tr
stringlengths 3
588
| en
stringlengths 3
558
|
---|---|
Ben hamileyim.
|
I am pregnant.
|
Ben hamileyim.
|
I'm pregnant.
|
Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?
|
How can you contribute to our organisation?
|
Hava bugün sıcak.
|
It's hot today.
|
Başım ağrıyor.
|
I have a headache.
|
Başım ağrıyor.
|
My head aches.
|
Başım ağrıyor.
|
I've got a headache.
|
Başım ağrıyor.
|
I have a sore head.
|
Çok işime yaradı.
|
It helped me a lot.
|
Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.
|
My decision to study abroad surprised my parents.
|
O ne zaman doğdu?
|
When was she born?
|
Lütfen beni affet.
|
Please forgive me.
|
Benim bir sorum var.
|
I have a question.
|
Benim bir sorum var.
|
I have got a question.
|
Benim bir sorum var.
|
I've got a question.
|
Tekrar deneyeceğim.
|
I will try again.
|
Mutluluk nedir?
|
What is happiness?
|
Nerede yaşıyorsun?
|
Where do you live?
|
Nerede yaşıyorsun?
|
Where are you living?
|
Sen kimsin?
|
Who are you?
|
Ben Teochewliyim.
|
I am Teochew.
|
Japonya'ya hoş geldiniz.
|
Welcome to Japan.
|
İrlanda danteliyle ünlüdür.
|
Ireland is famous for lace.
|
Code Lyoko'yu izlemek hoşuma gidiyor.
|
I like watching Code Lyoko.
|
Bu yemek.
|
This is food.
|
Teşekkürler!
|
Thanks!
|
Sonra görüşürüz.
|
See you then.
|
Sonra görüşürüz.
|
I'll catch you later.
|
Benim adım Jack.
|
My name is Jack.
|
Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.
|
I like Beypilic chicken.
|
Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
|
People of Almaty, let us create a child-friendly city!
|
Sağlık ve lezzet için!
|
For health and pleasure!
|
Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır.
|
Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.
|
Britney Spears nerede?
|
Where is Britney Spears?
|
Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır.
|
The thing you have to know about Batman is, he's a superhero.
|
O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
|
He doesn't know who built those houses.
|
O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
|
She doesn't know who built those houses.
|
O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
|
He never fails to write to his mother every week.
|
Günaydın.
|
Good morning!
|
Hayır, teşekkürler.
|
No, thank you.
|
Hayır, teşekkürler.
|
No, thanks.
|
Sizi anlamıyorum.
|
I do not understand you.
|
Saat kaç?
|
What time is it?
|
Saat kaç?
|
What's the time?
|
Saat kaç?
|
What is the time?
|
İyi yolculuklar.
|
Have a nice trip!
|
İyi yolculuklar.
|
Have a safe journey.
|
İyi yolculuklar.
|
Have a nice trip.
|
Hoşça kal, Sayoko.
|
Goodbye, Sayoko.
|
Ev güzel.
|
The house is pretty.
|
Evi onarıyorum.
|
I'm repairing the house.
|
İtalya'nın başkenti Roma'dır.
|
The capital of Italy is Rome.
|
Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
|
The old man was hard of hearing.
|
Bu makas iyi kesmiyor.
|
These scissors don't cut well.
|
Neredeyse her ailede televizyon var.
|
Practically every family has a TV.
|
Ben de gittim.
|
I also went.
|
Ben de gittim.
|
I went, too.
|
Betty şirin bir kız, değil mi?
|
Betty is a pretty girl, isn't she?
|
Merhaba Mimi! Nasılsın?
|
Hello Mimi! How are you?
|
O, Taro'nun erkek kardeşi.
|
He is Taro's brother.
|
Bu Brian Rock.
|
This is Brian Rock.
|
Banka ona 500 dolar kredi verdi.
|
The bank loaned him 500 dollars.
|
Banka ona 500 dolar kredi verdi.
|
The bank loaned her 500 dollars.
|
Banka ona 500 dolar kredi verdi.
|
The bank lent him 500 dollars.
|
Banka ona 500 dolar kredi verdi.
|
The bank lent her 500 dollars.
|
Dikkat!
|
Attention!
|
Çık dışarı!
|
Get out!
|
Korece çalışıyorum.
|
I study Korean.
|
Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
|
I called a cab, because it was raining.
|
Okula gidiyorum.
|
I am going to school.
|
Okula gidiyorum.
|
I go to school.
|
Arkadaşım Korece öğreniyor.
|
My friend studies Korean.
|
Onların başka şarapları yok.
|
They have no more wine.
|
Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
|
The meeting was canceled because of the rain.
|
Ne kadar para istiyorsun?
|
How much money do you want?
|
Deli misin?
|
Are you mad?
|
Deli misin?
|
Are you crazy?
|
Deli misin?
|
Are you insane?
|
Duvarda bir saat var.
|
There is a clock on the wall.
|
Bir sorum var.
|
I have a question.
|
Bir sorum var.
|
I have got a question.
|
Bir sorum var.
|
I've got a question.
|
Geri döneceğim.
|
I'll be back.
|
Masanın üzerinde bir kedi var.
|
There's a cat on the table.
|
İzlanda Danimarka'ya aitti.
|
Iceland used to belong to Denmark.
|
Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.
|
I can speak Esperanto as if it were my mother tongue.
|
Dünya portakal şeklindedir.
|
The earth is the shape of an orange.
|
Kötü bir karın ağrım var.
|
I've got a bad stomachache.
|
Tom peyniri sevmez.
|
Tom doesn't like cheese.
|
Çok geç.
|
Too late.
|
Çok geç.
|
It is too late.
|
O çalışırken bir kaza yaptı.
|
She had an accident while working.
|
O çalışırken bir kaza yaptı.
|
He had an accident while working.
|
O çalışırken bir kaza yaptı.
|
While working, she had an accident.
|
O çalışırken bir kaza yaptı.
|
While working, he had an accident.
|
O harcadığından daha fazla para kazanıyor.
|
She earns more than she spends.
|
Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.
|
I'm really tired; I think I'll go to bed.
|
O benim, onun değil.
|
It's mine, not his.
|
Herkes ondan hoşlanıyor.
|
Everyone likes her.
|
Neredeydin?
|
Where have you been?
|
Subsets and Splits
No community queries yet
The top public SQL queries from the community will appear here once available.