16 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 17 la yoktur لَا - 18 raybe şüphe رَيْبَ ريب 19 fihi onda فِيهِ - 20 ellezine kimseler الَّذِينَ - 21 hasiru hüsrana uğrartılar خَسِرُوا خسر 22 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس 23 fehum öyle ki onlar فَهُمْ - 24 la   لَا - 25 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "12", "id" : "1381", "kuranAyetNo" : "801", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki bu hadise\/söze mi sizler mudhinsiniz?580", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 efebihaza öyle ki bu  أَفَبِهَٰذَا - 2 l-hadisi hadise\/söze mi الْحَدِيثِ حدث 3 entum ki sizler أَنْتُمْ - 4 mudhinune mudhinsiniz مُدْهِنُونَ دهن", "ayetNo" : "81", "id" : "1356", "kuranAyetNo" : "5058", "not1" : "", "surahName" : "Vâkıa", "sureNo" : "56" }, { "ayetIe" : "\"Öyle ki takvalı21 olun Allah’a; ve itaat573 edin bana.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fetteku öyle ki takvalı olun فَاتَّقُوا وقي 2 llahe Allah’a اللَّهَ - 3 ve etiuni ve itaat edin bana وَأَطِيعُونِ طوع", "ayetNo" : "110", "id" : "1341", "kuranAyetNo" : "3040", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Ve muhakkak alay edildi resûllerle senden önce; öyle ki sardı\/kuşattı eğlence edinmiş\/dalga geçmiş onlardan kimseleri kendisiyle alay eder oldukları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekadi ve muhakkak وَلَقَدِ - 2 stuhzie alay edildi اسْتُهْزِئَ هزا 3 birusulin resullerle بِرُسُلٍ رسل 4 min   مِنْ - 5 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل 6 fehaka öyle ki sardı\/kuşattı فَحَاقَ حيق 7 biellezine kimseleri بِالَّذِينَ - 8 sehiru eğlence edindiler\/dalga geçtiler سَخِرُوا سخر 9 minhum onlardan مِنْهُمْ - 10 ma   مَا - 11 kanu oldukları كَانُوا كون 12 bihi kendisiyle بِهِ - 13 yestehziune alay ederler يَسْتَهْزِئُونَ هزا", "ayetNo" : "10", "id" : "1379", "kuranAyetNo" : "799", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve Nûh kavmi; ne zaman ki yalanladılar resûlleri; öyle ki boğduk onları; ve yaptık onları insanlara bir ayet; ve hazırladık zalimlere elim\/acıklı bir azap", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kavme ve kavmi وَقَوْمَ قوم 2 nuhin Nuh نُوحٍ - 3 lemma ne zaman ki لَمَّا - 4 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 5 r-rusule resûlleri الرُّسُلَ رسل 6 egraknahum öyle ki boğduk onları أَغْرَقْنَاهُمْ غرق 7 ve cealnahum ve yaptık onları وَجَعَلْنَاهُمْ جعل 8 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 9 ayeten bir ayet ايَةً ايي 10 ve ea'tedna ve hazırladık وَأَعْتَدْنَا عتد 11 lizzalimine zalimlere لِلظَّالِمِينَ ظلم 12 azaben bir azap عَذَابًا عذب 13 elimen elim\/acıklı أَلِيمًا الم", "ayetNo" : "37", "id" : "1335", "kuranAyetNo" : "2890", "not1" : "", "surahName" : "Furkan", "sureNo" : "25" }, { "ayetIe" : "Gündür (ki) kıyam143 eder insanlar alemlerin203 Rabbine4.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yevme gündür (ki) يَوْمَ يوم 2 yekumu kıyam eder يَقُومُ قوم 3 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 4 lirabbi Rabbine لِرَبِّ ربب 5 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "6", "id" : "1387", "kuranAyetNo" : "5852", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "\"Sonra doğrusu ben davet ettim onları bir apaçık ilan\/anons (-la).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 inni doğrusu ben إِنِّي - 3 deavtuhum davet ettim onları دَعَوْتُهُمْ دعو 4 ciharan bir apaçık ilan\/anonsla (-la) جِهَارًا جهر", "ayetNo" : "8", "id" : "1303", "kuranAyetNo" : "5425", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Öyle ki (Nûh’un) kavminden\/toplumundan kâfirlik25 etmiş kimselerin melesi364 dedi: \"Görür değiliz seni bir beşer dışında; mislimiz\/benzerimiz bizim; ve görür değiliz seni tabi oldu sana ancak kimseler (ki) onlar rezillerimizdir; sığ görüşlüdür; ve görür değiliz sizleri bizlere karşı bir faziletli\/fazlalıklı; evet! Zannediyoruz sizleri (ki) yalancılarsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekale öyle ki dedi فَقَالَ قول 2 l-meleu melesi الْمَلَأُ ملا 3 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 5 min   مِنْ - 6 kavmihi kavminden onun (Nûh’un) قَوْمِهِ قوم 7 ma değiliz مَا - 8 nerake görür seni نَرَاكَ راي 9 illa dışında إِلَّا - 10 beşeran bir beşer بَشَرًا بشر 11 mislena mislimiz bizim مِثْلَنَا مثل 12 ve ma ve değiliz وَمَا - 13 nerake görür seni نَرَاكَ راي 14 ttebeake tabi oldu sana اتَّبَعَكَ تبع 15 illa dışında إِلَّا - 16 ellezine kimseler الَّذِينَ - 17 hum onlar هُمْ - 18 eraziluna rezillerimiz أَرَاذِلُنَا رذل 19 badiye sığ (görüşlü) بَادِيَ بدو 20 r-ra'yi (sığ) görüşlü الرَّأْيِ راي 21 ve ma ve değiliz وَمَا - 22 nera görür نَرَىٰ راي 23 lekum sizleri لَكُمْ - 24 aleyna bize karşı عَلَيْنَا - 25 min bir مِنْ - 26 fedlin faziletten فَضْلٍ فضل 27 bel evet بَلْ - 28 nezunnukum zannediyoruz sizleri نَظُنُّكُمْ ظنن 29 kazibine yalancılarsınız كَاذِبِينَ كذب", "ayetNo" : "27", "id" : "1334", "kuranAyetNo" : "1498", "not1" : "", "surahName" : "Hûd", "sureNo" : "11" }, { "ayetIe" : "Akıp gidiyordu (gemi) gözlerimizin önünde; bir ceza\/karşılık\/ödül (olarak) kimseye (Nûh’a) (ki) olmuştu küfredilen422.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 tecri akıp gidiyordu (gemi) تَجْرِي جري 2 biea'yunina gözlerimizin önünde بِأَعْيُنِنَا عين 3 ceza'en bir ceza جَزَاءً جزي 4 limen kimseye (Nûh’a) لِمَنْ - 5 kane oldu كَانَ كون 6 kufira küfredilen كُفِرَ كفر", "ayetNo" : "14", "id" : "1368", "kuranAyetNo" : "4858", "not1" : "", "surahName" : "Kamer", "sureNo" : "54" }, { "ayetIe" : "Hayır! Doğrusu fâcirlerin585 kitabı mutlak siccîn586'dedir.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "7", "id" : "1388", "kuranAyetNo" : "5853", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Zannetmez* mi o? Şunlar; ki onlar diriltilenlerdir**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ela   أَلَا - 2 yezunnu zannetmez mi\/varsayımda bulunmaz mı يَظُنُّ ظنن 3 ulaike şunlar  أُولَٰئِكَ - 4 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 5 meb'usune diriltilenlerdir مَبْعُوثُونَ بعث", "ayetNo" : "4", "id" : "1385", "kuranAyetNo" : "5850", "not1" : "*Sanmaz mı? **Ahiret evreninde yerden oluşturulan bedene bilincin tekrar yüklenmesiyle gerçekleşen canlanma, dirilme.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "\"Doğrusu ben sizlere emin bir resûlüm418.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inni doğrusu benim إِنِّي - 2 lekum sizlere لَكُمْ - 3 rasulun bir resûl رَسُولٌ رسل 4 eminun emin أَمِينٌ امن", "ayetNo" : "107", "id" : "1338", "kuranAyetNo" : "3037", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Ve O Allah’tır göklerde162 ve yerde; bilir sırlarınızı ve açıklarınızı; ve bilir kazandığınızı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O وَهُوَ - 2 llahu Allah’tır اللَّهُ - 3 fi   فِي - 4 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو 5 ve fi ve وَفِي - 6 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 7 yea'lemu bilir يَعْلَمُ علم 8 sirrakum sırlarınızı سِرَّكُمْ سرر 9 ve cehrakum ve açıklarınızı وَجَهْرَكُمْ جهر 10 ve yea'lemu ve bilir وَيَعْلَمُ علم 11 ma   مَا - 12 teksibune kazandığınızı تَكْسِبُونَ كسب", "ayetNo" : "3", "id" : "1372", "kuranAyetNo" : "792", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "\"Rabbim!4 Mağfiret319 et bana; ve ana babama; ve kimseye (ki) girdi evime bir mümin27 (olarak); ve mümin27 erkeklere; ve mümin27 kadınlara; ve artırma zalimlere257 bir yıkım dışında.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 2 gfir mağfiret et اغْفِرْ غفر 3 li bana لِي - 4 velivalideyye ve ana babama وَلِوَالِدَيَّ ولد 5 velimen ve kimseye وَلِمَنْ - 6 dehale girdi دَخَلَ دخل 7 beytiye evime بَيْتِيَ بيت 8 mu'minen bir mümin مُؤْمِنًا امن 9 velilmu'minine ve mümin erkeklere وَلِلْمُؤْمِنِينَ امن 10 velmu'minati ve mümin kadınlara وَالْمُؤْمِنَاتِ امن 11 ve la ve وَلَا - 12 tezidi artırma تَزِدِ زيد 13 z-zalimine zalimlere الظَّالِمِينَ ظلم 14 illa dışında إِلَّا - 15 tebaran bir yıkım تَبَارًا تبر", "ayetNo" : "28", "id" : "1323", "kuranAyetNo" : "5445", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "\"Ve doğrusu ben her davet ettiğim zaman onları; bağışlaman için onları; koydular parmaklarını kulaklarına; ve örttüler574 giysilerini; ve ısrar ettiler; ve kibirlendiler bir kibir (-le).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve inni ve doğrusu ben وَإِنِّي - 2 kullema her كُلَّمَا كلل 3 deavtuhum davet ettiğim zaman onları دَعَوْتُهُمْ دعو 4 litegfira bağışlaman için لِتَغْفِرَ غفر 5 lehum onları لَهُمْ - 6 cealu koydular جَعَلُوا جعل 7 esabiahum parmaklarını أَصَابِعَهُمْ صبع 8 fi   فِي - 9 azanihim kulaklarına اذَانِهِمْ اذن 10 vestegşev ve örttüler (başlarına) وَاسْتَغْشَوْا غشو 11 siyabehum giysilerini ثِيَابَهُمْ ثوب 12 ve esarru ve ısrar ettiler وَأَصَرُّوا صرر 13 vestekberu ve kibirlendiler وَاسْتَكْبَرُوا كبر 14 stikbaran bir kibir (-le) اسْتِكْبَارًا كبر", "ayetNo" : "7", "id" : "1302", "kuranAyetNo" : "5424", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Dediler: \"Eğer asla vazgeçmezsen ey Nûh; muhakkak olursun taşlananlardan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 lein eğer لَئِنْ - 3 lem asla لَمْ - 4 tentehi vazgeçmezsen تَنْتَهِ نهي 5 ya nuhu ey Nuh يَا نُوحُ - 6 letekunenne muhakkak olursun لَتَكُونَنَّ كون 7 mine   مِنَ - 8 l-mercumine taşlananlardan الْمَرْجُومِينَ رجم", "ayetNo" : "116", "id" : "1347", "kuranAyetNo" : "3046", "not1" : "", "surahName" : "Şuarâ", "sureNo" : "26" }, { "ayetIe" : "Nedir sizlere (olan ki) ummazsınız Allah için bir saygı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma nedir? مَا - 2 lekum sizlere لَكُمْ - 3 la   لَا - 4 tercune ummazsınız تَرْجُونَ رجو 5 lillahi Allah için لِلَّهِ - 6 vekaran bir saygı وَقَارًا وقر", "ayetNo" : "13", "id" : "1308", "kuranAyetNo" : "5430", "not1" : "", "surahName" : "Nuh", "sureNo" : "71" }, { "ayetIe" : "Ve yalanlar değildir onu*  her bir sınırı aşan\/taşan\/azgın günahkar dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve وَمَا - 2 yukezzibu yalanlar değildir يُكَذِّبُ كذب 3 bihi onu بِهِ - 4 illa dışında إِلَّا - 5 kullu her كُلُّ كلل 6 mua'tedin bir sınırı aşan\/taşan\/azgın مُعْتَدٍ عدو 7 esimin günahkar أَثِيمٍ اثم", "ayetNo" : "12", "id" : "1393", "kuranAyetNo" : "5858", "not1" : "*Din gününü.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve gönderilmiş değillerdi onların* üzerlerine bir hafız\/koruyucu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vema ve değillerdir وَمَا - 2 ursilu gönderilmişler أُرْسِلُوا رسل 3 aleyhim üzerlerine onların عَلَيْهِمْ - 4 hafizine bir hafız\/koruyucu حَافِظِينَ حفظ", "ayetNo" : "33", "id" : "1413", "kuranAyetNo" : "5879", "not1" : "*Müminlerin.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Kaplıyorken\/sarıyorken sidre\/hünnap ağacını kaplayan\/saran.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz zaman إِذْ - 2 yegşa kaplar\/sarar يَغْشَى غشو 3 s-sidrate sidre\/hünnap ağacını السِّدْرَةَ سدر 4 ma   مَا - 5 yegşa kaplayan\/saran يَغْشَىٰ غشو", "ayetNo" : "16", "id" : "1501", "kuranAyetNo" : "4798", "not1" : "", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Muhakkak biliriz ki o dedikleri mutlak hüzünlendirir seni; öyle ki doğrusu onlar yalanlamazlar seni; velakin\/fakat zalimler257 Allah'ın ayetleriyle454 mücadele\/cihat ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kad muhakkak قَدْ - 2 nea'lemu biliriz نَعْلَمُ علم 3 innehu ki o إِنَّهُ - 4 leyehzunuke mutlak hüzünlendirir seni لَيَحْزُنُكَ حزن 5 llezi o ki الَّذِي - 6 yekulune derler يَقُولُونَ قول 7 fe innehum öyle ki doğrusu onlar فَإِنَّهُمْ - 8 la   لَا - 9 yukezzibuneke yalanlamazlar seni يُكَذِّبُونَكَ كذب 10 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 11 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم 12 biayati ayetleriyle بِايَاتِ ايي 13 llahi Allah'ın اللَّهِ - 14 yechadune mücadele ederler يَجْحَدُونَ جحد", "ayetNo" : "33", "id" : "1442", "kuranAyetNo" : "822", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dalalete128 düşmüş değildir arkadaşınız*; ve doğru yoldan sapmış değildir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değildir مَا - 2 delle dalalete düşmüş  ضَلَّ ضلل 3 sahibukum arkadaşınız صَاحِبُكُمْ صحب 4 ve ma ve değildir وَمَا - 5 gava doğru yoldan sapmış غَوَىٰ غوي", "ayetNo" : "2", "ayetNot" : "", "id" : "1487", "kuranAyetNo" : "4784", "not1" : "*Resûl Muhammed.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Ve battığı\/çöktüğü604 zaman necme605*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vennecmi ve yıldıza وَالنَّجْمِ نجم 2 iza   إِذَا - 3 heva battığı zaman هَوَىٰ هوي", "ayetNo" : "1", "id" : "1486", "kuranAyetNo" : "4783", "not1" : "*Sirius B yıldızı.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Ve O’nadır iskan eden\/barınan gecede ve gündüzde; ve O Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 Ve lehu ve O’nadır     2 ma   مَا - 3 sekene iskan eden\/barınan سَكَنَ سكن 4 fi   فِي - 5 l-leyli gecede اللَّيْلِ ليل 6 ve nnehari ve gündüzde وَالنَّهَارِ نهر 7 ve huve ve O وَهُوَ - 8 s-semiu Semî’dir السَّمِيعُ سمع 9 l-alimu Alîm’dir الْعَلِيمُ علم", "ayetNo" : "13", "id" : "1418", "kuranAyetNo" : "802", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Bir göze\/kaynak (ki) içerler onu yaklaştırılanlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 aynen bir göze\/kaynak عَيْنًا عين 2 yeşrabu içerler يَشْرَبُ شرب 3 biha onu بِهَا - 4 l-mukarrabune yaklaştırılanlar الْمُقَرَّبُونَ قرب", "ayetNo" : "28", "id" : "1408", "kuranAyetNo" : "5874", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Şayet görsen getirilip durduruldukları zaman onları ateşe* karşı; öyle ki dediler: \"Ey! Keşke bizler geri döndürülsek; ve yalanlamayız195 Rabbimizin4 ayetlerini; ve oluruz müminlerden27.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev şayet وَلَوْ - 2 tera görsen تَرَىٰ راي 3 iz zaman إِذْ - 4 vukifu getirilip durduruldukları onları وُقِفُوا وقف 5 ala karşı عَلَى - 6 n-nari ateşe النَّارِ نور 7 fekalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول 8 ya leytena ey! keşke bizler يَا لَيْتَنَا - 9 nuraddu geri döndürülsek نُرَدُّ ردد 10 ve la ve وَلَا - 11 nukezzibe yalanlamayız نُكَذِّبَ كذب 12 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي 13 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب 14 ve nekune ve oluruz وَنَكُونَ كون 15 mine   مِنَ - 16 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "27", "id" : "1432", "kuranAyetNo" : "816", "not1" : "*Cehennem.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Tanırsın yüzlerindeki nimetin ongun güzel parıltısını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 tea'rifu tanırsın تَعْرِفُ عرف 2 fi   فِي - 3 vucuhihim yüzlerindeki وُجُوهِهِمْ وجه 4 nedrate ongun güzel parıltısını نَضْرَةَ نضر 5 n-neiymi nimetin النَّعِيمِ نعم", "ayetNo" : "24", "id" : "1404", "kuranAyetNo" : "5870", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ki o* ancak bir zikirdir\/hatırlatmadır78 alemlere203.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in ki إِنْ - 2 huve o هُوَ - 3 illa ancak إِلَّا - 4 zikrun bir zikirdir\/hatırlatmadır ذِكْرٌ ذكر 5 lil'aalemine alemlere لِلْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "27", "id" : "1484", "kuranAyetNo" : "5825", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Ve değildir o* gayba62 karşı bir geri duran\/kıt\/yetersiz**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 huve o هُوَ - 3 ala üzerine عَلَى - 4 l-gaybi gayb الْغَيْبِ غيب 5 bidaninin bir kıt\/yetersiz بِضَنِينٍ ضنن", "ayetNo" : "24", "id" : "1481", "kuranAyetNo" : "5822", "not1" : "*Cibrîl. **Geçmişe, geleceğe ait olan, evrenin her noktasının kuantum bilgilerini içeren Levh-i Mahfûz'a erişim yetkisi vardır. ", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Ve kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalanı ya da yalanladı195 O'nun ayetlerini; doğrusu O (Allah) felaha326 ulaştırmaz zalimleri257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم 3 mimmeni kimseden مِمَّنِ - 4 ftera iftira افْتَرَىٰ فري 5 ala karşı عَلَى - 6 llahi Allah'a اللَّهِ - 7 keziben bir yalanı كَذِبًا كذب 8 ev ya da أَوْ - 9 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب 10 biayatihi O'nun ayetlerini بِايَاتِهِ ايي 11 innehu doğrusu O إِنَّهُ - 12 la   لَا - 13 yuflihu felaha ulaştırmaz يُفْلِحُ فلح 14 z-zalimune zalimleri الظَّالِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "21", "id" : "1426", "kuranAyetNo" : "810", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Evet! O’nu (Allah'ı) çağırırsınız; öyle ki keşfeder\/kaldırır* çağırdığınız üzerine** eğer dilediyse; ve unutursunuz ortak koştuklarınızı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 bel Evet بَلْ - 2 iyyahu O’nu إِيَّاهُ - 3 ted'une çağırırsınız تَدْعُونَ دعو 4 fe yekşifu öyle ki kefşeder\/kaldırır فَيَكْشِفُ كشف 5 ma   مَا - 6 ted'une çağırdığınızı تَدْعُونَ دعو 7 ileyhi üzerine إِلَيْهِ - 8 in eğer إِنْ - 9 şa'e dilediyse شَاءَ شيا 10 ve tensevne ve unutursunuz وَتَنْسَوْنَ نسي 11 ma   مَا - 12 tuşrikune ortak koştuklarınızı تُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "41", "id" : "1450", "kuranAyetNo" : "830", "not1" : "*Keşfetmek. Kaldırıp görünür yapmak. Zorlukları kolaylığa çeviren yolları ortaya çıkarmak. **Çağırdığınız şey üzerine.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Doğrusu cürüm* işlemiş kimseler olmuşlardı iman47 etmiş kimselere gülenler\/alay edenler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 ecramu cürüm işlediler أَجْرَمُوا جرم 4 kanu oldular كَانُوا كون 5 mine   مِنَ - 6 ellezine kimselerden  الَّذِينَ - 7 amenu iman etmiş امَنُوا امن 8 yedhakune gülüyorlardı\/alay ediyorlardı يَضْحَكُونَ ضحك", "ayetNo" : "29", "id" : "1409", "kuranAyetNo" : "5875", "not1" : "*Suç.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; sağırlardır ve dilsizlerdir karanlıklarda; kimi diler Allah dalalette128 bırakır onu; ve kimi diler yapar onu dosdoğru bir yol üzerine124.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 3 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 4 summun sağırlardır صُمٌّ صمم 5 ve bukmun ve dilsizlerdir وَبُكْمٌ بكم 6 fi   فِي - 7 z-zulumati karanlıklada الظُّلُمَاتِ ظلم 8 men kimi مَنْ - 9 yeşei diler يَشَإِ شيا 10 llahu Allah اللَّهُ - 11 yudlilhu dalalete bırakır onu يُضْلِلْهُ ضلل 12 ve men ve kim وَمَنْ - 13 yeşe' diler يَشَأْ شيا 14 yec'alhu yapar onu يَجْعَلْهُ جعل 15 ala üzerine عَلَىٰ - 16 siratin bir yol صِرَاطٍ صرط 17 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم", "ayetNo" : "39", "id" : "1448", "kuranAyetNo" : "828", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Düşünür mü insan ki asla bir araya getirmeyiz onun kemiklerini?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eyehsebu düşünür mü أَيَحْسَبُ حسب 2 l-insanu insan الْإِنْسَانُ انس 3 ellen ki asla أَلَّنْ - 4 necmea bir araya getiremeyiz نَجْمَعَ جمع 5 izamehu kemiklerin onun عِظَامَهُ عظم", "ayetNo" : "3", "id" : "1459", "kuranAyetNo" : "5552", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Sevaplandırıldı* mı kâfirler25 faaliyet içinde olduklarına.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hel   هَلْ - 2 suvvibe sevaplandırdı mı ثُوِّبَ ثوب 3 l-kuffaru kafirler الْكُفَّارُ كفر 4 ma   مَا - 5 kanu oldukları كَانُوا كون 6 yef'alune faaliyet içinde يَفْعَلُونَ فعل", "ayetNo" : "36", "id" : "1416", "kuranAyetNo" : "5882", "not1" : "*Ödüllendirildi mi?", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve Olmaz! Kasem548 ederim kınayan\/ayıplayan nefse201.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve olmaz! وَلَا - 2 uksimu kasem ederim أُقْسِمُ قسم 3 bin-nefsi nefse بِالنَّفْسِ نفس 4 l-levvameti kınayan\/ayıplayan اللَّوَّامَةِ لوم", "ayetNo" : "2", "id" : "1458", "kuranAyetNo" : "5551", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Mührü* onun bir misktir**; ve işte bundadır; öyleyse heveslenip yarışsınlar heveslenip yarışanlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hitamuhu mührü onun خِتَامُهُ ختم 2 miskun bir misktir مِسْكٌ مسك 3 ve fi ve وَفِي - 4 zalike işte bundadır ذَٰلِكَ - 5 felyetenafesi öyle ki heveslenip yarışsınlar فَلْيَتَنَافَسِ نفس 6 l-mutenafisune heveslenip yarışanlar الْمُتَنَافِسُونَ نفس", "ayetNo" : "26", "id" : "1406", "kuranAyetNo" : "5872", "not1" : "*Rahîki mühürleyen tıpa. **Bu tıpanın da bir misk olduğunu yani çok güzel kokulu olduğunu anlarız.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Allah’ın dışında bir veli28 mi edinirim\/tutarım ? Yarandır592 gökleri162 ve yeri; ve O besler*; ve beslenmez* (O)\"; de ki: \"Doğrusu ben emredildim ki olurum İslam218 olmuş kimsenin evveli**; ve sakın olma (sen) müşriklerden36 (diye***).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 egayra başkası mı أَغَيْرَ غير 3 llahi Allah’ın اللَّهِ - 4 ettehizu edinirim\/tutarım أَتَّخِذُ اخذ 5 veliyyen bir veli وَلِيًّا ولي 6 fatiri yarandır فَاطِرِ فطر 7 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو 8 vel'erdi ve yeri وَالْأَرْضِ ارض 9 vehuve ve O وَهُوَ - 10 yut'imu besler يُطْعِمُ طعم 11 ve la ve وَلَا - 12 yut'amu beslenmez يُطْعَمُ طعم 13 kul de ki قُلْ قول 14 inni doğrusu ben إِنِّي - 15 umirtu emredildim أُمِرْتُ امر 16 en ki أَنْ - 17 ekune olurum أَكُونَ كون 18 evvele evveli أَوَّلَ اول 19 men kimse مَنْ - 20 esleme İslam oldu أَسْلَمَ سلم 21 ve la ve  وَلَا - 22 tekunenne sakın olma (sen) تَكُونَنَّ كون 23 mine   مِنَ - 24 l-muşrikine müşriklerden الْمُشْرِكِينَ شرك", "ayetNo" : "14", "id" : "1419", "kuranAyetNo" : "803", "not1" : "*Enerjisini\/gıdasını\/besinini verir. Enerjiye\/gıdaya\/besine asla ihtiyaç duymaz. **İlki, önderi. ***Bir sonraki ayet \"de ki\" ile başladığı için; \"ve sakın olma (sen) müşriklerden36 (diye) de ki...\"", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve bir araya getirildi Güneş ve Ay.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve cumia ve bir araya getirildi وَجُمِعَ جمع 2 ş-şemsu Güneş الشَّمْسُ شمس 3 velkameru ve Ay وَالْقَمَرُ قمر", "ayetNo" : "9", "id" : "1465", "kuranAyetNo" : "5558", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Kuşku duyup çekişir misiniz ona*  onun* gördüğüne karşı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 efetumarunehu kuşku duyup çekişir misiniz ona أَفَتُمَارُونَهُ مري 2 ala karşı عَلَىٰ - 3 ma   مَا - 4 yera onun gördüğüne يَرَىٰ راي", "ayetNo" : "12", "id" : "1497", "kuranAyetNo" : "4794", "not1" : "*Resûl Muhammed.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Doğrusu o* mutlak kavlidir\/sözüdür şerefli bir resûlün**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 innehu doğrusu o إِنَّهُ - 2 lekavlu mutlak kavlidir\/sözüdür لَقَوْلُ قول 3 rasulin bir resûl رَسُولٍ رسل 4 kerimin şerefli كَرِيمٍ كرم", "ayetNo" : "19", "id" : "1476", "kuranAyetNo" : "5817", "not1" : "*Kur'an. **Cibrîl'in.", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Öğretti* ona** şiddetli kuvvetler*** (sahibi).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 allemehu öğretti ona عَلَّمَهُ علم 2 şedidu şiddetli شَدِيدُ شدد 3 l-kuva kuvvetli الْقُوَىٰ قوي", "ayetNo" : "5", "id" : "1490", "kuranAyetNo" : "4787", "not1" : "*Cibrîl. **Resûl Muhammed'e. ***Cibrîl'e Yüce Allah'ın sağlam arşında itaat edildiğini, kuvvet sahibi olduğunu ve emin bir varlık olduğu 81:20 ve 21. ayetlerinden anlarız.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Şayet ortaya atsa da özürlerini.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev şayet وَلَوْ - 2 elka ortaya atsa da أَلْقَىٰ لقي 3 meaazirahu özürlerini مَعَاذِيرَهُ عذر", "ayetNo" : "15", "id" : "1471", "kuranAyetNo" : "5564", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "İtaat edilendir orada; emindir.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "21", "id" : "1478", "kuranAyetNo" : "5819", "not1" : "", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: \"Ki O ancak dünya hayatımızdır; ve değiliz bizler diriltilenler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 in ki إِنْ - 3 hiye o هِيَ - 4 illa ancak إِلَّا - 5 hayatuna hayatımızdan حَيَاتُنَا حيي 6 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 7 ve ma ve değiliz وَمَا - 8 nehnu bizler نَحْنُ - 9 bimeb'usine diriltilenler بِمَبْعُوثِينَ بعث", "ayetNo" : "29", "id" : "1434", "kuranAyetNo" : "818", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve eğer temas ettirirse sana Allah bir zararı; öyle ki yoktur açan\/keşfeden* onu O’nun dışında; ve eğer temas ettirirse sana bir hayrı; öyle ki O her bir şey üzerine bir Kadîr’dir177.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "17", "id" : "1422", "kuranAyetNo" : "806", "not1" : "*Zararı uzaklaştıracak yolları keşfetmek.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Haber verilir insana o gün kademe aldığıyla\/kıdemlendiğiyle601 ve terettüp edip geri kaldığıyla601.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yunebbeu haber verilir يُنَبَّأُ نبا 2 l-insanu insana الْإِنْسَانُ انس 3 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 4 bima   بِمَا - 5 kaddeme kademe aldığıyla\/kıdemlendiğiyle قَدَّمَ قدم 6 ve ehhara ve terettüp edip geri kaldığıyla وَأَخَّرَ اخر", "ayetNo" : "13", "id" : "1469", "kuranAyetNo" : "5562", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Doğrusu bu* bir zikirdir\/hatırlatmadır78; öyle ki kim diledi; edinmiştir\/tutmuştur Rabbine4 doğru bir yol.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 hazihi bu هَٰذِهِ - 3 tezkiratun bir zikirdir\/hatırlatmadır تَذْكِرَةٌ ذكر 4 femen öyle ki kim فَمَنْ - 5 şa'e diledi شَاءَ شيا 6 ttehaze edindi\/tuttu اتَّخَذَ اخذ 7 ila doğru إِلَىٰ - 8 rabbihi Rabbine رَبِّهِ ربب 9 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل", "ayetNo" : "29", "id" : "1439", "kuranAyetNo" : "5618", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "İnsan", "sureNo" : "76" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: \"Değil miydi indirilmeli ona bir ayet287 Rabbinden4!\"; de ki: \"Doğrusu Allah bir Kâdir’dir598 üzerine ki indirir bir ayet287; velakin\/fakat çokları onların bilmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalu ve dediler                            وَقَالُوا قول 2 levla değil miydi? لَوْلَا - 3 nuzzile indirilmeli نُزِّلَ نزل 4 aleyhi ona عَلَيْهِ - 5 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي 6 min   مِنْ - 7 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب 8 kul de ki قُلْ قول 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 llahe Allah اللَّهَ - 11 kadirun bir Kâdir’dir قَادِرٌ قدر 12 ala üzerine عَلَىٰ - 13 en ki أَنْ - 14 yunezzile indirir يُنَزِّلَ نزل 15 ayeten bir ayet ايَةً ايي 16 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 17 ekserahum çokları onların أَكْثَرَهُمْ كثر 18 la   لَا - 19 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "37", "id" : "1446", "kuranAyetNo" : "826", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun yalanlandı resûller418 senden önce; öyle ki sabrettiler51 yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı; ta ki geldi onlara yardımımız; ve olmaz bir mübadele\/değişim* Allah'ın kelimelerine; ve ant olsun geldi sana gönderilmişlerin haberinden.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 kuzzibet yalanlandı كُذِّبَتْ كذب 3 rusulun resûller رُسُلٌ رسل 4 min   مِنْ - 5 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل 6 fesaberu öyle ki sabrettiler فَصَبَرُوا صبر 7 ala karşı عَلَىٰ - 8 ma   مَا - 9 kuzzibu yalanlanmalarına كُذِّبُوا كذب 10 ve uzu ve eziyet edilmelerine وَأُوذُوا اذي 11 hatta ta ki حَتَّىٰ - 12 etahum geldi onlara أَتَاهُمْ اتي 13 nesruna yardımımız نَصْرُنَا نصر 14 ve la ve olmaz وَلَا - 15 mubeddile mübadele\/değişim  مُبَدِّلَ بدل 16 likelimati kelimelerine لِكَلِمَاتِ كلم 17 llahi Allah'ın اللَّهِ - 18 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 19 ca'eke geldi sana جَاءَكَ جيا 20 min   مِنْ - 21 nebei haberinden نَبَإِ نبا 22 l-murseline gönderilmişlerin الْمُرْسَلِينَ رسل", "ayetNo" : "34", "id" : "1443", "kuranAyetNo" : "823", "not1" : "*Tüm resûller Yüce Allah'ın tek dini olan İslam'ı getirmiştir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve arkadaşınız* bir mecnun302 değildir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 sahibukum arkadaşınız صَاحِبُكُمْ صحب 3 bimecnunin mecnun بِمَجْنُونٍ جنن", "ayetNo" : "22", "id" : "1479", "kuranAyetNo" : "5820", "not1" : "*Resûl Muhammed.", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Evet! Ortaya çıktı\/göründü onlara önceden hafiyelik* yapar oldukları; şayet geri döndürülseler mutlak dönerler  kendisinden menedildiklerine**; ve doğrusu onlar mutlak yalancılardır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 bel evet بَلْ - 2 beda ortaya çıktı\/göründü بَدَا بدو 3 lehum onlara لَهُمْ - 4 ma   مَا - 5 kanu oldukları كَانُوا كون 6 yuhfune hafiyelik yapar يُخْفُونَ خفي 7 min   مِنْ - 8 kablu önceden قَبْلُ قبل 9 velev şayet وَلَوْ - 10 ruddu geri döndürülseler رُدُّوا ردد 11 leaadu mutlak dönerler لَعَادُوا عود 12 lima   لِمَا - 13 nuhu men edildiklerine نُهُوا نهي 14 anhu kendisinden عَنْهُ - 15 ve innehum ve doğrusu onları وَإِنَّهُمْ - 16 lekazibune mutlak yalancılardır لَكَاذِبُونَ كذب", "ayetNo" : "28", "id" : "1433", "kuranAyetNo" : "817", "not1" : "*Gizlemek, örtmek, saklamak, gizli saklı işler yapmak. **Yasaklandıklarına. Yüce Allah'a verilen sözü yani misâkı bozmak.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki neden olmadı; geldiği zaman onlara ızdırabımız\/sıkıntımız\/zorluğumuz alçak gönüllü olsalardı; velakin\/fakat katılaştı kalpleri175; ve süsledi onlara şeytân29 yapar olduklarını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felevla öyle ki niye olmadı فَلَوْلَا - 2 iz zaman إِذْ - 3 ca'ehum geldiği zaman onlara جَاءَهُمْ جيا 4 be'suna ızdırabımız\/sıkıntımız\/zorluğumuz بَأْسُنَا باس 5 tederrau alçak gönüllü olsalardı تَضَرَّعُوا ضرع 6 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 7 kaset katılaştı قَسَتْ قسو 8 kulubuhum kalbleri قُلُوبُهُمْ قلب 9 ve zeyyene ve süsledi وَزَيَّنَ زين 10 lehumu onlara لَهُمُ - 11 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 12 ma   مَا - 13 kanu olduklarını كَانُوا كون 14 yea'melune yapar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "43", "id" : "1452", "kuranAyetNo" : "832", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Gördünüz mü? Eğer gelse sizlere Allah'ın azabı ya da gelse sizlere o saat470; Allah’tan başkasını mı çağırırsınız?\"; eğer olduysanız* sâdıklar182.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 eraeytekum gördünüz mü أَرَأَيْتَكُمْ راي 3 in eğer إِنْ - 4 etakum gelse sizlere أَتَاكُمْ اتي 5 azabu azabı عَذَابُ عذب 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 ev ya da أَوْ - 8 etetkumu gelse sizlere أَتَتْكُمُ اتي 9 s-saatu o saat السَّاعَةُ سوع 10 egayra dışında mı أَغَيْرَ غير 11 llahi Allah’ın اللَّهِ - 12 ted'une çağırırsınız تَدْعُونَ دعو 13 in eğer إِنْ - 14 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 15 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "40", "id" : "1449", "kuranAyetNo" : "829", "not1" : "*Sâdıklar olmuş olsaydınız görürdünüz.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve gündür (ki) haşrederiz556 onları topluca; sonra deriz şirk71 koşmuş kimselere: \"Nerede şirk71 koştuklarınız; liderlik iddia eder\/ileri sürer* olduğunuz kimseler**?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve yevme ve gündür وَيَوْمَ يوم 2 nehşuruhum haşrederiz onları نَحْشُرُهُمْ حشر 3 cemian topluca جَمِيعًا جمع 4 summe sonra ثُمَّ - 5 nekulu deriz نَقُولُ قول 6 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 7 eşraku şirk koştular أَشْرَكُوا شرك 8 eyne nerede أَيْنَ - 9 şuraka'ukumu şirk koştuklarınız شُرَكَاؤُكُمُ شرك 10 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 11 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 12 tez'umune lider (olarak) iddia ettiniz\/ileri sürdünüz تَزْعُمُونَ زعم", "ayetNo" : "22", "id" : "1427", "kuranAyetNo" : "811", "not1" : "*\"Ümmetin\/tarikatın\/mezhebin lideri bizlere şefaat eder ve günahlarımızı bağışlar\" inanışı külliyen yanlıştır. Buhari'nin tamamı zan olan kitabını Yüce Allah'ın kitabına ortak edenler Buhari'yi ahirette yanlarında bulamayacaklardır. Resûlleri şefaat için çağıranlar onları yanlarında bulamayacaktır. **Kimseler kelimesi bilinçli varlıklar için kullanılır. Demek ki müşrik insanlar Yüce Allah'a kendileri de ancak bir kul olan insanları ortak koşmaktadır.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki okuduğumuz* zaman onu**; öyle ki tabi ol*** okunuşuna onun**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe iza öyle ki فَإِذَا - 2 kara'nahu okuduğumuz zaman onu قَرَأْنَاهُ قرا 3 fettebia' öyle ki tabi ol فَاتَّبِعْ تبع 4 kur'anehu okunuşuna onun قُرْانَهُ قرا", "ayetNo" : "18", "id" : "1474", "kuranAyetNo" : "5567", "not1" : "*Şerefli elçi Cibrîl'in resûl Muhammed'e Kur'an'ı yani Yüce Allah'ın mesajını okuması, dikte ettirmesi.  ***Dikte edilene tabi ol. Ezberlemeye çalışma.", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Sonra doğrusu üzerimizedir beyanı226 onun*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 inne doğrusu إِنَّ - 3 aleyna üzerimizedir عَلَيْنَا - 4 beyanehu beyanı onun بَيَانَهُ بين", "ayetNo" : "19", "id" : "1475", "kuranAyetNo" : "5568", "not1" : "*Kur'an'ın.", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Sonra yaklaştı; öyle ki sarktı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 dena yaklaştı دَنَا دنو 3 fe tedella öyle ki sarktı فَتَدَلَّىٰ دلو", "ayetNo" : "8", "id" : "1493", "kuranAyetNo" : "4790", "not1" : "", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Evet! İnsan kendi nefsine201 bir görücüdür*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 beli Evet بَلِ - 2 l-insanu insan الْإِنْسَانُ انس 3 ala   عَلَىٰ - 4 nefsihi kendi nefsini نَفْسِهِ نفس 5 besiratun bir görücüdür بَصِيرَةٌ بصر", "ayetNo" : "14", "id" : "1470", "kuranAyetNo" : "5563", "not1" : "*Apaçık görür, bakar.", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Yumuşak döşemeler\/donatılar üzerinde; bakarlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ala üzerinde عَلَى - 2 l-eraiki yumuşak döşemeler\/donatılar الْأَرَائِكِ ارك 3 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر", "ayetNo" : "35", "id" : "1415", "kuranAyetNo" : "5881", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun gönderdik resûller418 senden önce; onlardan kimini kıssalaştırdık430 sana; ve onlardan kimini asla kıssalaştırmadık430 sana; ve olmuş değildir bir resûle418 ki getirir bir ayet287 Allah'ın izni dışında; öyle ki geldiği zaman emri Allah'ın; tamamlandı hakla\/gerçekle; ve hüsrana uğradı orada\/zamanda batılla418 uğraşanlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل 3 rusulen resûller رُسُلًا رسل 4 min   مِنْ - 5 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل 6 minhum onlardan مِنْهُمْ - 7 men kimini مَنْ - 8 kasasna kısaslaştırdık قَصَصْنَا قصص 9 aleyke sana عَلَيْكَ - 10 ve  minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ - 11 men kimini مَنْ - 12 lem asla لَمْ - 13 neksus kısaslaştırmadık نَقْصُصْ قصص 14 aleyke sana عَلَيْكَ - 15 ve ma ve değildir وَمَا - 16 kane olmuş كَانَ كون 17 lirasulin bir resûle لِرَسُولٍ رسل 18 en ki أَنْ - 19 ye'tiye getirir  يَأْتِيَ اتي 20 biayetin bir ayet بِايَةٍ ايي 21 illa dışında إِلَّا - 22 biizni izni بِإِذْنِ اذن 23 llahi Allah'ın اللَّهِ - 24 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 25 ca'e geldiği جَاءَ جيا 26 emru emri أَمْرُ امر 27 llahi Allah'ın اللَّهِ - 28 kudiye karara bağlandı قُضِيَ قضي 29 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 30 ve hasira ve hüsrana uğradı وَخَسِرَ خسر 31 hunalike orada\/zamanda هُنَالِكَ - 32 l-mubtilune batılla uğraşanlar الْمُبْطِلُونَ بطل", "ayetNo" : "78", "id" : "1456", "kuranAyetNo" : "4209", "not1" : "", "surahName" : "Mü'min", "sureNo" : "40" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Doğrusu ben korkarım eğer isyan ettiysem Rabbime4; büyük bir günün azabına.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 inni doğrusu ben إِنِّي - 3 ehafu korkarım أَخَافُ خوف 4 in eğer إِنْ - 5 asaytu isyan edersem عَصَيْتُ عصي 6 rabbi Rabbime رَبِّي ربب 7 azabe azabına عَذَابَ عذب 8 yevmin bir günün يَوْمٍ يوم 9 azimin büyük عَظِيمٍ عظم", "ayetNo" : "15", "id" : "1420", "kuranAyetNo" : "804", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki vahyetti603* kuluna** doğru vahyettiğini603.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "10", "id" : "1495", "kuranAyetNo" : "4792", "not1" : "*Allah. Yüce Allah vahyi Cibrîl aracılığıyla kulu resûl Muhammed'e vahyetti. ", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Ve der kâfirlik25 etmiş kimseler: \"Olmadın sen* bir gönderilen!\"; de ki: \"Kâfi geldi\/yetti Allah bir şahit\/tanık (olarak) benim aramla ve sizlerin arasında; ve kimse (ki) indindedir\/yanındadır onun597 kitap ilmi.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve yekulu ve der وَيَقُولُ قول 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 4 leste olmadın sen لَسْتَ ليس 5 murselen bir gönderilen مُرْسَلًا رسل 6 kul de ki قُلْ قول 7 kefa kâfi geldi\/yetti كَفَىٰ كفي 8 billahi Allah’ın بِاللَّهِ - 9 şehiden bir şahit\/tanık (olarak) شَهِيدًا شهد 10 beyni benim aramla بَيْنِي بين 11 ve beynekum ve sizlerin arasında وَبَيْنَكُمْ بين 12 ve men ve kimse وَمَنْ - 13 indehu indindedir\/yanındadır onu عِنْدَهُ عند 14 ilmu ilmi عِلْمُ علم 15 l-kitabi kitap الْكِتَابِ كتب", "ayetNo" : "43", "id" : "1436", "kuranAyetNo" : "1748", "not1" : "*Resûl Muhammed.", "surahName" : "Ra'd", "sureNo" : "13" }, { "ayetIe" : "Sonra asla olmaz fitneleri332 onların dışında ki derler: \"Ve Allah'a!; Rabbimize!4 Olmuş değildik müşrikler36.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 lem asla لَمْ - 3 tekun olmaz تَكُنْ كون 4 fitnetuhum fitneleri onların فِتْنَتُهُمْ فتن 5 illa dışında إِلَّا - 6 en ki أَنْ - 7 kalu derler قَالُوا قول 8 vellehi ve Allah'a وَاللَّهِ - 9 rabbina Rabbimize رَبِّنَا ربب 10 ma değildik مَا - 11 kunna olmuş كُنَّا كون 12 muşrikine müşrikler مُشْرِكِينَ شرك", "ayetNo" : "23", "id" : "1428", "kuranAyetNo" : "812", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki oldu aralık iki yay yada daha yakın.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe kane öyle ki oldu فَكَانَ كون 2 kabe aralık قَابَ قوب 3 kavseyni iki yay قَوْسَيْنِ قوس 4 ev yada أَوْ - 5 edna daha yakın أَدْنَىٰ دنو", "ayetNo" : "9", "id" : "1494", "kuranAyetNo" : "4791", "not1" : "", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Evet! Arzular insan fücûrla440 geçirmeyi kendi önünü\/ilerisini*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 bel Evet! بَلْ - 2 yuridu arzular يُرِيدُ رود 3 l-insanu insan الْإِنْسَانُ انس 4 liyefcura fücûrla geçirmeyi  لِيَفْجُرَ فجر 5 emamehu kendi önünü\/ilerisini أَمَامَهُ امم", "ayetNo" : "5", "id" : "1461", "kuranAyetNo" : "5554", "not1" : "*Önündeki zamanı.", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Ve O Kâhir’dir593 kullarının üstüne; ve O Hakîm’dir9; Habîr’dir466.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O وَهُوَ - 2 l-kahiru Kâhir’dir الْقَاهِرُ قهر 3 fevka üstüne فَوْقَ فوق 4 ibadihi kullarının عِبَادِهِ عبد 5 ve huve ve O وَهُوَ - 6 l-hakimu Hakîm’dir الْحَكِيمُ حكم 7 l-habiru Habîr’dir. الْخَبِيرُ خبر", "ayetNo" : "18", "id" : "1423", "kuranAyetNo" : "807", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve de ki: \"Hak\/gerçek Rabbinizdendir4; öyle ki kim diledi; öyle ki iman47 etsin; ve kim diledi; öyle ki kâfirlik25 etsin; doğrusu biz hazırladık zalimlere257 bir ateş; sarmıştır onları onun* duman katmanı ; ve eğer yardım isterlerse yardım edilirler ağır metal akışkanı** gibi bir suyla (ki) kavurur\/kızartır yüzleri; ne sefil bir içecek oldu; ve ne kötü bir refakat\/dayanma\/dinlenme yeri oldu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kuli ve de ki وَقُلِ قول 2 l-hakku hak\/gerçek الْحَقُّ حقق 3 min   مِنْ - 4 rabbikum Rabbinizdendir رَبِّكُمْ ربب 5 femen öyle ki kim فَمَنْ - 6 şa'e diledi شَاءَ شيا 7 felyu'min öyle ki iman etsin فَلْيُؤْمِنْ امن 8 ve men ve kim وَمَنْ - 9 şa'e diledi شَاءَ شيا 10 felyekfur öyle ki kâfirlik etsin فَلْيَكْفُرْ كفر 11 inna doğrusu biz إِنَّا - 12 ea'tedna hazırladık أَعْتَدْنَا عتد 13 lizzalimine zalimlere لِلظَّالِمِينَ ظلم 14 naran bir ateş نَارًا نور 15 ehata sarmıştır أَحَاطَ حوط 16 bihim onları بِهِمْ - 17 suradikuha duman katmanı onun سُرَادِقُهَا سردق 18 ve in ve eğer وَإِنْ - 19 yestegisu yardım isteseler يَسْتَغِيثُوا غوث 20 yugasu yardım edilirler يُغَاثُوا غوث 21 bimain bir suyla بِمَاءٍ موه 22 kalmuhli ağır akışkan gibi  كَالْمُهْلِ مهل 23 yeşvi kavurur\/kızartır يَشْوِي شوي 24 l-vucuhe yüzleri الْوُجُوهَ وجه 25 bi'se ne sefil oldu بِئْسَ باس 26 ş-şerabu bir içecek الشَّرَابُ شرب 27 ve sa'et ve ne kötü\/yıkım وَسَاءَتْ سوا 28 murtefekan refakat\/dayanma\/dinlenme yeri مُرْتَفَقًا رفق", "ayetNo" : "29", "id" : "1438", "kuranAyetNo" : "2167", "not1" : "*Ateşin. **Demir veya bakır gibi ağır metallerin ağır şekilde akan sıvı hallerine benzer.", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetIe" : "Ve geçtikleri zaman onları göz kırpıyorlardı**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 merru geçtikleri zaman مَرُّوا مرر 3 bihim onları بِهِمْ - 4 yetegamezune göz kırpıyorlardı يَتَغَامَزُونَ غمز", "ayetNo" : "30", "id" : "1410", "kuranAyetNo" : "5876", "not1" : "*Kaş göz hareketiyle dalga geçmek.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler135 tanırlar onu* tanıdıkları gibi kendi oğullarını; kimselerdirler (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerini; öyle ki onlar iman47 etmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 2 ateynahumu verdik onlara اتَيْنَاهُمُ اتي 3 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 4 yea'rifunehu tanırlar onu يَعْرِفُونَهُ عرف 5 kema gibi كَمَا - 6 yea'rifune tanıdıkları يَعْرِفُونَ عرف 7 ebna'ehumu oğullarını أَبْنَاءَهُمُ بني 8 ellezine kimseler الَّذِينَ - 9 hasiru hüsrana uğratırlar خَسِرُوا خسر 10 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس 11 fehum öyle ki onlar فَهُمْ - 12 la   لَا - 13 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "20", "id" : "1425", "kuranAyetNo" : "809", "not1" : "*Kur'an'ı ya da Muhammed peygamberi.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Hangi şey daha büyüktür bir tanıklık\/şahitlik (olarak)?\"; de ki: \"Allah bir Şehîd’tir499 benim aramla ve sizlerin arasında; ve vahyolundu603 bana bu Kur'an; uyarmam için sizleri onunla* ve kimseyi (ki) ulaştı\/vardı594 o**; doğrusu sizler mi mutlak şahitlik\/tanıklık edersiniz ki Allah’la birlikte başka ilâhlara74?\"; de ki: \"Şahitlik etmem\/tanıklık etmem\"; de ki: \"Doğrusu O (Allah) tek bir ilâhtır74; ve doğrusu ben bir beriyim\/serbestim\/temizim şirk71 koştuklarınızdan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 eyyu hangi أَيُّ - 3 şey'in şey شَيْءٍ شيا 4 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر 5 şehadeten bir tanıklık\/şahitlik (olarak) شَهَادَةً شهد 6 kuli de ki قُلِ قول 7 llahu Allah اللَّهُ - 8 şehidun bir Şehîd’idr شَهِيدٌ شهد 9 beyni aramla بَيْنِي بين 10 ve beynekum ve sizlerin arasında وَبَيْنَكُمْ بين 11 ve uhiye ve vahyolundu وَأُوحِيَ وحي 12 ileyye bana إِلَيَّ - 13 haza bu هَٰذَا - 14 l-kuranu Kur'an الْقُرْانُ قرا 15 liunzirakum uyarmam için sizleri لِأُنْذِرَكُمْ نذر 16 bihi kendisiyle بِهِ - 17 ve men ve kimseye وَمَنْ - 18 belega ulaştı o (Kur'an) بَلَغَ بلغ 19 einnekum doğrusu sizler mi أَئِنَّكُمْ - 20 leteşhedune mutlak şahitlik\/tanıklık edersiniz لَتَشْهَدُونَ شهد 21 enne ki أَنَّ - 22 mea birlikte مَعَ - 23 llahi Allah’la اللَّهِ - 24 aliheten ilahlar الِهَةً اله 25 uhra başka أُخْرَىٰ اخر 26 kul de ki قُلْ قول 27 la   لَا - 28 eşhedu şahitlik etmem\/tanıklık etmem أَشْهَدُ شهد 29 kul de ki قُلْ قول 30 innema doğrusu إِنَّمَا - 31 huve O هُوَ - 32 ilahun bir ilahtır إِلَٰهٌ اله 33 vahidun tek bir وَاحِدٌ وحد 34 ve inneni ve doğrusu ben وَإِنَّنِي - 35 beri'un beriyim\/uzağım بَرِيءٌ برا 36 mimma şeylerden مِمَّا - 37 tuşrikune şirk koştuklarınızdan تُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "19", "id" : "1424", "kuranAyetNo" : "808", "not1" : "*Kur'an'la. **Kur'an.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Olmaz! Kasem548 ederim kıyamet gününe.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la Olmaz! لَا - 2 uksimu kasem ederim أُقْسِمُ قسم 3 biyevmi gününe بِيَوْمِ يوم 4 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم", "ayetNo" : "1", "id" : "1457", "kuranAyetNo" : "5550", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Ve o* en yüksek ufuktaydı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vehuve ve o وَهُوَ - 2 bil-ufuki ufukta بِالْأُفُقِ افق 3 l-ea'la en yüksek الْأَعْلَىٰ علو", "ayetNo" : "7", "id" : "1492", "kuranAyetNo" : "4789", "not1" : "*Cibrîl.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun gönderdik ümmetlere305 senden önce; öyle ki tuttuk onları ızdırapla\/sıkıntıyla\/zorlukla ve darlıkla; belki onlar alçak gönüllü olurlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 erselna gönderdik أَرْسَلْنَا رسل 3 ila   إِلَىٰ - 4 umemin ümmetlere أُمَمٍ امم 5 min   مِنْ - 6 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل 7 feehaznahum öyle ki tuttuk onları فَأَخَذْنَاهُمْ اخذ 8 bil-be'sa'i ızdırapla\/sıkıntıyla\/zorlukla بِالْبَأْسَاءِ باس 9 ve dderra'i ve darlıkla وَالضَّرَّاءِ ضرر 10 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 11 yetederraune alçak gönüllü olurlar يَتَضَرَّعُونَ ضرع", "ayetNo" : "42", "id" : "1451", "kuranAyetNo" : "831", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki parıldadığı\/ışıldadığı* zaman görüş\/bakış.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 2 berika parıldadı\/ışıldadı بَرِقَ برق 3 l-besaru görüş\/bakış الْبَصَرُ بصر", "ayetNo" : "7", "id" : "1463", "kuranAyetNo" : "5556", "not1" : "*Kıyamet günü yüksek enerjili kozmik parçacıkların gözün retina kısmına çarpmasıyla gözlerde şişmek gibi parlamalar, çarpmalar, parıldamalar gerçekleşir. Buna ‘Kozmik ışın görsel olayı’; ‘Cosmic ray visual phenomena’ denir. ‘Kozmik ışın görsel olayı’; ‘Cosmic ray visual phenomena’", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Doğrusu üzerimizedir onu* bir araya getirme** ve onu* okuma.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 aleyna üzerimizedir عَلَيْنَا - 3 cem'ahu onu bir araya getirme جَمْعَهُ جمع 4 ve kur'anehu ve onu okuma وَقُرْانَهُ قرا", "ayetNo" : "17", "id" : "1473", "kuranAyetNo" : "5566", "not1" : "*Kur'an'ı. **İki kapak arasına alma. Kitap haline getirme.", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Ve nutuk* eder değildir (o) hevâdan278.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 yentiku nutuk eder يَنْطِقُ نطق 3 ani   عَنِ - 4 l-heva hevâdan الْهَوَىٰ هوي", "ayetNo" : "3", "id" : "1488", "kuranAyetNo" : "4785", "not1" : "*Söylem, konuşma, telaffuz.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Hareket ettirme ona* dilini; acele etmeye ona*.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "16", "id" : "1472", "kuranAyetNo" : "5565", "not1" : "*Kur'an'a.", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Ve değildir o* kavli\/sözü racîm411 şeytânın29 .", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 huve o هُوَ - 3 bikavli kavli\/sözü بِقَوْلِ قول 4 şeytanin şeytanın شَيْطَانٍ شطن 5 racimin racim رَجِيمٍ رجم", "ayetNo" : "25", "id" : "1482", "kuranAyetNo" : "5823", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Sahibidir mirrah602; öyle ki istiva etti.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "6", "id" : "1491", "kuranAyetNo" : "4788", "not1" : "", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kesildi arkası kavmin\/toplumun; zulmetmiş257 kimselerin; ve hamd3 Allah’adır; Rabbidir4 alemlerin.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekutia öyle ki kesildi فَقُطِعَ قطع 2 dabiru arkası دَابِرُ دبر 3 l-kavmi kavmi\/toplumu الْقَوْمِ قوم 4 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 5 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم 6 velhamdu ve hamd وَالْحَمْدُ حمد 7 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 8 rabbi Rabbi رَبِّ ربب 9 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "45", "id" : "1454", "kuranAyetNo" : "834", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun gördü onu* başka bir inişte.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 rahu gördü onu رَاهُ راي 3 nezleten inişte نَزْلَةً نزل 4 uhra başka bir أُخْرَىٰ اخر", "ayetNo" : "13", "id" : "1498", "kuranAyetNo" : "4795", "not1" : "*Cibrîl'i.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Senin Rabbine4 karşıdır o gün kararlı yerleşim yeri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ila karşıdır إِلَىٰ - 2 rabbike (senin) Rabbine رَبِّكَ ربب 3 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 4 l-mustekarru kararlı yerleşim yeri الْمُسْتَقَرُّ قرر", "ayetNo" : "12", "id" : "1468", "kuranAyetNo" : "5561", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Öyle ki nereye gidersiniz?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feeyne öyleyse nereye فَأَيْنَ - 2 tezhebune gidersiniz تَذْهَبُونَ ذهب", "ayetNo" : "26", "id" : "1483", "kuranAyetNo" : "5824", "not1" : "", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Muhakkak hüsrana uğradı kimseler (ki) yalanladılar Allah (-la) karşılaşmayı; ta ki geldiği zaman onlara saat ansızın; dediler: \"Ey! Hüsranımızdır; ilgisizliğimize\/ihmalimize karşı orada*\"; ve onlar yüklenirler günahlarını sırtlarına; kötü olmadı mı taşıdıkları?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kad muhakkak قَدْ - 2 hasira hüsrana uğradı خَسِرَ خسر 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 5 bilika'i karşılaşmayı بِلِقَاءِ لقي 6 llahi Allah’a اللَّهِ - 7 hatta ta ki حَتَّىٰ - 8 iza zaman إِذَا - 9 ca'ethumu geldiği zaman onlara جَاءَتْهُمُ جيا 10 s-saatu saat السَّاعَةُ سوع 11 begteten ansızın بَغْتَةً بغت 12 kalu dediler قَالُوا قول 13 ya hasratena ey! hüsranımızdır يَا حَسْرَتَنَا حسر 14 ala karşı عَلَىٰ - 15 ma   مَا - 16 ferratna ilgisizliğimize\/ihmalimize فَرَّطْنَا فرط 17 fiha orada فِيهَا - 18 vehum ve onlar وَهُمْ - 19 yehmilune yüklenirler يَحْمِلُونَ حمل 20 evzarahum günahlarını أَوْزَارَهُمْ وزر 21 ala   عَلَىٰ - 22 zuhurihim sırtlarına ظُهُورِهِمْ ظهر 23 ela   أَلَا - 24 sa'e ne kötü olmadı mı سَاءَ سوا 25 ma   مَا - 26 yezirune taşıdıkları يَزِرُونَ وزر", "ayetNo" : "31", "id" : "1440", "kuranAyetNo" : "820", "not1" : "*Dişil zamir yere\/yeryüzüne (Dünya hayatına) gider.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Son* sidre\/hünnap ağacının yanında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inde yanında عِنْدَ عند 2 sidrati sidre ağacı\/hünnap سِدْرَةِ سدر 3 l-munteha son الْمُنْتَهَىٰ نهي", "ayetNo" : "14", "id" : "1499", "kuranAyetNo" : "4796", "not1" : "*Bir yerin, mekanın sonunda bulunan. \"Köyün son ağacı olan kavak ağacının yanında bekle beni\" demek gibidir.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Kuvvet sahibidir* güçlü\/sağlam arşın sahibi** indinde\/katında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zi sahibidir ذِي - 2 kuvvetin kuvvet قُوَّةٍ قوي 3 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 4 zi sahibi ذِي - 5 l-arşi Arşın الْعَرْشِ عرش 6 mekinin güçlü\/sağlam مَكِينٍ مكن", "ayetNo" : "20", "id" : "1477", "kuranAyetNo" : "5818", "not1" : "*Cibrîl. **Yüce Allah.", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Yalanlamış değildi gönül* gördüğünü**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma   مَا - 2 kezebe yalanlamadı كَذَبَ كذب 3 l-fu'adu gönül الْفُؤَادُ فاد 4 ma   مَا - 5 raa gördüğünü رَأَىٰ راي", "ayetNo" : "11", "id" : "1496", "kuranAyetNo" : "4793", "not1" : "*Resûl Muhammed'in gönlü. **Cibrîl'i ve vahyin indirilme yöntemini. Yüce Allah'ı gözler asla göremez. Resûl Muhammed haşa Yüce Allah'ı görmüş değildi. Cibrîl'i gördü.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Sakilik edilirler\/içirilirler mühürlenmiş* bir rahîkten590.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yuskavne sakilik edilirler\/içirilirler يُسْقَوْنَ سقي 2 min   مِنْ - 3 rahikin bir rahîkten رَحِيقٍ رحق 4 mehtumin mühürlenmiş مَخْتُومٍ ختم", "ayetNo" : "25", "id" : "1405", "kuranAyetNo" : "5871", "not1" : "*Uzun süre mühürlü kalmış. Kapalı kalmış.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Hayır! Doğrusu onlar Rablerinden4 o gün mutlak hicap edilenlerdir\/perdelenenlerdir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kella hayır! كَلَّا - 2 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 3 an   عَنْ - 4 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب 5 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 6 lemehcubune mutlak hicap edilenlerdir\/perdelenenlerdir لَمَحْجُوبُونَ حجب", "ayetNo" : "15", "id" : "1417", "kuranAyetNo" : "5861", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ne zaman ki unuttular kendisiyle zikredildiklerini\/hatırlatıldıklarını; öyle ki açtık üzerlerine her bir şeyin kapılarını*; ta ki ferahladıkları zaman verildikleriyle tuttuk onları ansızın; öyle ki (o) zaman onlar umutsuzlardı\/biçarelerdi.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma ne zaman ki فَلَمَّا - 2 nesu unuttular نَسُوا نسي 3 ma   مَا - 4 zukkiru zikredildikleri\/hatırlatıldıklarını ذُكِّرُوا ذكر 5 bihi kendisiyle بِهِ - 6 fetehna öyle ki açtık فَتَحْنَا فتح 7 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 8 ebvabe kapılarını أَبْوَابَ بوب 9 kulli her كُلِّ كلل 10 şey'in şeyin شَيْءٍ شيا 11 hatta ta ki حَتَّىٰ - 12 iza zaman إِذَا - 13 ferihu ferahladıkları فَرِحُوا فرح 14 bima   بِمَا - 15 utu verildikleriyle أُوتُوا اتي 16 ehaznahum tuttuk onları أَخَذْنَاهُمْ اخذ 17 begteten ansızın بَغْتَةً بغت 18 fe iza öyle ki zaman فَإِذَا - 19 hum onlar هُمْ - 20 mublisune umutsuzlar\/biçareler مُبْلِسُونَ بلس", "ayetNo" : "44", "id" : "1453", "kuranAyetNo" : "833", "not1" : "*Her yönden bereket\/rahmet kapılarının açılması.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve değildir dünya hayatı bir aldatıcı oyun ve bir oyalayıcı dışında; ve mutlak ki ahiret diyarı hayırlıdır kimselere (ki) takvalı21 olurlar; öyle ki akletmez562 misiniz?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildir وَمَا - 2 l-hayatu hayatı الْحَيَاةُ حيي 3 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 4 illa dışında إِلَّا - 5 leibun bir aldatıcı oyun لَعِبٌ لعب 6 velehvun ve bir oyalayıcı وَلَهْوٌ لهو 7 veleddaru ve mutlak diyarı وَلَلدَّارُ دور 8 l-ahiratu ahiret الْاخِرَةُ اخر 9 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 10 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 11 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي 12 efela öyleyse  أَفَلَا - 13 tea'kilune akletmez misiniz? تَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "32", "id" : "1441", "kuranAyetNo" : "821", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve olmaz hiçbir dâbbeden599 yerde; ve hiçbir kuş (ki) uçar iki kanadıyla; ancak bir ümmettir305 sizlerin misalleri\/örnekleri*; ihmal etmiş değiliz kitapta** hiçbir şeyi; sonra Rablerine4 karşı haşredilirler556***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve olmaz وَمَا - 2 min hiçbir مِنْ - 3 dabbetin bir dabbeden دَابَّةٍ دبب 4 fi   فِي - 5 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 6 ve la ve hiçbir وَلَا - 7 tairin kuş طَائِرٍ طير 8 yetiru uçar يَطِيرُ طير 9 bicenahayhi iki kanadıyla بِجَنَاحَيْهِ جنح 10 illa ancak إِلَّا - 11 umemun bir ümmettir أُمَمٌ امم 12 emsalukum sizin misalini  أَمْثَالُكُمْ مثل 13 ma değildir مَا - 14 ferratna ihmal etmiş فَرَّطْنَا فرط 15 fi   فِي - 16 l-kitabi kitapta الْكِتَابِ كتب 17 min hiçbir مِنْ - 18 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 19 summe sonra ثُمَّ - 20 ila karşı إِلَىٰ - 21 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب 22 yuhşerune haşredilirler يُحْشَرُونَ حشر", "ayetNo" : "38", "id" : "1447", "kuranAyetNo" : "827", "not1" : "*Çoğul gelmesi önemlidir. Anlarız ki insanların içinde de misaller\/örnekler vardır. İnsanların farklı alt ümmetlere ayrılması gibi diğer canlılar da kendi içlerinde farklı ümmetlere\/kategorilere ayrılır. Farklı tip maymunların olması gibi. **Evrenin geçmiş gelecek tüm kuantum bilgilerini içeren korunmuş, 2D (2 boyutlu) kitap\/yazıt. Levh-i Mahfûz. ***Onlar. Eril çoğul. Muhatap insanlar olduğu için insanların hasredilmesinin işaret edildiğini anlarız.   ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ancak işiten kimseler icabet eder; ve mevtalar\/ölüler (ki) diriltir onları Allah; sonra O'na (Allah'a) döndürülürler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 innema ancak إِنَّمَا - 2 yestecibu icabet eder يَسْتَجِيبُ جوب 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 yesmeune işitirler يَسْمَعُونَ سمع 5 velmevta ve mevtalar\/ölüler وَالْمَوْتَىٰ موت 6 yeb'asuhumu diriltir onları يَبْعَثُهُمُ بعث 7 llahu Allah اللَّهُ - 8 summe sonra ثُمَّ - 9 ileyhi O'na إِلَيْهِ - 10 yurceune döndürülürler يُرْجَعُونَ رجع", "ayetNo" : "36", "id" : "1445", "kuranAyetNo" : "825", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve nicedir bir ayetten287 göklerde162 ve yerde; geçerler onun* üzerine; ve onlar* ondan yüz çevirenlerdir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve keeyyin ve nicedir وَكَأَيِّنْ - 2 min   مِنْ - 3 ayetin bir ayetten ايَةٍ ايي 4 fi   فِي - 5 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو 6 vel'erdi ve yerde وَالْأَرْضِ ارض 7 yemurrune geçerler يَمُرُّونَ مرر 8 aleyha üzerine onun عَلَيْهَا - 9 vehum ve onlar وَهُمْ - 10 anha ondan عَنْهَا - 11 mua'ridune yüz çevirenlerdir مُعْرِضُونَ عرض\"", "ayetNo" : "105", "id" : "1437", "kuranAyetNo" : "1699", "not1" : "*Ayetin, ayetten.", "surahName" : "Yusuf", "sureNo" : "12" }, { "ayetIe" : "Yanındadır onun* sığınak** cenneti***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 indeha yanında onun عِنْدَهَا عند 2 cennetu cenneti جَنَّةُ جنن 3 l-me'va sığınak الْمَأْوَىٰ اوي", "ayetNo" : "15", "id" : "1500", "kuranAyetNo" : "4797", "not1" : "*Sidre\/Hünnap ağacının. **Gelip geçenlerin sıcaktan sığındığı ve oturup dinlendiği yer. ***Bahçe.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Eğer kâfirlik25 ederseniz öyle ki doğrusu Allah Ganiyy’dir106 sizden; ve razı* olmaz kullarına küfre422; ve eğer şükrederseniz43 razı* olur ona sizlere; yüklenmez bir yüklenici başkasının yükünü; sonra Rabbinizedir4 dönüş yeriniz; öyle ki haber verir sizlere yapar olduğunuzu; doğrusu O (Allah) bir Alîm’dir8 göğüslerin zatîne\/özüne.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 tekfuru kâfirlik ederseniz تَكْفُرُوا كفر 3 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 4 llahe Allah اللَّهَ - 5 ganiyyun Ganiyy’dir غَنِيٌّ غني 6 ankum sizden عَنْكُمْ - 7 ve la ve  وَلَا - 8 yerda razı olmaz يَرْضَىٰ رضو 9 liibadihi kullarına لِعِبَادِهِ عبد 10 l-kufra küfre الْكُفْرَ كفر 11 ve in ve eğer وَإِنْ - 12 teşkuru şükrederseniz تَشْكُرُوا شكر 13 yerdehu razı olur ona يَرْضَهُ رضو 14 lekum sizinlere لَكُمْ - 15 ve la   وَلَا - 16 teziru yüklenmez تَزِرُ وزر 17 vaziratun bir yüklenici وَازِرَةٌ وزر 18 vizra yükünü وِزْرَ وزر 19 uhra başkasının أُخْرَىٰ اخر 20 summe sonra ثُمَّ - 21 ila   إِلَىٰ - 22 rabbikum Rabbinizedir رَبِّكُمْ ربب 23 merciukum dönülen yeriniz مَرْجِعُكُمْ رجع 24 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا 25 bima   بِمَا - 26 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون 27 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل 28 innehu doğrusu O إِنَّهُ - 29 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم 30 bizati zatîne\/özüne بِذَاتِ - 31 s-suduri göğüslerin الصُّدُورِ صدر", "ayetNo" : "7", "id" : "1455", "kuranAyetNo" : "4063", "not1" : "*Hoşnut olmaz, istemez, dilemez, onaylamaz.", "surahName" : "Zümer", "sureNo" : "39" }, { "ayetIe" : "İsteyen\/dileyen kimse için sizlerden ki kıyam143 eder.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 limen kimse için لِمَنْ - 2 şa'e ister\/diler شَاءَ شيا 3 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 4 en ki أَنْ - 5 yestekime kıyam eder يَسْتَقِيمَ قوم", "ayetNo" : "28", "id" : "1485", "kuranAyetNo" : "5826", "not1" : "", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Ve karışımı onun bir tesnîm591'dendir.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "27", "id" : "1407", "kuranAyetNo" : "5873", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve görünmez oldu\/battı Ay.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve hasefe ve görünmez oldu\/battı  وَخَسَفَ خسف 2 l-kameru ay الْقَمَرُ قمر", "ayetNo" : "8", "id" : "1464", "kuranAyetNo" : "5557", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Ve onlardan kimse (ki) işitir seni; ve yaptık kalplerinin üzerine bir saklayan\/gizleyen siper ki (farklı) fıkıh eder\/anlar onu*; ve kulaklarına bir ağırlık; ve eğer görseler her bir ayeti287 iman47 etmezler ona; ta ki geldikleri zaman sana mücadeleye girişirler sana; kâfirlik25 etmiş kimseler dedi ki: \"Bu ancak evvelkilerin** satırlarıdır\/hikayeleridir.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve minhum ve onlardan وَمِنْهُمْ - 2 men kimse مَنْ - 3 yestemiu işitir يَسْتَمِعُ سمع 4 ileyke seni إِلَيْكَ - 5 vecealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل 6 ala üzerine عَلَىٰ - 7 kulubihim kalplerinin قُلُوبِهِمْ قلب 8 ekinneten bir saklayan\/gizleyen siper أَكِنَّةً كنن 9 en ki أَنْ - 10 yefkahuhu (farklı) fıkıh eder onu يَفْقَهُوهُ فقه 11 ve fi ve وَفِي - 12 azanihim kulaklarına اذَانِهِمْ اذن 13 vekran bir ağırlık وَقْرًا وقر 14 ve in ve eğer وَإِنْ - 15 yerav görseler يَرَوْا راي 16 kulle her كُلَّ كلل 17 ayetin bir ayeti ايَةٍ ايي 18 la   لَا - 19 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن 20 biha ona بِهَا - 21 hatta taki  حَتَّىٰ - 22 iza zaman إِذَا - 23 ca'uke geldikler zaman sana جَاءُوكَ جيا 24 yucadiluneke mücadeleye girişirler sana يُجَادِلُونَكَ جدل 25 yekulu dedi يَقُولُ قول 26 ellezine kimseler الَّذِينَ - 27 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 28 in ki إِنْ - 29 haza bu هَٰذَا - 30 illa ancak إِلَّا - 31 esatiru satırlarıdır\/hikayeleridir أَسَاطِيرُ سطر 32 l-evveline evvelkilerin الْأَوَّلِينَ اول", "ayetNo" : "25", "id" : "1430", "kuranAyetNo" : "814", "not1" : "*Risâleti. Yüce Allah'ın mesajını (Kur'an'ı) resûlün ağzından işitirler. Ancak kalplerindeki siper, hastalık, perde, paslanma nedeniyle Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını doğru anlayamazlar. Farklı anlarlar. Bozuk numaralı bir gözlük takmış bir insan gibi gerçeği göremezler. Kalplerindeki bu siper de doğru anlamayı imkansızlaştırır. Kulaklarındaki ağırlık, uyuşukluk da doğru anlamalarına engeldir.  **İlklerin.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Sual ederler\/sorarlar sana: \"Ne zaman kıyamet günü!\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeselu sual ederler\/sorarlar sana يَسْأَلُ سال 2 eyyane ne zaman أَيَّانَ - 3 yevmu günü يَوْمُ يوم 4 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم", "ayetNo" : "6", "id" : "1462", "kuranAyetNo" : "5555", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Ki o* ancak bir vahiydir603 vahyedilen603.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in ki إِنْ - 2 huve o هُوَ - 3 illa ancak إِلَّا - 4 vehyun bir vahiydir وَحْيٌ وحي 5 yuha vahyedilen يُوحَىٰ وحي", "ayetNo" : "4", "id" : "1489", "kuranAyetNo" : "4786", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Doğrusu erdemliler mutlak içindedir nimet.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 l-ebrara erdemliler الْأَبْرَارَ برر 3 lefi mutlak içindedir لَفِي - 4 neiymin nimet نَعِيمٍ نعم", "ayetNo" : "22", "id" : "1402", "kuranAyetNo" : "5868", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Der insan o gün: \"Neresidir firar edilecek yer?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yekulu der يَقُولُ قول 2 l-insanu insan الْإِنْسَانُ انس 3 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 4 eyne neresidir? أَيْنَ - 5 l-meferru firar edilecek yer الْمَفَرُّ فرر", "ayetNo" : "10", "id" : "1466", "kuranAyetNo" : "5559", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Şayet görsen getirilip durduruldukları zaman Rablerine4 karşı; dedi (Allah): \"Değil miymiş bu hak\/gerçek\"; dediler596: \"Evet! Ve Rabbimize!\"; dedi (Allah): \"Öyle ki tadın azabı kâfirlik25 eder olduğunuzla.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev şayet وَلَوْ - 2 tera görsen تَرَىٰ راي 3 iz zaman إِذْ - 4 vukifu getirilip durdulmuş وُقِفُوا وقف 5 ala karşı عَلَىٰ - 6 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب 7 kale dedi (Allah) قَالَ قول 8 eleyse değil miymiş? أَلَيْسَ ليس 9 haza bu هَٰذَا - 10 bil-hakki hak\/gerçek بِالْحَقِّ حقق 11 kalu dediler قَالُوا قول 12 bela Evet! بَلَىٰ - 13 verabbina ve Rabbimize! وَرَبِّنَا ربب 14 kale dedi قَالَ قول 15 fezuku öyle ki tadın فَذُوقُوا ذوق 16 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب 17 bima dolayı بِمَا - 18 kuntum olduğunuza كُنْتُمْ كون 19 tekfurune kâfirlik eder تَكْفُرُونَ كفر", "ayetNo" : "30", "id" : "1435", "kuranAyetNo" : "819", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Evet! Güç yetirenleriz üzerine ki seviyelendiririz\/düzenleriz onun parmak ucunu*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 bela Evet! بَلَىٰ - 2 kadirine güç yetirenleriz قَادِرِينَ قدر 3 ala üzerine عَلَىٰ - 4 en ki أَنْ - 5 nusevviye seviyelendiririz\/düzenleriz نُسَوِّيَ سوي 6 benanehu onun parmak uçlarnı بَنَانَهُ بنن", "ayetNo" : "4", "id" : "1460", "kuranAyetNo" : "5553", "not1" : "*Parmak ucunun işaret edilmesi elbette büyük bir mucizedir. Her insanın parmak ucunun onun DNA'sı gibi kendine özgü olduğunun keşfedilmesi Kur'an'ın inişinden sonra gerçekleşmiştir. Onun parmak ucunu dahi aynı şekilde eşitlemeye güç yetirenleriz.", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Bak nasıl yalanladılar595 kendi nefislerine201 karşı; ve sapıp gitti onlardan uydurur* oldukları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 unzur bak انْظُرْ نظر 2 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 3 kezebu yalanladılar كَذَبُوا كذب 4 ala karşı عَلَىٰ - 5 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس 6 ve delle ve sapıp gitti وَضَلَّ ضلل 7 anhum onlardan عَنْهُمْ - 8 ma   مَا - 9 kanu oldukları كَانُوا كون 10 yefterune uydurur يَفْتَرُونَ فري", "ayetNo" : "24", "id" : "1429", "kuranAyetNo" : "813", "not1" : "*Dinde esas sadece kutsal kitaplardır. Sadece Kur'an'dır. Resûl buyurdu ki diye başlayan uydurmalarla şeytân Yüce Allah'ın dosdoğru yolu olan Kur'an'ın üzerine oturmuştur.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve gördükleri zaman onları* dediler: \"Doğrusu şunlar (ki) mutlak dalalettedirler128.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve وَإِذَا - 2 raevhum gördükleri zaman رَأَوْهُمْ راي 3 kalu dediler قَالُوا قول 4 inne doğrusu إِنَّ - 5 ha'ula'i şunlar هَٰؤُلَاءِ - 6 ledallune mutlak dalalettedirler لَضَالُّونَ ضلل", "ayetNo" : "32", "id" : "1412", "kuranAyetNo" : "5878", "not1" : "*Müminleri.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Kim çevrilip savılır ondan* o gün; öyle ki muhakkak rahmet271 etti (Allah) ona; ve işte budur apaçık fazl202.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 men kim مَنْ - 2 yusraf çevrilip savılır يُصْرَفْ صرف 3 anhu ondan (azaptan) عَنْهُ - 4 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 5 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 6 rahimehu rahmet etti (Allah) ona رَحِمَهُ رحم 7 ve zalike ve işte budur وَذَٰلِكَ - 8 l-fevzu fazl الْفَوْزُ فوز 9 l-mubinu apaçık الْمُبِينُ بين", "ayetNo" : "16", "id" : "1421", "kuranAyetNo" : "805", "not1" : "*Azaptan.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki bugün iman47 etmiş kimseler kâfirlere25 gülerler\/alay ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felyevme öyle ki bu gün فَالْيَوْمَ يوم 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 mine   مِنَ - 5 l-kuffari kâfirlere الْكُفَّارِ كفر 6 yedhakune gülerler\/alay ederler يَضْحَكُونَ ضحك", "ayetNo" : "34", "id" : "1414", "kuranAyetNo" : "5880", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Hayır! Olmaz (bir) sığınak.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kella hayır! كَلَّا - 2 la olmaz لَا - 3 vezera sığınak وَزَرَ وزر", "ayetNo" : "11", "id" : "1467", "kuranAyetNo" : "5560", "not1" : "", "surahName" : "Kıyamet", "sureNo" : "75" }, { "ayetIe" : "Ve döndükleri zaman ahalilerine568 doğru; döndüler fıkralar* (-la).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve  وَإِذَا - 2 nkalebu döndükleri zaman انْقَلَبُوا قلب 3 ila doğru إِلَىٰ - 4 ehlihimu ahalilerine أَهْلِهِمُ اهل 5 nkalebu döndüler انْقَلَبُوا قلب 6 fekihine fıkralar (-la) فَكِهِينَ فكه", "ayetNo" : "31", "id" : "1411", "kuranAyetNo" : "5877", "not1" : "*Komik düşünceler, kurgular.", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve onlar men ederler\/engellerler ondan*; uzaklaşırlar ondan*; ve ki helak ederler ancak kendi nefislerini201; ve değillerdir şuurlanırlar**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve hum ve onlar وَهُمْ - 2 yenhevne men ederler\/engellerler يَنْهَوْنَ نهي 3 anhu ondan عَنْهُ - 4 ve yenevne uzaklaşırlar وَيَنْأَوْنَ ناي 5 anhu ondan عَنْهُ - 6 ve in ve ki وَإِنْ - 7 yuhlikune helak ederler يُهْلِكُونَ هلك 8 illa ancak إِلَّا - 9 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس 10 ve ma ve değillerdir وَمَا - 11 yeş'urune şuurlanırlar يَشْعُرُونَ شعر", "ayetNo" : "26", "id" : "1431", "kuranAyetNo" : "815", "not1" : "*Kur'an'dan. Kur'an'dan uzaklaşmak nefsi helak eder. \"Sadece Kur'an demek kâfirliktir, Kur'an'ı anlayamazsınız, Kur'an sünnet olmadan yetmez, anlaşılmaz.\" diyenler bu ayetin doğrudan muhatabıdır. **Bilinçlenme.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun gördü* onu** ufukta apaçık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 rahu gördü onu رَاهُ راي 3 bil-ufuki ufukta بِالْأُفُقِ افق 4 l-mubini apaçık الْمُبِينِ بين", "ayetNo" : "23", "id" : "1480", "kuranAyetNo" : "5821", "not1" : "*Resûl Muhammed. **Cibrîl'i.", "surahName" : "Tekvir", "sureNo" : "81" }, { "ayetIe" : "Yumuşak döşemeler\/donatılar üzerinde; bakarlar.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "23", "id" : "1403", "kuranAyetNo" : "5869", "not1" : "", "surahName" : "Mutaffifin", "sureNo" : "83" }, { "ayetIe" : "Ve eğer olduysa sana yüz çevirmeleri büyük (bir şey); öyle ki eğer tabi olabilirsen ki ara\/bakın* bir delik yerde ya da bir merdiven gökte; öyle ki gelirsin onlara bir ayetle287; şayet dileseydi* Allah (ki) mutlak bir araya getirirdi onları hidayet üzerine; öyle ki sakın olma cahillerden*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 kane olduysa كَانَ كون 3 kebura büyük كَبُرَ كبر 4 aleyke sana عَلَيْكَ - 5 ia'raduhum yüz çevirmeleri إِعْرَاضُهُمْ عرض 6 feini öyle ki eğer فَإِنِ - 7 stetaa'te tabi olabilirsen اسْتَطَعْتَ طوع 8 en ki أَنْ - 9 tebtegiye ara\/bakın تَبْتَغِيَ بغي 10 nefekan bir delik نَفَقًا نفق 11 fi   فِي - 12 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 13 ev ya da أَوْ - 14 sullemen bir merdiven سُلَّمًا سلم 15 fi   فِي - 16 s-semai gökte السَّمَاءِ سمو 17 fete'tiyehum öyle ki gelirsin onlara فَتَأْتِيَهُمْ اتي 18 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي 19 velev şayet وَلَوْ - 20 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 21 llahu Allah اللَّهُ - 22 lecemeahum mutlak bir araya getirirdi onları لَجَمَعَهُمْ جمع 23 ala üzerine عَلَى - 24 l-huda hidayet الْهُدَىٰ هدي 25 fela öyle ki  فَلَا - 26 tekunenne sakın olma تَكُونَنَّ كون 27 mine   مِنَ - 28 l-cahiline cahillerden الْجَاهِلِينَ جهل", "ayetNo" : "35", "id" : "1444", "kuranAyetNo" : "824", "not1" : "*Anlaşılır ki resûl Muhammed yüz çeviren kimseleri ikna etmek için Yüce Allah'tan mucize istemiştir. Yüce Allah mucizelerin kendi indinden geldiğini, şayet dileseydi insanların tamamını iman eder olarak bir araya toplayabileceğini bildirmiştir. Ayrıca bilmediğimiz konularda, bilmediğimiz şeylerde Yüce Allah'tan ısrarla bir şeyler dilemenin de cahillik olacağını Yüce Rabbimiz bizlere bildirmiştir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve yalanladı onu* (senin) kavmin623 ve o* haktır\/gerçektir; de ki: \"Olmadım üzerinize bir vekil**.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vekezzebe ve yalanladı وَكَذَّبَ كذب 2 bihi onu بِهِ - 3 kavmuke (senin) kavmin قَوْمُكَ قوم 4 vehuve ve O وَهُوَ - 5 l-hakku haktır\/gerçektir الْحَقُّ حقق 6 kul de ki قُلْ قول 7 lestu olmadım لَسْتُ ليس 8 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 9 bivekilin bir vekil بِوَكِيلٍ وكل", "ayetNo" : "66", "id" : "1595", "kuranAyetNo" : "855", "not1" : "*Kur'an'ı. *Resûl Muhammed'ten ahiret evreninde şefaat bekleyen kavmi şoka girecektir. Yüce Allah Resûl Muhammed'e bu kavme vekil olmaması gerektiğini emretmektedir. Kur'an'ı terk ederek ellerinde tutan ve yalanlayan bu kavme hiç bir vekil bulunmaz. Şefaat sadece Yüce Allah'a aittir.  ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve dediğimiz zaman meleklere48 secde70 edin Âdem'e50; öyle ki secde70 ettiler; ancak iblîs190 reddetti\/geri çevirdi.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve وَإِذْ - 2 kulna dediğimiz zaman قُلْنَا قول 3 lilmelaiketi meleklere لِلْمَلَائِكَةِ ملك 4 scudu secde edin اسْجُدُوا سجد 5 liademe Adem'e لِادَمَ - 6 fesecedu öyle ki secde ettiler فَسَجَدُوا سجد 7 illa ancak إِلَّا - 8 iblise İblis إِبْلِيسَ - 9 eba reddetti\/geri çevirdi أَبَىٰ ابي", "ayetNo" : "116", "id" : "1505", "kuranAyetNo" : "2462", "not1" : "", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "\"Ve ey Âdem50! Mesken edin sen ve eşin cennette*; öyle ki yiyin ikiniz dilediğiniz yerden; ve yaklaşmayın ikiniz şu ağaca691; öyle ki olursunuz ikiniz zalimlerden257.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ya ademu ve ey Âdem وَيَا ادَمُ - 2 skun mesken edin اسْكُنْ سكن 3 ente sen أَنْتَ - 4 ve zevcuke ve eşin وَزَوْجُكَ زوج 5 l-cennete cennette الْجَنَّةَ جنن 6 fe kula öyle ki yiyin ikiniz فَكُلَا اكل 7 min   مِنْ - 8 haysu yerden حَيْثُ حيث 9 şi'tuma dilediniz ikiniz شِئْتُمَا شيا 10 vela ve وَلَا - 11 tekraba yaklaşmayın ikiniz تَقْرَبَا قرب 12 hazihi şu هَٰذِهِ - 13 ş-şecerate ağaca الشَّجَرَةَ شجر 14 fetekuna öyle ki olursunuz ikiniz فَتَكُونَا كون 15 mine   مِنَ - 16 z-zalimine zalimlerden الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "19", "id" : "1522", "kuranAyetNo" : "973", "not1" : "*İblîs'e verilen izin sonrası Âdem ve eşinin bir cennet evrenine yerleştirilmesi. Erkek ve kadın tüm insanlar bir cennet evrenine yerleştirilmiştir. Şu an içinde yaşadığımız evren değildir.    ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve O; O ki yarattı gökleri162 ve yeri hakla\/gerçekle; ve gün (ki) der: \"Ol!\"; öyle ki olur (o); O’nun hak\/gerçek kavli\/sözü; ve O’nadır mülk; gün (ki) üfürülür Sur'a64; bilendir gaybı62 ve şahitliyi\/tanıklıyı*; ve O Hakîm'dir9; Habîr'dir466.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O وَهُوَ - 2 llezi o ki الَّذِي - 3 haleka yarattı خَلَقَ خلق 4 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو 5 vel'erde ve yeri وَالْأَرْضَ ارض 6 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 7 ve yevme ve gündür وَيَوْمَ يوم 8 yekulu der يَقُولُ قول 9 kun Ol! كُنْ كون 10 fe yekunu öyle ki olur فَيَكُونُ كون 11 kavluhu kavli\/sözü O’nun قَوْلُهُ قول 12 l-hakku hak\/gerçek الْحَقُّ حقق 13 velehu ve O’nadır وَلَهُ - 14 l-mulku mülk الْمُلْكُ ملك 15 yevme gündür يَوْمَ يوم 16 yunfehu üfürülür يُنْفَخُ نفخ 17 fi   فِي - 18 s-suri Sur'a الصُّورِ صور 19 aalimu bilendir عَالِمُ علم 20 l-gaybi gaybı الْغَيْبِ غيب 21 ve şşehadeti ve şahitliyi\/tanıklıyı وَالشَّهَادَةِ شهد 22 ve huve ve O وَهُوَ - 23 l-hakimu Hakîm الْحَكِيمُ حكم 24 l-habiru Haber الْخَبِيرُ خبر", "ayetNo" : "73", "id" : "1601", "kuranAyetNo" : "862", "not1" : "*Tanık olunmuş, görünmüş, tespit edilmiş.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "\"Doğrusu kullarıma, olmaz sana* onlar üzerine bir sultân660; dışındadır sana tabi olmuş kimse (ki) doğru yoldan ayrılanlardandır.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ibadi kullarıma عِبَادِي عبد 3 leyse olmaz لَيْسَ ليس 4 leke sana لَكَ - 5 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 6 sultanun bir sultan\/yetki\/güç سُلْطَانٌ سلط 7 illa dışındadır إِلَّا - 8 meni kimse مَنِ - 9 ttebeake tabi oldu sana اتَّبَعَكَ تبع 10 mine   مِنَ - 11 l-gavine doğru yoldan ayrılanlardan الْغَاوِينَ غوي", "ayetNo" : "42", "id" : "1543", "kuranAyetNo" : "1842", "not1" : "*İblis.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "De ki: \"O kadirdir üzerine ki gönderir üzerinize bir azap üstünüzden* ya da ayaklarınızın altından** ya da karıştırır\/ambale*** eder sizleri partizanlar\/takipçiler**** (olarak) ve tattırır bir kısmınızın yıkımını bir kısma\"; bak nasıl yönlendiririz ayetlere; belki onlar fıkıh ederler\/anlarlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 huve O هُوَ - 3 l-kadiru kadirdir الْقَادِرُ قدر 4 ala üzerine عَلَىٰ - 5 en ki أَنْ - 6 yeb'ase gönderir يَبْعَثَ بعث 7 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 8 azaben bir azap عَذَابًا عذب 9 min   مِنْ - 10 fevkikum üstünüzden فَوْقِكُمْ فوق 11 ev ya da أَوْ - 12 min   مِنْ - 13 tehti altından تَحْتِ تحت 14 erculikum ayaklarınızın أَرْجُلِكُمْ رجل 15 ev ya da أَوْ - 16 yelbisekum karıştırır\/ambale eder sizleri يَلْبِسَكُمْ لبس 17 şiyean partizanlar\/takipçiler شِيَعًا شيع 18 ve yuzika ve tattırır وَيُذِيقَ ذوق 19 bea'dekum bir kısmınızın بَعْضَكُمْ بعض 20 be'se yıkımını بَأْسَ باس 21 bea'din bir kısma بَعْضٍ بعض 22 unzur bak انْظُرْ نظر 23 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 24 nusarrifu yönlendiririz  نُصَرِّفُ صرف 25 l-ayati ayetlere الْايَاتِ ايي 26 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 27 yefkahune fıkıh ederler يَفْقَهُونَ فقه", "ayetNo" : "65", "id" : "1594", "kuranAyetNo" : "854", "not1" : "*Gökten. Atmosferik olaylar, göktaşı düşmesi, gökten gelen kozmik radyasyon vb. **Yerin altından. Yer altı olayları. Deprem, volkanik patlamalar, zemin sıvılaşması vb.  ***Düşünemez hale getirir. Partizanlık etmekten sağlıklı düşünemez. ****Partizanlıktan uzak durmak gerekir. Her zaman Yüce Allah'ın tek doğru yolu olan sadece Kur'an demek gerekir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki secde70 ettiler melekler48; hepsi onların topluca.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fesecede öyle ki secde ettiler فَسَجَدَ سجد 2 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك 3 kulluhum hepsi onların كُلُّهُمْ كلل 4 ecmeune topluca أَجْمَعُونَ جمع", "ayetNo" : "73", "id" : "1556", "kuranAyetNo" : "4041", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; temas eder onlara azap; fâsıklık38 ederler olduklarıyla.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "49", "id" : "1578", "kuranAyetNo" : "838", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"İnin ikiniz aşağıya oradan topluca*; bir kısmınız* bir kısma* bir düşman (olarak); öyle ki ne zaman geldi sizlere* benden bir doğru yola kılavuz**; öyle ki kim tabi oldu doğru yola kılavuzuma**; öyle ki dalalete128 düşmez; ve perişan\/mutsuz olmaz.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 hbita inin ikiniz aşağıya اهْبِطَا هبط 3 minha oradan مِنْهَا - 4 cemian topluca جَمِيعًا جمع 5 bea'dukum bir kısmınız بَعْضُكُمْ بعض 6 libea'din bir kısma لِبَعْضٍ بعض 7 aduvvun bir düşman (olarak) عَدُوٌّ عدو 8 feimma öyle ki ne zaman فَإِمَّا - 9 ye'tiyennekum geldi sizlere يَأْتِيَنَّكُمْ اتي 10 minni benden مِنِّي - 11 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي 12 femeni öyle ki kim فَمَنِ - 13 ttebea tabi oldu اتَّبَعَ تبع 14 hudaye doğru yola kılavuzuma هُدَايَ هدي 15 fela öyle ki فَلَا - 16 yedillu dalalete düşmez يَضِلُّ ضلل 17 ve la ve وَلَا - 18 yeşka perişan\/mutsuz olmaz يَشْقَىٰ شقو", "ayetNo" : "123", "id" : "1512", "kuranAyetNo" : "2469", "not1" : "*Muhatap tüm insanlar olmuştur.   **Kutsal kitaplar. Sadece kutsal kitaplar.", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Allah kurtarır sizleri ondan; ve her bir endişeden\/dertten\/kaygıdan; sonra sizler şirk71 koşarsınız.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kuli de ki قُلِ قول 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 yuneccikum kurtarır sizleri يُنَجِّيكُمْ نجو 4 minha ondan مِنْهَا - 5 ve min ve وَمِنْ - 6 kulli her bir كُلِّ كلل 7 kerbin endişeden\/dertten\/kaygıdan كَرْبٍ كرب 8 summe sonra ثُمَّ - 9 entum sizler أَنْتُمْ - 10 tuşrikune şirke girersiniz تُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "64", "id" : "1593", "kuranAyetNo" : "853", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Gördünüz mü? Eğer gelse sizlere Allah'ın azabı ansızın ya da açıkça; helak edilir mi zalimler257 kavmi\/toplumu dışında?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 eraeytekum gördünüz mü أَرَأَيْتَكُمْ راي 3 in eğer إِنْ - 4 etakum gelse sizlere أَتَاكُمْ اتي 5 azabu azabı عَذَابُ عذب 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 begteten ansızın بَغْتَةً بغت 8 ev ya da أَوْ - 9 cehraten açıkça جَهْرَةً جهر 10 hel mi? هَلْ - 11 yuhleku helak edilir يُهْلَكُ هلك 12 illa dışında إِلَّا - 13 l-kavmu kavmi\/toplumu الْقَوْمُ قوم 14 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "47", "id" : "1576", "kuranAyetNo" : "836", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Budur* bana doğru dosdoğru bir yol.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 haza budur هَٰذَا - 3 siratun bir yol صِرَاطٌ صرط 4 aleyye bana doğru عَلَيَّ - 5 mustekimun dosdoğru مُسْتَقِيمٌ قوم", "ayetNo" : "41", "id" : "1542", "kuranAyetNo" : "1841", "not1" : "*Yüce Allah'a doğru dosdoğru bir yol, muhlis kulların edindikleri yol sadece kutsal kitaplar demektir. Sadece Kur'an demektir.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Nedir mani olan sana ki secde70 etmezsin emrettiğim zaman sana!\"; dedi (iblîs): \"Ben hayırlıyım ondan*; beni yarattın ateşten; ve yarattın onu tinden582.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 ma nedir? مَا - 3 meneake mani olan sana مَنَعَكَ منع 4 ella ki أَلَّا - 5 tescude secde etmezsin تَسْجُدَ سجد 6 iz zaman إِذْ - 7 emertuke emrettiğim sana أَمَرْتُكَ امر 8 kale dedi قَالَ قول 9 ena ben أَنَا - 10 hayrun hayırlıyım خَيْرٌ خير 11 minhu ondan مِنْهُ - 12 halekteni beni yarattın خَلَقْتَنِي خلق 13 min   مِنْ - 14 narin ateşten نَارٍ نور 15 ve halektehu ve yarattın onu وَخَلَقْتَهُ خلق 16 min   مِنْ - 17 tinin tinden طِينٍ طين", "ayetNo" : "12", "id" : "1515", "kuranAyetNo" : "966", "not1" : "*Âdem'den.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Ey iblîs190! Nedir sana (olan) ki olmazsın secde70 edenlerle birlikte.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 ya ibliysu ey iblîs يَا إِبْلِيسُ - 3 ma nedir مَا - 4 leke sana لَكَ - 5 ella ki أَلَّا - 6 tekune olmazsın تَكُونَ كون 7 mea birlikte مَعَ - 8 s-sacidine secde edenlerle السَّاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "32", "id" : "1533", "kuranAyetNo" : "1832", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Dedi ikisi*: \"Rabbimiz4! Zulmettik257** kendi nefislerimize201**; ve eğer asla mağfiret319 etmezsen bizlere**; ve rahmet271 etmezsen bizlere**; mutlak oluruz** hüsrana uğrayanlardan.\"", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "23", "id" : "1526", "kuranAyetNo" : "977", "not1" : "*Âdem ve eş. Erkek insan ve kadın insan. **Çoğul eril olarak gelmiştir. Başka insanları da kapsayan bir sesleniş söz konusudur.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Öyle ki çık oradan607; öyle ki doğrusu sen racîmsin411.\"", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "34", "id" : "1535", "kuranAyetNo" : "1834", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Ve işte böyledir; fitnelendirdik610 bir kısmını onların bir kısımla; demeleri için \"Şunlara mı minnet etti Allah aramızdan onların üzerine? Olmaz mı Allah daha iyi bilen şükredenleri43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 fetenna fitnelendirdik onları فَتَنَّا فتن 3 bea'dehum bir kısmını onların بَعْضَهُمْ بعض 4 bibea'din bir kısmıyla بِبَعْضٍ بعض 5 liyekulu demeleri için لِيَقُولُوا قول 6 eha'ula'i şunlar mı أَهَٰؤُلَاءِ - 7 menne minnet etti مَنَّ منن 8 llahu Allah اللَّهُ - 9 aleyhim üzerlerine onların عَلَيْهِمْ - 10 min   مِنْ - 11 beynina aramızdan بَيْنِنَا بين 12 eleyse olmaz mı أَلَيْسَ ليس 13 llahu Allah اللَّهُ - 14 biea'leme daha iyi bilen بِأَعْلَمَ علم 15 biş-şakirine şükredenleri بِالشَّاكِرِينَ شكر", "ayetNo" : "53", "id" : "1582", "kuranAyetNo" : "842", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Doğrusu ben yasaklandım kulluk46 etmekten kimselere (ki) çağırırsınız Allah’ın astından\"; de ki: \"Tabi olmam heveslerinize; muhakkak dalalete128 düşmüş (olurum) o zaman; ve ben doğru yola kılavuzlulardan olmamış (olurum).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 inni doğrusu ben إِنِّي - 3 nuhitu yasaklandım نُهِيتُ نهي 4 en ki أَنْ - 5 ea'bude kullur ederim أَعْبُدَ عبد 6 ellezine kimselere الَّذِينَ - 7 ted'une çağırırsınız تَدْعُونَ دعو 8 min   مِنْ - 9 duni astından دُونِ دون 10 llahi Allah’ın اللَّهِ - 11 kul de ki قُلْ قول 12 la   لَا - 13 ettebiu tab olmam أَتَّبِعُ تبع 14 ehva'ekum heveslerinize أَهْوَاءَكُمْ هوي 15 kad muhakkak قَدْ - 16 deleltu dalalete düşmüş (olurum) ضَلَلْتُ ضلل 17 izen o zaman إِذًا - 18 ve ma ve وَمَا - 19 ena ben أَنَا - 20 mine   مِنَ - 21 l-muhtedine doğru yola kılavuzlulardan olmamış (olurum) الْمُهْتَدِينَ هدي", "ayetNo" : "56", "id" : "1585", "kuranAyetNo" : "845", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve yoktur takvalı21 olan kimseler üzerine onların* hesabından hiçbir şey; velakin\/fakat bir zikirdir\/hatırlatmadır78; belki onlar** takvalı21 olurlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve yoktur وَمَا - 2 ala üzerine عَلَى - 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي 5 min   مِنْ - 6 hisabihim onların hesabından حِسَابِهِمْ حسب 7 min   مِنْ - 8 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا 9 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 10 zikra bir hatırlatmadır ذِكْرَىٰ ذكر 11 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 12 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "69", "id" : "1598", "kuranAyetNo" : "858", "not1" : "*Kur'an ayetleri hakkında laubali konuşanlar. **Bu kimselere Kur'an ayetleri sadece hatırlatılır. Zorlama yoktur.  ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve kışkırt tabi olduğun kimseyi onlardan sesinle*; ve yaygara çıkar üzerlerine atlılarınla** ve yayalarınla**; ve ortak ol onlara mallarda ve evlatta***; ve vaat et onlara; ve vaat eder değildir onlara şeytân bir aldatma dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vestefziz ve kışkırt وَاسْتَفْزِزْ فزز 2 meni kimseyi مَنِ - 3 stetaa'te tabi olduğun اسْتَطَعْتَ طوع 4 minhum onlardan مِنْهُمْ - 5 bisavtike sesinle بِصَوْتِكَ صوت 6 ve eclib ve yaygara çıkar وَأَجْلِبْ جلب 7 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 8 bihaylike atlılarınla بِخَيْلِكَ خيل 9 ve racilike ve yayalarınla وَرَجِلِكَ رجل 10 ve şarikhum ve ortak ol onlara وَشَارِكْهُمْ شرك 11 fi   فِي - 12 l-emvali mallarda الْأَمْوَالِ مول 13 vel'evladi ve evlatta وَالْأَوْلَادِ ولد 14 ve idhum ve vaat et onlara وَعِدْهُمْ وعد 15 ve ma ve değildir وَمَا - 16 yeiduhumu vaat eder onlara يَعِدُهُمُ وعد 17 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 18 illa dışında إِلَّا - 19 gururan bir aldatma غُرُورًا غرر", "ayetNo" : "64", "id" : "1550", "kuranAyetNo" : "2091", "not1" : "*Vesvesenle, fısıldamanla. **Ordularınla. Elinden gelen ne varsa. ***Evlat. Veletler. Çocuklar.", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Dedi (iblîs): \"Öyle ki senin izzetinle614 mutlak doğru yoldan saptırırım onları topluca.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 febiizzetike öyle ki senin izzetinle فَبِعِزَّتِكَ عزز 3 leugviyennehum mutlak doğru yoldan saptırırım onları لَأُغْوِيَنَّهُمْ غوي 4 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "82", "id" : "1565", "kuranAyetNo" : "4050", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "\"Dışındadır kulların (ki) onlardandır muhlis309.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 illa dışındadır إِلَّا - 2 ibadeke kulların عِبَادَكَ عبد 3 minhumu onlardandır مِنْهُمُ - 4 l-muhlesine muhlis الْمُخْلَصِينَ خلص", "ayetNo" : "83", "id" : "1566", "kuranAyetNo" : "4051", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Dediler: \"Rabbimiz4! Öldürdün618* bizi iki kez; ve canlandırdın\/dirilttin618 bizi iki kez; öyle ki arif olduk\/farkına vardık günahlarımızın; öyle ki var mı çıkışa doğru bir yoldan?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 3 emettena öldürdün bizi أَمَتَّنَا موت 4 sneteyni iki kez اثْنَتَيْنِ ثني 5 ve ehyeytena ve canlandırdırdın\/dirilttin bizi وَأَحْيَيْتَنَا حيي 6 sneteyni iki kez اثْنَتَيْنِ ثني 7 fea'terafna öyle ki arif olduk\/farkına vardık فَاعْتَرَفْنَا عرف 8 bizunubina günahlarımızı بِذُنُوبِنَا ذنب 9 fehel öyle ki var mı  فَهَلْ - 10 ila doğru إِلَىٰ - 11 hurucin çıkışa خُرُوجٍ خرج 12 min hiçbir مِنْ - 13 sebilin bir yol سَبِيلٍ سبل", "ayetNo" : "11", "id" : "1572", "kuranAyetNo" : "4142", "not1" : "*Fiil geçmiş zaman kipiyle gelmiştir. Mutlak ki daha önce canlı olan bir varlığın öldürülmesi eylemi işaret edilir.", "surahName" : "Mü'min", "sureNo" : "40" }, { "ayetIe" : "Ve O’nun (Allah'ın) indindedir\/yanındadır gaybın62 anahtarları\/açıcıları; bilmez (kimse) onu O’nun dışında; ve bilir (O) karadakini ve denizdekini; ve düşer değildir hiçbir bir varak\/yaprak ancak bilir (O) onu; ve olmaz bir habbe\/tahıl tanesi yerin karanlıklarında; ve olmaz bir nem ve ne de bir kuru; ancak apaçık bir kitaptadır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve indehu ve indindedir\/yanındadır O’nun وَعِنْدَهُ عند 2 mefatihu anahtarları\/açıcıları مَفَاتِحُ فتح 3 l-gaybi gaybın الْغَيْبِ غيب 4 la   لَا - 5 yea'lemuha bilmez onu يَعْلَمُهَا علم 6 illa dışında إِلَّا - 7 huve O’nun هُوَ - 8 ve yea'lemu ve bilir (O) وَيَعْلَمُ علم 9 ma   مَا - 10 fi   فِي - 11 l-berri karadakini الْبَرِّ برر 12 velbehri ve denizdekini وَالْبَحْرِ بحر 13 ve ma ve değildir وَمَا - 14 teskutu düşer تَسْقُطُ سقط 15 min hiçbir مِنْ - 16 verakatin bir varak\/yaprak وَرَقَةٍ ورق 17 illa dışında إِلَّا - 18 yea'lemuha bilir (O) onu يَعْلَمُهَا علم 19 ve la ve olmaz وَلَا - 20 habbetin bir habbe\/tahıl tanesi حَبَّةٍ حبب 21 fi   فِي - 22 zulumati karanlıklarda ظُلُمَاتِ ظلم 23 l-erdi yerin الْأَرْضِ ارض 24 ve la ve olmaz وَلَا - 25 ratbin bir nem رَطْبٍ رطب 26 ve la ve ne de وَلَا - 27 yabisin bir kuru يَابِسٍ يبس 28 illa dışında إِلَّا - 29 fi   فِي - 30 kitabin bir kitaptadır كِتَابٍ كتب 31 mubinin apaçık مُبِينٍ بين", "ayetNo" : "59", "id" : "1588", "kuranAyetNo" : "848", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki vesvese verdi ona doğru şeytân; dedi (şeytân): \"Ey Âdem! Kılavuz olayım mı sana ölümsüzlük ağacına karşı; ve bir mülke (ki) belalanmaz?256.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fevesvese öyle ki vesvese verdi فَوَسْوَسَ وسوس 2 ileyhi ona doğru إِلَيْهِ - 3 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 4 kale dedi قَالَ قول 5 ya ademu ey Âdem يَا ادَمُ - 6 hel mi? هَلْ - 7 edulluke kılavuz olayım mı sana أَدُلُّكَ دلل 8 ala   عَلَىٰ - 9 şecerati ağacına karşı شَجَرَةِ شجر 10 l-huldi ölümsüzlük الْخُلْدِ خلد 11 ve mulkin ve mülk وَمُلْكٍ ملك 12 la   لَا - 13 yebla belalanmaz يَبْلَىٰ بلو", "ayetNo" : "120", "id" : "1509", "kuranAyetNo" : "2466", "not1" : "", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "Dedi: \"Orada* hayat yaşarsınız ve orada* ölürsünüz; ve oradan* çıkarılırsınız**.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 fiha orada فِيهَا - 3 tehyevne hayat yaşarsınız تَحْيَوْنَ حيي 4 ve fiha ve orada وَفِيهَا - 5 temutune ölürsünüz تَمُوتُونَ موت 6 ve minha ve oradan وَمِنْهَا - 7 tuhracune çıkarılırsınız تُخْرَجُونَ خرج", "ayetNo" : "25", "id" : "1528", "kuranAyetNo" : "979", "not1" : "*Şu an içinde bulunduğunuz evren, evrenden.   **İlk cennet evreninden nasıl çıkarıldıysanız, şu an içinde yaşadığınız evreninizden de öldüğünüzde çıkarılırsınız.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dışında iblîs190; reddetti (iblîs) ki olur (o) secde70 edenlerle birlikte.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 illa dışında إِلَّا - 2 iblise İblis إِبْلِيسَ - 3 eba reddetti أَبَىٰ ابي 4 en ki أَنْ - 5 yekune olur يَكُونَ كون 6 mea birlikte مَعَ - 7 s-sacidine secde edenlerlele السَّاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "31", "id" : "1532", "kuranAyetNo" : "1831", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Ve kim yüz çevirdi\/kaçındı zikrimden78*; öyle ki doğrusu onadır dar\/zor\/zayıf\/sefil bir yaşam; ve haşrederiz556 onu kıyamet günü148 âmâ (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 ea'rade yüz çevirdi\/kaçındı أَعْرَضَ عرض 3 an   عَنْ - 4 zikri zikrimden ذِكْرِي ذكر 5 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 6 lehu onadır لَهُ - 7 meiyşeten bir yaşam مَعِيشَةً عيش 8 danken dar\/zor\/zayıf\/sefil ضَنْكًا ضنك 9 ve nehşuruhu ve hasrederiz onu وَنَحْشُرُهُ حشر 10 yevme günü يَوْمَ يوم 11 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 12 ea'ma âmâ (olarak) أَعْمَىٰ عمي", "ayetNo" : "124", "id" : "1513", "kuranAyetNo" : "2470", "not1" : "*Sadece kutsal kitaplar demeyip onlardan yüz çevirenler.", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "\"Dışındadır kulların46; onlardan* muhlis309 (olanlar).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 illa dışındadır إِلَّا - 2 ibadeke kulların عِبَادَكَ عبد 3 minhumu onlardan مِنْهُمُ - 4 l-muhlesine muhlis (olanlar) الْمُخْلَصِينَ خلص", "ayetNo" : "40", "id" : "1541", "kuranAyetNo" : "1840", "not1" : "*Kullarından.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Dedi (iblîs): \"Rabbim! Doğru yoldan ayırmış olmanla beni mutlak süslerim onlara yerde; ve doğru yoldan ayırırım onları topluca.\"", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "39", "id" : "1540", "kuranAyetNo" : "1839", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kâfirlik25 etmiş kimselere nida* edildi: \"Mutlak ki Allah'ın nefreti daha büyüktür kendi nefislerinize201 (olan) nefretinizden; çağrıldığınız zaman imana47; öyle ki kâfirlik25 ediyordunuz.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimselere الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 4 yunadevne nida edildi onlara يُنَادَوْنَ ندو 5 lemektu mutlak ki nefreti لَمَقْتُ مقت 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 ekberu daha büyüktür أَكْبَرُ كبر 8 min -dan مِنْ - 9 mektikum nefretinizden مَقْتِكُمْ مقت 10 enfusekum kendi nefislerinize أَنْفُسَكُمْ نفس 11 iz zaman إِذْ - 12 tud'avne çağrıldınız تُدْعَوْنَ دعو 13 ila   إِلَى - 14 l-imani imana الْإِيمَانِ امن 15 fe tekfurune öyle ki kâfirlik ettiniz فَتَكْفُرُونَ كفر", "ayetNo" : "10", "id" : "1571", "kuranAyetNo" : "4141", "not1" : "*Seslenildi.", "surahName" : "Mü'min", "sureNo" : "40" }, { "ayetIe" : "Dedi (iblîs): \"Asla olmam secde70 edici bir beşere432; yarattın onu* salsâlinden224; şekillendirilmiş bir çamurdan\/balçıktan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 lem asla لَمْ - 3 ekun olmam أَكُنْ كون 4 liescude secde edici لِأَسْجُدَ سجد 5 libeşerin bir beşere لِبَشَرٍ بشر 6 halektehu yarattın onu خَلَقْتَهُ خلق 7 min -dan مِنْ - 8 salsalin salsalinden صَلْصَالٍ صلصل 9 min -tan مِنْ - 10 hamein bir çamur\/balçık حَمَإٍ حما 11 mesnunin şekillendirilmiş مَسْنُونٍ سنن", "ayetNo" : "33", "id" : "1534", "kuranAyetNo" : "1833", "not1" : "*Âdem'i.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Öyle ki düzenlendiğim zaman onu*; ve üflediğim (zaman) ona* ruhumdan608; öyle ki kapanın ona* secdeye70.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feiza öyle ki فَإِذَا - 2 sevveytuhu düzenlendiğim zaman onu سَوَّيْتُهُ سوي 3 ve nefehtu ve üflediğim وَنَفَخْتُ نفخ 4 fihi ona فِيهِ - 5 min -dan مِنْ - 6 ruhi ruhum- رُوحِي روح 7 fekau öyleki kapanın فَقَعُوا وقع 8 lehu ona لَهُ - 9 sacidine secdeye سَاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "72", "id" : "1555", "kuranAyetNo" : "4040", "not1" : "*Beşeri, beşere.", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Doğrusu biz arz ettik* emaneti617 göklere162 ve yere ve dağlara; öyle ki reddettiler ki yüklenirler onu**; ve endişelendiler\/korktular ondan**; ve yüklendi onu** insan; doğrusu o oldu bir zalim257; bir cahil489.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inna doğrusu biz إِنَّا - 2 aradna arz ettik عَرَضْنَا عرض 3 l-emanete emaneti الْأَمَانَةَ امن 4 ala   عَلَى - 5 s-semavati göklere السَّمَاوَاتِ سمو 6 vel'erdi ve yere وَالْأَرْضِ ارض 7 velcibali ve dağlara وَالْجِبَالِ جبل 8 feebeyne öyle ki reddettiler فَأَبَيْنَ ابي 9 en ki أَنْ - 10 yehmilneha yüklenirler onu يَحْمِلْنَهَا حمل 11 ve eşfekne ve endişelendiler\/korktular وَأَشْفَقْنَ شفق 12 minha ondan مِنْهَا - 13 vehameleha ve yüklendi onu وَحَمَلَهَا حمل 14 l-insanu insan الْإِنْسَانُ انس 15 innehu doğrusu o إِنَّهُ - 16 kane oldu كَانَ كون 17 zelumen bir zalim ظَلُومًا ظلم 18 cehulen bir cahil جَهُولًا جهل", "ayetNo" : "72", "id" : "1570", "kuranAyetNo" : "3603", "not1" : "*Sunduk. **Emaneti, emanetten.", "surahName" : "Ahzâb", "sureNo" : "33" }, { "ayetIe" : "Ve bırak kimseleri (ki) edindiler dinlerini bir laubali* ve bir eğlence\/oyun; ve aldattı onları dünya hayatı; ve zikret\/hatırlat onunla (Kur’an’la); ki tutuklanır bir nefis201 kazandığıyla; olmaz ona (nefse) Allah’ın astından bir veli28; ve ne de bir şefâatçi114; ve eğer adil olsa\/eşitlese (o nefis) her bir adaleti680; alınmaz ondan (nefisten); işte bunlar; kimselerdir (ki) tutuklandılar kazandıklarıyla; onlaradır kaynardan bir içecek; ve acıklı bir azap kâfirlik25 ederler olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve zeri ve bırak وَذَرِ وذر 2 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 3 ttehazu edindiler  اتَّخَذُوا اخذ 4 dinehum dinlerini دِينَهُمْ دين 5 leiben bir laubali لَعِبًا لعب 6 velehven ve bir eğlence\/oyun وَلَهْوًا لهو 7 ve garrathumu ve aldatttı onları وَغَرَّتْهُمُ غرر 8 l-hayatu hayatının الْحَيَاةُ حيي 9 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 10 vezekkir ve zikret\/hatırlat وَذَكِّرْ ذكر 11 bihi onunla (Kur’an’la) بِهِ - 12 en ki أَنْ - 13 tubsele tutuklanır تُبْسَلَ بسل 14 nefsun bir nefis نَفْسٌ نفس 15 bima dolayı بِمَا - 16 kesebet kazandığından كَسَبَتْ كسب 17 leyse olmaz لَيْسَ ليس 18 leha ona (nefse) لَهَا - 19 min   مِنْ - 20 duni astından دُونِ دون 21 llahi Allah’ın اللَّهِ - 22 veliyyun bir veli وَلِيٌّ ولي 23 ve la ve ne de وَلَا - 24 şefiun bir şefaatçi شَفِيعٌ شفع 25 ve in ve eğer وَإِنْ - 26 tea'dil adil olsa\/eşitlese تَعْدِلْ عدل 27 kulle her bir كُلَّ كلل 28 adlin adaleti\/eşitliği عَدْلٍ عدل 29 la   لَا - 30 yu'haz alınmaz يُؤْخَذْ اخذ 31 minha ondan (nefisten) مِنْهَا - 32 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 33 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 34 ubsilu tutuklandılar أُبْسِلُوا بسل 35 bima dolayı بِمَا - 36 kesebu kazandıklarıyla كَسَبُوا كسب 37 lehum onlaradır لَهُمْ - 38 şerabun bir içki شَرَابٌ شرب 39 min   مِنْ - 40 hamimin kaynardan حَمِيمٍ حمم 41 ve azabun ve bir azap وَعَذَابٌ عذب 42 elimun acıklı أَلِيمٌ الم 43 bima   بِمَا - 44 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 45 yekfurune kâfirlik eder يَكْفُرُونَ كفر", "ayetNo" : "70", "id" : "1599", "kuranAyetNo" : "859", "not1" : "*Davranışları ölçülü, olgun olmayan; ciddiyetsiz, gayriciddi.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Öyle ki sen gözetlenilenlerdensin.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 feinneke öyle ki sen فَإِنَّكَ - 3 mine   مِنَ - 4 l-munzerine gözetilenlerdensin الْمُنْظَرِينَ نظر", "ayetNo" : "37", "id" : "1538", "kuranAyetNo" : "1837", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Çağırır mıyız Allah’ın astından menfaat sağlamayanı bizlere ve zarar vermeyeni bizlere; ve döner (miyiz) topuklarımız üzerine, doğru yola kılavuzladığı zaman sonrası Allah'ın bizleri; kimse gibi (ki) kılavuzluk etti ona şeytânlar29 yerde bir şaşkınlığa ona; arkadaşları çağırır onu doğru kılavuza doğru; \"Gel bizlere\" (diye)\"; de ki: \"Doğrusu Allah'ın kılavuzu (ki) odur doğru kılavuz; ve emredildi bizlere İslam218 olmamız alemlerin203 Rabbine4.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 ened'u çağırır mıyız أَنَدْعُو دعو 3 min   مِنْ - 4 duni astından دُونِ دون 5 llahi Allah’ın اللَّهِ - 6 ma   مَا - 7 la   لَا - 8 yenfeuna menfaat sağlamayani bizlere يَنْفَعُنَا نفع 9 ve la ve وَلَا - 10 yedurruna ve zarar vermeyeni bizlere يَضُرُّنَا ضرر 11 ve nuraddu ve döner (miyiz) وَنُرَدُّ ردد 12 ala üzerinde عَلَىٰ - 13 ea'kabina topuklarımız أَعْقَابِنَا عقب 14 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 15 iz zaman إِذْ - 16 hedana doğru yola kılavuzladı bizleri هَدَانَا هدي 17 llahu Allah اللَّهُ - 18 kallezi kimse gibi كَالَّذِي - 19 stehvethu kılavuzluk etti ona اسْتَهْوَتْهُ هوي 20 ş-şeyatinu şeytanlar الشَّيَاطِينُ شطن 21 fi   فِي - 22 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 23 hayrane bir şaşkınlığa حَيْرَانَ حير 24 lehu ona لَهُ - 25 eshabun arkadaşları أَصْحَابٌ صحب 26 yed'unehu çağırır onu يَدْعُونَهُ دعو 27 ila doğru إِلَى - 28 l-huda doğru kılavuza الْهُدَى هدي 29 tina gel bizlere ائْتِنَا اتي 30 kul de ki قُلْ قول 31 inne doğrusu إِنَّ - 32 huda doğru kılavuzu هُدَى هدي 33 llahi Allah'ın اللَّهِ - 34 huve odur هُوَ - 35 l-huda doğru kılavuz الْهُدَىٰ هدي 36 ve umirna ve emredildi bizlere وَأُمِرْنَا امر 37 linuslime İslam olmamız لِنُسْلِمَ سلم 38 lirabbi Rabbine لِرَبِّ ربب 39 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "71", "id" : "1600", "kuranAyetNo" : "860", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki düzenlediğim zaman onu*; ve üflediğimde608 ona* ruhumdan; kapanın ona* secdeler70 (-le).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feiza öyle ki  فَإِذَا - 2 sevveytuhu düzenlediğim zaman onu سَوَّيْتُهُ سوي 3 ve nefehtu ve üflediğimde وَنَفَخْتُ نفخ 4 fihi ona فِيهِ - 5 min   مِنْ - 6 ruhi ruhumdan رُوحِي روح 7 fekau hemen gelin\/kapanın فَقَعُوا وقع 8 lehu ona لَهُ - 9 sacidine secdeler (-le) سَاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "29", "id" : "1530", "kuranAyetNo" : "1829", "not1" : "*Âdem'i.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "\"Olmuş değildir bana* hiçbir ilim yüce toplulukla\/kurulla616 (ilgili) onlar hasımlaşıyorlarken.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değildi مَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 liye bana لِيَ - 4 min hiçbir مِنْ - 5 ilmin ilim عِلْمٍ علم 6 bil-melei topluluk\/kurul بِالْمَلَإِ ملا 7 l-ea'la yüce الْأَعْلَىٰ علو 8 iz zaman إِذْ - 9 yehtesimune hasımlaşıyorlarken يَخْتَصِمُونَ خصم", "ayetNo" : "69", "ayetNot" : "", "id" : "1569", "kuranAyetNo" : "4037", "not1" : "*Resûl Muhammed.", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Ve O kâhirdir622 kullarının üstüne; ve gönderir üzerinize koruyucuları; ta ki geldiği zaman birinize ölüm; vefat621 ettirdi onu resûllerimiz522 (ki) onlar aldırmazlık etmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O وَهُوَ - 2 l-kahiru kahirdir الْقَاهِرُ قهر 3 fevka üstüne فَوْقَ فوق 4 ibadihi kullarının عِبَادِهِ عبد 5 ve yursilu ve gönderir وَيُرْسِلُ رسل 6 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 7 hafezeten koruyucuları حَفَظَةً حفظ 8 hatta ta ki حَتَّىٰ - 9 iza zaman إِذَا - 10 ca'e geldiği جَاءَ جيا 11 ehadekumu birinize أَحَدَكُمُ احد 12 l-mevtu ölüm الْمَوْتُ موت 13 teveffethu vefat ettirdi onu تَوَفَّتْهُ وفي 14 rusuluna resûllerimiz رُسُلُنَا رسل 15 ve hum onlar وَهُمْ - 16 la   لَا - 17 yuferritune aldırmazlık etmezler يُفَرِّطُونَ فرط", "ayetNo" : "61", "id" : "1590", "kuranAyetNo" : "850", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki secde70 ettiler melekler48; hepsi onların topluca.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fesecede öyle ki secde ettiler فَسَجَدَ سجد 2 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك 3 kulluhum hepsi onların كُلُّهُمْ كلل 4 ecmeune topluca أَجْمَعُونَ جمع", "ayetNo" : "30", "id" : "1531", "kuranAyetNo" : "1830", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Dedi: \"Rabbim! Öyle ki gözetle beni güne kadar (ki) diriltilirler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 3 feenzirni öyle ki gözetle beni فَأَنْظِرْنِي نظر 4 ila kadar إِلَىٰ - 5 yevmi güne يَوْمِ يوم 6 yub'asune dirilirler يُبْعَثُونَ بعث", "ayetNo" : "79", "id" : "1562", "kuranAyetNo" : "4047", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Öyle ki doğrusu sen* gözetlenenlerdensin.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 feinneke öyle ki doğrusu sen فَإِنَّكَ - 3 mine   مِنَ - 4 l-munzerine gözetlenenlerdensin الْمُنْظَرِينَ نظر", "ayetNo" : "80", "id" : "1563", "kuranAyetNo" : "4048", "not1" : "*İblîs.", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Dedi (iblîs): \"Rabbim4! Öyle ki gözetle beni güne kadar (ki) diriltilirler*.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi ki قَالَ قول 2 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 3 feenzirni öyle ki gözetle beni فَأَنْظِرْنِي نظر 4 ila kadar إِلَىٰ - 5 yevmi güne يَوْمِ يوم 6 yub'asune diriltilirler يُبْعَثُونَ بعث", "ayetNo" : "36", "id" : "1537", "kuranAyetNo" : "1836", "not1" : "*Çoğul olarak gelmektedir. İnsanlar.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Gördünüz mü? Eğer tutsa\/alsa Allah işitmenizi ve bakışınızı; ve mühürlese175 kalbinizin üzerini; kimdir bir ilâh74 Allah’ın dışında (ki) gelir sizlere onunla\"; bak! Nasıl dikkat çekeriz ayetlere237; sonra onlar yüz çevirirler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 eraeytum gördünüz mü أَرَأَيْتُمْ راي 3 in eğer إِنْ - 4 ehaze tutsa\/alsa أَخَذَ اخذ 5 llahu Allah اللَّهُ - 6 sem'akum işitmenizi سَمْعَكُمْ سمع 7 ve ebsarakum ve görüşlerinizi وَأَبْصَارَكُمْ بصر 8 ve hateme ve mühürlese وَخَتَمَ ختم 9 ala üzerini عَلَىٰ - 10 kulubikum kalblerinizin قُلُوبِكُمْ قلب 11 men kimdir? مَنْ - 12 ilahun bir ilah إِلَٰهٌ اله 13 gayru dışında غَيْرُ غير 14 llahi Allah’ın اللَّهِ - 15 ye'tikum gelir sizlere يَأْتِيكُمْ اتي 16 bihi onunla بِهِ - 17 unzur bak انْظُرْ نظر 18 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 19 nusarrifu dikkat çekeriz نُصَرِّفُ صرف 20 l-ayati ayetlere الْايَاتِ ايي 21 summe sonra ثُمَّ - 22 hum onlar هُمْ - 23 yesdifune yüz çeviriyorlar يَصْدِفُونَ صدف", "ayetNo" : "46", "id" : "1575", "kuranAyetNo" : "835", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve dediğimiz zaman sana: \"Doğrusu (senin) Rabbin4 gözetip kuşatır insanları; ve yapmış değiliz o* gösterdiğimiz rüyayı611 sana, ancak bir fitnedir610 insanlara; ve Kur'an'daki melun\/lanetlenmiş280 ağacını (da); ve korkuturuz onları** öyle ki ziyade eder değildir onlara büyük tûğyân442 dışında.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve وَإِذْ - 2 kulna dediğimiz zaman قُلْنَا قول 3 leke sana لَكَ - 4 inne doğrusu إِنَّ - 5 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب 6 ehata gözeterek kuşatır أَحَاطَ حوط 7 bin-nasi insanları بِالنَّاسِ نوس 8 ve ma ve değiliz وَمَا - 9 cealna yapmış جَعَلْنَا جعل 10 r-ru'ya rüyayı الرُّؤْيَا راي 11 lleti o ki الَّتِي - 12 eraynake gösterdik sana أَرَيْنَاكَ راي 13 illa ancak إِلَّا - 14 fitneten bir fitnedir\/testtir\/denemedir فِتْنَةً فتن 15 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 16 ve şşecerate ve ağacı وَالشَّجَرَةَ شجر 17 l-mel'unete melun\/lanetlenmiş الْمَلْعُونَةَ لعن 18 fi   فِي - 19 l-kurani Kur'an'da الْقُرْانِ قرا 20 ve nuhavvifuhum ve korkuturuz onları وَنُخَوِّفُهُمْ خوف 21 fema öyle ki değildir فَمَا - 22 yeziduhum ziyade eder onlara يَزِيدُهُمْ زيد 23 illa ancak إِلَّا - 24 tugyanen tuğyanı طُغْيَانًا طغي 25 kebiran büyük كَبِيرًا كبر", "ayetNo" : "60", "id" : "1546", "kuranAyetNo" : "2087", "not1" : "*Rüyada senin gözlerinle gördüğün şeyler insanoğlunun test sürecidir.  Nasıl ve neden fitnelendirildiklerini gördün. **İnsanları. Korkutarak geri durmalarını sağlamak.", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "\"Sonra mutlak gelirim* elleri arasından; ve arkalarından; ve sağlarından; ve sollarından; ve bulamazsın çoklarını şükredenler43.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 latiyennehum mutlak gelirim لَاتِيَنَّهُمْ اتي 3 min   مِنْ - 4 beyni arasından بَيْنِ بين 5 eydihim elleri أَيْدِيهِمْ يدي 6 ve min ve وَمِنْ - 7 halfihim arkalarından خَلْفِهِمْ خلف 8 ve an ve  وَعَنْ - 9 eymanihim sağlarından أَيْمَانِهِمْ يمن 10 ve an ve وَعَنْ - 11 şemailihim sollarından شَمَائِلِهِمْ شمل 12 ve la ve وَلَا - 13 tecidu bulamazsın تَجِدُ وجد 14 ekserahum çoklarını أَكْثَرَهُمْ كثر 15 şakirine şükredenler شَاكِرِينَ شكر", "ayetNo" : "17", "id" : "1520", "kuranAyetNo" : "971", "not1" : "*Tavaf ederim, dolaşırım, turlarım.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Her bir haber* içindir kararlı yerleşim yeri\/zamanı; ve yakında bileceksiniz**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 likulli her لِكُلِّ كلل 2 nebein bir haber içindir نَبَإٍ نبا 3 mustekarrun kararlı yerleşim yeri\/zamanı مُسْتَقَرٌّ قرر 4 ve sevfe ve yakında وَسَوْفَ - 5 tea'lemune bileceksiniz. تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "67", "id" : "1596", "kuranAyetNo" : "856", "not1" : "*Resûl Muhammed'in kavminin\/toplumunun Kur'an'ı yalanlayacağı haberi. **Kur'an'ın inişi tamamlandıktan sonra yeri ve zamanı geldiğinde bunu bileceksiniz.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve gönderir değiliz murselîni619 ancak müjdecilerdir ve uyarıcılardır; öyle ki kim iman47 etti ve ıslah316 etti; öyle ki olmaz bir korku üzerlerine ve onlar hüzünlenmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değiliz وَمَا - 2 nursilu gönderir  نُرْسِلُ رسل 3 l-murseline gönderilenleri الْمُرْسَلِينَ رسل 4 illa dışında إِلَّا - 5 mubeşşirine müjdeciler مُبَشِّرِينَ بشر 6 ve munzirine ve uyarıcılar وَمُنْذِرِينَ نذر 7 femen öyle ki kim فَمَنْ - 8 amene iman etti امَنَ امن 9 ve esleha ve ıslah etti وَأَصْلَحَ صلح 10 fela öyle ki olmaz فَلَا - 11 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 12 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 13 ve la ve وَلَا - 14 hum onlar هُمْ - 15 yehzenune hüzünlenmezler يَحْزَنُونَ حزن", "ayetNo" : "48", "id" : "1577", "kuranAyetNo" : "837", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kılavuzluk\/delalet etti* ikisine** kandırmayla\/aldatmayla; öyle ki ne zaman tattı ikisi ağacı691; göründü ikisine çirkin yerleri***; ve hemen başladı ikisi ilmikleyip\/bağlayıp örtmeye üzerlerine cennet**** yapraklarından; ve nida etti\/seslendi ikisine** Rableri4: \"Asla men etmedim mi ikinizi** şu ağaçtan691; ve demedim mi ikinize** doğrusu şeytân29 ikinize apaçık bir düşmandır.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fedellahuma öyle ki kılavuzluk\/delalet etti ikisine  فَدَلَّاهُمَا دلل 2 bigururin kandırmayla\/aldatmayla بِغُرُورٍ غرر 3 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 4 zaka tattılar ذَاقَا ذوق 5 ş-şecerate ağacı الشَّجَرَةَ شجر 6 bedet göründü بَدَتْ بدو 7 lehuma ikisine لَهُمَا - 8 sev'atuhuma çirkin yerleri سَوْاتُهُمَا سوا 9 ve tafika ve hemen başladılar وَطَفِقَا طفق 10 yehsifani  ilmikleyip\/bağlayıp örtmeye  يَخْصِفَانِ خصف 11 aleyhima üzerlerine عَلَيْهِمَا - 12 min   مِنْ - 13 veraki yapraklarından وَرَقِ ورق 14 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن 15 ve nadahuma ve nida etti وَنَادَاهُمَا ندو 16 rabbuhuma Rableri رَبُّهُمَا ربب 17 elem asla أَلَمْ - 18 enhekuma men etmedim mi ikinizi أَنْهَكُمَا نهي 19 an   عَنْ - 20 tilkuma şu تِلْكُمَا - 21 ş-şecerati ağaçtan الشَّجَرَةِ شجر 22 ve ekul ve demedim mi وَأَقُلْ قول 23 lekuma ikinize لَكُمَا - 24 inne doğrusu إِنَّ - 25 ş-şeytane şeytan الشَّيْطَانَ شطن 26 lekuma ikinize لَكُمَا - 27 aduvvun bir düşmandır عَدُوٌّ عدو 28 mubinun apaçık مُبِينٌ بين", "ayetNo" : "22", "id" : "1525", "kuranAyetNo" : "976", "not1" : "*Şeytân. **Âdem ve eşine. Erkek insana ve kadın insana. ***Cinsel organ bölgeleri. ****İlk cennetimiz.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Öyle ki haktır\/gerçektir; ve haktır\/gerçektir (ki) derim.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 felhakku öyle ki haktır\/gerçektir فَالْحَقُّ حقق 3 velhakka ve haktır\/gerçektir وَالْحَقَّ حقق 4 ekulu derim أَقُولُ قول", "ayetNo" : "84", "id" : "1567", "kuranAyetNo" : "4052", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Demem sizlere (ki) indimdedir\/yanımdadır Allah'ın hazineleri; ve bilmem gaybı62; ve demem sizlere (ki) ben bir meleğim48; tabi olur değilim üzerime vahyedilen* dışında\"; de ki: \"Aynı seviyede olur mu âmâ\/kör ve gören; öyle ki tefekkür357 etmez misiniz?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 la   لَا - 3 ekulu demem أَقُولُ قول 4 lekum sizlere لَكُمْ - 5 indi indimdedir\/yanımdadır عِنْدِي عند 6 hazainu hazineleri خَزَائِنُ خزن 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 ve la ve وَلَا - 9 ea'lemu bilmem أَعْلَمُ علم 10 l-gaybe gaybı الْغَيْبَ غيب 11 ve la ve وَلَا - 12 ekulu demem أَقُولُ قول 13 lekum sizlere لَكُمْ - 14 inni ben إِنِّي - 15 melekun bir meleğim مَلَكٌ ملك 16 in değilim إِنْ - 17 ettebiu tabi olur أَتَّبِعُ تبع 18 illa dışında إِلَّا - 19 ma   مَا - 20 yuha vahyedilene يُوحَىٰ وحي 21 ileyye üzerime إِلَيَّ - 22 kul de ki قُلْ قول 23 hel midir? هَلْ - 24 yestevi aynı seviyedem mi يَسْتَوِي سوي 25 l-ea'ma âmâ الْأَعْمَىٰ عمي 26 velbesiru ve gören وَالْبَصِيرُ بصر 27 efela öyle ki  أَفَلَا - 28 tetefekkerune tefekkür etmez misiniz تَتَفَكَّرُونَ فكر", "ayetNo" : "50", "id" : "1579", "kuranAyetNo" : "839", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve gördüğün zaman kimseleri (ki) dalarlar* ayetlerimize; yüz çevir onlardan**; ta ki dalarlar* onun başkası bir söze***; ve unutturursa**** sana şeytân29; öyle ki oturma zikir\/hatırlama sonrası zalimler257 kavmiyle\/topluluğuyla birlikte.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 raeyte gördüğün رَأَيْتَ راي 3 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 4 yehudune (münasebetsizliğe) dalarlar يَخُوضُونَ خوض 5 fi   فِي - 6 ayatina ayetlerimize ايَاتِنَا ايي 7 feea'rid yüz çevir فَأَعْرِضْ عرض 8 anhum onlardan عَنْهُمْ - 9 hatta taki  حَتَّىٰ - 10 yehudu dalarlar يَخُوضُوا خوض 11 fi   فِي - 12 hadisin bir söze حَدِيثٍ حدث 13 gayrihi onun başkasına غَيْرِهِ غير 14 ve imma ve  وَإِمَّا - 15 yunsiyenneke unutturursa sana يُنْسِيَنَّكَ نسي 16 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 17 fela öyle ki  فَلَا - 18 tek'ud oturma تَقْعُدْ قعد 19 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 20 z-zikra zikir\/hatırlama الذِّكْرَىٰ ذكر 21 mea birlikte مَعَ - 22 l-kavmi kavmiyle\/topluluğuyla الْقَوْمِ قوم 23 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "68", "id" : "1597", "kuranAyetNo" : "857", "not1" : "*Kur'an ayetleri hakkında ileri-geri, laubali, ciddiyetsiz şekilde sokak ağzıyla konuşmak. **Görüldüğü üzere \"Kur'an ayetlerine iman etmeyenleri öldürün, kesin, doğrayın, savaş açın onlara\" gibi bir emir yoktur. Sadece yüz çevrilir.  ***Kur'an ayetleri sıradan sözler değildir. Laubali şekilde dalınabilecek diğer sözler gibi değildir. ****Anlarız ki resûller de diğer insanlar gibi en büyük şeytân olan iblîs ve soyunun vesvesesinden\/fısıldamasından münezzeh değildir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "\"Ve doğrusu cehennem (ki) mutlak vaat edilendir onlara topluca.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 2 cehenneme cehennem جَهَنَّمَ - 3 lemev'iduhum mutlak vaat edilendir onlara لَمَوْعِدُهُمْ وعد 4 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "43", "id" : "1544", "kuranAyetNo" : "1843", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Uzaklaştırma kimseleri (ki) çağırırlar Rablerini4 sabahla ve akşam (-la); isterler\/arzularlar O'nun yüzünü; yoktur senin üzerine onların hesabından hiçbir şey; ve yoktur senin hesabından onlar üzerine hiçbir şey; öyle ki uzaklaştırdığında onları öyle ki olursun zalimlerden257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la   وَلَا - 2 tetrudi uzaklaştırma تَطْرُدِ طرد 3 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 4 yed'une çağırırlar يَدْعُونَ دعو 5 rabbehum Rablerini رَبَّهُمْ ربب 6 bil-gadati sabah بِالْغَدَاةِ غدو 7 vel'aşiyyi ve akşam وَالْعَشِيِّ عشو 8 yuridune isterler يُرِيدُونَ رود 9 vechehu yüzünü onun وَجْهَهُ وجه 10 ma yoktur مَا - 11 aleyke senin üzerine عَلَيْكَ - 12 min   مِنْ - 13 hisabihim hesabından onların حِسَابِهِمْ حسب 14 min hiçbir مِنْ - 15 şey'in şey شَيْءٍ شيا 16 ve ma ve yoktur وَمَا - 17 min   مِنْ - 18 hisabike hesabından senin حِسَابِكَ حسب 19 aleyhim onlar üzerine عَلَيْهِمْ - 20 min hiçbir مِنْ - 21 şey'in şey شَيْءٍ شيا 22 fetetrudehum öyle ki uzaklaştırdığında onları فَتَطْرُدَهُمْ طرد 23 fetekune öyle ki olursun فَتَكُونَ كون 24 mine   مِنَ - 25 z-zalimine zalimlerden  الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "52", "id" : "1581", "kuranAyetNo" : "841", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve yapmış değiliz bir beşere432 senden önce ölümsüzlük185; öyle ki eğer (sen) ölsen*; öyle ki onlar ölümsüzler185 mi?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değiliz وَمَا - 2 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 3 libeşerin bir beşere لِبَشَرٍ بشر 4 min   مِنْ - 5 kablike senden önce قَبْلِكَ قبل 6 l-hulde ölümsüzlük الْخُلْدَ خلد 7 efein öyle ki eğer أَفَإِنْ - 8 mitte ölsen مِتَّ موت 9 fehumu öyle ki onlar فَهُمُ - 10 l-halidune ölümsüzler الْخَالِدُونَ خلد", "ayetNo" : "34", "id" : "1574", "kuranAyetNo" : "2515", "not1" : "*Eğer geçişi önemlidir. 'Öldün, yada ölürsün' şeklinde gelmemiştir; 'eğer ölürsen' şeklinde gelmiştir. Yüce Allah yolunda katledilenler ölü değillerdir. Rableri katında rızıklandırılırlar. Cennete giren insanların ilk ölüm haricinde ölüm tatmadıkları bildirildiğine göre resûllerin ve müminlerin de Yüce Allah yolunda katledilenler gibi ölü olmadıkları anlaşılır. Rableri katında rızıklandırılırlar. 2:154, 3:169 ve 44:56 ayetlerine bakınız.    ", "surahName" : "Enbiyâ", "sureNo" : "21" }, { "ayetIe" : "Ve geldikleri zaman sana ayetlerimize454 iman47 etmiş kimseler; öyle ki de ki: \"Bir selâm98 sizlere; yazdı Rabbiniz4 kendi nefsi406 üzerine rahmeti271; o kimse ki yaptı sizden bir kötülük cahillikle489; sonra tevbe33 etti sonrasında onun*; ve ıslah316 etti; öyle ki doğrusu O (Allah) bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve وَإِذَا - 2 ca'eke geldikleri zaman sana جَاءَكَ جيا 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 yu'minune iman etmiş يُؤْمِنُونَ امن 5 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي 6 fekul öyle ki de ki فَقُلْ قول 7 selamun bir selam سَلَامٌ سلم 8 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 9 ketebe yazdı كَتَبَ كتب 10 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب 11 ala üzerine عَلَىٰ - 12 nefsihi  kendi nefsine نَفْسِهِ نفس 13 r-rahmete rahmeti الرَّحْمَةَ رحم 14 ennehu ki o أَنَّهُ - 15 men kim مَنْ - 16 amile yaptı عَمِلَ عمل 17 minkum sizden مِنْكُمْ - 18 su'en bir kötülük سُوءًا سوا 19 bicehaletin cahillikle بِجَهَالَةٍ جهل 20 summe sonra ثُمَّ - 21 tabe tevbe etti تَابَ توب 22 min   مِنْ - 23 bea'dihi sonrasında onun بَعْدِهِ بعد 24 ve esleha ve ıslah etti وَأَصْلَحَ صلح 25 feennehu öyle ki doğrusu O فَأَنَّهُ - 26 gafurun bir Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 27 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "54", "id" : "1583", "kuranAyetNo" : "843", "not1" : "*Kötülüğün.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Doğrusu sana* ki acıkmazsın orada**; ve çıplak olmazsın\/kalmazsın.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 leke sana لَكَ - 3 ella ki أَلَّا - 4 tecua acıkmazsın تَجُوعَ جوع 5 fiha orada فِيهَا - 6 ve la ve وَلَا - 7 tea'ra çıplak olmazsın تَعْرَىٰ عري", "ayetNo" : "118", "id" : "1507", "kuranAyetNo" : "2464", "not1" : "*Âdem. **Cennette.", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Çık oradan607;bir kovulmuş, bir yenilmiş (olarak); mutlak ki kim tabi oldu sana onlardan mutlak doldururum cehennemi sizlerden topluca.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 hruc çık اخْرُجْ خرج 3 minha oradan مِنْهَا - 4 mez'umen bir kovulmuş مَذْءُومًا ذام 5 medhuran bir yenilmiş (olarak) مَدْحُورًا دحر 6 lemen mutlak ki kim لَمَنْ - 7 tebiake tabi oldu sana تَبِعَكَ تبع 8 minhum onlardan مِنْهُمْ - 9 leemleenne mutlak doldururum لَأَمْلَأَنَّ ملا 10 cehenneme cehennemi جَهَنَّمَ - 11 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 12 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "18", "id" : "1521", "kuranAyetNo" : "972", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yedi ikisi ondan*; öyle ki ortaya çıkıp göründü ikisine kötülükleri**; ve hemen başladı ikisi ilmikleyip\/bağlayıp örtmeye üstlerini cennet varağından\/yaprağından; ve asi oldu Âdem50 Rabbine4; öyle ki saptı\/şaşırdı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feekela öyle ki yedi ikisi فَأَكَلَا اكل 2 minha ondan مِنْهَا - 3 febedet öyle ki ortaya çıkıp göründü فَبَدَتْ بدو 4 lehuma o ikisine لَهُمَا - 5 sev'atuhuma kötülükleri ikisini سَوْاتُهُمَا سوا 6 ve tafika ve hemen başlası ikisi وَطَفِقَا طفق 7 yehsifani ilmikleyip\/bağlayıp örttü ikisi يَخْصِفَانِ خصف 8 aleyhima üstlerini عَلَيْهِمَا - 9 min   مِنْ - 10 veraki varağından\/yaprağından وَرَقِ ورق 11 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن 12 ve asa ve asi oldu وَعَصَىٰ عصي 13 ademu Âdem ادَمُ - 14 rabbehu Rabbine رَبَّهُ ربب 15 fe gava öyle ki saptı\/şaşırdı فَغَوَىٰ غوي", "ayetNo" : "121", "id" : "1510", "kuranAyetNo" : "2467", "not1" : "*Ağaçtan. **Cinsel organ bölgeleri.", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "Dedi (iblîs): \"Gözetle beni; güne* doğru (ki) diriltilirler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 enzirni gözetle beni أَنْظِرْنِي نظر 3 ila doğru إِلَىٰ - 4 yevmi güne يَوْمِ يوم 5 yub'asune diriltilirler يُبْعَثُونَ بعث", "ayetNo" : "14", "ayetNot" : "", "id" : "1517", "kuranAyetNo" : "968", "not1" : "*Ahiret evrenindeki kıyam\/dikilme gününe.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Defol\/kaybol! Öyle ki kim tabi oldu sana* onlardan**; öyle ki doğrusu cehennemdir cezanız***; bollaştırılmış bir ceza.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 zheb defol\/kaybol اذْهَبْ ذهب 3 fe men öyle ki kim فَمَنْ - 4 tebiake tabi oldu sana تَبِعَكَ تبع 5 minhum onlardan مِنْهُمْ - 6 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 7 cehenneme cehennemdir جَهَنَّمَ - 8 ceza'ukum cezanız  جَزَاؤُكُمْ جزي 9 ceza'en bir ceza جَزَاءً جزي 10 mevfuran bollaştırılmış\/b مَوْفُورًا وفر", "ayetNo" : "63", "id" : "1549", "kuranAyetNo" : "2090", "not1" : "*İblîs. **Âdem ve zürriyeti. ***İblîs soyu ve Âdem soyu. ", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Ant olsun gördü* Rabbinin4 büyük** ayetlerinden237.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "18", "id" : "1503", "kuranAyetNo" : "4800", "not1" : "*Resûl Muhammed. **Yüce Allah Cibrîl aracılığıyla, tabiri caizse sidre\/hünnap ağacını ışık hızında yazan bir 3D yazıcı haline sokmuştur. Resûl Muhammed'e burada ne gösterildi bizlere bildirilmemiş. Benim görüşüme göre evrenin yaratılışı gösterilmiş olabilir.  ", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Doğrusu sen gözetlenenlerdensin.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 3 mine   مِنَ - 4 l-munzerine gözetlenenlerdensin الْمُنْظَرِينَ نظر", "ayetNo" : "15", "ayetNot" : "", "id" : "1518", "kuranAyetNo" : "969", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dışında iblîs190; büyüklendi (o) ve oldu kâfirlerden25.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 illa dışında إِلَّا - 2 iblise İblis إِبْلِيسَ - 3 stekbera büyüklendi اسْتَكْبَرَ كبر 4 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 5 mine   مِنَ - 6 l-kafirine kâfirlerden الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "74", "id" : "1557", "kuranAyetNo" : "4042", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Dedi (iblîs): \"Benim hayırlı (olan) ondan*; yarattın beni bir ateşten ve yarattın onu* bir tinden.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 ena benim أَنَا - 3 hayrun hayırlı خَيْرٌ خير 4 minhu ondan مِنْهُ - 5 halekteni yarattın beni خَلَقْتَنِي خلق 6 min   مِنْ - 7 narin bir ateşten نَارٍ نور 8 ve halektehu ve yarattın onu وَخَلَقْتَهُ خلق 9 min   مِنْ - 10 tinin tinden طِينٍ طين", "ayetNo" : "76", "id" : "1559", "kuranAyetNo" : "4044", "not1" : "*Beşerden. Âdem'den.", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"İnin\/alçalın* bir kısmınız** bir kısma** bir düşman (olarak); ve sizleredir* yerde*** bir kalma\/yerleşme yeri; ve bir meta54 bir süreye kadar.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 hbitu inin\/alçalın اهْبِطُوا هبط 3 bea'dukum bır kısmınız sizlerin بَعْضُكُمْ بعض 4 libea'din bir kısma لِبَعْضٍ بعض 5 aduvvun bir düşman (olarak) عَدُوٌّ عدو 6 velekum ve sizleredir وَلَكُمْ - 7 fi   فِي - 8 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 9 mustekarrun bir kalma\/yerleşme yeri مُسْتَقَرٌّ قرر 10 ve metaun ve bir meta وَمَتَاعٌ متع 11 ila kadar إِلَىٰ - 12 hinin bir süreye حِينٍ حين", "ayetNo" : "24", "id" : "1527", "kuranAyetNo" : "978", "not1" : "*Çoğul eril gelmiştir. Hitap insanlaradır. **Mutlak ki çoğul grupları işaret etmektedir. **Dünya gezegeni. Cennetten çıkarılan insan daha alçak bir evrene gönderilecektir.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Onadır* yedi609 kapı; her bir kapıya onlardan** bir bölüm\/cüz kısımlandırılmıştır.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leha onadır لَهَا - 2 seb'atu yedi سَبْعَةُ سبع 3 ebvabin kapı أَبْوَابٍ بوب 4 likulli her bir لِكُلِّ كلل 5 babin kapıya بَابٍ بوب 6 minhum onlardan مِنْهُمْ - 7 cuz'un bir bölüm جُزْءٌ جزا 8 meksumun kısımlandırılmış مَقْسُومٌ قسم", "ayetNo" : "44", "id" : "1545", "kuranAyetNo" : "1844", "not1" : "*Cehenneme. **Cehenneme girecek olanlar.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Dedi (iblîs): \"Öyle ki doğru yoldan ayırmış olmanla beni mutlak otururum onlara*; senin dosdoğru yoluna124.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 febima öyleki karşı فَبِمَا - 3 egveyteni doğru yoldan ayırdığına beni أَغْوَيْتَنِي غوي 4 leek'udenne mutlak otururum لَأَقْعُدَنَّ قعد 5 lehum onlara لَهُمْ - 6 siratake senin yolunun üstüne صِرَاطَكَ صرط 7 l-mustekime doğru الْمُسْتَقِيمَ قوم", "ayetNo" : "16", "id" : "1519", "kuranAyetNo" : "970", "not1" : "*İnsanlara.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kullarıma; olmaz sana onların üzerine bir sultân660; ve kâfi oldu\/yetti Rabbin4 bir vekil (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ibadi kullarıma عِبَادِي عبد 3 leyse yoktur لَيْسَ ليس 4 leke sana لَكَ - 5 aleyhim üzerine onların عَلَيْهِمْ - 6 sultanun bir sultan سُلْطَانٌ سلط 7 ve kefa ve kâfi oldu\/yetti وَكَفَىٰ كفي 8 birabbike Rabbin بِرَبِّكَ ربب 9 vekilen bir vekil (olarak) وَكِيلًا وكل", "ayetNo" : "65", "id" : "1551", "kuranAyetNo" : "2092", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Ve O'dur ki vefat621 ettirir sizleri geceyle; ve bilir işlediğiniz cürümü* gündüzle; sonra diriltir sizleri orada**; tamamlanması içindir bir belirlenmiş eceli; sonra O’na karşıdır dönüşünüz; sonra haber verir sizlere yapar olduğunuzu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O'dur وَهُوَ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 yeteveffakum vefat ettirir sizleri يَتَوَفَّاكُمْ وفي 4 bil-leyli geceyle بِاللَّيْلِ ليل 5 ve yea'lemu ve bilir وَيَعْلَمُ علم 6 ma   مَا - 7 cerahtum cürüm işlediğinizi جَرَحْتُمْ جرح 8 bin-nehari gündüzle بِالنَّهَارِ نهر 9 summe sonra ثُمَّ - 10 yeb'asukum diriltir يَبْعَثُكُمْ بعث 11 fihi orada فِيهِ - 12 liyukda tamamlanması için لِيُقْضَىٰ قضي 13 ecelun bir ecelin أَجَلٌ اجل 14 musemmen belirlenmiş مُسَمًّى سمو 15 summe sonra ثُمَّ - 16 ileyhi O’a karşıdır إِلَيْهِ - 17 merciukum dönüşünüz مَرْجِعُكُمْ رجع 18 summe sonra ثُمَّ - 19 yunebbiukum haber verir sizlere يُنَبِّئُكُمْ نبا 20 bima   بِمَا - 21 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون 22 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "60", "id" : "1589", "kuranAyetNo" : "849", "not1" : "*Suçu. **Yerde, Dünya gezegeninde. İçinde bulunduğunuz evrende. ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki dedik: \"Ey Âdem50! Doğrusu bu* bir düşmandır sana ve eşine; öyle ki çıkarmasın ikinizi cennetten; öyle ki perişan\/mutsuz olursun.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekulna öyle ki dedik فَقُلْنَا قول 2 ya ademu Ey Âdem يَا ادَمُ - 3 inne doğrusu إِنَّ - 4 haza bu هَٰذَا - 5 aduvvun bir düşmandır عَدُوٌّ عدو 6 leke sana لَكَ - 7 velizevcike ve eşine وَلِزَوْجِكَ زوج 8 fela öyle ki  فَلَا - 9 yuhricennekuma çıkarmasın ikinizi يُخْرِجَنَّكُمَا خرج 10 mine   مِنَ - 11 l-cenneti cennetten الْجَنَّةِ جنن 12 feteşka öyle ki perişan\/mutsuz olursun فَتَشْقَىٰ شقو", "ayetNo" : "117", "id" : "1506", "kuranAyetNo" : "2463", "not1" : "*İblîs.", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "Öyle ki vesvese verdi* ikisine şeytân29; ortaya çıkarması için ikisine çirkinliklerinden** kendilerine gizlenmişi\/saklanmışı; dedi (şeytân): \"Men etmiş değildir ikinizi Rabbiniz4 şu ağaçtan691 dışında ki olursunuz ikiniz iki melek48; ya da olursunuz ikiniz ölümsüzlerden185.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fevesvese öyle ki vesvese verdi فَوَسْوَسَ وسوس 2 lehuma o ikisine لَهُمَا - 3 ş-şeytanu şeytan الشَّيْطَانُ شطن 4 liyubdiye ortaya çıkaması için لِيُبْدِيَ بدو 5 lehuma ikisine لَهُمَا - 6 ma   مَا - 7 vuriye gizlenmişi\/saklanmışı     8 anhuma ikisinden عَنْهُمَا - 9 min   مِنْ - 10 sev'atihima çirkinliklerinden سَوْاتِهِمَا سوا 11 ve kale dedi وَقَالَ قول 12 ma değildir مَا - 13 nehakuma men etmiş ikinizi نَهَاكُمَا نهي 14 rabbukuma Rabbiniz رَبُّكُمَا ربب 15 an   عَنْ - 16 hazihi şu هَٰذِهِ - 17 ş-şecerati ağaçtan الشَّجَرَةِ شجر 18 illa ancak إِلَّا - 19 en ki أَنْ - 20 tekuna olursunuz ikiniz تَكُونَا كون 21 melekeyni iki melek مَلَكَيْنِ ملك 22 ev ya da أَوْ - 23 tekuna olursunuz ikiniz تَكُونَا كون 24 mine   مِنَ - 25 l-halidine ölümsüzlerden الْخَالِدِينَ خلد", "ayetNo" : "20", "id" : "1523", "kuranAyetNo" : "974", "not1" : "*Olay kendisine izin verilen en büyük şeytân olan İblîs'in bir cennet evreninde mesken edinen Âdem ve eşine fısıldamasıdır. İblîs kendi cennetinden indirilmiş ve kovulmuştur. İzin gereği Âdem ve eşinin bulunduğu cennet evrenine dışardan (mutlak ki başka bir paralel evrenden) fısıldama yapmaktadır. Âdem ve eşinin (tüm kadın erkek insanların) yaşadığı bu cennet bizlerin ilk cennetidir. Anlarız ki bu cennette ölümsüzlük yoktur.  **Cinsel organ bölgeleri. ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Sonra döndürüldüler Allah'a; hak\/gerçek mevlâlarına68; olmaz mı O’na (Allah'a) hüküm? ve O (Allah) daha seridir hesaplamada.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 ruddu döndürüldüler رُدُّوا ردد 3 ila   إِلَى - 4 llahi Allah'a اللَّهِ - 5 mevlahumu mevlaları مَوْلَاهُمُ ولي 6 l-hakki hak\/gerçek الْحَقِّ حقق 7 ela olmaz mı أَلَا - 8 lehu O’na لَهُ - 9 l-hukmu hüküm الْحُكْمُ حكم 10 ve huve ve O وَهُوَ - 11 esrau daha seridir أَسْرَعُ سرع 12 l-hasibine hesaplamada الْحَاسِبِينَ حسب", "ayetNo" : "62", "id" : "1591", "kuranAyetNo" : "851", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve dediğimiz zaman meleklere48; \"Secde edin Âdem'e; öyle ki secde ettiler iblîs190 dışında; dedi (iblîs): \"Secde mi ederim kimseye (ki) yarattın bir tinden582?.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz bir zaman وَإِذْ - 2 kulna dediğimiz قُلْنَا قول 3 lilmelaiketi meleklere لِلْمَلَائِكَةِ ملك 4 scudu secde edin اسْجُدُوا سجد 5 liademe Adem'e لِادَمَ - 6 fesecedu öyle ki secde ettiler فَسَجَدُوا سجد 7 illa dışında إِلَّا - 8 iblise iblis إِبْلِيسَ - 9 kale dedi قَالَ قول 10 eescudu secde mi ederim أَأَسْجُدُ سجد 11 limen kimseye لِمَنْ - 12 halekte yarattığın خَلَقْتَ خلق 13 tinen bir tinden طِينًا طين", "ayetNo" : "61", "id" : "1547", "kuranAyetNo" : "2088", "not1" : "", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Ve uyar onunla* kimseleri (ki) korkarlar ki haşredilirler556 Rablerine4 karşı; olmaz onlara O’nun astından bir veli28 ne de bir şefâat114; belki onlar takvalı21 olurlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve enzir ve uyar وَأَنْذِرْ نذر 2 bihi onunla بِهِ - 3 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 4 yehafune korkarlar يَخَافُونَ خوف 5 en ki أَنْ - 6 yuhşeru haşredilirler يُحْشَرُوا حشر 7 ila karşı إِلَىٰ - 8 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب 9 leyse yoktur لَيْسَ ليس 10 lehum onlara لَهُمْ - 11 min   مِنْ - 12 dunihi O’nun astından دُونِهِ دون 13 veliyyun bir veli وَلِيٌّ ولي 14 ve la ne de وَلَا - 15 şefiun şefaat شَفِيعٌ شفع 16 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 17 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "51", "id" : "1580", "kuranAyetNo" : "840", "not1" : "*Kur'an'la.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve doğrusu (senin) üzerinedir lanetim280 din gününe109 kadar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 2 aleyke üzerinedir عَلَيْكَ - 3 lea'neti lanetim لَعْنَتِي لعن 4 ila kadar إِلَىٰ - 5 yevmi gününe يَوْمِ يوم 6 d-dini din الدِّينِ دين", "ayetNo" : "78", "id" : "1561", "kuranAyetNo" : "4046", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Ve işte böyledir; detaylandırırız ayetleri454; ve beyan olması içindir yolun mücrimlere674.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 nufessilu detaylandırırız نُفَصِّلُ فصل 3 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 4 velitestebine ve beyan olması içindir وَلِتَسْتَبِينَ بين 5 sebilu yolun سَبِيلُ سبل 6 l-mucrimine cürüm işleyenleri الْمُجْرِمِينَ جرم", "ayetNo" : "55", "id" : "1584", "kuranAyetNo" : "844", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Öyle ki in\/alçal607 aşağıya oradan*; öyle ki olur değildir sana ki büyüklenirsin orada*; öyle ki çık607; doğrusu sen alçalanlardansın**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 fehbit öyle ki in\/alçal aşağıya فَاهْبِطْ هبط 3 minha oradan مِنْهَا - 4 fema öyle ki değildir فَمَا - 5 yekunu olur يَكُونُ كون 6 leke sana لَكَ - 7 en ki أَنْ - 8 tetekebbera büyüklenirsin تَتَكَبَّرَ كبر 9 fiha orada فِيهَا - 10 fehruc öyle ki çık فَاخْرُجْ خرج 11 inneke doğrusu sen إِنَّكَ - 12 mine   مِنَ - 13 s-sagirine alçalanlardansın\/küçülenlerdensin\/azalanlardansın الصَّاغِرِينَ صغر", "ayetNo" : "13", "ayetNot" : "", "id" : "1516", "kuranAyetNo" : "967", "not1" : "*İblîs ve türünün yaşadığı cennet evreni. **Küçülenlerdensin\/azalanlardansın.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Mutlak doldururum cehennemi senden* ve kimseden (ki) tabi oldu sana* onlardan**; topluca.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leemleenne mutlak doldururum لَأَمْلَأَنَّ ملا 2 cehenneme cehennemi جَهَنَّمَ - 3 minke senden مِنْكَ - 4 ve mimmen ve kimseden وَمِمَّنْ - 5 tebiake tabi oldu sana تَبِعَكَ تبع 6 minhum onlardan مِنْهُمْ - 7 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "85", "id" : "1568", "kuranAyetNo" : "4053", "not1" : "*İblîs. **Beşer. İnsanoğlu.", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Ve doğrusu üzerinedir lanet280; din109 gününe kadar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 2 aleyke üzerine عَلَيْكَ - 3 l-lea'nete lanet اللَّعْنَةَ لعن 4 ila kadar إِلَىٰ - 5 yevmi gününe يَوْمِ يوم 6 d-dini din الدِّينِ دين", "ayetNo" : "35", "id" : "1536", "kuranAyetNo" : "1835", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Doğrusu ben bir beyanat620 üzerindeyim Rabbimden4; ve (sizler) yalanladınız onu*; indimde\/yanımda değildir kendisine acele ettiğiniz**; ki hükmü ancak Allah'adır; kıssalaştırır (Allah) hakkı\/gerçeği; ve O (Allah) hayırlısıdır ayıranların.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 inni doğrusu ben إِنِّي - 3 ala üzerindeyim عَلَىٰ - 4 beyyinetin bir beyanat بَيِّنَةٍ بين 5 min   مِنْ - 6 rabbi Rabbimden رَبِّي ربب 7 vekezzebtum ve yalanladınız وَكَذَّبْتُمْ كذب 8 bihi onu بِهِ - 9 ma değildir مَا - 10 indi indimde\/yanımda عِنْدِي عند 11 ma   مَا - 12 testea'cilune acele ettiğiniz تَسْتَعْجِلُونَ عجل 13 bihi onu بِهِ - 14 ini ki إِنِ - 15 l-hukmu hükmü الْحُكْمُ حكم 16 illa ancak إِلَّا - 17 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 18 yekussu kıssalaştırır يَقُصُّ قصص 19 l-hakka hakkı\/gerçeği الْحَقَّ حقق 20 ve huve ve O وَهُوَ - 21 hayru hayırlıdır خَيْرُ خير 22 l-fasiline ayıranların الْفَاصِلِينَ فصل", "ayetNo" : "57", "id" : "1586", "kuranAyetNo" : "846", "not1" : "*Kur'an'ı. **Biz haksızsak azabı bize hemen indir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve ki sen susamazsın orada* ve kavrulmazsın**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve enneke ve ki sen وَأَنَّكَ - 2 la   لَا - 3 tezmeu susamazsın تَظْمَأُ ظما 4 fiha orada فِيهَا - 5 ve la ve وَلَا - 6 tedha kavrulmazsın تَضْحَىٰ ضحو", "ayetNo" : "119", "id" : "1508", "kuranAyetNo" : "2465", "not1" : "*Cennet. **Bir yıldızdan çıkan ışıma\/ışık nedeniyle derinin yanması, kavrulması. Dünya için Güneş. Başka bir gezegen için kendi yıldızı.", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun ahit* yaptık Âdem'e önceden; öyle ki unuttu** ve asla bulmadık onda** bir azim.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 ahidna ahit verdik عَهِدْنَا عهد 3 ila   إِلَىٰ - 4 ademe Adem'e ادَمَ - 5 min   مِنْ - 6 kablu önceden قَبْلُ قبل 7 fenesiye öyle ki unuttu فَنَسِيَ نسي 8 velem ve asla وَلَمْ - 9 necid bulmadık  نَجِدْ وجد 10 lehu onda لَهُ - 11 azmen bir azim عَزْمًا عزم", "ayetNo" : "115", "id" : "1504", "kuranAyetNo" : "2461", "not1" : "*Misak, antlaşma. **Âdem.", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "Sapmış\/şaşmış değildi görüş\/bakış; ve taşmış değildi.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değildi مَا - 2 zaga sapmış\/şaşmış زَاغَ زيغ 3 l-besaru görüş\/bakış الْبَصَرُ بصر 4 ve ma ve değildi وَمَا - 5 taga taşmış طَغَىٰ طغي", "ayetNo" : "17", "id" : "1502", "kuranAyetNo" : "4799", "not1" : "", "surahName" : "Necm", "sureNo" : "53" }, { "ayetIe" : "Değilim şahit tutmuş\/tanık etmiş onları yaratılışına* göklerin ve yerin; ve ne de yaratılışına* kendi nefislerinin201; ve olmuş değilim edinen dalalete128 düşenleri bir yardımcı**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ma değilim مَا - 2 eşhedtuhum şahit tutan\/tanık eden أَشْهَدْتُهُمْ شهد 3 halka yaratılışına خَلْقَ خلق 4 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 5 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 6 ve la ve ne de وَلَا - 7 halka yaratılışına خَلْقَ خلق 8 enfusihim nefislerinin أَنْفُسِهِمْ نفس 9 ve ma ve değilim وَمَا - 10 kuntu olmuş كُنْتُ كون 11 muttehize edinmiş مُتَّخِذَ اخذ 12 l-mudilline dalalete düşenleri الْمُضِلِّينَ ضلل 13 aduden bir yardımcı عَضُدًا عضد", "ayetNo" : "51", "id" : "1552", "kuranAyetNo" : "2189", "not1" : "*Yaratılışın hiçbir noktasında rol almadılar. Tanık bile olmadılar.", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetIe" : "Ve kasem548 etti ikisine*; \"doğrusu ben ikinize* mutlak nasihat** edenlerdenim.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kasemehuma ve kasem etti ikisine وَقَاسَمَهُمَا قسم 2 inni doğrusu ben إِنِّي - 3 lekuma ikinize لَكُمَا - 4 lemine mutlak لَمِنَ - 5 n-nasihine nasihat edenlerdenim النَّاصِحِينَ نصح", "ayetNo" : "21", "id" : "1524", "kuranAyetNo" : "975", "not1" : "*Âdem ve eşine. Erkek insana ve kadın insana. **Öğüt verenlerdenim. Şeytân sanki iyileştiriyormuş\/güzelleştiriyormuş gibi davranarak insanları aldatmaktadır. Güvenebileceğimiz tek kaynak şeytânın yaklaşmasının mümkün olmadığı Yüce Allah'ın kelamı olan Kur'an'dır.   ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Tatmazlar orada* ölüm ilk\/birinci** ölüm dışında; ve takvalı kıldı\/sakındırdı (Allah) onları cehennem azabına.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la   لَا - 2 yezukune tatmazlar يَذُوقُونَ ذوق 3 fiha orada فِيهَا - 4 l-mevte ölüm الْمَوْتَ موت 5 illa başka إِلَّا - 6 l-mevtete ölümden الْمَوْتَةَ موت 7 l-ula ilk\/birinci الْأُولَىٰ اول 8 ve vekahum ve sakındırdı (Allah) onları وَوَقَاهُمْ وقي 9 azabe azabına عَذَابَ عذب 10 l-cehimi cehennem الْجَحِيمِ جحم", "ayetNo" : "56", "id" : "1573", "kuranAyetNo" : "4468", "not1" : "*Cennette. **İlk cennetteki ölüm. İnsanların ilk cennetten orada işledikleri günah nedeniyle çıkarılması. Öldürülmesi.", "surahName" : "Duhân", "sureNo" : "44" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Ey iblîs190! Nedir men eden seni secde70 etmekten iki elimle yarattığıma; büyüklendin mi yoksa oldun (mu) yücelerden?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 ya ibliysu ey iblis يَا إِبْلِيسُ - 3 ma nedir? مَا - 4 meneake men eden seni مَنَعَكَ منع 5 en ki أَنْ - 6 tescude secde edersin تَسْجُدَ سجد 7 lima   لِمَا - 8 halektu yarattığıma خَلَقْتُ خلق 9 biyedeyye iki elimle بِيَدَيَّ يدي 10 estekberte büyüklendin mi أَسْتَكْبَرْتَ كبر 11 em yoksa أَمْ - 12 kunte oldun  كُنْتَ كون 13 mine   مِنَ - 14 l-aaline yücelerden الْعَالِينَ علو", "ayetNo" : "75", "id" : "1558", "kuranAyetNo" : "4043", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Kim kurtarır sizleri karanlıklarından karanın ve denizin*; çağırırsınız O’nu alçak gönüllü (olarak) ve gizli (olarak); \"Mutlak ki eğer kurtarırsa (Allah) bizleri bundan; mutlak oluruz şükredenlerden43.\" (diye).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 men kim مَنْ - 3 yuneccikum kurtarır sizleri يُنَجِّيكُمْ نجو 4 min   مِنْ - 5 zulumati karanlıklarından ظُلُمَاتِ ظلم 6 l-berri karanın الْبَرِّ برر 7 velbehri ve denizin وَالْبَحْرِ بحر 8 ted'unehu çağırırsınız O’nu تَدْعُونَهُ دعو 9 tederruan alçak gönüllü (olarak) تَضَرُّعًا ضرع 10 ve hufyeten ve gizli (olarak) وَخُفْيَةً خفي 11 lein mutlak ki eğer لَئِنْ - 12 encana kurtarırsa bizleri أَنْجَانَا نجو 13 min   مِنْ - 14 hazihi bundan هَٰذِهِ - 15 lenekunenne mutlak oluruz   لَنَكُونَنَّ كون 16 mine   مِنَ - 17 ş-şakirine şükredenlerden الشَّاكِرِينَ شكر", "ayetNo" : "63", "id" : "1592", "kuranAyetNo" : "852", "not1" : "*Bahr. Bol su. Tuzlu ve tatlı bol suları içerir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Şayet ki indimde\/yanımda (olsaydı) kendisine acele ettiğiniz; mutlak kadere bağlanmıştı emir\/iş benim aram ve sizlerin arasında; ve Allah daha iyi bilendir zalimleri257.", "ayetNo" : "58", "id" : "1587", "kuranAyetNo" : "847", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun yarattık sizleri*; sonra biçimlendirdik sizleri**; sonra dedik*** meleklere48: \"Secde70 edin Âdem'e50\"; öyle ki secde12 ettiler dışında iblîs190 (ki) asla olmuyordu secde70 edenlerden.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 haleknakum yarattık sizleri خَلَقْنَاكُمْ خلق 3 summe sonra ثُمَّ - 4 savvernakum biçimlendirdik sizleri صَوَّرْنَاكُمْ صور 5 summe sonra  ثُمَّ - 6 kulna dedik قُلْنَا قول 7 lilmelaiketi meleklere لِلْمَلَائِكَةِ ملك 8 scudu secde edin اسْجُدُوا سجد 9 liademe Âdem'e لِادَمَ - 10 fesecedu öyle ki secde ettiler فَسَجَدُوا سجد 11 illa dışında إِلَّا - 12 iblise İblis إِبْلِيسَ - 13 lem asla لَمْ - 14 yekun olmuyordu يَكُنْ كون 15 mine   مِنَ - 16 s-sacidine secde edenlerden السَّاجِدِينَ سجد", "ayetNo" : "11", "id" : "1514", "kuranAyetNo" : "965", "not1" : "*İnsanların bilinçlerinin yaratılması. Çoğul eril olarak gelmişltir. **İnsanların bedenlerinin şekillendirilmesi. ***Anlarız ki Âdem'in meleklere sunulması ve iblîsle yaşanan durumu tüm insanlar Âdem'in yaşadığı gibi fiziksel bir bedene sahip olarak yaşamıştır. Anlarız ki insanlar olarak bizler bilinçlerimiz ve bedenlerimizle daha önceden yaratılmışızdır.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve olmuş değildi ona* onlar üzerlerine hiç bir sultân660; ancak bilindik kılmam içindir kimseyi (ki) iman47 eder ahirete kimseden (ki) o (kimse) ondan kuşku\/kuruntu\/vehim içindedir; ve (senin) Rabbin4 her bir şey üzerine bir Hafîz’dır613.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildi وَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 lehu ona لَهُ - 4 aleyhim onlar üzerlerine عَلَيْهِمْ - 5 min   مِنْ - 6 sultanin bir sultandan\/yetkiden\/güçten سُلْطَانٍ سلط 7 illa dışında إِلَّا - 8 linea'leme bilindik kılmam için لِنَعْلَمَ علم 9 men kimseyi مَنْ - 10 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن 11 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر 12 mimmen kimseden مِمَّنْ - 13 huve o هُوَ - 14 minha ondan مِنْهَا - 15 fi içinde فِي - 16 şekkin kuşku\/kuruntu\/vehim شَكٍّ شكك 17 ve rabbuke ve (senin) Rabbin وَرَبُّكَ ربب 18 ala üzerine عَلَىٰ - 19 kulli her كُلِّ كلل 20 şey'in bir şey شَيْءٍ شيا 21 hafizun bir Hafîz’dır حَفِيظٌ حفظ", "ayetNo" : "21", "id" : "1553", "kuranAyetNo" : "3625", "not1" : "*İblîs'e.", "surahName" : "Sebe'", "sureNo" : "34" }, { "ayetIe" : "Vakti malum\/bilinen güne* kadar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ila kadar إِلَىٰ - 2 yevmi gününe يَوْمِ يوم 3 l-vekti vakti الْوَقْتِ وقت 4 l-mea'lumi malum\/bilinen الْمَعْلُومِ علم", "ayetNo" : "38", "id" : "1539", "kuranAyetNo" : "1838", "not1" : "*Din günü.", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Dedi (iblîs): \"Gördün mü sen bunu*; o* ki şerefli kıldın üzerime; muhakkak ki eğer ertelediysen beni kıyamet gününe148 kadar; mutlak kontrol ederim zürriyetini380 onun* bir az dışında.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 eraeyteke gördün mü sen أَرَأَيْتَكَ راي 3 haza bu هَٰذَا - 4 llezi o ki الَّذِي - 5 kerramte şerefli kıldın كَرَّمْتَ كرم 6 aleyye üzerime عَلَيَّ - 7 lein muhakkak ki eğer لَئِنْ - 8 ehharteni ertediysen beni أَخَّرْتَنِ اخر 9 ila kadar إِلَىٰ - 10 yevmi gününe يَوْمِ يوم 11 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 12 leehtenikenne mutlak kontrol ederim لَأَحْتَنِكَنَّ حنك 13 zurriyyetehu zürriyetini onun ذُرِّيَّتَهُ ذرر 14 illa dışında إِلَّا - 15 kalilen bir az قَلِيلًا قلل", "ayetNo" : "62", "id" : "1548", "kuranAyetNo" : "2089", "not1" : "*Âdem.", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "Sonra seçti* onu** Rabbi4; öyle ki tevbe33 etti üzerine (Âdem’in); ve doğru yola kılavuzladı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 ctebahu seçti onu اجْتَبَاهُ جبي 3 rabbuhu Rabbi رَبُّهُ ربب 4 fe tabe öyle ki tevbe etti فَتَابَ توب 5 aleyhi üzerine (Âdem’in) عَلَيْهِ - 6 ve heda ve doğru yola kılavuzladı وَهَدَىٰ هدي", "ayetNo" : "122", "id" : "1511", "kuranAyetNo" : "2468", "not1" : "*Bir resûl olarak. **Âdem'i.", "surahName" : "Tâ-Hâ", "sureNo" : "20" }, { "ayetIe" : "Dediği zaman (senin) Rabbin4 meleklere48; \"Doğrusu ben yaratıcıyım bir beşer432 bir tinden582.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz zaman إِذْ - 2 kale dediği  قَالَ قول 3 rabbuke Rabbin رَبُّكَ ربب 4 lilmelaiketi meleklere لِلْمَلَائِكَةِ ملك 5 inni doğrusu ben إِنِّي - 6 halikun yaratıcıyım خَالِقٌ خلق 7 beşeran bir beşer بَشَرًا بشر 8 min   مِنْ - 9 tinin tinden طِينٍ طين", "ayetNo" : "71", "id" : "1554", "kuranAyetNo" : "4039", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman Rabbin4 meleklere48; doğrusu ben bir yaratıcıyım bir beşer432 salsâlinden224; şekillendirilmiş bir çamurdan\/balçıktan.", "ayetNo" : "28", "id" : "1529", "kuranAyetNo" : "1828", "not1" : "", "surahName" : "Hicr", "sureNo" : "15" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Öyle ki çık oradan*; öyle ki doğrusu sen racîmsin411.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 fehruc öyle ki çık فَاخْرُجْ خرج 3 minha oradan مِنْهَا - 4 feinneke öyle ki doğrusu sen فَإِنَّكَ - 5 racimun racimsin. رَجِيمٌ رجم", "ayetNo" : "77", "id" : "1560", "kuranAyetNo" : "4045", "not1" : "*Cennetten.", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Malum\/bilinen günün vaktine kadar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ila kadar إِلَىٰ - 2 yevmi gününe يَوْمِ يوم 3 l-vekti vaktin الْوَقْتِ وقت 4 l-mea'lumi malum\/bilinen الْمَعْلُومِ علم", "ayetNo" : "81", "id" : "1564", "kuranAyetNo" : "4049", "not1" : "", "surahName" : "Sâd", "sureNo" : "38" }, { "ayetIe" : "Öyle ki gir kullarım içine.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fedhuli öyle ki gir فَادْخُلِي دخل 2 fi içine فِي - 3 ibadi kullarım عِبَادِي عبد", "ayetNo" : "29", "id" : "1656", "kuranAyetNo" : "6020", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve kimse (ki) olmuştu615 bir ölü\/mevta*?; öyle ki dirilttik\/canlandırdık onu ve verdik ona bir nur; yürür onunla insanlar içinde; misali onun** kendisinden bir çıkışı olmayan karanlıklar içindeki kimse gibidir midir?; işte öyledir; süslendi kâfirlere25 yapar oldukları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 evemen ve kimse mi أَوَمَنْ - 2 kane olmuştu كَانَ كون 3 meyten bir ölü\/mevta مَيْتًا موت 4 fe ehyeynahu öyle ki dirlttik\/canlandırdık onu فَأَحْيَيْنَاهُ حيي 5 ve cealna ve verdik وَجَعَلْنَا جعل 6 lehu ona لَهُ - 7 nuran bir nur نُورًا نور 8 yemşi yürür يَمْشِي مشي 9 bihi onunla بِهِ - 10 fi içinde فِي - 11 n-nasi insanlar النَّاسِ نوس 12 kemen kimse gibi كَمَنْ - 13 meseluhu misali onun مَثَلُهُ مثل 14 fi içindeki فِي - 15 z-zulumati karanlıklar الظُّلُمَاتِ ظلم 16 leyse olmayan لَيْسَ ليس 17 biharicin bir çıkışı بِخَارِجٍ خرج 18 minha kendisinden مِنْهَا - 19 kezalike işte öyledir كَذَٰلِكَ - 20 zuyyine süslendi زُيِّنَ زين 21 lilkafirine kafirlere لِلْكَافِرِينَ كفر 22 ma   مَا - 23 kanu oldukları كَانُوا كون 24 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "122", "id" : "1678", "kuranAyetNo" : "911", "not1" : "*İlk cennet evreninden öldürülerek çıkarıldık. İlk ölüm budur. **Kimsenin.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve hacc376 etti ona (İbrahim'e) kavmi\/toplumu onun (İbrahim'in); dedi (İbrahim): \"Hacc376 mı edersiniz Allah hakkında? Muhakkak doğru yola kılavuzladı (Allah) beni; ve korkmam O'na (Allah'a) şirk71 koştuğunuzdan; dışındadır* ki diler Rabbim4 bir şey; kuşatır Rabbim4 her bir şeyi bir ilim\/bilim (-le); öyle ki zikretmez78 misiniz?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve haccehu ve hacc etti ona وَحَاجَّهُ حجج 2 kavmuhu kavmi onun قَوْمُهُ قوم 3 kale dedi قَالَ قول 4 etuhaccunni hacc mı edersiniz أَتُحَاجُّونِّي حجج 5 fi hakkında فِي - 6 llahi Allah اللَّهِ - 7 vekad muhakkak وَقَدْ - 8 hedani doğru yola kılavuzladı  beni هَدَانِ هدي 9 ve la ve وَلَا - 10 ehafu korkmam أَخَافُ خوف 11 ma   مَا - 12 tuşrikune şirk koştuğunuzdan تُشْرِكُونَ شرك 13 bihi O'na بِهِ - 14 illa dışındadır إِلَّا - 15 en ki أَنْ - 16 yeşa'e diler  يَشَاءَ شيا 17 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 18 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 19 vesia kuşatır وَسِعَ وسع 20 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 21 kulle her bir كُلَّ كلل 22 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 23 ilmen bir ilim\/bilim (-le) عِلْمًا علم 24 efela öyle ki  أَفَلَا - 25 tetezekkerune zikretmezsiniz\/hatırlamazsınız تَتَذَكَّرُونَ ذكر", "ayetNo" : "80", "id" : "1610", "kuranAyetNo" : "869", "not1" : "*Rabbim'den gelen bir şeyden korkarım ancak.  ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kimi dilerse Allah ki doğru yola kılavuzlar; açar* onun göğsünü İslam'a218; ve kimi dilerse ki dalalette128 bırakır; yapar onun göğsünü sıkı\/sınırlı\/kısıtlı; dar; gibi sanki (o) yükselir gökte**; işte böyledir; yapar\/koyar Allah ricsi*** kimselerin üstün (ki) iman etmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 femen öyle ki kimi فَمَنْ - 2 yuridi dilerse يُرِدِ رود 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 en ki أَنْ - 5 yehdiyehu doğru yola kılavuzlar يَهْدِيَهُ هدي 6 yeşrah açar يَشْرَحْ شرح 7 sadrahu göğsünü onun صَدْرَهُ صدر 8 lilislami İslam'a لِلْإِسْلَامِ سلم 9 ve men ve kimi وَمَنْ - 10 yurid dilerse يُرِدْ رود 11 en ki أَنْ - 12 yudillehu dalalete bırakır يُضِلَّهُ ضلل 13 yec'al yapar يَجْعَلْ جعل 14 sadrahu göğsünü onun صَدْرَهُ صدر 15 deyyikan sıkı-sınırlı-kısıtlı-yetersiz ضَيِّقًا ضيق 16 haracen dar حَرَجًا حرج 17 keennema gibi ki كَأَنَّمَا - 18 yessaaadu yükselir o يَصَّعَّدُ صعد 19 fi   فِي - 20 s-semai gökte السَّمَاءِ سمو 21 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 22 yec'alu yapar\/koyar يَجْعَلُ جعل 23 llahu Allah اللَّهُ - 24 r-ricse ricsi الرِّجْسَ رجس 25 ala üstüne عَلَى - 26 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 27 la   لَا - 28 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "125", "id" : "1681", "kuranAyetNo" : "914", "not1" : "*Göğsün fiziksel olarak bir açılması söz konusu değildir. Göğsü koruyan iskelet sistemi nasıl ki ameliyatlarda açılıyor, İslam ile şereflenecek olan göğsü koruyan manevi korumalar da Yüce Allah'ın izniyle açılır. **Büyük bir Kur'an mucizesidir. Gökte yükselen insanların göğüslerinde gerçekleşen daralma, sertleşme, kısıtlanma ayette işaret edilmiştir. Onun göğsünü sıkı, daraltılmış yapar. Sanki yükselir o gökte.  ***Pisliği.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve gir cennetime.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vedhuli ve gir وَادْخُلِي دخل 2 cenneti cennetime جَنَّتِي جنن", "ayetNo" : "30", "id" : "1657", "kuranAyetNo" : "6021", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "İrem'e; sütun sahibi.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 irame İrem'e? إِرَمَ - 2 zati sahibi ذَاتِ - 3 l-imadi sütun الْعِمَادِ عمد", "ayetNo" : "7", "ayetNot" : "", "id" : "1634", "kuranAyetNo" : "5998", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yiyin üzerine Allah'ın ismi zikredilenden641; eğer olduysanız O’nun ayetlerine müminler27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fekulu öyle ki yiyin فَكُلُوا اكل 2 mimma   مِمَّا - 3 zukira zikredilenden ذُكِرَ ذكر 4 ismu ismi اسْمُ سمو 5 llahi Allah'ın اللَّهِ - 6 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 7 in eğer إِنْ - 8 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 9 biayatihi ayetlerine O’nun بِايَاتِهِ ايي 10 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "118", "id" : "1674", "kuranAyetNo" : "907", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve firavuna; kazıklar637 sahibi.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve fir'avne ve firavuna وَفِرْعَوْنَ - 2 zi sahibi ذِي - 3 l-evtadi kazıklar الْأَوْتَادِ وتد", "ayetNo" : "10", "ayetNot" : "", "id" : "1637", "kuranAyetNo" : "6001", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve budur (senin) Rabbinin4 dosdoğru yolu124; muhakkak ki detaylandırdık\/ayırdık ayetleri454 zikreder78 bir kavim için.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "126", "id" : "1682", "kuranAyetNo" : "915", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Asla yaratılmayandır onun* misli\/benzeri beldelerde.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elleti ki الَّتِي - 2 lem asla لَمْ - 3 yuhlek yaratılmaz يُخْلَقْ خلق 4 misluha misli onun مِثْلُهَا مثل 5 fi   فِي - 6 l-biladi beldelerde الْبِلَادِ بلد", "ayetNo" : "8", "ayetNot" : "", "id" : "1635", "kuranAyetNo" : "5999", "not1" : "*İrem'in.", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "İşte bu; doğru yola kılavuzudur Allah'ın; doğru yola kılavuzlar onunla kullarından dilediği kimseyi; velev\/fakat şirk71 koşsalardı onlar*; mutlak boşa çıkardı** onlardan yapar oldukları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 2 huda doğru yola kılavuzudur هُدَى هدي 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 yehdi doğru yola kılavuzlar  يَهْدِي هدي 5 bihi onunla بِهِ - 6 men kimseyi مَنْ - 7 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 8 min   مِنْ - 9 ibadihi kullarından عِبَادِهِ عبد 10 velev velev\/fakat وَلَوْ - 11 eşraku şirk koşsalardı onlar أَشْرَكُوا شرك 12 lehabita mutlak boşa çıkardı لَحَبِطَ حبط 13 anhum onlardan عَنْهُمْ - 14 ma   مَا - 15 kanu oldukları كَانُوا كون 16 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "88", "id" : "1616", "kuranAyetNo" : "877", "not1" : "*Önceki ayetlerde sayılan resûller. **Şirk her şeyi boşa çıkarır. Affı yoktur. Her şeyi 0'la çarpar.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve kasem548 ettiler Allah'a en güçlü yeminleriyle; ki eğer gelseydi onlara bir ayet287 mutlak iman47 ederler ona* (diye); de ki: \"Doğrusu ayetler237 Allah’ın indindedir\/katındadır; ve (Allah) şuurlandırır** sizleri; ki o* geldiği zaman iman47 etmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve eksemu ve kasem ettiler وَأَقْسَمُوا قسم 2 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 3 cehde en güçlü جَهْدَ جهد 4 eymanihim yeminleriyle أَيْمَانِهِمْ يمن 5 lein ki eğer لَئِنْ - 6 ca'ethum gelseydi onlara جَاءَتْهُمْ جيا 7 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي 8 leyu'minunne mutlak iman ederler لَيُؤْمِنُنَّ امن 9 biha ona بِهَا - 10 kul de ki قُلْ قول 11 innema doğrusu  إِنَّمَا - 12 l-ayatu ayetler الْايَاتُ ايي 13 inde indindedir عِنْدَ عند 14 llahi Allah’ın اللَّهِ - 15 ve ma ve  وَمَا - 16 yuş'irukum şuurlandırandır sizlere يُشْعِرُكُمْ شعر 17 enneha ki o أَنَّهَا - 18 iza   إِذَا - 19 ca'et geldiği zaman جَاءَتْ جيا 20 la   لَا - 21 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "109", "id" : "1665", "kuranAyetNo" : "898", "not1" : "*Ayete, ayet. *Bilinçlendirir, farkındalık verir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki insan ancak; ne zaman belalandırdı onu Rabbi4; öyle ki ikram etti ona; ve nimet verdi ona; öyle ki der (o): \"Rabbim4 ikram etti bana.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe emma öyle ki ancak فَأَمَّا - 2 l-insanu insan الْإِنْسَانُ انس 3 iza zaman إِذَا - 4 ma ne مَا - 5 btelahu belalandırdı onu ابْتَلَاهُ بلو 6 rabbuhu Rabbi onun رَبُّهُ ربب 7 fe ekramehu öyle ki ikram etti ona فَأَكْرَمَهُ كرم 8 ve neaamehu ve nimet verdi ona وَنَعَّمَهُ نعم 9 feyekulu öyle ki der فَيَقُولُ قول 10 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 11 ekrameni ikram etti bana أَكْرَمَنِ كرم", "ayetNo" : "15", "id" : "1642", "kuranAyetNo" : "6006", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve bırakın açığını günahın ve gizlisini onun; doğrusu günah kazanan kimseler cezalandırılacaklar yalan işler\/uygular* olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vezeru ve bırakın وَذَرُوا وذر 2 zahira açığını ظَاهِرَ ظهر 3 l-ismi günahın الْإِثْمِ اثم 4 ve batinehu ve gizlisini onun وَبَاطِنَهُ بطن 5 inne doğrusu إِنَّ - 6 ellezine kimseler الَّذِينَ - 7 yeksibune kazanırlar يَكْسِبُونَ كسب 8 l-isme günah الْإِثْمَ اثم 9 seyuczevne cezalandırılacaklar سَيُجْزَوْنَ جزي 10 bima   بِمَا - 11 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 12 yekterifune yalan işlerler\/uygularlar يَقْتَرِفُونَ قرف", "ayetNo" : "120", "id" : "1676", "kuranAyetNo" : "909", "not1" : "*Tamamı zan olan, yalan dolan söylentilerle\/hadislerle Yüce Allah adına helal-haram koymak günahtır. Mutlaka bir karşılığı olacaktır.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Hakaret etmeyin kimselere* (ki) çağırırlar Allah’ın astından; öyle ki hakaret ederler** Allah'a bir taşkınlık*** (-la) olmaksızın bir ilim\/bilim; işte böyledir; süsledik her bir ümmet305 için amellerini\/yaptıklarını; sonra Rablerine4 karşıdır dönüş yerleri; öyle ki haber verir (Allah) onlara yapar olduklarını.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "108", "id" : "1664", "kuranAyetNo" : "897", "not1" : "*Müşriklere. Yüce Allah'ın astından kimseleri ilâhi bir kazanç\/fayda sağlamak için çağıranların tamamı müşriktir. **Yüce Allah'ın bizzat kendisine iftira olan, Yüce Allah'a hakaret içeren, tamamı zan olan, ilimden ve bilimden yoksun olan şeyleri söylerler, dile getirirler. ***Taşma. Taşkın. Selin taşması. Suyun taşması. Tâğyâna, tâğûta uyma.    ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve ters çeviririz gönüllerini* ve bakışlarını**; asla iman47 etmedikleri gibi ona*** evvel kez****; ve bırakırız onları tûğyânlarında442; şaşkına dönerler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve nukallibu ve ters çeviririz وَنُقَلِّبُ قلب 2 ef'idetehum gönüllerini أَفْئِدَتَهُمْ فاد 3 ve ebsarahum ve bakışlarını وَأَبْصَارَهُمْ بصر 4 kema gibi كَمَا - 5 lem asla لَمْ - 6 yu'minu iman etmedikleri يُؤْمِنُوا امن 7 bihi ona بِهِ - 8 evvele evvel أَوَّلَ اول 9 merratin kere مَرَّةٍ مرر 10 ve nezeruhum ve bırakırız onları وَنَذَرُهُمْ وذر 11 fi   فِي - 12 tugyanihim tûğyânlarında طُغْيَانِهِمْ طغي 13 yea'mehune şaşkına dönerler يَعْمَهُونَ عمه", "ayetNo" : "110", "id" : "1666", "kuranAyetNo" : "899", "not1" : "*Akıllarını, anlayışlarını. **Basiretlerini. Bakar kör olurlar. Baktıklarının iç yüzünü göremezler. ***Kur'an'a. ****Evvel kez geçişi ilk cennet evrenindeki durumumuzu işaret etmektedir.  ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve İsmâîl’i; ve Elyesâ’ı; ve Yûnus’u; ve Lût’u; ve hepsini faziletli202 kıldık alemler203 üzerine.", "ayetNo" : "86", "id" : "1614", "kuranAyetNo" : "875", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Kimseleri (ki) vefat621 ettirir melekler522 iyilikler (-le); derler (melekler): \"Bir selâm642 üzerinizedir; girin cennete yapar olduğunuzla.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimselere الَّذِينَ - 2 teteveffahumu vefat ettirir تَتَوَفَّاهُمُ وفي 3 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك 4 tayyibine iyilikler (-le) طَيِّبِينَ طيب 5 yekulune derler (melekler) يَقُولُونَ قول 6 selamun bir selam سَلَامٌ سلم 7 aleykumu üzerinizedir عَلَيْكُمُ - 8 dhulu girin ادْخُلُوا دخل 9 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن 10 bima   بِمَا - 11 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون 12 tea'melune yapar تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "32", "id" : "1691", "kuranAyetNo" : "1931", "not1" : "", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "Ve Semûd'a; kimselerdir (ki) oydular kayayı vadide.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve semude ve Semud'a? وَثَمُودَ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 cabu oydular جَابُوا جوب 4 s-sahra kayayı الصَّخْرَ صخر 5 bil-vadi vadide بِالْوَادِ ودي", "ayetNo" : "9", "ayetNot" : "", "id" : "1636", "kuranAyetNo" : "6000", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "\"Doğrusu ben çevirdim yüzümü yararak\/ayırarak meydana getirene gökleri162 ve yeri; bir hanîf117 (olarak); ve değilim ben müşriklerden36.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inni doğrusu ben إِنِّي - 2 veccehtu çevirdim وَجَّهْتُ وجه 3 vechiye yüzümü وَجْهِيَ وجه 4 lillezi   لِلَّذِي - 5 fetara yararak meydana getirene فَطَرَ فطر 6 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو 7 vel'erde ve yeri وَالْأَرْضَ ارض 8 hanifen bir hanif (olarak) حَنِيفًا حنف 9 ve ma ve değilim وَمَا - 10 ena ben أَنَا - 11 mine   مِنَ - 12 l-muşrikine müşriklerden الْمُشْرِكِينَ شرك", "ayetNo" : "79", "id" : "1609", "kuranAyetNo" : "868", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki girin cehennemin kapılarına; ölümsüzler185 (olarak) orada*; öyle ki ne perişan oldu büyüklenenlerin dinlenme yeri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fedhulu öyle ki girin فَادْخُلُوا دخل 2 ebvabe kapılarına أَبْوَابَ بوب 3 cehenneme cehennemin جَهَنَّمَ - 4 halidine ölümsüzler (olarak) خَالِدِينَ خلد 5 fiha orada فِيهَا - 6 felebi'se öyle ki ne perişan oldu فَلَبِئْسَ باس 7 mesva dinlenme yeri مَثْوَى ثوي 8 l-mutekebbirine büyüklenenlerin الْمُتَكَبِّرِينَ كبر", "ayetNo" : "29", "id" : "1688", "kuranAyetNo" : "1928", "not1" : "*Cehennemde.", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "Asla görmez misin nasıl faaliyet etti (senin) Rabbin Ad'a.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elem asla أَلَمْ - 2 tera görmez misin تَرَ راي 3 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 4 feale faaliyet etti فَعَلَ فعل 5 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب 6 biaadin Ad'e بِعَادٍ عود", "ayetNo" : "6", "ayetNot" : "", "id" : "1633", "kuranAyetNo" : "5997", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve geldi cehennemle o gün; o gün zikreder\/hatırlar insan; ve neredendir* ona zikir\/hatırlatma?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ci'e ve geldi وَجِيءَ جيا 2 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 3 bicehenneme cehennemle بِجَهَنَّمَ - 4 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 5 yetezekkeru zikreder\/hatırlar يَتَذَكَّرُ ذكر 6 l-insanu insan الْإِنْسَانُ انس 7 veenna ve neredendir وَأَنَّىٰ اني 8 lehu ona لَهُ - 9 z-zikra zikir\/hatırlatma الذِّكْرَىٰ ذكر", "ayetNo" : "23", "id" : "1650", "kuranAyetNo" : "6014", "not1" : "*Zikrin\/hatırlamanın faydası nereden olacak?", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Hayır! Düzlendiği zaman yer\/yeryüzü düzlene düzlene635.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kella hayır! كَلَّا - 2 iza zaman إِذَا - 3 dukketi düzlendiği zaman دُكَّتِ دكك 4 l-erdu yer الْأَرْضُ ارض 5 dekken düzlene دَكًّا دكك 6 dekken düzlene دَكًّا دكك", "ayetNo" : "21", "id" : "1648", "kuranAyetNo" : "6012", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve hepsi içindir dereceler* yaptıklarından; ve değildir (senin) Rabbin4 gâfil310 yaptıkları hakkında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velikullin ve hepsi içindir وَلِكُلٍّ كلل 2 deracatun dereceler دَرَجَاتٌ درج 3 mimma   مِمَّا - 4 amilu yaptıklarından عَمِلُوا عمل 5 ve ma ve değildir وَمَا - 6 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب 7 bigafilin gafil بِغَافِلٍ غفل 8 amma   عَمَّا - 9 yea'melune yaptıkların hakkında يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "132", "id" : "1693", "kuranAyetNo" : "921", "not1" : "*Herkesin ayrı ayrı, farklı dereceleri vardır. 'Hepsi için' geçişi derecelerin asla aynı olamayacağını gösterir. ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve çifte632; ve teke633.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve şşef'i ve çifte وَالشَّفْعِ شفع 2 velvetri ve teke وَالْوَتْرِ وتر", "ayetNo" : "3", "ayetNot" : "", "id" : "1630", "kuranAyetNo" : "5994", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Yarandır\/ayırandır sabahı; ve yaptı (Allah) geceyi bir sakinlik; ve Güneş’i ve Ay’ı bir hesap; işte bu takdiridir Azîz'in37; Alîm'im8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 faliku yarandır\/ayırandır فَالِقُ فلق 2 l-isbahi sabahı الْإِصْبَاحِ صبح 3 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 4 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل 5 sekenen bir sakinlik سَكَنًا سكن 6 ve şşemse ve Güneş’i وَالشَّمْسَ شمس 7 velkamera ve Ay’ı وَالْقَمَرَ قمر 8 husbanen bir hesap حُسْبَانًا حسب 9 zalike işte bu ذَٰلِكَ - 10 tekdiru takdirdir تَقْدِيرُ قدر 11 l-azizi Aziz الْعَزِيزِ عزز 12 l-alimi Alîm الْعَلِيمِ علم", "ayetNo" : "96", "id" : "1623", "kuranAyetNo" : "885", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve yaptılar Allah’a bir nasip646 (O'nun) ziraat ettiğinden; ekinden ve en’âmdan645; öyle ki dediler zanlarıyla \"bu Allah’adır; ve bu ortaklarımızadır\"; öyle ki ortaklarına olmuş olanı öyle ki ulaşmaz Allah'a; ve Allah'a olmuş olanı öyle ki o ulaşır ortaklarına; ne kötüdür hükmettikleri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve cealu ve yaptılar وَجَعَلُوا جعل 2 lillahi Allah’a لِلَّهِ - 3 mimma   مِمَّا - 4 zerae ziraat ettiğinden (Allah’ın) ذَرَأَ ذرا 5 mine   مِنَ - 6 l-harsi ekinden الْحَرْثِ حرث 7 vel'en'aami ve en'amdan وَالْأَنْعَامِ نعم 8 nesiben bir nasip نَصِيبًا نصب 9 fe kalu öyle ki dediler فَقَالُوا قول 10 haza bu هَٰذَا - 11 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 12 bizea'mihim zanlarınla بِزَعْمِهِمْ زعم 13 ve haza ve bu وَهَٰذَا - 14 lişurakaina ortaklarımızıadır لِشُرَكَائِنَا شرك 15 fema öyle ki  فَمَا - 16 kane olmuşu كَانَ كون 17 lişurakaihim ortaklarına onların لِشُرَكَائِهِمْ شرك 18 fela öyle ki  فَلَا - 19 yesilu ulaşmaz يَصِلُ وصل 20 ila   إِلَى - 21 llahi Allah'a اللَّهِ - 22 vema ve değildir وَمَا - 23 kane oldu كَانَ كون 24 lillahi Allah'a لِلَّهِ - 25 fehuve öyle ki o فَهُوَ - 26 yesilu ulaşır يَصِلُ وصل 27 ila   إِلَىٰ - 28 şurakaihim ortaklarına onların شُرَكَائِهِمْ شرك 29 sa'e ne kötüdür سَاءَ سوا 30 ma   مَا - 31 yehkumune hükmettikleri يَحْكُمُونَ حكم", "ayetNo" : "136", "id" : "1697", "kuranAyetNo" : "925", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Bunlar kimselerdir (ki) verdik onlara kitap ve hikmet303 ve nübüvvet626; öyle ki eğer kâfirlik25 ederse* ona**; işte şunlardır; öyle ki muhakkak vekil*** olduk ona**; bir kavme\/topluma**** (ki) olmaz ona** kâfirlik25 edenler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 3 ateynahumu verdik onlara اتَيْنَاهُمُ اتي 4 l-kitabe kitap الْكِتَابَ كتب 5 velhukme ve hüküm وَالْحُكْمَ حكم 6 ve nnubuvve te ve nübüvvet وَالنُّبُوَّةَ نبا 7 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 8 yekfur kâfirlik ederse يَكْفُرْ كفر 9 biha ona بِهَا - 10 ha'ula'i işte şunlar هَٰؤُلَاءِ - 11 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 12 vekkelna vekil ettik وَكَّلْنَا وكل 13 biha ona بِهَا - 14 kavmen bir kavme\/topluma قَوْمًا قوم 15 leysu olmaz لَيْسُوا ليس 16 biha ona بِهَا - 17 bikafirine kâfirlere بِكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "89", "id" : "1617", "kuranAyetNo" : "878", "not1" : "*Kendisine nübüvvet verdiğimiz kimse. Tekil geniş zaman eril gelmiştir. **Dişil zamir nübüvvete gider. İşaret edilen nübüvvettir. ***Nübüvvet aracılığıyla Yüce Allah'ın risâletinin tamamlanması mutlaka gerçekleşir. Çünkü onun vekaleti Yüce Allah'ın bizzat kendisindedir. ****Nübüvvette kâfirlik etmeyen bir kavimden\/toplumdan nübüvvete kâfirlik etmeyecek bir kimse çıkarırız.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Doğrusu (senin) Rabbin4 (ki) O en iyi bilendir kimseleri (ki) dalalete128 saparlar O’nun yolundan; ve O en iyi bilendir doğru yola kılavuzlananları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب 3 huve O هُوَ - 4 ea'lemu en iyi bilendir أَعْلَمُ علم 5 men kimseyi مَنْ - 6 yedillu dalalete düşer يَضِلُّ ضلل 7 an   عَنْ - 8 sebilihi yolundan O’nun سَبِيلِهِ سبل 9 ve huve ve O وَهُوَ - 10 ea'lemu en iyi bilendir أَعْلَمُ علم 11 bil-muhtedine doğru yola kılavuzlananları بِالْمُهْتَدِينَ هدي", "ayetNo" : "117", "id" : "1673", "kuranAyetNo" : "906", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve O'dur (Allah'tır) inşa eden cennetleri*; çardaklı ve olmaksızın çardaklı; ve hurma; ve zirai**; muhtelif besinleri onun; ve zeytin; ve nar; benzeşir ve olmaksızın benzeşir; yiyin ürününden onun ürün verdiği zaman; ve verin hakkını onun hasat günü***; ve israf463 etmeyin; doğrusu O (Allah) sevmez müsrifleri463.", "ayetNo" : "141", "id" : "1701", "kuranAyetNo" : "930", "not1" : "*Bahçeleri. **Zirai ürünler. ***Elde edilen ürünün hakkı olanı ürünün hasat edildiği gün\/dönem\/evre verilmesi gereklidir.  ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman kapladı\/örttü üzerini onun (İbrahim'in) gece; gördü (İbrahim) bir kevkeb159; dedi: \"Budur Rabbim!\"; öyle ki ne zaman battı (kevkeb) dedi: \"Sevmem batanları\".", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 cenne kapladı جَنَّ جنن 3 aleyhi üzerini onun عَلَيْهِ - 4 l-leylu gece اللَّيْلُ ليل 5 raa gördü رَأَىٰ راي 6 kevkeben bir kevkeb كَوْكَبًا كوكب 7 kale dedi قَالَ قول 8 haza budur هَٰذَا - 9 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 10 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 11 efele battı أَفَلَ افل 12 kale dedi قَالَ قول 13 la   لَا - 14 uhibbu sevmem أُحِبُّ حبب 15 l-afiline batanları الْافِلِينَ افل", "ayetNo" : "76", "id" : "1606", "kuranAyetNo" : "865", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Böyledir; ki asla olmaz (senin) Rabbin4 helak edici kentleri zulümle*; ve ahalisi onun gâfiller310 (-ken).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike böyledir ذَٰلِكَ - 2 en ki أَنْ - 3 lem asla لَمْ - 4 yekun olmaz يَكُنْ كون 5 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب 6 muhlike helak edici مُهْلِكَ هلك 7 l-kura kentleri الْقُرَىٰ قري 8 bizulmin zulüm ile بِظُلْمٍ ظلم 9 veehluha ve ahalisi onun وَأَهْلُهَا اهل 10 gafilune gafiller (-ken) غَافِلُونَ غفل", "ayetNo" : "131", "id" : "1692", "kuranAyetNo" : "920", "not1" : "*Bu şekilde yaparsa bir zulüm olur. Ancak Allah asla zulmetmez.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ey mutmain377 nefis201!", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyetuha ey يَا أَيَّتُهَا - 2 n-nefsu nefis النَّفْسُ نفس 3 l-mutmeinnetu mutmain الْمُطْمَئِنَّةُ طمن", "ayetNo" : "27", "id" : "1654", "kuranAyetNo" : "6018", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve on geceye631.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veleyalin ve geceye وَلَيَالٍ ليل 2 aşrin on عَشْرٍ عشر", "ayetNo" : "2", "id" : "1629", "kuranAyetNo" : "5993", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ya da göğüslerinizde büyüttüğünüzden bir yaratılış; öyle ki diyecekler: \"Kim geri döndürür* bizleri?\"; de ki: \"Kimsedir**; öyle ki yardı\/böldü*** (O) evvelki kez627\"; öyle ki sallayacaklar sana başlarını; ve derler: \"Ne zamandır o?\"; de ki: \"Belki de ki olur (o) bir yakın.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ev ya da  أَوْ - 2 halkan bir yaratılış خَلْقًا خلق 3 mimma   مِمَّا - 4 yekburu büyüttüğünüzden يَكْبُرُ كبر 5 fi   فِي - 6 sudurikum göğüslerinizde صُدُورِكُمْ صدر 7 feseyekulune öyle ki diyecekler فَسَيَقُولُونَ قول 8 men kim مَنْ - 9 yuiyduna geri döndürür bizleri يُعِيدُنَا عود 10 kuli de ki قُلِ قول 11 llezi kimse الَّذِي - 12 fetarakum öyle ki yardı\/böldü فَطَرَكُمْ فطر 13 evvele evvelki أَوَّلَ اول 14 merratin kez مَرَّةٍ مرر 15 feseyungidune öyle ki sallayacaklar فَسَيُنْغِضُونَ نغض 16 ileyke sana إِلَيْكَ - 17 ru'usehum başlarını رُءُوسَهُمْ راس 18 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 19 meta Ne zamandır مَتَىٰ - 20 huve o هُوَ - 21 kul de ki قُلْ قول 22 asa belki de عَسَىٰ عسي 23 en ki أَنْ - 24 yekune olur يَكُونَ كون 25 kariben bir yakın قَرِيبًا قرب", "ayetNo" : "51", "id" : "1667", "kuranAyetNo" : "2078", "not1" : "*Bizleri bedenlerimizle kim tekrar yaratır? **Allah. ***Yararak, bölerek ortaya çıkardı, yarattı. Evrenin yarılması, embriyonun yarılması.", "surahName" : "İsrâ", "sureNo" : "17" }, { "ayetIe" : "İnce tabakadadır açılıp yayılan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fi   فِي - 2 rakkin ince tabakadadır رَقٍّ رقق 3 menşurin  açılıp yayılan مَنْشُورٍ نشر", "ayetNo" : "3", "id" : "1605", "kuranAyetNo" : "4736", "not1" : "", "surahName" : "Tûr", "sureNo" : "52" }, { "ayetIe" : "İşte sizlere Allah; Rabbiniz4; yoktur ilâh74 O’nun dışında; yaratandır her bir şeyi; öyle ki kulluk46 edin O’na; ve O her bir şey üzerine bir Vekîl’dir517.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalikumu işte sizlere  ذَٰلِكُمُ - 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب 4 la yoktur لَا - 5 ilahe ilah إِلَٰهَ اله 6 illa dışında إِلَّا - 7 huve O’nun هُوَ - 8 haliku yaratandır خَالِقُ خلق 9 kulli herbir كُلِّ كلل 10 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 11 fea'buduhu öyle ki kulluk edin O’na فَاعْبُدُوهُ عبد 12 ve huve ve O وَهُوَ - 13 ala üzerine عَلَىٰ - 14 kulli her bir كُلِّ كلل 15 şey'in şey شَيْءٍ شيا 16 vekilun bir Vekil’dir. وَكِيلٌ وكل", "ayetNo" : "102", "id" : "1658", "kuranAyetNo" : "891", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Muhakkak hüsrana uğradı kimseler (ki) katlettiler35 kendi evlatlarını ahmakça; olmaksızın bir ilim; ve haramlaştırdılar Allah'ın kendilerini rızıklandırdığını iftira402 ederek Allah'a karşı; muhakkak dalalete128 düştüler; ve olmuş değillerdi muhted176.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kad muhakkak قَدْ - 2 hasira hüsrana uğradı خَسِرَ خسر 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 katelu katlettirler قَتَلُوا قتل 5 evladehum evlatlarını أَوْلَادَهُمْ ولد 6 sefehen ahmakça سَفَهًا سفه 7 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 8 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم 9 ve harramu ve haramlaştırdılar وَحَرَّمُوا حرم 10 ma   مَا - 11 razekahumu kendileri rızıklandırdığını رَزَقَهُمُ رزق 12 llahu Allah'ın اللَّهُ - 13 ftira'en iftira ederek افْتِرَاءً فري 14 ala karşı عَلَى - 15 llahi Allah'a اللَّهِ - 16 kad muhakkak قَدْ - 17 dellu dalalete düştüler ضَلُّوا ضلل 18 ve ma ve değillerdir وَمَا - 19 kanu oldular كَانُوا كون 20 muhtedine muhted مُهْتَدِينَ هدي", "ayetNo" : "140", "id" : "1700", "kuranAyetNo" : "929", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve geceye; akıp giderken634.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velleyli ve geceye وَاللَّيْلِ ليل 2 iza   إِذَا - 3 yesri akıp giderken يَسْرِ سري", "ayetNo" : "4", "ayetNot" : "", "id" : "1631", "kuranAyetNo" : "5995", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve (senin) Rabbin Ganiyy’dir106; rahmet271 sahibidir; eğer dilerse giderir sizleri; ve halife65 eder sizlerin ardından dilediğini; inşa* ettiği gibi sizleri son bir kavimin\/toplumun** zürriyetinden380.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve rabbuke ve (senin) Rabbin وَرَبُّكَ ربب 2 l-ganiyyu Ganiyy’dir الْغَنِيُّ غني 3 zu sahibidir ذُو - 4 r-rahmeti rahmet الرَّحْمَةِ رحم 5 in eğer إِنْ - 6 yeşe' dilerse يَشَأْ شيا 7 yuzhibkum giderir sizleri يُذْهِبْكُمْ ذهب 8 ve yestehlif ve halife eder وَيَسْتَخْلِفْ خلف 9 min   مِنْ - 10 bea'dikum sizlerin ardından بَعْدِكُمْ بعد 11 ma   مَا - 12 yeşa'u dilediğini يَشَاءُ شيا 13 kema   كَمَا - 14 enşeekum inşa ettiği أَنْشَأَكُمْ نشا 15 min   مِنْ - 16 zurriyyeti zürriyetinden ذُرِّيَّةِ ذرر 17 kavmin bir kavim قَوْمٍ قوم 18 aharine son اخَرِينَ اخر", "ayetNo" : "133", "id" : "1694", "kuranAyetNo" : "922", "not1" : "*İnşa kelimesinin kullanılması önemlidir. Bilge insan olan Homo Sapiens kendisinden önce yeryüzünde yaşamış olan başka insan kavimlerinin DNA'sı üzerine inşa edilmiştir. **Kendi türü yok olan ancak zürriyetinden\/neslinden Homo Sapiens olan bilge insanın türediği Homo türleri.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve yemeyin üzerine Allah'ın isminin asla zikredilmeyeninden*; ve doğrusu o mutlak bir fısktır38; ve doğrusu şeytânlar29 fısıldarlar evliyalarına212 karşı sizlerle mücadele etmeye; ve eğer tabi olursanız; doğrusu sizler (de) mutlak müşriklerdensiniz36.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 te'kulu yemeyin تَأْكُلُوا اكل 3 mimma   مِمَّا - 4 lem asla  لَمْ - 5 yuzkeri zikredilmeyendden يُذْكَرِ ذكر 6 ismu ismi اسْمُ سمو 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 aleyhi üzerine عَلَيْهِ - 9 ve innehu ve doğrusu o وَإِنَّهُ - 10 lefiskun mutlak bir fısktır لَفِسْقٌ فسق 11 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 12 ş-şeyatine şeytanlar الشَّيَاطِينَ شطن 13 leyuhune fısıldarlar لَيُوحُونَ وحي 14 ila karşı إِلَىٰ - 15 evliyaihim evliyalarına أَوْلِيَائِهِمْ ولي 16 liyucadilukum sizlerle mücadele etmeye لِيُجَادِلُوكُمْ جدل 17 ve in ve eğer وَإِنْ - 18 etaa'tumuhum tabi olursanız أَطَعْتُمُوهُمْ طوع 19 innekum doğrusu sizler إِنَّكُمْ - 20 lemuşrikune mutlak müşriklerdensiniz لَمُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "121", "id" : "1677", "kuranAyetNo" : "910", "not1" : "*Sözde başka ilahlar adına kurban edilenden. Yüce Allah'a yaklaştırır sapkın inancıyla başka kimseler adına kesilen kurbanlar.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Bunda mıdır bir kasem548; (taş gibi) bir anlayış\/kavrayış sahibi için?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hel mı هَلْ - 2 fi   فِي - 3 zalike bunda ذَٰلِكَ - 4 kasemun bir kasem قَسَمٌ قسم 5 lizi sahibi için لِذِي - 6 hicrin taş gibi anlayış\/kavrayış حِجْرٍ حجر", "ayetNo" : "5", "ayetNot" : "", "id" : "1632", "kuranAyetNo" : "5996", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve geldi636 (senin) Rabbin4; ve melekler saf saftır638.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ca'e ve geldi وَجَاءَ جيا 2 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب 3 velmeleku ve melekler وَالْمَلَكُ ملك 4 saffen bir saf صَفًّا صفف 5 saffen bir saf صَفًّا صفف", "ayetNo" : "22", "id" : "1649", "kuranAyetNo" : "6013", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve yersiniz mirası büsbütün\/topyekûn* bir yeme (-yle).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve te'kulune ve yersiniz وَتَأْكُلُونَ اكل 2 t-turase mirası التُّرَاثَ ورث 3 eklen bir yeme (-yle) أَكْلًا اكل 4 lemmen büsbütün\/topyekûn لَمًّا لمم", "ayetNo" : "19", "id" : "1646", "kuranAyetNo" : "6010", "not1" : "*Bir araya getirip, toplayıp. Parçasını ihtiyaç sahiplerine dağıtmadan.", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) iman47 ettiler ve asla giymezler\/örtmezler\/karıştırmazlar (onlar) imanlarını47 zulümle257; işte bunlar; onlaradır eminlik\/güvenlik; ve onlar doğru yola kılavuzlananlardır.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "82", "ayetNot" : "", "id" : "1612", "kuranAyetNo" : "871", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Onlaradır* selâm98 diyarı\/yurdu Rableri4 indinde\/katında; ve O (Allah) velisidir28 onların yapar olduklarıyla.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "127", "id" : "1683", "kuranAyetNo" : "916", "not1" : "*Göğüsleri İslam'a açılan kimseler.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman gördü Güneş'i bir görünüp yükselen (olarak) dedi: \"Budur Rabbim4! Bu daha büyüktür\"; öyle ki ne zaman battı (Güneş) dedi: \"Ey kavmim\/toplumum! Doğrusu ben uzağım şirk71 koştuklarınızdan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 raa gördü رَأَى راي 3 ş-şemse güneşi الشَّمْسَ شمس 4 bazigaten bir görünüp yükselen (olarak) بَازِغَةً بزغ 5 kale dedi قَالَ قول 6 haza budur هَٰذَا - 7 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 8 haza bu هَٰذَا - 9 ekberu daha büyük أَكْبَرُ كبر 10 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 11 efelet battı (Güneş) أَفَلَتْ افل 12 kale dedi  قَالَ قول 13 ya kavmi ey kavmim يَا قَوْمِ قوم 14 inni doğrusu ben إِنِّي - 15 beri'un uzağım بَرِيءٌ برا 16 mimma   مِمَّا - 17 tuşrikune şirk koştuklarından تُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "78", "id" : "1608", "kuranAyetNo" : "867", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki çoğalttılar orada* fesadı265.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe ekseru öyle ki çoğalttılar فَأَكْثَرُوا كثر 2 fiha orada فِيهَا - 3 l-fesade fesadı الْفَسَادَ فسد", "ayetNo" : "12", "id" : "1639", "kuranAyetNo" : "6003", "not1" : "*Beldede.", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve ancak; ne zaman belalandırdı onu; öyle ki ölçeklendirdi onun üzerine rızkını onun; öyle ki der (o): \"Rabbim4 garaz* etti bana\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veemma ve ancak وَأَمَّا - 2 iza zaman إِذَا - 3 ma ne مَا - 4 btelahu belalandırdı onu ابْتَلَاهُ بلو 5 fe kadera öyle ki ölçeklendirdi فَقَدَرَ قدر 6 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 7 rizkahu rızkını onun رِزْقَهُ رزق 8 feyekulu öyle ki der (o) فَيَقُولُ قول 9 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 10 ehaneni garaz etti bana أَهَانَنِ هون", "ayetNo" : "16", "id" : "1643", "kuranAyetNo" : "6007", "not1" : "*Kin duymak.", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve arz olundular (senin) Rabbine karşı bir saf\/sıra (olarak); ant olsun geldiniz bize yarattığımız gibi sizleri evvelki kere627; evet; iddia ettiniz ki asla yapmayız sizlere bir vade\/vaat.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve uridu ve arz olundular وَعُرِضُوا عرض 2 ala karşı عَلَىٰ - 3 rabbike (senin) Rabbine رَبِّكَ ربب 4 saffen bir saf\/sıra (olarak) صَفًّا صفف 5 lekad ant olsun لَقَدْ - 6 ci'tumuna geldiniz bize جِئْتُمُونَا جيا 7 kema gibi كَمَا - 8 haleknakum yarttığımız gibi sizleri  خَلَقْنَاكُمْ خلق 9 evvele evvelki أَوَّلَ اول 10 merratin kere مَرَّةٍ مرر 11 bel Evet بَلْ - 12 zeamtum iddia ettiniz زَعَمْتُمْ زعم 13 ellen ki asla أَلَّنْ - 14 nec'ale yapmayız نَجْعَلَ جعل 15 lekum sizlere لَكُمْ - 16 mev'iden bir vade\/vaat مَوْعِدًا وعد", "ayetNo" : "48", "id" : "1668", "kuranAyetNo" : "2186", "not1" : "", "surahName" : "Kehf", "sureNo" : "18" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman İbrahim babasına; Azer'e: \"Edinir misin idolleri624 ilâhlar74?\"; Doğrusu ben görürüm seni ve (senin) kavmini\/toplumunu apaçık bir dalalet128 içinde.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve وَإِذْ - 2 kale dediği zaman قَالَ قول 3 ibrahimu İbrahim إِبْرَاهِيمُ - 4 liebihi babasına لِأَبِيهِ ابو 5 azera Azer'e ازَرَ - 6 etettehizu edinir misin أَتَتَّخِذُ اخذ 7 esnamen idoller أَصْنَامًا صنم 8 aliheten ilahlar الِهَةً اله 9 inni doğrusu ben إِنِّي - 10 erake görürüm seni أَرَاكَ راي 11 ve kavmeke ve (senin) kavmini وَقَوْمَكَ قوم 12 fi içinde فِي - 13 delalin bir dalalet ضَلَالٍ ضلل 14 mubinin apaçık مُبِينٍ بين", "ayetNo" : "74", "id" : "1602", "kuranAyetNo" : "863", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve bağlayamaz; ve bağını639 O’nun bir tek (kimse).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 yusiku bağlayamaz يُوثِقُ وثق 3 vesakahu ve bağını O’nun وَثَاقَهُ وثق 4 ehadun bir tek  (kimse) أَحَدٌ احد", "ayetNo" : "26", "id" : "1653", "kuranAyetNo" : "6017", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Hayır! Öyle! (ki sizler) ikram etmezsiniz yetime.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kella Hayır! كَلَّا - 2 bel Öyle! بَلْ - 3 la   لَا - 4 tukrimune ikram etmezsiniz تُكْرِمُونَ كرم 5 l-yetime yetime الْيَتِيمَ يتم", "ayetNo" : "17", "id" : "1644", "kuranAyetNo" : "6008", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Muhakkak geldi sizlere basiretler\/bakışlar Rabbinizden4; öyle ki kim baktı\/gördü öyle ki mutlak kendi nefsinedir201; ve kim âmâ* oldu öyle ki aleyhinedir onu (nefsinin); ve değilim ben** üzerinize bir hafız***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kad muhakkak قَدْ - 2 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 3 besairu basiretler\/bakışlar بَصَائِرُ بصر 4 min   مِنْ - 5 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 6 femen öyle ki kim فَمَنْ - 7 ebsara baktı أَبْصَرَ بصر 8 felinefsihi öyle ki mutlak kendi nefsinedir فَلِنَفْسِهِ نفس 9 ve men ve kim وَمَنْ - 10 amiye âmâ oldu عَمِيَ عمي 11 fealeyha öyle ki aleyhinedir onu (nefsinin) فَعَلَيْهَا - 12 ve ma ve değilim وَمَا - 13 ena ben أَنَا - 14 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 15 bihafizin bir hafız بِحَفِيظٍ حفظ", "ayetNo" : "104", "id" : "1660", "kuranAyetNo" : "893", "not1" : "*Kör. **Yüce Allah. ***Yüce Allah kendisinden gelen mesajlara âmâ olanlara bir hafız\/koruyucu\/muhafız olmayacağını bildirmektedir. Benzer geçiş 50:29 ayetinde de karşımıza çıkar. En’âm 104. ayette Yüce Allah haşa ‘de ki’, ‘قُلْ’, ‘qul’ kelimesini unutmuş mu? Kur'an’da hata mı var?", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve fecre630.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velfecri ve fecre وَالْفَجْرِ فجر", "ayetNo" : "1", "id" : "1628", "kuranAyetNo" : "5992", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve O'dur indiren gökten bir su179; öyle ki çıkardık onunla (suyla) bitkiyi; her bir şeyi; öyle ki çıkardık ondan (şeyden) yeşili; çıkarırız ondan (şeyden) binmiş (birbiri üzerine) taneyi; hurmadan (da); öncüsünden\/tomurcuğundan onun (bitkinin) sarkık salkımlar; ve cennetler\/bahçeler üzümlerden ve zeytin (-den) ve nar (-dan); benzeşir ve benzeşir olmayan; bakın meyvesine onun (şeyin) meyve verdiği zaman ve olgunlaştığı (zaman); doğrusu bundadır mutlak ayetler237 iman47 eder bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O'dur وَهُوَ - 2 llezi   الَّذِي - 3 enzele indiren أَنْزَلَ نزل 4 mine   مِنَ - 5 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو 6 maen bir su مَاءً موه 7 feehracna öyle ki çıkardık فَأَخْرَجْنَا خرج 8 bihi onunla (suyla) بِهِ - 9 nebate bitkiyi نَبَاتَ نبت 10 kulli her bir  كُلِّ كلل 11 şey'in bir şeyi شَيْءٍ شيا 12 feehracna öyle ki çıkardık فَأَخْرَجْنَا خرج 13 minhu ondan (şeyden) مِنْهُ - 14 hadiran yeşili خَضِرًا خضر 15 nuhricu çıkarırız نُخْرِجُ خرج 16 minhu ondan (şeyden) مِنْهُ - 17 habben taneyi حَبًّا حبب 18 muterakiben binmiş (birbiri üzerine) مُتَرَاكِبًا ركب 19 ve mine   وَمِنَ - 20 n-nehli hurmadan النَّخْلِ نخل 21 min -ndan مِنْ - 22 tal'iha öncüsünden (tomurcuğundan) onun (bitkinin) طَلْعِهَا طلع 23 kinvanun salkımlar قِنْوَانٌ قنو 24 daniyetun sarkık دَانِيَةٌ دنو 25 ve cennatin ve cennetler وَجَنَّاتٍ جنن 26 min   مِنْ - 27 ea'nabin üzümlerden أَعْنَابٍ عنب 28 ve zzeytune ve zeytin (-den) وَالزَّيْتُونَ زيت 29 ve rrummane ve nar (-dan) وَالرُّمَّانَ رمن 30 muştebihen benzeşen مُشْتَبِهًا شبه 31 ve gayra ve olmaksızın وَغَيْرَ غير 32 muteşabihin benzeşen مُتَشَابِهٍ شبه 33 nzuru bakın انْظُرُوا نظر 34 ila   إِلَىٰ - 35 semerihi meyvesine onun (şeyin) ثَمَرِهِ ثمر 36 iza   إِذَا - 37 esmera meyve verdiği zaman أَثْمَرَ ثمر 38 ve yen'ihi ve olgunlaştığı وَيَنْعِهِ ينع 39 inne doğrusu إِنَّ - 40 fi   فِي - 41 zalikum bundadır ذَٰلِكُمْ - 42 layatin mutlak ayetler لَايَاتٍ ايي 43 likavmin  kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 44 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "99", "id" : "1626", "kuranAyetNo" : "888", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve eğer itaat etsen yerdeki kimselerin çoğuna*; dalalete128 düşürür seni Allah'ın yolundan ki tabi olurlar ancak zanna ve ki onlar ancak tahmin ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 tutia' itaat etsen تُطِعْ طوع 3 eksera çoğuna أَكْثَرَ كثر 4 men kimselerin مَنْ - 5 fi   فِي - 6 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 7 yudilluke dalalete düşürür seni يُضِلُّوكَ ضلل 8 an   عَنْ - 9 sebili yolundan سَبِيلِ سبل 10 llahi Allah'ın اللَّهِ - 11 in ki إِنْ - 12 yettebiune tabi olurlar يَتَّبِعُونَ تبع 13 illa ancak إِلَّا - 14 z-zenne zanna الظَّنَّ ظنن 15 ve in ve ki وَإِنْ - 16 hum onlar هُمْ - 17 illa ancak إِلَّا - 18 yehrusune tahmin ederler يَخْرُصُونَ خرص", "ayetNo" : "116", "id" : "1672", "kuranAyetNo" : "905", "not1" : "*Çoğunluk sapkınlık içindedir. Çoğunluğa değil hakka\/gerçeğe itaat etmek\/tabi olmak gerekir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Doğrusu (senin) Rabbin4 mutlak gözetleyendir.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "14", "id" : "1641", "kuranAyetNo" : "6005", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Adn cennetleri; girerler ona; akar altından onun nehirler; onlaradır orada* diledikleri; işte böyledir; mükafatlandırır Allah muttakileri17.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 cennatu cennetlere جَنَّاتُ جنن 2 adnin adn عَدْنٍ - 3 yedhuluneha girerler ona يَدْخُلُونَهَا دخل 4 tecri akar تَجْرِي جري 5 min   مِنْ - 6 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت 7 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 8 lehum onlaradır لَهُمْ - 9 fiha orada فِيهَا - 10 ma   مَا - 11 yeşa'une diledikleri يَشَاءُونَ شيا 12 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 13 yeczi cezalandırır يَجْزِي جزي 14 llahu Allah اللَّهُ - 15 l-muttekine muttakilerin الْمُتَّقِينَ وقي                                                  ", "ayetNo" : "31", "id" : "1690", "kuranAyetNo" : "1930", "not1" : "*Cennette.", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Allah yarandır\/ayırandır taneyi ve çekirdeği; çıkarır canlıyı\/diriyi ölüden ve çıkarandır ölüyü canlıdan\/diriden; işte sizlere Allah; öyle ki nasıl yalana saptırılırsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 llahe Allah'tır اللَّهَ - 3 faliku yaran\/ayıran فَالِقُ فلق 4 l-habbi taneyi الْحَبِّ حبب 5 ve nneva ve çekirdeği وَالنَّوَىٰ نوي 6 yuhricu çıkarır يُخْرِجُ خرج 7 l-hayye canlıyı\/diriyi الْحَيَّ حيي 8 mine   مِنَ - 9 l-meyyiti ölüden الْمَيِّتِ موت 10 ve muhricu ve çıkarandır وَمُخْرِجُ خرج 11 l-meyyiti ölüyü الْمَيِّتِ موت 12 mine   مِنَ - 13 l-hayyi canlıdan\/diriden الْحَيِّ حيي 14 zalikumu işte sizlere ذَٰلِكُمُ - 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 feenna öyle ki nasıl فَأَنَّىٰ اني 17 tu'fekune yalan söylersiniz تُؤْفَكُونَ افك", "ayetNo" : "95", "id" : "1622", "kuranAyetNo" : "884", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "İyilik\/güzellik yapmış kimseleredir iyisi\/güzeli* ve ziyadesi\/artmışı*; bürümez yüzlerini onların bir katran; ve ne de bir zillet452; bunlar cennet ashâbıdır194; onlar orada ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lillezine kimseleredir لِلَّذِينَ - 2 ehsenu iyilik\/güzellik yaptılar أَحْسَنُوا حسن 3 l-husna iyisi\/güzeli الْحُسْنَىٰ حسن 4 ve ziyadetun ve ziyadesi وَزِيَادَةٌ زيد 5 ve la   وَلَا - 6 yerheku bürümez يَرْهَقُ رهق 7 vucuhehum yüzlerini onların وُجُوهَهُمْ وجه 8 katerun bir katran قَتَرٌ قتر 9 ve la ve ne de وَلَا - 10 zilletun bir zillet ذِلَّةٌ ذلل 11 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ - 12 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب 13 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن 14 hum onlar هُمْ - 15 fiha orada فِيهَا - 16 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد", "ayetNo" : "26", "id" : "1686", "kuranAyetNo" : "1388", "not1" : "*Selam diyarından\/yurdundan daha iyisi\/güzeli ve daha fazlalıklı olanı. Cennetler.", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "Ve meyletmesi için ona (şeytâna) ahirete iman47 etmez kimselerin gönüllerinin; ve razı olmaları için ona (şeytâna); ve işlemeye (devam etmeleri) için kendi işlediklerini (suçlarını).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velitesga ve meyletmesi için وَلِتَصْغَىٰ صغو 2 ileyhi ona (şeytana) إِلَيْهِ - 3 ef'idetu gönüllerinin أَفْئِدَةُ فاد 4 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 5 la   لَا - 6 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن 7 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر 8 veliyerdevhu ve razı olmaları için ona (şeytana) وَلِيَرْضَوْهُ رضو 9 veliyekterifu ve işlemeleri için (suyu) وَلِيَقْتَرِفُوا قرف 10 ma   مَا - 11 hum onların هُمْ - 12 mukterifune işlediklerlerini مُقْتَرِفُونَ قرف", "ayetNo" : "113", "id" : "1670", "kuranAyetNo" : "902", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Şayet ki biz indirseydik üzerlerine melekleri; ve kelam* etseydi onlara ölüler; ve haşretseydik556 onlara her bir şeyi önde (önlerinde); olmuş değillerdi (yine de) iman47 etmeye; dışında ki diler Allah; velakin\/fakat çokları onların cahillik489 ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev şayet وَلَوْ - 2 ennena ki biz أَنَّنَا - 3 nezzelna indirseydik نَزَّلْنَا نزل 4 ileyhimu üzerlerine إِلَيْهِمُ - 5 l-melaikete melekleri الْمَلَائِكَةَ ملك 6 ve kellemehumu ve kelam etseydi onlara وَكَلَّمَهُمُ كلم 7 l-mevta ölüler الْمَوْتَىٰ موت 8 ve haşerna ve haşretsek وَحَشَرْنَا حشر 9 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 10 kulle her bir كُلَّ كلل 11 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 12 kubulen önüne قُبُلًا قبل 13 ma değildi مَا - 14 kanu olmuş كَانُوا كون 15 liyu'minu iman etmeye لِيُؤْمِنُوا امن 16 illa dışında إِلَّا - 17 en ki أَنْ - 18 yeşa'e diler يَشَاءَ شيا 19 llahu Allah اللَّهُ - 20 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 21 ekserahum çokları onların أَكْثَرَهُمْ كثر 22 yechelune cahillik ederler يَجْهَلُونَ جهل", "ayetNo" : "111", "id" : "1669", "kuranAyetNo" : "900", "not1" : "*Konuşsaydı.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman gördü (İbrahim) Ay'ı bir görünüp yükselen (olarak) dedi (İbrahim): \"Budur Rabbim4!\"; öyle ki ne zaman battı (Ay) dedi (İbrahim): \"Mutlak ki eğer asla doğru yola kılavuzlamazsa beni Rabbim4; mutlak olurum dalalete düşmüş kavimden\/toplumdan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 raa gördü رَأَى راي 3 l-kamera Ay'ı الْقَمَرَ قمر 4 bazigan bir görünüp yükselen (olarak) بَازِغًا بزغ 5 kale dedi قَالَ قول 6 haza budur هَٰذَا - 7 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 8 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 9 efele battı (Ay) أَفَلَ افل 10 kale dedi قَالَ قول 11 lein mutlak ki eğer لَئِنْ - 12 lem asla لَمْ - 13 yehdini doğru yola kılavuzlamazsa يَهْدِنِي هدي 14 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 15 leekunenne mutlak olurum لَأَكُونَنَّ كون 16 mine   مِنَ - 17 l-kavmi kavimden\/toplumdan الْقَوْمِ قوم 18 d-dalline dalalet içinde الضَّالِّينَ ضلل", "ayetNo" : "77", "id" : "1607", "kuranAyetNo" : "866", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve işte böyledir; yaptık her bir kentte büyükler*; suçluları** (olarak) onun (kentin); ayartmaları*** için orada (kentte); ve ayartır*** değillerdir kendi nefisleri201 dışında; ve şuurlanır**** değillerdir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 cealna yaptık جَعَلْنَا جعل 3 fi   فِي - 4 kulli her كُلِّ كلل 5 karyetin bir kentte قَرْيَةٍ قري 6 ekabira büyükler أَكَابِرَ كبر 7 mucrimiha suçluları onun (kentin) مُجْرِمِيهَا جرم 8 liyemkuru ayartmaları için لِيَمْكُرُوا مكر 9 fiha orada (kentte) فِيهَا - 10 ve ma ve değildir وَمَا - 11 yemkurune ayartırlar يَمْكُرُونَ مكر 12 illa dışında إِلَّا - 13 bienfusihim kendi nefislerini بِأَنْفُسِهِمْ نفس 14 ve ma ve değildir وَمَا - 15 yeş'urune şuurlanırlar يَشْعُرُونَ شعر", "ayetNo" : "123", "id" : "1679", "kuranAyetNo" : "912", "not1" : "*Kentin\/ülkenin ileri gelenleri. Kentin diğer bireylerine kıyasla hüküm verme, mal sahibi olma gibi hususlarda yükselmiş, büyükleşmiş. **Bir kentin\/ülkenin ileri gelenlerinin çoğunluğu mutlak ki suçludur. ***Haram yiyerek, haksızlık yaparak yükselirler ancak toplumu ayarttıkları\/kandırdıkları\/aldattıkları için toplum onların bu suçlarını göremez.  ****Bilinçlenir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve gayret etmezsiniz yemeği üzerine miskinin113.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 tehaddune gayret etmezsiniz تَحَاضُّونَ حضض 3 ala üzerine عَلَىٰ - 4 taaami yedirme طَعَامِ طعم 5 l-miskini miskini الْمِسْكِينِ سكن", "ayetNo" : "18", "id" : "1645", "kuranAyetNo" : "6009", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve işte böyledir; ortakları süsledi müşriklerden36 çoğuna katletmeyi35 evlatlarını; mahvetmeleri\/perişan etmeleri için onları; ve konfüze etmek\/karıştırmak için onlar üzerine kendi dinlerini; velev\/şayet dileseydi Allah; olmazlardı faaliyet içinde; öyle ki bırak onları; ve uydurduklarını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 zeyyene süsledi  زَيَّنَ زين 3 likesirin çoğuna لِكَثِيرٍ كثر 4 mine   مِنَ - 5 l-muşrikine müşriklerden الْمُشْرِكِينَ شرك 6 katle katletmeyi قَتْلَ قتل 7 evladihim evlatlarını أَوْلَادِهِمْ ولد 8 şuraka'uhum ortakları onların شُرَكَاؤُهُمْ شرك 9 liyurduhum mahvetmeleri\/perişan etmeleri için onları لِيُرْدُوهُمْ ردي 10 vel'iyelbisu ve şaşırtmaları için وَلِيَلْبِسُوا لبس 11 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 12 dinehum kendi dinlerini دِينَهُمْ دين 13 velev velev\/şayet وَلَوْ - 14 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 ma değillerdi مَا - 17 fealuhu faaliyet içinde olurlar فَعَلُوهُ فعل 18 fezerhum öyle ki bırak onları فَذَرْهُمْ وذر 19 ve ma ve وَمَا - 20 yefterune uydurdukları يَفْتَرُونَ فري", "ayetNo" : "137", "id" : "1698", "kuranAyetNo" : "926", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve tamamladı kelamı\/sözü640 (senin) Rabbin4 bir doğruluk (-la); ve bir adalet680 (-le); yoktur değiştiren O'nun kelimelerini; ve O Semî’dir41; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve temmet ve tamamladı وَتَمَّتْ تمم 2 kelimetu kelamı\/sözü كَلِمَتُ كلم 3 rabbike (senin) Rabbi رَبِّكَ ربب 4 sidkan bir doğruluk (-la) صِدْقًا صدق 5 ve adlen ve bir adelet (-le) وَعَدْلًا عدل 6 la yoktur لَا - 7 mubeddile değiştiren مُبَدِّلَ بدل 8 likelimatihi O'nun kelimelerini لِكَلِمَاتِهِ كلم 9 ve huve ve O وَهُوَ - 10 s-semiu Semî’dir السَّمِيعُ سمع 11 l-alimu Alîm’dir الْعَلِيمُ علم", "ayetNo" : "115", "id" : "1671", "kuranAyetNo" : "904", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Velev\/fakat dileseydi* Allah şirk71 koşmuş olmazlardı; ve yapmış değiliz seni üzerlerine bir hafız**; ve değilsin sen onlara vekil***.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev velev\/fakat وَلَوْ - 2 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 ma değildi مَا - 5 eşraku şirk koşarlar أَشْرَكُوا شرك 6 ve ma ve değiliz وَمَا - 7 cealnake yaptık جَعَلْنَاكَ جعل 8 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 9 hafizen bir hafız حَفِيظًا حفظ 10 ve ma ve değilsin وَمَا - 11 ente sen أَنْتَ - 12 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 13 bivekilin vekil بِوَكِيلٍ وكل", "ayetNo" : "107", "id" : "1663", "kuranAyetNo" : "896", "not1" : "*Yüce Allah dileseydi asla şirk koşamazlardı. Anlarız ki müşriklerin şirk koşarak sapmalarına izin verilmiştir. **Koruyucu. Muhafız. ***Vekalet verilen.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve seversiniz malı bir sevgi (-yle) topluca.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve tuhibbune ve seversiniz وَتُحِبُّونَ حبب 2 l-male malı الْمَالَ مول 3 hubben bir sevgi (-yle) حُبًّا حبب 4 cemmen topluca جَمًّا جمم", "ayetNo" : "20", "id" : "1647", "kuranAyetNo" : "6011", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve satırlanmış* kitaba.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kitabin ve kitaba وَكِتَابٍ كتب 2 mesturin satırlanmış مَسْطُورٍ سطر", "ayetNo" : "2", "id" : "1604", "kuranAyetNo" : "4735", "not1" : "*Mestûrin", "surahName" : "Tûr", "sureNo" : "52" }, { "ayetIe" : "Ve geldiği zaman onlara bir ayet353 dediler: \"Asla iman47 etmeyiz; ta ki veriliriz misli\/benzeri Allah'ın resûllerine418 verilenin\"; Allah daha iyi bilendir nereye koyar kendi risâletini223; isabet edecektir suç işlemiş kimselere bir aşağılama\/alçalma Allah’ın indinde\/katında; ve şiddetli bir azap; ayartır* olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 ca'ethum geldi onlara جَاءَتْهُمْ جيا 3 ayetun bir ayet ايَةٌ ايي 4 kalu dediler قَالُوا قول 5 len asla لَنْ - 6 nu'mine iman etmeyiz نُؤْمِنَ امن 7 hatta ta ki حَتَّىٰ - 8 nu'ta verilir نُؤْتَىٰ اتي 9 misle misli مِثْلَ مثل 10 ma   مَا - 11 utiye verilenin أُوتِيَ اتي 12 rusulu resûllere رُسُلُ رسل 13 llahi Allah'ın اللَّهِ - 14 llahu Allah اللَّهُ - 15 ea'lemu daha iyi bilendir أَعْلَمُ علم 16 haysu nereye حَيْثُ حيث 17 yec'alu koyar يَجْعَلُ جعل 18 risaletehu risaletini O’nun رِسَالَتَهُ رسل 19 seyusibu isabet edecektir سَيُصِيبُ صوب 20 ellezine kimselere الَّذِينَ - 21 ecramu suç işlediler أَجْرَمُوا جرم 22 sagarun bir aşağılık\/alçaltıcı صَغَارٌ صغر 23 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 24 llahi Allah’ın اللَّهِ - 25 ve azabun ve bir azap وَعَذَابٌ عذب 26 şedidun şiddetli شَدِيدٌ شدد 27 bima   بِمَا - 28 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 29 yemkurune ayartırlar يَمْكُرُونَ مكر", "ayetNo" : "124", "id" : "1680", "kuranAyetNo" : "913", "not1" : "*Haram yiyerek, haksızlık yaparak yükselirler ancak toplumu ayarttıkları\/kandırdıkları\/aldattıkları için toplum onların bu suçlarını göremez. ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Kimselerdir (ki) tâğûtlaştılar442 beldelerde.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimselerdir (ki) الَّذِينَ - 2 tagav tâğûtlaştılar طَغَوْا طغي 3 fi   فِي - 4 l-biladi beldelerde الْبِلَادِ بلد", "ayetNo" : "11", "id" : "1638", "kuranAyetNo" : "6002", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve nedir sizlere (olan) ki yemezsiniz* kendisi üzerine Allah'ın isminin zikredilmişinden; ve muhakkak detaylandırdı\/ayırdı** (Allah) sizlere haram kıldığını** (Allah'ın) üzerinize; dışındadır kendisine zaruri*** kaldığınız; ve doğrusu bir çoğu**** mutlak dalalete128 düşer hevalarıyla olmaksızın bir ilim; doğrusu (senin) Rabbin4 (ki) O en iyi bilendir taşkınlık edenleri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve nedir  وَمَا - 2 lekum sizlere لَكُمْ - 3 ella ki أَلَّا - 4 te'kulu yemezsiniz تَأْكُلُوا اكل 5 mimma   مِمَّا - 6 zukira zikredilmişten ذُكِرَ ذكر 7 ismu isminin اسْمُ سمو 8 llahi Allah'ın اللَّهِ - 9 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 10 vekad ve muhakkak وَقَدْ - 11 fessale detaylandırdı\/ayırdı فَصَّلَ فصل 12 lekum sizlere لَكُمْ - 13 ma   مَا - 14 harrame haram kıldığını حَرَّمَ حرم 15 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 16 illa dışında إِلَّا - 17 ma   مَا - 18 dturirtum zaruri kaldığınızı اضْطُرِرْتُمْ ضرر 19 ileyhi kendisine إِلَيْهِ - 20 ve inne ve doğrusu وَإِنَّ - 21 kesiran bir çoğu كَثِيرًا كثر 22 leyudillune mutlak dalalete düşer لَيُضِلُّونَ ضلل 23 biehvaihim hevalarıyla بِأَهْوَائِهِمْ هوي 24 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 25 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم 26 inne doğrusu إِنَّ - 27 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب 28 huve O هُوَ - 29 ea'lemu en iyi bilendir أَعْلَمُ علم 30 bil-mua'tedine taşkınlık edenleri بِالْمُعْتَدِينَ عدو", "ayetNo" : "119", "id" : "1675", "kuranAyetNo" : "908", "not1" : "*Hurafelere, söylentilere uyarak Yüce Allah adına kurban edilen hayvanların etlerini kendilerine haram eden müşrik kimseler. **Yüce Allah'ın haram kıldıkları apaçık bildirilmişken. ***Zorunlu, gerekli. ****Yeryüzündeki insanların çoğu müşriktir. Hevalarına uyarak, bir ilime dayanmadan (Kur'an'a) kendilerine Yüce Allah'ın helal kıldığı şeyleri haram ederler.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun geldiniz bize yalnız* (olarak); evvelki** kez yarattığımız627 gibi sizleri; ve terk ettiniz sizlere bağışladıklarımızı sırtlarınız arkasında; ve görür değiliz sizinle birlikte şefâatçilerinizi114; kimseleri (ki) iddia ettiniz ki onlar içinizden ortaklarınızdır; ant olsun kesti (Allah) sizlerin arasını; ve saptırdı (Allah) sizlerden iddia eder olduğunuzu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 ci'tumuna geldiniz bize جِئْتُمُونَا جيا 3 furada yalnız فُرَادَىٰ فرد 4 kema gibi كَمَا - 5 haleknakum yarattığımız sizleri خَلَقْنَاكُمْ خلق 6 evvele evvelki أَوَّلَ اول 7 merratin kez مَرَّةٍ مرر 8 ve teraktum ve terk ettiniz وَتَرَكْتُمْ ترك 9 ma   مَا - 10 havvelnakum bağışladıklarımızı sizlere خَوَّلْنَاكُمْ خول 11 vera'e arkasında وَرَاءَ وري 12 zuhurikum sırtlarınız ظُهُورِكُمْ ظهر 13 ve ma ve değiliz وَمَا - 14 nera görür نَرَىٰ راي 15 meakum sizinle birlikte مَعَكُمْ - 16 şufeaa'ekumu şefaatçilerinizi شُفَعَاءَكُمُ شفع 17 ellezine kimseleri (ki) الَّذِينَ - 18 zeamtum iddia ettiniz زَعَمْتُمْ زعم 19 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 20 fikum içinizden فِيكُمْ - 21 şuraka'u ortaklarınız شُرَكَاءُ شرك 22 lekad ant olsun لَقَدْ - 23 tekattaa kesti (Allah) تَقَطَّعَ قطع 24 beynekum arasını sizlerin بَيْنَكُمْ بين 25 ve delle ve saptırdı (Allah) وَضَلَّ ضلل 26 ankum sizlerden عَنْكُمْ - 27 ma   مَا - 28 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون 29 tez'umune iddia edersiniz تَزْعُمُونَ زعم", "ayetNo" : "94", "id" : "1621", "kuranAyetNo" : "883", "not1" : "*İnsan Rabbinin huzurunda bedeniyle birlikte yalnız olarak duracaktır. Rabbinin huzuruna yalnız olarak gelecektir. **Anlarız ki bu evrene\/dünyaya gelmeden önce evvelki\/ilk yaratılmış olan bir bedenle Rabbimizin huzurunda durmuşuz. Rabbimizin huzuruna gelmişiz.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalan402 ya da dedi: \"Vahyolundu üzerime; ve (oysa) asla vahyedilmez onun üzerine bir şey\" ve kimse (ki) dedi: \"İndireceğim Allah'ın indirdiğinin misli\/benzeri\"; velev\/fakat görsen o zaman zalimleri257 ölümün taşmaları\/kabarmaları\/baskınları içinde; ve melekler522 (ki) yayanlardır\/genişletenlerdir ellerini; (derler) \"Çıkarın kendi nefislerinizi201; bugün cezalandırılırsınız63 alçaltan\/aşağılayan bir azap (-la); Allah'a hak\/gerçek olmayanı diyenler olduğunuza karşı; ve O’nun ayetlerine454 büyüklenirler663 olmanızdan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kimdir وَمَنْ - 2 ezlemu daha zalim أَظْلَمُ ظلم 3 mimmeni kimseden مِمَّنِ - 4 ftera iftira attı افْتَرَىٰ فري 5 ala karşı عَلَى - 6 llahi Allah'a اللَّهِ - 7 keziben bir yalan كَذِبًا كذب 8 ev ya da أَوْ - 9 kale dedi قَالَ قول 10 uhiye vahyolundu أُوحِيَ وحي 11 ileyye üzerime إِلَيَّ - 12 velem ve asla وَلَمْ - 13 yuha vahyedilmez يُوحَ وحي 14 ileyhi üzerine onun إِلَيْهِ - 15 şey'un bir şey شَيْءٌ شيا 16 ve men ve kimse وَمَنْ - 17 kale dedi قَالَ قول 18 seunzilu indireceğim سَأُنْزِلُ نزل 19 misle misli مِثْلَ مثل 20 ma   مَا - 21 enzele indirdiğinin أَنْزَلَ نزل 22 llahu Allah'ın اللَّهُ - 23 velev velev\/fakat وَلَوْ - 24 tera görsen تَرَىٰ راي 25 izi zaman إِذِ - 26 z-zalimune zalimleri الظَّالِمُونَ ظلم 27 fi içinde فِي - 28 gamerati taşmaları\/kabarmaları\/baskını غَمَرَاتِ غمر 29 l-mevti ölüm الْمَوْتِ موت 30 velmelaiketu ve melekler وَالْمَلَائِكَةُ ملك 31 basitu yayanlardır\/genişletenlerdir بَاسِطُو بسط 32 eydihim ellerini أَيْدِيهِمْ يدي 33 ehricu çıkarın أَخْرِجُوا خرج 34 enfusekumu kendi nefislerinizi أَنْفُسَكُمُ نفس 35 l-yevme bugün الْيَوْمَ يوم 36 tuczevne cezalandırılırsınız تُجْزَوْنَ جزي 37 azabe azaba عَذَابَ عذب 38 l-huni alçaklık\/aşağılık الْهُونِ هون 39 bima   بِمَا - 40 kuntum olduğunuza كُنْتُمْ كون 41 tekulune derler تَقُولُونَ قول 42 ala karşı عَلَى - 43 llahi Allah'a اللَّهِ - 44 gayra olmayanı غَيْرَ غير 45 l-hakki hak\/gerçek الْحَقِّ حقق 46 ve kuntum ve oldunuz وَكُنْتُمْ كون 47 an ki عَنْ - 48 ayatihi ayetlerine O’nun ايَاتِهِ ايي 49 testekbirune büyüklenirsiniz تَسْتَكْبِرُونَ كبر", "ayetNo" : "93", "id" : "1620", "kuranAyetNo" : "882", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve O'dur inşa* eden sizleri bir tek nefisten201; öyle ki bir kararlı yer** ve bir veda\/bırakma yeri**; muhakkak ayırdık\/detaylandırdık ayetleri454 fikir yürütür bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O'dur وَهُوَ - 2 llezi   الَّذِي - 3 enşeekum inşa eden sizleri أَنْشَأَكُمْ نشا 4 min   مِنْ - 5 nefsin nefisten نَفْسٍ نفس 6 vahidetin bir tek وَاحِدَةٍ وحد 7 femustekarrun öyle ki bir karar yeri فَمُسْتَقَرٌّ قرر 8 ve mustevdeun ve bir veda yeri وَمُسْتَوْدَعٌ ودع 9 kad muhakkak قَدْ - 10 fessalna ayırdık\/detaylandırdık فَصَّلْنَا فصل 11 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 12 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 13 yefkahune fikir yürüten يَفْقَهُونَ فقه", "ayetNo" : "98", "id" : "1625", "kuranAyetNo" : "887", "not1" : "*İnşaat yapmak. İnşa etmek fiili\/eylemi bizlere gözle görülemeyen tek bir hücreden insanın bedeninin yaratılmasının işaret edildiğini düşündürür. **İnsan bedeninin inşası işaret edildiği için hem kararlı yer olan hem de veda\/terk etme yeri olan şey anne rahmidir. İnsan 280 günde annesinin rahminde kararlı bir yerde inşa edilir. Sonra bu yer terk etme\/veda yeri olur. Doğumla birlikte insan bu kararlı yere veda eder.  ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Kimseleri (ki) vefat621 ettirir onları melekler522; zalimlerdir257 (o kimseler) kendi nefislerine201; öyle ki karşılaştılar (meleklerle) selam* (-da); (derler) \"Olmuş değildik yapar hiçbir kötülük**\"; evet; doğrusu Allah bir bilendir yapar*** olduğunuzu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 teteveffahumu vefat ettirir onları تَتَوَفَّاهُمُ وفي 3 l-melaiketu melekler الْمَلَائِكَةُ ملك 4 zalimi zalimlerdir ظَالِمِي ظلم 5 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس 6 feelkavu öyle ki karşılaştılar فَأَلْقَوُا لقي 7 s-seleme selam (-da) السَّلَمَ سلم 8 ma değiliz مَا - 9 kunna olmuş كُنَّا كون 10 nea'melu yapar نَعْمَلُ عمل 11 min hiçbir مِنْ - 12 su'in kötülük سُوءٍ سوا 13 bela evet بَلَىٰ - 14 inne doğrusu إِنَّ - 15 llahe Allah اللَّهَ - 16 alimun bir bilendir عَلِيمٌ علم 17 bima   بِمَا - 18 kuntum olduğunuzu كُنْتُمْ كون 19 tea'melune yaparlar تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "28", "id" : "1687", "kuranAyetNo" : "1927", "not1" : "*Tam ve mutlak bir teslimiyette. **Tam teslimiyet halinde doğruyu söylemektedirler. Anlarız ki zalimler yaptıkları zalimliğin farkında değillerdir. En büyük zulüm olan şirk günahını işleyen ve müşrik olan bu kimseler aldanmıştır. Aldatılmıştır. ***Yüce Allah açık ve net olarak farkında olmamanın yapılan kötülüklerin bahanesi olamayacağını bildirmektedir.", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "Ve O; yapandır sizlere yıldızları628 kılavuzlamanız* için onunla** karanlıklarında karanın ve denizin; muhakkak ayırdık\/detaylandırdık ayetleri454 bilir bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O وَهُوَ - 2 llezi ki الَّذِي - 3 ceale yaptı جَعَلَ جعل 4 lekumu sizlere لَكُمُ - 5 n-nucume yıldızları النُّجُومَ نجم 6 litehtedu kılavuzlamanız için لِتَهْتَدُوا هدي 7 biha onunla بِهَا - 8 fi   فِي - 9 zulumati karanlıklarında ظُلُمَاتِ ظلم 10 l-berri karanın الْبَرِّ برر 11 velbehri ve denizin وَالْبَحْرِ بحر 12 kad muhakkak قَدْ - 13 fessalna ayırdık\/detaylandırdık فَصَّلْنَا فصل 14 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 15 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 16 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "97", "id" : "1624", "kuranAyetNo" : "886", "not1" : "*Kendinizi. **Tekil zamir tek bir yıldızı işaret eder. Tek bir yıldızı takip ederek bile yol bulunabilir. Örneğin kutup yıldızı.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Der: \"Ey bana (ki) keşke kademe\/kıdem* alsaydım hayatım** için.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yekulu der يَقُولُ قول 2 ya leyteni ey bana keşke يَا لَيْتَنِي - 3 kaddemtu kademe kazansaydım قَدَّمْتُ قدم 4 lihayati hayatım için لِحَيَاتِي حيي", "ayetNo" : "24", "id" : "1651", "kuranAyetNo" : "6015", "not1" : "*İnsana çalıştığından başkası yoktur. Rabbi katında kıdem\/kademe alanlar tek tanrıcı olup Yüce Allah'ın dosdoğru yolunda ilerleyenlerdir. Sadece Kur'an diyenlerdir. Sadece kutsal kitaplar demiş olanlardır. İbrahim'in milletine tabi olmuş olanlardır. Bu kıdem alma sonsuz bir yaşamın kalitesini direkt olarak etkilemektedir. **Sonraki yaşam için.", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve Allah çağırır selam diyarına\/yurduna642 doğru; ve doğru yola kılavuzlar dilediği kimseyi; dosdoğru bir yola doğru.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 2 yed'u çağırır يَدْعُو دعو 3 ila doğru إِلَىٰ - 4 dari diyarına\/yurduna دَارِ دور 5 s-selami selam السَّلَامِ سلم 6 ve yehdi ve doğru yola kılavuzlar وَيَهْدِي هدي 7 men kimseyi مَنْ - 8 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 9 ila doğru إِلَىٰ - 10 siratin yola صِرَاطٍ صرط 11 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم", "ayetNo" : "25", "id" : "1685", "kuranAyetNo" : "1387", "not1" : "", "surahName" : "Yunus", "sureNo" : "10" }, { "ayetIe" : "Bunlar kimselerdir* (ki) doğru yola kılavuzladı Allah; öyle ki onların* doğru kılavuzunu** takip et\/örnek al (sen***); de ki: \"Sual etmem\/sormam üzerine onun**** bir ecir\/ücret ki o**** ancak bir zikirdir78 alemlere203.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike bunlar أُولَٰئِكَ - 2 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 3 heda doğru yola kılavuzladı هَدَى هدي 4 llahu Allah’ın اللَّهُ - 5 febihudahumu öyle ki doğru kılavuzunu onların فَبِهُدَاهُمُ هدي 6 ktedih takip et\/örnek al اقْتَدِهْ قدو 7 kul de ki قُلْ قول 8 la   لَا - 9 eselukum sual etmem\/sormam أَسْأَلُكُمْ سال 10 aleyhi üzerine onun عَلَيْهِ - 11 ecran bir ecir\/ücret أَجْرًا اجر 12 in ki إِنْ - 13 huve O هُوَ - 14 illa ancak إِلَّا - 15 zikra bir zikirdir ذِكْرَىٰ ذكر 16 lil'aalemine alemlere لِلْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "90", "id" : "1618", "kuranAyetNo" : "879", "not1" : "*Önceki nebiler. **Dikkat edilirse takip edilecek, örnek alınacak şey nebiler değildir; onların tabi olduğu Yüce Allah'ın doğru yola kılavuzudur. ***Resûl Muhammed. ****Kur'an. Kur'an'ın mesajını iletme. Risâleti gerçekleştirmek. ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki o gün azap edemez O'nun (Allah'ın) azabını bir tek (kimse).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feyevmeizin öyle ki o gün فَيَوْمَئِذٍ - 2 la   لَا - 3 yuazzibu azap etmez يُعَذِّبُ عذب 4 azabehu O'nun azabını عَذَابَهُ عذب 5 ehadun bir tek أَحَدٌ احد", "ayetNo" : "25", "id" : "1652", "kuranAyetNo" : "6016", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve kadrini* ölçebilmiş değillerdi Allah'ın; O'nun hak\/gerçek kadrini*; dedikleri zaman: \"İndirmiş değildir Allah bir beşer432 üzerine hiçbir şey\"; de ki: \"Kim indirdi Mûsâ’nın kendisiyle geldiği kitabı**; bir nur (olarak) ve bir doğru yola kılavuz (olarak) insanlara; yaparsınız onu** kırtasiyeler***; gösterirsiniz onu**; ve gizlersiniz bir çoğunu; ve öğretildi sizlere sizlerin asla bilmediği; ve ne de babalarınızın\"; de ki: \"Allah'tır\"; sonra bırak onları daldıkları içinde; laubalilik ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değillerdi وَمَا - 2 kaderu kadrini ölçtüler قَدَرُوا قدر 3 llahe Allah'ın اللَّهَ - 4 hakka hak\/gerçek حَقَّ حقق 5 kadrihi O'nun kadrini قَدْرِهِ قدر 6 iz zaman إِذْ - 7 kalu dediler قَالُوا قول 8 ma değildir مَا - 9 enzele indirmiş أَنْزَلَ نزل 10 llahu Allah اللَّهُ - 11 ala üzerine عَلَىٰ - 12 beşerin bir beşer بَشَرٍ بشر 13 min hiçbir مِنْ - 14 şey'in şey شَيْءٍ شيا 15 kul de ki قُلْ قول 16 men kim مَنْ - 17 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل 18 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 19 llezi   الَّذِي - 20 ca'e geldiği جَاءَ جيا 21 bihi kendisiyle بِهِ - 22 musa Musa’nın مُوسَىٰ - 23 nuran bir nur (olarak) نُورًا نور 24 ve huden ve bir doğru yola kılavuz (olarak) وَهُدًى هدي 25 linnasi insanlara لِلنَّاسِ نوس 26 tec'alunehu yaparsınız onu تَجْعَلُونَهُ جعل 27 karatise kırtasiyeler قَرَاطِيسَ قرطس 28 tubduneha gösterirsiniz onu تُبْدُونَهَا بدو 29 ve tuhfune ve gizlersiniz وَتُخْفُونَ خفي 30 kesiran bir çoğunu كَثِيرًا كثر 31 ve ullimtum ve öğretildi sizlere وَعُلِّمْتُمْ علم 32 ma   مَا - 33 lem asla لَمْ - 34 tea'lemu bilmediğiniz تَعْلَمُوا علم 35 entum sizlerin أَنْتُمْ - 36 ve la ve da (bilmediği) وَلَا - 37 aba'ukum babalarınızın ابَاؤُكُمْ ابو 38 kuli de ki قُلِ قول 39 llahu Allah اللَّهُ - 40 summe sonra ثُمَّ - 41 zerhum bırak onları ذَرْهُمْ وذر 42 fi   فِي - 43 havdihim daldıkları içinde خَوْضِهِمْ خوض 44 yel'abune laubalilik ederler يَلْعَبُونَ لعب  ", "ayetNo" : "91", "id" : "1619", "kuranAyetNo" : "880", "not1" : "*Ölçeklendirme, değerini ölçme. **Tevrât. ***Kağıttan, parşömenden yazıtlar\/defterler haline getirmek.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Bedî'dir298 göklere162 ve yere; nasıl olur O’na bir çocuk!; ve asla olmaz O’na bir arkadaş\/eşlik eden; ve yarattı her bir şeyi; ve O her bir şeye bir Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 bediu Bedî’dir بَدِيعُ بدع 2 s-semavati göklere السَّمَاوَاتِ سمو 3 vel'erdi ve yere وَالْأَرْضِ ارض 4 enna nasıl? أَنَّىٰ اني 5 yekunu olur يَكُونُ كون 6 lehu O’a لَهُ - 7 veledun bir çocuk وَلَدٌ ولد 8 velem ve asla وَلَمْ - 9 tekun olmaz تَكُنْ كون 10 lehu O’na لَهُ - 11 sahibetun bir arkadaş\/eşlik eden صَاحِبَةٌ صحب 12 ve haleka ve yarattı وَخَلَقَ خلق 13 kulle her bir كُلَّ كلل 14 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 15 ve huve ve O وَهُوَ - 16 bikulli her bir بِكُلِّ كلل 17 şey'in şeye شَيْءٍ شيا 18 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "101", "id" : "1627", "kuranAyetNo" : "890", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Öyle ki akıttı\/döktü onların üzerine (senin) Rabbin4 bir azap kırbacını\/kamçısını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fesabbe öyle ki akıttı\/döktü فَصَبَّ صبب 2 aleyhim üzerine onların عَلَيْهِمْ - 3 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب 4 sevta kırbacını\/kamçısını سَوْطَ سوط 5 azabin bir azap عَذَابٍ عذب", "ayetNo" : "13", "id" : "1640", "kuranAyetNo" : "6004", "not1" : "", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "İşte şunlar (ki) hüccetlerimizdir625; verdik onu İbrahim'e kavmine\/toplumuna karşı; yükseltiriz derecelere dilediğimiz kimseyi; doğrusu (senin) Rabbin4 Hakîm’dir; Alîm’dir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve tilke işte şunlar وَتِلْكَ - 2 huccetuna hüccetlerimizdir حُجَّتُنَا حجج 3 ateynaha verdik onu اتَيْنَاهَا اتي 4 ibrahime İbrahim'e إِبْرَاهِيمَ - 5 ala karşı عَلَىٰ - 6 kavmihi kavmine\/toplumuna قَوْمِهِ قوم 7 nerfeu yükseltiriz نَرْفَعُ رفع 8 deracatin derecelere دَرَجَاتٍ درج 9 men kimseyi مَنْ - 10 neşa'u dilediğimiz نَشَاءُ شيا 11 inne doğrusu إِنَّ - 12 rabbeke Rabbin رَبَّكَ ربب 13 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم 14 alimun Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "83", "ayetNot" : "", "id" : "1613", "kuranAyetNo" : "872", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve Tûr’a.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vetturi ve Tûr’a وَالطُّورِ طور", "ayetNo" : "1", "id" : "1603", "kuranAyetNo" : "4734", "not1" : "", "surahName" : "Tûr", "sureNo" : "52" }, { "ayetIe" : "Tabi ol vahyolunana* üzerine Rabbinden4; yoktur ilâh74 O’nun dışında; ve yüz çevir** müşriklerden36.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ittebia' tabi ol اتَّبِعْ تبع 2 ma   مَا - 3 uhiye vahyolunana أُوحِيَ وحي 4 ileyke üzerine إِلَيْكَ - 5 min   مِنْ - 6 rabbike Rabbinden رَبِّكَ ربب 7 la yoktur لَا - 8 ilahe ilâh إِلَٰهَ اله 9 illa dışında إِلَّا - 10 huve O’nun هُوَ - 11 ve ea'rid ve yüz çevir وَأَعْرِضْ عرض 12 ani   عَنِ - 13 l-muşrikine müşriklerden الْمُشْرِكِينَ شرك", "ayetNo" : "106", "id" : "1662", "kuranAyetNo" : "895", "not1" : "*Kur'an'a. Bizler de sadece Kur'an'a tabi olmalıyız. **Müşriklerden yüz çevirmeliyiz.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Doğrusu vaat edildiğiniz mutlak gelicidir; ve sizler aciz bırakanlar değilsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ma   مَا - 3 tuadune vaad edildiğiniz تُوعَدُونَ وعد 4 latin mutlak gelicidir لَاتٍ اتي 5 ve ma ve değilsiniz وَمَا - 6 entum sizler أَنْتُمْ - 7 bimua'cizine aciz bırakanlar بِمُعْجِزِينَ عجز", "ayetNo" : "134", "id" : "1695", "kuranAyetNo" : "923", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "\"Ve nasıl* korkarım şirk71 koştuğunuzdan; ve korkmazsınız ki sizler şirk71 koştunuz Allah’a; asla indirmediğine kendisiyle üzerinize bir sultân660; öyle ki hangisi iki fırkadan\/gruptan daha haktır\/gerçektir emin\/güvenli (olmada); eğer olduysanız bilirler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve keyfe ve nasıl وَكَيْفَ كيف 2 ehafu korkarım أَخَافُ خوف 3 ma   مَا - 4 eşraktum şirk koştuğunuzdan أَشْرَكْتُمْ شرك 5 vela ve وَلَا - 6 tehafune korkmazsınız تَخَافُونَ خوف 7 ennekum ki sizler أَنَّكُمْ - 8 eşraktum şirk koştunuz أَشْرَكْتُمْ شرك 9 billahi Allah’a بِاللَّهِ - 10 ma   مَا - 11 lem asla لَمْ - 12 yunezzil indirmediğine يُنَزِّلْ نزل 13 bihi onunla بِهِ - 14 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 15 sultanen bir sultan\/yetki\/güç سُلْطَانًا سلط 16 feeyyu öyle ki hangisi فَأَيُّ - 17 l-ferikayni iki fırkadan الْفَرِيقَيْنِ فرق 18 ehakku daha haktır\/gerçektir أَحَقُّ حقق 19 bil-emni emin olmada بِالْأَمْنِ امن 20 in eğer إِنْ - 21 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 22 tea'lemune bilirler تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "81", "ayetNot" : "", "id" : "1611", "kuranAyetNo" : "870", "not1" : "*Korkmam söz konusu bile olmaz.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve denildi takvalı21 olmuş kimselere; \"Nedir indirdiği Rabbinizin4?\"; Dediler: \"Bir hayır kimselere (ki) iyileştirdiler\/güzelleştirdiler bu dünyada*; bir iyiliktir\/güzelliktir (onlara); ve ahiret diyarı\/yurdu642 (da) hayırlıdır; ve ne muhteşemdir muttakilerin17 diyarı\/yurdu642.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kile ve denildi وَقِيلَ قول 2 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 3 ttekav takvalı oldular اتَّقَوْا وقي 4 maza nedir مَاذَا - 5 enzele indirdiği أَنْزَلَ نزل 6 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب 7 kalu dediler قَالُوا قول 8 hayran bir hayır خَيْرًا خير 9 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 10 ehsenu iyileştiren\/güzelleştiren أَحْسَنُوا حسن 11 fi   فِي - 12 hazihi bu هَٰذِهِ - 13 d-dunya dünyada الدُّنْيَا دنو 14 hasenetun bir iyilik\/güzellik حَسَنَةٌ حسن 15 veledaru ve diyarı\/yurdu وَلَدَارُ دور 16 l-ahirati ahiret الْاخِرَةِ اخر 17 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 18 velenia'me ve ne muhteşemdir وَلَنِعْمَ نعم 19 daru diyarı\/yurdu دَارُ دور 20 l-muttekine muttakilerin الْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "30", "id" : "1689", "kuranAyetNo" : "1929", "not1" : "*Şu an içinde yaşadığımız evren ve yaşam.", "surahName" : "Nahl", "sureNo" : "16" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: \"Bu en’âmın645 karınlarındaki* bir halis** olarak erkeklerimizedir; ve bir haram edilendir eşlerimiz*** üzerine; ve eğer olursa (o) bir ölü\/mevta****; öyle ki onlaradır (eşlere) onda ortaktır\"; cezalandıracak (Allah) onları vasıflandırma (-syla) onların; doğrusu O (Allah) Hakîm’dir9; Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 ma   مَا - 3 fi   فِي - 4 butuni karınlarındaki بُطُونِ بطن 5 hazihi bu هَٰذِهِ - 6 l-en'aami en’âmın الْأَنْعَامِ نعم 7 halisatun bir halis olarak خَالِصَةٌ خلص 8 lizukurina erkeklerimizedir لِذُكُورِنَا ذكر 9 ve muharramun ve bir haram edilendir وَمُحَرَّمٌ حرم 10 ala üzerine عَلَىٰ - 11 ezvacina eşlerimiz أَزْوَاجِنَا زوج 12 vein ve eğer وَإِنْ - 13 yekun olursa يَكُنْ كون 14 meyteten bir ölü\/mevta مَيْتَةً موت 15 fehum öyle ki onlar (eşler) فَهُمْ - 16 fihi onda فِيهِ - 17 şuraka'u ortaklardır شُرَكَاءُ شرك 18 seyeczihim cezalandıracak onları (Allah) سَيَجْزِيهِمْ جزي 19 vesfehum onların vasıflandırma (-sıyla) وَصْفَهُمْ وصف 20 innehu doğrusu o إِنَّهُ - 21 hakimun Hakîm’dir حَكِيمٌ حكم 22 alimun Alim’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "139", "id" : "1699", "kuranAyetNo" : "928", "not1" : "*Karınları içinde taşıdıkları. Rahimde bulunan ceninler. Bu gebe hayvanların bir dini ritüel olarak seçildiği ve doğum yaptıklarında yavrularının erkekler arasında dağıtılarak yenildiği anlaşılmaktadır.  **Saf olarak, katıksız, ortaksız. ***Kadınlar. ****Yavru ölü doğarsa ancak kadınlar yavrunun etinden yiyebilir. ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve işte böyledir; dikkat çekeriz ayetlere454; ve demeleri için: \"Ders434 yaptın sen\"; ve beyan etmek için onu* bilir bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 nusarrifu dikkat çekeriz نُصَرِّفُ صرف 3 l-ayati ayetlere الْايَاتِ ايي 4 veliyekulu ve demeleri için وَلِيَقُولُوا قول 5 deraste ders çalıştın sen دَرَسْتَ درس 6 velinubeyyinehu ve beyan etmek için onu وَلِنُبَيِّنَهُ بين 7 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 8 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "105", "id" : "1661", "kuranAyetNo" : "894", "not1" : "*Kur'an'ı.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Ey kavmim\/toplumum! Yapın* imkanınıza göre; doğrusu ben bir yapıcıyım*; öyle ki yakında bileceksiniz kimseyi (ki) olur ona akıbeti** diyarın\/yurdun; doğrusu o (kimse) iflah*** olmaz; zalimlerdir257.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 ya kavmi ey kavmim\/toplumum يَا قَوْمِ قوم 3 a'melu yapın اعْمَلُوا عمل 4 ala karşı عَلَىٰ - 5 mekanetikum imkanınıza مَكَانَتِكُمْ كون 6 inni doğrusu ben إِنِّي - 7 aamilun bir yapıcıyım عَامِلٌ عمل 8 fe sevfe öyle ki yakında فَسَوْفَ - 9 tea'lemune bileceksiniz تَعْلَمُونَ علم 10 men kimse مَنْ - 11 tekunu olur تَكُونُ كون 12 lehu ona لَهُ - 13 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب 14 d-dari diyarın\/yurdun الدَّارِ دور 15 innehu doğrusu o إِنَّهُ - 16 la   لَا - 17 yuflihu iflah olmaz يُفْلِحُ فلح 18 z-zalimune zalimler الظَّالِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "135", "id" : "1696", "kuranAyetNo" : "924", "not1" : "*Elden ne geliyorsa. **Ardından gelen ***Feraha\/başarıya ulaşamaz.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve babalarından*; ve zürriyetlerinden380; ve kardeşlerinden; seçtik** onları; ve doğru yola kılavuzladık onları; dosdoğru yola124 doğru.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve min ve وَمِنْ - 2 abaihim babalarından ابَائِهِمْ ابو 3 ve zurriyyatihim ve zürriyetlerinden وَذُرِّيَّاتِهِمْ ذرر 4 ve ihvanihim ve kardeşlerinden وَإِخْوَانِهِمْ اخو 5 vectebeynahum seçtik onları وَاجْتَبَيْنَاهُمْ جبي 6 ve hedeynahum ve doğru yola kılavuzladık onları وَهَدَيْنَاهُمْ هدي 7 ila doğru إِلَىٰ - 8 siratin yola صِرَاطٍ صرط 9 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم", "ayetNo" : "87", "id" : "1615", "kuranAyetNo" : "876", "not1" : "*Anlarız ki Nûh'un babalarından da resûller gönderilmiştir. **Resûl olarak.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "İşte böyledir; bitiştiririz\/yanaştırırız bir kısmını zalimlerin257 bir kısma kazanır olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kezalike işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 nuvelli bitiştiririz\/yanaştırırız نُوَلِّي ولي 3 bea'de bir kısmını بَعْضَ بعض 4 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم 5 bea'dan bir kısma بَعْضًا بعض 6 bima   بِمَا - 7 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 8 yeksibune kazanırlar يَكْسِبُونَ كسب", "ayetNo" : "129", "id" : "1684", "kuranAyetNo" : "918", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "İdrak edemez O’nu bakışlar; ve O idrak eder bakışları; ve O Latîf’tir40; Habîr’dir466.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "103", "id" : "1659", "kuranAyetNo" : "892", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dön* Rabbine4; razı olmuş; razı olunmuş (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 irciiy dön ارْجِعِي رجع 2 ila   إِلَىٰ - 3 rabbiki Rabbine رَبِّكِ ربب 4 radiyeten razı olmuş رَاضِيَةً رضو 5 merdiyyeten razı olunmuş (olarak) مَرْضِيَّةً رضو", "ayetNo" : "28", "id" : "1655", "kuranAyetNo" : "6019", "not1" : "*Mutmain olmuş nefis.", "surahName" : "Fecr", "sureNo" : "89" }, { "ayetIe" : "Ve işte böyledir; vahyettik603 (senin) üzerine bir ruh279 emrimizden; idrak657 eder olmuş değildin kitabı* ve ne de imanı47**; velakin\/fakat yaptık onu*** bir nur; doğru yola kılavuzlarız onunla*** dilediğimiz kimseyi kullarımızdan; ve doğrusu sen mutlak doğru yola kılavuzlarsın****; dosdoğru bir yol doğru124.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 evhayna vahyettik أَوْحَيْنَا وحي 3 ileyke üzerine إِلَيْكَ - 4 ruhen bir ruh رُوحًا روح 5 min   مِنْ - 6 emrina emrimizden أَمْرِنَا امر 7 ma değildir مَا - 8 kunte olmuş كُنْتَ كون 9 tedri idrak eder تَدْرِي دري 10 ma nedir مَا - 11 l-kitabu kitabı الْكِتَابُ كتب 12 ve la ve ne de وَلَا - 13 l-imanu iman الْإِيمَانُ امن 14 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 15 cealnahu yaptık onu جَعَلْنَاهُ جعل 16 nuran bir nur نُورًا نور 17 nehdi doğru yola kılavuzlarız نَهْدِي هدي 18 bihi onunla بِهِ - 19 men kimseyi مَنْ - 20 neşa'u dilediğimiz نَشَاءُ شيا 21 min   مِنْ - 22 ibadina kullarımızdan عِبَادِنَا عبد 23 ve inneke ve doğrusu sen وَإِنَّكَ - 24 letehdi mutlak doğru yola kılavuzlarsın لَتَهْدِي هدي 25 ila doğru إِلَىٰ - 26 siratin yola صِرَاطٍ صرط 27 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم", "ayetNo" : "52", "id" : "1741", "kuranAyetNo" : "4322", "not1" : "*Kutsal kitabı. **Kesin delillere dayanan bir iman\/inanç idrakın\/algılaman yoktu. ***Kur'an'ı. Kur'an'la. ****Sen de Kur'an ile doğru yola kılavuzlarsın.", "surahName" : "Şûrâ", "sureNo" : "42" }, { "ayetIe" : "Onlaradır cehennemden bir döşek\/yatak\/beşik*; ve üstlerinden bir örtü*; ve işte böyledir; cezalandırırız zalimleri334.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 lehum onlaradır لَهُمْ - 2 min   مِنْ - 3 cehenneme cehennemden جَهَنَّمَ - 4 mihadun bir döşek\/yatak\/beşik مِهَادٌ مهد 5 ve min ve وَمِنْ - 6 fevkihim üstlerinden فَوْقِهِمْ فوق 7 gavaşin bir örtü غَوَاشٍ غشو 8 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 9 neczi cezalandırırız نَجْزِي جزي 10 z-zalimine zalimleri الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "41", "id" : "1760", "kuranAyetNo" : "995", "not1" : "*Yatak ve örtünün birlikte işaret edilmesi de çok anlamlıdır.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Allah'tan başkasını mı ararım bir Rab4 (olarak)?; ve O Rabbidir4 her bir şeyin; ve kazanmaz hiç bir nefis201 kendi üzerine (olan) dışında; ve yüklenmez bir yüklenici bir başkasının yükünü; sonra Rabbinize4 doğrudur dönüş yeriniz; öyle ki haber verir sizlere kendisinde ihtilaf içinde olduğunuzla.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 egayra başkasını mı? أَغَيْرَ غير 3 llahi Allah'tan اللَّهِ - 4 ebgi aranırım أَبْغِي بغي 5 rabben bir Rab (olarak) رَبًّا ربب 6 vehuve ve O وَهُوَ - 7 rabbu Rabbidir رَبُّ ربب 8 kulli her كُلِّ كلل 9 şey'in bir şeyin شَيْءٍ شيا 10 ve la ve  وَلَا - 11 teksibu kazanmaz تَكْسِبُ كسب 12 kullu hiç bir كُلُّ كلل 13 nefsin nefis نَفْسٍ نفس 14 illa dışında إِلَّا - 15 aleyha kendi üzerine (olan) عَلَيْهَا - 16 ve la ve وَلَا - 17 teziru yüklenmez تَزِرُ وزر 18 vaziratun bir yüklenici وَازِرَةٌ وزر 19 vizra yükünü وِزْرَ وزر 20 uhra bir başkasının أُخْرَىٰ اخر 21 summe sonra ثُمَّ - 22 ila doğrudur إِلَىٰ - 23 rabbikum Rabbinize رَبِّكُمْ ربب 24 merciukum dönüş yeriniz مَرْجِعُكُمْ رجع 25 feyunebbiukum öyle ki haber verir sizlere فَيُنَبِّئُكُمْ نبا 26 bima   بِمَا - 27 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون 28 fihi kendisinde فِيهِ - 29 tehtelifune ihtilaf içinde olursunuz تَخْتَلِفُونَ خلف", "ayetNo" : "164", "id" : "1729", "kuranAyetNo" : "953", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve her bir ümmet305 içindir bir ecel*; öyle ki geldiği zaman ecelleri* onların erteleyemezler bir saat662; ve ne de kıdemlenemezler\/kademe alamazlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velikulli ve herbir وَلِكُلِّ كلل 2 ummetin ümmet içindir أُمَّةٍ امم 3 ecelun bir ecel أَجَلٌ اجل 4 feiza öyle ki  فَإِذَا - 5 ca'e geldiği zaman جَاءَ جيا 6 eceluhum ecelleri onların أَجَلُهُمْ اجل 7 la   لَا - 8 yeste'hirune ertelemez (onlara) يَسْتَأْخِرُونَ اخر 9 saaten bir saat سَاعَةً سوع 10 ve la ve ne de وَلَا - 11 yestekdimune kıdemlenemezler يَسْتَقْدِمُونَ قدم", "ayetNo" : "34", "id" : "1754", "kuranAyetNo" : "988", "not1" : "*Süre, süreleri.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve Semûd’a kardeşleri Sâlih'i; dedi: \"Ey kavmim\/toplumum! Kulluk46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh74 O'ndan başka; muhakkak geldi sizlere bir beyanat74 Rabbinizden4; bu dişi devesi672 Allah'ın sizlere bir ayetidir287; öyle ki bırakın onu (dişi deveyi) yesin Allah'ın yerinde; ve temas etmeyin ona (dişi deveye) bir kötülükle; öyle ki yakalar sizleri elim bir azap.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ila ve وَإِلَىٰ - 2 semude Semud’a ثَمُودَ - 3 ehahum kardeşleri أَخَاهُمْ اخو 4 salihen Salih'i صَالِحًا صلح 5 kale dedi قَالَ قول 6 ya kavmi ey kavmim\/toplumum يَا قَوْمِ قوم 7 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد 8 llahe Allah'a اللَّهَ - 9 ma yoktur مَا - 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 min hiçbir مِنْ - 12 ilahin ilâh إِلَٰهٍ اله 13 gayruhu O'ndan başka غَيْرُهُ غير 14 kad muhakkak قَدْ - 15 ca'etkum gelsi sizlere جَاءَتْكُمْ جيا 16 beyyinetun bir beyanat بَيِّنَةٌ بين 17 min   مِنْ - 18 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 19 hazihi budur هَٰذِهِ - 20 nakatu dişi devesi نَاقَةُ نوق 21 llahi Allah'ın اللَّهِ - 22 lekum sizlere لَكُمْ - 23 ayeten bir ayet (olarak) ايَةً ايي 24 fezeruha öyle ki bırakın onu (dişi deveyi) فَذَرُوهَا وذر 25 te'kul yesin تَأْكُلْ اكل 26 fi   فِي - 27 erdi yerde أَرْضِ ارض 28 llahi Allah'ın اللَّهِ - 29 ve la ve وَلَا - 30 temessuha temas etmeyin ona تَمَسُّوهَا مسس 31 bisu'in bir kötülükle بِسُوءٍ سوا 32 feye'huzekum öyle ki yakalar sizleri فَيَأْخُذَكُمْ اخذ 33 azabun bir azab عَذَابٌ عذب 34 elimun bir elim أَلِيمٌ الم", "ayetNo" : "73", "id" : "1786", "kuranAyetNo" : "1027", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "\"Ve zikredin78 yaptığı zaman sizleri (Allah) Âd sonrasında halifeler65; ve yerleştirdi sizleri yerde; edinirsiniz yumuşak düzlüklerinden onun kasırlar*; ve yontarsınız694 dağları evler (olarak); öyle ki zikredin78 nimetlerini Allah'ın; ve asi gelmeyin yerde fesat265 çıkaranlar (olarak).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vezkuru ve zikredin وَاذْكُرُوا ذكر 2 iz zaman إِذْ - 3 cealekum yaptığı sizleri جَعَلَكُمْ جعل 4 hulefa'e halifeler خُلَفَاءَ خلف 5 min   مِنْ - 6 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 7 aadin Ad عَادٍ عود 8 ve bevve ekum ve yerleştirdi sizleri وَبَوَّأَكُمْ بوا 9 fi   فِي - 10 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 11 tettehizune edinirsiniz تَتَّخِذُونَ اخذ 12 min   مِنْ - 13 suhuliha yumuşak düzlüklerinden onun سُهُولِهَا سهل 14 kusuran kasırlar قُصُورًا قصر 15 ve tenhitune ve yontarsınız وَتَنْحِتُونَ نحت 16 l-cibale dağları الْجِبَالَ جبل 17 buyuten evler (olarak) بُيُوتًا بيت 18 fezkuru öyle ki zikredin فَاذْكُرُوا ذكر 19 ala'e nimetlerini الَاءَ الو 20 llahi Allah'ın اللَّهِ - 21 ve la ve  وَلَا - 22 tea'sev asi gelmeyin تَعْثَوْا عثو 23 fi   فِي - 24 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 25 mufsidine fesat çıkaranlar (olarak) مُفْسِدِينَ فسد", "ayetNo" : "74", "id" : "1787", "kuranAyetNo" : "1028", "not1" : "*Köşkler.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Bir resûldür418* (ki) okur sizlere Allah'ın ayetlerini454 beyanatlarla620; çıkarması için (Allah’ın) iman47 etmiş kimseleri ve sâlihât18 yapmışları karanlıklardan nura** doğru; ve kim iman47 eder Allah'a ve yapar bir sâlih18 sokar\/girdirir onu (Allah) cennetlere; akar altından onun*** nehirler; ölümsüzlerdir185 orada ebediyen; muhakkak daha güzelleştirir Allah ona**** bir rızık (-la).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rasulen bir resûldür (ki) رَسُولًا رسل 2 yetlu okur يَتْلُو تلو 3 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 4 ayati ayetlerini ايَاتِ ايي 5 llahi Allah'ın اللَّهِ - 6 mubeyyinatin beyanatlar (-la) مُبَيِّنَاتٍ بين 7 liyuhrice çıkarması için (Allah’ın) لِيُخْرِجَ خرج 8 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 9 amenu iman etmiş امَنُوا امن 10 ve amilu ve yapmış وَعَمِلُوا عمل 11 s-salihati salihat الصَّالِحَاتِ صلح 12 mine   مِنَ - 13 z-zulumati karanlıklardan الظُّلُمَاتِ ظلم 14 ila doğru إِلَى - 15 n-nuri nura النُّورِ نور 16 ve men ve kim وَمَنْ - 17 yu'min iman eder يُؤْمِنْ امن 18 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 19 ve yea'mel ve yapar وَيَعْمَلْ عمل 20 salihen bir salih صَالِحًا صلح 21 yudhilhu sokar\/girdirir onu (Allah) يُدْخِلْهُ دخل 22 cennatin cennetlere جَنَّاتٍ جنن 23 tecri akar تَجْرِي جري 24 min   مِنْ - 25 tehtiha altından onun تَحْتِهَا تحت 26 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 27 halidine ölümsüzlerdir خَالِدِينَ خلد 28 fiha orada فِيهَا - 29 ebeden ebedidiyen أَبَدًا ابد 30 kad muhakkak قَدْ - 31 ehsene daha güzelleştirir أَحْسَنَ حسن 32 llahu Allah اللَّهُ - 33 lehu ona لَهُ - 34 rizkan bir rızık (-la) رِزْقًا رزق", "ayetNo" : "11", "id" : "1739", "kuranAyetNo" : "5226", "not1" : "*Resûl Muhammed. **Aydınlık. ***Cennetin. ****Kimseye.", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Ve ki budur dosdoğru yolum124; öyle ki tabi olun ona*; tabi olmayın yollara**; öyle ki fırkalara*** böler sizleri O'nun (Allah'ın) yolundan124; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere onunla; öyle ki belki sizler takvalı21 olursunuz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve enne ve ki وَأَنَّ - 2 haza budur هَٰذَا - 3 sirati yolum صِرَاطِي صرط 4 mustekimen dosdoğru مُسْتَقِيمًا قوم 5 fettebiuhu öyle ki tabi olun ona فَاتَّبِعُوهُ تبع 6 ve la   وَلَا - 7 tettebiu tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع 8 s-subule yollara السُّبُلَ سبل 9 feteferraka öyle ki fırkalara bölür فَتَفَرَّقَ فرق 10 bikum sizleri بِكُمْ - 11 an -ndan عَنْ - 12 sebilihi O'nun yolu- سَبِيلِهِ سبل 13 zalikum işte sizleredir ذَٰلِكُمْ - 14 vessakum vasiyet etti (Allah) sizlere وَصَّاكُمْ وصي 15 bihi onunla بِهِ - 16 leallekum öyle ki belki sizler لَعَلَّكُمْ - 17 tettekune takvalı olursunuz تَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "153", "id" : "1717", "kuranAyetNo" : "942", "not1" : "*Yola. Sadece kutsal kitaplar. Sadece Kur'an. **Çoğul gelmesi önemlidir. Bir yerde farklı yollar varsa onların tamamı sapkınlık içindedir. Tek yol vardır. O da Yüce Allah'ın yoludur. ***Kendilerini müslüman sanan kimselerin durumu ortadadır. Dinlerini parça parça edip fırkalara bölünmüşlerdir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve Lût’u (da); dediği zaman (Lût) kavmine\/toplumuna: \"İşliyorsunuz fahşâyı81; sizlerden önce gelmiş değildir onunla* alemlerden hiç birisi.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veluten ve Lût’u وَلُوطًا - 2 iz zaman إِذْ - 3 kale dediği قَالَ قول 4 likavmihi kavmine\/toplumuna لِقَوْمِهِ قوم 5 ete'tune işlersiniz أَتَأْتُونَ اتي 6 l-fahişete fahşayı الْفَاحِشَةَ فحش 7 ma değildir مَا - 8 sebekakum önceden gelmiş sizlerden سَبَقَكُمْ سبق 9 biha onunla بِهَا - 10 min hi مِنْ - 11 ehadin birinin أَحَدٍ احد 12 mine   مِنَ - 13 l-aalemine alemlerden الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "80", "id" : "1793", "kuranAyetNo" : "1034", "not1" : "*Fahşâyla.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Haydi bir araya getirin şahitlerinizi\/tanıklarınızı ki onlar şahitlik\/tanıklık ederler ki 'Allah haram kıldı bunu' (diye); öyle ki eğer şahitlik\/tanıklık ettilerse; öyle ki şahitlik\/tanıklık etme onlarla birlikte; ve tabi olma hevalarına kimselerin (ki) yalanladırlar195 ayetlerimizi; ve kimselerin (ki) iman etmezler ahirete648\"; ve onlar Rablerine4 denk* tutarlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 helumme haydi bir araya getirin هَلُمَّ لمم 3 şuheda'ekumu şahitlerinizi\/tanıklarızını شُهَدَاءَكُمُ شهد 4 ellezine ki onlar الَّذِينَ - 5 yeşhedune şahitlik\/tanıklık ederler يَشْهَدُونَ شهد 6 enne ki أَنَّ - 7 llahe Allah'ın اللَّهَ - 8 harrame haram kıldı حَرَّمَ حرم 9 haza bunu هَٰذَا - 10 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 11 şehidu şahitlik\/tanıklık ettilerse شَهِدُوا شهد 12 fela öyle ki فَلَا - 13 teşhed şahitlik\/tanıklık etme  تَشْهَدْ شهد 14 meahum onlarla birlikte مَعَهُمْ - 15 ve la ve وَلَا - 16 tettebia' tabi olma تَتَّبِعْ تبع 17 ehva'e hevalarına أَهْوَاءَ هوي 18 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 19 kezzebu yalanladırlar كَذَّبُوا كذب 20 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 21 vellezine ve kimselerin وَالَّذِينَ - 22 la   لَا - 23 yu'minune iman etmezler يُؤْمِنُونَ امن 24 bil-ahirati ahirete بِالْاخِرَةِ اخر 25 vehum ve onlar وَهُمْ - 26 birabbihim Rablerine بِرَبِّهِمْ ربب 27 yea'dilune denk tutarlar يَعْدِلُونَ عدل", "ayetNo" : "150", "id" : "1713", "kuranAyetNo" : "939", "not1" : "*Uyduruk, tamamı zan olan hadisleri (Yahudiler için Talmud) Yüce Allah'ın Kur'an'ı ile denk tutarlar. Yüce Allah'ın haram kılmadığı şeyleri haram ederler. Midyenin haram edilmesi en güzel örnektir. Midyeyi haram diye yemeyenler (sevmediği için yemiyorsa sorun yoktur) bu ayetin tam olarak muhatabıdır.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve yahudileşmiş267 kimselerin üzerine haram kıldık her bir tek tırnak* sahibini; sığırdan ve koyundan haram kıldık** üzerlerine ikisinin yağlarını; dışındadır ikisinin sırtlarının taşıdıkları ya da bağırsakların (taşıdıkları) ya da kemikle karışanı; böyledir; cezalandırdık onları taşkınlıklarıyla; ve doğrusu biz mutlak sadıklarız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ala ve üzerine وَعَلَى - 2 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 3 hadu yahudileşmiş هَادُوا هود 4 harramna haram kıldık حَرَّمْنَا حرم 5 kulle bütün كُلَّ كلل 6 zi sahibini ذِي - 7 zufurin tek tırnak ظُفُرٍ ظفر 8 ve mine   وَمِنَ - 9 l-bekari sığırdan الْبَقَرِ بقر 10 velganemi ve koyundan وَالْغَنَمِ غنم 11 harramna haram kıldık حَرَّمْنَا حرم 12 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 13 şuhumehuma yağlarını ikisinin شُحُومَهُمَا شحم 14 illa dışında إِلَّا - 15 ma   مَا - 16 hamelet taşıdıkları حَمَلَتْ حمل 17 zuhuruhuma sırtlarının ikisinin ظُهُورُهُمَا ظهر 18 evi ya da أَوِ - 19 l-havaya bağırsakların الْحَوَايَا حوي 20 ev ya da أَوْ - 21 ma   مَا - 22 hteleta karışanın اخْتَلَطَ خلط 23 biazmin kemikle بِعَظْمٍ عظم 24 zalike böyledir ذَٰلِكَ - 25 cezeynahum cezalandırdık onları جَزَيْنَاهُمْ جزي 26 bibegyihim taşkınlıklarıyla بِبَغْيِهِمْ بغي 27 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا - 28 lesadikune mutlak sadıklarız لَصَادِقُونَ صدق", "ayetNo" : "146", "id" : "1706", "kuranAyetNo" : "935", "not1" : "*Tekil olarak gelmiştir. Tek tırnaklı hayvanlar tırnak yapısı bir bütün parçadan oluşmuş hayvanlardır. Eşek, at, katır, zebra gibi hayvanlar bu guruba girer. **Yüce Allah'ın dini olan İslam yani dinin omurgası asla değişmez. Test\/deneme amaçlı dinden şeriat olan küçük haram ve helaller değişebilir.  ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "İnfak6 etsin bir genişlik sahibi kendi genişliğinden; ve kimse (ki) ölçeklendirdi üzerine rızkı onun öyle ki infak6 etsin Allah'ın verdiğinden; mükellef kılmaz Allah bir nefse201 ona verdiği dışında; yapacak Allah bir darlık sonrasında bir kolaylık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 liyunfik infak etsin لِيُنْفِقْ نفق 2 zu sahibi ذُو - 3 seatin bir genişlik سَعَةٍ وسع 4 min   مِنْ - 5 seatihi genişliğinden onun سَعَتِهِ وسع 6 ve men ve kimse وَمَنْ - 7 kudira ölçeklendirdi قُدِرَ قدر 8 aleyhi üzerinen ona عَلَيْهِ - 9 rizkuhu rızkı onun رِزْقُهُ رزق 10 felyunfik öyle ki infak etsin فَلْيُنْفِقْ نفق 11 mimma   مِمَّا - 12 atahu verdiğinden اتَاهُ اتي 13 llahu Allah'ın اللَّهُ - 14 la   لَا - 15 yukellifu mükellef kılmaz يُكَلِّفُ كلف 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 nefsen bir nefse نَفْسًا نفس 18 illa ancak إِلَّا - 19 ma   مَا - 20 ataha ona verdiğidir اتَاهَا اتي 21 seyec'alu yapacak  سَيَجْعَلُ جعل 22 llahu Allah اللَّهُ - 23 bea'de sonra بَعْدَ بعد 24 usrin bir darlıklatan عُسْرٍ عسر 25 yusran bir kolaylık يُسْرًا يسر", "ayetNo" : "7", "id" : "1735", "kuranAyetNo" : "5222", "not1" : "", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Öyle ki mutlak sual ederiz\/sorarız onlara; kimselerdir (ki) gönderildi (resûl) üzerlerine; ve mutlak sual ederiz\/sorarız gönderilenlere (resûllere) (de).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feleneselenne öyle ki mutlak sual ederiz onlara فَلَنَسْأَلَنَّ سال 2 ellezine kimlere الَّذِينَ - 3 ursile gönderildi (resûl) أُرْسِلَ رسل 4 ileyhim üzerlerine إِلَيْهِمْ - 5 veleneselenne ve mutlak sual ederiz  وَلَنَسْأَلَنَّ سال 6 l-murseline gönderilenlere (resûllere) الْمُرْسَلِينَ رسل", "ayetNo" : "6", "id" : "1747", "kuranAyetNo" : "960", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Fesat265 çıkarmayın yerde onun (yerin) ıslahı316 sonrasında; ve çağırın O’nu (Allah’ı) bir korku (-yla) ve bir tamah* (-la); doğrusu Allah'ın rahmeti271 bir yakındır muhsinlere294.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la   وَلَا - 2 tufsidu fesat çıkarmayın تُفْسِدُوا فسد 3 fi   فِي - 4 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 5 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد 6 islahiha onun ıslahı إِصْلَاحِهَا صلح 7 ved'uhu ve çağırın O’nu (Allah’ı) وَادْعُوهُ دعو 8 havfen bir korku (-yla) خَوْفًا خوف 9 ve tamean ve bir tamah (-la) وَطَمَعًا طمع 10 inne doğrusu إِنَّ - 11 rahmete rahmeti رَحْمَتَ رحم 12 llahi Allah'ın اللَّهِ - 13 karibun bir yakındır قَرِيبٌ قرب 14 mine   مِنَ - 15 l-muhsinine muhsinlerden الْمُحْسِنِينَ حسن", "ayetNo" : "56", "id" : "1775", "kuranAyetNo" : "1010", "not1" : "*Aşırı istek, arzu.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Acayip mi karşıladınız ki geldi sizlere bir zikir78 Rabbinizden4; bir adam* üzerine sizlerden; uyarması içindir sizleri; ve zikredin78 yaptığı zaman sizleri halifeler65 Nûh kavmi sonrasında; ve ziyade etti sizlere yaratılışta bir genişliği\/uzatmayı671; öyle ki zikredin78 nimetlerini Allah'ın; belki sizler felaha326 ulaşırsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eveacibtum acayip mi karşıladınız أَوَعَجِبْتُمْ عجب 2 en ki أَنْ - 3 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 4 zikrun bir zikir ذِكْرٌ ذكر 5 min   مِنْ - 6 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 7 ala üzerine عَلَىٰ - 8 raculin bir adam رَجُلٍ رجل 9 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 10 liyunzirakum uyarmazı içindir sizleri لِيُنْذِرَكُمْ نذر 11 vezkuru ve zikredin وَاذْكُرُوا ذكر 12 iz zaman إِذْ - 13 cealekum yaptığı sizleri جَعَلَكُمْ جعل 14 hulefa'e halifeler خُلَفَاءَ خلف 15 min   مِنْ - 16 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 17 kavmi kavmi قَوْمِ قوم 18 nuhin Nûh نُوحٍ - 19 ve zadekum ve ziyade etti sizlere وَزَادَكُمْ زيد 20 fi   فِي - 21 l-halki yaratılışta الْخَلْقِ خلق 22 bestaten bir genişlik\/uzatma بَسْطَةً بسط 23 fezkuru öyle ki zikredin فَاذْكُرُوا ذكر 24 ala'e nimetlerini الَاءَ الو 25 llahi Allah'ın اللَّهِ - 26 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 27 tuflihune felaha ulaşırsınız تُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "69", "id" : "1782", "kuranAyetNo" : "1023", "not1" : "*Resûl Muhammed.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Sekiz çiftlerdir*; koyundan iki ve keçiden iki; de ki: \"İki erkeği mi (erkek koyunu ve erkek keçiyi) haram kıldı (Allah) yoksa iki dişiyi (dişi koyunu ve dişi keçiyi) mi? Yoksa iki dişinin (dişi koyunun ve dişi keçinin) rahimlerinin üzerini sarıp kapsadığını** mı? Haber verin bana bir ilimle; eğer olduysanız sadıklar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 semaniyete sekiz ثَمَانِيَةَ ثمن 2 ezvacin çiftler أَزْوَاجٍ زوج 3 mine   مِنَ - 4 d-de'ni koyundan الضَّأْنِ ضان 5 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني 6 ve mine ve وَمِنَ - 7 l-mea'zi keçiden الْمَعْزِ معز 8 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني 9 kul de ki قُلْ قول 10 azzekerayni iki erkeği mi (erkek koyun ve erkek keçi) الذَّكَرَيْنِ ذكر 11 harrame haram kıldı (Allah) حَرَّمَ حرم 12 emi yoksa أَمِ - 13 l-unseyeyni iki dişiyi (dişi koyun ve dişi keçi) الْأُنْثَيَيْنِ انث 14 emma yoksa أَمَّا - 15 ştemelet sarıp kapsadığını اشْتَمَلَتْ شمل 16 aleyhi üzerini عَلَيْهِ - 17 erhamu rahimlerin أَرْحَامُ رحم 18 l-unseyeyni iki dişinin (dişi koyun ve dişi keçi) الْأُنْثَيَيْنِ انث 19 nebbiuni haber verin bana نَبِّئُونِي نبا 20 biilmin bir ilimle بِعِلْمٍ علم 21 in eğer إِنْ - 22 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 23 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "143", "id" : "1703", "kuranAyetNo" : "932", "not1" : "*En'âmın tanımı. **Yavruları.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve O (Allah) gönderendir rüzgarları* bir müjdeci (olarak) kendi rahmetinin271 iki eli arasında; ta ki kaldırdığı zaman (rüzgar) ağır** bulutu; sevk ettik onu (bulutu) ölü bir beldeye; öyle ki indirdik onunla (bulutla) su; öyle ki çıkarırız onunla (suyla) her bir meyveden; işte böyledir; çıkarırız ölüleri; belki sizler zikredersiniz78.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O (Allah) وَهُوَ - 2 llezi   الَّذِي - 3 yursilu gönderendir يُرْسِلُ رسل 4 r-riyaha rüzgarları الرِّيَاحَ روح 5 buşran bir müjdeci (olarak) بُشْرًا بشر 6 beyne arasında بَيْنَ بين 7 yedey iki eli يَدَيْ يدي 8 rahmetihi kendi rahmetinin رَحْمَتِهِ رحم 9 hatta taki  حَتَّىٰ - 10 iza zaman إِذَا - 11 ekallet kaldırdığı أَقَلَّتْ قلل 12 sehaben bulutu سَحَابًا سحب 13 sikalen ağır ثِقَالًا ثقل 14 suknahu sevk ettik onu سُقْنَاهُ سوق 15 libeledin bir beldeye لِبَلَدٍ بلد 16 meyyitin ölü مَيِّتٍ موت 17 feenzelna öyle ki indirdik فَأَنْزَلْنَا نزل 18 bihi onunla بِهِ - 19 l-mae su الْمَاءَ موه 20 feehracna öyle ki çıkarırız فَأَخْرَجْنَا خرج 21 bihi onunla بِهِ - 22 min   مِنْ - 23 kulli her bir  كُلِّ كلل 24 s-semerati meyveden الثَّمَرَاتِ ثمر 25 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 26 nuhricu çıkarırız نُخْرِجُ خرج 27 l-mevta ölüleri الْمَوْتَىٰ موت 28 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 29 tezekkerune zikredersiniz تَذَكَّرُونَ ذكر", "ayetNo" : "57", "id" : "1776", "kuranAyetNo" : "1011", "not1" : "*Rüzgarların bulut oluşumundaki önemi Kur'an'da özellikle vurgulanmıştır. Ve gönderdik rüzgârları; aşılayıcılar\/dölleyiciler; öyle ki indirdik gökten su; böylece verdik onu size içmeniz için\/sulamanız için; ve değilsiniz siz onu depolayanlar. **Bulutların ağırlığı; yağmur bırakan ve içinde şimşekler çakan bulutların daha da ağır olması.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki tattı* vebalini kendi emrinin; ve oldu onun* emrinin akibeti bir hüsran.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fezakat öyle ki tattı فَذَاقَتْ ذوق 2 vebale vebalini وَبَالَ وبل 3 emriha emrinin أَمْرِهَا امر 4 ve kane ve oldu وَكَانَ كون 5 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب 6 emriha emrinin أَمْرِهَا امر 7 husran bir hüsran خُسْرًا خسر", "ayetNo" : "9", "id" : "1737", "kuranAyetNo" : "5224", "not1" : "*Kent, kentin.", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yüz çevirdi (Sâlih) onlardan; ve dedi: \"Ey kavmim\/toplumum! Muhakkak belagat515 ettim sizlere risâletini223 Rabbimin4; ve nasihat ettim sizlere; velakin\/fakat sevmezsiniz nasihat edenleri.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fetevella öyle ki yüz çevirdi فَتَوَلَّىٰ ولي 2 anhum onlardan عَنْهُمْ - 3 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 4 ya kavmi ey kavmim\/toplumum يَا قَوْمِ قوم 5 lekad muhakkak لَقَدْ - 6 eblegtukum belagat ettim sizlere أَبْلَغْتُكُمْ بلغ 7 risalete risaletini رِسَالَةَ رسل 8 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب 9 ve nesahtu ve nasihat ettim وَنَصَحْتُ نصح 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 12 la   لَا - 13 tuhibbune sevmezsiniz تُحِبُّونَ حبب 14 n-nasihine nasihat edenleri النَّاصِحِينَ نصح", "ayetNo" : "79", "id" : "1792", "kuranAyetNo" : "1033", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kurtardık onu (Hûd'u) ve onunla beraber kimseleri bizden bir rahmetle271; ve kestik arkasını* kimselerin (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; ve olmuş değillerdi müminler27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feenceynahu öyle ki kurtardık onu (Hûd’u) فَأَنْجَيْنَاهُ نجو 2 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 3 meahu onunla beraber مَعَهُ - 4 birahmetin bir rahmetle بِرَحْمَةٍ رحم 5 minna bizden مِنَّا - 6 ve kataa'na ve kestik وَقَطَعْنَا قطع 7 dabira arkasını دَابِرَ دبر 8 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 9 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 10 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 11 ve ma ve değildi وَمَا - 12 kanu olmuşlar كَانُوا كون 13 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "72", "id" : "1785", "kuranAyetNo" : "1026", "not1" : "*Kökünü.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve dedi onların ilkleri onların sonrakilerine: \"Öyle ki olmuş değildir üzerimize sizlerin hiçbir fazlı202; öyle ki tadın azabı kazanır olduğunuzla.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalet ve dedi وَقَالَتْ قول 2 ulahum ilkleri onların أُولَاهُمْ اول 3 liuhrahum sonrakilere onların لِأُخْرَاهُمْ اخر 4 fema öyle ki değildir فَمَا - 5 kane olmuş كَانَ كون 6 lekum sizlerin لَكُمْ - 7 aleyna üzerimize عَلَيْنَا - 8 min hiçbir مِنْ - 9 fedlin fazl فَضْلٍ فضل 10 fezuku öyle ki tadın فَذُوقُوا ذوق 11 l-azabe azabı الْعَذَابَ عذب 12 bima   بِمَا - 13 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون 14 teksibune kazanırlar تَكْسِبُونَ كسب", "ayetNo" : "39", "id" : "1758", "kuranAyetNo" : "993", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) iman47 ettiler ve yaptılar sâlihât18; mükellef kılmayız bir nefsi201 kuşattığının dışında; işte bunlar; cennet ashâbıdır194; onlar orada ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 amenu iman etmiş امَنُوا امن 3 ve amilu ve yaptılar وَعَمِلُوا عمل 4 s-salihati saliha الصَّالِحَاتِ صلح 5 la   لَا - 6 nukellifu mükellef kılmayız نُكَلِّفُ كلف 7 nefsen bir nefsi نَفْسًا نفس 8 illa dışında إِلَّا - 9 vus'aha kuşattığının وُسْعَهَا وسع 10 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 11 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب 12 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن 13 hum onlar هُمْ - 14 fiha orada فِيهَا - 15 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد", "ayetNo" : "42", "id" : "1761", "kuranAyetNo" : "996", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Olmaz şirk\/ortak71 O’na (Allah'a); ve işte böyle emredildim; ve ben evveliyim* müslimin45.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 la olmaz لَا - 2 şerike şirk\/ortak شَرِيكَ شرك 3 lehu O’na لَهُ - 4 ve bizalike ve böyle وَبِذَٰلِكَ - 5 umirtu emredildim أُمِرْتُ امر 6 ve ena ve ben وَأَنَا - 7 evvelu evveliyim أَوَّلُ اول 8 l-muslimine müslimin الْمُسْلِمِينَ سلم", "ayetNo" : "163", "id" : "1728", "kuranAyetNo" : "952", "not1" : "*Öncüsüyüm.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Bulamıyorum üzerime vahyedilmiş* (olan) içinde bir haram318 edilen; bir yiyen üzerine (ki) yer onu; dışındadır ki olur (o) bir ölü; ya da akan bir kan**; ya da bir domuz eti öyle ki doğrusu o bir ricstir***; ya da bir fısk38 (olarak) kendisiyle Allah'tan başkasına adanma yapılmış; öyle ki kim zaruri kalırsa aranır\/bakınır olmaksızındır ve ne de taşkınlık yapmaksızındır; öyle ki doğrusu (senin) Rabbin Gafûr’dur20; Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 la   لَا - 3 ecidu bulamıyorum أَجِدُ وجد 4 fi   فِي - 5 ma   مَا - 6 uhiye vahyolunmuş olandakinde أُوحِيَ وحي 7 ileyye üzerime إِلَيَّ - 8 muharramen bir haram edilmiş مُحَرَّمًا حرم 9 ala üzerine عَلَىٰ - 10 taimin bir yiyen طَاعِمٍ طعم 11 yet'amuhu (ki) yer onu يَطْعَمُهُ طعم 12 illa dışındadır إِلَّا - 13 en ki أَنْ - 14 yekune olur يَكُونَ كون 15 meyteten ölü مَيْتَةً موت 16 ev ya da  أَوْ - 17 demen kan دَمًا دمو 18 mesfuhen akan مَسْفُوحًا سفح 19 ev ya da  أَوْ - 20 lehme eti لَحْمَ لحم 21 hinzirin domuz خِنْزِيرٍ خنزر 22 feinnehu öyleki doğrusu o فَإِنَّهُ - 23 ricsun bir ricstir رِجْسٌ رجس 24 ev ya da أَوْ - 25 fiskan bir fısk (olarak) فِسْقًا فسق 26 uhille adanmış أُهِلَّ هلل 27 ligayri başkasına لِغَيْرِ غير 28 llahi Allah'tan اللَّهِ - 29 bihi onunla بِهِ - 30 femeni öyle ki kim فَمَنِ - 31 dturra zaruri kalırsa اضْطُرَّ ضرر 32 gayra olmaksızın غَيْرَ غير 33 bagin aranır بَاغٍ بغي 34 ve la ve ne de وَلَا - 35 aadin taşkınlık عَادٍ عدو 36 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 37 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب 38 gafurun Gafûr’dur غَفُورٌ غفر 39 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "145", "id" : "1705", "kuranAyetNo" : "934", "not1" : "*Kur'an. **Kan bulaşmış ya da etin içindeki kan değildir. Direkt olarak sıvı halde akan kan işaret edilmiştir. ***Pislik. Rabbimiz domuz etini bir pislik olarak nitelendirmişse mutlak ki insan sağlığı için sakıncalı olduğu içindir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "\"Belagat515 ederim sizlere risâletini223 Rabbimin4; ve benimdir sizlere emin* bir nasihat** (eden).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ubelligukum belagat ederim sizlere أُبَلِّغُكُمْ بلغ 2 risalati risâletini رِسَالَاتِ رسل 3 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب 4 ve ena ve benimdir وَأَنَا - 5 lekum sizlere لَكُمْ - 6 nasihun bir nasihat نَاصِحٌ نصح 7 eminun bir emin أَمِينٌ امن", "ayetNo" : "68", "id" : "1781", "kuranAyetNo" : "1022", "not1" : "*Güvenilir, sağlam. **Öğüt veren.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve nida* etti cennet** ashâbı194 ateş*** ashâbına194 ki \"Muhakkak bulduk**** vaat ettiğini bizlere Rabbimizin4 bir hak\/gerçek (olarak); öyle ki buldunuz***** mu vaat ettiğini Rabbinizin4 bir hak\/gerçek (olarak)?\"; dediler: \"Evet\"; öyle ki ünledi bir ünleyici666 aralarında ki \"Allah'ın laneti280 zalimlerin257 üzerinedir.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve nada ve nida etti وَنَادَىٰ ندو 2 eshabu ashabı أَصْحَابُ صحب 3 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن 4 eshabe ashabına أَصْحَابَ صحب 5 n-nari ateş النَّارِ نور 6 en ki أَنْ - 7 kad muhakkak قَدْ - 8 vecedna bulduk  وَجَدْنَا وجد 9 ma   مَا - 10 veadena vaat ettiğini bizlere وَعَدَنَا وعد 11 rabbuna Rabbimizin رَبُّنَا ربب 12 hakkan bir hak\/gerçek (olarak) حَقًّا حقق 13 fehel öyle ki  فَهَلْ - 14 vecedtum buldunuz mu وَجَدْتُمْ وجد 15 ma   مَا - 16 veade vaat ettiğini  وَعَدَ وعد 17 rabbukum Rabbinizin رَبُّكُمْ ربب 18 hakkan bir hak\/gerçek (olarak) حَقًّا حقق 19 kalu dediler قَالُوا قول 20 neam evet نَعَمْ - 21 feezzene öyle ki ünledi فَأَذَّنَ اذن 22 mu'ezzinun bir ünleyici مُؤَذِّنٌ اذن 23 beynehum aralarında بَيْنَهُمْ بين 24 en ki أَنْ - 25 lea'netu laneti لَعْنَةُ لعن 26 llahi Allah'ın اللَّهِ - 27 ala üzerinedir عَلَى - 28 z-zalimine zalimlerin الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "44", "id" : "1763", "kuranAyetNo" : "998", "not1" : "*Seslendi. **Cennetlere henüz girmemiş ancak girecek olan. ***Cehenneme henüz girmemiş ancak girecek olan. ****Gerçeği bulduk. Cennetlere gireceğimizi anladık. *****Gerçeği bulduk. Cehenneme gireceğimizi anladık.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Mesken edindirin* onları mesken edindiğiniz yerden; varlığınızdan**; ve zarar vermeyin onlara darlamak*** için üzerlerine; ve eğer oldularsa bir hamile olan; öyle ki infak6 edin onlar üzerine; ta ki bırakırlar yüklerini; öyle ki eğer emzirirlerse (bebeği) sizlere; öyle ki verin ecirlerini\/karşılıklarını onların; ve emredin**** aranızda marufla291; ve eğer zorlanırsanız; öyle ki emzirir onu**** başkası.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eskinuhunne mesken edindirin\/tutun onları أَسْكِنُوهُنَّ سكن 2 min   مِنْ - 3 haysu yerden حَيْثُ حيث 4 sekentum mesken edindiğiniz سَكَنْتُمْ سكن 5 min   مِنْ - 6 vucdikum varlığınızdan وُجْدِكُمْ وجد 7 ve la ve وَلَا - 8 tudarruhunne zarar vermeyin onlara تُضَارُّوهُنَّ ضرر 9 litudeyyiku darlamak için لِتُضَيِّقُوا ضيق 10 aleyhinne onlar üzerine عَلَيْهِنَّ - 11 ve in ve eğer وَإِنْ - 12 kunne oldularsa كُنَّ كون 13 ulati olanlar أُولَاتِ اول 14 hamlin bir hamile حَمْلٍ حمل 15 feenfiku öyle ki infak edin فَأَنْفِقُوا نفق 16 aleyhinne onlar üzerine عَلَيْهِنَّ - 17 hatta taki  حَتَّىٰ - 18 yedea'ne bırakırlar يَضَعْنَ وضع 19 hamlehunne yüklerini حَمْلَهُنَّ حمل 20 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 21 erdea'ne emzirirlerse أَرْضَعْنَ رضع 22 lekum sizlere لَكُمْ - 23 fe atuhunne öyle ki verin فَاتُوهُنَّ اتي 24 ucurahunne ecirlerini onların أُجُورَهُنَّ اجر 25 ve te'miru ve emredin  وَأْتَمِرُوا امر 26 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ بين 27 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف 28 vein ve eğer وَإِنْ - 29 teaasertum zorlanırsanız تَعَاسَرْتُمْ عسر 30 feseturdiu öyleki emzirir فَسَتُرْضِعُ رضع 31 lehu onu لَهُ - 32 uhra başkası أُخْرَىٰ اخر", "ayetNo" : "6", "id" : "1734", "kuranAyetNo" : "5221", "not1" : "*Kadınlara mesken\/barınak\/kalacak\/tutunacak yer sağlamak. **İmkanınızdan, gücünüzden. ***Sıkıntı yaratmak. ****Buyurmak. ****Bebeği.", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Ve nida* etti ateş** ashâbı194 cennet*** ashâbına194 ki \"Akıtın**** üzerimize suyunuzdan veya Allah'ın rızıklandırdığından\" (diye); dediler***: \"Doğrusu Allah haram etti ikisini kâfirler25 üzerine.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve nada ve nida etti وَنَادَىٰ ندو 2 eshabu ashabı أَصْحَابُ صحب 3 n-nari ateş النَّارِ نور 4 eshabe ashabına أَصْحَابَ صحب 5 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن 6 en ki أَنْ - 7 efidu akıtın أَفِيضُوا فيض 8 aleyna üzerimize عَلَيْنَا - 9 mine   مِنَ - 10 l-mai suyunuzdan الْمَاءِ موه 11 ev veya أَوْ - 12 mimma   مِمَّا - 13 razekakumu rızıklandırdığından رَزَقَكُمُ رزق 14 llahu Allah'ın اللَّهُ - 15 kalu dediler قَالُوا قول 16 inne doğrusu إِنَّ - 17 llahe Allah اللَّهَ - 18 harramehuma haram etti ikisini حَرَّمَهُمَا حرم 19 ala üzerine عَلَى - 20 l-kafirine kâfirler الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "50", "id" : "1769", "kuranAyetNo" : "1004", "not1" : "*Seslendi. **Cehenneme girecek olan henüz girmemiş olan kimseler. ***Cennete girecek olan henüz girmemiş olan kimseler. ****Anlarız ki cehennem ashâbı cennet ashâbının bulunduğu yerden daha aşağıda bir yerlerdedir.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve rızıklandırır (Allah) onu* (erkeği) hesaplamadığı yerden; ve kim tevekkül79 etti Allah'a karşı; öyle ki O (Allah) hesap eder** ona*; doğrusu Allah ulaştırır kendi emrini; muhakkak (ki) yaptı Allah her bir şeye bir kadrân654.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "3", "id" : "1731", "kuranAyetNo" : "5218", "not1" : "*Erkeğin rızıklandırılmasının işaret edilmesi anlamlıdır. Boşanmalarda erkek boşadığı kadına karşı cimrilik etmemelidir. Kadının ihtiyacı varsa mutlak karşılamalıdır. Yüce Allah onu (erkeği) hiç de hesaplamadığı bir yerden rızıklandırır. **İnsanın hesaplayamayacağı şeyleri Rabbimiz hesaplar. Ona gereken rızkı verecek olan mekanizmaları hesaplar ve gerçekleştirir.", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Dedi (Hûd): \"Muhakkak vuku buldu üzerinize Rabbinizden4 bir rics* ve bir gazab**; mücadele mi edersiniz benimle isimlerde (ki) isimlendirdiniz onu sizler ve atalarınız\/babalarınız; indirmiş değildir Allah onunla hiçbir bir sultân660; öyle ki bakın\/gözetleyin; doğrusu ben (de) sizinle birlikte bakanlardanım\/gözetleyenlerdenim.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi ki قَالَ قول 2 kad muhakkak قَدْ - 3 vekaa vukuu buldu وَقَعَ وقع 4 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 5 min   مِنْ - 6 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 7 ricsun bir rics رِجْسٌ رجس 8 ve gadebun ve bir gazab وَغَضَبٌ غضب 9 etucadiluneni mücadele edersiniz benimle أَتُجَادِلُونَنِي جدل 10 fi   فِي - 11 esma'in isimlerde أَسْمَاءٍ سمو 12 semmeytumuha isimlendirdiniz onu سَمَّيْتُمُوهَا سمو 13 entum sizler أَنْتُمْ - 14 ve aba'ukum ve atalarınız\/babalarınız وَابَاؤُكُمْ ابو 15 ma değildir مَا - 16 nezzele indirmiş نَزَّلَ نزل 17 llahu Allah اللَّهُ - 18 biha kendisiyle بِهَا - 19 min hiçbir مِنْ - 20 sultanin bir sultan سُلْطَانٍ سلط 21 fenteziru öyle ki bakın فَانْتَظِرُوا نظر 22 inni doğrusu ben إِنِّي - 23 meakum sizinle birlikte مَعَكُمْ - 24 mine   مِنَ - 25 l-muntezirine bakanlardanım الْمُنْتَظِرِينَ نظر", "ayetNo" : "71", "id" : "1784", "kuranAyetNo" : "1025", "not1" : "*Pislik. **Azaba neden olacak öfke.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ant olsun geldik sizlere bir kitapla*; tefsîl651 ettik onu** bir ilim*** üzerine; bir doğru yola kılavuzdur**** ve bir rahmettir271 iman47 eder bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ant olsun وَلَقَدْ - 2 ci'nahum geldik sizlere جِئْنَاهُمْ جيا 3 bikitabin bir kitapla بِكِتَابٍ كتب 4 fessalnahu tefsir ettik onu فَصَّلْنَاهُ فصل 5 ala karşı عَلَىٰ - 6 ilmin bir ilme عِلْمٍ علم 7 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي 8 ve rahmeten ve bir rahmet وَرَحْمَةً رحم 9 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 10 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "52", "id" : "1771", "kuranAyetNo" : "1006", "not1" : "*Kur'an'la. Sadece Kur'an'la. *Kur'an'ı. ***İlim sahipleri Kur'an'ın tefsîlini anlar. ****Kur'an'a teslim olanlar doğru yola kılavuzlanırlar. Sadece Kur'an'a.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve Medyen'e kardeşleri Şuayb'i; dedi: \"Ey kavmim\/toplumum! Kulluk46 edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh74 O'ndan başka; muhakkak geldi sizlere bir beyanat620 Rabbinizden4; öyle ki tamamlayın ölçüyü650 ve mizanı650; ve eksiltmeyin insanların eşyalarını; fesat265 çıkarmayın yerde onun ıslahı360 sonrasında; işte sizleredir; bir hayırdır sizlere; eğer olduysanız müminler27.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ila ve وَإِلَىٰ - 2 medyene Medyen'e مَدْيَنَ - 3 ehahum kardeşleri أَخَاهُمْ اخو 4 şuayben Şuayb'i شُعَيْبًا - 5 kale dedi قَالَ قول 6 ya kavmi ey kavmim\/toplumum يَا قَوْمِ قوم 7 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد 8 llahe Allah'a اللَّهَ - 9 ma yoktur مَا - 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 min hiçbir مِنْ - 12 ilahin ilâh إِلَٰهٍ اله 13 gayruhu O'ndan başka غَيْرُهُ غير 14 kad muhakkak قَدْ - 15 ca'etkum geldi sizlere جَاءَتْكُمْ جيا 16 beyyinetun bir beyanat بَيِّنَةٌ بين 17 min   مِنْ - 18 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 19 feevfu öyle ki tamamlayın فَأَوْفُوا وفي 20 l-keyle ölçüyü الْكَيْلَ كيل 21 velmizane ve mizanı وَالْمِيزَانَ وزن 22 ve la ve وَلَا - 23 tebhasu eksiltmeyin تَبْخَسُوا بخس 24 n-nase insanların النَّاسَ نوس 25 eşya'ehum eşyalarını أَشْيَاءَهُمْ شيا 26 ve la   وَلَا - 27 tufsidu fesat çıkarmayın تُفْسِدُوا فسد 28 fi   فِي - 29 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 30 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد 31 islahiha ıslahı onun إِصْلَاحِهَا صلح 32 zalikum işte sizlersiniz ذَٰلِكُمْ - 33 hayrun bir hayır خَيْرٌ خير 34 lekum sizlere لَكُمْ - 35 in eğer إِنْ - 36 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 37 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "85", "id" : "1798", "kuranAyetNo" : "1039", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Çağırın Rabbinizi4 alçak gönüllü (olarak) ve gizlice; doğrusu O sevmez taşanları\/sınır aşanları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 Ud'u çağırın ادْعُوا دعو 2 rabbekum Rabbinizi رَبَّكُمْ ربب 3 tederruan alçak gönüllü تَضَرُّعًا ضرع 4 ve hufyeten ve gizlice وَخُفْيَةً خفي 5 innehu doğrusu O إِنَّهُ - 6 la   لَا - 7 yuhibbu sevmez يُحِبُّ حبب 8 l-mua'tedine taşanları\/sınır aşanları الْمُعْتَدِينَ عدو", "ayetNo" : "55", "id" : "1774", "kuranAyetNo" : "1009", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Kimselerdir (ki) engellerler Allah'ın yolundan336; ve aranırlar\/bakınırlar ona* bir eğme\/bükme**; ve onlar ahirete kâfirlerdir667.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler الَّذِينَ - 2 yesuddune engellerler يَصُدُّونَ صدد 3 an   عَنْ - 4 sebili yolundan سَبِيلِ سبل 5 llahi Allah'ın اللَّهِ - 6 ve yebguneha ve aranırlar\/bakınırlar ona وَيَبْغُونَهَا بغي 7 ivecen bir eğme\/bükme عِوَجًا عوج 8 vehum ve onlar وَهُمْ - 9 bil-ahirati ahireti de بِالْاخِرَةِ اخر 10 kafirune kâfirlerdir كَافِرُونَ كفر", "ayetNo" : "45", "id" : "1764", "kuranAyetNo" : "999", "not1" : "*Dişil zamir Yüce Allah'ın biricik yolu olan Kur'an ayetlerine gider. **Ayetin gerçek anlamını uyduruk, tamamı zan olan söylentilerle eğerler, bükerler. Ayetler yerine eğip büken hadislere bakınırlar.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve soyarız göğüslerindekini nefretten\/hınçtan; akar* altından onların** nehirler; ve dediler**: \"Hamd3 Allah’adır; doğru yola kılavuzlayandır bizleri buraya***; ve olmuş değildik doğru yola kılavuzlanmaya şayet ki doğru yola kılavuzlamasaydı bizleri Allah; muhakkak gelmiş Rabbimizin4 resûlleri418 hakla\/gerçekle; ve nida**** edildiler ki işte şusunuz (ki) cennete; varis kılındınız ona***** yapar olduğunuzla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve nezea'na ve soyarız وَنَزَعْنَا نزع 2 ma   مَا - 3 fi   فِي - 4 sudurihim göğüslerindekini صُدُورِهِمْ صدر 5 min   مِنْ - 6 gillin nefretten\/hınçtan غِلٍّ غلل 7 tecri akar تَجْرِي جري 8 min   مِنْ - 9 tehtihimu altından onların تَحْتِهِمُ تحت 10 l-enharu nehirler الْأَنْهَارُ نهر 11 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 12 l-hamdu hamd الْحَمْدُ حمد 13 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 14 llezi   الَّذِي - 15 hedana doğru yola kılavuzlayandır bizleri هَدَانَا هدي 16 lihaza buraya لِهَٰذَا - 17 ve ma ve değiliz وَمَا - 18 kunna olduk كُنَّا كون 19 linehtediye doğru yola kılavuzlanmaya لِنَهْتَدِيَ هدي 20 levla şayet لَوْلَا - 21 en ki أَنْ - 22 hedana doğru yola kılavuzlamasaydı bizleri هَدَانَا هدي 23 llahu Allah اللَّهُ - 24 lekad muhakkak لَقَدْ - 25 ca'et gelmiş جَاءَتْ جيا 26 rusulu resûlleri رُسُلُ رسل 27 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب 28 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 29 ve nudu ve nida edildiler وَنُودُوا ندو 30 en ki أَنْ - 31 tilkumu işte şusunuz تِلْكُمُ - 32 l-cennetu cennet الْجَنَّةُ جنن 33 uristumuha varis kılındınız o  أُورِثْتُمُوهَا ورث 34 bima   بِمَا - 35 kuntum olduğunuzla كُنْتُمْ كون 36 tea'melune yaparsınız تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "43", "id" : "1762", "kuranAyetNo" : "997", "not1" : "*Durum bildirir fiil. Akacak. **Din günü cennetlere girecek olan ancak henüz girmemiş olan kimseler. ***Bu noktaya. Cennetlere girme pozisyonuna. ****Seslenildiler. Zaten cennette olan kimselere neden tekrar seslenilsin? Anlarız ki nida edilmeyle cennetlere henüz girmemiş ancak girecek olan grup çağrılmaktadır.  *****Cennete.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve nida* etti a’râf668 ashâbı194 nişanlarıyla** arif oldukları\/fark ettikleri adamlara***; dediler****: \"İhtiyaçtan kurtarmış değildir sizlerden toplanmanız ve değilsiniz olmuş büyüklenenler*****.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve nada ve nida etti وَنَادَىٰ ندو 2 eshabu ashabı أَصْحَابُ صحب 3 l-ea'rafi a’raf الْأَعْرَافِ عرف 4 ricalen adamlar رِجَالًا رجل 5 yea'rifunehum arif oldular\/fark ettiler يَعْرِفُونَهُمْ عرف 6 bisimahum nişanlarıyla بِسِيمَاهُمْ سوم 7 kalu dediler قَالُوا قول 8 ma değildir مَا - 9 egna ihtiyaçtan kurtarmış أَغْنَىٰ غني 10 ankum sizlerden عَنْكُمْ - 11 cem'ukum toplanmanız جَمْعُكُمْ جمع 12 ve ma ve değilsiniz وَمَا - 13 kuntum olmuş كُنْتُمْ كون 14 testekbirune büyüklenirler تَسْتَكْبِرُونَ كبر", "ayetNo" : "48", "id" : "1767", "kuranAyetNo" : "1002", "not1" : "*Seslendi. **Cehenneme girecek olan kimselerin tıpkı cennetlere girecek kimselerdeki gibi bir nişanları vardır. Mutlak ki bu nişan alçaltıcı bir işarettir. ***Cehenneme girecek kimseler. ****A'râf ashâbındaki kimseler. *****Alçaltılmış durumdasınız.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve kime hafifledi mizanları658*; onun; öyle ki işte bunlar; kimselerdir (ki) hüsrana uğrattılar kendi nefislerin201, ayetlerimize zulmederler659 olmuş olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kime وَمَنْ - 2 haffet hafifledi خَفَّتْ خفف 3 mevazinuhu mizanları onun مَوَازِينُهُ وزن 4 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 5 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 6 hasiru hüsrana uğrattılar خَسِرُوا خسر 7 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس 8 bima   بِمَا - 9 kanu olduklarıyla olmuş كَانُوا كون 10 biayatina ayetlerimize بِايَاتِنَا ايي 11 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "9", "id" : "1750", "kuranAyetNo" : "963", "not1" : "*Çoğul olarak gelmiş olması önemlidir. Anlaşılır ki bir çok mizan olacaktır. Bu mizanların hafif gelmesi perişanlıktır, pişmanlıktır, cehennemlik olmaktır.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Büyümüştür bir iğrençlik\/tiksinme* Allah’ın indinde\/katında ki dersiniz faaliyete geçirmediğinizi.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kebura büyümüştür كَبُرَ كبر 2 mekten bir iğrençlik\/tiksinme مَقْتًا مقت 3 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 4 llahi Allah’ın اللَّهِ - 5 en ki أَنْ - 6 tekulu dersiniz تَقُولُوا قول 7 ma   مَا - 8 la   لَا - 9 tef'alune faaliyete gerçirmediğinizi تَفْعَلُونَ فعل", "ayetNo" : "3", "id" : "1712", "kuranAyetNo" : "5164", "not1" : "*Büyük bir iğrençliktir\/tiksinmedir.", "surahName" : "Saf", "sureNo" : "61" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Öyle ki Allah’adır belagatla647 hüccet625; öyle ki şayet dileseydi mutlak doğru yolu kılavuzlardı sizleri topluca.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 felillahi öyle ki Allah’adır فَلِلَّهِ - 3 l-huccetu hüccet الْحُجَّةُ حجج 4 l-baligatu belagat الْبَالِغَةُ بلغ 5 fe lev öyle ki şayet فَلَوْ - 6 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 7 lehedakum mutlak doğru yolu kılavuzlardı sizleri لَهَدَاكُمْ هدي 8 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "149", "id" : "1709", "kuranAyetNo" : "938", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve O'dur yapan sizleri yere halifeler65*;ve yükseltti bir kısmınızı bir kısım üzerine dereceler (-le); belalandırmak256 için sizleri sizlere verdiğinde; doğrusu (senin) Rabbin4 seridir akabinde**; ve doğrusu O (Allah) mutlak bir Gafûr’dur20; bir Rahîm’dir2.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve huve ve O'dur وَهُوَ - 2 llezi   الَّذِي - 3 cealekum yapandır sizleri جَعَلَكُمْ جعل 4 halaife halifeler خَلَائِفَ خلف 5 l-erdi yere الْأَرْضِ ارض 6 ve rafea ve yükseltti وَرَفَعَ رفع 7 bea'dekum bir kısmınızı بَعْضَكُمْ بعض 8 fevka üzerine فَوْقَ فوق 9 bea'din bir kısım بَعْضٍ بعض 10 deracatin dereceler (-le) دَرَجَاتٍ درج 11 liyebluvekum belalandırmak için sizleri لِيَبْلُوَكُمْ بلو 12 fi   فِي - 13 ma   مَا - 14 atakum verdiğinde sizlere اتَاكُمْ اتي 15 inne doğrusu إِنَّ - 16 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب 17 seriu seridir سَرِيعُ سرع 18 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب 19 ve innehu ve doğrusu O وَإِنَّهُ - 20 legafurun mutlak bir Gafûr’dur لَغَفُورٌ غفر 21 rahimun bir Rahîm’dir رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "165", "id" : "1730", "kuranAyetNo" : "954", "not1" : "*Homo Sapiensin (bilge insan) kendisinden önceki Homo türlerinin yerini alması. **Ardında.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "A L M S44", "ayetNo" : "1", "id" : "1742", "kuranAyetNo" : "955", "not1" : "*Elif, Lâm, Mim, Sâd.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Diyecekler şirk71 koşmuş kimseler: \"Şayet dileseydi Allah şirk71 koşmuş olmazdık; ve ne de babalarımız\/atalarımız; ve ne de haram kılmazdık hiçbir şeyi\"; işte böyledir; yalanladı kimseler onlardan önce; ta ki tattılar yıkımımızı; de ki: \"İndinizde\/yanınızda (var) mı hiç bir ilim*; öyle ki çıkarırsınız onu bize; ki tabi olursunuz ancak zanna314; ve ki sizler ancak farz edersiniz\/varsayarsınız**.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 seyekulu diyecekler سَيَقُولُ قول 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 eşraku şirk koştular أَشْرَكُوا شرك 4 lev şayet لَوْ - 5 şa'e dileseydi شَاءَ شيا 6 llahu Allah اللَّهُ - 7 ma değiliz مَا - 8 eşrakna şirk koşar أَشْرَكْنَا شرك 9 ve la ve ne de وَلَا - 10 aba'una babalarımız\/atalarımız ابَاؤُنَا ابو 11 ve la ve ne de وَلَا - 12 harramna haram kılmazdık حَرَّمْنَا حرم 13 min hiçbir مِنْ - 14 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 15 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 16 kezzebe yalanlayan كَذَّبَ كذب 17 ellezine kimler الَّذِينَ - 18 min   مِنْ - 19 kablihim onlardan önce قَبْلِهِمْ قبل 20 hatta ta ki حَتَّىٰ - 21 zaku tattılar ذَاقُوا ذوق 22 be'sena yıkımımızı بَأْسَنَا باس 23 kul de ki قُلْ قول 24 hel mi هَلْ - 25 indekum indinizde\/yanınızda عِنْدَكُمْ عند 26 min hiç مِنْ - 27 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم 28 fetuhricuhu öyle ki çıkarırsınız فَتُخْرِجُوهُ خرج 29 lena bize لَنَا - 30 in ki إِنْ - 31 tettebiune tabi olursunuz تَتَّبِعُونَ تبع 32 illa ancak إِلَّا - 33 z-zenne zanna الظَّنَّ ظنن 34 ve in ve ki وَإِنْ - 35 entum sizler أَنْتُمْ - 36 illa ancak إِلَّا - 37 tehrusune farz edersiniz\/varsayarsınız تَخْرُصُونَ خرص", "ayetNo" : "148", "id" : "1708", "kuranAyetNo" : "937", "not1" : "*Gerçek\/hak ilme dayandırılmayan şeyler zandır; varsayımdır. **Müşriklerin özelliğini Rabbimiz bizlere göstermektedir. Zan içeren şeyleri din farz eden, din varsayan kimselerin tamamı müşriktir. Sadece Kur'an demeyen ancak kendini Muhammedî sanan herkes müşriktir.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve oturmayın her bir yola (ki) vaat edersiniz ve engelleyip çevirirsiniz Allah'ın yolundan336 onunla iman47 etmiş kimseyi; ve aranırsınız\/bakınırsınız ona* bir eğrilik; ve zikredin78 biraz\/az olduğunuz zamanı; öyle ki çoğalttı sizleri; ve bakın nasıl oldu akıbetleri** fesat265 çıkaranların.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la   وَلَا - 2 tek'udu ve oturmayın تَقْعُدُوا قعد 3 bikulli herbir بِكُلِّ كلل 4 siratin yola صِرَاطٍ صرط 5 tuidune vaat edersiniz تُوعِدُونَ وعد 6 ve tesuddune ve engelleyip çevirirsiniz وَتَصُدُّونَ صدد 7 an   عَنْ - 8 sebili yolundan سَبِيلِ سبل 9 llahi Allah اللَّهِ - 10 men kimseyi مَنْ - 11 amene iman etmiş امَنَ امن 12 bihi onunla بِهِ - 13 ve tebguneha ve aranırsınız\/bakınırsınız ona وَتَبْغُونَهَا بغي 14 ivecen bir eğrilik عِوَجًا عوج 15 vezkuru ve zikredin وَاذْكُرُوا ذكر 16 iz zaman إِذْ - 17 kuntum olduğunuz كُنْتُمْ كون 18 kalilen bir az قَلِيلًا قلل 19 fe kesserakum öyle ki çoğalltı sizleri فَكَثَّرَكُمْ كثر 20 venzuru ve bakın وَانْظُرُوا نظر 21 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 22 kane oldu كَانَ كون 23 aakibetu akıbetleri عَاقِبَةُ عقب 24 l-mufsidine fesat çıkaranların الْمُفْسِدِينَ فسد", "ayetNo" : "86", "id" : "1799", "kuranAyetNo" : "1040", "not1" : "*Yüce Allah'ın ayetine. Kutsal kitaplarda bulunan ayetler. **Ardından gelen durumları.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ki dersiniz*: \"Ancak; indirildi kitap** bizden önceki iki tayfa\/grup*** üzerine; ve ki (bizler) olduk onların dersi**** hakkında mutlak gâfiller310.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 en ki أَنْ - 2 tekulu dersiniz تَقُولُوا قول 3 innema ancak إِنَّمَا - 4 unzile indirildi أُنْزِلَ نزل 5 l-kitabu kitap الْكِتَابُ كتب 6 ala üzerine عَلَىٰ - 7 taifeteyni iki tayfa\/grup طَائِفَتَيْنِ طوف 8 min   مِنْ - 9 kablina bizden önceki قَبْلِنَا قبل 10 ve in ve ki وَإِنْ - 11 kunna olduk كُنَّا كون 12 an hakkında عَنْ - 13 dirasetihim onların dersi دِرَاسَتِهِمْ درس 14 legafiline mutlak gafiller لَغَافِلِينَ غفل", "ayetNo" : "156", "id" : "1722", "kuranAyetNo" : "945", "not1" : "***Diyecek olanlar Kur'an'ın inişine tanık olan kimselerdir. O kimselerin bulunduğu bölgede daha önceden kendilerine kutsal kitap indirilmiş iki grup vardı. **Kutsal kitap. ***Yahudiler ve Hristiyanlar. ****Çalışma, öğrenme.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Gelin; okuyayım Rabbinizin4 haram kıldığını üzerinize; ki şirk71 koşmayın O’na bir şeyi; ve ana babayadır bir ihsan\/güzellik; ve katletmeyin35 evlatlarınızı yoksulluktan; biz rızıklandırırız onları; onlaradır (o rızık); yaklaşmayın fahişeliklere490 açılmışa ondan ve gizlenmişe; ve katletmeyin35 nefsi201 ki (o) haram ettiğidir649 Allah'ın hakla* (olması) dışında; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere bunu; belki sizler akledersiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 teaalev gelin تَعَالَوْا علو 3 etlu okurum أَتْلُ تلو 4 ma   مَا - 5 harrame haram kıldığını حَرَّمَ حرم 6 rabbukum Rabbinizin رَبُّكُمْ ربب 7 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 8 ella ki أَلَّا - 9 tuşriku şirk koşmayın تُشْرِكُوا شرك 10 bihi O’na بِهِ - 11 şey'en bir şeyi شَيْئًا شيا 12 ve bil-valideyni ve ana babaya وَبِالْوَالِدَيْنِ ولد 13 ihsanen bir ihsan إِحْسَانًا حسن 14 ve la ve وَلَا - 15 tektulu katletmeyin تَقْتُلُوا قتل 16 evladekum evlatlarınızı أَوْلَادَكُمْ ولد 17 min   مِنْ - 18 imlakin yoksulluktan إِمْلَاقٍ ملق 19 nehnu biz نَحْنُ - 20 nerzukukum rızıklandırırız onları نَرْزُقُكُمْ رزق 21 ve iyyahum ve onlaradır وَإِيَّاهُمْ - 22 ve la   وَلَا - 23 tekrabu yaklaşmayın تَقْرَبُوا قرب 24 l-fevahişe fahişeliklere الْفَوَاحِشَ فحش 25 ma   مَا - 26 zehera açılana ظَهَرَ ظهر 27 minha ondan مِنْهَا - 28 ve ma ve  وَمَا - 29 betane gizlenene بَطَنَ بطن 30 ve la   وَلَا - 31 tektulu ve katletmeyin تَقْتُلُوا قتل 32 n-nefse nefsi النَّفْسَ نفس 33 lleti ki  الَّتِي - 34 harrame haram ettiğidir حَرَّمَ حرم 35 llahu Allah'ın اللَّهُ - 36 illa dışında إِلَّا - 37 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 38 zalikum işte sizlere ذَٰلِكُمْ - 39 vessakum vasiyet etti (Allah) وَصَّاكُمْ وصي 40 bihi bunu بِهِ - 41 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 42 tea'kilune akledersiniz تَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "151", "id" : "1714", "kuranAyetNo" : "940", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Kimselerdir (ki) edindiler dinlerini122 bir oyun\/oyalanma ve bir laubalilik669; ve aldattı onları dünya hayatı; ve o gün unuturuz onları unuttukları gibi karşılaşmayı bu* günlerine; ve ayetlerimizle454 cihat\/mücadele eder olduklarına (karşı).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimselerdir (ki) الَّذِينَ - 2 ttehazu edindiler اتَّخَذُوا اخذ 3 dinehum dinlerini دِينَهُمْ دين 4 lehven bir oyun\/oyalanma لَهْوًا لهو 5 veleiben ve laubalilik وَلَعِبًا لعب 6 ve garrathumu ve aldattı onları وَغَرَّتْهُمُ غرر 7 l-hayatu hayatı الْحَيَاةُ حيي 8 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 9 felyevme ve o gün فَالْيَوْمَ يوم 10 nensahum unuturuz onları نَنْسَاهُمْ نسي 11 kema gibi كَمَا - 12 nesu unuttukları نَسُوا نسي 13 lika'e karşılaşmayı لِقَاءَ لقي 14 yevmihim günlerine يَوْمِهِمْ يوم 15 haza bu هَٰذَا - 16 ve ma ve وَمَا - 17 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 18 biayatina ayetlerimizle بِايَاتِنَا ايي 19 yechadune cihat etmeleri يَجْحَدُونَ جحد", "ayetNo" : "51", "id" : "1770", "kuranAyetNo" : "1005", "not1" : "*Din günündeki durumları.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "İşte bu; emridir Allah'ın; indirdi onu üzerinize; ve kim takvalı21 olur Allah’a; kâfirlik498 eder (Allah) ondan kötülükleri onun; ve azîmleştirir* ona ecri\/karşılığı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike işte bu; ذَٰلِكَ - 2 emru emridir أَمْرُ امر 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 enzelehu indirdi onu أَنْزَلَهُ نزل 5 ileykum üzerinize إِلَيْكُمْ - 6 ve men ve kim وَمَنْ - 7 yetteki takvalı olur يَتَّقِ وقي 8 llahe Allah’a اللَّهَ - 9 yukeffir kâfirlik eder يُكَفِّرْ كفر 10 anhu ondan عَنْهُ - 11 seyyiatihi kötülüklerini onun سَيِّئَاتِهِ سوا 12 ve yua'zim ve azimleştirir وَيُعْظِمْ عظم 13 lehu ona لَهُ - 14 ecran ecri أَجْرًا اجر", "ayetNo" : "5", "id" : "1733", "kuranAyetNo" : "5220", "not1" : "*Büyütür, azametli kılar.", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Onun* tevili401 dışındakine** mi bakarlar? Gün*** (ki) gelir onun tevili401; der onu önceden nesh etmiş\/unutmuş**** kimseler: \"Muhakkak gelmiş Rabbimizin4 resûlleri418 hakla\/gerçekle; öyle ki olur mu bizlere şefâatçiler114? Öyle ki şefâat114 ederler bizlere ya da geri döndürülürüz*****; öyle ki yaparız olmaksızın yapar olmuş olduğumuzu\"; muhakkak hüsrana uğrattılar kendi nefislerini201 ve saptı****** onlardan iftira402 atar\/uydurur oldukları.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hel mı? هَلْ - 2 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر 3 illa dışında إِلَّا - 4 te'vilehu tevili onun تَأْوِيلَهُ اول 5 yevme gündür يَوْمَ يوم 6 ye'ti gelir يَأْتِي اتي 7 te'viluhu tevili onun تَأْوِيلُهُ اول 8 yekulu der يَقُولُ قول 9 ellezine kimseler الَّذِينَ - 10 nesuhu unuttu onu نَسُوهُ نسي 11 min   مِنْ - 12 kablu önceden قَبْلُ قبل 13 kad muhakkak قَدْ - 14 ca'et gelmiş جَاءَتْ جيا 15 rusulu resûlleri رُسُلُ رسل 16 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب 17 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 18 fehel öyle ki olur mu? فَهَلْ - 19 lena bizlere لَنَا - 20 min   مِنْ - 21 şufeaa'e şefaatçiler شُفَعَاءَ شفع 22 feyeşfeu öyleki şefaat ederler فَيَشْفَعُوا شفع 23 lena bizlere لَنَا - 24 ev ya da أَوْ - 25 nuraddu geri döndürülürüz نُرَدُّ ردد 26 fenea'mele öyle ki yaparız فَنَعْمَلَ عمل 27 gayra olmaksızın غَيْرَ غير 28 llezi o ki الَّذِي - 29 kunna olduk كُنَّا كون 30 nea'melu yaparız نَعْمَلُ عمل 31 kad muhakkak قَدْ - 32 hasiru hüsrana uğrattılar خَسِرُوا خسر 33 enfusehum kendi nefislerini أَنْفُسَهُمْ نفس 34 ve delle ve saptı  وَضَلَّ ضلل 35 anhum onlardan عَنْهُمْ - 36 ma   مَا - 37 kanu oldukları كَانُوا كون 38 yefterune iftira atarlar\/uydururlar يَفْتَرُونَ فري", "ayetNo" : "53", "id" : "1772", "kuranAyetNo" : "1007", "not1" : "*Kur'an'ın. **Kur'an ayetleri ortadayken onun tevilini ilimle\/bilimle yapacaklarına tamamı zan olan, uyduruk, şeytân öğretileri olan söylentilere\/hadislerle bakınırlar. ***Din günü Kur'an'ın gerçek tevili gelir ve hata yaptıklarını anlarlar. ****Ayetleri söylentilerle\/hadislerle nesh edenler\/unutanlar. *****Dünya hayatına döndürülsek. ******Yüce Allah'a ve resûllerine karşı uydurulan binlerce hadisin\/söylentinin doğru olmadığı ortaya çıktı.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve şunlar ki kadınlarınızdan (ki) umudunu kestiler hayız656 olmaktan; eğer şüphelendiyseniz öyle ki iddetleri655 onların üç aydır; ve şunlar (da) (şu kadınlar da) ki asla hayız656 olmazlar; ve hamileler olanların eceli ki bırakmalarıdır kendi yüklerini; ve kim takvalı oldu Allah’a yapar ona emrinde\/işinde bir kolaylık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellai ve şunlar (kadınlar) ki وَاللَّائِي - 2 yeisne umudunu kestiler يَئِسْنَ ياس 3 mine   مِنَ - 4 l-mehidi hayız olmaktan الْمَحِيضِ حيض 5 min   مِنْ - 6 nisaikum kadınlarınızdan نِسَائِكُمْ نسو 7 ini eğer إِنِ - 8 rtebtum şüphelendiyseniz ارْتَبْتُمْ ريب 9 feiddetuhunne öyle ki iddetleri onların فَعِدَّتُهُنَّ عدد 10 selasetu üç ثَلَاثَةُ ثلث 11 eşhurin aydır أَشْهُرٍ شهر 12 vellai ve şunlar (kadınlar) ki وَاللَّائِي - 13 lem asla لَمْ - 14 yehidne hayız olmazlar يَحِضْنَ حيض 15 ve ulatu ve olanların وَأُولَاتُ اول 16 l-ehmali hamileler الْأَحْمَالِ حمل 17 eceluhunne eceli onların (kadınların) أَجَلُهُنَّ اجل 18 en ki أَنْ - 19 yedea'ne bırakmalarıdır يَضَعْنَ وضع 20 hamlehunne kendi yüklerini حَمْلَهُنَّ حمل 21 ve men ve kim وَمَنْ - 22 yetteki takvalı oldu يَتَّقِ وقي 23 llahe Allah’a اللَّهَ - 24 yec'al yapar يَجْعَلْ جعل 25 lehu ona لَهُ - 26 min   مِنْ - 27 emrihi emrinde\/işinde أَمْرِهِ امر 28 yusran bir kolaylık يُسْرًا يسر", "ayetNo" : "4", "id" : "1732", "kuranAyetNo" : "5219", "not1" : "", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Ya da dersiniz: \"Şayet ki bize; indirilseydi bize kitap*; mutlak olurduk onlardan daha doğru yola kılavuzlu; öyle ki muhakkak geldi sizlere bir beyanat620 Rabbinizden4; ve bir doğru yola kılavuz ve bir rahmet271; öyle ki kim daha zalimdir257 kimseden (ki) yalanladı Allah'ın ayetlerini454 ve yüz çevirdi\/kaçındı ondan**; cezalandıracağız ayetlerimizden454 yüz çeviren\/kaçınan kimseleri kötü bir azap (-la); yüz çevirir\/kaçınır olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ev ya da أَوْ - 2 tekulu dersiniz تَقُولُوا قول 3 lev şayet لَوْ - 4 enna ki biz أَنَّا - 5 unzile indirilseydi أُنْزِلَ نزل 6 aleyna bize عَلَيْنَا - 7 l-kitabu Kitap الْكِتَابُ كتب 8 lekunna mutlak olurduk لَكُنَّا كون 9 ehda daha doğru yola kılavuzlu أَهْدَىٰ هدي 10 minhum onlardan مِنْهُمْ - 11 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 12 ca'ekum geldi sizlere جَاءَكُمْ جيا 13 beyyinetun bir beyanat بَيِّنَةٌ بين 14 min   مِنْ - 15 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 16 ve huden ve doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي 17 ve rahmetun ve bir rahmet وَرَحْمَةٌ رحم 18 femen öyle ki kim فَمَنْ - 19 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم 20 mimmen kimseden مِمَّنْ - 21 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب 22 biayati ayetlerini بِايَاتِ ايي 23 llahi Allah'ın اللَّهِ - 24 ve sadefe ve yüz çevirdi\/kaçındı وَصَدَفَ صدف 25 anha ondan عَنْهَا - 26 seneczi cezalandıracağız سَنَجْزِي جزي 27 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 28 yesdifune yüz çevirirler\/kaçınırlar يَصْدِفُونَ صدف 29 an   عَنْ - 30 ayatina ayetlerimizden ايَاتِنَا ايي 31 su'e kötü سُوءَ سوا 32 l-azabi azabın الْعَذَابِ عذب 33 bima   بِمَا - 34 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 35 yesdifune yüz çevirirler\/kaçınırlar يَصْدِفُونَ صدف", "ayetNo" : "157", "id" : "1723", "kuranAyetNo" : "946", "not1" : "*Kutsal kitap. **Ayetten.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve deveden iki; ve sığırdan iki; de ki: \"İki erkeği (erkek deveyi ve erkek sığırı) mi haram kıldı (Allah) yoksa iki dişiyi (dişi deveyi ve dişi sığırı) mi? yoksa iki dişinin (dişi devenin ve dişi sığırın) rahimlerinin üzerini sarıp kapsadığını mı? Yoksa oldunuz (mu) sizler şahitler\/tanıklar vasiyet ettiği zaman Allah'ın bunu*; öyle ki kimdir daha zalim257 kimseden (ki) iftira attı402 Allah'a karşı bir yalan; dalalete128 düşürmek için insanları olmaksızın bir ilim**; doğrusu Allah doğru yola kılavuzlamaz*** zalimler257 kavmini\/toplumunu.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve mine ve وَمِنَ - 2 l-ibili deveden الْإِبِلِ ابل 3 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني 4 ve mine ve  وَمِنَ - 5 l-bekari sığırdan الْبَقَرِ بقر 6 sneyni iki اثْنَيْنِ ثني 7 kul de ki قُلْ قول 8 azzekerayni iki erkeği (erkek deve ve erkek sığır) الذَّكَرَيْنِ ذكر 9 harrame haram kıldı (Allah) حَرَّمَ حرم 10 emi yoksa أَمِ - 11 l-unseyeyni iki dişiyi mi (dişi deve ve dişi sığır) الْأُنْثَيَيْنِ انث 12 emma yoksa أَمَّا - 13 ştemelet sarıp kapsadığını اشْتَمَلَتْ شمل 14 aleyhi üzerini عَلَيْهِ - 15 erhamu rahimlerin أَرْحَامُ رحم 16 l-unseyeyni iki dişinin (dişi devenin ve dişi sığırın) الْأُنْثَيَيْنِ انث 17 em yoksa أَمْ - 18 kuntum oldunuz كُنْتُمْ كون 19 şuheda'e şahitler\/tanıklar شُهَدَاءَ شهد 20 iz   إِذْ - 21 vessakumu vasiyet ettiği zaman وَصَّاكُمُ وصي 22 llahu Allah'ın اللَّهُ - 23 bihaza bununla بِهَٰذَا - 24 femen öyle ki kimdir فَمَنْ - 25 ezlemu daha zalim أَظْلَمُ ظلم 26 mimmeni kimseden مِمَّنِ - 27 ftera iftira atan افْتَرَىٰ فري 28 ala karşı عَلَى - 29 llahi Allah'a اللَّهِ - 30 keziben bir yalan كَذِبًا كذب 31 liyudille dalalete düşürmek için لِيُضِلَّ ضلل 32 n-nase insanları النَّاسَ نوس 33 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 34 ilmin bir ilim عِلْمٍ علم 35 inne doğrusu إِنَّ - 36 llahe Allah اللَّهَ - 37 la   لَا - 38 yehdi doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِي هدي 39 l-kavme topluluğu الْقَوْمَ قوم 40 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "144", "id" : "1704", "kuranAyetNo" : "933", "not1" : "*Haram etmesine tanık mı oldunuz? **Uyduruk, tamamı zan olan hadislerle Yüce Allah'a iftira attılar. İnsanları saptırdılar. Müşriklerin yani şirk koşanların tamamı zalimdir. ***Müşriklerin hakim olduğu bir topluma asla doğru yola kılavuzlanmaz. Her daim sefillik içindelerdir. Refaha asla kavuşamazlar.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Allah (ki) yaratandır yedi gökleri161 ve yerden mislini\/benzerini onların*; iner emir** onların arasında; bilmeniz içindir*** ki Allah her bir şey üzerine bir Kadîr'dir177; ve ki Allah muhakkak sardı\/kuşattı her bir şeyi bir ilim**** (-le).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 allahu Allah اللَّهُ - 2 llezi   الَّذِي - 3 haleka yaratandır خَلَقَ خلق 4 seb'a yedi سَبْعَ سبع 5 semavatin gökleri سَمَاوَاتٍ سمو 6 ve mine   وَمِنَ - 7 l-erdi ve yerden الْأَرْضِ ارض 8 mislehunne mislini onların مِثْلَهُنَّ مثل 9 yetenezzelu iner يَتَنَزَّلُ نزل 10 l-emru emri الْأَمْرُ امر 11 beynehunne onların arasında بَيْنَهُنَّ بين 12 litea'lemu bilmeniz için لِتَعْلَمُوا علم 13 enne ki أَنَّ - 14 llahe Allah اللَّهَ - 15 ala üzerine عَلَىٰ - 16 kulli her bir كُلِّ كلل 17 şey'in şey شَيْءٍ شيا 18 kadirun bir kadirdir قَدِيرٌ قدر 19 ve enne ve ki وَأَنَّ - 20 llahe Allah اللَّهَ - 21 kad muhakkak قَدْ - 22 ehata sardı\/kuşattı (Allah) أَحَاطَ حوط 23 bikulli herbir بِكُلِّ كلل 24 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 25 ilmen bir ilim (-le) عِلْمًا علم", "ayetNo" : "12", "id" : "1740", "kuranAyetNo" : "5227", "not1" : "*Çoğul dişil gelmiştir. Yedi göklerin çoğulu ve yerin çoğulu. Hem gökleri, hem yeri hem de her ikisini işaret edebilir. Anlarız ki çoklu gökler (atmosferlere sahip yerler\/gezegenler) içeren başka Güneş sistemleri işaret edilmiştir. Galaksimizde 400 milyar yıldızın etrafında dönen çok sayıda yer\/gezegen gökleriyle (atmosferleriyle) birlikte dönmektedir.   **Bu gezegenlerin atmosferleri de aktiftir. Emir\/işler Yüce Allah'ın dilediği şekilde ilerler. Tıpkı sizin Dünya gezegeninizdeki gibi. Atmosfer ve yer arasında emir\/işler sürekli akar. ***Eğer ki ilimle ve bilimle bunları görürseniz Yüce Allah'ın nasıl bir ölçü koyduğunu anlarsınız. ****Yüce Allah bizlere ilmi işaret etmektedir. Yüce Allah'ın kendisine ilmi artırdığı kimseler bu yedi gökler ve yerden benzerlerindeki ölçüye  tanık olur.", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Ve boşalttık yağmuru üzerlerine bir boşalmış yağmur (-la); öyle ki bak nasıl oldu akibeti mücrimlerin674.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve emtarna ve boşalttık yağmuru وَأَمْطَرْنَا مطر 2 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 3 metaran bir boşalmış yağmur (-la) مَطَرًا مطر 4 fenzur öyle ki bak فَانْظُرْ نظر 5 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 6 kane oldu كَانَ كون 7 aakibetu akbeti عَاقِبَةُ عقب 8 l-mucrimine mücrimlerin الْمُجْرِمِينَ جرم", "ayetNo" : "84", "id" : "1797", "kuranAyetNo" : "1038", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kurtardık onu* ve ahalisini568 karısı\/kadını dışında; oldu (karısı\/kadını) geride kalanlardan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feenceynahu öyle ki kurtardık onu فَأَنْجَيْنَاهُ نجو 2 ve ehlehu ve ahalisini وَأَهْلَهُ اهل 3 illa dışında إِلَّا - 4 mraetehu karısı امْرَأَتَهُ مرا 5 kanet oldu كَانَتْ كون 6 mine   مِنَ - 7 l-gabirine geride kalanlardan الْغَابِرِينَ غبر", "ayetNo" : "83", "id" : "1796", "kuranAyetNo" : "1037", "not1" : "*Lût'u.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi mele364 (ki) (Hûd'un) kavminden\/toplumundan kâfirlik etmiş kimselerdendir: \"Doğrusu biz mutlak görürüz seni bir sefâhat670 içinde; ve doğrusu biz mutlak zannederiz seni yalancılardan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 l-meleu melesi الْمَلَأُ ملا 3 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 4 keferu kâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 5 min   مِنْ - 6 kavmihi kavminden قَوْمِهِ قوم 7 inna doğrusu biz إِنَّا - 8 lenerake mutlak görürüz seni لَنَرَاكَ راي 9 fi içinde فِي - 10 sefahetin bir sefahat سَفَاهَةٍ سفه 11 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا - 12 lenezunnuke mutlak zannederiz seni  لَنَظُنُّكَ ظنن 13 mine   مِنَ - 14 l-kazibine yalancılardansın الْكَاذِبِينَ كذب", "ayetNo" : "66", "id" : "1779", "kuranAyetNo" : "1020", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve iyi\/hoş belde (ki) çıkar onun bitkisi onun (beldenin) Rabbinin4 izniyle; ve habisin\/kötünün (ise) çıkmaz az veren\/haşin (olan) dışında; işte böyledir; yönlendiririz ayetleri287 şükreder43 bir kavme\/topluma.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velbeledu ve beldenin وَالْبَلَدُ بلد 2 t-tayyibu iyi\/hoş الطَّيِّبُ طيب 3 yehrucu çıkar يَخْرُجُ خرج 4 nebatuhu bitkisi onun نَبَاتُهُ نبت 5 biizni izniyle بِإِذْنِ اذن 6 rabbihi onun (beldenin) Rabbinin رَبِّهِ ربب 7 vellezi ve وَالَّذِي - 8 habuse habisin\/kötünün خَبُثَ خبث 9 la   لَا - 10 yehrucu çıkmaz يَخْرُجُ خرج 11 illa dışında إِلَّا - 12 nekiden az veren\/haşin نَكِدًا نكد 13 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 14 nusarrifu yönlendiririz نُصَرِّفُ صرف 15 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 16 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 17 yeşkurune şükrederler يَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "58", "id" : "1777", "kuranAyetNo" : "1012", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve olmuş değildi onun (Lût'un) kavminin\/toplumunun cevabı dışında ki dediler: \"Çıkarın onları kentinizden; doğrusu onlar temizlenir insanlardır.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değildi وَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 cevabe cevabı جَوَابَ جوب 4 kavmihi onun kavminin قَوْمِهِ قوم 5 illa dışında إِلَّا - 6 en ki أَنْ - 7 kalu dediler قَالُوا قول 8 ehricuhum çıkarın ınları أَخْرِجُوهُمْ خرج 9 min   مِنْ - 10 karyetikum kentinizden قَرْيَتِكُمْ قري 11 innehum doğrusu onlar إِنَّهُمْ - 12 unasun insanlardır أُنَاسٌ انس 13 yetetahherune temizlenirler يَتَطَهَّرُونَ طهر", "ayetNo" : "82", "id" : "1795", "kuranAyetNo" : "1036", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Tesbih57 etti Allah'ı göklerdeki162 ve yerdeki; ve O Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 sebbeha tesbih etti سَبَّحَ سبح 2 lillahi Allah'ı لِلَّهِ - 3 ma   مَا - 4 fi   فِي - 5 s-semavati göklerdeki السَّمَاوَاتِ سمو 6 ve ma ve وَمَا - 7 fi   فِي - 8 l-erdi yerdeki الْأَرْضِ ارض 9 ve huve ve O وَهُوَ - 10 l-azizu Azîz’dir الْعَزِيزُ عزز 11 l-hakimu Hakîm’dir الْحَكِيمُ حكم", "ayetNo" : "1", "id" : "1711", "kuranAyetNo" : "5162", "not1" : "", "surahName" : "Saf", "sureNo" : "61" }, { "ayetIe" : "Ve Âd’a* (da) kardeşleri Hûd'u; dedi: \"Ey kavmim\/toplumum! Kulluk edin Allah'a; yoktur sizlere hiçbir ilâh74 O’dan başka; öyle ki takvalı21 olmaz mısınız?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ila ve  وَإِلَىٰ - 2 aadin Ad’a عَادٍ عود 3 ehahum kardeşleri أَخَاهُمْ اخو 4 huden Hud'u هُودًا هود 5 kale dedi  قَالَ قول 6 ya kavmi ey kavmim\/toplumum يَا قَوْمِ قوم 7 a'budu kulluk edin اعْبُدُوا عبد 8 llahe Allah'a اللَّهَ - 9 ma yoktur مَا - 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 min hiçbir مِنْ - 12 ilahin ilâh إِلَٰهٍ اله 13 gayruhu O’dan başka غَيْرُهُ غير 14 efela öyle ki  أَفَلَا - 15 tettekune takvalı olmaz mısınız تَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "65", "id" : "1778", "kuranAyetNo" : "1019", "not1" : "*Âd kavmi.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Adetledi* Allah onlara şiddetli bir azabı; öyle ki takvalı21 olun Allah’a ey elbâb88 sahipleri; iman47 etmiş kimseler! Muhakkak indirdi Allah üzerinize bir zikir78.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eadde adetledi أَعَدَّ عدد 2 llahu Allah اللَّهُ - 3 lehum onlara لَهُمْ - 4 azaben bir azab عَذَابًا عذب 5 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد 6 fetteku öyle ki takvalı olun فَاتَّقُوا وقي 7 llahe Allah’a اللَّهَ - 8 ya uli ey  يَا أُولِي اول 9 l-elbabi mantık sahipleri الْأَلْبَابِ لبب 10 ellezine kimseler الَّذِينَ - 11 amenu iman ettiler امَنُوا امن 12 kad muhakkak قَدْ - 13 enzele indirdi أَنْزَلَ نزل 14 llahu Allah اللَّهُ - 15 ileykum üzerinize إِلَيْكُمْ - 16 zikran bir zikir ذِكْرًا ذكر", "ayetNo" : "10", "id" : "1738", "kuranAyetNo" : "5225", "not1" : "*Sayısı belli olarak, ardışık gelecek şekilde. ", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Doğrusu beni; doğru yola kılavuzladı beni Rabbim4; dosdoğru bir yola124 doğru; kıyam\/dikili\/doğru bir dine122*; bir hanîf117 (olan) İbrahim'in milletine301 ve olmuş değildi (İbrahim) müşriklerden36.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 inneni doğrusu beni إِنَّنِي - 3 hedani doğru yola kılavuzladı beni هَدَانِي هدي 4 rabbi Rabbim رَبِّي ربب 5 ila karşı إِلَىٰ - 6 siratin bir yola صِرَاطٍ صرط 7 mustekimin dosdoğru مُسْتَقِيمٍ قوم 8 dinen bir din (olarak) دِينًا دين 9 kiyemen kıyam\/dikilmiş  قِيَمًا قوم 10 millete milletine مِلَّةَ ملل 11 ibrahime İbrahim'in إِبْرَاهِيمَ - 12 hanifen bir hanif (olan) حَنِيفًا حنف 13 ve ma ve وَمَا - 14 kane olmuş değildi o كَانَ كون 15 mine   مِنَ - 16 l-muşrikine müşriklerden الْمُشْرِكِينَ شرك", "ayetNo" : "161", "id" : "1727", "kuranAyetNo" : "950", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dedi büyüklenmiş\/kibirlenmiş kimseler: \"Doğrusu bizler onunla iman47 ettiğinize kâfirleriz25.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 stekberu büyüklenmiş\/kibirlenmiş اسْتَكْبَرُوا كبر 4 inna doğrusu bizler إِنَّا - 5 billezi'   بِالَّذِي - 6 amentum iman ettiğinize امَنْتُمْ امن 7 bihi onunla بِهِ - 8 kafirune kâfirleriz كَافِرُونَ كفر", "ayetNo" : "76", "id" : "1789", "kuranAyetNo" : "1030", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Niçin dersiniz* faaliyete geçirmediğinizi.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 lime niçin? لِمَ - 5 tekulune dersiniz تَقُولُونَ قول 6 ma   مَا - 7 la   لَا - 8 tef'alune faaliyete geçirmediğinizi تَفْعَلُونَ فعل", "ayetNo" : "2", "id" : "1710", "kuranAyetNo" : "5163", "not1" : "*Gerçek müminler öyledikleri şeyleri faaliyete geçirirler. Boş sözler söylemezler. Tabiri caizse lafla peynir gemisi yürütmezler.  ", "surahName" : "Saf", "sureNo" : "61" }, { "ayetIe" : "Ve nicedir bir kentten (ki) helak ettik onu*; öyle ki geldi ona* perişanlığımız\/ızdırabımız** geceleyin ya da onlar gündüz kestirenler*** (-ken).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kem ve nicedir وَكَمْ - 2 min   مِنْ - 3 karyetin bir kentten قَرْيَةٍ قري 4 ehleknaha helak ettik onu أَهْلَكْنَاهَا هلك 5 fe ca'eha öyle ki geldi ona فَجَاءَهَا جيا 6 be'suna perişanlığımız\/ızdırabımız بَأْسُنَا باس 7 beyaten geceleyin بَيَاتًا بيت 8 ev ya da أَوْ - 9 hum onlar هُمْ - 10 kailune gündüz kestirenler قَائِلُونَ قيل", "ayetNo" : "4", "id" : "1745", "kuranAyetNo" : "958", "not1" : "*Kenti, kente. **Izdırap, perişanlık veren bir helakımız. ***Gündüz vakti uyuklarlarken.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve bu bir kitaptır* (ki) indirdik onu* bir mübarek271 (olarak); öyle ki tabi olun ona*; ve takvalı479 olun; belki sizler rahmet271 edilirsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve haza ve bu وَهَٰذَا - 2 kitabun bir kitaptır كِتَابٌ كتب 3 enzelnahu indirdik onu أَنْزَلْنَاهُ نزل 4 mubarakun bir mübarek (olarak) مُبَارَكٌ برك 5 fettebiuhu öyle ki tabi olun ona فَاتَّبِعُوهُ تبع 6 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 7 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 8 turhamune rahmet edilirsiniz تُرْحَمُونَ رحم", "ayetNo" : "155", "id" : "1719", "kuranAyetNo" : "944", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; ve büyüklendiler663 ona*; işte bunlar; ashâbıdır194 ateş; onlar orada ölümsüzlerdir185.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 3 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 4 vestekberu ve büyüklendiler وَاسْتَكْبَرُوا كبر 5 anha ona عَنْهَا - 6 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 7 eshabu ashabıdır أَصْحَابُ صحب 8 n-nari ateş النَّارِ نور 9 hum onlar هُمْ - 10 fiha orada فِيهَا - 11 halidune ölümsüzlerdir خَالِدُونَ خلد", "ayetNo" : "36", "id" : "1756", "kuranAyetNo" : "990", "not1" : "*Ayete.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ey Âdemoğulları692! Bu esnada mutlak gelir sizlere bir resûl418 sizlerden; kıssalaştırır430 sizlere ayetlerimi454; öyle ki kim takvalı21 oldu ve ıslah316 oldu; öyle ki olmaz bir korku üzerlerine; ve olmaz onlar hüzünlenirler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya beni ey oğulları يَا بَنِي بني 2 ademe Adem ادَمَ - 3 imma bu esnada إِمَّا - 4 ye'tiyennekum mutlak gelir sizlere يَأْتِيَنَّكُمْ اتي 5 rusulun bir resûl رُسُلٌ رسل 6 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 7 yekussune kıssalaştırır يَقُصُّونَ قصص 8 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 9 ayati ayetlerimi ايَاتِي ايي 10 femeni öyle ki kim فَمَنِ - 11 tteka takvalı oldu اتَّقَىٰ وقي 12 ve esleha ve ıslah oldu وَأَصْلَحَ صلح 13 fela öyle ki olmaz فَلَا - 14 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 15 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 16 ve la ve olmaz وَلَا - 17 hum onlar هُمْ - 18 yehzenune hüzünlenirler يَحْزَنُونَ حزن", "ayetNo" : "35", "id" : "1755", "kuranAyetNo" : "989", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ey nebi132! Boşadığınız zaman kadınları; öyle ki boşayın onları iddetleri652 için*, ve hesaplayın iddeti652; ve takvalı olun Allah’a; Rabbinize4; çıkarmayın onları evlerinden; ve çıkmasınlar (onlar da); dışında ki gelirler apaçık (olmuş) bir fahişelikle490; ve işte şu; hudutlarıdır Allah'ın; ve kim taştı hudutlarını Allah'ın; öyle ki muhakkak zulmetti257 kendi nefsine201 farkına varmaksızın; belki Allah söyler\/ortaya çıkarır bunun sonrası bir emir**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 n-nebiyyu nebi النَّبِيُّ نبا 3 iza zaman إِذَا - 4 tallektumu boşadığınız zaman طَلَّقْتُمُ طلق 5 n-nisa'e kadınları النِّسَاءَ نسو 6 fetallikuhunne öyle ki boşayın onları فَطَلِّقُوهُنَّ طلق 7 liiddetihinne iddetlerinde  لِعِدَّتِهِنَّ عدد 8 ve ehsu ve hesaplayın وَأَحْصُوا حصي 9 l-iddete iddeti الْعِدَّةَ عدد 10 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 11 llahe Allah’a اللَّهَ - 12 rabbekum Rabbinize رَبَّكُمْ ربب 13 la   لَا - 14 tuhricuhunne çıkarmayın onları تُخْرِجُوهُنَّ خرج 15 min   مِنْ - 16 buyutihinne evlerinden بُيُوتِهِنَّ بيت 17 ve la ve وَلَا - 18 yehrucne çıkmasınlar يَخْرُجْنَ خرج 19 illa dışında إِلَّا - 20 en ki أَنْ - 21 ye'tine gelirler يَأْتِينَ اتي 22 bifahişetin bir fahişelikle بِفَاحِشَةٍ فحش 23 mubeyyinetin apaçık (olmuş) مُبَيِّنَةٍ بين 24 ve tilke ve işte şu وَتِلْكَ - 25 hududu hududlarıdır حُدُودُ حدد 26 llahi Allah'ın اللَّهِ - 27 ve men ve kim وَمَنْ - 28 yeteadde taştı يَتَعَدَّ عدو 29 hudude hududtlarını حُدُودَ حدد 30 llahi Allah'ın اللَّهِ - 31 fekad öyleki muhakkak فَقَدْ - 32 zeleme zulmetti ظَلَمَ ظلم 33 nefsehu kendi nefsine نَفْسَهُ نفس 34 la   لَا - 35 tedri farkına varmaksınız تَدْرِي دري 36 lealle belki لَعَلَّ - 37 llahe Allah اللَّهَ - 38 yuhdisu söyler\/ortaya çıkarır يُحْدِثُ حدث 39 bea'de sonrası بَعْدَ بعد 40 zalike bunun ذَٰلِكَ - 41 emran bir emir أَمْرًا امر", "ayetNo" : "1", "id" : "1720", "kuranAyetNo" : "5216", "not1" : "*İddet sürelerini gözeterek\/hesaplayarak boşayın. **Onların işleri artık Yüce Allah'adır. Dilediği gibi emreder.", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Öyle ki olmuş değildi çağrısı onların geldiği zaman ızdırabımız*; ancak ki dediler: \"Doğrusu bizler olmuşuz zalimler257.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fema öyle ki değildi فَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 dea'vahum çağıran onlar دَعْوَاهُمْ دعو 4 iz zaman إِذْ - 5 ca'ehum geldiği zaman جَاءَهُمْ جيا 6 be'suna ızdırabımız بَأْسُنَا باس 7 illa dışında إِلَّا - 8 en ki أَنْ - 9 kalu dediler قَالُوا قول 10 inna doğrusu bizler إِنَّا - 11 kunna olmuşuz كُنَّا كون 12 zalimine zalimler ظَالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "5", "id" : "1746", "kuranAyetNo" : "959", "not1" : "*Izdırap, perişanlık veren bir helakımız.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve en'âmdandır645 yüklenen* ve serilen**; yiyin rızıklandırdığından sizleri Allah'ın; tabi olmayın şeytânın29 adımlara; doğrusu o sizlere apaçık bir düşmandır.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "142", "id" : "1702", "kuranAyetNo" : "931", "not1" : "*Yük taşıyan; deve vb. **Serilen postları. ", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Sonra verdik Mûsâ'ya kitabı*; bir tamamlama güzelleştirmiş** kimse üzerine; ve bir tefsîl651 her bir şeye; ve bir doğru yola kılavuz; ve bir rahmet271; belki onlar Rablerine4 kavuşmaya iman47 ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 ateyna verdik اتَيْنَا اتي 3 musa Musa'ya مُوسَى - 4 l-kitabe Kitabı الْكِتَابَ كتب 5 temamen bir tamamla تَمَامًا تمم 6 ala üzerine عَلَى - 7 llezi kimse الَّذِي - 8 ehsene ihsan etti أَحْسَنَ حسن 9 ve tefsilen ve bir tefsil وَتَفْصِيلًا فصل 10 likulli her لِكُلِّ كلل 11 şey'in bir şeye شَيْءٍ شيا 12 ve huden ve bir doğru yola kılavuz وَهُدًى هدي 13 ve rahmeten ve bir rahmet وَرَحْمَةً رحم 14 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 15 bilika'i kavuşmaya بِلِقَاءِ لقي 16 rabbihim Rablerine رَبِّهِمْ ربب 17 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "154", "id" : "1718", "kuranAyetNo" : "943", "not1" : "*Tevrât. **İhsan yapmış.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Tabi olun Rabbinizden4 üzerinize indirilene* ; ve tabi olmayın O’nun** astından evliyaya212; ne azdır zikrettiğiniz78.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ittebiu tabi olun اتَّبِعُوا تبع 2 ma   مَا - 3 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 4 ileykum üzerinize إِلَيْكُمْ - 5 min   مِنْ - 6 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 7 ve la ve  وَلَا - 8 tettebiu ve tabi olmayın تَتَّبِعُوا تبع 9 min   مِنْ - 10 dunihi astından O’nun دُونِهِ دون 11 evliya'e evliyaya أَوْلِيَاءَ ولي 12 kalilen bir azdır قَلِيلًا قلل 13 ma مَا - 14 tezekkerune zikrettiğiniz  تَذَكَّرُونَ ذكر", "ayetNo" : "3", "id" : "1744", "kuranAyetNo" : "957", "not1" : "*Kur'an'a. **Allah'ın.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "(A’râf ashâbı nida eder): \"Bunlar* mı kimseler* (ki) kasem548 ettiniz** erdirmez\/ulaştırmaz Allah (o kimseleri*) bir rahmete (diye)\"; \"Girin* cennete; yoktur bir korku üzerinize*; ve sizler*\" hüzünlenir değilsiniz.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eha'ula'i bunlar mı أَهَٰؤُلَاءِ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 eksemtum kasem ettiniz أَقْسَمْتُمْ قسم 4 la   لَا - 5 yenaluhumu erdirmez\/ulaştırmaz يَنَالُهُمُ نيل 6 llahu Allah اللَّهُ - 7 birahmetin bir rahmete بِرَحْمَةٍ رحم 8 dhulu girin ادْخُلُوا دخل 9 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن 10 la yoktur لَا - 11 havfun bir korku خَوْفٌ خوف 12 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 13 ve la ve değilsiniz وَلَا - 14 entum sizler أَنْتُمْ - 15 tehzenune hüzünlenir تَحْزَنُونَ حزن", "ayetNo" : "49", "id" : "1768", "kuranAyetNo" : "1003", "not1" : "*Cennete girecek olan kimseler. **Cehenneme girecek kimseler.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun mesken* edindirdik sizleri yerde; ve yaptık sizlere orada yaşamlar; ne azdır şükrettiğiniz43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 mekkennakum mesken edindirdik sizler مَكَّنَّاكُمْ مكن 3 fi   فِي - 4 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 5 ve cealna ve yaptık وَجَعَلْنَا جعل 6 lekum sizlere لَكُمْ - 7 fiha orada فِيهَا - 8 meaayişe yaşamlar مَعَايِشَ عيش 9 kalilen birazdır قَلِيلًا قلل 10 ma   مَا - 11 teşkurune şükrettiğiniz تَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "10", "id" : "1751", "kuranAyetNo" : "964", "not1" : "*Sakini haline getirmek.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki mutlak kıssalaştırırız430 onlara bir ilimle*; ve gayb62 olmuş değiliz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felenekussanne öyle ki mutlak kıssalaştırırız فَلَنَقُصَّنَّ قصص 2 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 3 biilmin bir ilimle بِعِلْمٍ علم 4 ve ma ve değiliz وَمَا - 5 kunna olmuş كُنَّا كون 6 gaibine gayb غَائِبِينَ غيب", "ayetNo" : "7", "id" : "1748", "kuranAyetNo" : "961", "not1" : "*Kıssalaştırma mutlak ki bir ilimle\/bilimle olur.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve o gün hak\/gerçek mizandır658; öyle ki kime ağırlaştı onun mizanları658*; öyle ki işte bunlar; onlardır felaha326 kavuşanlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velveznu ve mizandır وَالْوَزْنُ وزن 2 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 3 l-hakku hak\/gerçek  الْحَقُّ حقق 4 femen öyle ki kime فَمَنْ - 5 sekulet ağırlaştı ثَقُلَتْ ثقل 6 mevazinuhu mizanları onun مَوَازِينُهُ وزن 7 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 8 humu onlardır هُمُ - 9 l-muflihune felaha kavuşanlar الْمُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "8", "id" : "1749", "kuranAyetNo" : "962", "not1" : "*Çoğul olarak gelmiş olması önemlidir. Anlaşılır ki bir çok mizan olacaktır. Bu mizanların ağır gelmesi kurtuluş için gereklidir.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yaraladılar\/kısırlaştırdılar dişi deveyi; ve küstahlaştılar Rablerinin4 emrine; ve dediler: \"Ey Sâlih! Ver bizlere vaat ettiğini eğer olduysan gönderilmişlerden*.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feakaru öyle ki yaraladılar\/kısırlaştırdılar فَعَقَرُوا عقر 2 n-nakate dişi deveyi النَّاقَةَ نوق 3 ve atev ve küstahlaştılar وَعَتَوْا عتو 4 an   عَنْ - 5 emri emrine أَمْرِ امر 6 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب 7 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 8 ya salihu ey Sâlih يَا صَالِحُ صلح 9 tina ver bizlere ائْتِنَا اتي 10 bima şeyi بِمَا - 11 teiduna vaat ettiğini تَعِدُنَا وعد 12 in eğer إِنْ - 13 kunte olduysan كُنْتَ كون 14 mine   مِنَ - 15 l-murseline gönderilmişlerden الْمُرْسَلِينَ رسل", "ayetNo" : "77", "id" : "1790", "kuranAyetNo" : "1031", "not1" : "*Mürselin.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki eğer yalanladılarsa seni; öyle ki de ki: \"Rabbiniz4 geniş bir rahmet271 sahibidir; ve reddetmez\/geri döndürmez kendi yıkımını suçlular kavminden\/toplumundan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fein öyle ki eğer فَإِنْ - 2 kezzebuke yalanladılarsa seni كَذَّبُوكَ كذب 3 fekul öyle ki de ki فَقُلْ قول 4 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب 5 zu sahibidir ذُو - 6 rahmetin bir rahmet رَحْمَةٍ رحم 7 vasiatin geniş وَاسِعَةٍ وسع 8 vela ve وَلَا - 9 yuraddu reddetmez\/döndirmez يُرَدُّ ردد 10 be'suhu yıkımını بَأْسُهُ باس 11 ani   عَنِ - 12 l-kavmi kavminden\/toplumundan الْقَوْمِ قوم 13 l-mucrimine suçlular الْمُجْرِمِينَ جرم", "ayetNo" : "147", "id" : "1707", "kuranAyetNo" : "936", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dedi mele (ki) büyüklenmiş\/kibirlenmiş kimselerdir onun (Şuayb’ın) kavminden\/toplumundan: \"Mutlak çıkarırız675 seni ey Şuayb! Ve iman47 etmiş kimseleri (de) seninle beraber kentimizden; ya da mutlak dönersiniz675 milletimize301\"; dedi (Şuayb): \"Şayet kerhen697 olduysak da mı?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 l-meleu mele الْمَلَأُ ملا 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 stekberu büyüklenmiş\/kibirlenmiş اسْتَكْبَرُوا كبر 5 min   مِنْ - 6 kavmihi kavminden onun (Şuayb’ın) قَوْمِهِ قوم 7 lenuhricenneke mutlak çıkarırız seni لَنُخْرِجَنَّكَ خرج 8 ya şuaybu ey Şuayb يَا شُعَيْبُ - 9 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 10 amenu iman etmiş  امَنُوا امن 11 meake seninle beraber مَعَكَ - 12 min   مِنْ - 13 karyetina kentimizden قَرْيَتِنَا قري 14 ev ya da أَوْ - 15 leteudunne mutlak dönersini لَتَعُودُنَّ عود 16 fi   فِي - 17 milletina milletimize مِلَّتِنَا ملل 18 kale dedi قَالَ قول 19 evelev şayet أَوَلَوْ - 20 kunna olduysak da mı كُنَّا كون 21 karihine kerhen كَارِهِينَ كره", "ayetNo" : "88", "id" : "1801", "kuranAyetNo" : "1042", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Bakarlar mı (onlar) dışında ki gelir onlara melekler48 ya da gelir (senin) Rabbin4 ya da gelir (senin) Rabbinin4 bazıları ayetleri237?; gündür (ki) gelir bazı ayetleri237 (senin) Rabbinin; menfaat sağlamaz bir nefse201 iman47 etmesi onun (nefsin); asla olmaz (-sa) (o nefis) iman47 etmiş önceden ya da kazanmamış (-sa) (o nefis) kendi imanında47 bir hayır; de ki: \"Bakın! Doğrusu bizler (de) bakanlarız.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "158", "id" : "1724", "kuranAyetNo" : "947", "not1" : "", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Dedi (Hûd): \"Ey kavmim\/toplumum! Olmadı bende bir sefâhat670; velakin\/fakat bir resûlüm418 alemlerin203 Rabbinden4.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Hûd) قَالَ قول 2 ya kavmi ey kavmim\/toplumum يَا قَوْمِ قوم 3 leyse olmadı لَيْسَ ليس 4 bi bende بِي - 5 sefahetun bir sefahât سَفَاهَةٌ سفه 6 velakinni velakin\/fakat  وَلَٰكِنِّي - 7 rasulun bir resûlüm رَسُولٌ رسل 8 min   مِنْ - 9 rabbi Rabbinden رَبِّ ربب 10 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "67", "id" : "1780", "kuranAyetNo" : "1021", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Kim geldi bir ihsanla\/güzellikle; on* (kattır) misali\/benzeri onun; ve kim geldi bir kötülükle öyle ki cezalandırılmaz onun misli\/benzeri dışında**; ve onlar zulmedilmezler257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 men kim مَنْ - 2 ca'e gelirse جَاءَ جيا 3 bil-haseneti bir iyilikle بِالْحَسَنَةِ حسن 4 ve lehu ve onadır     5 aşru on (katı) عَشْرُ عشر 6 emsaliha o(getirdiği)nin أَمْثَالِهَا مثل 7 ve men ve kim وَمَنْ - 8 ca'e gelirse جَاءَ جيا 9 bis-seyyieti bir kötülükle بِالسَّيِّئَةِ سوا 10 fela   فَلَا - 11 yucza cezalandırılmaz يُجْزَىٰ جزي 12 illa dışında إِلَّا - 13 misleha onun dengi مِثْلَهَا مثل 14 ve hum ve onlar وَهُمْ - 15 la   لَا - 16 yuzlemune haksızlığa uğratılmazlar يُظْلَمُونَ ظلم", "ayetNo" : "160", "id" : "1726", "kuranAyetNo" : "949", "not1" : "*Rabbimiz bir güzelliği\/iyiliği 10 güzellik\/iyilik yapacaktır. **Kötülüğe karşı bir artış veya azalış söz konusu değildir. Misli neyse odur.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve ikisi* arasındadır bir hicab\/engel; ve a’râfa668 karşı** (olan) erkekler arif olurlar\/farkına varırlar her birinin*** nişanlarıyla\/işaretleriyle onların; ve nida**** ettiler cennet***** ashâbına194 ki \"bir selâmdır98 üzerinize\" (diye); (kimselere ki) asla girmeyen ona****** ve onlar (girmeyi) tamah ederler\/şiddetli arzularlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve beynehuma ve ikisi arasında وَبَيْنَهُمَا بين 2 hicabun bir hicab\/engel حِجَابٌ حجب 3 ve ala ve karşı وَعَلَى - 4 l-ea'rafi en tepeye الْأَعْرَافِ عرف 5 ricalun erkekler رِجَالٌ رجل 6 yea'rifune arif olurlar\/farkına varırlar يَعْرِفُونَ عرف 7 kullen her birinin كُلًّا كلل 8 bisimahum nişanlarıyla\/işaretleriyle onların بِسِيمَاهُمْ سوم 9 ve nadev ve nida ettiler وَنَادَوْا ندو 10 eshabe ashabına أَصْحَابَ صحب 11 l-cenneti cennet الْجَنَّةِ جنن 12 en ki أَنْ - 13 selamun bir selamdır سَلَامٌ سلم 14 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 15 lem asla لَمْ - 16 yedhuluha girmez ona يَدْخُلُوهَا دخل 17 vehum ve onlar وَهُمْ - 18 yetmeune tamah ederler\/şiddetli arzularlar يَطْمَعُونَ طمع", "ayetNo" : "46", "ayetNot" : "", "id" : "1765", "kuranAyetNo" : "1000", "not1" : "*Din gününde cennetlere girecek olan kimselerle cehenneme girecek olan kimseler. **A’râf bölgesini karşıdan görenler. ***A’râf bölgesine giren kimselerde bir değişiklik olur. Bir nişan, belirti, iz, işaret sahibi olurlar. Bu durumu henüz a’râfa girmemiş ancak onu karşıdan gören kimseler fark eder.  ****Seslendiler. *****Cennete henüz girmemiş ancak girecek olan, a’râf bölgesini henüz görmemiş ancak görecek olan kimseler. ******Cennete. Bu noktada kesin olarak anlarız ki Yüce Allah henüz cennetlere girmemiş olan ancak girecek olan kimseleri cennet ashâbı olarak nitelemektedir.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve nicesi bir kentten küstahlık etti (kent) ki Rabbinin* emrine ve O’un** resûllerine; öyle ki hesaba çektik onu (kenti) şiddetli bir hesap (-la); ve azap ettik ona*** iğrenç bir azap (-la).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve keeyyin ve nicesi وَكَأَيِّنْ - 2 min   مِنْ - 3 karyetin bir kentten قَرْيَةٍ قري 4 atet küstahlık etti عَتَتْ عتو 5 an ki عَنْ - 6 emri emrine أَمْرِ امر 7 rabbiha Rabbine (kentin) رَبِّهَا ربب 8 ve rusulihi ve O’un resûllerine وَرُسُلِهِ رسل 9 fehasebnaha öyle ki hesaba çektik onu (kenti) فَحَاسَبْنَاهَا حسب 10 hisaben bir hesap (-la) حِسَابًا حسب 11 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد 12 ve azzebnaha ve azap ettik (kente) وَعَذَّبْنَاهَا عذب 13 azaben bir azap (-la) عَذَابًا عذب 14 nukran iğrenç نُكْرًا نكر", "ayetNo" : "8", "id" : "1736", "kuranAyetNo" : "5223", "not1" : "*Kentin. **Rabbin. ***Kente.", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Öyle ki (kadınlar) ulaştıkları zaman ecellerine*; öyle ki tutun onları (kadınları) marufla291 ya da ayırın onları (kadınları) marufla291; ve şahid tutun adalet680 sahibi ikiyi (iki erkek) sizlerden; ve kıyamda\/ayakta tutun şahitliği Allah için; işte sizleredir; vaaz653 edildi onunla kimseye (ki) oldu (o) iman47 eder Allah'a ve ahiret gününe; ve kim takvalı21 olur Allah’a; yapar (Allah) ona bir çıkış yeri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feiza öyle ki zaman فَإِذَا - 2 belegne ulaştıkları بَلَغْنَ بلغ 3 ecelehunne ecellerine أَجَلَهُنَّ اجل 4 feemsikuhunne öyleki tutun onları فَأَمْسِكُوهُنَّ مسك 5 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف 6 ev ya da أَوْ - 7 ferikuhunne ayırın\/bölün onları فَارِقُوهُنَّ فرق 8 bimea'rufin marufla بِمَعْرُوفٍ عرف 9 ve eşhidu ve şahid tutun وَأَشْهِدُوا شهد 10 zevey sahibi ikiyi (iki erkek) ذَوَيْ - 11 adlin adalet عَدْلٍ عدل 12 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 13 ve ekimu ve kıyamda tutun وَأَقِيمُوا قوم 14 ş-şehadete şahidliği الشَّهَادَةَ شهد 15 lillahi Allah için لِلَّهِ - 16 zalikum işte sizleredir ذَٰلِكُمْ - 17 yuazu vaaz edildi  يُوعَظُ وعظ 18 bihi onunla بِهِ - 19 men kimseye (ki) مَنْ - 20 kane oldu كَانَ كون 21 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن 22 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 23 velyevmi ve gününe وَالْيَوْمِ يوم 24 l-ahiri ahiret الْاخِرِ اخر 25 ve men ve kim وَمَنْ - 26 yetteki takvalı olur يَتَّقِ وقي 27 llahe Allah’a اللَّهَ - 28 yec'al yapar (Allah)  يَجْعَلْ جعل 29 lehu ona لَهُ - 30 mehracen bir çıkış yeri مَخْرَجًا خرج", "ayetNo" : "2", "id" : "1721", "kuranAyetNo" : "5217", "not1" : "*İddet sürelerine.", "surahName" : "Talâk", "sureNo" : "65" }, { "ayetIe" : "Ve dediler zanlarınla: \"Bu en’âma645 ve ekinedir bir engel; yiyemez onu dilediğimiz kimse dışında\"; ve en’âm645 (ki) haram edildi* sırtları onun; ve en’âm645 (ki) zikredilmez Allah’ın ismi üzerine; bir iftiradır402 O’na (Allah’a); cezalandıracak onları (Allah) iftira402 atar olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 hazihi bu هَٰذِهِ - 3 en'aamun en’âmdır أَنْعَامٌ نعم 4 ve harsun ve ekindir وَحَرْثٌ حرث 5 hicrun bir bariyer حِجْرٌ حجر 6 la   لَا - 7 yet'amuha yiyemez onu يَطْعَمُهَا طعم 8 illa dışında إِلَّا - 9 men kimse مَنْ - 10 neşa'u dilediğimiz نَشَاءُ شيا 11 bizea'mihim zanlarınla بِزَعْمِهِمْ زعم 12 ve en'aamun ve en’âmdır وَأَنْعَامٌ نعم 13 hurrimet haram edildi حُرِّمَتْ حرم 14 zuhuruha sırtları onun ظُهُورُهَا ظهر 15 ve en'aamun ve en’âmdır وَأَنْعَامٌ نعم 16 la   لَا - 17 yezkurune zikredilmez يَذْكُرُونَ ذكر 18 isme ismi اسْمَ سمو 19 llahi Allah’ın اللَّهِ - 20 aleyha üzerine عَلَيْهَا - 21 ftira'en bir iftiradır افْتِرَاءً فري 22 aleyhi O’na (Allah’a) عَلَيْهِ - 23 seyeczihim cezalandıracak onları (Allah) سَيَجْزِيهِمْ جزي 24 bima   بِمَا - 25 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 26 yefterune iftira atarlar يَفْتَرُونَ فري", "ayetNo" : "138", "id" : "1715", "kuranAyetNo" : "927", "not1" : "*Sırtlarına binmeyi ya da yük taşımayı kendilerine haram ettiler.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) yalanladılar195 ayetlerimizi; ve büyüklendiler663 ondan*; açılmaz onlara gök kapıları664 ve giremezler cennete ta ki geçer halat\/deve665 boşluğundan sicimin\/iğnenin665; ve işte böyledir; cezalandırırız mücrimleri674.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 4 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 5 vestekberu ve büyüklendiler وَاسْتَكْبَرُوا كبر 6 anha ondan عَنْهَا - 7 la   لَا - 8 tufettehu açılmaz تُفَتَّحُ فتح 9 lehum onlara لَهُمْ - 10 ebvabu kapıları أَبْوَابُ بوب 11 s-semai gök السَّمَاءِ سمو 12 ve la ve وَلَا - 13 yedhulune giremezler يَدْخُلُونَ دخل 14 l-cennete cennete الْجَنَّةَ جنن 15 hatta taki  حَتَّىٰ - 16 yelice geçer يَلِجَ ولج 17 l-cemelu deve الْجَمَلُ جمل 18 fi içinden فِي - 19 semmi deliğinden سَمِّ سمم 20 l-hiyati iğne الْخِيَاطِ خيط 21 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 22 neczi cezalandırırız نَجْزِي جزي 23 l-mucrimine cürüm işleyenleri الْمُجْرِمِينَ جرم", "ayetNo" : "40", "id" : "1759", "kuranAyetNo" : "994", "not1" : "*Ayetten.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Ancak haram etti Rabbim4 fahşaları81; açığını ondan ve gizlisini; ve günahı; ve bir hak\/gerçek olmaksızın taşmayı552; ve ki şirk71 koşmayı Allah'a kendisiyle bir sultân660 asla indirmediğini*; ve ki Allah'a karşı bilmediğinizi söylemenizi661.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 innema ancak إِنَّمَا - 3 harrame haram etti حَرَّمَ حرم 4 rabbiye Rabbim رَبِّيَ ربب 5 l-fevahişe fuhuşları الْفَوَاحِشَ فحش 6 ma   مَا - 7 zehera açığını ظَهَرَ ظهر 8 minha ondan مِنْهَا - 9 ve ma ve وَمَا - 10 betane gizlisini بَطَنَ بطن 11 vel'isme ve günahı وَالْإِثْمَ اثم 12 velbegye ve taşmayı وَالْبَغْيَ بغي 13 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 14 l-hakki bir hak\/gerçek الْحَقِّ حقق 15 ve en ve ki وَأَنْ - 16 tuşriku şirk koşmayı تُشْرِكُوا شرك 17 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 18 ma   مَا - 19 lem asla لَمْ - 20 yunezzil indirmediğini يُنَزِّلْ نزل 21 bihi onunla بِهِ - 22 sultanen bir sultan سُلْطَانًا سلط 23 ve en ve ki وَأَنْ - 24 tekulu söylemenizi تَقُولُوا قول 25 ala karşı عَلَى - 26 llahi Allah اللَّهِ - 27 ma   مَا - 28 la   لَا - 29 tea'lemune bilmediğinizi تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "33", "id" : "1753", "kuranAyetNo" : "987", "not1" : "*Kutsal kitaplar haricinde Allah'ın ve resûlünün adını kullanarak uydurulan, tamamı zan olan, hiçbir sultanları olmayan kitaplar.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Doğrusu Rabbiniz4 Allah’tır; yaratandır gökleri162 ve yeri altı günde*; sonra istiva188 etti Arş66 üzerine; örter (Allah) geceyi gündüze; talep** eder (gündüz) onu (geceyi) aniden\/çok çabuk; ve Güneş’i; ve Ay’ı; ve yıldızları; boyun eğdirilenlerdir O’nun emriyle; yaratma ve emir O'na değil midir?; Mübarek139 oldu Allah; alemlerin203 Rabbi4.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 rabbekumu Rabbiniz رَبَّكُمُ ربب 3 llahu Allah’tır اللَّهُ - 4 llezi   الَّذِي - 5 haleka yaratandır خَلَقَ خلق 6 s-semavati gökleri السَّمَاوَاتِ سمو 7 vel'erde ve yeri وَالْأَرْضَ ارض 8 fi   فِي - 9 sitteti altı سِتَّةِ ستت 10 eyyamin günde أَيَّامٍ يوم 11 summe sonra ثُمَّ - 12 steva istiva etti اسْتَوَىٰ سوي 13 ala üzerine عَلَى - 14 l-arşi Arş الْعَرْشِ عرش 15 yugşi örter (Allah) يُغْشِي غشو 16 l-leyle geceyi اللَّيْلَ ليل 17 n-nehara gündüze النَّهَارَ نهر 18 yetlubuhu talep eder(gündüz) onu (geceyi) يَطْلُبُهُ طلب 19 hasisen aniden\/çok çabuk حَثِيثًا حثث 20 ve şşemse ve Güneş’i وَالشَّمْسَ شمس 21 velkamera ve Ay’ı وَالْقَمَرَ قمر 22 ve nnucume ve yıldızları وَالنُّجُومَ نجم 23 musehharatin boyun eğdirilenlerdir مُسَخَّرَاتٍ سخر 24 biemrihi O’nun emriyle بِأَمْرِهِ امر 25 ela İyi bilin ki أَلَا - 26 lehu O’nadır لَهُ - 27 l-halku yaratma الْخَلْقُ خلق 28 vel'emru ve emir وَالْأَمْرُ امر 29 tebarake mübarek oldu تَبَارَكَ برك 30 llahu Allah اللَّهُ - 31 rabbu Rabbi رَبُّ ربب 32 l-aalemine Âlemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "54", "id" : "1773", "kuranAyetNo" : "1008", "not1" : "*Evrede, dönemde. **Gündüzün geceyi talep etmesinin işaret edilmesi de büyük bir Kur'an mucizesidir. Güneş sistemimizde gündüz her yere hakimdir. Tabiri caizse patron gündüzdür. Gece ise sadece gezegenlerin gölgesi olarak az bir yer tutar. Gündüz domine eden olarak geceleri ışık hızında yok etmek ister. Onu ele geçirip kendi hakimiyetini sokmak ister.  Gecenin onu çok çabuk almak isteyen gündüze örtülmesi", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler* (ki) fırkalara böldüler\/ayırdılar450 dinlerini122; ve oldular partizanlar\/taraftalar; olmadın (sen) onlardan bir şeyde; onların emri\/işi ancak Allah’a karşıdır; sonra haber verir (Allah) onlara faaliyet eder olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 ferraku fırklara böldüler\/ayırdılar فَرَّقُوا فرق 4 dinehum dinlerini دِينَهُمْ دين 5 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 6 şiyean partizanlar\/taraftalar شِيَعًا شيع 7 leste olmadın (sen) لَسْتَ ليس 8 minhum onlardan مِنْهُمْ - 9 fi   فِي - 10 şey'in bir şeyde شَيْءٍ شيا 11 innema ancak إِنَّمَا - 12 emruhum onların emri\/işi أَمْرُهُمْ امر 13 ila   إِلَى - 14 llahi Allah’a karşıdır اللَّهِ - 15 summe sonra ثُمَّ - 16 yunebbiuhum haber verir (Allah onlara) يُنَبِّئُهُمْ نبا 17 bima   بِمَا - 18 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 19 yef'alune faaliyet ederler  يَفْعَلُونَ فعل", "ayetNo" : "159", "id" : "1725", "kuranAyetNo" : "948", "not1" : "*Yüce Allah kendilerini Muhammedî sanan kimselerin aslında resûl Muhammed ile hiçbir alakalarının olmadığını açık ve net olarak bildirmektedir. Müşrikliğin özelliğini Rabbimiz bizlere bildirmiştir. Yüce Allah'ın biricik bölünmez dinini bırakıp dinlerini mezheplere bölenler tam olarak bu ayetin muhataplarıdırlar. İşleri\/emirleri Yüce Allah'a kalmıştır.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Ve yaklaşmayın yetimin131 malına dışında ki ona daha güzeliyle (olursa) ta ki ulaşır kendi şiddetli* (zamanına); ve tamamlayın ölçüyü650 ve mizanı650 eşitlikle; mükellef kılmayın bir nefsi201 kuşattığının (nefsin) dışında; ve söylediğiniz zaman öyle ki adaletli680 olun; şayet olduysa (o) yakınlık sahibi; ve Allah'a (olan) ahdinizi tamamlayın; işte sizleredir; vasiyet etti (Allah) sizlere bunu; belki sizler zikredersiniz78.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve وَلَا - 2 tekrabu yaklaşmayın تَقْرَبُوا قرب 3 male malına مَالَ مول 4 l-yetimi yetimin الْيَتِيمِ يتم 5 illa dışında إِلَّا - 6 billeti ki بِالَّتِي - 7 hiye onun هِيَ - 8 ehsenu daha güzeliyle أَحْسَنُ حسن 9 hatta ta ki حَتَّىٰ - 10 yebluga ulaşır يَبْلُغَ بلغ 11 eşuddehu kendi şiddetli (zamanına) أَشُدَّهُ شدد 12 ve evfu ve tamamlayın وَأَوْفُوا وفي 13 l-keyle ölçüyü الْكَيْلَ كيل 14 velmizane ve mizanı وَالْمِيزَانَ وزن 15 bil-kisti eşitlikle بِالْقِسْطِ قسط 16 la   لَا - 17 nukellifu mükellef kılmayın نُكَلِّفُ كلف 18 nefsen bir nefsi نَفْسًا نفس 19 illa dışında إِلَّا - 20 vus'aha kuşattığının (nefsin) وُسْعَهَا وسع 21 ve iza ve zaman وَإِذَا - 22 kultum söylediğiniz قُلْتُمْ قول 23 fea'dilu öyle ki adaletli olun فَاعْدِلُوا عدل 24 velev şayet وَلَوْ - 25 kane olduysa (o) كَانَ كون 26 za sahibi ذَا - 27 kurba yakınlık قُرْبَىٰ قرب 28 ve biahdi ve ahdinizi وَبِعَهْدِ عهد 29 llahi Allah'a اللَّهِ - 30 evfu tamamlayın أَوْفُوا وفي 31 zalikum işte sizleredir ذَٰلِكُمْ - 32 vessakum vasiyet etti وَصَّاكُمْ وصي 33 bihi bunu بِهِ - 34 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 35 tezekkerune zikredersiniz تَذَكَّرُونَ ذكر", "ayetNo" : "152", "id" : "1716", "kuranAyetNo" : "941", "not1" : "*Akıl ve beden olarak güçlü evre.", "surahName" : "En'âm", "sureNo" : "6" }, { "ayetIe" : "Bir kitaptır* (ki) indirildi (senin) üzerine; öyle ki olmaz** göğsünde bir darlık\/sıkılık ondan*; uyarman içindir onunla*; ve bir zikirdir78 müminlere27.", "ayetLatin" : "< # Kelime Anlam Arapça Kök 1 kitabun bir kitaptır كِتَابٌ كتب 2 unzile indirildi أُنْزِلَ نزل 3 ileyke üzerine إِلَيْكَ - 4 fela öyle ki  فَلَا - 5 yekun olmaz يَكُنْ كون 6 fi   فِي - 7 sadrike göğsünde صَدْرِكَ صدر 8 haracun bir darlık\/sıkılık حَرَجٌ حرج 9 minhu ondan مِنْهُ - 10 litunzira uyarman için لِتُنْذِرَ نذر 11 bihi onunla بِهِ - 12 ve zikra ve bir zikirdir وَذِكْرَىٰ ذكر 13 lilmu'minine müminlere لِلْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "2", "id" : "1743", "kuranAyetNo" : "956", "not1" : "*Kur'an, Kur'an'dan, Kur'an'la. **Geniş zaman kipinde gelmiş bir fiildir. Kur'an göğüslerde asla sıkıntı\/sıkılık ve darlığa neden olmaz.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki kim daha zalimdir257 kimseden (ki) iftira402 attı Allah'a karşı bir yalan ya da yalanladı195 ayetlerini O’nun (Allah'ın); işte bunlar; kavuşur nasipleri onların kitaptan*; ta ki geldiği zaman onlara resûllerimiz418; vefat ettirirken onları; dediler (resûl melekler): \"Hani nerede Allah’ın astından çağırmış olduklarınız?\"; dediler (vefat eden kimseler): \"Saptılar bizden\"; ve şahidlik\/tanıklık ettiler kendi nefislerine201 karşı ki onlar oldular kâfirler25.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 femen öyle ki kim فَمَنْ - 2 ezlemu daha zalimdir أَظْلَمُ ظلم 3 mimmeni kimseden مِمَّنِ - 4 ftera iftira attı افْتَرَىٰ فري 5 ala karşı عَلَى - 6 llahi Allah'a اللَّهِ - 7 keziben bir yalan كَذِبًا كذب 8 ev ya da أَوْ - 9 kezzebe yalanladı كَذَّبَ كذب 10 biayatihi ayetlerini O’nun بِايَاتِهِ ايي 11 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 12 yenaluhum kavuşur يَنَالُهُمْ نيل 13 nesibuhum nasipleri onların نَصِيبُهُمْ نصب 14 mine   مِنَ - 15 l-kitabi kitaptan الْكِتَابِ كتب 16 hatta ta ki حَتَّىٰ - 17 iza zaman إِذَا - 18 ca'ethum geldi onlara جَاءَتْهُمْ جيا 19 rusuluna resûllerimiz رُسُلُنَا رسل 20 yeteveffevnehum vefat ettirirken onları يَتَوَفَّوْنَهُمْ وفي 21 kalu dediler (resûl melekler) قَالُوا قول 22 eyne hani nerede? أَيْنَ - 23 ma   مَا - 24 kuntum olduklarınız كُنْتُمْ كون 25 ted'une çağırmış  تَدْعُونَ دعو 26 min   مِنْ - 27 duni astından دُونِ دون 28 llahi Allah’ın اللَّهِ - 29 kalu dediler قَالُوا قول 30 dellu saptılar ضَلُّوا ضلل 31 anna bizden عَنَّا - 32 ve şehidu ve şahidlik\/tanıklık ettiler وَشَهِدُوا شهد 33 ala karşı عَلَىٰ - 34 enfusihim kendi nefislerine أَنْفُسِهِمْ نفس 35 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 36 kanu oldular كَانُوا كون 37 kafirine kâfirler كَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "37", "id" : "1757", "kuranAyetNo" : "991", "not1" : "*Yapıp ettikleri kitaptan\/kayıttan gösterilir. Bu kayda bakan kimse kendi nefsine zulmettiğini, kâfirlerden olduğunu anlar; buna tanıklık\/şahitlik eder.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dediler: \"Geldin mi (sen) bizlere (ki) kulluk46 etmemiz için Allah'a ve tek O’na*; ve bırakalım atalarımızın\/babalarımızın kulluk46 eder olduğunu?; öyle ki ver vaat ettiğini eğer olduysan sâdıklardan182.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 eci'tena geldin mi bizlere أَجِئْتَنَا جيا 3 linea'bude kulluk etmemiz için لِنَعْبُدَ عبد 4 llahe Allah'a اللَّهَ - 5 vehdehu ve tek O’na  وَحْدَهُ وحد 6 ve nezera ve bırakalım وَنَذَرَ وذر 7 ma   مَا - 8 kane olduğunu كَانَ كون 9 yea'budu kulluk eder يَعْبُدُ عبد 10 aba'una atalarımızın ابَاؤُنَا ابو 11 fe'tina öyle ki ver فَأْتِنَا اتي 12 bima   بِمَا - 13 teiduna vaateddiğini تَعِدُنَا وعد 14 in eğer إِنْ - 15 kunte olduysan كُنْتَ كون 16 mine -dan مِنَ - 17 s-sadikine sadıklarıdan الصَّادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "70", "id" : "1783", "kuranAyetNo" : "1024", "not1" : "*Tek Allah'a kulluk etmeye bir itirazın olduğuna lütfen dikkat edin. Tek bir ilâh asla kabul etmiyorlar. Allah'la birlikte mutlaka birçok sözde ilâha da kulluk etmek istiyorlar.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Kim haram etti Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti*; ve iyileri rızıklarından?\"; de ki: \"İman47 etmiş kimselerindir o** dünya hayatında; bir halis*** (olarak) kıyamet gününde148\"; işte böyledir; tefsil651 ederiz ayetleri454 bilir bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 men kim مَنْ - 3 harrame haram etti حَرَّمَ حرم 4 zinete ziynetini زِينَةَ زين 5 llahi Allah'ın اللَّهِ - 6 lleti   الَّتِي - 7 ehrace çıkardığını أَخْرَجَ خرج 8 liibadihi kulları için لِعِبَادِهِ عبد 9 ve ttayyibati ve iyilerini وَالطَّيِّبَاتِ طيب 10 mine   مِنَ - 11 r-rizki rızıklarından الرِّزْقِ رزق 12 kul de ki قُلْ قول 13 hiye O هِيَ - 14 lillezine kimselerindir لِلَّذِينَ - 15 amenu iman etmiş امَنُوا امن 16 fi   فِي - 17 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي 18 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 19 halisaten bir halis (olarak) خَالِصَةً خلص 20 yevme günü de يَوْمَ يوم 21 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 22 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 23 nufessilu tefsir ederiz نُفَصِّلُ فصل 24 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 25 likavmin bir kavim için لِقَوْمٍ قوم 26 yea'lemune bilirler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "32", "id" : "1752", "kuranAyetNo" : "986", "not1" : "*Süsü. **Dişil zamir yine dişil olan ziynet ve iyileri işaret eder. ***Saf, sadece iman etmiş kimselere.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "\"Ve eğer olduysa sizlerden bir tayfa* (ki) iman47 ettiler kendisiyle gönderildiğime; ve bir tayfa* (ki) asla iman47 etmezler; öyle ki sabredin51; ta ki hükmeder Allah aramızda; ve O hayırlısıdır hükmedenlerin.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 kane olduysa كَانَ كون 3 taifetun bir tayfa طَائِفَةٌ طوف 4 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 5 amenu iman ettiler امَنُوا امن 6 billezi'   بِالَّذِي - 7 ursiltu gönderildiğime أُرْسِلْتُ رسل 8 bihi kendisiyle بِهِ - 9 ve taifetun ve bir tayfa وَطَائِفَةٌ طوف 10 lem asla لَمْ - 11 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن 12 fesbiru öyle ki sabredin فَاصْبِرُوا صبر 13 hatta taki  حَتَّىٰ - 14 yehkume hükmeder يَحْكُمَ حكم 15 llahu Allah اللَّهُ - 16 beynena aramızda بَيْنَنَا بين 17 ve huve ve O وَهُوَ - 18 hayru hayırlısıdır خَيْرُ خير 19 l-hakimine hükmedenlerin الْحَاكِمِينَ حكم", "ayetNo" : "87", "id" : "1800", "kuranAyetNo" : "1041", "not1" : "*Grup.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi büyüklenmiş\/kibirlenmiş kimseler (olan) mele364; onun (Sâlih’in) kavminden\/toplumundan zaaf içinde bırakılmış kimselere; onlardan iman47 etmiş kimseye: \"Bilir misiniz sizler ki Sâlih gönderilendir Rabbinden4?\"; dediler: \"Doğrusu bizler  onunla gönderilene müminleriz27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 l-meleu mele الْمَلَأُ ملا 3 ellezine kimseler الَّذِينَ - 4 stekberu büyüklendiler\/kibirlendiler اسْتَكْبَرُوا كبر 5 min   مِنْ - 6 kavmihi onun (Salih’in) kavminden\/toplumundan قَوْمِهِ قوم 7 lillezine kimselere (ki) لِلَّذِينَ - 8 stud'ifu zaaf içinde bırakılmışlar اسْتُضْعِفُوا ضعف 9 limen kimseye (ki) لِمَنْ - 10 amene iman etmiş امَنَ امن 11 minhum onlardan مِنْهُمْ - 12 etea'lemune bilir misiniz sizler أَتَعْلَمُونَ علم 13 enne ki أَنَّ - 14 salihen Salih صَالِحًا صلح 15 murselun gönderilendir مُرْسَلٌ رسل 16 min   مِنْ - 17 rabbihi Rabbinden رَبِّهِ ربب 18 kalu dediler قَالُوا قول 19 inna doğrusu biz إِنَّا - 20 bima   بِمَا - 21 ursile gönderilene أُرْسِلَ رسل 22 bihi onunla بِهِ - 23 mu'minune müminleriz مُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "75", "id" : "1788", "kuranAyetNo" : "1029", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yakaladı onları sarsıntı*; öyle ki sabahladılar kendi diyarlarında diz673 üstü.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "78", "id" : "1791", "kuranAyetNo" : "1032", "not1" : "*Deprem, zelzele.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Çevirdikleri zaman bakışlarını* karşılaştırmaya ateş** ashâbına194 (doğru); dediler: \"Rabbimiz4! Yapma*** bizleri zalim257 kavimle\/toplulukla birlikte.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza zaman وَإِذَا - 2 surifet çevirdikleri صُرِفَتْ صرف 3 ebsaruhum bakışlarını أَبْصَارُهُمْ بصر 4 tilka'e karşılaşmaya تِلْقَاءَ لقي 5 eshabi ashâbına أَصْحَابِ صحب 6 n-nari ateş النَّارِ نور 7 kalu dediler قَالُوا قول 8 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 9 la   لَا - 10 tec'alna yapma bizleri تَجْعَلْنَا جعل 11 mea birlikte مَعَ - 12 l-kavmi kavimle الْقَوْمِ قوم 13 z-zalimine zalim الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "47", "ayetNot" : "", "id" : "1766", "kuranAyetNo" : "1001", "not1" : "*A'râfı karşıdan gören, kendileri de oraya gidecek olan, arkalarında olan ancak henüz a'râfı görmeyen kimseleri gördükleriyle müjdeleyen kimseler. **Cehenneme girmek için bekleşen kimseleri. ***Anlarız ki bu kimseler zaten cennete gideceklerdir. Ancak cehennem ashâbının durumunu görünce Rabblerine seslenmişlerdir.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Doğrusu sizler gelirsiniz erkeklere bir şehvet (-le) kadınların astından; doğrusu sizler müsrif463 bir kavimsiniz\/toplumsunuz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 innekum doğrusu sizler إِنَّكُمْ - 2 lete'tune gelirsin لَتَأْتُونَ اتي 3 r-ricale erkeklere الرِّجَالَ رجل 4 şehveten bir şehvet (-le) شَهْوَةً شهو 5 min   مِنْ - 6 duni astından دُونِ دون 7 n-nisa'i kadınların النِّسَاءِ نسو 8 bel doğrusu بَلْ - 9 entum sizler أَنْتُمْ - 10 kavmun bir kavimsiniz\/toplumsunuz قَوْمٌ قوم 11 musrifune müsrif مُسْرِفُونَ سرف", "ayetNo" : "81", "id" : "1794", "kuranAyetNo" : "1035", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Kimseler (ki) yalanladılar Şuayb'i; sanki asla geçinmediler orada*; kimseler (ki) yalanladılar Şuayb'i; oldular onlar hüsrana uğrayanlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 3 şuayben Şuayb'i شُعَيْبًا - 4 keen sanki كَأَنْ - 5 lem asla لَمْ - 6 yegnev geçinmediler يَغْنَوْا غني 7 fiha orada فِيهَا - 8 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 9 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 10 şuayben Şuayb'i شُعَيْبًا - 11 kanu oldular كَانُوا كون 12 humu onlar هُمُ - 13 l-hasirine hüsrana uğrayanlar الْخَاسِرِينَ خسر", "ayetNo" : "92", "id" : "1805", "kuranAyetNo" : "1046", "not1" : "*Diyarlarında.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi (Mûsâ): \"Allah'tan başkasını mı ararım sizlere bir ilâh (olarak); ve O (Allah) faziletlendirdi202 sizleri alemlere203 karşı?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 egayra başkasını أَغَيْرَ غير 3 llahi Allah'tan اللَّهِ - 4 ebgikum bakınırım\/ararım sizlere أَبْغِيكُمْ بغي 5 ilahen bir ilâh إِلَٰهًا اله 6 vehuve ve O وَهُوَ - 7 feddelekum faziletlendirdi sizleri فَضَّلَكُمْ فضل 8 ala karşı عَلَى - 9 l-aalemine alemlere الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "140", "id" : "1852", "kuranAyetNo" : "1094", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve ilan ettiği zaman (senin) Rabbin4 (ki) mutlak gönderir onlara kıyamet148 gününe kadar kimseyi681 (ki) dayatır onlara azabın681 kötüsünü; doğrusu (senin) Rabbin4 mutlak seridir akabinde*; ve doğrusu O mutlak Gafûr20’dur; Rahîm2’dir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve  وَإِذْ - 2 teezzene ilan ettiği zaman تَأَذَّنَ اذن 3 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب 4 leyeb'asenne mutlak gönderir لَيَبْعَثَنَّ بعث 5 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 6 ila kadar إِلَىٰ - 7 yevmi gününe يَوْمِ يوم 8 l-kiyameti kıyamet الْقِيَامَةِ قوم 9 men kimseyi مَنْ - 10 yesumuhum dayatır onlara يَسُومُهُمْ سوم 11 su'e kötüsünü سُوءَ سوا 12 l-azabi azabın الْعَذَابِ عذب 13 inne doğrusu إِنَّ - 14 rabbeke Rabbin رَبَّكَ ربب 15 leseriu mutlak seridir لَسَرِيعُ سرع 16 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب 17 veinnehu ve doğrusu O وَإِنَّهُ - 18 legafurun mutlak Gafûr’dur لَغَفُورٌ غفر 19 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "167", "id" : "1877", "kuranAyetNo" : "1121", "not1" : "*Ardında.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve sor* onlara kentten; öyle ki olmuştu (o) denize sunuşlu**; taşıyorlardı\/sınırı aşıyorlardı o zaman (onlar) sebte272; geliyordu o zaman balıkları onların sebt272 günü belirginleşenler*** (olarak); ve sebt272 olmayan gün gelmiyorlardı; işte böyledir; belalandırıyorduk256 onları fâsıklık38 eder olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veselhum ve sor onlara وَاسْأَلْهُمْ سال 2 ani   عَنِ - 3 l-karyeti kentten الْقَرْيَةِ قري 4 lleti öyle ki الَّتِي - 5 kanet oldu كَانَتْ كون 6 hadirate sunuşlu حَاضِرَةَ حضر 7 l-behri denize الْبَحْرِ بحر 8 iz zaman إِذْ - 9 yea'dune taştılar يَعْدُونَ عدو 10 fi   فِي - 11 s-sebti sebte السَّبْتِ سبت 12 iz o zaman إِذْ - 13 te'tihim geliyordu تَأْتِيهِمْ اتي 14 hitanuhum balıkları onların حِيتَانُهُمْ حوت 15 yevme günü يَوْمَ يوم 16 sebtihim sebt سَبْتِهِمْ سبت 17 şurraan belirginleşenler (olarak) شُرَّعًا شرع 18 ve yevme ve gün وَيَوْمَ يوم 19 la olmayan لَا - 20 yesbitune sebt يَسْبِتُونَ سبت 21 la   لَا - 22 te'tihim gelmiyorlardı تَأْتِيهِمْ اتي 23 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 24 nebluhum belalandıyorduk نَبْلُوهُمْ بلو 25 bima   بِمَا - 26 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 27 yefsukune fasıklık eder يَفْسُقُونَ فسق", "ayetNo" : "163", "id" : "1873", "kuranAyetNo" : "1117", "not1" : "*Resûl Muhammed. **Deniz kenarında. ***Görünürler. ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Kimi dalalette128 bırakır Allah; öyle ki olmaz doğru yola kılavuzlayan ona*; ve bırakır onları** tûğyânları442 içinde (ki) bocalayıp dururlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 men kimi مَنْ - 2 yudlili dalalette bırakır يُضْلِلِ ضلل 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 fela öyle ki  فَلَا - 5 hadiye olmaz doğru yola kılavuzlayan هَادِيَ هدي 6 lehu ona لَهُ - 7 ve yezeruhum ve bırakır onları وَيَذَرُهُمْ وذر 8 fi içinde فِي - 9 tugyanihim tuğyanları طُغْيَانِهِمْ طغي 10 yea'mehune bocalayıp dururlar يَعْمَهُونَ عمه", "ayetNo" : "186", "id" : "1893", "kuranAyetNo" : "1140", "not1" : "*O kimseyi. **O kimseleri.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dediler (sihirbazlar): \"Ey Mûsâ! Ya ki (sen) atarsın ve ya ki oluruz bizler atanlar.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 ya musa ey Mûsâ يَا مُوسَىٰ - 3 imma ya إِمَّا - 4 en ki أَنْ - 5 tulkiye atarsın تُلْقِيَ لقي 6 veimma ve ya da وَإِمَّا - 7 en ki أَنْ - 8 nekune oluruz نَكُونَ كون 9 nehnu bizler نَحْنُ - 10 l-mulkine atanlar الْمُلْقِينَ لقي", "ayetNo" : "115", "id" : "1828", "kuranAyetNo" : "1069", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Kimi doğru yola kılavuzlar Allah öyle ki o doğru yolu bulandır; ve kimi dalalette128 bırakır; öyle ki işte bunlar; onlardır hüsrana uğrayanlardır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 men kimi مَنْ - 2 yehdi doğru yola kılavuzlar يَهْدِ هدي 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 fehuve öyle ki o فَهُوَ - 5 l-muhtedi doğru yolu bulandır الْمُهْتَدِي هدي 6 vemen ve kimi وَمَنْ - 7 yudlil dalalette bırakır يُضْلِلْ ضلل 8 feulaike öyle ki işte bunlar فَأُولَٰئِكَ - 9 humu onlardır هُمُ - 10 l-hasirune hüsrana uğrayanlardır الْخَاسِرُونَ خسر", "ayetNo" : "178", "id" : "1886", "kuranAyetNo" : "1132", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Şirk71 mi koşarlar bir şey yaratamayanı? Ve (oysa) onlar yaratılırlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eyuşrikune ortak mı koşarlar أَيُشْرِكُونَ شرك 2 ma   مَا - 3 la   لَا - 4 yehluku yaratamayanı يَخْلُقُ خلق 5 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 6 ve hum ve onlar وَهُمْ - 7 yuhlekune yaratılırlar يُخْلَقُونَ خلق", "ayetNo" : "191", "id" : "1898", "kuranAyetNo" : "1145", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve ant olsun tuttuk firavun ailesini senelerle* ve bir eksiltme (-yle) ürünlerden; belki onlar zikrederler78.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 2 ehazna tuttuk أَخَذْنَا اخذ 3 ale ailesini الَ اول 4 fir'avne firavun فِرْعَوْنَ - 5 bis-sinine senelerle بِالسِّنِينَ سنو 6 ve neksin ve eksiltme وَنَقْصٍ نقص 7 mine   مِنَ - 8 s-semerati ürünlerden الثَّمَرَاتِ ثمر 9 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 10 yezzekkerune hatırlarlar يَذَّكَّرُونَ ذكر", "ayetNo" : "130", "id" : "1842", "kuranAyetNo" : "1084", "not1" : "*Her sene gerçekleşen Nil'in taşma döngüsünün en az 3 sene veya daha fazla sene gerçekleşmemesi.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve ne zaman ki sukut etti\/sustu Mûsâ’dan gazap; tuttu levhaları; ve onun* nüshasındadır\/kopyasındadır679 bir doğru yola kılavuz ve bir rahmet271; kimselere (ki) onlar Rablerinden4 korkarlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velemma ve ne zaman ki وَلَمَّا - 2 sekete sukut etti\/sustu سَكَتَ سكت 3 an   عَنْ - 4 musa Mûsâ’dan مُوسَى - 5 l-gadebu gazap الْغَضَبُ غضب 6 ehaze tuttu أَخَذَ اخذ 7 l-elvaha levhaları الْأَلْوَاحَ لوح 8 ve fi ve  وَفِي - 9 nushatiha onun nüshasındadır\/kopyasındadır نُسْخَتِهَا نسخ 10 huden bir doğru yola kılavuz هُدًى هدي 11 ve rahmetun ve bir rahmet وَرَحْمَةٌ رحم 12 lillezine kimselere (ki) لِلَّذِينَ - 13 hum onlar هُمْ - 14 lirabbihim Rablerinden لِرَبِّهِمْ ربب 15 yerhebune korkarlar يَرْهَبُونَ رهب", "ayetNo" : "154", "id" : "1866", "kuranAyetNo" : "1108", "not1" : "*Dişil tekil zamir Yüce Allah'ın ayetini\/ayetlerini işaret eder.  ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ne kötüdür misali\/benzeri kavmin\/toplumun; kimselerin (ki) yalanladılar ayetlerimizi; ve kendi nefislerine201 oldular zulmederler257.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "177", "id" : "1885", "kuranAyetNo" : "1131", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman (bir çıkış\/kurtuluş) keşfetsek onlara cezalandırmadan; bir ecele* kadar (ki) onlar ulaşanlardır ona*; o zaman onlar bozarlar**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 keşefna çıkış keşfetsek كَشَفْنَا كشف 3 anhumu onlardan عَنْهُمُ - 4 r-ricze cezalandırmaya الرِّجْزَ رجز 5 ila kadar إِلَىٰ - 6 ecelin bir ecele أَجَلٍ اجل 7 hum onlar هُمْ - 8 baliguhu ulaşanlardır ona بَالِغُوهُ بلغ 9 iza o zaman إِذَا - 10 hum onlar هُمْ - 11 yenkusune bozarlar يَنْكُثُونَ نكث", "ayetNo" : "135", "id" : "1847", "kuranAyetNo" : "1089", "not1" : "*Süreye. **Ahitlerini, sözleşmelerini, antlaşmalarını.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "\"Doğrusu şunlar; paramparça\/toz duman edilendir* onların** kendisi içinde (oldukları); ve bir batıldır199 yapar oldukları.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ha'ula'i şunlar هَٰؤُلَاءِ - 3 mutebberun param parça edilendir مُتَبَّرٌ تبر 4 ma   مَا - 5 hum onlar هُمْ - 6 fihi onun içindedir فِيهِ - 7 ve batilun ve bir batıldır وَبَاطِلٌ بطل 8 ma   مَا - 9 kanu oldukları كَانُوا كون 10 yea'melune yapar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "139", "id" : "1851", "kuranAyetNo" : "1093", "not1" : "*Yaptıkları batıl inanç. **İdollere yapışanlar.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi (Allah): \"Ey Mûsâ! Doğrusu ben saflaştırdım seni insanlara karşı; risâletimle223 ve kelamımla369; öyle ki tut\/edin verdiğimi* sana; ve ol şükredenlerden.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Allah) قَالَ قول 2 ya musa ey Mûsâ يَا مُوسَىٰ - 3 inni doğrusu ben إِنِّي - 4 stafeytuke saflaştırdım seni اصْطَفَيْتُكَ صفو 5 ala karşı عَلَى - 6 n-nasi insanlara النَّاسِ نوس 7 birisalati risaletimle بِرِسَالَاتِي رسل 8 ve bikelami ve kelamımla وَبِكَلَامِي كلم 9 fehuz öyle ki tut فَخُذْ اخذ 10 ma   مَا - 11 ateytuke verdiğimi sana اتَيْتُكَ اتي 12 ve kun ve ol وَكُنْ كون 13 mine   مِنَ - 14 ş-şakirine şükredenlerden الشَّاكِرِينَ شكر", "ayetNo" : "144", "id" : "1856", "kuranAyetNo" : "1098", "not1" : "*Taş levhalara\/tabletlere yazılan Tevrât'ı.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve geldi sihirbazlar firavuna; dediler: \"Doğrusu bizedir mutlak bir ecir\/karşılık eğer olursak bizler galipler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veca'e ve geldi وَجَاءَ جيا 2 s-seharatu sihirbazlar السَّحَرَةُ سحر 3 fir'avne firavuna فِرْعَوْنَ - 4 kalu dediler قَالُوا قول 5 inne doğrusu إِنَّ - 6 lena bize لَنَا - 7 leecran mutlak bir ecir لَأَجْرًا اجر 8 in eğer إِنْ - 9 kunna olursak كُنَّا كون 10 nehnu bizler نَحْنُ - 11 l-galibine galipler الْغَالِبِينَ غلب", "ayetNo" : "113", "id" : "1826", "kuranAyetNo" : "1067", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve Allah’adır güzel isimler49; öyle ki çağırın onunla*; ve bırakın kimseleri (ki) eğilirler\/saparlar O'nun** isimlerinde49; cezalandırılacaklar63 yapar olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velillahi ve Allah’adır وَلِلَّهِ - 2 l-esma'u isimler الْأَسْمَاءُ سمو 3 l-husna güzel الْحُسْنَىٰ حسن 4 fed'uhu öyle ki çağırın فَادْعُوهُ دعو 5 biha onunla بِهَا - 6 ve zeru ve bırakın وَذَرُوا وذر 7 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 8 yulhidune eğilirler\/saparlar يُلْحِدُونَ لحد 9 fi   فِي - 10 esmaihi O'nun isimlerinde أَسْمَائِهِ سمو 11 seyuczevne cezalandırılacaklar سَيُجْزَوْنَ جزي 12 ma   مَا - 13 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 14 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "180", "id" : "1887", "kuranAyetNo" : "1134", "not1" : "*İsimle. **Allah'ın.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Sonra değiştirdik kötülük mekanını güzelliğe; ta ki hızla geliştiler; ve dediler: \"Muhakkak temas etti atalarımıza\/babalarımıza darlık; ve haz\/sevinç (-de)\"; öyle ki yakaladık onları ansızın ve onlar şuurlanmıyorlardı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 beddelna değiştirdik بَدَّلْنَا بدل 3 mekane mekanını مَكَانَ كون 4 s-seyyieti kötülük السَّيِّئَةِ سوا 5 l-hasenete güzelliğe الْحَسَنَةَ حسن 6 hatta ta ki حَتَّىٰ - 7 afev hızla geliştiler عَفَوْا عفو 8 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 9 kad muhakkak قَدْ - 10 messe temas etti مَسَّ مسس 11 aba'ena atalarımıza\/babalarımıza ابَاءَنَا ابو 12 d-derra'u darlık الضَّرَّاءُ ضرر 13 ve sserra'u ve haz\/sevinç وَالسَّرَّاءُ سرر 14 feehaznahum öyle ki yakaladık onları فَأَخَذْنَاهُمْ اخذ 15 begteten ansızın بَغْتَةً بغت 16 vehum ve onlar وَهُمْ - 17 la   لَا - 18 yeş'urune şuurlanmazlar يَشْعُرُونَ شعر", "ayetNo" : "95", "id" : "1808", "kuranAyetNo" : "1049", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve çıkardı\/soydu (Mûsâ) elini; öyle ki o zaman o beyazdı677 bakanlara.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve nezea ve çıkardı\/soydu وَنَزَعَ نزع 2 yedehu elini يَدَهُ يدي 3 fe iza öyle ki o zaman فَإِذَا - 4 hiye o هِيَ - 5 beyda'u beyazdı بَيْضَاءُ بيض 6 linnazirine bakanlara لِلنَّاظِرِينَ نظر", "ayetNo" : "108", "id" : "1821", "kuranAyetNo" : "1062", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yüz çevirdi (Şuayb) onlardan; ve dedi: \"Ey kavmim\/toplumum! Ant olsun belagat399 ettim risâletini223 Rabbimin4; ve nasihat ettim sizlere; öyle ki nasıl acırım\/üzülürüm kâfirler25 (olan) bir kavme\/topluma karşı.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fetevella öyle ki yüz çevirdi  فَتَوَلَّىٰ ولي 2 anhum onlardan عَنْهُمْ - 3 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 4 ya kavmi ey kavmim\/toplumum يَا قَوْمِ قوم 5 lekad andolsun لَقَدْ - 6 eblegtukum belagat ettim أَبْلَغْتُكُمْ بلغ 7 risalati risaletini رِسَالَاتِ رسل 8 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب 9 ve nesahtu ve nasihat ettim وَنَصَحْتُ نصح 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 fekeyfe öyle ki nasıl فَكَيْفَ كيف 12 asa acırım\/üzülürüm اسَىٰ اسو 13 ala karşı عَلَىٰ - 14 kavmin bir kavme\/topluma قَوْمٍ قوم 15 kafirine kâfirler (olan) كَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "93", "id" : "1806", "kuranAyetNo" : "1047", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ya da dersiniz (diye): \"Doğrusu şirk71 koştuğudur babalarımız\/atalarımızın önceden; ve olduk bir zürriyet380 onlardan sonra; helak mı edersin bizleri faaliyet ettiğiyle batıllaştıranların\/iptal edenlerin682.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ev ya da أَوْ - 2 tekulu dersiniz تَقُولُوا قول 3 innema doğrusu إِنَّمَا - 4 eşrake şirk koştuğu أَشْرَكَ شرك 5 aba'una babalarımız\/atalarımızın ابَاؤُنَا ابو 6 min   مِنْ - 7 kablu önceden قَبْلُ قبل 8 ve kunna ve olduk وَكُنَّا كون 9 zurriyyeten bir zürriyet ذُرِّيَّةً ذرر 10 min   مِنْ - 11 bea'dihim onlardan sonra بَعْدِهِمْ بعد 12 efetuhlikuna helak mı edersin  bizleri أَفَتُهْلِكُنَا هلك 13 bima   بِمَا - 14 feale faaliyet ettiğiyle فَعَلَ فعل 15 l-mubtilune batıllaştıranların\/iptal edenlerin الْمُبْطِلُونَ بطل", "ayetNo" : "173", "id" : "1881", "kuranAyetNo" : "1127", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki halife65 oldu onların sonrasında bir halife65 (ki) varis oldular kitaba*; tutarlar\/edinirler arzını\/sunduğunu bu alçağın**; ve derler: \"Mağfiret319 edilecek bizlere\"; ve eğer gelse onlara arzın\/sunulanın kendi (kadar) misli; tutarlar\/edinirler onu; asla tutmazlar\/edinmezler üzerlerine kitabın* mîsâkını281 ki \"demeyin Allah’a karşı hak\/gerçek dışında\" (dır); ve (oysa) ders çalıştılar (onlar) onun* içindekine; ve ahiret diyarı hayırlıdır kimselere (ki) takvalı21 olurlar; öyle ki akletmez misiniz?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fehalefe öyle ki halife oldu فَخَلَفَ خلف 2 min   مِنْ - 3 bea'dihim onların sonrasında بَعْدِهِمْ بعد 4 halfun bir halife خَلْفٌ خلف 5 verisu varis oldular وَرِثُوا ورث 6 l-kitabe kitaba الْكِتَابَ كتب 7 ye'huzune edinirler يَأْخُذُونَ اخذ 8 arade arzını\/sunduğunu عَرَضَ عرض 9 haza bu هَٰذَا - 10 l-edna alçağın الْأَدْنَىٰ دنو 11 ve yekulune ve derler وَيَقُولُونَ قول 12 seyugferu mağfiret edilecek سَيُغْفَرُ غفر 13 lena bizlere لَنَا - 14 ve in ve eğer وَإِنْ - 15 ye'tihim gelse onlara يَأْتِهِمْ اتي 16 aradun arzı\/sunulan عَرَضٌ عرض 17 misluhu misli onun مِثْلُهُ مثل 18 ye'huzuhu tutarlar\/edinirler onu يَأْخُذُوهُ اخذ 19 elem asla  أَلَمْ - 20 yu'haz tutmazlar\/edinmezler يُؤْخَذْ اخذ 21 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 22 misaku misakını مِيثَاقُ وثق 23 l-kitabi kitabın الْكِتَابِ كتب 24 en ki أَنْ - 25 la   لَا - 26 yekulu demeyin يَقُولُوا قول 27 ala karşı عَلَى - 28 llahi Allah’a اللَّهِ - 29 illa dışında إِلَّا - 30 l-hakka hak\/gerçek الْحَقَّ حقق 31 vederasu ve ders çalıştılar وَدَرَسُوا درس 32 ma   مَا - 33 fihi onun içindekine فِيهِ - 34 ve ddaru ve diyarı وَالدَّارُ دور 35 l-ahiratu Âhiret الْاخِرَةُ اخر 36 hayrun hayırlıdır خَيْرٌ خير 37 lillezine kimselere (ki) لِلَّذِينَ - 38 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي 39 efela öyle ki  أَفَلَا - 40 tea'kilune akletmezler misiniz? تَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "169", "id" : "1879", "kuranAyetNo" : "1123", "not1" : "*Tevrât'a. **Daha alçak\/aşağı bir evrende olan Dünya gezegeninin.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve kurtardığımız zaman sizleri firavun ailesinden; dayatıyorlardı sizlere azabın kötülüsünü; katlediyorlardı35 oğullarınızı; ve hayatta bırakıyorlardı kadınlarınızı; ve işte sizlereydi bir bela Azîm94 (olan) Rabbinizden4.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve  وَإِذْ - 2 enceynakum kurtardığımız zaman أَنْجَيْنَاكُمْ نجو 3 min   مِنْ - 4 ali ailesinden الِ اول 5 fir'avne firavun فِرْعَوْنَ - 6 yesumunekum dayatıyorlardı sizlere يَسُومُونَكُمْ سوم 7 su'e kötüsünü سُوءَ سوا 8 l-azabi azabın الْعَذَابِ عذب 9 yukattilune katlediyorlardı يُقَتِّلُونَ قتل 10 ebna'ekum oğullarınızı أَبْنَاءَكُمْ بني 11 ve yestehyune ve hayatta bırakıyorlardı وَيَسْتَحْيُونَ حيي 12 nisa'ekum kadınlarınızı نِسَاءَكُمْ نسو 13 ve fi ve  وَفِي - 14 zalikum işte sizlereydi ذَٰلِكُمْ - 15 bela'un bir bela بَلَاءٌ بلو 16 min   مِنْ - 17 rabbikum Rabbiniz رَبِّكُمْ ربب 18 azimun Azîm عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "141", "id" : "1853", "kuranAyetNo" : "1095", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi (Mûsâ): \"Atın\"; öyle ki ne zaman attılar*; sihre bürüdüler* insanların gözlerini; ve ürküttüler* onları**; ve geldiler* büyük bir sihirle.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Mûsâ) قَالَ قول 2 elku atın أَلْقُوا لقي 3 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 4 elkav attılar أَلْقَوْا لقي 5 seharu sihire bürüdüler سَحَرُوا سحر 6 ea'yune gözlerini أَعْيُنَ عين 7 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 8 vesterhebuhum ve ürküttüler onları وَاسْتَرْهَبُوهُمْ رهب 9 ve ca'u ve geldiler وَجَاءُوا جيا 10 bisihrin bir sihirle بِسِحْرٍ سحر 11 azimin büyük عَظِيمٍ عظم", "ayetNo" : "116", "id" : "1829", "kuranAyetNo" : "1070", "not1" : "*Sihirbazlar. **İnsanları.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve kestik681 onları yerde ümmetlere305; onlardandır** sâlihler217; ve onlardandır** bunun astından\/aşağısından; ve belalandırdık256 onları güzelliklerle ve kötülüklerle; belki onlar dönerler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kattaa'nahum ve kestik oları وَقَطَّعْنَاهُمْ قطع 2 fi   فِي - 3 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 4 umemen ümmetlere أُمَمًا امم 5 minhumu onlardandır مِنْهُمُ - 6 s-salihune salihlerdir الصَّالِحُونَ صلح 7 ve minhum ve onlardandır وَمِنْهُمْ - 8 dune astından دُونَ دون 9 zalike bunun ذَٰلِكَ - 10 ve belevnahum ve belalandırdık onları وَبَلَوْنَاهُمْ بلو 11 bil-hasenati güzelliklerle بِالْحَسَنَاتِ حسن 12 ve sseyyiati ve kötülüklerle وَالسَّيِّئَاتِ سوا 13 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 14 yerciune dönerler يَرْجِعُونَ رجع", "ayetNo" : "168", "id" : "1878", "kuranAyetNo" : "1122", "not1" : "*Yahudiler kıyamet gününe kadar asla tek bir ümmet şeklinde bir araya gelemez. Dünya'nın dört bir yanına dağılmış ümmetler şeklinde dağılmışlardır. **Bir toplum\/kavim için tamamen kötüdür ya da tamamen iyidir demek asla doğru değildir. Her toplumda olduğu gibi iyi ve kötü insanlar vardır. Bir toplumu\/kavmi oluşturan insanlarda iyilerin sayısının artması kavmin\/toplumun da aynı istikamette gitmesini sağlar.  ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve edindi\/tuttu Mûsâ'nın kavmi\/toplumu onun* sonrasında süs donatılarından bir buzağı; bir ceset (olarak); onadır** böğürme; asla görmezler mi ki o** kelam etmez onlara; ve doğru bir yola kılavuzlamaz; edindiler\/tuttular onu**; ve oldular zalimler257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vettehaze ve edindi\/tuttu وَاتَّخَذَ اخذ 2 kavmu kavmi قَوْمُ قوم 3 musa Musa'nın مُوسَىٰ - 4 min   مِنْ - 5 bea'dihi sonrasında onun بَعْدِهِ بعد 6 min   مِنْ - 7 huliyyihim süs donatılarından حُلِيِّهِمْ حلي 8 iclen bir buzağı عِجْلًا عجل 9 ceseden bir cesedi (olarak) جَسَدًا جسد 10 lehu onadır لَهُ - 11 huvarun böğürmesi خُوَارٌ خور 12 elem asla أَلَمْ - 13 yerav görmezler mi يَرَوْا راي 14 ennehu ki o أَنَّهُ - 15 la   لَا - 16 yukellimuhum kelam etmez onlara يُكَلِّمُهُمْ كلم 17 ve la ve  وَلَا - 18 yehdihim doğru yola kılavuzlamaz يَهْدِيهِمْ هدي 19 sebilen bir yol سَبِيلًا سبل 20 ttehazuhu edindiler\/tuttular onu اتَّخَذُوهُ اخذ 21 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 22 zalimine zalimler ظَالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "148", "id" : "1860", "kuranAyetNo" : "1102", "not1" : "*Mûsâ'nın 30+10 gece gitmesi sonrasında. **Buzağıya.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "İster (Mûsâ) ki çıkarsın sizleri arzınızdan\/ülkenizden; o durumda ne emredersiniz?\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yuridu ister يُرِيدُ رود 2 en ki أَنْ - 3 yuhricekum çıkarsın sizleri يُخْرِجَكُمْ خرج 4 min   مِنْ - 5 erdikum arzınızdan\/ülkenizden أَرْضِكُمْ ارض 6 femaza o durumda ne فَمَاذَا - 7 te'murune emredersiniz تَأْمُرُونَ امر", "ayetNo" : "110", "id" : "1823", "kuranAyetNo" : "1064", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dediler: \"Beklet onu* ve kardeşini; ve gönder şehirlere haşrediciler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 ercih beklet onu أَرْجِهْ رجو 3 ve ehahu ve kardeşini وَأَخَاهُ اخو 4 ve ersil ve gönder وَأَرْسِلْ رسل 5 fi   فِي - 6 l-medaini şehirlere الْمَدَائِنِ مدن 7 haşirine haşrediciler حَاشِرِينَ حشر", "ayetNo" : "111", "id" : "1824", "kuranAyetNo" : "1065", "not1" : "*Mûsâ'yı.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve yazdık ona (Mûsâ'ya) levhalarda* her bir şeyden; bir vaaza dair ve her bir şeyi bir tefsîl651 (olarak); öyle ki tut\/edin onu* kuvvetle; ve emret kavmine\/toplumuna (ki) tutsunlar\/edinsinler daha güzeliyle** onun*; göstereceğim sizlere fâsıkların38 diyarını.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ketebna ve yazdık وَكَتَبْنَا كتب 2 lehu ona لَهُ - 3 fi   فِي - 4 l-elvahi levhalarda الْأَلْوَاحِ لوح 5 min   مِنْ - 6 kulli herbir  كُلِّ كلل 7 şey'in şeyden شَيْءٍ شيا 8 mev'izeten bir vaaza dair مَوْعِظَةً وعظ 9 ve tefsilen ve bir tefsil وَتَفْصِيلًا فصل 10 likulli herbir لِكُلِّ كلل 11 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 12 fehuzha öyle ki tut onu فَخُذْهَا اخذ 13 bikuvvetin kuvvetle بِقُوَّةٍ قوي 14 ve'mur ve emret وَأْمُرْ امر 15 kavmeke kavmine قَوْمَكَ قوم 16 ye'huzu tutsunlar\/edinsinler يَأْخُذُوا اخذ 17 biehseniha onun daha güzeliyle بِأَحْسَنِهَا حسن 18 seurikum göstereceğim sizlere سَأُرِيكُمْ راي 19 dara diyarını دَارَ دور 20 l-fasikine fasıkların الْفَاسِقِينَ فسق", "ayetNo" : "145", "id" : "1857", "kuranAyetNo" : "1099", "not1" : "*Taş tabletler halinde olan Tevrât. **Tevrât'ın hükümlerini hayatlarına geçirmeleri daha güzeldir.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve güç yetirip itaat edemezler* onlara** bir yardıma; ne de kendi*** nefislerine201 yardım edebilirler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve  وَلَا - 2 yestetiune güç yetirip itaat edemezler يَسْتَطِيعُونَ طوع 3 lehum onlara لَهُمْ - 4 nesran bir yardıma نَصْرًا نصر 5 ve la ne de وَلَا - 6 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس 7 yensurune yardım edemezler يَنْصُرُونَ نصر", "ayetNo" : "192", "id" : "1899", "kuranAyetNo" : "1146", "not1" : "*Şirk koştukları. **Şirk koşanlara. ***Şirk koşulanların nefis sahibi canlılar olduğunu anlarız.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve Mûsâ’nın kavmindendir\/toplumundandır bir ümmet305 (ki) doğru yola kılavuzlar hakla\/gerçekle; ve onunla* adaleti680 yerine getirirler.", "ayetNo" : "159", "id" : "1870", "kuranAyetNo" : "1113", "not1" : "*Hakla\/gerçekle.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve asla doğru yola kılavuzlamaz mı kimseleri (ki) varis olurlar yere onun* ehli568 sonrasında? Ki şayet dilersek isabet ettirirdik** onlara günahlarıyla; ve mühürleriz175 kalplerinin üzerini; öyle ki onlar işitmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 evelem ve asla أَوَلَمْ - 2 yehdi doğru yola kılavuzlamaz mı يَهْدِ هدي 3 lillezine kimseleri لِلَّذِينَ - 4 yerisune varis olurlar يَرِثُونَ ورث 5 l-erde yere الْأَرْضَ ارض 6 min   مِنْ - 7 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 8 ehliha onun ehlin أَهْلِهَا اهل 9 en ki أَنْ - 10 lev şayet لَوْ - 11 neşa'u dilersek نَشَاءُ شيا 12 esabnahum isabet ettirirdik onlara أَصَبْنَاهُمْ صوب 13 bizunubihim günahlarıyla بِذُنُوبِهِمْ ذنب 14 ve netbeu ve mühürleriz وَنَطْبَعُ طبع 15 ala üzerini عَلَىٰ - 16 kulubihim kalblerinin قُلُوبِهِمْ قلب 17 fehum öyle ki onlar فَهُمْ - 18 la   لَا - 19 yesmeune işitmezler يَسْمَعُونَ سمع", "ayetNo" : "100", "id" : "1813", "kuranAyetNo" : "1054", "not1" : "*Kentin. **Perişanlığı, ızdırabı.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve yarattığım kimselerdendir bir ümmet305; doğru yola kılavuzlar hakla\/gerçekle; ve onunla* adaletli olurlar\/sağlarlar.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "181", "id" : "1888", "kuranAyetNo" : "1135", "not1" : "*Hakla\/gerçekle.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve işte böyledir; tefsîl651 ederiz ayetleri; ve belki onlar dönerler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 2 nufessilu tefsil ederiz نُفَصِّلُ فصل 3 l-ayati ayetleri الْايَاتِ ايي 4 veleallehum ve belki onlar وَلَعَلَّهُمْ - 5 yerciune dönerler يَرْجِعُونَ رجع", "ayetNo" : "174", "id" : "1882", "kuranAyetNo" : "1128", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve dediler: \"Ne kadar gelsen de bizlere kendisiyle bir ayetten287; sihirle büyülemek için bizleri onunla; öyle ki değiliz bizler sana iman47 edenler.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kalu ve dediler وَقَالُوا قول 2 mehma ne kadar مَهْمَا - 3 te'tina gelsen de bizlere تَأْتِنَا اتي 4 bihi onunla بِهِ - 5 min bir مِنْ - 6 ayetin bir ayetten ايَةٍ ايي 7 litesharana sihirle büyülemek için لِتَسْحَرَنَا سحر 8 biha kendisiyle بِهَا - 9 fema öyle ki değiliz فَمَا - 10 nehnu biz نَحْنُ - 11 leke sana لَكَ - 12 bimu'minine iman edenler بِمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "132", "id" : "1844", "kuranAyetNo" : "1086", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve kimseleri (ki) yalanladılar196 ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı; boşa çıktı yaptıkları; cezalandırılırlar63 mı (ki) yapar oldukları dışında?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseleri (ki) وَالَّذِينَ - 2 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 3 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 4 velika'i ve kavuşmayı وَلِقَاءِ لقي 5 l-ahirati ahirete الْاخِرَةِ اخر 6 habitat boşa çıktı حَبِطَتْ حبط 7 ea'maluhum yaptıkları أَعْمَالُهُمْ عمل 8 hel mı هَلْ - 9 yuczevne cezalandırılırlar يُجْزَوْنَ جزي 10 illa dışında إِلَّا - 11 ma   مَا - 12 kanu olduklarını كَانُوا كون 13 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "147", "id" : "1859", "kuranAyetNo" : "1101", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve dedi mele364 firavunun kavminden\/toplumundan: \"Bırakır mısın Mûsâ’yı ve onun kavmini\/toplumunu fesat265 çıkarmaları için yerde?; ve bırakır (Mûsâ) seni ve senin ilâhlarını\"; dedi (firavun): \"Katledeceğiz onların oğullarını ve hayatta bırakacağız onların kadınlarını; ve doğrusu biz üstünüyüz onların kâhirler* (olarak).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 2 l-meleu mele الْمَلَأُ ملا 3 min   مِنْ - 4 kavmi kavminden\/toplumundan قَوْمِ قوم 5 fir'avne firavunun فِرْعَوْنَ - 6 etezeru bırakır mısın أَتَذَرُ وذر 7 musa Mûsâ’yı مُوسَىٰ - 8 ve kavmehu ve kavmini\/toplumunu وَقَوْمَهُ قوم 9 liyufsidu fesat çıkarmaları için لِيُفْسِدُوا فسد 10 fi   فِي - 11 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 12 ve  yezerake ve bırakır seni وَيَذَرَكَ وذر 13 ve aliheteke ve senin ilahlarını وَالِهَتَكَ اله 14 kale dedi قَالَ قول 15 senukattilu katledeceğiz سَنُقَتِّلُ قتل 16 ebna'ehum oğullarını onların أَبْنَاءَهُمْ بني 17 ve nestehyi ve hayatta bırakacağız وَنَسْتَحْيِي حيي 18 nisa'ehum kadınlarını onların نِسَاءَهُمْ نسو 19 ve inna ve doğrusu biz وَإِنَّا - 20 fevkahum üstünüyüz onların فَوْقَهُمْ فوق 21 kahirune kahirler (olarak) قَاهِرُونَ قهر", "ayetNo" : "127", "id" : "1839", "kuranAyetNo" : "1081", "not1" : "*Dilediğini zorla yaptırma gücü olan, güç yetiren, zapt eden, zafer kazanan, kahreden, zorla hizaya getiren.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki fırlattı (Mûsâ) asasını; öyle ki o zaman o* bir apaçık yılandı677.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feelka öyle ki fırlattı فَأَلْقَىٰ لقي 2 asahu asasını عَصَاهُ عصو 3 fe iza öyle ki o zaman فَإِذَا - 4 hiye o هِيَ - 5 sua'banun bir yılandı ثُعْبَانٌ ثعب 6 mubinun apaçık مُبِينٌ بين", "ayetNo" : "107", "id" : "1820", "kuranAyetNo" : "1061", "not1" : "*Asa.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dediler*: \"Eziyet edildik öncesinde ki geldin bizlere; ve gelmen sonrasında (da) bizlere\"; dedi (Mûsâ): \"Belki Rabbiniz4 ki helak eder düşmanınızı; ve halife65 kılar sizleri yere; öyle ki bakar nasıl yaparsınız.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 uzina eziyet edildik أُوذِينَا اذي 3 min   مِنْ - 4 kabli öncesinde قَبْلِ قبل 5 en ki أَنْ - 6 te'tiyena getirdin bizlere تَأْتِيَنَا اتي 7 vemin ve وَمِنْ - 8 bea'di sonrasında بَعْدِ بعد 9 ma   مَا - 10 ci'tena bizlere gelmen جِئْتَنَا جيا 11 kale dedi قَالَ قول 12 asa belki عَسَىٰ عسي 13 rabbukum Rabbiniz رَبُّكُمْ ربب 14 en ki أَنْ - 15 yuhlike helak eder يُهْلِكَ هلك 16 aduvvekum düşmanınızı عَدُوَّكُمْ عدو 17 ve yestehlifekum ve halife kılar sizleri وَيَسْتَخْلِفَكُمْ خلف 18 fi   فِي - 19 l-erdi yere الْأَرْضِ ارض 20 feyenzura öyle ki bakar فَيَنْظُرَ نظر 21 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 22 tea'melune yaparsınız تَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "129", "id" : "1841", "kuranAyetNo" : "1083", "not1" : "*Mûsâ'nın kavmi.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Bir hak\/gerçek üzerinedir ki demem Allah'a karşı hak\/gerçek dışında; muhakkak geldim sizlere Rabbinizden4 bir beyanla226 ; öyle ki gönder İsrâîloğullarını197 benimle.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 hakikun bir hak حَقِيقٌ حقق 2 ala üzerinedir عَلَىٰ - 3 en ki أَنْ - 4 la   لَا - 5 ekule demem أَقُولَ قول 6 ala karşı عَلَى - 7 llahi Allah'a اللَّهِ - 8 illa dışında إِلَّا - 9 l-hakka hak\/gerçek الْحَقَّ حقق 10 kad muhakkak قَدْ - 11 ci'tukum geldim sizlere جِئْتُكُمْ جيا 12 bibeyyinetin beyanla بِبَيِّنَةٍ بين 13 min   مِنْ - 14 rabbikum Rabbiniden رَبِّكُمْ ربب 15 feersil öyle ki gönder فَأَرْسِلْ رسل 16 meiye benimle مَعِيَ - 17 beni oğullarını بَنِي بني 18 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -", "ayetNo" : "105", "id" : "1818", "kuranAyetNo" : "1059", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve şayet ki kentlerin ehli568 (olanlar) iman47 etselerdi ve takvalı21 olsalardı; öyle ki açardık üzerlerine bereketler gökten180 ve yerden; velakin\/fakat yalanladılar244; öyle ki tuttuk onları kazanır olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev ve şayet وَلَوْ - 2 enne ki أَنَّ - 3 ehle ehli أَهْلَ اهل 4 l-kura kentlerin الْقُرَىٰ قري 5 amenu iman etselerdi امَنُوا امن 6 vettekav ve takvalı olsalardı وَاتَّقَوْا وقي 7 lefetehna öyle ki açardık  لَفَتَحْنَا فتح 8 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 9 berakatin bereketler بَرَكَاتٍ برك 10 mine   مِنَ - 11 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو 12 vel'erdi ve yerden وَالْأَرْضِ ارض 13 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 14 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 15 feehaznahum öyle ki tuttuk onları فَأَخَذْنَاهُمْ اخذ 16 bima   بِمَا - 17 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 18 yeksibune kazanırlar يَكْسِبُونَ كسب", "ayetNo" : "96", "id" : "1809", "kuranAyetNo" : "1050", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki intikam aldık onlardan; öyle ki boğduk onları bol suda; nedeniyle ki onlar yalanladılar ayetlerimizi237; ve oldular ondan* gâfiller310.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fentekamna öyle ki intikam aldık فَانْتَقَمْنَا نقم 2 minhum onlardan مِنْهُمْ - 3 fe egraknahum öyle ki boğduk onları فَأَغْرَقْنَاهُمْ غرق 4 fi   فِي - 5 l-yemmi bol suda الْيَمِّ يمم 6 biennehum nedeniyle ki onlar بِأَنَّهُمْ - 7 kezzebu yalanladılar كَذَّبُوا كذب 8 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 9 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 10 anha ondan عَنْهَا - 11 gafiline gafiller غَافِلِينَ غفل", "ayetNo" : "136", "id" : "1848", "kuranAyetNo" : "1090", "not1" : "*Ayetten.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi (Mûsâ): \"Rabbim4! Mağfiret319 et bana ve kardeşime; ve sok bizleri rahmetine271; ve sensin en rahîm2 (olan) Rahîm2.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (Mûsâ) قَالَ قول 2 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 3 gfir mağfiret et اغْفِرْ غفر 4 li bana لِي - 5 veliehi ve kardeşime وَلِأَخِي اخو 6 ve edhilna ve sok bizleri وَأَدْخِلْنَا دخل 7 fi   فِي - 8 rahmetike rahmetine رَحْمَتِكَ رحم 9 veente ve sensin وَأَنْتَ - 10 erhamu en rahim (olan) أَرْحَمُ رحم 11 r-rahimine Rahîm الرَّاحِمِينَ رحم", "ayetNo" : "151", "id" : "1863", "kuranAyetNo" : "1105", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "O (ki) yaratandır sizleri tek bir nefisten201; ve yaptı (Allah) ondan (dişiden) eşini onun (dişinin); sükûn bulması için (erkeğin) onunla (dişiyle); öyle ki ne zaman sardı\/örttü (erkek) onu (dişiyi); yüklendi (dişi) hafif bir yük; öyle ki geçti\/geçirdi (dişi) onunla; öyle ki ne zaman ağırlaştı (dişi); çağırdı ikisi Allah’ı; Rablerini4; eğer verdiysen bizlere bir sâlih217; mutlak oluruz şükredenler43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 huve O هُوَ - 2 llezi  (ki) الَّذِي - 3 halekakum yaratandır sizleri خَلَقَكُمْ خلق 4 min bir  مِنْ - 5 nefsin nefisten نَفْسٍ نفس 6 vahidetin tek وَاحِدَةٍ وحد 7 ve ceale ve yaptı وَجَعَلَ جعل 8 minha ondan (dişiden) مِنْهَا - 9 zevceha eşini onun (dişinin) زَوْجَهَا زوج 10 liyeskune sukun bulması için (erkeğin) لِيَسْكُنَ سكن 11 ileyha onunla (dişiyle) إِلَيْهَا - 12 fe lemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 13 tegaşşaha sardı\/örttü (erkek) onu (dişiyi) تَغَشَّاهَا غشو 14 hamelet yüklendi (dişi) حَمَلَتْ حمل 15 hamlen bir yük حَمْلًا حمل 16 hafifen hafif خَفِيفًا خفف 17 fe merrat öyle ki geçti (dişi) فَمَرَّتْ مرر 18 bihi onunla بِهِ - 19 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 20 eskalet ağırlaştı أَثْقَلَتْ ثقل 21 deava çağırdı ikisi دَعَوَا دعو 22 llahe Allah’ı اللَّهَ - 23 rabbehuma Rablerini رَبَّهُمَا ربب 24 lein eğer لَئِنْ - 25 ateytena verdiysen bizlere اتَيْتَنَا اتي 26 salihen bir salih صَالِحًا صلح 27 lenekunenne mutlak oluruz لَنَكُونَنَّ كون 28 mine   مِنَ - 29 ş-şakirine şükredenler- الشَّاكِرِينَ شكر", "ayetNo" : "189", "id" : "1896", "kuranAyetNo" : "1143", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yenilgiye uğradılar orada\/o anda; ve döndüler küçükler (olarak).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fegulibu öyle ki yenilgiye uğradılar فَغُلِبُوا غلب 2 hunalike orada\/o anda هُنَالِكَ - 3 venkalebu ve döndüler وَانْقَلَبُوا قلب 4 sagirine küçükler (olarak) صَاغِرِينَ صغر", "ayetNo" : "119", "id" : "1832", "kuranAyetNo" : "1073", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "\"Mutlak keserim ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazdan539; sonra mutlak asarım sizleri topluca.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 leukattianne mutlak keserim لَأُقَطِّعَنَّ قطع 2 eydiyekum ellerinizi أَيْدِيَكُمْ يدي 3 ve erculekum ve ayaklarınızı وَأَرْجُلَكُمْ رجل 4 min   مِنْ - 5 hilafin çaprazdan خِلَافٍ خلف 6 summe sonra ثُمَّ - 7 leusallibennekum mutlak asarım sizileri لَأُصَلِّبَنَّكُمْ صلب 8 ecmeiyne topluca أَجْمَعِينَ جمع", "ayetNo" : "124", "id" : "1836", "kuranAyetNo" : "1078", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve uzun bir süredir* onlara; doğrusu (benim) planım** metindir\/sağlamdır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve umli ve uzun bir süredir وَأُمْلِي ملو 2 lehum onlara لَهُمْ - 3 inne doğrusu إِنَّ - 4 keydi (benim) planım كَيْدِي كيد 5 metinun metindir\/sağlamdır مَتِينٌ متن", "ayetNo" : "183", "id" : "1890", "kuranAyetNo" : "1137", "not1" : "*Uzun bir süre verilmiştir onlara. **Stratejim.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler (ki) yaptılar kötülükler; sonra tevbe33 ettiler onun* ardından; ve iman47 ettiler; doğrusu (senin) Rabbin4 onun* ardından mutlak Gafûr20’dur; Rahîm2’dir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 2 amilu yaptılar عَمِلُوا عمل 3 s-seyyiati kötülükler السَّيِّئَاتِ سوا 4 summe sonra ثُمَّ - 5 tabu tevbe ettiler تَابُوا توب 6 min   مِنْ - 7 bea'diha sonrasında onun بَعْدِهَا بعد 8 ve amenu ve iman ettiler وَامَنُوا امن 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 rabbeke (senin) Rabbin رَبَّكَ ربب 11 min   مِنْ - 12 bea'diha sonrasında onun بَعْدِهَا بعد 13 legafurun mutlak Gafûr’dur لَغَفُورٌ غفر 14 rahimun Rahîm’dir. رَحِيمٌ رحم", "ayetNo" : "153", "id" : "1865", "kuranAyetNo" : "1107", "not1" : "*Kötülüğün.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "\"Gelsinler sana her bir âlim sihirbazla.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ye'tuke gelsinler sana يَأْتُوكَ اتي 2 bikulli her bir بِكُلِّ كلل 3 sahirin sihirbazlarla سَاحِرٍ سحر 4 alimin âlim عَلِيمٍ علم", "ayetNo" : "112", "id" : "1825", "kuranAyetNo" : "1066", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve geçmesine cevaz verdik İsrâîloğullarının197 bol sudan; öyle ki vardılar bir kavim üzerine (ki) yapışıyorlardı* kendilerinin idollerine624 karşı; dediler: \"Ey Mûsâ! Yap bizlere bir ilâh74 onların ilâhları74 gibi\"; dedi (Mûsâ): \"Doğrusu sizler cahil489 bir kavimsiniz\/toplumsunuz.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve cave zna ve geçmesine cevaz verdik وَجَاوَزْنَا جوز 2 bibeni oğullarına بِبَنِي بني 3 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 4 l-behra bol sudan الْبَحْرَ بحر 5 feetev öyle ki vardılar فَأَتَوْا اتي 6 ala üzerine عَلَىٰ - 7 kavmin bir kavim قَوْمٍ قوم 8 yea'kufune yapışırlar يَعْكُفُونَ عكف 9 ala karşı عَلَىٰ - 10 esnamin  idollerine أَصْنَامٍ صنم 11 lehum kendilerinin لَهُمْ - 12 kalu dediler قَالُوا قول 13 ya musa ey Musa يَا مُوسَى - 14 c'al yap اجْعَلْ جعل 15 lena bizlere لَنَا - 16 ilahen bir ilah إِلَٰهًا اله 17 kema gibi كَمَا - 18 lehum onların لَهُمْ - 19 alihetun ilahları الِهَةٌ اله 20 kale dedi قَالَ قول 21 innekum doğrusu sizleri إِنَّكُمْ - 22 kavmun bir kavim\/toplum قَوْمٌ قوم 23 techelune cahil تَجْهَلُونَ جهل", "ayetNo" : "138", "id" : "1850", "kuranAyetNo" : "1092", "not1" : "*Tapınmak için yapışıyorlardı.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki vuku buldu hak\/gerçek ve yapar oldukları batıl199.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fevekaa öyle ki vuku buldu فَوَقَعَ وقع 2 l-hakku hak\/gerçek الْحَقُّ حقق 3 ve betale ve batıl وَبَطَلَ بطل 4 ma مَا - 5 kanu oldukları كَانُوا كون 6 yea'melune yaparlar يَعْمَلُونَ عمل", "ayetNo" : "118", "id" : "1831", "kuranAyetNo" : "1072", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman unuttular kendisiyle* zikredileni78; kurtardık kötülükten meneden kimseleri; ve tuttuk zulmetmiş257 kimseleri çetin\/güçlü bir azapla; fâsıklık38 eder olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 nesu unuttular نَسُوا نسي 3 ma   مَا - 4 zukkiru zikredileni ذُكِّرُوا ذكر 5 bihi kendisiyle بِهِ - 6 enceyna kurtardık أَنْجَيْنَا نجو 7 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 8 yenhevne men ediyorlardı يَنْهَوْنَ نهي 9 ani   عَنِ - 10 s-su'i kötülükten السُّوءِ سوا 11 ve ehazna ve tuttuk وَأَخَذْنَا اخذ 12 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 13 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم 14 biazabin bir azapla بِعَذَابٍ عذب 15 beisin çetin بَئِيسٍ باس 16 bima   بِمَا - 17 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 18 yefsukune fasıklık ederler يَفْسُقُونَ فسق", "ayetNo" : "165", "id" : "1875", "kuranAyetNo" : "1119", "not1" : "*Yüce Allah'ın kutsal mesajı.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve göndermiş değiliz bir kente hiçbir nebi132 (ki) tuttuk ahalisini568 onun (kentin) ızdırapla\/sıkıntıyla\/zorlukla ve darlıkla; belki onlar alçak gönüllü* olurlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değiliz وَمَا - 2 erselna göndermiş أَرْسَلْنَا رسل 3 fi   فِي - 4 karyetin bir kente قَرْيَةٍ قري 5 min hiçbir مِنْ - 6 nebiyyin nebi نَبِيٍّ نبا 7 illa   إِلَّا - 8 ehazna tuttuk  أَخَذْنَا اخذ 9 ehleha ahalisini onun (kentin) أَهْلَهَا اهل 10 bil-be'sa'i ızdırapla\/sıkıntıyla\/zorlukla بِالْبَأْسَاءِ باس 11 ve dderra'i ve darlıkla وَالضَّرَّاءِ ضرر 12 leallehum belki onlar لَعَلَّهُمْ - 13 yedderraune alçak gönüllü olurlar يَضَّرَّعُونَ ضرع", "ayetNo" : "94", "id" : "1807", "kuranAyetNo" : "1048", "not1" : "*Kendilerine nebi gelmiş olan kentlere özel bir durum vardır. Rabbimiz nebiye itaat edilmesini istediği için o kentin ahalisini alçak gönüllü olmaya zorlamaktadır. ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "İşte şudur; kentler (ki) kıssalaştırırız sana onun* haberlerinden; ve ant olsun geldi onlara onların resûlleri418 beyanatlarla620; öyle ki olmuş değillerdi iman47 etmeye öncesinde yalanladıkları nedeniyle; işte böyledir; mühürler175 Allah kâfirlerin25 kalplerinin üzerini.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 tilke işte şudur تِلْكَ - 2 l-kura kentler الْقُرَىٰ قري 3 nekussu kıssalaştırırız نَقُصُّ قصص 4 aleyke sana عَلَيْكَ - 5 min   مِنْ - 6 enbaiha haberlerinden onun أَنْبَائِهَا نبا 7 velekad ve ant olsun وَلَقَدْ - 8 ca'ethum gelmişti onlara جَاءَتْهُمْ جيا 9 rusuluhum onların resûlleri رُسُلُهُمْ رسل 10 bil-beyyinati beyanatlarla بِالْبَيِّنَاتِ بين 11 fema öyle ki değildi فَمَا - 12 kanu oldular كَانُوا كون 13 liyu'minu iman etmeye لِيُؤْمِنُوا امن 14 bima ötürü بِمَا - 15 kezzebu yalanladıklarıyla كَذَّبُوا كذب 16 min   مِنْ - 17 kablu öncesinde قَبْلُ قبل 18 kezalike işte böyledir كَذَٰلِكَ - 19 yetbeu mühürledi يَطْبَعُ طبع 20 llahu Allah اللَّهُ - 21 ala üzerini عَلَىٰ - 22 kulubi kalplerinin قُلُوبِ قلب 23 l-kafirine kâfirlerin الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "101", "id" : "1814", "kuranAyetNo" : "1055", "not1" : "*Kentin.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve ne zaman ki vuku buldu üzerlerine cezalandırma dediler: \"Ey Mûsâ! Çağır bizlere (senin) Rabbini4; ahitleştiğiyle (O'nun) senin indinde\/yanında; eğer çıkış keşfedersen (sen) bizden cezalandırmaya; mutlak iman ederiz sana; ve mutlak göndeririz seninle birlikte (olan) İsrâîloğullarını197.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velemma ve ne zaman ki وَلَمَّا - 2 vekaa vukuu buldu وَقَعَ وقع 3 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 4 r-riczu cezalandırma الرِّجْزُ رجز 5 kalu dediler قَالُوا قول 6 ya musa ey Mâsâ يَا مُوسَى - 7 d'u çağır ادْعُ دعو 8 lena bizlere لَنَا - 9 rabbeke (senin) Rabbini رَبَّكَ ربب 10 bima   بِمَا - 11 ahide ahitleştiğiyle عَهِدَ عهد 12 indeke senin indinde\/yanında عِنْدَكَ عند 13 lein eğer لَئِنْ - 14 keşefte çıkış keşfedersen كَشَفْتَ كشف 15 anna bizden عَنَّا - 16 r-ricze cezalandırma الرِّجْزَ رجز 17 lenu'minenne mutlak iman ederiz لَنُؤْمِنَنَّ امن 18 leke sana لَكَ - 19 velenursilenne ve mutlak göndeririz وَلَنُرْسِلَنَّ رسل 20 meake seninle birlikte (olan) مَعَكَ - 21 beni oğullarını بَنِي بني 22 israile İsrail إِسْرَائِيلَ -", "ayetNo" : "134", "id" : "1846", "kuranAyetNo" : "1088", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki gönderdik üzerlerine678 tufan; ve çekirge; ve bit; ve kurbağalar; ve kan; ayrılmış bir ayet (olarak); öyle ki kibirlendiler; ve oldular mücrim674 bir kavim\/toplum.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feerselna öyle ki gönderdik فَأَرْسَلْنَا رسل 2 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 3 t-tufane tufan الطُّوفَانَ طوف 4 velcerade ve çekirge وَالْجَرَادَ جرد 5 velkummele ve bit وَالْقُمَّلَ قمل 6 ve ddefadia ve kurbağalar وَالضَّفَادِعَ ضفدع 7 ve ddeme ve kan وَالدَّمَ دمو 8 ayatin bir ayet (olarak) ايَاتٍ ايي 9 mufessalatin ayrılmış مُفَصَّلَاتٍ فصل 10 festekberu öyle ki kibirlendiler فَاسْتَكْبَرُوا كبر 11 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 12 kavmen bir kavim\/toplum قَوْمًا قوم 13 mucrimine mücrimler مُجْرِمِينَ جرم", "ayetNo" : "133", "ayetNot" : "", "id" : "1845", "kuranAyetNo" : "1087", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve vaat ettik Mûsâ’ya otuz geceyi; ve tamamladık onu* onla (on geceyle); öyle ki tamamladı onun (Mûsâ'nın) Rabbi4 vakti kırk geceye; ve dedi Mûsâ kardeşi Hârûn'a: \"Halife65** ol kavmin\/toplumun içinde; ve ıslah360 et ve tabi olma fesat265 çıkaranların yoluna.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve vaadna ve vaat ettik وَوَاعَدْنَا وعد 2 musa Mûsâ’ya مُوسَىٰ - 3 selasine otuz ثَلَاثِينَ ثلث 4 leyleten geceyi لَيْلَةً ليل 5 ve etmemnaha ve tamamladık onu وَأَتْمَمْنَاهَا تمم 6 biaşrin onla بِعَشْرٍ عشر 7 fetemme öyle ki tamamladık فَتَمَّ تمم 8 mikatu vakit مِيقَاتُ وقت 9 rabbihi Rabbinin رَبِّهِ ربب 10 erbeiyne kırk أَرْبَعِينَ ربع 11 leyleten geceye لَيْلَةً ليل 12 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 13 musa Musa مُوسَىٰ - 14 liehihi kardeşi لِأَخِيهِ اخو 15 harune Harun'a هَارُونَ - 16 hlufni halife ol اخْلُفْنِي خلف 17 fi içinde فِي - 18 kavmi kavminde\/toplumunda قَوْمِي قوم 19 ve eslih ve ıslah et وَأَصْلِحْ صلح 20 ve la ve وَلَا - 21 tettebia' tabi olma تَتَّبِعْ تبع 22 sebile yoluna سَبِيلَ سبل 23 l-mufsidine fesat çıkaranların الْمُفْسِدِينَ فسد", "ayetNo" : "142", "id" : "1854", "kuranAyetNo" : "1096", "not1" : "*30  geceyi. **Benim ardımdan.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve ne zaman ki geldi Mûsâ vaktimize; ve kelam369 etti ona Rabbi4: dedi (Mûsâ): \"Rabbim4! Görün bana; bakarım sana\"; dedi (Allah): \"Asla göremezsin beni; velakin\/fakat bak dağa doğru; öyle ki eğer kararlı kalırsa o makamında; öyle ki yakında göreceksin beni\"; öyle ki ne zaman tecelli etti onun Rabbi4 dağa; yaptı (Allah) onu dümdüz; ve düştü Mûsâ bayılma (-yla); ne zaman ki ayıldı dedi (Mûsâ): \"Subhânsın7 sen! Tevbe33 ettim sana; ve ben evveliyim\/öncüsüyüm müminlerin27.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velemma ve ne zaman وَلَمَّا - 2 ca'e geldi جَاءَ جيا 3 musa Musa مُوسَىٰ - 4 limikatina vaktimize لِمِيقَاتِنَا وقت 5 ve kellemehu ve kelam etti ona وَكَلَّمَهُ كلم 6 rabbuhu Rabbi رَبُّهُ ربب 7 kale dedi قَالَ قول 8 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 9 erini görün bana أَرِنِي راي 10 enzur bakayım أَنْظُرْ نظر 11 ileyke sana إِلَيْكَ - 12 kale dedi ki قَالَ قول 13 len asla لَنْ - 14 terani göremezsin beni تَرَانِي راي 15 velakini velakin\/fakat وَلَٰكِنِ - 16 unzur bak انْظُرْ نظر 17 ila doğru إِلَى - 18 l-cebeli dağa الْجَبَلِ جبل 19 feini öyle ki eğer فَإِنِ - 20 stekarra kararlı kalırsa اسْتَقَرَّ قرر 21 mekanehu makanında مَكَانَهُ كون 22 fesevfe öyle ki yakında  فَسَوْفَ - 23 terani göreceksin beni تَرَانِي راي 24 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 25 tecella tecelli etti تَجَلَّىٰ جلو 26 rabbuhu onu Rabbi رَبُّهُ ربب 27 lilcebeli dağa لِلْجَبَلِ جبل 28 cealehu yaptı onu جَعَلَهُ جعل 29 dekken dümdüz دَكًّا دكك 30 ve harra ve düştü وَخَرَّ خرر 31 musa Mûsâ مُوسَىٰ - 32 saikan bayılma (-yla) صَعِقًا صعق 33 fe lemma ne zaman ki فَلَمَّا - 34 efaka ayıldı أَفَاقَ فوق 35 kale dedi (Mûsâ) قَالَ قول 36 subhaneke Subhansın sen سُبْحَانَكَ سبح 37 tubtu tevbe ettim تُبْتُ توب 38 ileyke sana إِلَيْكَ - 39 ve ena ve ben وَأَنَا - 40 evvelu evveliyim\/öncüsüyüm أَوَّلُ اول 41 l-mu'minine müminlerin الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "143", "id" : "1855", "kuranAyetNo" : "1097", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve asla bakmazlar mı melekûtuna685 göklerin162 ve yerin; yarattığına Allah'ın (her) bir şeyden; ve belki de olur ki muhakkak yakınlaşmıştır ecelleri onların; öyle ki hangi hadise\/söze sonrasında onun* iman47 ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 evelem ve asla أَوَلَمْ - 2 yenzuru bakmazlar mı يَنْظُرُوا نظر 3 fi   فِي - 4 melekuti melekutuna مَلَكُوتِ ملك 5 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 6 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 7 ve ma   وَمَا - 8 haleka yarattığına خَلَقَ خلق 9 llahu Allah'ın اللَّهُ - 10 min   مِنْ - 11 şey'in bir şeyden شَيْءٍ شيا 12 ve en ve ki وَأَنْ - 13 asa belkide عَسَىٰ عسي 14 en ki أَنْ - 15 yekune olur يَكُونَ كون 16 kadi muhakkak قَدِ - 17 kterabe yakınlaştı اقْتَرَبَ قرب 18 eceluhum ecelleri onların أَجَلُهُمْ اجل 19 febieyyi öyle ki hangi فَبِأَيِّ - 20 hadisin hadise\/söze حَدِيثٍ حدث 21 bea'dehu sonrasında onun بَعْدَهُ بعد 22 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "185", "id" : "1892", "kuranAyetNo" : "1139", "not1" : "*Bu sözün.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler* (ki) çağırırsınız Allah’ın astından; kullardır* sizlerin misalleri\/benzerleri; öyle ki çağırın onları; öyle ki cevap versinler sizlere eğer olduysanız sâdıklar182.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 ted'une çağırırsınız تَدْعُونَ دعو 4 min   مِنْ - 5 duni astından دُونِ دون 6 llahi Allah’ın اللَّهِ - 7 ibadun kullardır عِبَادٌ عبد 8 emsalukum sizlerin misalleri\/benzerleri أَمْثَالُكُمْ مثل 9 fed'uhum öyle ki çağırın onları فَادْعُوهُمْ دعو 10 fe lyestecibu öyle ki cevap versinler فَلْيَسْتَجِيبُوا جوب 11 lekum size لَكُمْ - 12 in eğer إِنْ - 13 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 14 sadikine sadıklar صَادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "194", "id" : "1901", "kuranAyetNo" : "1148", "not1" : "*Şirk koşulan şeylerin kimseler olarak işaret edildiğini görmekteyiz. Bu da bizlere Yüce Allah'ın kulları olan, diğer insanlardan farkı olmayan kimselerin ilâhlaştırıldığını gösterir. Günümüzde resûl Îsâ'ya ve Muhammed'e Yüce Allah'ın isimleri\/sıfatları atfedilmiştir.   ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve ne zaman döndü Mûsâ kavmine gazab (-la) ve bir üzgünlük (-le); dedi (Mûsâ): \"Ne kötü oldu ardımdan halifeliğiniz65 bana; acele mi ettiniz Rabbinizin4 emrine?\"; ve attı\/fırlattı levhaları; ve tuttu başını kardeşinin; çekiyordu onu kendine doğru; dedi (Mûsâ'nın kardeşi): \"Anamın oğlu; doğrusu (o) kavim\/toplum zaaflı bıraktılar beni; ve neredeyse katlediyorlardı beni; öyle ki sevindirme bana (karşı) düşmanları; asla koyma beni  zalimler kavmiyle birlikte.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velemma ve ne zaman وَلَمَّا - 2 racea döndü رَجَعَ رجع 3 musa Mûsâ مُوسَىٰ - 4 ila   إِلَىٰ - 5 kavmihi kavmine قَوْمِهِ قوم 6 gadbane gazabla غَضْبَانَ غضب 7 esifen ve bir üzgünlük (-le) أَسِفًا اسف 8 kale dedi قَالَ قول 9 bi'sema ne kötü oldu  بِئْسَمَا باس 10 haleftumuni halef oldunuz bana خَلَفْتُمُونِي خلف 11 min   مِنْ - 12 bea'di sonrasında benim بَعْدِي بعد 13 eaciltum acele mi ettiniz? أَعَجِلْتُمْ عجل 14 emra emrine أَمْرَ امر 15 rabbikum Rabbinizin رَبِّكُمْ ربب 16 ve elka ve attı\/fırlattı وَأَلْقَى لقي 17 l-elvaha levhaları الْأَلْوَاحَ لوح 18 ve ehaze ve tuttu وَأَخَذَ اخذ 19 bira'si başını بِرَأْسِ راس 20 ehihi kardeşinin أَخِيهِ اخو 21 yecurruhu çekiyordu onu يَجُرُّهُ جرر 22 ileyhi kendine doğru إِلَيْهِ - 23 kale dedi قَالَ قول 24 bne oğlu ابْنَ بني 25 umme anamın أُمَّ امم 26 inne doğrusu إِنَّ - 27 l-kavme (o) kavim\/toplum الْقَوْمَ قوم 28 sted'afuni zaaflı bıraktılar beni اسْتَضْعَفُونِي ضعف 29 ve kadu ve neredeyse وَكَادُوا كود 30 yektuluneni katlediyorlardı beni يَقْتُلُونَنِي قتل 31 fela öyle ki  فَلَا - 32 tuşmit sevindirme تُشْمِتْ شمت 33 biye bana بِيَ - 34 l-ea'da'e düşmanları الْأَعْدَاءَ عدو 35 ve la asla وَلَا - 36 tec'alni koyma beni تَجْعَلْنِي جعل 37 mea beraber مَعَ - 38 l-kavmi kavmiyle  الْقَوْمِ قوم 39 z-zalimine zalimler الظَّالِمِينَ ظلم", "ayetNo" : "150", "id" : "1862", "kuranAyetNo" : "1104", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi (firavun): \"Eğer olduysan (ki) geldin bir ayetle287; getir onu*; eğer olduysan sâdıklardan182.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi (firavun) قَالَ قول 2 in eğer إِنْ - 3 kunte olduysan كُنْتَ كون 4 ci'te gelmiş جِئْتَ جيا 5 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي 6 fe'ti getir فَأْتِ اتي 7 biha onu بِهَا - 8 in eğer إِنْ - 9 kunte olduysan كُنْتَ كون 10 mine   مِنَ - 11 s-sadikine sadıklardan الصَّادِقِينَ صدق", "ayetNo" : "106", "id" : "1819", "kuranAyetNo" : "1060", "not1" : "*Ayeti.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve bulmuş değildik onların çoğunda hiçbir ahit\/ant198; ve ancak bulduk çoğunu onların mutlak fâsıklar38.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değiliz وَمَا - 2 vecedna bulduk وَجَدْنَا وجد 3 liekserihim onların çoğunda لِأَكْثَرِهِمْ كثر 4 min hiçbir مِنْ - 5 ahdin ahid عَهْدٍ عهد 6 vein ve ancak وَإِنْ - 7 vecedna bulduk وَجَدْنَا وجد 8 ekserahum çoğunu onların أَكْثَرَهُمْ كثر 9 lefasikine mutlak fasıklar لَفَاسِقِينَ فسق", "ayetNo" : "102", "id" : "1815", "kuranAyetNo" : "1056", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki yakaladı onları sarsıntı*; öyle ki sabahladılar kendi diyarlarında diz676 üstü", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feehazethumu öyle ki yakaladı onları فَأَخَذَتْهُمُ اخذ 2 r-racfetu sarsıntı الرَّجْفَةُ رجف 3 feesbehu öyle ki sabahladılar فَأَصْبَحُوا صبح 4 fi   فِي - 5 darihim diyarlarında دَارِهِمْ دور 6 casimine diz üstü جَاثِمِينَ جثم", "ayetNo" : "91", "id" : "1804", "kuranAyetNo" : "1045", "not1" : "*Deprem.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Velev\/fakat dileseydik mutlak yükseltirdik onu684 onunla*; velakin\/fakat o684 saplandı yere; ve tabi oldu hevâsına; öyle ki misali\/benzeri onun misali\/benzeri gibidir köpeğin; eğer hamle yapsan üzerine dilini sarkıtıp solur ya da terk etsen onu dilini sarkıtıp solur; işte budur misali\/benzeri kavmin\/toplumun; kimselerin (ki) yalanladılar ayetlerimizi; öyle ki kıssalaştır (bu) kıssayı belki onlar fikir yürütürler", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "176", "id" : "1884", "kuranAyetNo" : "1130", "not1" : "*Ayetle.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Kimselerdir (ki) tabi olurlar resûle*; ümmi277 nebiye*; kimsedir (ki) bulurlar onu* yanlarındaki Tevrât’taki ve İncil’deki bir mektup\/yazıt (-la); emreder* onlara marufla; ve men eder* onları çirkinleştirilmişten; ve helal kılar* onlara iyileri; ve haram kılar* üzerlerine kötüleri; ve kaldırır* onlardan bağlarını onların ve prangaları ki oldu (o) üzerlerinde; öyle ki kimselerdir (ki) iman ederler ona*; ve azarlarlar** kendilerini ona* ve yardım ederler ona*; ve tabi olurlar onunla* beraber indirilen nura***; işte bunlar; onlardır felaha326 erenler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 2 yettebiune tabi olurlar يَتَّبِعُونَ تبع 3 r-rasule resûle الرَّسُولَ رسل 4 n-nebiyye nebiye النَّبِيَّ نبا 5 l-ummiyye ümmi الْأُمِّيَّ امم 6 llezi kimse الَّذِي - 7 yecidunehu bulurlar onu يَجِدُونَهُ وجد 8 mektuben bir mektup\/yazıt (-la) مَكْتُوبًا كتب 9 indehum yanlarında عِنْدَهُمْ عند 10 fi   فِي - 11 t-tevrati Tevrât’taki التَّوْرَاةِ - 12 vel'incili ve İncil’deki وَالْإِنْجِيلِ - 13 ye'muruhum emreder onlara يَأْمُرُهُمْ امر 14 bil-mea'rufi marufla بِالْمَعْرُوفِ عرف 15 ve yenhahum ve men eder onları وَيَنْهَاهُمْ نهي 16 ani   عَنِ - 17 l-munkeri çirkinleştirilmişten الْمُنْكَرِ نكر 18 ve yuhillu ve helal kılar وَيُحِلُّ حلل 19 lehumu onlara لَهُمُ - 20 t-tayyibati iyileri الطَّيِّبَاتِ طيب 21 ve yuharrimu ve haram kılar وَيُحَرِّمُ حرم 22 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 23 l-habaise kötüleri الْخَبَائِثَ خبث 24 ve yedeu ve kaldırır وَيَضَعُ وضع 25 anhum onlardan عَنْهُمْ - 26 israhum bağlarını onların إِصْرَهُمْ اصر 27 vel'eglale ve prangaları وَالْأَغْلَالَ غلل 28 lleti   الَّتِي - 29 kanet olmuş olanı كَانَتْ كون 30 aleyhim üzerlerinde عَلَيْهِمْ - 31 fellezine öyle ki kimseler فَالَّذِينَ - 32 amenu iman ederler امَنُوا امن 33 bihi ona بِهِ - 34 ve azzeruhu ve azarlarlar kendilerini ona وَعَزَّرُوهُ عزر 35 ve nesaruhu ve yardım ederler ona  وَنَصَرُوهُ نصر 36 vettebeu ve tabi olurlar وَاتَّبَعُوا تبع 37 n-nura nura النُّورَ نور 38 llezi   الَّذِي - 39 unzile indirilene أُنْزِلَ نزل 40 meahu onunla beraber مَعَهُ - 41 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 42 humu onlardır هُمُ - 43 l-muflihune felaha erenler الْمُفْلِحُونَ فلح", "ayetNo" : "157", "id" : "1868", "kuranAyetNo" : "1111", "not1" : "*Resûl, nebi Muhammed. **Zapt ederler, tutarlar. ***Kur'an'a. ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "\"Muhakkak iftira402 atmış (oluruz) Allah’a karşı bir yalan244 eğer dönersek sizin milletinize301; zaman sonrası (ki) Allah kurtardı bizleri ondan*; olur değildir bizlere ki döneriz ona*; dışında ki diler Allah; Rabbimiz4!; kuşattı Rabbimiz4 her bir şeyi bir ilim (-le); Allah'a karşı tevekkül79 ederiz; Rabbimiz4! Aç aramızı ve arasını kavmimizin hakla\/gerçekle; ve sen hayırlısısın açanların.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kadi muhakkak قَدِ - 2 fterayna iftira atmış (oluruz) افْتَرَيْنَا فري 3 ala karşı عَلَى - 4 llahi Allah’a اللَّهِ - 5 keziben bir yalan كَذِبًا كذب 6 in eğer إِنْ - 7 udna dönersek عُدْنَا عود 8 fi   فِي - 9 milletikum sizin milletinize مِلَّتِكُمْ ملل 10 bea'de sonrasında بَعْدَ بعد 11 iz zaman إِذْ - 12 neccana kurtardı bizleri نَجَّانَا نجو 13 llahu Allah اللَّهُ - 14 minha ondan مِنْهَا - 15 ve ma değildir وَمَا - 16 yekunu olur يَكُونُ كون 17 lena bizlere لَنَا - 18 en ki أَنْ - 19 neude döneriz نَعُودَ عود 20 fiha ona فِيهَا - 21 illa dışında إِلَّا - 22 en ki أَنْ - 23 yeşa'e diler يَشَاءَ شيا 24 llahu Allah اللَّهُ - 25 rabbuna Rabbimiz رَبُّنَا ربب 26 vesia kuşattı وَسِعَ وسع 27 rabbuna Rabbimiz رَبُّنَا ربب 28 kulle herbir كُلَّ كلل 29 şey'in şeyi شَيْءٍ شيا 30 ilmen bir ilim (-le) عِلْمًا علم 31 ala karşı عَلَى - 32 llahi Allah'a اللَّهِ - 33 tevekkelna tevekkül ederiz تَوَكَّلْنَا وكل 34 rabbena Rabbimiz! رَبَّنَا ربب 35 fteh aç افْتَحْ فتح 36 beynena aramızı بَيْنَنَا بين 37 ve beyne ve arasını وَبَيْنَ بين 38 kavmina kavmimizin قَوْمِنَا قوم 39 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 40 ve ente ve sen وَأَنْتَ - 41 hayru hayırlısın خَيْرُ خير 42 l-fatihine açanları الْفَاتِحِينَ فتح", "ayetNo" : "89", "id" : "1802", "kuranAyetNo" : "1043", "not1" : "*Milletten.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve eğer çağırsanız onları* doğru yola kılavuza; tabi olamazlar sizlere; aynı seviyedir\/farksızdır sizlere çağırdınız onları ya da sizler susanlarsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 ted'uhum çağırsanız onları تَدْعُوهُمْ دعو 3 ila   إِلَى - 4 l-huda doğru yola kılavuza الْهُدَىٰ هدي 5 la   لَا - 6 yettebiukum tabi olamazlar sizlere يَتَّبِعُوكُمْ تبع 7 seva'un aynı seviyedir سَوَاءٌ سوي 8 aleykum sizlere عَلَيْكُمْ - 9 edeavtumuhum çağırdınız onları أَدَعَوْتُمُوهُمْ دعو 10 em ya da أَمْ - 11 entum sizler أَنْتُمْ - 12 samitune susanlarsınız صَامِتُونَ صمت", "ayetNo" : "193", "id" : "1900", "kuranAyetNo" : "1147", "not1" : "*Şirk koştuklarınızı.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dediler: \"Doğrusu bizler Rabbimize4 karşı dönenleriz.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler ki قَالُوا قول 2 inna doğrusu bizler إِنَّا - 3 ila karşı إِلَىٰ - 4 rabbina Rabbimize رَبِّنَا ربب 5 munkalibune dönenleriz مُنْقَلِبُونَ قلب", "ayetNo" : "125", "id" : "1837", "kuranAyetNo" : "1079", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve dediği zaman bir ümmet305 onlardan*: \"Niçin vaaz653 edersiniz** bir kavme\/topluma (ki) Allah helak edicidir onları ya da azap edicidir onlara şiddetli bir azap (-la)?\"; dediler**: \"Bir mazerettir*** (sizin) Rabbinize4 karşı; ve belki onlar takvalı21 olurlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve zaman وَإِذْ - 2 kalet dedi قَالَتْ قول 3 ummetun bir ümmet أُمَّةٌ امم 4 minhum onlardan مِنْهُمْ - 5 lime niçin? لِمَ - 6 teizune vaaz edersiniz تَعِظُونَ وعظ 7 kavmen bir kavme\/topluma قَوْمًا قوم 8 llahu Allah اللَّهُ - 9 muhlikuhum helak edicidir onları مُهْلِكُهُمْ هلك 10 ev ya da أَوْ - 11 muazzibuhum azap edicidir onlara مُعَذِّبُهُمْ عذب 12 azaben bir azap (-la) عَذَابًا عذب 13 şediden şiddetli شَدِيدًا شدد 14 kalu dediler قَالُوا قول 15 mea'ziraten bir mazerettir مَعْذِرَةً عذر 16 ila karşı إِلَىٰ - 17 rabbikum Rabbinize رَبِّكُمْ ربب 18 veleallehum ve belki onlar وَلَعَلَّهُمْ - 19 yettekune takvalı olurlar يَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "164", "id" : "1874", "kuranAyetNo" : "1118", "not1" : "*Yahudilerden. **Müminler. ***Muaf tutulmak için özür beyanıdır.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ne zaman ki düşürüldü* ellerine onların (başları); ve gördüler ki onlar muhakkak dalalete128 düşmüşler; dediler: \"Eğer asla rahmet271 etmezse bizlere Rabbimiz4; ve mağfiret319 etmezse bizlere; mutlak oluruz hüsrana uğrayanlardan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velemma ne zaman ki وَلَمَّا - 2 sukita düşürüldü سُقِطَ سقط 3 fi   فِي - 4 eydihim ellerine onların أَيْدِيهِمْ يدي 5 ve raev ve gördüler وَرَأَوْا راي 6 ennehum ki onlar أَنَّهُمْ - 7 kad muhakkak قَدْ - 8 dellu dalalete düştüler ضَلُّوا ضلل 9 kalu dediler قَالُوا قول 10 lein eğer لَئِنْ - 11 lem asla لَمْ - 12 yerhamna rahmet etmezse bizlere يَرْحَمْنَا رحم 13 rabbuna Rabbimiz رَبُّنَا ربب 14 ve yegfir ve mağfiret emezse وَيَغْفِرْ غفر 15 lena bizlere لَنَا - 16 lenekunenne mutlak oluruz لَنَكُونَنَّ كون 17 mine   مِنَ - 18 l-hasirine hüsrana uğrayanlardan الْخَاسِرِينَ خسر", "ayetNo" : "149", "id" : "1861", "kuranAyetNo" : "1103", "not1" : "*Baş. Başlarını elleri arasında almak.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve vahyettik603 Mûsâ’ya ki \"At asanı\" (diye); öyle ki o zaman o* yakalayıp kapıyordu sahte** uydurduklarını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي 2 ila   إِلَىٰ - 3 musa Mûsâ’ya مُوسَىٰ - 4 en ki أَنْ - 5 elki at أَلْقِ لقي 6 asake asanı عَصَاكَ عصو 7 fe iza öyleki o zaman فَإِذَا - 8 hiye o هِيَ - 9 telkafu yakalayıp kapıyordu تَلْقَفُ لقف 10 ma   مَا - 11 ye'fikune sahte uydurduklarını يَأْفِكُونَ افك", "ayetNo" : "117", "id" : "1830", "kuranAyetNo" : "1071", "not1" : "*Yılana dönüşen asa. **Anlarız ki sihirbazların gösterdikleri sadece etkileyici bir gösteriden ibarettir. Gerçekle yakından uzaktan ilgisi yoktur.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve kestik onları on iki kabileye\/boya\/oymağa ümmetler (olarak); ve vahyettik Mûsâ'ya su istediği zaman onun* kavmi\/toplumu ki \"Darp et\/vur asanla taşa\" (diye); ve fışkırdı ondan** on iki göze; muhakkak bildi her insan kendi içeceği yeri; ve gölgelendirdik üzerlerine bulutu264; ve indirdik üzerlerine menneyi262 ve bıldırcını263; \"Yiyin sizleri rızıklandırdığımız iyilerden\"; ve zulmetmiş257 değillerdi bize; velakin\/fakat onlar kendi nefislerine201 zulmediyorlardı257.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kattaa'nahumu ve kestik onları وَقَطَّعْنَاهُمُ قطع 2 snetey iki (oniki) اثْنَتَيْ ثني 3 aşrate on (oniki) عَشْرَةَ عشر 4 esbaten kabileye\/boya\/oymağa أَسْبَاطًا سبط 5 umemen ümmetler (olarak) أُمَمًا امم 6 ve evhayna ve vahyettik وَأَوْحَيْنَا وحي 7 ila   إِلَىٰ - 8 musa Mûsâ'ya مُوسَىٰ - 9 izi zaman إِذِ - 10 steskahu su istediği اسْتَسْقَاهُ سقي 11 kavmuhu onun kavmi قَوْمُهُ قوم 12 eni ki أَنِ - 13 drib darp et اضْرِبْ ضرب 14 biasake asanla بِعَصَاكَ عصو 15 l-hacera taşa الْحَجَرَ حجر 16 fenbeceset ve fışkırdı فَانْبَجَسَتْ بجس 17 minhu ondan مِنْهُ - 18 sneta iki (oniki) اثْنَتَا ثني 19 aşrate on (oniki) عَشْرَةَ عشر 20 aynen göze عَيْنًا عين 21 kad muhakkak قَدْ - 22 alime bildi عَلِمَ علم 23 kullu her كُلُّ كلل 24 unasin insan أُنَاسٍ انس 25 meşrabehum içeceği yeri onların مَشْرَبَهُمْ شرب 26 ve zellelna ve gölgelendirdik وَظَلَّلْنَا ظلل 27 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 28 l-gamame bulutla الْغَمَامَ غمم 29 ve enzelna ve indirdik وَأَنْزَلْنَا نزل 30 aleyhimu üzerlerine عَلَيْهِمُ - 31 l-menne menne الْمَنَّ منن 32 ve sselva ve bıldırcın eti وَالسَّلْوَىٰ سلو 33 kulu yeyin كُلُوا اكل 34 min -dan مِنْ - 35 tayyibati iyilerden طَيِّبَاتِ طيب 36 ma   مَا - 37 razeknakum rızıklandırdığımızdan szileri رَزَقْنَاكُمْ رزق 38 ve ma ve değildiler وَمَا - 39 zelemuna zulmettiler bize ظَلَمُونَا ظلم 40 velakin velakin\/fakat وَلَٰكِنْ - 41 kanu onlar كَانُوا كون 42 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس 43 yezlimune zulmediyorlardı يَظْلِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "160", "id" : "1871", "kuranAyetNo" : "1114", "not1" : "*Mûsâ'nın. **Taştan.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman verdi ikisine (Allah) bir sâlih217; yaptı* (erkek) O'na (Allah'a) ortaklar ikisine verdiğinde**; öyle ki yücelmiştir Allah şirk71 koştuklarından.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 atahuma verdi ikisine اتَاهُمَا اتي 3 salihen bir sâlih صَالِحًا صلح 4 ceala yaptı (erkek) جَعَلَا جعل 5 lehu O'na لَهُ - 6 şuraka'e ortaklar شُرَكَاءَ شرك 7 fima   فِيمَا - 8 atahuma ikisine verdiğinde اتَاهُمَا اتي 9 feteaala öyle. ki yüceldi فَتَعَالَى علو 10 llahu Allah اللَّهُ - 11 amma   عَمَّا - 12 yuşrikune şirk koştuklarından يُشْرِكُونَ شرك", "ayetNo" : "190", "id" : "1897", "kuranAyetNo" : "1144", "not1" : "*Eril tekil zamir önemlidir. Şirk koşanın erkek olduğunu anlarız. **Sâlih evlat veren sadece Yüce Allah'a teşekkür edeceğine O'nun astından şeye\/şeylere de teşekkür etmiştir; şükretmiştir. Aracı saymıştır.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki emin mi oldular Allah'ın tertibine\/düzenine (karşı)? Öyle ki emin olmaz Allah'ın tertibine\/düzenine hüsrana uğrayan kavim\/toplum dışında.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 efeeminu öyle ki emin mi oldular أَفَأَمِنُوا امن 2 mekra tertibine\/düzenine مَكْرَ مكر 3 llahi Allah'ın اللَّهِ - 4 fela öyle ki  فَلَا - 5 ye'menu emin olmaz يَأْمَنُ امن 6 mekra tertibine\/düzenine مَكْرَ مكر 7 llahi Allah'ın اللَّهِ - 8 illa dışında إِلَّا - 9 l-kavmu kavim\/toplum الْقَوْمُ قوم 10 l-hasirune hüsrana uğrayan الْخَاسِرُونَ خسر", "ayetNo" : "99", "id" : "1812", "kuranAyetNo" : "1053", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) edindiler\/tuttular buzağıyı258; nail* olacak onlara bir gazap Rablerinden4; ve bir zillet dünya hayatında; ve işte böyledir; cezalandırırız iftiracıları402.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimselere الَّذِينَ - 3 ttehazu edindiler\/tuttular اتَّخَذُوا اخذ 4 l-icle buzağıyı الْعِجْلَ عجل 5 seyenaluhum nail olacak سَيَنَالُهُمْ نيل 6 gadebun bir gazap غَضَبٌ غضب 7 min   مِنْ - 8 rabbihim Rablerinden رَبِّهِمْ ربب 9 ve zilletun ve bir zillet وَذِلَّةٌ ذلل 10 fi   فِي - 11 l-hayati hayatında الْحَيَاةِ حيي 12 d-dunya dünya الدُّنْيَا دنو 13 ve kezalike ve işte böyledir وَكَذَٰلِكَ - 14 neczi cezalandırırız نَجْزِي جزي 15 l-mufterine iftiracıları الْمُفْتَرِينَ فري", "ayetNo" : "152", "id" : "1864", "kuranAyetNo" : "1106", "not1" : "*Erişmiş, ele geçirmiş, başarmış, kazanmış, ulaşmış.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi Mûsâ kavmine\/toplumuna: \"Çağırın Allah’ı; ve sabredin51; doğrusu yer Allah’adır; varis eder onu* kullarından dilediği kimseye; ve akıbet** muttakileredir17.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 musa Mûsâ مُوسَىٰ - 3 likavmihi kavmine\/toplumuna لِقَوْمِهِ قوم 4 steiynu çağırın اسْتَعِينُوا عون 5 billahi Allah’ı بِاللَّهِ - 6 vesbiru ve sabredin وَاصْبِرُوا صبر 7 inne doğrusu إِنَّ - 8 l-erde yer الْأَرْضَ ارض 9 lillahi Allah’adır لِلَّهِ - 10 yurisuha varis eder ona يُورِثُهَا ورث 11 men kimseyi مَنْ - 12 yeşa'u dilediği يَشَاءُ شيا 13 min   مِنْ - 14 ibadihi kullarından عِبَادِهِ عبد 15 vel'aakibetu ve akıbeti وَالْعَاقِبَةُ عقب 16 lilmuttekine mutakileredir لِلْمُتَّقِينَ وقي", "ayetNo" : "128", "id" : "1840", "kuranAyetNo" : "1082", "not1" : "*Yer. **Ardı, arkası.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Uzak tutacağım ayetlerimden454 kimseleri (ki) kibirlenirler\/büyüklenirler yerde olmaksızın hak\/gerçek; ve eğer görseler her bir ayeti287 iman47 etmezler ona*; ve eğer görseler reşit\/doğru\/olgun yolu edinmezler\/tutmazlar onu** bir yol (olarak); ve eğer görseler sapkınlık yolunu edinirler\/tutarlar onu** bir yol (olarak); işte böyledir; ki ayetlerimizi yalanladıklarındandır195; ve ondan gâfil310 olduklarındandır.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 seesrifu uzak tutacağım سَأَصْرِفُ صرف 2 an   عَنْ - 3 ayatiye ayetlerim ايَاتِيَ ايي 4 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 5 yetekebberune kibirlenirler\/büyüklenirler يَتَكَبَّرُونَ كبر 6 fi   فِي - 7 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 8 bigayri olmaksızın بِغَيْرِ غير 9 l-hakki hak\/gerçek الْحَقِّ حقق 10 ve in ve eğer وَإِنْ - 11 yerav görseler يَرَوْا راي 12 kulle herbir كُلَّ كلل 13 ayetin ayeti ايَةٍ ايي 14 la   لَا - 15 yu'minu iman etmezler يُؤْمِنُوا امن 16 biha ona بِهَا - 17 ve in ve eğer وَإِنْ - 18 yerav görseler يَرَوْا راي 19 sebile yolu سَبِيلَ سبل 20 r-ruşdi reşid\/doğru\/olgun الرُّشْدِ رشد 21 la   لَا - 22 yettehizuhu edinmezler\/tutmazlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ 23 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل 24 vein ve eğer وَإِنْ - 25 yerav görseler يَرَوْا راي 26 sebile yolunu سَبِيلَ سبل 27 l-gayyi sapkınlık الْغَيِّ غوي 28 yettehizuhu edinirler\/tutarlar onu يَتَّخِذُوهُ اخذ 29 sebilen bir yol (olarak) سَبِيلًا سبل 30 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ - 31 biennehum ki onların بِأَنَّهُمْ - 32 kezzebu yalanlamalarıyladır كَذَّبُوا كذب 33 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 34 ve kanu ve oldular وَكَانُوا كون 35 anha ondan عَنْهَا - 36 gafiline gafiller غَافِلِينَ غفل", "ayetNo" : "146", "id" : "1858", "kuranAyetNo" : "1100", "not1" : "*Ayete. **Yolu.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "De ki: \"Ey insanlar! Doğrusu ben* resûlüyüm Allah'ın üzerinize topluca; ki O’nadır mülkü göklerin ve yerin; yoktur ilâh74 O’nun dışında; hayat verir ve öldürür\"; öyle ki iman47 edin Allah'a ve resûlüne O’nun; ümmi277 nebiye132 ki iman47 eder* Allah'a; ve O'nun kelimelerine*; ve tabi408 olun ona* belki sizler; doğru yola kılavuzlanırsınız.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 3 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 4 inni doğrusu ben إِنِّي - 5 rasulu resûlüyüm رَسُولُ رسل 6 llahi Allah'ın اللَّهِ - 7 ileykum üzerinize إِلَيْكُمْ - 8 cemian topluca جَمِيعًا جمع 9 llezi ki الَّذِي - 10 lehu O’nadır لَهُ - 11 mulku mülkü مُلْكُ ملك 12 s-semavati göklerin السَّمَاوَاتِ سمو 13 vel'erdi ve yerin وَالْأَرْضِ ارض 14 la yoktur لَا - 15 ilahe ilâh إِلَٰهَ اله 16 illa başka إِلَّا - 17 huve O’ndan هُوَ - 18 yuhyi hayat verir يُحْيِي حيي 19 ve yumitu ve öldürür وَيُمِيتُ موت 20 fe aminu öyle ki iman edin فَامِنُوا امن 21 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 22 ve rasulihi ve resûlüne O’nun وَرَسُولِهِ رسل 23 n-nebiyyi nebiye النَّبِيِّ نبا 24 l-ummiyyi ümmi الْأُمِّيِّ امم 25 llezi ki الَّذِي - 26 yu'minu iman eder يُؤْمِنُ امن 27 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 28 ve kelimatihi ve kelimelerine O'nun (Allah’ın) وَكَلِمَاتِهِ كلم 29 vettebiuhu ve tabi olun ona وَاتَّبِعُوهُ تبع 30 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 31 tehtedune doğru yola kılavuzlanırsınız تَهْتَدُونَ هدي", "ayetNo" : "158", "id" : "1869", "kuranAyetNo" : "1112", "not1" : "*Resûl, ümmi nebi Muhammed. **Kur'an'a.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Rabbine4 Mûsâ'nın ve Hârûn'un.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 rabbi Rabbine رَبِّ ربب 2 musa Mûsâ'nın مُوسَىٰ - 3 ve harune ve Hârûn'un وَهَارُونَ -", "ayetNo" : "122", "id" : "1834", "kuranAyetNo" : "1076", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "\"Ve intikam alır değilsin bizden dışında ki iman47 ettik Rabbimizin4 ayetlerine237 geldiğinde o* bizlere; Rabbimiz4! Boşalt üzerimize bir sabır51; ve vefat621 ettir bizleri müslim45 (olarak).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve ma ve değilsin وَمَا - 2 tenkimu intikam alır تَنْقِمُ نقم 3 minna bizden مِنَّا - 4 illa dışında إِلَّا - 5 en kli أَنْ - 6 amenna iman ettik امَنَّا امن 7 biayati ayetlerine بِايَاتِ ايي 8 rabbina Rabbimizin رَبِّنَا ربب 9 lemma   لَمَّا - 10 ca'etna geldiğinde bizlere جَاءَتْنَا جيا 11 rabbena Rabbimiz رَبَّنَا ربب 12 efrig boşalt أَفْرِغْ فرغ 13 aleyna üzerimize عَلَيْنَا - 14 sabran bir sabır صَبْرًا صبر 15 ve teve ffena ve vefat ettir bizleri وَتَوَفَّنَا وفي 16 muslimine müslim (olarak) مُسْلِمِينَ سلم", "ayetNo" : "126", "id" : "1838", "kuranAyetNo" : "1080", "not1" : "*Ayet.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki emin mi oldu kentlerin ehli568 ki gelir perişanlığımız\/ızdırabımız geceleyin; ve onlar uyuyanlar (-ken)?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 efeemine öyle ki emin mi oldular أَفَأَمِنَ امن 2 ehlu ehli أَهْلُ اهل 3 l-kura kentlerin الْقُرَىٰ قري 4 en ki أَنْ - 5 ye'tiyehum gelir  يَأْتِيَهُمْ اتي 6 be'suna perişanlığımız\/ızdırabımız بَأْسُنَا باس 7 beyaten geceleyin بَيَاتًا بيت 8 vehum ve onlar وَهُمْ - 9 naimune uyuyanlar (-ken) نَائِمُونَ نوم", "ayetNo" : "97", "id" : "1810", "kuranAyetNo" : "1051", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki ne zaman sınırın aştılar kendisinden* menedilenden dedik onlara: \"Olun maymunlar273; dışlanan\/reddedilen**.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 2 atev sınırı aştılar عَتَوْا عتو 3 an   عَنْ - 4 ma   مَا - 5 nuhu menedilenden نُهُوا نهي 6 anhu kendisinden عَنْهُ - 7 kulna dedik قُلْنَا قول 8 lehum onlara لَهُمْ - 9 kunu olun كُونُوا كون 10 kiradeten maymunlar قِرَدَةً قرد 11 hasiine dışlanan\/reddedilen خَاسِئِينَ خسا", "ayetNo" : "166", "id" : "1876", "kuranAyetNo" : "1120", "not1" : "*Kötülük. **Dışlanan, reddedilen maymunlara işaret de anlamlıdır. Maymunlar topluluk halinde yaşarlar. Hiyerarşi söz konusudur. Bazı maymunlar lider tarafından topluluktan kovulur. Bu reddedilen maymunlarda stres, huzursuzluk çok daha yüksektir. Bir türlü huzur bulamazlar.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ya da emin mi oldu kentlerin ehli568 ki gelir onlara perişanlığımız\/ızdırabımız aydınlıkken ve onlar laubalilik ederler (-ken)?", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 eveemine ya da emin mi oldular أَوَأَمِنَ امن 2 ehlu ehli أَهْلُ اهل 3 l-kura kentlerin الْقُرَىٰ قري 4 en ki أَنْ - 5 ye'tiyehum gelir onlara يَأْتِيَهُمْ اتي 6 be'suna perişanlığımız\/ızdırabımız بَأْسُنَا باس 7 duhen aydınlıkken ضُحًى ضحو 8 vehum ve onlar وَهُمْ - 9 yel'abune laubalilik ederler (-ken) يَلْعَبُونَ لعب", "ayetNo" : "98", "id" : "1811", "kuranAyetNo" : "1052", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve oku onlara haberini kimsenin684 (ki) verdik ona684 ayetlerimizi ; sıyrıldı\/soyuldu* ondan**; öyle ki tabi oldu ona***; şeytâna29; öyle ki oldu doğru yoldan sapanlardan.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vetlu ve oku وَاتْلُ تلو 2 aleyhim onlara عَلَيْهِمْ - 3 nebee haberini نَبَأَ نبا 4 llezi ki الَّذِي - 5 ateynahu verdik ona اتَيْنَاهُ اتي 6 ayatina ayetlerimizi ايَاتِنَا ايي 7 fenseleha öyle ki sıyrıldı  فَانْسَلَخَ سلخ 8 minha ondan مِنْهَا - 9 feetbeahu öyle ki tabi oldu ona فَأَتْبَعَهُ تبع 10 ş-şeytanu şeytana الشَّيْطَانُ شطن 11 fe kane öyle ki oldu فَكَانَ كون 12 mine   مِنَ - 13 l-gavine doğru yoldan sapanlardan الْغَاوِينَ غوي", "ayetNo" : "175", "id" : "1883", "kuranAyetNo" : "1129", "not1" : "*Derinin soyulması, hayvanın etinden derisinin soyulması\/sıyrılması gibi. **Ayetten. ***Şeytâna.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "De ki687: \"Malik* olamam kendi nefsime201 bir menfaate; ve ne de bir zarara Allah'ın dilediği dışında; velev\/şayet gaybı bilir olsaydım; mutlak çoğaltırdım hayırdan; ve dokunur olamazdı bana kötülük; ki ben ancak bir uyarıcıyım ve müjdeleyiciyim bir iman47 eder bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 la değilim لَا - 3 emliku mâlik  أَمْلِكُ ملك 4 linefsi nefsime لِنَفْسِي نفس 5 nef'an bir menfaate نَفْعًا نفع 6 ve la ve ne de وَلَا - 7 derran bir zarara ضَرًّا ضرر 8 illa dışında إِلَّا - 9 ma   مَا - 10 şa'e dilediği شَاءَ شيا 11 llahu Allah'ın اللَّهُ - 12 velev velev\/şayet وَلَوْ - 13 kuntu olsaydım كُنْتُ كون 14 ea'lemu bilir أَعْلَمُ علم 15 l-gaybe gaybı الْغَيْبَ غيب 16 lasteksertu mutlak çoğaltırdım لَاسْتَكْثَرْتُ كثر 17 mine   مِنَ - 18 l-hayri hayırdan الْخَيْرِ خير 19 ve ma ve olamazdı وَمَا - 20 messeniye dokunur bana مَسَّنِيَ مسس 21 s-su'u kötülük السُّوءُ سوا 22 in ki إِنْ - 23 ena ben أَنَا - 24 illa ancak إِلَّا - 25 nezirun bir uyarıcıyım نَذِيرٌ نذر 26 ve beşirun ve müjdeleyiciyim وَبَشِيرٌ بشر 27 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 28 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "188", "id" : "1895", "kuranAyetNo" : "1142", "not1" : "*Sahip.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve dedi mele364 (ki) kâfirlik25 etmiş kimselerdir kavminden\/toplumundan onun (Şuayb’ın): \"Mutlak ki eğer tabi olursanız Şuayb'e; doğrusu sizler o durumda mutlak hüsrana uğrayanlarsınız.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 2 l-meleu mele الْمَلَأُ ملا 3 ellezine kimselerdir الَّذِينَ - 4 keferu kaâfirlik ettiler كَفَرُوا كفر 5 min   مِنْ - 6 kavmihi kavminden onun (Şuayb’ın) قَوْمِهِ قوم 7 leini mutlak ki eğer لَئِنِ - 8 ttebea'tum tabi olursanız اتَّبَعْتُمْ تبع 9 şuayben Şu'ayb'e شُعَيْبًا - 10 innekum doğrusu sizler إِنَّكُمْ - 11 izen o durumda إِذًا - 12 lehasirune mutlak hüsrana uğrayanlarsınız لَخَاسِرُونَ خسر", "ayetNo" : "90", "id" : "1803", "kuranAyetNo" : "1044", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki değiştirdiler onlardan zulmetmiş257 kimseler kavli\/sözü* onlara denilenden başkasına; öyle ki gönderdik üzerlerine gökten bir cazalandırma; zulmeder257 olduklarıyla.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 febeddele öyle ki değiştiler فَبَدَّلَ بدل 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 zelemu zulmettiler ظَلَمُوا ظلم 4 minhum onlardan مِنْهُمْ - 5 kavlen kavli\/sözü قَوْلًا قول 6 gayra başkasına غَيْرَ غير 7 llezi ki الَّذِي - 8 kile denildi قِيلَ قول 9 lehum onlara لَهُمْ - 10 feerselna öyle ki gönderdik فَأَرْسَلْنَا رسل 11 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 12 riczen bir cazalandırma رِجْزًا رجز 13 mine   مِنَ - 14 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو 15 bima   بِمَا - 16 kanu olduklarıyla كَانُوا كون 17 yezlimune zulmederler يَظْلِمُونَ ظلم", "ayetNo" : "162", "id" : "1872", "kuranAyetNo" : "1116", "not1" : "*Yüce Allah'ın kutsal mesajını.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Sual ederler\/sorarlar sana saatten470; ne zamandır gelip demir attırılması onun (diye); de ki : \"Onun ilmi ancak Rabbimin4 indindedir\/katındadır; belirgin edemez onun* vaktini O'nun dışında; ağır686 geldi (o) göklerde162 ve yerde; gelmez sizlere ansızın (olması) dışında; sual ederler\/sorarlar sana sanki sen hafiyesin\/gizleyensin ondan; de ki: \"Onun ilmi ancak Allah'ın indindedir\/yanındadır; velakin\/fakat insanların çoğu bilmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeseluneke sual ederler\/sorarlar sana يَسْأَلُونَكَ سال 2 ani   عَنِ - 3 s-saati saatten السَّاعَةِ سوع 4 eyyane ne zamandır أَيَّانَ - 5 mursaha gelip demir attırılması onun مُرْسَاهَا رسو 6 kul de ki قُلْ قول 7 innema doğrusu إِنَّمَا - 8 ilmuha ilmi onun عِلْمُهَا علم 9 inde indindedir\/katındadır عِنْدَ عند 10 rabbi Rabbimin رَبِّي ربب 11 la   لَا - 12 yucelliha belirgin edemez onu يُجَلِّيهَا جلو 13 livektiha kendi vaktine لِوَقْتِهَا وقت 14 illa dışında إِلَّا - 15 huve O'ndan هُوَ - 16 sekulet ağır geldi ثَقُلَتْ ثقل 17 fi   فِي - 18 s-semavati göklerde السَّمَاوَاتِ سمو 19 vel'erdi yerde وَالْأَرْضِ ارض 20 la   لَا - 21 te'tikum gelmez sizlere تَأْتِيكُمْ اتي 22 illa dışında إِلَّا - 23 begteten ansızın بَغْتَةً بغت 24 yeseluneke sual ederler\/sorarlar sana يَسْأَلُونَكَ سال 25 keenneke sanki sen كَأَنَّكَ - 26 hafiyyun hafiyesin\/gizleyensin حَفِيٌّ حفو 27 anha ondan عَنْهَا - 28 kul de ki قُلْ قول 29 innema doğrusu إِنَّمَا - 30 ilmuha ilmi onun عِلْمُهَا علم 31 inde indindedir\/yanındadır عِنْدَ عند 32 llahi Allah'ın اللَّهِ - 33 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 34 eksera çoğu أَكْثَرَ كثر 35 n-nasi insanların النَّاسِ نوس 36 la   لَا - 37 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "187", "id" : "1894", "kuranAyetNo" : "1141", "not1" : "*Saatin.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve seçti Mûsâ vaktimiz için kendi kavmine\/toplumuna yetmiş adam; öyle ki ne zaman tuttu onları sarsıntı* dedi (Mûsâ): \"Rabbim4! Şayet dileseydin helak ederdin onları öncesinde; ve beni (de); helak mı edersin bizleri faaliyet içinde olduğuyla bizden ahmakların; değildir o (senin) fitnen610 dışında; dalalette128 bırakırsın onunla** dilediğin kimseyi; ve doğru yola kılavuzlarsın dilediğin kimseyi; sen velimizsin28; öyle ki mağfiret319 et bizlere; ve rahmet271 et bizlere; ve sen hayırlısısın mağfiret319 edenlerin.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vehtara ve seçti وَاخْتَارَ خير 2 musa Mûsâ مُوسَىٰ - 3 kavmehu kendi kavmine قَوْمَهُ قوم 4 seb'iyne yetmiş سَبْعِينَ سبع 5 raculen adam رَجُلًا رجل 6 limikatina vaktimize لِمِيقَاتِنَا وقت 7 felemma öyle ki ne zaman فَلَمَّا - 8 ehazethumu tuttu onları أَخَذَتْهُمُ اخذ 9 r-racfetu sarsıntı الرَّجْفَةُ رجف 10 kale dedi (Mûsâ) قَالَ قول 11 rabbi Rabbim رَبِّ ربب 12 lev şayet لَوْ - 13 şi'te dileseydin شِئْتَ شيا 14 ehlektehum helak ederdin onları أَهْلَكْتَهُمْ هلك 15 min   مِنْ - 16 kablu öncesinde قَبْلُ قبل 17 ve iyyaye ve beni de وَإِيَّايَ - 18 etuhlikuna helak mi edersin bizleri أَتُهْلِكُنَا هلك 19 bima   بِمَا - 20 feale faaliyet içinde olduğuyla فَعَلَ فعل 21 s-sufeha'u ahmakların السُّفَهَاءُ سفه 22 minna bizden مِنَّا - 23 in değildir إِنْ - 24 hiye o هِيَ - 25 illa dışında إِلَّا - 26 fitnetuke fitnelendirmen فِتْنَتُكَ فتن 27 tudillu dalalette bırakırsın تُضِلُّ ضلل 28 biha onunla بِهَا - 29 men kimseyi مَنْ - 30 teşa'u dilediğin تَشَاءُ شيا 31 ve tehdi ve doğru yola kılavuzlarsın وَتَهْدِي هدي 32 men kimseyi مَنْ - 33 teşa'u dilediğin تَشَاءُ شيا 34 ente sen أَنْتَ - 35 veliyyuna velimizsin وَلِيُّنَا ولي 36 fegfir öyle ki mağfiret et فَاغْفِرْ غفر 37 lena bizlere لَنَا - 38 verhamna ve rahmet et bizlere وَارْحَمْنَا رحم 39 ve ente ve sen وَأَنْتَ - 40 hayru hayırlısı خَيْرُ خير 41 l-gafirine mağfiret edenlerin الْغَافِرِينَ غفر", "ayetNo" : "155", "id" : "1867", "kuranAyetNo" : "1109", "not1" : "*Deprem. **Fitnenle.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Öyle ki geldiği zaman onlara bir güzellik dediler: \"Bizedir bu\"; ve eğer isabet ederse onlara bir kötülük uğursuz sayıyorlardı Mûsâ’yı ve onunla (Mûsâ'yla) beraber kimseleri; onların uğursuzluğu ancak Allah'ın indindedir\/katındadır değil mi?; fakat çokları onların bilmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 feiza öyle ki  فَإِذَا - 2 ca'ethumu geldiği zaman onlara جَاءَتْهُمُ جيا 3 l-hasenetu bir güzellik الْحَسَنَةُ حسن 4 kalu dediler قَالُوا قول 5 lena bizedir لَنَا - 6 hazihi bu هَٰذِهِ - 7 ve in ve eğer وَإِنْ - 8 tusibhum isabet etse onlara تُصِبْهُمْ صوب 9 seyyietun bir kötülük سَيِّئَةٌ سوا 10 yettayyeru uğursuz sayıyorlardı يَطَّيَّرُوا طير 11 bimusa Mûsâ’yı بِمُوسَىٰ - 12 ve men ve kimseleri وَمَنْ - 13 meahu onunla beraber مَعَهُ - 14 ela değil mi أَلَا - 15 innema ancak إِنَّمَا - 16 tairuhum onların uğursuzluğu طَائِرُهُمْ طير 17 inde katındadır عِنْدَ عند 18 llahi Allah اللَّهِ - 19 velakinne fakat وَلَٰكِنَّ - 20 ekserahum çokları أَكْثَرَهُمْ كثر 21 la   لَا - 22 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "131", "id" : "1843", "kuranAyetNo" : "1085", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve varis kıldık kavmi\/toplumu* -kimselerdir (ki) oldular zaaflı bırakılanlar- doğularına yerin** ve batılarına onun** (ki) bereketlendirdiğimizdir*** orada**; ve tamamlandı kelimesi**** (senin) Rabbinin4 güzellik (-le) İsrâîloğulları üzerine sabretmeleriyle; ve darmadağın ettik üretir olduklarını firavun ve onun kavminin; ve diker***** olduklarını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve evrasna ve varis kıldık وَأَوْرَثْنَا ورث 2 l-kavme kavmi\/toplumu الْقَوْمَ قوم 3 ellezine kimseleri (ki) الَّذِينَ - 4 kanu oldular كَانُوا كون 5 yusted'afune zaaflı bırakılanlar يُسْتَضْعَفُونَ ضعف 6 meşarika doğularına مَشَارِقَ شرق 7 l-erdi yerin الْأَرْضِ ارض 8 ve megaribeha ve batılarına onun وَمَغَارِبَهَا غرب 9 lleti o ki الَّتِي - 10 barakna bereketlendirdik بَارَكْنَا برك 11 fiha orada فِيهَا - 12 ve temmet ve tamamlandı وَتَمَّتْ تمم 13 kelimetu kelimesi كَلِمَتُ كلم 14 rabbike (senin) Rabbinin رَبِّكَ ربب 15 l-husna güzellik (-le) الْحُسْنَىٰ حسن 16 ala üzerine عَلَىٰ - 17 beni oğulları بَنِي بني 18 israile İsrail إِسْرَائِيلَ - 19 bima   بِمَا - 20 saberu sabretmeleriyle صَبَرُوا صبر 21 ve demmerna ve darmadağın ettik وَدَمَّرْنَا دمر 22 ma   مَا - 23 kane olduklarını كَانَ كون 24 yesneu ürettirler يَصْنَعُ صنع 25 fir'avnu firavun فِرْعَوْنُ - 26 ve kavmuhu ve onun kavminin وَقَوْمُهُ قوم 27 ve ma ve وَمَا - 28 kanu olduklarını كَانُوا كون 29 yea'rişune dikerler يَعْرِشُونَ عرش", "ayetNo" : "137", "id" : "1849", "kuranAyetNo" : "1091", "not1" : "*Hiksoslular. Nil'in doğularına ve batınlarına hakim olan ezilmiş, hor görülmüş, zaaflı bırakılmış kavim\/toplum. **Nil'in doğuları ve batıları. ***Nil'in doğuları ve batıları bol akan suyla bereketlendirilmiştir. ****Firavunun kölesi olmaktan kurtulmaları. *****Her türlü dikilen yapılar olabilir. Çadır direkleri, ağaçları dik tutmak için kullanılan kazıklar vb.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi mele firavunun kavminden\/toplumundan: \"Doğrusu bu mutlak âlim bir sihirbazdır.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 l-meleu melesi الْمَلَأُ ملا 3 min   مِنْ - 4 kavmi kavminden\/toplumundan قَوْمِ قوم 5 fir'avne firavunun فِرْعَوْنَ - 6 inne doğrusu  إِنَّ - 7 haza bu هَٰذَا - 8 lesahirun mutlak bir sihirbazdır لَسَاحِرٌ سحر 9 alimun alim عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "109", "id" : "1822", "kuranAyetNo" : "1063", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dediler (sihirbazlar): \"İman47 ettik alemlerin203 Rabbine4.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kalu dediler قَالُوا قول 2 amenna iman ettik امَنَّا امن 3 birabbi Rabbine بِرَبِّ ربب 4 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "121", "id" : "1833", "kuranAyetNo" : "1075", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve ayetlerimizi yalanlamış195 kimseleri; adım adım ilerleteceğiz onları yerden (ki) bilmezler (onlar).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseleri وَالَّذِينَ - 2 kezzebu yalanlandılar كَذَّبُوا كذب 3 biayatina ayetlerimizi بِايَاتِنَا ايي 4 senestedricuhum adım adım ilerleteceğiz onları سَنَسْتَدْرِجُهُمْ درج 5 min   مِنْ - 6 haysu yerden (ki) حَيْثُ حيث 7 la   لَا - 8 yea'lemune bilmezler (onlar) يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "182", "id" : "1889", "kuranAyetNo" : "1136", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Sonra gönderdik onların sonrasında Mûsâ'yı ayetlerimizle287 firavuna ve onun* melesine364; öyle ki zulmettiler257 ona**; öyle ki bak nasıl oldu akıbeti*** fesat265 çıkaranların.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 summe sonra ثُمَّ - 2 beasna gönderdik بَعَثْنَا بعث 3 min   مِنْ - 4 bea'dihim sonrasında onların بَعْدِهِمْ بعد 5 musa Musa'yı مُوسَىٰ - 6 biayatina ayetlerimizle بِايَاتِنَا ايي 7 ila   إِلَىٰ - 8 fir'avne Fir'avn'a فِرْعَوْنَ - 9 ve meleihi ve melesine onun وَمَلَئِهِ ملا 10 fezelemu öyle ki zulmettiler فَظَلَمُوا ظلم 11 biha ona بِهَا - 12 fenzur öyle ki bak فَانْظُرْ نظر 13 keyfe nasıl كَيْفَ كيف 14 kane oldu كَانَ كون 15 aakibetu akibeti عَاقِبَةُ عقب 16 l-mufsidine fesat çıkaranların الْمُفْسِدِينَ فسد", "ayetNo" : "103", "id" : "1816", "kuranAyetNo" : "1057", "not1" : "*Firavunun. **Ayete. ***Ardı, arkası.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve asla fikir yürütmezler mi? Yoktur arkadaşlarında* hiçbir cinnet** ki o* ancak apaçık bir uyarıcıdır.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "184", "id" : "1891", "kuranAyetNo" : "1138", "not1" : "*Resûl Muhammed'te. **Mecnunluk, cinnet getirme.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve kaldırdığımız zaman dağı üstlerine ki o* bir gölge gibiydi; ve zannettiler ki o* bir düşendi onlara; tutun\/edinin verdiğimi** sizlere kuvvetle; ve zikredin78 onun** içindekini; belki sizler takvalı21 olursunuz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve  وَإِذْ - 2 netekna kaldırdığımız zazamn نَتَقْنَا نتق 3 l-cebele dağı الْجَبَلَ جبل 4 fevkahum üstlerine فَوْقَهُمْ فوق 5 keennehu ki o gibidiydi كَأَنَّهُ - 6 zulletun bir gölge ظُلَّةٌ ظلل 7 ve zennu ve zannettiler وَظَنُّوا ظنن 8 ennehu ki o أَنَّهُ - 9 vakiun bir düşen وَاقِعٌ وقع 10 bihim onlara بِهِمْ - 11 huzu tutun\/edinin خُذُوا اخذ 12 ma   مَا - 13 ateynakum verdiğimi sizlere اتَيْنَاكُمْ اتي 14 bikuvvetin kuvvetle بِقُوَّةٍ قوي 15 vezkuru ve zikredin وَاذْكُرُوا ذكر 16 ma   مَا - 17 fihi onun içindekini فِيهِ - 18 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 19 tettekune takvalı olursunuz تَتَّقُونَ وقي", "ayetNo" : "171", "id" : "1880", "kuranAyetNo" : "1125", "not1" : "*Dağ. **Tevrât'ı.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi firavun: \"İman47 ettiniz ona öncesi ki izin veririm sizlere; doğrusu bu mutlak bir terkiptir\/düzendir (ki) terkip ettiniz\/düzenlediniz onu şehirde; çıkarmak için ondan* ehlini568 onun*; öyle ki yakında bileceksiniz.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 fir'avnu firavun فِرْعَوْنُ - 3 amentum iman ettiniz امَنْتُمْ امن 4 bihi ona بِهِ - 5 kable öncesi قَبْلَ قبل 6 en ki أَنْ - 7 azene izin veririm اذَنَ اذن 8 lekum sizlere لَكُمْ - 9 inne doğrusu إِنَّ - 10 haza bu هَٰذَا - 11 lemekrun mutlak bir terkiptir لَمَكْرٌ مكر 12 mekertumuhu terkip ettiniz onu مَكَرْتُمُوهُ مكر 13 fi   فِي - 14 l-medineti şehirde الْمَدِينَةِ مدن 15 lituhricu çıkarmak için لِتُخْرِجُوا خرج 16 minha ondan مِنْهَا - 17 ehleha ehlini onun أَهْلَهَا اهل 18 fesevfe öyleki yakında فَسَوْفَ - 19 tea'lemune bileceksiniz تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "123", "id" : "1835", "kuranAyetNo" : "1077", "not1" : "*Şehirden.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve dedi Mûsâ: \"Ey firavun! Doğrusu ben bir resûlüm418 alemlerin203 Rabbinden4.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve kale ve dedi وَقَالَ قول 2 musa Mûsâ مُوسَىٰ - 3 ya fir'avnu ey firavun يَا فِرْعَوْنُ - 4 inni doğrusu ben إِنِّي - 5 rasulun bir resûlüm رَسُولٌ رسل 6 min   مِنْ - 7 rabbi Rabbinden رَبِّ ربب 8 l-aalemine alemlerin الْعَالَمِينَ علم", "ayetNo" : "104", "id" : "1817", "kuranAyetNo" : "1058", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Dedi: \"Evet; ve doğrusu sizlersiniz mutlak yakınlaştırılanlardan.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kale dedi قَالَ قول 2 neam evet نَعَمْ - 3 ve innekum ve doğrusu sizlersiniz وَإِنَّكُمْ - 4 lemine mutlak لَمِنَ - 5 l-mukarrabine yakınlaştırılanlardan الْمُقَرَّبِينَ قرب", "ayetNo" : "114", "id" : "1827", "kuranAyetNo" : "1068", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve eğer gelirse sana kışkırtma; şeytândan29 bir kışkırtma; öyle ki sığın Allah'a; doğrusu O bir Semî’dir41; bir Alîm’dir8.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve imma ve eğer وَإِمَّا - 2 yenzeganneke gelirse sana kışkırtma يَنْزَغَنَّكَ نزغ 3 mine   مِنَ - 4 ş-şeytani şeytandan الشَّيْطَانِ شطن 5 nezgun bir kışkırtma نَزْغٌ نزغ 6 festeiz öyle ki sığın فَاسْتَعِذْ عوذ 7 billahi Allah'a بِاللَّهِ - 8 innehu doğrusu O إِنَّهُ - 9 semiun bir Semî’dir سَمِيعٌ سمع 10 alimun bir Alîm’dir عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "200", "id" : "1907", "kuranAyetNo" : "1154", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve tertipliyorken705 sana kâfirlik25 etmiş kimseler (ki) sabitlemek* için seni ya da katletmek35 için seni ya da çıkarmak** için seni; ve tertipliyorlardı705 ve Allah (da) tertipliyordu705; ve Allah hayırlısıdır tertipleyenlerin705.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve  وَإِذْ - 2 yemkuru tertipliyorken يَمْكُرُ مكر 3 bike sana بِكَ - 4 ellezine kimseler الَّذِينَ - 5 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 6 liyusbituke sabitlemek için seni لِيُثْبِتُوكَ ثبت 7 ev ya da أَوْ - 8 yektuluke katletmek için seni يَقْتُلُوكَ قتل 9 ev ya da أَوْ - 10 yuhricuke çıkarmak için seni يُخْرِجُوكَ خرج 11 ve yemkurune ve tertipliyorlardı وَيَمْكُرُونَ مكر 12 ve yemkuru ve tertipliyordu وَيَمْكُرُ مكر 13 llahu Allah اللَّهُ - 14 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 15 hayru hayırlısıdır خَيْرُ خير 16 l-makirine terpitleyenlerin الْمَاكِرِينَ مكر", "ayetNo" : "30", "id" : "1941", "kuranAyetNo" : "1190", "not1" : "*Tutuklamak. Hareketsiz hale getirmek. **Sürgüne göndermek.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Yardım dilerken Rabbinizden4; öyle ki cevap verdi (Rabbiniz) sizlere ki \"Ben yardım ediciyim sizlere meleklerden binle; ardışıklar (olarak).\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz zaman إِذْ - 2 testegisune yardım diliyorken  تَسْتَغِيثُونَ غوث 3 rabbekum Rabbinizden رَبَّكُمْ ربب 4 festecabe öyle ki cevap verdi فَاسْتَجَابَ جوب 5 lekum sizlere لَكُمْ - 6 enni ki ben أَنِّي - 7 mumiddukum yardım ediciyim sizlere مُمِدُّكُمْ مدد 8 bielfin binle بِأَلْفٍ الف 9 mine   مِنَ - 10 l-melaiketi meleklerden الْمَلَائِكَةِ ملك 11 murdifine ardışıklar (olarak) مُرْدِفِينَ ردف", "ayetNo" : "9", "id" : "1920", "kuranAyetNo" : "1169", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Karşılaştığınız zaman kâfirlik25 etmiş kimselerle; bir toplu halde yürüme* (-yle); öyle ki dönmeyin onlara arkaları**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 iza zaman إِذَا - 5 lekitumu karşılaştığınız لَقِيتُمُ لقي 6 ellezine kimselere الَّذِينَ - 7 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 8 zehfen bir toplu halde yürüme (-yle) زَحْفًا زحف 9 fela öyle ki  فَلَا - 10 tuvelluhumu dönmeyin onlara تُوَلُّوهُمُ ولي 11 l-edbara arkaları الْأَدْبَارَ دبر", "ayetNo" : "15", "id" : "1926", "kuranAyetNo" : "1175", "not1" : "*Savaş için karşılaşma. **Kaçmayın.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve vaat ediyorken sizlere Allah iki tayfadan* birini** ki o sizleredir (diye); ve istiyordunuz ki kuvvet\/diken\/sivrilik*** sahibi dışındaki**** olsun sizlere; ve (oysa) diliyordu Allah ki hakka\/gerçeğe kavuşturmayı hakkı\/gerçeği**** kendi kelimeleriyle416; ve (diliyordu) kesmeyi kâfirlerin25 ardını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iz ve  وَإِذْ - 2 yeidukumu vaat ediyorken sizlere يَعِدُكُمُ وعد 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 ihda birini إِحْدَى احد 5 t-taifeteyni iki tayfadan الطَّائِفَتَيْنِ طوف 6 enneha ki o أَنَّهَا - 7 lekum sizleredir لَكُمْ - 8 ve teve ddune ve istiyordunuz وَتَوَدُّونَ ودد 9 enne ki أَنَّ - 10 gayra başkasını غَيْرَ غير 11 zati sahibi ذَاتِ - 12 ş-şevketi kuvvet\/diken\/sivri uç الشَّوْكَةِ شوك 13 tekunu olsun تَكُونُ كون 14 lekum sizlere لَكُمْ - 15 veyuridu ve diliyordu وَيُرِيدُ رود 16 llahu Allah اللَّهُ - 17 en ki أَنْ - 18 yuhikka hakka kavuşturmayı يُحِقَّ حقق 19 l-hakka hakkı\/gerçeği الْحَقَّ حقق 20 bikelimatihi kendi kelimeleriyle بِكَلِمَاتِهِ كلم 21 ve yektaa ve kesmeyi وَيَقْطَعَ قطع 22 dabira ardını دَابِرَ دبر 23 l-kafirine kâfirlerin الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "7", "id" : "1918", "kuranAyetNo" : "1167", "not1" : "*Birliktelik sahibi gruptan. **Mücadele etmeniz için, savaşmanız için. ***Zarar\/hasar verici, delici kuvvet. ****Zayıf olanı. Daha az zarar verecek olanı. *****Kâfirler daha güçlü olsalar da, daha fazla zarar verici olsalar da onlarla savaşmak hak\/gerçeğin ortaya çıkmasında daha faydalıdır.  ", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve olmuş değildir Allah azap etmeye onlara; ve (ki) sen onların içindesin; ve olmuş değildir Allah azap edici; ve onlar (ki) istiğfar ederler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vema ve değildir وَمَا - 2 kane olmuş كَانَ كون 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 liyuazzibehum azap etmeye onlara لِيُعَذِّبَهُمْ عذب 5 veente ve sen وَأَنْتَ - 6 fihim onların içindesin فِيهِمْ - 7 ve ma ve değildir وَمَا - 8 kane olmuş كَانَ كون 9 llahu Allah اللَّهُ - 10 muazzibehum azap eden مُعَذِّبَهُمْ عذب 11 vehum ve onlar وَهُمْ - 12 yestegfirune istiğfar ederlerdir يَسْتَغْفِرُونَ غفر", "ayetNo" : "33", "id" : "1943", "kuranAyetNo" : "1193", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Doğrusu şerli205 dâbbeler599 Allah'ın indinde\/katında sağırlar702 ve dilsizlerdir702; kimselerdir (ki) akletmezler702.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 şerra şerlisi شَرَّ شرر 3 d-devabbi dabbelerin الدَّوَابِّ دبب 4 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 5 llahi Allah اللَّهِ - 6 s-summu sağırlar الصُّمُّ صمم 7 l-bukmu ve dilsizlerdir الْبُكْمُ بكم 8 ellezine kimseler (ki) الَّذِينَ - 9 la   لَا - 10 yea'kilune akletmezler يَعْقِلُونَ عقل", "ayetNo" : "22", "id" : "1933", "kuranAyetNo" : "1182", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve bilin ki mallarınız ve evlatlarınız ancak bir fitnedir610; ve ki Allah'ın; indindedir\/katındadır O'nun büyük bir ecir*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vea'lemu ve bilin ki وَاعْلَمُوا علم 2 ennema ancak أَنَّمَا - 3 emvalukum mallarınız أَمْوَالُكُمْ مول 4 ve evladukum ve evlatlarınız وَأَوْلَادُكُمْ ولد 5 fitnetun bir fitnedir فِتْنَةٌ فتن 6 ve enne ve ki وَأَنَّ - 7 llahe Allah اللَّهَ - 8 indehu O'nun indindedir\/katındadır عِنْدَهُ عند 9 ecrun bir ecir أَجْرٌ اجر 10 azimun büyük عَظِيمٌ عظم", "ayetNo" : "28", "id" : "1939", "kuranAyetNo" : "1188", "not1" : "*Karşılık.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Cevap verin Allah’a ve resûlüne418 davet edildiğiniz zaman hayat verene* sizlere; ve bilin ki Allah değiştirip geçer kişi703 ve onun kalbi703 arasına; ve ki O'dur; O’na karşı haşredilirsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 stecibu cevap verin اسْتَجِيبُوا جوب 5 lillahi Allah’a لِلَّهِ - 6 velirrasuli ve resûlüne وَلِلرَّسُولِ رسل 7 iza   إِذَا - 8 deaakum davet edildiğiniz zaman دَعَاكُمْ دعو 9 lima   لِمَا - 10 yuhyikum hayat verene sizlere يُحْيِيكُمْ حيي 11 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 12 enne ki أَنَّ - 13 llahe Allah اللَّهَ - 14 yehulu değiştirip  geçer يَحُولُ حول 15 beyne arasına بَيْنَ بين 16 l-mer'i kişiyle\/şahısla الْمَرْءِ مرا 17 ve kalbihi ve onun kalbi  وَقَلْبِهِ قلب 18 ve ennehu ve ki O'dur وَأَنَّهُ - 19 ileyhi O’na karşı إِلَيْهِ - 20 tuhşerune haşredilirsiniz تُحْشَرُونَ حشر", "ayetNo" : "24", "id" : "1935", "kuranAyetNo" : "1184", "not1" : "*Kur'ana.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve asla gelmediğin zaman onlara bir ayetle454 derler: \"Keşke derleseydin\/toplasaydın onu*; de ki ancak tabi olurum Rabbimden4 üzerime vahy603 edilene; bu**; basiretlerdir690 Rabbinizden4; ve bir doğru yola kılavuzdur; ve bir rahmettir271 iman47 eder bir kavim\/toplum için.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve zaman وَإِذَا - 2 lem asla لَمْ - 3 te'tihim gelmediğin onlara تَأْتِهِمْ اتي 4 biayetin bir ayetle بِايَةٍ ايي 5 kalu derler قَالُوا قول 6 levla keşke لَوْلَا - 7 ctebeyteha derleseydin\/toplasaydın onu اجْتَبَيْتَهَا جبي 8 kul de ki قُلْ قول 9 innema ancak إِنَّمَا - 10 ettebiu tabi olurum أَتَّبِعُ تبع 11 ma   مَا - 12 yuha vahy edilene يُوحَىٰ وحي 13 ileyye üzerime إِلَيَّ - 14 min   مِنْ - 15 rabbi Rabbimden رَبِّي ربب 16 haza bu هَٰذَا - 17 besairu basiretlerdir بَصَائِرُ بصر 18 min   مِنْ - 19 rabbikum Rabbinizden رَبِّكُمْ ربب 20 ve huden ve bir doğru yola kılavuzdur وَهُدًى هدي 21 ve rahmetun ve bir rahmettir وَرَحْمَةٌ رحم 22 likavmin bir kavim\/toplum için لِقَوْمٍ قوم 23 yu'minune iman ederler يُؤْمِنُونَ امن", "ayetNo" : "203", "id" : "1910", "kuranAyetNo" : "1157", "not1" : "*Ayeti. **Ayetler, Kur'an.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Hakka\/gerçeğe kavuşturması içindir (Allah'ın) hakkı\/gerçeği; ve batıllaştırması199 (içindir) (Allah'ın) batılı199; velev\/fakat kerhen697 olsalar da mücrimler674.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 liyuhikka hakka\/gerçeğe kavuşturması içindir (Allah'ın) لِيُحِقَّ حقق 2 l-hakka hakkı\/gerçeği الْحَقَّ حقق 3 ve yubtile ve batıllaştırması (içindir) (Allah'ın) وَيُبْطِلَ بطل 4 l-batile batılı الْبَاطِلَ بطل 5 velev velev\/fakat وَلَوْ - 6 kerihe kerhen olsalar da كَرِهَ كره 7 l-mucrimune mücrimler الْمُجْرِمُونَ جرم", "ayetNo" : "8", "id" : "1919", "kuranAyetNo" : "1168", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Onlara mıdır ayaklar* yürürler onunla; ya da onlaradır eller* saldırıp vururlar onunla; ya da onlaradır gözler* bakarlar onunla; ya da onlaradır kulaklar* işitirler onunla?; de ki: \"Çağırın şirk71 koştuklarınızı; sonra plan** yapın bana (karşı); öyle ki göz açtırmayın bana.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 elehum onlara mı أَلَهُمْ - 2 erculun ayaklar أَرْجُلٌ رجل 3 yemşune yürürler يَمْشُونَ مشي 4 biha onunla بِهَا - 5 em ya da أَمْ - 6 lehum onlara لَهُمْ - 7 eydin eller أَيْدٍ يدي 8 yebtişune saldırıp vururlar يَبْطِشُونَ بطش 9 biha onunla بِهَا - 10 em ya da أَمْ - 11 lehum onlara لَهُمْ - 12 ea'yunun gözler أَعْيُنٌ عين 13 yubsirune bakarlar يُبْصِرُونَ بصر 14 biha onunla بِهَا - 15 em ya da أَمْ - 16 lehum onlara لَهُمْ - 17 azanun kulaklar اذَانٌ اذن 18 yesmeune işitirler يَسْمَعُونَ سمع 19 biha onunla بِهَا - 20 kuli de ki قُلِ قول 21 d'u çağırın ادْعُوا دعو 22 şuraka'ekum şirk koştuklarınızı شُرَكَاءَكُمْ شرك 23 summe sonra ثُمَّ - 24 kiduni plan yapın bana كِيدُونِ كيد 25 fe la öyle ki  فَلَا - 26 tunziruni göz açtırmayın bana تُنْظِرُونِ نظر", "ayetNo" : "195", "id" : "1902", "kuranAyetNo" : "1149", "not1" : "*Şirk koşulan kimselerin kendilerine gelecek bir zararı bile gidermeye güçleri yoktur. Kendilerine bir hayır da sağlayamazlar. Bu evrenden ayrılıp gitmişlerdir. Önceden ne hayır yaptılarsa Yüce Allah katında onu bulurlar. **Strateji geliştirin.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Vahyediyorken (senin) Rabbin4 meleklere ki: \"Ben beraberim sizlerle; öyle ki sabitleyin iman47 etmiş kimseleri; atacağım kâfirlik25 etmiş kimselerin kalplerine dehşet; öyle ki darp edin boyunlar üstüne; ve darp edin onlardan her parmak ucuna.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz zaman إِذْ - 2 yuhi vahyediyordu يُوحِي وحي 3 rabbuke (senin) Rabbin رَبُّكَ ربب 4 ila   إِلَى - 5 l-melaiketi meleklere الْمَلَائِكَةِ ملك 6 enni ki ben أَنِّي - 7 meakum beraberim sizlerle مَعَكُمْ - 8 fesebbitu öyle ki sabitleyin فَثَبِّتُوا ثبت 9 ellezine kimseleri الَّذِينَ - 10 amenu iman etmiş امَنُوا امن 11 seulki atacağım سَأُلْقِي لقي 12 fi   فِي - 13 kulubi kaplerine قُلُوبِ قلب 14 ellezine kimselerin الَّذِينَ - 15 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 16 r-rua'be dehşet الرُّعْبَ رعب 17 fedribu öyle ki darp edin فَاضْرِبُوا ضرب 18 fevka üstüne فَوْقَ فوق 19 l-ea'naki boyunları الْأَعْنَاقِ عنق 20 vedribu ve darp edin وَاضْرِبُوا ضرب 21 minhum onlardan مِنْهُمْ - 22 kulle her كُلَّ كلل 23 benanin parmak ucuna بَنَانٍ بنن", "ayetNo" : "12", "id" : "1923", "kuranAyetNo" : "1172", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve kimseler* (ki) çağırırsınız O’nun** astından; güç yetiremezler itaat etmeye (bir) yardıma sizlere ve ne de kendi nefislerine201 yardım edebilirler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vellezine ve kimseler (ki) وَالَّذِينَ - 2 ted'une çağırırsınız تَدْعُونَ دعو 3 min   مِنْ - 4 dunihi O’nun astından دُونِهِ دون 5 la   لَا - 6 yestetiune güç yetiremezler itaat etmeye يَسْتَطِيعُونَ طوع 7 nesrakum yardıma sizlere نَصْرَكُمْ نصر 8 ve la ve ne de  وَلَا - 9 enfusehum kendi nefislerine أَنْفُسَهُمْ نفس 10 yensurune yardım ederler يَنْصُرُونَ نصر", "ayetNo" : "197", "id" : "1904", "kuranAyetNo" : "1151", "not1" : "*Şirk koşulan kimseler. **Allah'ın.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Kâfirlik25 etmiş kimselere de ki: \"Eğer menederlerse* mağfiret319 edilir onlara; muhakkak geçendir**; ve eğer geri dönerlerse; öyle ki. muhakkak devam etti*** evvelki sünnet707.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kul de ki قُلْ قول 2 lillezine kimselere لِلَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 4 in eğer إِنْ - 5 yentehu menederlerse يَنْتَهُوا نهي 6 yugfer mağfiret edilir يُغْفَرْ غفر 7 lehum onlara لَهُمْ - 8 ma   مَا - 9 kad muhakkak قَدْ - 10 selefe geçendir سَلَفَ سلف 11 vein ve eğer وَإِنْ - 12 yeudu geri dönerlerse يَعُودُوا عود 13 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 14 medet devam etti مَضَتْ مضي 15 sunnetu sünnet سُنَّتُ سنن 16 l-evveline evvelki الْأَوَّلِينَ اول", "ayetNo" : "38", "id" : "1947", "kuranAyetNo" : "1198", "not1" : "*Engelleme, yasaklama. **Geçmişte kalmıştır. ***Geçerlidir.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Doğrusu (benim) velim28 Allah'tır ki indirendir kitabı*; ve O yakın korur\/himaye eder sâlihleri217.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 veliyyiye (benim) velim وَلِيِّيَ ولي 3 llahu Allah'tır اللَّهُ - 4 llezi ki الَّذِي - 5 nezzele indirendir نَزَّلَ نزل 6 l-kitabe kitabı الْكِتَابَ كتب 7 ve huve ve O وَهُوَ - 8 yetevella yakın korur يَتَوَلَّى ولي 9 s-salihine salihleri الصَّالِحِينَ صلح", "ayetNo" : "196", "id" : "1903", "kuranAyetNo" : "1150", "not1" : "*Kur'an'ı.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Kur'an okunduğu zaman öyle ki işitin onu; ve kulak verin\/dinleyin*; belki sizler rahmet271 edilirsiniz.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza zaman وَإِذَا - 2 kurie okunduğu قُرِئَ قرا 3 l-kuranu Kur'an الْقُرْانُ قرا 4 festemiu öyle ki işitin فَاسْتَمِعُوا سمع 5 lehu onu لَهُ - 6 ve ensitu ve kulak verin\/dinleyin وَأَنْصِتُوا نصت 7 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 8 turhamune rahmet edilirsiniz تُرْحَمُونَ رحم", "ayetNo" : "204", "id" : "1911", "kuranAyetNo" : "1158", "not1" : "*Kur'an ne diyor kulak verin.  ", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Velev\/şayet bildiyse* Allah onlardaki bir hayrı; mutlak işittirirdi onlara; velev\/şayet işittirseydi onlara; mutlak dönerlerdi onlar; ve onlar zıtlaşanlardır**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 velev velev\/şayet وَلَوْ - 2 alime bildiyse عَلِمَ علم 3 llahu Allah اللَّهُ - 4 fihim onlardaki فِيهِمْ - 5 hayran bir hayrı خَيْرًا خير 6 leesmeahum mutlak işittirirdi onlara لَأَسْمَعَهُمْ سمع 7 velev velev\/şayet وَلَوْ - 8 esmeahum işittirseydi onlara أَسْمَعَهُمْ سمع 9 letevellev mutlak dönerlerdi لَتَوَلَّوْا ولي 10 vehum ve onlar وَهُمْ - 11 mua'ridune zıtlaşanlardır مُعْرِضُونَ عرض", "ayetNo" : "23", "id" : "1934", "kuranAyetNo" : "1183", "not1" : "*Bir hayır bilindik olsaydı. **Bu kimseler doğru yola asla kılavuzlanmazlar. Yüce Allah onların her şartta sapacağını tüm olasılıkları hesaplayarak bilmiştir.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve okunduğu zaman üzerlerine ayetlerimiz389 dediler: \"Muhakkak işittik; şayet istersek mutlak derdik bunun* mislini\/benzerini; ki bu* ancak evvelkilerin satırlarıdır.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve iza ve وَإِذَا - 2 tutla okunduğu zaman تُتْلَىٰ تلو 3 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 4 ayatuna ayetlerimiz ايَاتُنَا ايي 5 kalu dediler قَالُوا قول 6 kad muhakkak قَدْ - 7 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع 8 lev şayet لَوْ - 9 neşa'u istersek نَشَاءُ شيا 10 lekulna mutlak derdik لَقُلْنَا قول 11 misle mislini مِثْلَ مثل 12 haza bunun هَٰذَا - 13 in değildir إِنْ - 14 haza bu هَٰذَا - 15 illa dışında إِلَّا - 16 esatiru satırlarıdır أَسَاطِيرُ سطر 17 l-evveline evvelkilerin الْأَوَّلِينَ اول", "ayetNo" : "31", "id" : "1942", "kuranAyetNo" : "1191", "not1" : "*Kur'an.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "İşte sizlersiniz; öyle ki tadın onu; ve ki kâfirler25 içindir ateş azabı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalikum işte sizlersiniz ذَٰلِكُمْ - 2 fezukuhu öyle ki tadın onu فَذُوقُوهُ ذوق 3 ve enne ve ki وَأَنَّ - 4 lilkafirine kâfirler içindir لِلْكَافِرِينَ كفر 5 azabe azabı عَذَابَ عذب 6 n-nari ateş النَّارِ نور", "ayetNo" : "14", "id" : "1925", "kuranAyetNo" : "1174", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ayırması içindir Allah’ın habisi\/kötüyü iyiden; ve yapar habisi\/kötüyü (ki) bir kısmını onun* bir kısım üzerine; öyle ki yığar onu* topluca; öyle ki yapar onu* cehennemde; işte bunlar; onlardır hüsrana uğrayanlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 liyemiyze ayırması içindir لِيَمِيزَ ميز 2 llahu Allah’ın اللَّهُ - 3 l-habise habisi\/kötüyü الْخَبِيثَ خبث 4 mine   مِنَ - 5 t-tayyibi iyiden الطَّيِّبِ طيب 6 ve yec'ale ve yapması (için) وَيَجْعَلَ جعل 7 l-habise habisi\/kötüyü الْخَبِيثَ خبث 8 bea'dehu bir kısmı onun بَعْضَهُ بعض 9 ala üzerine عَلَىٰ - 10 bea'din bir kısım  بَعْضٍ بعض 11 fe yerkumehu öyleki yığar onu فَيَرْكُمَهُ ركم 12 cemian topluca جَمِيعًا جمع 13 fe yec'alehu öyle ki yapar onu فَيَجْعَلَهُ جعل 14 fi   فِي - 15 cehenneme cehennemde جَهَنَّمَ - 16 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 17 humu onlardır هُمُ - 18 l-hasirune hüsrana uğrayanlar الْخَاسِرُونَ خسر", "ayetNo" : "37", "id" : "1946", "kuranAyetNo" : "1197", "not1" : "*Habisin\/kötünün.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kimseler (ki) takvalı21 oldular (Allah’a) temas ettiği zaman onlara bir tavaf\/dolaşma* şeytândan29; zikrettiler78 (Allah’ı); öyle ki o zaman onlar bakanlardır\/görenlerdir**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 ttekav takvalı oldular (Allah’a) اتَّقَوْا وقي 4 iza zaman إِذَا - 5 messehum temas ettiği zaman onlara مَسَّهُمْ مسس 6 taifun bir tavaf\/bir turlama طَائِفٌ طوف 7 mine   مِنَ - 8 ş-şeytani şeytândan الشَّيْطَانِ شطن 9 tezekkeru zikrettiler (Allah’ı) تَذَكَّرُوا ذكر 10 fe iza öyle ki o zaman فَإِذَا - 11 hum onlar هُمْ - 12 mubsirune bakanlardır مُبْصِرُونَ بصر", "ayetNo" : "201", "id" : "1908", "kuranAyetNo" : "1155", "not1" : "*Şeytânın musallat olması. **Şeytânın kışkırtmalarını rahatlıkla görürler, anlarlar.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! İhanet704 etmeyin Allah'a ve resûlüne; ve ihanet etmeyin emanetlerinize617; ve sizler bilirsiniz (de bunu).", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 la   لَا - 5 tehunu ihanet etmeyin تَخُونُوا خون 6 llahe Allah'a اللَّهَ - 7 ve rrasule ve resûline وَالرَّسُولَ رسل 8 vetehunu ve ihanet etmeyin وَتَخُونُوا خون 9 emanatikum emanetlerinize أَمَانَاتِكُمْ امن 10 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 11 tea'lemune biliyorsunuz تَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "27", "id" : "1938", "kuranAyetNo" : "1187", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Eğer fetih527 arıyorduysanız; öyle ki muhakkak geldi sizlere fetih527; ve eğer geri durursanız öyle ki o hayırdır sizlere; ve eğer geri dönerseniz geri döneriz (biz de); ve asla sağlayamaz size grubunuz bir şey; velev\/şayet çok olmuş olsa da (o); ve ki Allah beraberdir müminlerle27.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 in eğer إِنْ - 2 testeftihu fetih arıyorduysanız تَسْتَفْتِحُوا فتح 3 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 4 ca'ekumu geldi sizlere جَاءَكُمُ جيا 5 l-fethu fetih الْفَتْحُ فتح 6 ve in ve eğer وَإِنْ - 7 tentehu geri durursanız تَنْتَهُوا نهي 8 fehuve öyle ki o فَهُوَ - 9 hayrun hayırdır خَيْرٌ خير 10 lekum sizlere لَكُمْ - 11 vein ve eğer وَإِنْ - 12 teudu geri dönerseniz تَعُودُوا عود 13 neud geri döneriz نَعُدْ عود 14 velen ve asla وَلَنْ - 15 tugniye sağlayamaz تُغْنِيَ غني 16 ankum size عَنْكُمْ - 17 fietukum grubunuz فِئَتُكُمْ فاي 18 şey'en bir şey شَيْئًا شيا 19 velev velev\/şayet وَلَوْ - 20 kesurat çok olmuş olsa da  كَثُرَتْ كثر 21 ve enne ve ki وَأَنَّ - 22 llahe Allah اللَّهَ - 23 mea beraberdir مَعَ - 24 l-mu'minine müminlerler الْمُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "19", "id" : "1930", "kuranAyetNo" : "1179", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "İşte böyledir; ki zorluk çıkarmış\/ağırlaştırmış\/baskı yapmış olmalarıyladır Allah'a700 ve resûlüne700; kim zorluk çıkarır\/ağırlaştırır\/baskı yapar Allah'a700 ve resûlüne700; öyle ki doğrusu Allah Şedîd'tir536 akabinde.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalike işte böyledir ذَٰلِكَ - 2 biennehum çünkü onlar بِأَنَّهُمْ - 3 şakku  zorluk çıkarır\/ağırlaştırır\/baskı yapar  شَاقُّوا شقق 4 llahe Allah'a اللَّهَ - 5 ve rasulehu ve resûlüne وَرَسُولَهُ رسل 6 ve men kim وَمَنْ - 7 yuşakiki  zorluk çıkarır\/ağırlaştırır\/baskı yapar  يُشَاقِقِ شقق 8 llahe Allah'a اللَّهَ - 9 ve rasulehu ve resûlüne وَرَسُولَهُ رسل 10 feinne öyle ki doğrusu فَإِنَّ - 11 llahe Allah اللَّهَ - 12 şedidu Şedid'tir شَدِيدُ شدد 13 l-ikabi kabinde الْعِقَابِ عقب", "ayetNo" : "13", "id" : "1924", "kuranAyetNo" : "1173", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve olmayın kimseler gibi (ki) dediler: \"İşittik*\"; ve (oysa) onlar işitmiyorlardı**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve la ve  وَلَا - 2 tekunu olmayın تَكُونُوا كون 3 kallezine kimseler gibi كَالَّذِينَ - 4 kalu dediler قَالُوا قول 5 semia'na işittik سَمِعْنَا سمع 6 vehum ve onlar وَهُمْ - 7 la   لَا - 8 yesmeune işitmiyorlardı يَسْمَعُونَ سمع", "ayetNo" : "21", "id" : "1932", "kuranAyetNo" : "1181", "not1" : "*Vahyi  (Kur'an'ı) işittik. **Vahiy  (Kur'an'ı) bir kulaktan girip diğerinden çıkıyordu. Kur'an'ı kalplerine indirmiyorlardı.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Öyle ki asla* katletmediniz35 onları**; velakin\/fakat Allah katletti35 onları**; ve atmış değildin* attığın zaman; velakin\/fakat Allah attı; ve belalandırması256 içindir (Allah'ın) müminleri27 kendisinden güzel bir bela701 (-yla); doğrusu Allah bir Semî’dir; bir Alîm’dir.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 fe lem öyle ki asla فَلَمْ - 2 tektuluhum katletmediniz onları تَقْتُلُوهُمْ قتل 3 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 4 llahe Allah اللَّهَ - 5 katelehum katletti onları قَتَلَهُمْ قتل 6 ve ma ve değildin وَمَا - 7 rameyte atmış رَمَيْتَ رمي 8 iz zaman إِذْ - 9 rameyte attığın رَمَيْتَ رمي 10 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 11 llahe Allah اللَّهَ - 12 rama attı رَمَىٰ رمي 13 veliyubliye ve belalandırmısı için (Allah'ın) وَلِيُبْلِيَ بلو 14 l-mu'minine müminleri الْمُؤْمِنِينَ امن 15 minhu O’ndan مِنْهُ - 16 bela'en bir bela (-yla) بَلَاءً بلو 17 hasenen bir güzel حَسَنًا حسن 18 inne doğrusu إِنَّ - 19 llahe Allah اللَّهَ - 20 semiun bir Semî’dir سَمِيعٌ سمع 21 alimun bir Alım’dir. عَلِيمٌ علم", "ayetNo" : "17", "id" : "1928", "kuranAyetNo" : "1177", "not1" : "*Her şey Yüce Allah'ın izni ve bilgisiyle gerçekleşir. Evrenin kumaşını oluşturan Planck uzunluğunda titreşen ipler\/sicimler O'nun bilgisi ve izniyle O'nun dilediği gibi titreşir. Evren Levh-i Mahfûz'dan gelen bilgiyle O'nun dilediği gibi canlanır.   **Kâfirleri.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve eğer çağırsan onları doğru yola kılavuza işitemezler; ve (kendince) görürsün onları bakarlar sana; ve (oysa) onlar bakamazlar.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve in ve eğer وَإِنْ - 2 ted'uhum çağırsan onları تَدْعُوهُمْ دعو 3 ila   إِلَى - 4 l-huda doğru yola kılavuza الْهُدَىٰ هدي 5 la   لَا - 6 yesmeu işitmezler يَسْمَعُوا سمع 7 ve terahum ve görürsün onları وَتَرَاهُمْ راي 8 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر 9 ileyke sana إِلَيْكَ - 10 vehum ve onlar وَهُمْ - 11 la   لَا - 12 yubsirune bakamazlar يُبْصِرُونَ بصر", "ayetNo" : "198", "id" : "1905", "kuranAyetNo" : "1152", "not1" : "", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! Eğer takvalı21 olursanız Allah’a; yapar sizlere bir furkan259; ve kâfirlik498 eder sizden kötülüklerinizi; ve mağfiret319 eder sizlere; ve Allah Zul* Fadlil285 Azîm94'dir286.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 in eğer إِنْ - 5 tetteku takvalı olursanız تَتَّقُوا وقي 6 llahe Allah’a اللَّهَ - 7 yec'al yapar  يَجْعَلْ جعل 8 lekum sizlere لَكُمْ - 9 furkanen bir furkan فُرْقَانًا فرق 10 ve yukeffir ve kâfirlik eder وَيُكَفِّرْ كفر 11 ankum sizden عَنْكُمْ - 12 seyyiatikum kötülüklerinizi سَيِّئَاتِكُمْ سوا 13 ve yegfir ve mağfiret eder وَيَغْفِرْ غفر 14 lekum sizlere لَكُمْ - 15 vallahu ve Allah وَاللَّهُ - 16 zu Zul ذُو - 17 l-fedli  Fadlil الْفَضْلِ فضل 18 l-azimi Azîm الْعَظِيمِ عظم", "ayetNo" : "29", "id" : "1940", "kuranAyetNo" : "1189", "not1" : "*Sahibi.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Mücadele ediyorlardı seninle beyan olan hakkın\/gerçeğin sonrasında; sanki (onlar) sürülürler ölüme karşı ve onlar bakarlar* gibi.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yucadiluneke mücadele ediyorlardı seninle يُجَادِلُونَكَ جدل 2 fi فِي - 3 l-hakki hakkın\/gerçeğin الْحَقِّ حقق 4 bea'dema sonrasında بَعْدَمَا بعد 5 tebeyyene beyan olan  تَبَيَّنَ بين 6 keennema sanki gibi كَأَنَّمَا - 7 yusakune sürülürler يُسَاقُونَ سوق 8 ila karşı إِلَى - 9 l-mevti ölüme الْمَوْتِ موت 10 vehum ve onlar وَهُمْ - 11 yenzurune bakarlar يَنْظُرُونَ نظر", "ayetNo" : "6", "id" : "1917", "kuranAyetNo" : "1166", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve takvalı21 olun bir fitneye610 (ki) isabet etmez sizlerden zulmetmiş257 kimselere bir has* (olarak); ve bilin ki Allah Şedîd'tir536 akabinde.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vetteku ve takvalı olun وَاتَّقُوا وقي 2 fitneten bir fitneye فِتْنَةً فتن 3 la   لَا - 4 tusibenne isabet etmez تُصِيبَنَّ صوب 5 ellezine kimselere الَّذِينَ - 6 zelemu zulmetmiş ظَلَمُوا ظلم 7 minkum sizlerden مِنْكُمْ - 8 hassaten bir has (olarak) خَاصَّةً خصص 9 vea'lemu ve bilin وَاعْلَمُوا علم 10 enne ki أَنَّ - 11 llahe Allah'ın اللَّهَ - 12 şedidu şiddetlidir شَدِيدُ شدد 13 l-ikabi akabinde الْعِقَابِ عقب", "ayetNo" : "25", "id" : "1936", "kuranAyetNo" : "1185", "not1" : "*Sadece onlara has değil sizlere de isabet eder. Anlarız ki zulmetmiş kimselere isabet ettirilen fitne müminleri de etkileyebilir. Müminler bu konuda  takvalı olmalıdır. Sadece Kur'an'ın mesajına tabi olarak fitneyi güzel bir belaya çevirmeli ve kendisi için hayra dönüştürmelidir.  ", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ancak müminler27; kimselerdir (ki) zikredildiği78 zaman Allah; korkuyla\/ürpertiyle dolar kalpleri onların; ve okunduğu zaman üzerlerine O’nun ayetleri; ziyade eder* onlara bir imanı47; ve Rablerine4 karşı tevekkül79 ederler (onlar).", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "2", "id" : "1914", "kuranAyetNo" : "1162", "not1" : "*Ayet.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ey iman47 etmiş kimseler! İtaat edin Allah'a ve resûlüne76; ve dönmeyin ondan*; ve sizler işitiyorsunuz**.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ya eyyuha ey يَا أَيُّهَا - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 amenu iman etmiş امَنُوا امن 4 etiu itaat edin أَطِيعُوا طوع 5 llahe Allah'a اللَّهَ - 6 ve rasulehu ve resûlüne وَرَسُولَهُ رسل 7 ve la ve  وَلَا - 8 tevellev dönmeyin تَوَلَّوْا ولي 9 anhu ondan عَنْهُ - 10 veentum ve sizler وَأَنْتُمْ - 11 tesmeune işitirsiniz  تَسْمَعُونَ سمع", "ayetNo" : "20", "id" : "1931", "kuranAyetNo" : "1180", "not1" : "*Resûl Muhammed. **Kur'an'ı direkt  olarak inişine tanık oluyorsunuz, vahyi  (Kur'an'ı) işitiyorsunuz.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Doğrusu kâfirlik25 etmiş kimseler infak6 ederler mallarını geri çevirmek\/döndürmek için Allah yolundan336; öyle ki infak6 edecekler onu*; sonra olur* üzerlerine bir hüsran; sonra yenilgiye uğratılırlar; ve kâfirlik25 etmiş kimseler cehenneme doğru haşredilirler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 inne Doğrusu إِنَّ - 2 ellezine kimseler الَّذِينَ - 3 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 4 yunfikune infak ederler يُنْفِقُونَ نفق 5 emvalehum mallarını أَمْوَالَهُمْ مول 6 liyesuddu geri çevirmek\/döndürmek için لِيَصُدُّوا صدد 7 an   عَنْ - 8 sebili yolundan سَبِيلِ سبل 9 llahi Allah اللَّهِ - 10 feseyunfikuneha öyle ki infak edecekler onu فَسَيُنْفِقُونَهَا نفق 11 summe sonra ثُمَّ - 12 tekunu olur تَكُونُ كون 13 aleyhim üzerlerine عَلَيْهِمْ - 14 hasraten bir hasret حَسْرَةً حسر 15 summe sonra ثُمَّ - 16 yuglebune yenilgiye uğratılırlar يُغْلَبُونَ غلب 17 vellezine ve kimseler وَالَّذِينَ - 18 keferu kâfirlik etmiş كَفَرُوا كفر 19 ila doğru إِلَىٰ - 20 cehenneme cehenneme جَهَنَّمَ - 21 yuhşerune haşredilirler يُحْشَرُونَ حشر", "ayetNo" : "36", "id" : "1945", "kuranAyetNo" : "1196", "not1" : "*İnfak ettikleri.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "İşte sizlersiniz; ve ki Allah zayıflatandır kâfirlerin25 kumpasını\/entrikasını.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 zalikum işte sizlersiniz ذَٰلِكُمْ - 2 ve enne ve ki وَأَنَّ - 3 llahe Allah اللَّهَ - 4 muhinu zayıflatandır مُوهِنُ وهن 5 keydi kumpasını\/entrikasını كَيْدِ كيد 6 l-kafirine kâfirlerin الْكَافِرِينَ كفر", "ayetNo" : "18", "id" : "1929", "kuranAyetNo" : "1178", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Çıkardığı gibi (seni) Rabbin4 (senin) evinden hakla\/gerçekle; ve doğrusu bir fırka* müminlerden27 mutlak kerhendiler697.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 kema gibi كَمَا - 2 ehraceke çıkardığı seni أَخْرَجَكَ خرج 3 rabbuke  Rabbin رَبُّكَ ربب 4 min   مِنْ - 5 beytike evinden بَيْتِكَ بيت 6 bil-hakki hakla\/gerçekle بِالْحَقِّ حقق 7 veinne ve doğrusu وَإِنَّ - 8 ferikan bir fırka  فَرِيقًا فرق 9 mine -den مِنَ - 10 l-mu'minine müminlerden الْمُؤْمِنِينَ امن 11 lekarihune mutlak kerhendiler لَكَارِهُونَ كره", "ayetNo" : "5", "id" : "1916", "kuranAyetNo" : "1165", "not1" : "*Grup.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Tut\/edin* affı358; ve emret urfla689; yüz çevir cahillerden.", "ayetLatin" : "", "ayetNo" : "199", "id" : "1906", "kuranAyetNo" : "1153", "not1" : "*", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "Ve onlara; neden azap426 etmesin ki onlara Allah; ve onlar geri çevirirler\/döndürürler haram158 mescitten16; ve olmuş değillerdi evliyası212 onun* evliyası onun* dışında muttakilerdir17 velakin\/fakat çokları onların bilmezler.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vema ve neden وَمَا - 2 lehum onlara لَهُمْ - 3 ella   أَلَّا - 4 yuazzibehumu azap etmesin onlara ki يُعَذِّبَهُمُ عذب 5 llahu Allah اللَّهُ - 6 vehum ve onlar وَهُمْ - 7 yesuddune geri çevirirler\/döndürürler يَصُدُّونَ صدد 8 ani   عَنِ - 9 l-mescidi mescitten الْمَسْجِدِ سجد 10 l-harami haram الْحَرَامِ حرم 11 vema ve değillerdi وَمَا - 12 kanu olmuş كَانُوا كون 13 evliya'ehu evliyası onun أَوْلِيَاءَهُ ولي 14 in   إِنْ - 15 evliya'uhu evliyası onun أَوْلِيَاؤُهُ ولي 16 illa dışında إِلَّا - 17 l-muttekune muttakilerdir الْمُتَّقُونَ وقي 18 velakinne velakin\/fakat وَلَٰكِنَّ - 19 ekserahum çokları onların أَكْثَرَهُمْ كثر 20 la   لَا - 21 yea'lemune bilmezler يَعْلَمُونَ علم", "ayetNo" : "34", "id" : "1944", "kuranAyetNo" : "1194", "not1" : "*Haram mescidin.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve zikredin78 zamanı (ki) sizler birazdınız; zaaflı bırakılanlardınız yerde; korkuyordunuz ki kapar sizleri insanlar (diye); öyle ki sığındırdı (Allah) sizleri; ve destekledi (Allah) sizleri kendi yardımıyla; ve rızıklandırdı sizleri (Allah) iyilerden; belki sizler şükredersiniz43.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vezkuru ve zikredin وَاذْكُرُوا ذكر 2 iz zamanı إِذْ - 3 entum sizler أَنْتُمْ - 4 kalilun birazdınız قَلِيلٌ قلل 5 musted'afune zaaflı bırakılanlardınız مُسْتَضْعَفُونَ ضعف 6 fi   فِي - 7 l-erdi yerde الْأَرْضِ ارض 8 tehafune korkuyordunuz تَخَافُونَ خوف 9 en ki أَنْ - 10 yetehattafekumu kapar sizleri يَتَخَطَّفَكُمُ خطف 11 n-nasu insanlar النَّاسُ نوس 12 fe avakum öyle ki sığındırdı sizleri فَاوَاكُمْ اوي 13 ve eyyedekum ve destekledi sizleri وَأَيَّدَكُمْ ايد 14 binesrihi kendi yardımıyla بِنَصْرِهِ نصر 15 ve razekakum ve rızıklandırdı sizleri وَرَزَقَكُمْ رزق 16 mine   مِنَ - 17 t-tayyibati iyilerden الطَّيِّبَاتِ طيب 18 leallekum belki sizler لَعَلَّكُمْ - 19 teşkurune şükredersiniz تَشْكُرُونَ شكر", "ayetNo" : "26", "id" : "1937", "kuranAyetNo" : "1186", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve zikret78 Rabbini4 kendi nefsinde201 bir alçak gönüllülük (-le); ve bir korku (-yla); ve aleni (duyulacak kadar) yüksek bir söylemin* altında\/astında**; sabah ve akşam***; ve olma gâfillerden310.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 vezkur ve zikret وَاذْكُرْ ذكر 2 rabbeke Rabbini رَبَّكَ ربب 3 fi   فِي - 4 nefsike kendi nefsinde نَفْسِكَ نفس 5 tederruan bir alçak gönüllülük (-le) تَضَرُّعًا ضرع 6 ve hifeten ve bir korku (-yla) وَخِيفَةً خوف 7 ve dune ve altında\/astında وَدُونَ دون 8 l-cehri aleni yükse الْجَهْرِ جهر 9 mine   مِنَ - 10 l-kavli bir söylemden الْقَوْلِ قول 11 bil-guduvvi sabah بِالْغُدُوِّ غدو 12 vel'asali ve akşam وَالْاصَالِ اصل 13 ve la ve وَلَا - 14 tekun olma تَكُنْ كون 15 mine   مِنَ - 16 l-gafiline gafillerden الْغَافِلِينَ غفل", "ayetNo" : "205", "id" : "1912", "kuranAyetNo" : "1159", "not1" : "*O'nun yüce sıfatlarını yani evrene tecelli etmiş olan güzel sıfatlarını öğrenmek\/hatırlamak ve bunları sözlere dökmek demektir. Gökyüzündeki bulutlara bakıp da \"Ey Rabbim! Ne güzel bir hayat verensin; ilmin, bilmin sınırsızdır. Her atomun nerede olacağını bildin, hesapladın. Senin rüzgarların onları dilediğin yere sürükler; dilediğin yere yağmurları bıraktırırsın. Sensin en yüce yaratıcı. Bizden rahmetini esirgeme!\" gibi sözleri kendi nefsimizde sesli olarak söylemek, kendi nefsimizde hissetmek tam olarak 7:205 ayetinde istenilendir. **Herkesi duyabileceği bir sesle olmadan yapılan söylem\/kelam. ***Her zaman.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" }, { "ayetIe" : "İşte bunlar; onlardır hak\/gerçek müminler27; onlaradır dereceler Rablerinin4 indinde\/katında; ve bir mağfiret319; ve cömert bir rızık.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ulaike işte bunlar أُولَٰئِكَ - 2 humu onlardır هُمُ - 3 l-mu'minune müminler الْمُؤْمِنُونَ امن 4 hakkan hak\/gerçek حَقًّا حقق 5 lehum onlaradır لَهُمْ - 6 deracatun dereceler دَرَجَاتٌ درج 7 inde indinde\/katında عِنْدَ عند 8 rabbihim Rablerinin رَبِّهِمْ ربب 9 ve megfiratun ve bir mağfiret وَمَغْفِرَةٌ غفر 10 ve rizkun ve bir rızık وَرِزْقٌ رزق 11 kerimun bir  cömert كَرِيمٌ كرم", "ayetNo" : "4", "id" : "1915", "kuranAyetNo" : "1164", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Sardığı zaman sizleri O’ndan (Allah'tan) bir emanet\/güvenlik (veren) uyuklama; ve indiriyordu üzerinize gökten bir su; temizlemek içindi sizleri onunla; ve gidermek içindi sizden şeytânın29 riczini698; ve bağlayıp rabıtalamak699 içindi kalplerinizin üzerini; ve sabitlemek içindi onunla ayaklarınızı.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 iz   إِذْ - 2 yugaşşikumu sardığı zaman sizleri يُغَشِّيكُمُ غشو 3 n-nuaase uyuklama النُّعَاسَ نعس 4 emeneten bir emanet\/güven أَمَنَةً امن 5 minhu O’ndan مِنْهُ - 6 ve yunezzilu ve indiriyordu وَيُنَزِّلُ نزل 7 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ - 8 mine   مِنَ - 9 s-semai gökten السَّمَاءِ سمو 10 maen bir su مَاءً موه 11 liyutahhirakum temizlemek için sizleri لِيُطَهِّرَكُمْ طهر 12 bihi onunla بِهِ - 13 ve yuzhibe ve gidermek için وَيُذْهِبَ ذهب 14 ankum sizden عَنْكُمْ - 15 ricze riczi رِجْزَ رجز 16 ş-şeytani şeytânî الشَّيْطَانِ شطن 17 veliyerbita ve bağlayıp rabıtalamak için وَلِيَرْبِطَ ربط 18 ala üzerini عَلَىٰ - 19 kulubikum kalblerinizin قُلُوبِكُمْ قلب 20 ve yusebbite ve sabitlemek için وَيُثَبِّتَ ثبت 21 bihi onunla بِهِ - 22 l-ekdame ayaklarınızı الْأَقْدَامَ قدم", "ayetNo" : "11", "id" : "1922", "kuranAyetNo" : "1171", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve kim döner onlara o gün arkasını*; dışındadır bir eğilme\/kıvrılma** katletmek35 için ya da cevaz vermeye\/geçmeye bir gruba*** karşı; öyle ki muhakkak uğrar Allah’tan bir gazaba****; ve sığınağı onun cehennemdir; ve kötü oldu dönüş yeri.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 ve men ve kim وَمَنْ - 2 yuvellihim döner onlara يُوَلِّهِمْ ولي 3 yevmeizin o gün يَوْمَئِذٍ - 4 duburahu arkasını دُبُرَهُ دبر 5 illa dışında إِلَّا - 6 muteharrifen bir eğilen\/kıvrılan مُتَحَرِّفًا حرف 7 likitalin katletmek için لِقِتَالٍ قتل 8 ev ya da أَوْ - 9 mutehayyizen bir cevaz vermeye\/geçmeye مُتَحَيِّزًا حوز 10 ila karşı إِلَىٰ - 11 fietin bir gruba فِئَةٍ فاي 12 fekad öyle ki muhakkak فَقَدْ - 13 ba'e uğrar بَاءَ بوا 14 bigadebin bir gazaba بِغَضَبٍ غضب 15 mine   مِنَ - 16 llahi Allah’tan اللَّهِ - 17 ve me'vahu ve onun sığınağı وَمَأْوَاهُ اوي 18 cehennemu cehennemdir جَهَنَّمُ - 19 vebi'se ve ne kötü oldu وَبِئْسَ باس 20 l-mesiru dönüş yeri الْمَصِيرُ صير", "ayetNo" : "16", "id" : "1927", "kuranAyetNo" : "1176", "not1" : "*Kaçar. **Manevra yapmak amaçlı. ***Başka bir savaş grubuna katılma. ****Öfkeye.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Sual ederler sana enfâlden696; de ki \"Enfâl696 Allah’a ve resûlünedir418; öyle ki takvalı21 olun Allah’a; ve ıslah360 edin aranızdaki hali\/olanı; ve itaat76 edin Allah'a ve resûlüne418 eğer olduysanız müminler27.\"", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 yeseluneke sual ederler sana يَسْأَلُونَكَ سال 2 ani   عَنِ - 3 l-enfali enfalden الْأَنْفَالِ نفل 4 kuli de ki قُلِ قول 5 l-enfalu enfal الْأَنْفَالُ نفل 6 lillahi Allah’a لِلَّهِ - 7 ve rrasuli ve resûlünedir وَالرَّسُولِ رسل 8 fetteku öyle ki takvalı olun فَاتَّقُوا وقي 9 llahe Allah’a اللَّهَ - 10 ve eslihu ve ıslah edin وَأَصْلِحُوا صلح 11 zate hali\/olanı ذَاتَ - 12 beynikum aranızdaki بَيْنِكُمْ بين 13 ve etiu ve itaat edin وَأَطِيعُوا طوع 14 llahe Allah'a اللَّهَ - 15 ve rasulehu ve resûlüne وَرَسُولَهُ رسل 16 in eğer إِنْ - 17 kuntum olduysanız كُنْتُمْ كون 18 mu'minine müminler مُؤْمِنِينَ امن", "ayetNo" : "1", "id" : "1913", "kuranAyetNo" : "1161", "not1" : "", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve yapmış değildi onu Allah bir büşra* dışında; ve tatmin olması için onunla kalplerinizin; ve yoktur yardım Allah indinden\/katından dışında; doğrusu Allah Azîz’dir37; Hakîm’dir9.", "ayetNo" : "10", "id" : "1921", "kuranAyetNo" : "1170", "not1" : "*Müjde.", "surahName" : "Enfâl", "sureNo" : "8" }, { "ayetIe" : "Ve onların kardeşleridir* (ki) genişletirler\/uzatırlar* onları sapkınlığa; sonra peşlerini bırakmazlar*.", "ayetLatin" : "# Kelime Anlam Arapça Kök 1 veihvanuhum ve kardeşleridir onların وَإِخْوَانُهُمْ اخو 2 yemuddunehum genişletirler\/uzatırlar onları يَمُدُّونَهُمْ مدد 3 fi   فِي - 4 l-gayyi doğrudan sapkınlığa الْغَيِّ غوي 5 summe sonra ثُمَّ - 6 la   لَا - 7 yuksirune peşlerini bırakmazlar يُقْصِرُونَ قصر", "ayetNo" : "202", "id" : "1909", "kuranAyetNo" : "1156", "not1" : "*Şeytânlar.", "surahName" : "A'râf", "sureNo" : "7" } ]